Etiket: bitkisel

  • Boğaz ağrısı için bitkisel tedavi yöntemleri

    Boğaz ağrısı için bitkisel tedavi yöntemleri

    Dönem dönem, boğaz ağrısı ve boğaz enfeksiyonları ile ilgili sıkıntılar yaşarız hepimiz. Her seferinde antibiyotik ya da ilaç kullanmak da bizler için sakıncalıdır. Bu tür sorunları ne kadar doğal yöntemlerle çözersek, o kadar sağlıklı olacaktır. Boğaz ağrısı için doğal antibiyotik görevi görecek olana, sarımsak limonatası tarifi vermek istiyoruz.

    Üstelik sarımsak limonatası kullanımının yanı sıra, doğal boğaz spreyi yapımı konusunda da sizleri bilgilendireceğiz…

    Boğaz Ağrısı İçin Doğal Antibiyotik

    Doğal antibiyotik için, sarımsak ve altın mühür bitkilerini kullanacağız.

    Sarımsak Limonatası Tarifi: 2 diş sarımsağı ince ince doğrayın. 250 gr lık bir kavanozun içine koyun. Üzerine de kavanozun tamamını kapatacak kadar kaynar su ekleyin. Sarımsağı süzerek ayırın. Suya bütün bir limonun suyunu ekleyip, bal ile tatlandırın. Sıcak veya ılık tüketebilirsiniz.

    Altın mühür bitkisi de boğaz enfeksiyonları için oldukça faydalıdır. İyi bir antibakteriyel ve antienflamatuardır. Fakat son derece kötü bir tadı vardır. Bu sebeple altın mühür esansını kullanmanızı öneririz.

    Bitkisel Boğaz Spreyi Nasıl Yapılır?

    Ekinezya kökü, propolis, çördük otu yaprağı ve çiçeği, adaçayı yaprağı, sarı kantaron gibi bitkileri kullanarak bitkisel boğaz soreyi hazırlayabilirsiniz. Fakat bu kür gebeler ve emziren anneler için sakıncalıdır.

    Bu kürlerin yanısıra, uygulamanız gereken bir kaç öneri sunmak istiyoruz…

    * Boğaz ağrısı olduğu süre içerisinde, meyve suyu da dahil olmak üzere, şekerli gıda, içecek ve sütü tüketmeyin.
    * Boğaz şişliğini ve rahatsızlığı azaltmak için saat başı 1 bardak ılık suyun içerisine 1/2 çay kaşığı tuz karıştırarak boğaz gargarası yapın. Tuzlu su gargarası küçük çocuklar için bile çok faydalı; birazını yutsalar bile hiçbir zararı yok.
    * Çay, çorba ve bol su, boğaz ağrınız için son derece rahatlatıcıdır. Fakat bunları ılık olarak tüketmeniz gereklidir.
    * Bulunduğunu ortamı nemlendirmeniz de size faydalı olacaktır.

  • Ceviz kabuklarıyla saç bakımı

    Ceviz kabuklarıyla saç bakımı

    Erkekler kadar kadınlar da yaşıyor saç dökülmesini problemini. Satılan ilaçların çoğu fayda etmiyor, bitkisel formülleri ise gerçekten düzenli kullanmak gerekiyor.

    Halk arasında en çok işe yarayanı sarımsak olarak bilinse de Prof. Dr. Ahmet Maranki’ye göre ceviz kabuğu sarımsaktan daha etkili.
    Malzemeler ve hazırlanışı
    20 tane cevizin kabukları ( dış kısmındaki sert olan kahverengi kabukları) , 1 litre suda 10-15 dakika kadar kaynatın. Elde edilen ceviz kabuğu suyuyla her gün sabah ve akşam olmak üzere iki kere saçlarınızı yıkayın. Düzenli uygulandığında kısa sürede saç dökülmeniz duruyor.
    Kürü en az üç hafta boyunca yapmanız gerekiyor.

  • Kalıcı sarışınlık için…

    Kalıcı sarışınlık için…

    Sarı saçlar hele de doğal sarışın olmak pek çok kadının rüyası. “Eğer kadınlar sarışın olmak istemeseydi dünyada bu kadar çok kuaför de olmazdı” diyen ünlü saç uzmanı Tom Perry, bize bir sırrı da fısıldıyordu adeta.
    Fakat boyalar zamanla saçları yıpratıyor, sarışın olma hayali pek çok kadının saçlarını kaybetmesine de neden oluyor.

    Bu noktada en güzeli bitkisel çareler…
    Sarışın olmak ama saçınızı kimyasal işlemlere maruz bırakmadan mı yapmak istiyorsunuz. Bunun en doğal yollarından biri elbette bal kullanımı. Balın içinde doğal yollarla bulunan hidrojen peroksit saç renginin açılmasını da sağlıyor.
    Hazırlanışı;
    Yarım fincan kaliteli ve mümkünse bitkisel bir saç kreminin içine 4 fincan bal ekleyin. Nemli saça bu karışımı sürün ve plastik bone ile kapatın. Mutlaka sekiz saat kadar saçınızda bekletin. Ardından yıkayın. Bu işlemi haftada bir kez tekrarlayın. Saç renginizin açılmaya başladığını göreceksiniz.

  • Saç derisinin bitkisel ilacı

    Saç derisinin bitkisel ilacı

    Kepeklenmenin altında üst derinin kuruması olan çeşitli deri hastalıkları da yatabilir. Mantar hastalıkları, sedef hastalığı, diskoid lupus gibi hastalıklarda da kepek dediğimiz beyaz pullanmalar görülür. Bu hastalıklar ancak dermatoloji uzmanlarının ele almasıyla düzelebilir.

    Kepekli saçın birçok farklı nedeni olabilir. Stres, yorgunluk ve mevsim değişiklikleri kepeğin tetikleyicileridir. Ayrıca saç bakımınız deri yapınıza uygun olmayabilir. Kullanılan şampuan, saç boyaları kepeklenme yapabilir. Bu sebeplere bağlı olarak kepeklenme artıp azalabilir. Az su içmek, dengesiz beslenmek; özellikle biotin, çinko, omega3, A,D,E vitamini eksiklikleri cilt bozuklukları ile birlikte kepeklenmeye yol açar.

    Kullanılan kepek şampuanlarından etkili sonuç alınmadıysa cilt uzmanlarına danışma zamanı gelmiştir. Tabii her soruna olduğu gibi kepekli saça için de bitkisel çözümler vardır. Bitkiler cildimizin en içten dostu olabilir. Hem içten (taze meyve ve meyve suları, bitki çayları) hem de dıştan (losyon, tonik, maske, krem ve banyolar) tedavi edici etkileri vardır.
    Kepeğe karşı tonik
    * Kepeğe kayın, ısırgan otu, çay ağacı, limon otu, tere, öküzgözü, dulavrat otu, hodan yaprağı, hodan çiçekleri, kaynamış keten taneleri, hindiba kökü, hindiba yaprağı ve hindiba çiçekleri iyi gelir. 1 su bardağı kaynamış suya bu bitkilerden arzu edilen bir bitkiden 3 tutam alınarak hazırlanır. 5 dakika demleyerek saça banyo sonrası masaj yaparak uygulanır.
    * Gece yatmadan önce limonlu sirke, Hindistan cevizi yağı, nane yağı ya da zeytinyağını saçlı deriye uygulamamız hazırladığımız bitki losyonlarının etkilerini artırır.
    Kepeğe karşı maske
    Ezilmiş ıhlamur yapraklarından lapa, aloe vera yapraklarının jeli ya da ezilmiş çemen tohumu lapası uygulanabilir. Hem kaşıntı hem de pullar giderilebilir.
    Malzemeler
    1 tutam gül
    1 tutam civanperçemi
    1 tutam kekik
    1 tutam turunç
    1 tutam hindiba
    Hazırlanışı
    Bu bitkileri 5 dakika demleyin. Demlenmiş bitki çayını banyo sonrası saçlı deriye masaj yaparak uygulayın. Bu karışımı rahatlatıcı çay olarak da içebilirsiniz.

  • H3N2 virüsünü bitki çayları ile yenin…

    H3N2 virüsünü bitki çayları ile yenin…

    “H3N2 virüsü olarak belirlenen grip hastalığını yenmek için bitki çaylarından faydalanın”

    Çok sayıda insanı yataklara düşürüp ateş ve halsizliğe neden olan H3N2 virüsü mevsimsel grip hastalığı olarak biliniyor. Virüs, girdiği vücudu mikroplara karşı savunmasız halde bırakıyor. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, antibiyotik kullanmadan H3N2 virüsünü yenmek için adaçayı, ıhlamur, zencefil, karabiber ve karanfil çaylarının tüketilmesinin yararlı olacağını belirtiyor.

    Hastanelerin dolup taşmasına neden olan H3N2 virüsüne karşı bitkilerin gücünden faydalanılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Erdem Yeşilada, “Doğal 5 savaşçı yardımıyla H3N2 virüsünü yenebilirsiniz. ” diyor.

    Ihlamur
    Grip denilince ilk olarak aklımıza gelen bitkilerden biri de “ıhlamur” dur. Yapılan çalışmalarda ıhlamur içerisindeki bileşenlerden bazılarının (flavonoit) iltihap giderici ve ağrı kesici etki gösterirken, bazı bileşenlerin (müsilaj) de boğazı yumuşatması neticesi boğazda tahrişi önlediği ve bu suretle soğuk algınlığı şikayetlerinin hafifletilmesinde tedaviye yardımcı olduğu görülmüştür.
    Adaçayı
    Ağız ve boğaz iltihaplarında etkili olduğu bilinen bir başka bitki ise “adaçayı”dır. Özellikle bitkinin içerdiği uçucu bileşenlerin ağız ve boğaz iltihaplarında (farenjit, jinjivit gibi) yararlı olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla çay şeklinde (kesinlikle kaynatılmadan) adaçayı ile hazırlanan gargaranın bu amaçla kullanılması önerilmektedir.
    Zencefil
    Soğuk algınlığı ve gribin önlenmesi ve tedavisinde yararlı olacak bu iki bitkinin yanı sıra zencefil rizomlarının yararları, beklenen etkinin desteklenmesi bakımından önemlidir. Bilimsel çalışmalar zencefil içerisindeki bazı bileşenlerin (gingerol, şogaol) kuvvetli iltihap giderici etkisi bulunduğunu ortaya koymaktadır.
    Karanfil
    İçerisinde bulunan uçucu özellikteki öjenol, ağız ve boğaz mukozası yangılarında yangı giderici; bakteri, mikromantar veya virüslerin yol açtığı ağız ve boğaz enfeksiyonlarında antiseptik olarak ve ağrı hissini hafifletici etkisi söz konusudur. Bu nedenle, özellikle öjenol taşıyan Seylan tarçını kabuğu ile birlikte mikroorganizmalar üzerinde etkisi nedeniyle soğuk algınlığında çay olarak içilmesi ya da yoğun derişimli çayının (%5-10) gargara olarak uygulanması yararlıdır. Yapılan bilimsel çalışmalarda uçucu yağının antibiyotiklerin etkinliğini artırdığı gösterilmiştir.
    Karabiber
    Top ve toz formlarındaki karabiber meyveleri ile hazırlanan çayın gargara şeklinde boğaz enfeksiyonlarında yararlı olduğu bilinmektedir. Bilhassa boğazda soğuk algınlığı belirtilerinin ilk hissedildiği süreçte uygulanması durumunda daha etkili olabilmektedir. Ayrıca yürütülen çalışmalarda bağışıklık sistemini düzenleyici, yangıyı ve spazmları giderici, kanserleşmeyi önleyici etkileri bildirilmektedir. Karabiber meyvesinin bileşenlerinden biri olan piperinin biyolojik etkileri son yıllarda dikkat çekmektedir.

    Turşu kurun, boza ve kelle-paça çorbası için’

    H3N2 virüsü Türkiye’de son 1 ayda nüfusun %2’sini enfekte etti. Hastalık ağır seyrediyor, uzun sürüyor ve yakaladığını adeta ‘paçavraya’ çeviriyor. Peki gripten korunmak, yakalandığında bir an önce iyileşmek için neler yapılmalı? Fitoterapist Dr. Ümit Aktaş, “Kilit nokta vücut direncini güçlendirmek” diyor.

    Son günlerde, halk arasında ‘paçavra’ hastalığı olarak da bilinen grip nedeniyle hastanelerin yolunu tutanların sayısında ciddi artış var. Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bir ayda toplumun %2’sini etkileyen H3N2 virüsünün yeni bir virüs olmadığını, bu nedenle de bir salgın beklenmediğini açıkladı ancak herkes hastalıktan korunmanın yollarını arıyor.

    Aşırı derecede halsizlik, yorgunluk ve kırgınlık yapan hastalık; ateş, öksürük, burun tıkanıklığı gibi belirtilerle seyrediyor ve uzun sürüyor. Sadece gripte değil, tüm hastalıklarda tedavilerin daha pahalı ve zahmetli olduğu göz önünde bulundurulduğunda koruyucu yöntemlerin önemi kendiliğinden ortaya çıkıyor. Fitoterapist Dr. Ümit Aktaş da bu noktaya parmak basıyor. Buradaki en önemli kuralın güçlü bağışıklık sistemi olduğunu vurgulayan Dr. Aktaş’ın söyledikleri: “Bağışıklık sistemi vücudumuzu hastalıklara karşı koruyan ve savunan ordumuz gibidir. Üstelik sanıldığı gibi sadece mikroplara karşı korumuyor, iç ve dış tüm sağlık bozucu ajanlara karşı koruyor. Her gün karşılaştığımız ve vücudumuzda meydana gelen onca hastalık etkenine rağmen hastalanmadan sağlıklı yaşamamızı bağışıklık sistemimize borçluyuz, bağışıklık sistemimiz olmasaydı, yaşamamız mümkün olmazdı.”

    Fakat bağışıklık sistemi her zaman başarılı olamıyor ve insanlar hastalanıyor. Bu hastalıklardan biri de özellikle kış aylarında artış gösteren ve salgın korkusu yaratan grip. Sadece grip salgını dönemlerinde korunmaya çalışmanın yanlış olduğunu söyleyen ve “Hayatın her döneminde bağışıklık sistemini güçlü ve dengeli tutmak gerek. Bunun için öncelikle genel tedbirleri almak önemli” diyen Dr. Aktaş, güçlü bir savunma sistemine sahip olmak için önerilerini şöyle sıralıyor:

    GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIĞIN ALTIN KURALLARI
    1. Sigara içmeyin.
    2. Alkol kullanmayın.
    3. Günde 40 dakika egzersiz yapın. Ağır egzersiz değil, yürüyün.
    4. İşlenmiş gıdaları hayatınızdan çıkarın, doğal gıdalarla beslenin.
    5. Şekeri hayatınızdan çıkarın, bağışıklık sisteminizi zehirliyor.
    6. Hazır mayalardan uzak durun, vücudunuz hazır mayaları sindiremiyor, ekşi mayaya dönüş yapın.
    7. Probiyotiklerinizi takviye edin. Bunun için fermente gıdalarla beslenin, ev yoğurdu yapın, turşu kurun, boza için.
    8. Bunlarla birlikte bağışıklık sisteminizi güçlendiren bitki çayları içebilirsiniz.

    BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DESTEKLEYEN BİTKİ ÇAYI
    • 1 tatlı kaşığı yeşil çay,
    • 1 tatlı kaşığı ekinezya,
    • 1 tatlı kaşığı ıhlamur,
    • 250 cc. kaynar su.
    Bunları kapaklı bir porselen fincanda yaklaşık 30 dakika demleyip için.

    Grip olduktan sonra kısa sürede iyileşmek için yapılması gerekenler neler? Dr. Ümit Aktaş’ın doktorun önereceği tıbbi tedaviye ek olarak iyileşmeyi hızlandıracak ve bir an önce normal hayata dönmeyi kolaylaştıracak önerileri ise şunlar:

    “GRİPSENİZ BOL BOL KELLE-PAÇA VE İŞKEMBE ÇORBASI İÇİN”

    • Mutlaka istirahat edin.
    • Bol miktarda sıvı tüketin.
    • Bulunduğunuz mekânı sık sık havalandırın.
    • İçeceğiniz çorbalar iyileşmenizde son derece etkili olacaktır: Bol bol kelle paça, işkembe ve tarhana çorbası için. Bunlar, bağışıklığınızı destekleyen fermente gıda içeren çorbalardır.
    • Kapari turşusunu bolca tüketin. Kapari antiviraldir, virüsleri öldürür.
    Aşağıdaki çayı taze olarak hazırlayıp her gün en az 5 fincan için. Sizi rahatlattığını göreceksiniz.

    ŞİKAYETLERİ AZALTAN GRİP ÇAYI
    • Limon kabuğu,
    • 1 tatlı kaşığı adaçayı,
    • 1 tatlı kaşığı zencefil,
    • 250 cc. kaynar su,
    Dr. Ümit Aktaş, grip çayının da bitkilerin etken maddelerinden daha fazla yararlanmak için kapaklı ve porselen fincanda demlenerek içilmesini tavsiye ediyor.

  • Cilt tipleri için bitkisel sırlar

    Cilt tipleri için bitkisel sırlar

    Bitkisel çözümler hem sizi yerçekimi ile savaşta koruyor hem de beklemediğiniz ışıltılar yaratıyor. Nasıl mı?

    İstediğiniz kadar düzenli krem kullanın, gece makyajınızı çıkarmadan yatmayın yine de yıllarla savaşmak kolay değil. Beklemediğiniz bir anda kendinizi cildinizin ışıltısı sönmüş olarak bulabilirsiniz. Aslında bu konuda tüm kadınlar em fikir olduğu için bitkisel çarelere ciddi bir dönüş yaşanıyor.

    Kuru ciltlere

    Buz kabına süt koyup dondurun. Donmuş sütleri her Gün cildinizde dolaştırın.

    Yağlı ciltlere

    Maden suyuna yarım limon sıkıp buz kabında dondurun. Donmuş maden suyunu her gün makyaj öncesi cildinizde dolaştırın. Böylece gözeneklerinizin sıkışmasını ve cildinizin sarkmasını engellemiş olursunuz.

    Yaşlanmış ciltler

    Bir çorba kaşığı öğütülmüş badem unu, bir yumurta sarısı, bir tatlı kaşığı tatlı badem yağı ve 20 damla limon suyunu karıştırıp cildinizde 20 dakika bekletip temizleyin.

    Karma ciltler için

    Bir çorba kaşığı havuç suyu, bir çorba kaşığı susam yağı ve bir tatlı kaşığı polen tozunu karıştırın. Cildinizde 20 dakika bekletip yıkayın.

    Makyajdan önce

    Hepsinden bir çorba kaşığı olmak üzere, portakal suyu, süt, soya ununu karıştırıp cildinizde 20 dakika bekletin önce ılık sonra soğuk su ile yıkayın.

    Hassas ciltlere

    Hepsinden bir çay kaşığı olmak üzere, bal, gliserin ve yulaf ununu karıştırın. 20 dakika cildinizde bekletin.

  • Baş ağrısını ilaçsız geçirmek için 10 ipucu

    Baş ağrısını ilaçsız geçirmek için 10 ipucu

    Türkiye’de her üç kişinden biri bas ağrısından şikayetci. Araştırmalara göre 250 ye varan değişik baş ağrısı çeşidi var. Bugün eczanelerde hatta market ve bakkalar da baş ağrısına karşı kullanılacak çeşitli ilaçlar var. Bu ilaçların doktor gözetiminde kullanılması gerekmekte.

    Peki ilaç almadan baş ağrımızı kendi kendimize tedavi etmeye çalışsak nasıl olur ? İşte size baş ağrınızı ilaçsız geçirmek için 10 ipucu :

    1. Çok uzun süre aç kalmak baş ağrısının sebeplerinden biridir, çünkü açlık kan şekerinizin düşmesine neden olur. Düzenli ve dengeli beslenmek ve tabiki doğru gıda ve besinler ile beslenmek gerekir. Bol miktarda Magnezyum baş ağrılarınızın önüne geçebilir. Çok fazla yağlı ve şekerli gıda tüketimi baş ağrısının en büyük sebeplerinden biridir. Araştırmalara göre abartmadan kahve içimi baş ağrılarınızı hafifletebilir çünkü kafein kan dolaşımını dengeler.
    2. Sabahları baş ağrısıyla uyanıyorsanız, bu diş ve çenenizle ilgili bir sorununuz olduğunu gösterebilir. Diş ağrıları kendini baş ağrısı şeklinde hissettirebilir. Diş doktorunuzu düzenli olrak ziyaret etmeniz bu ihtimali ortadan kaldıracaktır. Ağız ve diş sağlığının düzenli bir şekilde yapılması, bu sebeple meydana gelebilcek baş ağrınızın önüne geçecektir.
    3. Bütün gün masa başında veya bilgisayar karşısında oturan kişilerde bel, özellikle boyun ağrıları baş ağrılarına sebep olabilir. Böyle bir sorun yaşıyorsanız fön makinanız size yardımcı olabilir. Fön makinanızı sıcak ayarına getirerek, boynunuzdan omuzlarınıza daireler çizerek bir kaç dakika masaj yapın. Yararını göreceksiniz. Ama en önemlisi masa başı veya bilgisayar karşısında doğru pozisyonda oturmalısınız.
    4. Çok uzun süreli uyumak, az uyumak kadar baş ağrısına sebep olacaktır. Hafta sonları düzensiz veya uzun süreli uykuların sonucunda oluşan baş ağrıları çok sık görülen bir sorundur. Uyku saati düzeninizi hafta sonları dahil bozmayın. Düzenli uyku saatleri sadece baş ağrılarınız için değil, sağlıklı bir vücut içinde size çok yararlı olacaktır.
    5. Farkında olmadığınız göz bozuklukları baş ağrısının sebeplerinden biridir. Kitap okurken baş ağrısı çekiyorsanız ve bazen okumakta zorlanıyorsanız bir göz doktoruna gitmenizde fayda var. Düzenli olarak göz doktoruna muayene olmak göz bozuklukları sebebiyle oluşabilecek baş ağrılarınızın önüne geçecektir.
    6. Her insandan fazla stres değişik belirtiler gösterir. Kimisinde mide ağrısı şeklinde, kimisinde boyun ağrısı kimisinde de baş ağrısı şeklinde kendini belli eder. Mümkün olduğunca stresden uzak durmalısınız ?
    7. Az su içmek kan pıhtılaşmasına sebep olur ve oksijen emilimini azaltır. Oksijen alımının azalması baş ağrılarının büyük sebeplerinden biridir. Su içmek için susamayı beklemeyin, çünkü susama hissi vücudunuzun size olan uyarısıdır. Uyarı gelmeden su tüketerek vücudunuzun su ihtiyacını karşılayın. Ortalama bir insanın günde 2 litre su tüketmesi gerekmektedir.
    8. Yukarıdaki madde de belirttiğimiz gibi oksijen alınımının azalması baş ağrılarının en büyük sebeplerinden biridir. Sigara içmek, sigara içilen ortamlarda bulunmak, havasız veya kirli havası bulunan yerlerde bulunmak, nefes aldığınızda yeterli oksijen almamanıza sebep olacaktır. Eğer kullanıyorsanız sigarayı bırakmaklı ve yukarıda bahsettiğimiz ortamlardan uzak durmalısınız.
    9. Soğuk Jel kompress ile boyuna ve omuzlara yapılan masaj baş ağrılarınızı hafifletir. Önce soğuk jel kompresi şakaklarınıza, alnınıza ve omuzlarınıza birer dakika tutun sonra 3 dakika ara verin, tekrar birer dakika soğuk kompresi uygulayın. Daha sonra nane yağıyla şakaklarınıza masaj yaparsanız nefesiniz açılacaktır. Bu size dinlenmişlik hissi verecek, rahatlatacak ve kaslarınızı gevşetecektir. Eğer naneye karşı alerjiniz varsa nane yağı masajını uygulamamalısınız.
    10. Haftada en az 3 kez yarım saat temiz havada bisiklet sürmek veya yürüyüş yapmak baş ağrılarına iyi gelecektir.

    Eğer yukarıda saydıklarımızın faydasını görmezseniz eczanelerde reçetesiz satılan ağrı kesicilerde kullanabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken nokta ise ayda en fazla 10 adet ve 3 gün üst üste bu ağrı kesicileri kullanmamaktır. Sürekli olarak alınan ağrı kesiciler baş ağrılarınızı kronikleştirebilir.

  • Saçlarınızı Hızla Uzatacak Doğal Formüller

    Saçlarınızı Hızla Uzatacak Doğal Formüller

    Saçlarını uzatmak isteyen çoğu kadın,zararlı kozmetik ürünlerinden faydalanmayı tercih ediyor. Oysa kozmetik ürünler saçın yıpranmasına ve saç tellerinin kırılmasına neden olmaktadır. Kimyasal ürünlere başvurmak yerine doğal ve basit yöntemleri uyguladığınızda saçınızın sağlıklı ve hızlı bir şekilde uzadığını göreceksiniz.

    Marul kürü ile saç uzatma

    1 adet dilimlenmiş turp ve 4 yaprak marulu 1 litre suda kaynattıktan sonra süzüp saçınıza sürün. 1saat beklettikten sonra durulayın. Marulun içinde bulunan E vitamini sayesinde saçların uzaması sağlanır.

    Badem yağı ile saç uzatma

    Eczanelerde bulabileceğiniz Bemiks ampulu badem yağı ve sarımsak yağı ile karıştırın. Sinemaki otunu 1 su bardağı suda kaynattıktan sonra bu karışıma ekleyip saçlarınıza masaj yaparak sürün. 20 dakika beklettikten sonra durulayabilirsiniz. Haftada 1 defa uyguladığınız takdirde 1 ayda saçlarınızın hızla uzadığını fark edeceksiniz.

    Elma sirkesi ile saç uzatma

    2 bardak suda kekik kaynatılır. İçine biberiye, 2 yemek kaşığı kadar zeytin yağı, ve 1 çay bardağı elma sirkesi ilave edilir. Saçınıza masaj yaparak bu karışımı sürüp 45 dakika beklettikten sonra durulayın. Saç köklerini güçlendirip, hücrelerin canlanmasını sağlayan bu kür ile saçlarınız hızla uzamaya başlayacaktır.

    Turp ile saç uzatma

    1 turpu rendeledikten sonra, kaynayan su içine atılır. İçine 3 dal marul ilave edilir. Kaynatılmaya devam edilir. Kaynamaya başladıktan sonra ocaktan alınır. Süzüldükten sonra kalan su saçlara sürülür. Marulun E vitamini içermesi nedeni ile saçlar daha hızlı uzar. Haftada bir kere uygulayabilirsiniz.

    Lavanta ile saç uzatma

    Kaynamış suyun içine lavanta eklenir. Demlenmeye bırakılır. Demlendikten sonra durulama suyu olarak kullanılır. Banyodan çıkarken son dökme suyu olarak bu karışımı kullanmalısınız. Saçlarınızı bir daha durulamadan çıkın. Lavanta suyu saçların uzamasını sağlar. Haftada 2 kere uygulanabilir.

    Saç Uzatma Yöntemleri için tıklayın !

  • Bitkisel Saç Rengi Açan Karışımlar

    Bitkisel Saç Rengi Açan Karışımlar

    Saç renginizi açmak istiyor ve bunun doğal yollarla olmasını istiyorsanız bu yazımız tam da size göre. Bitkilerle yapabileceğiniz ve herhangi zararlı madde içermeyen bu karışımlarla hem saçınızı besleyecek hem de renginin açılmasını sağlayacaksınız…

    1. Yöntem

    Bal saçı hem besler hem de rengini açar. Yapmanız gereken yarım fincan saç kreminin içine çeyrek fincan bal dökün ve karıştırın. Siz saçlarınızı yıkayın ve yaptığınız karışımı sürün. Daha sonra saçlarınızı bir bone yardımı ile kapatın.Bu işlemi uyurken yapın ve sabah kalkınca saçlarınızı yıkayın.

    Saç kremleri için tıklayın !

    2. Yöntem

    Limonun saçı besleyen ve rengi açan özellikleri vardır. 1 bardak suya 3 te 1 limon katın. Ve karıştırın. Bu karışımı bir sprey şişesine doldurun. Sprey kolonya şişeleri bu iş için idealdir. Daha sonra saçınıza bu karışımı püskürtün. Özellikle sokağa çıkarken güneşli havalarda bu işlemi yapın. Güneş ışığı ile birlikte limon etkisini gösterecek ve saç renginiz açılacaktır.

    3. Yöntem

    Son yöntemimiz papatya çayı yöntemidir. Papatya çayını demleyin ve soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra bu çayı saçınıza sürün.Bu şekilde 45 dk bekleyin ve saçınızı yıkayın.Papatya bilinen en etkili saç açıcılardandır.

    Saç Rengi ve Saç Boyama hakkında herşey için tıklayın!

  • Gözaltı sarkmasına bitkisel çözüm

    Gözaltı sarkmasına bitkisel çözüm

    Göz altı sarkması en genel yaşanan güzellik problemlerinden biri. Kremler genelde çare olmadığı için estetik bu problemde en çok başvurulan çarelerden biri.Oysa göz altı için en güzel ve etkili yöntem bitkisel çarelerde.

    Çoğunlukla bir kremi alıp sürmek daha kolay geldiği için kulak arkası ediliyor. Halbuki güzelliğin temel taşları bitkisel kökenli karışımlardan geçiyor.

    Malzemeler ve hazırlanışı;

    Bir miktar kuşburnu suda kaynatılarak koyu bir losyon haline getirilir, süzülür. İçine iki parça pamuk daldırılıp göz altındaki sarkan kısımlara yerleştirilir. Sırtüstü yatarak bir süre beklenir.

    Bu uygulama şişi azaltır, cildi sıkıştırır. Düzenli yapılırsa problemi tamamen yok eder.