Etiket: birliktelik

  • Çapkın Erkeği Tanımanın Yolları

    Çapkın Erkeği Tanımanın Yolları

    Sevgiliniz ya da hoşlandığınız erkeğin çapkın olup olmadığını anlamak için yazımızı okuyun.

    – Çapkın erkekler genelde cool takılırlar

    – Hiçbir şey, hiç kimse umurunda değilmiş, onlarla asla işi olmazmış gibi davranırlar.

    – Ama bir kızı elde etmek istiyorlarsa ufak ufak iletişim kurmaya başlarlar. Eğer kız onun ilgisine yanıt vermiyorsa fazla uğraşmazlar, tabir-i caizse yeni avlarına doğru yola çıkarlar.

    – Çapkın olan erkekler her gördüğü kızla ilgilenmezler

    – Etrafta gördüğünüz her kızla flört etmeye çalışan tipler genelde hiç bir kızı elde edemeyen erkeklerdir. Onlar zararsızdır.

    – Çapkın erkekeler ağzı laf yapan, kısa hikayeleri olan erkeklerdir. Yer yer bilgisiyle kadınları etkilerler.

    – Çapkın erkekeler ağzı laf yapan, kısa hikayeleri olan erkeklerdir. Yer yer bilgisiyle kadınları etkilerler.

    – Çapkın erkekler kendileriyle asla övünmezler

    – Ama kendilerine güvenleri her zaman tamdır. Karşısındakini özgüvenleriyle etkilerler.

    – Çapkın erkekler; kadınların kalbine giden yolu çok iyi bilirler

    – Önce karşısındaki kadın hakkında fikir edinir, sonra uygulamaya geçerler. Yani nabza göre şerbet verirler. Karşısındaki kadını nasıl etkileyeceğini her zaman bilirler.

  • Evlilik hakkında bilinen yanlışlar

    Evlilik hakkında bilinen yanlışlar

    Evlenmeden önce hemen herkes evlilik yaşantısının hayatlarını nasıl değiştireceği hakkında hayaller kurar. Ne yazık ki pek çok kişi evliliklerinin ilk yıllarında, hayal ettikleriyle yaşadıkları arasında çok büyük farklılık olduğunu görerek büyük hayal kırıklığı yaşar. İnsanların ve hayatın sürekli değiştiğinin farkında olup bu değişiklere ayak uydurmak, hayatınızın her döneminde sizi bir adım ileriye götürecektir.

    Evlilik hakkında yanlış bilinen gerçekler

    1. Mutlu bir evlilik için tek gereken şey aşk
    Mutlu ve uzun bir evlilik için aşkın yeterli olduğunu düşünmek en büyük yanlışlardan biri. Evliliğin yürümesi için aşktan çok daha fazlasına ihtiyaç var. Sabır, empati, düşünceli olmak bunlardan sadece birkaçı. Mutlu bir evlilik için efor sarf etmeniz gerek.

    2. Evlikle birlikte ilişkiniz daha da güçlenecek
    Genellikle evlilik bağının ilişkiyi güçlendireceğine inanılıyor. Evliliğin insanları yakınlaştırdığı doğru. Sonuç olarak birlikte bir yaşam sürmek için söz veriyorsunuz. Ama çaba harcamadan ve karşılıklı olarak fedakârlık yapmadan ilişkinizin güçlenmesini beklemeyin.

    3. Uyumlu bir evlilik için eşler aynı şeylere ilgi duymalı
    Çok yanlış bir inanış! Her insan farklı özelliklere sahip ve ilgilendikleri şeyler de doğal olarak farklı olacaktır. Tabii ki eşinizle paylaştığınız birkaç ilgi alanı ya da hobinin olması güzel ama bunların olmaması da evlilğiniz için bir sorun değil. Farklı şeylere ilgi duymanız, birbirinizi tamamlamanıza yardımcı olacaktır.

    4. Eşler evlilik öncesinde birlikte yaşarlarsa gerçekten mutlu bir evlilikleri olur
    Günümüzde pek çok kişi evlenmeden önce birlikte yaşamayı tercih ediyor ama bu evlendiklerinde mutlu bir evlilikleri olacağı anlamına gelmez. Çünkü mutlu bir evlilik için çaba harcamanız gerekiyor.

    5. Çocuklar evli çiftlerin mutluluğunu artırır
    Bu çok yaygın bir inanış ama yapılan araştırmalar, özellikle ilk çocuğun çiftlerin birbirlerinden uzaklaştırdığını gösteriyor. Bunun nedeni, bebeğin çiftlerin yaşantısını değiştirmesi ile oluşan stres. Tabii ki bu bir kural değil. Bebek sahibi olup mutluluklarına mutluluk katan çiftler de var.

  • Eşler Arasındaki Yaş Farkı Önemli mi?

    Eşler Arasındaki Yaş Farkı Önemli mi?

    Eşler arasında büyük yaş farkı olması ilişkiye zarar verir mi?

    Eşler arasında büyük yaş farkı olması bir ilişkide çok ciddi sorunlara neden olabilir. Burada “büyük yaş farkı”ndan kasıt, on yaş ve daha üzeridir. Bu türden bir yaş farkı dikkatli olunmadığı takdirde bir ilişkiyi sona götürebilir.

    Eşler yaşlandıkça aralarındaki yaş farkı da azalmaya başlar; bu bilinen bir gerçektir. Bu açından bakıldığında, otuz beş yaşındaki bir erkekle yirmi yaşındaki bir kız arasındaki ilişki, altmış beş yaşındaki bir erkekle elli yaşındaki bir kadın arasındaki ilişkiye kıyasla çok daha büyük risk altındadır. Eşler genç yaşlardayken aralarındaki yaş farkının daha fazla risk içermesinin nedeni, olgunluk ve deneyimlerin daha çok fark yaratacak olmasıdır. Büyük yaş farkına sahip çiftlerin genel sorunlarına bir göz atalım.

    Daha yaşlı olan sizseniz:

    1. Sevgilinize karşı sabırsız bir tutum geliştirebilirsiniz.

    Sevgilinizden çok daha yaşlıysanız, sevgilinizin olgunluktan uzak davranışlarını, deneyimsizliğini ve halen öğrenmesi gereken çok fazla şey olmasını çok sinir bozucu bulabilirsiniz. Sonuçta, sevgilinizin şu anda geçmekte olduğu aşamalardan siz çok önce geçtiniz. Artık bir krizden geçiyor olmanın dünyanın sonu olmadığını, işlerin bir şekilde yoluna girdiğini öğrendiniz. Birçok hata yaptınız ve en sonunda doğru davranışın ne olduğunu anladınız. Ama aynı esnada sevgilinizin böyle bir süreçten geçişini izlemek sizin için çok can sıkıcı olabilir.

    1. Sevgilinize sanki ebeveynmiş gibi davranabilirsiniz.

    Sevgilinizden on, yirmi, hatta otuz yıl daha fazla deneyime sahipseniz, ona öğütlerde bulunmamanız, yanlışlarını düzeltmemeniz ya da onu yönlendirmemeniz neredeyse imkansızdır. Sonuçta, bu süreçlerden geçtiniz ve neyle nasıl başa çıkılacağını öğrendiniz. Elbette iyi niyetli bir yaklaşım içindesiniz ama bu müdahelelerinizin ilişkiniz üzerinde ciddi olumsuz etkileri olabilir. Sevgilinize sanki onun ebeveyniymiş gibi davranmaya ve onu çocuk gibi görmeye başlamanız her şeyin sonu olabilir.

    1. Mali açıdan sevgilinizden çok daha iyi bir durumda olabilirsiniz.

    Yaşlı bir sevgili büyük ihtimalle mali açıdan bağımsızlığını uzun zaman önce kazanmıştır. Çalışmak, kariyerinizde yükselmek, mali açıdan belli bir noktaya gelmek ve ciddi yatırımlar yapmak için birçok yılınız oldu. Ancak mali durumunuz ilişkinizde birçok açıdan gerginliklere neden olabilir. Sürekli para harcayan taraf olduğunuz için zaman içinde öfkelenebilirsiniz. Ve paranın sahibi siz olduğunuzdan, kararları da kendi başınıza alma hakkına sahip olduğunuzu düşünebilirsiniz. Sevgiliniz ise bunu hiç de adil bulmayabilir. Kendinizi sevgilinizin yaşam standardına indirmek muhtemelen sizin için çok zor olacağından ve sevgiliniz de sizin durumunuza gelmek için yıllara ihtiyaç duyduğundan, sorunların çıkması işten bile değildir.

    1. İlişkide daha çok güç sahibi olduğunuzu düşünerek son sözün size düştüğünü iddia edebilirsiniz.

    Bu, yukarıdaki gerçeklerin bir sonucu olabilir. Sevgilinizden daha yaşlıysanız, otoriteyi elinize almanın cazibesine kapılabilirsiniz. Daha fazla para ve deneyim sahibisiniz, daha başarılısınız ve bu durum da sizi ilişkiye ağırlığınızı koymaya itebilir.

    1. Kendi ilgi alanlarınızdan, arkadaşlarınızdan ve yaşam tarzınızdan feragat ederek, ilişkinizi yürütmeye çalışabilirsiniz.

    Sevgiliniz sizden çok daha gençse, sevgilinize hiçbir şey ifade etmeyen ilgi alanlarınızdan vazgeçerek, kendinizi daha genç hissettirecek bir yaşam tarzına geçebilirsiniz. Sizden çok daha genç birisiyle çıkıyorsanız, kendinize şu soruları sorun:

    • “Sevgilime saygı duyuyor muyum?”
    • “Sevgilimle gurur duyuyor muyum?”
    • “Ona güveniyor muyum?”
    • “Sevgilimden ne öğrenebilirim?”

    Daha genç olan sizseniz:

    1. Sevgilinize aşırı değer verebilir ve onun karşısında ezilebilirsiniz.

    Sevgiliniz sizden çok daha yaşlıysa, muhtemelen sizden çok daha başarılı, deneyimli ve mali açıdan çok daha iyi durumda biriyle berabersiniz demektir. Bu durum da sizi farkında olmaksızın sevgilinizi idealize etmeye götürebilir. Sevgilinizi olduğu gibi görmek yerine ona aşırı değer vermeye yönelebilir ve ilişkinizdeki dengeyi bozabilirsiniz.

    1. Sevgilinize sanki ebeveynlerinizden biriymiş gibi yaklaşabilirsiniz.

    Sürekli sevgilinizden tavsiyeler bekliyorsanız, sürekli onun desteğine ve yardımına ihtiyaç duyuyorsanız, mali açıdan sevgilinize bağımlıysanız, sizin yerinize kararlar vermesini bekliyorsanız, gerçekten de ilişkinizde bir çocuk gibi davranıyorsunuz ve sevgilinizi de ebeveyn yerine koyuyorsunuz demektir. Ancak bir ilişkide eşler eşit konumda olmalıdır. Zaten ebeveynleriniz var, sevgilinizin de öyle olmasına gerek yok.

    1. Sevgilinize uyum sağlamak için ilgi alanlarınızdan, arkadaşlarınızdan ve yaşam tarzınızdan feragat edebilirsiniz.

    Kendinizden yaşça büyük bir kişiyle ilişki içindeyseniz, kendinize şu soruları sorun:

    • “Sevgilim bana saygı duyuyor mu?”
    • “Bana kendisiyle eşit biriymişim gibi davranıyor mu?”
    • “Ben kendimi sevgilimle eş konumda görüyor muyum?”

    Yaşça sizden çok büyük biriyle ilişki içindeyseniz ve bu ilişki ciddiyet kazanıyorsa, çok daha önemli sorularla da karşılaşabilirsiniz. Özellikle çocuk isteyip istememeniz ve sevgilinizin sizden önce bir başka aile kurmuş olması çok fazla önem kazanabilir.

    Yukarıda kısaca değinilen sorunlara ve risklere dikkat gösterildiği sürece, eşler arasında büyük yaş farkının olduğu bir ilişki de gayet yolunda gidebilir. Önemli olan sorunlarınızın farkında olmak, konuşmak ve eşit, saygı dolu bir ilişki için gerekli kararları alabilmektir. Ne kadar çok ortak noktanız varsa ve ilişkiniz için ne kadar çok çaba gösteriyorsanız, mutlu olma şansınız da aynı ölçüde artar.

  • Evlilik Kavgalarında Hürrem Sultan Örnek Alınmalı

    Evlilik Kavgalarında Hürrem Sultan Örnek Alınmalı

    Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan’ın, çatışmalı evlilik yaşayan çiftler için örnek alınabilecek davranışları olduğunu kaydederek, “Hürrem Sultan gibi, eşler evlilikte yaşanan sorunları çözmek için sürekli çatışmaya girmek yerine karşı tarafın olumsuz özelliklerini bir kenara bırakıp olumlu özelliklerine odaklanmalı ve duygularına hitap etmelidir” önerisinde bulundu…

    “Muhteşem Yüzyıl” dizisiyle Türkiye’de en çok konuşulan tarihi karakterlerden olan Hürrem Sultan, bilim insanlarının da gündeminde.

    Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan, evliliğin insan hayatını etkileyen en önemli kararlardan biri olduğunu belirtti.

    “Akıllı Davranmak Kadına Düşüyor”

    Evlilikte doğru ilişkiyi bulmak kadar evliliğe nasıl bir anlam yüklendiği ve beklentilerin de son derece önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tarhan, sürekli çatışma yaşayan ancak çözüm üretemeyen çok sayıda çiftin olduğuna dikkati çekti.

    Tarhan, “Böyle durumlarda iki tarafın da tutumunu değiştirmemesi daha da büyük çatışmalara hatta boşanmalara kadar gidebiliyor. Sürekli tekrarlanan çatışmaların önüne geçmek için taraflardan birinin yöntem değiştirmesi, durumu çözüme kavuşturur. Gerek kültürel yapımız gerekse aile içindeki rol dağılımı bu konuda akıllı davranmayı kadına yüklüyor” ifadelerini kullandı.

    Çatışmalı Evliliklerde “Hürrem Sultan” Modeli

    Çatışmalı evlilikte, Osmanlı tarihinin önemli kişiliklerinden Hürrem Sultan’ın yaklaşımına işaret eden Prof. Dr. Tarhan, şunları kaydetti:

    “Siyasi sonuçlarını bir kenara bırakırsak Kanuni Sultan Süleyman gibi padişahı avucunun içine alabilen Hürrem Sultan, alttan alarak erkeğini yönetmeyi ve yönlendirmeyi başarabilmiş bir kadındır. Tarihteki bazı kaynaklara göre Kanuni, kendisine isyan eden Hürrem Sultan’ın oğullarından birinin idam edilmesine karar verir. Hürrem Sultan oğlunu kurtarmak için Kanuni’ye ‘Sen ne biçim babasın, oğlunu nasıl öldürmeyi düşünürsün?’ demek yerine, ‘Yüksek ruhlarda kin barınmaz, sen yüksek ruhlu bir insansın, affet oğlunu’ demiş, Kanuni de bu sözlerden etkilenerek oğlunu affetmiştir. Burada Hürrem Sultan, Kanuni’nin olumlu özelliklerini ön plana çıkararak beklenmedik bir şekilde onun kararını değiştirmeyi başarmıştır.“

    Birçok sorunu çözmek için güzel söz söylemenin bile yeterli olduğunu anlatan Nevzat Tarhan, “Tıpkı Hürrem Sultan gibi, eşler evlilikte yaşanan sorunları çözmek için sürekli çatışmaya girmek yerine karşı tarafın olumsuz özelliklerini bir kenara bırakıp olumlu özelliklerine odaklanmalı ve duygularına hitap etmelidir. Güzel söz sevgiyi artırır. Güzel konuşmak için de insanın önce güzel görmesi gerekir. Güzel sözler ise iyi ilişkiler kurar, pozitif çekim oluşturur” ifadelerini kullandı.

  • Klasik Sevgili Tartışmaları

    Klasik Sevgili Tartışmaları

    Özellikle ilişkinin başlarında tartışmaya en çok sebebiyet veren bazı durumlar var.

    İşte yeni çiftlerin üzerinde en çok tartiştığı konular;

    Tuvalet Kapağı:

    Bu konudan en müzdarip olanlar genelde kadınlar. Erkeklerin tuvaleti kullandıktan sonra oturak kısmını havada bırakmaları kadınları çıldırtabiliyor.

    Tuvalet Kağıdı:

    Tuvalete en son girern biten veya bitmek üzere olan tuvalet kağıdını değiştirmemeside küçük tartışmaların en büyük sebeplerinden biri.

    Yatağın Hangi Tarafı:

    Yatağın sağ veya sol tarafı tartışması çoğunlukla yeni çiftlerde olur. Henüz sarılma ve beraber uyuma duygusu gelişmediğinden meydana gelir.Ancak kısa sürede düzene girecektir.

    Bulaşık:

    Evde beraber yenmiş harika bir yemek sonrasında bulaşıkları kimin yıkayacağı tartışması uzar gider. Yemeği kimin hazırladığının hiç bir önemi yoktur, asıl sorun bulaşıkları kimin yıkayacağıdır.

    Faturalartın Takibi Ve Ödenmesi:

    Birlikte yaşayıp ortak hayatı yürütmeye başlayan çiftlerin yaygın tartışmalarından biri de faturaların takibidir. Herkes bir diğeri ödedi veya ödeyecek diye düşünerek hareket eder ve kavga başlar.

    Diş Macunu:

    Eğer ortak bir diş macunu kullanıyorsanız ortadan sıkılması, kapağın açık bırakılması gibi sorunlar ortaya çıkacaktır. Bununda yanında lavoba içine macun parçası düşmesi gibi sorunlarda olabilir.

    Ev İçin Yapılan Alışveriş:

    Ortak kullanım alanlarındaki özellikle dekorasyon değişikliğide sorun yaratabilecek bir durumdur. Çok sevdiğiniz bir koltuğun eşiniz tarafından çöpe atıldığını ve sevmediğiniz bir yenisinin geldiğini düşünsenize.

    Islak Havlular:

    Banyo sonrası havlunun yatağın üzerinde durması hem yatağın ıslanmasına hem de havlunun nem kokusu yaratmasına sebep olacaktır. Bu durumdan en çok kadınlar rahatsız olmaktadır.

    Lavobadaki Saçlar:

    Çoğunlukla kadınlar daha uzun saçlı olduğundan ve saçına yaptırdıkları işlemler sebebiyle daha çok saç dökülmesi sorunu yaşadıklarından erkeklerin buna sinirlenme ihtimali daha yüksek. Ancak erkeklerinde vücut kıllarının banyoya döküldüğünde temizlemeden çıktıkları şaşırtıcı değil.

    Televizyon Kumandası:

    Çoğunlukla erkeklerin kontrolü altında olan bir alet. Kadınların buna buldukları en iyi çözüm mutfağa küçük bir televizyon daha koymak.

  • Uzun Birlikteliğin Tüyoları

    Uzun Birlikteliğin Tüyoları

    Sağlıklı ve mutlu bir birliktelik için yapmanız gerekenlerden birkaçı…

    Size sürekli hediyeler almasını, sürekli sizinle ilgilenmesini beklemeyin. Siz yetişkin bir kadınsınız ve sürekli ilgi beklemeniz onun canını sıkabilir.

    Bir ilişkide alttan almak iki taraflı gerçekleşir. Sürekli alttan alan taraf sizseniz bu durum da bir hata var demektir. Aynısı durum karşı taraf için de geçerli. Unutmayın sağlıklı bir ilişki için karşılıklı özveride bulunmalısınız.

    KABULLENME

    Bir erkeği değiştirmek çok zordur. O yüzden onu olduğu gibi kabullenerek birbirinize uyum sağlamaya çalışın.

    İlişkinize heyecan katmak istiyorsanız heyecanı farklı yerlerde aramaya başlayın. Mesela farklı mekânlarda yapacağınız küçük kaçamaklar aranızdaki tutkunun devamlılığını sağlar.

    Çabuk öfkelenmeyin. Olayları sakinlikle karşılamaya özen gösterin ve yersiz çıkışlar yapmayın. Öfkenizi kontrol altında tutmanız; hem kapanması zor yaraların açılmasını önler, hem de gereksiz kalp kırıklıklarına sebep olmaz. Tabii aynı şey onun için de geçerli. Size karşı sakin bir tavır takınmasına özen gösterin, gerektiğinde onu uyarın.

    Birlikte boş vakitleriniz için planlar yapın ve mutlaka uygulayın. Birbirinize vakit ayırmanız ilişkinizin sağlıklı dinamiği açısında çok önemli.

    BUNALTMAYIN

    Onu basit sorunlarınızla bunaltmayın. Sürekli bir şeylerden şikâyet etmeniz ya da memnuniyetsizliğiniz sizden yavaş yavaş uzaklaşmasına neden olur. İlişkinizi gereksiz sorunlarla eskitmeyin. Hayata karşı pozitif olun ve bunu ona da yansıtın.

  • Aşkın Ömrü

    Aşkın Ömrü

    Aşkın ömrü testinin sonuçları

    4 bin çifte evliliklerinin hangi döneminde mutlu oldukları soruldu. Çiftlerin en mutlu zamanlarını ilişkilerinin üçüncü yılına doğru yaşadıkları, bu noktadan sonra beraberliklerin çöküşe geçtiği görüldü. Üç yılın sonunda hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.

    Evlilik sitesinde mutlu evliliğin reçetesi aşağıdaki gibi verildi:

    – Her gün kendinize 1 saat 15 dakika zaman ayırın.
    ( Aşkitom ne yemek var ? Ne zaman mı ya yattık ya işte ben sana 8 saat zaman ayırdım hep yanında yattım gülüm .. )
    – Eşinize ev işlerine yardım ettiğinde teşekkür edin.
    ( Ne var tabiki yardım edeceksin, bende çocuklarına bakıyorum ev işçisiyim ben hadi yıka bulaşıkları )
    – Ayda bir açık havada yürüyüş yapın.
    ( Of ya hanım, maç var tamam biliyorum bir ay oldu ama maç ezel hepsi var napim sonra yürürüz hadi gülüm bi su ver bana )
    – Günde en az bir kere partnerinize çay ya da kahve içmeyi teklif edin.
    ( Kahve içermisin hayatım ? Yatakta olursa olur gülüm )
    – Yatağa girmeden önce 24 dakika dertleşin.
    ( Bıdıbıdıbıdıbıdı çocukların, anan, alentirik ZzzZzZZz HORRRR )
    – Kavga da etseniz uyumadan önce öpüşüp barışın.
    ( Iııı hadi dön öpim gülüm küslük olmaz. Defol Necati defooooool )
    – Günde beş kez kucaklaşın ve en az bir kere “Seni seviyorum” deyin.
    ( Yavaş la ayu kemiklerimi kıracaksın. Beni seviyon mu nejlaa Ya seviyom seviyom ama çok acıtıyon )
    – Eşiniz iş yerindeyken mesaj, telefon ya da e-posta yoluyla dört kez haberleşin.
    ( Hayatım ordamısın ? İşim var işim hadi )
    – Haftada üç geceyi kanepede kıvrılıp oturarak geçirin.
    ( Hay ben bu kanepeyi icat edenin, yahu ne rahatsız bişey bu kardeşim )
    – İki günde bir birbirinize iltifat edin.
    ( Hayatım o kadar güzelsin ki o kadar güzel sin ki, bir öpsem iki yetim kalıyor, iki öpsem üçün boynu bükük Necatiiiiii hayırdır bu iltifatlar sen kesin bi haltlar işliyorsun )

    Zaman içerisinde artık çiftler birbirlerini daha iyi anlıyorlar. Bu yukarıda yazılanlarda gerçek payı yok değil elbetteki var. Siz siz olun saygıda kusur etmeyin. Saygının bittiği yerde hiçbirşeyin olmayacağını unutmayın.

    İlgili Konular ;

    Aşkın ömrü uzar mı?
    Aşkın ömrü 3 yıl mı?
    Aşk & Sevgi Köşesi