Etiket: boyun

  • Bel ağrısına neden olan nedenler

    Bel ağrısına neden olan nedenler

    Bel ağrısına neden olan nedenler… Bel ağrısı nedenleri bel ağrısı neden olur? Sırt ağrısı bel ağrısı nasıl geçer?

    STRESLİ GÜNLER GEÇİRMEK
    Eğer stresli bir gün geçiriyorsanız boyun, omuz ve bel kaslarınız da geriliyor. Bu stres durumu devamlı bir hale gelirse beliniz de bundan etkilenecektir.

    EGZERSİZ YAPMAMAK
    Vücudumuzu ayakta tutan şey sandığınız gibi sadece kemikler değildir aynı zamanda kaslardır. Bu yüzden kaslarınızı güçlendirmek sizi birçok kazadan, özellikle de yaşlılığınızda düşme sonucu yaşanacak sakatlıklardan koruyacaktır. Sırt ve bel kaslarınızı güçlendirirseniz var olan ağrılarınız azalmakla beraber, gelecekte oluşması muhtemel bel ağrınızı da engelleyebilirsiniz.

    ÇOK FAZLA ABUR CUBUR YEMEK
    Aşırı yağlı yiyecekler, katı maddeli besinler tüketmek bel çevrenizi güzelce genişletir. Bel fıtığı hastalarına da en sık verilen tavsiyelerden biri kilo vermeleridir. Kilo verdikçe belinize binen yük azalır.

    ESKİ BİR KANEPEDE UYUMAK
    Kanepelerin ömrü 8 ile 10 yıl arasıdır. Eğer daha eski bir kanepede uyuyorsanız belinizin ağrımaması mucize gibi bir şey. Çok sert ya da çok yumuşak olmayan ve vücudun kıvrımlarına uyum sağlayan, yatak ve kanepeleri deneyin.

    AĞIR ÇANTA TAŞIMAK
    Kaplumbağa misali evini sırtında taşıyanlardansanız bu sırtınız için pek iyi olmayacak. Özellikle de ağırlığın tek kola yüklenmesi omurganızın da dengesi bozulur. Çantanızın ağırlığı hiçbir zaman vücut ağırlığınızın yüzde 10’undan fazla olmamalıdır.

    APARTMAN TOPUKLAR
    Stilettolar, yüksek topuklu ayakkabılar kuşkusuz şık duruyor ama gereğinden fazla giyerseniz sonsuza kadar bu ayakkabılara veda etmek zorunda kalabilirsiniz. Çünkü tahmin edebileceğiniz gibi beliniz için de zararlı ayakkabılar. Ayrıca yazın vazgeçilmezleri olan sandaletler de dümdüz ve desteksiz bir tabana sahipse yine aynı ölçüde zararlı.

    KİN TUTMAK
    Yapılan bir araştırmaya göre “affetmeyi” becerebilen, uzun süre kin tutmayan, öfkesini yatıştırabilen insanlar her açıdan daha sağlıklı. Ancak öfke ve gerilim sizinle beraber kaslarınızı da geriyor. Bu da belinize yansıyor.

    BÜTÜN GÜN OTURMAK
    Günümüzün en büyük sorunlarından biri hareketsizlik. Japonya’da işçilerin tuvalete gitme süresi bile sınırlandırılırken yerinizden kalkabildiğiniz bir işiniz varsa belki de milyonlarca insandan daha şanslısınız. Çünkü obezite, diyabet gibi hastalık risklerinin pençesinden sıyrılmak bir yana ayrıca omurga ağrılarından kurtulabilirsiniz. Çünkü oturmak sanıldığının aksine sizi dinlendirmiyor daha çok belinize yük bindiriyor. Hele ki doğru pozisyonda, belinizi destekleyen, dik bir konumda oturmuyorsanız bel ağrısı sizin için kaçınılmaz.

    Sırt ve Bel Ağrısı Nasıl Geçer? Tıklayın !

    Bel Ağrısı ve Cinsel Yaşam için Tıklayın !

    Sırt Ağrısına İyi Gelen Bitkiler için Tıklayın !

  • Manipülasyon tedavisi ile fıtıklardan kurtulun

    Manipülasyon tedavisi ile fıtıklardan kurtulun

    Grafik tasarımcısı olarak sürekli masabaşında iş gören Fatih Ceylan, boynu ve belinde oluşan fıtıklardan manipülasyon tedavisi sayesinde kurtuldu.

    Uzun süre fizik tedavi görmesine rağmen boynunda ve belinde oluşan fıtıklarından kurtulamayan Fatih Ceylan, manipülasyonla hayatın tadına vardı. Baş dönmesi ile başladığı ağrılarının giderek arttığını ifade eden Ceylan, “Baş dönmesinden sonra yürümemde ve tansiyonumda dengesizlikler başladı. Gitmediğim doktor hastane kalmadı. Fizik tedavi ve elektrot uygulamaları yapıldı. Ama hiç bir faydasını görmedim. Son olarak ameliyat dediler.

    Ameliyattan korktuğum için araştırmalarım sonucun da Ali Şahabettinoğlu’nu buldum. Şuanda 10 sean uygulandı. Hayatımdaki değişikliği fark ettim. İstediğim gibi hareket ediyorum. Nefes aldığımı fark ettim. Çok büyük sıkıntılar yaşadıktan sonra bu şekilde hayatımı sürdürmek aklımın ucunda dahi geçmiyordu. Buraya geldiğim için mutluyum. Teknoloji ile iç içe yaşıyoruz. Bilgisayar ve cep telefonlarına bakarken boynumuz hep aşağı doğru kalıyor. Bu yüzden herkesin bu hastalığa yakalanma durumu var. Ameliyat olacak olanlara ameliyat öncesinde manuel terapiyi tavsiye ediyorum” dedi.

    Ceylan’ın boyun ve bel ağrılarından dolayı hareket etmekte güçlük çektiğini ifade eden Uzman Doktor Şahabettinoğlu, “Çeşitli tedavilere rağmen bu şikayetlerden bir türlü kurtulmamıştı. Yaptığımız muayene ve MR tetiklerinden sonra boynunda düzleşme ve fıtık olduğunu tespit ettik. Haftada iki seansla toplamda on seans uyguladığımız manipülasyon tedavisi sonucunda ağrılarından tümüyle kurtuldu. Tedavi sonucunda hastamızın boyun ve bel şikayetlerinin hepsi geçmiş durumda” diye konuştu.

    KÜÇÜK EGZERSİZLERLE FITIKTAN KURTULUN
    Boyun düzleşmesinin özellikle bilgisayar keşfedildikten sonra ortaya çıktığını belirten Şahabettinoğlu, “Daha önceleri sadece uzun süreli aşağı bakılan mesleklerde, yani seramik sanatçılarında, müzik aletlerini uzun süre çalanlarda ve uzun müddet yazı yazanlarda oluyordu. Ama artık boyun düzleşmesi uzun süre bilgisayara bakan veya telefonu ile uzun süre meşgul olan kişilerde de ortaya çıkmaya başladı. Bundan kurtulmanın küçük ama etkili yolları var. Uzun süre masabaşında iş yapanların 30 dakikada bir arkaya yaslanarak 5 dakika dinlenmesi gerekiyor. Ayrıca kültür fizik hareketlerinden aşağı yukarı sağa sola boyunlarını hareket ettirerek fıtık olmanın önüne geçilebilir” dedi.

    BAŞARI ORANI YÜZDE 98
    Manipülasyonun etkili bir tedavi yöntemi olduğunu kaydeden Uzman Doktor Şahabettinoğlu, belden bacağa yayılan ağrının bel fıtığına, boyundan kola, ele vuran ağrının ise boyun fıtığına sebebiyet verebileceğini belirtti. Gülener gibi 12 fıtığı olan birine ilk defa rastladığını ifade eden Şahabettinoğlu,

    “İyi bir muayene ve MR tetkikleri neticesinde tedaviyi uygulamaya başladık. 6 seans sonunda ise bütün fıtıklarından kurtuldu. Manipülasyon tedavisi ellerle rahatsızlığın olduğu bölgeye birtakım germe ve bastırma tedavisi uygulanarak yapılıyor. Türkiye’de az sayıda uzman doktor bu tedaviyi uyguluyor. Bunlar hastanın ve hastalığın durumuna göre seanslara bölünüyor. Bel ve boyun fıtığında tedavinin başarı oranı yüzde 98’dir. Bu tedavide ilaç kullanılmadığı için hiçbir yan etkisi de yoktur” diye konuştu.

  • Genç görünmek elinizde…

    Genç görünmek elinizde…

    Bu küçük ayrıntılara dikkat ederek zamanı geri almak sizin elinizde. Hem de evde uygulayabileceğiniz yöntemlerle…

    1.. DUDAKLAR

    Ağız ve dudak bölgesi, yüzde yaşlanma etkilerini en fazla belli eden yerler arasında yer alıyor. Dudaklar ise gülümsememizi şekillendiriyor. Dolayısıyla, tatlı bir gülümsemenizin olması yüzümüzü genç ve canlı göstermenin anahtarı. Bizi daha genç gösteren dudaklara sahip olabilmek için, parlak ve sıcak renkleri tercih etmeliyiz. Çok koyu herhangi bir renk, dudaklar için ölümcül olabilir. Pastel renkler ise dudaktan aydınlatır, daha dolgun ve genç gösterir.Tüyo: Ballı bakım

    Parmağınıza bir miktar bal alarak dudaklarınıza sürüp 10 dakika bekleyin. Dudaklarınızın kısa sürede yumuşak ve pürüzsüz olduğunu göreceksiniz. Ayrıca, dudaklarınızın çevresini belirginleştirmeniz de genç görünmenizi sağlayan diğer bir etken. Bir kulak çubuğu yardımıyla şeffaf renkteki pudrayı dudak kenarlarına sürün. Daha sonra rujunuzu sürün. Gün boyunca dudak kenarlarınızdaki çizginin bozulmadığını fark edeceksiniz.

    2. SAÇLAR

    Her zaman, kısa saçın insanı genç gösterdiğine inanılır. Oysa ki, yapılan araştırmalarda uzun ve dalgalı ya da dümdüz omuzlara inen saçları olan kadınların yaşlarının daha küçük tahmin edildiği ortaya konmuş. Saçlarınızın parlak ve canlı bir görünümünün olması da yüzümüzü daha genç gösteren etkenler arasında. Bunun için ise saçımızın yapısına ve gereksinmelerine uygun olan şampuanı seçmek başta geliyor. Ancak, seçim kadar uygulama yöntemi de çok önemli.Tüyo: Fırçalayarak parlatın

    Şampuanı uygulamaya başlamadan önce, saçınızı mutlaka fırçalayın. Böylece saçınız birikmiş olan tozlardan arınacak ve şampuanın etkisi artacaktır. Şampuanlama sırasında, parmak uçlarınızla saç derinize hafif masajlar yaparak kan dolaşımını hızlandırın. Saçınız şampuanlıyken, seyrek dişli bir tarakla tarayın. Ardından, ılık suyla bolca durulayın. Saçınıza her zaman besleyici ürünler kullanmayı ihmal etmeyin.

    3. TIRNAKLAR VE ELLER

    Ellerimiz kışın soğuğun, yazın da sıcağın etkisiyle bir hayli yıpranıyor. Bunun önüne geçebilmek için, ellerimizi suyla her temasından sonra nemlendirmek, ellerimizin yaşlanmasını geciktirici bir etki yaratıyor. Ayrıca nemlendiricileri kullanırken el masajıyla ellerimizin kan dolaşımını harekete geçirmiş oluyoruz. Kan dolaşımı hızlanınca ellerimiz yaşlanma etkilerine karşı savaş açacak ve daha diri görünüyor. Ayrıca tırnaklarımız da daha genç görünmeniz için son derece önemli. Tırnaklarınıza kendi renginde oje sürmek yerine, pembe ya da kırmızı gibi yaşınızı daha genç gösterecek renkleri tercih edebilirsiniz.Tüyo: Her yere bir krem bırak

    Gün içerisinde elinize besleyici krem sürmeyi kesinlikle ihmal etmeyin. Hatta banyoda, odanızda, iş yerinizde her zaman ulaşabileceğiniz yerlerde krem bulundurun.
    Ancak, bu kremlerin aşın yağlı olmamasına dikkat edin, böylece evde işinizi yapmayı engellemeyecektir.

    4.BOYUN VE DEKOLTE

    Bir çoğumuz yüzümüze kat kat kremler sürerek bakım yaparken, boyun ve dekolte bölgemizi bu bakımdan mahrum bırakırız. Oysa ki, boyun ve dekoltemiz, ultravlyole ışınlarına en çok maruz kalan, güneşte en kolay kuruyan, lekelenen ve kırışan vücut bölümlerimiz. Güneş ve aşın solaryum etkisini ilk önce boyunda gösteriyor ve yaşlanmayı hızlandırıyor. Boyun derisi kısa sürede kalınlaşıyor, kabalaşıyor ve kırışmaya başlıyor. Dolayısıyla, güneşten koruma, yüz temizleme ve nemlendirme adına yaptığımız peeling ve maskelere boyun ve üst dekoltenin de ihtiyacı oluyor. 40 yaşlarından itibaren, boyun ve dekolte bölgemizin rengi solgunlaşmaya, boynumuzdaki yatay kırışıklıklar ve dekolte bölgemizdeki dikey kırışıklıklar belirginleşmeye başlıyor.Tüyo: Sütlü bakım mucize yaratabilir

    Her şeyden önce günlük bakım çok önemli. Her akşam, yatmadan önce yüzünüzü temizlediğiniz gibi, boyun ve dekolte bölgenizi de temizlemeyi ihmal etmeyin. Bunun için peeling ve maske iyi bir yöntem. Ya da evde hazırlayabileceğiniz basit bir karışımı uygulayabilirsiniz. Bir kabın içine; yansı organik süt, yansı su olan bir karışım hazırlayın. Sonra büyükçe bir pamuk parçası ile boynunuza birkaç kere kompres yapın. Ardından soğuk su ile yıkayın. Bu kompres anında etki edecek ve boynunuzun daha diri ve pürüzsüz görünmesini sağlayacaktır. Daha sonra mutlaka nemlendirici krem sürmeyi ihmal etmeyin.

  • Kadınlar nereden öpülmek ister?

    Kadınlar nereden öpülmek ister?

    Sevdiğinizle aranızdaki mükemmel his ve duyguları aktarmanın en romantik yolu tabii ki öpücükler. Sevgilerini en doğru şekilde ifade etsinler diye, bizim de bu seferki tavsiyelerimiz erkeklere!

    Bakın kadınlar nasıl öpülmek ister!

    Kulaklar

    Kadınların içini gıcıklatan ve yoğun bir haz yaratan bir diğer nokta kulaklar. Dudakların, kulakların üzerinde gezdiğinde yarattığı histen her kadın hoşlanır.

    Boyun

    Hisleri harekete geçiren ve kadını havaya sokan en belirgin bölge boyun. Özellikle sürpriz bir şekilde sevgilinin boyuna kondurduğu bir öpücük her zaman işe yarar.

    Alın

    Kenetlenen dudakların aşkın simgesi olduğunu zaten bilmeyen yok. Peki yüzün diğer kısımları? Alına kondurulan sıcak bir öpücük kadına kendini güvende hissettirir.

    Köprücük kemiği

    Kıyafetleri hala üzerinde olan bir kadının öpülmeyi bekleyen en özel yeri köprücük kemiği! Seksiliği tartışılmaz bu bölgeye konulan öpücükler daha derin anlara bir adım daha yaklaştırıyor.

  • ‘Profiloplasti’ yöntemi

    ‘Profiloplasti’ yöntemi

    Eğer burnunuzun kötü bir görüntüsü varsa ve sizi mutsuz ediyorsa devreye burun estetiği giriyor. ‘Profiloplasti’ yöntemi en iyi seçenek.

    Burun estetiği yaptırmak isteyen kişilerde, burnun tek başına değerlendirilmesi gerekir. Yüzdeki ideal güzelliğe ulaşmak için parçalar bir bütün olarak değerlendirilmelidir.

    Burun, dudak, yanaklar, çene, alın, kaşlar ve boyun aynı anda değerlendirmeye alınır ve estetik cerrahi uygulamalarına tüm bu analizlerin sonucuna göre karar verilmeli. İşte bu uygulamalar ‘Profiloplasti’ denilen terimi ortaya çıkardı.

    Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahı Op. Dr. Hakan Gence burun estetiği isteyen kişilere ‘Profiloplasti’ yöntemini tarattı ve şu bilgileri verdi.

    Doğal görünümlü olmalı

    İdeal burun, doğal görünüm-j lü ve kişinin yüzüne en çok yakışacak burundur. Burun estetiğinde kişinin cinsiyeti ve yüz hatlarının mutlaka göz önünde bulundurulması gerekir. Burun estetiği yaptırdığınız zaman elbette sizi yakından tanıyanlar yüzünüzdeki değişikliği fark eder. Fakat sizi tanımayan insanlar ne kadar doğal görünümlü ve çekici bir burun sahibi olduğunuzu düşünmeli ve burun estetiği yaptırdığınızı anlayamamalıdır.

    Çekici yüzler, belli orantılara sahiptir. Başarılı bir burun estetiği yapabilmek için bu özellikler iyi analiz edilmelidir. Günümüzde rutin bir burun küçültme yapmak yerine, mevcut dokuları şekillendirmenin daha doğru olduğu fark edilmiştir.

    İdeal burun nasıl olur?

    Op. Dr. Hakan Gence ideal burun ölçülerini şöyle anlattı: “Burun, ideal olarak her iki kulağı da içerecek şekilde yüzün 1/5 genişliğinde olması gerekir. Yani yüzü enine 5 eşit parçaya böler. Burun yüksekliği, saçlı deri sıran ve çenenin en alt ucu arasındaki mesafenin 1/3 oranında olmalıdır. Yani yüzü dikine 3 eşit parçaya bölmektedir. Kadınlarda çene, ait dudak hizasının çok hafif arkasında, erkeklerdeyse çene daha kuvvetli ve öndedir. Burnun kemik kısmının genişliği, burun deliklerinin olduğu taban kısmının genişliğinin yüzde 80’inden daha fazla olmamalıdır. Burun tabanından aşağıdan bakıldığı zaman eşkenar üçgen şeklinde bir görünüm olmalı.

    Yandan bakıldığı zaman burunla üst dudak arasındaki açı ideal olarak bayanlarda 95-100 derece, erkeklerde ise 90-95 derece olmalıdır.

    İşte bu yüzdendir ki düşük bir burun ucu kadınlara erkeksi, kalkık bir burun ucu ise erkeklere daha kadınsı bir yüz ifadesi verir.”

    Yüz bütünlüğü sağlanmalı

    Burun estetiğinde yüz, bir bütün olarak düşünülür. Yüzdeki ideal güzelliğe ulaşmak için çene, alın ve dudak birlikte değerlendirilmelidir. Burun estetiğinde kaş, alın, çene ve dudakta şu işlemler yapılır:

    Alın ve Kaş: Burun kökünün, her iki kaş arasında çok fazla çökük olması kişinin burnunda aslında bulunmayan bir kemer görüntüsü verebilir.

    Hasta ideal burun boyutlarına sahip fakat burun kökü fazla içerideyse bu durumda hastaya burun estetiği değil, bu bölgeye dolgu maddesi yapılmasını önerilir. Benzer şekilde kişinin alın yapısının geride olması da burnunu göreceli olarak büyük gösterebilir. Böyle durumlarda da burun estetiği operasyonu, alın bölgesine yağ enjeksiyonlarıyla tamamlanır.

    Özel protezler yapılır…

    Çene: Alt çene yapısı, üste göre belirgin bir şekilde geride olan kişilerde de burun kendini çok fazla ön plana çıkartabilir. Operasyon sırasında burun, çeneye uygun hale getirmek için çok fazla küçültülmemeli.

    Çenesi geride olan hastalara burun estetiğiyle eş zamanlı olarak çene bölgesine özel protezlerle yapılan bir operasyon önerilir.

    Dudak: Burun estetiği sırasında dudaklarda şekil değişikliği oluşturulmaz. Fakat, çok ince dudaklara sahip bir kişide burun estetiği sırasında burun ucunun yukarı kaldırılması, dudağın inceliğini ön plana çıkartabilir. Bu gibi durumlarda burun estetiğini, dudak dolgunlaştırma uygulamaları birlikte uygulanabilir.

    İşte başarılı bir estetiğin formülü

    Op. Dr. Hakan Gence, başarılı bir burun estetiğinin formülünü şöyle açıkladı:

    ■ Doğal görünüm

    ■ Kişinin yüz yapısına ve cinsiyetine uygunluk

    ■ Burun estetiği yaptırdığınızı sizi taramayan kişilerin anlayamaması

    ■ İdeal burun ölçülerine sahip olmak

    ■ Solunum problemi yaratmayan bir burun…

  • Kadınlar En Çok Nereden Öpülmek İstiyor?

    Kadınlar En Çok Nereden Öpülmek İstiyor?

    Sevginizi göstermenin en güzel ve romantik yolu tabii ki öpücükler. Peki bu sevgiyi kadınlara göstermenin en doğru yolu nasıl? Bakalım kadınlar en çok nereden ve nasıl öpülmek istiyor? Bu haberi erkekler de kaçırmamalı!

    Alın

    Kenetlenmiş dudakların aşkın en güzel simgesi olduğunu artık bilmeyen yok sanırız. Peki bunun dışında kadınlar yüzün hangi kısımlarından öpülmekten hoşlanıyor? Alına kondurulan sevgi dolu bir öpücük kadına en çok güven veren şeylerden biri.

    Köprücük kemiği

    Daha derin anlara adım atmak için iyi bir başlangıç olabilir. Kadının en çok öpülmekten hoşlandığı bir diğer yeri de köprücük kemiği. Bu bölgenin seksiliği kesinlikle tartışılmaz.

    Tüm zamanların en akılda kalan öpüşme sahneleri için tıklayın !

    Kulaklar

    Kulaklar kadın için yoğun haz yaratan ve iç gıcıklayıcı bölgedir. Dudakların kulaklar üzerinde gezmesini istemeyecek kadın yoktur.

    Boyun

    Boyna kondurulan süpriz bir öpücük hangi kadını mutlu etmez ki?

    Göğüsler

    Kadınların hassas davrandığı noktalardan biri. Nazik ve romantik olmaya özen göstermelisiniz. Yapacağınız yanlış bir hareket kadınların soğumasını sağlayacaktır.

    Öpmeden Önce Sorun!

    Sevdiği kişi tarafından öpülmek hangi kadının hoşuna gitmez ki? Ama siz yine de bu bölgelere öpücük kondurmadan önce sorun. Mesela kalçalar.

    En iyi öpüşen burç hangisi?

    womenist.net

  • Baştan ayağa aromaterapi

    Baştan ayağa aromaterapi

    Hem bedeninizi hem de ruhunuzu güzelleştirmek istiyorsanız kendinizi aromaterapi ile şımartın.

    SAÇ VE SAÇ DERİSİ
    Önemli yağlar: Zeytinyağı, jojoba yağı.
    Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Lavanta, biberiye, kekik, bergamot, çay ağacı yağı.
    Kuru saçlar için: Lavanta, biberiye, kekik, bergamot, çay ağacı yağından beşer damla bir kabın içine koyun. 25 ml suyla karıştırın. Sabah ve akşam bu karışımı saç derinize sürün.
    Yararları: Saçları güçlendirir ve daha hızlı uzamasını sağlar.
    YÜZ
    Önemli yağlar: Jojoba, badem, aloe vera, üzüm çekirdeği yağı.
    Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Lavanta, limon, nane, sardunya çiçeği yağı.
    Kuru ciltler için: Üç yemek kaşığı yeşil kili 5 ml suyla karıştırın ve içerisine lavanta, limon, nane, sardunya çiçeği yağlarından üçer damla damlatın. Göz çevresine gelmeden yüzünüze ve boynunuza bu karışımı uygulayarak, kurumasını bekleyin. Kuruduktan sonra yüzünüzü soğuk suyla yıkayın.
    Yüz için sauna: Kullanılabilecek yağların hepsinden ikişer damla kaynamış suyun içine damlatın. Yüzünüzü temizleyin ve kafanızı bir havluyla kapatarak bu karışımın buharına üç dakika kadar tutun. Sonrasında yüzünüzü ıslak bir mendille silin ve soğuk suyla yıkayın.
    Yararları: Yüzünüzün yağ oranını dengeler, cildinizi yeniler.

    AYAKLAR
    Önemli yağlar: Aloe vera, üzüm çekirdeği yağı. Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Nane, çay ağacı, lavanta, ananas, selvi yağı.
    Ayak banyosu: Nane, çay ağacı, lavanta, ananas ve selvi yağını suyla doldurduğunuz bir kabın içerisine ikişer damla damlatın. Ayaklarınızı bu karışımın olduğu suyun içerisine sokun ve 10-15 dakika kadar bekletin.
    Yararları: Özellikle yorgun ayaklara iyi gelecek olan bu karışım, ayak derinizin yumuşamasını da sağlayacaktır.

    VÜCUT
    Önemli yağlar: Üzüm çekirdeği, aloe vera, ayçiçeği, badem, fındık yağı, zeytinyağı.
    Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Lavanta, mandalina, greyfurt, limon, melissa yağı.
    Banyo için: Hepsi 50 ml olacak şekilde üzüm çekirdeği, aloe vera, ayçiçeği, badem, fındık yağı ve zeytinyağının içine lavanta, mandalina, greyfurt, limon, melisa yağını beşer damla ekleyin. Vücudunuza bu karışımı sürün ve beş dakika kadar beklettikten sonra duş jelinizle vücudunuzu yıkayın. İsterseniz bu karışımı küveti suyla doldurup, suyun içerisine katarak da uygulayabilirsiniz.
    Yararları: Vücudunuzun nemlenmesine yardımcı olacak olan bu karışım aynı zamanda erken yaşlanma belirtilerinin oluşmasını da engeller. Ayrıca kendinizi rahatlamış ve daha enerjik hissedersiniz.

    PÜF NOKTASI:
    Önemli yağlar evde yapacağınız maskelerde kullanılması gereken yağlardır. Her bölgeye özel bu yağları tek başına uygulayabileceğiniz gibi başka yağlarla karıştırarak maske şeklinde de kullanabilirsiniz.

    ELLER
    Önemli yağlar: Aloe vera, badem, soya, zeytinyağı.
    Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Gül, lavanta, limon, sandal ağacı, greyfurt yağı.
    Kuru eller için: 50 ml parfüm içermeyen bir kremle aloe vera, badem, soya yağı ve zeytinyağını karıştırın. İçerisine beşer damla gül, lavanta, limon, sandal ağacı ve greyfurt yağını ekleyin. Ellerinize bu karışımı krem gibi sürün.
    Yararları: Ellerinizi yumuşatacak bu krem kurumasına da engel olacaktır.

    Formsanté

  • Ter kokusu nasıl önlenir ?

    Ter kokusu nasıl önlenir ?

    Terleme nedir?

    Terleme, vücut sıcaklığını düzenleyen, vücudu toksinlerden arındıran ve tuz dengesini koruyan bir vücut olayıdır. Sağlıklı bir vücut terleyerek günde yaklaşık yarım veya bir litre suyu dışarı atar.

    Terleme tümüyle istemimiz dışında gelişen, metabolizmamızın doğal bir fonksiyonudur. Üstelik vücudumuz için iki önemli işlevi vardır; cildi nemlendirip, vücut ısısını sabitler ve vücudun boşaltım sistemine katkıda bulunur.

    Ter aslında salgılandığında renksiz ve kokusuzdur. Fakat, bakteriler koltukaltı gibi sıcak ve nemli ortamlarda hızla çoğalarak bu salgının kötü kokmasına neden olur.

    NEDEN TERLİYORUZ?

    – Kişilerin terlemesine neden olan faktörler şunlardır:
    – Egzersiz, özellikle zorlu olursa
    – Sıcak hava
    – Sinirlilik, endişe hali veya stres
    – Bazı hastalıklar
    – Duygusal nedenlerin tetiklediği terleme çoğunlukla yüzde, koltuk altlarında, el ayalarında ve ayak tabanlarında olur.

    Genellikle ortam sıcaklığının yükseldiği, dans, spor gibi fiziksel aktiviteler sırasında terleriz. Bu şekilde vücut ısımızı sabit tutmuş oluruz. Zatenin bunun için vücuda yayılmış en az 2 milyon ter bezi görev yapmaktadır. Fiziksel aktiviteler dışında da heyecan, korku, utanma ve sıkılma gibi pek çok olay, fizyolojik bir neden olmadığı halde bizi terletir.

    Vücut ısısı dış sıcaklıklar veya gerilim yüzünden artış gösterdiğinde kan dolaşımı hızlanır. Böylece, ter bezlerinin aktif hale geldiği vücudun üst kısmına doğru bir sıcaklık akımı başlar. Deri üzerinde oluşan ter bu durumda hemen buharlaşıp, deriyi soğutur. Bu sayede insan bir gün içinde kendini fazla yormadan iki litreye kadar su kaybeder. Terlemenin ikinci önemli fonksiyonu ise vücuttaki zehirli maddelerin dışarı atılmasıdır. Bu nedenle saunalara sık sık gidilmesi önerilir.

    Aynı koşullarda terleme oranı kişiden kişiye göre de değişebilir. Ortalama olarak bir insan günde 0.5 ile 1 litre arası terler.

    Aşağıda yazılı yöntemleri kullanarak deodorant ve antiperspirant (terleme önleyici) kullanmadan doğal yollardan ter kokusunu nasıl azaltacağınız hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

    Rahat ve hava alan kıyafetler giyin. Özellikle pamuklu kıyafetleri tercih edin.

    Vücut temizliğine özen gösterin. Özellikle koltuk altında oluşan istenmeyen tüyleri alarak kötü kokuyu büyük ölçüde önleyebilirsiniz.

    Kahve, alkol ve yakıcı gıdalardan uzak durun.

    Bol su için. Bu vücudunuzun içerisini serin tutar ve metabolizma hızınızı yavaşlatır, dolayısıyla terleme oranınız da düşer.

    Çay ve kahve gibi kafeinli içecekleri tüketmemeye çalışın. Bunlargüçlü kokular üreten ter bezlerinin aktivitesini artırarak vücut kokusunun artmasına neden olur.

    Maydonoz, ıspanak, pazı ve lahana gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri daha fazla tüketin. Bu sebzeler klorofil yönünden zengindir ve vücudun koku giderici etkisini artırır.

    Acı baharatlar, soğan, sarmısak ve turşu türü yiyecekler ter kokusunu artırır.

    Limon, portakal ve karpuz gibi meyveler vücudunuzu serin tutmanızı sağlar.

    Geniş ve rahat, pamuklu ve doğal elyaf giysiler giyin. Dar ve sıkı kıyafetlerden kaçının.

    Ayağınızda oluşan ter, çorap ve ayakkabının içinde kapalı kalarak kokuya neden olur. Ayaklarınızı kuru tutmak için pamuklu çorap ve ayağınızın hava almasını sağlayan ayakkabılar giyin. Talk pudrası, mısır nişastası veya sandalağacı tozu ile ayaklarınızı pudralayın. Ilık suyun içine beyaz sirke veya magnezyum sülfat (ingiliz tuzu) ekleyin ve günlük olarak ayağınızı bu suyla yıkayın.

    Banyo veya duş sonrası talk pudrası terlemeyi azaltır. Karbonat ve suyu karıştırarak bir macun yapın. Vücut kokusu olan yere bu karışımı uygulayın. 10 dakika orada bıraktıktan sonra yıkayın. Koltuk altınızı alkol veya beyaz sirke ile ovalayarak yıkayın.

    Duş alırken antiseptik sabun kullanırsanız zararlı bakterilerden kurtulmuş olursunuz. Duşu bitirirken bir kaç damla sandalağacı veya lavanta yağını durulamada kullanın. Bu temiz kokmanızı sağlar.

    Magnezyum ve çinko eksikliği ter kokusuna meydan verebilir. Magnezyum ve çinko tabletleri almayı deneyebilirsiniz.

    TER KOKUSUNU AZALTMAK İÇİN NE KULLANMALIYIZ?
    Ter kokusunu azaltmanın iki yolu var; Deodorant ve antiperspirantlarla gün boyu hoş kokmak çok zor değil. Ancak deodorant ve antiperspirant birbirinden ayrı şeylerdir. Bu iki ürün en çok terlemeye karşı verdikleri savaş konusunda birbirlerinden ayrılırlar;

    DEODORANTLAR
    Deodorantlar antibakteriyel bazı maddeler ve alkol içerirler. Bu sayede de bakteri üremesini denetim altına alarak, ter kokusunun oluşmasını önlerler. Terin ayrışması için bakteriler belirli enzimlere gerek duyar. Bu nedenle bazı deodorantlar bahsedilen bu tür enzimlerden içerir. Diğer yandan ise daha çok parfüm yağları içerdiklerinden dolayı da güzel koku yayarlar. Örneğin Fa dedodorantları hijyenik tazelik sunarlar ve bu sayede de bakteri artışını durdururlar. Bu sayede deri hem korunmuş hem de bakım görmüş olur.

    Deodorant kullanırken dikkkat etmeniz gereken en önemli nokta deodorantı temiz ve kuru koltuk altına uygulamanızdır. Terli bir koltuk altına deodorantı sıkmak, oluşmuş ter kokusu ile deodorantın karışımından oluşan daha ağır ve kötü bir kokuya neden olur. Ayrıca giysinin üzerine sıkmak da kokuyu engellemez. Bu arada sprey deodorantları, koltuk altına 15 cm’lik mesafeden kutuyu dik tutarak püskürtmeniz gerektiğini de sakın unutmayın.

    ANTİ-PERSPİRANTLAR
    Antiperspirantlar, terlemeyi deodorantlara oranla daha fazla önlerler. Ter oranını ayarlayıp, çok fazla ter üretilmesine engel olurlar. Ter üretimini aliminyum tuzları sayesinde engelleyip, ter bezlerini sıkıştırırlar. İçerdikleri alüminyum kloride ve benzeri aktif maddeler ile vücuttaki terlemeyi engeller, nemi azaltır ve kokuları sayesinde de tazelik verirler. İçindeki maddelere göre etki süresi ve gücü değişim gösterir.

    Ancak antiperspirant ürünler daha çok pudralı formül içerdikleri için, genellikle koltuk altına uygulanmalıdır. Kıyafet üzerine sıkılan antiperspirant ürünlerin hiçbir etkisi yoktur. Koltuk altına sürülen antiperspirant ürün, ter bakterilerinin pudra tabakası dışına çıkmasını engeller ve böylece bakteriler kuruyup gider. Alkol içermediklerinden dolayı vücut için son derece hafiftirler. Ayrıca ferahlatıcı bir etki sağlarlar

    DİĞER ÇÖZÜMLER
    Terlemeyi ve ter kokusunu engellemek için birçok yöntem mevcut. Fakat işin aslı sizin temiz olmanıza dayanıyor. Temiz olduktan sonra bahsedeceğimiz yöntemler sayesinde rahatsızlık veren bu sorunun üstesinden gelebilirsiniz. İlk olarak pamuklu ve hava alabilen kumaşlardan üretilmiş olan giysileri tercih etmekle işe başlayın. Koltuk altında oluşan tüyler de koku sorunu yaratan etkenler arasında yer alıyor. Özellikle yaz aylarında tüylerinizi sık sık almaya özen gösterin. Kahve ve alkolden ise uzak durmaya çalışın. Ter kokusunu engellemek için bir çorba kaşığı dolusu zeytin yaprağını bir çay bardağı suda demleyip içmeyi de deneyebilirsiniz. Tüm bunların dışında koltuk altlarını banyo sonrasında gülsuyu ya da mersin suyuyla silmeyi de ihmal etmeyin.

    Ter kokusunu önlemenin yolları
    Ter kokusunu önlemenin en iyi yolu önlem almaktır. Aynı şekilde ayak kokusu da bazı önlemlerle azaltılabilir. Aşağıdaki önlemler terlemeyi önlemeye, ter ve ayak kokusunu gidermeye yardımcı olacaktır:

    1) Her gün duş alın. Düzenli banyo cildinizdeki bakterilerin sayısını kontrol altında tutacaktır.

    2) Banyo aldıktan sonra ayaklarınızı iyice kurulayın. Mikroorganizmalar ayak parmaklarının arası gibi nemli yerleri severler. Ayak pudraları veya ayak bakımı için kullanılan kremler nemin emilmesine yardımcı olur.

    3) Koltuk altı ve genital bölge kıllarının düzenli olarak tıraş edilmesi terlemeyi ve kokuyu azaltacaktır.

    4) Doğal deriden yapılanlar gibi ayağınızın hava almasını sağlayan ayakkabılar seçin. Yaz aylarında sandalet tipi ayakkabılar giyebilirsiniz.

    5) Ayakkabılarınızı dönüşümlü olarak kullanın. Ayakkabılar bir gece içinde yeterince kurumayabilir. Onun için aynı ayakkabıyı iki gün arayla giyecek şekilde dönüşümlü olarak kullanın. Giymediğiniz zamanlarda ayakkabıları havadar ve kuru bir yerde tutun.

    6) Çoraplarınızı her gün değiştirin. Merserize çorap giyin çünkü bunlar nemi emerek ayağınızı kuru tutar.

    7) Ayaklarınızı havalandırın. Zemin elverişli ise çıplak ayakla dolaşın veya ara sıra ayakkabılarınızı çıkarın.

    8) Doğal kumaşlardan üretilen giysileri tercih edin. Keten, yün, ipek cildinizin hava almasına izin veren malzemelerdir.

    9) Egzersiz yaparken derinizdeki nemi hemen uzaklaştıran yüksek teknoloji ürünü giysileri tercih edin.

    10) Her gün iç çamaşırı değiştirin.

    11) Gevşeme tekniklerini öğrenin. Yoga, meditasyon veya biofeedback terlemeyi tetikleyen stresi denetlemenize yardımcı olacaktır.

    12) Diyetinizde değişiklik yapın. Yiyecekler de ter kokusuna yol açabilir Soğan, sarımsak, pastırma, balık, bazı yeşil bitkiler gibi gıdalar koku yapabilir. Bunlar faydalı da olsa, uygun zamanlarda tüketin.

    13) Deodoran ve ayak kokusu önleyen pudra veya spreyler kullanın. Cildiniz hassas ise bunların özel hassas cilt için üretilmişlerini deneyin.

    14) İnsan çoğunlukla kendi ter kokusunu fark etmez, bu nedenle kendisini sık sık kontrol etmelidir.

  • İltihaplı Romatizma Tedavisi

    İltihaplı Romatizma Tedavisi

    İltihaplı romatizma tedavisi hakkında merak ettikleriniz…

    Romatizmada tedavinin başarılı olması için erken teşhis çok önemlidir. Erken teşhis için uzun bir tetkik süreci ve hastanın takip edilmesi gerekir. Çünkü belirtiler, şikayetin azaldığı dönemde veya arttığı dönemde değişir. Tedavi şekli kişiden kişiye değişir ve her hastaya farklı tedavi uygulanmalıdır.

    Kronikleşmiş hastalıklar sonucu uzun süren tedavi uygulaması gerekebilir. Doktor kontrolünde yapılan ilaç tedavisi ve fizik tedavi sonucu hastalık tamamen yok edilemez ama ilerlemesi durdurulur ve ağrı kesilerek hastanın yaşamı daha kolay hale getirilir.

    İlaç tedavisinde hastanın ağrısını kesecek, hastalığın durdurulmasını sağlayacak ya da şiş ve ağrıyı kesecek ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar romatizma sonucu oluşan iltihabı etkilerler.

    Ayrıca hastada görülen diğer bulguları ortadan kaldırmak için kas gevşetici, vitamin takviyesi, tansiyon düşürücü ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar alınırken bol suyla birlikte alınmalıdır. Ayrıca yan etkisi olup olmadığına (bazı ilaçlar gebeliği önleyebilir) dikkat edilmelidir.

    Fizik tedavi, romatizma tedavisinde önemlidir. Bu sayede eklemlerin hareketleri düzeltilir, kaslar güçlendirilir ve ağrı azaltılır. Böylece günlük işleri yapmak daha kolay hale gelir. Bu sayede hasta romatizmayla yaşamayı ve baş etmeyi öğrenmiş olur.

    Ameliyat da tercih edilen bir diğer yöntemdir. Sakat kalmış ya da eklemlerinde bozukluk olan, hareket güçlüğü çeken kişilere uygulanarak eski yaşantısına dönmesi amaçlanır. Ağrı giderilir, gerekirse yerine yapay eklemler takılır.

    Vücudun her tarafında görülebilir. şişmanlık, hormon dengesizliği, karaciğer yetersizliği, beslenme dengesizliği, mide ve bağırsak bozuklukları, çürük dişler, sinüzit, bademcik iltihapları, ve yaşlılık romatizmayı tetikleyen sebeplerin başında gelir. Ayrıca, soğuk ve rutubetli ortam çok önemli faktördür.

    Romatizma belirtileri

    Romatizmalı yerlerde; ağrı, yanma veya üşüme ve şişlikler görülür. Ağrılar, bazen dayanılmaz dereceye varır. Hareket etmekte de güçlük çekilir.

    Tedavi edilemezse, kalp kapağı hastalığı veya bir başka hastalığa sebep olabilir.

    3 grup da toplanır romatizma hastalıkları şunlardır;

    Akut eklem romatizması

    Bu çeşit romatizma, eklemleri, sinir sistemini ve kalbi etkiler. üst solunum yollarına yerleşen mikroplardan kaynaklanır.

    Ramatoid artrit

    Bu çeşit romatizma, zamanla kaybolup, tekrar ortaya çıkabilen bir hastalıktır.

    Dejeneratif romatizma

    Bu çeşit romatizma ise, elli yaşlarından sonra ortaya çıkar ve eklemlerin yıpranmasından kaynaklanır.

    Romatizma Bitkisel Tedavi Yöntemleri

    Bitkisel tedavi yöntemleriyle romatizmanın önüne şu çözümlerle geçebilirsiniz.

    1) 1 çay bardağı sirke ile 1 çay bardağı zeytinyağı karıştırılır. üzerine 4 çorba kaşığı ufalanmış kafuru konur. Eriyinceye kadar beklenir. Sonra, yünlü bir bezin üzerine yeterince dökülüp, ağrıyan yere sarılır. Aynı işlem her sabah ve akşam tekrarlanır.

    2) 1 kahve fincanı kına ile 1 çorba kaşığı hardal karıştırılır. üzerine azar, azar su dökülerek, yoğurulur. Ağrıyan yerlere sürülür.

    3) 1 avuç kıyılmış tere otu ile 1 avuç yaban pazı karıştırılır. ıyice dövüldükten sonra ağrıyan yerlere sürülür. Yarım saat sonra ılık suyla sürülen yerler yıkanır ve kurulanır.

    4) Ağrıyan yerlere konulacak kadar lahana yaprağı bir şişe yardımıyla yufka gibi içilir. üzerlerine zeytinyağı sürülür. Ağrıyan yerlere sarılır. Aynı işlemi, 3 saatte bir tekrarlamalısınız. Bu bitkisel çözümü lahana yaprağı yerine defne yaprağı ile de uygulayabilirsiniz.

    5) 4 bardak suya; 1 tutam lavanta çiçeği, 1 tutam ayrık otu ve 4 ince dilim limon konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra temiz ve ince bir tülbentten süzülür. Sabah, akşam her gün birer kahve fincanı içilir.

    6) 4 bardak kaynak suya, 11 çorba kaşığı ufalanmış söğüt yaprağı konur. 20 dakika bekletildikten sonra süzülür. Saat 10 ve 15.00 de bire su bardağı içilir.

    7) 4 bardak kaynak suya; 1 çorba kaşığı ufalanmış menekşe konur. 20 dakika bekletildikten sonra süzülür. Saat 10 ve 15.00 de, birer su bardağı içilir.Yaz aylarında, her gün yarım saat kuru ve rutubetsiz deniz kumunda yatmak çok faydalıdır. Her gün yürüyüş ve egzersiz yapılır.Romatizmalı kişilerin yememesi ve içmemesi gereken besinler ; Yağlı et suları, hayvani yağlar, şekerli ve tatlılar, konserve balık, av etleri, kuzu eti, oğlak eti, ve hindi et, sakatat, pastırma, sucuk, salam, baharatlı yiyeceklerin hepsi, ekşi şeyler, tere otu, ıspanak, lahana, mantar, içki, çay ve kahve kesinlikle tüketilmemesi gereken maddelerdir. Mide ve bağırsaklarından rahatsız olanların aspirin (salisilik asit) de içmemeleri tavsiye edilir. Et, süt, yumurta, tuz ve hayvani yağları elinizden geldiği kadarıyla kullanmamaya çalışın.

    Bir sonraki güncel konumuz olan İltihaplı Romatizmanın Bitkisel Tedavisi, Doğal Çözümü göz atmanızı tavsiye ederiz.

  • Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme

    Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme

    Burun estetik ameliyatları öncesinde yapılan üç boyutlu görüntüleme ile olası sonuçların ön görülmesi ameliyattan beklentilerin gerçekçi olarak anlaşılmasını ve ifade edilmesini sağlıyor..

    BURUN VE YÜZ ESTETİĞİNDE 3D GÖRÜNTÜLEME
    Doç. Dr. Teoman Dal

    Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme | 1 Kişinin simasını ve ifadesini önemli ölçüde değiştirebilme potansiyeline sahip cerrahi müdahaleler olan yüz ve özellikle burun estetik ameliyatlarında en önemli başarı kriteri hastaların ameliyat sonrasındaki mutluluğu yani ameliyattan beklentilerinin karşılanmasıdır. Bu nedenle ameliyat öncesinde beklentilerin çok iyi anlaşılması ve ameliyat planının arzu edilen sonuca ulaşacak şekilde yapılabilmesi gerekir. Hastaların ameliyattan beklentilerini en doğru şekilde ifade edebilmeleri ise ancak ameliyatın olası sonuçlarını gerçekçi bir şekilde ön görebilmeleri ile mümkün olmaktadır.

    Günümüzde hızla gelişen tıbbi teknolojilerle artık ameliyat öncesinde mevcut problemler hassas bir şekilde değerlendirilebilmekte aynı zamanda burun ve yüz bölgesinde yapılacak cerrahi müdahalelerin olası sonuçları oldukça gerçekçi bir şekilde ve üç boyutlu olarak görüntülenebilmektedir.

    3D görüntüleme sistemi

    Bu amaçla geliştirilen kamera sistemleri ile farklı açılardan alınan yüksek çözünürlüklü dijital görüntüler kullanarak özel bir yazılım yardımı ile burun ve yüz bölgesinin üç boyutlu görüntüsü oluşturulduktan sonra yapılması talep edilen değişiklikler bu görüntü üzerinde uygulanmakta ve ameliyat sonrasında oluşacak görünüm gerçekçi bir şekilde ortaya konabilmektedir. Bu değerlendirme sırasında hastalar ameliyat sırasında yapılabilecek farklı müdahalelerin yüz görünümleri ve ifadeleri üzerindeki etkisini gerçeğe en yakın şekilde ön görebildiklerinden beklentilerini doğru şekilde ifade edebilme şansına sahip olmakta, doktorlar da ameliyat planlarını bu sonuca ulaşacak şekilde yapılabilmektedir.

    3D Görüntüleme yazılımı ile yapılması planlanan değişiklikler gerçekçi olarak ön görülebilmektedir.

    Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme | 2

    Ameliyat öncesi değerlendirmelerin ve fotoğraf çekimlerinin dik pozisyonda yapılmasına karşın ameliyatın yatar pozisyonda yapılması, aynı zamanda ameliyatın başlangıcında burun üzerine yapılan enjeksiyonlar ve oluşan cilt ödemi nedeni ile özellikle burun dış görünümünü etkileyen bölgelerde çıkartılacak ya da eklenecek doku miktarı hakkında ameliyat sırasında karar vermek zorlaşabilmektedir. Bu nedenle, özellikle iyileşmenin tamamlanması 6-12 ay gibi süreleri bulan estetik burun ameliyatlarında sonuçların arzu edilen şekilde gerçekleşebilmesi için ameliyat öncesindeki planlamanın dikkatli bir şekilde yapılması ve ameliyatın mümkün olduğunca bu plan doğrultusunda gerçekleştirilmesi son derece önemli olmaktadır.

    İlgili konular ;
    Revizyon Burun Estetik Ameliyatı
    Ultrasonik Yüz Gençleştirme