Etiket: beslenme

  • Diyet neden kişiye özeldir?

    Diyet neden kişiye özeldir?

    Hızlı kilo kayıplarının yağ değil, su ve kas kaybı anlamına geldiğini söyleyen Diyetisyen Gülhan Koca uyarıyor: Sağlığınızdan olmayın.

    Surp Agop Hastanesi’nden Diyetisyen Gülhan Koca, HThayat’a uzmana danışmadan kendi kendine uygulanan diyetlerin neden başarısızlıkla sonuçlandığını anlattı.

    Günümüzde şişmanlık sorunu gün geçtikçe artmaktadır. Bunun en temel iki nedeni ise sağlıksız beslenme ve yetersiz fiziksel aktivitedir.

    Şişmanlık ve şişmanlığa bağlı sağlık sorunları nedeniyle pek çok kişi hayatında en az bir kez diyet yapma girişiminde bulunmuştur. Bu konuda yardım almak için işin uzmanları diyetisyenlere gidenler olduğu gibi kendi bulduğu yöntemlerle zayıflamaya çalışan birçok insana rastlamak mümkündür.

    Kendi kendine zayıflamaya çalışan kişilerin genelde yaptıkları ilk şey gazete, dergi ve internette bulduğu çoğu zaman dönemin “popüler” diyetlerini uygulamaktır. Kimi zaman da komşu, arkadaş, akrabadan aldığı diyeti uygulayarak kilo vermeye çalışırlar. Bazen de diyetisyen olmadığı halde bu işin uzmanıymış gibi diyetle ilgili yazılar yazan farklı meslek gruplarından kişilere giderek bilimsel olmayan diyetler uygulamaktadırlar.

    Diyet neden kişiye özeldir?

    Öncelikle diyetin gerçek anlamının “yeterli ve sağlıklı beslenme programı” olduğunu bilmek gerekir. Bu kişinin kendi metabolizmasına, sağlık durumuna, yaş-boy indeksine, cinsiyetine, vücut yağ oranına, fiziksel aktivitesine ve en önemlisi de alışkanlıklarına göre değişmektedir. Hiçbir uzman desteği almadan, size özel yazılmamış elinize geçen herhangi bir diyetin uzun süre uygulanmasında zorluklar yaşanılması kaçınılmazdır. Kontrolsüz kilo kaybı, sağlığınızda problemler oluşturabilir.

    Sağlıklı olan ayda 2-4 kg vermektir ve amaç bunun %50’sinden fazlasının yağdan gitmesidir. Elinize geçen herhangi bir diyeti uyguladığımızda veya aç kalarak zayıflamaya çalıştığınızda hızlı kilo kayıpları olsa bile yağdan değil, su ve kastan gideceği için sağlığınız tehlike altına girecektir. Kısa dönemde uyku, mide ve bağırsak problemleri, halsizlik, saç dökülmesi, psikolojik sorunlar oluşabileceği gibi uzun vadede kalp ve şeker hastalığı, bazı kanser türleri, kısırlık, regl sorunları gibi ciddi sonuçlar doğurabilir. Amaç kilo kaybetmek iken sağlığınızı kaybedebilirsiniz. Unutmayın ki “diyet kişiye özeldir”. Bu nedenle mutlaka uzman yardımı alarak doğru beslenmeyi öğrenip bir yaşam tarzı haline getirmelisiniz.

    Genel Olarak Bazı Sağlıklı Beslenme Önerileri :

    Ara öğünlerle birlikte en az 5 öğün besleniniz.

    Ortalama 1.5-2 lt su içiniz.

    Rafine edilmiş tüm ürünlerden, kızartmalardan, şekerli yiyecek ve içeceklerden uzak durun.

    Doymuş yağlardan uzak durunuz.

    Yemeklerde ve salatalarda aldığınız yağ miktarını sınırlayın. Ortalama günde 4 tatlı kaşığı kadar tüketiniz.

    Kurubaklagiller, tam tahıllar, sebze ve meyve gibi posalı besinleri tercih ediniz.

    Az tuz tüketiniz.

    Günde en az 45 dk yürüyüş yapınız.

  • Ekmeksiz diyet yapılır mı?

    Ekmeksiz diyet yapılır mı?

    Normal olarak bir insanın günlük ihtiyacında karbonhidrat, protein, yağ ve vitaminlerin yer aldığını anlatan Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Oğuz Özyaral, karbonhidrat ihtiyacının da günlük enerji ihtiyacının yüzde 50’si ile yüzde 65’i arasında dengelendiğini ifade etti. Doç. Dr. Özyaral, ‘Bu ihtiyacın tamamen ekmeğe dayandırılması son derece sıkıntılı olur. Hiç ekmek yememek de sıkıntılıdır. Mutlaka her öğün ekmek yemeliyiz’ dedi.

    Diyet yapanların sofralarından ekmeği kaldırdıklarını belirten Dr. Özyaral, ‘Beyaz ekmeği kısmen kaldırmakta fayda var ama beyaz ekmeğin de kendine ait faydaları var. Bunlar son derece önemli. Bağırsağın hareketliliğinin sağlanması, vücudun ihtiyaçlarının karşılanması, meydana gelecek herhangi bir hastalıkta, mesela diyabet, kolit gibi hastalıklarda özellikle beyaz ekmeği hatta kabuğunu yediriyoruz’ diye konuştu.

    KASLARINIZ ERİYİP GİTMESİN

    Ekmeğin ihtiyaç kadar yenilmesi gerektiğini açıklayan Doç. Dr. Özyaral, ‘Ekmek yenilmediği zaman biz şu tanımlamayı yapıyoruz: ‘Kasınızı yiyorsunuz’ Çünkü karbonhidratı tamamlamadığınız zaman vücut bunu kendisi tamamlamak isteyecek çünkü şekere ihtiyacı var glikoza ihtiyacı var. Bu sefer karbonhidratları devirecek ve vücutta reaksiyonlar zinciri başlayacak. Dolayısıyla kaslarda birikmiş olan karbonhidratları yakacak bu da vücudumuzu çökertecek’ dedi.

    EKMEKSİZ DİYET YANLIŞ

    ‘Ben ekmeksiz diyet yapıyorum’ sözlerinin yanlış bir mantık olduğunu diye getiren Doç. Dr. Özyaral, ‘Tam buğday ekmeği, mısır ekmeği, çavdar ekmeği tüketilmelidir ama ekmek mutlaka tüketilmelidir. Mesela çavdar ekmeği, buğday ekmeği diyoruz. Bunlar doygunluk yaratan ekmeklerdir. Siz sabah kahvaltısında bir dilim, öğle yemeğinde bir dilim, akşam yemeğinde bir dilim yediğiniz zaman zaten diyet yapıyor vaziyettesiniz. Ekmeği porsiyonlara veya günlük diyetimizin içerisine yerleştirirken sonra bazı hususlara dikkat etmemiz gerekiyor. Diyet yapanlarda sabah, öğlen ekmek yenilmezse öğleden sonda ciddi bir şeker fırlaması olur. Beynin mekanizmasında problemler olur ve eller titremeye başlar. İşte kaslarınızı yemeye başladığınız zaman ortaya çıkar’ dedi.

  • Saç uzatan besinler…

    Saç uzatan besinler…

    Uzun sağlıklı saçlara sahip olmak çok kolay değildir. Kısa kesilen saçın uzamasını aylarca bekliyor, binbir türlü bakım uyguluyor olabilirsiniz. Saçınızın uzaması için bir sürü kozmetik ürünü deneyip bir türlü sonuç alamadıysanız, şaşırmayın! Tükettiğimiz besinlerin ve beslenme şeklimizde saç bakımı için çok önemli.

     

    Yumurta ve Süt

    Yumurta ve süt dediğimizde aklımıza ilk gelen proteindir. Saçın sağlıklı uzamasında protein büyük rol oynar. Protein, yeni saçların çıkmasına sağlar ve saç köklerinin enfeksiyon kapmasını engeller.

    Tahıllar

    Genelde tahıl tüketimine önem vermeyebiliriz ancak araştırmalara göre tahıl türler saçlarımızın uzamasında büyük rol oynuyorlar. Demir, çinko ve silisyum dioksit gibi saçın uzamasını sağlayan besinler içeriyor. Ayrıca B7 vitamini içeren tahıllar, saç sağlığı için çok yararlı.

    Avokado, Kivi ve Kayısı

    Bu üç meyvenin ortak yanı A, E vitaminleri ve antioksidan içeriyor olmaları. Vitamin E, saçın doğal bir şekilde uzamasını sağlıyor. Vitamin A, saç köklerinin sağlıklı olmasına yarıyor. Antioksidanlarda saç kaybını engeller ve saçın uzamasını sağlar.

    Mantar

    Mantarlar, büyük oranda bakır içerir. Bakır, saçın yapısı ve saçın uzamasında önemli rol oynar. Aynı zamanda susam, ayçiçeği ve kuşkonmaz da bakır açısından zengindir.

    Havuç maskesi ile hızlı saç uzatma yolları için tıklayın

  • Bayram sonrası diyet

    Bayram sonrası diyet

    Kurban Bayramı boyunca alınan fazla kiloların diyetle verilmesi için uzmanlar uyarılarda bulunuyor.

    Özel Medicana Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Mine Bilge, sağlıklı beslenme düzenine geri dönüp fazla yormadan olabildiğince çok enerji harcayarak vücudumuzu yenileyebileceğimize dikkat çekti. Bilge, “Tatil dönüşü sebze ve yoğurt ağırlıklı beslenme sizi hemen dengeler.

    Öğle ve akşam yemeklerinizi bir kaç gün sebze, yoğurt, bol salata ve tam buğday ekmeği olarak tüketmeye çalışın. Yemekleri lezzetlendirmek için fazla miktarda yağ kullanmak zorunda değilsiniz, lezzet ajanlarınızı değiştirmeye çalışın. Kimyon, kişniş, kırmızı biber, tarhun, fesleğen gibi baharatlar yemeklerinize lezzet verirken sizin de canlanmanızı sağlayacaktır. Hareket hayattır, her zaman her yerde olabilecek maksimum düzeyde hareket etmeye çalışın.

    Günde yarım saat veya haftada 3 gün 1’er saat yürüyüş yapmayı ihmal etmeyin. Adım sayarlar bu konuda size destek olabilir, 10 bin adım sizi formda tutacaktır. Yedikçe daha da fazla yemenize neden olan tatlıyla aranızda olan bağınızı kesin, bayramda ikramlara reddedemediyseniz artık tam sırası. Hayır demeyi öğrenmelisiniz. Tatlı yerine meyve tüketin. Mevsim meyvelerini tercih ederken aynı zamanda çeşitlendirerek her türlü mineral ve vitaminlerden faydalanmaya çalışın. Posa alımınızı artırmak için meyveleri kabukları ile tüketirseniz ve aynı zamanda toz tarçın ve biraz zencefil serperseniz meyvelerin sizi daha tok tutacağını fark edeceksiniz. Her gün en az 8-10 bardak su için. Günde 2 bardak tarçınlı, karanfilli metabolizmanızı hızlandıran yeşil çay tüketmeyi unutmayın” dedi.

    Tüketim sıklığı artan kırmızı etin lif içeriğinin düşük olması nedeniyle kabızlık sorunu yaşanabileceğini kaydeden Bilge, “Posa içeriği yüksek olan yeşilliklerin tüketimini artırın, tam tahıllı ürünler tercih etmeye çalışın. Probiyotik tüketiminizi artırın. Sindirime ve bağırsak hareketlerine yardımcı olan yararlı bakteriler içeren probiyotikler ile zenginleştirilmiş yoğurt ve doğal probiyotik kaynağı kefir veya saşe formdaki probiyotikleri kendiniz ekleyerek hazırladığını süt veya yoğurdu tüketmeye çalışın” diye konuştu.

    Özel Medicana Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Mine Bilge, 2 günlük yenilenme diyetini şu şekilde açıkladı; sabah kalkınca 1 bardak sıcak su, 1 dilim elma, 2 dilim limon, 1 adet çubuk tarçın. Kahvaltı, 1 adet yumurta ve 2 yemek kaşığı lor peyniri ile hazırlanmış domatesli maydanozlu omlet, 1 dilim tam buğday ekmeği, 2 adet kuru kayısı, dilediğiniz kadar domates, salatalık, yeşillikler, 1 bardak yenileyici kür. 2 saat sonra 1 yemek kaşığı kuru yaban mersini, 4-5 parça ceviz. Öğle, 1 kase sebze çorbası, 120gr ızgara tavuk veya balık eti, közlenmiş patlıcan-biber salatası (1 tatlı kaşığı keten tohumu eklenmiş), 1 bardak yenileyici kür. 3 saat sonra, 2 kaşık yulaf ezmesi, 1 adet probiyotik yoğurt, 2 adet kuru kayısı, 1 bardak yenileyici kür. Akşam, 1 yemek kaşığı yağ ilave edilerek hazırlanmış 1 küçük boy patates, nane, maydanoz, sarımsak ve bol soğanlı zeytinyağlı kereviz yemeği, 1 adet probiyotik yoğurt, bol yeşillikli salata (elma sirkesi eklenmiş), 1 bardak yenileyici kür. 2 saat sonra, 1 orta boy toz tarçınlı elma, 1 çay bardağı kefir. Yenileyici kür, 2 adet yeşil elma, 2 parça karanfil, 2 adet çubuk tarçın, 4-5 top karabiber, 1 tatlı kaşığı rooibos, bir tutam adaçayı. Hazırlanışı, bir litre suya, iki elma, dört karanfil, iki parça zencefil, iki çubuk tarçın ve dört top karabiberle beş dakika kaynatılır. Ateşi kapatıp bir tatlı kaşığı rooibos ve bir tutam adaçayı ile dört dakika demlenir ve süzüp soğutularak içilir.

  • Kırışıklıkları artıran hareketler…

    Kırışıklıkları artıran hareketler…

    Kırışıklıkları artıran davranış ve alışkanlıklara göz atın, önleminizi alın.
    1. Güneş etkisi: Hızlı yaşlanmanın en başta gelen nedeni güneşin yaydığı ultraviyole ışınları… Yanık bir tenin cazibesini reddedemiyor olabilirsiniz ama güneşe çıktığınızda renginizle birlikte cildinizin de değiştiğini unutmayın.2. Solaryum: Solaryumda kullanılan ışık bizzat güneş ışığının bir parçası olan ultraviyole A. Üstelik ultraviyole A, cildin daha derin tabakalarına ulaşabildiği için kırışıklık oluşumuna ve cilt yaşlanmasına etki ediyor.
    3. Mimik izleri: Mimiklerinizi cömertçe sergilemek zamanla kırışıklıklara yol açar. Mimik kırışıklıkları daha çok göz çevresi, ağız kenarları ve alında oluşur. Bunu biraz olsun engellemek için yüz egzersizlerini deneyebilirsiniz.
    4. Uyku pozisyonu: “Yüz üstü yatıp, ellerimi yastığın altına sokmadan uyuyamıyorum” diyorsanız, size kötü bir haberimiz var. Yüzükoyun yatarak uyumak, özellikle 30′lu yaşlar sonrasında derinin katlanmasına yol açarak kırışıklıklara neden oluyor.
    5. Sigara bağımlılığı: Sigara paketlerinin üzerinde yazan uyarılar hala size vız geliyorsa, bir kez de cildinize bakmayı deneyin. Sigara içen kişilerin cildi daha erken yaşlanıyor, ayrıca ciltleri daha sağlıksız ve mat bir görünüme bürünüyor.
    6. Beslenme alışkanlıkları: A, C, E, selenyum, demir, bakır, çinko içeren antioksidanlar, deriyi güçelendirerek kırışıklıklardan koruyor.
    7. Hatalı kozmetikler: Bakım ürünleri seçerken cildi nemlendiren, kolajen onarımını artıran ürünler olmasına dikkat edin. Makyaj ürünlerinde ise mümkün olabildiğince katkı maddesi az, mineral bazlı ve hipoalerjenik ürünleri tercih edin.
    8. Hızlı kilo alıp vermeyin: Özellikle 30 yaş sonrasında kısa sürede çok kilo alıp vermek deride gevşeme ve sarkmalara yol açabiliyor.
    9. Cilt bakımı yaptırın: Uygun bir peeling ya da anti-aging bir ürün içeren bakımların düzenli yaptırılması yaşlanmayı geciktirmek açısından faydalı olabilir.
    10. Stresten kaçının: Stresli ve öfkeli olduğumuzda kaslarımız daha çok kasılıyor. Kasılma en çok boyunda, omuzlarda ve yüzde meydana geliyor. Kasılma tekrarlandıkça da, çizgilere zemin hazırlıyor.

  • Alkol cinsel gücü artırır mı?

    Alkol cinsel gücü artırır mı?

    İnsanlar, alkol aldıklarında rahatladıklarını, cinselliğe daha iyi yaklaştıklarını düşünürler. Bu doğrudur, ancak alkolün enerjisi çok yüksektir. Vücutta gereğinden fazla enerji olduğu zaman bu yağa çevrilir. Dolayısıyla yağlanma ve damar tıkanıklığı hızlanıyor. Alkol, içeriği nedeniyle damarlarda genişleme yapıyor. Vücuttaki uç damarlar (eller, ayaklar, yüz gibi) genişlediği için ereksiyon sırasında penise giden kan miktarında azalma olur. Alkol de belli dozlarda alınmalı. Fazla yağ damarları tıkadığı için sorun. Az yağ ise hormon dengesini bozuyor. Kansızlık özellikle kadınlarda hormonal dengeyi bozuyor ve cinsel uyarı için, genital bölgeye kan gidişini azaltıyor.

    İşte performans artırıcılar!

     Çikolata: İçerdiği seratonin ve daha da önemlisi fenetilamin maddeleri nedeniyle hafif cinsel istek arttırıcı etkiye sahiptir. Afrodizyak özelliklerinin açıklanabilir bilimsel yönleri olsa da, yenilirken yaşanan haz, etkinin daha fazla olmasını sağlar.

    İstiridye: Birçok edebi eserde afrodizyak olarak bahsedilen istiridye üzerine İtalyan ve Amerikalı bilim adamları çeşitli araştırmalar yapmış. Bu araştırmalara göre; içerdiği bazı aminoasitlerin cinselliği sağlayan hormonları tetiklediği görülmüşse de, bu etkinin oluşması için gerekli miktar ve zaman kısa süreli kullanımda böyle bir etkinin görülmesini mümkün kılmamaktadır.

    Şampanya: Özel bir afrodizyak etkisi yoktur. Düşük dozdaki alkol kişilerin üzerlerindeki baskıyı atmalarını ve daha rahat hissetmelerini sağlar. Fazla kullanıldığında ise cinsel performansta bozulmalar görülebilir.

     Havyar: Yüzyıllardır afrodizyak olarak kullanılmaktadır. İçerdiği çinko miktarı nedeniyle erkeklik hormonlarının yapımını artırıyor. Çinkonun aynı zamanda sperm kalitesini de artırdığı belirlenmiştir.

     Ginseng: Geleneksel Çin ve Güney Amerika tıbbında cinsel gücü artırmak üzere kullanılan bir köktür. Bir araştırma ginsengin cinsel isteği ve birleşme kapasitesini artırdığını ortaya koymuştur. Bu etkilerini sinir sistemi ve yumurtalıklar üzerinden gösterirken penis bölgesine gelen kan damarlarını da etkileyerek erkeklerdeki ereksiyon kalitesini de artırabilmektedir.

  • Diyet değil yaşam tarzınız olsun

    Diyet değil yaşam tarzınız olsun

    Pazartesi başlayan Salı biten diyet programları mı uyguluyorsunuz. Bu kısır döngü birçok kişi için geçerli malesef, pazartesi diyete başlayıp ertesi gün bitiren her beş kişiden biri olmamak için nelere dikkat edelim;

    Medyatik diyet modasından uzak durun

    Her geçen gün yeni bir diyet programıyla karşılaşıyoruz. Manken, spor eğitmeni, şarkıcı, beslenme bilgisi olmayan doktorlar bile medyada size mucize etkili diyet programlarını sunuyorlar. Peki ya sonrası? Kas kaybından, çeşitli hastalıklara hatta ölüm vakalarına dahi şahit olduğumuz bu beslenme programlarını biz diyetisyenler asla onaylamıyor, önermiyoruz. Bu tarz diyetleri tercih etme nedenleriniz arasında kısa sürede sonuç almanız sanırım ilk sırada geliyor. Ama sonrasında geriye dönüşü zor metabolik sorunlarla uğraşmanız da gerekiyor.

    Diyet değil yaşam tarzı olarak bakın

    Belki hayatınız boyunca diyet yaptınız, kilo verdiniz fazlasıyla geri aldınız. Bu nedenle diyetler sizi irite etti. O zaman bunu bir yaşam tarzı olarak benimsemenizin vakti geldi. Kısa vadede hızlı ve sağlıksız sonuçlar almak yerine yaşam boyu artık kendinize ve yediklerinize dikkat etmenin vakti geldi.

    Sağlıklı yemeklere kolay ulaşabilirsiniz

    Acıktığınızda fast food tarzı besinlere yöneliyor olabilirsiniz ama daha sağlıklı seçenekleri tüketmeniz de mümkün. Çalıştığım semtte veya okul kantininde sadece fast food yiyecekler bulabiliyorum diyorsanız, eğer sizin için mümkünse evden yemek götürmeyi deneyebilirsiniz. İlk zamanlar taşımak zor gelebilir ama kendinize yapacağınız bu iyilik sonrasında rutinleşecek.

    Aburcuburunuz meyve olsun

    Mideniz kazınmaya başladı ve ana öğününüzü tüketmeye zaman var. Hemen bir paket cips yanına kola veya kremalı bisküvi yanına hazır meyve suyu veya buzdolabında sizi bekleyen bir dilim pasta. Eminim çoğu kişi açlığını bastırmak için bu tarz besinlere yöneliyor. Ama daha sağlıklı, diğer besinler gibi fazla kilo aldırmayan, sindirimi hızlandıran ve ülkemizde bolca yetiştirilen meyveleri tüketmeyi unutan bir toplum haline geldik. Çantanızda, arabanızda, işyerinizde çekmecenizde tazesini veya kurusunu bulundurarak ara öğünlerinizi meyve ile zenginleştirebilirsiniz.

    Küçük değişimler büyük sonuçlar getirir

    Sağlıklı beslenmek ve kilo vermek için günlük yaşantınızda büyük bir zaman ayırmanız gerekmiyor. Küçük akıllıca değişimler yeterli olacak. Örneğin yemeklerinizi az yağlı tercih ederek, kızartmadan, hamur işlerinden uzak durarak göbekteki yağları gün be gün eriteceksiniz, metabolizmanızı hızlandırmak istiyorsanız uykunuzdan yarım saat feda edip yürüyüş yapabilirsiniz, asitli ve şekerli içecekler yerine su, maden suyu, ayran tercih ederek hem ekstra kilo artışından hem de ödemden kurtulacaksınız, yemeklerinizi uzun sürede yemeğe ve daha çok çiğnemeye çalışın böylelikle tokluk hissiniz artacak ve daha az yemek yiyeceksiniz.

    Diyetisyen Özlem Sert Aydın – Milliyet

  • Bir türlü zayıflayamıyor musunuz?

    Bir türlü zayıflayamıyor musunuz?

    Süt ürünleri tüketmeme

    Süt, peynir, dondurma, yoğurt çoğu diyet yapan kişi için tabudur ancak aslında yararlıdır. Bazı araştırmalara göre vücut yeterince kalsiyum aldığında yağ yakmaya başlar. Vücut kalsiyumdan yoksunsa vücut yağ depolamaya başlar. Kalsiyum vitaminleri yerine süt ve süt ürünleri tüketilmesi daha yararlıdır. Çoğu diyetisyen yağsız ya da yarım yağlı süt, peynir ve yoğurt öneriyor.

    Araçta yiyip içmek

    Yiyeceklerinizi aracınızda yiyecekseniz mutlaka salata türü sağlıklı yiyecekleri tercih edin. Bol kalorili menülerden uzak durun. Eğer bir kere aracınızda yiyip içerseniz bu alışkanlık haline gelebilir, bu yüzden asla denemeyin.

    Her gün tartılmak

    Her gün tartılmak sizi diyetiniz konusunda umutsuzlaştırabilir. En iyisi haftada bir tartılmak ya da uzun bir diyet döneminden sonra tatılmak olabilir. Tartıda başlangıçtan daha az bir değer gördüğünüzde daha mutlu hissedeceksiniz.

    Gerçekçi olmayan hedefler koymak

    İlk haftada 5 kilo zayıflamaya çalışıyorsanız hafta sonunda umutsuzluğa kapılarak beslenmenize dikkat etmeyebilirsiniz. Kendinizi cesaretlendirmek ve motive etmek adına gerçekleştirebileceğiniz hedefler koyun. Ne kadar zamanda ne kadar zayıflayacağınızı bilemiyorsanız diyetisyeninizle konuşabilirsiniz.

    Egzersiz yapmamak

    Egzersiz yapmazsanız verdiğiniz kilolaları almanız daha kolay hale gelir. Eğer egzersiz yaparsanız sevdiğiniz şeyleri daha çok yiyebilirsiniz ve hala zayıflamaya devam edersiniz. Düzenli egzersiz yapmanın anahtarı ise sevdiğiniz egzersize karar vermek ve başlamak.

    Hızlı diyetlere güvenmek

    Bir haftada 10 kilo zayıflayacağınızı vadeden hiç birşey yemediğiniz sadece greyfurt ya da lahana içeren diyetlere aldanmayın. İlk önce yemediğiniz için zayıflıyor gibi görünseniz de gerçekte, sadece birkaç kalori ile beslendiğiniz için metabolizmanız yavaş çalışmaya başlar. Diyet bittiğinde vücudunuz kalorileri az yakar ve verdiğinizden daha kısa sürede kilo alırsınız.

    Kahvaltı etmemek

    Sabah kahvaltı etmemek birkaç kalori az almanızı sağlıyor gibi görünebilir ancak bu sebeple gün boyunca hep aç hissedersiniz. Bu nedenle sürekli ofiste ya da evde kalorili şeyler atıştırırsınız. Ancak yüksek protein ve lif içeren iyi bir kahvaltı gün boyu aç hissetmenizi engelleyebilir. Araştırmalara göre her sabah kahvaltı eden insanlar diğerlerine göre daha sağlıklı.
    Sık atıştırmak

    Her öğününüzde yediklerinize dikkat ediyor olabilirsiniz ancak ara öğünlerde gereksiz şeyler yiyor olabilirsiniz. Masanızın üstünde koca bir dilim ekler varsa, çubuk dondurmadan vazgeçmiyorsanız ya da ofis partilerinde ikram edilen kekten mutlaka bir dilim kek yiyorsanız zararlı çıkan siz olursunuz. Beslenmenize bir bütün olarak dikkat etmelisiniz.

    Çok fazla çerez yemek

    Dikkat etmeden yediğiniz cips gibi kızartılmış atıştırmalıklar bel çevrenizin kalınlaşmasına neden olur. Bazı insanlar açlıklarını bastırmak için çok fazla yer. Bu tür yiyeceklerin yerine özellikle protein bakımından zengin fındık, badem, ceviz gibi kuruyemişler tüketmek metabolizmanızın hızlı çalışmasını sağlar. Araştırmalarda bunları tüketenlenlerin diğer cips gibi şeyleri yiyenlere göre daha zayıf oldukları da belirlenmiş.

    Çok fazla az yağlı yiyecek yemek

    Düşük yağlı yiyecekler diyette önemli bir yere sahiptir ancak düşük yağlı demek düşük kalorili demek değildir. Eğer tabağınızda düşük yağlı bir kek varsa düşük kalorili olduğu anlamına gelmez. En iyisi yediğinizin ne kadar yağ, kalori ve şeker içerdiğine de dikkat etmektir.

    Çok az su içmek
    Bu en çok yapılan en basit diyet hatasıdır. Su özellikle kalorilerin yakılması için gereklidir. Eğer suyunuzu kurutursanız metabolizmanız çalışmaz yani daha yavaş zayıflarsınız. Her yemekten veya atıştırmalıklardan sonra mutlaka bol su için.

  • Dekorasyonda iştah açan renkler

    Dekorasyonda iştah açan renkler

    Dekorun ruh sağlığınız, beden sağlığınız, iştah seviyeniz ve atıştırma arzunuza etki edebileceğini hiç tahmin eder miydiniz?

    Kış karanlığı yaklaşırken dekorasyonda içimizi ısıtacak, bizi hareketlendirecek renklere yönelebiliriz. Uzman Diyetisyen Işın SAYIN, kış depresyonunu tetikleyen karanlığın olumsuz etkilerinin renklerle aşılabileceğini söylerken, beyaz ve açık mavi kombinlerin olduğu mutfağınızda keyifle yemek yerken, kışın getireceği kilolardan da uzak durabileceğinize dikkat çekiyor…

    Dekorun ruh sağlığınız, beden sağlığınız, iştah seviyeniz ve atıştırma arzunuza etki edebileceğini hiç tahmin eder miydiniz? Çok sık değiştirilemeyen ev içi renklerin doğru seçilmesi bu sebeplerle; hem yaşam kalitemize ve hem de sağlığımıza ummadığınız biçimde fayda sağlayabilmektedir. Gelin, sizin de renkli, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam alanınız olsun.

    Yeni bir güne uyandınız. Dışarıda kış karanlığı hüküm sürüyor ya da sadece mutfağınız yeterince ışık almıyor. İyi ama; neden karanlıkta ve keyifsiz yiyip içiyorsunuz ki… Yemek, sadece karın doyurmak için değil, sosyalleşmek için de vardır. Aileyi bir araya getirir. Ruhumuzu da, bedenimizi de doyurur. Uzman Diyetisyen Işın Sayın, beslenme ve renkler arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor. “Kış depresyonu, kış kiloları demektir. Depresyona girmeyin, mutfağınız ve yemek salonunuzdaki renkleri değiştirin, hem iştahınızı kontrol altında tutun hem de yemekten keyif alın” diyor

    Hızlı yiyenlere mavi mutfak

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın, “Mutfak duvarlarınızı açık bir mavi tonunda boyayın. Böylece mutfakta geçirdiğiniz süreyi huzurlu kılmayı başarabilirsiniz. Beyazla belirli oranda mavi rengi karıştırarak, ara tonlar elde edebilirsiniz. Bir duvarı beyaz, diğerini mavi de boyayabilirsiniz. Beyaz renk; ışığı yansıtır. Böylece mutfağınız, 4 mevsim boyunca içinize çok sinecek. İngiltere’ de Manchester Üniversitesi’nde, renklerin insan psikolojisi üzerindeki etkileri konulu bir araştırmada, mavi ve beyaz renklerin, sakinlik veren bir etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Demek ki; bir adım daha ileri gidip, masa örtünüzü mavi-beyaz desenli renkte seçebilirsiniz… Tabaklarınızı beyaz renkte seçin. Beyaz ışığı yansıtır, dikkat çeker . Yemeğinizin renkleri belirginlik kazanır. İştahı uyarmayan renklerde dekore edilmiş bir mutfakta, yemekten tat almak mümkündür. Çiğnemeden hızla yutanlar ve iştah kontrolüne ihtiyaç duyan acele ve stresle masaya oturanlar için mavi tonlar, birebirdir.” diyor.

    Atıştırma ve salata tabakları yeşil

    Salonda ya da oturma odasında sürekli bir şeyler atıştıranlardan mısınız? Uzm. Dyt Işın Sayın “İş yerinden belki de evinizde mutfağınıza kadar taşıdığınız hırs ve streslerinizi, en azından salon/oturma odanızın huzur veren yeşiliyle aşabilirsiniz. Salonunuzu, canlı yeşilin tonlarına boyayın ki; ferah ve huzurlu bir ortam oluşsun. Böylece atıştırmalarınızla ilgili sakin ve sağlıklı kararlar alabilecek bir ruh haline sahip olabilirsiniz. Daha düşük kalorili, masum ve keyifli seçimler yapabileceğiniz bir ruh hali ise; çok çiğnemek, sakin davranmak ve damağınızda uzun uzun gezdirdiğiniz atıştırmalıklarınızın tadının keyfine varmak için uygun zemin hazırlar. Kırmızı ve sarı ise iştah açabilir.

    Bunu aksesuar olarak bile, tercih etmeyin. Atıştırma tabağı için en uygun renk yeşil tonlarıdır. Koyu yeşil tonlarında desenleri olan beyaz ya da tamamen yeşil bir tabak da uygun olabilir. Bitki çayı fincanınızı da sevdiğiniz bir desen ve renkte olmasında sakınca yok. Salonda battaniye, halı, süs eşyaları vb tüm aksesuarlarınızı da mavi-yeşil-beyaz-krem tonlarında seçmeniz, ruh halinizi değiştirecek, akşam öğünlerinizin daha dinlendirici ve sakin öğünler olmasına yardımcı olacaktır.” diyor

    Güne güzel başlamak için renkli bir yatak odası, karanlık bir gece

    Güne iyi başlamak için iyi bir uyku gibisi yoktur. “Yatak odasında duvarlar krem, beyaz olabilir. Gündüz tül perdeden geçen ışık, duvarların renginden yansıyarak odanızı aydınlatacak, güne iyi başlamanıza yardımcı olacaktır.” diyen Uzm. Dyt. Işın Sayın, “Size minik bir tüyo vermek gerekirse; mutlu insanların iştahları daha kontrollüdür. Yatak örtüsü, nevresim takımlarınızda özgürlüğü seçin. Bir yastık lacivert, diğeri kırmızı, çarşafınız sarı, dekoratif yastıklarınız ise sarı ve turuncu, yatak örtünüz fıstık yeşili ve tamamı düz renk, desensiz olabilir. Bu size enerji ve dinamizm verecek, güne daha iyi, mutlu başlamanızı sağlayacaktır. Deneyin, yatak toplamayı belki de hiç bu kadar sevmediğinizi göreceksiniz …

    Diğer yandan, yalnız yatak odasının kalın perdelerinde, ışığı içeriye asla geçirmeyen, koyu renkli, oldukça kalın kumaşları tercih edin. Işığın sızmadığı karanlık bir yatak odasında uyku sürecinde, gözdeki fotoreseptörlerimiz izin verir ve “melatonin” hormonu salgılanır. Bu hormon da seratonin denilen bir mutluluk hormonunun ön maddesidir. Karanlık odada uyku, gün içi mutluluğumuz, ruhsal toleransımızdan sorumludur. 6-8 saatlik kaliteli bir gece uykusu, “insülin, leptin, ghrelin” gibi iştahla ilgili hormonların gün içi dengesinden sorumludur. Yani yatak odasının gündüz aydınlık ve enerjik renklerle dolu olması, gece ise tamamen karanlık olabilmesi için beyaz duvar, renkli nevresim takımı ve koyu renkli kalın kumaşlı perdeye ihtiyaç vardır.” diyerek iyi uykunun, gün içi iştahı kontrol etmeye yardımcı olduğuna dikkat çekiyor.

  • Zayıflamanızı kolaylaştıracak ek besinler…

    Zayıflamanızı kolaylaştıracak ek besinler…

    Ek besinler ne durumlarda alınmalı?

    Kişi kilosuna göre protein almalı. Örneğin 55 kiloysanız vücudunuzun günde 55gr. proteine ihtiyacı var. Gel gelelim, spor yaptığınızda vücudunuzun protein ihtiyacı artıyor. Bu ihtiyacınızı normal besinlerle gidermekse oldukça güç bir hal alıyor. Aynı zamanda normal besinlerle karşılamaya çalışmanın; yağlanma ve kolesterol riski var.
    Bu sebeple kalorisi daha aza indirilmiş, sıkıştırılmış besin dediğimiz bu tip ürünleri tercih etmeniz daha yararlı.

    Bu ürünlerin herhangi bir zararı var mı?
    Bazı doping ürünleri iç organları zedeleyip, aşırı kıllanma yapabiliyor. Ama bu tip ek besinlerde sıkıntı gözlemlenmiyor. Gel gelelim, insanların vücut ve bünyeleri farklı olduğu için farklı tepki gösterebilir. Yine de doktora danışmakta fayda var. Örneğin herhangi bir rahatsızlığı olup, özel hassasiyeti olanlar tarafından kullanılmamalı.
    Genelde karşılaştığımız sağlık problemleri, eczanelerde satılan yağ yakıcılar tarafından oluşuyor. Reçete ile satılan ürünler kulaktan kulağa kullanılmamalı. Sırf komşunuz kullanıp zayıfladı diye size de aynı etkiyi göstermesini beklemeniz saçma olacağı gibi sağlığınızı da olumsuz etkileyebilir.

    L-Carnitine nedir?
    L-Carnitine bir yağ asididir. Vücudun kendi üretemediği şeyleri bir şekilde dışardan almamız lazım, bu ihtiyacımızı bu tarz ürünlerle karşılayabiliyoruz. Aynı zamanda vücutta yağların parçalanmasına neden oluyor. Spordan önce kullanılan L-Carnitine, spor yapmadan kullanmak pek doğru olmayacağı gibi spor yapmadan kullanıldığı takdirde bir etki sağlamıyor.
    CLA500 nedir?
    Bu ürün günde 3 sefer yemeklerden önce kullanılıyor ve özellikle karın bölgesindeki yağlanmayı azaltıyor. CLA, kullanırken 3 öğün yemek yemek zorunda olduğunuz için, öğünlerinizi de düzenlemiş oluyor aynı zamanda. “Aç kalarak kilo verme” yanlışına düşmenizi önlüyor. Zayıflamak için öğünü 1’e düşürdüğümüzde metabolizma da yavaşlıyor haliyle, bu sayede CLA metabolizmanızın hızlanması için de ideal. Ayrıca performansı da arttırıyor.

    Peki, sürekli tek tip besin tüketmek doğru mu?
    Her sporun kendine has bir beslenme tarzı olmalı. Kilo vermek isteyenler protein almalı ama daha kalorisi düşük proteinleri tercih etmeli. Kişisinin sportif amacıyla ilgili bir durum bu. Kilo vermek isteyenler özellikle süt ürünleri, beyaz et, sebze ve meyve tarzı besinleri tercih etmeli.
    Beyaz et, kırmızı ete nazaran kalorisi daha az ve daha çabuk sindirildiği için daha çok tercih ediliyor. Ama yine de tek tip beslenmek insan yapısına uygun değildir. İnsan vücudunun her çeşit yiyeceğe ve vitamine ihtiyacı var.

    Kaynak : womenist