Etiket: beslenme

  • Kışın kilo almamanız için öneriler

    Kışın kilo almamanız için öneriler

    Yaz mevsimine yavaş yavaş veda ederken kışın formunuzu korumak için ne yapmanız gerektiğini biliyor musunuz?

    Havaların soğuması ile birlikte daha az dışarı çıkacak, daha çok acıkacaksınız. Fiziksel aktivitelerin de azalmasıyla birlikte kilo almamak oldukça zor bir hale gelecek. Ancak imkansız değil! Küçük püf noktaları hayatınızda alışkanlık haline getirirseniz yaz kış formunuzu koruyabilirsiniz.

    Kışın kilo almamanız için 5 öneri;

    1. Su içmek için susamayı beklemeyin! Kışın havalar soğuk olduğu için susadığınızı daha az hissedersiniz. Bu yüzden vücudun günlük su ihtiyacını mutlaka karşılamalısınız.

    2. Öğün atlamayın! Formda kalmak için öğün eksiltmek yanlış olur. En az üç öğün mutlaka yemek yiyin, ara öğünlerle bunu beşe çıkarın. Ancak bu öğünlerin besin değerlerine dikkat edin.

    3. Mutlaka spor yapın! Havalar soğuk olduğu için enerjinizi kaybetmeyin. En az haftada üç gün spor yapın.

    4. Kışın günler kısa geceler uzun olduğu için evde geçirdiğiniz zaman genelde artar. Bu süre zarfında abur cuburdan uzak durun.

    5. Uyku düzeninizi bozmayın! Düzensiz uyku kilo almaya yok açan en önemli etkenlerden biridir.

    Diyet deneyimlerimiz için tıklayın !

    womenist

  • Hızlı ve yanlış diyetler

    Hızlı ve yanlış diyetler

    Kilo kaybetmek adına yapılan hızlı ve yanlış diyetler dönüşü olmayan sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

    Kilo problemini ortadan kaldırmak için yapılan hızlı ve yanlış diyetler vücut üzerinde dönüşü olmayan kas kaybı, yağ depolanması, açlık sinyallerinin hayat kalitesini kötü etkilemesi, enerji düşüklüğü ve sinirlilik gibi zararlara sebebiyet veriyor.

    Kilo sorunu obezite düzeyinde olan kişilerde hızlı diyetlerin zararlı etkileri daha fazla görülüyor. Kişiler doğru beslenmedikleri takdirde karşılaştıkları sağlık sorunları ölümcül olabiliyor.

    Yanlış diyetler kalp kaslarının erimesi, kemik yoğunluğunun azalması, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarında bozukluk gibi hastalıklara neden olabiliyor.

    Kötü beslenmenin sonucu her durumda ölümcül olmasa bile özellikle böbrek fonksiyonlarını etkileyen yanlış diyetler ömür boyu diyalize bağlı yaşamanıza yol açabiliyor.

    Bundan dolayı hızlı kilo vermek değil, ömür boyu sürdürebilecek doğru ve dengeli bir beslenme sistemi hedef olarak görülmesi uzmanlar tarafından bildiriliyor.

    Düzenli ve dengeli beslenmek için ise günde 3 ana ve 2 ara öğün şeklinde, vücudun gereksiz yere açlık çekmeyeceği beslenme şekli öneriliyor.

    Dengeli beslenme önemli
    ART Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Kliniği uzmanları, her türlü gıda grubundan yararlanma ve bu gıda gruplarının sağladığı besin değerlerinden yararlanma dengeli
    beslenmenin asıl hedefi olduğunu belirtiyorlar.
    Beslenme uzmanları yanlış diyetlerin sonucu olarak dengesiz beslenme alışkanlığı hakkında uyarıyor.
    Uzun süre aç kalma, kontrolsüz miktarlarda yemek tüketme, öğün atlama uzmanlar tarafında yanlış beslenme olarak tanımlanıyor.
    Düzensiz beslenmeye bağlı olarak kişilerde çabuk yorulma, sinirlilik, çok üşüme, konsantrasyon bozukluğu gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor.

  • Yeme kriziyle nasıl başa çıkılır?

    Yeme kriziyle nasıl başa çıkılır?

    Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak, diyet sırasında ya da günlük atıştırmalarınızda yeme kriziyle nasıl başa çıkacağınız konusunda önerilerde bulunuyor.

    Diyet bozma ve yeme krizine girme davranışı geriye doğru takip edildiğinde, bu durumun bir davranış zincirinin sonucu olduğu görülür. Bu davranış zincirini incelemek, kişinin oluşabilecek yeni yeme krizlerini durdurabilmeden olaya nerede müdahale edebileceğini de gösterir.

    Market ve buzdolabı birçok kişi için kilit noktadır. Örneğin; kendinizi düşünün… Bütün gün koşuşturup, yemek yemeye vakit bulamamışsınız. Belki sabah içtiğiniz bir kahve, arada atıştırdığınız iki-üç parça bisküviyle duruyorsunuz. Eve gitmeden önce markete uğradınız. O anda aklınızda sadece eve varıp çok güzel yemekler yiyeceğiniz düşüncesi var. Deyim yerindeyse, kurt gibi açsınız…

    İçinde bulunduğunuz bu durum, alışveriş sepetinizi ihtiyacınız olan olmayan birçok besinle doldurmanıza neden olacaktır. O sırada, eve gidince yaşayacağınız yemek yeme krizinin sonunda yaşayacağınız pişmanlık ve mutsuzluk kesinlikle aklınıza bile gelmez. Markete kesinlikle aç karnına gitmemeniz gerektiğini unutmayın.

    Şimdi bir de bu tablonun tersini düşünün. Gün içinde hiç öğün atlamadan, ihtiyacınız olan besinleri tüketmişsiniz ve saat 19.00 gibi erken ve hafif bir akşam yemeği yemişsiniz. Tıka basa tok hissedip, “Gözüm yemek görmek istemiyor” diyecek kadar veya tam doymayıp da hâlâ “Acaba daha ne yesem…” diye düşüneceğiniz kadar da değil. Tam kararında yemişsiniz. Evdeki birkaç eksiği ise, sonraki günlerde markete gidip almaya karar veriyorsunuz.

    Bunun için bir alışveriş listesi hazırlıyorsunuz. Bütün ihtiyaçlarınızı tek tek yazıyorsunuz. Markete girdiğinizde, nerden ne alacağınızı zaten bildiğiniz için listedekileri tek tek sepete doldurmanız da uzun sürmüyor. Hem işiniz çabuk bitiyor, hem de sizin için zararlı olacak veya aslında almak istemediğiniz bir şey almadan çıkıyorsunuz marketten. İşte bu senaryolardan hangisinin hayatınızın bir parçası olacağını belirlemek, yine sizin elinizde.

    Haftalık plan yapmak yararlıdır

    Süpermarkette ne alacağınızı bilmeden dolaşacağınız vakti, evde o hafta boyunca neler pişireceğinizi belirleyip, hangi malzemelere ihtiyaç duyacağınıza dair bir liste yapmaya harcayabilirsiniz. Haftalık yeme planı oluşturmanız ve yediklerinizi her gün yazarak plan yapmanız da sağlıklı beslenme yolunda atabileceğiniz başka bir adımdır. Böylece evde akşam yiyecek hiçbir şey olmadığı için son anda alelacele pişirilmiş bir yemek ya da dışarıdan ısmarlanmış yağlı bir seçim yerken de bulmazsınız kendinizi…

    Bu planlamaya elbette bir tek evde yiyeceğiniz öğünler dahil değil, özellikle çalışan kişilerin ofise giderken gün boyu yiyecekleri besinleri, ara öğünler de dahil olmak üzere, nereden tedarik edeceklerini düşünmeleri gerekir, örneğin, kahvaltı ile öğle yemeği arasında yoğurt yemeyi düşünen kişi, ofisi eğer gıda satan bir yere yakın değilse, sabah evden çıkarken yanma bir kutu yoğurt almalıdır. Aynı şekilde, çoğu yerde meyve bulmak zor olduğundan, gün boyu yenecek olan meyvenin de evden götürülmesinde yarar var. Üstelik bu şekilde ofisinizde sağlıklı birçok alternatif bulundurup, yemeyi planladığınızdan daha çok yemekten veya çok kalorili ve sağlıksız besinlerden kurtulabilirsiniz.

    Yakınlarınızdan destek alabilirsiniz

    Yeme krizleri söz konusu olduğunda, porsiyon miktarları da büyük önem kazanıyor. Maç veya film izlerken, önünüzde bir kâse dolusu kuruyemiş ve cips olduğu zamanları düşünün. Peki bu gibi durumlarda ne yapmalısınız? Davranış zincirinin son halkası, pişmanlık da olabilir, kendinizi kutlayacağınız bir sonuç da. Gün içinde yedikleriniz konusunda, yakınlarınızdan yardım istemekten çekinmeyin, özellikle ilk başlarda beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmeye çalıştığınızı hatırlamakta bazen güçlük çekebilirsiniz. Ancak yakınlarınızın desteği bu konuda imdadınıza koşacaktır.

    Onlardan yardım isterken, ne şekilde bir yardım ve hangi davranış modelini istediğinizi söylemeyi unutmayın. Bu önemli. Çünkü bazı insanlar yedikleri konusunda diğerlerine göre daha hassastır. Dolayısıyla, bu konuda söylenecek herhangi bir sözü tenkit veya hayatlarına müdahale olarak algılayabiliyorlar. Bu sebepten, yardım isterken size ne şekilde bir hatırlatma yapılmasını istediğinizi belirtin, örneğin, sadece yumuşak bir ses tonuyla adınızın söylenmesini mi istiyorsunuz, yoksa kâsenin önünüzden alınıp başka bir yere konmasını mı? Unutmayın ki, kimisi için ilk uyarı fazla hafif kalırken kimisi için ikinci çeşit uyarı kırıcı veya öfke uyandırıcı olabilir, önemli olan, sizin hangi gruba daha yakın olduğunuza karar vermeniz.

    Karar sizin! Yiyeceğiniz kadarını alıp, elinizi bir daha kâseye uzatmamak veya şuursuzca elinizi kâseye uzatıp, içindeki bitene kadar yemeye devam etmek ve ertesi sabah pişman uyanmak…

    Gece atıştırmalarının önüne geçebilirsiniz

    Yeni yapılan bir açıklamaya göre, gece geç saatte acıkınca küçük bir şey atıştırmak zararlı değil. Ancak çok fazla yemek veya açlık dışında bir sebeple yemek toruna yol açabilir, özellikle yalnız gecelerde koltuğa kıvrılıp rahatlatıcı bir şeyler atıştırmak daha da kışkırtıcı olabilir. Ancak bu dürtüye uymanın da birtakım sonuçları var elbette. Günün diğer saatlerindense, akşam saatlerinde atıştırmanın kilo alma, sindirim sorunları ve uykuda rahatsızlık gibi zararları var. Gece saatlerinde yeme alışkanlığı genellikle sıkıntı, yalnızlık veya depresyon gibi sebeplerden kaynaklanıyor.

    İnsanlar ayrıca alışkanlıktan veya sadece akşam saatlerinde boş kalabildiklerinden, gece yemeyi tercih edebiliyorlar. Bu etkenlerin çoğu duygusal olduğundan, tercih edilen yiyecekler genelde hep rahatlatıcı özelliktekiler oluyor. Bu da yağ ve kalori oranı yüksek, tuzlu (cips) veya tatlılara kucak açmak anlamına geliyor.

    Nasıl önlem alabilirsiniz?

    1. Eğer canınız yemek yemek istiyorsa, ancak fiziksel açlık belirtisi yoksa, o anda ne hissettiğinizi anlamaya çalışın. Eğer canınız sıkılıyorsa, kitap okumayı, arkadaşınıza telefon etmeyi ve internette dolaşmayı deneyin.

    2. Eğer kaygılıysanız, derin nefes alarak rahatlamayı veya banyo yapmayı deneyin. Yemek haricinde kendinizi iyi hissettirecek şeyler bulmaya çalışın.

    3. Eğer sırf vücudunuz buna alışık olduğu için gece yiyorsanız, akşam yemeğinden sonra mutfağı kapatmaya çalışın. Yemekleri sadece mutfakta saklayın ve akşam yemeğinden sonra mutfağın ve yemek odasının ışıklarını kapayın. Kahvaltıya kadar oraya dönmeme kararı alın ve gecenin kalanını evin başka bir bölümünde geçirin.

    4. Eğer işten eve açlıktan mideniz kazınarak dönerseniz, kendinizi bütün gece fazla yemek yemeye hazırlamış olursunuz. Sakın tüm gün aç kalıp, akşam kendinizi ödüllendirme duygusuna kapılmayın. Gün boyunca kısa aralıklarla sık sık yemek yemeye çalışın, idealde kahvaltı en büyük, akşam yemeğiyse en küçük öğün olmalıdır.

    5. Eğer bilinçsizce yemek yeme sorununuz varsa, canınız bir şey atıştırmak istediğinde yaptığınız işi bırakın. Çünkü televizyon seyrederken, bilgisayar başında veya kitap okurken fark etmeden normalden fazla yemeniz çok güçlü bir ihtimaldir.

    6. Eğer cips, kurabiye, çikolata gibi yiyeceklerin görüntüsü sizi baştan çıkarıyorsa, göz önünde bu tip yiyecekler bulundurmayın. Mutfağa sağlıklı atıştırma malzemeleri depolayın.

    7. Ama aynı zamanda vücudunuzu dinlemeyi unutmayın. Eğer gerçekten açsanız, gece küçük bir şey atıştırmanın bir sakıncası yok. Biraz meyve, yağsız yoğurt veya düşük kalorili sosa batırılmış sebzeler yemeye çalışın. Yağsız peynir ve bir iki diyet kraker ya da bir avuç beyaz leblebi de açlık duygunuzu köreltir. Baharatlı veya kafein içeren maddelerden ve alkolden uzak durmaya çalışın. Olabildiğince hafif yemeye çalışın. Uyku öncesi ağır yemekler sindirimde güçlüğe ve mide yanmasına sebep olurlar.

    8. Akşam yemeğinden sonra mutfak sizi çağırdığında, bir saniye durun ve sizi çağıranın ne olduğunu düşünün. Eğer açlık değilse, yemek en iyi cevap değildir. Eğer açlıksa, o zaman uykunuzla aranıza girmeyecek, küçük, besleyici bir yiyecek seçin.

  • Bu diyet hasta ediyor !

    Bu diyet hasta ediyor !

    Sağlık Bakanlığı, özellikle mankenlerin zayıflamak için başvurduğu “sıfır beden diyetleri” konusunda önemli uyarılarda bulundu.

    Bilinçsiz yapılan diyetlerin çok sayıda hastalığa yol açtığını belirten bakanlık, gençlerin doktor tavsiyesi olmadan diyetlere yöneldiğini açıkladı. Bilinçsiz yapılan diyetlerin yol açtığı sağlık sorunları ise şöyle sıralandı: “Baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk, kalp ritminde bozukluk, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizlikleri, kabızlık, kansızlık ve anoreksiya.” Bilinçsiz yapılan diyetlerin psikolojik ve fizyolojik olumsuz etkileri olduğuna dikkat çeken bakanlık ideal vücut ağırlığına ulaşmak ve bu kiloyu korumak için şu önemli uyarılarda bulundu:

    ‘KATI YAĞ KULLANMAYIN’

    – Haftada 1 kilo verin
    – Kısa sürede kilo kaybını sağladığı öne sürülen ilaçlar bilinçsizce kullanılmamalıdır.
    – Diyetisyen tarafından yaş, kilo, boy, fiziksel aktivite düzeyi ve beslenme alışkanlıklarınıza göre zayıflama diyetleri uygulanmalıdır.
    – Sağlıklı ve kalıcı ağırlık kaybının haftada en fazla 0.5-1.0 kg olması gerektiğini unutmayın.
    – Yemeklerde hayvansal yağlar yerine bitkisel sıvı yağları ve zeytin yağını tercih edin. Margarin, kuyruk yağı, gibi katı yağları kullanmayın.
    – Yemeklerinizi yerken iyice çiğneyin.
    – Haftada en az 3 kez ve 30 dakika süreyle düzenli fiziksel aktivite yapın.

  • Kiloluysanız beslenme davranışlarınız bozuk

    Kiloluysanız beslenme davranışlarınız bozuk

    Kiloluysanız beslenme davranışlarınız bozuk demektir. Öğün atlıyorsunuz, aşırı tatlı tüketiyorsunuz, egzersiz yapmıyorsunuz, hızlı ve çok yemek yiyorsunuz, az su içiyorsunuz! Bunlardan en önemlisi öğün atlamak. Bu aşamada doktorların önerileri şöyle sıralanıyor:

    * Yemeğe başlamadan önce 50’ye kadar sayın.

    * Öğün atlamayın. Sabah kalktığınızda görebileceğiniz bir yere “kahvaltı et” yazılı bir kağıt asın.

    * Kahvaltıyı akşamdan hazırlayın. Kahvaltı yapmadığınızda hissettiklerinizi bir kağıda yazın.

    * Tatlı yemek istediğinizde bir bardak su için veya 100’e kadar sayın. Tatlı yemeye başlarsanız 15 kez derin nefes alın.

    * Canınız yemek istediğinde kendinizi ince hayal edin.

    * Her lokmadan sonra çatalı elinizden bırakın ve bir yudum su için.

    * Yemek süresini uzatın. Çünkü tokluk duygusu en erken 10, ortalama 20 dakikada oluşur.

    Kendi diyetinizi kendiniz seçin!

    Bu diyetleri uygularsanız, her gün için bir kahvaltı, bir hafif öğün ve bir ana öğünle, bir ekstra seçebilirsiniz. Ekstralar ya öğünler arasında ya da öğünlerle birlikte yenmelidir.

    KAHVALTI ÖNERİLERİ

    SABAH – 1.ÖNERİ:

    İki kibrit kutusu büyüklüğünde yarım yağlı peynir, 2 dilim kepekli ekmek, 1-2 domates veya greyfurt ya da 1 portakal, şekersiz çay.

    2.ÖNERİ:

    1 haşlanmış yumurta, 2 – 3 tane zeytin, 1 kibrit kutusu büyüklüğünde yarım yağlı peynir, 1 – 2 domates, 2 dilim kepekli ekmek, şekersiz çay.

    3.ÖNERİ:

    1 fincan yarım yağlı veya yağsız sütle 3 – 4 kaşık yulaf gevreği, 1 portakal veya greyfurt.
    1 peynirli tost, 1 su bardağı taze portakal veya greyfurt suyu.

    ÖĞLE VE AKŞAM

    Aşağıdaki yemeklerden her birinin yanında, sınırsız sebze (patates hariç) veya yağsız salata tercih edebilirsiniz.

    1.ÖNERİ:

    2 dilim kepekli ekmek, 2 köfte kadar (60 gram) et (tavuk, hindi, balık, dana) veya peynir, 2 – 3 adet havuç veya domates, marul, ayran.

    2.ÖNERİ:

    1 simit, iki kibrit kutusu kadar peynir, 1 meyve, şekersiz çay.
    Tavuk ızgara, 4 kaşık zeytinyağlı sebze, salata, ayran.

    3.ÖNERİ:

    2 tane etli biber dolma, 4 kaşık zeytinyağlı barbunya, 1 dilim ekmek, yağsız salata, yarım kase yoğurt.

    4.ÖNERİ:

    8 yemek kaşığı kuru fasulye, 4 yemek kaşığı pilav, cacık, 1 meyve.
    2 küçük kepçe mantı, kase yoğurt, yağsız salata, 1 meyve.

    5.ÖNERİ:

    1 karnıyarık (fırında), 4 yemek kaşığı pilav, yağsız salata, yoğurt.EKSTRALAR

    * 2 cm kalınlığında bir dilim kek
    * Reçelli 1 dilim tost ekmeği
    * 3 sade bisküvi
    * 25 gram kuru meyve
    * 1 küçük kase yoğurt
    * 1/2 gofret
    * 1 küçük kadeh şarap

  • Düz ve sıkı bir karın için öneri

    Düz ve sıkı bir karın için öneri

    Düz ve sıkı bir karın kimin hayali değil ki? İşte hayallerinizdeki karna sahip olmak için Dr. Mehmet Öz’den 7 öneri…

    1. Sulu gıdalar yiyin
    Şişmeyle mücadelede diyetinize ıslak gıdaları katmak için aşağıdaki yemek planını kullanın:

    * Kahvaltı

    Acı biber salçası kahvaltınızı göbek eritici suyla birleştirin. Bir sürahi suya başlayın ve limon, kavun, nane ve böğürtlen ekleyin. Bu içecekten gün boyu yudumlayabilirsiniz

    * Öğle yemeği

    Doğranmış beyaz lahana ya da büyük marul yaprakları arasında salsa sosla hazırlanmış bir ıslak fasulye burrito yapın.

    * Atıştırma

    Kuru atıştırmalıkları unutun! Kereviz, mandalina ve kaju deneyin. Fazladan karın eritme için bir tutam kırmızıbiber ekleyin. Bu karışımı bir çantaya koyup şişmeyle mücadelenizdeki bu yararlı şeyleri gün boyunca atıştırabilirsiniz.

    * Akşam yemeği

    Sulu gıdalar yalnızca meyve ve sebzeler değil! Akşam yemeğinde bir hindi burger fena fikir değil. Tatlı olarak da portakalın tadını çıkartın.

    2. Yağ hücrelerinizi yeşil çayla küçültün

    Organlarınızı kaplayan yağa omentum denir. Bu en tehlikeli yağdır çünkü tüm bedeninizde yanma yaratabilir. Omentumu oluşturan yağ hücreleri bedeninize daha fazla yağ girdikçe çoğalmazlar, bunun yerine genişler ve büyürler. Bu hücrelerin içindeki yağı boşaltarak büyümeleriyle mücadele edebilir ve göbeğinizi küçültebilirsiniz. Catechin ve CLA bir arada çalışarak bu aşamayı tetikler. CLA, bileşik linoleik asit anlamına gelir. Yağı azalttığı ve ince vücut ağırlığını arttırdığı görülmüştür. CLA, hücrelerinizin yağ bırakma işlemini düzenleyerek çalışır. Ek olarak, catechinler bedeninizin yağ yakmasını sağlar. Birlikte çalıştıklarında bu kimyasallar göbeğinizdeki yağı hedef almaya yardımcı oluyor. Catechinler yeşil çaydan alınabilir. Azami fayda sağlamak için her sabah iki fincan yeterli. Çayın 20 dakika demlenmesini bekleyin ve ılık için. Acı tadını sevmiyorsanız doğal tatlandırıcı katabilirsiniz. CLA, yemeklere ilave edilebilecek şekilde bulunabilir. Günlük 3 bin 400 mg yeterli.

    3. Akasya tozuyla açlığınızı öldürün
    Bu, göbek eritici kimyasalsız bir diyet hapına benziyor! Toz, akasya ağacının kabuğunda bulunuyor ve aslında sallayıp dökebileceğiniz bir fiber. Yemeklerinizin üzerine serpin, sizi tok tutmaya yardımcı olacak ve siz de daha az yiyeceksiniz. Yemeğiniz yanında büyük bir bardak su içmeyi unutmayın.

    4. Sindirim yolunuzu turşuyla arındırın
    Bağırsaklarınızda birçok çeşit bakteri bulunur. Bazı tipleri iyi ve sindirimimize yardım ediyor. Bazılarıysa kötü tipli. İyi ve kötü bakteri miktarı yediklerinize bağlı. Yanlış çeşit yemekler yemek bağırsakta kötü bakterilerin fazla büyümesine izin vererek bağırsak duvarlarınızda yanma yapabilir ve şişmeye yol açar. Yeni araştırmalar bakterilerin karın yağlarını da etkilediğini gösteriyor. Salatalık turşusu atıştırarak kötü bakterilerle mücadele edebilirsiniz. Bu gıdada bağırsaktaki zararlı büyümeleri önleyen ve yanmaları azaltan probiyotikler var. Düşük-tuzlu seçtiğinizden emin olun. Salatalık turşusu sevmiyorsanız aynı yararları lahana turşusundan da sağlayabilirsiniz.

    5. Stresi azaltın
    Vücudunuzun strese tepkilerinden biri de ekstra kalori depolamak. Özellikle de karnınızda. Günde 110 gram kırmızı şarap içerek stres hormonu olan kortizolu azaltabilirsiniz. Araştırmalar günün sonunda içilen bir kadehin gevşemenize yardımcı olarak stres seviyelerinizi düşürdüğünü gösteriyor. Ayrıca, yanmayı azaltan antioksidanlarla dolu.

    6. Karın egzersizi yapın
    Karın egzersizi yaparken unutmamanız gereken bir şey var: Yüzünüz morarana kadar mekik yapabilir ama yine de istediğiniz sonuçları göremeyebilirsiniz. Karnınızı gerçekten sıkılaştırmanın tek yolu bu çabaları kardiyoyla birleştirmek.

    7. Acı biber salçasıyla metabolizmanızı yeniden canlandırın
    Göbek yağlarınızı yok etmenin ilk adımı metabolizmanızı yeniden canlandırmak. Bedeninizin yağ yakma motorlarını acı biber salçası yiyerek ateşleyebilirsiniz. Bu çeşni, biberlerin acısına sebep olan ve yedikten sonraki 30 dakika boyunca metabolizmayı yüzde 20 hızlandıran bir kimyasal olan capsaicin içeriyor. Her sabah iki yemek kaşığı acı biber salçası yiyerek bu etkiden siz de yararlanabilirsiniz.

     

  • Zayıflık Hastalık Mı?

    Zayıflık Hastalık Mı?

    Kilo sorunu denince akla ilk olarak obezite gelir. Kilo vermeye yardımcı diyet ve egzersiz programlarına her gün bir yenisi daha eklenmektedir. Oysa zayıflıktan şikayet edenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur.

    İhtiyacı olandan fazla yemek yemek; çikolata, hamur işleri ve fast food gibi yüksek kalorili ve karbonhidratlı yiyeceklerin tüketilmesi kilo almak için en kolay ve eğlenceli yöntem olarak kabul edilir.

    Oysa amaç sağlıklı ve dengeli kilo almak olmalıdır.Memorial Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Şefika Aydın Selçuk, kilo almak isteyenlere sağlıklı kilo kontrolü ile ilgili önerilerde bulundu.

    Zayıflık nedir; sebepleri nelerdir?
    Diyetle günlük alınan toplam enerjinin harcanan enerjiden daha az olması veya alınan besinlerin vücut tarafından kullanılmaması durumunda zayıf olma hali ortaya çıkmaktadır.

    Bunun dışında zayıf olma nedenleri arasında sindirim sistemi bozuklukları, metabolizmayı hızlı çalıştıran hipertiroid gibi hormonal hastalıklar, bağırsak parazitleri ve emilim bozuklukları, kilo alma korkusu, psikolojik bozukluklar ve buna bağlı iştah kesilmesi, yeme bozukluğu, kullanılan ilaçlar ve bunların etkisi, fazla fiziksel aktivite yapanlar, kanser, tüberküloz, kronik diyare gibi zayıflatan hastalıklar ve düzensiz yemek yemek ve uzun açlık gibi sebepler gösterilebilir.

    Zayıf olmanın zararları var mıdır?

    Zayıf olmak her zaman sağlıksız olmak anlamına gelmez. Bu kişiye ve bunun derecesine göre değişir. Kişiyi görmek, vücut analiz cihazı sonuçlarını değerlendirerek yaş faktörünü de göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Yeme bozukluğunun var olup olmadığı iyi analiz edilmelidir.

    Eğer anoreksiya, bulimia, tıkanırcasına yemek yemek gibi bir durum varsa, bu konuda psikiyatrist desteği almak gerekmektedir.
    Zayıflık çocuklukta büyüme ve gelişmenin az olmasına, kadınlarda süt veriminin yetersiz kalmasına, vücudun dış etkenlere karşı savunma mekanizmasının azalmasına, konsantrasyonun düşmesine ve hatta yaşam süresinin kısalmasına da neden olabilmektedir.

    Sağlıklı kilo alımı nasıl olmaktadır?
    Kilo almak kilo vermekten çok daha zor bir durumdur. Öncelikle bu süreç ve sabır ister. Kilo almak isteyen kişilerin kilo almak istemesi yeterli değildir, ayrıca buna inanmaları da gerekir. Gerekli tahliller yaptırılıp altta yatan geçerli bir hastalık ve durum yok ise diyetisyen kontrolünde takip ve iletişim ile ayda ortalama 2 kilo olacak şekilde hedef koyulabilir.

    Amaç vücutta gerekli dokuları oluşturmaktır. Kilo yağ ve yağsız dokuyu ( kas dokusu, vücut suyu ve kemik dokusu ) arttıracak şekilde alınır. Amaç daha çok kas dokuyu arttıracak şekilde olmalıdır.

    Sağlıklı kilo alabilmek için;

    • Günün en önemli öğünü olan kahvaltı muhakkak yapılmalıdır ve erken saatte yapılması kilo alımında çok önemlidir.

    • Kilo almak isteyenler kesinlikle öğün atlamamalıdır. Düzenli beslenme ve kaliteli beslenme olmazsa kilo alımı gerçekleşmez.

    • Kas dokusunun artırılması için protein ve karbonhidrat alımına dikkat etmek gerekir. Her öğüne muhakkak hem karbonhidratlı bir gıda hem yağlı hem de proteinli bir besin koymak gerekmektedir.

    • Ara öğünlerde kalori değeri ve protein değeri yüksek gıdalar tercih edilmelidir. Özellikle fındık, badem, ceviz gibi kuruyemişler, tost, süt, kek, taze ve kuru meyveler, ayran gibi gıdalar alınmalıdır.

    • Yemekle beraber alınan içecek hızlı doyuma sebep olur. Su tüketimi bile yemekten 45 dakika sonraya bırakılmalıdır.

    • Baharatlar ve bazı soslar salçalı yemekler iştah açar. Yemekleri pişirirken hipertansiyonu olmayan kişiler rahatlıkla kullanabilirler.
    • Yemeklerde bazı öğünlerde salata yerine taneli meyve kompostoları tüketilebilir.

    • Tatlılar iştahı azaltmayacak makul miktarda tüketilmelidir. Çok fazla tatlı tüketimi ana yemeklerin alımının azalmasına ve iştahın kapanmasına sebeptir.

    • Çok yoğun egzersiz yapılmamalıdır. Bunun yerine yemekten 1 saat öncesi yapılacak 30 dakika hafif tempolu yürüyüş iştahı açar ve kalori alımınızı artırır.

    • Yemekler pişirilirken besin değeri arttırılmalıdır. Örneğin makarnalar peynirli, kıymalı olabilir. Kek ve pastalar fındık cevizli yapılabilir. Çorbalara kıyma, buğday, pirinç, patates, şehriye koyulabilir.

    Kilo Almak İsteyenler ! Tıklayın !

  • Su İçmenin Cilde Faydaları

    Su İçmenin Cilde Faydaları

    Yazın dayanılmaz sıcaklığıyla tanıştığımız şu günlerde suyun vücudumuz için önemli bir gereksinim olduğ u tartışılmaz bir gerçek. Özellikle vücudumuzun koruyucu tabakası olan derimizin yaz aylarında kuruyup dökülmesini engelleyen, elastikiyet, ipek gibi bir görünüm ve canlılık kazandıran tek yaşam kaynağı su. Cildimiz vücudumuzun dış etkenlere, virüs, bakteri ve toksik maddelere karşı en büyük silahı.

    Derimiz, yaşamın zorlukları na karşı vücudumuzu koruyan elastik bir sınır. Cildimizde yer alan su, vücuttaki toplam suyun yüzde 20’sini oluşturur. Normal iklim koşullarında derimiz günde yaklaşık 400 ml su kaybeder. Derinin kusursuzluğ u, esnek ve elastik doğası değişik tabakalarındaki su miktarına bağlıdır. Epidermis adı verilen derimizin en üst katmanı nı oluşturan ölü hücreler, esnek kalabilmek için suyla birleşmesi gereken keratin adında lifli bir protein içerir. Yüzey kuru dukça esneklik kaybolur, su kaybı cildimizin erken yaşlanmasına yol açar. Bu yüzden cildin nemlendirilmesi büyük önem taşır.

    Su cildi nemlendirir

    Su, mucizevi diye tanımlanan güzellik kremlerinin hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğ ini yapar ve cilde yaşam katar. Su, cildi doğal olarak nemlendirir. Çünkü gerçek nemlendirme ancak derinin altından, yani doğal suyla olur. Derinin nemi çeşitli dış etkenlerle azaldığında, ki bu yaz aylarında artış gösterir, deriyi dışarıdan nemlendirmek yetersiz kalır. Derinin nem dengesini sağlamanın tek yolu ise yeterli ve sağlıklı miktarda su içmek.

    Su cildi dirileştirir

    Hücrelerin canlılığını sürdürebilmesindeki en önemli element su. Vücudumuzdaki su dengesinin de cilt üzerinde büyük bir etkisi bulunur. Su, sağlıklı bir cildin temel besin kaynağıdır. Güneş, hava basıncı ve klimaların yarattığı sağlıksız ortamlarda cildimizin doğal parlaklığını bol bol su içerek koruyabiliriz.

    Su neden gerekli

    Vücudumuzdaki tüm enzim reaksiyonları suyla yapılır. Suyun, enzim reaksiyonlarını hızlandırıcı işlevi bulunur. Vücut suyumuzun yüzde 90’ı, vücudun ana suyolu diye adlandırılan kan plazmasında yer alır. Yiyecekler hücrelere bu ana suyoluyla taşınır ve daha sonra geriye kalan atıklar böbreklerden süzülerek idrarla birlikte dışarıya atılır. Vücudumuza aldığımız suyun yüzde 20’sini ise buharlaştırırız. Sindirim sistemi, yiyecekleri işlemek için vücudumuza aldığımız suyun çoğunu kullanır.

    Vücut, suyu kendini soğutmak için de kullanır. Dışarıda sıcaklık 33 derecenin üstüne çıktığında ya da spor yaptığımızda vücut ısınır. Sağlık açısından vücut ısısı mutlaka dağıtılmalıdır. Sistem içerisinde kan, kaslardan deriye doğru pompalanır ve suyla birlikte ciltte nem oluşmasını sağlayarak vücudu soğutur. nsan vücudu üç ana elementten oluşur. Kas, organik doku ve yağ. Vücudumuza bu yağın yalnızca yüzde 3’ü gereklidir. Yağın yerleşim alanı böbrekler ve mide gibi hayati organizmaların içi ve etrafıdır. Değişik hormon seviyeleri nedeniyle erkek ve kadın vücudunda depolanan yağ oranı farklıdır. Kadınlar, erkeklere göre daha çok yağ depolar.

    Forma girmek için su

    Fazla kilolarımız estetik açıdan olduğu kadar sağlığımız açısından da tehlike taşıyor. Kilo verme amaçlı uygulanan bir diyette günde üç litre su içmenin büyük yararı var. Çünkü su, yağların parçalanarak dışarı atılmasında önemli rol oynar. Hiç kalorisi olmadığı için sanıldığının aksine şişmanlatıcı etkisi yoktur. Metabolizmamızı hızlandırdığı için alınan besinlerin yararlı kullanımına ve gereksiz metabolik atıkların vücut dışına çıkarılmasına yardımcı olur.

    Sağlığın anahtarı su

    Normal bir yetişkinin günde en az 1.5 litre, sporcuların, hamilelerin ve emziren annelerin en az 2.5 litre su içmesi gerektiğini biliyoruz. Hiçbirimiz susuz bir hayatı düşünemezken sağlığımız için bu kadar önem taşıyan suyu acaba yeterince tanıyabiliyor muyuz? Suyunuzun nasıl olması gerektiği konusunda birkaç ipucu var:

    • Yerleşim yerlerinden uzak, hijyenik koşullarda şişelenen, doğal kaynak suyu olmalı.

    • Suyunuz bulanık olmamalı, renksiz ve berrak olmalı.

    • İçeriğindeki mineral yapısı dengeli olmalı.

    • Tokluk hissi verir.

    • Vücutta gereksiz su toplanmasını önler. Çünkü vücut az su alınca bunu tehlike işareti sayar ve her damlayı saklar. Bu da el, ayak, ve bacakların şişmesine yol açar.

  • Diyette olana çiğ köfte

    Diyette olana çiğ köfte

    Uzman Diyetisyen Ali Dereli, çiğ köftenin 3-4 tane tüketildiğinde iyibir ara öğün olabileceğini belirterek, “Etsiz yapılan ve içinde kullanılan baharatlar nedeniyle çiğ köfte, diyet yapanlar için iyi bir tercih olur” dedi.

    Dereli yaptığı açıklamada, yaz aylarının özellikle kadınlarda forma girme stresini de beraberinde getirdiğini belirterek, “Havalar günden güne ısınırken fazla kilolar adeta içimizi ürpertiyor.

    Çeşit çeşit diyet listeleri, sağlığımızı tehdit eden zayıflama hapları derken, aç kalınacak uzun günler ve sevdiğimiz yiyeceklerden uzak durma çabasının getirdiği mutsuzluk da cabası.

    Hem tok tutan, hem zayıflamamıza destek sağlayan ve çok severek yediğimiz çiğ köfte bu zor sürece adeta mükafat niteliğinde” diye konuştu.

    Son yıllarda kolay ulaşılabilir, lezzetli, pratik ve her keseye uygun olmasıyla tercih edilen çiğ köftenin diyet yapan kişilere de can simidi olduğunu anlatan Dereli, diyet yapanların hem sevdikleri çiğ köfteden uzak kalmayacağını hem de zayıflamak adına en büyük desteği çiğ köfteden göreceklerini söyledi.

    Dereli, çiğ köftenin 3-4 adet tüketildiğinde çok iyibir ara öğün alternatifi olabileceğine dikkat çekerek, şunları kaydetti:”Esmer bulgurun kan şekerinize, cevizin kolesterolünüze, limon, acı ve baharatların metabolizma hızınıza olumlu etkilerini düşünecek olursak eğer, çiğ köftenin iyi bir tercih olduğu kanaatine varabiliriz.

    Özellikle son yıllarda daha da yaygınlaşan fabrikasyon üretim ile et konulmadan yapılan çiğ köfteler sağlığı olumsuz etkileyebilecek bir takım olumsuzluklardan da uzaklaşmış durumda. Bu durumda, iyi kalite belgelerine sahip, sağlıklı olarak hazırlanmış, paketlenmiş ve saklama koşullarına dikkat edilmiş çiğ köfteye diyetinizde rahatlıkla yer verebilirsiniz.”

    Diyet listelerimiz için tıklayın !

  • 1 Dakikada Cildi Güzelleştiren Tüyolar

    1 Dakikada Cildi Güzelleştiren Tüyolar

    Güzelliğine özen gösteren kadınlar dikkat! “Muhteşem görünmek için saatler harcamaya ihtiyacınız yok” diyen dünyaca ünlü Türk cerrah Prof. Dr. Mehmet Öz, kısa sürede cildi güzelleştirecek basit ama etkili tarifler sıraladı.

    İşte Prof. Dr. Öz’ün hızlı ve kolay güzellik tüyoları…

    Makyaj temizliği: Cildi tahriş eden ve pahalı makyaj temizleyiciler yerine bebek şampuanı kullanın. Pamuğun üzerine bebek şampuanı dökerek makyajınızı çıkarın.

    Parlak cilt için: Güne kahve ve zeytinyağı yüz bakımıyla başlayın. Kahve telvesi ve zeytinyağını karıştırarak macunumsu bir karışım oluşturun. Yüzünüze nazikçe masaj yaparak uygulayın ve 30 saniye sonra yıkayın. Kahve anti-enflamatuar ve antioksidan özelliklere sahiptir. Zeytinyağı ise cildinizi parlak ve yumuşak tutmak üzere bir nemlendirici görevi görür.

    Yumuşacık dudaklar: Çatlamış dudaklarınızı doğal yoldan nemlendirin. Avucunuzda bir damla bal ve bir tutam toz şekerini karıştırın. Dudaklarınıza sürerek 10 saniye bekletin. Nemli havluyla silin. Bal harika bir nemlendiricidir. Şeker ise tuzun aksine cildinizi kurutmadan ölü derinin dökülmesini sağlar.

    Metabolizmayı hızlandırın: Farkında olmadan yapılan parmak oynatma gibi kımıldamalar da dahil olmak üzere yapacağınız herhangi bir hareket metabolizmayı hızlandırır. Sıcakta meydana gelen her bir derecelik artış metabolik hızınızı yüzde 14 artırır. Bu arada, protein tüketmek aynı şeyi doğal yoldan sağlar. Uyuduğunuz zaman metabolizma hızınız yüzde 10 oranında yavaşlar.

    HAZIMSIZLIĞA KARŞI BUZLU TARİF

    Karın ve göbek bölgesindeki şişkinlik ve yağlar herkesin sorunu. Dr. Mehmet Öz, şişkinliğin en büyük sebebinin hazımsızlık olduğunu belirterek, limonlu naneli buz küplerinin bu rahatsızlığa iyi geldiğini söyledi. Dr. Öz, nane yapraklarını limon suyunun içine atıp buz kalıbında dondurmanın ve her bir bardak suya 3 küp atılarak tüketilmesini önerdi.

    YİYELİM GÜZELLEŞELİM

    Diri bir cilt için biotin adı verilen B vitamini çok önemli. Biotin yumurta, fındık ve fıstıkta bulunuyor.

    Mutlaka yumurta yiyin. Özellikle de sarısını. Yumurta sarısı içinde bulunan yağ, cildin dış kısmını koruyor ve cildin suyunu içinde tutuyor.

    Domatesten asla vazgeçmeyin. İçinde deriyi güneşe karşı koruyan çok önemli bir madde olan likopen bulunuyor.

    A, C ve E vitaminlerinden zengin gıdalar tüketmek sağlıklı ve genç bir cilde sahip olmak açısından önemlidir.

    Avokado, işlenmemiş kuruyemişler, somon, ketentohumu gibi besinlerdeki sağlıklı yağlar ve cilt hücrelerinin yenilenmesi için gerekli olan magnezyumu sağlar.

    B vitamini zengini tam tahıllı ekmek ve gevreklerden tüketin.

    Cildin nemli ve dolgun kalması için mutlaka bol miktarda su içmelisiniz.

    Güzel bir cilt için alkol ve kafein gibi cildin nemini çalan yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalı.