Etiket: ayrılık

  • Eski Eşi Unutmanın Yolları Nelerdir?

    Eski Eşi Unutmanın Yolları Nelerdir?

    Canınız çok yanıyor, üzülüyorsunuz içiniz içinizi yiyor öyle mi? Eski eşi unutmanın yolları makalemizde onu zihninizden silecek önerilere yer verdik.

    Ona ait resim, eşya hiçbir şeyi etrafınızda bulundurmayın.
    Romantik filmlerden ve müziklerden uzak durun.

    eski_sevgiliyi_unutmanin_yollari (1)
    Kendinize hayırlı bir meşgale bulun, hobi edinin, bir şeylerle uğraşın, zihin bir yere yoğunlaşınca başka şeyler düşünmesi zorlaşır.
    Onunla yaşadığınız kötü anıları, birbirinizden nefret ettiğiniz anları aklınıza getirin.

    eski_sevgiliyi_unutmanin_yollari (2)
    Zamana bırakın, zaman herşeyin ilacı, sabırla acının gecmesini bekleyin.
    Ortak arkadaşlarınızdan rica edin, onunla ilgili konuyu açmasınlar.

    Telefonunuzdan, facebooktan, mailden silin, gözden uzak, gönülden de ırak olur.
    Ve son olarak çivi çiviyi söker, evlenecek başkasını bulun.

    eski_sevgiliyi_unutmanin_yollari (3)

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Erkekleri Kadınlardan Soğutan Fiziksel Özellikler

    Erkekleri Kadınlardan Soğutan Fiziksel Özellikler

    Kadın erkek ilişkileri hassastır en ufak sorunla düzgün giden bir beraberlik tepetaklak olup, bitebilir.Erkekleri kadınlardan soğutan fiziksel özellikler makalemizde sevdiğiniz kişiyi sizden uzaklaştırabilecek olan nedenlere verdik.

    erkekleri_kadinlardan_sogutan_seyler (1)Ağız kokusu erkeği kadınından soğutan etmenlerdendir. Bu nedenle her yemekten sonra muhakkak dişlerinizi fırçalayın.
    Yağlı ve kepekli saçlar… Bakımsızlığın ve pasaklılığın da alametidir bu saçlar ve erkeğin midesini bile bulandırabilir…

    erkekleri_kadinlardan_sogutan_seyler (2)

    Sararmış dişler. Güler yüzlü olabilirsiniz bu artı bir özelliktir, fakat dişlerinizi asla kirli bırakmayın!
    Kıllı bir beden. Genital bölgedeki ve koltuk altındaki kıllar şayet alınmazsa bu yerlerde bakteriler ürer ve koku oluşur, estetik olarak da tüylü bir vücut göze hoş gözükmez.

    erkekleri_kadinlardan_sogutan_seyler (3)Erkeğinin yanında geğirme, yellenme… bu gibi insani olan fakat toplum içinde yapılmaması gereken şeyler, eşinizi sizden uzaklaştırır.
    Bıyık! Bıyıklı bir kadın hangi erkeğe cezbedici gözükür ki?

    Kokan bir beden, bakımsız bir vücut…
    Burundaki kıllar, gözdeki çapaklar, göğüs uçlarındaki tüyler…

    İlgili Konular

    Erkekler Ne İster? makalemizi okumak için tıklayınız

    Erkekleri Kadınlardan Soğutan Şeyler Nelerdir? Tıklayınız

    Erkeklerin Sevmediği Kadın Davranışları Hangileridir? Tıklayınız

    Erkekler Bu Kadınlara Bayılıyor Tıklayınız

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Kadınların Erkeklerden Soğuma Nedenleri

    Kadınların Erkeklerden Soğuma Nedenleri

    Kadın ve erkek ilişkileri çok hassastır, çabuk kopabilir. Kadınları erkeklerden soğutan şeyler makalemizde ayrılık ve boşanmaya kadar gidebilen ilişki sorunlarına yer verdik.
    Hijyen Eksikliği
    Ağzı sigara, içki kokan, bedensel temizliğine dikkat etmeyen erkek hiç bir kadına cazip gelmez
    ve bir süre sonra kadın böyle bir erkeğe dokunmak bile istemez.

    Kıskançlık
    Kıskanılmak, sahiplenilmek her kadının hoşuna gider fakat bu ileri boyuttaysa, kadın bundan rahatsız
    olmaya başlar ve partnerinden soğur.

    Seks Bağımlılığı
    Cinsellik, neslin devamı için yaradanın lütfu olan zevki bir aktivitedir.
    Aklı bel altında kalmış, fantazilerde sınır tanımayan, tek mevzusu bu olan erkek kadınlar
    için yanlış erkek grubundandır.

    Agresiflik
    Sinirli ve geçimsiz bir erkekle yaşamak kadını en yıpratan şeylerdendir.
    Saman alevi gibi anında parlayan bir erkek kadını üzer ve bunlar zamanla birikip ilişkiyi kopma noktasına getirir.

    Egoist Kişilik
    Yalnızca kendisi için yaşıyan, empati duygusundan mahrum erkek kadınını
    kendisinden uzaklaştırır, ilişkiyi bitme noktasına getirir.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Burçlara Göre Ayrılık Tepkileri

    Burçlara Göre Ayrılık Tepkileri

    Aşk acısı çeken burçların ayrılığı kabullenme biçimleri farklıdır. İşte burçlara göre ayrılık tepkileri

    Koç
    Koç burcu terk edildi mi, kısa sürede kendine aşk bulabilecek bir yapıdadır.
    Onun için bir ilişki bitmişse bitmiştir, geriye bakmazlar.

    Boğa
    Boğalar sabırlıdır ve asla vazgeçmeyecek kadar inatçıdırlar, en sadık aşık bunlardan çıkar.

    İkizler
    İkizler ayrılık acısı sonrası kendini en çabuk toplayan burçtur.
    Öncelikle bir bocalama dönemi yaşarlar, daha sonra
    sayfayı kapatıp önüne bakarlar.

    Yengeç
    Yengeçler aşk acısını en derin yaşayan gruplardır.
    O kadar üzülürler ki, resminize bakıp bakıp eski yaşadıklarınızı tekrar hayal ederler.
    Yengeçlerin bu durumu önlerine yeni bir aşk çıkana kadar kalıcıdır.

    Aslan
    Aslanlar lider ruhludur. Egoları acı çekmeye izin vermez ve hemen birini aramaya koyulurlar.

    Başak
    Başaklar ayrılığınızı analiz eder ve kendilerine sizin suçlu olduğunuza kendini ikna edip yoluna devam ederler.

    Terazi
    Teraziler yalnızlığı sevmez, önce çok üzülürler fakat sonra hayat aşksız geçmez diyip yeni maceralara geçiş yaparlar.

    Akrep
    Akrepten ayrılmayı düşünüyorsanız bu fikre onu yavaş yavaş alıştırın.Birden giderseniz, bundan hiç hoşlanmazlar, intikam alabilecek kapasitededirler.

    Yay
    Yaylar pozitif kişilerdir. Bitmişse bitmiş ben önüme bakarım diye düşünürler.

    Oğlak
    Oğlağın toparlanması zaman alır fakat dışarı soğuk kanlı ve vurdumduymaz gözükür.
    Hemen yeni bir ilişkiye geçemez, zaman ilacıdır.

    Kova
    Kovalar sosyal kişilerdir, üzülmesi kısa sürer ve yeni aşkını beklerler.

    Balık
    Balık ayrılığı zor kabul eden, duygusallığın dibini yaşayan burçlardır.
    Ayrıldıktan sonra ya kendi iç dünyasına çekilir üzülmeye devam eder veya sizle
    tekrar barışma yollarını arar.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • İlişkiyi bitiren nedenler

    İlişkiyi bitiren nedenler

    Bazı ilişkiler kıskançlıktan bazıları da maddi sıkıntılardan dolayı zarar görebiliyor. Evlilik ve Çocuk Terapisti Uzman Psikolog Ramazan Şimşek, ilişkiyi bitiren en önemli 10 nedeni sıraladı.

    Aşırı kıskançlık: Kıskançlık bir ilişkinin sosudur. Az olması ilişkinin lezzetini artırır ama fazlası ilişkiyi bozmaya başlar. Kıskançlık içinde bencillik, şüphe, yetersizlik ve güvensizlik duygularını barındırır. Aşırı kıskanç davranan kişi aslında karşı tarafa sürekli “sana güvenmiyorum” mesajı gönderir. Düşük dozda kıskançlık “seni önemsiyorum” gibi algılanırken aşırı dozu önemsenmemek olarak algılanır. Kişinin hareket alanı daralır, duygu ve düşüncelerini rahat ifade edemez ve ilişki kopmaya başlar.
    Küçümsemek: Kişinin kendini partnerinden üstün gördüğünü belirten ifadelerdir. Küçümseme bir ilişkinin bitmesindeki en büyük belirleyicidir. “Sen anlamazsın, bir işi beceremezsin” gibi ifadelerle başlayan küçümseyici ifadeler benliğin yok sayılmasına neden olur.
    Duvar örmek: Duygusal alışverişin bitmesi anlamına gelir. Duvar ören çiftler birbirlerine duygusal iletiler göndermez. Paylaşımlar, cinsellik ve konuşmalar gittikçe azalır. Tartışmanın bile gereksiz olduğu düşünülür. Çiftler kendi dünyasını kurar. Araya uzun süren küslükler girer. Bir anlamda ilişkinin hazan mevsimidir.
    Aldatmak ve yalan söylemek: İlişkiyi bitiren nedenlerin başında gelir. Aldatmak, yalan söylemek özellikle partnerin kişiliği ve ruh sağlığı hakkında olumsuz düşüncelere neden olur. İncinmiş olmanın dışında o kişiyle geleceğe dair hiçbir plan yapmak istemezsiniz.
    Sorumluluk almamak: İlişki doğası gereği karşılıklı sorumluluk almayı gerektirir. Çiftler birinin sorumluluğu almaması durumunda ilişkinin yükü diğerine ağır gelmeye başlar. Bir kayıkta olduğunuzu düşünün, kayığın ilerlemesi için iki küreğinde eş zamanlı olarak çekilmesi gerekiyor. Çiftlerden biri küreği çekerken diğeri çekmediğin de kayık ilerleyemez ve kendi etrafında dönmeye başlar.
    Gizli gündemler: İlişkide gizli bir hesap varsa sözler ve eylemler birbiriyle uyuşmaz. Bu sorun ilişkiyi sürekli kısır döngüye sokar. Kavgaların sonu gelmez. Gizli hesapların olması er geç anlaşılır ve ilişkinin temel bağı olan güven sarsılmaya başlar.
    Dışarıdan müdahale edilmesi: Aile ve arkadaş gurubunun olumsuz etkisi en çok karşılaşılan müdahalelerdir. Aile bireyleri ve değer verilen arkadaşların partnerinize cephe alması, onu reddetmesi ya da hakkında sürekli olumsuz konuşulması sizi ondan soğutmaya başlar. Dışarıdan müdahaleye açık olan ilişkilerde bir türlü “biz” duygusu oluşmaz.
    Şiddet: Fiziksel, sözel ya da psikolojik şiddetin varlığı ilişkiyi en hızlı bitiren etkenlerin başında gelmektedir.
    Mesafe: Çiftlerden birinin okul, askerlik ve iş gibi nedenlerden dolayı ayrı şehir ya da ülkelerde yaşamak durumunda kalması, araya uzun mesafelerin girmesi ilişkiyi bitiren nedenlerden birisidir. Gözden uzak olanın gönülden uzak olması geçerliliği hala sürdürmektedir.
    Maddi sıkıntılar: Özellikle ilişkinin ilerleyen zamanlarında ortaya çıkan iş kayıpları ve iflas gibi durumlar ilişkinin üzerine kara bulut gibi çöker. İlişki üzerinde yarattığı baskının gitmesi uzun zaman alır. Alışılmış olan dengeleri bozması ve elde edilen kazanımların bir anda bitmesi çiftlerin gelecek planlarını altüst etmesi bakımından önemli bir nedendir.

  • Bekar kadınlara öğütler

    Bekar kadınlara öğütler

    Ayrlık sonrası yalnızlık buhranları geçiren ve sonra bu durumun üstesinden gelmeyi başaran mutlu bekarlardan mutsuz bekarlara tavsiyeler

    Yalnız olmak zor. Hele ki uzun bir ilişkiden çıkınca iyice zor. Neden yalnızım diye içe kapanmaktansa, sizi karanlığa çeken ruh haliyle baş etmenin yollarını öğrenmelisiniz.

    Yalnızlık buhranları geçiren ve sonra bu durumun üstesinden gelen mutlu bekarlardan halihazırda mutsuz bekarlara tavsiyeler…

    Güzel olduğunuzun farkına varın

    Burnunuz uzunmuş, kalçanız büyükmüş, memeleriniz küçükmüş; bunların hiç önemi yok! Emin olun, tüm bunlara başkalarından çok daha dikkatli bakıyor, kendinizi ölümüne eleştiriyorsunuz.

    Hadi ama, biraz olgunlaşma zamanı! 15 yaşındaki halinizde kalmayacağınızı biliyor olmalısınız. Her şeyi bir yana bırakın ve güzel yanlarınıza odaklanın. Geçin aynanın karşısına; gözlerinizin güzelliğine, gülüşünüzün sıcaklığına bir kez daha hayran olun. Kendi güzelliklerinize sarılır ve onları sahiplenirseniz, onları daha çok ortaya çıkarmaya meyilli olursunuz ve böylece başkalarının da fark etmesi kolaylaşır.

    “Hayır, teşekkürler” demeyi öğrenin

    Bir erkek, size karşı ilgili olduğunu gösteriyorsa sırf yalnız kalmamak için, size çekici gelmediği halde ona evet demek zorunda değilsiniz. Üstelik bu, kabalık olarak algılanır endişesi de taşımanıza gerek yok. Hiç kimseyi bulamayacağım galiba düşüncesiyle hoşlanmadığınız biriyle birlikte zaman geçirmek kendinizi kötü hissettirebilir. Gerçekten ilgi duyacağınız birine evet demek hakkınız.

    Öte yandan sizin için umut vaat eden birinin birlikte dışarı çıkma teklifini olumlu karşılamak da bir hata değil. Bu, illa ki geceyi onunla birlikte geçireceksiniz anlamına gelmez. Niyetiniz, sadece birini tanımak, hepsi bu. Evet demek de hayır demek de sizin hakkınız. Her ikisi için de kendinizi mecbur hissetmeyin.

    Seks için her zaman önce aşk paranoyasına kapılmayın

    Özellikle bir ilişkiyi yeni bitirmişseniz, vücudunuzla sorununuz varsa, bundan sonra bir kimsenin sizi sevmeyeceği, kimseyle seks yaşayamayacağınız endişesine kapılabilirsiniz. Oysa ten çekimi yaşadığınız biriyle sürekli bir ilişki ya da evlilik hayali kurmadan da birlikte olabilirsiniz. Zor bir ilişki ve zor bir ayrılık yaşamış olmanız, sizi geleceğe dair dikkatli planlar yapmaya itiyor olsa da, kendinize hakim olun ve yaşadığınız anın tadını çıkarın sadece. Belki ilişkiniz zamanla gelişecek ve taşlar yerine oturacaktır.

    Yatakta tek başına olmak bir ayrıcalıktır

    Ayrılık sonrası, biriyle yorgan savaşı yapmadığınız, selülitlerinizi örtmeye çalışmadığınız, uykunuzun en güzel yerinde horultuyla uyandırılmadığınız geceler sizin. Çapraz şekilde keyif yapabileceğiniz yatağınızın tadını çıkarın!

    Bazı şeyleri teş başınıza yapmayı öğrenin

    Bugüne kadar hep eski sevgilinizle yaptığınız şeyleri; konsere, sinemaya gitmek, dışarıda akşam yemeği yemek, seyahat etmek gibi pek çok aktiviteyi tek başınıza yapın. Elbette tüm bunları arkadaşlarınızla da yapabilirsiniz ama tek başına olmanın verdiği özgürlük duygusunu mutlaka yaşayın. Hem kendinizi dinlersiniz hem istediğiniz yerde, istediğiniz kadar kalırsınız hem de yeni insanlarla tanışma fırsatı yakalarsınız.

    Kendi ayaklarınızın üzerinde durmayı öğrenin

    Bugüne dek kendinize ait bir cüzdanınız olmadıysa, boşanma sonrası sıkıntı yaşamanız kaçınılmaz. Ama bu, sıkıntıların üstesinden gelemeyeceğiniz anlamına da gelmez. Bazen yakınlarınızın desteğini alarak, çalışma hayatına sıkı sıkı tutunarak, kendi bağımsızlığınızın tuğlalarını örebilirsiniz.

  • Evlilik anlaşması nasıl yapılır?

    Evlilik anlaşması nasıl yapılır?

    Evlilik sözleşmesi nedir? Evlenmeden önce mi sonra mı yapılır? Hangi mallar üzerinde eşin hakkı olur?

    Hiç kimse boşanacağını hayal ederek evlenmez elbette. Ancak hayat şartları bazen insanları istemedikleri noktaya getirebilir. İşte o zaman, malların paylaşımı konusu büyük bir soruna dönüşebilir. Bu noktaya gelindiğinde sorun yaşanmaması için yasalar “evlilik anlaşması” çözümünü üretmiş eşler için.

    Evlilik anlaşması nedir?

    Çiftler, evlenmeden önce, sonra ya da nikah esnasında bir mal rejimi sözleşmesi yaparak edinilmiş mallara katılma, mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığı rejimlerini benimseyerek sözleşme yapabilirler.

    Mal rejimi sözleşmesi şekle tabidir. Noterden imzaların tasdikli olması ya da sözleşmenin bizzat noter tarafından düzenlenmesi gerekir. Tam nikah sırasında yazılı olarak eşler, “biz şu mal rejimini benimsedik” diye bir belge ibraz edebilirler. Gerek noterde yapılsın gerek nikah sırasında evlenme memuruna sunulsun, mutlaka tarafların imzalarını içermesi gerekir sözleşmenin.

    Edinilmiş mallara katılma rejiminin benimsenmesi, Türkiye’de, evli kadının durumunu iyileştirme amacını güder.

    Evlilik anlaşması nasıl yapılır?

    Evlenmeden önce ya da sonra ve nikah sırasında yapılabilir. Nikah sonrasında yapılan evlilik anlaşması için eşlerin birlikte yazılı ve imzalı belge sunmaları yeterlidir. Bunun dışında yapılan mal rejimi sözleşmesi için noter iki şekilde devreye girer:

    1- Taraflar imzaladıkları belgeyi notere götürürler ve noter sadece imzaları onaylar.
    2- Noter kendisi mal rejimi sözleşmesini düzenler. Tarafların kendi önüne geldiğini ve bulunduğu beyanları bizzat kendi kaleme alarak altını imzalar ve taraflara imzalatır.

    Evliler hangi mal rejimini seçeceklerine nasıl karar vermeli?

    Evlenecek ya da evlenmiş olanlar, yasal mal rejiminin dışına çıkmak istiyorlarsa, ciddi olarak düşünmeliler. En kolay seçim “mal ayrılığı sözleşmesi”dir. Eşler, birbirinden bağımsız olarak, mallar üzerinde bütün haklarını kullanabilir hale gelirler bu sözleşmeyle.

    Hangi mal rejiminin seçileceğine ilişkin olarak iyi bir hukukçuya başvurmak gerekir. Aile hukukuna özel ilgisi olan hukukçudan danışma almak iyi olur. Çünkü mal rejiminin tasfiyesi gündeme geldiğinde oldukça büyük sorunlarla karşılaşılabilir.

    Hangi mallar edinilmiş mal olarak kabul edilir?

    Edinilmiş mal hakkında kanunda geçen bir tanım vardır: “Eşlerin bedelini ödeyerek ya da emekleri karşılığında elde ettikleri mal varlıksal değer.” Dolayısıyla bedelini ödeyip aldığınız herhangi bir taşınır taşınmaz mal, hisse senedi, menkul kıymet ve çalışmanızın karşılığı olan maaşınızla edinilmiş mallar bu kapsama girer.

    Kişisel mallarınız, diğer eşe karşı hiçbir yükümlülüğünüzün olmadığı mal varlıksal değerlerin getirileri de kural olarak edinilmiş maldır. Örneğin, miras olarak kalan bankadaki para kişisel maldır ve eşin bu para üzerinde herhangi bir hak iddia etmesi mümkün değildir. Ama o paranın faizleri edinilmiş mal sayılır ve eşin o getiri üzerinde alacak hakkı vardır.

    Hangi mallar edinilmiş mal olarak kabul edilmez?

    “Edinilmiş mallara katılma” dediğimiz yasla mal rejiminde, edinilmiş mallar dışında “kişisel mallar” da vardır. Kişisel mallar, kural olarak, herhangi bir karşılık ödenmeden elde edilmiş olan mallardır. İlaveten manevi tazminat türü de kişisel mallardan sayılır.

    Eşlerin bu tür mallar üzerinde herhangi bir alacak hakkı söz konusu değildir. Miras yoluyla kalanlar, piyango ikramiyesi, bağış yoluyla elde edilmiş para kişisel maldır, edinilmiş mal değildir.

    Eşlerin kişisel giyimleri, süs eşyaları gibi kişisel eşyalarının edinilmiş mal olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

  • Fazla muhabbet ayrılık getiriyor

    Fazla muhabbet ayrılık getiriyor

    Mutlu bir evliliğin anahtarının erkeklerin daha çok çalışıp, evde eşleriyle daha az zaman geçirmeleri olduğu ortaya çıktı. Araştırma sonucu “Fazla muhabbet tez ayrılık getirir” sözünü akıllara getirdi.

    Çoğunlukla iyi bir evlilik için eşlerin birbiriyle kaliteli vakit geçirmeleri önerilir. Ancak 4 bin orta yaşlı kadın ve erkekten oluşan çift üzerinde yapılan araştırmada tam tersi ortaya çıktı. Haftada 50 saatin üzerinde çalışan erkeklerin eşlerinin daha sağlıklı olduğu ortaya çıktı.

    1979 – 2004 yılları arasında incelenen çiftlerde en sağlıklı kadınların, eşleri 50 saatten fazla çalışanlar olduğu, en düşük skorun ise 41-49 saat arası çalışan kadınlarda olduğu ortaya çıktı. Ancak daha uzun süre çalışan erkeklerin kendi sağlıkları ise kötüye gidiyor çünkü egzersiz yapmaya vakitleri kalmıyor.

  • Eski dost düşman olmaz, peki ya eski eş?

    Eski dost düşman olmaz, peki ya eski eş?

    Eski eşinize duyduğunuz nefretin yükünü omuzlarınızdan atıp biraz rahatlamaya, nefret etmek yerine medenice bir ‘Merhaba’ demeye ne dersiniz?

    Kimse boşanmak için evlenmiyor, kimse ayrılmak için sevgili olmuyor… Ve tabii kimse sevgiyle gözlerinin içine baktığı kişiyle ayrıldıktan sonra düşman olacağını da düşünemiyor. Oysa hem insanın doğası gereği hem de özellikle toplumsal yapımızın müsait olması nedeniyle ayrılanlar çoğunlukla birbirinden nefret ediyor. Şöyle bir düşünün, eskilerde kalan isimlerin kaçı ile yolda karşılaşsanız hiç değilse ayaküstü sohbet etmek istersiniz? Sokakta görünce yolunu değiştirenler, aynı ortamda bulunmamak için programını erteleyenler, yıllarca hiç bıkmadan olur olmaz yerde eski eşin aleyhinde konuşanlar yanlış mı yapıyor? Ayrılıp da dost kalmak biraz fazla iyi niyetli bir beklenti olabilir ama biraz medeniyetin de kimseye zararı yok.

    İhanetin bedeli!

    “Eski eşle arkadaş kalabilmek neden zor?” sorusuna Psikolojik Danışman-Evlilik ve İlişki Terapisti Selin Özkök Karacehennem şöyle yanıt veriyor: “Bizim toplumumuzda çoğunlukla kadının eşinden ayrılması için erkeğin ihanet etmesi gerekiyor. Kadınlar kocaları ile anlaşamayınca, dayak yiyince ya da kayınvalideleri ile sorunları olunca hiç ses çıkarmadan evliliği yürütüyorlar. Ne zaman ki erkek ihanet ediyor kadınların sesi çıkıyor. Kadınlar terapiye de ancak bu durumda geliyorlar. İhanet ile birlikte nefret de devreye giriyor. Eğer adam başka bir kadın uğruna evini terk etmiş ise zaten arayıp sormuyor, bazıları çocuklarını bile zor görüyor. Kadın ise kocasını başkasına kaptırdığı için iletişimi sürdürmek istemiyor. Dolayısıyla ayrılan eşler birbirine düşmanlık besliyor.” Avrupa’da ve özellikle ABD’de ihanet olsa dahi tarafların medeniyet  çerçevesinde ilişkilerini sürdürdüğünü belirten İlişki ve Evlilik Terapisti Karacehennem, bu durumun sınırını ise şöyle çiziyor: “Taraflar ayrılmaya karar verdikten sonra özellikle görüşmek istemezler. Ancak bir partide ya da sokakta karşılaştıklarında birbirlerine medenice hal hatır sorabilmeliler. Bu karşılaşmada biri ‘Nasılsın?’ diye sorduğunda karşı taraf ‘Senden sonra nasıl olmamı bekliyorsun?’ gibi yanıtlar vermediği sürece bir sorun çıkmaz. O saatten sonra eski defterleri açmak, iğneleyici sözler söylemek çok anlamsız ve hiç kimseye bir yarar sağlamaz.”

    Ayrılan kadın kendine güvenmeli

    Boşanan ve özellikle çocuklu kadınların zorlu günler yaşayacaklarını, ancak bunları aşabilmek için kadının önce kendine güvenmesi gerektiğini söyleyen Evlilik ve İlişki Terapisti Karacehennem, “Geçmişi bir türlü unutamamak normal bir durum değil. Buna bağlı olarak aşırı yemek, alışveriş yapmak ya da takıntılı bir hal almak gibi ruhsal hastalıklar doğabiliyor. Bu durumdaki bir kadının iş bulması kurtarıcı oluyor. Bu işin çok büyük paralar kazandırması da gerekmiyor. Hemen iş bulamıyorsa bir süre dinlenip kendine zaman tanıması gerekiyor. Kendine bu şekilde yeni bir düzen kurmayı başaran kadın eski eşine kin gütmeyi bırakıp medeni bir ilişki kurmayı da başarıyor” diyor.

    Çocuklar için çabalayın

    Ayrıldıktan sonra birbirinden nefret eden taraflar en çok da çocuklarına zarar veriyor. Dünyada en çok sevdiği iki kişi arasında ikilemde kalan çocukların ruhu derinden yaralanıyor. Terapist Karacehennem, kayınvalidelerin de çocuklar üzerinde bu anlamda olumsuz etkileri olabildiğini söylüyor. Hafta sonu çocuğunu almaya gelen bir babanın eski eşi ile ayaküstü sohbet edebilmesinin ya da bir sorun olduğunda ayrılmış anne-babanın iletişim kurarak ortak bir çözüm üretmelerinin çocuklar için de olumlu olduğunu vurgulayan Karacehennem, “Bazen ayrılan eşlerden biri tekrar evlenebiliyor. Evlenmeyen taraf çocuğu kullanarak karşı tarafın peşini bırakmıyor. Örneğin anne, çocuğun sağlığı ile ilgili uydurma ya da abartılı bahanelerle eski eşini arayıp duruyor. Ya da baba çocuğunu almak için okula giderken onların peşine takılıyor. Evde çocuğunu olumsuz mesajlarla dolduruyor. Çocuk babasının yeni eşine  yönelik olarak ‘Sen babamı bizden aldın’ gibi cümleler kurabiliyor. Aileler unutmamalı ki çocuğu, anne veya babası hakkında doldurmak ona yapılacak en büyük kötülüktür” diyor.

    1 kadın ve 1 erkek dost olabilir mi?

    Evlilik ve İlişki Terapisti Selin Özkök Karacehennem, bu soruya “Hayır” diye yanıt veriyor ve ekliyor; “7-8 yıl önce bu soruya ilk kez yanıt verdiğimde bana tepki gösterdiler. Ancak bu bir gerçek. Bekarsındır, bir çekim hissetmiyorsundur, kafa yapısı olarak çok iyi anlaşıyor olabilirsin. Ancak taraflar evli ise bir tarafın karşı cins ile samimi bir arkadaşlık kurması, eşini dahil etmediği buluşmalar gerçekleştirmesi çok da gerçekçi değildir. Çünkü eğer kişinin bir çekincesi yoksa bu buluşmalara eşini de dahil edecektir. Bu durum evliliğin yazılı olmayan kanunlarından biridir. Zaten biraz derine inildiğinde arkadaşlık taraflarından birinin diğerine aşık olduğu ancak arkadaşlığı da kaybetmemek uğruna bunu sakladığı anlaşılıyor.”

    Medeni ilişki yeni eşi üzer mi?

    Ayrıldıktan sonra iletişimlerini koparmayan eşler az da olsa var tabii. Ancak tarafların görüşmenin kapsamını genişletmeleri zaman zaman yeni eşler için sıkıntı verici olabiliyor.

    Terapist Karacehennem, “Eski sevgili ile görüşmek ihanete girer mi?” sorusuna şöyle yanıt veriyor: “İhanet değil ama beraber olduğu kişiye saygısızlık olarak kabul edilmelidir. Tabii ki karşılaşıldığında ayaküstü sohbet edilebilir ancak baş başa kahve içmek, yemeğe çıkmak gibi görüşmeler yeni eşi rahatsız ediyor. Her şeyi sınırında tutmak gerekiyor.” Bir de şu “Arkadaş kalalım, ben sana layık değilim” meselesi var. Ayrılmak isteyen tarafın diğerine kalp kırmamak için söylediği bu söz çok açık bir şekilde ayrılığı ifade ediyor. Terapist Karacehennem, bazen karşı tarafın bu laftan bile bir umut çıkarmaya çalıştığını ancak gerçekçi olunması gerektiğini vurguluyor.

    Formsanté Dergisi

  • Ayrılıkta cumartesi etkisi

    Ayrılıkta cumartesi etkisi

    Hayatı onsuz düşünemediğiniz sevdiğiniz insandan ayrılmanın şokundan kurtulmak istiyorsanız bazı pembe hileler yapın! Ayrılık hüznünden kurtulmanın en iyi yolu sosyalleşmek, en uygun gün ise cumartesi! Kendinizi yalnız hissedebileceğiniz özel (Cumartesi, Sevgililer Günü vb.) günlerde, “arama krizi”ne girmek istemiyorsanız; arkadaşlarınızla buluşun, hobiler edinin, kurslara yazılın… Bir de sakın telefon numarasını silmeyi unutmayın!

    Ayrılma kararı verilen bir ilişkiyi bitirmek neden bazıları için daha zordur veya hangi durumlarda ayrılık daha zor gelir? Medical Park Fatih Hastanesi’nden Klinik Psikolog Sinem Demir; duygusal ilişkilerde ayrılık meselesini farklı yönleriyle değerlendirdi:

    Duygusal bir ilişkinin bitmesi; bir kişi ile duygusal paylaşımın bitmesinin ötesinde, bir yaşam biçiminin kesintiye uğraması anlamına gelebilir: Birlikte yapılan sosyal faaliyetlerin, geleceğe yönelik hayallerin, ortak arkadaşlarla görüşmenin de kesilmesi gibi… Biten bir ilişkinin ardından, kişinin kendisini sosyal olarak konumlandırma biçimi de değişebilir; örneğin “evliliğe doğru giden” bir ilişkinin bitmesinin ardından, sosyal konum yeniden “bekâr” olarak değişir. Evlenmeyle ilişkili olumlu beklentileri olan bir kişi için ayrılık, bu açıdan da zorlayıcı olabilir. Boşanma yoluyla bekârlığa dönmek ise; sosyal çevrenin de etkisiyle, alışma sürecinin daha sancılı geçmesine yol açabilir.

    İlişkinin hayatın hangi döneminde bittiği de, ilişki sonrası dönemde yaşanan streste belirleyici olabilir. Genç yetişkinlik, geleceği olan bir ilişki beklentisinin en fazla olduğu dönemdir. Duygusal bir etki yaratmış, “karşılıklı uygunluk” olduğu gözlenmiş bir ilişkinin bitmesi, geleceğe yönelik yalnızlık endişesine ve duygusal ilişkilere dair ümitsizliğe yol açabilir. Diğer taraftan, bu dönemde duygular ve başa çıkma mekanizmaları gelişmiş olacağından, bitmiş ilişki daha sağlıklı değerlendirilebilir. Yetişkinlik ve olgunluk yıllarında bir ilişkinin bitmesinde; alışılmış bir düzenin bozulması, çocuklar ve maddi paylaşımlar gibi etkenler işin içine girer.

    “Daha iyisini bulamam” sendromu

    Bir araştırmaya göre; ayrıldıkları partnerlerine duygusal olarak daha yakın hissedenler, ilişkisi uzun süre devam etmiş olanlar ve ayrıldıkları kişi kadar iyi bir partneri bir daha bulamayacaklarına inananlar daha fazla stres yaşıyorlar.Ayrılma-devam etme arasında kalan bir kişinin (veya çiftin), duygusal bir ilişkiye dair beklentileri, çocukluk dönemlerinde yaşanmış ciddi ayrılıklardan da etkilenir. Bağlanma kuramına göre; çocukluk döneminde yaşanan ayrılık-bağlanma sorunları olan kişilerde, ayrılmaya ve reddedilmeye hassasiyet daha fazla olabiliyor ve bu kişiler, bir ilişkinin bitmesine abartılı tepkiler verebiliyorlar. Dahası, ayrılacaklarına emin oldukları ilişkiler kurabiliyorlar veya sağlıklı bir ilişkiyi farkında olmadan sabote ederek ayrılık-mutsuzluk döngüsünü hazırlayabiliyorlar.

    “Benliği Sessizleştirme” kuramına göre ise; kendilerini ancak duygusal bir ilişkide iken “var” olarak hisseden ve sırf ilişkiyi sürdürebilmek için kendi düşünce-duygularını bastıran kişiler, bir ayrılık durumunda depresyona daha yatkın oluyorlar.

    Bitiş şekli travma yaratabilir

    İlişkinin bitmeden önce nasıl olduğu ve ne şekilde bittiği de sonrasındaki ruhsal durumu etkileyebilir. Örneğin; duygusal ve/veya fiziksel tacizin yoğun yaşandığı bir ilişkinin bitişi sonrası, bir “rahatlama” olması beklenir. Ancak böylesi bir ilişki sonrası, taciz travmasının etkileriyle başa çıkmak gerekir. “Toz pembe” gibi görünen bir ilişkinin, aniden ve şok edici bir şekilde bitmesi ya da çok uzun yıllar “hangi yöne gideceği belli olamamış” bir ilişkinin bitmesi gibi ayrılık biçimleri de ayrılığın kabullenilmesini zorlaştırabilir.

    Ayrılığı anlamak

    Ayrılık sonrasında olumsuzu olumluya çevirmek için daha fazla beklentisi olanlar, depresyona daha az giriyorlar. Bu kişiler daha olumlu düşünceler geliştirmeye çalışıyorlar, fiziksel ve sosyal faaliyetlere ağırlık veriyorlar.Ancak bir ayrılık sonrasında hızlı bir şekilde olumsuz (üzüntü, öfke, yas gibi) duyguları bastırmak, uzun vadede sağlıklı bir durum değildir. Sağlıklı olan, ayrılık sonrasındaki bu olumsuz duyguları yaşamaya izin vermek ve biten ilişkiyi/ilişkideki rolümüzü yeniden değerlendirmektir. Bu noktada psikoterapi desteği alınabilir; çünkü ayrılığı anlamak, duygusal gelişim için bir fırsat olabilir. Sonrasında ise sadece yeni bir duygusal ilişki arayışı amacı içermeyen, ertelenmiş hobileri de kapsayabilecek yeni bir sosyalleşme ağı oluşturmaya başlanabilir.

    “Sevmek”, “hoşlanmak” ve “aşık olmak” gibi duygusal yüklemelerin nasıl yorumlandığı; bu duyguların yaşanmış ilişkiye ait duygular mı olduğu, yoksa o dönem yaşanan duygusal yoksunlukların etkisiyle mi karşıdaki kişinin yüceltildiği gibi konuların ele alınması; bitmiş ilişkiden yola çıkarak duyguların tanınması ve gelişmesi açısından önemlidir.

    ‘Cumartesi etkisi”nden korunun

    Bitmesi gerektiğinden emin olunan ancak bitirilemeyen ilişkilerde, davranışları kontrol etmek için önlemler almak da gerekebilir. Özellikle “Ayrılıkta Cumartesi Etkisi” olarak da adlandırılabilecek durumdan korunmakta fayda var. Çünkü sosyalleşmek için en cazip gün olan cumartesi, herkesin sokaklara döküldüğü, gözünüzün önünde sevgililerin dolaştığı bir gündür. Bu nedenle özel günlerde (cumartesi, hafta sonu, Sevgililer Günü vb.) kendinizi yalnız hissedebilir ve eski günleri hatırlayarak ani duygu patlamaları yaşayabilirsiniz. Bu tür günler, heyecanınızı ve duygularınızı depreştirebilir, bitmesi istenen ilişkiyi “aslında bir şans daha tanınabilir” gibi algılamanıza yol açabilir. Bunu önlemek için, o günden birkaç gün öncesinden başka planlar yapmalısınız; arkadaşlarınızla buluşmak, ertelenmiş hobilere başlamak veya kurslara yazılmak gibi…

    Telefon numarasını silin

    Kendinizi yalnız hissedebileceğiniz özel günlerde, verilmiş bir ayrılık kararını sabote edebilir ve sonradan pişman olacağınız aramalar yapabilirsiniz. Bu nedenle; ayrılmak istenen kişinin telefonunu ve e-posta adresini silmek, aniden gelişen arama isteğini kontrol almada işe yarayabilir. Neden ayrıldığınızı ve yeniden arama isteğinin neden gelişmiş olabileceğini bir kağıda yazmak da ani duygu patlamalarını sakinleştirebilir.