Etiket: bel ağrısı

  • Doğum Sonrası Sırt Ağrısı Neden Olur, Nasıl Geçer?

    Doğum Sonrası Sırt Ağrısı Neden Olur, Nasıl Geçer?

    Doğum sonrası sırt ağrısı, bel ağrısı neden olur? Tedavisi nasıl yapılır? Hamilelik sonrası sırt ve bel ağrılarının oluşum sebebi, hamilelik ya da doğum esnasındaki gelişmeler değildir. İnsan vücudunun kusursuz yapısı, hamilelik esnasında bebeğin yükünü tüm uzuvlara eşit şekilde pay etmektedir. Böylece anne vücudu, hamilelik sebebiyle herhangi bir yük hissetmez.

    Ancak hamilelik esnasında hareketsiz kalan vücut kasları ve hamilelik sonrasında bebeğin taşınması gibi sebepler dolayısıyla, annede sırt ağrısı başlamaktadır.

    hamilelik sonrası sırt bel ağrısı
    hamilelik sonrası sırt bel ağrısı

    Hamilelik Sonrası Sırt Ağrısı Oluşum Sebepleri

    Doğum sonrası ağrıların başlamasının en temel sebebi, annenin vücudunun 9 ay boyunca hareketsiz kalmış olması ve sürekli olarak bebeği taşımaz zorunda kalmasıdır. Bilinenin aksine, hamilelik ve doğum herhangi bir yıpranma ya da ağrı oluşturan durumlar değildir. Annenin sürekli bebeğini taşımak zorunda olması ve bebeğini kaldırıp indirirken, dengesiz hareketler yapabiliyor olması, doğum sonrası sırt ağrısı nedenlerinin en başında gelen faktördür.

    Ağrı oluşumuna sebep olan bir diğer unsur ise bebeğini emzirme anında, annenin yanlış biçimde oturuyor olması yani duruş bozukluğudur. Sürekli bebeğe meyilli şekilde kambur oturarak bebeğini emziren anne, sırt ağrılarıyla karşılaşmaktadır. Dilerseniz forum konumuz olan Doğum sonrası bacak ve bel ağrısı olanlar Tıklayın !

    doğum sonrası sırt ağrısı tedavisi
    doğum sonrası sırt ağrısı tedavisi

    Hamilelik Sonrası Oluşan Sırt Ağrısını Azaltmanın Yolları

    Doğum sonrası sırt ağrısının tedavisi için doktorun onayıyla çeşitli egzersiz ve hareketler yaparak, bu ağrıların ortadan kaybolması sağlanmaktadır. Emziren annelerde sırt ağrısı oluşumu için de aynı şekilde egzersizler ve oturuş şekline dikkat etmek, ağrıların geçmesine olanak sağlayacaktır.

    Doğum sonrası oluşmakta olan sırt ağrılarının azalması için uygulanacak bazı yollar mevcuttur ve şu şekilde sıralanabilir:

    • Doktor onayıyla, temposu gittikçe artan bir egzersiz programına başlanmalıdır.
    • Yürüyüş ve yüzme gibi kasları rahatlatacak aktiviteler tercih edilebilir.
    • Ayaktayken her zaman dik durulmalıdır.
    • Oturuşa çok dikkat edilmelidir. Her zaman dik oturulmalıdır. Omurga eğri olmamalıdır.
    • Emzirme esnasında bel ve sırt bölgesini destekleyen yastıklar kullanılarak, doğru pozisyon belirlenmelidir. Eğer omurgada ağrı bulunuyorsa, yatarak emzirme yöntemi denenmelidir.
    • Rahat ayakkabılar tercih edilmelidir.
    • Uyku şekline dikkat edilmelidir.
  • Bel Ağrısından Kurtulma Yolları

    Bel Ağrısından Kurtulma Yolları

    Çağımızın fenomen olmuş rahatsızlıklarından biri olan bel ağrıları her geçen gün insanoğlunu kötü yönde etkileyen bir hastalık olmaktadır. Bel ağrılarından nasıl kurtulabilirim, bel ağrıları nasıl geçer, bel ağrısının nedenleri ve daha birçok farklı terimlerle araştırılan bel ağrısından kurtulma yolları üzerine bu konumuzda sizlere geniş bir bilgi kaynağı hazırladık.

    Bel Ağrısından Kurtulma Yolları | 1

    BEL AĞRILARINI DİNDİREBİLECEĞİNİZ YÖNTEMLER

    • Oturduğunuzda veya ayağı kalktığınızda vücudunuzu mutlaka dik tutun.
    • Bilgisayar kullanan biriyseniz koltuk üzerinde dik bir pozisyon çerçevesinde oturmalısınız. Bu kapsamda doğru oturma pozisyonları ile ilgili materyallerden yardım alarak diz eklemlerinizin ve kalça eklemlerinin daha yüksek olmasını sağlayabilirsiniz. Ayrıca bunları yaparken ayak tabanlarınızın da yere bastığından emin olmalısınız.
    • İşyerinde veya evde masa, koltuk ve bilgisayarın her zaman önerilen mesafelerde olmasına dikkat edin.
    • Oturduğunuz pozisyon şeklini yarım saatte bir değiştirin.
    • Ağırlık taşıma esnasında her iki kolunuza eşit ağırlığa sahip bir miktar belirleyin. Özelliklede ağır yük taşıma esnasında taşıdığınız yükün bel hizanızdan daha yüksek bir derecede olmamasına dikkat edin. Buna ek olarak taşınan nesneyi daima gövdenize yakın bir mesafede tutun.
    • Çamaşır asarken vücudunuzun hareketlerine önem gösterin ve asla ipe uzanmak için vücudu yukarı doğru germeyin. Mümkünse çamaşır iplerini boyunuzun yettiği mesafe ölçümüne göre ayarlayın.
    • Ayakkabı bağlamak için eğilerek bağcıkları bağlamayın. Bunun için çömelerek ayakkabılarınızı bağlayabilir veya isteğinize göre yüksek bir zemine oturarak ta ayakkabılarınızı bağlayabilirsiniz.
    • Otomobilde bulunan koltuğunuzun kalça ve dizinizin az yukarısına göre ayarlayın.
    • Sırt veya yüz üstü uyumaktan kaçının. Mümkün olabildiğince ana rahmindeki bebeklerin şeklinde de olduğu gibi dizlerinizden çekerek bacaklarınızı topar bir şekilde yana uyumaktır. Bu doğrultuda her iki bacağınızın arasına yumuşak bir yastık alarak daha rahat bir uyku geçirebilirsiniz.
    • Yatak seçiminizi doğru yapmalısınız. Özelliklede son dönemlerde büyük markaların üretmiş olduğu ortopedik yataklar üzerine seçim yapmanız daha mantıklı olacaktır.
    • Sürekli ayakta duran veya dışarıda beklemek zorunda kaldığınız anlarda 15-20 santimetre boyunda bir cismi tek ayağınızın altına koyarak bekletebilirsiniz. Bir süre sonra diğer ayağınızı bu cismin üzerine tek olarak bırakıp bel ağrılarınızı giderebilirsiniz.

    Sırt ve Bel Ağrısı Nasıl Geçer? Tıklayın !

    Bel Ağrısı ve Cinsel Yaşam için Tıklayın !

    Sırt Ağrısına İyi Gelen Bitkiler için Tıklayın !

    Bel ağrısına neden olan nedenler

  • Bel ağrısına neden olan nedenler

    Bel ağrısına neden olan nedenler

    Bel ağrısına neden olan nedenler… Bel ağrısı nedenleri bel ağrısı neden olur? Sırt ağrısı bel ağrısı nasıl geçer?

    STRESLİ GÜNLER GEÇİRMEK
    Eğer stresli bir gün geçiriyorsanız boyun, omuz ve bel kaslarınız da geriliyor. Bu stres durumu devamlı bir hale gelirse beliniz de bundan etkilenecektir.

    EGZERSİZ YAPMAMAK
    Vücudumuzu ayakta tutan şey sandığınız gibi sadece kemikler değildir aynı zamanda kaslardır. Bu yüzden kaslarınızı güçlendirmek sizi birçok kazadan, özellikle de yaşlılığınızda düşme sonucu yaşanacak sakatlıklardan koruyacaktır. Sırt ve bel kaslarınızı güçlendirirseniz var olan ağrılarınız azalmakla beraber, gelecekte oluşması muhtemel bel ağrınızı da engelleyebilirsiniz.

    ÇOK FAZLA ABUR CUBUR YEMEK
    Aşırı yağlı yiyecekler, katı maddeli besinler tüketmek bel çevrenizi güzelce genişletir. Bel fıtığı hastalarına da en sık verilen tavsiyelerden biri kilo vermeleridir. Kilo verdikçe belinize binen yük azalır.

    ESKİ BİR KANEPEDE UYUMAK
    Kanepelerin ömrü 8 ile 10 yıl arasıdır. Eğer daha eski bir kanepede uyuyorsanız belinizin ağrımaması mucize gibi bir şey. Çok sert ya da çok yumuşak olmayan ve vücudun kıvrımlarına uyum sağlayan, yatak ve kanepeleri deneyin.

    AĞIR ÇANTA TAŞIMAK
    Kaplumbağa misali evini sırtında taşıyanlardansanız bu sırtınız için pek iyi olmayacak. Özellikle de ağırlığın tek kola yüklenmesi omurganızın da dengesi bozulur. Çantanızın ağırlığı hiçbir zaman vücut ağırlığınızın yüzde 10’undan fazla olmamalıdır.

    APARTMAN TOPUKLAR
    Stilettolar, yüksek topuklu ayakkabılar kuşkusuz şık duruyor ama gereğinden fazla giyerseniz sonsuza kadar bu ayakkabılara veda etmek zorunda kalabilirsiniz. Çünkü tahmin edebileceğiniz gibi beliniz için de zararlı ayakkabılar. Ayrıca yazın vazgeçilmezleri olan sandaletler de dümdüz ve desteksiz bir tabana sahipse yine aynı ölçüde zararlı.

    KİN TUTMAK
    Yapılan bir araştırmaya göre “affetmeyi” becerebilen, uzun süre kin tutmayan, öfkesini yatıştırabilen insanlar her açıdan daha sağlıklı. Ancak öfke ve gerilim sizinle beraber kaslarınızı da geriyor. Bu da belinize yansıyor.

    BÜTÜN GÜN OTURMAK
    Günümüzün en büyük sorunlarından biri hareketsizlik. Japonya’da işçilerin tuvalete gitme süresi bile sınırlandırılırken yerinizden kalkabildiğiniz bir işiniz varsa belki de milyonlarca insandan daha şanslısınız. Çünkü obezite, diyabet gibi hastalık risklerinin pençesinden sıyrılmak bir yana ayrıca omurga ağrılarından kurtulabilirsiniz. Çünkü oturmak sanıldığının aksine sizi dinlendirmiyor daha çok belinize yük bindiriyor. Hele ki doğru pozisyonda, belinizi destekleyen, dik bir konumda oturmuyorsanız bel ağrısı sizin için kaçınılmaz.

    Sırt ve Bel Ağrısı Nasıl Geçer? Tıklayın !

    Bel Ağrısı ve Cinsel Yaşam için Tıklayın !

    Sırt Ağrısına İyi Gelen Bitkiler için Tıklayın !

  • Bel Ağrısı ve Cinsel Yaşam

    Kronik ağrıların tümü gibi, bel ağrıları da hayatımızın tüm yönlerini etkiler, cinselliğimiz dahil!

    Genellikle bu etki iki şekilde ortaya çıkar: Ağrı bir taraftan hareketleri kısıtlayıp cinsel ilişkiyi güçleştirirken, diğer taraftan cinsel yanıtı azaltabilir.
    Üzerinde durulması gereken çok önemli bir sorun olmasına rağmen insanlar utandığı için bu konuyu genellikle hekimle paylaşmazlar ve soru sormazlar. Bu nedenle konunun en azından burada ele alınmasında fayda vardır. Ancak unutulmaması gerekir ki, sunulan bilgiler genel tavsiyeler olup, en ufak bir kuşkuda hekimle görüş alışverişinde bulunulmalıdır.

    Bel ağrısı cinsel sıkıntıya yol açar mı?
    Evet. Hepimiz meşhur “ bu gece olmaz hayatım, başım ağrıyor” bahanesini biliriz. Bel ağrısı da baş ağrısı kadar hayatımıza giren, bir bahane olmasa da, cinsel yaşamımızı olumsuz yönde etkileyen bir halk sağlığı sorunudur.

    Cinselliğin her boyutunda bel ağrısı başa dert mi?
    Sağlıklı bir cinsel ilişkinin arzulama, heyecanlanma ve orgazm olmak üzere 3 temel aşaması vardır. Arzulama aşaması fiziksel ve görsel uyarılarla başlar. Bu dönemde beynin ilgili alanları harekete geçer. Ağrı, sekse odaklanmayı ve beynin harekete geçmesi ve geçirilmesini frenleyebilir. Heyecanlanmanın olduğu aşama ise, erkekte sertleşme (yani ereksiyon) kadında vajinal ıslanma olduğu dönemdir. Ağrı bu aşamaya da sekte vurabilir. Üçüncü aşama olan orgazma ulaşma döneminde de, kontrolsüz hareketler nedeni ile ağrı ortaya çıkabilir.

    Arzulama aşamasında ağrı engellenebilir mi?
    Bireylerden birinin ağrılı olduğu durumlarda bu sorun mutlaka konuşulmalı ve çareler üretilmelidir. Bu belki de en önemli kuraldır. İkinci kural ağrınızın en az olduğu dönemde seks yapılmasıdır. Gerekirse ağrı kesicilerle ağrı azaltılmalıdır.
    Cinsel ilişkinin bu ilk döneminde genellikle aşırı fiziksel efor gerekmemektedir. Ağrısı olan birey bu aşamada pasif kalırsa, ağrının önüne geçilebilir. Ayrıca, dokunmalar ve masaj uygun bir şekilde yapılırsa, faydaları bile olabilir. Bu aşama, dokunma, öpüşme ve yakın temas, olabildiğince uzun tutulmalıdır.

    Fiziksel temasın yoğun olduğu heyecan aşamasında nelere dikkat edilmeli?
    Bu aşamada artan ağrı bir çuval inciri berbat edebilir. Bu nedenle uygun pozisyon ve uygun seks yüzeyine dikkat edilmelidir. Uygunsuz yüzeyde yapılan birleşme uygun pozisyonu bile etkiler. Düz yüzey seçilebilecek en iyi yüzeydir.

    Hangi pozisyonlar sıkıntı yaratmaz?
    Yatarak, diz çökerek ve oturarak yapılan pozisyonların çoğu dikkat edilirse sorun yaratmaz. Belinizi destekleyen yastıklar kullanın. Aslında ana kural, beli ağrımayan bireyin üstte olmasıdır. Ancak ağrılı bireyin altta kaldığı durumlarda, mutlaka belin altındaki boşluk bir yastık ile desteklenmelidir. Bu, ağrıları büyük ölçüde azaltır.

    Yeni pozisyonlar denenebilir mi?
    Kesinlikle evet. Ağrısız yeni pozisyonlar denemekten kaçınmayın. Ancak yeni pozisyonlara fiziksel ve psikolojik olarak alışmak zaman alabilir.

    Bel ağrısında beli zorlamayan seks pozisyonları

    Bel ağrılı birey kadın ise, önerilecek pozisyonlar:

    1. Kadın sırt üstü yatarken beli yastık veya havlu ile desteklenmelidir. Kadının kalça ve beli bükülmeli. Erkek üstte ve kadının üzerine ağırlık binmemesine dikkat etmelidir. Bu durumda her iki birey yüzyüze kaldığı için öpüşme olanağı da sağlanmış olur.

    2. Kadın dizlerinin üzerinde, dirsekleri ile de yatağa dayanmalıdır. Erkek arka tarafta durur ve dizlerinin altına koyduğu yastık veya havlu ile yüksekliği ayarlamaya çalışmalıdır. Bu pozisyonda kadın tamamen pasif kalmalıdır.

    3. Bel fıtığına bağlı bel ağrısı olan kadınlar, yüzü koyun pozisyonda rahat edebilirler. Yüzükoyun pozisyonda bel omurgası ekstansiyona yani geriye eğildiği için, omurgaya az yük biner. Bu nedenle bel fıtıklı hastalar için iyi bir pozisyondur. Dahası beldeki arkaya doğru bükülme karın altına konan yastıklarla ayarlanabilir.

    4. Bel fıtığına bağlı olmayan bel ağrılarında oturur pozisyonda seks daha rahat olabilir. Bu pozisyonda erkek sandalyeye oturur, kadın da erkeğin üstünde olur. Bu pozisyon öpüşmeye olanak sağlar. Bu pozisyonda, her iki bireyin dizlerinin kalçaya göre hafifçe yüksekte olmasına dikkat etmeleri gerekir. Her ikisinin ayaklarının altında yastık olmasında yarar vardır.

    Bel ağrısı olan birey erkek ise:
    Bu durumda erkek sırt üstü konumda olup, bel mutlaka yastık veya havlu ile desteklenmelidir. Bel böylece hareketsiz olur. Kadın üstte ve aktif olmalıdır. Erkeğin kalça ve dizlerinin hafifçe bükülmüş olması bel üzerindeki zorlanmayı azaltır. Şayet kadının da beli ağrıyorsa, kadın belini fazla bükmemeli, el ve kollarına fazla ağırlık binmemesi için önlem almalıdır. Kadın dizlerini önde tutarak kalça hareketlerini rahatlatmalıdır.

    “Erkek dizüstü kadın yatakta sırtüsü” pozisyonunda nelere dikkat edilmelidir?
    Kadının dizleri kalça seviyesine göre biraz yüksekte olmalıdır. Bu nedenle ayaklarının altına bir yastık konmasında fayda vardır. Erkeğin dizinin altında da yastık konabilir. Erkek belini fazla bükmemelidir. Yatak erkeğe göre alçak kalıyor ve bel ağrısı oluyorsa, masa üstünde seks yapılmalıdır. Aslında bu pozisyon her iki bireydeki ağrılı durumda kullanılabilir.

  • Yüksek topuk beli zorluyor

    Yüksek topuk beli zorluyor

    Yüksek topuklar bele binen yükü artırarak omurgada şekil bozukluklarına yol açabiliyor.

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Bilgici, yüksek topukların üzerinde durmak için gövdenin geriye doğru atıldığını, bu durumun bele binen yükü artırarak bel ağrılarına ve omurgada şekil bozukluklarına yol açabildiğini söyledi.

    Bilgici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ayakların, vücudun ağırlığını taşıyan organlar olması nedeniyle ayakkabı seçiminin önemli olduğunu belirtti.

    Vücut ve ayak yapınıza uygun ayakkabıyı alın

    İnsanların pahalı ve iyi marka ayakkabı giydiğinde sıkıntı yaşamayacağı yanılgısına düştüklerini anlatan Bilgici, “En pahalı, en iyi marka ayakkabıyı almak en iyisini aldığımız anlamına gelmiyor, vücut ve ayak yapımıza uygun ayakkabıyı almak gerekiyor. ‘En pahalı spor ayakkabısını aldım ama ağrılarım arttı’ gibi şikayetlerle sıkça karşılaşıyoruz. Burada önemli olan en pahalı ayakkabıyı değil sizin ayak yapınıza en uygun ayakkabıyı giymenizdir” dedi.

    Yüksek topuklu ayakkabıların kullananları zorladığını ifade eden Bilgici, “Yüksek topukların üzerinde durmak için ister istemez gövdenizi geriye doğru atıyorsunuz. Bu durum, bele binen yükü artırarak bel ağrılarına ve omurgada şekil bozukluklarına yol açabiliyor” diye konuştu.

    Ayakkabının ön kısmı biraz yuvarlak ve geniş olmalı

    Yürürken, merdiven çıkıp inerken ayağa binen yükün vücut ağırlığının beş-on katına kadar çıkabildiğine dikkati çeken Bilgici, şunları kaydetti:

    “Bütün bu yükü ayak taşımak zorundadır. Bu nedenle destek noktaları ve ayak konforu önemlidir. Yeri normal kavrayabilmemiz ve dengeli yürüyebilmemiz için var olan ayak eğriliklerimizi ayakkabımızın desteklemesini istiyoruz. Ayakkabınız iç kısımdaki çukurluğu desteklemeli, parmaklara aşırı yük bindirmemeli. Ucu gittikçe daralan ayakkabılar olması, ayağın doğal yapısına ve ergonomisine aykırı bir durumdur. Ayakkabının ön kısmı biraz yuvarlak ve geniş olmalıdır.”

    Prof. Dr. Bilgici, ayağın eğriliklerini ve çukurlarını destekleyen ayakkabılar giyilmesi gerektiğini vurgulayarak, “İyi bir ayakkabı, yere bastığınızda vücut ağırlığınızı ikiyle üçle çarpıp geri çevirmeyen ayakkabıdır. İyi ayakkabı vücut ağırlığını emerek yere geçirecektir.Topuğunda hava yastıkları olan, ayağın iç eğriliklerini, parmakları destekleyen ayakkabılar istiyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Bel fıtığı cinsel yaşamı nasıl etkiler?

    Bel fıtığı cinsel yaşamı nasıl etkiler?

    Uzmanlar bel fıtığının cinsel yaşamı olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Ayrıntılar haberimizde…
    Bel fıtığı cinsel yaşamı olumsuz yönde etkiliyor. Fizyorem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof.Dr.Gülçin Gülşen, tedavi edilmeyen ve ilerleyen bel fıtığının bir çok etkisi olduğunu söyledi. Bunlardan bir tanesi de cinsel yaşam… İdrar ve büyük abdest kaçırmalarına yol açan bel fıtığı hakkında her şeyi Gülşen’e sorduk.

    Bel Fıtığı ve Cinsel Yaşam!
    Fizyorem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof.Dr.Gülçin Gülşen, “bel ve boyun fıtığı tarifini, boynumuzdaki ve belimizdeki omurların arasında iki omurun birbirine sürtünerek aşınmaması için varolan yüzde seksen sıvıdan oluşan disklerin aşınarak omurlar arasında sıkışması ve taşması anlamına geldiğini söyledi. Bu olağandışı durum sonrası bel ve boyunda ağrı oluşacağını belirten Gülşen, “söz konusu boyun fıtığı ise boyundan kollara giden sinirlere bası varsa, kollarda uyuşukluk, karıncalanma, yanma şeklinde şikayetler olur. Bel fıtığı durumunda ise, bel hareketlerinde kısıtlılık, bel de güçsüzlük, bacaklarda güçsüzlük, uyuşmalar, karıncalanmalar ve kuvvetsizlikler başlar. Bel fıtığının tedavi edilmeyen ilerleyen dönemlerinde ise aşağıdaki sinirlere bası sonucu, idrar ve gaita problemleri ve hatta kişinin cinsel hayatını olumsuz etkileyen sonuçlar doğabilir.

    Günümüz çocuklarında erken yaşlarda bel ve boyun fıtıkları görülüyor. Eskiden çocuklar sokaklarda oynar, koşar, ağaca tırmanır, bisiklete binerdi. Dolayısıyla kas gelişimi vardı. Şimdi 3 yaşından itibaren bakıyoruz bilgisayar başında saatlerce oturan hareketsiz çocuklarımız var. Kasları gelişmiyor dolayısıyla. Ayrıca gerçek hayattan kopan bu çocuklarımız aynı zamanda mutsuz ve hareketsiz bir hayatın parçaları durumundalar.

    Stresin kas güçsüzlüğüne yol açtığını belirterek stres sonucu tıbbi olarak “kas spazmı” tabir edilen rahatsızlığı önlemek için mutlaka spor yapılmalı, kaslar güçlendirilmelidir. Bunun için de günlük yaşantıdan sporu eksik etmemek gerekir. İşimiz bir ofiste hareketsiz geçmekteyse, bel ağrılarımız varsa yaşam şeklimizde mutlaka spora, özellikle de yüzmeye yer vermeliyiz” dedi.

  • Vitrin Hastalığına Dikkat

    Vitrin Hastalığına Dikkat

    Dikkatli olun! Bir ileri yaş hastalığı olan ve daha çok da 50’li yaşlardan sonra ortaya çıkan Spinal Stenoz’a erken yaşlarda da yakalanmak olası…

    Emsey Hospital’dan Ortapedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Özdemir konuyla ilgili bilgiler verdi ve neden bu hastalığa vitrin hastalığı dendiğini açıkladı.

    Spinal Stenoz nedir?

    Spinal stenoz, halk arasında dar kanal olarak bilinen bir hastalık olup, polikliniklere başvuran tüm hastalar içerisinde boğaz enfeksiyonlarından sonra 2. veya 3. sıklıkta görülen bir hastalıktır. Genellikle bel omurlarında görülmekle birlikte boyun omurlarında da olabilir. Tanımı şu şekilde yapılabilir. Omuriliğin geçtiği kanal ve omurilikten çıkan sinirlerin geçtiği deliklerin bir şekilde daralmasına verilen isim dar kanal veya spinal stenoz’dur.

    Bu hastalığın pek çok sebepleri vardır. Fakat en sık rastlanılanı omurgadaki dejenerasyonlardır. Omurgamızda, bel bölgesinde beş tane omur vardır ve bundan en ortada olan üç omur arasında bu hastalık en sık görülür. Fakat bu hastalığa sebep olan sadece dejenerasyon değildir. Omurilik ve omurilikten çıkan sinirlerin kanallarını daraltan her türlü sebep, dar kanal hastalığını oluşturabilir.

    Mesela doğuştan kanal dar olabilir; enfeksiyonlar, tümörler, kırıklar, kırık sekelleri, fıtıklar bu hastalığa sebebiyet verebilir. Aynı zamanda omurgadaki bazı eğrilikler bu hastalığı meydana getirebilir. Bu eğrilikler gençlik çağından kalma eğrilikler olabildiği gibi sonradan çıkan eğrilikler de olabilir ve bunlarda karşımıza dar kanal veya Spinal Stenoz olarak çıkarlar.

    Spinal Stenoz hastalarının şikayetleri nelerdir?

    Spinal Stenoz hastalarının şikayetleri, bel ağrısı ve ayaklara vuran ağrı şeklinde seyreder. Bu hastalıkta tipik olarak nörojenik kladikasyo denen bir durum oluşur. Hastalarda ayakta durmak ve yürümekle bel ile bacak ağrıları oluşur. Dinlenmek ve öne doğru eğilmekle şikayetleri azalır. Bu yüzden ileri yaşlarda görülen bu dar kanal hastalığına maruz kalanlar, yürümekle başlayan ağrılarını gidermek için belli bir süre dururlar ve buna tipik olarak vitrin hastalığı denilir. Çünkü ağrılarını geçirmek için etrafa veya vitrinlere bakarlar. Ağrıları geçtikten sonra yürümeye devam ederler.

    Yavaş ilerleyen bir hastalık olduğu için ciddi sinir arazları ve felçler olmaz. Bu durumda belli bir sinir değil, pek çok sinirler etkilenmektedir. Nörojenik kladikasyo bazı durumlarla da karışır. Özellikle damar sertlikleri ve damar tıkanıklıklarında da benzer şikayetler oluşturur.
    O yüzden bu hastaların teşhislerinde, mutlaka damar muayenelerinin de yapılması gerekmektedir.

    Radyolojik muayeneler nasıl olmaktadır?

    Muayene bulguları içerisinde üzerinde durmamız gereken en önemli unsur radyolojik muayenelerdir. Burada, direkt röntgenler ile beraberinde manyetik rezonans ve bununla beraber gerektiğinde Myelo-MR çekilerek darlıkların nerede ve ne miktarda olduğu tespit edilir.

    Spinal Stenoz tedavisi nasıl yapılır?

    Öncelikle ameliyatsız tedavi edilmesi gerekir. Pek çok Spinal Stenoz vakasında %80’e varan oranda ameliyatsız olarak iyileşme sağlanabilir. Ancak ameliyatsız yöntemlerde başarısız olunur ve beraberinde ciddi sinir arazları ortaya çıkarsa cerrahi tedavi yapılması şarttır. Hastalığın miktarına, kaç segment tuttuğuna, beraberinde eğrilikler olup olmadığına ve kaymaların varlığına göre muhtelif tedaviler gerçekleştirilebilmektedir.

    Bel kayması nasıl oluşur? Nasıl tedavi edilir?

    Bel hastalıkları içerisinde sık görüleni bel kaymalarıdır. Bunun tıbbi ismi Spondilolistezis’dir. En sık bel bölgesinde görülür fakat boyun omurlarında da olabilir. Spondilolistezis muhtelif sebeplerle meydana gelir. En az beş nedeni vardır. En sık görüleni istmik olarak bilinenidir. Omurgada çok zayıf bir nokta olan pars bölgesinde bir kırık oluşur ve bu kırık neticesinde iki omurun birbiri ile olan ilişkisi bozularak bir omur, bir alttaki omura göre öne doğru kayar. Bu sık bilinen ve sık görülen bir bel kayması sebebidir.

    Fakat bunun dışında direkt travmalar, enfeksiyonlar, tümörler, dejenatif sebepler ve doğuştan bel kaymaları da olmaktadır. Bel kaymaları dar kanal ile aynı şikayetleri verir ve tedavileri de birbirlerine oldukça benzemektedir. Bel kaymaları, omurganın %25-50’ye kadar kaydığı durumlarda ameliyatsız tedavi edilir. %50’den daha fazla olan kaymaları, doğuştan olan kaymaları ve cerrahi dışı tedaviler yapılmasına rağmen sonuç alınamayan vakaları ameliyat etmek gerekmektedir.

  • Rahat bir gebelik için…

    Rahat bir gebelik için…

    Gebelik sürecinde yaşadığınız şikayetlerden bebeğinizi kucağınıza alana kadar kurtulma şansınız olmayabilir; ancak bu süreci nasıl daha rahat atlatabileceğinizi merak ediyorsanız bu yazıyı okumanızda fayda var. kadın doğum Uzmanı Op. Dr. Ayşe Kara anlatıyor.

    Bulantı ve Kusma: Psikolojik faktörlerin de etkisinin olabileceği bulantı ve kusmada hormon üreten sistemlerin rolü vardır. Bu durumda sık ve az miktarda kuru yiyecekler tüketin, ağır ve kokulu yiyeceklerden kaçının. Bulantı ve kusmanın devamında kilo kaybı da oluyorsa hekiminize başvurun.

    Karın Ağrısı: Ciddi bir hastalık belirtisi olabileceği gibi son 3 ayda rahmin kasılmasına bağlı olarak da görülebilir. Dinlenme ve pozisyon değiştirme ile düzelebilir. Ancak düzelmiyorsa hemen doktorunuza başvurun.

    Mide Yanması: Bağırsak hareketlerinin azalması ve gebelikte artan hormonların etkisi ile sindirim sistemi kaslarında oluşan gevşeme mide yanmasına neden olur. Antiasit ilaçlar bu dönemde sizi rahatlatacaktır.

    Hemoroid: Rahmin büyümesi toplardamarlardaki kan dönüşünü engelleyerek hemoroid oluşumuna, hemoroid varsa yakınmaların artmasına neden olur. Kabızlık bir kısır döngü yaratarak yakınmaları ağırlaştırabileceği için mutlaka önlenmelidir.

    Vajinal Akıntı: Gebelikte büyüyen rahim ağzı nedeniyle vajinal salgıda artış oluşur. Bu salgı artışı vajinal ortamın asiditesini bozarak enfeksiyona zemin hazırlar. Özellikle mantar enfeksiyonları gebelikte daha sık görülür. Yakınmalarda doktorunuza danışın.

    Sık İdrar Yapma: İdrar toplayıcı sistemlerin genişlemesi, idrar akışının azalması, hormon değişiklikleri ve büyüyen rahmin baskısı, mesane fonksiyonlarını değiştirerek iltihap için zemin oluşturur. Bu durumu engellemek için bol su için ve genital hijyeninize dikkat edin.

    Bacaklarda Kramp ve Ağrı: Serum kalsiyumunda azalma veya serum fosforunda artmaya bağlı, bacaklarda ağrılar görülebilir. Yorulduğunuzda dinlenmek şartıyla yürüyüş yapın ve sabit durarak ayakta beklemeyin. Kramp anında bacaklarınızı karnınıza doğru çekin.

    Bayılma ve Halsizlik: Hormonal değişiklikler tansiyon düşmesine neden olabilir. Bu durumlarda derin nefes alıp verin. Bacaklarınızı hareket ettirin, başınızı aşağı ayaklarınızı yukarı pozisyona getirin. Kan şekerinizin düşük olması da bayılmanıza neden olabileceği için şekerli sıvılar tüketin.

    Göğüslerde Hassasiyet ve Ağrı: Fizyolojik olarak göğüslerdeki değişiklik hassasiyete neden olabilir. Gebeliğe özel rahat sütyenleri 24 saat kullanın. Göğüslerinize buz uygulaması yararlı olabilir.

    Kabızlık: Bağırsak hareketlerinin azalması kabızlığa neden olur. Bol posalı yiyecekler, kepek ekmeği ya da tam buğday ekmeği tercih edin. Özellikle yaz mevsimindeyseniz kayısı, incir, erik gibi meyveler ve bunların kompostolarını tüketin.

    Ödem (Şişme): Gebelikte sıvı tutulmasına bağlı olarak görülür. Ödemler, gebelik zehirlenmesi belirtisi de olabilir. Bacaklarınızı yukarı kaldırarak dinlenin. Tuz alımını azaltın ve kesinlikle idrar sökücüleri kullanmayın.

    Baş Ağrısı: Duygusal ve hormonal değişiklikler veya sinüzite bağlı olarak baş ağrısı oluşabilir. Ayrıca gebelikte tansiyon yüksekliği ile seyreden gebelik zehirlenmesi, alerji ve enfeksiyon da bu duruma neden olabilir. Sık görülen ya da devam eden baş ağrılarında mutlaka doktorunuza başvurun.

    Bel Ağrısı: Duruş bozukluğu, vücut ağırlığının artışı gibi nedenler bel ağrısına yol açabilir. Duruşun düzeltilmesi bel ağrısını azaltır. Giysi ve ayakkabı seçiminde dikkatli olmalı ve uygun egzersizler yapmalısınız.

  • Zamanla cinsel isteksizlik sorunu başlar

    Zamanla cinsel isteksizlik sorunu başlar

    Karın bölgesinde oluşan fıtıkların en sık görülen türü olan kasık fıtığı ağrı oluşturarak günlük aktiviteleri sınırlamasının yanı sıra cinsel yaşamı da olumsuz etkileyebiliyor. Örneğin, cinsel ilişki sırasında ağrıya yol açmak gibi…

    Karın iç organların bir kısmının doğumsal veya sonradan oluşan zayıf noktalardan karın dışına çıkmasına fıtık deniliyor. Karın duvarı fıtıkları, yüzde 80 gibi rakamla en sık kasıkta ortaya çıkıyor. Her 100 kişiden 1-2’sinde görülen kasık bölgesindeki fıtık tedavi edilmezse zamanla büyüyebiliyor. Bunun sonucunda ağrı oluşturarak hayat standartlarını ciddi boyutlarda düşürebiliyor.

    Cinsel İlişkide Ağrı Nedeni

    Fıtık tedavi edilmezse büyüyor ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Örneğin ağır şeyler kaldırmak, öksürmek, ıkınmak, uzun süre oturmak ya da ayakta kalmak fıtık bölgesinde ağrıya neden oluyor. Fıtık aynı zamanda cinsel fonksiyonları da olumsuz etkiliyor. Örneğin her iki cinsiyette de cinsel ilişki sırasında ağrıya yol açabiliyor. Ayrıca oluşan şişlik kişileri estetik yönden rahatsız ederek özgüven eksikliği oluşturabiliyor. Bu faktörlerin etkisiyle de zamanla cinsel isteksizlik sorunu başlayabiliyor.

    Hayatı Tehdit Edebiliyor

    Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Hakan Gök tanı konduğunda fıtığın en yakın zamanda ameliyatla onarılması gerektiğini belirterek nedenlerini şöyle sıralıyor: “Çünkü geç kalındığında zayıf olan alan genişlediği için onarımı daha zor olduğu gibi fıtığın tekrarlama riski de artıyor. Ayrıca fıtığın içine giren bağırsağın boğulmasıyla, şiddetli ağrının yanı sıra delinme sonucu oluşan enfeksiyon gibi hayatı tehdit edebilecek komplikasyonlar oluşabiliyor. Bunun aksine erken tanı ve tedaviyle hasta kısa sürede normal hayatına dönebiliyor.”

    Aşırı Kilo ve Sigara Riski Artırıyor

    Fıtık herkeste görülebiliyor. Ancak; aşırı kilolularda, ileri yaştakilerde, bağ dokusu hastalığı olanlarda, sigara içenlerde ve diyaliz hastalarında risk artıyor. Kesi fıtıkları ise ameliyat yaralarının çeşitli etkenlerden ötürü tam iyileşmemesi nedeniyle zayıflamasına bağlı oluşuyor. b kolay teşhis ediliyor. Karın ön duvarı ya da kasıkta derinin altında bir şişlik ve dolgunluk fıtığın tipik belirtilerini oluşturuyor.

    Laparoskopik Yöntem Büyük Konfor Sağlıyor

    Fıtığın tek tedavisi var, o da cerrahi yöntem. Laparoskopik yöntemle uygulanan operasyonda karın bölgesi, içine özel bir iğne yardımıyla vücut için zararsız bir gaz olan karbondioksit verilerek şişiriliyor. Ardından karın duvarının uygun bir yerine 1 santim gibi küçük bir kesiden endoskop denilen ince bir teleskop benzeri alet sokularak karın içi görüntüleniyor. Endoskop bağlı olduğu kamera yardımıyla görüntüyü bir televizyon ekranına aktarıyor. Fıtık kesesi içine giren organlar yerlerine yerleştirildikten sonra sentetik bir yama zayıf olan yere tespit edilerek onarım tamamlanıyor. Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Hakan Gök operasyonun fıtığın yerine ve büyüklüğüne göre 15 dakika ile 60 dakika arasında tamamlandığını belirterek, hastaların bir gün sonra taburcu olabildiklerini ve 3-5 günde de rutin işlerine dönebildiklerini söylüyor.

  • Yaylı yatak mı? Viskoelastik yatak mı ?

    Yaylı yatak mı? Viskoelastik yatak mı ?

    Halen ağırlıklı olarak kullanılan yaylı yataklar mı yoksa viskoelastik akıllı yataklar mı?

    Yaylı yatak mı?
    Yatağın ana dolgu malzemesinin yaydan oluştuğu, vücuda destek ve yatağa esneklik sağlamak için çelik yay mekanizmasının kullanıldığı yataklar, yaylı veya paket yaylı yatak olarak adlandırılıyor. Bu sistemde üretilen yatakların öne çıkan özelliği ekonomikliği oluyor. Yaylar arasına deformasyonu engellemek için konulan destek süngerleri fazlalaştıkça yatağın sertliği artıyor. Yatak sertleştikçe ortopedik etkisinin arttığı yanılgısı da bundan kaynaklanıyor. Paket yay sistemleri ise daha yumuşak ve esnek olan çelik yayların küçük paketler içerisine konularak yatak içinde kullanıldığı sistemi oluşturuyor. Bu sistemde paketler birbirinden bağımsız yaylanma sağladığı için yaylı yataklara oranla daha ergonomik oluyor. Ayrıca vücudun bel, boyun, sırt ile kalça gibi değişik noktalarına farklı sertliklerde paket yay kullanılarak ekstra dayanıklılık ve esneklik sağlanabiliyor. Yaylı yataklarda sıkça karşılaşılan soft ortopedik, yarı ortopedik, full ortopedik gibi kavramların aslında yatağın ergonomisinden çok dayanıklılığına işaret ettiğini, ayrıca sert yatağın ortopedik yatak anlamına gelmediği bilinmeli. Paket yaylı yataklar, vücudun değişik bölgelerine farklı basınç uyguladığından yaylı yataklara oranla daha uygun ergonomi sunuyor. Buna karşın yaylı yataklar, paket yaylılara göre her zaman daha ekonomik oluyor.

    Viskoelastik mi?
    Viskoelastik özellikli akıllı yatakları paket yaylı yataklardan ayıran en önemli özellik uzay teknolojisinin kullanılıyor olması. Uzay teknolojisi olarak kabul edilen basınç azaltıcı viskoelastik malzeme ilk olarak NASA tarafından astronotların uzay yolculuğu sırasında maruz kaldığı basıncı indirgemek için keşfedildi ve kullanıldı. Bu teknolojinin yatakta kullanılmasıyla geliştirilen viskoelastik akıllı yataklar özellikle sağlık, konfor ve rahatlık açısından bir bütünün arayışı içinde olanlara hitap ediyor. Akıllı yatakların üst kısmında kullanılan bu viskoelastik malzeme, basınç azaltıcı özelliğe sahip… İçeriğindeki hafıza hücreleri, vücut ile temas ettiği anda ısı ve ağırlığa bağlı olarak hareketlenmeye başlıyor. Bu hareketlenme, yatak vücudun şekline ve yapısına göre ergonomik hale gelene kadar devam ediyor. Basınç azaltıcı etki sağlayan hafıza özelliği ile akıllı yatak olarak adlandırılıyor. Vücuda tam uyum sağlayan bu yataklar, vücut üzerindeki basıncı azaltarak sağlıklı kan dolaşımına zemin hazırlıyor. Yataktaki istenmeyen dönme hareketlerini azaltarak uyku kalitesini de artırmaya yardımcı oluyor. Mükemmel destek için, kilo ve değişik tercihlere göre ideal yoğunluklarda üretildiğine ve aynı zamanda yoğun hava geçirgenliği için özel kesimli destek katmanına dikkat edilmesi gerekiyor.

    SONUÇ
    Visko özellikli yataklar yatağın vücudunuzun özelliklerine göre tepki vermesini sağlıyor. Kişiye özel konfor sağladığı, daha iyi bir uyku deneyimi sunduğu ve uyku esnasında yatağın vücuda uyguladığı karşı basıncı engellediği için de yaylı veya paket yaylı yatakların önüne geçiyor. Ancak, uyku teknolojisinde hızlı gelişen yenilikleri ve getirilen uyku çözümlerini sınırlandırmak, kişiye özel en uygun desteği sunan yatağı belirlemek neredeyse imkansız. Bu nedenle kendinize en uygun yatağı bulmak için yatak ürünleri konusunda deneyimli firmaların yetkili satış uzmanlarına danışmanız öneriliyor.

    Formsanté Dergisi