Etiket: burun akıntısı

  • Bahar Alerjisi Nedir ve Nasıl Geçer?

    Bahar Alerjisi Nedir ve Nasıl Geçer?

    Bahar, doğanın uyanışının ve yeniden canlanışının simgesi olarak kabul edilir. Ağaçlar yeşerir, çiçekler açar ve kuşlar şarkılarıyla gökyüzünü süsler. Ancak, bu doğa harikası dönem, bazı insanlar için sağlık sorunlarına dönüşebilir. Baharın güzellikleriyle birlikte gelen rahatsızlık, bahar alerjisi adı verilen bir durumu ifade eder. Bahar alerjisi, özellikle polenlerin havada yayılmasıyla tetiklenen alerjik bir reaksiyon türüdür. Bu makalede, bahar alerjisinin ne olduğunu, nasıl geliştiğini ve bu alerjiden nasıl korunabileceğinizi ve rahatlayabileceğinizi anlatacağız.

    Bahar Alerjisi Nedir?

    Bahar, doğanın uyanışının, çiçeklerin açtığı, ağaçların yeşerdiği ve kuşların şarkılarını söylediği muhteşem bir mevsimdir. Ancak bazı insanlar için bahar ayları, doğanın uyanışı ile birlikte gelen bir rahatsızlık dönemi haline gelebilir. Bu rahatsızlık, bahar alerjisi olarak bilinir. Bahar alerjisi, çeşitli dış faktörlere tepki olarak ortaya çıkan bir sağlık sorunudur ve genellikle polenlerin yayılması ile ilişkilidir.

    Bahar alerjisinin en yaygın nedeni polenlerdir. Polenler, çiçeklerin döllenmesi için rüzgar veya böcekler tarafından taşınan mikroskopik toz tanecikleridir. Bahar aylarında, ağaçlar ve çiçekler polenlerini atmosfere salarlar ve bu da alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bahar alerjisinin belirtileri arasında burun akıntısı, hapşırma, gözlerde kaşıntı, göz yaşarması, boğazda tahriş, öksürük ve hatta nefes darlığı bulunabilir. Bu belirtiler, baharın tadını çıkmayı zorlaştırabilir ve günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir.

    Bahar Alerjisinin Belirtileri Nelerdir?

    Bahar alerjisinin belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak en yaygın belirtiler şunlar olabilir:

    1. Burun Akıntısı: Genellikle berrak ve sulu bir burun akıntısı meydana gelir.
    2. Hapşırma: Sık sık ve ardı ardına hapşırma nöbetleri görülebilir.
    3. Göz Kaşıntısı ve Sulanması: Gözlerde kaşıntı, kızarıklık ve sulu akıntı meydana gelebilir.
    4. Boğaz Tahrişi: Boğazda kaşıntı, öksürük ve tahriş hissi yaşanabilir.
    5. Nefes Darlığı: Şiddetli alerjik reaksiyonlar durumunda nefes darlığı görülebilir, ancak bu nadir bir durumdur.

    Bahar Alerjisi Nasıl Kesilir?

    Bahar alerjisinin tedavisi ve semptomların hafifletilmesi için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemler arasında şunlar yer alır:

    1. Antihistaminikler: Reçetesiz antihistaminik ilaçlar, hapşırma, burun akıntısı ve göz kaşıntısı gibi belirtileri hafifletmeye yardımcı olabilir.
    2. Burun Spreyleri ve Göz Damlaları: Reçetesiz burun spreyleri ve göz damlaları, burun tıkanıklığı ve göz belirtileri için rahatlama sağlayabilir.
    3. Alerjen İzolasyonu: Evde alerjenleri azaltmak için pencere ve kapıları kapalı tutmak, polenlerin içeri girmesini önlemek için önemlidir.
    4. Hava Temizleyiciler: Alerjenleri ev içinde azaltmak için hava temizleyiciler veya filtreler kullanabilirsiniz.
    5. İmmünoterapi (Aşı Tedavisi): Şiddetli bahar alerjisi olanlar için uzun vadeli bir çözüm olabilir. Bu tedavi, vücudu polenlere karşı daha az hassas hale getirmeyi amaçlar.

    Reçetesiz Bahar Alerjisi İlacı Önerileri

    Reçetesiz bahar alerjisi ilaçları arasında şunlar bulunabilir:

    1. Loratadin (Claritin): Hapşırma, burun akıntısı ve göz kaşıntısı için etkilidir.
    2. Cetirizine (Zyrtec): Burun ve göz belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir.
    3. Fexofenadin (Allegra): Alerjik reaksiyonları azaltabilir ve genellikle uyku yapmayan bir formülasyona sahiptir.
    4. Nasal Decongestanlar: Burun tıkanıklığını hafifletmek için kullanılabilir, ancak uzun süreli kullanımı tavsiye edilmez.

    Bahar alerjisi ilacı kullanmadan önce mutlaka bir sağlık profesyoneline danışmalı ve talimatlarına uymalısınız.

    Bahar Alerjisi Nasıl Geçer?

    Bahar Alerjisi Nedir ve Nasıl Geçer?
    Bahar Alerjisi Nedir ve Nasıl Geçer?

    Peki, bahar alerjisinin üstesinden gelmek için neler yapabilirsiniz? İşte size bahar alerjisi belirtilerini hafifletmek ve rahat bir bahar mevsimi geçirmek için bazı ipuçları:

    1. Dışarıda Aktivitelerinizi Ayarlayın: Baharın en yüksek polen konsantrasyonuna sahip olduğu saatler genellikle sabah ve erken öğledir. Bu saatlerde dışarıda uzun süre vakit geçirmekten kaçının.
    2. Ev ve Araba Pencerelerini Kapalı Tutun: Polenlerin evinize veya arabanıza girmesini önlemek için pencerelerinizi kapalı tutun ve klimayı kullanarak havayı temizleyin.
    3. Maske Kullanın: Polenlere karşı koruma sağlayan bir maske kullanabilirsiniz. Özellikle yoğun polen dönemlerinde dışarı çıkarken maske takmayı düşünün.
    4. Antihistaminikler Kullanın: Doktorunuzun önerdiği antihistaminik ilaçları kullanarak alerji belirtilerini hafifletebilirsiniz.
    5. Göz Damlaları ve Burun Spreyleri: Gözleriniz ve burun içi tahrişi için reçete ile göz damlaları ve burun spreyleri kullanabilirsiniz.
    6. Duş Alın ve Kıyafetleri Değiştirin: Dışarıdan eve geldiğinizde hemen duş alın ve dışarıdaki kıyafetlerinizi yıkayın. Bu, polenlerin evinize girmesini önler.
    7. Alerjen Filtreleri: Evde kullanılan hava temizleme cihazlarına alerjen filtreleri ekleyerek iç mekandaki hava kalitesini iyileştirebilirsiniz.

    Bahar alerjisi, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir, ancak yukarıdaki ipuçları ve doktorunuzun önerileri ile bu sorunu hafifletebilirsiniz. Baharın tadını çıkarmanın keyfini sürebilmek için alerji belirtilerine karşı önlemler almak önemlidir. Unutmayın, herkesin alerji belirtileri farklıdır, bu nedenle en iyi çözümleri bulmak için doktorunuza danışmalısınız.

    Sıkça Sorulan Sorular

    1. Bahar alerjisi çocuklarda görülebilir mi? Evet, bahar alerjisi her yaşta görülebilir, çocuklar da dahil olmak üzere herkes etkilenebilir.
    2. Bahar alerjisi ile gıda alerjisi arasındaki fark nedir? Bahar alerjisi, polenlere karşı bir alerjik reaksiyonken, gıda alerjileri belirli yiyeceklere karşı bir bağışıklık reaksiyonunu ifade eder.
    3. Doğal yöntemlerle bahar alerjisi tedavisi mümkün müdür? Doğal yöntemler, semptomları hafifletebilir, ancak etkili bir tedavi olarak görülmez. İlaçlar ve diğer tıbbi yöntemler daha etkili olabilir.
    4. Bahar alerjisi tedavisi için bir alerji uzmanına danışmalı mıyım? Şiddetli veya kontrol edilemeyen bahar alerjisi semptomları varsa, bir alerji uzmanına danışmak önemlidir. Alerji testleri ve uzman tavsiyeleri tedaviyi yönlendirebilir.
    5. Bahar Alerjisi Bulaşıcı mı? Hayır, bahar alerjisi bulaşıcı değildir. Bahar alerjisi, çevresel alerjenlere tepki olarak gelişen bir bağışıklık reaksiyonudur ve kişiden kişiye bulaşmaz.
    6. Bahar Alerjisi Hangi Aylarda Olur? Bahar alerjisi, genellikle ilkbahar aylarında meydana gelir. Ancak bu, polen türlerine ve coğrafi konumunuza bağlı olarak değişebilir. Örneğin, ağaç polenleri genellikle ilkbaharda, ot polenleri ilkbahar ve yaz aylarında, çimen polenleri yaz sonu ve sonbahar başında yayılır.
  • Burun Akıntısına Ne İyi Gelir Evde Çözümler 7 Doğal Çare

    Burun Akıntısına Ne İyi Gelir Evde Çözümler 7 Doğal Çare

    Burun akıntısı durdurma yöntemleri arıyorsanız ve burun akıntısı nasıl geçer hemen diyorsanız, doğru yerdesiniz. Burun akıntısına ne iyi gelir, nasıl durdurulur evde çözümler ve İbrahim Saraçoğlu’nun tarifi ile burun akıntısına kesin çözüm.

    burun akıntısı durdurma yöntemleri
    burun akıntısı durdurma yöntemleri

    Burun akıntısına iyi gelen ve evde uygulanabilecek olan bazı çözümler şunlardır:

    Burun Akıntısına Ne İyi Gelir?

    Tuzlu Su

    burun akıntısı nasıl durdurulur
    burun akıntısı nasıl durdurulur

    Mikropların vücuttan atılmasını sağlamasının yanı sıra; mukusu incelterek, burun akıntısından kaynaklı olarak tahriş olan bölgelerdeki tahrişi de azaltan bir etkisi vardır. Yarım çay kaşığı sofra tuzunun bir bardak ılık suya eklenerek karıştırılması sonucu elde edilen karışımın her iki burun deliğine bir damla damlatılması şeklinde uygulanabilir. Günde birkaç kere yapılabilecek bir uygulamadır.

    Zerdeçal

    burun akıntısı durdurma
    burun akıntısı durdurma

    Bir kaşık zerdeçalın bir bardak sıcak süte karıştırılarak içilmesi şeklinde uygulanabilir. Zerdeçalı direkt burundan uygulayabilmek için ise; keten tohumu yağında öğütülmüş zerdeçalın kavrulması ve bu esnada çıkan dumanın burundan çekilmesi gereklidir.

    Zencefil

    burun akıntısı nasıl geçer hemen
    burun akıntısı nasıl geçer hemen

    Zencefilin çayı yapılıp, içilebilir. Ayrıca tuzlanmış hali çiğ olarak da yenebilir.

    Hardal yağı

    burun akıntısına ne iyi gelir
    burun akıntısına ne iyi gelir

    Isıtılmış olan hardal yağının her iki burun deliğine de birer damla olmak üzere günde 2 kere damlatılması şeklinde uygulanır.

    Sarımsak

    burun akıntısı durdurma
    burun akıntısı durdurma

    Üç diş sarımsağın bir bardak su ile karıştırılarak kaynatılması ve bu karışımın içilmesi şeklinde uygulanır. İsteyen bu karışıma bal da ekleyebilir.

    Okaliptüs yağı

    Burun Akıntısına Ne İyi Gelir Evde Çözümler 7 Doğal Çare | 1

    Birkaç damla okaliptüs yağının burna damlatılması şeklinde uygulanır.

    Bal

    Burun Akıntısına Ne İyi Gelir Evde Çözümler 7 Doğal Çare | 2
    evde burun akıntısı nasıl geçer

    İki çay kaşığı balın bir bardak ılık su ile karıştırılarak içilmesi şeklinde uygulanan bir yöntemdir. Günde iki kez uygulanmasında hiçbir sakınca yoktur.

    Kalıcı Hale Gelen Burun Akıntısı Nasıl Geçer?

    burun akıntısına doğal çareler
    burun akıntısına doğal çareler

    Kalıcı hale gelen burun akıntısını geçirme yöntemleri şunlardır:

    • Bir bardak ılık suyun içerisine birkaç damla limon damlatılmalıdır ve bu karışım günde 3 kere burna çekilmelidir.
    • C vitamini bakımından zengin olan portakal, limon ve mandalina gibi meyvelerin tüketimi arttırılmalıdır.

    Burun Akıntısını Önleme

    Burun Akıntısına Ne İyi Gelir Evde Çözümler 7 Doğal Çare | 3

    Burun akıntısını önlemek isteyen kişinin; alerjen etki bırakan maddelerden uzak durması ve evinde nemlendirici bulundurması gereklidir.

    Burun Tıkanıklığı Nasıl Geçer Evde Çözüm

    burun akıntısına buhar banyosu
    burun akıntısına buhar banyosu nasıl yapılır

    Burun tıkanıklığına en iyi gelen yöntemlerden birisi buhar banyosu yapmaktır. Sıcak buharı burundan nefes alıp verdikçe iyi geldiğini sizde fark edeceksiniz. Hem burun tıkanıklığına hemde burun akıntısına iyi gelen en iyi evde çözüm yöntemidir. Soğuk alğınlığınız var ise zaman kaybetmeden üşenmeden yapın derim. Bir tencerede suyu kaynatık evinizde mevcut ise nane yağı damlatın bir kaç damla hemen faydasını görürsünüz. Kaynattınız suyun buharını kafanıza havlu örterek nefes alıp verin. Geçmiş olsun..

    burun akıntısı nasıl geçer ibrahim saraçoğlu
    burun akıntısı nasıl geçer ibrahim saraçoğlu

    İbrahim Saraçoğlu’dan Burun Akıntısı Durdurma Yöntemi Tarifi

    Burun akıntısı hemen durdurma yöntemlerinden biri olmasa da uzun vadede faydasını göreceğiniz. Burun akıntısı nasıl geçer sorusuna İbrahim Saraçoğlu’dan doğal şifa reçetesi..

    Malzemeler;

    • 1 tatlı kaşığı lavanta
    • 1 bardak su

    Yapılışı ve Uygulanışı:

    Kaynamış 1 bardak suya 1 tatlı kaşığı lavanta atarak 5 dakika demleyin. Demlediğiniz çay ılıdıktan sonra süzün. Süzülen şifa reçetesini için. Bu karışımı her akşam yemeğinden sonra 15 gün boyunca için. Her akşam yemeğinden sonra taze olarak demlemelisiniz. Çayın içine şeker atmayınız. Geçmiş olsun.

    Burun akıntısı ile ilgili diğer konularımız;

  • Boğaz Ağrısı Nasıl Geçer Doğal Yöntemler

    Boğaz Ağrısı Nasıl Geçer Doğal Yöntemler

    Boğaz ağrısı geçirmek için uygulanabilecek doğal yöntemler şunlardır: Boğaz ağrısına ne iyi gelir tedavisi için ilaç gibi bitki çayları, ev yapımı pastil tarifi yazmızda…

    • Adaçayı: 2 çay kaşığı adaçayı, 1 bardak suya atılarak kaynatılır. 5 dakika gibi bir süre demlenmeye bırakıldıktan sonra içilir. Bu çaya tarçın ve bal da katılabilir.
    • Papatya çayı: 2-3 tatlı kaşığı papatya çayı bir bardak suya atılarak kaynatılır. 3 dakika demlendikten sonra içilir.

    Boğaz Ağrısına Ev Yapımı Pastil

    Boğaz ağrısı için ev yapımı pastilin yapımı şu şekildedir:

    • 1 bardak toz şeker, yarım bardak su, 1 yemek kaşığı limon suyu, 1 yemek kaşığı bal, yarım tatlı kaşığı öğütülmüş zencefil ve çeyrek tatlı kaşığı toz halinde karanfil; bir tencerede karıştırılarak 15-20 dakika gibi bir süre kaynatılır.
    • Kaynama işlemi sona erdikten sonra karışım şurup kıvamına gelene kadar bekletilir.
    • Sonrasında kurabiye büyüklüğünde minik parçalar yuvarlanarak bir kaba dizilir ve 20 dakika boyunca soğumaya bırakılır.
    • Üzerine pudra şekeri serpilir.
    • Boğaz ağrısı çekenler bu şekilde pastil niyetine bunu tüketebilir.

    Boğaz Ağrısı Nasıl Geçer Doğal Yöntemler | 4
    boğaz ağrısına ne iyi gelir ev yapımı doğal tarifler

    Boğaz Ağrısı İçin Evde Neler Yapılabilir?

    Boğaz ağrısı için evde yapılabilecekler şunlardır:

    • Balgamın ince tutulması ve kolay temizlenmesinde etkili olduğu için bol bol sıvı tüketilmelidir.
    • Tuz boğazda oluşan enfeksiyonların yok edilmesinde etkili olduğu için tuzlu su ile gargara yapılabilir.
    • Bu dönemde özellikle kişinin kolay yutabileceği besinleri tercih etmesi gereklidir.
    • Limon gibi C vitamini bakımından zengin olan besinler tüketilmelidir.
    • Boğaz ağrısını ve boğazdaki enfeksiyonu geçirmesi için acı biber ile gargara yapılabilir.
    • Kişinin bulunduğu ortamın havadar olmasını sağlaması gereklidir.
    • Bu dönemde sigaranın kullanılmaması gereklidir.
    • Tavuk suyu çorba tüketilebilir.
    • Kişinin konuşurken kendini zorlamaması gereklidir ve yüksek ile konuşmamalıdır.
    • Balgamın azaltılması için bal ve limon karışımı kullanabilir.

    İlgili Konular;

  • Google, neyim var benim?

    Google, neyim var benim?

    Fark ettiği her belirtide internetin başına geçip kendisine teşhis koymaya çalışanlardan mısınız? Dikkat! Boş yere evhama kapılabilir ya da önemli bir belirtiyi önemsiz sanıp erken teşhis şansını kaçırabilirsiniz…

    The Pew Research Center’ın yaptığı araştırma, 2012 yılında ABD nüfusunun yüzde 35’inin kendilerine teşhis koymak için internete girdiğini gösteriyor. Araştırmaya katılan 3 bin kişinin yüzde 41’i kendilerine koydukları teşhisi bir uzmana onaylattığını söylerken, katılımcıların üçte biri ise ikinci bir görüşe başvurmadığını belirtiyor. Yüzde 18’i ise bir uzmana gittiğinde kendi teşhislerinin yanlış olduğunu fark ettiğini söylüyor.

    Çalışmayı hazırlayanlar, araştırmanın amacının kimlerin internet üzerinden sağlık araştırması yaptığını ortaya koymak olduğunu söylese de tıp uzmanları sonuçların, kişilerin ruhsal sağlıkları hakkında endişe verici olduğunu ve bu açıdan da değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.

    Devir, siber evham devri

    Northwestern Memorial Hastanesi’nden Acil Tıp Uzmanı Dr. Rahul K. Khare, “Sanal dünyada büyük bir bilgi kirliliği var. Herkes kanser olduğuna ve yakında öleceğine karar vermenin dört web sitesi uzağında duruyor. Burun akıntınızın soğuk algınlığına mı işaret ettiğini araştırırken ulaştığınız bilgiler sanal bir evhamı tetikleyebiliyor. Burun akıntısı, boğaz ağrısı, büyüyen lenf nodları gibi genel belirtileri ‘google’layan ve kanser olduklarına inanan kişilerin temeli olmayan kaygılara kapılması gittikçe yaygınlaşan bir durum… Lenf bezindeki şişliği doğrudan non-hodgkin lenfoma olduğuna yoranlar var” diyor.

    Bu bilgiler sizi çok şaşırtmamış olabilir çünkü bugün çevrenizdeki birçok insan hatta siz de doktora gitmeden önce Google’ın fikrini alıyorsunuz.

    Yaşayanlar anlatıyor

    “Kendi kendilerinin doktoru oldular”

    “Emekli olan anne ve babamın durumundan endişeliyim. İyice kendilerine döndükleri şu günlerde önce gazetelerdeki sağlık haberlerini okuyarak ve televizyonlardaki doktor programlarını izleyerek işe başladılar. Bir şeylere iyi geldiği öne sürülen ürünleri satın almaya başladılar. Ardından internete merak saldılar. Şimdi evimizdeki durum şu; o gün karnı ağrıyan Google’a şöyle yazıyor: ‘Karın ağrısı neyin belirtisi?’ Google da sağ olsun en hafifinden en ağırına bir sürü hastalığı sıralıyor. Bazen o kadar endişeleniyorlar ki onları ‘bilgisayar yasağı’ ile tehdit etmek zorunda kalıyorum. Geçtiğimiz günlerde aile hekimi de babama, ‘Her şeyi biliyorsanız niye doktora geliyorsunuz?’ demiş. Kalabalık aile toplantılarında da konular hep şöyle dönüyor; ‘Beyin fonksiyonları için şu bitkiyi alıyorum’, ‘Bence sen de ara öğünlerde şunu yemelisin’, ‘Geçen hafta televizyonda izledim, belki de biz tansiyon hastası değilmişiz.’ Onları dinlerken bir yandan gülüyor bir yandan da üzülüyorum.”

    Esma, 25, İstanbul

    Hiç değilse bunları yapın 

    Gerçekçi olmak gerekirse hissettiğimiz bazı belirtileri Google’a asla sormamamız mümkün değil. Gerek kendimiz, gerek çocuklarımız gerekse yakınlarımız için bir gün mutlaka ona danışıyoruz. Hiç değilse konudan çok uzaklaşmamak için Dr. Khare’nin şu önerilerine kulak verebilirsiniz.

    * Güvenilir sitelere girin

    Herkesin bir internet sitesi kurabileceğini ve ulaştığınız bilgilerin tıp eğitimi almamış kişilerce yazılmış olabileceğini göz önünde bulundurarak her şeyi okumamakla işe başlayın. Sağlık önerilerinin tanınmış, itibarlı isimlerden geldiğine dikkat edin.

    * Konudan uzaklaşmayın

    Araştırmanızı kendi konunuzla sınırlı tutun, bilgiden bilgiye atlamayın. Sadece kendinizde var olduğunu düşündüğünüz belirtilere bakın ve bunları okuduktan sonra bilgisayardan uzaklaşın.

    * Mutlaka uzmana onaylatın

    Eğer edindiğiniz bilgiler canınızı sıktıysa hiç vakit kaybetmeden ilgili doktora danışın ve endişelerinizi aktarın. Gerçekçi olmayan endişelerle hayatı kendinize zehir etmeyin.

    İddialı tedavi reklamları işleri zorlaştırıyor

    Televizyon programlarında, gazetelerde ve internet sitelerinde sağlık bilgisinden geçilmeyen ülkemizde durum nasıl? Memorial Ataşehir Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Birsel Kavaklı, bu konudaki sorularımızı yanıtladı.

    İnternetten sağlık bilgilerine ulaşma imkanı doğduğundan beri hastaların yaklaşımlarında farklılıklar görmeye başladınız mı? 

    Hastalar yakınmalarını bir arama motoruna yazdığında sayfalarca bilgiye ulaşabiliyor. Hekime geldiklerinde bu bilgiler ışığında hekimi yönlendirmeye çalışıyorlar ve gereğinden fazla tetkik talebinde bulunabiliyorlar. Hekim, tanı ve tedavinin yanında hastanın edindiği yanlış bilgileri düzeltmek, onu ikna etmek zorunda kalıyor.

    Hekimlerin bu konudaki en büyük sıkıntısı nedir?

    Günümüzde bilgisayar kullanmayı bilen hemen herkesin, sağlık ya da hastalık ile ilgili bir konuda bilgi edinmek istediğinde başvurduğu en önemli kaynaklardan birisi internet… Doktora başvurmadan önce internette araştırma yapan hastaların sayısı giderek artıyor. En büyük sıkıntı, internetteki yanlış bilgiler ve yönlendirmelerden kaynaklanıyor. Tabii ki internetteki tüm bilgiler yanlış değil ancak burada doğru kaynakların seçilmesi çok önemli. Ayrıca ilaç reklamları, iddialı tedavi ve tanı reklamları hasta ile hekim arasında tartışmalı durumlar yaratıyor. Hekim onaylamadığı ilaç veya yöntem hakkında hastayı doğru bilgilendirmek, ikna etmek zorunda kalıyor.

    İnternetten bu bilgilere ulaşmanın avantajları var mı?

    Hasta, kendisine bir tanı konduğunda bu konu ile ilgili bilgiye internetten ulaşabilir, bilgilenebilir. Hekimi kişiyi yeterince bilgilendirmemişse bunun yararı da olabilir.

    Kendi kendine sanal teşhis koymak hangi açılardan riskli olabilir?

    Sanal teşhis diye bir durum söz konusu olamaz. Bu hastaya boşuna zaman ve moral kaybettiriyor. İşin doğrusu öğrenilinceye kadar yaşamını kabusa döndürebiliyor, depresyona sokabiliyor. Hatta yakınmalarının önemli olmadığı hükmüne varıp, bazı hastalıklarda çok önemli olan erken tanı için değerli olan zamanı da kaybettirebiliyor.

    Bu konuda hastalarınıza önerileriniz ne oluyor? 

    Öncelikle hasta olan kişilerin hekimlerine başvurmasını öneriyoruz. Hastalar başvuracakları kurum veya hekimi internetten seçebilir ama hekimin hastayı görmesi çok önemli… Hastalığın tanısı hekimin hastayı kapıdan girerken görmesiyle başlıyor, muayene ve tetkiklerle tamamlanıyor. Muayene ve gerekli testler yapılmadan tanıya gidilmiyor.

    Şikayetlerimizle ilgili internette araştırma yapmanın doğru bir yolu var mıdır?

    Maalesef internette araştırma yapmanın doğru yolu şudur diyemiyoruz. Bu konuda derneklere, üniversitelere, resmi kurumlara, eğitim-öğretim işiyle uğraşan tüm sağlık çalışanlarına büyük görevler düşüyor. İnsanlara doğru bilgi aktarmak isteyen sağlık çalışanlarının, resmi kurumların, özel kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin ihtiyaçlara uygun, kaliteli, doğru bilgiler içeren web sitesi hazırlaması ve denetlenmesini sağlaması gerekiyor. Bu noktada hekim olarak bizlerin “Nitelikli bilgi isteyen bizi arasın, bulsun” deme gibi bir düşüncesi olmamalı… Bilgilerini halka anlayabileceği dilden ve ona ulaşabilir şekilde anlatmak, bir hekimin en önemli görevleri arasında bulunuyor.

    Bilmemek daha çok korkutuyor

    Olumsuz düşünmeye yatkınsanız, internet ortamında ulaştığınız bilgileri kötüye yorma ihtimaliniz artıyor. Yalan yanlış bilgiler sizi daha çok korkuya sürüklüyor. Memorial Etiler Tıp Merkezi’nden Uzman Psikolog Tuba Erzan Kıran, bu tür evhamların bir alışkanlık haline dönüşebileceğini söylüyor.

    İnsanlar bedenlerindeki belirtilerin kanser olduğunu düşünmeye neden bu kadar meyilli?

    Kanser günümüzde belirtiler, tedavi gelişmeleri, korunma yolları, başa çıkma teknikleri gibi konularla sürekli karşımıza çıkıyor. Kaygı düzeyi yüksek olan bireyler en ufak bir bedensel duyumu bir hastalık belirtisi olarak yorumlayabiliyor. Hastalar bazen çok kolay atlatılabilecek bir fiziksel belirtiyi, hayati tehlikesi olan farklı hastalıklarla bağdaştırabiliyor. Bu, olumsuz düşünce süreçleriyle bağlantılı… Bu düşünce biçimleri de kalıtımsal faktörler, model alma, öğrenme ya da olumsuz yaşam deneyimlerinden kaynaklanıyor.

    Bir şey çıkar korkusu ile doktora gitmeyip, internette araştırma yapan ve ölümcül bir hastalığı olduğuna inananların durumu nasıl açıklanabilir?       

    Kronik hastalık kişinin yaşamında kırılma noktası yaratıyor, hayat kalitesinde belirgin değişimlere sebep olabiliyor. Bazı bedensel şikayetlerimizi çevremizle paylaşmaktan çekinip kendi kendimize bilgi edinmeyi tercih edebiliriz. Bilinmezlik, hele ki bedensel yakınmalarla gelen bilinmezlik insanı kaygıya sevk edebilir. Tanı almış olmanın verdiği kaygıdan ve korkudan uzak kalmak herkes için daha rahatlatıcı oluyor. Bu yüzdendir ki; kişiler yaşadıkları kaygıya ilişkin internette çokça araştırma yapıyor.

    Yanlış bilgilere dayanarak endişelenmenin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri neler olabilir?

    Bireyin sağlığına ilişkin endişelerinin uzun süreli olması, bireyin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Bunun yanı sıra kaygılarını azaltmak için, sık sık sağlık kuruluşlarına başvurmak ve çeşitli kaynaklardan hastalıklarla ilgili araştırma yapmak gibi çözüm arayışına giriyorlar. Tüm bunlar bireyin yaşadığı endişeye geçici bir çözüm oluyor ancak yoğun kaygıyı ortadan kaldırmıyor. Sürekli hissedilen kaygı, bireyin aile ve sosyal ilişkilerinde bozulmalara, iş performansında ya da günlük işlerin yerine getirilmesinde zorlanmalara yol açıyor.

    İnternetten edinilen bilgilerle kendi kendine teşhis koymak bir bağımlılık haline gelebilir mi?

    İnternette çok fazla vakit geçiren ya da internet bağımlılığı tanısına uyan kişiler, bedensel yakınmalarına dair bilgileri internet üzerinden edinme yönünde fazlasıyla eğilimli olabiliyor. Günümüzde en kolay bilgi edinme aracı olduğu için kaygımızı gidermek adına yaşadıklarımız ya da hissettiklerimizin ne anlama geldiğini internetten öğrenmeye çalışıyoruz. Oysa ki edindiğimiz bilgilerin “kendimiz için” ne kadar doğru ya da yanlış olduğunu bilmemiz mümkün değil… Bu durum, yaşam kalitemizi bozabiliyor.

    Sağlık sorunlarını doktorla tartışma cesaretini bulmanın yolu nedir?

    Doktora gitme nedenimiz sağlık problemlerimizi dile getirmek olmasına rağmen bazen kendimizi ifade etmekte zorlanıyoruz. Doktor muayenesinden sonra fark ediyoruz ki söylemeyi unuttuğumuz başka şikayetlerimiz de var. Bu tür durumları yaşamamızın nedeni heyecan, hastalığımıza dair duyduğumuz kaygı ve korku gibi duygular olabiliyor. Unutmamak gerekiyor ki doğru tedavi planına ulaflmak rahatsızlığımızı doğru ifade etmekle bağlantılı… Rahatsızlığımıza dair kafamızdaki soru işaretlerini gidermek tedaviye aktif katılımı sağlıyor. Muayene esnasında aklınızdakileri ifade etmekte zorlanıyorsanız doktorunuzla görüşmeden önce kafanıza takılanları not etmek faydalı bir yöntem…

    Formsanté Dergisi

  • Burun estetiği ile birlikte yapılan operasyonlar

    Burun estetiği ile birlikte yapılan operasyonlar

    Burun estetiği operasyonu ile birlikte aynı seansta hangi operasyonlar yapılabilir

    Burun estetiği için bizlere başvuran hastaların, yalnızca %20 si sadece burun şeklinin bozukluğu şikayeti ile başvuruyorlar. Diğer %80 lik kısmı burnunun şeklinden rahatsız olmakla birlikte, burun tıkanıklığı, nefes alıp vermede zorluk, burun akıntısı, geniz akıntısı, horlama, sabah yorgunluğu, alerjik burun yakınmaları, burun kaynaklı baş ağrısı şikayetleriyle başvuruyorlar.

    Burun estetiği sonrası en önemli hedeflerimizden birisi burnun doğal, yüze uyumlu, güzel bir hal almasıdır elbette. Fakat aynı esnada başta burun tıkanıklığı olmak üzere diğer şikayetlerin de giderilmesi önemlidir.

    Estetik operasyon sırasında burun kıkırdağı yada kemik eğriliği varsa, bunun giderilmesi burun tıkanıklığını ortadan kaldıracaktır. Aynı şekilde büyümüş burun etlerinin küçültülmesi burundan rahat nefes alınmasına oldukça katkıda bulunacaktır.

    Daha çok çocuklarda gördüğümüz ama hiç azımsanmayacak ölçüde erişkinlerde de burun tıkanıklığının bir sebebi olarak karşımıza çıkan, geniz etinin varlığı estetik operasyon sırasında ortadan kaldırılabilir ve nefes almayı çok iyi hale getirebilir.

    Baş ağrısı, burun akıntısı ya da geniz akıntısı şikayetiyle gelen kişilerde, saptanan kronik sinüzit varlığında aynı anda burun estetiği ve sinüzit cerrahisi yapılabilir.

    Burunda şekil bozukluğu ile birlikte horlama şikayeti sıklıkla birliktelik gösteren bir durumdur. horlamanın en önemli sebeplerinden birisi de burun problemleridir ve aynı esnada bu sorun da giderilebilir.
    Unutulmamalıdır ki; burun estetiği yalnızca burnun şeklini güzelleştirmeyi hedeflemeyen, aynı anda burnun fonksiyonlarını da düzeltmeyi amaçlayan, burunla ilgili saptanan diğer problemlerin de aynı esnada ortadan kaldırıldığı bir operasyondur.

    Op.Dr.Muhammet DİLBER
    Nose Estetik “Estetik Burun Ameliyatları”
    www.noseestetik.com , www.muhammetdilber.com

    Op.Dr.Muhammet Dilber Facebook
    Op.Dr.Muhammet Dilber twitter

    İlgili yazılar ;

    – Burun şekli nefes almayı etkiler mi

  • Burundaki Hapşırma Hissi

    Burundaki Hapşırma Hissi

    Burundaki hapşırma hissi çoğu zaman başımızın belası olur ve sürekli hapşırmamıza neden olarak sık sık ciğer bölgesinde ağrı yaşamamıza neden olur.

    Burunda oluşan bu hapşırma hissi nasıl geçer hususunda sizlere elimizden geldiğince bilgi vermeye çalışacağız. Eğer hapşırmalarınız alerjik bir vakadan kaynaklanmıyorsa burnunuzda oluşan sümüğün kuruması nedeniyle hapşırma hissi oluşur. Bu durumdan kurtulmak için burnunuzu iyice sümkürüp temizleyin. Eğer temizlenme gerçekleşmiyorsa abdest alır gibi burnunuza su çekin. Bu burnunuzun temizlenmesini sağlayacaktır. Tüm bunları yapmanıza rağmen hapşırmanız halen geçmediyse mevsim geçişlerinden dolayı alerji yaşıyor olabilirsiniz. En kısa zaman içerisinde uzman bir doktora giderek muayene olmanızda fayda var. Hepinize sağlık kokan uzun bir yaşam dileriz.

    Hapşırma Refleksi Neden Önemlidir?

    izim için sıradan olan, vücudumuzdaki olağan tepkiler, aslında mucizevi bir sistemin parçasıdır. Ateşimizin yükselmesinden, bayılmaya, hapşırmaktan, bronzlaşmaya kadar her biri aslında bu son derece hassas mekanizmanın parçasıdır.

    Hapşırma, burun mukozasında bulunan ve rahatsızlık verebilecek herhangi bir maddenin dışarı atılması ihtiyacı nedeniyle meydana gelen bir reflekstir. Hapşırarak burundan şiddetli bir şekilde hava çıkarılmış olunur.

    Burun mukozasında rahatsızlık veren herhangi bir madde, bu siniri uyarınca beyne mesaj iletilmiş olur. Bunun karşılığında da, beyindeki refleks merkezleri tarafından hapşırma tetiklenir.

    Hapşırma esnasında yüz, göğüs ve karın kaslarının birçoğu kasılır. Bu kasılmalar, birbiriyle paralel bir sistem içinde gerçekleşir. Bu paralellik için gerekli program da, beyinde ve omurilikte yer alır. Bu nedenle de, hapşırma hissi başladığında, onu durdurmak çoğunlukla mümkün olmaz. Zaten meydana gelen basınç nedeniyle kılcal damarlarda zedelenmeye de yol açabileceği için, hapşırmanın tutulmaya çalışılması önerilmez.

    Hapşırmadan sorumlu olan sinirler, aynı zamanda gözün dış yüzeyindeki kornea ile de ilişkilidir. Bu nedenle, hapşırdığımızda genellikle gözler de yaşarır. Ve gözler açık tutulamaz.

    Burun solunum yollarımızın giriş kapısıdır. Buradan hava girişini engelleyen, rahatsızlık veren herhangi bir durumda bir koruma olarak hapşırma refleksi devreye girmektedir. Bu refleks ile tamamen istem dışı bir biçimde ani ve çok şiddetli nefes vermiş oluruz

    İlgili konular ;
    Hamilelikte Hapşırmak
    Çok sık hapşırma
    Burun ameliyatı sonrası hapşırma korkusu
    İdrar Kaçırmaya 15 Dakika’da Son