Etiket: beslenme

  • Ödem sorunu

    Ödem sorunu

    Ödem daha çok kadınlarda görülen yüz, el ve ayaklarda şişkinlikle kendini gösteren bir dolaşım problemidir. Sıcak hava, uzun süre ayakta durmak, fazla tuzlu veya tatlı yemek, az su içmek, uyku problemleri ödemi tetikler.

    Eğer ödem probleminiz sürekli devam ediyorsa altta yatan sorunun belirlenmesi gerekir.

    Genel beslenme prensiplerine baktığımızda bazı unsurlara dikkat etmenizi öneririm;

    *Yemeklerinize ekstra tuz ilave etmeyin, yemekleri az tuzlu pişirin ve daha daha çok baharatlandırın.

    *Şekerin sindirilmesinde çok miktarda su gerekir ve vücut suyu tutar. Tüketilen şeker miktarının azalmasıyla ödem sorunuda azalacaktır.
    *Gün içerisinde eğer herhangi bir sağlık probleminiz yoksa ödem atımını hızlandıran biberiye, ısırganotu, kiraz sapı ve funda yaprağından destek alınabilir.
    *Meyvelerden kiraz, ananas ve kayısı sebzelerden ise yeşil yapraklı olanlar diüretik etkiye sahiptir.
    *Günde 2,5 lt su içmeye özen gösterin, kola, alkol ve şekerli içeceklerden uzak durun.
    *Ara öğünlerinizden birinde probiyotik yoğurt veya kefir tüketin.
    *Dolaşım problemi ödemin oluşumunda büyük bir etken, varisi olan kişilerde ödem de sıklıkla görülmektedir.

    *Besin alerjileri de ödemi artırabilir, sürekli bu şikayetten yakınıyorsanız bir alerji testi yaptırabilirsiniz. Sonuçlara göre alerjen yiyeceğin diyetinizden çıkarılmasıyla şikayetlerinizin de azaldığını göreceksiniz.

    *Vitamin ve mineral eksiklikleri de ödemi etkiler, özellikle B6 vitamini ve magnezyum minerali eksikliğinin tetiklediği bilinmektedir.

    *Uyku probleminiz varsa, 8 saatten fazla veya az uyuyorsanız bilin ki ödem yine etkilenmektedir.

    *Hormon düzensizliği özellikle troid hormonu ödemi artırır. Bu nedenle hormonlarınızı düzenli kontrol ettirin.

    *Tansiyon düzensizliği yine bir diğer etken. Eğer tansiyonunuz varsa ve ilaç kullanmanız gerekiyorsa düzenli kullanmanızı öneririm.

    *Kadınlarda en çok regl öncesinde ve regl sırasında görülen bu problemi minimuma indirmek için tuzlu ve tatlı yiyeceklerden uzak durmanızda fayda var.

    Dyt.Özlem Sert Aydın

  • Karbonhidratsız diyet

    Karbonhidratsız diyet

    Karbonhidratlı gıdaların, hangi öğünde, ne kadar, ne ile birlikte tüketilebileceği bilmek onları yasaklar listesinden kaldırmaya yetiyor. Hiç karbonhidrat bulunmayan bir diyet yapılması ise, sağlık açısından doğru bulunmuyor

    Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Hümeyra Taşçıoğlu, kahvaltı sofralarımızın ’tacı’ konumundaki ekmek grubundan besinler alındığını, ekmek, simit, açma, börek, çörek, pilav ve makarnanın karbonhidrat grubu besinler arasında olduğunu söyledi

    Taşçıoğlu “Karbonhidrat grubu besinlerden gelen enerji, günlük almamız gereken enerjinin yüzde 55-60’ını oluşturmaktadırlar. Bu besinler, içeriğindeki besin öğeleri açısından da sağlığımız açısından büyük önem teşkil ederler. Topraktan gelen besinler ağırlıklı olarak hep karbonhidrat kaynağıdır; sebze, meyve, buğday, arpa, darı ve bunlardan yapılan tüm ürünler, ekmek, makarna, bisküvi gibi. Bu ürünlerin rafine edilmeden, tam tane halinde tüketimi sağlık açısından en değerli olan seçimdir. Günümüzde karbonhidratları biraz abartarak tüketmekteyiz. Börek, çörek, simit, açma, boyoz, mantı, kek, yaş pasta, kurabiyeler gibi örneklendirebileceğimiz hamur işleri özellikle de diyet yapan insanlar için çoğunlukla yasaklar listesinde yer alan gıdalar olmaktadır. Çoğu insan bu tür besinlerden uzak kalmamak adına kilolu kalmayı tercih edebilmektedirler. Halbuki bu tür gıdaları, hangi öğünde, ne kadar, ne ile birlikte tüketilebileceğimizi bilirsek yasaklar listesinden kaldırabiliriz. Hiç karbonhidrat bulunmayan bir diyet yapılması, sağlık açısından kesinlikle doğru değildir.”

    ‘100-125 GRAM ALINMALI’
    Taşçıoğlu, bu konudaki uyarı ve önerilerde bulunurken, günlük alınması gereken enerjinin yüzde 55-60’ının karbonhidratlardan gelmesi gerektiğini, enerjinin kalan yüzde 15-20’si proteinlerden, yüzde 25-30’u yağlardan geldiğini anlattı.

    Taşçıoğlu, şöyle konuştu: “Bu dengeyi kurabilirsek karbonhidratları gönül rahatlığı ile tüketebiliriz. Hiç karbonhidrat bulunmayan bir diyet yapılması, sağlık açısından kesinlikle doğru değildir. 1 gram karbonhidrat, yaklaşık 4 kalorilik enerji verir. Fakat insan daha az karbonhidrat alarak da yaşamını sürdürebilir. Kişisel ayrıcalıklar da düşünülürse, en azından günlük diyette 100- 125 gram karbonhidrat bulunmalıdır. Bu da yaklaşık 400- 500 kalorilik enerji verir. Hamur işlerini tercih ettiğimiz zaman yanında çiğ sebzelerden oluşan bir salata tüketirsek kan şekerimizin hızlı yükselmesine engel olur ve tokluk hissimizin uzun sürmesine yardımcı olmuş oluruz.”

    DHA

  • Kadınların kilo vermesini engelleyen şeyler

    Kadınların kilo vermesini engelleyen şeyler

    Son derece dikkatli yiyen, yaptığı diyete sadık, yürüyüşüne, egzersizlerine özen gösteren bir başkasını tanımıyorsunuz kendinizden başka. Ama ne var ki hala kıyafetlerinizin içine giremiyor ve göbeğiniz sizden önde gitmesine engel olamıyorsunuz!

    1. Kıtlık hissi

    Bir anda çok fazla kalori eksiltmek vücudun aldıklarını yakmasına değil depolamasına yol açar. Aniden büyük bir açlıkla karşı karşıya kalan vücut, kıtlık zamanı sinyalleri vermeye ve önemli işlevleri için harcamak üzere, kas kitlesinden de yakmaya başlar.

    Çözüm: Evet, kilo kaybetmek için kalori kesmeniz gerek, ama hepsini değil. Etkili bir kilo verme için size önerimiz, çareyi ölüm diyetlerinden değil, bol bol egzersiz yapmakta aramanız.

    2. Ya hep ya hiç

    Sizin felsefeniz ya hep ya hiç. Yani ya salatalığın dilimlerini sayıyorsunuz ya da hiç hesapsız, büyük hamburger mönüsünü elmalı tartla tamamlıyorsunuz.

    Çözüm: Önemli olan, rejim yapmayı, sadece belirli bir süre devam ettirilecek bir kür değil, yaşam boyu izlenecek bir yaşam biçimi gibi görmeniz.

    3. Hızlı yemek

    Hızlı yemek yiyen kişilerin mideleri, daha beyne doymuş olduğu sinyalini veremeden çok fazla yemekle doldurulmuş oluyor.

    Çözüm: Ağzınıza aldığınız her lokmadan sonra çatalınızı tabağınızın kenarına bırakın ve yavaş yavaş çiğnediğiniz lokmanız bitene kadar tekrar elinize almayın.

    4. Beyaz ekmek

    Rafine edilmiş beyaz ekmek, makarna ve pirinç çeşitleri çok az lif içerir. Az lifli yiyecekler yerine, bol lifli olanları tercih etmeniz metabolizmanız için çok daha iyi.

    Çözüm: Beyaz ekmek, makarna, pirinç ve patates gibi lif oranı düşük yiyecekler kan şekerini hızla yükseltir. Uzmanlar bunların yerine kepekli ekmek ve lif açısından zengin yiyecekleri tüketmenizi öneriyorlar.

    5. Egzersiz

    Egzersiz tabii ki kilo vermek için vazgeçilmez, ama siz pizzaları hamburgerleri güzelce tüketirken tek başına yetmez.

    Çözüm: Egzersiz yapıyor olmanın rahatlığıyla yiyeceklere sarılmayın. Özellikle porsiyonların miktarı en çok dikkat etmeniz gereken nokta.

    6. Aç ve susuz

    Kilo vermeye çalışanların en yakın dostu, sudur. Toksinlerden arınmak, kasların canlılığını korumak ve metabolizmanızın hızlanmasını sağlamak suyun görevidir. Su sayesinde sıcak yaz günlerinde daha rahat egzersiz yapmanız da mümkün.

    Çözüm: Güne bir sürahi su doldurarak başlayın ve günün sonuna kadar bunu bitirmeyi hedefleyin.

  • Yaza formda girme önerileri

    Yaza formda girme önerileri

    Dr.Mehmet Öz’den Yaza Formda Girme Önerileri…Koskoca bir kışı geride bıraktık ve yaz mevsimine formda girmenin planlarını şimdiden yapmaya başladık bile..

    Kahvaltı önerileri
    – Meyve suyu yerine yağsız süt için. Kahvaltıda yağsız süt tüketen fazla kilolu insanlar daha az yerler.
    – Kahvaltı yapan kişiler kilo vermede ve vermeye devam etmede daha başarılı olurlar.
    – Araştırmacılara göre sabahları yumurta tüketen kişiler, karbonhidrat ağırlıklı beslenen kişilere göre daha uzun süre tok kalıyor.
    – Yulaf sizin arkadaşınız! Kahvaltıda bir kase yulaf ezmesi yemek öğlen yemeğe saldırmanızı önler.
    06.30’da tartılın
    Araştırmalar, her gün tartılan kişilerin tartılmayanlara göre daha fazla kilo kaybettiğini gösterir. Her gün aynı satte tartıldığınızda sıvı dengesi nispeten standart olur ve dalgalanmalar en aza iner. Gıda ve sıvı alımındaki değişiklikler yüzünden gün boyunca farklı miktarlarda kilo alabiliriz. Bağırsak ve mesanenin boşalmış olduğu sabah saatlerinde tartıldığınız zaman üzerinizde yemek/dışkı/idrar gibi ekstra ağırlıkların olmadığından emin olursunuz ve hayal kırıklığı yaşamazsınız. Yeni bir araştırmaya göre, bir bağırsak hareketinin ortalama ağırlığı yaklaşık 350 gramdır. Ortalama bir kişi 50 cc/saat idrar üretir. Eğer yaklaşık 8 saat uyuyorsanız bu da yaklaşık 400 ml’ye eşittir.
    06.35’te mutlaka egzersiz yapın
    Sabahları egzersiz yapan kişiler, spor yapmaya daha bağımlı olur. Bu kişiler aynı zamanda daha fazla yağ yakar. Karbonhidrat alımını sınırlandırarak, egzersiz sırasında kas hücrelerinin çalışmasına bağlı olarak enerji dolaşımını canlandırabildiğiniz gibi yağ asiti taşınmasını da kolaylaştırabilirsiniz. Egzersiz öncesi karbonhidrat alımı, aç karnına egzersiz yapmak ile karşılaştırıldığında, yağ yakımını büyük ölçüde engellediği görülür. Bu çerçevede bakıldığında düzenli aç karnına yapılan egzersiz kas içinde yağ dönüşümünü düzenlemek için efektif bir stratejidir. Bu sayede yağ asitlerinin birikimini engellersiniz. Aşırı yağlı beslenen toplumlarda, aç karnına sabah egzersiz yapmak, gün içinde tok karnına yapmaktan daha etkili olacaktır.
    Yemek saatleri- 07.30, 12.00, 18.30
    Herhangi bir sosyal ortamda olmaksızın, bir laboratuara yerleştirilmiş olan insanların, gıda erişimine ücretsiz olarak izin verildiğinde, her gün 3 öğün yemek yeme eğiliminde oldukları görülmüştür; ilk öğün saat 7-8 arasında, ikinci öğün yaklaşık öğlen ve üçüncü öğün ise 19.00’da. Bunu bize fizyolojik ritmimizin dikte ettiğini hipotez olarak öne sürebiliriz. Araştırmalar, insanlar aç olduğu zaman karar verme ve dürtü kontrolünün, tok olanlara göre bozulduğunu göstermektedir. Fizyolojik ritmimize göre yemek yediğimizde, bu tür zayıf davranışlardan kaçınırız.
    08.00’de bir bardak su
    Soğuğa maruz kalma durumunun, vücudun metabolik hızını yükselterek yağ yakımını arttırdığı belgelenmiştir. Buzlu bir bardak soğuk su metabolizma hızını yaklaşık 10 kalori arttırır, bu da yıl boyunca yaklaşık 2 kilo vermenize eşittir. Araştırmalar, metabolizmanın hızının sabahları en yavaş olduğunu göstermiştir. Hatta bir araştırma akşamüstü bu oranın yüzde 5 daha fazla olduğunu göstemiştir
    Lifli besin takviyesi yapın
    Lifin faydaları, kardiyovasküler ve kolorektal (kolon ve rektumla ilgili) sağlığı konusunda belgelenmiştir. Ayrıca araştırmalar, lif alımının yemek sırasında alınacak kalori miktarını 70 kalori azalttığını göstermiştir. Bu etki, yemekten 15 dakika önce bir elma tüketildiğinde de gözlenmiştir. Elma yenildiği durumda yemek esnasında 187 kalori daha az alındığı görülmüştür.
    Market alışverişi 10.00’da
    Saat 10:00 kahvaltı ve bir bardak soğuk suyunuzla hala toksunuz. Araştırmalar düşük kan şekerinin kendini kontrol etmeyi engellediğini göstermiştir. Bu da sizin almamanız gereken şeyleri satın almanıza sebep olabilir. Marketlerden yapılan alışverişlerin yüzde 85’i markette dolaşırken verilen kararlar ile gerçekleşmektedir. Açlığınıza göre değil elinizdeki listeye göre alışveriş yapın.
    Saat 22.00’de yatın
    Melatonin salımı saat 22:00 de zirveye varır. Ancak melatonin salgılanması herhangi bir ışığa maruz kalırsa bozulur. Karbonhidrat alımı, melatonine dönüşen triptofan seviyesinin yükselmesine yardımcı olur. Düşük melatonin seviyesi karbonhidrat açlığı ile direkt bağlantılıdır. Gece saat 22:00’den sonra ayakta olmak, içsel melatonin salgılanmasını engeller ve bu da uyku düzenimizin bozulmasına sebep olur. Vücudun karbonhidrata karşı istek duymasının artması, daha kaliteli bir uyku için melatonin seviyesinin artmasına sebep olacak doğal bir reaksiyondur. Yatmadan 3 saat önce ağızdan alınan melatonin takviyesi, uyku-uyanıklık döngüsünü gözlemleyerek karbonhidrat açlığını kontrol altında tutar. Ve bu da doğal fizyolojik ritmimizi düzenler.

  • Tereyağı Kilo Yapmaz!

    Tereyağı Kilo Yapmaz!

    Hastalıkların tedavisi için geliştirdiği bitkisel destek çalışmalarıyla tanınan Fitoterapi uzmanı Dr. Mustafa Eraslan, İstanbul Güngören’de Özel Başarılı Koleji öğrencileriyle bir araya geldi.

    Başarılı Koleji öğrencileriyle bir araya geldi. Öğrencilere süt, yumurta, tereyağ, et ve tandır ekmeği öneren Eraslan, fast-food’dan da kaçınmalarını önerdi.

    Öğrencilerden mutlaka sabah kahvaltısı yapmalarını isteyen Dr. Eraslan süt konusuna dikkat çekti ve şöyle konuştu: “Süt içeceksiniz. Diyeceksiniz ki biz kocaman çocuklarız. Süt işte sizin gibi kocaman çocukların her şeyinin gelişmesinde önemli. Diyeceksiniz ki sütü nereden alacağız. Buradan size bir doktor fetvası veriyorum. Kesinlikle hazır, paketli sütleri annenize aldırmayacaksınız. Sokakta süt satanlar vardı biliyor musunuz? Bazıları süte su katar. O su katılmış sütler bile dışarıdan alacağınız paket sütlerden sizin için çok daha faydalı.”

    Köy yumurtası tercih edin
    Sağlıklı beslenme listesindeki ikinci unsurun yumurta olduğunu belirten Dr. Eraslan, “Ben 5 sene önce yumurtanın faydalarından bahsettim, herkes hop oturup hop kalktı” diyen Eraslan “dediler ki kolesterol yapar şunu yapar bunu yapar. Şimdi doktorlar ikiye bölündü kolesterol sevenler ve sevmeyenler diye. İşte o tartışmayı zamanında biz başlatmıştık. Günde 1 tane, 2 tane, 3 tane yumurta yiyebilirsiniz. Bulabilirseniz eşelenen tavuklar vardır, köy tavukları onların yumurtasından yiyebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

    Kamuoyunda terayağ kilo ve kolesterol yapar şeklinde yanlış bir bilgi olduğunu ifade eden Mustafa Eraslan, “Diyeceksiniz ki tereyağ kilo yapar. Terayağ hiç bir zaman kilo yapmaz. Terayağ kesinlikle damarları da tıkamaz. Bakın damarları tıkayan yağ nedir biliyor musunuz? Bizim margarin dediğimiz yağlar. Bir elinize tereyağ alın bir elinize de margarin, biraz sonra terayağ eriyecektir. Çünkü vücut ısında eridiği için sağlıklı yağdır” dedi.

    Etin yağı kilo yapmaz
    Dr. Eraslan’ın bir tavsiyesi de kırmızı etle ilgili oldu. Eraslan, “İnsan fıtratı için özellikle de sizin gibi gelişme çağında olan çocuklar için en önemli şey ettir. Eti hiç ihmal etmeyeceğiz. Eti de mümkünse yağlı yiyin. Yağ sizin enerjinizdir. Etin yağı kilo yapmaz” dedi.

    Fast Food yemeyin
    Dr. Mustafa Eraslan’ın gençlere yönelik bir başka uyarısı da fast food kültürüyle ilgiliydi. Mustafa Eraslan, “Fast Food yiyen insanlar, çocuklar hasta olur bir, iki kanser olur. Bakın etrafımızda çok sayıda kanser görüyoruz değil mi ve kolay kolay tedavi edilmiyor. Bunun ana nedenlerinden biri sağlıksız ve dengesiz beslenmedir. Fast food tarzı sağlıksız beslenmek kanser başta olmak üzere bir çok hastalığa davetiye çıkarmak demektir” ifadelerini kullandı.

    milliyet

  • Açlığımızı bastırmanın yolları

    Açlığımızı bastırmanın yolları

    Nil Şahin Gürhan: Diyette başarılı olmak istiyorsanız açlık yaşamamalı, mahrumiyet hissetmemelisiniz…

    1- Sabah uyandıktan sonra 1 saat içinde ya kahvaltı yapın ya da küçük bir parça sağlıklı atıştırmalık alın. Sağlıklı atıştırmalık olarak; ½ – 1 su bardağı kadar süt veya yoğurt, 1 avuç ceviz, badem gibi yağlı kuruyemiş, 1 dilim peynir+ 1 dilim ekmek gibi alternatifler düşünebiliriz. Böylece yeni uyanmış olan metabolizmamıza enerji vererek hem aşırı açlık oluşmasını önlemiş hem de metabolizmamızı çalıştırmış oluruz.

    2- İki-üç saatte bir beslenin. yemek yedikten sonra 4 . saatte sindirim tamamlanır ve vücudumuzda metabolik havuz dediğimiz enerji havuzuna enerji akışı durur. Ancak metabolik havuzdan enerji kullanımı devam eder. Canlılığımız devam ettiği sürece, enerji ihtiyacı bu havuzdan sağlanır ve bu havuz sürekli dolu tutulur. Fakat enerji kazanımı durduktan sonra vücudumuz otomatik olarak harcadığı enerjiyi azaltır.

    Duruma adapte olmak için çaba harcar. Sağlıklı dengeli, yeterli ve düzenli beslenirseniz; metabolik havuza enerji akışını sürekli ve kaliteli sağlamış olursunuz. Böylece metabolizmanız maksimum düzeyde çalışabilir. Sürekli bir şeyler yiyip hep zayıf olan insanlara şaşmamak gerek, yedikleri yiyeceklerin çeşitleri, miktarları ve yemek yeme şekilleri bize durumu açıklar. Sadece genetik olarak şanslı olmadıklarını görürüz.

    3- Bol miktarda ve sürekli su için. Su midemizi doldurarak kısa süreli tokluk oluşturmakta etkilidir. Ayrıca yeterli su alımı, kan ve lenf dolaşımını sağladığı için daha dinç ve enerjik olmanıza katkıda bulunur. Ne kadar çok ve sürekli su içerseniz kilo vermeniz o kadar kolay, fazla kilo almanız da o kadar zor olur.

    4- Sabah öğlen akşam öğünlerinde en az 1 avucunuzun dolusu taze mevsim sebzesi yiyin (domates, salatalık, maydanoz, biber, semizotu vb. ) mevsiminde olan taze sebze ve meyveler vücudumuzun iklime uyumunu sağladığı için kilo vermemiz için ortam oluşturur.

    5- Yavaş yiyin, iyi çiğneyin, lezzete odaklanın, yemek yemekle barışın. Anı yaşamak; hayattan her anlamda zevk almak ve doyum sağlamak için en doğru ve tartışmasız yöntemdir. Günümüzde sorumluluklar ve yükümlülükler arttıkça, hangimiz anı yaşayabiliyoruz o da tartışılır tabi. yemek yemekkeyifli ve eğlenceli bir ihtiyaç ve bu ihtiyacımızı karşılarken ne kadar rahat olup, iyi çiğneyip, lezzete odaklanır yemekten keyif alırsak ; yani yemekyemekle ne kadar barışık olursak; kilo alıp verme kısır döngüsünden o kadar uzak oluruz.

    Nil Şahin Gürhan

  • Tok Tutan Meyve Suyu İle Zayıflama

    Tok Tutan Meyve Suyu İle Zayıflama

    Her zaman formda olması ile bilinen Demet Kutluay bu formunu borçlu olduğu tok tutan meyve suyu tarifini açıkladı…

    Diyet kitaplarında formunun sırrını anlatan ünlü manken Demet Kutluay mucizevi tariflerini sizin için paylaştı. İşte tok tutan ve kilo almayı engellediği için formda kalmayı sağlayan meyve suyu tarifinin ayrıntıları…

    Demet Kutluay, her beslenme programında tok kalıyordu ancak ara ara doymama ve spordan sonra bir şeyler atıştırma isteği duyuyordu. Bu formülü kullandıktan sonra ise açlık hissetmedi.

    Açlık hissettiğinde bu lezzetli formülden kendi diyetinize ek olarak 1 su bardağı içmeniz yeterli.

    Demet Kutluay, bu formülü acıktıkça uyguladığı beslenme programı ile beraber içtiğinde hem kilo vermesi kolaylaştı hem de tatlı krizleri bitti.

    Siz de bu formülü, acıkma hissettiğinizde kilo verme hızınızı takip ederek 1 su bardağı olarak kullanabilirsiniz.

    Tok tutan meyve suyu malzemeleri (2 su bardağı için)

    – 2 adet yeşil elma
    -1 adet kivi
    -1 adet lime tipi limon
    -1 adet başparmak büyüklüğünde taze zencefil

    Tok Tutan Meyve Suyu Nasıl Yapılır?

    Tüm malzemeler yıkanır. Taze zencefilin kabukları soyulur.
    Çok lifli olduğu ve katı meyve sıkacağından kolay geçebilmesi için küçük parçalar halinde doğranır.
    Diğer meyveler de kabukları ile küçük parçalara bölünerek taze zencefil ile beraber sıkılır.
    Yeşil renkte, çok lezzetli ve içimi kolay taze meyve suyu hemen içime hazırdır.
    1 su bardağı meyve suyu 80 kaloridir.

  • LC Diyeti

    LC Diyeti

    LC diyeti nedir?

    LC diyeti karbonhidrat oranı düşürülmüş, karbonhidratlı yiyeceklerin kontrollü bir şekilde tüketildiği bir beslenme programıdır. Popüler birçok diyet gibi katı kuralları yoktur ama karbonhidrat oranı yüksek yiyecekleri limitli yemelisiniz.

    Dikkat edilmesi gereken yiyecekler neler?

    LC diyetinde sakıncalı beyaz besinlere dikkat edilmelidir; sofra şekeri, beyaz un, nişasta, beyaz pirinç, patates.

    LC diyetinin faydaları

    LC diyeti uygulayanlarda kilo kaybının yanı sıra, metabolizmada artış, daha az tatlı yeme isteği, konsantrasyonda artış, kolesterol problemi olanlarda trigliserit seviyesinde düşme, şeker hastalarında veya insülin direnci olan kişilerde düzenli salgılanan kan şekeri, tansiyon hastalarında kan basıncında düzelme, HDL-iyi huylu kolesterolde yükselme, fiziksel aktivite ile beraber kas artışı görülebilmektedir.

    Diğer diyetlerden farkı nedir?

    Birçok diyet programı günlük alınan kaloriyi azaltma odaklıdır, ama LC diyetinde sadece sakıncalı besinleri daha az zararlı besinlerle yer değiştiriyorsunuz. Eğer tüketim miktarınızda değişim oluşursa elbette günlük aldığınız kaloride de azalma olacaktır. Burada önemli olan total kalori değil kan glikoz seviyesinin hızlı yükselmemesi ve dalgalanmalar yaşanmamasıdır.

    Nereden başlamalı?

    Her gün tükettiğiniz yiyecekleri gözden geçirin yada birkaç günlük besin tüketim kaydı oluşturun. Ne sıklıkta ve ne miktarda bu sakıncalı yiyeceklerden tüketiyorsunuz tespit edin. Ve işe bu yiyeceklerin miktarlarını azaltarak hatta bir süre tüketmeyerek başlayabilirsiniz. Sonrasında ki değişime sizde şaşıracaksınız. İlk hafta zorlayıcı olabilir, hatta biraz baş ağrısı da yaşayabilirsiniz.

    Sağlıklı pişirme teknikleri öğrenin

    Beyaz un, şeker, beyaz pirinç gün içerisinde tükettiğimiz temel besinler. Yiyecekleri hazırlarken eşdeğerlerini yani beyaz un yerine kepekli un, beyaz pirinç yerine kepekli pirinç veya bulgur, şeker yerine meyve veya tatlandırıcıları kullanabilirsiniz. Ama bu besinler her zamanki yaptığınız yemeklerin pişme sürelerini ve tatlarını biraz değiştirebilir. Kepekli pirinç zor pişen bir besindir, önceden suda bekletebilirsiniz, kepekli unla kek yapacaksanız biraz daha fazla süt ilave edebilirsiniz, yada canınız muhallebi çekti muhallebiyi pişirdikten sonra tatlandırıcıyı ilave edebilirsiniz.

    Diyetisyen Özlem Sert Aydın – Milliyet

  • Ergenlikte diyet kemik erimesine neden oluyor!

    Ergenlikte diyet kemik erimesine neden oluyor!

    EÜ Çocuk Gastroenterolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydoğdu: “Ergenlik döneminde erişkin diyetlerinin yapılması gençlerde kemik yapısının bozulmasına erimesine neden oluyor”

    Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Gastroenterolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Aydoğdu, ergenlik döneminde erişkin diyetlerinin yapılmasının kemik yapısında bozulmalara neden olduğunu belirterek, “Çocuklar, ergenlik döneminde vücutlarında oluşacak değişimler konusunda mutlaka bilgilendirilmeli ve diyet yapmaları önlenmeli” dedi.

    Sema Aydoğdu, yaptığı açıklamada, halk arasında yaygın olarak uygulanan popüler diyetlerin, ergenlik dönemindeki gençler tarafından da tercih edilir hale geldiğini söyledi.

    Gelişme çağındaki çocuk ile gençlerin, vücutlarındaki değişimlerden endişe duyabildiğine işaret eden Aydoğdu, “Genç kızların yağ dokusu, ergenliğin başlamasıyla iki katına çıkıyor. Çocukların vücutlarına ilişkin endişeleri, ailedeki rol modeli, arkadaşları ve medyanın etkisi ile destekleniyor ve kontrolsüz biçimde kilo vermeye kalkıyor” dedi.

    Ergenlik dönemindeki gençlerin, erişkin diyetlerini uygulamalarının önemli sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurgulayan Aydoğdu, şöyle konuştu:
    “Genç kızlarda 20, erkeklerde ise 25 yaşa kadar büyüme gelişme dönemi sürer. Bu dönemde beslenme çok önemli. Erişkinlerin günlük zayıflama diyetleri bin 200 ile bin 500 kalori arasındadır ama gelişme çağındaki bir çocuğun alması gereken kalori 2 bin 500. Hızlı çalışan bir metabolizmanın aldığı kaloriyi bin 200-bin 500’e düşürdüğünüzde gelişim dengesi ile hormonal dengeyi bozulur ve yaşamsal fonksiyonlar bundan son derece olumsuz etkilenir.

    Ergenlik döneminde erişkin diyetlerinin yapılması gençlerde kemik erimesine neden oluyor. Beden genç olduğu için kemik erimesi aranmıyor, kemik ölçümü alınmıyor. Sağlıklı kemik yapısının oluşmasında ergenlik dönemindeki beslenme son derece önemli. Ergenlikte oluşan kemik kapasitesini hayatımız boyunca kullanıyoruz. İlerleyen yaşlarda alınacak ilaç ve beslenme desteklerinin faydası yok. Bu nedenle beslenme ve sporla kemiğin sağlamlaştırılması son derece önemli. Çocuklar tam bu dönemde, ’Kilo aldım’ endişesiyle diyete başlıyor, hormonal dengesini bozuyor, kemik yapısı bozuluyor. Gençlerin diyete özenmelerine fırsat vermeden, doğal bir süreçten geçtikleri ve vücutlarının bir süre sonra normal yapısına kavuşacağı anlatılmalı.”

    “ÇOCUKLARIN KİLOSUNUN SORUMLUSU ANNE-BABALAR”
    Aydoğdu, kontrolsüz uygulanan diyetlerin her yaşta sağlığa zararlı olduğunu ancak ilk gençlik döneminde hatalı beslenmenin vücut üzerinde geri dönüşü olmayan yapısal bozukluklara neden olabileceğini dile getirdi.

    Erişkinlere yönelik popüler diyetlerin, tek yönlü beslenmeyi destekler yapıya sahip olduğunu anlatan Aydoğdu, “Popüler diyetler, karbonhidratın hayattan çıkarıldığı ve yağ ile protein ağırlıklı ağırlıklı beslenmeyi destekler. Oysa ki yüksek protein, çok erken yaşta böbreklerde yapısal bozukluklara yol açar. Böbrek hastalıkları sinsi ilerlediği için kişinin yıllarca haberi olmaz” diye konuştu.

    Obezite sorunu bulunan ergenlerin kilo kontrolünde en önemli rolün ebeveynlere düştüğüne dikkati çeken Aydoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Anne ve babaların beslenmelerine ve yaşam tarzlarına daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Çocuğunun kilo sorunu yaşamasını istemeyen bir ebeveyn, kendisinin nasıl yaşadığını mutlaka sorgulamalı. Obeziteye neden olan hazır yağ, rafine şeker ve karbonhidrat yönünden zengin ayaküstü gıdalardan uzak durulması gerekiyor. Çocuğun, evde pişen yemekle beslenmesi, yaşına uygun 2 bin 500 kalorisini alması ve mutlaka aktivite ağırlıklı bir yaşam tarzına yönlendirilmesi lazım. Popüler diyetlerin hiçbiri uygulanmamalı. Abur cubur, ayaküstü gıdalar, rafine şeker, gazlı ve şekerli içecekleri çocuğun hayatından çıkarırsanız zaten hiçbir şey yapmadan kilo verir.”
    AA

  • PCOS Diyeti Nasıl Yapılır?

    PCOS Diyeti Nasıl Yapılır?

    Polikistik Over Sendromu (PCOS) varlığında kilo vermek zordur. Ancak birçok PCOS hastasında kilo verme hormonal tabloyu düzeltebildiği için yumurtlama ve gebelik şansını artabilir. Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi IVF ve Sağlıklı Yaşam Danışmanı Dr. Hasan Ali Nogay “Akupunktur ile ‘doyma merkezi’nin yeterli ve dengeli uyarılması sayesinde anne adayı, diyet programına uyum sağlayarak kolayca tatmin olmakta ve doymaktadır” dedi.

    Halk arasında yumurtalıklarda birçok kist varlığı olarak tanımlanan Polikistik Over Sendromu (PCOS) genç kadınlarda %10 oranında, çocuk sahibi olmak isteyen kadınların da %25-45’de görülen bir hastalıktır. PCOS varlığında kilo vermek zordur. Bahçeci Sağlık Grubu IVF ve Sağlıklı Yaşam Danışmanı Dr. Hasan Ali Nogay PCOS Diyeti’nin nasıl yapılacağını açıkladı.

    Akupunktur ile Kilo Verme Hızlandırılabilir
    İyi bir “şişmanlık tedavi programı” gerekir. Ayrıca, kritik nokta bu programa uyum sağlayabilmek ve istikrarlı olarak sürdürmektir. Bunun için de biz, öncelikle “akupunktur ve nöral terapi”den faydalanıyoruz. Böylece, modern hayatın getirdiği günlük stresi azaltırken, akupunktur ile ‘doyma merkezi’nin yeterli ve dengeli uyarılması sayesinde anne adayımız, diyet programına uyum sağlayarak kolayca ‘tatmin olmakta ve doymaktadır’.
    Çünkü yapılan araştırma sonuçları yüzde 5-10’luk kilo kaybı bile dramatik bir şekilde yumurtlama ve gebelik şansını artığını ortaya koymaktadır.

    PCOS Diyeti Nasıl Yapılır?

    1- Yağlar Beslenmede Çok Önemlidir
    Günümüzde, neredeyse tüm diyet uzmanları artık yağları, eti yasaklıyor; hatta balık yenilmemesini öneriyorlar. Halbuki yağlar, beslenmede çok önemlidir. Özellikle “A,D,E,K” vitaminleri, besinlerde yağ olmadığında bağırsaklardan emilemez. Ancak, zeytinyağı dışındaki “sıvı yağlar” ve “margarin” kullanmamalıdır. Kızartma yerine “ızgara” ve doymuş yağlar (tereyağı) tercih edilmelidir.

    2- Haftada Bir Kez Kırmızı Et Tüketilmelidir
    Amerika’da, kırmızı etlerdeki “Dioxin” isimli toksinin yüksek olması sebebiyle, “kırmızı et yenilmesini yasaklayan” diyet yaklaşımları mevcuttur. Haftada en az 1 kez “özgür dolaşan hayvanların” kırmızı eti ile birlikte “mevsiminde taze sebze-meyve” yenilmelidir.

    3- Organik Gıdalar Tercih Edilmelidir
    Ayrıca, ülkemizde son yıllarda B12 vitamini yetersizliği yaygın görülmekte ve “hiçbir bitkisel besin B12 içermemektedir”. Bitkisel kaynaklı-vejeteryan- beslenmede en önemli diğer bir eksiklik de Esansiyel Amino Asitlerin fakirliğidir.

    4- *Yumurta ve süt ürünlerini de yiyen “Laktoovovejeteryanlar” ise yedikleri süt ürünleri ve gıdaların “organik” olmalarına dikkat etmelidirler.

    5- Ayrıca “unlu ve şekerli” gıdaları da tüketmemelidirler. Toplam diyetin en az yarısını “Çiğ” yiyeceklerden oluşmalıdır.

    6- Özellikle ‘Pestisit’ denilen toksik tarım ilaçlarını az tutan karnıbahar, brokoli, Brüksel Lahanası, muz, ananas, avokado, taze soğan, soğan, üzüm, erik, karpuz mevsimine göre daha çok tercih edilmelidir.

    7 – Kefir, yoğurt, turşu, nar eşlisi ve boza gibi “Probiyotiklerden” (Faydalı Mikroplar) zengin gıdalar alınmalıdır.

    8 – Ayrıca paketlenmiş-fabrikasyon- gıdalardan (market ürünleri) sakınmak da son derece önemlidir.

    9 – Ekmek yerine ceviz, kavrulmamış fındık,badem yemelisiniz.
    Katkı maddelerinden dolayı “salam-sosis” gibi sanayi tipi et yenilmemelidir.

    10 – Omega-3/ Omega-6 oranınızı artırmak için Omega-3 açısından zengin olan ve sonbahar ve kış aylarında İstanbul’da kolaylıkla bulunabilen yüzey “Olta Balıkları” tercih edilmelidir. Çiftlik balıkları tercih edilmemelidir. Midye, istridye gibi “sindirim organları ile birlikte pişirilen-hazırlanan ” deniz gıdalarını kesinlikle tüketilmemelidir. Çünkü bunlar, “Ağır Metal Zehirlenmesi” açısından çok risklidir.

    11 – Yeteri kadar güneşlenmeli ya da kan düzeylerini 40-120 ng/ml tutacak kadar D vitamini alınmalıdır.

    12 – Kiloya göre günde ortalama en az 2-2,5 litre su içilmelidir.