Etiket: beslenme

  • Türk Mutfağı Zayıflatıyor mu?

    Türk Mutfağı Zayıflatıyor mu?

    ABD Georgetown Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harry Preuss, kilo ile mücadele eden insanlara günde 10 bin adım atmalarını önerdi.

    Antalya’da düzenlenen Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresine katılan ABD Georgetown Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harry Preuss, obezitenin dünyada her geçen gün önemi artan bir sorun haline geldiğini, önlem alınmadığı takdirde gelecekte büyük sorunlara neden olabileceğini belirtti.
    ,
    İnsanların yağdan uzak durarak kendileri için doğru bir şey yaptıklarına inandıklarını ama sadece bunu yapmanın doğru bir karar olmadığını vurgulayan Preuss, “İnsanlar yağdan uzak durdukları zaman karbonhidrata ve şekere yönelebiliyor. Yağdan uzak durmak ancak karbonhidrat ile şekere yönelmek yanlış bir tutum” dedi.

    Preuss, “Önemli olan ne kadar kilo değil, ne kadar yağ kaybettiğinizdir. Kilo kaybederken kas kütlenizi kaybediyorsanız, bu anlamlı değildir” diye konuştu.

    Prof. Dr. Preuss, kilo ile mücadele eden insanların az yemek yemeleri, lifli gıdalar tüketmeleri ve egzersiz yapmaları gerektiğini söyledi. Sporun her yaş grubunda yapılması gerektiğini vurgulayan Preuss, kendisinin günde 17 bin adım yürüdüğünü kaydetti. Üzerinde pedometre taşıdığını anlatan Preuss, “Gün içinde hiç egzersiz yapamazsam yürüyorum. Günde 17 bin adım atmaya çalışıyorum. Bazen üniversitede oturarak çalışmam gerektiğinde 17 bin adımı tamamlamak için bahçeye çıkıp yürüyorum. Kilo ile mücadele eden insanlara günde en az 10 bin adım, yani 8 kilometre civarında adım atmalarını öneriyorum. Bunu yaşam tarzı haline getirmeleri gerekiyor” diye konuştu.

    Preuss, Amerika’da obezite sorunu bulunan oldukça fazla insan olduğunu, Türkiye’de ise yoğun obezite sorunu görmediğini belirterek, “Türkiye’de insanlar yemeklerin yanında mezelerden, salatalardan, yani lifli yiyeceklerden de tüketiyor. Bu açıdan baktığımızda dengeli beslenme konusunda Türk mutfağının yararlı olduğunu söyleyebilirim” dedi.

  • Ofis saatleri için diyet önerileri

    Ofis saatleri için diyet önerileri

    Ofis çalışanlarının en büyük ortak sorunları hareketsizlik ve beslenme durumlarıdır malum…

    Ofiste beslenme
    “Bütün gün masa başındayım kilo alıyorum” diyenlerdenseniz bu konuda alınacak önlemler ve yapılabilecekler aslında çok basit. Fakat hepimizin iş yeri koşulları, çalışma saatleri, işe gidip gelme süresi, kullanılan taşıt türü, beraber çalışılan müşteri kitlesi birbirinden çok farklı. Bu nedenle herkesin iş ortamında karşılaştığı beslenme sorunları farklıdır. Bunun yanı sıra büyük bir iş merkezinde çalışıyorsanız birlikte çalıştığınız iş arkadaşlarınızla benzer sorunlar yaşayabilirsiniz. Herkesin bu durumdan etkilenmesi metabolizmaları gereğince farklı olabilir..
    Ofis yaşantısında en sık karşılaşılan belli başlı beslenme sorunlarını ele alalım;
    * Bu konuda karşılaşılan en büyük sorun işe yetişme telaşıyla kahvaltıların atlanması. Bu şekilde güne yakıtsız başlar ve gün içerisinde kan şekeriniz iyice düşeceğinden diğer öğünlerde fazla kaçırabilirsiniz.
    * İşlerin uzaması veya aksaması nedeniyle öğünlerin atlanması. Yine aynı şekilde kan şekerinin düşmesine neden olarak vücut ritminin bozulmasına neden olur.
    * İş yerinde çıkan yemeklerin beğenilmeyip, dışardan fast-food sipariş edilmesi. Çok fazla yağ içeren ‘fast food’ların tüketilmesiyle fazla ve gereksiz kalorileri vücudunuza almış olur istemeden de olsa bunu düzenli hale getirip kötü bir beslenme tarzı oluşturabilirsiniz..
    * Gün içerisinde unutma veya fazla tuvalete gitmeme isteğinden dolayı su içmeyi atlama veya düşük düzeyde tutma. Fakat gün içerisinde çay kahve gibi diüretik içecekler içmeniz vücudunuzdan daha fazla su kaybetmenize neden olur ve susuz kalmanız iş performansınızı da etkiler.
    * Uzayan toplantılar nedeniyle öğün aralarında ara öğün yapılmaması ve bu nedenle kan şekerinin düşmesi…
    * Düşen kan şekeri nedeniyle çikolata kek gibi kafeteryadan kolay ulaşılabilen sağlıksız gıdaların alınıp tüketilmesi veya bu gıdaların iş arkadaşlarınca ikram edilip alışkanlık haline getirilmesi…

    Ofis yaşantınızda karşılaştığınız beslenme sorunlarını çözmek için yapabilecekleriniz;
    Kahvaltı yapamadığınızda en azından evden çıkmadan 1 bardak süt veya 1 kutu yoğurt tüketmek veya ufak bir sandviç yapmak.. Bunları yapamıyorsanız bile yolda veya iş yerinizde simit-peynir/ayran, peynirli sandviç gibi seçenekleri tercih etmek.
    Öğle veya akşam yemekleriniz aksayacağında veya kaçıracağınızda ara öğün tüketmek. Dolabınızda veya çekmecenizde bu durumlarda tüketebileceğiniz taze veya kuru meyve, tost, ayran, yoğurt, meyveli yoğurt , hazır çorba, galeta veya diyet bisküvi türlerini bulundurabilirsiniz, çikolata veya…
    Öğle yemeğinde ana yemeğin yanında garnitür olarak verilen kızarmış patates, püre, pilav, makarna, börek vb. besinlerin yarısını yiyip yarısını bırakabilirsiniz. (Unutmayın masa başında hareketsizsiniz).
    Mönüde varsa mutlaka çorba, zeytinyağlı sebze, salata, yoğurt vb. yardımcı yiyecekleri mutlaka tüketin. Yemeklerin yanında beyaz ekmek yerinde tam buğday veya çavdar ekmeğini tüketin.
    Seçme imkanınız varsa mönüden en düşük kalorili olanları tercih edin.
    Öğünlerle birlikte verilen tatlıları öğünlerden hemen sonra değil öğün aralarında tüketmeye özen gösterin ve mümkünse hamurlu- şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıları tercih edin.
    Unutmamak için masanızda sürahi veya su şişesi bulundurun ve çay ve kahve haricinde 8-10 bardak olacak şekilde sık sık su için.
    Çay/ kahve ve bununla birlikte tükettiğiniz şeker miktarını sınırlandırın.
    İş arkadaşlarınıza şeker, çikolata yerine taze veya kuru meyve, diyet bisküvi, galeta gibi gıdalardan ikram edin ve ofis ortamında sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmenizi sağlayın.
    Şirket yemeklerini beğenmediğinizde dışardan söylemek yerine imkanınız varsa gidip orda yemeyi tercih edin böylece gün içerisindeki hareketinizi artırmış olacaksınız.
    Şirket yemeklerini beğenmeyip sipariş verdiğinizde fast-food yerine ızgara veya salatalardan (az yağlı- az soslu) sipariş verin.

    Uzm.Dyt.Merve Tığlı Çınar

  • Dünyanın en iyi diyetleri

    Dünyanın en iyi diyetleri

    ABD’nin önde gelen dergilerinden “US News and World Report” 2014 için en iyi diyetleri açıkladı.

    Beslenme uzmanlarından oluşan bir jüri, 32 popüler diyeti değerlendirdi. Listenin ilk sırasında yüksek tansiyonla mücadele diyeti ya da yaygın adıyla DASH diyeti yer alıyor.

    Dört yıldır listedeki birinciliğini koruyan DASH diyeti ABD Sağlık Bakanlığı’na bağlı Milli Sağlık Enstitüsü tarafından geliştirildi. DASH diyeti, benzerlerinin aksine, yeme-içmeyi kesmek ya da sadece belli gıdaların tüketimini tavsiye etmek yerine günlük sodyum alımını sınırlamayı amaçlıyor.

    DASH’in beslenme planında, günde 3 adet tam tahıllı gıda tüketimi, 4 ila 6 porsiyon sebze, 4 ila 6 porsiyon meyve, 2 ila 4 porsiyon süt ürünleri ve birkaç porsiyon beyaz ve kırmızı et, fındık, ceviz ve baklagillerin tüketimi yer alıyor.

    Bu diyeti değerlendiren uzmanlara göre, DASH’in dezavantajları, devam ettirilmesinin bireyler için çok zor olması ve yüksek maliyeti. Yüksek tansiyon şikayeti olanlar için geliştirilen diyet, kolesterolü ve kalp hastalıkları, inme, böbrek taşı ve diyabet riskini düşürmede etkili.

    Listenin ikinci sırasında ise yine Milli Sağlık Enstitüsü’nün geliştirdiği Terapatik Yaşam Şekli diyeti bulunuyor. Kısaca TLC olarak bilinen bu diyetin ana noktası ise doymuş yağ tüketimini kesmek. Bu diyette, günlük kolesterol alımı kısıtlanıyor ve lifli yiyecekler daha fazla tüketiliyor.

    Listenin üçüncü sırasını, Mayo Clinic diyeti, Akdeniz diyeti ve Weight Watchers diyeti paylaşıyor.
    Diyet listesinin en alt sırasında, Taş Devri diyeti ve Dukan diyeti bulunuyor. Taş Devri’nde yaşayan insanlar beslenme alışkanlıklarına benzer bir beslenme tavsiye eden diyet, özellikle geçtiğimiz yıl popülerdi.

    Hayvansal proteinin bol miktarda alınması ve şeker, tahıl, baklagiller ve süt ürünlerinden kaçınılmasını salık veren diyetin faydası, bilimsel yönden henüz kanıtlanmadı. Dukan diyeti de, yüksek protein ve düşük karbonhidrat alımını öneren bir beslenme planı sunuyor.

  • Hangi vitamin, hangi hastalığın nedeni?

    Hangi vitamin, hangi hastalığın nedeni?

    Dr. İbrahim Bağcivan, vücudumuzun ihtiyacı olan vitaminlerin fazla kullanımının, hangi hastalıklara neden olduğunu açıkladı.

    Vitaminler, hayatımızı sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için olmazsa olmaz besin öğelerinden biri. Günümüzde vitaminlerin öneminin anlaşılması, tedavilerin de bir parçası haline gelmesine neden oldu. Ancak yararı sayılamayacak kadar çok vitaminin gereğinden çok alınması bir çok tehlikeyi de beraberinde getiriyor.

    Dr. İbrahim Bağcivan, her ilacın aslında bir zehir olduğunu ve ilacı zehirden ayıran tek özelliğin dozu olduğunu belirterek, “İnsan için en önemli, en hayati olan su bile gereksiz ve fazla tüketildiğinde önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Günümüz tıbbında vitaminlerin hangi şartlarda tedavi amacı ile hangi şartlarda tedbir amacı ile kullanılacağı bellidir” diyor.

    Vitamin eksikliğinin hastalıklara yol açabileceği ilk olarak 1896 yılında anlaşılıyor ve şu sonuç ortaya çıkıyor:

    C vitamini eksikliğinde cilt ve dişeti problemleri.
    A vitamini eksikliğinde görme problemleri.
    D vitamini eksikliğinde kemik problemleri.
    B vitamini eksikliğinde cilt ve sinir sistemi problemleri oluşuyor.
    Vejetaryen beslendiği bilinen kişilerde ise, hayvansal gıda tüketmediklerinden dolayı B12 vitamini eksikliği görülüyor. Bu nedenle vejetaryen beslenmeyi tercih eden kişilere tedbir amaçlı B12 vitaminini öneriliyor.

    Sadece yetersiz beslenme yüzünden olmuyor
    Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde beslenme problemlerinden kaynaklanan vitamin eksikliklerine pek sık rastlanmıyor. Bununla beraber vitamin eksikliği yalnızca yetersiz beslenmeye bağlı olarak ortaya çıkmıyor. Yaşamımızın değişik dönemlerinde artmış ihtiyacın (bebeklik, gebelik, ergenlik) karşılanamaması, diyabet, böbrek yetmezliği, barsaktan emilim bozukluğuyla seyreden hastalıklar, mide ameliyatları, yoğun alkol kullanımı gibi birçok durumda eksiklikler ortaya çıkabiliyor. Vitamin tedavisi denildiğinde bu risk gruplarına özel tedavi yapılması gerekiyor. Ancak günümüzde doğal besinlerle alınması gereken vitaminler ihtiyaç oluşmadan ilaç olarak rastgele alınıyor.

    Fazla alınan A, D, K vitaminlerine dikkat!
    Vitaminler kimyasal özelliklerine göre suda eriyen ve yağda eriyen vitaminler olmak üzere iki gruba ayrılıyor. B ve C vitaminleri suda eriyebildiği için vücudumuzda depo edilmesi söz konusu olmuyor. Bu nedenle eksiklikleri yağda eriyen vitaminlere göre daha sık görülüyor. Fazla tüketilmeleri vücutta birikim yapmadığı için çoğu zaman sorun oluşturmuyor. Yağda eriyen vitaminler (A, D, E, K vitaminleri) fazla alındığında vücutta birikiyor ve kontrolsüz kullanıldığı zaman “hipervitaminoz” denilen vitamin fazlalığına yol açabiliyor. Vitamin eksikliğinin sağlık sorunu olması gibi fazlalığı da sağlık sorunlarına neden olabiliyor.

    D vitamini fazla alındığında: Kalsiyum fazlalığının yanı sıra, D vitamini zehirlenmesine yol açıyor. Artmış D vitamini vücutta fazla kalsiyum emilmesine, dolayısıyla ciddi kalsiyum fazlalılığına neden oluyor. Bu da kalp ve böbrek sağlığı açısından ciddi ve önemli sonuçlar doğuruyor.

    A vitamini fazla alındığında: Ciltte koyulaşmaya, pullanmaya, kafa içi basıncının artmasına, şiddetli baş ağrısına, görme sorunlarına neden olabiliyor.

    K vitamini fazla alındığında: Kanın pıhtılaşmasına yönelik sorunları ortaya çıkarabiliyor.

    Fazla D vitamini almak kandaki kalsiyumu artırıyor
    Vitamin kullanımı ile karşılaşılan sorunlar bu ilaçların ilaç gibi değerlendirilmeyip masum ve zararsız sanılmaları gibi yanlış bir kanıdan kaynaklanıyor. Hal böyle olunca doktor önerisi olmadan, kontrolsüz ve bilinçsiz vitamin kullanımı değişik sağlık sorunlarına da yol açabiliyor. Özellikle ihtiyaçtan fazla alındığında vücutta depo edilebilen yağda eriyen vitaminlerin fazlalığına daha sık rastlanıyor. Fazla alınan vitaminler, bazı sağlık sorunlarına yol açabiliyor:

    D vitamini fazlalığı kan kalsiyum düzeyinde artmaya ve buna bağlı olarak kas krampları, kalp ritim problemleri, kabızlık gibi sorunların oluşumuna neden oluyor.

    A vitamini fazlalığı beyin basıncının artmasına, kas güçsüzlüğüne, baş ağrısına, görme problemlerine yol açıyor.

    C vitamininin vücutta depo edilmemesine rağmen idrarla atıldığından bazı böbrek taşlarının oluşmasını sağlıyor.

    Son dönemlerde yapılan bilimsel çalışmalar da yüksek dozda kullanılan E ve C vitaminlerinin akciğer kanserinin oluşumunu artırdığını gösteriyor.

    Yine yapılan çalışmalarda yüksek doz A, C ve E vitamini kullanmanın mide-barsak, prostat kanserinde kanser gelişimine neden olmasa bile beklenen yaşam süresini kısalttığı, tümörün büyümesine ve ilerlemesine katkı sağladığı gösteriyor.

    Doktora danışmadan almayın
    Günlük ihtiyaç kadar doğal gıdalardan alınan vitaminlerin herhangi bir soruna yol açmadığı biliniyor. Bu nedenlerden dolayı ihtiyaç gruplar dışında sağlıklı beslenmenin vitamin alımı için yeterli olduğu, ek vitamin ihtiyacının ise doktor tavsiyesine göre planlanmasının gerekliliği vurgulanıyor.

    Hangi dönemde hangi vitamin?
    İnternational Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Dr. İbrahim Bağcivan, hangi dönemde hangi vitaminlerin alınması gerektiğini şöyle sıralıyor:

    Süt çocukluğu dönemi: D Vitamini
    Gebelik: Folik asit
    Böbrek yetmezliği olanlar ve diyaliz hastaları: Folik asit, D vitamini
    Mide ve bağırsak ameliyatı geçirenler: B12 vitamini
    Barsaktan emilim problemi ile seyreden hastalıklar: D vitamini, B12
    Yoğun alkol kullanımı: B1, B12
    Şeker hastaları: B1, B6
    Vejetaryen: B12

  • Yağ Yaktıran 14 Kural

    Yağ Yaktıran 14 Kural

    Gerçek anlamıyla kilo kaybı vücudumuzdaki yağları kaybetmekten geçer. Peki bunu nasıl başarabiliriz? Doğru beslenme ve doğru egzersiz yaparak. Önce genel beslenme ilkelerinden başlayalım…

    1- Bol su için: Su metabolizmanın düzenlenmesinde ve vücut reaksiyonlarında görevlidir. Gün içinde içilen iki litre su vücutta enerji oluşumunu artırır ve zayıflamaya yardımcı olur. Aç karna içilen su vücuttan toksik maddelerin atılmasına yardım eder; karaciğer, böbrek ve bağırsaklarda toksin birikimini önler ve yağ yakımına yardımcı olur.

    2- Altı öğün yiyin: Öğün sayısı arttıkça metabolik hızınız artabilir. Üç ana öğün yanında üç-dört ara öğün yapmak yağ yakılmasına yardımcı olur. Ara öğünler ana öğünlere açılan köprüdür. Vücuda sık aralıkla az miktarda yiyecek girerse metabolik hız artar, kan şekeri dengesi kurulur ve zayıflamaya yardımcı olur.

    3- Aminoasit alımı: Proteinler kas yapımında ve doku tamiri için gereklidir. Karbonhidrat ya da yağ açısından kısıtlı diyetlerde vücut, proteini bir enerji kaynağı olarak kullanır. Bu gerçekleştiğinde, kaslarda ve zayıf dokularda kayıp meydana gelebilir. Protein kas oranının azalmasını engelleyebilir. Protein ağırlıklı beslenme metabolizmayı hızlandırır, yağların yakılmasını kolaylaştırır ve iştahı düzenler.

    4- Salatasız kalmayın: Çiğ besin tüketimiyle vücuttan toksin atımı artar. Fazla yağlardan kurtulmak için salata ve çiğ besin tüketimi çok önemlidir. Salata tüketerek daha çok posa ve antioksidan alınır.

    5- Şeker-yağ ilişkisi: Şekerli besin alımıyla kan şekeri hızla yükselir ve pankreastan insülin hormonunun salgılanması uyarılır. İnsülin şekerin hücre içine girip enerjiye çevrilmesinde etkili bir hormondur. Enerjiye ihtiyacı olan hücreler gereksinimlerini insülin yardımıyla karşılarlar. Eğer alınan enerji gereksinimden fazla ise, insülin bu enerjiyi yağ dokusunda depolar.

    6- Kaloriye dikkat: Diyet programlarında amaç kalori yakılmasını artırmaktır. Egzersizle birlikte vücudun harcadığı enerji miktarı artar. Harcamanın artmasıyla günlük beslenmeden alınan kalori harcanır ve yağ yakılması başlar. Günlük diyet programının kalori içeriği kadar besin öğesi içeriği de önemlidir. Vitamin ve mineralden, andioksidan bileşiklerden, posadan yana yeterli bir diyetle yağ yakmayı hızlandırabilirsiniz.

    7- Atıştırmayın: Yağlı cips, çikolata, tuzlu bisküvi, kuruyemiş gibi baştan çıkarıcı besinler vücut yağının miktarını ve kiloyu artırır. Kaçamak anlarında yağsız, tuzsuz mısır patlağı, salatalık, yeşil erik gibi glisemik indeksi düşük besinleri tüketmek kilo vermeye yardımcı olabilir.

    8- Doğru karbonhidratlar: Diyet yaparken kilo vermek ve yağ kaybını görebilmek için glisemik yükü az olan doğru karbonhidratlar seçilmelidir. Bu besinler vitamin, mineral ve posa açısından zengindir ve daha doyurucu olabilir. Düşük glisemik indeksli karbonhidratlarla kandaki insülin düzeyinizi düşük tutarak yemekten sonra vücutta yağ depolanmasını önleyebilirsiniz.

    9- Lifli besinleri tercih edin: Vücuttaki yağ oranını düşürmek için lif miktarı yüksek besinler tercih edilmeli. Posa, yiyeceklerle alınan ve bağırsakta emilmeyen bitkisel liflerdir. Sindirim yolunu takip ederek vücuda girdikleri gibi terk ederler. Lifli yani posalı yiyecekler hem diyet hem de sağlıklı beslenme için çok önemlidir.

    10- Yemeğinizi yavaş yiyin: Kilo alınmasının nedenlerinden biri hızlı yemektir. Yenilen besinin beyne ulaşıp tokluk sinyali vermesi yaklaşık 10 dakika sürer. Bu nedenle yavaş ve lokmaları iyice çiğneyerek yemeniz kilo vermenize yardımcı olabilir.

    11- Aerobik egzersiz yapın: Yağ yakılmasını sağlamak için daha çok kardiyovasküler sistemi çalıştıran aerobik egzersizleri (yürüme, koşma, yüzme, kürek çekme, bisiklete binme) yapın.

    12- Hızı ayarlayın: Yağlar yavaş yakılır ve bu sırada daha fazla oksijene ihtiyaç duyulur. Bu nedenle yeterli oksijeni sağlamak için çalışma yoğunluğunuza dikkat edin.

    13- Süreye dikkat edin: Yağların yanmaya başlaması için egzersiz hiç durmadan en az 15-20 dakika sürdürülmelidir. Haftanın en az üç günü, 30-45 dakika süreyle egzersiz yapın.

    14- Açık havayı tercih edin: Deniz kenarı veya ağaçlık alanlar gibi oksijenin bol olduğu ortamlarda egzersiz yapın.

  • Mucize yöntem diyetleri zarar veriyor!

    Mucize yöntem diyetleri zarar veriyor!

    Zayıflamanın altın kuralı kendinize uygun diyet programını seçmekten geçiyor. Ancak ‘mucize yöntem’ olarak sunulan bazı diyetler vücuda yarardan daha çok zarar veriyor.

    Yüzlerce farklı diyetin iddialı vaatlerle insanlara sunulduğu günümüzde, bazı diyet programları uzun dönemde faydasız olmakla beraber ciddi sağlık sorunlarına da yol açabilir. Huffington Post haber sitesi, en tehlikeli üç diyeti derledi.

    Tek gıda tüketmeyin Buna göre en çok sağlık sorununa yol açacak diyetlerden ilki sadece tek bir ürünün uzun süre tüketilmesine dayanan programlar. Günler boyunca sadece belli bir meyve yenilmesini ya da çorba içilmesini öneren programlarla kalori eksikliği hisseden vücut enerji sağlamak adına kaslardan kaybetmeye başlıyor. Bu durum metabolizmayı uzun dönemde yavaşlatarak diyetten sonra alınacak kalorilerin yakımını engelliyor. Diyetteki yiyeceğin fazlaca tüketilmesi ise şişkinliğe hatta ishale sebep olabiliyor. Sadece proteinden kaçının Tehlikeli bulunan bir diğer diyet ise tamamen protein ağırlıklı olarak beslenmek. Et ağırlıklı beslenme ve karbonhidrat alınmamasıyla vücüt en önemli enerji kaynağından yoksun kalıyor. Dokular ve beyin gibi organlar için hayati öneme sahip olan karbonhidratların bulunmadığı bir diyet, bulantı, ağız kokusu, baş ağrısı, böbrek taşı, gut ve böbrek yetmezliği gibi hastalıklara da sebep olabiliyor.

    Kalori kısıtlamayın Vücudun ihtiyacından az kalori almasına yönelik yöntemler de zararlı. Bunlar uygulandığında vücut daha az kalori ile “idare etmeyi” öğreniyor. Böylece metabolizma hızı düşerken, yağ rezervi artıyor ve en basit fonksiyonlar bile daha uzun zaman alıyor.

  • İtalyan diyeti

    İtalyan diyeti

    İtalyan restoranı Zazie’den özel mönülerle, Diyetisyen Selahattin Dönmez tarafından hazırlanan, bir ayda 5 kilo verdirecek özel bir diyet programı…

    Akdeniz kadınları nasıl oluyor da hep ince kalabiliyor? Hele o italyan mutfağına özgü makarna ve pizzaları düşündüğünüzde bunun mümkün olabileceğine inanamıyor insan. Uzmanlara göre işin sırrı yemekleri neyle ve nasıl pişirdiğinizde yatıyor. İtalyan restoranı Zazie’nin aşçısı Hakan İnce’nin tarifleriyle ve Diyetisyen Selahattin Dönmez’in, bu tariflerle özel olarak hazırladığı listeyi 1 ay boyunca her gün 1 saat yürüyüşle uyguladığınızda ayda 5 kilo vermeniz mümkün.

    1. GÜN

    Kahvaltı
    İnce bir dilim ekmek, 1 tatlı kaşığı ahududu reçeli

    Öğle
    1 ince dilim Zazie pizza, 1 su bardağı az yağlı ayran, 1 porsiyon yeşil salata

    Ara
    1 bardak şekersiz limonata (1 tatlı kaşığı tarçın ilaveli)

    Akşam
    1 porsiyon ton balıklı salata, 1 İnce dilim ekmek

    Zazie pizza tarifi

    Malzemeler:
    210 gr hazır pizza hamuru, 3 domates, 1 çay kaşığı toz kırmızıbiber, 1 çay kaşığı tozşeker, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı domates salçası, 100 gr mozzarella peyniri, 30 gr keçipeyniri, 1 patlıcan (ızgarada kızartılmış)

    Hazırlanışı:
    Domates sos için domateslerin çekirdeklerini temizleyip mutfak robotunda püre haline getirin. Şeker, toz kırmızıbiber, salça ve zeytinyağını ilave edip pütürsüz bir kıvam elde edinceye kadar çırpın.

    Pizza hamurunu un serpilmiş tezgahın üzerinde açıp yağlanmış yuvarlak pizza tepsisine elinizle bastırarak çok ince açın. Üzerine sırasıyla domates sos sürün, dilimlenmiş mozzarella peynirini serpiştirin, patlıcan dilimlerini yerleştirin, kıyılmış taze fesleğen ve en son olarak keçipeynirini serpiştirin. 260 dereceye ayarlı fırında 8-10 dakika kadar pişirin.

    2 dilim 425 kalori.

    2. GÜN

    Kahvaltı
    Yarım yumurta, yarım su bardağı taze sıkılmış havuç suyu, yarım ince dilim ekmek

    Öğle
    1 tabak mercimek yemeği, 3 yemek kaşığı yoğurt, salata

    Ara
    1 küçük boy şeftali

    Akşam
    1 porsiyon teriyaki soslu somon, 1 porsiyon roka salatası, 1 ince dilim ekmek

    Teriyaki Soslu Somon tarifi

    Malzemeler:
    1 dilim fileto somon balığı, 1 kahve fincanı Mirin teriyaki sos, 1 adet yeşil limon

    Hazırlanışı:
    Teriyaki sos için Mirin teriyaki sosu, sos tenceresinde ısıtın. Bir yeşil limonun suyu ve rendelenmiş kabuğunu ekleyin. Bir taşım kaynatıp ocaktan alın. Sos ılındıktan sonra süzerek bir kaseye ya da sos şişesine aktarın. Somon balığını ince fileto olarak hazırlayın. Izgarada her iki tarafını kızartın. Fırın tepsisine aktarıp 5 dakika kadar kızartın ve fırından çıkarıp sosu üzerine gezdirerek dökün. Tekrar fırına verip 1 dakika daha pişirin. Fırından alıp servis tabağına aktarın.

    1 Porsiyon 315 kalori.

    3. GÜN

    Kahvaltı
    3/4 su bardağı süt, 3 yemek kaşığı müsli, 5 adet fındık (Bir kapta karıştırılacak)

    Öğle
    1 porsiyon kurutulmuş domatesli makarna, 1 tabak yeşil salata

    Ara
    1 fincan sıcak süt

    Akşam
    1 ince dilim yağsız biftek, 1 porsiyon Akdeniz salatası, 1 ince dilim ekmek

    Kurutulmuş Domatesli Makarna (Paccheri) tarifi

    Malzemeler:
    1 su bardağı Paccheri makarna , 4-5 yaprak kurutulmuş domates, 4-5 badem, 3 dal taze fesleğen, 1 çorba kaşığı krema, 30 gr parmesan peyniri, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı

    Hazırlanışı:
    Makarnayı bir tutam tuz ve bir tatlı kaşığı sıvıyağ ilave edilmiş kaynar suda, diri kıvamda 7 dakika kadar haşlayın. Süzüp soğumaya bırakın. Kurutulmuş domatesleri ince zar şeklinde kesip yumuşaması için bir tatlı kaşığı kadar zeytinyağında bekletin. Soyulmuş badem, kıyılmış fesleğen, parmesan, kurutulmuş domates ve kremayı tavada ısıtın. Makarnayla karıştırıp servis yapın.

    1 Porsiyon 305 kalori.

    4. GÜN

    Kahvaltı
    1 kâse az yağlı yoğurt, 4 adet taze kayısı, 2 adet grissini

    Öğle
    1 porsiyon Zazie salata, 1 su bardağı sıkılmış elma suyu, yarım ince dilim ekmek

    Ara
    2 adet taze incir

    Akşam
    1 kâse mercimek çorbası, 1 dilim ekmek, 1 orta boy armut

    Zazie salatası tarifi

    Malzemeler:
    1/2 demet roka, 1 avuç Akdeniz yeşillikleri, 50 gr keçipeyniri, 1 portakal, 1 greyfurt, 1 çorba kaşığı zeytinyağı, 1 çorba kaşığı limon suyu.

    Hazırlanışı:
    Sos için zeytinyağı ve limon suyunu bir kasede karıştırın. Akdeniz yeşillikleri ve rokayı yıkayıp iyice kurulayın. Elinizde irice parçalara ayırın ve sosu üzerine gezdirerek dökün. Portakal ve greyfurtun kabuklarını ve dilimlerin ince zarlarını da temizleyin. Keçipeyniri ile servis edin.

    1 porsiyon 180 kalori.

    5. GÜN

    Kahvaltı
    1 dilim ekmek, 1 tatlı kaşığı labne peyniri, domates – salatalık

    Öğle
    1 tabak tavuk sote yemeği, 1 İnce dilim tahıllı ekmek, 1 kâse cacık

    Ara
    1 yemek kasığı siyah çekirdekli kuru üzüm

    Akşam
    1 adet közlenmiş kabak ve patlıcan, 1 tabak fıstıklı – kekikli makarna, 1 tabak salata

    Fıstıklı-kekikli makarna tarifi

    Malzemeler:
    1 su bardağı kalem makarna, 1 çorba kaşığı çam fıstığı, 3 kiraz domates, Bir tutam taze kekik, 1 çorba kaşığı kıyılmış taze fesleğen, 2 diş sarımsak, Yarım patlıcan

    Sos için: 1 kahve fincanı yoğurt, 1 tatlı kaşığı krema, 2 diş ezilmiş sarımsak, Bir tutam tuz.

    Hazırlanışı:
    Makarnayı bir tutam tuz ve bir tatlı kaşığı sıvıyağ ilave edilmiş kaynar suda diri kıvamda 7 dakika kadar haşlayın. Fıstıkları teflon bir tavada kızarıncaya kadar kavurun. Domateslerin çekirdeklerini temizleyip taze fesleğen ve kekikle marine edin. Patlıcanların kabuklarını alacalı soyup zar şeklinde doğrayın. Tuzlu suda 10 dk. bekletin. Süzüp kurulayın ve zeytinyağında kızartın. Fıstıklar, kekikli domates ve patlıcanı teflon tavada 1-2 dakika soteleyin. Sos malzemelerini mutfak robotunda iyice çırpın. Makarna, sebze ve sosu iyice karıştırın. 1 porsiyon 275 kalori

    6. GÜN

    Kahvaltı
    1 kâse doğranmış karışık meyve salatası
    1 su bardağı süt

    Öğle
    1 porsiyon avokadolu salata, 1 dilim çavdar ekmeği

    Ara
    1 küçük muz

    Akşam
    1 porsiyon ızgara köfte, 1 İnce dilim kepekli ekmek, 1 tabak maydanozlu domates salatası

    Avokadolu salata

    Malzemeler:
    1 avokado, 10 yaprak marul, 1 tatlı kaşığı kapari çiçeği, 3 yaprak kurutulmuş domates, yarım kırmızı soğan, 30 gr parmesan peyniri, 2 diş sarımsak, 1 çorba kaşığı krema, 1 çay kaşığı hardal, 2 dilim köy ekmeği

    Hazırlanışı:
    Marulları yıkayıp elinizle irice doğrayın. Geniş bir kaba alıp kapari çiçeği, zar şeklinde doğranmış kurutulmuş domates ve halka şeklinde doğranmış kırmızı soğanı ilave edin. Sos için krema, hardal ve kıyılmış sarımsakları iyice karıştırın. Salataya ekleyerek harmanlayın. Servis tabağna alıp kızartılmış köy ekmeği, parmesan peyniri ve dilimlenmiş avakado ile süsleyerek servis yapın.

    1 porsiyon 200 kalori.

    7. GÜN

    Kahvaltı
    3 adet yeşil zeytin, 1dilim kaşar peyniri, 1 ince dilim çok tahıllı ekmek

    Öğle
    1 ince dilim hindi ızgara, 1 adet haşlanmış patates, söğüş domates – salatalık

    Ara
    10 adet tuzsuz badem

    Akşam
    1 tabak haşlanmış karışık sebze, 1 su bardağı ayran

  • “Forma gir, formda kal” diyeti

    “Forma gir, formda kal” diyeti

    Genellikle bu diyeti uygulayanlar hafta içi rejime girip, hafta sonu serbest besleniyorlar. Haftada 2 kilo verdirmeyi amaçlayan bu rejimi ideal kiloya ininceye kadar uygulayabilirsiniz. Bu diyet, beslenme alışkanlıklarınızı düzenlemeyi ve daha sonra bunları bir yaşam tarzı haline dönüştürmenizi amaçlıyor. Asıl hedef noktası kilo kaybını kalıcı bir hale getirmek. 5 günlük ‘forma gir formda kal’ diyetini, zayıflamaya karar verdikten hemen sonra uygulayabilirsiniz. Bu rejimin bir diğer özelliği, esnek oluşu. Yani 3 ana öğünde yiyeceklerinizi 6 ara öğüne bölerek de alabilirsiniz.

    Hedef haftada 2 kilo!
    5 günlük “Forma Gir, Formda Kal” diyetini uygulayarak ve düzenli olarak egzersiz yaparak, her hafta 2 kilo verebilirsiniz.

    Bir ay boyunca bu rejimi uyguladıktan sonra, verdiğiniz kiloları geri almamak için şu tavsiyelere uymanızda yarar var:

    • Yağlı süt yerine az yağlı veya yağsız süt içmeyi tercih edin.
    • Alışveriş yaparken üzerinde az yağlı yazan yoğurtları tercih edin.
    • Salatalarınıza sos veya mayonez kullanmayın.
    • Kaşar ve tulum peyniri yerine az yağlı beyaz peyniri tercih edin.
    • Kızarmış yiyecekler yerine haşlanmış veya ızgara olanları tercih edin.
    • Kırmızı et yerine balık ve tavuk yiyin.
    • Zengin soslu ve kremalı yiyeceklerden uzak durun. Canınız çok istediğinde haftada bir kez olmak koşuluyla yiyebilirsiniz.
    • Haftada dört gün en az yarım saat egzersiz veya yürüyüş yapın

    ‘Forma gir formda kal’ diyeti

    Kahvaltı
    1. seçenek – 1 bardak süt, 1 bardak meyve suyu, 1 orta boy muz.

    2. seçenek – 1 tas sütlü cornflakes, 1 küçük dilim peynir,1 elma.

    3. seçenek – 1 katı pişmiş yumurta, 1 dilim reçelli tost ekmeği, 1 kase meyveli yoğurt

    4. seçenek – Yarım taze greyfurt, 1 çay kaşığı bal, 1 dilim tost ekmeği, 1 kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir.

    5. seçenek – 1 dilim kepek ekmeği, 1 çay kaşığı tereyağı, 1 çay kaşığı marmelat, 1 bardak elma suyu veya portakal suyu.

    6. seçenek – 1 bardak süt ve 3 çay kaşığı kakao ile hazırlanmış sıcak kakao, 2 diyet bisküvi ve iki çay kaşığı krem peynir.

    Öğle yemeği
    1. seçenek – 1 domates, 50 gr. Dardanel ton balığı, 1 çay kaşığı mayonez, 1 kaşık haşlanmış mısır, kıvırcık salata, 1 salatalık, 1 kaşık zeytinyağı ve limonla hazırlanmış salata. Ardından 1 orta boy muz.

    2. seçenek – 2 ince dilim ekmeği, 2 çay kaşığı tereyağı, 2 dilim peynirle hazırlanmış sandöviçin yanında 1 bardak portakal suyu ve elma.

    3. seçenek – 1 tas domates veya karışık sebze çorbası, üzerine krem peynir sürülmüş 1 dilim tost ekmeği, 1 dilim karpuz.

    4. seçenek – 1 katı pişmiş yumurta, 1 tabak yağsız yeşil salata, 50 gr. haşlanmış tavuk eti, 1 portakal.

    5. seçenek – 1 tas yoğurtlu çorba (3 kaşık haşlanmış lapa pirince, 3 kaşık yoğurt ve bir miktar sıcak su ilave ederek karıştırın, üzerine nane serpin.) 2 adet ızgara köfte, 1 tabak söğüş doğranmış salatalık ve domates.

    6. seçenek – Balık şnitzel (2 orta büyüklükte balık filetosunu galeta ununa batırarak hafif yağda kızartın), 1 tabak mevsim salata, 1 salkım üzüm.

    7. seçenek – 80 gr. tavuk eti, 30 gr kereviz, marul ve bir çorba kaşığı zeytin yağıyla hazırlanmış tavuk salatası, 1 dilim ekmek, 1 armut.

    8. seçenek – 1 tabak domatesli spagetti (30 gr spagetti makarnayı haşlayın, diğer tarafta bir çay tabağı dilinmiş kuru soğanı yağda kavurun ve domatesi üzerine doğrayarak sos haline getirin, makarnanın üzerine dökün),1 bardak ayran.

    9. seçenek – Izgarada kızartılmış 60 gr hamburger eti, 1 tabak söğüş doğranmış domates ve salatalık, 1 elma.

    10. seçenek – 1 tas domates çorbası, 1 tabak lahana salatası (50 gr turp, 140 gr kırmızı lahana, marul ve 1 çorba kaşığı zeytinyağı ile hazırlayın), 1 dilim kepek ekmeği.

    Akşam yemeği
    1. seçenek – 1 tas mercimek çorbası, 100 gr haşlanmış tavuk, 1 tabak haşlanmış sebze, vanilyalı bir top dondurma.

    2. seçenek – 3 adet haşlanmış sosisin yanında 1 haşlanmış patates, yeşil soğan ve maydanozla hazırlanmış patates salatası,1 kase meyveli yoğurt.

    3. seçenek – 1 tas domates çorbası, 3 adet etli kabak dolması, 1 tabak meyve salatası.

    4. seçenek – 1 tabak yağsız makarna, 2 adet ızgara balık, 2 top meyveli dondurma.

    5. seçenek – 2 yumurta, 100 gr haşlanmış mantar, biraz peynir, maydanoz ve margarinle hazırlanmış mantarlı omlet, 1 bardak ayran, 1 elma.

    6. seçenek – 1 tas sebze çorbası, 3 köfte, 1 tabak havuç salatası, 1 şeftali.

    7. seçenek – 1 tabak menemen (2 küçük domates, 1 yumurta, 1 yeşil biber ve 1 tutam karabiber ile hazırlayın), 1 dilim kızarmış ekmek, 1 tas yoğurt.

    8. seçenek – 80 gr haşlanmış alabalık, yanında 1 tabak rendelenmiş havuç ve 1 orta boy haşlanmış patates.

    9. seçenek – 1 tabak ton balıklı makarna (1 tabak haşlanmış makarnanın üzerine 20 gr taze ton balığını, 1 domates ve bir avuç maydanozu doğrayın), 1 muz.

    10. seçenek – 1 tabak peynirli patates salatası (100 gr haşlanmış patates, 1 diş sarımsak, 10 gr dil peyniri, kıvırcık, maydanoz ve 1 çorba kaşığı zeytinyağı ile hazırlayın) , 2 grisini, 1 portakal.

  • Çiğ badem ile kilo verme…

    Çiğ badem ile kilo verme…

    diyet yapan iki grup belirleyen araştırmacılar 10 hafta boyunca ilk gruba düşük kalorili diyet ve ara öğünde belli bir miktar badem verdi. Badem verilen grubun kilosunda yüzde 18’lik azalma görülürken, badem yemeyen diğer grubun kilosundaki düşüş yüzde 11 oldu. Ayrıca ilk grubun bel çevresinde görülen yüzde 14’lük azalma, diğer grupta yüzde 9’da kaldı.

    KANSERDEN KORUYOR 

    Bu verilerin ardından bademin diyet reçetelerine eklediğini anlatan Beslenme Uzmanı Dr. Ayça Kaya şu bilgileri verdi:

    “Uzun yıllardır yağlı tohumlar dediğimiz bir grup yiyecek olan ceviz, badem, fındık, çekirdek, fıstık gibi yiyeceklerin içerdikleri kaliteli yağ asitleri sayesinde kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucu olduklarını biliyorduk. Ancak bu yiyecekler yağlı oldukları kalori değerleri de yüksek olduğu için kilo aldırır endişesi ile hastalarımıza pek önermiyorduk. Şimdi ise belli bir sayıda da olsa verebiliyoruz.”

    Bademde çinko, demir, kalsiyum, potasyum, E vitamini gibi mineraller ve vitaminler bulunuyor. Ayrıca içerdiği ‘amigdalin’ maddesi kanserden koruyor. Bununla birlikte Ko-enzim Q10 ve Omega-3 seviyesi çok yüksek olduğu için tavsiye ediliyor. Bu enzim ve yağ asidi kalp damar hastalıklarından koruyor ve yaşlanmayı geciktiriyor. Bademi düzenli tüketmek kötü kolesterol olan LDL’yi yüzde 6 ila yüzde 15 oranında da düşürüyor.

    Dr. Ayça Kaya, bademin kaliteli protein içermesi ve sağlıklı yağlardan zengin olması sayesinde tok tuttuğunu vurgulayarak bademin avantajlarını şöyle sıralıyor: “Lif oranı yüksek olduğu için bağırsak hareketlerini artırıyor. Kolaylıkla her yere taşınıp tüketilebiliyor.”

    Çiğ ve tuzsuz olanını tercih edin, bir defada 15 taneden çok yemeyin 

    – Çiğ,kavrulmamış ve tuzsuz olanını satın alın.

    – Mümkünse kabuklu ve kabuğu kolay kırılabilir olandan tercih edin.

    – Bir defada 15 taneden fazla yemeyin. İşyerinizde ve çantanızda 15’lik küçük paketler şeklinde de bulundurabilirsiniz.

    – Ara öğünlerde özellikle tercih edin. Az yağlı süt ve ayranla birlikte mükemmel bir ikili oluşturuyor.

    – Meyveleri bademle birlikte yediğinizde glisemik endeksi düşürmüş olursunuz bu da daha tok kalmanızı sağlar.

    – Yiyecek bir şey bulamadığınızda da 50 tane bademi bir öğün olarak da tüketebilirsiniz.

  • Kar diyeti

    Kar diyeti

    Diyetisyen Güneş Aksüs, havaların iyice soğuması ve kar yağışının başlaması ile birlikte iştahı açılanlara önerilerde bulundu.

    Sadece danışanlarımdan duyduğum cümle değil bu, ben de böyle soğuk havalarda sizlerle aynı hisleri yaşıyorum. Çok üşüyoruz, ısınmaya çalışıyoruz ve vücudumuz da bizden sürekli karbonhidrat istiyor. Nedense böyle havalarda hepimizin aklına salep, sıcak çikolata gibi yoğun içecekler… Mantı, makarna, börek gibi hamur işleri…

    Çayın yanında kurabiyeler, kekler geliyor. Ben diyet yapanlarla buluştuğum için canım çekiyor ve yemiyorum diyenler bu ara artıyor. Moda’da Tatlı Köşem’in sahibi yakın arkadaşım, çok güzel pastalar yapıyor. Bu dönemlerde onun yüzü gülüyor. Havalar çok soğuduğunda kek ve kurabiye satışlarının arttığını söylüyor. Öyle böyle bir fark değil, yetiştiremiyoruz diyor. Demek ki insanlar bu güzel manzara karşısında keyif yapmayı da seviyorlar. Bu keyif vücuttan gelen “Isınmak istiyorum, karbonhidrat yolla” sözleri ile buluşuyor. Kar İstanbul’da çok da uzun süre kalmadığı için özlüyoruz ve biraz da aslında karın tadını çıkarmaya çalışıyoruz. Dışarıda kar yağarken, evde pencerenin önüne oturup sıcak bir salep içelim desem kim hayır der ki… İşte diyetlerin bittiği anlardan bir tanesi.. Ama durun, size güzel bir kar diyeti hazırladım. Bu havalarda bu diyet ile kilo vermeye devam edebilirsiniz. Kilo almaya izin verirseniz, kar gittiğinde çok da “mutlu” olmayacaksınız. Mümkünse spora da bu dönemde özellikle gitmelisiniz. Evde yürüyüş bantında veya spor salonunda yürümeniz en iyisi.. Bu havada dışarıda çok ama çok yavaş ve dikkatli yürüyebilirsiniz, bu da pek spor yerine sayılmayabilir. Yemeklerde salata tüketimi bu dönemde azalıyor. Soğuk bir şey yemek kimsenin içinden gelmiyor. Bu sebeple lif tüketimi azalıyor ve biz daha çok acıkıyoruz. Bu sebeple ne yerseniz yiyin, yanında mutlaka sebze yemeği veya sebze salatası tüketin. Sıcak yiyebileceğiniz lif miktarını artırın.

    Kar diyeti
    (Miktarları yazmıyorum çünkü porsiyonlar kişiye göre değişir. Bu liste, çok tatlı yemek istediğiniz bu soğuk karlı günlerde nasıl beslenmeliyiz sorusuna cevap olarak hazırlandı. Bu şekilde beslenmek sizi hem tok tutar hem de karbonhidrat isteğini giderir ve kilo almanıza engel olur.)

    Kahvaltı
    1 haşlanmış yumurta
    1 dilim peynir
    Zeytin
    1 tatlı kaşığı tahin-pekmez
    Tam buğday ekmeği
    Maydanoz
    Biber

    Ara
    Kuru meyveler, kuru yemiş (ceviz veya badem)

    Öğle
    Kepekli lavaş arasında ızgara tavuk veya köfteler salçalı, baharatlı soslar kullanılabilir.
    İçine közlenmiş biber, domates, kabak vb… konabilir.

    Ara
    Meyve

    Akşamüzeri
    1 bardak süt (içine 1 çay kaşığı toz salep veya 1 çay kaşığı sıcak çikolata tozu.)

    Akşam
    1 kâse çorba (tarhana, mercimek)
    1 tabak kıymalı/etli sebze yemeği
    Yoğurt

    Gece
    1 bardak sıcak süt (içine sadece toz tarçın)

    Not: Salep ve sıcak çikolatanın light, şekersiz veya yağı azaltılmış olanı var mı baktım ama göremedim. Ben araştırmaya devam ederim, eğer üzerinde yağı azaltılmıştır veya şekersizdir yazanı görürseniz onu alın. Ama normal salep veya çikolata aldıysanız listede olduğu gibi tam bir paket kullanmak yerine, 2-3 bardağa bölün ve sadece aromasından faydalanarak mutlu olun.

    Ne içelim?

    Arada sıcak bir şeyler içmek size çok iyi gelecek. Çünkü bu havalarda daha az su içiyoruz. Aradaki içeceklerle sıvı tüketimini artırmak iştahımızı da kontrol etmemizi kolaylaştırır.

    Örnek: Sabah uyanınca, 1 bardak ılık su (limonlu olabilir), gün boyu aralarda su içmeyi unutmayın

    Aralarda şekersiz çay, ıhlamur
    Günde 2 yeşil çay
    1 çözülebilir veya filtre kahve
    1 sade Türk kahvesi

    Not: Şekersiz içemeyenler için tatlandırıcı (stevia veya sükraloz) tavsiye ederim.

    HTHayat