Etiket: cilt

  • Elma sirkesiyle cilt bakımı

    Elma sirkesiyle cilt bakımı

    Binlerce yıl önce mahzende unutulan bir şaraptan tesadüf eseri keşfedilen elma sirkesinin, ciltteki lekelerden fazla kilolara, sağlıksız saçlardan varisli damarlara kadar birçok derde deva olduğu bildirildi. Elma sirkesinin özellikle pırıl pırıl saçlar, lekesiz bir cilt ve incecik bir vücuda kavuşmada çok önemli katkılar sağladığı vurgulandı. Elma sirkesi ile doğal bakım mucizesi…

    Elma sirkesiyle cilt güzellik seansını herkes evinde kolayca uygulayabilir. Bugüne kadar sadece sofrada kullanılan elma sirkesinin cilt güzelliği için doğurduğu ‘inanılmaz’ sonuçlar ise şöyle sıralanıyor:

    – Kepeksiz saçlar: Saçınızı yıkadıktan sonra, son durulama suyuna elma sirkesi ekleyin. Saçlarınızın kepekten arındığını ve parlaklaştığını göreceksiniz.

    – Akne tedavisi: Su ile seyreltilmiş elma sirkesi ile yüzünüzü temizleyin ve su ile durulayın. Elma sirkesi cildinizi yumuşattığı gibi, antiseptik özelliği ile akneye neden olan mikropları öldürecektir.

    – Ciltteki lekelere: Dörtte bir litre suya, üç çorba kaşığı elma sirkesi ekleyip, kaynayıncaya kadar ısıtın, ateşi kısın. Başınıza bir örtü örtüp, yüzünüzü buhara tutun. Yarı yarıya sulandırılmış elma sirkesi ile yüzünüzü silin. Haftada iki kez tekrarlayabilirsiniz.

    – Varisli damarlara: Bir bezi elma sirkesine batırıp sıkın. Bezi varisli bölgeye sarın ve 30 dakika bekletin. Bu süre içinde bacaklarınızı yukarı kaldırarak dinlendirin. Sabah-akşam tekrarlayın.

    – Zayıflamak için: Bir bardak suya bir-iki kahve kaşığı elma sirkesi ve bir kahve kaşığı bal ekleyip, karıştırın. Uygun bir rejimle birlikte kullanıldığında, düzenli kilo vermenize katkı sağlar.

    Elma Sirkesi+Bal+Su Yöntemiyle Zayıflama Deneyimlerimiz için tıklayın !

  • Akneler için aspirin maskesi

    Akneler için aspirin maskesi

    Aspirin maskesi cilt üzerinde çok sayıda olumlu etki yaratır. Cildi yağ ve akneden arındırır. Hatta aknelerin bıraktığı izleri bile yok eder. Bunca olumlu etkisinin yanı sıra aspirin kullanımına ilişkin de bilgi sahibi olmak gerekir.

    Neticede, aspirin eczanede bulundurulan bir ilaçtır ve tedavi amaçlı kullanılır; peki cilt için kullanılması doğru mudur?

    Aspirin maskesi uygulamanın bir zararı yoktur, çünkü bu maskenin çok küçük bir kısmı cilt tarafından emilir. Aspirin maskesi uygularken aşağıda belirtilen talimatlara uyarsanız en iyi sonuçları alabilirsiniz.

    Özel olarak formüle edilmiş bir aspirin yüz maskesi ya da kaplanmamış, toz halinde aspirin tabletleri aşağıda belirtildiği şekilde kullanabilirsiniz (Kaplanmış tablet kullanırsanız tabletleri ezip toz haline getirmeniz gerekecektir)

    Sığ bir kabın içine veya avucunuzun içine iki ila dört tablet aspirin koyun. Tabletleri maske kıvamına getirecek kadar su ekleyin. Alternatif olarak, yüzünüzü ıslatıp tabletleri yüzünüzün tamamına dairesel hareketler yaparak sürebilirsiniz. Yüzünüzdeki ıslaklık tabletlerin çözünmesini ve yüzünüzün tümüne eşit yayılmasını sağlayacaktır. Bir adet tablet ya da gerektiği kadar kullanın. Maskeyi yüzünüzde 5 ila 15 dakika ya da kuruyuncaya kadar bekletin. Yüzünüzü suyla nazik bir şekilde dairesel hareketler yaparak yıkayın. Alternatif olarak, maskeyi yüzünüzden küçük bir havluyla da çıkarabilirsiniz.

    Eğer aspirini tablet halinde kullanmak zor gelirse ve aspirin yüzünüze sürerken kayıp duruyorsa, maskeyi daha yapışkan kıvama getirecek ve cildinize daha iyi nüfuz etmesini sağlayacak bir şeye ihtiyaç duyarsınız. Bu durumda tabletleri ezip içine bal, aloe vera, hatta yoğurt ekleyin. Maskeyi yüzünüzde gerektiği kadar bekletin ve sonra yüzünüzü yıkayın.

    Aspirin tabletlerini sirkeyle karıştırıp antiseptik olarak da kullanabilirsiniz. Bu uygulama cildinizi canlandırır ve cilt için doğal bir sıkıştırıcı vazifesi görür.

    Aspirin maskesi uygulamadan önce aşağıda belirtilenlere dikkat edilmesi gerekir:
    Eğer çok hassas bir cildiniz varsa aspirin maskesi cildinizin kızarmasına neden olabilir. Böyle bir sonuç alındığında cilde tekrar maske uygulanmamalı ya da daha az sıklıkla maske yapılmalıdır. Çok kuru ciltler için maske ayda sadece 2 ila 3 kez yapılmalıdır. Böylece cilt tahrişi önlenmiş olur. Maske uygulamasından hemen sonra, ciltteki kuruluğu yok etmek için cildi nemlendirmek gerekir.

  • Cildi yenileyen gıdalar

    Cildi yenileyen gıdalar

    Güneşli günlerin sona ermek üzere olduğu bugünlerde, yaz boyunca güneşten, denizden, klorlu havuz sularından yıpranan cildimiz, bakıma ihtiyaç duyuyor.

    A,C,E vitaminleri açısından zengin olan taze havuç, kayısı ve domateste bolca bulunan beta karoteni tüketmek çok önemli. İçerdikleri vitaminlerin antioksidan değerleri çok yüksektir ve bunlar güneşin cilde verdiği zararlarla savaşabilir gıdalardır.

    Yaz mevsiminde güneş ve deniz sonrası cildiniz su kaybeder. Sonbaharda ise cildiniz bu nemi geri istediğini size gösterdiği reaksiyonlarla anlatır. Cildinize mineral içeriği yüksek tonikler ve yüksek su içeriği olan nemlendiriciler kullanmalısınız. Ciltteki nem oranı özellikle mevsim geçişlerinde çok önemlidir. Çünkü yazın cildimiz UV ışınlardan etkilenir ve sonbahar gelince kararmış, bronzlaşmış, kurumuş ve kırışmış olur. Havaların giderek soğumasıyla birlikte cildin içerdiği su miktarı aniden düşer.

    Cildi yenileyen gıdalar
    Sonbahar ve kış aylarında da güneş koruyucu ürünleri kullanmaya devam etmelisiniz. Gün ışığının olduğu her mevsimde ve saatte cildin UV ışınlarına maruz kaldığını ve yaşlandığını unutmayın.

    Cildi yenilemek, yaşlanmayı yavaşlatmak için gerekli vitaminler hangi yiyeceklerde bulunur?

    Beta karoten: Ispanak, marul, lahana, brokoli, kavun, şeftali, havuç, kayısı.

    Lutein: Yeşil yapraklı sebzeler, yumurta sarısı, hayvani yağlar.

    Likopen: Domates, karpuz, kırmızı greyfurt.

    Kuersetin: Elma, üzüm, limon, domates, soğan, marul, brokoli, karalâhana, pamuk tohumu, çay, kırmız şarap gibi içecekler, ginko biloba, zeytinyağı, propolis.

    A vitamini: Karaciğer, yağ, süt, peynir, yumurta sarısı.

    E Vitamini: Bitkisel yağlar.

    C Vitamini: Maydanoz, çilek, limon, domates, semizotu.

    Omega-3-Çoklu doymamış yağ asidi: Balık yağı.

    Resveratrol: Üzüm kabuğu, yer fıstığı, kırmızı şarap, dut.

    Çay polifenolleri: Yeşil çay.

  • Banyo tuzlarıyla cilt bakımı

    Banyo tuzlarıyla cilt bakımı

    Bütün bir haftanın stresini üzerinizden atmak ve cildinizde biriken toksinlerden arınmak için banyo tuzlarını deneyin!

    Tüm hafta boyunca çok yoğun bir tempoda çalıştınız ve cilt bakımınızı ihmal ettiniz, aksi gibi bir de katılmanız gereken önemli bir davet var! Değil parti için hazırlanmak, aynaya bile bakmak istemiyor musunuz? O halde gidip küveti sıcacık suyla ve banyo tuzlarıyla doldurun, hem enerjinizi geri kazanın hem de parıldayın!

    Işıldayan bir cildin sırrı sağlıklı bir kan dolaşımı. Büyük gecelerden önce güzel sıcak bir banyo yapın ve banyo tuzlarıyla cildinizi ovun. Banyo tuzlarıyla cildinize dairesel hareketler yaparsanız kan dolaşımını arttırmış ve canlandırmış olursunuz.

    Banyo tuzları kalın veya ince olmak üzere birçok renk, koku ve çeşite sahip, deneme amacıyla birkaç çeşit alıp kullanabilirsiniz. Hatta dilerseniz en sevdiğiniz renkleri ve kokuları birbirine karıştırıp banyo keyfinizi arttırabilirsiniz.

    Banyo tuzları aynı zamanda peeling için de kullanılabilir. Vücudunuzu banyo tuzlarıyla ovarken dirsek , dizler ve topuklar gibi sertleşmiş bölgeleri yumuşatmak için bir limonu yarıya bölerek üzerine banyo tuzu dökün ve sertleşmiş bölgelere masaj yapın. Farkı göreceksiniz.

    Yüzünüze bakım yapmak için çok basit bir tarifimiz var. Eşit miktarda kahve çekirdeği ve şekeri karıştırın ve nemli yüzünüze dairesel hareketlerle uygulayın. İsterseniz bu tarife hindistancevizi yada badem yağı gibi doğal ve hoş kokulu yağlar da ekleyebilirsiniz. Bütün gece harika görüneceksiniz.

  • Bu ürünlerden uzak durun

    Bu ürünlerden uzak durun

    Kadınlar güzel görünmek ve yaşlanmanın izlerinden kurtulmak için elinden geleni yapıyor. Onun için pek çok güzellik kremine ve malzemesine başvuruyorlar. Ama bazı içerikler var ki asla cildimizle temas etmemeli.

    Yüz ovalama aldatmacası

    Yüzünüzü ovalayarak temizlediğiniz scrubların ve peelinglerin amacı cildinizi derinlemesine temizlemektir.

    Ciltteki ölü derilerden kurtulmak için bu sert malzemeyi kullanırız. Fakat pek çok scrub içinde sivri parçacıklar bulundurmaktadır. Mesela kayısı ve ceviz çekirdekleri gibi. Bunlar cildimizi temizlemek yerine, derimizin üzerinde küçük kesikler oluştururlar. Bu kesikler gözle görünmeseler de cildimize bakterilerin nüfuz etmelerine neden olurlar. Bunun sonucunda da cildimizde kızarıklıklar, iltihaplanma ve lekeler oluşabilir. Yetişkin aknesinden muzdarip ya da hassas cilde sahip pek çok insan bu cilt malzemesinin kurbanlarıdırlar.

    Yaşlandıran malzemeler

    Pek çok yüz peelingi, duş jeli, losyonlar ve kremler emülsiyonlaştırıcı içerirler. Bunlar sabun bazlı maddelerdir, yağları ve su bazlı malzemeleri bir araya getirerek sizin ürünü sürekli sallamaya gerek duymamanızı sağlarlar. Nemlendirici yağ ve su, cilt tarafından emildikten ve buharlaştıktan sonra geriye emülsiyonlaştırıcılar kalır ve bu da cildinize ve göz çevrenize zarar veren sabunlu bir tabaka kalmasına neden olur, sonuçta cildiniz kurur. Kuru cilt ise hızlı yaşlanır. İçinde emülsiyonlaştırıcı bulunan maddeler; emülgatör mum, polisorbat, stearat ve setearildir.

    Kanser endişeleri

    Paraben, ürünün ömrünü uzatmak için kullanılan bir içeriktir ve sağlığınız için tehlikelidir. Hormonal sisteminize zarar verebilirler ve göğüs kanserine neden olabilir.

    Bunun dışında cilt ürününüzde olmaması gereken bazı kanser yapıcı maddeler aşağıda listelenmiştir;

    Polietilen

    Polietilen glikol ya da PEG

    Polioksietilen

    İçinde oksinol (oxynol) içeren maddeler

    Sağlıklı güzellik

    Pek çok cilt bakım ürününde bulunan tehlikeli maddeler nedeniyle ”sağlıklı güzellik’’ son derece büyük önem içermektedir. Bu nedenle alacağınız ürünlerin etiketlerine dikkat etmelisiniz.

    Mümkün olduğunca organik ve bitkisel bazlı ürünleri kullanmanızı öneririz.

  • İrmik ve gül suyu ile peeling

    İrmik ve gül suyu ile peeling

    Doğal malzemeler ile peeling yapmak artık çok kolay. Hem zahmetsiz hem de masrafsız olan irmik ve gül suyu ile yapılan bu peeling cildinizin rahatlamasını ve derinlemesine temizlenmesini sağlar.

    Artık evde kolaylıkla yapabildiğimiz bu doğal ve organik ürünlerle kendinizi ve cildinizin iyi hissetmesine yardımcı olur.

    İşte evde de kolaylık deneyebileceğiniz peeling…

    Malzemeler
    1 tatlı kaşığı irmik
    1 tatlı kaşığı gül suyu

    Yapılışı: Her iki malzemeyi bir kâsede karıştırın. Cildinizde yağlanmanın ve siyah noktaların en fazla olduğu bölgelerde yani burun, çene ve alın bölgesine yuvarlak hareketler ile masaj yaparak uygulayın. 5 dakika bekledikten sonra, ılık su ile yüzünüzü yıkayın. Daha sonra yumuşak bir havlu ile yüzünüzü kurulayın. Bu işlemi haftada bir uygulayabilirsiniz.

    Evde Yapılabilen Doğal Cilt Bakımları tıklayın !

     

  • Kleopatra, Süt ve Bal Banyosu

    Kleopatra, Süt ve Bal Banyosu

    Kırışıklıklarla başa çıkmanın 6 altın kuralı ve Süt Banyosunun Gizli Formülü

    Cildimiz, yaşlandığımızı bize hatırlatan en önemli organızmız.

    İnsanlık tarihi boyunca insanoğlu, akla hayale gelmeyecek farklı karışımları kullanarak cildi güzelleştirdiği, yaşlılık alemetlerini sildiği, kırışıklıkları giderdiği söylenen o büyülü karışımın, iksirin, peşinde koşmuş, koşmakla kalmamış bu işi başardığını iddia eden insanlara avuç avuç para ödemiştir.

    Milattan önce 3000 ila 1070 yılları arasında, anlayacağınız binlerce yıl önce, hala tarihin en güzel kadınlarından biri kabul edilen Kleopatra’nın yaşadığı Antik Mısır’da bu büyülü iksirler ilk olarak bulundu, denendi ve uygulandı.

    Cilt bakımının tarihte ilk olarak Antik Mısır’da uygulanması tesadüf değildir. Havanın son derece kuru ve sıcak olması, çöl ikliminin varlığı özellikle soyluların saçlarını kısa kesmesine, erkeklerin tamamen kazımasına ve bitkisel yağların nemlendirici olarak kullanılması için keşfedilmesine neden oldu.

    Böylece binlerce yıldır devam eden, ekonomik, sosyal velhasıl kelam her bağlamda dünyamızı şekillendiren öykü başladı.

    Ekonomi ve para derken, günümüzde de durum farklı değil. Kadınlar ve dahi erkekler, yaşlılık izlerini sildiğini iddia eden kremlere, losyonlara milyon dolarlar verip satın alıyor, hepsi de muhteşem olduğunu iddia eden “iksirler”e tonla para ödüyorlar.

    Ülkemizde kozmetik sektörü 2012 yılında akıtılan para tam 2.2 milyar dolar. Bakanlık bütçesi kadar neredeyse.

    Üstelik tüm dünyada kozmetik sektörünün önü açık zira giderek daha uzun yaşıyoruz ve tüm sektörün hedefindeki organ olan cildimiz, bu uzun süreçte en çok etkilenen organlardan biri.

    Geçtiğimiz 100 yıl içinde insan ömrü 2 kat uzadı. Türkiye’de ise kadın ömrü 2009 yılı verilerine göre 76.1’dir.

    Peki bizleri hem maddi hem manevi böylesi ilgilendiren cildimizin yaşlanması hangi faktörlere bağlı ? Kozmetiklere para ödemeden düzeltemiyormuyuz cildimizi ? veya kozmetikler gerçekten etkili mi?

    Kısacası yüzümüzden zamanın izlerini silmek için ne yapmalıyız, bilimsel alt yapısı olan hangi faktörler ile bu acımasız sürece dur diyebiliriz ? Salatık ve sütünden medet ummaya devam mı etmeliyiz ?

    Cildimizin yaşlanması 3 temel faktör bağlamında gerçekleşiyor:

    1. Doğal yaşlanma; buna dur demeniz imkansız. Açıkçası plastik cerrahın (o da bir yere kadar) kapısını çalmadan doğal yaşlanmanın önüne geçemezsiniz. Plastik cerrahi denilince yanılmayın sakın, onların yarattığı sadece illüzyon. Yoksa yaşlı dokuyu iyileştirmeleri mümkün değil.

    2. Özellikle kadın için östrojen ve diğer metabolik faktörler; Cilt vücutta bunca farklı hücre grubunun inanılmaz bir harmoni ile çalıştığı tek organ. Ve bu organın temel yapı taşı kollajen dediğimiz protein bazlı yapı.

    İşte menopozla beraber ortaya çıkan östrojensiz ortam kadının cilt dokusunda, zaman içinde ciddi bir kollajen azalmasına neden olur. Kollajen cildi destekleyen adeta kırışıklıkları ortadan kaldıran esas destek dokusunu oluşturduğu için menopozla beraber cilt kırışmaya başlar.

    Kıssadan hisse hiç bir şey, o tonlarca para ödediğiniz losyonlar falan, kadında östrojen kadar güzel bir cilt yapamaz.

    Tabii cilt söz konusu olduğunda, sadece kadında değil erkekte de cildi etkileyen hormonal devinimler ön plana çıkar. Örneğin tiroid hormonları, testosteron gibi androjenler de doğrudan cilt ve cildin görünümüne etki ederler.

    3. Dış faktörler; bunlar bizim kendi kendimize ettiğimiz dolayısıyla önleyebileyeceğimiz olumsuz faktörlerdir. Örneğin sigara ya da Eda Taşpınar ve benzerlerine özenerek ultraviolet ışınlarının radyasyonuna maruz kalma.

    Amerika Birleşik Devletlerinde melanom olmayan cilt kanseri tedavisi %77 oranında artmıştır ve yine Amerika’da en sık görülen kanserdir. Bunun nedeni koruma faktörü olsun olmasın güneşin altında saatlerce yatmaktır.

    Cilt dediğimiz yapı dışarıdan içeri doğru; epidermis, dermis ve hipodermisden oluşur. Epidermis en dıştaki tabakadır. Kan damarı içermeyen epidermis keratinosit ve melanositlerden oluşur.

    Keratinositler kollajen dediğimiz destek dokuyu sentezleyen hücrelerdir. Dermis ise bol miktarda kollajen, kan damarı ve lenfatik içerir.

    İşte doğal yaşlanma dediğimiz süreç tam da epidermis ve dermis tabakalarında yer alan kollajen dokusunun bozulması, azalması ve harap olması ile ortaya çıkar. Kadında menopoz ile başlayan bu azalama süreci kadının sigara kullanması ile haraplanarak hızlanır.

    Demek ki kollajen dediğimiz yapı cildin görünümü, yaşlanması açısından son derece önemli. Bu da gayet doğal zira kollajen bağ dokusunun temelini oluştururken, tüm vücuttaki kollajenin %80’i cildin dermis tabakasında ve kemiklerde bulunur. Kollajen lifleri cilde paralel bir seyir izlerken onu adeta destekler, gergin ve güzel görünmesini sağlar.

    Kadında Menopozla Beraber Ciltte Ortaya Çıkan Değişimler

    1. Menopozla birlikte östrojen azalmasına bağlı cilt kurudur. Nedeni ise ter bezlerinin östrojen az ortamda azalmaları ve cildin nemlenmesinin bozulmasıdır.

    2. Cilt östrojen olmadığı için postmenopozal dönemde her yıl %1.13 oranında incelirken kollajen düzeyi %2.1 oranında azalır.

    3. Kollajen düzeyindeki azalmaya aynı zamanda kemik erimesi de eşlik eder. Aslında hep gözden kaçırılan önemli konulardan biri cildin altındaki kemik dokusundaki harabiyetin aynı zamanda cildin görünümüne eşlik etmesidir. Cilt incelir ve altındaki kemik dokususu erirken kollajen azlığının etkileri çok daha belirgin biçimde dışarıdan hissedilir hale gelir.

    4. Kadın cildi östrojen reseptörleri (organların çeperinde bulunan ve salgılanan hormonların o organı etkilemesini sağlayan alıngaçlara reseptör adı verilir) açıısndan son derece zengindir. Bu reseptörler sayesinde östrojen etkisini ciltte ki kan damarları üzerinde de gösterebilir.

    Östrojensiz ortamda reseptörlerin azalması, kılcal damarların sayıca ve genişlik bağlamında azalmasına dolayısıyla cildin beslenemeemsine neden olur.

    Tek bir cümle ile özetlemek gerekirse; Östrojen azalması ciltte oksidatif protein hasarının artışına ve yaşlanmaya neden olur.

    Östrojenin yokluğu okside olmuş radikallerin açığa çıkmasına, bu radikaller ise hücre ömrünün kısalmasına sebep olurken oluşan metabolik süreç “Oksidatif Protein Hasarı” adını alır.

    Benzer süreç menopoz ile berber kadında damar duvarında da yaşanmakta dolayısıyla kadında kalp krizi geçirme riski menopozal dönemde erkekteğin riski ile eşitlenmektedir.

    Cildi Yaşlanma Sürecinden Korumak İçin Ne yapmalıyız ? 6 Altın Kural Nedir?

    1. Sigara içiyorsanız bırakın. Sadece akciğer ve idrar torbası kanserinden korunmak için değil, cildinizi de korumak için mutlaka bırakın.

    Sigara karaciğerde bazı enzimatik reaksiyonları hızlandırarak kollajen yıkımını arttırıyor. Yazık o kadar para verdiğiniz kozmetiklere. Sigara içiyorsanız bilmelisiniz ki, cildiniz özellikle menopozla beraber hızla yaşlanacak. Yüzünüzde derin cizgiler oluşacak

    2. Güneşin altında marsık oluncaya kadar yatmaktan vazgeçin. Sadece cildinizin yaşlanmasına neden olmuyorsunuz. Cildinizi yaşlandıran UV rasyosyon aynı zamanda cilt kanseri riskinizi arttırıyor.

    Biliyorsunuz artık ozon tabakasına etki eden ve dünyanın her yerinden salgılanan kimyasallar nedeniyle ultraviole ışınlarının radyoaktif etkisine daha açık durumdayız Bu nedenle mutlaka koruyucu krem kullanın ve güneş altında uzun süre yatmayın.

    3. Sadece menopozal dönemde değil her zaman kadınların nemlendirici kullanması şart. Nemlendiricinizi yanınızdan ayırmayın

    4. Beslenmenize dikkat edin. E ve C vitamini aldığınızdan, bu vitaminleri içeren gıdaları tükettiğinizden emin olun. Hem E, hem de C vitamini antioksidan etkileri ile cildinizi ve damar sisteminizi koruyacaktır.

    5. Bol bol su tüketmelisiniz. Bu son derece önemli. Cildin nemlenmesi ve beslenmesi için mutlaka 2 litre /gün su içmelisiniz.

    6. Alfa hidroksi asit içeren besinler almalısınız. Limon, üzüm ve süt içmelisiniz. Bu gıdalar cildinizi koruyan özellikle alfa hidrosi asitleri içerir.

    İlaç Bazlı Hangi Tedavileri Kullanabilirsiniz?

    1. Östrojen Tedavisi: Burada bahsedilen menopozal belirtilerin tedavisi için kullanılan hormon tedavisi değildir. Östrojen kullanılmaya başladıktan 6 ay sonra özellikle tip III kollajen düzeyini arttırır. Topikal kullanılan (cildinize sürebileceğiniz) östrojen preparatları cildinizi gençleştirecektir.

    Bu amaçla 0.3% östriol ve 0.01% östradiol ilaçlar 6 ay kullanıldığında cildinizin kollajen içeriğini arttıracak ve cildiniz gençleşecektir. 6 aydan fazla kullanmanın anlamı yok zira menopozda ki kadında östrojeni nasıl verirseniz verin ciltte yapacağı değişim 6 ay sonunda ulaştığı düzeyden daha fazla olmayacaktır.

    Takiben östrojeni kesip koruyu önlemlere dikkat ederseniz problemsiz biçimde cildinizi yaşlanmaya karşı koruyabilirsiniz.

    2. Retinoik asit kullanımı: Retinoik asit kulanılabilir olsa da bu kullanım mutlaka doktor gözetiminde ve belli endikasyonlarla olmalıdır.

    3. Beslenmesi düzenli olmayan kişiler için E ve C vitamini içere preparatlar önerilebilir.

    4. Son yıllarda glukozaminoglikan ve proteoglikan içeren preparatlar üzerinde çalışılmaktadır. Ancak bunlar deneyseldir.

  • Fondöteni cildimize yedirmek için

    Fondöteni cildimize yedirmek için

    Fondötenler… Makyajın en temel malzemesi. En güzel malzemelerle en usta ellerden çıkan bir makyaj bile, yapıldığı cilt homojen ve pürüzsüz görünmüyorsa kendini göstermez.

    Fondöten seçiminde ilk adım, ten rengine uygun ürün seçmek… Fondöten ile cildin her bölümünde aynı oranlarda bir renk tonu oluşturmak ve yüzün bazı bölümlerini (elmacık, çene ve alın) ön plana çıkartmak amaçlanır. Güneş lekeleri, kızarıklık, sivilce ve akne izleri başarılı bir fondöten kullanımı ile tümüyle saklanabilir.

    Fondöteni cildimize yedirmek için kullanılan üç tür yöntem var:

    Fırça Kullanımı: Öncelikle, cilt tipine uygun ve iyi bir fırça seçmek gerekiyor. Öte yandan fırçayı bastırmadan, hafif darbelerle ve yukarıdan aşağıya doğru sürmek gerekiyor.

    Sünger Kullanımı: Islatılarak kullanılan süngerler, fondöteni cilde yaymada etkin bur uygulama sağlıyor. Aşağıdan yukarıya küçük darbeler eşliğinde…

    Parmakların Kullanımı: Her cilt tipi için geçerli olan bu yöntem, aynı zamanda uygulaması en kolay olanı… Ancak burada, doğal bir görüntü elde edebilmek için yüzün merkezinden başlayıp, dışarı doğru uygulama yapmak gerekiyor.

  • Seksin güzelliğe etkileri

    Seksin güzelliğe etkileri

    Güzelleşmek için uzun saatler ve tonlarca para harcıyoruz. Peki, ama neden hayatın bize sunduğu doğal nimetlerden faydalanmıyoruz? Bu nimet ne mi? Tabii ki, seks.

    Seks, güzelliğinizi artırır. Neden mi?

    Doğal makyaj

    Her sabah evden çıkmadan makyaj yapıyorsunuz ve gün içinde tazelemeye ihtiyacınız oluyor, değil mi? Oysa günde sadece 15 dakikada yanaklarınız doğal yollardan pembeleşecek, dudaklarınız harika bir parlaklığa sahip olacak ve cildiniz parlayacak. Nasıl mı? Tabii ki seksle. Çünkü seks doğal bir makyajdır.

    Cleveland Kliniği’nden Dr. Michael Roizen, “Seks esnasında heyecanlanırsınız ve damarlarınız genişler. Bu da size kırmızı yanaklar, kanlı canlı ve parlak bakışlar kazandırır” diyor. Bir ekleme de biz yapalım: Seksin bu kanlı canlı bir yüz yaratma etkisi saatler sürer. Makyaj kadar kısa değildir ömrü.

    Cildinizi korur

    Güneş ışığına fazla maruz kaldığınızda cildiniz kırışıklıkların oluşması ya da artması sorunuyla karşılaşır. “Kalp krizini kalbinizdeki kırışıklık gibi düşünürseniz cildinizdeki kırışıklık da o derece büyük etkiye sahiptir” diyor Dr. Roizen. İyi kan akışı, cildinizi besler ve oksijen sağlar; bu da kırışıklık oluşumunu önler. Şimdi, bu cildinizi gençleştiren kan akışını neyin artırdığını bir düşünün. Evet, doğru tahmin ettiniz; seks.

    Seks, duruşunuzu düzeltir

    Hepimiz biliyoruz ki bir kadında en seksi duran şey, kadının kendine güven duyuyor olması. Amerikalı seksolog Mary Jo Rapini’ye göre kendinden emin bir şekilde topuklarını yere vurabilmek kadını havalı hale getiriyor. Rapini, “Bir erkeğe ‘Bir kadında en çekici olan taraf ne sence?’ diye sorduğumda, saydığı üç şeyin ilki kadının hareketleri oluyor” diyor.

    Daha cilveli olduğunuzda ister istemez daha feminen bir yürüyüşe sahip oluyorsunuz. Başınız dik, kalçalarınız bir o yana bir bu yana salınır halde, kelimenin tam manasıyla çalım atıyorsunuz. İşte bu tür bir kendine güven gösterisi, ancak seksin cazibesine kapılmakla mümkün olur.

    Seks saçları güzelleştirir

    Bu söyleyeceğimiz size çok dolaylı gelse de seks, saçların daha sağlıklı bir kafa üzerinde durmasını sağlar. Dr. Roizen, “Her saç kökü bir kan damarına sahiptir ve kan akışınız iç ve dış güzelliğin en büyük belirleyicisidir” diyor. Kan akışının hızlanması, saçlarınızın beslenmesi demektir. Kan akışının hızlanmasını da elbette seks yaparak sağlayabilirsiniz.

    Strese seks şifası

    Amerikalı seksolog Mary Jo Rapini, “Seks en büyük şifadır” diyor. Orgazm olmak, rahatlamayı ve nefes almayı öğrenmek demektir. Eğer düzenli olarak seks yapıyorsanız, bu rahatlatıcı etkiler birikir ve uzun vadede stresinizi azaltır. Rapini, “Normal bir seks aktivitesi 3 ila 20 dakika sürer. 20 dakika bile olsa bu çok uzun bir süre değildir ama etkileri tüm gün sürer. Hatta günlerce sürebileceğini bile söylemek mümkün” diyor. Ve tabii tansiyonun düşmesi yüzünüzün güzelliğine katkıda bulunacaktır.

    Göğüslere dirilik kazandırır

    Seks boyunca daha havalı olursunuz. Öyle ki göğsünüz yüzde 25 genişletir, meme uçlarınız bir santim kadar yukarı kalkar. Daha ne olsun!

    Seks egzersizdir

    Spor salonuna gitme konusunda kendinizi motive etmekte güçlük çekiyor olabilirsiniz. Ama unutmayın, seks size müthiş kardiyo çalışma imkanı sağlar. Üstelik sıradan bir spor salonunda sıkıcı aletlerle meşgul olmanın tatsızlığındansa seksin cazibesi çok daha yüksektir.

    Gençlik kaynağı

    Bir kadın ortalama bir seks hayatına sahipse gerçek yaşı, kimlik yaşından iki yaş daha genç gösterir. Bu da üç ciddi sağlık sorununun oluşma riskini azaltır: kalp hastalıkları, kanser ve depresyon gibi psikolojik sorunlar. Dolayısıyla partnerinizle birlikte seks hayatınızı canlı tutarak, kendinizi korkusuzca zamanın kollarına bırakabilirsiniz.

    Şimdi artık size güzelliğinizin sırrını soranlara yanıt verebilirsiniz!

  • Su içmenin cilde faydaları

    Su içmenin cilde faydaları

    Yazın dayanılmaz sıcaklığıyla tanıştığımız şu günlerde suyun vücudumuz için önemli bir gereksinim olduğ u tartışılmaz bir gerçek. Özellikle vücudumuzun koruyucu tabakası olan derimizin yaz aylarında kuruyup dökülmesini engelleyen, elastikiyet, ipek gibi bir görünüm ve canlılık kazandıran tek yaşam kaynağı su. Cildimiz vücudumuzun dış etkenlere, virüs, bakteri ve toksik maddelere karşı en büyük silahı.

    Derimiz, yaşamın zorlukları na karşı vücudumuzu koruyan elastik bir sınır. Cildimizde yer alan su, vücuttaki toplam suyun yüzde 20’sini oluşturur. Normal iklim koşullarında derimiz günde yaklaşık 400 ml su kaybeder. Derinin kusursuzluğu, esnek ve elastik doğası değişik tabakalarındaki su miktarına bağlıdır. Epidermis adı verilen derimizin en üst katmanı nı oluşturan ölü hücreler, esnek kalabilmek için suyla birleşmesi gereken keratin adında lifli bir protein içerir. Yüzey kuru dukça esneklik kaybolur, su kaybı cildimizin erken yaşlanmasına yol açar. Bu yüzden cildin nemlendirilmesi büyük önem taşır.

    Su cildi nemlendirir

    Su, mucizevi diye tanımlanan güzellik kremlerinin hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğini yapar ve cilde yaşam katar. Su, cildi doğal olarak nemlendirir. Çünkü gerçek nemlendirme ancak derinin altından, yani doğal suyla olur. Derinin nemi çeşitli dış etkenlerle azaldığında, ki bu yaz aylarında artış gösterir, deriyi dışarıdan nemlendirmek yetersiz kalır. Derinin nem dengesini sağlamanın tek yolu ise yeterli ve sağlıklı miktarda su içmek.

    Su cildi dirileştirir

    Hücrelerin canlılığını sürdürebilmesindeki en önemli element su. Vücudumuzdaki su dengesinin de cilt üzerinde büyük bir etkisi bulunur. Su, sağlıklı bir cildin temel besin kaynağıdır. Güneş, hava basıncı ve klimaların yarattığı sağlıksız ortamlarda cildimizin doğal parlaklığını bol bol su içerek koruyabiliriz.

    Su neden gerekli

    Vücudumuzdaki tüm enzim reaksiyonları suyla yapılır. Suyun, enzim reaksiyonlarını hızlandırıcı işlevi bulunur. Vücut suyumuzun yüzde 90’ı, vücudun ana suyolu diye adlandırılan kan plazmasında yer alır. Yiyecekler hücrelere bu ana suyoluyla taşınır ve daha sonra geriye kalan atıklar böbreklerden süzülerek idrarla birlikte dışarıya atılır. Vücudumuza aldığımız suyun yüzde 20’sini ise buharlaştırırız. Sindirim sistemi, yiyecekleri işlemek için vücudumuza aldığımız suyun çoğunu kullanır.

    Vücut, suyu kendini soğutmak için de kullanır. Dışarıda sıcaklık 33 derecenin üstüne çıktığında ya da spor yaptığımızda vücut ısınır. Sağlık açısından vücut ısısı mutlaka dağıtılmalıdır. Sistem içerisinde kan, kaslardan deriye doğru pompalanır ve suyla birlikte ciltte nem oluşmasını sağlayarak vücudu soğutur. nsan vücudu üç ana elementten oluşur. Kas, organik doku ve yağ. Vücudumuza bu yağın yalnızca yüzde 3’ü gereklidir. Yağın yerleşim alanı böbrekler ve mide gibi hayati organizmaların içi ve etrafıdır. Değişik hormon seviyeleri nedeniyle erkek ve kadın vücudunda depolanan yağ oranı farklıdır. Kadınlar, erkeklere göre daha çok yağ depolar.

    Forma girmek için su

    Fazla kilolarımız estetik açıdan olduğu kadar sağlığımız açısından da tehlike taşıyor. Kilo verme amaçlı uygulanan bir diyette günde üç litre su içmenin büyük yararı var. Çünkü su, yağların parçalanarak dışarı atılmasında önemli rol oynar. Hiç kalorisi olmadığı için sanıldığının aksine şişmanlatıcı etkisi yoktur. Metabolizmamızı hızlandırdığı için alınan besinlerin yararlı kullanımına ve gereksiz metabolik atıkların vücut dışına çıkarılmasına yardımcı olur.

    Sağlığın anahtarı su

    Normal bir yetişkinin günde en az 1.5 litre, sporcuların, hamilelerin ve emziren annelerin en az 2.5 litre su içmesi gerektiğini biliyoruz. Hiçbirimiz susuz bir hayatı düşünemezken sağlığımız için bu kadar önem taşıyan suyu acaba yeterince tanıyabiliyor muyuz? Suyunuzun nasıl olması gerektiği konusunda birkaç ipucu var:

    • Yerleşim yerlerinden uzak, hijyenik koşullarda şişelenen, doğal kaynak suyu olmalı.

    • Suyunuz bulanık olmamalı, renksiz ve berrak olmalı.

    • İçeriğindeki mineral yapısı dengeli olmalı.

    • Tokluk hissi verir.

    • Vücutta gereksiz su toplanmasını önler. Çünkü vücut az su alınca bunu tehlike işareti sayar ve her damlayı saklar. Bu da el, ayak, ve bacakların şişmesine yol açar.