Etiket: cilt yaşlanması

  • Yaşlanan Cilt Nasıl Tedavi Edilir?

    Yaşlanan Cilt Nasıl Tedavi Edilir?

    Cilt yapısı ve dokularının zamanla deforme olması, yanlış ürün kullanımı ve çevresel faktörler yaşlanmanın belirtilerinin artmasına neden olmaktadır. Her zaman daha dinç, sağlıklı ve bakımlı gözükmek isteyenlerin ise cilt yapılarını korumak adına daha dikkatli olmalarında fayda vardır. Elbette ki yaşanan olaylar ve stres, yaşlanmanın hızlanmasına ve kontrol edilemez bir hale gelmesine neden olmaktadır. Ancak cilt dokusunun esnekliğini kaybetmemesi adına her zaman yararlı ürünler kullanmakta fayda vardır.

    Güneşin Zararlı Etkilerinden Korunun

    Yaşlanan cildin tedavi edilebilmesi için temel unsurlardan bir tanesi güneşin zararlı etkilerinden korunmaktır.

    • Güneş her ne kadar özellikle yaz aylarında D vitamini eksikliğinin karşılanmasına yardımcı olsa da korunma sağlanmadığında kırışıkların ve lekelerin artmasına neden olabilir.
    • Yaşlanan cilt tedavisinde ve kırışıklık görünümünün en aza indirilmesi, güneş kremlerinin etkisi son derece fazladır.
    • Yaz ya da kış fark etmeksizin düzenli olarak güneş kremi kullananlar, ciltlerindeki renk tonunun eşitlendiğini gözlemleyebilirler.

    Nazikçe temizleme: Hangi yaşta olunursa olunsun cildin nazikçe temizlenmesi son derece önemlidir. Özellikle günlük düzenli bir şekilde makyaj kalıntılarından arındırılması, toniklenmesi ve nemlendirilmesi gerekir. Bu tür uygulamalar cilt yaşının daha genç kalmasına yardımcı olmaktadır.

    Yaşlanan Cilt Nasıl Tedavi Edilir? | 1

    Sağlıklı Yiyecekler Tüketin

    Yaşlanan cildi tedavi edebilmek adına yalnızca dermo kozmetik ürünler ya da kremler yeterli değildir. Cildin sağlıkla ışıldaması, gözenek görünümünün azalması adına sağlıklı beslenmeye de dikkat edilmelidir.

    • Sağlıklı yiyecekler tüketmeyi bir yaşam felsefesi haline getirenler, ciltlerinin daha genç kaldığını gözlemleyebilirler.
    • Demir, vitaminler, fosfat gibi maddeler açısından zengin ürünlerin tüketilmesi kişilerin kendilerini genç hissetmelerine de yardımcı olur.
    • Tüm belirtilenler dışında su tüketimi de son derece önemlidir. Yetişkinlerin her gün en 2,5 litre su içmeleri cilt tedavisi için temel unsurlardan bir tanesidir.

    Su tüketimi vücudu toksinlerden arındıracağı için şişlik ve ödem gibi sorunlara da iyi gelmektedir.

    Taze Bir Cilt Hemen Tüketmeye Başlamanız Gereken Besinler Tıklayın !

    Parlak ve pürüzsüz cilt önerileri için Tıklayın !

    Göz Altı Kırışıklıkları Nasıl Meydana Gelir, Nasıl Giderilir? Tıklayın !

  • Yaşlanmayı Geciktirmek Mümkün mü?

    Yaşlanmayı Geciktirmek Mümkün mü?

    Yaşlanma korkusu yeni nesil kadınlarda çok daha belirgin bir hal almış durumda. Kozmetik ürünlere olan ilginin artması bunun en net örneklerinden bir tanesidir. Markalar da harekete geçmiş durumda ve anti aging destekli ürünler ile birlikte piyasayı ele geçirdiklerini görebiliyoruz. Peki gerçekten yaşlanmayı geciktirmek mümkün mü? Cilt yapınıza uygun kozmetik ürünlerin yanı sıra evde doğal yollarla da bunu sağlamanız mümkündür. Dilerseniz neler yapabileceğinize de hep birlikte göz atalım…

    Yaşlanmayı Geciktirmek Mümkün mü? | 2

    Uyku, Gerçek Bir Anti Aging Etkisi Sunuyor

    Zihinsel ve bedensel rahatlamanın en doğal yollarından bir tanesi hiç şüphesiz düzenli ve sağlıklı uykudan geçiyor… Uyku düzenini sağladığınız takdirde her iki anlamda da kendinizi daha iyi hissedeceksiniz ve uzmanlar, uykunun doğal bir anti aging etkisi yarattığını ifade ediyor. Yoğun iş hayatı, stres ve endişeden uzak kaldığınız uyku anı, yaşlandırmayı geciktiren doğal yöntemlerden bir tanesidir.

    Yaşlanmayı Geciktirmek Mümkün mü? | 3

    Kalori Kontrolü Yaşlanmayı Geciktiriyor

    Kalori kısıtlaması ile birlikte telomeraz aktiviteleri de belli oranda artış gösteriyor… Telomerlerin kısalmasını engelleyebildiğiniz takdirde ömrünüz de daha uzun olacaktır. Bunun için yapmanız gereken şey ise kesinlikle kalori kontrolü olacaktır. Tükettiğiniz gıdalarda daha kontrolü davranabilir ve kendinize bir sınırlama getirebilirsiniz. Bunun için diyetisyenlerden yardım alabilir ve uzman kontrolünde hayatınıza devam edebilirsiniz. Emin olun bu sayede daha sağlıklı ve daha uzun bir yaşam karşınıza çıkacaktır.

    Yaşlanmamak için yapılması gerekenler Tıklayın !

    Yaşlanmayı Geciktiren Mucize B3 Vitamini Tıklayın !

    Yaşlanma Karşıtı Manyetik Maske Tarifi Tıklayın !

    Erken yaşlanmanın 10 sebebi için Tıklayın !

  • Hangi yaşta hangi krem kullanmalı?

    Hangi yaşta hangi krem kullanmalı?

    Cildinizin neye ihtiyacı olduğunu bilmek cilt bakımının en önemli adımlarından biri… Peki hangi yaşta hangi krem kullanmalı?

    Kişinin yaşından çok cildin neye ihtiyacı olduğu önemli. Çünkü cildin yaşlanması çevreye ve alışkanlıklara bağlı. İyi bir genetiğinizin olması bir avantaj ancak bu cildin yaşlanmasını önlemede etkili tek faktör değil. Potansiyel yaşlılık belirtilerini önlemek için doğru kozmetik ürünlerinin kullanılması önemli. Cildinize uygun ürünleri bulmanız gerekiyor.

    Dermokozmetik ürünleri sunan Lierac’tan Lionel Laffon hangi yaşta hangi kremin kullanılabileceğine dair bilgiler verdi.

    Hangi yaşta hangi krem kullanmalı?

    20’li yaşlar: Yaşlanmanın ilk belirtileri 25 yaşından itibaren ortaya çıkmaya başlar. Özellikle göz çevresi yaşlanmanın belirtilerinin ilk belirgin hale geldiği bölge. Bu nedenle 20’li yaşlardan itibaren göz çevresi için ürünler kullanın.

    30’lu yaşlar: Cildin enerjisi azalmaya başlar. Bu yüzden cilde kaybettiği enerjiyi verecek, antioksidan içeriğe sahip ürünleri tercih edin.

    40’lı yaşlar: Yaşlanmanın en büyük sebebi glikoksidasyon yani şekerin ve serbest radikallerin hücrelere zarar vermesi. Hasara uğrayan hücrelerde ölüm meydana geldiği için kırışıklık ve esneklik kaybı başlar. Kadınlar bu yaşta ciltlerinin eskisi gibi ışıltılı görünmediğinden şikayet eder. Bu yüzden esneklik ve ışıltı kaybı karşıtı ürünler kullanılmalı.

    50’li yaşlar: Morfolojik yaşlanma dediğimiz süreç ortaya çıkar yani cildin şekli değişmeye başlar. Yüz ovali belirginliğini kaybeder, derin kırışıklıklar ortaya çıkar. Cildi toparlayıcı ürünler kullanılmalı.

  • Doğal Nemlendirici Serum Yapımı

    Doğal Nemlendirici Serum Yapımı

    Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık doğal nemlendirici serum yapımı konumuzu sizler için hazırladık, burda bildirilen formülü her gün uygulayarak,
    kısa sürede cildiniz canlanacak, parlak, sağlıklı ve güzel bir cilde kavuşacaksınız.

    Nemlendiriciler günümüz kadınlarının vazgeçilmez baş tacı güzellik ürünleridir.
    Cildimiz, gün boyu kirli hava, atmosferde bulunan kimyasal gazlar, hormonlu gıdalar, stres ve daha pekçok düşmanla savaşıp kendini korumaya çalışıyor.
    Ve bunun sonunda sık sık cilt sorunlarıyla karşılaşıyoruz. Cildimiz kuruyor, kırışıyor, tahriş oluyor…
    Kısaca nemlendirici kullanımı cildimize destek vermek adına zamanımızın zaruri ihtiyaçları arasında…
    Piyasada pekçok nemlendirici ürün mevcut fakat bu kremlerin içerik özlerinin sağlığa etkisi tam olarak kanıtlanmamış olduğundan kanser ve diğer istenmeyen
    sonuçlara yol açıyor mu, beynimize ve diğer organlarımıza etkisi ne şimdilik tüm bunlar muamma…

    Doğal Nemlendirici Serumu Yapımı

    doğal nemlendirici
    doğal nemlendirici

    Doğal Nemlendirici Serum Yapımı
    Malzemeler
    1/4 bardak aloe vera jeli
    2 yemek kaşığı bitkisel gliserin
    1 tatlı kaşığı jojoba yağı
    1 E Vitamini kapsülü veya eczaneden temin edebileceğiniz E Vitamini ampülü (isteğe bağlı)
    Lavanta, papatya ya da gül gibi esansiyel yağdan 2-4 damla

    doğal nemlendirici
    doğal nemlendirici

    Yapılışı:
    Küçük bir şişede tüm bu malzemeleri birleştirin, iyice karıştırın ki tüm içerik birbirini özümsemsesin.
    Geceleri yatmadan temiz cilde uygulayın. Kullanmadan şişeyi hafifçe çalkalayıp kullanın.
    Buzdolabında muhafaza edin.

    Aleo vera özleri cildinizi nemlendirip, pürüzsüzleştirecek, gliserin ve bal zaten cildi nemlendiren mükemmel yüz bakım ürünleridir.
    Jojoba yağı, güzellik ürünlerinin son dönemlerde gözdesi olan bu yağ, cildin doğal yağına çok yakın bir öze sahip, bu yağ ile epidermisin ph dengesi korunmuş oluyor.
    Size verdiğimiz bu tarif, gözenekleri tıkamaz, yağlı ciltlerin normale dönmesine yardımcı olur.
    Ayrıca E vitamini, cilt hücrelerini yenileyen linoleik asit ve antioksidan deposu bir yağdır.

    İlgili Konular

    Evde Doğal Nemlendirici Krem Nasıl Yapılır? Resimli Anlatım Tıklayınız

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Cilt kırışıklıkları için maske tarifi

    Cilt kırışıklıkları için maske tarifi

    Cilt kırışıklıkları için uygulayabileceğiniz bu maske ile yüzdeki çöküntüleri ortadan kaldırabilirsiniz.

    Gerekli Malzemeler
    Civan perçemi çiçeği, Saf su Yarım fincan limon suyu Bir çorba kaşığı zeytinyağı Bir tatlı kaşığı süzülmüş bal Çırpılmış yumurta sarısı.

    Hazırlanışı
    Civan perçemi çiçeği, saf suda on dakika kaynatıldıktan sonra sıkılarak süzülür. Bir fincan su soğutulur. Elde edilen posa ezildikten sonra, yarım fincan limon suyu, bir çorba kaşığı zeytinyağı, bir tatlı kaşığı süzülmüs bal ve çırpılmış yumurta sarısı ile birlikte iyice karıştırılır.

    Hazırlanan karışıma soğutulan bir fincan civan perçemi suyu ilave edilir. Maske kıvamına gelinceye kadar yulaf unu eklenir.

    Faydaları
    Yüzdeki çöküntü ve kırışıklıkların giderilmesini sağlayan civan perçemi maskesi, uygulamadan bir saat sonra yıkanır ve cilt gül suyu ile temizlenir.

  • Cildi yenileyen gıdalar

    Cildi yenileyen gıdalar

    Güneşli günlerin sona ermek üzere olduğu bugünlerde, yaz boyunca güneşten, denizden, klorlu havuz sularından yıpranan cildimiz, bakıma ihtiyaç duyuyor.

    A,C,E vitaminleri açısından zengin olan taze havuç, kayısı ve domateste bolca bulunan beta karoteni tüketmek çok önemli. İçerdikleri vitaminlerin antioksidan değerleri çok yüksektir ve bunlar güneşin cilde verdiği zararlarla savaşabilir gıdalardır.

    Yaz mevsiminde güneş ve deniz sonrası cildiniz su kaybeder. Sonbaharda ise cildiniz bu nemi geri istediğini size gösterdiği reaksiyonlarla anlatır. Cildinize mineral içeriği yüksek tonikler ve yüksek su içeriği olan nemlendiriciler kullanmalısınız. Ciltteki nem oranı özellikle mevsim geçişlerinde çok önemlidir. Çünkü yazın cildimiz UV ışınlardan etkilenir ve sonbahar gelince kararmış, bronzlaşmış, kurumuş ve kırışmış olur. Havaların giderek soğumasıyla birlikte cildin içerdiği su miktarı aniden düşer.

    Cildi yenileyen gıdalar
    Sonbahar ve kış aylarında da güneş koruyucu ürünleri kullanmaya devam etmelisiniz. Gün ışığının olduğu her mevsimde ve saatte cildin UV ışınlarına maruz kaldığını ve yaşlandığını unutmayın.

    Cildi yenilemek, yaşlanmayı yavaşlatmak için gerekli vitaminler hangi yiyeceklerde bulunur?

    Beta karoten: Ispanak, marul, lahana, brokoli, kavun, şeftali, havuç, kayısı.

    Lutein: Yeşil yapraklı sebzeler, yumurta sarısı, hayvani yağlar.

    Likopen: Domates, karpuz, kırmızı greyfurt.

    Kuersetin: Elma, üzüm, limon, domates, soğan, marul, brokoli, karalâhana, pamuk tohumu, çay, kırmız şarap gibi içecekler, ginko biloba, zeytinyağı, propolis.

    A vitamini: Karaciğer, yağ, süt, peynir, yumurta sarısı.

    E Vitamini: Bitkisel yağlar.

    C Vitamini: Maydanoz, çilek, limon, domates, semizotu.

    Omega-3-Çoklu doymamış yağ asidi: Balık yağı.

    Resveratrol: Üzüm kabuğu, yer fıstığı, kırmızı şarap, dut.

    Çay polifenolleri: Yeşil çay.

  • Erken yaşlanmanın 10 sebebi

    Erken yaşlanmanın 10 sebebi

    Yaşlanmak hepimizin kâbusu… Karşı koymak için kozmetik ürünlerden ve bakımlı olmaktan medet umuyoruz; ama bazen insanın yaşam tarzı kırışmasına sebep olabilir. İşte cildinizin normalden erken yaşlanması ve kırışmasının en önemli ilk on sebebi…

    Uykusuzluk: Uyku haliyle başa çıkmanın yolu yok gibi. Uzun süre aynı şekilde uyursanız kırışıyorsunuz ve yeterince uyumazsanız da kırışıyorsunuz. Hiç adil değil!

    Alkol: Ne kadar çok içerseniz o kadar kırışırsınız. Alkol yüzünüzün şişmesine sebep olur; şiş indiğinde de gerilmesine ve kırışmasına yol açar.Yakın arkadaşınız alkolün tam bir baş belası olduğunu fark edin; çünkü sabahları sizi baş ağrısı ve kırışıklarla baş başa bırakıyor.

    Nemsizlik: Kuru cilt en kötüsüdür. Çatlamanıza, kanamanıza ve kırışmanıza sebep olur.Vücudunuzun ne kadar suya ihtiyacı varsa yüzünüzün de nemlendiriciye o kadar var. O kremi el altında tutun!

    Yerçekimi: Bunun çözümü yok . Bizi ve dünyamızı koruyan yerçekimi aynı zamanda her gün aleyhimize de çalışıyor. Diğer şıklara dikkat edip suç ortaklığı yapmamak elimizden gelen tek şey.

    Genler: Ailenize ve kırışıklıklarına bakın hanımlar; çünkü onların hikâyesi sizinkine dönüşebilir. Duruma fiziksel olarak çok katkımız olamasa da en azından onların hatalarından ders çıkarabiliriz.

    Evde Yapılabilen Doğal Cilt Bakımları için tıklayın !

    Güneş: İlkbaharla birlikte göz kırpmaya başlayan güneşin sıcaklığını cildinizde hissetmek hoşunuza gidebilir. Kimin gitmez ki? Ama bu yüzünüzün kırışmasına sebep olabilir. Güneşle olan tüm bağlantınızı kesin ve eve kapanın demiyoruz; ama iyi bir güneş kremi kullanmayı asla ihmal etmemelisiniz.

    Yüz mimikleri: Çocukken anneniz sizi de uyarmaz mıydı: “Şunu yapmayı kes, yoksa yüzün öyle kalacak!” Aslında yalan da söylemiyorlardı. Yüzünüzü her hareket ettirdiğinizde cildiniz biraz daha kırışır.

    Sigara: Evet hepimiz biliyoruz ki sigara güzelliği etkiliyor ama sadece sizi hasta edip dişlerinizi sarartmıyor aynı zamanda yaşlı görünmenize sebep oluyor!

    Yatış pozisyonu: Kulağa tuhaf gelse de tüm günün yorgunluğundan arınmanız için yatağa girdiğinizde de kendinize dikkat etmeye devam etmelisiniz. Çünkü bir pozisyonda çok uzun süre yatarsanız, yüzünüzün o bölgesi daha çok kırışıyor. Bu yüzden yüzükoyun yatmaktan çok sırtüstü uyuma alışkanlığı kazanın..

    Stres: Kadınsınız, öyleyse gerçekçi olalım. Hayatınızdan stresi tamamen çıkartmanız mümkün değil ama güzel yüzünüzü korumak için daha sakin ve soğukkanlı olmayı denemelisiniz. Aslında kırışıklıkları önlemek için stresten uzak durmalısınız; çünkü bu kırışıklar daha çok strese girmenize sebep olacak. ..

    Posta

     

  • Kusursuz Güzellik İçin İpuçları

    Kusursuz Güzellik İçin İpuçları

    Uzmanlar, daha güzel hatta mükemmel bir görünüme sahip olmak için gerek cerrahi gerekse cerrahi harici birçok seçeneğin olduğunu söylüyor. İşte uzmanlardan kusursuz güzelliğin ipuçları…

    Amacınız giydiğiniz giysilerin içinde mükemmel görünmek, daha küçük bedenlerine sığmak, çıplakken daha güzel görünmek ya da her ne olursa olsun, hedefe ulaşmak için hem cerrahi hem de cerrahi olmayan çok sayıda seçenek vardır ve bunlar vücudunuzun güzelleşmesini, gençleşmesini kesinlikle sağlar!

    Kusursuz vücut neredeyse yoktur. Ve kusursuz bile olsa belirli bir süreye mahkumdur. Herkesin gidermek istediği bir kusuru vardır. Günümüzdeki estetik yöntemleriyle bunların büyük bölümü düzeltilebilir özelliktedir. Vücut şekliniz ve vücudunuzun her yerindeki cildiniz bu değişik tedavi seçenekleriyle daha genç, lekesiz ve sağlıklı görünebilir.

    Yapılan en önemli hatalardan biri mesela yüz estetiği yaptırmaya kararlı bir kadının ellerini, kollarını ve göğüs bölgesini unutması oluyor. Bu kısımlar güneşin zararlı etkilerine doğrudan ve devamlı maruz kaldıkları için, kadının yaşını en etkili şekilde ortaya koyuyor.

    Yaşlanma, güneş ve kimyasallara maruz kalmanın biriken etkileri çoğunlukla kahverengi lekelere ve pürüzlü pigmentasyona sebep oluyor. Yüzünü gerdirip en az 10 yaş gençleşen bir kadının ellerindeki veya yüzündeki, göğsündeki bu lekeler onun yaşı hakkında otomatik olarak fikir veriyor. Bugün yeni ve çok ileri lazer teknolojileri sayesinde kolay ve etkili bir şekilde yok edilen bu lekeler veya kırmızı lezyonlar yapılan estetik operasyonun bıraktığı etkiyi iki katı güçlendiriyor!

    Çoğunlukla cilt yaşlanmasını sadece yüz bölgesi için düşünmemiz bizi bu hataya sürükleyen en önemli sebep. Ancak modern yaklaşımda günümüzde gençleşme operasyonları ne türlü olursa olsun bu kombine tedaviyle düşünülüyor. Bu tamamlayıcı tedaviler içinde en etkilisi ise ‘microdermabrasyon’dur. Bu, yüzeysel deri soyucu olarak çok bilinen bir tedavi şeklidir.

    Cilt üzerindeki ölü deriyi nazikçe soyarak cildi parlatmaktadır, böylece lekeli alanları azaltmakta ve güneş hasarlarını hafifletmektedir. ‘Intense pulse light’ (IPL) sistemleri de ellerdeki, bacaklardaki ve göğüsteki kusurların azaltılmasında ve derinin kolajen üretimini uyarmada kullanılmaktadır. Bu tedavilerin yararları özellikle de östrojen seviyesinin düştüğü ve cildin kuruyup inceldiği menopoz dönemine giren kadınlarda cilt dokusunun ve ciltsel koyulaşmanın gelişmesini içermektedir ki bunlar yaşla birlikte gelen kaçınılmaz sorunlarla savaşırlar.

    Bir diğer yaygın şikâyet de damar lezyonlarıyla ilgilidir, küçük, ince damarlar ciltte yüzeye yakın yerde uzanırlar ve kalçada, baldırda ve ayak bileğinde kırmızı, mavi ya da pembe çizgiler halinde kümelenmiş gibi görünürler. Her ne kadar bunların oluşumunu engelleyemezseniz de, en basit çözümleri skleroterapi ve lazerdir. Bu damar lezyonlarının oluşumunda da pek çok faktör etkilidir; kalıtım, hamilelik, hormon değişikliğine neden olan diğer faktörler, kilo alımı, uzun süre ayakta durma ya da oturma, yüksek topuklu ayakkabı giyme vb.

    Damar lezyonları

    Bu damarların tedavisinde en yaygın metod, sklerotik solüsyonun buraya enjekte edilerek öbeklerin parçalanması ve sonrasında yok olmasıdır. Her seanstan sonra damarlar daha hafif görünmelidir. Genellikle, en iyi sonuçların alınması için iki ya da daha fazla seans yapılmaktadır. Hiçbir damar tedavisi ileride oluşabilecek damar lezyonlarını şimdiden önleyemez. Eğer vücudunuz bu öbekleşmeye yatkınsa, bunların oluşumunu tekrar görebileceğinizi de bilmelisiniz. Tedavi edilen lezyonlar tamamen yok olurlar; fakat tedavi damarların derecesine ve tedavi edilen damarların sayısına göre tekrarlanabilmektedir.

    Damar lezyonlarının tedavisinde oluşabilecek riskler kan pıhtılaşması, kızarıklık, deri değişimi ve yaraları, solüsyona karşı oluşabilecek alerji ve pigmentasyon düzensizlikleri olarak sıralanabilir. Damar lezyonu tedavisi basit bir işlemdir, anestezi gerektirmez, bu nedenle de ayakta tedavi olunan her yerde bunu yaptırabilirsiniz, mesela doktorunuzun ofisinde. Vücuda tam oturan çoraplar 72 saat ve daha uzun sürelerde kan pıhtılaşmasını önlemek için önerilmektedir. Çorap çıkarıldığında, iğne yapılan yerlerde ezilme ve kızarma görebilirsiniz. Eğer bu olursa, ezikler ilk ay içinde azalıp kaybolur. Bazılarında ise kahverengi pigmentasyon kalıntısı görülüyor, bu da bir yıl içinde tamamen gözden kayboluyor.

    Varis damarlarının tedavisi

    Varis damarları, şişme özellikleri, daha büyük ve koyu olmalarıyla damar lezyonlarından ayrılırlar. Ayrıca çok daha fazla ağrıya neden olurlar ve daha ciddi damar rahatsızlıklarına yol açabilirler. Skleroterapi bazen varis damarlarının tedavisinde kullanılmaktadır fakat cerrahi müdahale çoğunlukla gerekmektedir. Muayenede daha ciddi ‘derin damar’ problemlerinin şişme, acıma ya da ayak bileğindeki deri değişikliği gibi belirtileri için kontrolden geçersiniz. Elle tutulan Doppler ultrason cihazı, toplardamar sitemindeki herhangi bir geri akışı tespit etmede kullanılmaktadır. Eğer başka rahatsızlıklar da çıkarsa, daha kapsamlı araştırma için estetik cerrahınız vasküler cerraha da görünmenizi isteyebilir.

    Yıllarca, çatlak izlerinin tedavisinde çok az ümit vardı. Çatlaklar iç deride oluştuğu için, cilt üzerindeki bir yerin tedavisinden daha zor olur. Ancak lazer teknolojisindeki ilerlemeler sayesinde şimdi, bu çatlaklardaki pigment oluşumu azaltılarak gözden kaybolmaları sağlanmaktadır.

    Dr. Ceyda Şener
  • Ultrasonik Yüz Gençleştirme

    Ultrasonik Yüz Gençleştirme

    Ultherapy ile Tek seansta Yüz ve Boyun Germe (Gençleştirme)

    Ultherapy teknolojisi cildin alt katmanlarındaki taşıyıcı dokularda odaklanmış ses dalgaları kullanılarak kollajen üretiminin tetiklenmesi yolu ile ciltte sıkılaşma ve gerginlik sağlayan bir tedavi yöntemidir.

    Ultherapy ile Tek seansta Yüz ve Boyun Germe

    – Daha fazla kollajen üretimi
    – Güçlenmiş bağ dokusu
    – Daha sıkı bir cilt
    – Kırışıklarda gözle görülür azalma

    Ultherapy teknolojisi cildin alt katmanlarındaki taşıyıcı dokularda odaklanmış ses dalgaları kullanılarak kollajen üretiminin tetiklenmesi yolu ile ciltte sıkılaşma ve gerginlik sağlayan bir tedavi yöntemidir.

    Ulthera Ultherapy ile cildin sıkılığını yitirmesi sebebi ile ile sarkma yaşanan kaş, alın, yanak, ağız kenarı, yüz kontürü, çene hattı ve gıdı bölgesi ile torbalanan ve kırışan göz çevresinde ameliyatsız toparlannma ve gençleşme sağlanmaktadır.

    Ulthera cihazı ile yapılan bu tedavide, ısı enerjisi veren ses dalgaları monitör ile kontrol edilerek istenen doku derinliğine odaklanmakta ve cildin üst tabakasına zarar vermeden deri altındaki bağ dokusunda kollajen üretimini artıran küçük ısı hasarları oluşturulmaktadır.

    Ameliyatsız bir cilt sıkılaştırma yöntemi olan Ultherapy ile zamanın ve yerçekiminin ciltte yarattığı gevşeme ve sarkmalar 30-60 dakikalık tek bir seans ardından elde edilen cilt altı bağ dokusu yenilenmesi ve güçlenmesi ile tedavi edilmektedir.

    Ultherapy nasıl uygulanıyor ?

    Ultrasonik yüz ve boyun gençleştirme sırasında ultrason dalgalarını taşıyan uygulama başlığı cilde temas ettirilerek cilt ve cildin alt katmanları monitörde görüntülenir. Belirlenen uygulama alanlarında, cildin 3 mm ve 4,5 mm altına odaklanmış ses dalgaları ile bu bölgelerde kollajen üretimini uyaran ısı hasarları oluşturulur. Bu işlem sırasında cilt yüzeyi uygulamadan etkilenmez.

    Cilt altında taşıyıcı bağ dokusunun bulunduğu derinliğe ulaşan enerji sayesinde dokuda yeni kollajen yapımı uyarılarak güçlü bir sıkılaşma etkisi meydana gelir ve zaman içinde cerrahi olmadan yüz germe etkisi elde edilir.

    Ultherapy işlemi ne kadar sürüyor ?

    Ultherapy süresi uygulama yapılan bölgeye göre 30-60 dakika arasında değişmekte olup tüm yüz ve boyuna yapılan uygulama 1 saat kadar sürmektedir. Ultherapy ile istenen sonuca ulaşmak için tek seans yeterlidir.

    Ulthera uygulama bölgeleriUltherapy Hangi Bölgelerde Etkili Oluyor ?

    Ulthera ile ameliyatsız yüz gençleştirme, yüz cildi ve “jaw line” diye tabir edilen çene çizgisinde sarkmaları olan hastalarda yanaklara, gıdı bölgesindeki sarkmayı düzeltmek amacıyla boyuna, kaş kaldırmak amacıyla kaş-alın bölgesine, üst göz kapağındaki deri fazlalıklarını azaltmak ve toparlamak amacıyla göz kapaklarına, göz dış ve alt kısmındaki kırışıklıkları azaltmak amacı ile göz çevresine, dekolte bölgesindeki kırışıklıkları düzeltmek amacıyla dekolteye uygulanmaktadır.

    Uygulama sırasında ne hissedeceğim ?

    Uygulama sırasında hissedilenler kişiden kişiye farklılık gösterse de, hastalar hissettikleri acıyı anlık “iğne batması” ya da “elektriklenme” olarak tanımlamaktalar. Hastaların tercihine bağlı olarak bölgesel anestezi veya sedasyon uygulaması ile ağrı hissini tamamen engellemek mümkündür olabilmektedir.

    Uygulama sonrasında neler beklemeliyim ?

    Uygulamanın ardından kişi günlük aktivitelerine hemen dönebilir. Dikkat edilmesi gereken herhangi bir durum bulunmamaktadır. Ultherapy sonrasında ciltte yanık, leke, herhangi bir yan etki oluşmaz. Bazı kişilerde hafif kızarıklıklar oluşsa da bu durum birkaç saat sonra normale dönmektedir.

    Ultrasonik dalgaların cilt altındaki etki bölgeleri

    Ultrasonik yüz gençleştirmenin diğer ameliyatsız yüz gençleştirme işlemlerinden farkı nedir ?

    Ultherapy, odaklanmış ultrason teknolojisini kullanan ve cerrahi müdahale olmadan derin dokular üzerinde etki sağlayan tek yöntemdir. Ultherapy ile ciltte sadece tek bir uygulama ile etkili ve memnuniyet verici sonuçlara ulaşmak mümkün olmaktadır.

    Cildin toparlanması cilt yüzeyine uygulanacak işlemler ile sağlanamaz. Alt katmanlara ulaşabilmek ve odaklı uygulama yapabilmek için işlem sırasında ısı etkisi oluşturulacak cilt kattmanını ve bölgeyi görüntülemek çok önemlidir. Bu hassas uygulamayı benzer amaçlı diğer teknolojilerle elde etmek mümkün değildir. Uygulamanın hedefi, yüz germe ameliyatları sırasında kesilerek çıkartılan tabakayı ameliyatsız bir şekilde küçültmek ve yeni kollajen üretimi tetikleyerek cildin gerginleşmesini sağlamaktır.

     

    Ultherapy güvenli bir yöntem midir ?

    Ultrason enerjisi tıpta 50 yıldan uzun süredir kullanılmaktadır ve klinik denemelerle herhangi bir yan etkisi olmadığını ispatlamıştır. Ulthera Amerika F.D.A onaylı bir cihazdır.

    Ultherapy’nin sonuçlarını ne zaman görebilirim ?

    Tek bir uygulama ardından rejenerasyon süreci hemen başlar, ilk anda bile hafif bir gerilme etkisi görülmektedir. Cilt uygulama sonrası her geçen gün daha iyi görünmeye başlar, 1 hafta sonrasında cildinizi daha iyi hissedersiniz, 1 ay sonra etkiler görünür hale gelir, 3 ayın sonunda istenen sonuç gözlenmeye başlar. Tam sonuç alınması ise 6 ay sürmektedir. Ultherapy ciltte kollajen üretimini uyardığı için elde edilen sonuç uzun süreli kalıcı olmaktadır.

    Ultherapy için uygun bir aday mıyım ?

    Yüz ve boyun cildinde gevşeme veya sarkma olan tüm kişiler Ultherapy için uygun adaylardır. Özellikle 40-65 yaş arasında ciltte kollajen kaybı ve gevşeme giderek artan oranda izlendiği için bu yaş grubunda daha belirgin sonuçlar alınmaktadır.

    Doç. Dr. Teoman Dal

    İlgili Konular ;
    Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme
    Revizyon Burun Estetik Ameliyatı

  • Bronzlaşma bağımlılığı: Tanoreksiya

    Bronzlaşma bağımlılığı: Tanoreksiya

    Bronzlaşma tutkusu kanser riskini beraberinde getiriyor. Uzmanlar sağlıklı bronzlaşma diye bir kavram olmadığına işaret ediyorlar. İşte güneşlenmenin püf noktaları…

    Yaz mevsimiyle daha görünür hale gelen bronz tenli olma isteğini uzmanlar riskli bir eğilim olarak değerlendiriyorlar. Bu isteğin bağımlılığa dönüşmesi ise tıpta tanoreksiya olarak tanımlanıyor.
    Uzmanlar, bu kişilerin kendilerini soluk ve renksiz saydıkları için kışın solaryumda yazın güneş altında bronzlaşma çabası içine girdiklerini ve yeterince bronzlaşmış hissetmedikleri zaman sinirli olduklarını belirtiyorlar.
    Peki bronslaşmanın boyutu nedir? Ne kadarı karar ne kadarı zarar sayılmalıdır?
    Bu konuyu Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gökhan Okan anlattı:

    KANSERE ZEMİN HAZIRLAR

    Bronzlaşmayı tutkuya dönüştürenler tanoreksik, yani bronzluk bağımlısı heline gelmiş sayılırlar.
    Tanoreksiya özellikle gençlerde görülüyor. Hemen belirtelim ki, sağlıklı bronzluk diye bir durum söz konusu olamaz! Özellikle genç yaşlarda alınan yoğun güneş ışınlarının gelecekte cilt kanserine zemin hazırlayacağını sakın unutmayın
    Yaz-kış demeden sürekli bronz bir tene sahip olmak için solaryumdan çıkmayanları ve saatlerce güneşin altında yatanlar şunları unutmamalı:

    • Bronzlaşma; doğal ya da suni kaynaklarla yoğun UV ışınlarına maruz kalınması sonrası deri renginin koyulaşmasıdır. Bronzlaşma sonrası, deri renginde koyulaşma yanında çiller, lekeler, benler, kılcal damar genişlemeleri ve cilt kanserlerine zemin hazırlama gibi istenmeyen etkiler de oluşmaktadır.
    • İnsanların bronzlaşmaya olan merakı, bazı durumlarda bağımlılık oluşturmakta ve bu durum tıp literatüründe ‘tanoreksiya’ diye adlandırılmaktadır. Tanoreksik kişiler kendilerini soluk, renksiz olarak algılamaktadır ve bunu telafi etmek amacıyla da çok sık suni kaynaklarla bronzlaşma yoluna başvurmaktadır. Bu durum bağımlılık hali kazanmakta, kişi kendini bronz görmediği zaman sinirlilik ve ruh halinde bozukluk olmaktadır.

    MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ

    • Tanoreksiya daha çok ergenlik yaşlarında görülmektedir. Genellikle zayıf ve sigara bağımlısı olan kişilerde daha sık rastlanır. Tanoreksik kişilerin yoğun UV maruziyetinden dolayı cilt kanseri riskleri fazladır. Tanoreksiklerin dermatoloji ve psikiyatri hekimleri ile ortak takip edilmeleri gerekir. Vücutlarındaki riski benler dermatologlar tarafından tespit edilip, gerektiğinde uzaklaştırılmalı, ayrıca kişi psikolojik destek almalıdır.
    • Tanoreksiya tedavi edilmediği durumlarda, özellikle ilerlemiş vakalarda, kişi solaryuma girmediği ve kendini bronz görmediği zaman mide bulantısı ve kusma gibi sorunlar da ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle bronzlaşma bağımlılığı, bu ciddi sorunlarla sonuçlanmadan mutlaka tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır.
    • Melanosit dediğimiz hücreler, cildimize renk veren melanin maddesinin salgılanmasından sorumludur. Melanin maddesinin görevi, cildimizi güneşin zararlı etkisinden korumaktır. Çok yoğun güneşe maruz kalındığında, vücut buna koruyucu tepki olarak melanin üretimini hızlandırır. Bu da bronzlaşmanın sebebidir. Açık tenli kişilerde yoğun güneşe maruz kalınması sonrası ciltte kızarıklık sık görülmekte, bronzlaşma son derece nadir olmaktadır. Koyu ten yapısına sahip kişiler ise güneşte kızarmayıp, bronzlaşırlar.

    SOLARYUMUN ZARARLI ETKİSİ

    • Deri renginin koyulaşması, hücrelerde mevcut olan melaninin salınımının artışı ya da yeni melanin salgılanması ile gerçekleşir. Bronzlaşma aniden olabileceği gibi geç de başlayabilir. Erken bronzlaşma, koyu tenli kişilerde daha belirgindir; UVA ışınına cevap olarak hızla oluşur ve kısa sürede söner.
    • Geç bronzlaşma UVB ve UVA ışınlarına temastan 48-72 saat sonra başlar. Yeni pigment oluşumu başlar; pigmentasyon kalıcıdır, haftalarca sürer, kalıcı ve derin bir bronzluğa olur.

    CİLT KANSERİ ŞAKA DEĞİL!

    • Solaryum cihazı suni kaynaklarla cildin bronzlaşmasını sağlar. UVA ışınları ile bu etkiyi yaratır. Güneş ışınlarının neden olduğu tüm olumsuz etkiler solaryum için de geçerlidir.
    • UVA ve UVB ışınlarının cilde bronzluk kazandırma yanında çok sayıda olumsuz etkileri bulunmaktadır. UVA ışınları, cilt kanserlerinde en tehlikelisi olan malign melanom oluşmasında önemli bir etmendir. UVB ışınları erken deri yaşlanması, cilt kanseri ve benlerde değişikliğe neden olma gibi ciddi riskleri vardır.

    SAĞLIKLI BRONZLUK YOKTUR!

    • Bronzluk, tavsiye edilecek bir durum değildir. Sağlıklı bronzluk diye bir kavram söz konusu değildir. Bronz görüntü isteyen kişiler otobronz ürün kullanmalıdır. Özellikle ergenlik çağındaki gençlere güneşin uzun dönemdeki yan etkileri hakkında bilgi verilmelidir.
    • Bronzlaşmak isteyen kişiler için en iyi alternatif otobronz ürünlerdir. Otobronz ürünler; krem, losyon, sprey ve jel şeklinde olup güvenilirdirler. Yan etkileri yok denecek kadar azdır. Ultraviole ışını olmaksızın cilde bronz görünüm kazandırırlar. İçeriklerindeki güneş koruyucuların faktörleri düşük olduğundan, otobronz ürünlerin üzerine ayrıca güneş koruyucu sürülmesi unutulmamalıdır.

    BİLİNÇSİZ GÜNEŞLENMENİN FATURASI

    • GÜNEŞ YANIKLARI: Kısa sürede yoğun güneşe maruz kalma sonrasında gerçekleşir. Kızarıklık, su toplaması, ateş yüksekliği, titreme, bulantı ve kusma görülür.
    • BRONZLAŞMA: Uzun dönemde yoğun güneşe maruz kalma sonrasında gelişir. Vücudun verdiği bir savunma mekanizmasıdır. Cilt renk hücreleri, korunma amacıyla renk üretir.
    • ERKEN YAŞLANMA: Uzun süreli güneşe maruziyet ciltte derin çizgileşme, damarlarda genişleme, kahverengi lekelenme şeklinde görüntüye neden olur. Damarların genişlemesine, pigment hücrelerinin düzensiz çalışmasına, kollajen üretiminde azalmaya neden olur.
    • CİLT KANSERLERİ: Güneşin vücudumuza vermiş olduğu zararların en tehlikelisidir. Tüm dünyada sıklığı giderek artmaktadır.
    • KATARAKT: Güneş ışınları katarakt oluşumuna zemin hazırlamaktadır.
    • ALERJİK REAKSİYONLAR: UV ışınları bazı kişilerde kaşıntı, kızarıklık, sulantı ile kendini belli eden alerjik reaksiyonlara neden olur. Ayrıca kullanılan kozmetikler, parfümler ve bazı ilaçlarda güneşe karşı hassasiyet yaratabilir.
    • BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ BASKILAR: Deride bulunan bağışıklık sistemi hücreleri UV maruz kalma sonrasında baskılanır. Herpes (uçuk) virüsü gibi enfeksiyon hastalıklarının ortaya çıkışını kolaylaştırır. Lupus, porfiri gibi bazı rahatsızlıklar güneş ışınlarının etkisiyle aktifleşir.

    GÜNEŞE KARŞI NE YAPMALI?

    • UYGUN ZAMANI SEÇİN:
     Güneş ışınlarının en yoğun olduğu saatler olan 10:00-16:00 arasında dışarıda mümkün olduğunca bulunulmamalı.
    • GÖLGEDE DURUN: Dışarıda zaman geçirileceği zaman mümkün olduğunca gölgede kalınmalı.
    • GİYSİNİZ DE SPF’Lİ OLSUN: Koruyucu ve açık renkli giysiler giyilmeli, güneşten koruyucu gözlükler ve şapka takılmalı.
    • DOĞRU KREM SEÇİN: Mutlaka güneş koruyucu kullanımına önem verilmeli.
    • KULAĞINIZA BİLE SÜRÜN: Güneş koruyucular dışarı çıkılmadan 20 dakika önce sürülmeli. Her tarafa eşit uygulanmalı ve arada boşluk bırakılmamalı. Burun, kulaklar, yanaklar, ayak tabanları, sırt, eller ve kolların yan yüzlerine eşit oranda sürülmeli.
    • BEBEKLERE ŞAPKA: Bebekler altı aylıktan küçükse güneş koruyucu kullanımından çok şapka takma, gölgede kalma gibi koruyucu önlemler alınmalı.

    • YEŞİL ÇAY İÇİN: Güneşten kaynaklanan zararlı etkilerden korunmak amacıyla harici ya da sistemik antioksidan kullanımı faydalı olabilir. Vitamin C, E, selenyum, çinko, yeşil çay, silimarin ve soya isoflovanları etkili başlıca antioksidanlardır.