Etiket: boşanma davası

  • Boşanma Davası Açma Ücreti 2019-2020

    Boşanma Davası Açma Ücreti 2019-2020

    Boşanma davası açma ücretleri masrafları her yıl için farklı ücretlerle değerlendirilmekte olduğundan, yıllar bazında gelmiş olan yeni ücretlerin de eklenmesiyle değişiklik gösterilmektedir. Boşanmak için mahkemeye başvuruda bulunan çiftlerin; boşanma davası masraf ve giderlerin hangi alanlarda gerçekleştiği konusunda bilgi sahibi olmaları gerekmektedir.

    2019 Boşanma Davası Başvuru Harç Ücreti

    Boşanma davası harcı 2019 yılı için 44,40 TL olarak belirlenmiştir. Avukatları aracılığıyla başvuru dilekçelerini mahkemeye iletebilmekte olan çiftler, eğer isterlerse bu dilekçeyi bizzat teslim edebilirler. Kişiler boşanma dilekçelerini, ikamet ettiği bölgeden sorumlu aile mahkemesine vermelidir. Eğer Aile Mahkemesi bulunmuyorsa, Asliye Hukuk Mahkemelerine müracaat edilmelidir. Başvuru işleminin tamamlanması için boşanma davası harç ücreti ve diğer yargılama giderleri karşılamalıdır. Boşanma davası mahkeme ücretleri, boşanmanın anlaşmalı ya da tek taraflı olmasına göre çeşitlilik göstermektedir.

    Boşanma Davası Açma Ücreti 2019-2020 | 1
    Boşanma davası ücreti

    Boşanma Davası Ücret Türleri

    Boşanma davası masrafları, davanın türüne göre çeşitlilik göstermektedir. Anlaşmalı boşanma davasının açılması esnasında, tarafların birbirleriyle anlaşması sebebiyle tek celsede boşanma gerçekleşebildiğinden, boşanma davası ve avukat ücretleri az olmaktadır. Çekişmeli boşanma davası mahkeme masrafları ve avukatlık ücretleri ise daha fazla miktarda olmaktadır.

    Anlaşmalı Boşanma Davası Açma Ücreti:

    • Dava Başvuru Harcı
    • Dava dilekçe ücreti
    • Protokol hazırlanış ücreti
    • Avukatlık ücretleri
    Çekişmeli Boşanma Davası Açma Ücretleri
    Boşanma davası ücreti

    Çekişmeli Boşanma Davası Açma Ücretleri:

    • Dava Başvuru Harcı02
    • Avukatlık ücretleri
    • Uzayan davalar için mahkeme ücreti
    • Protokol hazırlanış ücreti
    • Dava dilekçe hazırlama ücreti

    Boşanma davası ücretleri, her şehre göre farklılık göstermekte, ücret miktarını şehrin barosu belirlemektedir.

    Boşanma İlgili Konular;

  • Nasıl Boşanılır, Boşanma Davası Nasıl Açılır?

    Nasıl Boşanılır, Boşanma Davası Nasıl Açılır?

    Eşlerden birinin veya ikisinin isteği üzerine, hakimin kararıyla evlilik bağının ortadan kalkmasına boşanma denir. Kadınlar çok zora gelmedikçe boşanmaya yaklaşmaz bence.Özellikle biz Türk kadınları vefakar ve sabırlı kadınlarız.Kadınların boşanma profili eğitim durumlarına göre değişiklik gösteriyor. Evliliği çekilmez yapan sebepler, evlilik öncesi ve sonrası olmak üzere çok çeşitlidir Kültür ve inanç farklılığı, mesuliyetlere riayet etmeme, kötü muamele,dayak,işsizlik gibi sebepleri sayabiliriz.Ancak ayrılık her ne kadar kaçınılmaz olsa da bir kayıptır. Kişi öz güvene desteğe ve kararından emin olmaya ihtiyaç duyar.Boşanma davası hakkında-ki tüm bilgileri detaylarıyla konumuzda bulabilirsiniz.

    Nasıl boşanılır? Boşanmak istiyorsunuz. Artık tak etti canınıza. İşte bitti dediğiniz yerdesiniz artık. Eşinizden ayrılmak istiyorsunuz ama boşanma davasını nasıl açacağınızı bilmiyorsunuz. Boşanma davası açmak ve boşanma sürecini başlatmak sandığınız kadar zor değil. Boşanmak istiyorsanız ve yeteri kadar düşündüyseniz korkmayın o kadar da zor olmaz her halde..

    Boşanmak..

    Boşanma davası eşlerden birinin ikametgahında, son altı ayda birlikte ikamet ettikleri yerin mahkemesinde ya da aile mahkemesinde açılabilir. Eşlerden biri başka bir şehre gittiği zaman oradan da davayı açabilir.

    Yabancı uyruklularla evlenenler için, bulundukları ülkenin mahkemesi bu davayı kabul etmişse, Tükiye’de de bir tanıma tenfiz davası açmak gerekir. Başka bir ülkede boşanma gerçekleşmişse, Türk mahkemesinden de bunun tescil edilmesi gerekir.

    Boşanma davası açmak için nüfus ve adres bilgileri yeterlidir. Basit bir dilekçeyle boşanma istemini ve gerekçelerini dile getirmek gerekir. Boşanmayla ilgili açılacak davada maddi manevi tazminatı, kusurun ne olduğunu belirtmekte fayda vardır. Çünkü mahkeme ona göre gerekli belgeleri toplayacaktır.

    Karşı tarafın adresini de dilekçeye yazmak gerekir, çünkü mahkeme ileriki aşamada karşı tarafın mali ve iştimal durumunu belirlemek için onun bulunduğu adresten polis marifetiyle gelir durumunu, mal varlığını belirleyecektir. Bu belirleme, sonraki nafaka, tazminat gibi konularda yönlendirici olacaktır.

    Boşanma davası için avukata gerek var mı?

    Eski kanunumuza göre iki çeşit oluyordu boşanma. “Şiddetli geçimsizlik” adı altında genel boşanma sebebi ile özel boşanma sebepleri vardı. Daha sonra anlaşmalı boşanma getirildi.

    Hiçbir durum için aslında avukata gerek yok. Basit bir dilekçeyle halledilebiliyor. Fakat söz konusu olan anlaşmalı boşanma dahi olsa, tarafların haklarının korunması adına bir protokol yapılması gerekeceğinden, çok küçük konular bile problem olabilir. Bu konuda uzman olan avukat yardımıyla bunları çözmek çok daha kolay olur.

    Yapılacaklar konusunda iki taraf da anlaşmışsa, çok rahatlıkla avukatsız boşanabilirler. Ancak işlem sadece hakimin “boşandınız” demesiyle bitmiyor. Mahkemenin bunu kesinleştirmesi, kararın temyizden geçmesi, nüfus müdürlüğüne gerekli talimatın yazılması gibi işleri avukatın yapması çok daha kolaydır.

    Çekişmeli boşanmalarda mutlaka avukata ihtiyaç vardır. Delillerin oluşturulması, tazminatlar, çocukların kimde kalacağı gibi pek çok konuda avukatın uzmanlığı gereklidir. Aile hukuku, hakimin çok geniş takdir yetkisine sahip olduğu bir hukuktur. Bu nedenle delilleri değerlendirmek, önceden hazırlanmak çok önemlidir.

    Boşanma davası hangi gerekçelerle açılabilir?

    1. Anlaşmalı Boşanma: Yani taraflar çocuğun kimde kalacağından mali konulara kadar protokolleri belirleyerek mahkemeye başvurduklarında hakimin onayıyla boşanabilirler.

    2. Genel Boşanma (Şiddetli Geçimsizlik): İkincisi, genel boşanma sebebi dediğimiz şiddetli geçimsizlik vardır. Burada davayı kim açmışsa kendi kusuru olmadığını ve aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu tanıklar vasıtasıyla ispat etmek durumundadır.

    3. Özel Boşanma Sebepleri: Üçüncü boşanma gerekçesi olarak, özel boşanma sebepleri vardır. Bunlar da altı aydan fazla sürmüş terk, akıl hastalığı, cana kast ve fena muamele, onur kırıcı davranış, zina, suç işlemek ve haysiyetsiz yaşamdır.

    Hayatın her durumu kanuna yazılamayacağı için, kanunda yazmayan durumlar için Yargıtay karar vermek durumunda kalır. Boşanma gerekip gerekmeyeceği konusunda, tarafların ve şahitlerin beyanlarına dayanarak karar verir. Mahkemelerin bu karara uyma zorunluluğu yoktur, direnme kararı verebilir. Bunun üzerine de Yargıtay Genel Kurulu iştihatı birleştirme kararı denilen, bir kanun metni gibi geçerli olan bir karar verir. Kanunumuza bu şekilde, özellikle kadınların lehine birçok ekleme yapılmıştır.

    Boşanma davası hangi durumlarda reddedilir?

    Hakim deliller oluştuktan sonra boşanma davasını kabul veya reddeder. Kanun, kusurlu tarafın boşanma davası açmaya hakkı yoktur, diyor. Hakim kusurlu tarafı tespit etmek için, o çift arasında geçenleri bilen insanları, yani tanıkları dinler, davayı açanın kusurlu olduğunu görürse davayı reddeder.

    Özel boşanma sebepleri söz konusu ise, örneğin, akıl hastalığı ile ilgili bir dava açılmışsa, doktor karşı tarafa “akıl hastalığı yoktur” raporu verirse, dava reddedilir.

    Terk sebebi ile ilgili açılan davalarda, bir ihtarname çekilir karşı tarafa. Geri dönerse dava reddedilir.

    Haysiyetsiz hayatı ya da onur kırıcı davranışı ispat edemezseniz, dava reddedilir.

    Dava reddedildiği tarihten itibaren eğer üç yıl sürmüşse bir ayrılık, bu çiftin anlaşamayacağı zaten belli olmuş olduğundan, yeniden bir boşanma davasıyla, “Biz üç yıl ayrı kaldık, karı koca gibi bir araya gelme irademiz oluşmadı” diyerek, bunu ispatlayan taraf yine boşanma davası açabilir.

    Boşanmak için gösterilen gerekçe kanıtlanmak zorunda mıdır?

    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre, bir şeyi iddia eden, ispatlamakla yükümlüdür. İddianızı delille kanıtlarsınız. İddia ettiğiniz şeyi karşı taraf kabul edebilir ya da belgelerle ispatlayabilirsiniz. Örneğin, maaş bordrosu ile karşı tarafın gelirini ispatlarsınız. Karşı taraf, belgelerin aksini ispat edebilir. Örneğin, iş yerinden asgari ücret gibi görünen bordro almıştır, halbuki çok daha fazla maaş alıyordur. Sonra bunun aksi de tanıklarla ispat edilebilir.

    Banka hesapları, trafik kayıtları gibi belgeler, mali durumu ispatta kullanılır. Şahitler, kusurun kimde olduğuna dair hakimi ikna etmeye yönelik kullanılır. Çünkü tazminatlar kusur konusu dikkate alınarak belirlenir. Kusurlu olanın dava açmaya bile hakkı yoktur. Kusurlu iseniz davayı kaybedersiniz.

    Eşlerden biri boşanmak istemiyorsa dava nasıl ilerler?

    Eşlerden birinin boşanmak istememesinin sebebi, gerekli maddi gücü olmaması, karşı tarafa bedel ödetmek istemesi, alacaklarını alma yolunda bunu bir araç olarak görüp davayı uzatmak istemesi olabilir.

    Hakim, dosyanın tamamlanmasıyla zaten kararını verecektir. Tarafların uzatmasına bağlı değildir karar. Ancak istemeyen eş, gerekli belgeyi vermeyerek bir veya iki celse uzatabilir davayı.

    Tarafların aile nüfus tablosu, şahit beyanları, gerekli evraklar gelip dosya tamamlandığında, hakim için aydınlatılması gereken herhangi bir konu kalmadığında hakim kararını verir; ya davayı kabul eder ya da reddeder.

    Anlaşmalı boşanma nedir?

    Anlaşmalı boşanma için tarafların en az bir yıl evli kalmış olması gerekir. Bundaki temel amaç, hakim aile hukukunu korumak zorunda olduğu için, insanları biraz daha düşünmeye sevk etmektir.

    Anlaşmalı boşanma için aile mahkemesine müracat ettiğiniz takdirde mahkeme size bir gün verir. Hakim iki tarafı da orada görmek durumundadır. Diğer tür davalarda görmek zorunda değil, vekille de temsil edilebilirsiniz. Hakim o şahsın iradesinin gerçekten boşanma yönünde olup olmadığını tespit etmek ister. Kişi, kendi rızasıyla mı, yoksa zorlama ile mi davayı açıyor, hakim görmek ister. Hakim ikna olmazsa davayı reddedebilir.

    Ama anlaşmalı boşanma davalarını, artık Türk halkının sosyal ve kültürel pozisyonu da yükseldiği için, çok uzatmadan, aklı başında insanlara sunulmuş bir kolaylık olarak ele alıyor kanun.

    Boşanma davasında çocuğun velayetine nasıl karar verilir?

    Velayet konusunda hakim öncelikli olarak çocuğun menfaatini düşünür. Tarafların durumlarını göz önünde bulundurur. Fakat Türkiye’de tarafların durumundan ziyade daha çok anne çocuğu almaktadır. Yani anne ister ve hakim de verir. Çok aksi bir durum olmadıktan sonra kadın çalışmasa dahi kadın tarafı çocuğu alır.

    Kadın, boşanma gerçekleştikten sonra, zaman içinde erkeğin başka biriyle evlenmesi gibi durumlarda yanlış karar verdiğini, çocuğu almakla birtakım sorumluluklar altına girdiğini, aldığı nafaka ile yaptığı iş arasında bir yetersizlik olduğunu düşünerek nafakanın artırılmasını isteyebilir.

    Hakim, kim daha çok sevgi dolu, çocuğa daha iyi bakabilir, daha iyi okullarda okutabilir, psikolojik ve sosyolojik olarak çocuğun iyi bir vatandaş olması için katkıda bulunabilir gibi kriterlere de bakarak velayeti taraflardan birine verir.

    Altı yaşına kadar çocuk annede kalır, sonra baba alır gibi şehir efsaneleri vardır; ancak bunların kanunda hiçbir karşılığı yoktur.

    İlgili Konular;

  • Boşanma sebepleri

    Boşanma sebepleri

    Evlilikte yaşadığınız hangi sorunlar boşanma sebebi olarak sayılır, hangileri sayılmaz? Cinsel sorunlar yüzünden boşanma davası açılabilir mi? Haysiyetsiz hayat sürmek, anlaşmalı boşanmak ne demek?

    Her güzel başlayan evlilik başlarda umulduğu kadar iyi gitmeyebiliyor ne yazık ki… Ayrılık kapıya dayanıveriyor. Bu durumda akıllarda soru işaretleri oluşuyor: Hangi sebebi öne sürerek dava açabilirim? Eşimin ayrılmamıza neden olan davranışlarını mahkemede nasıl kanıtlarım? Benim sorun olarak gördüğüm eşime ait her davranış boşanma nedeni olarak geçerli mi? Hakim boşanma isteğimizi reddedebilir mi?

    Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası nasıl açılır?

    Evlilik birliği içinde tarafların artık birbirlerine sevgi ve saygısının kalmadığı hallerde ya da taraflardan birinin evlilik birliğini veya toplumun ona yüklediği görevleri yerine getiremediği durumlarda, diğer taraf için evliliği sürdürmekten imtina edilmesi, evlilik birliği içinde fayda kalmaması halinde, “şiddetli geçimsizlik” kavramı içinde dava açılabilir.

    Davayı açmak isteyen eş, son altı ayda birlikte ikamet ettikleri yerde ya da fiilen ayrılarsa diğer eşin bulunduğu yerin mahkemesinde dava açabilir.

    Önemli olan, gerçekleşen olayların, davalının kusurunun geçerli delillerle ispat edilmesidir. Mahkemeyi ikna edecek mahiyette fotoğraf, doktor raporu, ceza dosyası, tanık delili gibi çoğaltılabilir deliller bu işte yardımcı olur. Hakim ikna olduğu takdirde boşanmaya karar verecektir. Aksi takdirde davanın reddi gerekir.

    Evlilikte yaşanan hangi sorunlar boşanma nedeni kabul edilir?

    Evlilik birliği içinde kanunun, toplumun eşlere yüklediği ve tarafların birbirlerine karşı yükledikleri yükümlülüklerin yerine getirilmemesi bir boşanma sebebidir. Tarafların birbirlerine olan sadakat yükümlülüğünün ihmali, zina, taraflardan birinin akıl hastalığına tutulması ve iyileşemeyecek durumda olması, hayata kast, birinin diğerine kötü muamelede bulunması gibi özel sebepler boşanma nedeni olabilir.

    Bunların dışında, genel olarak evlilik birliğinin artık yürümeyecek olması, tarafların birbirlerine saygı ve sevgilerinin kalmaması gibi hallerde de, gerçekleşen olayın niteliğine göre mahkeme boşanmaya karar verebilir.

    Boşanma sebeplerini tek tek saymak mümkün değildir. Çünkü boşanma, her iki tarafın da ortak bir hayal kurma ideali üzerine başlattıkları bir adımdır. Bu adımın devam etmesi için de tarafların her şeyden önce birbirlerine saygı göstermeleri gerekir. Saygı unsurunu ortadan kaldıracak her kusurlu davranış, boşanma sebebi olarak kabul edilir.

    Cinsel sorunlar boşanma nedeni olabilir mi?

    Taraflar arasındaki cinsel uyumsuzluk, birinin sahip olduğu ve tedavi ettirmek istemediği cinsel hastalıklar boşanma sebebi olarak sayılabilir. Cinsel hayatı olmayan bir evliliğin devam ettirilmesi beklenemez.

    Türkiye’de çok sık karşılaşılan durum, tarafların cinsel ilişkiye girememesidir. Burada önemli olan kusurun kimden kaynaklandığı, giderilip giderilemeyeceği ve kişinin tedaviye yanaşıp yanaşmadığıdır. Erkekler için ereksiyon sorunu, kadınlar için vajinismus gibi durumlarda evliliğin devam etmesi söz konusu olmaz. Çünkü evlilik içinde tarafların birbirlerine saygı ve sevgisiyle birlikte cinsel hayata da ihtiyaç vardır. Bunu sağlayamayan tarafın gerekli tedaviyi görmesi, sonuç alınamıyorsa da evlilik birliğini sonlandırması beklenir.

    Taraflardan biri eşinin cinsel sorunlarından dolayı mahkemeye başvurduğunda mutlaka o kişiyle alakalı doktor ya da adli tıp raporuyla birlikte boşanmaya karar verilmesi gerekir.
    Son yıllarda aile içi şiddet kavramı içinde cinsel şiddet de yer almaya başladı. Eşlerden biri diğerini cebren cinsel ilişkiye zorlamamalıdır. Bu aynı zamanda Türk Ceza Kanunu açısından da bir suç teşkil eder. Bu tip eylemle karşı karşıya kalan eşin ceza şikayeti yapma hakkı olduğu gibi bu sebebe dayanarak boşanma davası açma hakkı da mevcuttur.

    Hakim evlilikteki hangi sorunları boşanma nedeni olarak kabul etmeyebilir?

    Mahkemenin boşanmaya karar verebilmesi için davacının iddia ettiği vakaların gerçekliğinin ispatlanması gerekir. Ayrıca bu boşanma sebebinin ya kanunda sınırlı sayılan zina, akıl hastalığı terk gibi sebepler ya da genel olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması hususuna dayanması, bu birliğin davacı için devam etmesinin artık hukuki bir dayanağının kalmadığı gibi birliğin de artık çekilmez hale gelmiş olması gerekir. Kusurlu olduğu iddia edilen davalı eşin olumsuz davranışlarının mühim ve evlilik birlikteliğini devam ettirmeyi gerekli kılmayacak şekilde olması gerekir.

    Evlilik birliği içinde gerçekleşebilecek basit münakaşalar, tahammül edilebilir kusurlu davranışlar, temele dayanmayan fikir ayrılıklarının boşanma sebebi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bir taraf diğer tarafın kusurlu hareketlerine göz yumuyor ve affediyorsa belli bir süre sonra bunları boşanma davasına sebep olarak gösteremez. Karşı tarafın hayatını zorlaştıracak davranışlar ise boşanma davasında sebep olarak kabul edilebilir.

    Boşanma değil ayrılık kararı

    Hakim, davada tarafların daha sonra barışma ihtimalini görürse, evlilik birliğinin devamı ve toplum sağlığı açısından boşanma yerine ayrılık kararı verebilir. Ayrılık kararı 1-3 yıl arasında gerçekleşir. Bu süre içinde tarafların bir araya gelmeleri ve evlilik birliğini devam ettirmeleri umulur. Fakat bu gerçekleşmezse verilen sürenin sonunda boşanma davası açılabilir.

    Boşanma sırasında yaşanan sıkıntılar adlı yazısı da boşanmayı sorunsuz atlatmak için fikir verebilir.

    Haysiyetsiz hayat sürmek ne demektir?

    Eşlerden birinin haysiyetsiz hayat sürmesi Türk Medeni Kanunu’nda özel bir boşanma sebebi olarak sayılmıştır. “Haysiyetsiz hayat sürme”, net olarak tanımlanabilir bir ifade değildir. Önemli olan, bir tarafın yaptığı davranışların toplumun büyük kısmında infiale yol açacak, tepki çekecek nitelikte olması ve diğer taraf için bu evlilik birliğini yürütmenin imkansız hale gelmiş olmasıdır.

    Yapılabilecek en küçük bir hata, bu mahiyette olsa dahi, haysiyetsiz hayat sürme olarak kabul edilmeyebilir. Kişinin davranışının süreklilik arz etmesi gerekir. Bu sebepten ötürü kişinin evlilik birliğini yürütmesinin artık kendisinden beklenmeyecek ölçüde zorlaşmış olması gerekir.

    Eşin suç işlemesi boşanma nedeni sayılabilir mi?

    Eşlerden birinin suç işlemesi diğer eş için boşanma sebebi olarak sayılabilir. Burada önemli olan suçun niteliği ve kasıt ya da taksirle işlenip işlenmediğidir. Kasıtla işlenen hırsızlık, dolandırıcılık, hileli iflas gibi toplumun kabul etmediği ve Anayasa’da “yüz kızartıcı” olarak gösterilmiş olan suçlar daha ön plana çıkar.

    Önemli olan, suç sebebiyle taraflardan birinin evlilik birliğini devam ettirmesi için ortada geçerli bir sebebin kalmaması ve diğer tarafın boşanmayı istemesidir. Suç işlemek başlı başına bir boşanma sebebi olarak kabul edilmeyebilir. Suçun niteliği, tarafların durumları, sosyal statüleri önem kazanır. Her davada kişilerin ve olayın özelliğine göre ayrıca değerlendirilmesi gereken bir husustur.

  • Mutlu Bir Evlilikte Dikkat Edilmesi Gereken 7 Öneri

    Mutlu Bir Evlilikte Dikkat Edilmesi Gereken 7 Öneri

    Mutlu bir ilişki ve evliliğiniz olmasını istiyorsanız dikkat! Eşinize karşı sergilediğiniz ve hemen terk etmeniz gereken 7 davranış biçimi.

    1. Ailesini eleştirmek

    Eşinizin ailesi hakkında belki iyi belki biraz kötü hisleriniz olabilir. Ama siz siz olun, eşinize karşı ailesi hakkında eleştiri yapmaktan kaçının. Hiç kimse, arasında kan bağı olan yakınları hakkında sert sözler duymaktan hoşlanmaz. Dolayısıyla konu bir şekilde onun ailesine geliyorsa, dilinizi tutmanızda yarar var.

    2. Ajanlık yapmak

    Eşinizin nerede olduğunu, ne düşündüğünü ve diğer önemsiz ayrıntıları, Facebook’undan ya da Twitter’ından sürekli takip ederek, kendiniz için iyi bir şey yaptığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Belki bu sayede onun, ilişkinizi ilgilendiren farklı alışkanlıklarından haberdar olabilirsiniz. Ama bu, ilişkinize yarar getirmekten daha çok zarar verebilir.

    3. Toplum içinde kavga etmek

    Çiftlerin ara sıra tartışmaları doğal bir şeydir. Ancak, bu tartışmanın kavgaya dönüşmesi, sık aralıklarla tekrarlanması ve özellikle başkalarının da olduğu ortamlarda herkesin ilgisini çekebilecek kadar kontrolden çıkması, sizin açınızdan utanç verici olduğu kadar ilişkiyi zedeleyici bir probleme de dönüşebilir.

    4. Kendinizi bırakmak

    Kendinize bakmayı bırakmak, kilonuza ve görünümünüze dikkat etmemek, sadece sizin sağlığınıza zarar vermekle kalmaz, ilişkinizde de karşı tarafa kötü bir mesaj verir. Kendinize bakmayı bıraktığınızda, eşiniz, ona bakmaktan da vazgeçtiğinizi, ilişkinizi önemsemediğinizi düşünecektir.

    5. Onu değiştirmeye çalışmak

    Çoğu kadının düştüğü bir hata bu! Kadınlar sürekli birlikte yaşadıkları erkeği geliştirmek için çabalarlar. Her ne kadar bu, ilişkiyi zora soksa, yeni problemler yaratsa da… Sürekli onu eleştirmek, yanlışlarını göstermek, bazı alışkanlıklarını değiştirmesi için uyarmak, kalp kırıcı olabilir. Bu da erkek açısından ilişkiyi tatsız hale getirir.

    6. Problemleri kafanıza takmak

    Herkes mükemmel bir ilişkiye sahip olduğunu düşünmek ister. İşte bu uğurda didinmek, sürekli ilişkinize ait problemlere kafa yormak, sizi üzer. Ama bu sorunları dile getirmeden, sürekli kendi içinizde onlarla boğuşursanız, kendinizi olduğu kadar eşinizi de incitebilirsiniz. İyi iletişim, mutlu olmanın ve uzun süreli bir ilişkinin köşe taşıdır.

    7. Yalan söylemek

    Birlikte güzel bir gelecek hayali kuruyorsanız, eşinize yalan söylemenin hiçbir gerekçesi olmamalı. Yani ‘beyaz yalanlar’ deyip işin içinden sıyrılmaya kalkmayın!

  • Boşanma Kararı Çocuğa Nasıl Açıklanmalı?

    Boşanma Kararı Çocuğa Nasıl Açıklanmalı?

    Çocuğunuzun boşanma kararınızından en az şekilde etkilenmesini istiyorsanız, bunlara dikkat edin…

    Günümüzde birçok anne ve baba boşanmaya karar verdikten sonra bu durumu çocuğuna nasıl açıklayacağını bilemediğinden yanlış sonuçlara yol açabiliyor. İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil, boşanmaya karar veren ebeveynlerin bu süreçte çocuklarıyla ilgili nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda öneriler verdi.

    Boşanmaya karar veren çiftler, bu kararlarını çocuklarına nasıl açıklamalı? Bu süreçte nasıl hareket etmeli, hangi davranışlarına dikkat etmeliler? İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil, anne ve babalara bu konuda tavsiyelerde bulundu.

    Ortak bir dil ve dürüstlük

    Çiftlerin boşanmaya karar verdikten sonra bunu çocuğa birlikte anlatmaları gerektiğini söyleyen İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil; “Eğer ayrı ayrı konuşarak açıklamaları gerekiyorsa da ortak bir dil kullanmalı ve en önemlisi dürüst olmalılar. Dürüst olmak için boşanmanın bütün detaylarını çocuğa anlatmak gerekmez. Özellikle küçük yaşlardaki çocuklara boşanmayı anlatırken, onların anlamlandırabileceğinden daha detaylı bilgiler vermek kafalarının karışmasına sebep olur. Anne ve baba birlikte “Artık eskisi kadar iyi anlaşamıyoruz” şeklinde bir açıklama yapabilir.” dedi.

    “Anne ve babalar boşanma kararlarını açıkladıklarında, çocuk bu durumun onun hayatında nasıl bir değişikliğe yol açacağını bilmek ister.” diyen Sevil; “Belirsizlik, çocuklarda kaygı, korku ve endişe uyandırır. Anne babalar, onun hayatında nelerin aynı kalacağını, nelerde nasıl bir değişiklik olacağını somut örneklerle çocuğa açıklamalıdır.” diye konuştu.

    Çocuğu mesaj iletmek için kullanmayın!

    Özden Sevil, anne ve babaların çocuklarına yapacakları açıklamayla ilgili olarak şu önerileri ekledi: “Birbirlerini suçlamadan açıklama yapmalı ve çocuğu taraf tutmak durumunda bırakmamalıdırlar. Anne ya da baba karşı tarafı suçladığında ya da “annen/baban beni artık sevmiyor”, “annen/baban ayrılmak istedi” gibi açıklamalar yaptıklarında çocuklar ister istemez bir tarafı tutmak zorunda kalırlar ve her çocuk için bu ağır bir yüktür. Ayrılık sonrası görüşmelerde anne ve baba çocuğu arada laf taşıyan bir konuma düşürmemeli, çocuk aracılığı ile diğer ebeveyne mesaj iletmemelidirler.”

    Çocuğun her detaydan haberi olmamalı

    Boşanmanın çocuk açısından en önemli sonuçlarından biri de kuşkusuz velayet konusu. Velayetle ilgili karar sürecinde çocuğa, kimde kalmak istediği gibi bir soru sorulmaması gerektiğini söyleyen İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil; “Bu kararın sorumluluğu anne ve baba olarak yetişkinlere aittir. Hiçbir çocuk anne ya da babası arasında bir tercih yapmaya zorlanmamalıdır. Okul öncesi ya da ilkokul dönemindeki çocuklara onların anlamlandırabileceği şekilde açıklama yapılmalıdır. Örneğin; “Okula gittiğin günlerde annenin/babanın yanında kalacaksın. Okulun tatil olduğu günlerde benim yanımda kalacaksın” gibi. Ergenlik dönemindeki çocuklar, velayetin ne demek olduğunu merak edebilir ve sorular sorabilirler. Anne-babalar bunun yasal öncelikle ilgili olduğunu, anne ve babalık olarak bir değişiklik anlamına gelmediğini ve yetişkin olarak, bu konuyla ilgilendiklerini söyleyebilirler.” dedi.

    Özden Sevil velayet konusu ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Velayetin anne ya da babada olması halinde, diğer ebeveynle çocuğun görüşmesi düzenli aralıklarla ilerlemelidir. Eğer belirlenen günde çocuğu görmeye gelemeyecekse anne/baba bunu önceden haber vermelidir. Anne ya da baba şehir dışındaysa ya da uzakta yaşıyorsa internetten görüntülü konuşma, telefon gibi araçlarla iletişim devam ettirilmelidir. Eğer anne ya da babanın yeni bir ilişkisi söz konusuysa, çocuğa anne/babanın birlikte olduğu partneri ile ilgili sorular sorulmamalı, çocuk arada bırakılmamalıdır.”

    Anneyi ve babayı sıklıkla görmeli

    Çocuğun sağlıklı gelişimi için hem annesi hem de babası ile olan ilişkisini sürdürmesinin önemli olduğunu söyleyen Sevil; “Çocuğun, ebeveynlerden biri tarafından ihmali, istismarı gibi bir durum yoksa, ikisi ile düzenli görüşmeye devam etmelidir. Çocuğun her iki evde de rutin bir düzeni olmalıdır. Eğer çocuk babası ile sadece hafta sonları görüşüyorsa, iki gün sadece eğlenceli aktivitelere ayrılmamalı, hafta içi uygulanan düzenin devamı şeklinde olmalıdır. Aksi durumlarda, anne çocuğun ödevlerine yardımcı olmak, okulla işbirliği kurmak, fiziksel bakımını sağlamak gibi sorumlulukları üstlenirken, baba sadece hafta sonu eğlencelerini, tatilleri üstlenmiş olabiliyor. Anne-babalar, çocukla ilgili konularda bir araya gelip ortak kararlar alabildiklerinde, çocuk boşanma sonrası sürece daha kolay uyum sağlayabilir.” dedi.

    Olumsuz iletişimden uzak tutun

    “Çiftler ayrılmaya karar verdikten sonraki süreç anne, baba ve çocuklardan daha fazlasını kapsayabiliyor. Özellikle bizim kültürümüzde çiftlerin kendi aileleri de sürece dahil olabiliyorlar. Çocuklar anne babalarından olmasa da diğer akrabalardan anne ya da babayı suçlayıcı açıklamalar duyabiliyorlar.” diyen Özden Sevil; bu nedenle çiftlerin diğer aile üyelerinin çocukla iletişimini yakından gözlemlemesi ve gerektiğinde müdahale etmesi gerektiğini söyledi. Ya da süreci yönetebilecek, “onlar senin annen ve baban ve hep öyle olacaklar ve seni hep çok sevecekler” dilini koruyabilecek akrabalardan da destek isteyebileceklerini belirtti.

    Olumlu iletişim kuran kişilerle konuşmalı

    Boşanma sürecinin çiftler için de zorlayıcı bir süreç olduğunu ve anne ve/veya baba için bu süreci yönetmenin kolay olmayabileceğini söyleyen İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil; “Bu durumda kendileri bir uzmandan destek alabilirler. Okulla işbirliği yapmak, çocuğun arkadaşlarıyla vakit geçirmesini sağlamak, çocukla olumlu iletişimi olan aile üyelerini devreye sokmak da önemli koruyucu faktörlerdir.” dedi.

  • Çiftler ne zaman boşanıyor?

    Çiftler ne zaman boşanıyor?

    Boşanan çiftlerin yüzde 40’ı evliliklerinin ilk beş senesinde, yüzde 24’ü ise 16. senenin ardından eşleriyle yollarını ayırdı

    Hukuk ve Hayat Derneği, geçen yıl yurt genelindeki boşanmaların nedenlerini, boşanan çiftlerin özelliklerini TÜİK’in boşanma verilerine göre değerlendirdi. Buna göre, 2011’de 592 bin 775 çift evlenirken, 120 bin 117 boşanma gerçekleşti.

    Boşanma davalarının yüzde 29,1’i iki aydan az sürdü. Yüzde 24,9’u 2-4 ay, yüzde 17,1’i 5-8 ay sürerken yüzde 5’i 25-35 ay, yüzde 3’ü ise 36 aydan fazla zaman aldı.

    Çiftlerin yüzde 40’ı ilk 5 sene içinde boşandı. Bir yıldan az süre evli kalanlar, boşananlar arasında yüzde 3,6’yı oluştururken çiftlerin yüzde 9,1’i ilk yılda, yüzde 7,7’si ikinci yılda, yüzde 7,3’ü üçüncü yılda, yüzde 6,7’si dördüncü yılda, yüzde 5,9’u ise beşinci yılda evliliklerini sonlandırdı. Evliliklerinin 6-10’uncu yılı arasında boşananlar yüzde 20,6 olurken yüzde 24,1’i evliliklerinin 16. yılından sonra eşlerinden ayrıldı.

    NEDEN GEÇİMSİZLİK

    Çiftlerin boşanma nedenlerinin büyük bölümünü “geçimsizlik” oluşturdu. Çiftlerin yüzde 96,7’si bu nedenle evliliklerini sonlandırırken bunu yüzde 2 ile ‘bilinmeyen’ nedenler izledi. 116 bin 153 çiftin boşanma nedenini geçimsizlik oluştururken 85 çift zina, 35 çift cana kast, 288 çift ise terk edilmeleri gerekçesiyle ayrıldı.
    Boşanan çiftlerdeki erkeklerin yüzde 22,1’i 30-34 yaş arasında. 26 bin 499 erkek bu yaşlarda eşlerinden ayrılırken 35-39 yaş arasında boşanan erkeklerin oranı 18,6 oldu. 25-29 yaş arasında boşananların oranı yüzde 15,5, 40-44 yaşlarında boşananların oranı yüzde 14 oldu.

    54 yaşın üzerindeki 10 bin 505 erkek, boşanan hemcinslerinin yüzde 8,7’sini oluşturdu. Kadınların yüzde 20,7’si 30-34 yaşlarında eşlerinden ayrıldı. 25-29 yaşlarında ayrılanların oranı yüzde 20.6, 35-39 yaşlarında boşananların oranı ise yüzde 15,5 olduğu belirtildi.

    BOŞANAN KADINLAR 54 YAŞ ÜSTÜ
    Geçen yıl boşanan kadınların 4 bin 852’sinin yani yüzde 4’ünün 54 yaşının üzerinde olduğu tespit edildi. Boşanan erkeklerin yüzde 27’si, kadınların yüzde 26,2’si lise mezunu çıktı. Boşananlar arasındaki üniversite mezunlarının oranı kadınlarda yüzde 16,3, erkeklerde ise yüzde 15,4 oldu.
    Boşanan kadınların yüzde 2’si okuma yazma bilmeyen, yüzde 3,3’ü ise ilkokul eğitimini terk eden kadınlardan oluştu. Erkeklerde ise boşananların binde 7’si okuma yazmaya bilmeyen, yüzde 1,7’si ise ilkokul eğitimini terk edenlerden oldu.

    Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Mehmet Kasap rakamların üzerindeki çalışmaların ardından boşanmaların nedenlerini ve çiftlerin özelliklerini daha net görme şansı yakaladıklarını belirtti. Boşanan çift sayısının üzüntü verici boyutlara ulaştığını söyleyen Kasap, “Boşanma davalarının beşte birinin ilk iki ayda sonuçlanması anlaşmalı boşanmaların daha sık yaşandığını gösteriyor” dedi.

    ÇÖZÜM GETİRİLECEK
    Ayrılan eşlerin büyük çoğunluğunun evliliklerinin ilk beş yılı içinde olduğuna dikkati çeken Kasap, şunları kaydetti: “Ayrıca açılan davaların kaçının yargılanma safhasına geçilmeden takipsiz bırakılmak suretiyle düşürüldüğüne dair istatistiklere ulaşmaya çalışıyoruz. Yine mahkeme tarafından hükmedilen nafakaların tahsil edilme oranlarına ulaşmak istiyoruz. Bu rakamlara ulaştığımızda çalışmamız daha da anlam kazanacak. Dernek olarak bu çalışmamızın paralelinde boşanma davalarında görülen sıkıntılarla ilgili anket çalışması da yürütüyoruz. Özellikle çocukların şahit olarak mahkeme salonlarında dinlenmesi ve nafaka konularında ciddi sıkıntılar olduğunu düşünüyoruz. Bu sıkıntılarla ilgili çözüm önerilerimiz de olacak.”

     

    Boşanmayı önleyen bilimsel formül

     

  • Anlaşmalı Boşanma için Dilekçe Örneği

    Anlaşmalı Boşanma için Dilekçe Örneği

    Anlaşmalı Boşanma için Dilekçe örneği
    Anlaşmalı Boşanma Dilekçesi

    AİLE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
    ÜSKÜDAR

    DAVACI_______:…………. Adres

    DAVALI_______ :…………Adres

    DAVA KONUSU_:Şiddetli geçimsizlik nedeni ile Anlaşmalı boşanma talep ve davası.

    DAVA TARİHİ:../…/…

    İZAHI :
    1-Davacı (İsim) ile davalı eşi(İsim) ../../….tarihinden beri evli bulunmaktadır.
    2-Ancak eşler evlendikleri günden bu güne kadar birbirine uyum sağlayamamışmüşterek hayat çekilmez hale gelmiştir. Bu nedenle bir arada yaşayarak evlilik birliğini devam ettirmeleri mümkün görünmemektedir.
    3- Davalı eş#8217;de boşanmayı kabül etmektedir.Eşler arasında ../../….tarihli bir protokol yapılarak mali sonuçları hakkında anlaşmaya varılmıştır.
    Bu protokol dilekçemize ekli bulunmaktadır.Bu itibar ile Medeni Kanunumuzun ilgili maddesi uyarınca tarafların anlaşmalı boşanmalarını talep etmek zaruretimiz hasıl olmuştur.

    SONUÇ VE İSTEK :
    Davalı eş#8217;de boşanmayı kabül ettiğinden ../../….tarihli prokol de göz önünde tutularak tarafların boşanmalarına
    Duruşma gününün tarafımıza bildirilmesine dair iş bu dilekçemin kabulünü arz ve talep ederiz. …/…./2006

    DAVALI DAVACI

    2. dilekçe……………………………………. …………………………………

    AİLE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA ÜMRANİYE
    BOŞANMA PROTOKOLÜ

    TARİH :

    DAVACI: İsim ve adres
    DAVALI: isim ve adres
    HÜKÜMLER :
    1- BOŞANMA HUSUSU : Her iki taraf da karşılıklı olarak boşanmayı kabul etmişlerdir. Evlilik birliğinin sona erdirilmesi konusunda her iki taraf da mutabıktırlar.
    2- NAFAKA VE TAZMİNAT HUSUSU: Tarafların karşılıklı olarak Nafaka ve tazminat talebi yoktur. Bu husustaki taleplerden bu dosya için ve ileriye yönelik olarak açılacak olan davalardan vazgeçmişlerdir.
    3- EŞYALAR HUSUSU: Taraflar tüm ev eşyaları ve zihnet (altıntakılar) konusunda da anlaşmışlardır ve paylaşmışlardır.Karşılıklı birbirlerinden eşyalar ve takılar konusunda hiçbir talepleri yoktur. 4- MAHKEME MASRAFLARI KONUSU : Taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden mahkeme masrafları ve ücretler ile ilgili ücret talep etmeyeceklerdir. Tüm masraflar ortak pay edilecektir.

    SONUÇ : Yukarıda açıklanan tüm hususlar üzerinde taraflar mutabakata varmış olup işbu protokol mahkeme dosyasına sunulmak üzere karşılıklı teati sonucu tanzim ve imza olunmuştur.

    DAVACI DAVALI

     

    Şiddetli Geçimsizlik Boşanma Dilekçesi Örneği

  • Evlilik İlişkisinde Tecavüze Uğrayan Kadınlar Var

    Evlilik İlişkisinde Tecavüze Uğrayan Kadınlar Var

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “EVLİLİK İÇİ TECAVÜZÜN ÜÇ ŞEKLİ VAR!”

    Kadınlar hukuksal alandan ekonomik alana, ev hayatından gündelik hayata kadar pek çok sıkıntı yaşıyor. Ülkemizde kâğıt üzerinde yapılan değişikliklere rağmen, pratikte kadınlarımız gündelik hayatlarında ayrımcılığa uğramaya devam ediyorlar, şiddete maruz kalıyorlar, erken yaşta evlendiriliyorlar ve evliliklerinde tecavüze uğruyorlar. Bu nedenle kadını yok sayan, ona şiddet uygulayan veya onu bir meta olarak algılayan tüm zihniyet ve yapılara karşı yılmadan mücadelenin sürdürülmesi gerekiyor. Evlilik içi tecavüz, ayrımcılık ve kadına yönelik şiddetti meşru gören tutum ve davranışların asla kabul edilemeyeceğini vurgulayan Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, merak edilen konulara açıklık getirdi… İşte çarpıcı başlıklar:

    EVLİLİK İÇİ TECAVÜZÜN ÜÇ ŞEKLİ…

    Evliliklerinde tecavüze uğrayan kadınların sayısının her geçen gün arttığına dikkat çeken CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Kişiler arasında, tecavüz kelimesinin anlamı her ne kadar zorla cinse ilişki kurmaya çalışma, cinsel ilişkiye zorlanma ve saldırı olarak bilinse de, tecavüz etmek ya da tecavüze uğramak eylemlerinin tanımı doğru olmamakla birlikte eksiktir de. Pek çok ülke de olduğu gibi Türkiye’de de, aynı yatakta uyumalarına rağmen eşi ya da erkek arkadaşı tarafından tecavüze uğrayan çok fazla kadın var. Karşılıklı uzlaşmayı içermeyen, vücuda zarar verme tehdidi ve güç kullanılarak yapılan oral, anal ya da vajinal ilişki olarak tanımlayabileceğimiz evlilik içi tecavüzler genellikle 3 şekilde gerçekleşir.

    1-Tamamen yıkıcı tecavüz : Koca, örneğin tecavüz etmeden birkaç dakika önce eşini dövmüştür ve bunun hemen arkasından onunla cinsel ilişkiye girer. Daha doğrusu tecavüz eder, tecavüz esnasında da fiziksel şiddet uygulamaya devam eder. Burada erkeğin temel amacı cinsel ilişki ve doyum değil karısını her açıdan yıkmak, sarsmak ve öfkesini kusmaktır. Cinselliği bir cezalandırma aracı olarak kullanır. Kadının uğradığı fiziksel ve duygusal şiddetin devamı olan bir saldırı amaçlı tecavüzdür.

    2-Güç amaçlı tecavüz: Bu durumda fiziksel bir şiddet yoktur. Amaç, erkeğin eşi üzerindeki güçlülüğünü ona cinsel olarak gösterme çabasıdır. Bu tecavüz türü, karısının cinsel ilişkiyi istememesi ya da reddetmesi durumunda, erkeğin zorla cinsel ilişkiye girmek istemesidir.

    3-Patolojik tecavüz: Cinsel ilişki şiddet içerikli ve olağandışıdır. Bu erkekler çoğunlukla hayat kadınları ile olan ilişkilerinde bunu daha rahat ve sınırsızca yapma eğilimindedir. Örneğin; izleyebilmek için karısının başka bir erkekle ilişkiye girmesini istemesi, eşini grup seks yapmaya zorlaması, cinsel ilişkiyi çocuklarının önünde gerçekleştirmesi, sado-mazoşist içerikli cinsel ilişkiler yaşamak istemesi patolojik tecavüz grubunun içinde yer almaktadır.” dedi.

    MUTLAKA BİR UZMANA BAŞVURULMASI GEREKİYOR!

    Evliliğinde tecavüze uğrayan kadınların yaşadıklarının bir terapist tarafından ele alınmasının ve çözümlenmesinin önemine değinen CİSED Genel Başkanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Tecavüze uğrayan kadının mutlaka bir uzmana başvurması gerekiyor. Çünkü birlikteliğinde karşılaştığı tecavüz kadının yaşantısını çok olumsuz etkiliyor. Evlilik ya da birliktelik sürecinde maruz kalınan tecavüzler de, tıpkı diğer tecavüzlerde olduğu gibi kurbanda;

    – Cinsel isteksizlik,

    – Kendisine ve partnerine olan saygısını kaybetme,

    – Cinsel işlev bozuklukları,

    – Yoğun korku, kaygı ve endişe,

    – Beslenme ve uyku bozuklukları,

    – Depresyon,

    – İntihar eğilimi,

    – Cinsel yönden eksik olduğu düşüncesi gibi olumsuz duygu ve sonuçlara yol açabilir.” dedi.

    SORUMLULUK ÖNCE KADINA AİT!

    Evlilikteki ya da birliktelikteki tecavüzün önlemesi için toplumun her kesimine, sivil toplum kuruluşlarına, devlet kurumlarına ve medyaya görevler düştüğüne değinen CİSED Genel Başkan Yardımcısı Uz. Dr. Yasemin Yıldız; “Birliktelikteki ya da evlilikteki cinsel şiddet, tecavüz ve saldırganlığı durdurma öncülüğü ve sorumluluğu kadına aittir. Öncelikle kadının:

    – Zihnindeki tecavüz tanımını değiştirmesi,

    – Cinselliği bir görev olarak görmemesi,

    – Cinselliğin zorlamayla olamayacağını anlaması ve anlatması,

    – Sevgi, arzu, haz, şefkat ve bütünlüğün cinselliğin birer parçası olduğunu bilmesi ve öğretmesi,

    – Korku, kaygı ve suçluluk duygularının ortaya çıkmasına neden olan cinselliğin sağlıksız bir cinsellik olduğunu özümsemesi ve özümsetmesi gerekmektedir .” dedi.

     

    Cinsel Saldırı

    TCK MADDE 102 – (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    (2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi halinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır

    (5)Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur

    Maddede açıklandığı üzere eşiniz aleyhine savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsiniz. Şiddet gördüğünüz anda vakit kaybetmeden sağlık raporu alınız. Ayrıca savcılığa bulunduğunuz suç duyurusunda da adli tıbba sevkinizi talep edebilirsiniz.

    Ayrıca, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun gereği Aile Mahkemesine dilekçe vererek korunma talep edebilirsiniz.Savcılık korunma kararı verilmesi için Aile Mahkemesine başvuracaktır.

    4320 sayılı yasada belirtildiği üzere;

    Türk Medenî Kanununda öngörülen tedbirlerden ayrı olarak, eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden birinin veya mahkemece ayrılık kararı verilen veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı olan veya evli olmalarına rağmen fiilen ayrı yaşayan aile bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını kendilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi üzerine Aile Mahkemesi Hâkimi meselenin mahiyetini göz önünde bulundurarak re’sen aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da birkaçına birlikte veya uygun göreceği benzeri başka tedbirlere de hükmedebilir:

    Kusurlu eşin veya diğer aile bireyinin;

    a) Aile bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmaması,
    b) Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer aile bireylerine tahsisi ile bu bireylerin birlikte ya da ayrı oturmakta olduğu eve veya işyerlerine yaklaşmaması,
    c) Aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi,
    ç) Aile bireylerini iletişim araçları ile rahatsız etmemesi,
    d) Varsa silah veya benzeri araçlarını genel kolluk kuvvetlerine teslim etmesi,
    e) Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak şiddet mağdurunun yaşamakta olduğu konuta veya işyerine gelmemesi veya bu yerlerde bu maddeleri kullanmaması,
    f) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması.
    bunlar korunma kararında istenebilecek hususlardır.Yalnız verilen karar süresi 6 aydır. Gerektiğinde tekrar başvuru yapılarak yeniden korunma kararı alınabilir.

    Evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma davası açabilirsiniz. Aldığınız doktor raporlarını , savcılık şikayetlerini, tanıkları ve varsa başka delilleri sunarak eşinizin kusurlu eylemleriyle evlilik birliğinin sona erdiğini ispatlamanız gerekecektir. Yargılama devam ederken tedbir nafakası(bitiminde yoksulluk nafakası) isteyebilir ayrıca maddi manevi tazminatta talep edebilirsiniz.

    Her aşamada hak kaybına uğramamanız için bir avukattan hukuki destek almanızı tavsiye ediyoruz. Eğer maddi durumunuz yetersizse bulunduğuz il Adli Yardım bürosundan tarafınıza avukat atanmasını talep edebilirsiniz.

     

  • Boşanmaların Faturasını Çocuklar Ödüyor!

    Boşanmaların Faturasını Çocuklar Ödüyor!

    Anne baba ayrılığının çocuğun gelişimine en az şekilde yansıması için neler yapmalı, nelere dikkat etmeli?

    ABD’de yapılan bir araştırmada, boşanmış anne ve babanın çocuklarının, matematik derslerinde ve sosyal becerilerde sınıf arkadaşlarının gerisinde kaldığı tespit edildi. Bu da gösteriyor ki boşanmalar çocuk başarısını doğrudan etkiliyor.

    Boşanmaların yükünü en fazla çocuklar çekiyor. Çünkü çocuk genellikle boşanmadan dolayı kendisini suçlu hissediyor. Hal böyle olunca çocuk daha o yaşta yaşayabileceği en büyük travmaya maruz kalıyor.

    Suçluluk hissi yaşıyorlar

    Uzmanlar, boşanma sürecinde çocuğun suçluluk hissi yaşamaması, dolayısıyla herhangi bir travmaya maruz kalmaması için, “Her şey yetişkin biriyle konuşuluyor gibi çocuğa anlatılmalı” uyarısında bulundu.

    İlgiyi eksik etmeyin!

    Çocukların fiziksel ve psikolojik gelişimini en iyi ailesinin içinde tamamladığına dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocukların hem anne hem de babanın ilgisine, sevgisine, şefkatine muhtaç birer varlık olduklarını söyledi. Çocuğun ruhsal ve zihinsel açıdan sağlıklı olmasının en başta gelen şartlarından birinin, kişiliğinin ideal bir aile tarafından yoğrulması olduğuna vurgu yapan Tarhan, günümüzde birçok çocuk ailesi yıkıldığı için gelişimini tamamlayamadığuna dikkat çekti.

    Boşanmanın yükü çocukların omzunda

    Boşanmanın, çocuğun hiç istemediği fakat kaçınılmaz olarak sonuçlarına katlanmak zorunda kaldığı bir durum olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, boşanan eşlerin yeterince sorumlu davranmadıkları takdirde çocukta uyum ve davranış sorunlarına neden olabileceğini dile getirdi. Tarhan, boşanmanın yükünü en fazla çocukların çektiğini de sözlerine ekledi.

    Sorunları çocuğa yansıtmayın!

    Boşanmaya çocuğun penceresinden bakan Rektör Tarhan, çocukların boşanmadan genellikle kendilerini suçlu hissettiğini belirtti. Çocukların, anne ve babasının kendisi yüzünden anlaşamadığını, onun yüzünden boşandıklarını zannettiğini vurgulayan Tarhan, anne ve babanın aralarındaki sorunları çocuğa yansıtmaktan özenle kaçınmaları gerektiğini de dile getirdi. Tarhan boşanmanın çocuğun travma yaşamasına neden olabileceğini vurguluyor.

    “Anne babası boşanan bir çocuk zaten o yaşta yaşayabileceği en büyük travmalardan birini yaşamaktadır. Boşanma öncesinde devamlı didişen anne baba, çocuğu depresyona iten bir sebeptir. Aileler boşanma öncesinde ve sonrasında aralarındaki sorunları çocuklarına asla yansıtmamalıdır.”

    Anne ve baba olduğunuzu bir an bile unutmayın

    Boşanan ailelerde çocukluk depresyonlarına çok sık rastlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocukların küçük yaşta olsalar bile sorunları hissettiklerini söyledi.

    “Çocuk çok küçük bile olsa çevresinde olan biteni takip etmekte, sorunları hissetmektedir. Sorunları hisseden çocuk sıkıntısını söz diliyle anlatamadığı için bunu farklı şekillerde dışarıya yansıtır. Bu durum tırnak yeme, altını ıslatma şeklinde ortaya çıkabilir. Çocukta psikosomatik hastalıklar gözlenebilir; sık sık hasta olur, kusar, bağırsakları bozulur. Evden, okuldan kaçma, kendisine ait olmayan şeyleri alma, uyuşturucuya yönelme gibi durumlar yaşanabilir. Yıkılan ailelerde çocukluk depresyonlarına da çok sık rastlıyoruz. Aileler ne yapıp edip çocuğun kendisini boşanmanın sorumlusu olarak görmesini engellemeli ve çocuğun psikolojik ihtiyaçlarını karşılamaya özen göstermelidir. Anne baba ayrılsa da annelikten ve babalıktan istifa etmemelidir.”

    Boşanma çocuğa nasıl anlatılmalı?

    Boşanmanın çocuktan saklanılacak bir durum olmadığını vurgulayan Tarhan, durumun çocuğa anlatılması gerektiğini kaydetti. Tarhan;

    “Ebeveyn çocuk ilişkisinde temel bir ilkemiz vardır: Çocuğu büyük insan yerine koyup ona olan biteni anlayabileceği bir dille anlatmak, fakat karşılığında büyük bir insan gibi tepki vermeyebileceğini kabul edip sabırlı ve anlayışlı olmak. Bu ilke çocuk için aşılması zor bir engel olan anne baba ayrılığında da uygulanmalıdır. Anne babalar ne yapıp edip çocuğu kendi aralarındaki sorunlardan uzak tutmalı, kaldıramayacağı sorunları çocuğa yansıtmamalıdır. Boşanma çocuktan saklanılamayacak bir durumdur. Sorunları çocuğa yansıtmamak için olan biteni ondan saklamak çözüm değildir. Çocuk zaten ailesinde yaşananları takip edecek, anne baba onu bu konudan haberdar etmezse olayları zihninin elverdiği ölçüde yorumlayacaktır.

    Çocuğun yaşananları doğru algılaması için olayı ona bizim anlatmamız faydalı olacaktır. Aksi halde çocuk zihin kapasitesinin üstünde olan bu durumu yanlış anlar ve büyük bir ihtimalle suçu kendisinde arar.”

    Verdiğiniz mesajlar çok önemli

    Tarhan bu süreçte seçilecek dilin de önemin vurgu yaptı. “Anne ve baba boşanma durumunu çocuğa anlatırken çok açık ve net bir dil kullanmalıdırlar. Ebeveynler çocuğa yaklaşırken şöyle bir tutum sergileyebilirler: ‘Biz senin üzüleceğini, bir müddet mutsuz olacağını biliyoruz. Bir süre bu duruma katlanman gerekiyor ama senin bu durumla ilgili hiçbir suçun ve sorumluluğun yok. Bu tamamen bizden kaynaklanan bir olay.’ Anne baba çocuğa bu mesajı verebilirse çocuk bu durumdan en az zararla çıkmış olur.”

  • Şiddetli Geçimsizlik Boşanma Dilekçesi Örneği

    Şiddetli Geçimsizlik Boşanma Dilekçesi Örneği

    ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI

    GENEL BİLGİLER

    • Dava eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer aile mahkemesinde açılır.
    • Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
    • Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.
    • Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
    • Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir.
    • Boşanmaya hükmedilebilmesi için geçimsizlik veya anlaşmazlığın evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede ciddi ve şiddetli olması gerekir.
    • Ortak hayatın eşlerden sadece biri için çekilmez hale gelmiş olması yeterlidir.
    • Davacı eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı eşe nazaran daha fazla kusurlu olduğu kanıtlanırsa dava reddedilir. Hakim kusur konusunda takdir yetkisini kullanarak karar verir.
    • Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.
    • Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tabidir:

    1. Hakim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz.
    2. Hakim, bu olgular hakkında gerek resen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez.
    3. Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hakimi bağlamaz.
    4. Hakim, kanıtları serbestçe takdir eder.
    5. Boşanma veya ayrılığın fer’i sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz.
    6. Hakim, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir.

     

    Şiddetli Geçimsizlik Boşanma Dilekçesi Örneği

    ……..AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE
    …………….

    DAVACI :
    VEKİLİ :

    DAVALI :

    DAVA KONUSU :

    1) Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Tarafların Boşanmalarına;

    2) Müşterek çocuğun velayetinin Müvekkile verilmesine;

    3)Müvekkilin yanında olan müşterek çocuğu için 500,00 TL TEDBİR NAFAKASI olarak, kararın kesinleşme sonrası için ise her ay iştirak nafakası olarak davalıdan tahsiline;

    4) Müvekkile için, davalı aleyhine 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi istemidir.

    AÇIKLAMALAR :

    1. Taraflar, …./…./……… tarihinde evlilik yapmışlardır. Bu birlikteliklerinden …….. isimli çocukları olmuştur.

    2. Müvekkil, bir eş olarak üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirmesine rağmen, evlilik sonrası davalının müvekkile karşı olumsuz kişiliği ortaya çıkmıştır. Kültür farklılığı, mizaç uyumsuzluğu baş göstermiştir. Davalı asabi ve geçimsiz bir kişiliği vardır. En küçük sorunları bile büyütmüş, kavga ve tartışma ortamı yaratmaya başlamıştır. Müvekkile karlı hiçbir saygı göstermemiş, müvekkilin kişiliğine ve saygınlığına karşı ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulunmuştur. Bu tür küfür ve hakaretlere toplum içerisinde de sürdürmüştür. Davalının müvekkile hakaret ettiğini bir çok kişi duymuştur.

    3. Davalı bu hareketlerini yalnızca müvekkile karşı değil, müvekkilin dost ve akrabalarına karşı da sürdürmüş, onlara karşı tavır takınmıştır, müvekkili toplum içinde rencide ve küçük düşürmüştür.

    4. Müvekkili zor durumda bırakması, çocuğa ve kendisine karşı ilgisizliği hatta çocuğun kirli hazır bezlerini bazen çöpe atmaktan bile imtina ederek yatak odasında bir köşeye atması… İşi olmadığı halde bazen eve geç saatlerde gelmesi, birkaç kez eve uğramaması ve nerede olduğu konusunda bilgi dahi vermemesi, yatakta dahi cinsel anlamda müvekkile olumlu yanıtlar vermemeye başlaması, bu ve benzeri nedenlere rağmen evlilik birliğini çevrenin telkiniyle ve ileride düzelir umuduyla devam ettirme sabrını müvekkil göstermeye çalışmıştır.

    5. Davalı, en son olarak kişisel eşyalarını da alarak müşterek konutu terk etmiş ve anne– babasının evine gitmiştir. Araya giren dost ve akrabaların teşebbüslerine rağmen müşterek konuta dönmemiştir.

    6. Davalı evliliği süresince müşterek çocukla ilgilenmemiştir. Evi terk ederken de müşterek çocuğu komşuya bırakmıştır. Çocuğun velayetinin müvekkile verilmesi, çocuğun yararına olacaktır.

    7. Küçüğün bakım, iaşe, giyim ve her tür gideri için davalının da katkı sunması gerektiği yasa gereğidir. Müvekkilin yanında olan müşterek çocukları ……. için 350,00 YTL TEDBİR NAFAKASI olarak, kararın kesinleşme sonrası için ise her ay iştirak nafakası olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ediyoruz.

    8. Müvekkil davalı ile evlenirken büyük bir mutluluk duyarak evlenmiş, eşine büyük bir değer vermiş ve evliliğinin bir ömür boyu mutlu ve huzurlu bir biçimde süreceği inancı ve hayalini beslemiştir. Ancak davalının yapmış olduğu olumsuz hareketler, müvekkilin hakaretlere maruz kalması ve toplum içersinde küçük düşürülmesi, müvekkilin tüm gayretlerine karşın davalının habersiz ve sebepsiz olarak evi terki, müvekkilde büyük bir hayal kırıklığına neden olmuş, müvekkil üzüntü içinde psikolojik çöküntüye girmiştir. Davalı tarafından oluşturulan ve müvekkilde oluşan manevi keder, üzüntü, moral bozukluğunu kısmen de hafifletmesi amacıyla tamamen kusurlu olan davalıdan 20.000,00 YTL manevi tazminat talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur.

    HUKUKİ NEDENLER : İlgili mevzuat hükümleri
    DELİLLER : Nüfus kayıtları, Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması, Tanık beyanları ve her tür kanıt.

    SONUÇ : Açıklanan nedenler, göz önüne alınacak ve oluşacak durumlar ışığında ;

    1) Müvekkilin evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığından Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Tarafların BOŞANMALARINA;

    2) Müşterek çocuk ………………….’ın velayetinin Müvekkile verilmesine;

    3) Müvekkilin yanında olan müşterek çocukları ……………… için her ay 500,00 TL TEDBİR NAFAKASI olarak, kararın kesinleşme sonrası için ise her ay iştirak nafakası olarak davalıdan tahsiline;

    4) Müvekkil için, davalı aleyhine 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine;

    5) Yargılama giderleriyle, Avukatlık ücretinin dahi davalıya yükletilmesine karar verilmesini davacı vekili olarak talep eder, saygılar sunarım. …/…./……

    Davacı Vekili
    Av………………………..

    Ekler:
    1)Vekaletname
    2) Nüfus kayıtları

     

    Anlaşmalı Boşanma için Dilekçe Örneği