Etiket: boyun estetiği

  • Alloblast Nedir, Nasıl Yapılır? Sünnet Derisinden Estetik Yaptıranlar

    Alloblast Nedir, Nasıl Yapılır? Sünnet Derisinden Estetik Yaptıranlar

    Alloblast, sünnet derisinden elde edilen kök hücrelerle yapılan bir estetik tedavidir. Fibroblast hücrelerinin cilde enjekte edilmesiyle yaşlanma belirtileri azalır, cilt gençleşir. Tedavi, yüz, boyun, eller gibi birçok bölgede uygulanabilir. FDA onaylı ve güvenli bir işlemdir. Fibroblast hücreleri kolajen ve elastin üretimini teşvik ederek cildi sıkılaştırır. Alloblast uygulaması, yaşlanma etkilerini azaltma, kırışıklık tedavisi, cilt sıkılaştırma gibi birçok alanda kullanılır. Genellikle tek seans uygulanır, etkileri 3-5 yıl sürebilir. Uygulama sonrasında belirli bakım kurallarına dikkat edilmelidir. Alloblast ve Fibrocell arasındaki farklar, kullanım süresi ve etkileri üzerinde değerlendirilmelidir. Ünlü isimlerin sünnet derisinden estetik uygulama yaptırması, tartışmalara yol açmıştır. Fiyatlar, hastanın cilt durumu, uygulama merkezi gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Alloblast, gençleşme sürecini hızlandıran ancak kalıcılığı sınırlı bir estetik çözümdür. Estetik amaçlı kullanıldığında çeşitli alanlarda etkili sonuçlar verebilir.

    Sünnet, birçok kültürde dini ve geleneksel bir uygulama olup genellikle erkek çocuklar için belirli bir yaşta gerçekleştirilir. Günümüzde, sünnetin estetik bir boyut kazanmasıyla birlikte, Alloblast teknolojisi gibi yenilikçi yaklaşımlar sünnet derisinin estetik kullanımını mümkün kılıyor.

    Alloblast Nedir?

    Alloblast, cildin yaşlanmasını geciktiren etkili bir yöntemdir. Bu kök hücre tedavisi, genellikle yenidoğan sünnet derisinden elde edilen fibroblast hücrelerinin laboratuvar ortamında üretilip cilde uygulanması esasına dayanır.

    Alloblast uygulamaları yüz, boyun, dekolte, kol arkası, eller, bacak içi, dizler, saçlar gibi birçok bölgeye yapılabilir. Bu tedavinin etkileri hızlı bir şekilde ortaya çıkar ve zamanla daha da belirginleşir. Cilt, daha genç, dinamik, lekesiz ve sıkı bir görünüm kazanır.

    Yenidoğan sünnet derisinden elde edilen fibroblastlar, kolajen ve elastin üretimini teşvik ederek ciltteki sorunlu bölgeleri düzeltir. FDA onaylı bu işlem, yüz ve cilde güvenli bir şekilde uygulanır.

    Alloblast, estetik uygulamalarda kullanılan kök hücre tabanlı bir tedavidir. Sünnet derisi estetiği yaptıranlar için güvenilir ve etkili bir seçenektir.
    Alloblast, estetik uygulamalarda kullanılan kök hücre tabanlı bir tedavidir. Sünnet derisi estetiği yaptıranlar için güvenilir ve etkili bir seçenektir.

    Alloblast Kök Hücre Tedavisi Ne İşe Yarar?

    Fibroblast hücrelerinin azalmasıyla birlikte ciltte kırışıklık, sarkma ve gevşeme belirtileri ortaya çıkar. Alloblast tedavisi, fibroblast hücrelerini ciltteki sorunlu bölgelere uygulayarak kolajen ve elastin üretimini artırır. Bu sayede cilt sıkılaşır, gençleşir ve anti-aging etkiler gösterir. Ayrıca, kolajen, elastin ve hyalüronik asit içeriklerinin kaybını telafi eder.

    Alloblast Kök Hücre Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Laboratuvar ortamında üretilen fibroblast hücreleri, belirlenen standartlara uygun olarak kontrolden geçirilir ve hastanın hasarlı cilt bölgesine enjekte edilir. Hasta lokal anestezi uygulandıktan sonra, alloblast karışımı cilde enjekte edilir. Bu tedavi sırasında veya sonrasında herhangi bir komplikasyon veya yan etki görülmez.

    Alloblast Kök Hücre Tedavisi Etkileri Nelerdir?

    Bu tedavi yaşlanmayı önler ve cildi sıkılaştırır. Kırışıklık ve sarkmaları azaltarak genç bir görünüm sağlar. Derin çizgileri giderir ve akne, sivilce, yara izlerini düzeltir. Saç miktarını artırabilir. Cildi sıkılaştırarak parlak ve canlı bir görünüm elde edilmesini sağlar. Çöken cilt yapısını düzeltir ve deriyi toparlar.

    Hangi Hastalıklarda Kullanılır?

    Alloblast uygulaması, kullanım alanını genişleten bir tedavi yöntemidir ve çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde tercih edilmektedir. Bu alanlar şunlardır:

    1. Yaşlanma etkilerinin azaltılması
    2. Derideki kırışıklık, sarkma ve çizgilerin tedavisi
    3. Cildin sıkılaştırılması
    4. Cildin daha parlak ve aydınlık görünmesini içeren tedaviler
    5. Sivilce, akne ve yara izlerinin kapatılması
    6. Gevşeyen deriyi toparlama
    7. Yüz gençleştirme işlemleri

    Alloblast Uygulama Aşamaları Nelerdir?

    Bu tedavinin önemli bir avantajı, hastadan doku alınmasının gerekmemesidir. Hazır dokuların kullanılmasıyla gerçekleştirilen bu işlemde, laboratuvarda üretilen fibroblast hücreleri hastaya uygulanır. İşlem genel veya lokal anestezi gerektirmez, sadece işlem yapılacak bölgeye anestezik krem sürülür. Kanül iğneler yardımıyla cilde uygulama yapılır.

    Alloblast Kaç Seans Uygulanır?

    Doktorun önerisine göre yapılan Alloblast uygulaması genellikle tek seans olarak gerçekleşir. Tek seans sonrasında etkili sonuçlar elde etmek mümkündür. Ancak bu tedavinin etkisi kalıcı değildir ve 3-5 yıl kadar sürebilir. Bu süre sonunda uygulama yeniden yapılabilir. Yenileme süresi kişinin yaşam tarzına ve cilt bakımına bağlı olarak değişebilir.

    Alloblast Uygulama Sonrasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

    1. Uygulama bölgesinin su ile temasından kaçınılmalıdır ve bölge temiz tutulmalıdır.
    2. İşlem yapılan alana 24 saat boyunca basınç uygulanmamalıdır.
    3. Kozmetik ve makyaj ürünleri, işlem sonrası en az 3 gün boyunca kullanılmamalıdır.
    4. İlk üç ay içinde lazer ve benzeri uygulamalardan kaçınılmalıdır.
    5. Hyalüronik asit enjeksiyonları için en az 3-4 hafta beklenmelidir.
    6. Bir ay süreyle dolgu ve benzeri işlemler yapılmamalıdır.

    Alloblast ile Fibrocell Arasındaki Farklar?

    1. Alloblast ve Fibrocell arasındaki temel fark, Fibrocell uygulamasında fibroblastların kişinin kendi kulak arkasından alınan dokulardan elde edilmesidir. Allojenik fibroblastlar ise yenidoğan sünnet derisinden alınır.
    2. Allojenik fibroblast, cilde sağlıklı ve dinamik bir görünüm kazandırır. Bu hücrelerin sonuçları, Fibrocell işlemine göre daha hızlı görülür.
    3. Fibroblast hücreleri kullanımı alerji gibi yan etkilere neden olmaz ve güvenli bir tedavi yöntemidir.
    4. Fibrocell işlemi haftalık aralıklarla 4-5 seans gerektirirken, Alloblast işlemi genellikle tek seans olarak uygulanır.
    5. Allojenik fibroblast işleminin sonuçları daha hızlıdır, genellikle bir ay içinde ortaya çıkar.
    6. Her iki tedavi de sentetik katkı maddeleri içermez ve uzman hekimler tarafından gerçekleştirilir.

    Alloblast Kök Hücre Enjeksiyonu Etkisi Ne Zaman Görülür?

    Kök hücre tedavisindeki etkinin fark edilme süresi genellikle bir hafta sonra başlar. Hücrelerin kendini onarması ve çoğalması süreci her gün devam eder. Tam bir yenilenme ve istenilen görünüme ulaşmak için genellikle 5-6 haftalık bir süre gereklidir. Alloblast tedavisi, kişinin kendi hücreleri ile yapılan tedaviye kıyasla 4-5 kat daha etkili sonuçlar vermektedir.

    Alloblast Kök Hücre Tedavisinin Kalıcılığı Ne Kadar?

    İnsanlar yaşam sürelerini uzatmak için birçok yöntem denemiş ve tıpta birçok ilerleme kaydedilmiştir. Cilt genç ve güzel kalmak istendiğinde, estetik alanında yeni uygulamalar ortaya çıkmıştır. Bu uygulamalardan biri de Alloblast kök hücre tedavisidir.

    Doku mühendisliği ilerledikçe, laboratuvar ortamında insan kök hücreleri kullanılarak doku ve organlar üretilebilmektedir. Bu dokuların üretilmesi, ciltte doğal bir gençleşme sağlamaktadır. Doğallığının yanı sıra ameliyat gerektirmeyen bu işlemler sıklıkla tercih edilmektedir. Allojenik fibroblast hücrelerinin görev süresi genellikle 3-4 yıldır, ancak cilde iyi bakım yapıldığında bu süre birkaç yıl daha uzatılabilir. Süre dolduktan sonra aynı işlemi tekrarlamak herhangi bir sakınca oluşturmaz.

    Alloblast Kalıcı Bir Uygulama mıdır?

    Geliştirilen birçok tedavi yöntemine rağmen, yaşlanmayı durduran bir uygulama veya formül henüz bulunmamaktadır. Bu nedenle uzun süreli etki sağlayabilen tedavi yöntemleri ve uygulamalar geliştirilmektedir. Alloblast kök hücre tedavisi, kalıcılığı olmayan işlemler arasında yer almaktadır.

    Alloblast uygulamasının etkisi genellikle 3-5 yıl arasındadır. Bu süre, kişinin düzenli kontroller yapması ve cildine iyi bakması durumunda birkaç yıl daha uzatılabilir. Kolajen ve elastin üretimini sürdüren dokular, kalıcılığa katkıda bulunabilir. Ancak bu süreç tamamlandığında, kök hücre tedavisini tekrarlamak herhangi bir sorun oluşturmaz. Dolayısıyla, bu uygulamaların kalıcı bir çözüm olmadığı söylenebilir.

    Alloblast Kök Hücre Tedavisi Ne Zaman Etki Eder?

    Bu tedavinin hızlı bir etki göstermesi için belirli unsurlara dikkat etmek gereklidir. Bu unsurlar şunlardır:

    1. Alloblast işleminden sonraki 24 saat içinde cilde baskı uygulanmamalı ve sıvı ile temasdan kaçınılmalıdır. 24 saat sonra ılık bir duş almakta herhangi bir sakınca yoktur.
    2. Makyaj ve makyaj ürünleri, işlem sonrası ilk üç gün boyunca kullanılmamalıdır. Ayrıca, estetik uygulamalar yapılacaksa 3-4 hafta beklenmesi uygun olacaktır.

    Bu önlemlere uyulduğunda, tedavinin etkisi genellikle bir hafta içinde fark edilebilir. Allojenik fibroplast hücreleri, uygulama yapılan bölgeye yerleşir ve kolajen üretimine başlar. Kolajenin üretime geçmesiyle birlikte cilt yavaşça dirilik kazanmaya ve dinamikleşmeye başlar. Bu nedenle, enjeksiyondan sonraki 4-6 hafta içinde istenilen sonuçlara ulaşmak mümkündür.

    Bu kök hücre tedavisinin sonuçları genellikle birkaç ay içinde belirgin hale gelir. Diğer uygulamalara göre, özellikle Fibrocell gibi, Alloblast daha hızlı bir etki gösterir. Bu hızlı etkinin temel nedeni; tedavide kullanılan dokuların daha sağlıklı ve dinamik olmasıdır. Aynı zamanda, bu hücrelerin çevresel etkilere maruz kalmamış olması, doğallığını koruyarak istenilen sonuçların elde edilmesine katkıda bulunur.

    Alloblast Kök Hücre Tedavisi Hangi Alanlarda Kullanılır?

    Alloblast kök hücre tedavisi, birçok alanda kullanılmaktadır. Bu alanlar şunlardır:

    1. Kırışıklık ve deri yaşlanması
    2. Akne, sivilce ve yara izleri tedavisi
    3. Güneş hasarı ve foto yaşlanma
    4. Cilt sıkılaştırma ve gençleştirme
    5. Cilt hasarlarını giderme ve iyileştirme
    6. Geçmeyen deri ve doku kayıplarını giderme
    7. Ciltteki gevşeme ve sarkmaları yok etme
    8. Estetik amaçlı yüz ve cilt gençleştirme
    9. Saç köklerini canlandırma ve daha parlak saçlara ulaşma amacıyla

    Kırışıklık ve cilt lekeleri üzerinde oldukça büyük etkiye sahip olan bu uygulama, cerrahi operasyon gerektiren kırışıklık ve sarkmalar için tercih edilmemektedir. Bu işlem sayesinde sağlık hücre deposu olan derilerin doğru ve etkili bir şekilde kullanılması sağlanmaktadır.

    Yaşın ilerlemesiyle kolajen ve elastin üretiminin azalması, yüz ve ciltte kötü bir görünüme sebep olmaktadır. Özellikle yüz bölgesindeki derin çizgiler ve ciltteki sarkmalar, hem fiziksel hem de psikolojik olarak birçok soruna neden olmaktadır. Bu problemlerin düzeltilmesi için Alloblast uygulamalarına başvurulmaktadır.

    Alloblast Fiyatları 2024

    Bu uygulamanın fiyatlarını etkileyen bazı faktörler bulunmaktadır. En önemli faktörlerden biri hastanın cilt durumudur. Cilt durumu ve kullanılan malzemenin içeriğine göre fiyat aralığı belirlenir. Ayrıca, ciltteki soruna dair yapılan ön muayene sonrasında genel bir fiyat çıkarılır.

    Kök hücre tedavisinin fiyatlarını etkileyen bir diğer önemli faktör, işlemin gerçekleştirileceği merkezdir. Her merkezin sunduğu fiyat içeriği birbirinden farklı olabilir. Özellikle vücudun belirli bölgelerine yapılan bu işlemler için farklı fiyat aralıklarıyla karşılaşmak mümkündür. Ancak Alloblast kök hücre tedavisi hakkında genel bir bilgi alabilmek için uygulama yapılacak olan sağlık merkezi veya klinikte ön muayene olunmalıdır. Ön muayeneden sonra tedavi fiyatı ile ilgili bilgi verilecektir.

    Sünnet Derisinden Estetik Yaptıranlar

    Seda Sayan

    Seda Sayan Sünnet Derisi Estetiği
    Seda Sayan Sünnet Derisi Estetiği

    Seda Sayan, genç görünmek adına bir kez daha estetik operasyon geçirdi. Yüzüne ve göğüs dekoltesine sünnet derisinden sıvı enjekte ettirdiği iddia edildi. Magazin programında, “Ünlüler arasında sünnet derisi enjeksiyonu denilen yeni bir moda var, 50 bin TL’den başlıyormuş. Birkaç seans sürüyormuş. Küçük bebeklerin sünnet derisi alınıyor, laboratuvarda özel işlemlerden geçiriliyor” şeklinde konuşulmuştu. Seda Sayan, bu iddialara hızlı bir yanıt verdi.

    Seda Sayan, gençleşme işlemiyle ilgili olarak, “Ne çıkarsa takip ediyorum. Biz göz önünde insanlarız. Bunu güzelce anlatmak lazım. Bu öyle sanıldığı gibi bir şey değil. Yeni doğan çocuklar hastanede sünnet ettirildiğinde o deriler laboratuvarda çoğaltılıyor. Bu Sağlık Bakanlığı’na başvurulup alınan bir şey” dedi. Ayrıca, işlemi yapan doktorla arkadaş olduklarını ve bu işlemi birkaç yıldır yaptırdığını belirtti. İşin para yönüyle ilgili bilgi sahibi olmadığını söyleyen Sayan, işlemin kendisine acı verip vermediği konusunda ise “Ben pek canı yanan bir kadın değilim. Bu kızarık, kabarık görünen yerler bir saate kalmadan düzeliyor. Ama iki gün boyunca asla kimyasal ürünler, makyaj falan kullanmayacaksınız. Tertemiz olacak işlemi yaptırdığınız bölge. Çünkü canlı hücre enjekte ediliyor” ifadelerini kullandı.

    Seren Serengil

    Seren Serengil sünnet derisi estetiği
    Seren Serengil sünnet derisi estetiği

    Seren Serengil, genç kalmak için sünnet derisi enjeksiyonları gibi radikal estetik yöntemlere başvurarak sosyal medyanın dikkatini çekti. Bu yöntemle ilgili sosyal medya kullanıcıları, bebeklerin sünnet derilerinin kullanılmasının etik olup olmadığını sorguluyor. Serengil’in sağlık sorunlarına rağmen estetik ameliyatlarını sürdürmesi ve sünnet derisi enjeksiyonuyla gençleşme çabası, eleştirilere neden oldu. Estetik ameliyatların dozunu aşan Serengil’in yeni tercihi, kamuoyunda tartışma yaratmış durumda.

    Selen Görgüzel

    Selen Görgüzel
    Selen Görgüzel Sünnet Derisinden Estetik

    Sabah Gazetesi’nden Bülent Cankurt’un haberine göre; oyuncu ve şarkıcı Selen Görgüzel, birkaç ay önce yüzüne, yeni doğan bebeklerin sünnet derisinden elde edilen kök hücreyle estetik yaptırdığını açıklamıştı.

    Sünnet derisinden elde edilen kök hücreyi cildi için kullanan isimlere bir yenisi daha eklendi.

    Mart ayında 23 yıllık eşi Metin Şen’den boşanan, Aslı Gümüşel, sünnet derisinden alınan kök hücre ile boynuna ve göğüs dekoltesine uygulama yaptırdı.

    Sık sık estetik doktorunun kapısını çalan Aslı Gümüşel, bir süre önce de 400 bin lira ödeyip karnını gerdirmişti. Hatta Aslı Hanım’ın cildi çok hassas olduğu için, uygulamanın ardından özellikle dekolte bölgesinde belirgin izler oluşmuş. Ancak 3-4 güne geçmesini bekliyormuş.

    “Bu haber, Sabah Gazetesi’nde Bülent Cankurt tarafından yapılan bir habere dayanmaktadır.”

    Aslı Gümüşel

    Aslı Gümüşel sünnet derisi estetiği yaptırdı.
    Aslı Gümüşel sünnet derisi estetiği yaptırdı.

    Sosyetik kişilik Aslı Gümüşel, Günaydın yazarı Bülent Cankurt’un haberine göre sünnet derisinden alınan kök hücre ile boynuna ve göğüs dekoltesine estetik uygulattı. 45 yaşındaki Gümüşel’in cildi hassas olduğu için işlem sonrasında dekolte bölgesinde belirgin izler oluştu. İzlerin 3-4 gün içinde geçmesi bekleniyor.

    Sonuç olarak, Alloblast teknolojisi sünnet derisinden estetik bir çözüm sunarak, geleneksel sünnet uygulamalarını modern biyomühendislikle buluşturuyor. Bu yenilikçi yaklaşım, estetik beklentileri karşılayarak uzun vadeli memnuniyet sağlayabilir. Ancak, bu tür bir cerrahi müdahale öncesinde uzman bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir.

    Forum: Kök hücre ile 10 yaş gençleşme Tıklayın!

  • Kuğu Zarafeti İçin Boyun Güzelleştirme Yöntemleri

    Kuğu Zarafeti İçin Boyun Güzelleştirme Yöntemleri

    Boyun zarafeti için sizlere boyun güzelleştirme yöntemleri paylaşacağız… Zamana bağlı olarak boyun ve gıdık bölgesinde oluşan sarkıklar, kırışıklar, daha yaşlı görünmeye neden olabilir. Hızlı kilo alıp verme ve boyun egzersizleri yapmamak, yaş, kilo ve genetik faktörlere bağlı olarak pek çok nedenden ötürü, boyun çevresi fazla kalın olabilir.

    Boyun Güzelleştirme Yöntemleri

    Boynu inceltmek için egzersiz yapmak, daha zarif bir görünüme kavuşmanızı sağlar. Fakat cildin sarkmaması ve lifting etkisi oluşması için doğal yöntemlerle kürler uygulamak gereklidir.

    Kuğu Zarafeti İçin Boyun Güzelleştirme Yöntemleri | 1

    Sarkık Çene ve Gıdı Uygulamaları

    Toksinlerin salınmasını sağlamak, değerli mineral ve vitaminleri almak, sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek, sarkan çene kaslarının yeniden toparlanmasını ve daha genç görünmesini sağlar.

    Sıvıların tutulmasını önlemek için naturel meyve suları tüketmek, oldukça etkili bir yöntemdir. Her öğün yemeğinden önce 1 bardak taze meyve suyu içmek, kasların form kazanmasına, cildin güzelleşmesine, fazla yağların yakılmasına olanak sunar. Antidot olarak bedeninizin elastikiyet kazanmasına olanak sunar. Özellikle kavun ve nane suyu içmek, çene sarkıklıklarının giderilmesine, boyun kalınlığı sorununun çözülmesine olanak sunar.

    Boyun Zarifliği İçin E Vitamini

    Cildi güzelleştiren E vitamini hem E vitamini kapsülü olarak alınıp cilde uygulanabilir hem de E vitamini bakımından zengin besinlerle doğal olarak alınır. Yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunan E vitamini tüketmek, boyun yağlarının azalması ve boynun incelmesine olanak sunar.

    Kahverengi pirinç, buğday ve yağı, soya, fındık ve elma E vitaminini doğrudan veren besinlerdir.

    İlgili Konular;

    Boyun kırışıklığından kurtulmanın 10 yolu Tıklayın !

    Yoga ile Yüz Zayıflatma Egzersizleri Tıklayın !

    Boyun Kırışıklıkları İçin Maske Tarifleri Tıklayın !

    Kolları İncelten ve Sıkılaştıran Egzersizler Tıklayın !

  • Estetikte bu yanlışlara dikkat

    Estetikte bu yanlışlara dikkat

    Güzel görünmek, hem kadın hem de erkekler için vazgeçilmez bir arzudur. Kulaktan dolma bilgilerle yaptırılan estetik operasyonlar, istenmeyen sonuçlara yol açabilir. İmep Estetik’ten Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İlker Manavbaşı, burun estetiği, meme protezi, göz kapağı ameliyatı, liposuctionla yağ aldırma ve botoksla gençleşme gibi
    estetik operasyonlar konusunda doğru bilinen yanlışları açıklıyor.

    Plastik cerrahi uygulamalarına yepyeni bir teknik kazandıran Op. Dr. İlker Manavbaşı, kendi buluşu olan “Klipsleme Tekniği” ile kısa zamanda dikkatleri üzerine çekti. Son 6 yıldır da, düzeltilmesi imkansız olarak kabul edilen eğri burunlarda son derece başarılı sonuçlar elde ediyor. Manavbaşı’nın, bu vakaların sonuçlarını içeren İngilizce yayını ise, dünyanın en saygın dergilerinden Journal of Plastic Reconstructive and Aesthetic Surgery isimli dergide yayınlandı. Op. Dr. İlker Manavbaşı, aynı zamanda dünya çapında 99 üyesi bulunan The Rhinoplasty Society Derneği’nin de en genç üyesidir. 10 yılı aşkın deneyimiyle kendi uygulamalarından çıkardığı sonuçların derlendiği doğru bilinen yanlışlar ise şöyle;

    Estetik Operasyonlarda Doğru Bilinen Yanlışlar Nelerdir?

    YANLIŞ: Gözkapağı ameliyatları hastanın görme yetisinde sorun yaratabilir.
    DOĞRU: Yaşlanmanın etkisiyle göz kapağı düşebileceği gibi bazı kişilerde göz kapağı kalıtımsal olarak da düşük olabilir. Bu durum kimi zaman kişinin görmesine zarar verebilecek boyutlara varabilir. Her yaş grubundan hastaya bu şikâyetler için operasyon yapılır. Gözkapağı ameliyatları, göze zarar vermenin aksine birçok hastada görülen ileri yaşa bağlı göz kapağı kaynaklı görme zorluğunun önlenmesi açısından çok faydalıdır.

    YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra burunda ağrı ve acı oluşur. Ameliyat sonrası gözlük takılmaz.
    DOĞRU: Estetik burun ameliyatından sonra hasta burnunda ağrı hissetmez. Burun ağrısı ya da acısı olmaz. Hasta, kemiklere müdahale yapılmasının ağrıya yol açacağını sanarak, kemik kırılmadan ameliyat yapılmasını ister. Bilinenin aksine, ameliyat sırasında burun kemikleri kırılmaz, özel aletler ile kesilir ve bu işlem ağrı oluşturmaz. Estetik burun ameliyatından 1 hafta sonra yani alçı çıktıktan sonra gözlük takmaya başlanmasında hiçbir sakınca yoktur.

    YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra burun düşebilir.
    DOĞRU: Son yıllarda burnu oluşturan her yapıyı ayrı ayrı ele alan çeşitli ameliyat teknikleri gelişti. Bu teknikler uygulandığında hiçbir hastada burun düşmesi problemi yaşanmaz. Ancak burun ucu hareketli bir yapı olduğundan, burun ameliyatı sırasında doğru teknikler uygulanmazsa, zamanla yerçekiminin etkisiyle aşağı doğru düşebilir. Estetik olarak hoş bir görüntü oluşturmayıp, nefes alma problemlerine yol açabilir.

    YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra tamponlar acı vermez ama nefes alma sorunu yaşanabilir.
    DOĞRU: Tampon, burun drenajina izin vermeyip, çıkarılırken hastaya acı verir. Bu nedenle son yıllarda burun ameliyatlarında silikon splint tercih edilmektedir. Silikon splint, tampona nazaran nefes almaya izin verir ve çıkarılırken de hastaya acı vermez. Silikon splintler, rahatça burun kanamasına yol açmadan çıkartılırlar. Ameliyattan sonra ilk hafta silikonlar nefes almaya kısmen de olsa izin verirler. Silikonlar alındıktan sonra ise hiç bir sorun kalmaz, normal nefes almaya devam edilir. Ayrıca, ameliyata bağlı nefes alma sorunu bir yana, hastalar ameliyatlardan sonra burundan daha iyi nefes almaktadır.

    YANLIŞ: Rahat bir nefes için burun içi, estetik görünüm için burnun dışı ameliyatı yapılır. Genç yaşta burun ameliyatı yaptırılmaz.
    DOĞRU: Uzun yıllardan bu yana devam eden uygulamalar sonrası hastalarda bazı yanlış kanılar yerleşti. Bunlardan biri de nefes almak için burnun içinin, estetik olarak güzelleşmek amaçlandığında ise burnun dışının ameliyat edilmesi gerektiğidir. Artık günümüz modern burun ameliyatları çağında, bu yaklaşım terk edildi. Hem burun içi hem de burnun dış çeperi nefes almada aynı oranda etkili oluyor. Estetik amaçlı burun ameliyatları; kızlarda 17, erkeklerde ise 18 yaşından itibaren yapılır. Eğer temel şikâyet burundan nefes almakta güçlük ve ciddi burun eğriliği ise, çok daha erken yaşlarda dahi bu ameliyatlar yaptırılabilir.

    YANLIŞ: Erkeklerde estetik burun ameliyatı doğal durmaz.
    DOĞRU: Erkeklerin estetik burun ameliyatlarına yaklaşımı her zaman kadınlardan farklı olmaktadır. Ameliyat olduğu kısmen belli de olsa bir bayan bunu sorun etmez iken, bir erkek için bu durum ciddi bir stres kaynağı olabilir. Erkek ideal burun yapısı kadın ideal burun yapısından farklıdır. Bu kurallara uyan burun şekli bilgisayarda hasta ile beraber tespit edildikten sonra, bire bir ameliyat sırasında uygulanmaktadır. İkinci aşamada ise, sonuç konusunda ikna olan hastalar ameliyat ve sonrası ağrı ile ilgili yersiz korkularını yenerler. Günümüzde genel anestezi son derece güvenli bir yöntemdir. Hasta da ek bir sağlık problemi yok ise rutin testler uygulanarak ameliyata hazırlanır. Ağrı konusu ise yanlış bilinen bir diğer mevzudur. Burun ameliyatı sonrasında hastalar ağrı hissetmezler.

    YANLIŞ: Estetik operasyonlar için yaz ayları uygun değildir.
    DOĞRU: Yazın sadece yüz derisinin soyulduğu ameliyatlar yapılmaz, bunun dışında her türlü estetik ameliyatlar yapılabilir. Diğer mevsimlerden farklı olarak hasta ameliyat sahasını, yani dikiş atılan bölgeyi güneşten korumalıdır. Bunun için yüksek koruma faktörlü güneş kremleri, şapka ve şemsiye kullanılabilir.

    YANLIŞ: Burun ameliyatı sonrası denize girmek risklidir.
    DOĞRU: Burun estetik operasyonlarında bir diğer kaygı da iyileşme sürecidir. Geliştirilen yeni ameliyat teknikleri ile kişi hiçbir morarma yaşamadan kısa sürede istediği burna sahip olduğu gibi olası morlukların iyileşme süresi de çoğunlukla 1 haftayı geçmez. İyileşme sürecinde deniz suyu spreyleri ilaç olarak, burnun daha kolay iyileşmesi için kullanılır. Bu sebeple özellikle estetik burun ameliyatından 10 gün sonra hastalara denize girmeleri önerilir. Deniz suyu ödem çözücü etkisi sayesinde sprey kullanmadan, doğal yollarla iyileşmeye katkı sağlar, iyileşme süresi kısalır.

    YANLIŞ: Meme protezi ya da meme küçültme operasyonu sonrası kanser riski görülebilir.
    DOĞRU: Bugüne kadar meme büyütme amacıyla kullanılan meme protezlerinin, meme kanseri dahil hiçbir hastalık riskini artırdığına dair herhangi bir bilimsel veri bulunmamaktadır. 21.yüzyıl tıbbının vardığı kanı şudur ki silikon ve titanyum vücut dokularına en iyi uyum sağlayan materyallerdir. Titanyum sert dokuları desteklemek amaçlı kullanırken, yumuşak dokuları büyütmek için silikon kullanılmaktadır. Meme büyütme amaçlı yerleştirilen silikonlar 50 yıldır kullanılmaktadır ve henüz sağlığa zararlı bir etkisi saptanmamıştır. Herhangi bir kanser tipiyle bağlantısı olduğu yönünde bir bulgu da bulunmamaktadır.

    Bu noktada meme protezlerinin kullanımı ile ilgili tek konu protezli memelerin mamografi ile değerlendirilmelerinin oluşturabileceği güçlüktür. Son yıllarda protezlerin daha çok kas altına yerleştirilmesi diğer bir ifadeyle protezle meme dokusunun fiziksel temasının azaltılması mamografi değerlendirmesindeki bu güçlüğü azaltmıştır. Aynı zamanda kişinin dikkatini memeye yönelteceği ve rutin meme muayenelerini aksatmadan yapacağı için olası meme kanseri gelişmesi durumunda daha erken tanı konulmasını sağlar. Ortalama her 10 kadından 1 tanesinin meme kanserine yakalandığı düşünülürse erken tanı en önemli konuyu oluşturmaktadır. Bu da kansere tedavi edilebilir devrede tanı konmasını sağlar. Meme küçültme ameliyatı sayesinde, direk meme dokusu azaltıldığından, kanser geliştirebilecek hücre azaltılmış olmaktadır. Tüm bunlar sayesinde diyebiliriz ki, meme ameliyatlarının meme kanserini önlemede ve erken teşhis konusunda olumlu etkileri vardır.

    YANLIŞ: Protez ve meme küçültme operasyonu sonrası kadınlar bebeklerini emziremez.
    DOĞRU: Protezin meme dokusuyla herhangi bir teması yoktur. Protez memenin arkasına ya da meme kasının arkasına yerleştirilir. Böylece emzirme konusunda hastalar hiç bir sorun yaşamaz. Meme küçültülmesi sonrası kalan meme dokusunun meme başıyla olan bağlantısı ameliyat sırasında kesilmediğinden, memenin süt verme fonksiyonu etkilenmez.

    YANLIŞ: Meme büyütme ameliyatında kullanılan protezin belli bir zaman sonra değişmesi gerekir.
    DOĞRU: Protezlerin belli bir zaman sonra değişmesi gerekmez. Çok nadir olarak ilk bir sene içinde silikonun etrafındaki zar kalınlaşıp, kapsül denilen sert yapıyı oluşturabilir. Böyle bir durumda hastaya ağrı hissi verme ihtimaline karşı silikon çıkarılır. Hemen yenisiyle değiştirilebilineceği gibi vücut dinlendirilip, bir süre sonra yeni bir protez de konabilir.

    YANLIŞ: Meme protezi ameliyatından sonra göğüsler sarkmaz.
    DOĞRU: Fazla kilo alınırsa veya vücuda oranla çok büyük protez kullanılmışsa göğüste sarkma olabilir.

    YANLIŞ: Şeker hastaları Liposuction yaptıramaz.
    DOĞRU: Halk arasında bilinenin aksine şeker hastaları liposuction yaptıramaz grubunda değildir. Hatta bu ameliyatlardan en çok faydalanacak gruptadır. Özellikle şeker hastalarında tablo iyiye giderken, liposuction kiloya bağlı tansiyon hastalarına da faydalı olur. Tip 2 diyabet hastalarında vücuttaki yağ oranını azaltmak, hastaya sistemik hastalıklar geliştirmemesi için yardımcı olarak olumlu etkiler yapar. Amerika’da şeker hastalığı için uygulanan tedavilerden biri de liposuction’dır. Ayrıca liposuction’ın psikolojik faydaları da vardır. Pek çok hastada mevcut olan minör depresyon düzelir. Hasta hayatla ve kendiyle daha barışık, daha mutlu ve verimli bireyler haline dönüşür. Liposuction bu yönleriyle sadece estetik için değil, sağlık için de faydalı olabilen bir yöntemdir.

    YANLIŞ: Liposuction ile zayıflamak sağlıklı değildir.
    DOĞRU: Genetik özellikler nedeniyle vücudun belirli bölgelerinde biriken ve asimetriye neden olan fazla yağlardan liposuction ile kurtulmak mümkündür. Bel bölgesine ya da kalçaya oturmuş, verilmesi zor yağlardan kurtulmak için liposuction yaptırmak hastanın sağlığına olumlu katkı yapacağı için faydalı bir uygulamadır.

    YANLIŞ: Uzun süreli botoks uygulaması zararlıdır. Botoks uygulanan bölge eskisinden daha kötü görünür.
    DOĞRU: Estetik operasyon yaptıran hastalar, ameliyat, botoks ya da yağ dolgusu gibi uygulamaların öncesindeki görüntülerini unutma eğilimindedir. O nedenle botoks etkisi son bulduğunda kişi işlem öncesi halini unuttuğu için botoksun o bölgeyi daha kötü yaptığını düşünür. Bu hastalarda sıkça rastlanan bir durumdur. Bu sebeple uygulanacak bütün işlemler öncesi ve sonrası fotoğraflar çekilip, her hasta için arşiv çalışması yapılır.

    YANLIŞ: Yağ dolgusu operasyonlarında hastalık kapma riski vardır.
    DOĞRU: Yağ transferi; kişinin vücudunun herhangi bir yerinden alınan yağın, vücudunun başka bir yerine enjekte edilmesi işlemidir. Her hastaya kendi yağı enjekte edildiğinden hastalık kapma riski de yoktur.

    YANLIŞ: Sezaryen doğum ile karın germe operasyonu birlikte yapılabilir.
    DOĞRU: Bu iki operasyonun aynı anda yapılması uygun değildir. Karın bölgesinin kendini toparlaması ve son halini alması için bir süre beklemek gerekir. Bu nedenle sezaryen doğum ile aynı anda karın germe işlemi asla önerilmez ve en az 6 ay beklenmesinde fayda vardır.

    YANLIŞ: Kepçe kulak operasyonları sadece yetişkinlere yapılır.
    DOĞRU: Kepçe kulak sorunu birçok çocukta psikolojik ve ruhsal sorunlara neden olur. Bununla beraber sosyal hayattaki yansımaları çocukları olumsuz etkiler. Kepçe kulak ameliyatları 5-6 yaşından itibaren yapılabilir.