Etiket: beslenme

  • Kan Grubuna Göre Beslenme Programı

    Kan Grubuna Göre Beslenme Programı

    Diyetisyenler yaptıkları araştırmalar sonucunda kan grubuna göre beslenme programı oluşturdular. Diyetisyenlerin yiyerek de zayıflamanın mümkün olduğunu, bunun için de kan grubuna göre diyet yapılmasını tavsiye ediyor. Bu diyetle haftada 3-4 kilo verebilirsiniz.
    İşte kan grubu diyeti nasıl yapılır diyet listesi

     

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

    Öğün Kan Grubu 0 Kan Grubu A Kan Grubu B Kan Grubu AB
    Kahvaltı   1 muz, armut, elma   2 dilim tam tahıllı fıstık ezmeli ekmek ve 1 küçük bardak  greyfurt suyu   1 bardak yağsız süt, kepekli        kahvaltı gevreği ve 1 muz  1 bardak süt, kahvaltı gevreği ve 1 bardak ananas suyu
    Öğle    1 küçük konserve ton balığı, marul salatası, zeytinyağlı ıspanak    2 dilim tam tahıllı ekmek 1 kase sebze çorbası ve3 kuru kayısı 1 haşlanmış patates, kibrit kutusu peynir ve salata Mozzarella peyniri ve domatesten yapılmış salata 2 dilim çavdar ekmeği ve bir kivi
    Akşam Közlenmiş kırmızı biber, tatlı patates ve soğan ile küçük yağsız ızgara biftek Mercimek, yeşil fasulye, kahverengi pirinç, ceviz, marul, kereviz ve kırmızı soğandan yapılmış zeytinyağlı salata, Kuzu kebap, esmer pirinç ve yeşil salata Hindi göğsü, esmer pirinç, brokoli, soğan, karnabahar, havuç ve mantardan oluşan zeytinyağlı salata
    Ara Öğün Erik 1 avuç kiraz 1 kase yağsız yoğurt 2dilim kurabiye 1 avuç üzüm
    Alacağınız Kalori Miktarı 1,000 1,150 1,200 1,200

     

  • Bağlı kalınca, her diyet sonuç veriyor

    Bağlı kalınca, her diyet sonuç veriyor

    Atkins’den Weight Watchers‘a, tüm diyetlerin aslında benzer sonuçlar verdiği; kilo vermek isteyenlerin kendilerine en kolay gelen diyet yolunu seçmeleri gerektiği kaydedildi.

    Amerikan Tıp Derneği dergisinde yayımlanan araştırma, 48 ayrı deneyden alınan sonuçları kapsıyor.
    Araştırmayı yürüten Kanadalı ekip, bir diyete bağlı kalmanın, diyetin kendisinden daha önemli olduğu sonucuna vardı.
    Obezite uzmanları tüm diyetlerin kalori miktarını benzer düzeye düşürmesinin, bu sonucu açıkladığını kaydediyor.
    Diyetler düzenli olarak moda oluyor ve sonra gözden düşüyor. Şu sıralarda düşük karbonhidrat ve düşük yağ diyetlerinin yararları tartışılıyor.
    Ontario’daki McMaster Üniversitesi ile Toronto Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nden bilim insanları, yüksek kilolu olup diyet yapan 7.286 kişiden alınan verileri inceledi.
    İncelenen diyetler arasında Atkins, South Beach, Zone, Biggest Loser, Jenny Craig, Nutrisystem, Volumetrics, Weight Watchers, Ornish ve Rosemary Conley adlarıyla bilinen rejimler bulunuyordu.
    12 aylık bir süre ardından düşük karbonhidrat ve düşük yağ diyetleri yapanlar, ortalama 7,3 kg. kaybetti. İlk altı ayda düşük karbonhidrat diyeti yapanların kilo kaybı, biraz daha yüksek oldu.
    Raporda, “Diyetler arasındaki fark az ve kilo kaybetmek isteyen kişiler açısından önemsiz. Bulgularımız diyetisyenler ve toplum tarafından olumlu görülmeli; zira diyet alanında herkese uyabilen tek bir kalıp yok. Birçok farklı diyetin, önemli oranda kilo kaybı sağlayabildiği görülüyor. Dolayısıyla diyet yapanlar, en çok kilo kaybı sağlayan yöntemler arasında, kendileri açısından en az zorluk yaratanı seçebilir.” denildi.
    diyet
    Ancak söz konusu çalışmada , diyetlere göre değişebilen kolesterol düzeyi gibi, daha geniş çaplı sağlık sorunları incelenmedi.
    Obezite konusunda hükümete danışmanlık yapan, Oxford Üniversitesi’nden Prof. Susan Jebb, diyetlerin aslında birbirlerine, göründüklerinden daha fazla benzediğini kaydederek günlük kalori miktarının 1500’e düşürülmesi, belirli yemek saatlerine bağlı kalınması, bisküvi, pasta ve çikolata gibi besinlerden uzak durulması konularında birleştiklerini söyledi.
    Prof. Jebb, “mesele diyete bağlı kalınması. Diyete ne kadar süreyle, ne derecede bağlı kaldığınız önem taşıyor.” dedi ve insanların yaşam tarzlarına uyumlu diyetler uygulamasını önerdi.
    Vejateryenlerin yüksek proteinli, düşük karbonhidratlı diyetlere uymalarının sorunlu olacağı; tek başına yaşayan insanların, tüm aileye yemek hazırlamak zorunda olan kişilere kıyasla, çorba diyetini daha kolay bulabileceği belirtiliyor.

  • Eksik Diş Şişmanlatıyor

    Eksik Diş Şişmanlatıyor

    Ağız ve diş sağlığına önem veren ülkelerde diş hekimine 6 ayda bir gitme zorunluluğu varken ülkemizde sürekli ertelenip, son ana kadar beklenmekte!

    Ağzımızda bulunan her bir dişin ayrı görevi olduğunu belirten Hospitadent Yönetim Kurulu Üyesi Dt. Selçuk Özbölük, “Birinin eksikliği sindirim sistemimizde problem yaratıyor. Eksik diş nedeniyle yeterince çiğnenmeyen ve öğütülmeyen besinler, bütün olarak yutulduğunda hazımsızlık, şişkinlik ayrıca gastrit ve ülser gibi mide problemlerine yol açıyor” dedi. Sağlıksız beslenme ve hareketsizliğin doğal sonucu olarak karşımıza çıkan obezitenin, başka bir nedeninin de diş eksikliği olduğunu söyleyen Dt. Selçuk Özbölük, “ Diş eksikliği nedeniyle iyi çiğnenmeden yutulan yiyeceklerin yağ olarak vücutta depolanıyor olması göz ardı edilemez” dedi. Diş eksikliğinden kaynaklanan problemlerin bununla bitmediğini, eksik bir dişin komşu dişleri etkileyip, boşluklara doğru ilerlemesine sebep olacağını ifade eden Dt. Selçuk Özbölük, buna bağlı olarak da kapanış bozuklukları ortaya çıkıyor. Tek taraflı çiğnemeler de ise tüm kuvvetin tek tarafa verilmesi çene eklemi ağrılarına yol açıyor. Sağlıklı bir çiğneme ancak çift taraflı ve dengeli yapıldığı zaman gerçekleşir. Bu nedenle eksik diş nedeniyle tek taraflı çiğneme varsa implant ya da protezlerle mutlaka telafi edilmelidir” diye konuştu. Eksik dişin beden sağlığımız dışında psikolojik olarak da bizi mutsuz ettiğini belirten ve ülkemizdeki 65 yaş üzeri dişsizlik oranının yüzde %67 olduğunu hatırlatan Selçuk Özbölük,“ Yetişkin bireylerin yedide birinde yetersiz ağız sağlığının psikolojik ve sosyal huzura etkisi olduğu, tat almayı, iletişimi, sosyal ilişkileri ve diğer günlük aktiviteleri azalttığı görülmüştür. Araştırmacılar yetişkinlerin diş kayıplarına olan reaksiyonlarını; öz-güven kaybı ve öz-imaj değişimi, yoksunluk, görünüşlerinden hoşnutsuzluk ve kendilerini daha ileri yaşlarda algılama şeklinde sıralamışlardır” dedi.

  • Düz Bir Karın İçin Ne Yemeli?

    Düz Bir Karın İçin Ne Yemeli?

    Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık, düz bir karın için ne yemeli resimli makalemizi göbek bölgesindeki yağlanmadan şikayetçi olup, göbek eriten besinleri öğrenmek isteyen kişiler için hazırladık.
    İnce bir bel, göbeksiz fit bir vücut hemen hemen herkesin hayalidir. Araştırmalar gösteriyor ki bazı besinler yağ yakımını hızlandırarak, zayıflamayı kolaylaştırıyorlar.
    Elbette yalnızca bu gıdalarla beslenmek yetmez, zayıflama programımızı sporla, dengeli bir diyetle desteklemek şart.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

    Dümdüz Bir Göbek İçin

    Düz Bir Karın İçin Ne Yemeli?
    Düz Bir Karın İçin Ne Yemeli?

    Badem
    Badem düz bir karın için ne yemeli sorusuna verilecek ilk cevaplardandır.
    Bu müthiş besin, yüksek E vitamini içeriği ile yalnızca cildinize yararlı olmakla kalmaz,
    lif yönünden zengin yapısıyla uzun süre tokluk hissi verir.
    2007 yılında Purdue Üniversitesi araştırmacıları yaptıkları çalışmalarda
    bademin yüksek kalori içermesine rağmen göbek bölgesinde
    yağlanmaya neden olmadığını tespit ettiler.
    Ara öğünler için tok tutan ve göbek yapmayan bir gıda arıyorsanız
    badem sizin için mükemmel bir seçenektir.

    Düz Bir Karın İçin Ne Yemeli?
    Düz Bir Karın İçin Ne Yemeli?

    Elma Sirkesi
    Bedeninize hızla detoks uygulayıp, kısa sürede yağ yakmak istiyorsanız size elma sirkesini öneririz.
    Sirke bağırsaklardaki zararlı bakterileri öldürür, bedeni toksinlerden arındırır.
    Elma Sirkesi göbek eriten içeceklerdendir.
    Her sabah bir bardak ılıkla sıcak arası suya 1 tatlı kaşığı elma sirkesi
    ve 1 çay kaşığı bal ekleyip için bu kısa sürede zayıflamanızı
    göbek yağlarınızdan kurtulmanızı sağlayacaktır.
    Göbek Eriten 5 Muhteşem İçecek resimli makalemiz için tıklayınız

    Göbek Eriten Muhteşem 5 İçecek

    Düz Bir Karın İçin Ne Yemeli?
    Düz Bir Karın İçin Ne Yemeli?

    Kızılcık Suyu
    Kızılcık, antioksidan deposu olmasının yanında, idrar söktürücü etkisi ile de bilinir.
    Bu şu anlama gelir, bedendeki ödem, bizi şişman gösteren fazla su, kızılcık suyu ile bedenimizden atılır.
    Her sabah 1 bardak şekersiz kızılcık suyu için, farkı görün.

    Göbek Eriten Besinler
    Göbek Eriten Besinler

    Sarımsak
    Bu sebze, nefesinizin kötü kokmasına sebep olabilir, fakat o kadar faydalı bir gıdadır ki
    bu özelliği göz ardı edilip, her gün muhakkak, en az bir diş tüketilmelidir.
    Sarımsağın içeriğinde allicin maddesi bulunur, bu madde zararlı virüs ve bakterilerle
    savaşıp onları yok eder.
    Sarımsak ayrıca düz bir karına sahip olmak için de oldukça etkilidir.
    Kokusundan kurtulmak için, sarımsak yedikten sonra ağzınıza bir kaç tane nane atın.

    Göbek Eriten Besinler
    Göbek Eriten Besinler

    Yeşil Yapraklı Sebzeler
    İnatçı göbek yağlarını eritmenin yollarını arıyorsunuz,
    o zaman size önerimiz her öğününüzde muhakkak yeşil yapraklı sebzeler bulunsun.
    Lahana, ıspanak, marul ve diğer yeşil yapraklı sebzeler
    son derece düşük kalori içerir, lif doludur,vitaminler ve mineral deposudur.

    Göbek Eriten Besinler
    Göbek Eriten Besinler

    Yulaf
    Bu gıda tok tutmakla kalmıyor, kısa sürede kilo vermenize de yardımcı oluyor.
    Sabah kahvaltıda yiyeceğiniz yulaf ezmesi, size düşük kalori sağlayıp, uzun süre tokluk hissi veriyor.
    Yulafın ayrıca kolestrolü düşürme ve doğal yoldan enerji sağlama gibi özellikleri de vardır.

    Göbek Eritme
    Göbek Eritme

    Nane
    Nane, mide için şifa verici ve yatıştırıcı bir bitkidir.
    Göbek eritmede nane ile yapılan kürler oldukça etkilidir.
    Bu bitki sizi zayıflatmakla kalmıyor, cildinizi içten temizliyor.

    Göbek Eritme
    Göbek Eritme

    Domates
    Antioksidan dolu, lezzetli bir sebze olan domates kilo vermektede oldukça etkilidir.
    Domates yağ yakan ve yağlarla savaşan sebzelerdendir.
    Bedende birikmiş fazla ödemi atar, zayıflamaya yardımcı olur.
    Salatalarınızda bu sebzeyi muhakkak eksik etmeyin.

    Göbek Eriten İçecekler
    Göbek Eriten İçecekler

    Yeşilçay
    Çalışmalar gösteriyor ki yeşilçay yağ yakımı ve metabolizma hızını artırmakta oldukça etkili bir bitkidir.
    Dahası vücuttan ödemi atarak, şişkinliği alır, hızla kilo vermenizi sağlar

  • Bebeklerde Ek Gıda Listesi

    Bebeklerde Ek Gıda Listesi

    Kadınlar kulübü olarak araştırdık, çocuk beslenme uzmanlarınca tavsiye edilen yiyeceklerden oluşan bebeklerde ek gıda listesi makalemizi, siz bebek sahibi anneler için hazırladık.

    Bebeklerde anne sütünden katı gıdaya geçiş, yeni ebeveynler için unutulmaz anlardan biridir. Bu durum, bebeğinizin artık bebeklikten çıkıp yavaş yavaş çocuk statüsüne girmesi demektir. Bebeğe katı gıdalar verilmesi diş etleri güçlenmeye başladığında olmalıdır, hatta doktora danışıp ek gıdalara öyle geçilmelidir.
    Anne sütünden, yepyeni bir beslenme stiline geçiş bebekler içinde önem arz eder.Bebeğinizin ek gıdaya geçmeye hazır olduğunun bazı belirtileri vardır.
    Bu belirtiler şunlardır; bebeğiniz dik oturabiliyorsa, boynunu, başını dik tutabiliyorsa
    bu durum katı gıdalara geçmeye hazır olduğunun ilk nişanıdır.Bebek doğum kilosunun iki katı kadar ağırlığa ulaştığında, bu durum onun katı gıdaya geçebilecek kadar büyüdüğünü gösterir.
    Bebeklere 6. aydan sonra anne sütü ya da mama yetersiz gelmeye başlayacağı için gıda takviyesi yapılması gerekmektedir.

    Bebeklerde Ek Gıdaya Geçiş Nasıl Olmalı? Tıklayın !

    Bebeklerde Ek Gıda Listesi için Tıklayın !

    Ek Gıdaya Geçiş Hakkında Herşey için Tıklayın !

    Anne sütünü arttıran çay tarifi için Tıklayın !

     

    Bebeklerde Ek Gıda Listesi

    bebeklerde ek gıda listesi
    bebeklerde ek gıda listesi

    Patates
    Patates bebekler için favori gıdalardandır.
    Bir tane patates haşlayın ve kaşıkla bebeğinize yedirin.
    Bebeğiniz patatesin tadını sevecektir.
    Blenderdan geçirip, çorbaya eklediğiniz patateste güzel bir seçenektir.

    bebeklerde ek gıda listesi
    bebeklerde ek gıda listesi

    Muz
    Olgun bir muzu doğrayın ve bunu yavaş yavaş bebeğinize yedirin.
    Muz, tatlı bir meyve olduğundan bebeğiniz muzu sevecektir.
    Bu meyvenin içindeki vitamin ve mineraller bebeğinizi hastalıklardan koruyacak,
    onu sağlıklı ve zinde tutacaktır.

    bebeklerde ek gıda listesi
    bebeklerde ek gıda listesi

    Elma
    Bebeklerin ilk tüketmesi gereken katı gıdalardan biri de elmadır.
    Elma, yüksek C vitamini içeriğini bebeğinizin bağışıklığını güçlendirir.

    bebeklerde ek gıda listesi
    bebeklerde ek gıda listesi

    Balık
    Somon, beyin sağlığı için bebeğinizin alması gereken katı gıdalardandır.
    Bir parça somon balığı haşlayın ve haftada bir kez bebeğinizi bunlar besleyin.
    Somon, bebeğinizin gelişimi için omega 3 yağlar içerir.

    Çocuğun Zeka Gelişimine Katkısı Olan 10 Besin yazımızı okumak için tıklayınız

    bebeklerde ek gıda listesi
    bebeklerde ek gıda listesi

    Tahıllar
    Bebeğiniz kendi ekmek yemeğe başlayacak düzeye geldiğinde, acıktığında eline bir parça kahverengi tahıl ekmek verin.
    Bağırsakları hareket ettirmekte faydalı olduğu için,
    kepekli gıdalar bebeğin ilk katı gıdalarında muhakkak olmalıdır.

    Bebeklerde Ek Gıdaya Geçiş Ay Ay Yemek Listesi Tıklayınız

    bebeklerde ek gıda listesi
    bebeklerde ek gıda listesi

    Yumurta
    Haşlanmış yumurta, haftada en az 2 kez bebeklere yedilirilmelidir.
    Kalsiyum ve protein zengini olan yumurta bebeğinizi sağlıklı ve güçlü kılacaktır.

    Bebeklerde Ek Gıdaya Geçiş Hakkında Herşey Tıklayınız
    bebeklerde ek gıda listesi
    bebeklerde ek gıda listesi

    Sütlü Tahıl Gevreği
    Çikolatalı, meyveli tahıl gevrekleri pek çok bebek tarafından sevilir.
    Tahıl gevreklerinin içindeki sütte bebeğiniz için oldukça yararlıdır.

  • Bayramda diyet depresyona neden olmasın

    Bayramda diyet depresyona neden olmasın

    Ramazan Bayramı geldi. Ramazan’ın bereketli sofraları yerini ziyafete dönüşen tatlının baş tacı edildiği sofralara bıraktı. Peki ya evde diyet yapan varsa ve onun kesinlikle diyetini bozmaması gerekiyorsa…

    Diyet zorunluluğu olanların bayram psikolojisini ve bu konuda ailelere düşen görevleri Hisar Intercontinental Hospital Psikoloğu Gülşah YAHŞİ anlattı.

    Günlük hayatta diyeti nedeniyle zorluklarla karşılaşan kişinin, bayram günlerinde daha da zorlandığını dile getiren Yahşi; ‘Bayramlarda yiyip içtiğimiz şeylerin çerçevesini kültürümüzden gelen gelenek ve görenekler belirler. Ramazan Bayramı denince de gözümüzün önüne gelen görüntüler; baklavaların sunulması, kalabalık masalarda eş dost akraba ile yemekler yenilmesi, herkesin bir arada olması… Bu yoğun ve renkli tablonun içinde diyet zorunluluğu olan kişiler üzüntü, kızgınlık, çaresizlik, yalnızlık, güçsüzlük, kontrolsüzlük, kendine güvenin yitirilmesi, kendine olan inancın zedelenmesi gibi duyguları bir arada yaşayabilir. Bu durumun üstesinden gelmek için öncelikle diyet zorunluluğu olan kişilerin karşılaşacakları zorlukların farkında olması ve günlük yaşamda bile çevrelerini, sosyal hayatlarını düzenlerken diyetlerine göre hareket etmeleri gerekir. Bayram öncesi kişide içsel bir sıkıntı başlayabilir. Bayram harici günlerde bile zorlanıyorken bayram döneminde yeme ile olan iletişiminin seviyesini nasıl koruyabilir? Ya biraz baklava yemek isterse? Ya fazla kaçırırsa? Bu tedirginlikler ortaya çıktığında kişi gerekli desteği göremez ve motivasyonunu sabit tutacak ve güçlendirecek bir kişi ya da bir şey (kendine olan inancının sembolize ettiği nesneler olabilir) bulamazsa, direncini yitirebilir ve korktuğu şeyle yüz yüze gelebilir.’ açıklamasında bulundu.

    Bu dönemleri atlatmak için kişinin diyetisyeninden ya da klinik psikologtan destek alması gerektiğinin altını çizen Yahşi, ‘Etkili olabilecek çözüm, kişilerin duygularını kendilerine yakın hissettikleri kişilerle paylaşmasıdır. Onlardan manevi anlamda destek olmalarını isteyebilirler. Yiyecekle olan mesafesini ayarlamada çevresindeki insanların duyarlılığı, bu problemi aşmada kişiye yardım eder. Kişi şunu unutmamalıdır. Bayram bir süreçtir. Kişinin diyet programıyla beraber hedeflediği bir şey vardır. O hedef unutulmamalıdır. Bayramda diyet dışı tutumlar sergilerse kişi sonrasında ‘kendimi kontrol edemedim, işte yine başa döndüm, güçsüzüm, zayıf bir kişiliğim var’ gibi düşünüp, düzeltmek için uğraştığı bozuk yeme davranışından kurtulamaz ve yanında bu sefer, depresyon gibi başka psikolojik sıkıntıları da oluşabilir. Bu nedenle diyet yapan ve diyete yardımcı olan kişiler bayramdan önce diyetisyen ile neyi ne kadar yiyebileceği, limitleri aşarsa ne yapması gerektiği konuşulmalıdır. Hiçbir diyet çok yasakçı değildir. Bu arada ikili ilişkilerini bozmasın veya keyfi kaçmasın diye ikramlara hayır diyememe gibi bir sorun varsa psikologla birlikte diyet tedavisi devam edebilir.’ diye konuştu.

  • Çorba içerek zayıfla

    Çorba içerek zayıfla

    İster zayıflama diyeti uygulayın, ister koruma programı çorba yemek kültürümüzde yüzyıllardır varolan, çeşitliliğiyle, sunumuyla yemeklerde tercih edilen bir besin türü. Biz diyetisyenlerin de sıklıkla önerdiğimiz çorba diyet listelerinin kurtarıcısı olmakta.

    Pensilvanya Üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre öğle ve akşam yemeklerine çorba ile başlamak tokluk hissini artırdığından içmeyenlere göre kalori alımını %20 azaltabilmektedir.

    Çorba içerisindeki liften zengin besinler ve sulu bir besin olması mide hacim kapasitesini doldurduğundan tokluk hissini artırmakta.

    Çorba ayrıca öğün öncesinde tüketildiğinde mide asit salgısını dengeliyor, besinleri sindirime hazırlıyor. Soğuk çorbalardan ziyade sıcak çorba içmeniz bu etkiyi artıracaktır.

    İçeriklerine göre besin değeri yüksektir, taze ve sağlıklı besinlerle yapılanlar vitamin ve mineral açısından zengindir.

    İçerisine daha az tuz daha çok baharat ekleyin. Hem ödem sorununu önlemek hem de metabolizmayı hızlandırmak için etkili bir yöntem.

    Öğün olarak sadece çorba tüketilecekse içerisine yağsız tavuk, hindi, mantar veya kurubaklagil ilave edilebilinir. Protein tokluk hissini artıran ve yağ kaybını hızlandıran bir besin grubudur. Tek başına yemektense sulu ve sıcak bir şekilde tüketmek diyeti de olumlu etkilemekte.

    İçtiğiniz çorbanın içeriği elbette önemli, az yağlı, sebze ağırlıklı veya tavuk suyuna çorbalar fazladan kalori alımını da azaltmakta. Sakatat içerikli, bol yağlı, kremalı, pirinç ve nişastalı besinlerin olduğu çorbaları tercih etmemekte fayda var.

    Diyetisyen Özlem Sert Aydın

  • Dondurma yemenin de kuralları var

    Dondurma yemenin de kuralları var

    Sadece çocukların değil büyüklerin de vazgeçilmez yaz lezzetleri arasında yer alıyor dondurma. Çikolata-kaymak ikilisine çeşit çeşit meyvelileri de eşlik ederken, hem keyif hem serinlik veriyor. Çilekli, vişneli, limonlu da olsun derken bazen ipin ucu kaçabiliyor. Gün içinde “nasıl olsa zararı yok” denilerek birkaç kez de yenilebiliyor. Ama dikkat! Zira yaz aylarının bu masum görünüşlü serinletici lezzeti, hem satın alınırken hem de tüketirken hijyeninden içerisindeki fruktoz, glikoz şurubu ve şeker açısından sağlığı tehdit eden gizli tehlikeleri barındırabiliyor.

    Dondurmanın yanı sıra bir de dondurma diye satılan “şekerli meyveli buzlar” var ki, özellikle çocuklar gün içinde çok sık tüketebiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Mergen Sağlam, ülkemizde son yıllarda obezite ve diyabette hızlı artış yaşandığını bu nedenle şeker ve şekerli gıda tüketiminde çok dikkatli olmak gerektiğini vurguluyor. Peki dondurma satın alırken ve tüketirken nelere dikkat etmeli, zararından nasıl kaçınmalı? Diyetisyen Sağlam’dan önemli uyarılar, öneriler:

    Onun da kuralı var!

    “Onun da kuralı mı olurmuş?” demeyin. Kesinlikle var; hem de bir değil birkaç kural. Hepsi de birbirinden önemli. Aslında basit kurallar ama sağlığımız açısından büyük önem taşıyor. Yaz aylarının vazgeçilmez tadı dondurma artık mevsime de bakmıyor. Hem dondurma hem de dondurma görünümlü çubuk şeklindeki şekerli meyveli buzlar yaz kış satışa sunulur hale geldiğinden istediğimiz zaman elimizin altındaki bir tatlı olarak karşımıza çıkıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Mergen Sağlam, yaşı kaç olursa olsun büyük küçük herkesin favorisi olan bu lezzetin içerdiği şekerden sütüne, kullanılan meyvesine hatta suyuna kadar gerçekte sanıldığı kadar masum olmayabileceğini vurguluyor. Dondurmanın temel bileşeni olan süt, mikroorganizmaların kolaylıkla üreyebileceği riskli bir besin. Bu nedenle dondurmanın mutlaka pastörize sütten yapılmış olması gerekiyor. Hijyenik koşullarda üretilmiş ve soğuk zincir korunarak doğru koşullarda saklanmış olması da çok önemli. Diyetisyen Mergen, aksi taktirde gıda yoluyla özellikle de süt ve süt ürünlerinden bulaşan, insan sağlığını önemli ölçüde etkileyen ve çok hızlı üreyen bir bakteri olan salmonella riskinin oluşabildiğini belirtiyor. Salmonella gıda zehirlenmelerinden tifoya kadar pekçok hastalığa yol açabiliyor. Bu nedenle güvenilir yerlerden olmayan ve sokak satıcılarından alınan dondurmalar ciddi risk barındırabiliyor. Üstelik aldığınız dondurmanın gerçek sütten mi yoksa süt tozundan mı yapıldığına da dikkat etmeli. Gerçek sütten yapılmış dondurmayı tüketmek en faydalısı. Süt tozu gerçek süte göre tam 8 kat daha fazla yağ içeriyor.

    Şekere dikkat!

    Tercih dondurmadan yana bile olsa içerisindeki şekere dikkat etmek çok önemli. Bu kapsamda dondurmanın haftada 2 gün ile ve miktarının da 2-3 top arasında sınırlı tutulması, sossuz hatta külahsız tüketilmesi önemli. Beslenme ve Diyet Uzmanı Sağlam, hem yetişkinlerin hem de anne babaların çocukları açısından dondurma tüketimine dikkat etmeleri, dondurma tüketim sıklığını mutlaka kontrol altına almaları gerektiğini belirtiyor. İçeriği ister glikoz şurubu isterse sofra şekeri olsun, her iki şeker türünün de kan şekerine olan etkisi nedeniyle diyabet hastalığı olanların dondurmadan olabildiğince uzak durmalarını öneren Diyetisten Sağlam “Ülkemizde de son yıllarda obezite ve tip 2 diyabet görülme sıklığı hızla artıyor. Bunda yetersiz hareket ve yanlış beslenme alışkanlıkları yadsınamaz. Bu nedenle şeker ve şekerli gıdaların da tüketimi mutlaka kontrol altına alınmalı” diyor.

    Dondurma Kilo Aldırır mı? Tıklayın!

    Dondurma mı, ‘yenilebilir buzlu ürün’ mü?

    Eski zamanlarda doğal içeriklerle, doğal yöntemler kullanılarak hazırlanan dondurma, artık artan talebi karşılamak için gelişen gıda teknolojilerinden yararlanılarak hazırlanıyor. Üretimi Türk gıda kodeksi yönetmeliğinde belirtilen iki ayrı tebliğe bağlı kalınarak yapılıyor. ‘Dondurma Tebliği’ne göre üretilen üründe süt, kaymak, salep, yumurta sarısı, şeker, doğal aroma ve/veya meyvelerin bulunması gerekiyor. Diğer tebliğ ise ‘Yenilebilir Buzlu Ürünler Tebliği’ ki şu an piyasada bulunan dondurma sanılarak yenilen ürünlerin çoğu bu kategoride üretilen ürünlerden oluşuyor. Bu ürünlerin içerisinde bitkisel yağ, süt, yağsız süt tozu, buz, su, şeker, glikoz şurubu, bitkisel yağ tozu, peynir altı suyu, emülgatör (yağ asitlerinin mono ve digliseritleri), stabilizatörler (guar gum, karboksimetil selüloz, karregenan gibi), asit düzenleyici (sitrik asit), renklendiriciler ve doğala özdeş aromalar bulunuyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Sağlam, “Bu noktada, eğer dondurmanın besleyici özelliğinden yararlanmak, yaz sıcağında lezzetli bir serinlik keyfi yaparken vücudumuza fazlaca glikoz şurubu ve şeker yükleyip insülin dengemizi alt üst ederek açlık ataklarına maruz kalmamak ve diğer yandan ekstradan doymuş yağ yüklenmemek için etiket okuma alışkanlığını edinmek ve tükettiğimizin ‘dondurma’ mı yoksa ‘yenilebilir buzlu ürün’ mü olup olmadığının ayrımını yapmak gerekli gözüküyor” diyor.

  • Gurme diyet yapmak mümkün mü?

    Gurme diyet yapmak mümkün mü?

    Diyet yaparken yediklerimizden zevk almak yani gurme diyetin mümkün olup olmadığını diyetisyen Taylan Kümeli’ye sorduk.

    Detoks konusunu aydınlığa kavuşturup, toksinlerimizden arındığımıza göre şimdi de fazla kilolarımızdan kurtulmak için nasıl sağlıklı beslenmemiz gerektiğini öğrenelim. Özellikle de herkesin kafasında ki ‘gurme diyet’ konusuna açıklık getirelim istedik. Bunu da hepimizin yakından tanıdığı diyetisyen Taylan Kümeli’ye sorduk.

    -Kişiye özel diyet programı neden gereklidir? Kulaktan duyma bilgilerle yapılan diyet zararlı mı?

    Kilo vermek isteyen herkes aynı hayatı yaşamıyor. Bir iş adamı devamlı seyahat etmek, bir ev kadını her gün ailesi için yemek yapmak ve evde bulunmak zorundadır. Bir marangoz bedeni, bir ofis görevlisi çoğunlukla beyniyle çalışır. Dolayısıyla herkes bir yandan beslenirken bir yandan da değişik hayatlar yaşıyor ve enerjisini yaşam biçimine göre harcıyor.

    Herkes için aynı, ortak ya da benzer diyeti uygulamaya kalktığınızda hem uygulanabilirlik açısından birçok sorunla karşılaşabilir hem de gerçek ihtiyacınıza uygun olmayan şeylerle kendinizi beslemeye kalkışabilirsiniz

    Hiç kimse bir başkasıyla aynı değildir. Hepimiz için genel doğrular vardır, ancak bunları uyguladığınızda bireysel ayrıcalıklara dönüşür. Bireysel ayrıcalıklarımız ise çevresel dinamiklere, ailemizden gelen genlere, doğum anından yaşadığımız ana kadar olan beslenmemize ve cinsiyetimize bağlıdır. Bu nedenle kişilerin beslenme planları farklılık göstermektedir.

    Beslenmek kişiye özel bir genetik şifre kadar özerk

    – Peki son yılların popüler diyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Hemen herkes hayatları boyunca en az bir kez bu diyetleri uygulamıştır.

    Bu güne kadar beslenmeye yönelik yüzlerce, binlerce öneri sunuldu. Bilim insanları, kilo verme konusunda ki uygulayıcılar, kulaktan dolma sözcükler, gazete yazıları, internette dolaşan diyetler, sinema oyuncuları, mankenler ve nice tanınan insanların uyguladıkları diyet programları, şehir efsanesi haline gelen besinler…

    Kimi zaman Atkins diyeti popüler oldu, kimi zaman Montignac..

    Kimi zaman insanlar keten tohumu yediler.. Kimi zaman lahana suyu içtiler…

    Bazen acı biber hapı bazen lahana hapı bazen deniz yosunu kilo verdiriyor zannedildi. Bu yanlış bilgilerden medet umulup doğru beslenmeye yönelik gerçekler anlamazlıktan gelinecek kadar noksandı.

    İşte bu yüzden gerçekten beslenmenin kişiye özel bir genetik şifre kadar özerkliğine inanan bizler için araştırmak ve bilimin yolundan gitmek en doğru seçim oldu.

    – Bir de metabolizma problemimiz var. Az çalışması sorun, hızlandırmak için neler yapmalıyız?

    Az az ve sık sık beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, sıvı alımını arttırmak, aynı saatlerde yemek yememek(vücudun şaşırması) gibi püf noktaları metabolik hızın artmasında önem taşımaktadır.

    Kahvaltı etmek, her yeni gün başlangıcında metabolizmanızı artırmaya yardımcı olur. Metabolik hızınız gece boyunca gıda yoksunluğu çekerek bir kaç saat için yavaşlar. Hücrelerinizin besin ile dolu olması gerekir ya da gelecek yoksunluk beklentisiyle yağ depolayarak hayatta kalmaya daha az odaklanacaklardır.

    Bol miktarda lif ve sınırlı miktarda şeker içeren besleyici bir diyet, metabolizmanızı iyileştirmeye yardımcı olabilir. Tam tahıllar, balık, koyu yeşil yapraklı sebzeler, yaban mersini ve domates içeren iyi besin seçimleri faydalı olacaktır.

    Kaçamak sonrası su tüketiminizi iki katına çıkartın

    – Malum kaçamak yapmadan diyet yapamıyoruz. Peki, kaçamak sonrası neler yapmalıyız? 1 gün yaptığımız kaçamak tüm diyetimizi etkiler mi?

    Eğer öğünüz dışında istemeden bir kaçamak yaptıysanız, aman zaten diyetimi bozdum battı balık yan gider, düşüncesi maalesef birçok kişinin yaptığı büyük bir hatadır. Bir kerecik yanlış bir şey yemeniz tüm diyetinizi bozabileceğiniz anlamına gelmez. Burada asıl önemli mesele onu vücudunuzun nasıl işlemesini sağlayacağınızdır. Mesela fast food yediniz diyelim, pişman oldunuz ve diyetinizi bozmak da istemiyorsunuz sonuçta ortada bir emek var. Yapmanız gereken o günkü su tüketiminizi iki katına çıkararak zararlı besinlerin vücudunuzdan atılmasını sağlamaktır.

    Hızlı kilo vermek şişmanlıktan daha tehlikeli

    – Bir insan günlük ortalama ne kadar kalori almalı ve kilo vermek için bu kalori miktarını ne kadar düşürmeliyiz?

    Eğer kilolu iseniz ağırlık kaybetmeniz sağlık durumunuzu iyileştirir, vücut işlevlerinde gelişme sağlar ve yaşam kalitesini artırır. Ancak hızlı kilo verme şişmanlığın oluşturduğu risklerden daha tehlikelidir. Zayıflama programları kişiye özel olmalıdır. Her birey için verilebilecek maksimum kilo, o bireyin fazla kilosuna, yaşına ve yaşam şekline göre farklılık gösterir. Haftada yarım, en fazla bir kilo ağırlık kaybı hedeflenmelidir. Yavaş verilen kilolar daha kalıcı olur, hızlı verilen kilolar hızlı geri alınır. Amaç çabucak ve çok kilo vermek değil, sağlığımızı bozmadan zayıflamak olmalıdır

    – Diyet listemizde mutlaka olması ve olmaması gerekenler neler?

    -Ekmek, genelde alınan tüm fazla kiloların sorumlusu ilan edilir. Zayıflamaya karar verenler işe önce ekmeği hayatından çıkarmakla başlar. Hâlbuki yapılacak tek doğru şey, ekmeğin türünü değiştirmek ve ekmeğe dayalı beslenmeden vazgeçmektir. Beyaz ekmeğin nişasta oranı tam tahıllı ekmeklere göre daha yüksektir. Yani doyuruculuğu daha azdır ve kan şekerinin hızla yükselip, hızla düşmesine sebep olur. Beyaz ekmek yerine posası ve mineralleri daha zengin olan tam tahıllı, kepekli, çavdarlı ve yulaflı ekmek türlerini tercih edebilirsiniz

    -Şekerler saf karbonhidrattır ve yoğun enerji kaynağıdır. Bu besinlerin fazla miktarda tüketimi aşırı enerji alımının nedenidir ve vücut ağırlığının artmasına (şişmanlığa) ve besleyici değeri yüksek olan besinlerin tüketiminin de azalmasına neden olur. Bu nedenle bu tür besinlerin tüketiminin azaltılması büyük önem taşımaktadır.

    Bunun için:

    1) Fazla şeker içeren besinlerin ve içeceklerin tüketimini sınırlandırın.

    2) Enerjinizin çoğunluğunu tahıllardan (tam tahıl ürünleri), taze meyve ve sebzelerden, az yağlı veya yağsız besinlerden (örneğin yağı azaltılmış süt ve ürünleri, yağsız et veya et yerine geçenler) sağlayın.

    3) Asitli içecekler yerine sütü tercih edin.

    4) Şeker içeren içecekler yerine sadece su için.

    5) Çay ve bitkisel çayları şekersiz için.

    6) Şekerli besin tüketiminden sonra dişlerinizi fırçalayın.

    – Şeker ve tatlı ihtiyacı duyduğumuzda neler yapmalıyız?

    – Az az ve sık sık beslenmeli, öğünler atlanmamalı. Atlanan öğünlerde kan şekeri düşer ve ardından alınan ilk besinle kan şekerinin hızla yükselmesi görülür. Bu durumda tatlı krizleriyle karşılaşılır.

    – Sıvı alımı artırılmalı. Kişiler açlık hissettiği anların birçoğunda susuzluk yaşıyor olabilir. Bu nedenle tatlı krizlerinde ilk olarak su ve bitkisel çaylara yönelerek tatlı yemenin önüne geçilebilir.

    – Kriz anları light sütlü kafeinsiz kahvelerle atlatılabilir. Süt yüksek oranda protein içermesi nedeniyle tokluk yaratır.

    – Tatlı ihtiyacınızı meyveyle karşılayabilirsiniz. Meyve şekeri beyaz şekerden farklıdır. Ayrıca meyveli yoğurtlar, light süt ve tatlandırıcı ile yapılan dondurmalar, tatlılar kriz anlarının sağlıklı atlatılmasına yardımcıdır.

    – Diyet yaparken yediklerimizden zevk almak yani gurme diyet yapmak mümkün mü?

    Diyet yaparken doğru lezzet katıcıları seçer ve bunları doğru miktarlarda tüketirseniz hem sağlığınızı korur hem de ağız tadıyla beslenmiş olursunuz. Bazen doğru beslenme alışkanlığını hayatımıza geçirmeye çalışırken yaptıklarımız sanki tek düze gelmeye başlar. İşte o anlarda hiç tadı tuzu kalmadı sanılır yaşamımızın. Oysa doğru beslenirken de lezzet yaşamın içindedir. Diyetlerin vazgeçilmez yardımcısı olan salata sosları ve lezzet katıcıların miktarları ve türleri bu bakımdan çok önemlidir. Örneğin; hardal, elma sirkesi, limon, balsamik sirke ve nar ekşisi gibi ilavelerle yemeğinizi lezzetli hale getirebilirsiniz.

  • Hamilelikte aldığınız kiloları emzirerek verin

    Hamilelikte aldığınız kiloları emzirerek verin

    Bebeklerin sağlığı için hiç bir besin anne sütünün yerini tutamıyor. Dolayısıyla anneler bebeklerini sağlıkla büyütebilecek süte sahip olabilmek için gebelikte; “Sen iki canlısın, iki kişilik ye”, emzirme döneminde ise; “ Tatlı ye ki sütün bol olsun” öğütlerine sıkça maruz kalıyor.

    Bebeğine yeterli besini sağlamak adına her yolu deneyen anneler de bu dönemlerde fazla kilolarla baş başa kalıyor. Yeni annelerin hem sağlıklı süte sahip olmaları hem de vakit kaybetmeden eski formlarına kavuşmaları ise aslında hayal değil. Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar, yeterli ve her açıdan dengeli beslenildiğinde hem annenin sağlığı ve kilo durumunun hem de bebeğin sağlığı ve anne sütü devamlılığının korunacağını söylüyor.

    İşte Elvan Odabaşı Kanar’ın emziklilik dönemindeki annelere önerileri…

    Düşük kalorili diyetlerden uzak durun
    Anne sütünün salgılanması için vücudun enerji harcaması gerekiyor. Bu enerji ortalama olarak her 100 ml süt salınımı için 100 kcal civarında. Bebeğin doğumundan sonraki ilk bir haftada anneden salgılanan süt miktarında yavaş yavaş artış görülüyor. Bebek normal emmeye başladıktan sonra ise annenin salgıladığı süt, ortalama olarak günlük 700- 800 ml civarında gerçekleşiyor. Bu da anne için günlük 750 kcal gibi fazladan bir enerji harcaması demek oluyor. Bu nedenle emziren anneler bu dönemde düşük kalorili beslenme programlarına maruz kalmadan kolaylıkla formlarına kavuşabilirler.

    Doğal besinleri tüketin
    Karın bölgesinde görülen yağlar normal koşullarda zor yakılırken, bu yağların süt salgılamak için kullanılması emziklilik dönemine ait bir özellik ve bu dönemdeki kilo yönetiminde oldukça önemli. Emziklilik döneminde annelerin kilo kayıplarının yavaş olması hatta olmaması, yapılan diyetsel hatalardan kaynaklanıyor. Bu dönemde annelerin çoğunlukla yaşadıkları sıkıntılardan bir tanesi olan sütlerinin azalma korkusu bazen kilo kayıplarını zorlaştırıyor. Anne sütünün verimini artırabilmesi için şeker içeriği çok olan besinleri değil, doğal besinleri kullanmak gerekiyor. Su, maden suyu, meyve, sebze, süt, yoğurt, ayran, şekersiz kompostolar, az yağlı çorbalar, tam buğday ekmeği, kuru baklagiller, bulgur ve yulaf anne sütünün verimini artırmaya yardımcı besinler arasında yer alıyor.

    Günde 2,5-3 litre su tüketin
    Annelerin emziklilik döneminde gebelik öncesi döneme göre daha fazla sıvı alması gerekiyor. Bu dönem için 2,5-3 litre su tüketimi ideal bir ölçü. İş yerinde su tüketmeyi unutmamak için çalışma masasının üzerinde bir adet su ile dolu sürahi ve bir adet bardak bulundurmakta fayda var. Bardak dolu oldukça içme eğiliminin daha da artacağını unutmamak gerekiyor.

    Kahvaltı yapmadan güne başlamayın
    Vücudumuza güne başlamak için gerekli enerjiyi sağlayan kahvaltı süt salınımını artırarak kilo verilmesine yardımcı oluyor. Bu nedenle kahvaltıyı zamanında yapmak, sabahları işe giderken kahvaltıyı atlamamak gerekiyor.

    Sebze ve kuru baklagil içeren çorbalar için
    Öğlen ve akşam yemeklerine 1 kase çorba ile başlangıç yapıp çorba tüketiminde de sebze ve kuru baklagil içeren çorbalara ağırlık verildiğinde hem sağlıklı hem de doygunluğu bol bir öğün geçirilir.

    Yumurta tüketmeden güne başlamayın
    Mucizevi ve doğal bir hayvansal protein kaynağı olan yumurta iştah kontrolünü sağlıyor. Her gün kahvaltıda bir adet yumurta tüketerek daha uzun süre tok kalmak mümkün.

    Emziren anneler için sebze ve meyve tüketimi de çok önemli. Hayatın her döneminde olduğu gibi bu döneminde de işlenmiş şarküteri gıdalarından uzak durmak gerekiyor.

    Diyet tatlılarınızı kendiniz yapın
    Basit şeker içerikli tatlılar, sütü değil kiloyu artırıyor. Bu şekilde beslenmeyle bilinçsizce alınan gereksiz kaloriler, sütün aksine kilo artışına neden oluyor. Çözüm ise kendi diyet tatlını yapmak. Diyet yoğurdu tatlandırıcı ile çırparak biraz yulaf ve light böğürtlen reçeli kullanarak harikalar yaratmak mümkün. Üstelik bu sayede anne sütünün de kalitesi artıyor.

    Kahveye dikkat edin
    Emziklilik döneminde günde en fazla 1 ya da 2 fincan kahve içmek mümkün. Daha fazlası bebeğinizin huysuz olmasına ve uyku güçlüğü çekmesine neden olabilir. Bu nedenle fazla kahveden kaçınmak gerekiyor.

    Mineral bakımından zengin ürünleri tüketin
    Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peyniri yağsız olarak günde en az 5 porsiyon tüketmek mümkün. Magnezyum ve çinko her kadın için yaşamın her döneminde önemli. Bu nedenle her gün 10 adet badem ya da 4 tüm ceviz tüketmeyi alışkanlık haline getirmekte fayda var. Anne sütü alan bebeklerde gaz ve şişkinliğe neden olan baharatlı gıdaları ise tercih etmemek gerekiyor.

    Ara öğünler yiyin
    Emziklilik döneminde hem sütün kalitesini arttırmak ve tok kalmak hem de fazla yağlardan kolayca kurtulmak için ara öğün şart. 40 gram haşlanmış ve fırınlanmış nohut ve 125 gram light yoğurdu karıştırıp lezzetli bir ara öğün hazırlayabilirsiniz.

    Her gün 10-12 dakika güneşe çıkın
    Anne sütü içerisinde bulunan D vitamini, annenin D vitamini seviyesine bağlı. Bu nedenle güneşin D vitamini açısından zengin olduğu 11.00-14.00 saat aralığında, 10-12 dakika güneşlenmeyi ihmal etmeyin.

    Çalışıyorsanız sütünüzü sağmayı unutmayın
    Süt verimini sağlayabilmek için sanki bebeğiniz emiyormuş gibi düzenli olarak 3-4 saatte bir meme ucuna uyarı vermeniz gerekiyor. Çalışan anneler 3-4 saatte bir 10 dakikalık molalar vererek süt veriminin düşmesini önleyebilir.

    Bebeğinizi sadece anne sütü ile besleyin
    Çalışan anneler eve döndüğünüzde, bütün akşam ve gece boyunca bebeğiniz acıktığında onu sadece anne sütü ile besleyin. Eğer göğsünüzden çok az süt geliyorsa bebeğinizi göğsünüzde daha uzun süre tutmaya özen gösterin.

    Vücudunuzu dinlendirin
    Yeni anneler sabah erken kalkıp bütün gün işte oldukları ve akşamları da bebek ile vakit geçirmek istedikleri için uykusuz kalıp fazla yorulabiliyorlar. Bunun için her fırsat bulunduğunda kısa aralıklarla uzanarak kestirmekte fayda var. Bu küçük 15’er dakikalık uykulardan oluşan kestirmelerle vücudunuzu dinlendirin ve süt salınımınızı artırın.

    Doktor kontrolünden geçmeyi unutmayın
    Doğum sonunda annelerin bebekleri ile beraber doktor kontrolünden geçmeleri önemli. Diş ve kemik kayıpları, saç ve kirpik dökülmeleri, cilt kalitesindeki bozukluklar, duygusal durumun olumsuz etkilenmesi, tiroid problemleri gibi sıkıntılar emziklilik döneminde annelerde sıklıkla karşılaşılan problemler. Dolayısıyla emzikli anneler diyet programlarına başlamadan önce tam bir kontrolden geçmeli, vücutlarının sağlık durumu doktor tarafından değerlendirilmeli. Bu kontroller diyetisyenler açısından da son derece önemli. Eksikliği yaşanan vitamin ve mineraller anne sütünün kalitesini de etkiliyor.

    Yeterli ve dengeli beslenin
    Süt verimini artırmak için yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrenmek gerekiyor. Bütün bunların uygun bir şekilde yapılmasının ardından bebeğiniz büyürken, siz de gebelik öncesi kilonuza fazladan enerji sarf etmeden kolaylıkla kavuşabilirsiniz.