Etiket: Ayak

  • Nev Center Kocaeli

    Nev Center Kocaeli

    2008 yılında 6 kişilik bir ekip ile hizmete giren Nev Kuaför 2012 yılı sonunda Nev Güzellik Salonunu da bünyesine dahil ederek 16 kişilik ekip ile yeni yerini hizmete açmıştır.

    Kişiye özel butik hizmet anlayışına sahip olan Nev Kuaför, Güzellik Salonunuda hizmete açarak Nev Center olarak hizmet vermektedir. Geleceğe yönelik projeleri halen devam etmektedir.

    Nev Center , Nev Kuaför bünyesinde 2012 yılında El & Ayak – Reflexoloji – Zayıflama ve Güzellik Salonu branşlarında hizmete girmiştir. Konusunda uzman kadromuz ve sahip olduğumuz teknolojik alt yapı ile siz müşterilerimize en doğru hizmeti vermektedir.

    Genel Bilgiler
    Nev Center’da ki başlıca hizmetlerimiz aşağıdaki gibidir;
    – El & Ayka Bakım
    – Reflexoloji
    – Masaj uygulamaları
    – Cilt Bakım uygulamaları
    – Accent Ultra ile Zayıflama ve vücut şekillendirme uygulamaları

    Nev Center
    nevcenter.com
    Nev Güzellik Salonu Facebook

  • Manuel Fizyoterapi

    Manuel Fizyoterapi

    Manuel Fizyoterapi Nedir ? Manipulatif tedavilerden bir yada birkaç tanesini bilen ve uygulayabilen fizyoterapisttir. Ülkemizde bu yöntemleri uygularken fizyoterapistin yanında ilgili uzman hekim bulunmalıdır.

    Yurtdışında birçok farklı uygulama ve kanunlar mevcuttur.
    Tedavi programı çizilen hastaya fizyoterapiyi uygulayabilen fizik tedavi hekimi yada fizyoterapist olamalidır. Bu konuda eğitim almamış olan kırık çıkıkçılardan, fizyoterapi teknikerlerinden ve hemşire arkadaşlardan hzimet almayın.
    Elektirikli aletlerle yapılan uygulamalara elektroterapi denir ve fizyoterapinin çok ufak bir bölümüdür. Tedavinin aslını oluşturmaz, parçasıdır. O yüzden sadece sıcak ajanları ve elektriksel cihazlarla alınan tedaviler sonuç vermemektedir.Fizik tedavi adı üzerine anlaşıldığı gibi , fiziğe uygulanan fiziksel müdahalelerle yapılan tedavi yöntemi olmalıdır.


    Manuel Terapi (MANUEL FİZİK TEDAVİ)  MUCİZE BİR TEDAVİ MİDİR?

    Elle yapılan tedavi anlamına gelir. Eklemlerde, omurgada, konnektif dokuda ve kaslardaki kısıtlılıkları, ağrıyı ve fonksiyon kaybını tedavi etmek için el ile vücuda uygulanan mobilizasyon/ manüplasyon(eklemler), yumuşak doku vb. tekniklerinin tamamıdır.

    Mobilizasyon: Eklemlerdeki fizyolojik veya yardımcı hareketleri kullanarak, kontrollü, osilatör veya sabitlenmiş bir kuvvetle mobiliteyi arttırarak ağrı azaltmak için kullanılan bir yöntemdir. Hasta hareketi durdurabilir.Ör: Mulligan Konsepti

    Manüplasyon: Anestezi altında yapılabildirği gibi bir ekleme yüksek hızda kısa amplütütlü uygulanan ve de eklemin anatomik hareket sınırının ötesine geçmeyen yöntemdir. Hasta harekete engel olamaz. Genellikle ‘’klik ‘’ sesi alınır.

    Yumuşak doku teknikleri: Yumuşak dokuya elle uygulanan değişik masaj teknikleridir. Derin Stroking Masajı, Friksiyon Masajı, Skar Doku Mobilizasyonu Vb.

    “Manus” el, “terapi” tedavi demektir. Manuel Terapi, kişide var olan problemlerin sebeplerini bulmak ve ortadan kaldırmak için uygulanan ilaçsız, sadece elle yapılan bazı özel manevra ve tekniklerin tamamıdır.

    Manuel tedavi sıklıkla omurga rahatsızlıklarında kullanılmakla beraber, diğer eklemlerde de uygun endikasyonlarda kullanılmaktadır.

    Manuel Terapi hareket kısıtlılıkları, eklem donmaları (kontraktürler vb.) gibi daha çok kemik ve eklemlerden kaynaklanan sorunlarda olduğu kadar, kas kısalmaları ve kasılmalarından kaynaklanan hareket yetersizliği ve hipomobilite durumlarında da hareketleri normale döndürmek için alternatifi olmayan bir tedavi yöntemidir.

    Dünyada özellikle manuel terapi alanında birçok akademi ve  enstitü kurulmuştur. Ancak ülkemizde manuel ve hala fizik tedavide elektroterapi ( hotpack, ultrason, tens, bazen enterferansiyel akım, cihazla traksiyon…) uygulanmaktadır

    Hipokrat döneminden başlayarak, günümüze kadar gelişerek varlığını sürdüren bu terapi yöntemleri, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bilimsel bir tedavi olarak kabul edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde insan vücudundaki ağrı ve fonksiyon bozukluklarının tedavisinde yüzyıldan fazla bir süredir uygulanan manuel fizyoterapi,  ülkemizde son yıllarda çok az uzman tarafından uygulanmaktadır.

    Manuel Fizyoterapi hangi durumlarda faydalı olur?

    Manuel terapinin klasik fizik tedaviden farkı; semptomlara yönelik değil, iyileşme ve doku tamirine yönelik, geri dönüşümsüz, mükemmel ya da çok iyi sonuçlara ulaşılmasıdır.

    Manuel terapi omurgada lomber ve servikal disk hernileri, mekanik bel ağrıları, faset sendromlarında uygulanmakta ve başarılı sonuçlar alınmaktadır.

    Omurga problemleri dışında; yumuşak doku yaralanmaları, ortopedik sorunlar, cerrahi öncesi ve sonrası rehabilitasyon, spor sakatlıkları, romatizmal hastalıklar, kireçlenme ve eklem ağrılarının tedavisinde de oldukça etkili bir tedavidir.

    Cerrahi müdahaleyi gerektiren bazı disk kayması durumlarında da vakanın ağırlığına bağlı olarak alternatif bir tedavi olarak iyileşmeyi sağlayabilmektedir.

    Manuel terapide, kas ve/veya eklemlerin sıkıştırdığı sinirlerin serbest kalmaları sağlanabildiğinden, segmentlere bağlı olarak, migren, baş ağrısı, astım, hazımsızlık, artrit ve bazı duygusal bozukluklar dahi tedavi edilebilmektedir

    Manuel Terapi Kimler Tarafından Uygulanmalıdır?

    Manuel terapinin etkin ve güvenli uygulanması için,  hastanın lokomotor sisteminin anatomik, biyomekanik ve nörofizyolojik  olarak detaylı değerlendirilmesi gerekir.

    Bu sebeple manuel terapi tedavi sırasında kullanılan teknikleri, endikasyonları ve kontrendikasyonları belirleyebilen ve uygun tekniği seçebilen özel eğitimli  fizyoterapistler veya hekimler tarafından uygulanmalıdır,  aksi halde ciddi komplikasyonlar görülebilir.

  • Baştan ayağa aromaterapi

    Baştan ayağa aromaterapi

    Hem bedeninizi hem de ruhunuzu güzelleştirmek istiyorsanız kendinizi aromaterapi ile şımartın.

    SAÇ VE SAÇ DERİSİ
    Önemli yağlar: Zeytinyağı, jojoba yağı.
    Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Lavanta, biberiye, kekik, bergamot, çay ağacı yağı.
    Kuru saçlar için: Lavanta, biberiye, kekik, bergamot, çay ağacı yağından beşer damla bir kabın içine koyun. 25 ml suyla karıştırın. Sabah ve akşam bu karışımı saç derinize sürün.
    Yararları: Saçları güçlendirir ve daha hızlı uzamasını sağlar.
    YÜZ
    Önemli yağlar: Jojoba, badem, aloe vera, üzüm çekirdeği yağı.
    Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Lavanta, limon, nane, sardunya çiçeği yağı.
    Kuru ciltler için: Üç yemek kaşığı yeşil kili 5 ml suyla karıştırın ve içerisine lavanta, limon, nane, sardunya çiçeği yağlarından üçer damla damlatın. Göz çevresine gelmeden yüzünüze ve boynunuza bu karışımı uygulayarak, kurumasını bekleyin. Kuruduktan sonra yüzünüzü soğuk suyla yıkayın.
    Yüz için sauna: Kullanılabilecek yağların hepsinden ikişer damla kaynamış suyun içine damlatın. Yüzünüzü temizleyin ve kafanızı bir havluyla kapatarak bu karışımın buharına üç dakika kadar tutun. Sonrasında yüzünüzü ıslak bir mendille silin ve soğuk suyla yıkayın.
    Yararları: Yüzünüzün yağ oranını dengeler, cildinizi yeniler.

    AYAKLAR
    Önemli yağlar: Aloe vera, üzüm çekirdeği yağı. Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Nane, çay ağacı, lavanta, ananas, selvi yağı.
    Ayak banyosu: Nane, çay ağacı, lavanta, ananas ve selvi yağını suyla doldurduğunuz bir kabın içerisine ikişer damla damlatın. Ayaklarınızı bu karışımın olduğu suyun içerisine sokun ve 10-15 dakika kadar bekletin.
    Yararları: Özellikle yorgun ayaklara iyi gelecek olan bu karışım, ayak derinizin yumuşamasını da sağlayacaktır.

    VÜCUT
    Önemli yağlar: Üzüm çekirdeği, aloe vera, ayçiçeği, badem, fındık yağı, zeytinyağı.
    Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Lavanta, mandalina, greyfurt, limon, melissa yağı.
    Banyo için: Hepsi 50 ml olacak şekilde üzüm çekirdeği, aloe vera, ayçiçeği, badem, fındık yağı ve zeytinyağının içine lavanta, mandalina, greyfurt, limon, melisa yağını beşer damla ekleyin. Vücudunuza bu karışımı sürün ve beş dakika kadar beklettikten sonra duş jelinizle vücudunuzu yıkayın. İsterseniz bu karışımı küveti suyla doldurup, suyun içerisine katarak da uygulayabilirsiniz.
    Yararları: Vücudunuzun nemlenmesine yardımcı olacak olan bu karışım aynı zamanda erken yaşlanma belirtilerinin oluşmasını da engeller. Ayrıca kendinizi rahatlamış ve daha enerjik hissedersiniz.

    PÜF NOKTASI:
    Önemli yağlar evde yapacağınız maskelerde kullanılması gereken yağlardır. Her bölgeye özel bu yağları tek başına uygulayabileceğiniz gibi başka yağlarla karıştırarak maske şeklinde de kullanabilirsiniz.

    ELLER
    Önemli yağlar: Aloe vera, badem, soya, zeytinyağı.
    Aromaterapide kullanılabilecek yağlar: Gül, lavanta, limon, sandal ağacı, greyfurt yağı.
    Kuru eller için: 50 ml parfüm içermeyen bir kremle aloe vera, badem, soya yağı ve zeytinyağını karıştırın. İçerisine beşer damla gül, lavanta, limon, sandal ağacı ve greyfurt yağını ekleyin. Ellerinize bu karışımı krem gibi sürün.
    Yararları: Ellerinizi yumuşatacak bu krem kurumasına da engel olacaktır.

    Formsanté

  • Ter kokusu nasıl önlenir ?

    Ter kokusu nasıl önlenir ?

    Terleme nedir?

    Terleme, vücut sıcaklığını düzenleyen, vücudu toksinlerden arındıran ve tuz dengesini koruyan bir vücut olayıdır. Sağlıklı bir vücut terleyerek günde yaklaşık yarım veya bir litre suyu dışarı atar.

    Terleme tümüyle istemimiz dışında gelişen, metabolizmamızın doğal bir fonksiyonudur. Üstelik vücudumuz için iki önemli işlevi vardır; cildi nemlendirip, vücut ısısını sabitler ve vücudun boşaltım sistemine katkıda bulunur.

    Ter aslında salgılandığında renksiz ve kokusuzdur. Fakat, bakteriler koltukaltı gibi sıcak ve nemli ortamlarda hızla çoğalarak bu salgının kötü kokmasına neden olur.

    NEDEN TERLİYORUZ?

    – Kişilerin terlemesine neden olan faktörler şunlardır:
    – Egzersiz, özellikle zorlu olursa
    – Sıcak hava
    – Sinirlilik, endişe hali veya stres
    – Bazı hastalıklar
    – Duygusal nedenlerin tetiklediği terleme çoğunlukla yüzde, koltuk altlarında, el ayalarında ve ayak tabanlarında olur.

    Genellikle ortam sıcaklığının yükseldiği, dans, spor gibi fiziksel aktiviteler sırasında terleriz. Bu şekilde vücut ısımızı sabit tutmuş oluruz. Zatenin bunun için vücuda yayılmış en az 2 milyon ter bezi görev yapmaktadır. Fiziksel aktiviteler dışında da heyecan, korku, utanma ve sıkılma gibi pek çok olay, fizyolojik bir neden olmadığı halde bizi terletir.

    Vücut ısısı dış sıcaklıklar veya gerilim yüzünden artış gösterdiğinde kan dolaşımı hızlanır. Böylece, ter bezlerinin aktif hale geldiği vücudun üst kısmına doğru bir sıcaklık akımı başlar. Deri üzerinde oluşan ter bu durumda hemen buharlaşıp, deriyi soğutur. Bu sayede insan bir gün içinde kendini fazla yormadan iki litreye kadar su kaybeder. Terlemenin ikinci önemli fonksiyonu ise vücuttaki zehirli maddelerin dışarı atılmasıdır. Bu nedenle saunalara sık sık gidilmesi önerilir.

    Aynı koşullarda terleme oranı kişiden kişiye göre de değişebilir. Ortalama olarak bir insan günde 0.5 ile 1 litre arası terler.

    Aşağıda yazılı yöntemleri kullanarak deodorant ve antiperspirant (terleme önleyici) kullanmadan doğal yollardan ter kokusunu nasıl azaltacağınız hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

    Rahat ve hava alan kıyafetler giyin. Özellikle pamuklu kıyafetleri tercih edin.

    Vücut temizliğine özen gösterin. Özellikle koltuk altında oluşan istenmeyen tüyleri alarak kötü kokuyu büyük ölçüde önleyebilirsiniz.

    Kahve, alkol ve yakıcı gıdalardan uzak durun.

    Bol su için. Bu vücudunuzun içerisini serin tutar ve metabolizma hızınızı yavaşlatır, dolayısıyla terleme oranınız da düşer.

    Çay ve kahve gibi kafeinli içecekleri tüketmemeye çalışın. Bunlargüçlü kokular üreten ter bezlerinin aktivitesini artırarak vücut kokusunun artmasına neden olur.

    Maydonoz, ıspanak, pazı ve lahana gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri daha fazla tüketin. Bu sebzeler klorofil yönünden zengindir ve vücudun koku giderici etkisini artırır.

    Acı baharatlar, soğan, sarmısak ve turşu türü yiyecekler ter kokusunu artırır.

    Limon, portakal ve karpuz gibi meyveler vücudunuzu serin tutmanızı sağlar.

    Geniş ve rahat, pamuklu ve doğal elyaf giysiler giyin. Dar ve sıkı kıyafetlerden kaçının.

    Ayağınızda oluşan ter, çorap ve ayakkabının içinde kapalı kalarak kokuya neden olur. Ayaklarınızı kuru tutmak için pamuklu çorap ve ayağınızın hava almasını sağlayan ayakkabılar giyin. Talk pudrası, mısır nişastası veya sandalağacı tozu ile ayaklarınızı pudralayın. Ilık suyun içine beyaz sirke veya magnezyum sülfat (ingiliz tuzu) ekleyin ve günlük olarak ayağınızı bu suyla yıkayın.

    Banyo veya duş sonrası talk pudrası terlemeyi azaltır. Karbonat ve suyu karıştırarak bir macun yapın. Vücut kokusu olan yere bu karışımı uygulayın. 10 dakika orada bıraktıktan sonra yıkayın. Koltuk altınızı alkol veya beyaz sirke ile ovalayarak yıkayın.

    Duş alırken antiseptik sabun kullanırsanız zararlı bakterilerden kurtulmuş olursunuz. Duşu bitirirken bir kaç damla sandalağacı veya lavanta yağını durulamada kullanın. Bu temiz kokmanızı sağlar.

    Magnezyum ve çinko eksikliği ter kokusuna meydan verebilir. Magnezyum ve çinko tabletleri almayı deneyebilirsiniz.

    TER KOKUSUNU AZALTMAK İÇİN NE KULLANMALIYIZ?
    Ter kokusunu azaltmanın iki yolu var; Deodorant ve antiperspirantlarla gün boyu hoş kokmak çok zor değil. Ancak deodorant ve antiperspirant birbirinden ayrı şeylerdir. Bu iki ürün en çok terlemeye karşı verdikleri savaş konusunda birbirlerinden ayrılırlar;

    DEODORANTLAR
    Deodorantlar antibakteriyel bazı maddeler ve alkol içerirler. Bu sayede de bakteri üremesini denetim altına alarak, ter kokusunun oluşmasını önlerler. Terin ayrışması için bakteriler belirli enzimlere gerek duyar. Bu nedenle bazı deodorantlar bahsedilen bu tür enzimlerden içerir. Diğer yandan ise daha çok parfüm yağları içerdiklerinden dolayı da güzel koku yayarlar. Örneğin Fa dedodorantları hijyenik tazelik sunarlar ve bu sayede de bakteri artışını durdururlar. Bu sayede deri hem korunmuş hem de bakım görmüş olur.

    Deodorant kullanırken dikkkat etmeniz gereken en önemli nokta deodorantı temiz ve kuru koltuk altına uygulamanızdır. Terli bir koltuk altına deodorantı sıkmak, oluşmuş ter kokusu ile deodorantın karışımından oluşan daha ağır ve kötü bir kokuya neden olur. Ayrıca giysinin üzerine sıkmak da kokuyu engellemez. Bu arada sprey deodorantları, koltuk altına 15 cm’lik mesafeden kutuyu dik tutarak püskürtmeniz gerektiğini de sakın unutmayın.

    ANTİ-PERSPİRANTLAR
    Antiperspirantlar, terlemeyi deodorantlara oranla daha fazla önlerler. Ter oranını ayarlayıp, çok fazla ter üretilmesine engel olurlar. Ter üretimini aliminyum tuzları sayesinde engelleyip, ter bezlerini sıkıştırırlar. İçerdikleri alüminyum kloride ve benzeri aktif maddeler ile vücuttaki terlemeyi engeller, nemi azaltır ve kokuları sayesinde de tazelik verirler. İçindeki maddelere göre etki süresi ve gücü değişim gösterir.

    Ancak antiperspirant ürünler daha çok pudralı formül içerdikleri için, genellikle koltuk altına uygulanmalıdır. Kıyafet üzerine sıkılan antiperspirant ürünlerin hiçbir etkisi yoktur. Koltuk altına sürülen antiperspirant ürün, ter bakterilerinin pudra tabakası dışına çıkmasını engeller ve böylece bakteriler kuruyup gider. Alkol içermediklerinden dolayı vücut için son derece hafiftirler. Ayrıca ferahlatıcı bir etki sağlarlar

    DİĞER ÇÖZÜMLER
    Terlemeyi ve ter kokusunu engellemek için birçok yöntem mevcut. Fakat işin aslı sizin temiz olmanıza dayanıyor. Temiz olduktan sonra bahsedeceğimiz yöntemler sayesinde rahatsızlık veren bu sorunun üstesinden gelebilirsiniz. İlk olarak pamuklu ve hava alabilen kumaşlardan üretilmiş olan giysileri tercih etmekle işe başlayın. Koltuk altında oluşan tüyler de koku sorunu yaratan etkenler arasında yer alıyor. Özellikle yaz aylarında tüylerinizi sık sık almaya özen gösterin. Kahve ve alkolden ise uzak durmaya çalışın. Ter kokusunu engellemek için bir çorba kaşığı dolusu zeytin yaprağını bir çay bardağı suda demleyip içmeyi de deneyebilirsiniz. Tüm bunların dışında koltuk altlarını banyo sonrasında gülsuyu ya da mersin suyuyla silmeyi de ihmal etmeyin.

    Ter kokusunu önlemenin yolları
    Ter kokusunu önlemenin en iyi yolu önlem almaktır. Aynı şekilde ayak kokusu da bazı önlemlerle azaltılabilir. Aşağıdaki önlemler terlemeyi önlemeye, ter ve ayak kokusunu gidermeye yardımcı olacaktır:

    1) Her gün duş alın. Düzenli banyo cildinizdeki bakterilerin sayısını kontrol altında tutacaktır.

    2) Banyo aldıktan sonra ayaklarınızı iyice kurulayın. Mikroorganizmalar ayak parmaklarının arası gibi nemli yerleri severler. Ayak pudraları veya ayak bakımı için kullanılan kremler nemin emilmesine yardımcı olur.

    3) Koltuk altı ve genital bölge kıllarının düzenli olarak tıraş edilmesi terlemeyi ve kokuyu azaltacaktır.

    4) Doğal deriden yapılanlar gibi ayağınızın hava almasını sağlayan ayakkabılar seçin. Yaz aylarında sandalet tipi ayakkabılar giyebilirsiniz.

    5) Ayakkabılarınızı dönüşümlü olarak kullanın. Ayakkabılar bir gece içinde yeterince kurumayabilir. Onun için aynı ayakkabıyı iki gün arayla giyecek şekilde dönüşümlü olarak kullanın. Giymediğiniz zamanlarda ayakkabıları havadar ve kuru bir yerde tutun.

    6) Çoraplarınızı her gün değiştirin. Merserize çorap giyin çünkü bunlar nemi emerek ayağınızı kuru tutar.

    7) Ayaklarınızı havalandırın. Zemin elverişli ise çıplak ayakla dolaşın veya ara sıra ayakkabılarınızı çıkarın.

    8) Doğal kumaşlardan üretilen giysileri tercih edin. Keten, yün, ipek cildinizin hava almasına izin veren malzemelerdir.

    9) Egzersiz yaparken derinizdeki nemi hemen uzaklaştıran yüksek teknoloji ürünü giysileri tercih edin.

    10) Her gün iç çamaşırı değiştirin.

    11) Gevşeme tekniklerini öğrenin. Yoga, meditasyon veya biofeedback terlemeyi tetikleyen stresi denetlemenize yardımcı olacaktır.

    12) Diyetinizde değişiklik yapın. Yiyecekler de ter kokusuna yol açabilir Soğan, sarımsak, pastırma, balık, bazı yeşil bitkiler gibi gıdalar koku yapabilir. Bunlar faydalı da olsa, uygun zamanlarda tüketin.

    13) Deodoran ve ayak kokusu önleyen pudra veya spreyler kullanın. Cildiniz hassas ise bunların özel hassas cilt için üretilmişlerini deneyin.

    14) İnsan çoğunlukla kendi ter kokusunu fark etmez, bu nedenle kendisini sık sık kontrol etmelidir.

  • Kadınların cinsel fantezileri

    Kadınların cinsel fantezileri

    Cinsellik, kadınlar için daha gizli kalması gereken bir konu olduğu için, genel kanı, fantezilerin erkeklere özgü bir şey olduğu yönünde. Oysa şu bir gerçek ki kadınlar da en az erkekler kadar, hatta onlardan daha fazla fanteziye sahipler. Ancak, kadınlar için fantezileri açıklamak sanıldığı kadar kolay bir durum değil.

    İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre kadınlar, seks fantezilerini daha çok seks sırasında havaya girmek, bir anlamda kendilerini erotize etmek için kullandıklarını itiraf etmişler.

    Fanteziler cinsel hayatı canlandırmak için çok önemli. Her an, her yerde ve her koşulda sevişmeye hazır olmamız mümkün olmadığına göre, işe yaradığı sürece fantezilerimizi devreye sokmamızda bir sakınca yok. En yaygın kadın fantezileri neler mi?

    İdealize karakterle sevişme
    Kadınlar film ya da dizi karakterleri ya da gerçek hayatta uzaktan tanıdıkları ve idealize ettikleri bir erkekle sevişme fantezisi kurarlar. Bu, hayali bir karakter olduğu için, fantezi, hayal gücünün gidebildiği yere kadar gider. Ancak, burada idealize karaktere fazla kapılmamak, gerçekliğine inanma noktasına gelmemek önemli. Bir de gerçek partnerle karşılaştırma ve hayali karakterin sahip olduğu mükemmel özellikleri onda arama seviyesine gelmemeye dikkat etmek gerekiyor.

    Başka birini düşünmek
    Kadınların bir diğer fantezisi, eşleriyle sevişirken bir başkasıyla seviştiğini düşünmektir. Bu, başka biriyle ilişkiye girme isteği anlamına gelmiyor tabii… Sadece heyecan verici bir hayal olarak fanteziler dünyasındaki yerini alıyor.

    Arkadaşla sevişme hayali
    Arkadaş olarak çok sevdiği bir erkekle seviştiğini hayal edebilir kadınlar. Aslında bu beynin küçük bir oyunudur. Çünkü duygusal yakınlık fiziksel temas da gerektirdiğinden, beyin bunu bazen seks olarak algılayabiliyor.

    Kadınla seks yapma
    Kadınların kadınlarla sevişme fantezileri de oldukça yaygın olmasına karşın, çoğu kadının kendine bile itiraf edemediği bir gerçektir. Böyle bir fantezi, kendisinin eşcinsel olabileceği endişesini de getireceğinden, çoğu kadın için korkutucu bir fantezidir. Ama kadınlar da sevişen iki kadının görüntüsünden en az erkekler kadar tahrik olurlar aslında. Dolayısıyla bir kadınla seviştiğini hayal etmek, kadınların isteklerini artırabiliyor.

    Teatral fanteziler
    Kendini eşinin sevgilisi olarak hayal etme, doktor ile hemşirenin sevişmeleri, ofis ortamında sevişme hayalleri gibi fanteziler de var. Ancak bunların ne kadarı doğru, ne kadarı film karelerinden esinlenme, karar vermek güç… “Rol” yaparken seksten daha fazla zevk alabiliyor kadınlar…

    Sado-mazoşist fanteziler
    Fanteziler her zaman bu kadar masum ve zararsız olmayabilir. Bazı fanteziler, sado-mazoşist eğilimler taşıyabilir. Zira seks, aslında tamamıyla duygusal ve romantik bir eylem değil, içinde bazı şiddet eğilimleri de taşır. Sado-mazoşist fanteziler, çoğu insan için anlaşılması güç gibi gözükse de başka bir pencereden bakıldığında, seksteki şiddet eğiliminin daha fazla ve somutlaşmış halidir. Acı çekme ve acı verme fantezisi, seks esnasında adeta bir cinsel organa dönüşen derinin, sert şekilde okşanması isteğinin uzantısıdır.

  • İşte aşırı terlemenin çözümü!

    İşte aşırı terlemenin çözümü!

    Terlemenin vücudun bir savunma mekanizması olduğunu ve bu şekilde vücut sıcaklığının ayarlandığıdır. Aşırı terlemenin (hiperhidrozis) ise özellikle eller, koltuk altı, ayaklar, alın, yüzde ve vücudun geri kalan bölgesinde normal fizyolojik ve duygusal durumların ötesinde terleme olması durumu olduğunu , “Bu durum normal ter bezlerinin uyaranlara abartılı cevap vermesinden kaynaklanmaktadır. Ellerde terlemenin fazla olması, koltuk altlarının sık sık ıslanması kişilerin yaşam kalitesini etkiler. Genellikle bu kişiler çekingen, sıkılgan ve utangaçtırlar. İş ilişkileri ve sosyal hayatları etkilenir. Kişi yaşam şeklini bilinçli veya bilinçsiz şekilde değiştirir, sosyal ortamlardan uzak durur. El ve koltuk altında aşırı terleme olması tedavi gerektiren bir durumdur ve kesin tedavisi endoskopik torakal sempatikotomidir. Hasta ertesi gün taburcu edilir ve bir hafta içinde çalışma hayatına dönebilir. El terlemesi için başarı yüzde 99, koltuk altı için bu oran yüzde 90′dır. Ameliyatın hemen sonrası eller, koltuk altı ve çoğu zaman da ayaklar kurumuş olur” dedi.

    TEDAVİ YÖNTEMLERİ

    Tedavi yöntemleri, “Alüminyum klorit ve etil alkol karışımlı kremler, sistemik antikolinerjik ilaçlar, beta blokör ilaçlar, iontoforez (el ve ayaklara elektrik akımı uygulamasıdır), botox uygulaması, liposakşın (yağ aldırma). Bu yöntemlerin çoğu günümüzde uygulanmaktadır ancak hiç biri kesin çözüm değildir. Bazılarının tedaviye bağlı yan etkileri fazla iken bazıları kısa süreli ve pahallı tedavi yöntemleridir” diye konuştu.

    Ameliyatın özellikle el, koltuk altı ve yüz terlemelerinde kesin ve mükemmel sonuç verdiğini , “Genel anestezi altında, kamera yardımıyla kapalı olarak yapılan ameliyat ile sempatik sinir fonksiyonu bölgesel olarak ortadan kaldırılır (klips, sinirin kesilmesi veya yakılması, kesilip çıkarılması). Açık yöntemle yapılan ameliyatlar günümüzde bu hastalarda artık terk edilmiştir” şeklinde konuştu.

    AMELİYAT YÖNTEMLERİ

    Kamera yardımı ile yapılan kapalı ameliyatlar: “Endoskopik torakal sempatektomi: Göğüs boşluğu içinde ilerleyen ve el, koltuk altı ve yüzü etkileyen sempatik sinirin kısmi olarak çıkarılmasıdır. Bu ameliyat yöntemi yan etkileri nedeniyle günümüzde artık uygulanmamaktadır.

    Endoskopik torakal sempatikotomi: Göğüs boşluğu içindeki sempatik sinirin makas veya koter (kesici ve yakıcı özelikte elektirikli cihaz) ile sadece bir bölgeden kesilmesidir. Günümüzde en sık uygulanan yöntemdir.

    Klips ile sempatik blokaj: Göğüs boşluğu içindeki sempatik sinire titanyum veya polimer klipslerle blokaj uygulanmasıdır. Yan etkileri daha az olmasından dolayı tercih edilmekte ve uygulanmaktadır.

    Hastanın klips ile ameliyat sonrası kompensatuvar (dengeleyici) terlemeden veya diğer yan etkilerden rahatsız olması durumunda klipsin çıkartılarak hastanın tekrar eski durumuna döneceği bildirilmektedir ancak bu bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Klipsin sinire yaptığı baskı sonucu sinir dokusunda hasar meydana gelmektedir. Hastaya klips çıkarıldıktan sonra 1-3 ay içinde sinir kendini yenileyip eski fonksiyonlarını kazanabilir ancak bu düşük bir ihtimal olup kesin değildir. Klipsin çıkarılması sonrası şikayetlerin geriye döneceği garanti edilmemelidir.”

    AMELİYAT RİSKLERİ VE YAN ETKİLERİ

    Ameliyatın genel anestezi altında yapıldığını ve herhangi bir ameliyatta ortaya çıkabilecek problemlerin endoskopik torakal sempatikotomi için de geçerli olduğunu , “Bu ameliyattan sonra hastaların yüzde 1-5′inde bazı komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bunlar pnömotoraks (göğüs boşluğunda hava kalması), interkostal nöralji (ameliyat bölgesinde ağrı), horner sendromu (göz kapağında hafif aşağı inme), kanama gibi durumlardır. Yan etki olarak kompenzatuvar terleme (yüzde 10-70) görülebilir.

    En çok sırt, karın, kalça, bacaklar gibi bölgelerde görülür. Bu durum ameliyat sonrasında en sık rastlanan problemdir ancak hastalar genellikle günlük hayatlarını fazla etkilemeyen bu durumdan şikayetçi olmazlar. Endoskopik torakal sempatikotomi tecrübeli bir cerrah tarafından uygulanırsa son derece güvenli bir yöntemdir. Bu ameliyat yaklaşık 3 yıldır Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahi Anabilim Dalı’nda uygulanmaktadır. Ameliyat video yardımıyla kapalı olarak yapılmakta ve hastalar ertesi gün taburcu edilmektedir. Kliniğimizde aksiler ve palmar hiperhidrozis nedeniyle ameliyat edilen hastalarda başarı oranı yüzde 95′in üzerinde, hasta memnuniyeti yüzde 90′ın üzerindedir.”

    Aşırı Terleme Sorununuza Bitkisel Çözümler

    Aşırı terleme normalde sağlığa zarar vermez. Terlemeyi önleyici pomad ve losyonlar mevcuttur. Terlemeye bitkisel tedavi olarak şu kürleri önerebiliriz.

    – 1 bardak kaynar suya 2-10 gr Adaçayı konur ve 10 dk. bekletilir. Günde 2-3 bardak içilir.
    – Nane suyundan günde 20 gr içilir.
    – Meşe mazısı toz haline getirilir 5 gr. kitre ile içilir.
    – 1 bardak suya 6-10 gr. meşe kabuğı ufalanarak konur. 5 dk. kaynatılır bu su ilayaklar yıkanır.
    – Günde 3-4 damla elma yağı 1 fincan su il içilir
    – 1 bardak kaynar suya 2-10 gr. at kuytuğu konur 10 dk. bekletilir günde 2-3- bardak içilir.
    – Erik hoşafı yapılıp içilir.

  • Topuklu için estetik

    Topuklu için estetik

    Kadınlar, 15 cm topuklu giymek için ameliyatla dolgu yaptırıyor…

    İNGİLİZ kadınlar 15 santimetrelik topuklu ayakkabı giyebilmek için ayaklarına dolgu yaptırıyor. Bu cerrahi müdahale uzun süre giyildiği takdirde kadınlara sıkıntılı anlar yaşatan ayakkabıların neden olduğu ıstırabı azaltıyor.

    380 sterline (1105 TL) mal olan cerrahi müdahale sırasında ayak parmakları, tabanı ve topuğuna ayakkabının içinde yastık görevi görecek “dolgu” konuluyor. Müdahalenin etkisi ise 6 ay sürüyor. Estetik cerrahlar, adını Louboutin’den alan “Loub estetiği”ni yaptıranların sayısının bir yılda ikiye katlandığını belirtiyor.

    İlgili Konular ;
    Topuk Sertleşmesine, Kalınlaşmasına Bir Çözüm
    Bacak Bakımı
    Ayaklara Vazelin ve Aspirin Mucizesi
    Ayak Kokusu Sorunu Yaşayanlar

  • Nasırlar İçin Bitkisel Tedavi

    Nasırlar İçin Bitkisel Tedavi

    Nasırlar, kendisi küçük ama acısı büyük sorunlar.. Genellikle hatalı ayakkabı seçimi, kan dolaşımı yetersizliği nedeni ile oluşurlar. Ayak tabanları, topuklar, parmaklar ve parmak eklemlerinde sıkça görülürler. Yüzeysel olanlar nispeten daha az acı verse de içe ya da dışa bir piramit şeklinde büyüyen bu doku bozuklukları hayatı zindan edebilir.

    Nasırların tedavisinde beslenme yönteminin pek etkisi olmamakla birlikte dolaşımı bozacak ve tansiyonu arttıracak gıda alınmaması, vitamin ve minerallerin ihmal edilmeyerek bol sebze ve meyve yenilmesi önerilir.

    Nasırların hayati tehlike oluşturması söz konusu değildir. Ancak verdiği acı dayanılmazdır. Tabi şeker hastalarında durum biraz değişiktir. Kan dolaşımının bozulması ciltte yaralara neden olabilir ve şeker hastalarında cildin kendini yenileme süreci çok yavaş işler.

    Bir şeker hastalığı hastası, bazı problemleri karşılayacaktı, eğer onların eli veya ayaklarında mısır yüzeyleriyse. Kanın dolaşımı, daha çok probleme hangisinin sebep olduğu daha azdır. Orada, kaçınmış olabilen güçlüklerin şansları olabilir.

    Nasırın bitkilerle tedavisinden önce nasırlardan korunmak için neler yapacağımıza bakalım;

    Ayak nasırlarında ilk olarak nasır yaptığından şüphelenen ayakkabının giyilmesini kesmek gerekir. Genellikle ayakkabının giyilmesi durdurulunca nasır kendiliğinden düzelir. Ayaklar hergün yıkanmalı ve talk pudrası sürülmelidir. Dar ayakkabılar ve yüksek ökçe/ topuklar ayak basınçlarına neden olur, dolayısıyla nasır gelişir. Nasırlarda doğru çorap seçimi de önemlidir. Pamuklu ve çok sıkmayan çoraplar tercih edilmeli ve bu çoraplar hergün değiştirilmelidir. Ayaklar yıkanırken bir ponza taşı ya da ayak törpüsü ile temizlenirse nasırların oluşma ihtimali oldukça düşer. Ponza ve törpü uygulamasından sonra antiseptik bir madde ile ayak yıkanmalıdır. Ayakların yıkandıktan sonra krem sürülerek nemlendirilmesi de önemlidir. Çıplak ayakla kuma yürümek ponza gibi etki yaratır ve ölü derileri döker. Nasır oluşmaması için sürekli aynı konumda kalınmamalı arada bir duruş değiştirilmelidir. Nasırların en büyük nedeni yukarıda da söylediğimiz gibi basınçtır. Nasır oluşumunu önlemek için 2 çift ayakkabı edinilmeli ve bunlar hergün değiştirilmelidir. 2 gün üstüste aynı ayakkabıyı giymek pek çok ayak sorununa neden olur. Ayak tabanında nasır oluşmaması için sert tabanlı ayakkabılar giyilmemeli ve böyle ayakkabılarımız varsa yumuşak astarlarla desteklemeliyiz.

    Nasırları sökmek için kullanılacak tarifler ise şöyledir:

    Bir tutam meyankökünü öğüterek içine 1 çay kaşığı limon suyu eklenir ve bir hamur yapılır. Nasır olan bölge bu hamurla gece yatmadan önce acı vermeyecek kadar sertçe ovulur. Bir kaç gün devam edilmelidir.

    Taze bir limon dilimi nasırın üzerine bağlanır ve gece boyunca orada tutulur.

    Papaya meyvesinin suyu günde 3 defa nasırlı bölgeye sürülür.

    Bir ada soğanı kavrularak ya da fırında pişirilerek nasıra bağlanır. Gece kalır ve sabah çıkarılarak ayaklar yıkanır.

    Günde 2-3 kez incirden elde edilen sütle masaj yapılır. Bir süre devametmek gerekecektir.

    Tebeşir tozu bir kaç damla su ile hamur yapılarak nasırın üzerine bağlanır.

    Taze ananas dilimi bağlanarak gece boyunca tutulur.

    Bir pamuk parçası elma sirkesi ile ıslatılarak 10 dakika kadar nasırın üzerinde bekletilir. Bir kaç damla zeytinyağı sürülür ve kurumasu beklenir. Ayak hemen yıkanmamalıdır. Pamuklu bir çorap giyilerek bu şekilde bir kaç saat beklendikten sonra yıkanır. Bi hafta sonra nasır soyulacak duruma gelir.

    Ayak ılık tuzlu suda yıkandıktan sonra ponza ile ovulur ve saf hint yağı sürülür. Günde 3 defa tekrarlanır.

    Aspirine alerjisi olmayanlar 5 tableti ezerek yarım çay kaşığı su ve 3-4 damla limon suyu ile hamur yaparak nasıra bağlar ve bir kumaş ile iyice sarılır. 15 dakika sonra açılarak ponza ile hafifçe ovulur ve yıkanır.

    Nasırlar kesinlikle kesilmemelidir. Özellikle şeker hastası iseniz bu çok acı verici sonuçlara neden olabilir.

  • Miniklerin ayakları bu kış Crocs ile sıcacık…

    Çocuk ayak giyiminde rahatlık ve renklilik bakımından en iddialı markalardan biri olan Crocs, 2010 sonbahar-kış koleksiyonu ile dikkat çekiyor. Hepsi birbirinden renkli, kaliteli ve rahat Crocs’lar ile miniklerin ayakları bu kış hiç üşümeyecek. Minikler yumuşacık kürklü Crocs terlikleri ile evlerinde, Crocs botları ile de dışarıda rahat edecek

    Mükemmel ergonomik özellikleriyle her zaman dikkat çeken Crocs, çocuklarınızın da ayak sağlığını düşünüyor. Çocuklarınız için hem kullanışlı hem de çok sevdikleri, renkli, cıvıl cıvıl modeller üreten Crocs 2010-2011 kış sezonuna özel ürünler sunuyor.

    Crocs’un çocuk koleksiyonunda birbirinden renkli modeller dikkatleri çekiyor. Artık bir klasik haline gelen kürklü Mamut modeli bu kış pembe ve mavi renk alternatifleri ile üzeri kabartmalı olarak sunuluyor. Miniklerin ayakları Crocs’un kürklü mamut modeli ile ısınacak.

    Soğuk ve yağmurlu kış günlerinde yine Crocs rahatlığı ve ayrıcalığından vazgeçmek istemeyen anne-babalar, çocuklarınıza Crocs’un yeni botlarından almak için acele edin. Lacivert, bej, kahverengi gibi farklı renk alternatifleri bulunan modellerin içi kürklü olanları olduğu gibi yağmurda kullanabileceğiniz su geçirmeyen pufidik yağmur botları da beğeninize sunuluyor.

    Ayrıca unutmayın ki bu yeni koleksiyonda en sevilen modeller yine Crocs’un her zamanki konforu ve güveniyle buluşuyor.

    www.crocs.com.tr

    Miniklerin ayakları bu kış Crocs ile sıcacık... | 1Miniklerin ayakları bu kış Crocs ile sıcacık... | 2Miniklerin ayakları bu kış Crocs ile sıcacık... | 3Miniklerin ayakları bu kış Crocs ile sıcacık... | 4Miniklerin ayakları bu kış Crocs ile sıcacık... | 5