Etiket: çarpıntı

  • Kafein bağımlısı mısınız?

    Kafein bağımlısı mısınız?

    Uzmanların araştırmalarına göre, kafein bırakıldığında iş düzeni aksıyor, sosyal fonksiyonlar engelleniyor ve grip olmuş hissi yaşanıyor.

    National Geographic Dergisi’nin ‘Kafein’ isimli makalede, kafein bağımlılarının kahve, alkolsüz içki, enerji içeceği veya çay içmeyince kendilerini neden uyuşuk ve kötü hissettiklerine açıklık getirildi.

    Johns Hopkins Tıp Fakültesi’nden davranışsal biyoloji ve nöroloji profesörü Roland Griffiths, vücutta kafeinin azalmasının yol açtığı bu etkilerin, kesinlikle psikolojik bir rahatsızlık olduğunu iddia ediyor.

    Semptomların tetikçileri

    Ayrıntılı bir ‘kafein azalması’ çalışması yapan Prof. Griffiths’e göre, yapılan araştırmalar, günde sadece yarım fincan kahveye denk 100 miligram kafein tüketen kişilerin, kafein azalmasını tetikleyecek fiziksel bir bağımlılık kazandıklarını kanıtlıyor. Düzenli kafein kullanıcıları kafeinin iyi huylu (hafif) bir uyarıcı olduğunu bilseler de, çoğu kafein kullanımına ani bir ara vermenin bazen rahatsız edici belirtiler vereceğinden habersizler.

    Araştırmaların sonucuna göre, kafein azalması semptomları 5 gruba ayrılıyor:

    – Baş ağrısı
    – Aşırı yorgunluk veya uyuklama
    – Depresyon veya aşırı alınganlık
    – Konsantrasyon bozukluğu
    – Mide bulantısı, kas ağrısı ve tutukluğu da içeren grip benzeri belirtiler.

    Grip olmuş hissi yaşanıyor

    Prof. Griffiths, düzenli kafein kullanıcılarının en azından yarısının, kafein kullanımını bırakma veya ara verme halinde bu belirtilerle karşılaşacaklarını söylüyor ve ne tip bir kafein ürünü kullanılırsa kullanılsın, semptomların ortaya çıkacağını sözlerine ekliyor. Kafein bırakıldığında bırakanların yüzde 13′ünde önemli klinik sıkıntılar ortaya çıkıyor. İş düzeni aksıyor, sosyal fonksiyonlar engelleniyor ve yatağa giderken grip olmuş hissi yaşanıyor.

  • Troid hastaları hamile kalabilir mi?

    Troid hastaları hamile kalabilir mi?

    Kadınlarda daha fazla görülen ve üreme sağlığını ciddi anlamda etkileyen Haşimato hastalığını İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Halil Kutlu Erol anlattı.

    Üreme çağında olan kadınlarda daha fazla görülen ve çocuk sahibi olmalarında önlerine bir engel olarak çıkan Haşimoto hastalığının 20-30 yaş aralığında ortaya çıktığına dikkat çeken Uzm. Dr. Erol “Özellikle kişi gebelik sürecindeyse tiroid hormonu ihtiyacı artar, metabolizma hızlanır ve sınırda olan tiroid fonksiyonları alarm vermeye başlar. Bu nedenle günümüzde kadın doğum uzmanlarının sağlıklı bir hamilelik süreci için yaptırdıkları testler arasında tiroid hormonu testleri de yer almaya başladı. Yapılan testler sonucunda ortaya çıkan tiroid hastalıklarının tedavisiyle kişi yaşadığı sorunlardan kurtulabiliyor.

    Bu hastalıkta bağışıklık sistemi tiroid bezini yabancı bir doku olarak tanımlayıp reddeder. Vücudun tiroid bezini reddi, doku nakillerinde olduğu gibi ani gelişen bir reaksiyon değildir. Çünkü vücut, tiroid bezinin bütün bileşenlerine karşı değildir. Bu hastalık, yıllarca düşük profille belirti vermeden ilerler. Belli bileşenlerine karşı bağışıklık sistemi bazı antikorlar oluşturarak o bileşenleri yavaş yavaş tahrip eder. ” diye konuştu

    BU BELİRTİLER VARSA
    • Adet düzensizliğiniz varsa,
    • Yediklerinize dikkat ettiğiniz halde kilo veremiyorsanız,
    • Kronik yorgunsanız,
    • Saçlarınızdaki dökülme giderek artıyorsa,
    • Son dönemlerde cildinizde döküntüler arttıysa,
    • Soğuğa karşı giderek daha tahammülsüz olduysanız,
    • Guatr oluştuysa bir an önce hekiminize başvurun.

  • Kolon ve Rektum Kanserinde Tedavi

    Kolon ve Rektum Kanserinde Tedavi

    Kalın bağırsak (kolon) ve bunun son kısmı olan rektumun kanserleri kadınlarda meme, erkeklerde akciğer kanserinden sonra kanserden ölüme yol açan ikinci büyük sebeptir. Özel BSK Eskişehir Anadolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Bekir Yaşar, barsak kanserlerinin önlenebilir ve erken teşhis durumunda tam tedavi edilebilir olduğunu söyledi.

    Kolon ve rektumda kanserlerin büyük bölümü poliplerden kaynaklanır. Yapılan araştırmalar bağırsak tümörlerinin sadece küçük bir bölümünün polip olmadan geliştiğini göstermektedir.

    Bağırsak içini döşeyen mukoza isimli dokuyu oluşturan hücreler bazen polip adını verdiğimiz küçük yumrular oluşturabilirler. Polipler iyi huylu tabir edilen ve çevreye yayılma potansiyeli olmayan büyümelerdir.

    Bağırsak polipleri ortalama 45-50 yaşından itibaren belirmeye başlarlar. Gelişen poliplerin %10-20 kadarı ortalama 8-10 yılda habis özellik kazanırlar, yani kanserleşirler.

    Poliplerin çapı 1cm’den büyüdükçe, sayıları çoğaldıkça kansere dönüşme ihtimali artar.

    Yakın akrabalarında bağırsak kanseri ve ailesel geçiş gösteren polipleri olanlarda, inflamatuar bağırsak hastalığı (ülseratif kolit ve crohn) olan bireylerde ve daha önce meme, yumurtalık ve rahim kanseri nedeniyle tedavi görmüş hastalarda bağırsak polip ve kanserinin gelişme riski daha yüksektir.

    Hiçbir ilave risk faktörü olmayan kişilerde ise risk 40-50 yaşından sonra yaş ile doğru orantılı olarak artmaya başlar

    Polipler ve bağırsak kanseri büyük boyutlara ulaşmadıkça önemli bir rahatsızlık vermezler. Erken tanı ancak tarama testleri ile konur.

    Makattan kan gelmesi üzerinde önemle durulması gereken bir şikayettir. Ancak bu genellikle kişi tarafından hemoroid (basur) olarak kabul edilip hekime başvurulmaz. Bu da çok değerli olan zamanın ziyan edilmesine yol açar.

    Dışkılama alışkanlığının değişmesi teşhise gitmede en önemli şikayetlerden birisidir. Her bireyin belli bir dışkılama alışkanlığı vardır. Bir günde 3 kez ile, haftada 3 kez dışkılama gibi geniş bir yelpaze tıbben normal olarak kabul edilir. Ancak düzenli bağırsak alışkanlığı olan bir insanda zaman zaman halsizlik ve ishallerin birbirini takip etmesi mutlaka araştırılmalıdır.

    Bağırsak kanserinin tama yakın bölümü poliplerin bir takım değişiklikler sonrası 5-10 yıllık bir süreç içinde habis özellikler kazanmasıyla gelişir. Polipler bulunup yok edildiğinde bağırsak kanserine dönüşüm de olmayacaktır.

    Ancak poliplerin ve bağırsak kanserinin büyümeden herhangi bir bulgu vermemesi nedeniyle teşhis için şüpheci olmak ve özellikle yüksek risk taşıyan grupta tarama testlerinebaşvurmak önem taşır.

    Araştırmalar bağırsak kanseri gelişiminde beslenmenin çok büyük rolü olduğunu göstermiştir. Posadan zengin, hayvansal gıdalardan fakir beslenen toplumlarda bağırsak kanseri az görülmektedir. Protein ve yağ bakımından zengin gıda ile beslenen ABD gibi ülkelerde barsak kanseri daha çok görülmektedir.

    Dışkıda gizli kan bakılması, parmakla rektal muayene ve kolonoskopi ile şikayeti olmayan hastalar taranır. Bunlardan en objektif ve faydalı yöntem kolonoskopidir. Kolonoskopi kalın bağırsak (kolon) ve son kısmının (rektumun) içinin ayrıntısıyla görülmesini sağlayan endoskopik bir tetkik yöntemidir. Kolonoskopi yapılırken bağırsaklar içinde bulunan polipler çıkartılabilir ve şüphe edilen bölgelerden örnek alınabilir.

    Herhangi bir risk faktörü olmayan bireylerde imkanlar nispetinde 40 yaşından itibaren her yıl dışkıda gizli kan ve parmakla rektal muayene, 50 yaşından itibaren 5-10 yıl arayla kolonoskopik tetkik yapılması uygundur.

    Yüksek risk grubuna tarama testlerinin uygulanması çok daha önemlidir. Bu kişilerde 50 yaşından itibaren tüm kolon ve rektum ayrıntısı ile tetkik edilmelidir. Ailede bağırsak kanseri olan bireylerde akrabadaki kanser 50 yaşından önce teşhis edilmişse bu yaştan beş yıl önce endoskopik tetkik uygulanmalıdır. Örneğin, 45 yaşındaki bir kişide bağırsak kanseri teşhis edilmişse, bu kişinin oğlu/kızı ve kardeşlerine 40 yaşına geldiklerinde kolonoskopi yapılmalıdır.

    Kolonoskopi sırasında polip bulunursa bunlar o an endoskopik olarak alınırlar. Bu kişilerin kolonoskopisi 1-3 yıl sonra yeni belirebilecek poliplerin de yok edilmesi için tekrarlanmalıdır.

    Kolonoskopi sırasında polip bulunamazsa riskli grupta 3-5 yıl, risksiz grupta 5-10 yıl sonra kolonoskopi tekrar edilir.

    Ailevi kolon polipozu adı verilen ve kalın bağırsakta binlerce polip olan ve nadir görülen bir grupta çocuklar 13-14 yaşından itibaren tarama testlerine alınmalıdır.

    İnflamatuar bağırsak hastalıklarında (ülseratif kolit ve crohn) hastalık süresi uzadıkça bağırsak mukozasında kanser gelişme riski fazlalaşır. Bu kişiler hem hastalığın gidişatının hem de habis tümör gelişiminin incelenmesi açısından yakın takip altında olmalıdırlar.

    Polipler kansere dönüşünce buradaki hücreler bir süre bulunduğu yerde büyür ve habis hücreler belli bir aşamadan sonra vücudun çeşitli yerlerine dağılmaya başlar (metastaz).

    Bağırsak tümörü en çok lenf yollarını kullanarak metastaz yapar. Lenf yolları bağırsaklardan emilen gıda ve bağırsaklara gelen sıvının fazlasını dolaşıma taşıyan lenfatik sistemin bir parçasıdır.

    Bağırsak tümörü lenf yolları ile karaciğere, kan damarları yoluyla da diğer organlara metastaz yapabilir. Bulunduğu yerde büyüyen tümör bağırsakta geçişi engelleyip bağırsak tıkanıklığına da yol açabilir.

    Tedavinin esası cerrahidir. Tümörü barındıran bağırsak bölümü lenf yolları ve kan damarları ile beraber çıkartılır. Kalan bağırsak parçaları birbirine anastomoz ismi verilen bir işlemle birleştirilir ve devamlılık sağlanır.

    Tümör ve lenf yollarının birlikte çıkartılması çok önemlidir. Lenf sistemine yayılım varsa çıkartılacağı için tedaviye katkıda bulunmuş olur.

    Ayrıca ameliyat sonrası yapılacak patoloji tetkikinde lenf düğümlerinde habis hücre aranır. Lenf düğümlerinde metastaz olması durumunda hastanın iyileşme şansını arttırmak için kemoterapi yapılır.

    Rektum kalın barsağın son kısmıdır. Rektum anüs ile sonlanır. Bu bölgede dışkının tutulmasını sağlayan çok hassas kaslar (sfinkter) ve sinirler vardır. Rektumda tümör olunca geçmişte rektum, anüs ve sfinkterler tamamen çıkartılır ve hastaya kolostomiuygulanırdı. Kolostomi kalın barsağın karın duvarına açılmasıdır. Bunun dışına cilde bir torba yapıştırılarak dışkının birikmesi sağlanır. Günümüzdekolon ve rektum cerrahisi ile ilgilenen cerrahlar anatomik bilgilerini ve ameliyat tekniklerini geliştirmişlerdir. Bu sayede 10 yıl öncesine göre kolostomiye daha az gerek duyulmaktadır. Rektumdaki tümörün altında sağlıklı bir-iki santimetrelik bir bölüm varsa rektum çıkartılıp yukarıdaki sağlıklı bağırsak parçası anüs ve sfinkterlerin olduğu son kısma anastomoz edilebilmektedir (birleştirilebilmektedir). Bazı durumlarda ameliyat öncesitümöre radyoterapi(ışın tedavisi) ve kemoterapiuygulanıp tümörün büzüşmesi (küçülmesi) sağlanmaktadır. Bu sayede ameliyatın başarı şansı artmaktadır. Günümüzde sadece anüs ağzına 3-4 cm yakınlıktaki tümörlerde anüs çıkartılmaktadır.

    Kolostomi kalın barsağın karın duvarına açılmasıdır. Bunun dışına yapıştırılacak özel bir torba ile dışkının birikmesi sağlanır. Eskiden beri kolostomi ve torbası kalın bağırsak kanseri olan hastalar için dehşet verici bir simge olmuştur.

    Günümüzde konu ile ilgilenen cerrahların tecrübe ve bilgisi artmış ve çok daha az sayıda hastanın kolostomiye ihtiyacı olmaya başlamıştır. Ne var ki hala bazı hastalar için kolostomi gerekmektedir. Kolon ve rektum cerrahisi ile ilgilenen cerrahın birinci görevi hastanın hayatını kurtarmaktır. Bu yüzden gereken durumlarda kolostomi çekinmeden uygulanmalıdır. Ancak bu işlem hastaların hayatını neredeyse hiç etkilemeyecek hale gelmiştir. Bunun iki sebebi vardır. Birincisi artık cerrahlar kolostominin hastaya en uygun nasıl yapılması gerektiğini daha iyi öğrendiler. İkincisi belki de en önemlisi teknolojik gelişmeler mükemmele yakın kolostomi torba sistemlerinin yapılabilmesine olanak sağladı. Torbalar ortama herhangi bir koku yaymayan, cilde sıkıca tutunup kesinlikle açılmayan ve işi bitince atılıp yenisi kolayca takılabilen hale geldi. Bu gelişmeler sonucu kolostomi insanın sosyal ve mesleki hayatında herhangi bir olumsuz etki yaratmamaktadır. Pek çoğumuzun çevresinde bulunan başarılı bir yönetici, işadamı, sanatçı vb meslek grubundaki kişiler pekala kolostomi taşıyor olabilirler ve çevrelerinde hiç kimse bunu fark etmemiştir.

    Sonuç olarak gereken durumda uygulanan kolostomi artık korkulan değil bağırsak kanserinden kurtuluşun simgesi haline gelmelidir.

    Erken teşhis edilen ve bağırsak dışına çıkmamış durumlarda sadece iyi yapılmış bir cerrahi hastayı sağlığına kavuşturmaktadır.

    Bağırsak dışına ve lenf yollarına yayılma olmuş ise etkili ameliyatın yanı sıra kemoterapi ve bazen radyoterapi şifa ihtimalini arttırmaktadır. Bağırsak kanserindeki kemoterapi uygulamaları zannedildiği kadar vücudu sarsıcı özellik taşımamaktadır. Bu yüzden ileri yaştaki hastalara bile kemoterapi endişe duyulmadan yapılmaktadır.

    Bağırsak kanserinin en çok yayıldığı organlar olan karaciğer ve akciğerdeki metastazlar uygun şartlar oluştuğunda artık ameliyat ile çıkartılmakta ve bu da hastaların sağlığına büyük katkıda bulunmaktadır.

  • EKG (Kalp Elektrosu) Nedir?

    EKG (Kalp Elektrosu) Nedir?

    Proje konum olan elektrokardiyografi hakkında cevap arayacağım sorular; 

    1-     EKG nedir?

    2-     EKG ne için kullanılır?

    3-     EKG’nin ölçüm çeşitleri nelerdir?

    4-     EKG cihazları nelerdir?

    5-     EKG cihazlarında karşılaşa bilinecek sorunlar?

    GİRİŞ:

    _Kalp,vücutta kan dolaşımını sağlayan dört bölmeli bir pompadır.Bu pompanın sağdaki iki bölmesi vücuttan gelen oksijeni azalmış kanı akciğerlere pompalama,soldaki iki bölmesi de akciğerden gelen oksijenlenmiş kanı bütün vücuda ve kalbin kendi kaslarına pompalama görevi görür.Sağdaki ve soldaki ikişer bölmeden esas pompalama işi ventriküllerde yapılmaktadır.Kalp,pompalama işini,diastol evresinde ventiküller kan ile dolduktan sonra,sistol evresinde kasılma ile yapar.Bu devam eden bir çevrimdir.Kalp kaslarının kasılarak vücuda kan pompalama işlemi,tüm kaslarda olduğu gibi bir takım elektriksel uyarılarla olur.Bu kasılmanın yanında kalp kapakları kan akışını düzenler.

    _Damara kateter yerleştirilmesini ve bir madde zerk edilmesini gerektirmeyen, hastada damar zedelenmesi veya doku hasarı riski olmayan, ağrısız tanı yöntemleri ile kalbin durumu hakkında önemli bilgiler elde edilebilir. Bu yöntemlerden biri elektrokardiyografi (EKG ) dır. En basit, en ucuz ve her yerde yapılabilen bir tetkik metodu olduğu için hastalar tarafından sık kullanılır. EKG’nin normal çıkması “her şey normal” anlamını vermez. Sonuçta EKG kalpteki her şeyi göstermez. EKG’si normal olup kalbi sağlıksız olan çok insan vardır. EKG’nin bozukluğu bize kalpte bir şey olabileceğini düşündürdüğü için ilk testtir ve çok faydalıdır.

    EKG nedir?

    • Cilde yapıştırılan elektrotlar aracılığı ile grafik olarak kalbin elektriksel aktivitesini (kalbin ritmini, frekansını, kalp atışlarının ritmini, yayılmasını ve reaksiyonun tekrar yok olması)kaydeden dalga formudur.
    • Elektrokardiyografi(EKG), kalbin kulakçık ve karıncıklarının kasılma ve gevşeme evrelerini, kalbin uyarılması ve uyaranın iletilmesi sırasında ortaya çıkan elektriki aktiviteyi mili metrik kağıt üzerine yazdırma temeline dayanan bir muayene yöntemidir.
    • Kalbin elektriksel haritasının resmidir. Ayrıca EKG ile kalbin şekli hakkında bilgi edinile bilinir.
    • EKG cihazının kayıtlarına elektrokardiyogram denir.

    EKG de her kalp atımının karşılığı olan P,Q,R,S,T,U dalgalarından oluşmuş bir kompleks görülür. Bu dalgalardaki değişiklikler, bu düzenli dalgalardan farklı dalgaların görülmesi, dalgalar arasındaki sürelerdeki değişmeler doktorlara kalp hastalığı hakkında ipuçları verirler.

    P dalgası:Atriyal aktivasyonunun yarattığı elektrik kuvvetlerini gösterir ve P dalgasının başlangıcından bitişine dek olan aralığı ölçer.

    PR aralığı:Atriyal depolarizasyonun başlangıcından ventriküler depolarizasyonun başlangıcına dek geçen iletim zamanını gösterir. P dalgasının başlangıcından QRS kompleksinin ilk defleksiyonuna kadar olan aralıkta en uzun PR ölçülür.

    QRS Süresi:Ventriküler aktivasyonun süresini gösterir.QRS kompleksinin başlangıcından sonuna kadar saniyeyle ölçülür.

    QT Aralığı:Ventriküler sistolün toplam süresini gösterir.QRS kompleksinin başlangıcından T dalgasının sonuna kadar saniye cinsinden ölçülür.

    ST Segmenti: Ventriküler depolarizasyonun bitmesi ile repolarizasyonun(T dalgası) başlaması arasındaki aralığı gösterir.

    T Dalgası: Ventriküler repolarizasyon tarafından oluşturulan elektrik kuvvetleri gösterir.

    U Dalgası:Tartışmalı ventrikül kasındaki ardpotansiyeller yada purkinje liflerin repolarizasyonunu gösterir.

    EKG ne için kullanılır?

    1. Elektrokardiyografi kalbin işlevinin  değerlendirilmesinde kullanılan en önemli yöntemlerden biridir.Doğrudan doğruya kalp kasının kasılma şeklini gösterir.
    2. EKG ile kalbin ritim ve iletim bozuklukları belirlenebilir.
    3. Kroner yetmezliği veya infarktüs tanısı konulabilir.
    4. Kalp duvarlarında kalınlaşma ve kalp boşluklarında genişleme bulguları saptanabilir.
    5. Elektronik kalp pilinin işlevleri değerlendirilebilir.
    6. Bazı kalp ilaçlarının etkileri, elektrolit dengesizliği ( özellikle serum potasyum eksikliği veya fazlalığı )
    7. Kalp dışı hastalıkların kalbe etkileri araştırılabilir.

    EKG’nin ölçüm çeşitleri nelerdir?

    *Ekstremitelerden yapılan ölçümler:Her iki kola ve her iki bacağa da birer tane olmak üzere dört elektrot bağlanır.Bu ölçümler sağ bacak referans alınarak kullanılır.

    *Doğrudandoğruya kalpten yapılan ölçümler: Kalbin içine üzerinde genellikle altı uç bulunan özel bir elektrot sokulur.Alınan sinyaller bir anahtar kutusu yardımıyla EKG’de kuvvetlendirilir,çizilir yada monitörde izlenilebilir.

    *Diğer ölçümler: Bunların dışında başka ölçümlerde yapılır.Örnek olarak;hastanın izlenmesi amacıyla göğse takılan üç elektrot ile sinyallerin gözlendiği ölçme,vektör kardiyografi(kalbin bir vektör olarak temsili gösterimi) ve göğüs üzerine bir çok elektrotun takılmasıyla potansiyel dağılım haritasının çıkarılması verilebilir.

    EKG cihazları nelerdir?

    EKG cihazları iki şekilde gruplanabilir;

    a)Elektrokardiyografi kaydediciler,

    b)EKG izleme cihazları.

    Bu iki cihazın birleştiği cihaz ve sistemlere rastlamakta mümkün.Ayrıca tek kanallı ve çok kanallı olmak üzere bu cihazlar ikiye de ayrılabilir.

    1)Elektrotlar:EKG cihazında kullanılan bir çok çeşidi vardır.Genelde vücut yüzeyinde

    vücuda iletkenliği artırıcı bir jel sürülerek kullanılır.En iyi kayıt yapabilmenin koşulları elektrotların temiz kabloların sağlam olmasıdır.

    2)Yalıtım ve koruma devreleri:Yalıtım devreleri hastayı cihazdan gelebilecek tehlikeli elektrik akımlarına karşı korurlar.Elektrotlarla makinenin diğer kısımlarını ve bunlarla da şebekeyi yalıtırlar.Koruma devreleri ise cihazı,girişte olabilecek yüksek gerilimlerden korur.

    3)Uç seçici:Bütün elektrotlardan gelen sinyaller bu bloğa girerler ve burada ölçülmek istenen derivasyona uygun şekilde ön kuvvetlendirici girişlerine uygulanırlar.

    4)  1 mV kalibrasyon sinyali,istenildiğinde bir anahtarla ön kuvvetlendirici girişine uygulanır.

    5)Ön Kuvvetlendirici:EKG’ye giren sinyallerin anahtarlandıktan sonra kuvvetlendirildikleri kattır.

    6)Sürücü kuvvetlendirici:Bu kat EKG sinyalinin yazıcıyı hareket ettirebilmesi için gereklidir.

    7)Kaydedici:Genellikle ısıl yazıcılar kullanılır.Isıl yazıcılarda ayarlanıp kayıt edilen çizgilerin koyuluğu ayarlanabilir.

    8)Besleme devreleri:Cihazın çeşitli bölümlerinin çalışması için gereken akım ve gerilimi üretirler.

    9)İşaretleyici:Kağıt üzerinde izlenen derivasyonları bazı kodlarla kaydetmeye yarar.

    EKG cihazlarında karşılaşa bilinecek sorunlar?

    _Frekans Distorsiyonu

    _Doyum veya kesim distorsiyonu

    _Geçici elektriksel gerilimlerden meydana gelen artifaktlar

    _Elektriksel düzenlerden gelen parazitler

    _Toprak çevrimleri

    _Manyetik alanların etkisi

    _Elektriksel kökenli diğer bozucu etkiler

  • Panik Atak ve Hamilelik

    Panik Atak ve Hamilelik

    Kadınlar fiziksel özelliklerinden dolayı duygusal anlamda daha duyarlı, korkulara ve hastalıklara karşı daha dirençsizdirler. Bir de günümüz koşullarının eklenmesi, kadınlarda bazı psikolojik rahatsızlıklara neden olmaktadır.

    Bu rahatsızlıklardan en çok karşılaşılanı panik ataktır. Özellikle genç kadınlarda daha sık görülen bu rahatsızlık, hormonların da değişimiyle hamilelik döneminde sorun yaratmaktadır.

    Hamilelik dönemi kimi anne adayları için sorunsuz geçer, kimileri için bir takım rahatsızlıkları beraberinde getirir. Özellikle de fizyolojik ve psikolojik değişimlerin yaşandığı bu dönemde, daha karamsar ve sinirli olabilen kadınlar duygusallığı da en üst seviyede yaşamaktadırlar. Hamilelikte genetik yatkınlıkla ortaya çıkabilecek nadir hastalıklardan biri de panik ataktır.

    Panik atak; ansızın ortaya çıkan yoğun kaygı, bunaltı, korku ve sıkıntı karışımı nöbetlerdir. Bu rahatsızlık, ruhsal kaynaklı olan ve kendini oldukça güçlü bedensel belirtilerle gösterebilen bir kaygı bozukluğudur. Dolayısıyla hamilelik döneminde, anne ve bebek için de tehlikleli zeminler oluşturabilir.

    Hamilelik döneminde ve doğum sonrasında hem fiziksel hem de ruhsal hastalıklar mutlaka yaşanmaktadır. Genetik yatkınlık varsa ve çevredeki yaşananların yoğun etkisine de bağlı olarak anne adaylarında, depresyon, panik bozukluk, şizofrenik belirtiler gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Bu her iki dönemde yaşanan stres, ekonomik zorluklar, iş ve aile içi problemler anneyi ve bebeği olumsuz etkiler. Bebeğin verdiği sorumluluk ve bebeğine bakamama kaygısıyla anne biraz daha fazla duygusal rahatsızlık içine girer. Bunların yaşanmasıyla birlikte iş daha kötüye de giderek; insanlara anlaşamama, toplum içine çıkamama, boşanma durumları, aile içi tartışmalar, uyuyamama ve beslenme bozuklukları gündeme gelir. Bebeğin ve annenin gelişimi bunlardan son derece etkilenir. Hamileliğin düşük ya da erken doğum gibi durumlarla sonlanması söz konusu olabilir.

    Panik atak yaşayanlar, evlerinden çıkamaya korkarlar ama yanlız da kalamazlar. Çarşıya pazara gidemez, köprüden ve tünelden geçemez, kapalı küçük yerlerde kalamazlar. Hastaneye yakın evlerde otururlar ve kalabalıktan kaçarlar. Sürekli ölüm, aklını ve kontrolünü kaybetme, kalp krizi geçirme, felç olma ve çıldırma korkusuyla yaşarlar. Akıllarında sürekli bu düşünceler olduğu için de işlerini güçlerini ve kendilerini ihmâl ederler. Panik atak yaşayan kişiler bu ataklar toplum içinde de ortaya çıkabileceğinden toplumdan kaçma eğilimi gösterirler.

    Panik atak belirtileri:

    -Kalp atımlarında artış, çarpıntı
    -Terleme
    -Bulantı ve kusma
    -Nefes darlığı
    -Boğulma hissi
    -Vücutta titreme ve sarsılma
    -Soluğun kesilmesi
    -Baş dönmesi ve bayılma hissi
    -Karında ağrı
    -Üşüme ve ürperme
    -Ateş basması
    -Uyuşma ya da karıncalanma hissi
    -Göğüs ağrısı

    Bunlar hamileliğin ya da fiziksel hastalıkların da belirtileri olabileceğinden, hasta ilkönce genel bir sağlık kontrolünden geçmeli daha sonra panik atak tanısı konmalıdır. Eğer ortada yaşanan bir panik atak durumu varsa, anne adayına eleştrilerde bulunmak en kötü şeydir. Bu durumu daha da tetikleyebilir. Doktorun yaptığı muayene, tetkikler ve tecrübesi sonucunda, hasta için en uygun ilaçlar seçilir. Bir ilaç her hasta da aynı sonucu vermeyebilir. Tedavi sadece ilaçtan ibaret değildir. Hastalığın kökenini araştırmak da gerekir. Kişilik analizi yapılır, çocukluk dönemi, bilinçaltı ile ilgili bilgiler elde edilmeye çalışılır. Stres faktörü araştırılır. İnsanlarla iletişim, etkileşim sorunları incelenir. Bireysel psikoterapi ile hasta takibe alınır.

    Hasta ve doktor arasında çok iyi bir iletişim olmalıdır. Hasta doktoruna rahatsızlık anında her an ulaşmalıdır. Tedavide kullanılan ana ilaçlar antidepresanlardır. Yardımcı olarak; sakinleştiriciler, yatıştırıcılar, bedensel belirtileri önleyen ilaçlar kullanılır. Bu tip ilaçlar mutlaka hamilelikte doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Genellikle kadın doğum doktorları ile işbirliği içinde tedavi yöntemine gidilir. Annenin panik atak yaşamasındansa, daha hafif ilaçlar kullanılması ya da psikoterapi ile tedaviye gidilmesi uygulanan ilk seçeneklerdir.

    İlaç ve terapi ile tedavi dışında, hasta gündelik hayatta daha rahat ve sakin günler geçirmelidir. Bunun için de; yürüyüş yapmak, sakin aile filmleri izlemek, hafif ve düzenli beslenmek, bebek ya da doğum ile ilgili kurslara gitmek, gevşeme egzersizleri yapmak, duş almak, yüzmek, arkadaş ziyaretlerinde bulunmak, problemleri kulak ardı etmek, bebek mağazalarını dolaşmak ve en önemlisi iyi bir anne olabileceğinizi sürekli kendinize hatırlatmak panik ataktan uzaklaşmak için önemli bir adımlardır.

    Panik atak, her bireyin karşılaşacağı bir durum olduğundan, bu tip rahatsızlıklarda duyarlı olmak önemlidir. Ön yargıda bulunmadan, destek vermek, sakin olmak ve anlayışlı davranmak, hasta üzerinde daha fazla olumlu etki sağlar. Panik atak geçiren kişiye bunun 10 dakika ile 20 dakika arasında geçeceğini söylemek, bunun yüzünden herhangi bir şey olmayacağını, sakinleşmesi gerektiğini söylemek ve nefes egzersizi yapmasını sağlamak çok yerinde ve rahatlatıcı bir davranış olacaktır.

  • Menapoz

    Menapoz

    Kadın hayatının ortalama olarak üçte biri menopoz döneminde geçer. Menopoza girme yaşı tüm dünyada ve antik çağlardan beri fazla değişme göstermemiştir ve ortalama 45-55 civarındadır. 40 yaştan önce menopoza girmek, “erken menopoz ” olarak tanımlanmaktadır. Menopoz genellikle hayatın doğal bir aşaması olarak kabul edilmektedir. Gerçekten de menopoz, kadın hayatının yumurtlama fonksiyonlarının sonlandıktan sonraki doğal bir aşamasıdır. Ancak menopozda oluşan bazı değişiklikler kadının hayatını derinden ve öylesine olumsuz etkiler ki bu durum pek çok hastalıkların ortaya çıkmasına ve kadının yaşam kalitesinin azalmasına neden olur. Bu gün menopoz olumsuz etkileri önlenmeye ve tedavi edilmeye çalışılan bir hastalık gibi kabul edilmektedir. Menopozun kadın hayatının doğal bir parçası olması nedeniyle hiç bir şey yapmadan izlenmesi artık eskilerde kalmıştır. Özellikle kadın yumurtalık hormonlarının laboratuar koşullarında üretilip kullanılmaya başlanmasıyla bu kavram daha da ön plana çıkmıştır. menopozda azalan yumurtalık hormonlarının yerine konmasıyla menopoza ait tüm olumsuz değişiklikler ve hastalıklar kolaylıkla önlenebilmekte veya en aza indirgenebilmektedir.

    Menopozdaki temel değişiklik kadınlık hormonu olan östrojenin yumurtlamanın durması sonucu azalmasıdır. Böylece kadında,

    Ateş basma, terleme, çarpıntı, uykusuzluk, sinirlilik, (ruhsal çöküntü) depresyon, unutkanlık, halsizlik, çabuk sinirlenme

    – Bazen cinsel istekte (libido) azalma

    – Kemik erimesi (Osteoproz)

    – Damar sertliği (ateroskleroz) gelişme eğilimi

    – Cinsel organlarda çekilme (atrofi), kuruluk, ağrılı ilişki

    – İdrar kaçırmaya kadar varan idrar yollarında atrofi ortaya çıkmaktadır.

    Kadınlar bir sabah uyandıklarında kendilerini menopoza girmiş olarak bulmazlar. Menopoz 20 yıl süren değişikliklerin tam ortasındaki dönemdir. 40 yaşından sonra kadınlarda önce yumurtlamanın azalmasına bağlı olarak düzensiz adet kanamaları, aralıklı ateş basma ve terlemeler, psikolojik değişiklikler ortaya çıkmaya başlar. Daha sonra yakınmalar giderek artar ve adet tamamen kesilir. Bu dönemde 1 yıl adet kanamalarının olmaması menopoz tanısı için yeterlidir. 6 aydan daha fazla adet gecikmeleri araştırılıp kandaki östrojen ve yumurtlamayı uyaran hormon (FSH) seviyeleri ölçülerek kesin tanı konulur. Ancak adet düzensizlikleri veya düzensiz kanamalar menopoza giriyorum düşüncesiyle normal karşılanmamalı; hasta doktoruna başvurarak bu değişikliklerin gebelik ve kadın cinsel organlarının kanserlerinde de görülebileceği göz önünde tutularak bu hastalıklar dikkatle araştırılmalıdır.

  • GNC Türkiye’den yeni bir dünya markası Dr. Hauschka

    GNC Türkiye'den yeni bir dünya markası Dr. Hauschka | 1Türkiye’de ‘iyi yaşam’ konseptiyle perakende sektöründe büyümesini sürdüren
    GNC Türkiye, yeni bir dünya markasını Türkiye’ye taşıyor. Organik kozmetik ürün pazarının önde gelen markalarından Dr. Hauschka, GNC Türkiye mağazalarında satışa sunuluyor.

    Türkiye’deki ilk ve tek perakende beslenme destek ürünleri şirketi GNC, başarısı tüm dünyada kanıtlanmış, cildin kendi kendini yenileme gücünü destekleyen ve organik bileşenlerden oluşmuş yüzde 100 doğal, organik kozmetik markası Dr. Hauschka Skin Care’i Türk tüketicisiyle buluşturuyor.

    Türkiye’de açıldığı ilk günden bu yana ‘iyi yaşam’ konseptiyle büyümesini sürdüren GNC Türkiye’nin Çırağan Sarayı’nda düzenlediği Dr. Hauschka Türkiye Lansmanı GNC Türkiye Pazarlama Direktörü Burçak Dikmen, Dr. Hauschka Kurum Sözcüsü Inka Bihler Schwarz, GNC Türkiye Satış Direktörü Engin Deniz Acemoğlu ve Dr. Hauschka Marka Yöneticisi Özge Calay’ın katılımıyla gerçekleşti.

    Kozmetik alanında 50 yıldan bu yana tüm dünyada adından sıkça söz ettiren Dr. Hauschka markasıyla Türkiye’deki organik ürün pazarına iddialı bir giriş yapan GNC Türkiye; doğal vitamin, mineral ve bitkisel ürünleri ile farklılığını öne çıkartıyor.

    Mevcut ürün çeşitliliğinin yanı sıra, Türk tüketicisine sunduğu yeni kategoriler ve ürünlerle farklılığını ortaya koyan GNC, kozmetik alanında, felsefesi ve üretimi ile kendisine yakın bulduğu Dr. Hauschka’yla, organik tarımın önemine de dikkat çekiyor.

    Arka bahçeden güzelliğe giden yol

    Alman şirketi WALA tarafından geliştirilen ve Almanya’da üretilen Dr. Hauschka, felsefesi ve üretim şekli ile ayrılıyor. Üretimi 1950’li yıllarda WALA’nın kendi bahçıvanlarının şirketin arka bahçesinde biyodinamik metodlar kullanarak bitki yetiştirmesiyle başlıyor ve şu an 4,5 hektardan daha geniş bir alanda WALA ürünlerinin üretiminde kullanılmak üzere 150’den fazla farklı medikal bitki yetiştiriliyor. Doğadan gelen bileşenler, özenle seçilmiş medikal özellikli organik ve biyodinamik olarak yetiştirilmiş bitkiler ve özel üretim konsepti Dr.Hauschka’nın özel cilt bakımı serilerinin temelini oluşturuyor.
    WALA’nın kurucusu Dr.Rudolf Hauschka’nın “Ritim hayatı taşır.” felsefesinden yola çıkarak 1960 yılında üretiminine başladığı Dr. Hauschka Skin Care, özel üretim prosesleri ile medikal özellikli bitkilerden, alkol kullanılmaksızın bozulmadan kalabilen su bazlı özütlerin elde edilmesiyle oluşturuluyor. Sağlıklı yaşamın sırrının hayatın ‘ritmi’nde olduğu görüşünden yola çıkan uzmanlar; kozmetik dünyasında bir devrim niteliği taşıyan Dr. Hauschka’nın başarısının da, bu ritmik proseslerden geldiğini dile getiriyor.

    GNC’nin Türk tüketicisiyle buluşturduğu bu özel kozmetik markası Dr. Hauschka’nın Türkiye lansmanı için ülkemize gelen Dr. Hauschka Kurum Sözcüsü Inka Bihler Schwarz konuşmasına Dr. Hauschka markasının doğuşu, kurucuları Dr. Rudolf Hauschka ve Estetisyen Elizabeth Sigmund’un bir araya gelişi ve marka felsefesinin ortaya çıkışını anlatarak başladı.

    Dr. Hauschka ürünlerinin farkını yaratan özel üretim prosesinden de bahseden Inka Bihler Schwarz: “Özenle seçilmiş hammadde kaynakları, organik ve biyodinamik tarımla üretilen bitkiler ve markanın ‘Ritim Hayatı Taşır’ felsefesiyle gelişen ritmik üretim prosesi, markamızın en önemli farkını ortaya koyan unsurlar olarak dikkat çekici. Dr. Hauschka’nın hammaddesi, aralarında Isparta’nın da yer aldığı dünyanın her tarafından, cildin ritmine en uygun bitkilerin ve özlerin bulunabileceği en kaliteli bahçelerden temin ediliyor” dedi. Schwarz sunumunda ayrıca, Dr. Hauschka ürün gamında yer alan yüz ve vücut bakım ürünlerinden, olgun ciltler için geliştirilen yenileyici ve dekoratif kozmetik serilerine ve Medline ağız sağlığı ürün gruplarına yer verdi.

    GNC Türkiye’nin Dr. Hauschka tanıtım toplantısında söz alan GNC Pazarlama Direktörü Burçak Dikmende GNC Türkiye’nin dünden bugüne geldiği yeri anlattığı konuşmasında son iki yılda pazarda yüzde 20 oranında büyüdüklerini ve 17 ile yayılan 60 mağazayla sağlıklı yaşama destek verdiklerini sözlerine ekledi. .

    GNC Türkiye’nin önümüzdeki dönemde organik ürünlere ağırlık vereceğini belirten Burçak Dikmen; Mega Tea ile başlayan organik ürün segmentinin Avrupa’nın tanınmış organik kozmetik markası Dr.Hauschka ile daha da çeşitleneceğinin altını çizdi.

    Dikmen: “Türk tüketicisine her zaman yeni kategori ve ürünlerle ulaşmayı ilke edindik. Bugün Türkiye lansmanını yaptığımız Dr. Hauschka da bu özel ürünlerden bir tanesi. 50 yıllık bir başarı öyküsüne sahip olan marka, gerek felsefesi gerekse üretim şekliyle, GNC ile çok ortak noktalar barındırıyor” dedi. Organik tarımın önemine de değinen Dikmen, bu felsefeye hizmet eden yeni ürünleri bünyelerine katmaya devam edeceklerini dile getirdi. Dikmen: “Bugün olduğu gibi bundan sonra da farklı organik ürünlerimizi ‘İyi Yaşam’ konseptine inanan, sağlıklı ve kaliteli yaşamı sevenlerle buluşturmaya devam edeceğiz” dedi.

    Hayatın ritmini yakalamaya fırsat veren 40 ürün

    Dr. Hauschka Skin Care ürünlerine benzersiz kalitesini veren bileşenleri arasında: badem yağı, avokado yağı ve jojoba yağı gibi yüksek kaliteli bitki yağlarından; balmumu, kandelilla ve gül mumu gibi doğal mumlara; çoban gülü, latin çiçegi ve papatya gibi cildi besleyen medikal özellikli bitkilerden; lavanta yağı, gül yağı, limon yağı gibi doğal yağ özlerine kadar pek çok çeşit bulunuyor; temizleme ürünlerinden, güçlendirme ve canlandırmaya; özel bakım ürünlerinden, yoğun bakım kremlerine, maskelere; vücut bakımından yağlara kadar toplam 40 ürün Dr. Hauschka Skin Care serisi GNC Türkiye’nin 60 mağazası ve işbirliği yaptığı 224 bayi eczaneden kaliteli yaşamı tercih edenlere ulaşacak. GNC Türkiye ayrıca tüketicilere bilgi paylaşımı platformu olarak da önemli bir kanal konumunda bulunan www.gnc.com.tr internet sitesi üzerinden online alışveriş imkanı da sunuyor. www.drhauschka.com.tr sitesi üzerinden de Dr. Hauschka markasıyla ilgili tüm bilgilere ulaşılabiliyor.

    Dr. Hauschka Skin Care ürünleri sahip olduğu sertifikalar ve bugüne kadar aldığı ödülleriyle de dikkat çeken bir marka. Dr. Hauschka ürünleri; doğal kozmetik ürünlerini sertifikalandıran BDIH amblemine sahip. Doğal ve organik kozmetikler için uluslararası bir onaylama kurumu olan NaTrue ise Dr.Hauschka ürünleri için yeni bir gelişme. Yüksek kalitede en iyi ürünlerin sunulduğunu tüm şeffaflığıyla göstermenin bir yolu olan NaTrue amblemi de Dr.Hauschka ürünlerinde bulunuyor.

    GNC Türkiye Hakkında:
    Amerika Birleşik Devletleri’nin önde gelen doğal vitamin, mineral ve bitkisel ürün üretim, pazarlama ve dağıtım firmalarından biri olan GNC Türkiye, ülkemizdeki faaliyetlerini 1994 yılından beri sürdürüyor. 1998 yılında Nişantaşı’nda açılan ilk mağazasının ardından Ankara Karum ve İstanbul Şaşkınbakkal mağazalarının ardından bugün toplam 60 satış noktası ve online satış mağazasıyla hizmet veriyor. Sağlığın korunmasına yardımcı, kişisel gereksinimler göz önüne alınarak hazırlanmış vitamin, mineral karışımlarını bitkisel ve sporcu destek ürünlerini konusunda uzman danışmanlar eşliğinde kullanıcılarıyla buluşturan GNC’nin tüm ürünleri Amerikan Sağlık Örgütü FDA (Food & Drug Administration) tarafından kabul edilen RDA (Recommended Daily Allowance) standartları referans alınarak üretiliyor. GNC Türkiye de ülkemizin RDA (Recommended Daily Allowance) standartlarını referans alarak uygun ürünleri portföyüne katıyor ve tüketiciye sunuyor.

    FACE CARE SERİSİ ÜRÜNLER

    Dr.Hauschka Clarifying Toner
    Temizleme Toniği

    Clarifying Toneryağ içermeyen temel bir bakım ürünüdür. Bu özel tonik sadece cildi canlandırma amaçlı değildir. Yağlı ve problemli ciltlerde temel sorunların giderilmesine de yardım eder, fazla yağ üretimini baskılar ve cildin kendi kendini yenileme mekanizmasını destekler. Temel bileşenlerinden aynısefa çiçeği ve çoban gülü bitkileri akneli ciltlerin kullanımı için de bu ürünü uygun kılar. Güvercin ağacı yağ salgılanmasının düzenlenmesinde etkilidir. At kestanesi ise kızarıklık ve hassasiyet oluşumunu önler.

    Dr.Hauschka Cleansing Cream
    Temizleme Kremi

    Organik olarak yetiştirilmiş, tatlı badem ve etkin bitki özleri (aynısefa, güvercin ağacı, sarıkantaron) içermektedir. Cildin doğal hidrolipit tabakasını koruyarak hassas bir temizleme sağlar. Cildin kendi kendini temizleme özelliklerini uyararak siyah nokta oluşumunu önler. Yüzey aktif madde içermez. Tüm cilt tipleri için uygundur. Cildi yumuşak ve pürüzsüz hale getirir, ölü hücre üretimini normale döndürür. İçeriğindeki sarı kantaron cildi yatıştırıcı özelliğe sahiptir. Kalıcı nemlendirme etkisiyle günlük temizleyiciler arasında fark yaratır.

    Dr.Hauschka Cleansing Milk
    Temizleme Sütü ve Makyaj Temizleyicisi

    Makyaj temizleyici olarak tercih edilir. Göz çevresindeki hassas cilt için de kullanımı uygundur. Günlük yüz temizleyici olarak da kullanılır. Tüm cilt tipleri için uygundur. Özellikle cildi çok hassas kişiler için temizleyici olarak tercih edilebilir. Cildin doğal hidrolipit tabakasına zarar vermez. Badem yağı, jojoba yağı, kayısı çekirdeği yağı sayesinde lipit tabakanın oluşumuna destek sağlar. Cleansing Milk ile tıraş da olunabildiği için tüm dünyada erkekler arasında da çok tercih edilen bir üründür.

    Dr.Hauschka Daily Revitalizing Eye Cream
    Günlük Canlandırıcı Göz Çevresi Kremi

    Tüm cilt tipleri için uygun, hızlı emilen bir nemlendiricidir. Erken yaşta kırışıklık oluşumuna meyilli ciltlerde bu hafif krem tercih edilebilir. Tazeleyici, yatıştırıcı ve kırışıklık oluşumunu engellemeye yardımcı olarak kullanılabilir. Oftalmolojik ve dermatolojik olarak test edilmiştir. Kontakt lens kullananlar için uygundur.

    Dr.Hauschka Eye Solace
    Göz Solüsyonu

    Kontakt lens kullanan, sürekli bilgisayar başında çalışan, saman nezlesi / polen alerjisi şikayetleri sık görülen, ağlama, uykusuzluk, dumanlı hava, aşırı güneş ışığı, migren gibi nedenlerle gözlerinde hassasiyet oluşan kişiler için idealdir. Göz kızarıklıkları ve gözaltı şişkinliklerini azaltmak için yardımcı olur. Yorgun, gerilmiş ve tahriş olmuş gözleri hızlı bir şekilde canlandırır. Gevşemiş göz kapakları ve göz çevresindeki gevşemiş cildi güçlendirmek için destektir. Gözotunun antimikrobiyal etkisi gözü dış etkenlerden korurken, rezene, papatya ve çay rahatlatıcı etki gösterir.

    Dr. Hauschka Facial Toner
    Yüz Toniği

    Normal, kuru ve hassas ciltler ve yenilenmeye ihtiyaç duyan ciltler için kullanıma uygundur. Cilt fonksiyonları üzerinde genel bir destekleyici ve uyarıcı etkiye sahip olduğundan yağsız temel gece bakımı olarak yeterlidir. Sadece canlandırıcı etki değil aynı zamanda nem kazanımına da destek olur.
    Çoban gülü cildin nemini korurken aynı zamanda cildi yenilemeye de yardımcı olur. Erkeklerde tıraştan sonra kullanımı önerilir böylece cilt güçlenir, canlanır.

    Dr.Hauschka Lip Balm
    Dudak Balsamı

    Zor ilkim şartlarında, yoğun kış koşullarında dudaklar için yoğun koruma Lip Balm ile sağlanır. Kuru ve çatlamış dudakları yeniler ve bakım yapar.Kuruluktan kaynaklanan dudak çevresindeki ince çizgilerin ve kırışıklıkların oluşmasını engellemek için dudak çevresine maske olarak da kullanılabilir. İçeriğindeki bal mumu çevresel koşullara karşı kalkan görevi yapar. İpek tozu çatlamış dudaklara ipeksi bir görünüş kazandırır.

    Dr.Hauschka Lip Care Stick
    Dudak Bakımı İçin Stik

    Shea yağı, balmumu, kuşburnu, kayısı çekirdeği yağı ve havuç içeren Dr.Hauschka Lip Care Stick, içeriğindeki altı farklı bakım mumu ile zengin bir dudak bakım ürünüdür. Dudakları yoğun bir şekilde nemlendirir ve bitki mumları sayesinde güneşten korumaya yardımcı olur. Stresli çevresel koşullara karşı koruma sağlar. Dudakların kurumasını ve çatlamasını önler. İçeriğindeki havuç ise dudakların solgun görünümünü giderir.

    Dr.Hauschka Pure Care Cover Stick 01/02
    Kapatıcı Stik

    Çay çiçeği, çay ağacı, aynisefa çiçeği, çoban gülü gibi özenle seçilmiş organik bitkilerden oluşan Pure Care Cover Stick 01, farklı renk tonuyla, cilt pürüzlerini gizlemeye yardımcı, kapatıcı ve renklendirici bir üründür. İçeriğindeki anti-inflamatuar bitkiler sayesinde aknelerin yayılmasını engellemeye yardımcı olur. Göz çevresindeki hassas cilt için uygun, cildin nem dengesini bozmayan bir kapatıcıdır. Ürünün daha koyu tonu Pure Care Cover Stick 02’dir.

    Dr.Hauschka Quince Day Cream
    Ayva İçerikli Gündüz Kremi

    Koruyucu ve nemlendirici gündüz kremidir.Ayvadaki doğal mumsu yapı cildi dış etkenlere karşı korur. Çevresel koşullardan çabuk etkilenen ciltlere öncelikle tavsiye edilir. Özellikle kış aylarında tek başına veya diğer nemlendirici kremlere ek olarak kullanılabilir. Yağlı tabaka bırakmaz.

    Dr.Hauschka Rejuvenating Mask
    Yenileyici Maske

    Cildin yenilenme sürecini destekleyen Dr.Hauschka Rejuvenating Mask cildin hızlı ve görülür biçimde yenilenmesini ve sıkılaşmasına yardımcı olur. Aynı zamanda gözeneklerin elastikiyetini yeniden kazanmasına destek olur. İçeriğindeki ayva, hodan, papatya ile nem dengesini sağlar. Propolis de içeren bu özel formul hasar görmüş ciltleri onarmaya yardımcı olur. Tüm cilt tipleri için uygundur. Kılcal damarları çatlamış ciltlerde yatıştırıcı olarak kullanılabilir.

    Dr.Hauschka Rhythmic Conditioner Sensitive
    Ritmik Hassas Bakım Ampulleri

    Dr.Hauschka Rhythmic Conditione Sensitive özellikle hassas ciltler için geliştirilmiş, kılcal damarları yüzeye yakın, damar çatlakları oluşmuş, çabuk kızaran ciltler için idealdir. Kızarıklıkların gözle görülür bir biçimde azalmasına ve damarların güçlenerek cildin daha yumuşak ve esnek bir forma kavuşmasına destek olur. Dr.Hauschka Rhythmic Conditioner Sensitive güneş yanıklarında cildi serinletip yanma hissini azaltmak için ve zarar görmüş cildi onarmak için de güvenle kullanılabilir.Tüm cilt tiplerinde 28 günlük bir kür halinde kullanılarak cildin doğal aktivitesini uyaran Dr.Hauschka Rhythmic Conditioner Sensitive içeriğindeki meşe kabuğu özütü ve inci tozu ile cildimizin doğal kalkan özelliğini arttırır.

    Dr.Hauschka Rhythmic Night Conditioner
    Ritmik Gece Bakım Ampuller

    Gül, ayçiçeği, beyaz zambak, aloe, hatmi, çoban gülü, güvercin ağacı içeren yoğun bakım ampulleri gümüş, bal ve arı sütü ile zenginleştirilmiştir. Kuru, normal ve yağlı ciltler için uygun olan bu yoğun bakım ürünü cildin sağlıklı bir şekilde yenilenmesini teşvik eder. Mevsim geçişlerinde ve özellikle stresli dönemlerin ardından cildi canlandırmak ve sıkılaştırmak için kullanılır. Bu su bazlı özel bakım ampulleri doğadan gelen güçle cildin kendi işleyişini ve özel ritmini destekler. Dr.Hauschka Rhythmic Night Conditioner’ı cildimizin yenilenme döngüsüyle uyumlu olarak senede birkaç kez 28 günlük kürler halinde kullanılması önerilir.

    Dr.Hauschka Rose Day Cream
    Gül İçerikli Gündüz Kremi

    İçeriğindeki çeşitli güllerden oluşan gül özütü, hatmi, kuşburnu, sarı kantaron, balmumu, shea yağı ve gül mumundan oluşan Rose Day Cream cildin kendini yenilemesini sağlayan, pul pul dökülme ve ölü hücreleri azaltmak için kullanılan gül içeriği yoğun bir nemlendiricidir. Cilde yumuşaklık ve kadifemsi bir his verir ve hızlı bir şekilde emilime sahiptir. Yağ ve nem dengesinin optimal düzenine kavuşmasına yardımcı olur. İçeriğindeki kuşburnu sayesinde kızarıklığa eğilimli hassas ciltlerin direncini arttırır. Kuru, yıpranmış, zarar görmüş cildin onarımına destek olur.

    Dr.Hauschka Regenerating Day Cream
    Yenileyici Gündüz Kremi

    İsoflavanlarca zengin kırmızı yonca, silikanın doğadaki en yaygın kaynaklarından biri olan atkuyruğu otu, bol miktarda vitamin içeren barbabos kirazı, kremsi yapı kazandıran kalanşo bitkisiyle harmanlanınca cildin kendini yenilemesini destekleyen Dr.Hauschka Regenerating Day Cream doğdu. Dr.Hauschka Regenerating Day Cream besleyici bitkisel yağlar da içerir. Bunlardan bazıları ahududu, shea ve avokadodur. Kırışıklık oluşumu artan, ilgi isteyen kuru, olgun, donuk veya hassas cilt tipleri için idealdir. Cildin kendini yenileme gücünü destekleyerek cildin gerginleşmesine yardımcı olur. Kuruluğun sebep olduğu kırışıklıkları ve ince çizgileri azaltır, kızarıklıkları yatıştırır. Zengin içerik ve kremdi kıvamlı olması sayesinde kolay emilir.

    Dr.Hauschka Regenerating Serum
    Yenileyici Serum

    Regenerating Serum olgun ciltlerde gün içinde gittikçe artan kuruluğun ve hassasiyetin geri gelmesini engelleyip gün boyu cildin ihtiyacı olan nemi sağlar. Böylece cildinizi daha taze ve daha sıkı hissedersiniz. Cilt fonksiyonlarını güçlendirir. Kızarıklıkları giderir, hassas cildi yatıştırır. Nem dengesini sağlayan ayva, isoflavonlarca zengin kırmızı yonca ve yonca balı etkili formulasyonu oluşturan bitkilerden yalnızca birkaçıdır.

    Dr.Hauschka Intensive Treatment 02
    Yoğun Bakım Toniği 02

    Özellikle akneli ciltler için geliştirilmiştir. 25 yaş üstü kişilerde aknenin oluşmasını engellemeye yardımcı olur. Cildi arındırır, yatıştırır ve dengeler. İçeriğindeki hindiba, yer fesleğeni, güvercin ağacı ve Bad Bentheim kaplıcasından getirilen doğal jeotermal su sayesinde enflamasyonu azaltmaya yardımcı olmak için hızla etki eder.

    Dr.Hauschka Intensive Treatment 04
    Yoğun Bakım Toniği 04

    Dr.Hauschka Intensive Treatment 04 canlandırıcı özellikte değerli taşlardan olan kehribar ve mavi turmalin, yenileyici özelliğiyle altın, nem dengesini sağlayan bitkilerden hatmi, ak zambak, güçlendirici gingko ve zeytin yaprakları, sandal ağacı suyu, arı sütü ve BadBentheim kaplıcalarından doğal kaynak suyu içerir. 40 yaş üzeri olgun ciltlerin ihtiyaçlarına göre tasarlanmış olan Dr.Hauschka Intensive Treatment 04 dengesini yitiren cildi normalleştirmek için uyarıcı sinyaller gönderir. Pürüzsüzleştirir, canlandırır, nemlendirir. Kuruluğun neden olduğu çizgileri önler. Cildin yapılandırıcı, yenileyici gücünün yeniden ortaya çıkması için destek olur.

    Dr.Hauschka Intensive Treatment 05
    Yoğun Bakım Toniği 05

    Yağ içermeyen Dr.Hauschka Intensive Treatment 05, menopoz döneminde lekelere ve pigmentasyona maruz kalması muhtemel cildimizin ihtiyaçlarına yönelik olarak geliştirilmiştir. Intensive Treatment 05 cildin kendini yenilemesine yardımcı olurken, aynı zamanda güçlenmesini de destekler. Intensive Treatment 05’in içeriği doğanın çeşitli hazinelerini bir araya getirmektedir. İçeriğindeki argentit, kırmızı yakut, gibi değerli mineraller, hayıt, karayılan otu, gül gibi özenle seçilmiş bitkilerle hormonal değişimden kaynaklanan ciltteki kahverengi lekeleri ve sıcak basmalarından kaynaklanan kızarıklığı engellemeye yardımcıdır.

    Dr.Hauschka Normalizing Day Oil
    Normalleştirici Gündüz Yağı

    Bitkisel yağların eşsiz bir kombinasyonu olan Dr.Hauschka Normalizing Day Oil cildinizin yağ üretimini dengelemeye ve aşırı sebum üretimini normalleştirmeye destek olur. Geniş gözenekli, yağlı ve lekeli ciltlerin düzenlenmesi için kullanılan gündüz bakım ürünüdür. Cildi yatıştırır ve yumuşak hale getirir. Hızlı bir şekilde emilir ve ciltte yağ kalıntısı bırakmaz. Yağlı ve lekeli ciltlerin benzerlik yasasını temel alarak onarımına yardımcı olur. Benzerlik yasasına göre, dışarıdan cilde yağ verildikçe yağ bezleri kendi yağ üretimlerini azaltır.

    Dr.Hauschka Moisturizing Day Cream
    Nemlendirici Gündüz Kremi

    Kuru, nemi azalmış, solgun ciltler için kullanılan Moisturizing Day Cream, cildin nem ve yağ üretimini aktive eder. Likit ve hızlı emilen yapısıyla kullanımı kolaydır. Cildin yağ-nem dengesinin düzenlenmesinde ve cildi canlandırma da etkindir. Karma ciltler için Normalizing Day Oil ile karıştırılarak kullanılması önerilir.

    Dr.Hauschka Cleansing Clay Mask
    Temizleyici Kil Maskesi

    Lösten (tıbbi kil), latin çiçeği ve güvercin ağacının kombinasyonu ile Dr.Hauschka Cleansing Clay Mask derin temizleme için geliştirilmiş bir maskedir. Yağlı, akne oluşumuna meyilli, problemli cilt tipleri için idealdir. Ölü hücreleri ve atık maddeleri aktif şekilde emerek cildin üzerindeki yükü hafifletir. Derin temizlemeyle cilt, derin bir nefes alır. Cilt pürüzsüzleşir. Yatıştırıcı ve yenileyici özelliği ile ciltte oluşan kızarıklık, akne oluşumu ve tahrişlerle mücadele edilmesine yardımcı olur.

    Dr.Hauschka Regenerating Eye Cream
    Yenileyici Gündüz

    Olgun ciltler için geliştirilmiş, yüksek kaliteli, doğal bir içeriğe sahip bu göz bakım kremi, doğal fonksiyonları uyararak, cildin kendini yenileme sürecini destekler. İçeriğinde bulunan dokuz etkin bitki ile göz bölgesi için gerekli yoğun bakım ve koruma sağlanır. Hodan tohumundan elde edilen değerli yağ, nemlendirici ayva tohumu özütü ve arıtıcı özellikli huş ağacı yaprakları, cildin nem düzeyini dengeleyerek, göz çevresindeki kuru bölgeler üzerinde etki gösterir. Silis içeren at kuyruğu otu bağdokuları güçlendirip sıkılaştırırken, A ve E vitaminleri açısından zengin barbados kirazı özütü ve yabani iğde yağı içerdiği antioksidanlarla koruma sağlar.

    Dr.Hauschka Regenerating Neck&Decollete Cream
    Yenileyici Boyun ve Dekolte Kremi

    Dr.Hauschka Regenerating Neck and Décolleté Cream olgun ciltlerde boyun ve dekolte bölgesinin ihtiyaçlarına yönelik olarak geliştirilmiştir. En kaliteli doğal bileşenlerden elde edilen bu yoğun bakım kremi, cildin doğal fonksiyonları üzerinde uyarıcı etki göstererek, cildin kendini yenileme sürecini destekler. Ürün içeriğinde bulunan silis yönünden zengin atkuyruğu otu, bağdokuların sıkılaşıp güçlenmesine yardımcı olur. Nem-dengeleyici özellikli hatmi özütü, huş ağacı yaprakları ve izoflavon açısından zengin bir bitki olan kızıl yonca, cildin nem kazanarak güçlenmesine destek olan harikulade bir birleşim oluşturur. Avustralya fındığı ve argan da dahil olmak üzere sekiz ayrı bitkiden elde edilen yağlarla içerik açısından zengin ve besleyici bir bakım kremidir.

    Daily Face Care Kit
    Günlük Yüz Bakım Kiti

    Cleansingn cream, Cleansing milk, Facial toner, Roseday cream, Quinceday cream ve Moisturizing day cream ürünlerinin deneme boylarını içeren bu kit, ürünleri denemek için veya seyahat kiti olarak tercih edilebilir.

    BODY CARE SERİSİ ÜRÜNLER

    • Vücut nemlendiricileri
    • Vücut yağları
    • Deodorant
    • Ayak bakım ürünleri
    • El kremi
    • Tırnak bakım ürünleri

    Dr.Hauschka Lemon Body Moisturizer
    Limon İçerikli Vücut Nemlendiricisi

    Limon özütü, adaçayı, güvem meyveleri ve zeytinyağı ile jojoba yağının mükemmel birleşimi olan Dr.Hauschka Lemon Body Moisturizer, kolay ve hızlı emilen yapısıyla cildinizde yağlı tabaka bırakmayan bir vücut kremidir. Cilde yumuşaklık ve pürüzsüzlük hissi verir. Nemlendirmenin yanı sıra sıkılaştırıcı bir etkiye sahiptir. Bağ dokunun esnekliğini arttırarak selülit görünümünü azaltmaya yardımcı olur. Tazeleyici etkisi ve yaz esintili limon kokusu, cildinizde gün boyu ferahlık hissi uyandırır.

    Dr.Hauschka Birch Arnica Body Oil
    Birch Arnica Vücut Yağı

    Dr.Hauschka Arnica Body Oil, egzersizden önce ve egzersizden sonra cilt metabolizmasını aktive edecek bitkilerden oluşan bir vücut yağıdır. Dolaşımı uyarmaya, gergin kasları ve çok çalışan eklemleri rahatlatmaya yardımcı olur. Cildi besleyip canlandırmak için de tercih edilebilecek Birch Arnica Body Oil içeriğindeki arnika bitkisi, ısırgan otu, huş yaprakları sayesinde yatıştırıcı ve gerginliği azaltıcı bir masaj yağı olarak da tercih edilebilir.

    Dr.Hauschka Blackthorn Body Oil
    Blackthorn Vücut Yağı

    Cildin ritimlerini takip eden ve doğal işleyişini destekleyen Dr.Hauschka Blackthorn Body Oil, ciltte elastikiyet kaybını önlemeye yardımcı olur. Hamilelik döneminde çatlak oluşumunu engellemeye destek olmak için önerilen Blackthorn Body Oil masaj ile birlikte uygulandığında sıkılaşma sağlamaya da yardımcı olur. Sarı kantaron ve jojoba yağlarının yatıştırıcı etkisiyle desteklenmiş güvem tomurcukları masajda vücudu rahatlatmak için de önerilir.

    Dr.Hauschka Fitness Foot Balm
    Fitness Ayak Balzamı

    Sarı kantaron otu içeren Fitness Foot Balmat kestanesi ve güvem içeriğiyle sürekli ayakta kalanlara özellikle önerilen bir nemlendiricidir. Sarı kantaron otunu ve at kestanesi ile dolaşımı destekleyerek ayaklara hafif bir sıcaklık veren Dr.Hauschka Fitness Foot Balm kış aylarının ayak bakım ürünüdür. Kremsi yapısı bu ürünü masaj için de uygun kılmaktadır.

    Dr.Hauschka Hand Cream
    El Kremi

    Dr.Hauschka Hand Cream, Hatmi, jojoba, badem, balmumu ve kalanşo ile nemlendirir ve besler. Cilt üzerinde ince bir koruma kalkanı oluşturur. Pürüzlü, nasırlı cildi yumuşatır. Ellerinizin yanı sıra dirseklere günlük bakım yapmak için de önerilir.

    Dr.Hauschka Neem Nail Oil / Neem Nail OilStick
    Tespih Ağacı İçerikli Tırnak Bakım Yağı

    El ve ayak tırnaklarını ve tırnak yataklarını beslemeye ve güçlendirmeye yönelik üretilen Dr.Hauschka Neem Nail Oil; tespih ağacı, çoban gülü ve sarı papatyadan oluşan bitkisel yağ karışımıdır. Yenilenme sağlayarak, tırnakların esnekliğinin korunmasına yardımcı olan özel içeriğe sahiptir. Tırnakları pürüzsüzleştirir ve dış etmenlere karşı korur. Şeytan tırnaklarının sertleşmesini önler, yumuşatır. Anti-enflamatuar özellikli bitkilerle özellikle manikür ve pedikür sonrasında tırnak çevresinde iltihaplanma olmasını engellemeye yardımcı olur. Tırnakların daha sağlıklı bir görünüme sahip olması için önerilen Neem Nail Oil, stick formu ile de kullanım kolaylığı sağlar.

    Dr.Hauschka Rosemary FootBalm
    Biberiye İçerikli Ayak Balzamı

    Rosemary Foot Balm içeriğindeki ipek lifleri sayesinde ayaklarda oluşan nemi emerek oluşan ıslaklık hissini ortadan kaldırır. Bakteri ve mantar enfeksiyonlarını önlemeye yardımcı olur. İpek ve adaçayı birleşimi ter üretimini düzenlemeye yardımcı olur ve olası kokuları hapseder.

    Dr.Hauschka Rosemary Leg&Arm Toner
    Biberiye İçerikli Bacak ve Kol Toniği

    Dr.Hauschka Rosemary Leg&Arm Toner içeriğindeki hodan ve biberiye bitkileriyle damarları güçlendirmeye yardımcı olur. Dolaşımı destekleyen formulasyonu ile bacaklarda ve kollardaki yorgunluğun azalmasını destekler. Sürekli ayakta veya sürekli oturarak çalışanlarda sık görülen ayak ve bacaklarda oluşan şişliği azaltmaya yardımcı olur. Hafifçe masaj yaparak ve düzenli uygulandığında, dolaşım bozukluğundan kaynaklanan rahatsızlıkların tedavisine destek olur.

    Dr.Hauschka Deodorant Fresh
    Tazeleyici Deodorant

    Döner başlıklı aplikatörlere sahip Dr.Hauschka Deodorant Fresh, kremsi yapısıyla besleyici bir deodorant losyondur. Normal ter üretimini bastırmadan içeriğindeki çinko risinoleat sayesinde kokuyu hapsetme özelliğine sahip, alüminyum klorit ve türevlerini içermeyen bir formulasyondur. İçeriğinde adaçayı, güvercin ağacı, doğal yağ özleri sayesinde fresh bir koku sağlar. Hassas cilt tipleri içinde idealdir, gözenekleri daraltmaz ve epilasyon sonrası için kullanımı uygundur. Cildin pH’sını ayarlama özelliğinin yanı sıra içeriğindeki bitkisel özler sayesinde cilt florasını desteklemektedir.

    Dr.Hauschka Body Silk
    Vücut Pudrası

    Dr.Hauschka Body Silk, meşe kabuğu ekstresi, yılanotu, adaçayı gibi bitkilerle zenginleştirilmiş ipek tozu ve pirinç nişastasından oluşan çok yönlü bir pudradır. Tüm vücuda uygulanabilir. Saçlardaki fazla yağı dengelemek için, yüz, vücut ve ayakları kuru tutmak için destekleyici bir üründür. Sağlıklı cilt florasını desteklemek için güvenle kullanılabilir. Ayak bakımı için önerilir. Antibakteriyel ve antifungal özellikli bitkilerle ayak sağlığınızı korumaya yardımcı olur. Aşırı duyarlı kişiler için deodorant olarak kullanılabilir. İçeriğindeki adaçayı ile ferah bir koku verir.

    Children Sensitive Orange Tooth Gel
    Çocuklar için Portakallı Diş Macunu

    Süt dişleri olan çocuklar için geliştirilmiştir. Ferahlatıcı meyve aroması ile çocuklar zevkle dişlerini fırçalayabilirler. RDA (Bağıl dentinabrasivity) değeri düşüktür. RDA değerinin düşük olması dişlerin ne kadar aşındırmadan temizlendiğinin göstergesidir. Florür ve yüzey aktif madde içermez.

    Fortifying Mint Toothpaste
    Diş Eti İçin Güçlendirici Nane Aromalı Diş Macunu

    İçerdiği atkestanesi sayesinde güçlendirici özelliğe sahiptir. Karanfil, tesbih ağacı ve diğer bitkilerin antiinflamatuar etkinliklerinin yanı sıra güzel aromaları ile nefes tazelerler. Diş eti iltihabına ve diş eti kanamasına eğilimli olanlara önerilir. Florür ve yüzey aktif madde içermez

    Sensitive Saltwater Toothpaste
    Hassas Dişler İçin Doğal Tuzlu Su İçeren Diş Macunu

    İçinde bulunan silika ve kalsiyum karbonat ile diş yüzeyini çizmeden nazikçe temizler. Soğuk ve sıcaktan çabuk etkilenen hassas dişler ve duyarlı diş köklerine sahip olanlara önerilen bu diş macunu RDA değerinin düşük olması sayesinde dişleri aşındırmadan temizler. Florür ve yüzey aktif madde içermez.