Etiket: cilt

  • Yanlış kullanılan fondötene ve rimel sonrası kiprik yapışmasına son

    Yanlış kullanılan fondötene ve rimel sonrası kiprik yapışmasına son

    Makyaj yaparken bir çok sorunla karşılaşıyoruz. Örneğin fondöteni sürdükten sonra cildimizde oluşan küçük artıklar ve cildinize uygun doğru rengi bulmaktaki zor seçim. Size vereceğimiz küçük ipuçları ile bu ve benzeri can sıkıcı sorunlar mazide kalacak. İşte size güzellik hileleri

    Fondötenin doğru kullanımı 

    Fondöten kullanırken ilk hata sürerken başlıyor. Fondöten kullanımın da en zor nokta cildinize uygun fondöteni bulmak. ikinci olarak da fondöteni cildinize uyguladıktan sonra cildinizin lekeli gözükmesi. Doğal görünümlü bir cilf için öncelikle cildinizi iyice temizlemeli, bir nemlendirici ile cildinizi fondötene hazırlamalısınız. Sırada cildinizin rengine uygun bir fondöten bulmak var. Cildinize uygun olduğunu düşündüğünüz ve beğendiğiniz renkteki fondöteni gün ışığında yanaklarınızda deneyin. Bileğinize sürerek denemeniz sonucunda doğru fondöteni bulamazsınız. Seçtiğiniz renk yaklaşık cilt renginize yakınsa doğru seçim yapmışsınızdır ve yüzünüzde leke oluşmasını azaltır.

    Fondöten bir sünger veya fırça yardımıyla sürülebilir. İkiside hızlı ve doğru bir yötemdir am en doğal görünüm ellerinizde sürdüğünüzde oluşur. Fondöteni öncelikle yüzün orta noktasına, daha sonra dışa doğru sürmelisiniz. Bu yüzünüzdeki ince tüylerin uzanım yönüne doğru sürmenize yarar. Fondötenin dengeli görünmesi için boynunuza ve saç çizginize akdar uygulamalısınız.

    Rimelden sonra yapışık kirpikler :

    Makyaj yaparken en sık yapılan hatalardan birisi de yapışık görünümlü kirliklerdir. Kirpiklerinizin yapışmasının birinci nedeni rimel fırçasını bir çok kez sokup çıkararak hızlı boya çekmeniz. Birinci hata burada; rimel fırçasını hızlı sokup çıkarmanız rimel tüpünün içine hava karışmasına ve o havanında rimelin çabuk kurumasına yol açması. Bu hızlı hareketlerin sebep olduğu bir diğer problem ise rimel tüpü içinde bulunan bazı siyah parçacıkalrın rimel fırçasına yapışması.

    Rimel fırçanızı bir kere yavaşca çıkarıp kirpiklerinize sürünüz,

    Rimeli zigzag hareketlerle sürünüz. Bu hareketler kirpiklerinizin ayrılmasına yardımcı olur ve kirpiklerinizin daha uzun görünmesini sağlar,

    Yukarıda yazdıklarımız eğer faydalı olmuyorsa iğne veya kürdan gibi ince bir cisimle kirpiklerinizin aralarını açarak ayırabilirsiniz.

    Göz farını fırça ile uygulamayın :

    Göz farı uygulamlarında fırça yerine parmaklarınızı kullanmanız daha iyidir. Göz farınızı uygularken parmak uçlarınıza biraz göz farı alın, göz kağaklarınıza dıştan içe olacak şekilde ve sert hareketlerle parmaklarınızla sıvazlayarak göz farını uygulayın.

    Eğer iki renk kullancaksanız öncelikle parlak rengi göz kapağınızın tamamına uygulayın daha sonra koyu rengi göz kapaklarınıza hafifçe uygulayın. Açık parlak göz farı temel ve kalıcı bir yapı sağlar.

     İpucu :  Göz farınızı uygulamadan önce parmaklarınızı hafifçe nemlendirmeniz göz farının göz kapağınıza daha iyi yapışmasına ve ve kalıcı olmasına yardımcı olur. Bir pamuklu çubuk yardımıyla koyu ve açık renkli alan hatları arasında geçiş sağlayabilirsiniz.

    Renkli dudaklar :  Bütün bir akşam 

    Her ruj bütün bir gece sürekli ve kalıcı olmaz. Yeniden ruj sürmek ise bize  zahmetli gelir.

    Uzun süreli ve kalıcı bir ruj uygulaması için öncelikle düzgün bir dudak yüzeyi gereklidir. Nemli bir bez kullanarak dudak yüzeyinizdeki küçük deri parçalarınızı temizleyin.

    Kontur kalemi ile sadece dudaklarınızın çevresini değil kalemi bütün dudağınıza uygulayın. Kontur kalemleri rujlara göre daha az balmumu içeriri ve bu yüzden daha uzun ömürlü olurlar. Kontur kaleminizin ruj renginiz ile aynı olduğundan emin olun. Dudak fırçası kullanmanız bütün bir akşam renkli bir dudağa sahip olmanıza yardımcı olacaktır.

  • Cilt bakımında bu ürünleri sakın kullanmayın…

    Cilt bakımında bu ürünleri sakın kullanmayın…

    Bazı cilt bakım ürünleri ne kadar pahalı ya da ünlü bir markaya ait olursa olsun beklentilerimizi karşılamaz. Hatta bazen cildimize zarar verebilir.

    Pek çoğumuz bilmeden cilt sağlığı için kaçınmamız gereken ürünleri kullandık veya kullanıyoruz. Kozmetik içerikleri konusunda bilimsel danışmanlık yapan Moleküler Tıp ve Bağışıklık Uzmanı Dr. Ebru Karpuzoğlu cilt sağlığımız için kaçınmamız gereken ürünleri anlattı.

    Alkollü tonik
    Bazı yüz toniklerinin içerik listesinde denature alkol (denatured alcohol veya SD Alcohol) görürüz. Alkollü tonikler yüze gergin ve temiz bir his verse de bu tonikler cildimiz için yararlı değil! Toniğin içinde bulunan alkol, cildi bakteriyel enfeksiyonlara ve kurumaya karşı koruyan doğal yağı çözer. Cildin doğal yağ tabakasının bozulmasıyla kuruma, aşırı yağlanma, çatlama ya da aknede artış görülebilir.

    Alkollü tonikler yerine içinde alkol olmayan tonikler iyi bir alternatif. Alkolsüz tonikler çeşme suyunda bulunan ve cildi kurutan klor ve diğer minerallerin ciltten uzaklaştırılmasında önemli bir göreve sahip. Alkolsüz toniklerin içindeki aloe vera, bitkisel yağ ve özler cildi sakinleştirir ve canlanmasına yardımcı olurlar.

    SLS içeren yüz temizleyicileri
    Pek çok yüz temizleyici ve şampuanın içeriğinde SLS (Sodium Lauryl Sulfate) veya SLES (Sodium Laureth Sulfate) var. SLS’ler ciltteki yağı çözücü bir etkiye sahip olduklarından cildi kurutabilirler. Yapılan deneylerde SLS içeren ürünlerin deride irritasyona neden olabileceği görüşmüş.

    Yüz temizleyicilerinin içeriğini dikkatle okuyun ve SLS içermeyen temizleme ürünlerini tercih edin.

    Yüz yıkamak için sabun
    Ne kadar pahalı veya nemlendirici özelliği olursa olsun, yüz yıkamak için sabuna kesinlikle hayır!

    Kimyasal ağırlıklı veya zeytinyağı gibi doğal yağlardan yapılan sabunların cildin normal pH düzeyini yükseltiği bilimsel olarak ispatlandı.

    Yüksek bazik pH’a sahip sabunla yüzün yıkanması cilt yüzeyindeki doğal yağ tabakasını çözer. Yüzün doğal yağ tabakasının azalması da cildi kurutur.

    Cildi suyla yaşayan bir organizma gibi düşünün. Susuz yani nemsiz kalınca kuru bir yaprak gibi cansız ve donuk görünür. Sağlıklı nemli bir cilt için yüzünüzü kurutacak sabunları kullanmayın. Cilt tipinize uygun olan ve içeriğinde SLS olmayan temizleme jeli veya losyonu ile cildinizi temizleyebilirsiniz.

    Mineral yağ veya yoğun yağ içeren göz kremleri
    Göz çevresinde yağ üreten dokuların olmamasını telafi etmek amacıyla göz kremlerine mineral yağ, parafin veya yoğun yağ ekleniyor. Bu tür yağlara sahip göz kremleri doğru sürülmezse göz içine kaçabilir, göz ve çevresinin şişmesine neden olabilir. Göz çevresinin normalden fazla şişmesi veya irrite olması ve bu olayın tekrarlanması zaman içinde derinin elastikiyetini etkileyebilir, kırışıklıkları arttırabilir.

    Göz çevresinin ihtiyaç duyduğu nem için jel tipi göz kremleri veya mineral yağ, parafin veya yoğun yağ içermeyen daha az yağlı ürünleri tercih edebilirsiniz.

    Tarihi geçmiş ürünler
    Her dört kadından sadece birinin kullandığı ürünlerin son kullanma tarihine dikkat ettiğini biliyor muydunuz?

    Aldığınız her ürünün ambalajında açıldıktan sonra ne kadar dayanacağını belirten semboller var.

    Ürün alırken varsa üretim tarihine dikkat edin ve kullanmaya başladıktan sonra üreticinin tavsiye ettiği kullanım süresine uymaya çalışın. Tarihi geçmiş ürünlerde bakteri üreyebilir ve cilt, göz ve dudak sağlığınızı olumsuz etkileyebilir. Ayrıca ürünün formülünde kullanılan kozmetik içeriğin etkinliğinin belli bir süreden sonra azaldığını unutmayın.

  • Sivilce ve Lekeler için havuç maskesi

    Sivilce ve Lekeler için havuç maskesi

    Evde kolayca hazırlayabileceğiniz havuç maskeleriyle sivilce ve lekelerden kurtulabilirsiniz…

    Sivilceler için havuç maskesi

    Malzemeler:

    • 1 yemek kaşığı bal
    • 2 yemek kaşığı havuç suyu ( katı meyve sıkacağı ile elde edilir)
    • 1 tatlı kaşığı sızma zeytinyağı, 3 damla limon…

    Hazırlanışı: Malzemeleri iyice karıştırın. Maskeyi cildinize sürdükten 20 dakika sonra cildinizi ılık su ile yıkayın.

    Etkileri: Havuç maskesi cildinizin asit-baz oranını dengeler, Aynı zamanda hasarlı ciltler için onarıcı etkisi vardır. Havuç maskesini haftada 2-3 kere uygulayabilirsiniz.

    Havuçlu leke maskesi

    Malzemeler

    • 2 adet havuç ‘un suyu ( katı meyve sıkacağı ile elde edilir)
    • 1/2 limon

    Havuçlar rendelenir ve tülbent ya da süzgeç yardımı ile suyu süzülür. Limonun da suyu çıkartılır. Havuç ve limon suyu karıştırılır. Elde edilen bu sıvı yüze sürülür ve 30 dakika bekletildikten sonra ılık su ile temizlenir. Bu sıvı arzu edilirse günde 3-4 defa pamukla lekelerin üzerine tatbik edilir.

    Not: Havuçlar rendelenmeden dış yüzeyi soyulmalıdır.

    Saç uzatan havuç maskesi tarifi için tıklayın !

  • Göz çevresi bakımı

    Göz çevresi bakımı

    Göz altı torbaları, mor halkalar, kaz ayakları ve yaşlanma belirtileri olan kırışıklıklar göz çevrenizde istemediğiniz bir görüntü oluşturabilir. Göz çevrenizin daha sağlıklı ve güzel görünmesi için özel bakım önerileri…

    Göz çevresi kremlerinizi doğru kullanın

    Çoğu zaman yapılan yanlışlardan biri de yüzünüze uyguladığınız kremi göz altına sürmek. Yüzünüzdeki hasasiyetle göz çevresindeki hassasiyetin aynı olmadığını unutmayın ve göz altına ayrı bir bakım kremi uygulayın. Bakım kremini göz çevresine uygularken de yumuşak ve yuvarlak parmak hareketleriyle kremi göz çevrenize yedirin.

    Makyajınızı temizlemeden uyumayın

    Gözlerin belirgin olması için yaptığımız makyaj stilinde uyguladığımız aydınlatıcı, far, göz kalemi, rimel gibi ürünlerin uzunca bir süre ciltte kalmaması gerekir. Yatmadan önce mutlaka makyaj silinmeli hiç bir kalıntı bırakılmamalı. Bunu alışkanlık haline getirmek cilt için özellikle de göz çevresi için oldukça önemli.

    Göz altı torbaları kabusunuz olmasın

    Göz altındaki torbalar çoğu zaman genetik faktörlerden kaynaklanır, ama bir çok göz çevresi probleminde olduğu gibi uykusuzluk da önemli bir etkendir. Günümüzde göz altı dokusunu sıkılaştırmak için çeşitli estetik operasyonları mevcut. Estetik operasyon yaptırmak istemeyenler için evde günlük uygulayabileceğiniz bazı bakım kürleri cazip gelebilir. Örneğin patates ve salatalığın cilt sıkılaştırıcı özelliği göz altlarında da kullanılabilir. Ya da demlenmiş soğutulmuş çay poşetleri de göz altında bekletilebilir.

    Yaşlanmanın etkilerini geciktirin

    Göz çevresi kremleri kullanmaya başlamanın yaşı yoktur. Eğer göz altındaki deformasyonu görmeye başladıysanız, 30’lu yaşlardan önce de yaşınıza uygun bir göz çevresi kremi kullanabilirsiniz. Modern hayatın getirdiği stresten uzak kalmak ve hızla akan zamana karşı koymak çok da mümkün değil. Her bakım tavsiyesinde olduğu gibi göz çevresi içinde erken önlem almak oldukça önemli. Uygulayacağınız her sağlıklı yaşam tavsiyesi ve bakım önerisi için zamanlamayı doğru yapmalı ve yaşlanmanın etkilerini geciktirmelisiniz.

    Stressiz ve sağlıklı bir yaşam

    Göz altlarında zamanla renkli koyu lekeler ya da morluklar oluşabilir. Bu renk değişimleri ve morluklar bazen bir hastalığın belirtisi olurken bazen de stres, uykusuzluk, aşırı yorgunluk, ve yaşlanmaya bağlı kolajen eksikliğinden kaynaklanabilir. Uzun soluklu peeling tedavileri ve mezoterapi yöntemleri ile renk değişimleri giderilebilir. Bu uygulamalar bilinçsizce yapıldığı taktirde sonuç vermeyeceği gibi göz altı derisine de hasar verebilir.

  • D vitamini eksikliğinde hangi sorunlar oluşuyor?

    D vitamini eksikliğinde hangi sorunlar oluşuyor?

    Ülkemizde D vitamini eksikliği önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Yapılan araştırmalarla D vitaminin bazı sistemik hastalıklar ve kanser türlerinde de yararlı etkileri olduğu anlaşılıyor. Uzmanlar, yıl da bir kez D vitamini ölçtürülmesini tavsiye ediyor.

    Acıbadem Bursa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Nadir Şener, D vitaminin başlıca kaynağının güneş ışınları olduğunu dile getirerek, güneşlenme ile günlük gereksinimin yüzde 80’inin karşılanabileceğini ifade ediyor.

    Prof. Dr. Şener, D vitaminin yararlarını şöyle dile getiriyor: “D vitamin, kalsiyum ve fosfor metabolizmasını düzenliyor, kalsiyumla birlikte kemik ve dişleri güçlendiriyor. Hücrelerin büyümesinde ve kas ile sinir sistemlerinin düzenli işlevinde önemli rol oynuyor. Ayrıca kan basıncının düzenlenmesinde ve bağışıklık sisteminin güçlenmesinde de önemli görevleri ver. Son yıllardaki araştırmalar, D vitamininin kalın bağırsak, kemik, deri, kolon ve meme kanserinde de koruyucu etkisi olduğunu ortaya çıkartıyor.”

    Özellikle Mart-Ekim aylarının D vitamini açısından en etkin dönem olduğunu dile getiren Prof. Şener, şöyle devam ediyor: “Bu aylarda koruma kremi kullanmadan her gün 10–15 dakika güneşlenmek gerekiyor. Mart-Ekim arası, özellikle güneş ışınlarını dik geldiği 11.00– 15.00 arasındaki saatler D vitaminin dönüşümü için en etkili dönem. Ancak bu saatler cilt kanseri için de en riskli saatler. Bu nedenle sadece 10-15 dakikalığına, koruma kremi kullanmadan, diz ve dirseklerden aşağısını güneşlendirmek yeterli.”

    Şener, ayrıca esmer kişilerde D vitamini sentezinin sarışınlara göre daha yavaş olduğunu ve esmerlerin cilt özelliklerinden ötürü sarışınlardan 3–6 kat daha fazla güneşte kalmaları gerektiğini belirtiyor.

    D VİTAMİN EKSİKLİĞİNDE OLUŞAN SORUNLAR

    D vitamini eksikliğinin kemik ve kas güçsüzlüğüne sebep olduğunu vurgulayan Şener, şu bilgileri veriyor: “Ayrıca halsizlik ve terlemeye de sık rastlanıyor. Kemik erimesi hızlanıyor. D vitamini eksikliği fazla olduğunda 2 önemli klinik tablo karşımıza çıkar; Birincisi Raşitizm. Çocuklarda D vitamini eksikliği ile oluşan hastalık. Çarpık bacaklar, kemik veya eklem yerlerinde deformasyonlar, diş gelişiminde gerilik, kaslarda zayıflık, yorgunluk, bitkinlik görülür. İkincisi Osteomalazi. Yetişkinlerde D vitamini eksikliği ile oluşan hastalık. Kaburga kemiklerinde, omurganın alt kısmında, leğen kemiğinde, bacaklarda ağrı, kas zayıflığı ve spazmları, çabuk kırılan kemikler şeklinde klinik belirti veriyor.”

    KİMLERE D VİTAMİNİ TAKVİYESİ VERİLMELİ?

    Dr. Şener, D vitamini takviyesi yapılması gereken kişileri ve grupları şöyle sıralıyor: “0-24 aya arası çocuklar, adolesan yaş grubu, doğurganlık çağındaki kadınlar, gebe ve emzikli kadınlar, postmenapozal dönemdeki kadınlar, 50 yaş üstündekiler, güneş görmeyenler (ofis çalışanları ve kapalı giyinenler), bağırsaklardan yağ emilimi bozuk hastalar, karaciğer hastalığı, kronik böbrek yetmezliği olanlarla mide ameliyatı geçirenler, osteoporozlu hastalar, obezite sorunu olanlar, antiepileptik, glukokortikoid ve antifungal (mantar ilacı) ilaç kullanan hastalarda. D vitamini hassas testlerle kolaylıkla ölçülebiliyor. Bu nedenle eksikliği düşünüldüğünde veya risk grubu olanlarda yılda bir kez D vitamini ölçtürülmesi gerekiyor.”
    CHA

  • Cildin sırrı iyi fondöten

    Cildin sırrı iyi fondöten

    Kusursuz bir görüntü elde etmek istiyorsanız cilt tipinize en uygun fondöteni seçmelisiniz.

    Hangi cilt tipine hangi fondöteni kullanmanız gerekiyor? İşte bunun cevabı;

    -Yağlı bir cilde sahipseniz; pudralı krem fondöten kullanmalısınız. Böylece cldinizin daha da parlamasını önleyebilirsiniz.

    -Kuru bir cilde sahipseniz; tüp içinde bulunan sıvı fondötenleri tercih etmelisiniz. Böylece cildinizin kuruyup pul pul dökülmesini önleyebilirsiniz.

    -Normal cilt tipine sahipseniz; krem fondöteni öneriyoruz. Hem uygulaması oldukça kolaydır hem de pürüzsüz bir görüntü elde etmenizi sağlayacaktır.

    -Orta yaşın üzerindeyseniz köpük fondöten tam size göre! En küçük kusurları bile kolayca yok etmesi sayesinde olgun kadınların tercih etmesi gereken bir üründür.

    -Unutmayın! Sadece fondöten sürerek kusursuz bir görüntü elde edemezsiniz. Fondöten sürdükten sonra mutlaka pudra da kullanmalısınız. Ne pudrasız fondöten, ne de fondötensiz pudra yeterli olmayacaktır.

    Hangi Fondöteni Kullanıyorsunuz?

  • Burundaki Siyah Noktalar Nasıl Yok Edilir?

    Burundaki Siyah Noktalar Nasıl Yok Edilir?

    Siyah noktalar özellikle burun üstüne konuşlanmıştır. Burunda olan siyah noktalar temizlense de sık sık yeniden doğar. Bu durum kaçınılmazdır. Kesin bir çözümü yoktur.
    Hepsi etkili ve faydalıdır.

    Biyolog ve Kozmetolog Pervin Bulgak Türk Kahvesi Peeling Maskesi
    Malzemeler :
    1 tatlı kaşığı Türk Kahvesi
    1 tatlı kaşığı sısma zeytinyağı
    Malzemeleri karıştırıyoruz. Bu kremsi maskeyi göz çevrelerimiz hariç, siyah nokta bulunan kısımlara dairesel hareketler ile uyguluyor, peeling işlemi yapıyoruz. Sonra da yüzümüzü soğuk su ile yıkıyoruz. Soğuk su cilt için çok önemli bir güzellik ürünüdür.

    Burundaki Siyah Noktalar İçin Ev Yapımı Maske
    Malzemeler :
    1 kaşık süt
    1 kaşık toz jelatin alıyoruz
    Kase
    Maske fırçası
    Bu siyah nokta soyucu ev yapımı bir maskedir. Hazır satılan ve siyah nokta çıkaran maskelerden çok daha faydalıdır. Yapılması da son derece kolaydır.
    Malzemeleri kasede karıştırıyoruz, mikrodalga fırında veya normal fırında yüksek ısıda 1 dakika bekletiyoruz. Varsa eğer maske fırçası yardımı ile siyah noktalı bölgeye sürüp 15 dakika bekletiyoruz. Yüzümüzde soyulabilir bir maske haline gelecektir, soyulabilir bir maske haline geldiğinde onu bir ucundan tutup tamamen kaldırıyoruz, çıkarıyoruz ve bütün siyah noktalar o kaldırdığımız jelatinin üzerine yapışıyor. Sürülebilir kıvamda olması önemli. Isısını ve kıvamını kontrol ettikten sonra sürüyoruz.
    Bildiğiniz gibi siyah noktalar, çene ve burun bölgesinde olmaktadır. Çıkardığınızda siyah noktalar üzerinde oluyor. Hafif kalın olacak şekilde bal kalınlığında sürüyoruz. Çok çabuk donar. Donduğunda kaldırınız.
    Bunu her gün yapmamız doğru değil haftada 1 yapılmalıdır.

    Ev yapımı maske tarifleri için tıklayın…

  • Cildinize muhteşem bir karışım tarifi

    Cildinize muhteşem bir karışım tarifi

    Bayat ekmeğin aslında doğru şekilde kullanılırsa bir gençlik iksiri olduğunu biliyor musunuz? Güzellik uzmanları ve deneyenlere göre bu aynen böyle.

    Malzemeler ve hazırlanışı

    Bir dilim bayat ekmek içi ile 1 tatlı kaşığı yer fıstığı ezmesi, 1 tatlı kaşığı süzme bal, 1 yumurta akı, 2 yemek kaşığı nar suyu, 2 yemek kaşığı zeytinyağı ve 1 yemek kaşığı yoğurdu blender ile karıştırın. Temizlediğiniz cilde bu karışımı uygulayın ve yaklaşık 20 dakika bekletin.

    Ekmek olarak her türlü bayat ekmeği kullanabiliyorsunuz. Kepek, çavdar ya da tam buğday olup olmaması fark etmiyor…

  • Kırışıklıkları artıran hareketler…

    Kırışıklıkları artıran hareketler…

    Kırışıklıkları artıran davranış ve alışkanlıklara göz atın, önleminizi alın.
    1. Güneş etkisi: Hızlı yaşlanmanın en başta gelen nedeni güneşin yaydığı ultraviyole ışınları… Yanık bir tenin cazibesini reddedemiyor olabilirsiniz ama güneşe çıktığınızda renginizle birlikte cildinizin de değiştiğini unutmayın.2. Solaryum: Solaryumda kullanılan ışık bizzat güneş ışığının bir parçası olan ultraviyole A. Üstelik ultraviyole A, cildin daha derin tabakalarına ulaşabildiği için kırışıklık oluşumuna ve cilt yaşlanmasına etki ediyor.
    3. Mimik izleri: Mimiklerinizi cömertçe sergilemek zamanla kırışıklıklara yol açar. Mimik kırışıklıkları daha çok göz çevresi, ağız kenarları ve alında oluşur. Bunu biraz olsun engellemek için yüz egzersizlerini deneyebilirsiniz.
    4. Uyku pozisyonu: “Yüz üstü yatıp, ellerimi yastığın altına sokmadan uyuyamıyorum” diyorsanız, size kötü bir haberimiz var. Yüzükoyun yatarak uyumak, özellikle 30′lu yaşlar sonrasında derinin katlanmasına yol açarak kırışıklıklara neden oluyor.
    5. Sigara bağımlılığı: Sigara paketlerinin üzerinde yazan uyarılar hala size vız geliyorsa, bir kez de cildinize bakmayı deneyin. Sigara içen kişilerin cildi daha erken yaşlanıyor, ayrıca ciltleri daha sağlıksız ve mat bir görünüme bürünüyor.
    6. Beslenme alışkanlıkları: A, C, E, selenyum, demir, bakır, çinko içeren antioksidanlar, deriyi güçelendirerek kırışıklıklardan koruyor.
    7. Hatalı kozmetikler: Bakım ürünleri seçerken cildi nemlendiren, kolajen onarımını artıran ürünler olmasına dikkat edin. Makyaj ürünlerinde ise mümkün olabildiğince katkı maddesi az, mineral bazlı ve hipoalerjenik ürünleri tercih edin.
    8. Hızlı kilo alıp vermeyin: Özellikle 30 yaş sonrasında kısa sürede çok kilo alıp vermek deride gevşeme ve sarkmalara yol açabiliyor.
    9. Cilt bakımı yaptırın: Uygun bir peeling ya da anti-aging bir ürün içeren bakımların düzenli yaptırılması yaşlanmayı geciktirmek açısından faydalı olabilir.
    10. Stresten kaçının: Stresli ve öfkeli olduğumuzda kaslarımız daha çok kasılıyor. Kasılma en çok boyunda, omuzlarda ve yüzde meydana geliyor. Kasılma tekrarlandıkça da, çizgilere zemin hazırlıyor.

  • Cildiniz kışa hazır mı ?

    Cildiniz kışa hazır mı ?

    Soğuk, rüzgâr ve düşük nem oranı gibi etkenler cildimizin normalin üzerinde hızla gerilip, çatlamasına neden oluyor. Bu nedenle cildimiz, diğer mevsimlere göre daha özel bakımlara ihtiyaç duyuyor.

    Bir yandan soğuk ve kuru hava, diğer yandan yağan kar ve buzlardan yansıyan bol ışık cildimizi risk altına alıyor. Kuru ve soğuk havadan ilk etkilenen cilt kısmı, dudaklarımız oluyor. Kuruma ile ortaya çıkan çatlak dudaklar ve pürüzlü eller kış aylarında cilt bakımının önemini daha da belirgin hale getiriyor.

    Özellikle A, C, E ve F vitaminleri bakımından eksik beslenme, cildin yenilenme hızını yavaşlatıyor. Bu durumda cilt içerisinde nemi bol genç hücreler yerine nemi az yaşlı hücreler beliriyor. Cildin ihtiyacı olan vitaminleri karşılayabilmek için vitamin oranı yüksek meyve ve sebzeler tüketmeye çalışın.

    Özellikle soğuk havalarda görülen ve cildin pul pul dökülmesine sebep olan cilt kuruluğundan kurtulmak için önerimiz, aşırı sıcak su ile yıkanmak yerine ılık suyu tercih edin. 15 dakikadan fazla duş almayın. Banyodan sonra cildinize nemlendirici sürün.

    Bitkisel özlü nemlendiricileri seçin. Alkollü kozmetik ürünlerini tercih etmeyin. Gerekli durumlarda günde cildinize iki kere nemlendirici sürün.