Etiket: bitkisel çay

  • Mate Çayı Nasıl Yapılır? Mate Çayının Faydaları Zararları Nelerdir?

    Mate Çayı Nasıl Yapılır? Mate Çayının Faydaları Zararları Nelerdir?

    Mate bitkisinin yapraklarından hazırlanan mate çayı, antioksidan içeriğiyle oldukça sağlıklı bir bitkidir. Güney Amerika’da yetiştirilen ve küçük bir ağaç olan “Yerba Mate” yapraklarından elde edilir. Özellikle kilo vermede sıklıkla kullanılır, bedenin form kazanması ve kilo kontrolü sağlanması için idealdir. 24 vitamin içeren mate, 15 amino asit ve antioksidanlarla muhteşem bir besindir. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için özellikle kullanılmaktadır.

    Mate Çayı Nasıl Yapılır?

    Genellikle aktarlarda paket olarak satılan mate çayı tarifi, oldukça pratiktir. Kurutulmuş ve minik yapraklar haline getirilmiş mate bitkisi, demleme usulüyle hazırlanır. Hafif acımsı tadı olan mate çayı hazırlanışı için; 1 fincan kaynamış suya, 1 tutam mate çayı ilave edilir. Birkaç dakika demlenir ve süzülerek içilir. Arzuya göre çubuk tarçın eklenerek içilebilir.

    Mate Çayı Nasıl Yapılır? Mate Çayının Faydaları Zararları Nelerdir? | 1

    Mate Çayının Faydaları Nelerdir?

    Bağışık sistemine donanım kazandıran mate çayının faydaları, içerdiği antioksidan özüyle taçlanmaktadır. Sağlığa muhteşem katkılar sağlayan bitki;

    • Zayıflama ve kilo kontrolü sağlar.
    • Depresyonu önler, iyileştirir.
    • Kaygıyı azaltır, rahatlatıcı etkiye sahiptir.
    • Sinüsleri açmada etkilidir.
    • Alerjilerin hafifletilmesinde kullanılır.
    • Kalbi destekler, daha iyi çalışmasını sağlar
    • Bağışıklık sistemini güçlendirir
    • İltihap oluşumunu önler, iyileştirir
    • Vücuda canlılık ve enerji katar
    • Sindirim sistemine katkı sağlar
    • Zihni açar, konsantrasyon ve motivasyon sağlar
    • Metabolizmayı daha hızlı çalıştırır.
    • İdrar söktürücü, yağ yakıcı özelliği bulunur.
    • Ödem atılmasında, şişliklerin giderilmesinde etkilidir.

    Mate Çayı Nasıl Yapılır? Mate Çayının Faydaları Zararları Nelerdir? | 2

    Mate Çayının Zararları Nelerdir?

    Aşırı tüketimlerde mate çayının zararları gözlemlenebilir. Kalp çarpıntısı, tansiyon sorunu gibi nedenleri önlemek adına fazla tüketimden ve uzun süreli kullanımlardan kaçınılmalıdır. Zayıflama için düzenli içildiğinde, 3 hafta içildiğinde minimum 2 hafta ara verilmelidir.

    • Hamileler ve emziren annelere önerilmez.
    • Kalp hastaları ve tansiyon hastaları hekime danışarak içmelidir.
    • Düzenli ilaç kullanan kişiler, yine doktora danışarak içebilirler.

    Mate Çayı İle Zayıflama Kilo Vermek İçin Tıklayın !

    Çilek Çayı Nasıl Yapılır? Çilek Çayının Faydaları Zararları Nelerdir?

    Altın Çilek Çayı Nasıl Yapılır? Faydaları Zararları Neledir? Tıklayın !

    Kekik Çayı Nasıl Yapılır? Faydaları Zararları Nelerdir? Neye İyi Gelir? Tıklayın !

    Dut Yaprağı Çayı Nasıl Yapılır? Faydaları Zararları Nelerdir? Neye İyi Gelir? Tıklayın !

    Moringa Çayı Nasıl Yapılır? Faydaları Zararları Nelerdir? Tıklayın !

    Rezene Çayı Nasıl Hazırlanır? Faydaları Zararları Nelerdir?

    Biberiye Çayı Nasıl Yapılır? Biberiye Çayının Faydaları Zararları Nelerdir? Tıklayın !

    Rooibos Çayı Nasıl Yapılır? Faydaları Zararları Nelerdir? Tıklayın !

    Chia Çayı Nasıl Yapılır? Chia Çayının Faydaları ve Zararları Nelerdir? Tıklayın !

    Ayva Yaprağı Çayı Nasıl Yapılır? Faydaları Zararları Nelerdir? Tıklayın !

    Melisa Çayı Nasıl Hazırlanır? Melisa Çayının Faydaları Zararları Nelerdir? Neye İyi Gelir?

  • Bitkisel çaylar cildi güzelleştiriyor

    Bitkisel çaylar cildi güzelleştiriyor

    Birçok bitkisel çay aynı zamanda iyi birer toniktir. Özellikle de ıIdemlenmeye bırakın ve daha sonra spreyli bir şişeye koyarak yüzünüze püskürtün. Yeşil çay yüksek oranda antioksidandır. Kuşburnu ise zengin bir C Vitamini kaynağıdır ve cildimizdeki kolajeni artırır.

    Cilt ve saç nemlendiricileri

    *Ekstra virgin yağlar kuru cilt ve saç için mükemmel bir nemlendiricidir.

    *Hindistan cevizi, badem, kabak çekirdeği yağı da özellikle iyidir. Bunlar kuru cildi dinlendirir ve besler, saça da sağlıklı ve doğal bir parlaklık verirler.

    *Buğday çimi suyu saçı ve saç derisini besleyerek beyazlaşmayı önleyebilir.

    Maskeler

    *Avokado maskesi kuru ciltler için en iyi toniktir. Avokado bol miktarda E vitamini ve faydalı yağlara sahiptir. Cildinizi canlandırmak için avokadoyu bir kaç damla portakal veya limon suyu ile ezin ve cildinize uygulayıp biraz dinlenin. 20 – 30 dakika kadar sonar yıkayın.

    *Rendelenmiş salatalık maskesi yağlı cildi tazeler. Yüzünüze sürün, nemli bir havlu ile kapatın ve dinlenin.

    Kırışıklara karşı

    Yüzdeki sarkmalara karşı aloe vera doğal bir onarım sağlar. Taze yapraklarından elde edilen jöle kıvamındaki öz en iyisidir. Yarım saat kadar veya gece boyunca cildinizde beklettikten sonra yıkayın. Cildinizi kaldıracak, ciltteki yorgunluk ve sarkmaları hafifletecektir. Aynı zamanda güneş yanığı gibi yanıklara da iyi gelir. Böyle durumlarda acı veya kızarıklık geçene kadar yanık bölgeye düzenli olarak uygulayın.

  • Kırışıklıklara karşı çözümler

    Kırışıklıklara karşı çözümler

    Gözaltındaki hafif çizgileri ve boyun bölgesindeki kırışıklıkları düzeltmek için neler yapabilirsiniz?

    1- Buz masajı: 1/4 litle suyun içerisine 1 bütün limonu sıkın. Daha sonra bunu buzlukta dondurun. Buzla cilde masaj yapmak, kan dolaşımınını hızlandırmanın yanısıra, cilde serinlik ve canlılık kazandırır.

    2- Parmaklarınızla yüzünüze dokunun: Her sabah, 2 dakika süre ile orta ve yüzük parmağınızı kullanarak masaj yapın. Burundan başlayarak yüz ve boynunuza uygulayacağınız bu masaj cildinizin gerginleşmesini sağlar.

    3- Yeterli miktarda iyot alın: Metobolizma ve cilt hücreleri için tiroid hormonu oldukça önemlidir. Eğer yeteri derecede iyot alıyorsanız, cilt hücrelerinizin çalışması ve kendini yenilemesinde bir problem yoktur. Ancak vücudunuzun iyot bakımından fakir kalması cildin erken yaşlanmasına ve kırışmasına yol açar. Özellikle yaşadığınız yerde havadaki iyot oranı düşükse, bol iyot içeren yiyecekler (örneğin deniz ürünleri) yiyin ve iyotlu tuz kullanın.

    4- Yağ maskesi: Bitkisel yağlardan oluşturulan bu maskeyi, cildinize haftada bir kez uygulamak, kırışıklıklarınızın belirgin şekilde azalmasını sağlayacaktır. Bir tatlı kaşığı buğday özü yağı, avakado yağı, zeytinyağı ve ayçicek yağını bir kabın içinde karıştırın. İçerisine iki çorba kaşığı bal ekleyin. Bir fırça veya pamuk ile yüz ve boynunuza sürün. Daha sonra ince bir tülbent veya bezi, boyun ve yüzünüzün üzerine yayın. İki saat süre ile bekletin ve ılık suyla durulayın.

    5- Sigara içmeyin: Araştırmalar uzun süre sigara içenlerde, erken kırışıklık oluşma riskinin iki kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Bu yüzden derhal sigarayı bırakmalısınız, eğer bunu yapamıyorsanız hergün C ve E vitaminleri almaya dikkat etmelisiniz. Hergün düzenli olarak nemlendiricinizi de kullanmayı ihmal etmeyin.

    6- Düzenli uyuyun: Düzenli uyumak, uykunuzu alarak yataktan kalmak, cildinizin canlı ve taze görünmesini için kaçınılmaz kural. Ancak bu arada uyuduğunuz ortamdaki nem oranı da oldukça önemli. Havası kuru bir ortamda uyumak, kırışıklıklarınızın daha belirgin hale gelmesine neden olur. Örneğin yatak odanıza nem arttırıcı bir cihaz yerleştirebilirsiniz.

    7- Bitkisel çaylardan faydalanın: Kandil otu içerisindeki silisik asidin cildin elastikiyetini arttırdığını biliyor muydunuz? Aynı şekilde ıhlamur çayı da kırışmayı geciktirir. Nane çayında bulunan dogğal özlü yağlar ise, cildi temizleyerek kan dolaşımını düzene sokar.

    8- Yosunlarla gençleşin: Günümüzde yosun özlerinden yapılan pek çok ürün kozmetik ürünleri satan parfümerilerde bulunuyor. Banyo esnasında bu yosun özlü ürünleri banyo küvetine boşaltın. Yosunların içerisinde bulunan mineral tuzlar ve bazı asit türleri, deri altı hücrelerinin çalışmasının daha aktifleştirerek cildi sıkılaştırır.

    9- Güneşten koruyucu kremler kullanın: Güneşin UV adını verilen zararlı ışınları cildinizin ve kırışıklıkların bir numaralı düşmanıdır. Kızgın güneşin altında geçirdiğiniz saatler, pigment üretimini artırarak cildi kurumaya bırakır. Güneşe çıkmadan önce muhakkak cildinizi koruyucu bir kremle kamufle etmeniz gerekiyor.

    10- Cildinize kompres uygulayın: Arpa içerisinde çok miktarda, cildi besleyen magnezyum tuzu ve bol miktarda vitamin bulunur. Arpa ile hazırlanan cilt maskesini haftada en az bir kez uygulamak, kırışıklıklarınız için oldukça faydalı olacaktır. Önce cildinizi bir tonikle silerek temizleyin. Daha sonra kobukları soyulmuş 200 gr. arpayı yumuşatana kadar kaynatın. Sonra bir tülbentten geçirerek yüzünüze yayın. 20 dakika kadar bekleyerek etki etmesini sağlayın. Bunu haftada 2 kez tekrarlayabilirsiniz.

    11- Düz yastıkla uyuyun: Eğer geceleri, içi tıka basa doldurulmuş yuvarlak bir yastık ile uyuyorsanız, kırışıklıkların yüzünüze iyice yerleşmesine neden olursunuz. Bu şekilde uyumaya devam ettiğiniz takdirde çeneniz katlı bir görünüm alır. Uyuduğunuz yastığın düz olması kırışıklıklarınız için idealdir.

    12- Soğuksıcak şok: Soğuk- sıcak değişimi deri altı hücreleri üzerinde uyarıcı etki bırakır ve kan dolaşımını hızlandırarak cildin yenilenmesini sağlar. Yüzünüzü önce sıcak su buharına tutun, daha sonra buzluktan çıkardığınız soğuk su ile yıkayın. Soğuk- socak şok sonrası açılan gözeneklerindeki siyah noktaları sıkın, sıkılaştırıcı bir tonikle yüzünüzü sildikten sonra nemlendirici bir kremle nem verin.

    13- Bol maden suyu için: Eğer devamlı olarak alkol alıyorsanız, cildinizin zamanından erken yaşlanmasına davetiye veriyorsunuz demektir. Çünkü alkol aldığınız zaman, karaciğer alkolü vücuttan atabilmek için daha fazla vitamin ve sıvı harcar. Bu arada vücudunuz vitaminsiz ve susuz kalır. Alkol kullananların bol miktarda maden suyu içmesi vücudu hem vitamin açısından dengeler, hem de ihtiyaç duyduğu sıvıyı sağlar.

    14- Kas masajı: Sabah akşam dişlerinizi fırçalamak için lavoboya gittiğinizde, ayna karşısında yüzünüze pratik bir masaj uygulayabilirsiniz. İki elinizin baş ve işaret parmaklarını gözaltı bölgenize yerleştirin. Önce bastırarak yukarı sonra aşağı doğru hareket ettirin. İçinizden altıya kadar sayarak bekleyin. Aralıklarla bu hareketleri üç dakika devam ettirin.

  • Dağ çayı

    Dağ çayı

    Mikrop öldürücü ve antioksidan etkilere sahip dağ çayının, vücut direncini yükselttiği, yaz aylarında oluşan gribal enfeksiyonlara karşı tüketilebileceği bildirildi

    Selçuk Üniversitesi (SÜ) Ziraat Fakültesi Tıbbi Bitkiler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yüksel Kan, Türkiye’de yaklaşık 3 bin çeşit endemik bitkinin bulunduğunu söyledi.
    Endemik bitkiler bakımından çok zengin olan Türkiye’nin, bu zenginlikte dünya ortalamaların çok üzerinde yeraldığını ifade eden Kan, fakültelerinde birçok endemik bitki türünü incelediklerini ve oluşturdukları doğal ortamlarda bu bitkileri yetiştirmeye çalıştıklarını dile getirdi.

    HER GÜN BİR FİNCAN YETERLİ

    Yetiştirdikleri endemik türlerden birinin de dağ çayı olduğunu ve bu türün oldukça geniş kullanım alanının bulunduğunu vurgulayan Kan, şunları kaydetti:
    “Üç yıllık Ar-Ge çalışması sonucunda, bitkinin doğal alanlarında alınan verimden çok daha yüksek kalitede verim aldık. Bu bitki, ilaç, gıda ve kozmetik sanayisinde kullanılıyor. İçerdiği mineral bakımından da çok zengin. Eskiden grip ve nezle sadece kış hastalığı olarak bilinirdi. Şimdi yaz aylarında da çok basit bir şekilde çeşitli enfeksiyonlara yakalanabiliyoruz. Endemik bitki olan ‘sideritis stricta’ da içermiş olduğu etkili maddeler bakımından sağlıklı bir bitki. Antioksidan etkileri çok yüksek olduğu için serbest radikallerle savaşımda vücut direncini artırarak, hastalıklara karşı korumada çok etkili. Dağ çayı bitkisini, özellikle çocuk ve yaşlılar gibi vücut direnci zayıf olanlar, yaz enfeksiyonlarına karşı tüketmeliler. Kış mevsiminde de çok rahat tüketebilirsiniz. Her gün bir fincan tüketmemiz yeterli olacaktır. Bu çayı günlük, çocuklarımıza da içirerek, onların sağlıklı yaşlanmasını sağlayabiliriz.”

    ENDEMİK BİTKİLER HAYATIN PARÇASI OLMALI

    Yüksel Kan, dağ çayıyla ilgili yapılan çalışmaların memnuniyet verici seviyede olduğunu, Türkiye’nin alternatif bir endüstri hammaddesi kazanacağını aktardı.

    İnsanlığın sağlıklı yaşam için geçmişte içtikleri doğal bitki çaylarını, yeniden tüketime kazandırmaya çalıştıklarına dikkati çeken Kan, “İnsan-bitki ilişkilerinin incelenmesi olarak adlandırılan ‘etnobotanik’ çalışmalara bakıldığında; atalarımızın bu bitkileri çok daha düzenli şekilde kullandıklarını, günümüzde ise tıbbi endemik bitkilerden yeterli ölçüde faydalanılmadığını gördük. Son dönemlerde kaybolan bu değerlerimizi yeniden hayatımıza kazandırmaya çalışıyoruz. Daha sağlıklı bireylerin yetişmesi için endemik bitkilerin hayatımızda önemli bir yeri olmalı. Sağlıklı yaşam için alışkanlık haline getirmemiz gereken bu bitkileri şifa bulmak için değil, hastalanmamak için tüketmeliyiz” diye konuştu.