Etiket: burun şekli

  • Burun estetiğinde trendlere aldanmayın !

    Burun estetiğinde trendlere aldanmayın !

    Her yıl dış görünümünü değiştirmek isteyen birçok insan estetik yaptırmayı tercih ediyor. Bu estetiklerin başında ilk sırayı burun ameliyatları alıyor. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan, burun estetiğinin modaya göre değil, kişiye özel yapılması gerektiğini söylüyor ve estetik yaptırmak isteyenlere önerilerde bulunuyor.

    Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan, eskiden kalkık, aşırı kavisli ve yapmacık burunların moda olduğunu, günümüzde daha önceden estetik burun yaptıranların bir çoğunun doğal olmayan burun şeklinden memnuniyetsizlik duyduğunu ve bu nedenle revizyon operasyonlarında artış olduğunu söyledi.

    Op. Dr. Emre İlhan konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, “1960’lı yıllarda estetik görüş ve burun anatomik bilgi ve ameliyat tekniklerinin yetersiz olduğu zamanlardaki “moda” burunlar, sırtı çok oyulmuş (kayık burun) ve domuz burnu olarak tanımlanan aşırı kalkık burunlardı. Bu burunlar doğal olmayan ve ameliyatlı görünüme sahip burunlardı. Bu burunlar genellikle aşırı kıkırdak ve kemik çıkarılmasının estetik burun ameliyatlarının normu olduğu zamanlardaki teknikle yapılmış burunlardır. Günümüzde bu tarz burunlar istenmeyen ve “aşırı ameliyat kokan” burunlar olarak nitelenmektedir. Bu tarz ameliyatlar sonucunda ortaya çıkan aşırı küçültülmüş, kaldırılmış, gözlerin birbirinden ayrı ve tabiri caizse “ablak” durmasına sebep olan burunlar günümüz estetik anlayışı ile uyuşmamaktadır” dedi.

    Hastalar bilinçlendi, artık “doğal burun” istiyorlar

    Op. Dr. Emre İlhan, günümüzde hastaların estetik operasyonlar konusunda bilinçlendiğini ve kendi karakteristik yüz yapılarına uygun, estetik yapıldığı belli olmayan ve kişiye özel “doğal burunlar” tercih ettiğini belirtti. Dr. İlhan: “Günümüzde burun estetiği ameliyatlarında abartılı yaklaşımlardan uzak duruyoruz. Yani bir burnu çok kaldırmak, sırtını çok oymak 1950 ve 1960’ların trendiydi. Toplumda her konuda gelişim ve bilinçlenme olduğu gibi estetik algımız da her geçen gün gelişiyor ve bilinçleniyor. Bize başvuran hastalar artık doğala çok yakın ve yüzleri ile uyumlu burunlar talep ediyor. Yapısal burun kavramında ise uzun vadede sağlam olan burnu kastediyoruz. Artık burun ameliyatlarını planlarken burnu taşıyan destek mekanizmalarını göz önünde bulundurarak yapıyoruz. Yapısal burun konseptiyle amaçladığımız, yıllar boyunca düşme ve çökme gibi sorunlar olmayan, bir bina gibi güçlü burunlar yapmayı amaçlıyoruz. Yani günümüzde yapılan burunlar, yıllara meydan okurken ilerleyen yaşa rağmen hala yüzü genç gösterme özelliğini korumakta” dedi.

    Burun ameliyatı kişiye özel olmalıdır

    Dr. İlhan, burun estetiği ameliyatının resim, heykel veya sanatının diğer alanlarında olduğu gibi bir kompozisyon içerisinde olması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:

    Herkesin yüzü ve yüzünün oranları birbirinden farklı olduğu için burun estetiği ameliyatı kişiye özel tam anlamıyla terzi işi planlanması ve yapılması gereken bir ameliyattır. Rinoplasti ameliyatı, dünyanın en zor ameliyatlarındandır. Rinoplasti operasyonlarında cerrah milimetrik olarak çalışır ve kombine bir ameliyatla hem burun içindeki nefes problemlerini, hem de burundaki şekil bozukluklarını tek seansta çözmek durumundadır. Estetik burun ameliyatlarında cerrahın amacı yüzün diğer bölümleri ile uyumlu ve nefes alma problemi olmayan bir burun yapmaktır. Burun estetiği ameliyatı yüzün kompozisyonu ile uyumsuz olmamalı, burun kendi içinde de denge içinde olmalıdır. Yani burnun sırtı, ucu, yüzle birleştiği bölümleri birbiri ile uyumlu olmalıdır. Kendi içinde dengesi olmayan bir burnun, yüzün diğer bölümleri ile de dengesi olmaz. Eğer bu kompozisyon tam olarak sağlanamazsa, bu hastalara revizyon adı verilen operasyonlar yapılması gerekebilir. Revizyon burun estetiği operasyonlarında çok kısaltılmış burunlar uzatılabilir, burnun sırtı çok oyulmuşsa bu bölümler hastanın kendisinden alınan kıkırdaklar ile doldurulabilir, burun ucu çok kaldırılmışsa eğer burun ucu kalkıklığı azaltılabilir.

    Burun estetiği aynı zamanda tedavi amaçlıdır

    Estetik burun cerrahisinin sadece estetik amaçlı değil, aynı zamanda tedavi amaçlı olduğunu vurgulayan Dr. İlhan: “Burun ameliyat teknikleri de bilimin ve tıbbın ilerlemesi ve kazanılan tecrübe sonucunda 2000’li yıllardan sonra konsept değiştirmiştir. Burun anatomisinin daha iyi anlaşılması, estetik görüşün gelişmesi ve bu iki faktörün kombine edilmesi sonucunda, cerrahi bakış açısı ve düşünce yapısı değişmiştir. Bunun sonucunda doğal ve armonik estetik sonuçlar amaçlanırken, burun fonksiyonlarını korumanın önemi anlaşılmıştır. Günümüz estetik burun ameliyatı konseptinde hedef; güçlü, doğal ve dengeli bir burun oluştururken, burun fonksiyonlarını da korumak, bunun yanında uzun dönemde burunda çökmeler ve eğrilikler oluşmamasını sağlamaktır.” diye konuştu.

  • Burun Estetiğinde Yanlış Bilinenler

    Burun Estetiğinde Yanlış Bilinenler

    Yaptırılan burun estetiği ile yüzün şeklinin değiştirmekle kalmayıp, hem kişinin psikolojini hem de nefes rahat nefes alma sorunlarını ortadan kaldırdığı ve burun estetiğinin ülkemizde en çok yaptırılan Ameliyat olduğu bilinmektedir.

    Burun estetiği (Rhinoplasti) ameliyatları erkek ve kadın tarafından en çok tercih edilen operasyon oldu. Rhinoplasti ile kişilerin sadece yüz görünümlerinin değişmediğini bazı Sağlık sorunlarının çözümüne da yardımcı oluyor.

    Ameliyatta yapılan işlem temel olarak burnun iskeletini oluşturan kemik ve kıkırdak yapının şekillendirilmesidir.

    Gündemden düşmemesine rağmen rhinoplasti ameliyatı hakkında halen fikir birliğine varılamamış birçok bilinmeyen ve bilgi kirliliği yaratan söylentiler devam ede gelmektedir.Açıklığa kavuşturulması gereken konulardan birincisi kullanılan teknik konusundadır. Açık veya kapalı tekniğin hangisinin daha iyi sonuç verdiği tartışılıyor. Rhinop lasti açık ve kapalı olarak adlandırılan iki teknikle gerçekleştirilebilir. Açık teknikte burnun iki deliği arasındaki kolumella dediğimiz bölgeden cilde kesiyapılır. Kapalı teknikte ise tüm kesiler burnun içinden yapılır. dışarıdan görülen herhangi bir cilt kesi izi yoktur. Açık tekniği tercih edenler ise her işlemi görerek yaptıkları için buruna daha hakim olduklarını iddia ederler.Halbuki açık teknikte hemen her şey görerek yapılsa bile, burun iskeletiyle üzerini örten cilt arasındaki bütünlük bozulduğu için,özellikle burun sırtı ile ucu arasındaki ilişkinin ameliyat esnasında yeterli değerlendirilmesi zaafa uğrar. Bu esasen hayati bir dezavantajdır;dışarıdan görülen iz ise cabasıdır. Hangi tekniğin daha iyi sonuç verdiğine dair tartışmalar sürmektedir. Halbuki bu tartışma yanlış bir zeminde devam etmektedir zira iki teknik arasında birbirine üstünlük söz konusu değildir; buradaki seçim daha çok cerrahın tecrübesiyle ilgilidir. Kapalı teknik dışarıdan görülen herhangi bir iz bırakmaz ama yüksek düzeyde tecrübe ve teknik donanım gerektirir; açık teknik ile yapılabilen her türlü cerrahi manevra, tecrübeli ellerde kapalı teknikle de eksiksiz biçimdegerçekleştirilebilir”.

    OPERASYON SONRASI NEFES ALMA GÜÇLÜĞÜ OLUR MU?

    Burun ameliyatı sonrası gelişen nefes darlığı çoğu kez ihmal edilen ama üzerinde önemle durulması gereken yaygın bir sorundur.Ameliyattan sonraki erken dönemde şişliklere bağlı görülen nefes darlığı doğal ve geçicidir. Ama uzun dönemde, şişlikler geçtikten sonra da devam ederse sorun vardır. Rhinoplasti doğası gereği Hava yollarını daraltan bir ameliyattır; bu yüzden ameliyattan önce nefes darlığına yol açmayan , gizli kalmış , hafif dereceliseptal deviasyon eğer cerrah tarafından farkedilerek düzeltilmezse ameliyattan sonra hastada nefes darlığına yol açabilir. Bu sebeple, nefes alma güçlüğü olsun veya olmasın, tüm hastaların, septum deviasyonu veya nefes alma güçlüğü yaratabilecek olası problemlerinin ameliyatta dikkatle değerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekir. Bu şartlar yerine getirildiği taktirde rinoplasti ameliyatı sonrası nefes alma problemiyle karşılaşılma olmaz.

    Rhinoplasti sonrası genellikle düzeltici ikinci bir işlemin gerekli olduğu şeklinde yaygın bir kanı olduğunu belirten Kuyubaşı, eğer tatminkar bir sonuç alınmadıysa bu durumun eksik veya yanlış ameliyattan kaynaklanabilir.

    Diğer bilinen yanlış bir konu ise ameliyat sonrası burun ucunun düştüğü yönündeki kanaatların bir yanılsamadan ibaret olduğunu belirten Selçuk Kuyubaşı “Burun ucu düşmez; aslında bu bir yanılsamadır. Burun sırtı ile ucu arasındaki pozisyonun iyi sağlanamadığı yetersizameliyatlarda, bu eksiklik başlangıçtaki mevcut ödem yüzünden saklı kalır. Aradan aylar geçtikçe burundaki ödem yavaş yavaş çözülür ve burun ucundaki sorun kendini belli etmeye başlar.Hastalar bunu burun ucunun düşmesi olarak algılar. Birde tamponların alınması sırasında çok can yaktığı şeklinde biliniyor. Tamponları alırken hasta ciddi rahatsızlık duyabilir. Bu yüzden en iyisi tampon kullanmamaktır. Tamponun kullanım amacı burun içindeki müdahale yapılan bölgede kan birikmesini önlemektir. Bu amaçlabaşvurulabilecek diğer bir yöntem bu bölgeye bir kaç dikiş koymaktır. Bu işlem ameliyat süresini biraz uzatabilir ama tampon ihtiyacı ortadan kalkar…

    İlgili Konular ;

    Burun Estetiği

    Burun Ucu Estetiği (Tip plasti)

    Burun ameliyatı sonrası yapılması veya yapılmaması gerekenler

    Burun Estetik Sayfası