Etiket: bebek

  • Bebe Vitrini Kadınlar Kulübü Üyelerine Özel Kampanya

    Bebe Vitrini Kadınlar Kulübü Üyelerine Özel Kampanya | 1

    bebevitrini.com sitesi ürün yelpazesi altında Anne Bakım Ürünleri, Emzirme Ürünleri, Hamile İç Giyim, Hamile Dış Giyim, Ana Kucakları, Bebek Arabaları, Bebek Beslenme Ürünleri, Mama Sandalyeleri, Oyuncaklar, Oto Koltukları, Oyun Parkları, Bebek Beşikleri, Yürüteçler Etiket fiyatlari üzerinden Kk Pro kart sahiplerine %10 indirim, ücretsiz kargo.

    Bebe Vitrini Kadınlar Kulübü Üyelerine Özel Kampanya | 2
    * Katlandığında Baston Şeklinde Ayakta Durabilme
    * Standart Araba Ağırlığından Daha Hafif,Taşıması Kolay
    * İçten Amortisörlü.Frenli ve 360 Derece Dönebilen Tekerlik Sistemi
    * Ayak koyma tablası ayarlanabilir,soğuk havalar için ayak örtülü
    * Üzeri komple kapanabilir tenteli ve tente üzerinde bebeğinizi görebilmeniz için şeffaf pencere
    * Boy ayarlı tutma kolları
    * Su gecirmeyen.yıkanabilir kumaş
    * Altta Büyük bir eşya sepeti
    * 5 noktalı emniyet kemeri
    * Dört kademe ayarlı sırt dayanağı
    * 0-48 ay kullanım süreli
    * 2 Yıl Garanti Süresi

    ANA KUCAĞI ÖZELLİKLERİ

    * 0-12 ay arası kullanım (0-13)kg
    * Standart kendi sınıf ölçülerinden daha uzun ve geniş
    * Boyun.başlık korumalı emniyet kemeri
    * Gerektiğinde boyun-başlık korumayı çıkartabilme
    * Üst koruyucu tenteli.
    * Komple çıkarılıp yıkanabilir kumaş

    İndirimli : 475 TL Ücretsiz Kargo ! (hemen al)

  • www.dalin.com.tr yenilendi, şimdi çok daha hayat dolu…

    Yıllardır Annelerin En Güvendiği, Çocukların En Sevdiği Marka Olan Dalin, web sitesi www.dalin.com.tr ‘yi yeniledi. Site şimdi daha eğlenceli, çok daha hayat dolu…

    Yenilenen Dalin web sitesinde artık yok yok. Anneler siteye tıkladıklarında, Dalin ailesine yeni katılan ürünlerden, Dalin etkinliklerinden haberdar olabileceği gibi, hem bebek bakımı hem de kişisel bakım konusunda uygulayabileceği pek çok öneriyi de bulacak.

    Bebek bakımında hayat kolaylaştırıcı alt değiştirme, bebek masajı, bebek banyosu ve uykusu gibi pek çok konuda bilgi edinebilirler. Annelere Özel hazırlanan sayfada ise anne sağlığı, güzellik, spor, cinsellik, stres, vitamin gibi pek çok konuda faydalı metinler bulabilirler.

    Dileyenler ise Dalin’in birbirinden güzel reklamlarını izleyebilir.

    www.dalin.com.tr adresine girerek yorumlara katılabilir, yazılar göndererek ‘’Haftanın Annesi’’ olabilir. Kısacası ‘’Dalin Anneleri’’ni pek çok sürpriz bekliyor. Annelere duyurulur…

    www.dalin.com.tr yenilendi, şimdi çok daha hayat dolu… | 3

  • Bebek sahibi olmak için; embriyo dondurma ikinci şans

    Dondurulmuş embriyodan gebelik şansı yüzde 66!

    Bebek sahibi olmak isteyen çiftler için “ikinci şans!” olarak tanımlanan dondurulmuş embriyodan tüp bebek tedavisi yüksek gebelik oranları ile yüz güldürüyor. Tüp bebek denemesi başarısız olduğunda ya da çiftler, başarılı bir embriyo transferinden sonra tekrar çocuk istediklerinde, bu yöntem yeni bir şans verdiğini söyleyen Umut Tüp Bebek Merkezi Başhekimi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr.Süleyman TOSUNDondurulmuş embriyodan elde ettiğimiz gebelik oranı yüzde 66! Bu çok yüksek bir oran. Sperm ve embriyodan sonra, şimdi yumurtaları da geliştirilmiş teknolojilerle dondurup, sonra da biyolojik potansiyellerine zarar vermeden çözmek, çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere gelecek vaat etmektedir” diyor.

    Embriyo dondurma işlemi hangi durumlarda yapılır?

    Embriyoların dondurulması, Tüp Bebek programlarında güvenliği ve verimliliği arttırdığı için bugün standart bir uygulamadır. Tüp Bebek tedavilerinde daha fazla sayıda yumurta üretmek ve toplamak için, hastanın yumurtalıkları hormonal olarak uyarılır. İşte bazen, toplanan ve başarıyla döllenen yumurtalar, rahime transfer edilecek embriyo sayısından fazla olur. Bu durumda, ihtiyaç halinde kullanılmak üzere fazla embriyolar dondurulur. Çift için bu yeni bir şans demektir.

    Embriyo saklamanın avantajları nedir?

    Embriyo dondurulması,en azından birçok embriyonun hemen transferi için hazır durumda bulunmasını garantiler ve hastayı sonraki Tüp Bebek denemelerindeki fiziksel sıkıntı, yumurtalık uyarılmasının masrafı ve yumurta toplanması işlemlerinden kurtarmış olur.

    Embriyo, hangi şartlarda dondurulmalıdır?

    Üremeye yardımcı teknikler, kısırlık problemi olan ve bebek sahibi olmak isteyen çiftler için çok önemli teşhis ve tedavi yöntemleridir. Buna rağmen, her embriyo transferi, sınırlı başarı olasılığına sahiptir. Sonuç olarak, tüp bebek tedavisinin önemli stratejilerinden biri, doğal siklustaki gebe kalma denemelerine benzer olarak, tekrar tekrar denemektir. Eğer fazladan dondurulmuş embriyo varsa tüp bebek denemesi, dondurulmuş embriyoların çözülerek transfer edilmesi şeklinde olur.

    Embriyosu dondurulan hastanın yaşı önemli mi?

    Embriyolar dondurulduğunda hastanın yaşı önemli bir faktördür; yumurtanın ve embriyonun kalitesi açısından. Transfer edildiğindeki hasta yaşı çok fazla önem taşımamaktadır.

    Dondurulmuş embriyo bebekleri sağlıklı ve normal midir?

    Donmuş embriyo kullanma şansına sahip olan çiftler bu konuda hiçbir endişe duymamalıdır. Şimdiye kadar dünyaya gelen çocukların hepsi sağlıklı ve normaldir. Bir çok çalışma, donmuş embriyolardan doğmuş çocukları incelemiştir. Sonuç, doğum defektlerinde ya da gelişim bozukluklarında hiç artış olmadığı yönündedir.

  • Molfix Esnek Bantlar ile bebekler artık daha özgür

    Bebekler, Molfix’in yeni ürünü ‘4×4’lük Uyum’un esnek yan bantları sayesinde artık daha özgür ve neşeli… Esnek yan bantlar, oyun oynarken ve emeklerken bebeğin hareket kabiliyetini engellemeden gelişimine destek oluyor.

    Yenilenen Molfix Esnek Yan Bantları bebeğin vücuduna mükemmel oturarak, özgürce hareket etmesini olanak sağlıyor Yeni Molfix, bebek vücuduna dört dörtlük uyum sağlayarak bebeğin hareket kabiliyetini engellemeden gelişimine destek oluyor.

    Molfix Esnek Bantlar ile bebekler artık daha özgür | 4

    Molfix, esnek yan bantları sayesinde bebeğin üzerinden kaymıyor. Bu özelliği sayesinde de bebeğin en hareketli anlarında bile sıvının dışarı sızmasına engel oluyor. Molfix esnek yan bantları, yemek sonrasında bebeğin şişen karnını sıkmayarak huzursuz olmasını da önlüyor. Bebeğin hareketi ile birlikte daralıp genişleyen esnek yan bantlar sayesinde bebek özgürce hareket ediyor.

    Sevimli çizgi film desenleri ile tasarlanan yeni Molfix ambalajları ve ürünleri bebeklerin neşesine neşe katıyor.

  • 012 Benetton bebekleri el öpmeye hazır

    012 Benetton’da bebek bayramı başladı !..

    012’nin 2009 Sonbahar-Kış Newborn Koleksiyonu’nda yer alan birbirinden şık ve şirin ürünlerle, bebekler bayramda el öpmeye hazırlanıyor. Kızlarda pembe, mor, kırmızı; erkeklerde mavi, yeşil, turuncu tonlarının hakim olduğu şehirli bir şıklık sunan koleksiyonda, süslü detaylarla zenginleştirilmiş, yumuşak dokunuşlu kumaşlarla üretilen modeller bulunuyor.

    Gelenekselliği modayla birleştiren beyaz, pembe ve uçuk mavi bebek çamaşırlarının da yer aldığı koleksiyonda, canlı renklerin şık detaylarla birleştiği modeller göze çarpıyor. Kız bebekler için kadife mini etekler ve pantolonlar, pötikareli jile elbiseler, zarif çiçek desenli hırkalar, şık küçük montlar ve anoraklar dikkat çekiyor. Kargo pantolon tarzı jean’ler, esprili tişört ve içlikler, mevsimlik montlar, kullanışlı anoraklar ve gösterişli tulumlar ise erkek bebeklerin şıklığını tamamlıyor.

    tutina_azzurratutina_rosa

  • Anne sütüne en yakın keçi sütü

    Anne sütüne en yakın süt olan keçi sütünün, yeni doğan bebeklerin beslenmesinin yanı sıra bir çok hastalığın tedavisine de yardımcı olduğu bildirildi.

    Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Koçak, laktoz oranı bakımından yüksek proteinlere sahip olan keçi sütünün değerli besin ögelerini içerdiğini söyledi.

    Keçi sütündeki yağ asitlerinin bazı rahatsızlıklara iyi geldiğini ifade eden Prof. Dr. Koçak, bu sütün organizmada iltihaplanmayı önlediği gibi diş ve kemik gelişimi için de iyi bir kalsiyum kaynağı olduğunu kaydetti.

    Doğal homojenize olan sütün, vitamin A, fosfor, magnezyum ve selenyum miktarı açısından anne sütüne en yakın süt olduğunu bildiren Prof. Dr. Koçak, şöyle devam etti:

    100 gram anne sütünde kalsiyum oranı 32, inek sütünde 119, keçi sütünde 134 miligramdır. Keçi sütündeki bakteri miktarı ve yağ oranı diğer hayvanlardan daha azdır. Laktoz oranı bakımından yüksek proteinlerine sahip olması nedeniyle keçi sütü değerli besin ögelerini içeriyor. Yeni doğan bebekler, anne sütü alamadığı dönemlerde ihtiyaç duyacağı besin elementlerini en iyi keçi sütünden alabilir.

    Keçi sütünden yapılmış ürünlerin Avrupa’da ”özel sağlık marketlerinde” özel fiyatlarla satıldığını ve bebeklere anne sütünün alternatifi olarak verilebileceğini bildiren Prof. Dr. Koçak, ”Ancak bazı kişiler tat anlamında sevmeyebilir, onlara ağır gelebilir. Örneğin koyun sütü ya da peyniri de tat ve koku anlamında herkes tarafından tercih edilmeyebilir” dedi.

    CİLT HASTALIKLARINDA YARARLI AMA İLAÇ DEĞİL

    Keçi sütünün serum proteinlerinin alerjik özelliği olmamasından dolayı sindirim sistemi rahatsızları ile bazı cilt hastalıkları için tedavi edici olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Koçak, ”Ama ne olursa olsun, aşırıya gidip abartılmaması lazım. Keçi sütü ilaç değildir. Yani hiç bir gıda tek başına tedavi edici özelliğe sahip değildir. Ne olursa olsun abartmayalım. Öncelikle her türlü rahatsızlıkta ilaçla tedavi yolunu seçilmelidir” dedi.

    1. FRANÇOIS’YI İYİLEŞTİRMİŞ

    Tarihte de keçi sütünün bazı faydalarına rastlandığını bildiren Prof. Dr. Koçak, ”16. yüzyılda 1. François rahatsızlanmış ve hastalığına hiç kimse çare bulamamış. O dönemde Kanuni Sultan Süleyman’dan yardım istemişler. Kanuni kendi doktorunu ve yanında keçisini göndermiş. Keçinin sütünü ve yoğurdunu her gün içen François bir süre sonra eski sağlığına kavuşmuş ve Fransa’da yoğurt, ilaç niyetine kullanılmaya başlamış. Tıp kitaplarında da keçi sütünün iyileştirici gücüne yönelik çeşitli eserler yer alır” diye konuştu.

    NtvmsnbcLogoSmall

  • Doğum sonrası beslenmenin 11 püf noktası

    Hem emziren annenin hem de bebeğin sağlığı açısından dengeli ve yeterli beslenme büyük önem taşıyor.


    Doğum sonrasında annenin aklına gelen en önemli sorulardan biri, fazla kilolardan nasıl kurtulacağıdır. “Lohusalık döneminde kilolarınızı dert edinmeyin” diyen Diyetisyen Ayşe Korkmaz, emziren annelerin hem kendilerinin hem de bebeklerinin sağlıklarını ön planda tutması gerektiğini söyledi ve kadınlara doğum sonrası doğru beslenme ile ilgili ipuçları verdi:

    Öncelikle emzirmenin yoğun olduğu ilk 6 ayda kilo vermek için hiçbir zayıflama diyeti uygulamayın.

    Özellikle yağlı yemekler yapmaktan kaçının, unlu ve şekerli gıdaları çok fazla tüketmemeye çalışın. Daha çok ızgara veya buharda pişirme yöntemlerini kullanın. “Sütüm olacak” diye kilolarca tatlı yemenize gerek yok. Çünkü şeker ve şekerli besinler sütünüzü artırmaz. Aspirin bile olsa, doktorunuza başvurmadan ilaç almamalısınız. Bunlar sütünüze geçebilir.

    EMZİRMEK KİLO VERMENİN EN ETKİLİ YOLU

    Bebeğinizi emzirmek kilo vermenizi kolaylaştıran en etkili yöntemdir. Çünkü emzirme sırasında bazal metabolizma hızı denilen vücudun harcadığı enerji, normal dönemden daha fazladır. Bu nedenle, bu dönemde uygulanan sağlıklı bir beslenme programı ile hem kilo vermek kolaylaşıyor hem de bebeğinizi daha kaliteli sütle beslemiş olursunuz. İlk maddesi emzirmek olan bu 11 maddelik listemiz ise beslenmenizdeki yeni düzenlemeler için size yol gösterici olabilir:

    1-KALORİYE DİKKAT

    Şu anda her lokmanız bir zamanlar içinizde gelişmekte olan bebeğinizle paylaştığınız kadar önemli olmasa da, besin seçiminiz süt kaliteniz açısından önem taşımaktadır. Özellikle yeni bir anne olarak çok daha fazla enerjiye ihtiyacınız olacak. Bu nedenle eğer emziriyorsanız hamilelik öncesi ağırlığınızı korumak için almanız gereken kalori miktarına günde 400 ile 500 ekstra kalori eklemeniz gerekiyor.

    2- PROTEİNLER BESLENMENİN YAPI TAŞLARI

    Enerjinin yüzde 15’i proteinlerden gelmelidir. Et, tavuk, balık, yumurta ve kurubaklagiller proteinler zengin olan besinlerdir. Ayrıca bu besinler B grubu vitaminleri, demir ve çinko açısından da zengindir.

    3-KALSİYUM GELECEK İÇİN ÖNEMLİ

    Bu dönemde kalsiyum ihtiyacınızı tam anlamıyla karşılamak en çok dikkat etmeniz gereken konulardan biridir. Günlük beslenme içerisinde 3 porsiyon süt ve süt ürünleri tüketmek yeterli olacaktır.  Kilo kontrolü açısından az yağlı olanları tercih edebilirsiniz.


    4-DOĞAL VİTAMİN KAYNAKLARI SEBZE VE MEYVELER

    Meyve ve sebzelerde hayati önem taşıyan vitaminler ve mineraller bulunur. Her öğünde mutlaka sebzeve meyve tüketmeye çalışın. Pişirme şekli vitamin ve mineral içerikleri üzerinde etkilidir. Bu nedenle sebzeler önce yıkanıp sonra mümkün olduğu kadar büyük parçalar şeklinde pişirilmelidir.

    5-DEMİR AÇIĞINI TELAFİ EDİN

    Vücuttaki demir eksikliği hamilelik döneminde birçok kadının karşısına çözülmesi gereken bir sorun olarak çıkar. Bunun için hamilelikte demir ihtiyacına yönelik beslenmenin yanı sıra doktorun önerdiği şekilde dışarıdan demir takviyesi yapılır. Çünkü hamileliğin ikinci yarısında bebeğiniz, demir depolarını oluştururken sizin demir depolarınızdan yararlanır. Bu nedenle, doğum sonrasında da devam eden demir eksikliğinizi gidermek için öğünlerinizi demir yönünden zenginleştirmek için kırmızı et, pekmez, yumurta sarısı günlük beslenmeye eklenmelidir. Yiyeceklerle beraber alınan demirin vücutta kullanılmasını önemli ölçüde engelleyen çay tüketimini ise mümkün olduğunca azaltmalısınız. Ayrıca demir emilimini arttırmak için C vitamini içeren besinler ile tüketilmesi daha iyi olacaktır. Salata, taze sıkılmış meyve suları gibi.

    6-FOLİK ASİTİ İHMAL ETMEYİN

    Ezirme döneminde de tıpkı hamileliğinizde olduğu gibi folik asit yönünden zengin besinler tüketmelisiniz. Folik asit en fazla yapraklı yeşil sebzeler, karaciğer, böbrek, yumurta, kabuklu tahıllar, ceviz, badem, fındık, fıstık, mercimek, baklagiller ve taze sıkılmış portakal suyunda bulunuyor. Hamilelikte ve emzirme süresinde 400-800 mikrogram alınması gerekiyor. Bu miktarı besinlerle karşılamak zor olduğu için vitamin haplarıyla açığı kapatabilirsiniz. Ayrıca folik asit vücutta depolanamadığı için her gün almak gerekiyor.

    7-YAĞLARDAN UZAK DURUN

    Enerjinin yüzde 30’u bu gruptan sağlanmalıdır. Özellikle n-3, n-6 ve n-9 yağ asitleri örüntülerine dikkat edilmelidir. n-3 yağ asitleri deniz ürünleri özellikle yağlı balıklarda (somon, uskumru), soyayağı, kanola yağı, yumurta sarısı ve anne sütünde bulunmaktadır. n-6 yağ asiti; soyayağı, ayçiçek ve mısırözü yağında bulunmakta, n-9 yağ asiti ise fındık ve zeytinyağında bulunur.

    8-İYOTLU TUZ KULLANIN

    Hamilelik dönemi vücudun iyot gereksiniminin arttığı bir dönem. Çünkü hamilelikte görülen iyot eksikliği düşük, ölü doğum ve bebek ölümlerinde artmaya neden olurken, bebeklerde zeka geriliğine, sağırlık ve cüceliğe neden oluyor. Emzirme döneminde iyotlu tuz kullanmak iyot ihtiyacını karşılamak için yeterli olacaktır. Tuzu kapalı ve ışık almayan yerde saklayın.

    9-BOL BOL SIVI TÜKETİN

    Doğumdan sonra emzirme döneminiz içerisinde günlük 2,5-3 litre sıvı almaya özen gösterin. Bu miktar sıvının tamamını su ile tamamlayabilirsiniz veya hazır meyve suları ve asitli içecekler yerine, az şekerli komposto suyu ve taze sıkılmış meyve sularını tercih edin.

    10-VİTAMİN TAKVİYESİ GEREKEBİLİR

    Emzirme dönemi içerisinde doktor tavsiyesi ile ek vitamin takviyesi alınabilir. Bu noktada sebze-meyvede bulunan doğal vitaminlerden daha fazla yararlanabilmek için ;meyve suları sıkıldıktan sonra yarım saat içinde tüketlimeli, salata yaparken mümkün olduğu kadar az bıçak ile işlem uygulanmasına dikkat edilebilir. Ayrıca salatanın limonu yemeden hemen önce sıkılmasına dikkat edilmelidir.

    11- ENERJİ İÇİN KARBONHİDRAT TÜKETİN

    Emzirme döneminde hamilelikte olduğu gibi günlük enerjinin yüzde 55-60’ını karbonhidratlardan sağlamanız gerekir. Burada dikkat edilecek nokta şeker gibi basit karbonhidrat yerine pilav, makarna, patates, ekmek gibi kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir. Kilo kontrolü sağlamak açısından iyi olacaktır.

  • Rahat bir hamilelik için nefes egzersizi

    42-21637835Rahmin büyümesiyle birlikte karın ve göğüs boşluklarını ayıran diyafram kası yukarıya doğru itilir ve göğüs boşluğu sıkışır. Nefes darlığı yaşayan, otururken dahi nefes nefese kalabilen anne adayları için nefes egzersizlerinin gerekliliği de bu noktada ortaya çıkar.

    Gebelik sırasında nefes darlığı en sık rastlanan şikayetlerden biri. Solunum Fizyoterapisti Dr. Seniha Avcıl Uğurlu, gebelik döneminde yapılan nefes egzersizlerinin rahat bir hamilelik ve doğum için neden önemli olduğunu anlattı:

    ANNE ADAYLARI GEVŞEMEYİ ÖĞRENİYOR


    Solunum egzersizleri doğumun ikinci döneminde ağrılar esnasında anne adayının nefesini kontrollü kullanarak, etkili bir biçimde ıkınmasını sağlar. Gevşeme egzersizleri; doğumun ağrısız döneminde, anne adayına nasıl gevşeyeceğini öğreterek bebeğin doğumu için gerekli enerji birikimini sağlar ve gücünü yararlı olarak kullanmasına yardımcı olur.

    DURUŞ BOZUKLUĞUNU GİDERİR, AĞRILARI AZALTIR

    Gebelikte; uterusun büyümesi ve vücut ağırlığının artmasına bağlı olarak vücudun duruşu değişir. Vücut duruşundaki değişiklik bel, sırt ağrılarına neden olur. Bu nedenle;

    • Gebelikte ortaya çıkan duruş bozukluklarını gidermek,
    • Sırt ağrılarını azaltmak,
    • Doğum sırasında gerekli soluma ve gevşemeyi öğretmek,
    • Karın ve perine kaslarının elastikiyet ve kuvvetini artırmak,
    • Anne adayını ruhsal olarak doğuma hazırlamak,
    • Anne adayının bilinçli olarak doğuma yardımını sağlamak ve doğumu kolaylaştırmak amacıyla, gebelikte egzersiz yapılmalıdır.

    HAMİLELİĞİN 3. AYINDAN İTİBAREN BAŞLANMALI

    İlk üç aydan sonra egzersiz programına başlanmalıdır. Uygulama günde bir kez 5’er tekrar şeklinde olmalı ve doğuma kadar devam edilmelidir. Her kadın psikolojik ve fiziksel açıdan farklıdır. Bu nedenle her gebe bir fizyoterapist tarafından değerlendirilmeli ve egzersiz programı planlanmalıdır.

    42-19835804DOĞUM ÖNCESİ YAPILAN EGZERSİZLER

    • Solunum Egzersizleri
    • Derin karın solunumu
    • Derin göğüs solunumu
    • Gırtlak solunumu

    Gevşeme egzersizleri

    Sırt ve bel ağrılarını azaltmak amacı ile yapılan egzersizler.


    Kegel egzersizleri

    İdrar kesesi, rahim ve kalın bağırsağın son bölümünü destekleyen kas grubunu çalıştıran egzersizlerdir. Pelvik taban kasları dediğimiz bu kas grubunuz yeteri kadar kuvvetli değilse doğum sonrasında ve bazen gebelik sırasında öksürmekle, hapşırmakla oluşabilen idrar kaçakları olabilmektedir. Kegel egzersizleri pelvik taban kaslarını hissettikten sonra her yerde yapabilecek egzersizlerdir.

    DÜŞME RİSKİ AZALIYOR

    Hamilelikte oluşabilecek bel ağrısı, kabızlık, bacaklarda şişlik (lenfatik ve venöz dolaşımı artırarak) problemlerini en aza indirir,
    Hamilelikte gelişebilecek şeker hastalığından ( gestasyonel diyabet) korur veya tedavi eder,
    Hamilenin duruşunu geliştirir,
    Moral olarak hamileyi anneliğe hazırlar, doğum korkusunu azaltır,
    Gerginliği azaltır,
    Kas gücünü, elastikiyetini ve dayanıklılığı artırır,
    Enerjiyi artırır,
    Dengeyi koruyarak düşme riskini azaltır

    DOĞUM SANCILARI EN AZA İNDİRGENİR

    Solunum egzersizleri ve gevşeme teknikleri özellikle doğum süreci başladığında annenin sakin kalarak kendisinin ve bebeğinin strese girmeden süreci tamamlamasına yardımcı olur. Doğum sancılarının gelmeye başladığı birinci dönemde gevşeme teknikleri ile anne enerjisini aktif doğum sürecine saklar. Yine ilk dönemde solunum teknikleri ile anne ağrıyı daha az hisseder. Bu egzersizlerin hamilelik süresince öğrenilmesi daha rahat bir doğum geçirilmesine yardımcı olacaktır.

    Kaynak : ntvmsnbc.com

  • Tiyatroya gitmeyen çocuk kalmasın …!


    Çocuklara tiyatro sevgisini aşılamayı amaç edinen Dalin, 2006’dan bu yana İstanbul Devlet Tiyatroları ile işbirliği yapıyor…

    Çocuklarımızın gelişiminde kültür ve sanatın öneminin farkında olan Dalin, bu amaçla 2004 yılında Dalin Çocuk Tiyatrosu’nu kurmuş ve bugüne kadar 50.000’i aşkın çocuğumuzun ücretsiz olarak tiyatro izlemesine katkıda bulunmuştur.

    Bu çalışmanın olumlu sonuçlar vermesinden gurur duyan Dalin, 2006 – 2007 tiyatro sezonundan itibaren Devlet Tiyatrosu ile işbirliği yaparak tiyatroya destek vermeyi sürdürmektedir. Bu anlaşma kapsamında özellikle maddi durumları yeterli olmayan ilköğretim öğrencilerinin İstanbul Devlet Tiyatroları’nca sahnelenen çocuk oyunlarına katılmaları sağlanıyor.

    Çocuklarımıza küçük yaşlarda aşılanan sanat sevgisinin onlar büyüdükçe katlanacağına yürekten inanan Dalin, İstanbul Devlet Tiyatrosu işbirliği ile bugüne kadar 13,500 ilköğretim öğrencisinin tiyatroya gitmesini sağlamıştır. Dalin, “Tiyatro görmeyen çocuk kalmasın’’ diyerek çalışmalarına hızla devam ediyor.

    tiyatro

    Ayrıntılı Bilgi İçin :
    Dünya İşleri İletişim Ajansı