Etiket: beslenme

  • Diyet ürünler ne kadar diyet?

    Diyet ürünler ne kadar diyet?

    Yeterli ve dengeli beslenmenin kişinin yaşam kalitesini belirlemede çok önemli olduğu inkar edilemez bir gerçektir.Uzun ve sağlıklı bir yaşam için doğru beslenme çok önemlidir.Günümüzde bir çok ülke ve bireyler beslenmenin önemini kavramış ve özellikle obezitetenin artması ve sağlık açısından büyük bir tehlike oluşturması sonucunda düşük kalorili, düşük yağlı, diyet ürün gibi terimlerin sıkça kullanılmasına neden oldu. Bu ürün pazarını da giderek genişletti. Bu tip ürünlerde çeşitlilik arttı ve içerik bakımından bazı besin öğelerinin içeriği farklılaştı. Özelliklerine gore nasıl sınıflandıklarını görelim;

    Diyabetik: Şeker yerine tatlandırıcı ile hazırlanmış ürünlerdir. Ürünün yağı ve kalorisinde azalma yoktur.

    Lıght:Yağı azaltılmış anlamındadır.

    Extra Lıght:Üründeki yağın %1 ‘den daha az olmasıdır.

    Diyet: Kalorisi azaltılmıştır.

    Piyasada bulunan bu tür ürünlerin bir çoğu ülkemize yurt dışından ithal edilerek gelmektedir. Bu ürünlerde bulunan etiketlerde tüketiciyi aydınlatıcı ve besinin içeriği ile ilgili her türlü bilgi bulunmaktadır. Ancak ülkemize girişi sırasında bu etiketlerin bazıları Türkçeye çevrilmekte bazıları ise çevrilmemektedir Bu noktada tüketicilerin bilgi edinmelerini zorlaşmaktadır.

    Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de şişmanlığın ve buna bağlı olarak oluşan hastalıkların giderek artmasıyla düşük kalorili ürünlere olan talep artmıştır. Tüketiciler bu ürünleri kullanırken üzerinde ‘light, %0 yağlı, diyet, şekersiz’gibi ibareler görmektedirler. Bir ürünün light olması veya şekersiz olması o ürünün kalorisinin düşük olduğunu göstermez. Bir ürünün light olması bu ürünün yağının azaltılmış olduğu anlamına gelir ancak kalorisinin düşük olduğunu göstermez. Çünkü ürünün yağının azaltılması işlemi sırasında yağı azaltılırken diğer besin öğelerinin içeriği artmaktadır. Karıştırılan diğer bir konu ise üzerinde diyet yazan ürünlerin kalorisiz olup istenildiği kadar yenilebileceği düşüncesidir. Oysa bu mümkün değildir, diyet bisküvi olarak yenilen ürünler markasına göre farklılık göstermekle beraber ortalama olarak 4 adet diyet bisküvi 1 dilim ekmeğe eşittir aynı şey grissini için de geçerli olup yaklaşık 2 grissini 1 dilim ekmeğe eşittir.

    Şeker hastaları için piyasada ‘diyabetik’etiketi ile satılan ürünlerde şeker yerine yapay tatlandırıcılar kullanılmaktadır Bunların yağ miktarları azaltılmış değildir. Yani bu ürünler light veya düşük kalorili değil diyabetik ürünlerdir.

    Kısacası bu tip ürünleri tüketmek istediğimizde içeriğine dikkat ederek, bilinçli olarak tüketmek gerekir. Sıfır kalori içeren ve tadından vazgeçemediğimiz ürün yoktur. Hangi özellikte olursa olsun hangi miktarlarda olursa olsun mutlaka içeriğinde bir besin öğesi (protein, yağ, karbonhidrat) bulunduğu unutulmamalıdır.

     

    Dyt. Aylin YILMAZ

  • 7 yanlış diyet efsanesi

    7 yanlış diyet efsanesi

    Kilo vermek birçok insanın hayali. Bunun için çoğu insan kendi yöntemlerini deniyor ancak bu sağlıklı değil. Peki diyet yaparken nelere dikkat etmeliyiz.

    Hepimizin bildiği diyet klasikleri vardır. Diyetisyen Selin İnal, doğru bildiğimiz 7 yanlış diyet efsanesini listeledi.

    1. Akşam 7 den sonra bir şey yenilmez. 
    Doğrusu; uyumadan 2 saat önce yeme içme işlemi bitirilmelidir. Herkesin uyku saati farklıdır, bu nedenle akşam 7’den sonra aç kalmak doğru değildir. Örneğin; gece 12-1’e kadar oturan birisi için akşam 7’de yemek uzun süre açlığa ve kan şekerinin düşmesine neden olur. Beslenmede olduğu gibi diyetimizin saatleri de kişiye özel olmalıdır.
    2. Aç kalırsam zayıflarım. 
    Doğrusu; yeterli ve dengeli beslenme ile zayıflamak mümkündür. Ne kadar yediğimiz kadar ne yediğimiz de önemlidir. Uzun süre aç kalmak kan şekerimizin düşmesine neden olur, bunun sonucunda da daha çok yemek isteği, doyamamak, canımızın tatlı istemesi gibi durumlar gerçekleşir. Bunları engellemek adına az az sık sık beslenmeliyiz.
    3. Diyette ekmek yenmez. 
    Doğrusu; ekmeksiz diyet olmaz. Sağlıklı bir diyet, tüm besin gruplarını dengeli şekilde içerir. Vücudumuzun karbonhidrat, protein ve yağa ihtiyacı vardır. Tüm besinleri dengeli tüketmek için diyetimizde ekmek ve türevlerinin olması gerekir. Tam tahıllı, çavdarlı, yulaflı ekmekleri ölçülü şekilde tercih ettiğimiz sürece ekmek korkulacak bir besin değildir.
    4. Diyet ürünler kalorisizdir. 
    Doğrusu; Kalori içerirler. Diyet ürünler yağı ve şeker oranı azaltılmış ürünlerdir. Paketli besinleri tüketmeden önce etiketlerini dikkatlice okumalıyız.
    5. Kilo vermek için kalori saymak yeterlidir. 
    Doğrusu; aldığımız kalori kadar  nerden geldiği de önemlidir. Örneğin; 1 adet poğaça ile, 2 dilim ekmek + 1 dilim peynir + 1 adet yumurta + 5-6 adet zeytin yaklaşık aynı kaloridedir. Fakat poğaça kısa sürede acıktırır, yağ oranı fazladır. Sağlıklı kahvaltılıklar ise uzun süre tok tutar ve metabolizmanıza yardımcıdır.
    6. Popüler besinler zayıflatır. 
    Doğrusu; mucize besin yoktur. Sadece tek bir besini yiyerek ya da ilacı içerek zayıflamak sağlıklı değildir. Kilo vermekte de diyet yapmakta da öncelikli amacımız sağlık olmalıdır. Her yıl yeni bir popüler besin piyasaya çıkmaktadır ve bir iki yıl sonra bu besinler unutulmaktadır. Bu tür ilaç ve besinler bazen ölümlere bile neden olabilmektedir, bu nedenle çok dikkatli yaklaşılmalı, doktorunuza veya beslenme uzmanınıza sormadan tüketilmemelidir.
    7. Meyve kilo aldırır. 
    Doğrusu; doğru miktarda yenilen hiçbir besin kilo aldırmaz. Tek seferde 4-5 porsiyon meyve yemek yüksek enerji alımına neden olacaktır. Gün içerisinde 2-3 meyve tüketmek ise yeterli olacaktır ve kilo aldırmayacaktır. Bir porsiyon meyve yaklaşık bir avuç büyüklüğünde meyvedir.
  • Sadece meyve tüketilerek diyet yapılır mı ?

    Sadece meyve tüketilerek diyet yapılır mı ?

    Son zamanlarda basında, sosyal medyada, dergi ve kitaplarda Beslenme Ve Diyetetik Bölümü mezunu Diyetisyen ünvanı olmayan bir çok kişi ve kişilerin sağlıklı yaşam, kilo verme, diyet programı, zayıflamada püf noktalar adı altında yazdıkları/söyledikleri “Sağlığınıza Büyük Zararlar Vermektedir.”

    Sadece Meyve Tüketilerek Diyet Yapılır mı?

    Hayır! Sadece meyve tüketilerek diyet yapılmamalıdır.

    Meyveler, vitaminler ve mineraller den zengindir. Fakat protein içermezler. Proteinler vücudumuzda hücre yapım ve onarımı sağlayan ve metabolizmamızı hızlandıran besin öğeleridir.

    Uzun süre sadece meyve tüketerek yapılacak bir diyet vücut kas dokusu kaybına, ishale, hazımsızlık ve gaz sindirim sistemi problemlerine neden olur. Beslenme programınız da (diyetinize) dört besin öğesinin de yer alması gerekmektedir.

    Yazılarımda bahsettiğim DÖRT YAPRAKLI YONCA’yı hayal edin. Şeker içeriği yüksek olan meyveleri tüketerek diyet yapmak isterseniz göbek ve basen bölgesinden yağ kaybınız daha az olacaktır .

    Yaz aylarının en çok sorulan sorularından bir diğeri de ELMA DİYETİ, KARPUZ DİYETİ, KAVUN DİYETİ nasıl yapıyorum / yapılır ?

    Diyetisyen olarak her zaman üzerinde durduğum konulardan bir diğeri de Diyet programlarının tek yönlü beslenme programı içermemesi gerektiğidir. Az önce söylediğim gibi Meyveler, vitaminler ve mineraller den zengindir fakat protein içermezler.

    Vücudumuzun proteinlere, karbonhidratlara, yağlara ve sebze-meyvelere ihtiyacı vardır. Tek yönlü beslenme ile vücut kas dokusu kaybına, ishale, hazımsızlık ve gaz sindirim sistemi problemlerine neden olacaktır. Diyetinize dört besin öğesinin de yer alması gerekmektedir.

    Sağlık Dolu Günler Dileğiyle

    Diyetisyen Serpil Parlak

  • Sağlıklı Gözler İçin Püf Noktalar

    Sağlıklı Gözler İçin Püf Noktalar

    Her şeyi daha iyi yapabilmemiz için kuşkusuz sağlıklı gözlere sahip olmamız gerekiyor. Göz sağlığımıza dikkat etmezsek yaşam kalitemiz hızla bozulur. Bunun dışında yaşlanma, stres ve genel kirlilik gibi genel nedenlerden dolayı göz sağlığında bozulmalar yaşanır. Bunları düşündüğümüzde gözlerinize ne kadar bakıyorsunuz sorunu sormak istiyorum hanımlar! Gözleriniz ne kadar sağlıklı? Gözlerime yeterince bakamıyorum ne yapmam gerekiyor diyorsanız;

    İşte sağlıklı gözler için ipuçları

    -Sağlıklı gözler için püf noktalardan biri dengeli beslenme. Göz sağlığınız için aşağıdakileri bol bol tüketin.

    Beta karoten için; Havuç, tatlı patates, koyu yeşil yapraklı sebzeler

    • C vitamini için; turunçgiller (portakal, mandalina gibi), kivi, yeşil-kırmızı biber, kuşburnu, maydanoz
    • A vitamini için; havuç, tatlı patates, brokoli, ıspanak, marul, yumurta, süt
    • E vitamini için; fındık, badem, ceviz gibi sert kabuklular, yağlı tohumlar, avokado, yeşil yapraklı sebzeler (marul, ıspanak, maydanoz)
    • Çinko için; deniz ürünleri, kırmızı et, buğday, kurubaklagiller, ceviz, badem
    • Lutein ve Zeaksantinin için; sebzeler, bezelye, ıspanak, semizotu, brokoli, mısır ve biber

    Sağlıklı Gözler İçin Püf Noktalar | 1

    -Gözlerinizi temiz tutun.

    -Başkalarının özel eşyalarını kullanmayın.

    -Uzun süre yakın konumda televizyon izlemeyin.

    -Gözünüzü aşırı ışıktan koruyun.

    -Geçmeyen rahatsızlıklarınızda göz doktorunuza başvurun.

    Göz sağlığı için sizin önerileriniz neler?

  • Kilo nasıl verilir?

    Kilo nasıl verilir?

    Aslında çok kolay matematiksel bir bağıntıyla açıklanır. Kişinin sadece yaşamsal aktiviteleri için ihtiyaç duyduğu bir enerji ( Bazal Metabolizma Enerjisi) vardır, bir de gün içinde güç harcadığı diğer faaliyetler için harcadığı enerji (Fiziksel Aktivite Enerjisi) vardır.

    Kişi bu iki enerjinin toplamı kadar enerji alırsa mevcut kilosunu korur. Aldığı enerji bu iki enerji toplamından fazla olduğunda farkını yağ olarak depolar yani kilo alır. Aldığı enerji iki enerji toplamından az olduğunda ise farkı kadar mevcut yağ dokularını yıkarak enerji sağlar yani kilo kaybeder.

    Bazal metabolizmamız ve günlük fiziksel aktivitemiz için gerekli olan enerjinin altında enerji aldığımızda kilo kaybı sağlanır. Ancak aldığımız enerji Bazal Metabolizmamızın ihtiyacının da altına düştüğünde organlarımız normal çalışmaz. Kalp, ciğerler, böbreklerimiz hatta bağırsaklarımız işlevlerini yerine getirirken sorunlar yaşar. Üstelik başlangıçta bu organlar enerji tasarrufu yaparak düşük enerjiye uyum sağlamaya çalıştığından kilo kaybı gerçekleşmeyebilir. Yağ dokuları yerine kas dokusundan yıkım olabilir ki bu da sağlık sorunları anlamına gelir.

    Sağlıklı kilo kaybı bazal metabolizmamızın ihtiyacı olan enerjiyi sağlayacak ama günlük fiziksel aktivitelerimizde harcadığımız enerjiyi karşılamayacak kadar enerji alımında gerçekleşir. Ayrıca vücudumuzun ihtiyaç duyduğu tüm besin öğelerini uygun oranlarda almamız şarttır.

    Kilo nasıl verilir?
    Kilo nasıl verilir?

    Uygun olmayan bir program ile kilo kaybı sağlanıyorsa sorun var mıdır?

    Evet kesinlikle bir sorun vardır. Tüm besinlerin vücutta yıkımı birbiri ile ilişkilidir. Ayırma diyetlerinde karşılaşılan en büyük sıkıntı ise bu besin öğelerinin yıkımı için ihtiyaç duyulan diğer besin gruplarına ait faktörün eksikliği sebebiyle metabolizma zorlanır ve zamanla bazal metabolizma hızının düşmesi, ya da hormonlarla ilgili işlev bozuklukları oluşur. Tek tip besin grubunun tüketilmesinde de durum aynıdır.

    Örneğin sadece protein içeren bir programla da kilo kaybı sağlanabilir. Ancak proteinli besinlerle tüm vitamin ve minerallerimizi karşılayamayız. Vitamin ve minerallerin eksikliğine bağlı birçok hastalık vardır. Üstelik yüksek protein tüketimi böbreklere aşırı yük getirerek böbrek fonksiyonlarını bozabilir. Ayrıca yüksek proteinli besinlerin yağ oranları da yüksektir. Hayvansal yağın aşırı tüketimi kalp ve damar hastalıklarına sebep olur.

    Diyet neden kişiye özel olmalıdır?
    Diyet kişiye özel olmalıdır çünkü her bireyin bazal metabolizma hızı, günlük fiziksel aktivitesi, sağlık durumu, iş, sosyoekonomik ve kültürel özellikleri farklıdır.

    Zayıflama programı hazırlanırken kişinin alışkanlıklarına ve koşullarına uygun ancak düzeltilebilir ve yanlış olan durumlar değiştirilerek uygulanabilir hale getirilmelidir. Böylece bireyin adaptasyonu kolaylaştırılırken programın sonucunda eski alışkanlıklarına geçerek tekrar kilo alınması önlenmiş olur. Sonuçta fazla kilolarımız yeme alışkanlıklarımızın, yaşam şeklimizin ve besin tercihlerimizin bir ürünüdür.

    Zayıflatan bir besin var mıdır?
    Ne yazık ki ne böyle bir besin ne de böyle sihirli değnek yoktur. İrade, sağlıklı ve dengeli beslenme, doğru rehber ve sabır…Kalıcı kilo kaybını sağlamanın sihirli formülü bu….

    Spor yaparak zayıflanır mı?
    Yaşa ve bireye uygun bir sporu düzenli yapmak daha hareketli bir yaşam sürmek elbette sağlığımız için gerekli ve önemlidir. Ancak elinizde doğru bir beslenme programı yoksa spor yaparak harcadığınız enerjiyi vücudunuz salgıladığı hormonlarla fazlası ile almanızı sağlar. Unutmayın var olan her şey mevcudiyetini korumaya programlanmıştır. Vücudumuz da bu şekilde mevcut kilosunu korumak eğilimindedir.

     

    Dyt. Merve EMEK

  • Japon diyeti

    Japon diyeti

    Obezite birçok ülkede her yaş grubunda yaygınlaştığı halde , Japonlar ideal kiloda kalmayı başarmaktadır. Genetik faktörlerin yanı sıra, beslenme şekilleri ve düzenli fiziksel aktivite alışkanlıkları sayesinde yaşam ömürleri oldukça uzun, hastalıklara bağlı ölüm oranları da düşüktür.

    Japonlar nasıl beslenir ?

    Balık

    Japonlar hemen hergün balık tüketirler. Daha çok buharda pişirme tekniğini kullanırlar. Çorbalarında da sık sık kullanmaktadırlar. Balığın içeriğindeki omega-3, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Enfeksiyonlardan koruyarak hastalıklardan önleyici etki gösterir. Ayrıca kalp sağlığı ve beyin fonksiyonları için oldukça önemli bir rol oynar

    Pirinç

    Çoğu zaman ‘Japonlar pirinç yedikleri halde zayıflar ‘ cümlesini duyarız. Pirinç pilavı bizim sofralarımızın vazgeçilmezlerindendir. Fakat Japonlar bizden farklı olarak kepekli veya siyah pirinci tercih ederler. Ayrıca bizim gibi bol yağlı, tuzlu değil haşlama olarak tüketirler. Daha lifli ve daha sağlıklı halde tükettikleri pirinç, hastalıklardan korunmalarına ve ideal kilolarını korumalarına yardımcı olmaktadır.

    Japon diyeti
    Japon diyeti

    Sebze

    Japonlarda sebze tüketimi çok fazladır. Bizdeki uzun sürede tencerede pişen sebzelerin aksine, yüksek ateşte hızlı pişirme veya buharda pişirme tekniğiyle besin değerlerini (vitamin, mineral, antioksidan özelliği) kaybetmeden sebzeyi tüketirler. Çorba içinde sebzeyi daha çok tercih ederler.

    Rafine ürünler

    Rafine edilmiş şekerli yiyecek-içecekler ve hazır gıdalar tüketmeyi tercih etmezler. Daha çok doğal besinler tüketirler.

    Tatlı

    Birçoğumuzun yaptığı gibi yemekten hemen sonra hamurlu, şerbetli tatlılar yemek yerine, meyveyi tercih ederler. Meyveleri de yeşil çayla beraber geç saatlere kalmadan gün içinde tüketirler.

    Yavaş Yeme ve Küçük Porsiyonlar

    Japonlar yemeği yavaş yavaş, küçük porsiyonlar halinde zamana yayarak yerler. Böylece beyin toklukları gerçekleşene kadar daha az yemek yemiş olurlar. Bizim yaptığımız en büyük yanlışlardan biri de yemekleri çok hızlı yiyerek doygunluk hissini yaşayana kadar, fazla miktarda kalori almaktır. Bu da kilo artışına sebep olmaktadır.

    Dyt. Gülhan KOCA

  • Şubat diyeti

    Şubat diyeti

    Şubat diyeti .. Şubat ayına girmemize sayılı günler kaldı ve sen hala yeni yılda hangi kararlar alman gerektiğini, hayatında neleri değiştirmen gerektiğini düşünmedin mi? Evet zaman su gibi akıp geçiyor ama sağlıklı bir yaşam ve kaliteli bir yaşlılık hayal ediyorsan önerilerime mutlaka kulak vermelisin:

    Şubat diyeti

    İşe mutfağını temizleyerek başlamalısın. Günde en az 1 öğününü evde yaptığın düşünülürse mutfaktaki zararlı besinler senin için kırmızı alarm demektir! Sende mutfağından bu besinleri çıkar veya mutfağına sokma. Beyaz ekmek, rafine edilmiş şeker, gazlı içecekler, alkol, süt ve yoğurt dışındaki tüm hazır gıdalar, beyaz pirinç, beyaz undan yapılmış makarna, kek, börek, pasta, şekerli diyet bisküviler (evet yanlış duymadın), sakatatlar, salamura ürünler, mevsiminde olmayan tüm sebze ve meyveler, katı yağlar (tereyağı dışında), kavrulmuş veya tuzlanmış her türlü besin…

    Şubat diyeti
    Şubat diyeti

    Peki mutfağını ne ile doldurmalısın; yağsız veya yağı azaltılmış süt ürünleri (süt, yoğurt, peynir, kefir), tam buğday veya çavdar ekmeği, yulaf ezmesi, tam tahıllı unlar ve ürünleri, karabuğday, esmer pirinç, tavuk, , kuru baklagiller, balık, ton balığı, bal, hindi, taze ve mevsiminde olan tüm sebze ve meyveler, kavrulmamış yağlı tohumlar, kuru meyveler, zeytinyağı ve zeytin, baharatlar…

    Güzellik mutfakta başlar… Sende internette takip ettiğin ve sevdiğin aşçıların ve bloggerların yemek tariflerini denemeye başla ve yemeklerine çeşitlilik kat.

    Alkali su takıntısından kurtul. Suya atılan limon veya bikarbonat tuzları suyun pHsını alkali yapar (> 7 pH) ancak senin vücudundaki asit- baz dengesini etkilemez. Vücudumuz öyle güzel bir sistemle çalışır ki asit- baz dengesini ayarlamak suya kalmaz, böbrekler bu görevi üstlenir ve sen ne yersen ye bu denge ayarlanır. O yüzden paket paket aldığın İngiliz tuzlarını çöpe at ve doğal su iç, istersen içine meyve, baharat dilimleri de koyabilirsin. Ancak unutma, alkali su seni zayıflatmaz, vücudunun asit- baz dengesini değiştirmez, sadece içtiğin suyun tadını değiştirir.

    Sağlıklı içecekleri tüket. Bunların başında tabii ki de su geliyor. Hemen hemen herkesin kilosu başına 30 cc su tüketmesi gerekiyor (herhangi bir kronik hastalığa bağlı olarak değişir). Örneğin 70 kg olan bir kişinin günde 2100 cc yani 2,1 litre su tüketmesi gerekir. Buna ek olarak çay, bitki çayı, kahve (miktarına dikkat), sade maden sodası, ayran ve kefir de tüketebileceğin sağlıklı ve kilo problemini çözmene yardımcı içeceklerdir.

    Mutfak tartısı olmazsa olmazımız! Yanlış duymadın. Şu hayatta baskülden daha önemli tartılar da var ve bunların başında mutfak tartısı geliyor. Mutfak tartısı ile yediklerinin porsiyonlarını mükemmel bir şekilde ayarlayabilirsin ve böylece sağlıklı ve fit olduğu sürece her türlü besini ve yemeği de tüketebilirsin!

    En yakın arkadaşım; diyet günlüğüm… Yediklerimizi bir kağıt parçasına yazmak ne kadar saçma gelirse gelsin bu kağıt parçaları yeme davranışını kontrol etmende büyük rol oynuyor. Böylece kaçamak yapma ihtimalin azalıyor, sağlıklı beslenmeye başlıyor ve alışıyorsun.

    Aç kalarak zayıflamak bir efsane. Artık kimse aç kalarak zayıflamayı tercih etmiyor çünkü kendilerine ne kadar zarar verdiklerini fark ediyorlar. Gün geçtikçe artan obezite, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol düzeyleri, kalp-damar hastalıkları insanları sağlıklı beslenmeye zorluyor ve uygulandığı sürece mevcut hastalığa ek olarak fazla olan kilolardan da kurtulmayı sağlıyor. Bu yüzden sende aç kalarak kısa sürede zayıflarım diye düşünüyorsan bu fikri unut, belirli aralıklarla (ortalama 3-4 saat aralıklarla) ana veya ara öğünlerini tüketmeye gayret et.

    Aktivite olmadan asla! Artık herkes telefonuna veya elektronik cihazına egzersiz yapmayı teşvik edecek uygulamalar indiriyor. Böylece egzersiz yapanların sayısı artıyor. Benim önerim eğer egzersiz yapmanı engelleyecek bir rahatsızlığın yoksa haftada 3-4 gün en az 30 dakikalık orta tempoda yürüyüş veya aerobik egzersizler ve buna ek olarak haftada 3-4 gün de pilates veya yoga yapman. Böylece kardiyo egzersizleriyle kalp kasını güçlendirip vücudunda fazla olan yağ kütlesinin azalmasını sağlarsın hem de pilates/ yoga sayesinde kasların daha güçlü ve esnek olur, istediğin jean in içine girebilirsin.

    Kaynak: Dyt. Duygu KOPAN

  • Ödemin tedavisi nasıl olur?

    Ödemin tedavisi nasıl olur?

    Ödem normalden fazla sıvının hücreler arasındaki boşluklarda ya da dolaşım sisteminde birikmesi sonucu oluşur. Bu hacim artışının sonucunda vücudun pek çok yerinde şişme meydana gelir.

    Ayaklarımız, kollarımız, ellerimiz, yüzümüz, bacaklarımız ve karın çevresinde ödem kendini gösterir.

    Pek çok ciddi hastalıktan kaynaklanabileceği gibi yetersiz ya da kötü beslenme sonucunda da kendini gösterebilir.

    Ödemin tedavisi nasıl olur?

    Ödemin tedavisinde öncelikle altında yatan neden bilinmelidir.  Örneğin ödeminiz alerjik bir reaksiyondan kaynaklanıyorsa öncelikle alerjinize yönelik tedavi yapılmalıdır. Ya da ödeminiz fazla kilolardan kaynaklanıyorsa kilo vermeniz tedavi için gereklidir. Ödemde nedene yönelik ilaç ve beslenme tedavisi uygulanmalıdır.

    Ödemin başlıca nedenleri

    – Kalp hastalıkları
    – Karaciğer hastalıkları
    – Böbrek hastalıkları
    – Dolaşım sisteminde tıkanmalar
    – Alerjik reaksiyonlar
    – Protein yetersizlikleri
    – Gebelik
    – Hipotiroid
    – Adet öncesi sendromu
    – Obezite
    – Hareketsiz yaşam
    – İlaçlar
    – Stres, uykusuzluk
    – Aşırı tuzlu beslenme ve az su içme
    – Aşırı karbonhidratlı beslenme

    Ödem seviyeniz yüksekse beslenmenize dikkat etmelisiniz. Aşırı tuzlu besinlerden kaçının.  Tuz alımınız arttıkça, sodyumun su tutucu özelliğinden dolayı vücudunuzda sıvı birikimi de artıyor. Çok fazla tuzlu peynir, zeytin ve turşu gibi besinlerden tüketmemeye çalışın.

    Bol bol su için. Yetersiz su içmeniz vücudunuzda sodyum birikimine ve bununla birliktesıvı birikimine yol açar. Günde en az 8-10 bardak su tüketin.İşlenmiş paketli ürünler, fazla miktarda sodyum içerir. Bu yüzden, pasta, çikolata, kraker, cips, hazır soslar, konserve gıdalar, işlenmiş etler den ve gazlı içeceklerden mümkün olduğunca uzak durun.

    Aşırı karbonhidrat ve şeker tüketmek de vücutta sıvı tutumuna neden olur. Bu yüzden karbonhidrat ihtiyacınızı kompleks karbonhidratlardan karşılamaya özen gösterin. Tam tahıllar, meyve ve sebzeler örnek kompleks karbonhidrat kaynaklarıdır.Harekete geçin. Hareketsizlik sonucu dolaşımımız yavaşlar, kaslarımız zayıflar ve bunun sonucunda vücudumuzdan atılamayan su birikir. Uzun süre boyunca ayakta sabit durmaktan kaçının. Böyle durumlarda ayaklarınızın şişmesini önlemek için ayaklarınızı uzatmanız gerekir.Bol bol sebze tüketin, sebzelerdeki potasyum içeriği vücudunuzdaki sodyumu dengeler.Yüksek miktarlarda alkol ve kafein tüketmeyin. Bu içecekler vücudunuzun
    fazla su tutmasına sebep olur.

    Öğün ve uyku düzeninizi iyi ayarlamanız ödem oluşumunu engeller. Uzun süre aç kalmayacak şekilde öğünlerinizi ayarlayın ve mutlaka yeterli ölçüde uyuyun. Fazla kiloluysanız, fazla kilolarınızı vermelisiniz ki dolaşım için hücrelerinizde yer açılsın. Fazla ödeminiz atılabilsin.

    (NİL ŞAHİN GÜRHAN / AKŞAM)

  • 200 kalori altında sağlıklı ara öğünler

    200 kalori altında sağlıklı ara öğünler

    200 kalori altında sağlıklı ara öğünler…

    1) PATLAMIŞ MISIR

    2 büyük kase yağsız ve tuzsuz patlamış mısır film keyfinize eşlik edebilir. Baharatlarla lezzetlendirerek kyfinize keyif katabilirsiniz.

    2) REÇELLİ EKMEK

    2 dilim tuzsuz etimek üzerine 2 tatlı kaşığı light labne ve 2 tatlı kaşığı reçeli sürüp, yanına da şekersiz çay/ kahve ile tatlı ihtiyacınızı bastırabilirsiniz.

    3) YOĞURT DİP SOSLU SEBZE CİPSLERİ

    1 büyük boy havuç ve 1 büyük boy salatalığı jülyen şekilde doğrayınız. 1 küçük kase kadar süzme yoğurdun içine sevdiğiniz baharatları ekleyip karştırınız. Arkadaşa davetlerinizin en sağlıklı atıştırmalığını yaptınız bile.

    4) PEYNİRLİ MEYVE SALATASI

    Sevdiğiniz bir meyvenin orta boyunu seçip küp küp doğrayınız. Yanına da 1 dilim kadar tuzsuz bir peynir ekleyip özellikle yaz ayları için vazgeçilmez bir ara öğün haline getirebilirsiniz.

    5) LEBLEBİLİ ATIŞTIRMALIK

    1 küçük kahve fincanı leblebi ile 2 yemek kaşığı kuru üzümü karıştırıp hem tatlı hem de tok tutucu bir atıştırmalık haline getirebilirsiniz.

    6) FİT KANEPELER

    3 adet tuzlu diyet bisküvi üzerine 2 tatlı kaşığı kadar light labneyi paylaştırın, üzerine dilimlediğiniz domatesleri de dizin, üzerine de 3 tane dilimlenmiş zeytin ekleyin. En son kekik ve nane ile lezzetlendirip afiyetle tüketebilirsiniz.

    7) ÜZÜM

    1 kase kadar üzümü 1 gece önceden buzluğa koyup dondurun. Donmuş üzüm yemenin çok daha keyifli olacağını göreceksiniz.

    8) MUZ SANDVİÇLERİ

    1 küçük boy muzu uzunlamasına kesin. Arasın 2 tatlı kaşığı kadar fıstık ezmesi sürüp kapatın. Üzerine biraz da kakao serpip basit ama çok lezzetli bir tatlı haline getirebilirsiniz.

    9) KAHVE YANI ÇİKOLATASI

    4 küçük parça bitter çikolatayı benmari usulü eritin. İçerisine 6 tane badem ve 3 tane minik minik doğranmış kuru eriği karıştırın. 7 eşit parçaya bölüp ince tabaka halinde dondurun. Bu hafta kahvenizin yanına kendi çikolatanızı hem kendiniz yapmış oldunuz hem de daha sağlıklı hale getirdiniz.

    10) MEYVELİ YOĞURT KÜPLERİ

    3 kaşık yoğurdu yarım paket vanilya ya da 1-2 damla vanilya özü ile karıştırıp krema haline getirin. Üzerine de 1 su bardağı kadar çilek, yaban mersini, böğürtlen gibi kırmızı meyvelerden oluşan karışımı ilave edip tekrar karıştırın. Bir buz kalıbına bunu paylaştırıp dondurun. Yaz ayları için muhteşem tatlı atıştırmalığınız hazır.

    Dyt. Beste ALİMERT

  • Vajina sağlığı için diyet

    Vajina sağlığı için diyet

    Vajina sağlığı için her kadının diyetinde bulundurması gereken 10 müthiş yiyecek Kadın bedeni, bakımı hiç de kolay olmayan karmakarışık bir mekanizma maalesef. Malum cinsel sağlığımızı korumak erkeklere göre çok daha zahmetli olabiliyor. Peki cinsel sağlığımızı korumak için hangi yiyecekleri tüketmeliyiz?

    Vajina sağlığı için diyet

    1- Avokadonun lezzeti ve etkilerinden faydalanın

    Avokado potasyum ve B6 vitamini bakımından çok zengin bir besin. Avokado vajinadaki doğal sıvıların üretilmesine yardımcı oluyor ve vajinanın kurumasına engel oluyor. Avokadodaki yararlı yağlar vajina duvarının güçlenmesini sağlıyor, ayrıca avokadonun libidoyu arttırdığı biliniyor.

    2- Sevimli dostumuz yaban mersini

    Son yıllarda şifasıyla ünlenen besinlerden biri de yaban mersini. Yaban mersini suyu genel vajina sağlığına çok iyi gelen bir meyve. Yaban mersini idrar yolları enfeksiyonuyla müthiş etkili bir şekilde savaşıyor ve vajinanın ph düzeyini dengeliyor. Bu güzel meyvenin faydasını en iyi şekilde görebilmek için şekerli meyve suları yerine saf, doğal ve şekersiz olanlarını tercih etmenizi öneririz. Ayrıca günde bir avuç yaban mersinini direkt meyve olarak da tüketebilirsiniz.

    3-Hayat kurtaran milli yiyeceğimiz doğal yoğurt ve probiyotikler

    Yüksek probiyotik içeren besinler, vajina sağlığını koruyan yararlı bakteriler bakımından da zengin olurlar. Bu besinlerin başında da yoğurt geliyor. Yoğurt ph oranını dengeliyor ve enfeksiyonların yol açtığı hastalıklı organizmaları öldürüyor. Dolayısıyla bize evde leziz yoğurtlar yapmak için bir neden daha çıkıyor.

    4-Tatlı mı tatlı patatesler

    Tatlı patatesi sevmeyen var mı? Bu listede belki de bizi en mutlu edecek seçenek olabilir kendisi. Tatlı patateste bulunan A, C, B vitaminleri, magnezyum, potasyum ve demir vajina sağlığı için birebir. Bunlar vajina ve rahim duvarını güçlendiriyor, daha sağlıklı hale getiriyor ve antioksidanlar enerji verici hormonlarımızı arttırıyor.

    5- Bırakın koksun, siz faydasını düşünün

    Babaanneniz gibi konuşmak istemezdik ama gerçek şu ki, sarımsak neredeyse tüm hastalıklara şifa olabilen bir çeşit “süper bitki”. Sarımsakta çok güçlü antibikrobiyeller ve mantar önleyiciler var. Bu da vajinal akıntı, kaşıntı, koku ve mantar gibi rahatsızlıkları önlemesi demek.

    6- Daha çok sevgiyi hak eden soya ürünleri

    Soyanın her ne kadar gerçek dışı kötü bir namı olsa da, kendisine haksızlık edildiği bir gerçek. Cilde zararlı olduğu gibi bir efsanesi olan soya, aslında soya ürünleri kadın sağlığı için müthiş besinlerden biri. Adet sancılarını azaltan soya aynı zamanda vajinanın doğal olarak salgıladığı sağlıklı sıvıların oluşmasında etkili. Ayrıca soyanın içindeki sağlıklı omega 3 asitleri menapozun getirdiği semptomları da yatıştırıyor.

    7- Film izlerken yemesi pek zevkli olan kabak çekirdeği

    Çinko ve E vitamini bakımından zengin olan kabak çekirdeği adet döngümüzü düzene sokuyor, vajinal tahrişi ve rahatsızlık hissini önlüyor. Ayrıca aynı avokado gibi vajina kuruluğunu ve adet sancılarını önlüyor.

    8- Kucaklanası güzellikteki koyu yeşil yapraklı sebzeler

    Kıvırcık lahana, ıspanak, pazı gibi koyu yeşil yaprakları olan sebzeler, kan akışını düzenleyen ve enfeksiyonlarla savaşan A ve C vitamini açısından çok zengin. Yeşil sebzeler vajina kuruluğu, kaşıntısı, yanması gibi hisleri azaltıyor.

    9- Salatalarınıza bol bol elma sirkesi ekleyin

    Temizlikte ayrı, beden sağlığında ayrı karşımıza çıkıp duran bir besin elma sirkesi. Elma sirkesinin içinde bulunan doğal enzimler vajinadaki yararlı bakterilerin üremesine yardımcı olurken zararlı bakterileri de kovmada baya başarılı.

    10- Listenin sürpriz besini: Bitter çikolata

    Çikolata sadece insanı mutlu eden muhteşem bir yiyecek değil, ayrıca bağışıklık sistemimiz için de birebir. Bitter çikolata yüksek düzeyde antioksidan, sağlıklı mineraller, magnezyum ve doğal uyarıcılar bulunuyor. Bitter çikolatanın afrodizyak etkisi olduğuna inanılıyor ve içindeki aminoasitler insana kendini iyi hissettiren dopamin üretimini arttırıyor.

    Kaynak: Posta.com.tr