Etiket: çay

  • Yeşil Çay Diyetime Yardımcı Olabilir mi?

    Yeşil Çay Diyetime Yardımcı Olabilir mi?

    Yeşil çayın, hoş bir içecek olmasının ötesinde, sağlığımıza hatırı sayılır katkıları var…

    Çin’de ve Japonya’da binlerce yıldır şifa olarak kullanılan yeşil çayın sırrı; içinde bulunan ‘EGCG’ adlı müthiş güçlü bir antioksidan. Öyle ki EGCG; C vitamininden ve E vitamininden bile daha etkili! Yeşil çayın önde gelen yararlarına örnek vermek gerekirse…

    Kanseri önler, güneş hasarlarını azaltır, cildi güçlendirir, kolesterol ve tansiyonun dengelenmesine yardımcı olur, alerjileri önler, grip ve soğuk algınlığına karşı direncimizi arttırır, yaşlanma sürecini yavaşlatır ve içinde bulunan florid diş etlerini korur…

    Normal kahvenin sekizde biri kadar kafein içeren yeşil çay, bu anlamda bir zarar içermiyor. Çünkü ölçülü kafein yarar bile getiriyor… Son yıllarda yeşil çayla ilgili olarak en çok gündeme gelen konu ise, kilo vermeye yardımcı olup olmadığı… Bu konuda birçok araştırma yapıldı, sayısız makale yayınlandı… Varılan sonuçlar, yeşil çayın metabolizmayı hızlandırdığını ve yağların yakılmasına yardımcı olduğunu gösteriyor.

    Özellikle içine biraz zencefil ve zeytin yaprakları koyup demlerseniz, mucizeler yaratabileceğini söyleyebiliriz… Doğrusunu isterseniz yüzlerce çeşit yeşil çay var…

    Üstelik bunların çoğu henüz Batı ülkelerine uğramadı bile! Bitkinin yetiştiği yöreye, hasat mevsimine ve işlenişine göre çayın adı değişiyor. Yılda bir gün toplanan bu egzotik çay yapraklarının her biri farklı faydalar sağlıyor. En güzel yeşil çaylar, genç fidanların en üst iki sırasında henüz açılmamış aromatik yaprak filizlerinden elde edilir. Bazen çay kurutulurken içine çiçekler karıştırılır. Kilo vermede en etkili olan çayın ise ‘Wulong Tea’ olduğu söyleniyor.

    Nasıl Demlenir?

    Daha önce yeşil çayı denemiş ama hoşlanmamış olabilirsiniz. Ancak ben derim ki, kendinize bir şans daha tanıyın! Gelin bu defa çayı birlikte hazırlayalım… Porselen bir demlik içine kuru haldeki yeşil çayınızı koyun. Ortalama ölçü, her fincan için bir tatlı kaşığıdır. Su kaynama noktasına yaklaşırken altını kapatın. Veya kaynadı ise, çayın üzerine dökmeden önce beş dakika kadar dinlendirin.

    Sıcak suyu ilave ettikten sonra demliğinizi örtüp servis tepsisine koyabilirsiniz. Yeşil çayın sıcak suda 1-2 dakika demlenmesi yeterlidir. Ancak unutmayın, 1-2 dakika sonra yaprakları çaydan çıkarmanız gerekir. Ayrıca yeşil çayı başka çiçekler ve otlarla birlikte de demleyebilirsiniz. Örneğin zencefil, nane, limon yaprakları ve yasemin yeşil çaya yakışacak otlardır… Üstelik bu katkılar, çayınıza zarar vermeyeceği gibi, yararlarını da artıracaktır.

    Dr. Yasemin Fatih Amato

  • Kombu çayı neden iyi hissettiriyor ?

    Kombu çayı neden iyi hissettiriyor ?

    Nasıl hissettirmesin ki?

    Kombu çay yararlı bakteri, maya ve enzimler açısından dünyadaki en zengin gıdaların başında gelmektedir.

    NEDEN BAĞIRSAKLARI HEMEN VE ANINDA, TIKIR TIKIR ÇALIŞIR HALE GETİRİYOR? Probiyotik kelimesinin literatürdeki anlamı ‘’hayat için’’ demektir.Vücuttaki bütün bakterileri öldüren (hatta yararlı olanlarını bile) antibyotiklerin aksine probiyotikler bağırsak florasının doğal ekolojisini yeniden kurar.Probiyotikler ise:
    – bağışıklığı artırır,
    – sistemin modunu değiştir,
    – alerjilerle savaşır,
    – vücudu detoks eder ve vücudu toksinlerden temizler.BİR İLAÇ MIDIR?Tek kelimeyle hayır.
    Vücudun dengesini tekrar kazanmasını sağlar ve vücudun kendi kendini iyleştirmesini teşvik eder.Comboutea’nin bu kadar fazla şeyi başarmasının altında yatan neden, vücudun doğal bağışıklık sistemi ile birlikte mükemmel bir uyumla çalışmasıdır.

    BAKTERİLERE NEDEN İHTİYACIMIZ VAR? ONLARDAN KURTULMAYA ÇALIŞIP DURMUYOR MUYUZ?

    O reklamlarda bize dayatılan bir bilgi. Ama ya faydalı bakteriler?

    Bağırsaklarınızda 160 çeşit ve çoğu bakteri olan 100 trilyon mikroorganizma yaşadığını biliyor muydunuz? Evet, tam yüz trilyon.

    Faydalı bakterilere ihtiyacımız var. Ancak bütün antibiyotikler, el dezenfektanları vb. derken, kurunun yanında yaş da yandı. Kombu çay yararlı bakteri, maya ve enzimler açısından dünyadaki en zengin gıdaların başında gelmektedir.

    Vücudunuzdaki yararlı bakteri popülasyonunu artırarak, vücudunuzdaki zararlı bakterilerle, yararlı bakterileri yer değiştirebilirsiniz.

    Böylece, vücut pH’ınız daha fazla alkali hale gelecektir.Vücut kendini bu zararlı bakterilerden uzaklaştıracak ve açlık duygunuz normale inecektir.
    Yani, EVET, kombu çayı içerken, kilo da verebilirsiniz, eğer doğru kullanırsanız.

    Vücudunuz, ne yemeniz konusunda size daha sağlıklı sonuçlar verecektir.

    Bakterilere doğal çevremizde bize yardımcı olmaları için ihtiyacımız vardır.Vücudumuzun gıdaları absorbe etmesi ve sağlığımız için temel enzimlere ihtiyacı vardır.

    Kombu çayı işte bunları içeriyor. Ve bizi iyi hissettiriyor. Daha da iyi.

    Not: Ancak mayalı yiyecek ve içeceklere karşı intoleransı olanların tüketmemeleri önerilir.

  • Mevsimsel Alerji İçin Isırgan Otu

    Mevsimsel Alerji İçin Isırgan Otu

    Dr. Mehmet Öz, mevsimsel alerjileri doğal çözümlerle engellemenin yollarını açıklıyor…

    Mevsimsel alerji semptomlarını hafifletmek için doğal yollardan uygulanabilecek bazı çözümler vardır. İlki, kuersetindir. Turunçgiller, elma ve soğanda bulunan bu flavonoidin anti-histamin özellikleri olduğu kanıtlanmıştır.

    Histamin, bir şeye alerjik reaksiyon gösterdiğiniz zaman, vücudunuz tarafından salgılanan bir kimyasaldır; dolayısıyla bu kimyasalı bloke ederek alerji semptomlarını hafifletebilirsiniz.

    Doğum çözüm: Isırgan otu

    Kuersetinin aynı zamanda anti-enflamatuar özelliklere sahip olduğu da kanıtlanmıştır. Bir bitki olan öksürük otu da doğal bir anti-histaminik olarak kullanılır ve etkili olduğu kanıtlanmıştır. Alerji semptomlarını rahatlattığı varsayılan bir diğer doğal çözüm ise ısırgan otu bitkisinden yapılan ısırgan otu çayıdır.

    Bu çay önleyici tedbir olarak, semptomlar başlamadan önce içilebilir. Son olarak, alerjiler çoğunlukla genizdeki alerjenlerin birikmesiyle oluştuğundan, neti pot denilen burun yıkama kabını kullanarak, nasal irrigasyon dediğimiz, burna hafif tuzlu su verme işlemini uygulamak, alerjenleri dışarı atarak alerji semptomlarını hafifletebilir.

    Ilık bir tuzlu su çözeltisi ve temiz bir neti pot kullanmaya dikkat edin.

    Alerjiyi ciddiye alın!

    Doğal çözümler bazı mevsimsel alerji semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir ama herhangi bir tedaviye başlamadan önce bir alerji uzmanına danışmak en doğrusudur. Alerjiler yaşamınızı tehdit edebilir ve ciddiye alınmalıdır.

    Dr. Mehmet Öz

  • Yemekten sonra yapılmayacak 7 şey…

    Yemekten sonra yapılmayacak 7 şey…

    Uzmanlar, yemeklerden önce ve sonra yapılması gerekenler gibi yapılmaması gerekenleri de araştırarak ortaya koyuyor. İşte yemeklerden hemen sonra asla yapılmaması gereken 7 kural.

    Yemekten sonra yapılmayacak 7 şey... | 1

     

     

     

     

     

     

    Sigara içmeyin:
    Uzmanlar tarafından yapılan araştırmalara göre, yemeğin hemen ardından yakılan tek bir sigara, 10 sigara içmeye eşdeğer sayılıyor. Ve bu durum kansere yakalanma riski artıyor.

    Yemekten sonra yapılmayacak 7 şey... | 2

     

     

     

    Çay içmeyin:
    Türk kültürünün en önemli alışkanlıklarından biri olan yemek üstüne çay içmek de sağlık açısından faydalı görülmüyor.

    Yemekten hemen sonra içilen çay, demir içeren besin tüketildiyse, yemekle birlikte alınan Demir (Fe) mineralinin vücut tarafından kullanımını sınırlar.

    Yemekten sonra yapılmayacak 7 şey... | 3

     

     

     

     

    Meyve yemeyin:
    Yemeğin hemen üstüne yenilen meyve, midenizin hava ile dolmasına sebep oluyor.

     

     

     

     

    Yemekten sonra yapılmayacak 7 şey... | 4

    Hemen uyumayın:
    Yemeğin hemen ardından uyumak da sindirim sisteminin yeterince çalışamamasına ve bağırsak iltihaplanmalarına ve mide rahatsızlıklarına sebep olur.

    Ayrıca yemeğin ardından hemen uyumak kilo almanıza sebep olur.

     

     

     
    Yemekten sonra yapılmayacak 7 şey... | 5

     

     

     

    Sakın kemerinizi gevşetmeyin:
    Yemekten sonra kemer gevşetmek, bağırsak düğümlenmesine sebep olabiliyor.

     

     

     

     

    Yemekten sonra yapılmayacak 7 şey... | 6

     

     

    Yürüyüş yapmayın:
    Yemeğin hemen ardından yapılan yürüyüş, tükettiğimiz gıdalardaki besin öğelerinin sindirilememesine, yani yediğimiz yemeğin fayda bakımından hiçbir anlamı kalmamasına sebep oluyor.

    Yürüyüşü 1 saat sonra ertelemeniz her yönden daha faydalı olacaktır.

    Yemekten sonra yapılmayacak 7 şey... | 7

    Banyo yapmayın/Duş almayın:
    Yemekten hemen sonra alınan duş, kan akışını el ve ayaklara doğru çoğaltıyor. Sindirim sistemi için de zararlıdır.

  • Dünyanın En Faydalı 12 Bitkisi

    Dünyanın En Faydalı 12 Bitkisi

    Çağlardan beri insanlar tedavi amacıyla bitkilere yöneliyor. Son yıllarda bunun daha popüler olmasının nedeni, sağlık sigortalarının ve ilaç fiyatlarının yüksek olması. İşte doğal tedavi amaçlı kullanılan faydalı bitkiler…

    1.Aloe Vera

    Toplum arasında en çok bilinen ve kullanımına en çok rastlanılan bitki olan aloe vera, güneş veya kazalar sonucu oluşan yanıkların tedavisinde tercih ediliyor. Bitkinin asıl yararlı kısmı aloe vera yaprağı. Aloe vera yetiştirmek için tek gerekli şey ise su. Yaprağın içinden çıkan su yanıkların neden olduğu acıyı azaltıyor ve iyileşme sürecini hızlandırıyor.

    2.Kızılcık Suyu

    Kızılcık suyunun en çok bilinen yararı boşaltım sistemi sorunlarını çözmekteki etkisidir. Bakteriyel enfeksiyonu tedavi ederek sorunların çözülmesini sağlar. Kızılcık suyu, yüksek kolesterol ve kalp yetmezliği gibi sıkıntıları olan hastaların kalp sağlığını olumlu yönde etkilemektedir. C vitamini yönünden de oldukça zengin olan kızılcık suyu, dişlerin çürümesini ve plak oluşumunu engeller. Kızılcığın içinde bulunan asitler bileşikler ise böbrek ve tümör oluşumunu önler.

    Bitki Sözlüğü
    3. Ekinezya

    Ekinezya Amerikan yerlilerinin yaraları iyileştirmekte kullandıkları ve bilinen hiçbir yan etkisi olan bir bitkidir. Ekinezyanın içinde bulunan maddeler grip ve nezle virüslerine karşı etkili olduğu için özellikle grip mevsimlerinde tercih edilmektedir. Ekinezya bağışıklık sistemini güçlendirerek daha hızlı bir iyileşme sağlar. Boğaz ağrıları, öksürük ve tıkanıklık ekinezya bitkisi sayesinde kolayca atlatılmaktadır.

    4. Siyah Yılan Kökü

    Siyah yılan kökü, menopoz için önerilen ve bu yönüyle bilinen bir bitkidir. Siyah yılan kökü sinirlerin gevşemesine ve dolayısıyla menopoz döneminin kolay atlatılmasına yardımcı olur. Siyah yılan kökü, menopoz döneminde oldukça sıkıntı veren ateş basması ataklarını önler. Üreme sistemi üzerinde oldukça etkili olan siyah yılan kökü hormonları dengeleyerek menopozun yanı sıra adet öncesi sendromu ve kaslarda meydana gelen kramplar gibi durumların tedavisinde de kullanılır.

    5. Günlük

    Anadolu Sığla ağacı olarak da bilinen günlük ağacının gövdesinden elde edilen sakız, özellikle eklem iltihabı ve bursitin tedavisinde kullanılır. Aynı zamanda ishal ve solunum yolları şikâyetleri gibi sorunların tedavisinde de oldukça etkilidir. Ayrıca yüksek kolesterol, damla hastalığı, bel ağrıları, kas yangısı, fibromiyalji, obezlik, dizanteri ve göğüs hastalıklarına da iyi geldiği bilinmektedir.

    6. Papatya

    Genellikle çayı yapılarak içilen papatya, bağırsaklarda oluşan sorunları rahatlatmasıyla bilinir. Ayrıca mide bulantısı ve gastroentirit tedavisinde de kullanılır. Papatyanın rahatlatıcı özelliği hem çocuklar hem de yetişkinler üzerinde etkilidir. Uyumakta zorluk çeken çocuklarda güvenle kullanılabileceği gibi stres altında hissedildiği zamanlarda da yetişkinler tarafından tercih edilebilir.

    7. Hayıt Ağacı

    Hayıt ağacı menstural dönemi düzenler ve kadınlarda progesteron hormonunun salgılanmasını sağlar. Hayıt ağacı meyveleri yavaş etki eden ve ancak uzun süreli kullanımda etkilerini gösteren bir bitkidir. Hamile kalma sorunu yaşayan bayanlarda 1–2 yıl süreli kullanılır ve hamilelik başladığında kullanımına son verilir. Ayrıca adet öncesi dönemle ilişkilendirilen kramplar ve göğüs bölgesinde hassaslığa neden olan prolaktin hormonu üretim seviyesini de düşürür.

    8. Kahve

    İçerdiği kafein nedeniyle çoğu beslenme önerisinde yer almayan kahve, bazı durumlarda olumlu etkilere de sahiptir. Acının algılanmasını bloke ederek ağrıların azaltılmasında, bronşları açarak grip, soğuk algınlığı ve astım gibi rahatsızların tedavisinde kullanılabilir. Koreli bilim adamlarının yaptığı araştırmalara göre kahvenin içinde bulunan kafein, fiziksel dayanıklılığı da artırıyor.

    9. Çuha Çiçeği Yağı

    Çuha çiçeği yağı, genellikle romatoid artiridin etkilerini azaltmada ve kolesterolü düşürmede kullanılır. Çuha çiçeği obezlik, sindirim sorunları ve solunum yolları şikâyetleri için de tercih edilen bir bitkidir. Ayrıca adet öncesi sendromunu şikâyeti olan bayanlar tarafından da kullanılır. Ancak hamilelik söz konusu olduğunda kullanılmaması gerekmektedir.

    10. Gümüş Düğme

    Dayanılmaz ağrıya neden olan migrenin tam nedeni bilinmiyor. Bazı uzmanlar bu sorunun nedenini baştaki kan damarlarının genişleyerek sinirlere baskı yapmasından kaynaklandığını savunuyor. Gümüş düğme beyinde bulunan kan damarlarını rahatlatarak duyulan acıyı azaltıyor. Gümüş düğme bitkisinin diğer yararları ise doku ve eklemlerde meydana gelen iltihaplar azaltması. Ayrıca yüksek ateşin düşürülmesinde de oldukça etkili olan gümüş düğme, vücutta aspirin gibi işlev görürken yan etkileri olmadığı için daha çok tercih edilebilecek bir bitki.

    11. Keten Tohumu

    Susam tanelerinden biraz daha büyük olan keten tohumu, Omega–9 ve Omega–3 asitleri, lif, protein, manganez, magnezyum, çinko ve diğer bir dizi mineral açısından oldukça zengindir. Keten tohumu birçok soruna çözüm getirmesi nedeniyle geniş bir kitle tarafından tercih edilir.

    12. Sarımsak

    Sarımsak pek beğenilmeyen bir kokuya sahip olmasına rağmen sağlık açısından oldukça yararlı bir bitkidir. Mikroplara ve virüslere karşı vücuda direnç kazandırdığı bilinmektedir. Sarımsak kolesterol ve yüksek tansiyonun düşürülmesinde, kan şekerini dengelemede, kanserle mücadelede, bronşitin belirtilerini azaltmada ve bağışıklık sistemini güçlendirmede oldukça etkilidir. Ayrıca soğuk algınlığına da iyi gelmektedir.

    Adet söktürücü şifalı bitkiler

  • Diyet yaparken gergin olanlar için çay tarifi

    Diyet yaparken gergin olanlar için çay tarifi

    Diyet yaparken kendinizi stresli ve gergin mi hissediyorsunuz? Endişelenmeyin, Beslenme Uzmanı Ender Saraç, size bu ruh halinden kurtulmanızı sağlayacak etkili ve sağlıklı bir çay tarifi veriyor.

    Diyet yaparken gergin olanlar için çay tarifi

    Malzemeler
    • 3 yaprak melisa
    • 1 iri tutam sarı kantaron
    • Yarım tatlı kaşığı rezene
    • 1 tutam papatya
    • İri bir tutam ıhlamur
    • 2 adet avokado yaprağı

    Hazırlanışı
    Büyük bir kupaya sıcak su koyun. Yukarıdaki malzemelerin hepsini bu suyun içine katın. Bardak altlığı bir şeyle üzerini kapatın 3-4 dakika bekleyerek demlenmesini sağlayın. Ardından bardağın içindeki malzemeleri süzgeç yardımıyla süzün. Hazırladığınız bu çayı bal ile tatlandırabilirsiniz.

  • Rooibos çayı nedir?

    Rooibos çayı nedir?

    Rooibos Afrikaanca’da ‘’kırmızı çalı” anlamına gelir. Baklagiller ailesinden (Fabaceae , diğer adıyla Leguminosae ) olup Güney Afrikalı bir bitkidir. İğne gibi yeşil yapraklara sahiptir fakat işlendiğinde kırmızıya dönmektedirler. Aspalathus linearis çalısı yalnızca Güney Afrika’nın batısında bulunan Cedarberg Dağlarında yetişmektedir. Bu bitkinin normal çay bitkisiyle (Camellia sinensis ) bir akrabalığı yoktur.

    Rooibos bitkisinden ilk çay yapma metodunu geliştiren insanlar Cedarberg dağında yaşayan Khoi kabilesine mensup insanlardır. Bu uygulamalar en az 300 yıldan beri yapılmaktadır. Çayın değeri 19 . ve 20 . yüzyılda Avrupalı göçmenlerce de anlaşıldı.
    Son yıllarda çayı kullanıma hazır hale getirmek için yapılan işlemler her ne kadar daha fazla otomatikleşmişse de aslında uygulanan adımlar değişmemiştir: yapraklar (bazen ince dallar) toplanır, ezilir, oksitlenir (fermente edilir), güneşte kurutulur. Ezme aşamasında yapraklar dövülerek veya ezilerek materyalin kendine özgü kırmızı rengine oksitleme aşamasında kolaylıkla gelmesi sağlanır (normal çaydaki oksitlenme gibi). Çay yoğun aroması ve etkili tadından dolayı Güney Afrika’da çok ünlüdür. Çayı keyfinize göre sütlü, sütsüz, sıcak, soğuk, sade veya şekerli şekilde tüketebilirsiniz.

    Rooibos antioksidan ve flavonoidler bakımından zengindir ve diğer çaylardan daha yoğun miktarda içerir. Rooibos çayıyla ilgili sağlık bakımından henüz bilimsel bir ispat olmamasına rağmen, Rooibos’un sağlık üzerindeki faydalarıyla ilgili birçok araştırma yapılmaktadır. Quercetine, luteolin, isoquercetrin and rutin Rooibosta bulunan aktif anti-antioksidanlardır. Rooibos kafein içermez ve tanen oranı düşüktür

    İlgili Konular ;
    Kızıl Çalı Çayı – Yaslanmayi geciktiren cay
    Kızıl Çalı Çayı (Yaşlanmayı önlüyor)
    Karahindiba Çayı Kanseri Yendi

  • Kızıl Çalı Çayı

    Kızıl Çalı Çayı

    Güney Afrika’da rooibos adlı bitkiden yapılan çay tüketimi ülkenin yeni popüler içeceklerinden biri haline geldi. Cape Town’daki restoranlarda yıllardır tüketilen ‘kızıl çalı’ çayı kırmızı rengi, kokusu aroması, kafeinsiz olması ve sağlığa faydalı özellikleriyle kısa sürede diğer ülkelerde de kullanılan bir bitki haline geldi.

    Afrikalıların kızıl çalı adını verdikleri roibosun 23 milyar dolarlık bir ekonomi yarattığı belirtilirken, her yıl 15 bin ton kızıl çalı üretildiği ve bunun yarısının sağlık tüketimine odaklanan müşteriler için ihraç edildiği kaydedildi. Almanya’nın en büyük ithalatçı ülke konumuna geldiğini anlatan Rooibos şirketinin sahibi Martin Berg, “Hollanda, ABD, İngiltere ve Japonya, rooibos çayının hızlıca popüler olduğu ülkelerin başında geliyor” dedi.

    Yaşlanmayı geciktirici özelliği sayesinde bu bitkinin çay olarak tüketiminin tüm dünyada hızlı bir şekilde arttığı belirtilirken, rahatlatıcı etkisinin de popülaritesinin artışındaki önemli etkenlerden biri olduğu ifade edildi. Bitkinin 1990 yılında Japonya’da yapılan bir araştırma sonucunda sağlığa yararlı etkilerinin ortaya çıktığı belirtilirken, o tarihten bu yana tüketiminin hızla arttığı kaydedildi. Üreticiler, Güney Afrika’nın en önemli gelir kaynaklarından biri haline gelen bitkiye daha fazla korumacılık uygulanması gerektiğini savunuyor.
    Kızıl Çalı Çayı | 8

    İlgili Konular ;
    Kızıl Çalı Çayı – Yaslanmayi geciktiren cay
    Karahindiba Çayı Kanseri Yendi

  • Zayıflatan bitkiler

    Zayıflatan bitkiler

    Mevsimlerin insan vücuduna yaptığı etkileri hafifletmede ve vücuttan su atılımını hızlandırmada bitkiler hızlı sonuç veriyor.

    Biberiye, funda yaprağı, kiraz sapı, ısırgan yaprağı, yeşil çay, mate yaprağı ve kekik gibi içinde barındırdığı özelliklerle vücutta tam bir detoks etkisi yapıyor.

    Biberiye

    Biberiye yaprakları, bağırsaklardan yağın emilmesini azaltıyor ve dolayısıyla kilo almayı ve karaciğer yağlanmasını önleyebiliyor. Ayrıca safra salgısını artırarak özellikle yağlı besinlerin sindirimini kolaylaştırıyor. Biberiye yaprakların diğer taraftan, idrar söktürücü özelliği ile vücuttan ödemin sökülmesine de yardımcı oluyor.

    Funda yaprağı ve kiraz sapı

    Funda yapraklarının da idrar artırıcı etkisinin yanı sıra sindirimi kolaylaştırıcı özelliği var. Kiraz sapı da zengin potasyum içeriği nedeniyle vücutta idrar ile atılan potasyum dengesinin bozulmasını önlüyor.

    Isırgan, yeşil çay ve mate

    Isırgan yapraklarının da potasyum bakımından zengin bir idrar söktürücü olmasının yanı sıra vücuttaki ödemin atılmasına yardımcı var. Yeşil çay ve mate yaprağının da içinde bulunan kafein maddesi nedeniyle fiziksel halsizliği giderici ve enerji verici içecekler olduğunu belirtmemiz gerekir.

    Kekik yağı

    Kekiğin uçucu yağında safra artırıcı etki bulunur. Dolayısıyla sindirimi kolaylaştırır.

    İlgili Konular ;
    Kararlıyım yaza zayıf gircem
    Zayıflamanın Tüyoları
    Kilo Vermenin 50 Sırrı
    Yaza Zayıf ve Sağlıklı Girmenin Yolları

  • Reflü Hastalığı

    Reflü Hastalığı

    Reflü gastro osefageal reflu: Normalde yediğimiz yiyecekler yutkunma fonksiyonuyla yemek borusunda (osefagus) ilerler ve mideye geçerler. Midenin yemek borusuyla birleştiği noktada bulunan kaslar kasılarak diyaframın da yardımıyla kapak görevi görürler. Bu kapak görevi yapan oluşuma sfinkter adı verilir. Çeşitli nedenlerden dolayı kapak sisteminin yetersiz çalışması sonucu mideye giren yiyecekler tekrar yemek borusuna kaçar. Mide içeriği midede eklenen enzimlerle asidik bir yapı gösterir. Mide içeriğinin PH ı oldukça düşüktür. PH nın düşük olması asitlik derecesinin yüksek olması anlamına gelir. Reflüde sfinkter yeterince kasılmadığı için midenin asidik içeriğinin bir kısmı ösefagusa geri döner. Uzun süre bu içerikle temas eden ösefagusta buna bağlı olarak tahribatlar oluşur. Ayrıca ince bağırsaktan mideye safra sızıyorsa içeriğe safra da eklenerek tahribatın artmasına neden olur.

    Reflünün oluşumunda birkaç etken rol oynamaktadır.

    – Kapak sisteminin yetersiz çalışması
    – Mide fıtığı
    – Mide boşalım süresinin uzaması
    – Beslenmede ve davranışlarda yapılan hatalar.

    Reflü çeşitli belirtilerle kendisini gösterse de bazı vakalarda hiç belirti de göstermeyebilir. Genel reflü belirtileri ;

    – Midede yanma hissi
    – Göğüs boşluğunun orta kısmında ağrı, yanma, sıkışma ve çarpıntı hissi
    – Boğaz ağrısı, ses kısıklığı, öksürük (mide içeriğinin yemek borusundan boğaza kadar gelmesiyle boğaz ve ses tellerinde tahriş , gıcıklık , ses kısıklığı ve öksürük oluşabilir.)
    – Ağızda oluşan acı veya ekşimsi tat
    – Şişkinlik hissidir.

    Bu belirtiler kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir.
    Reflünün tanısı endoskopik görüntüleme ve pH değerinin ölçülmesiyle konur.

    Reflünün tedavisi birkaç şekilde olur;

    – İlaç tedavisi
    – Cerrahi yöntemler
    – Davranış ve beslenme şekillerinin düzenlenmesi

    İlgili Konular ;

    – Reflünün belirtileri nelerdir?
    – Mide yanması ve mide ekşimesi şikayetim var, reflü hastası olabilir miyim?
    – Reflü hastaları nelere dikkat etmeli?
    – Reflü nedir?
    – Reflü hastalığının tanısı nasıl konulur?
    – Reflü hastalığı tedavi edilmezse tehlikeli olabilir mi?
    – Reflü hastalığının tedavisinde hangi yöntemler kullanılır?
    – Reflü hastalığının tedavisinde hangi cerrahi yöntemler kullanılır?
    – Reflü ameliyatının başarı oranı nedir?
    – Reflü ameliyatından sonra iyileşme süreci nasıl olur?