Etiket: aşk

  • Erkekler Kadınlardan Neler Duymak İsterler?

    Erkekler Kadınlardan Neler Duymak İsterler?

    Erkekler bizlerden neler duymak ister merak ediyormusunuz bayanlar?

    1- Onun ne kadar çekici, kuvvetli ve mükemmel vücuda sahip biri olduğunu söylemenizi ister.

    2- Kalabalık bir partide odaya doğru çağıran göz kırpma işareti bekler.

    3- En azından yarım saatliğine de olsa ona çocuk gibi davranmanızı bekler.

    4- Özel günlerde sevdikleri için onunla hediye seçmenizi ve ona yardımcı olmanızı bekler.

    5- Sabah güzel bir gülümsemeyle uyanmak, yorucu bir günün ardından onu kucaklamanız ve yatağa gitmeden önce iyi geceler öpücüğü vermenizi ister. Şaka yollu kalçasını kavramanız da hoşuna gider ve bekler

    6- Sosisli bir şeyler yemek ister ve bekler

    7- “Bu beni çok mu…” benzeri sorular sormamanızı ister ve bekler

    8- Eğlenceli ve paradan başka şeyler söz konusu olduğunda onunla iddialaşmanızı ister.

    9- ‘Seni seviyorum’ demek için biraz yardımcı olmanızı bekler.

    10- Birilerinin onun çok düzgün biri olduğunu söylediğini bilmek ister. Erkekler de bazen şımartılmak ve iyi anlamda karşılaştırılmak bekler.

  • Kahve Falı Nasıl Bakılır?

    Kahve Falı Nasıl Bakılır?

    İnsanoğlunun bitmeyen merakı: Geleceği bilmek . Kahveyi fincanın hep aynı noktasından içmişsiniz. Fincan çoktan ters çevrilmiş bile..Tabii önce bir dilek tutmuşsunuz. Aman dilek tutarken unutmayın fincan başınızın üstünde saat istikametinin tersi yönünde üç kez çevrilmeli..

    Şimdi ara sıra parmağınızla fincanın ısısını yokluyorsunuz. Üzerine l konarak çabuk soğuması da sağlanabilir fincanın. Ayrıca bu hareketle, fincan içinde çıkabilecek kötülükleri uzaklaştırdığına da inanılır. Bazı falcılara göre de bu l orada gelecek ile ilgili negatifliği önlesin diye fincan üzerine konurmuş.

    Tamam sizin fincanınız soğumuş. Işığı arkanıza doğru alarak oturun, fincanı çevirin ve fincanda kalan telvenin şekillerinden falınıza bakmaya başlayalım artık. Fincan yada tabak falında ilk önce telvenin rengine bakılmalıdır. Şayet renk koyu ise dilediğiniz olamayacak demektir, fakat bunu fincanın içindeki şekiller değiştirebilirler. Eğer renk açık ise dileğinize kolay kavuşacaksınız, ne açık ne de koyuysa muradınız eninde sonunda olacak demektir.

    Fal bakıldıktan sonra fincan açık bir biçimde bırakılmalıdır, eğer kapatılır ise fal bozulmuş sayılır, hem unutmayın aynı fincana birden fazla bakılmaz. Yine falı bozarsınız.

    Fincan sapından başlayarak hayali diklemesine bir çizgiyle fincanın içini iki kısma ayırın. Sonra bu çizgiyi bu kez enlemesine yine hayali bir çizgiyle bölün. Dört parça elde etmiş olacaksınız. Diklemesine çizginin sağ tarafındaki semboller pozitif, sol tarafındaki semboller ise negatif yorumlanır. Fincanın dibine doğru olan semboller uzun bir zaman sonra gerçekleşecektir. Enlemesine çizginin üstündekiler yakın zamanda gerçekleşecektir.

    Fincanı elinize aldığınızda hafifçe parmaklarınızın ucunda tutacaksınız. Fincanı öne arkaya hafifçe eğerek iç çeperlerdeki telve lekelerine, gölgelerine bütün dikkatinizi vereceksiniz.

    Şimdi burada ilk yapılacak şey telve şekillerine yoğunlaşmak. Bunun için fincanın dibine, orta noktasına bakacaksınız daha sonra fincana dudaklarınızı değdirdiğiniz yerden başlayarak saat yönünde ağır ağır bir tur attıracaksınız.Şekillerden uyarı sinyalleri gelmeye başlar. Yine dudağınızı değdirdiğiniz yerden başlayarak kendinizi şekillerin gizli mesajlarına bırakabilirsiniz artık.

    (BİRAZ DAHA DİKKAT!! Kahve falına baktığınız kişi hakkında bilinçaltınızdaki mesajları hatırlamalısınız. Falına baktığınız kişi, fincandaki şekiller arasındaki ilgiyi derhal kurarak titreşimsel enerji oluşturmalısınız, en kısa zamanda benzetme, sonra da yorum yapmalısınız. Kendi falınıza bakıyorsanız iç sesinize kulak vereceksiniz.

    Semboller ve Yorumları

    Hayvan

    Hayvanların çeşitlerine bağlı birçok yorum vardır. Bu yorum iyi de kötü de olabilir. Örneğin; bir Yunus görmek çok iyidir. At görmek asaletle ilgilidir. Kuş, haberdir. Balık parasal olarak gelen kısmeti gösterir. Maymun, şüpheciliği,yırtıcı hayvanlar hırsı sembolize ederler.

    İnsan

    İnsan şekilleri kadın olursa lakırdıyı erkek olursa parayı sembolize eder. Ama tabii ki daha detaylı şekiller de sembolleri değiştirebilirler.

    Bitkiler

    Kısmet, kader ve gönül işlerini sembolize eder. Bunda da bitki çeşitlerinin yorumları çok farklı olur. Papatya aşkın, yonca sevginin, gül romantikliğin sembolleridir.

    Eşyalar

    Taşınır veya taşınmaz eşyalar farklı yorumlara yol açar. Örneğin; bina görmek yer almayı, hareket eden bir araba görmek bulunduğun yöreden yer değiştirmek anlamını taşımaktadır. Buzdolabı görmek evdeki sert bir hava estiğini, çamaşır makinesi görmek hane içersinde işlerin oldukça karışacağına işaret eder. Soba görmek, hane içersine yakın ise evdeki havanın iyi olacağı anlamına gelir.

    Acaba kahve falında hangi şekiller neyi işaret ediyor?…

    1.Kısa düz, yatay çizgi

    Bu işaret size yük ve eşya geleceğini haber verir.

    2. Üçgen

    Bir hediye gönderileceğine işarettir. Elinize kolayca geçecek parayı da haber verebilir.

    3. Daire :

    Şansınızın açılacağını işaret eder. Evlenme işlerinizin yoluna gireceğini, seviyenizin yükseleceğini de haber verir.

    4.Ortadan çizgiyle ayrılmış dikey

    Devlet veya mahkemedeki bir işinizin isteğinize göre sonuçlanacağını haber verir.

    5.Yukardan aşağı dalgalı iki çizgi:

    Deniz yolu işaretidir. Yakında deniz yoluyla bir seyahate çıkacağınızı veya iş için deniz yolu olan bir yere gideceğinizi bildirir.

    6.Küçük, serpme noktalar:

    Parayı haber verir. Bugünlerde elinize para geçecek demektir.

    7.Kare:

    Mutlu bir evliliği veya aile topluluğu içinde mutlu günlerin başlangıcını işaret eder.

    8. Dik kısa çizgi:

    Karayoluna çıkacağınızı ve dönüşünüzün çok şanslı olacağını haber verir.

    9. Fiyonk:

    Yakında mutlu bir olay var, nişan gibi..

    10. Çelenk:

    Başarı işaretidir. Büyük bir gayretle çalışacağınızı ve sonuçta üstün bir başarıya ulaşacağınızı gösterir.

    11. Yıldız:

    Özellikle uzun veya kısa bir yolculuk habercisidir. Aynı zamanda bir yatırım anlamına da gelebilir.

    12.Verev üç nokta:

    Yeni bir maceranın veya arkadaşlığın başlayacağını gösterir. Noktalar birbirine çok yakın ise sabır gerekli demektir.

    13. Doğan güneşe benzer:

    Büyük hayallerin beklenmedik bir anda aniden gerçekleşeceğini işaret eder.

    14.Bir dizi inci gibi:

    Bir insanın kalbini kazanmak için gayret gösterilmesi gerektiğini hatırlatır. Fedakârlık göstermelisiniz.

    15. Büyük harf Y gibi

    Beklenmedik bir anda bir arkadaşla karşılaşacağınızı işaret eder. Bu arkadaş size iyilik yapacaktır

    16. Bayan çantası şeklinde:

    Yakında elinize para geçeceğini gösterir. Yalnız tutumlu olmalısınız.

    17. Anahtar şeklinde:

    Taşınacağınızı hatırlatabilir. Bir insanın kalbini kazanmak anlamına da gelir. Yanında yaprak şekli varsa, ağzınızı sıkı tutun.

    18.Yaprak :

    Eski bir dosttan haber ya da yeni bir dost edineceğiniz anlamına gelir. Genellikle iyi bir konuşmayı işaret eder.

    19.Göz:

    İki anlama gelir: Birincisi sizi kıskanan bir insanın varlığını işaret eder. İkincisi de, sizi ilgiyle izleyen, takip eden birinin varlığını gösterir.

    20.Kelebek:

    Kararsız bir arkadaşlığı işaret eder. Azimli ve kararlı hareket etmeniz gerektiğini gösterir. Dikkat etmelisiniz.

    21.Noktalardan ters üçgen:

    Bir arkadaşınızın sizden yardım isteyeceğini gösterir. Bunu hiçbir zaman önemsiz saymamalı, ona el uzatmalısınız.

    22.Kulak.

    Her söze inanmamak gerektiğini hatırlatır. Dikkatli olunuz, herkese inanırsanız sonunda pişman olabilirsiniz.

    23. Yığılı noktacıklar:

    Çok para harcayacaksınız. Dikkatli olun.

    İlgili konular ;
    Kahve falı sözlüğü
    Kahve Falı Nasıl Bakılır?

  • Erkekler Daha Sık Kadınlar Daha Büyük Yalan Söylüyor

    Erkekler Daha Sık Kadınlar Daha Büyük Yalan Söylüyor

    Yalan söylemeyi nasıl öğreniyoruz? Yalan söylemek bir hastalık olabilir mi? İşte uzmanımızın ağzından yalanla ilgili şaşırtıcı gerçekler…

    Çok küçük çocuklar bile masum yalancıklar söyleyebiliyor. Yalan söylemeyi nasıl öğreniyoruz?
    Yalan söylemeyi hepimiz çocukken öğrenmeye başlıyoruz. Çocuklar, çok küçük yaşlardan itibaren yalan söylemeye başlayabiliyorlar. Zihinsel olarak yaşıtlarına göre daha ileride olan çocuklarda, bu yaş 2-3′e bile inebiliyor. Birçok ebeveynin düşündüğünün aksine, çocuklar çevrelerinde olan her şeyi takip etmekte, anlamakta ve analiz edip kendi içlerinde belli sonuçlara varmaktadırlar. Özellikle toplulukçu bir kültür olan Türkiye’de, insanların sürekli olarak birbirlerine ‘Aman ayıp olmasın, birbirimizi kırmayalım’ diye yalan söylediklerini görüyoruz. Çocuklar anne-babalarından öğrenmeseler de çevrelerindeki diğer insanları gözlemleyerek yalan söylemeyi kolayca öğrenebiliyorlar. Hatta çocuklar yalan söylemeye anne-babaları tarafından teşvik ediliyorlar. ‘Teyzen beni özledin mi diye sorarsa evet de’, ‘Deden dün niye bize gelmediniz diye sorarsa, hastaydım de…’ gibi yönlendirmelerle çocuklar, yalan söylemenin sosyal olarak ilişkileri olumlu yönde ilerleten bir faktör olduğunu öğreniyorlar.

    Cezadan kaçmak için yalan
    Çocukların yalan söylemeye başlamalarının başka bir önemli nedeni de cezadan kaçınmaktır. Özellikle bir kabahat işlediklerinde ağır bir şekilde cezalandırılan çocuklar, yalan söylemenin onları ceza almaktan kurtardığını fark edip, her durumda yalana başvurabiliyorlar. Okul çağındaki çocuklarda, yalan söylemenin, çocuğun gücünü ve kontrol hissini de arttırdığı görülmüştür. Çocuk yalan söyleyerek arkadaşlarım kandırabilmekte olduğunu görüp, bununla çeşitli muziplikler yaparak eğlenebilmektedir. Ailesine yalan söyleyen bir çocuk da yetişkin bireyleri kandırabildiğini görüp, kendini güçlü hissetmektedir.

    Kimileri gayet kolay yalan söyleyip, üstelik hikâyeler yazabilirken, bazı kişiler en masum yalanlan bile söylemekte zorlanırlar. Bu iki insan tipinin arasındaki farkı bir psikolog olarak nasıl yorumluyorsunuz?
    Kolay yalan söyleyebilmek ve bu yalarım üzerine hikâyeler yazmak, erişkinlerde psikolojik bir bozukluğun işareti olabilir. Bazı araştırmacılar erişkinlikte yalan söylemenin her koşulda patolojik olduğunu söylüyor. Masum yalanları bile söylemekte zorlanan kişilerin ise bu davranışlarının arkasında pek çok şey yatıyor olabilir. Örneğin, bu kişi dürüstlüğe çok önem veren bir aileden geliyor olabileceği gibi, söylediği yalanın ortaya çıkma olasılığından çok korkuyor da olabilir. Bu iki insan tipi arasındaki farkın çok farklı nedenleri olabilir, bunu daha net bir şekilde söyleyebilmek için kişilerin psikolojik durumlarının değerlendirilmesi gerekir.

    ‘Yalancı’ bir insandan bahsetmek mümkün mü, yoksa herkes şu ya da bu şekilde yalan mı söylüyor?
    Günlük hayatta her insan çok farklı nedenlerle yalan söylüyor ya da söylemek zorunda kalıyor. Bu neden bazen hasta bir insanın üzülmesini engellemek olabileceği gibi, bazen de iş yerindeki bir sıkıntıyı gidermek olabilir. Bazı insanların ise yerli-yersiz, gerekli-gereksiz koşullarda, sürekli olarak yalan söyleyebildiğini görüyoruz. Bu kişiler ister istemez toplumda ‘yalancı’ olarak adlandırılabiliyorlar. Kim ‘yalancı’dır derseniz bunu söylemek zor; çünkü bu çok göreceli bir kavram. Bazı durumlarda, bazı kişilere göre bir yalan söylemek bile ‘yalancı’ sıfatını vermeye yeterliyken, başka bir ortamda yalan söylemek çok kabul gören ve takdir edilen bir durum olabilir ve bu kişiler ‘yalancı’ olarak adlandırılmadıkları gibi, bu kadar kolay bir şekilde yalan söyleyebildikleri ve tehlike oluşturan durumdan kolayca kaçabildikleri için takdir görüyor da olabilirler.

    Borderlıne ya da antisosyal kişilik bozukluğu olabilir

    Peki, yalan ne zaman patolojik bir durumdur? Tedavi edilmesi gerekir?
    Stres yaratan bir durumla karşılaştığımızda, bir şekilde suçlandığımızda cezadan kaçınmak için zaman zaman hepimiz yalan söyleyebiliyoruz; fakat bir kişi çok fazla yalan söylüyorsa, orada durup düşünmek gerekiyor. Daha önce belirttiğim gibi birçok uzmana göre, erişkinlerin yalan söylemesi her koşulda patolojik bir durum.

    Kişinin kendisi ve kendisiyle ilişkili şeyleri olduğundan farklı bir şekilde göstermek amacıyla söylediği “Kişi yalanla gerçeğin ayrımını yapmakta zorlanır, gerçekleri abartır, değiştirir. Bu yalanlar, başka kişileri dolandırma, kandırma ve onlardan belli bir çıkar sağlamak için kullanılabileceği gibi hiçbir kişisel çıkar ya da yarar beklentisi olmadan da söylenebilir.”

    yalanlara düşlemsel yalan denir. Örneğin bir kişi mesleğini, eğitimini, maddi durumunu başka bir kişiye tamamen yalan söyleyerek, olduğundan çok daha farklı bir şekilde aktarabilir. Bu türde yalan söyleyen kişilerin benlik saygısı artar. Bazı kişilerde düşlemsel yalan söyleme o kadar artar ki, kişi söylediği yalanlara inanmaya başlar ve yalan bir dünyanın içinde kendine bir yaşam kurar. Kişi yalanla gerçeğin ayrımını yapmakta zorlanır, gerçekleri abartır, değiştirir. Bu yalanlar başka kişileri dolandırma, kandırma ve onlardan belli bir çıkar sağlamak için kullanılabileceği gibi hiçbir kişisel çıkar ya da yarar beklentisi olmadan da söylenebilir. Nedeni ne olursa olsun, sürekli düşlemsel yalanlar söyleyen kişilerin tedavi edilmeleri gerekir; çünkü bu kişiler yalan söyleyerek çevrelerindeki insanların gözünde olduklarından farklı bir kişi gibi gözükebilirler, onlara tutmayacakları sözler verebilirler ve dolayısıyla kendilerine ve diğer insanlara psikolojik olarak zarar verebilirler. Buna ek olarak, düşlemsel yalan söylemek, yetişkinlerde borderline ve antisosyal kişilik bozukluklarının bir belirtisi sayılmaktadır. Düşlemsel yalan söylemek, dönemsel olarak gelip geçen bir şey değil, bir kişilik özelliğidir. Bu kişilik bozukluklarının kişide olup olmadığının değerlendirilmesi ve tedavi edilmesi çok önemlidir.

    Yalanın çoğunlukla bir nedeni vardır. Aldatılan eşe karşı, patrona karşı ya da anne babaya karşı söylenen yalanlar gibi. Peki, hiçbir nedeni olmadan yalan söyleyenler! Nedensiz yalan söyleyenleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

    Aslında hiçbir nedeni olmadan yalan söyleyen kişilerden bahsetmek biraz zor. Çünkü aslında dışarıdan görülse de, görülmese de her yalanın kendi içinde bir söylenme nedeni vardır. Bu neden, kişinin kendine güvenini sağlamaya çalışması olabileceği gibi yaşamındaki güçlükleri kabullenememesi, onları inkâr etmeye çalışması da olabilir. Kişi bir psikolojik bozukluğun etkisiyle de yalan söylüyor olabilir. Bu türden yalanlar, nedenleri yok gibi görünseler de, kişinin sahip olduğu psikolojik bozukluk, bu yalanların söylenmesinin nedenidir.

    En çok gençler yalan söylüyor

    Genelde gençler mi, yoksa orta yaşta bulunan bireyler mi daha çok yalan söylüyor? Bu iki yaş kategorisinin başvurduğu tipik yalanlar var mı? Sıklıkla hangi tip yalanlara başvuruyorlar?
    Gençler orta yaştaki bireylere göre daha çok yalana başvuruyorlar. Dr. Nancy Darling’in Pennsylvania’da yaptığı bir araştırma 21 yaşın altındaki ergenlerin yüzde 98′inin ebeveynlerine yalan söylediğini gösteriyor. İnsanların söylediği yalanların sayısı yıllar geçtikçe azalıyor; çünkü insanlar, yalan söylemenin ahlaki olarak istenmeyen, olumsuz bir özellik olduğunu sosyal ilişkilerinde deneyimleyerek ve çevrelerini gözlemleyerek öğreniyorlar. Ergenler ebeveynlerine, en çok ebeveynlerinin hoşlanmayacağı ya da onları cezalandıracağı konularda yalana başvuruyorlar. Örneğin, sevgilileri, eve geliş saatleri ya da dışarıya çıktıkları arkadaşları konularında… Orta yaştaki bireyler ise daha çok günlük yaşamlarının sorunsuz bir şekilde sürdürmelerini sağlayacak konulardaki yalanlara başvuruyorlar. Tabii bu durumlar da yetişkinlerin alabilecekleri bir cezadan kaçınmalarını sağlıyor. Örneğin; işe geç kaldıklarında, eşlerini kızdıracak bir şey yaptıklarında, ya da bir işi zamanında yetiştiremediklerinde…

    Erkekler ve kadınlar söz konusu olduğunda, yalanın yoğunluğu ve yalan söylenen konular nasıl?
    Yapılan araştırmalarda, erkeklerin, kadınlara göre daha sık yalan söyledikleri, fakat kadınların erkeklere göre daha büyük yalanlar söyleyebildikleri görülmüş. Düşlemsel yalanların söylenme oranının ise kadın ve erkeklerde eşit yoğunlukta olduğu bulunmuş. Yalan söylenen konular yaşanılan sosyo-ekonomik düzeye, eğitime, kültüre göre değişiklik göstermekle birlikte, en çok yalan söylenilen konuların ilişkiler, cinsel konular, karşı taraf hakkındaki negatif düşünceler, negatif davranışlar (sigara, alkol, uyuşturucu kullanımı, kumar oynama vb.), kişisel görüş farklılıkları ve finansal konular olduğu saptanmış.

    Kadın erkek ilişkilerinde bir tarafın sık sık yalana başvurduğunu gözlemleyen partner nasıl bir tavır almalı?
    İlişkide bir taraf, karşı tarafın kendisine sık sık yalan söylediğini fark ettiğinde sessiz kalmayarak, bu konuyu ve bu konuda duyduğu rahatsızlığı karşı tarafla paylaşabilir. Bu konuyu paylaşırken kişi, karşı tarafı suçlayıcı bir tarzda değil, uzlaşmacı bir yaklaşım sergilemeyi deneyebilir. Kişinin karşı tarafa, yaptığı davranışın hiç hoş olmadığım vs. söylemesi yerine, bu davranışın kendisinde yaptığı etkiden, bu konudaki hislerinden bahsetmesi daha uygundur. Kişi bir suçlama ve saldırı ile karşı tarafa yaklaşırsa, karşı taraf da savunmaya geçer ve durum daha da içinden çıkılmaz bir hal alabilir.

  • İlişkinizi Nasıl Bitirebilirsiniz?

    İlişkinizi Nasıl Bitirebilirsiniz?

    Ne zaman, nerede ve nasıl yapacağınızı önceden planlayarak ayrılma sürecini daha az acılı atlatabilirsiniz…

    Bazen bir evliliği veya ilişkiyi bitirmek istesek de bunu gerçekleştirmek kolay olmaz. Belki duygularımızdan emin olamıyoruz, belki nihai kararı vermekte güçlük çekiyoruz ve genellikle de nasıl söyleyeceğimizi bilemiyoruz.

    Oysa bu işi ne zaman, nerede ve nasıl yapacağımızı önceden planlayarak ayrılma sürecini daha az acılı atlatabiliriz. İlişkiyi bitirmek için adım adım takip edilecek yollar…

    Karar verin

    İlişinizi bitirmeden önce bunu gerçekten isteyip istemediğinizden emin olun. Neden bitirmek istiyorsunuz? İlişkinizin sizin için artı’larını ve eksi’lerini tartın. Ona karşı olan duygularınız değişmiş olabilir, bunu netleştirin. Kendinize şu soruyu sorun: Onu gerçekten artık sevmiyor muyum? Bu sorunun cevabına göre bazı insanlar ilişkilerine sadece ara verme kararı alırken bazıları da sevgililerine ya da eşlerine geri dönmek isteyebiliyorlar. Ama unutmayın ilişkide bir şeyler o zamana dek kırılmışsa, eskiye dönmek öyle sandığımız kadar kolay olmuyor.

    Yeri ve zamanı seçin

    Ayrılık kararınızı açıklamak için seçeceğiniz yer çok önemli. Kalabalık bir alışveriş merkezi ya da bir kafede olmak belki sizin için sorun olmaz, ama bir de karşınızdaki açısından düşünün. Onun da kendini rahat hissedeceği bir yer seçmelisiniz.

    Zamanlamayı da iyi yapmalısınız. Dar zamanlara sığdırılacak bir mesele değil bu. Bir öğle arası tatili ya da hemen aceleyle bir yere yetişmeniz gereken bir günde değil, hem sizin hem de sevgilinizin bu konuşmaya yeterli zaman ayıracağı bir günü seçmelisiniz.

    Konuşun

    Her şeyi kafanızda yaşıyor, diyalogları kendi içinizden tekrarlıyorsanız sizin için hayat çok zor demektir. Uzun sessizlikler yaşamak, asla işinizi kolaylaştırmaz. Aklınızdakileri söyleyin, karşınızdaki kişi de bulmacayı çözmek zorunda kalmasın.

    Aklınızdan geçenleri, ona karşı olan hislerinizi, ilişkinizdeki terslikleri onu kırmadan ifade edin. Elbette onun konuşmasına da fırsat verin. Diyaloğun kavgaya dönüşmesine izin vermeyin.

    Net olun

    Lafı dolandırmak, emin değilmişsiniz gibi konuşmak, geri dönme ihtimaliniz olacağı izlenimi yaratacağından net olmak önemlidir. Ne de olsa bir şeye karar verdiniz ve artık uygulama aşamasındasınız. Sizin için bu ilişkinin bundan böyle süremeyeceğine ikna olduğunuza göre karşınızdakini de buna ikna etmelisiniz. “Sanırım”la başlayan cümleler kurmaktan kaçının.

    Dürüst olun

    Dürüstlük her zaman en iyi politikadır. İlişkinizi sonlandırma nedenlerinizi açıkça ifade edin. Hiçbir şeyi saklamayın. Ancak, dürüst olacağım derken kinci bir ifadeye de bürünmeyin.

    Partnerinizin elbette pek çok sorusu olacaktır. Onları yanıtlarken kızgın bir tavır takınmayın. Onu suçlayıp kendinizi temize çıkarmak yerine, dürüstçe ayrılığın sebebinin kendiniz olduğunu söyleyebilirsiniz. Bu sizi vicdan azabından da kurtaracaktır.

    Ayrılığın nedenini açıklayın

    Hiçbir ayrılık nedensiz olmaz. “Ayrılıyoruz, çünkü ben öyle istiyorum” mantıklı bir neden değildir. Böyle bir açıklamaya siz nasıl ikna olmazsanız karşınızdakinin de sadece bu açıklamayla yetinemeyeceğini anlamalısınız. Siz hiçbir neden açıklamadan, sürekli geçiştirirseniz, o da sorgulamaya ve bu süreci daha sancılı hale getirmeye devam edecektir.

    “İlişkiyi bitirmek istiyorum, çünkü…” cümlesini sizden ya da karşınızdaki kişiden kaynaklanan sorunları gerekçe göstererek sürdürürseniz, her şey netleşecek ve size karşı ısrarcı olmayacaktır.

    Ayrılık sonrasına hazırlıklı olun

    İlişkiyi bitirip bağlarınızı tamamen kopardığınızda aslında tam olarak her şey bitmiş sayılmıyor. Erkekler ikinci şans aramaktan kendilerini alıkoyamayabilirler. Yeniden görüşme isteğine kapalı olduğunuzu kesin bir ifadeyle belirtin.

    Elbette yeni hayatınız sizin için de çok kolay olmayacak. Ne de olsa ağlamadan ayrılık olmaz! Üzüleceğiniz, belki eski alışkanlıklarınızı arayacağınız, onu özleyeceğiniz zamanlar olacak. Ama güçlü olun ve bunların geçici olduğunu aklınızda çıkarmayın.

    Belki eski sevgiliniz onu bıraktığınız için size misilleme yapmak isteyecektir, ama siz bunları görmezden gelin. Arkadaşlarınızla daha çok zaman geçirip yeni hayatınıza adapte olmaya çalışın.

  • Evliliğinizi Değiştirecek 10 Öneri

    Evliliğinizi Değiştirecek 10 Öneri

    Evliliğinizi yenilemeye ne dersiniz? Nasıl mı? 10 sihirli kararı vererek…

    İlişkinizi ve evliliğinizi yeni baştan yaratmak için yapabilecekleriniz…

    1. Eşinize ilgi gösterin

    Pek çok kadın anne olduktan sonra eski yaşam şeklini devam ettiremiyor. Oysa, anne olduktan sonra da kendimize ve eşimize zaman ayırmamız gerekiyor. Mükemmel anne olmaya çalışmayın. Hem kendinizi hem de eşinizi ilgiden mahrum bırakmayın. Anne kimliğine saplanıp cinselliği ve cinsel kimliği unutmak evlilikte ciddi sorun yaratabiliyor. Kendinize iyi bakın, baba olmanın zorluklarını yaşayan eşinizle ilgi gösterin ve en önemlisi kadın kimliğinizi ihmal etmeyin…

    Bebekten sonra evlilik ilişkinizin zedelenmemesi için nelere dikkat etmek gerekiyor?

    2. Sihirli sözleri söylemeyi unutmayın

    İlişkilerin başlarında güzel sözler, hediyeler, anlamlı jestler vardır. Ama zaman geçtikçe, bırakın hediyeyi ya da çiçeği, hislerimizi bile birbirimize söylemeyi unutuyoruz. Oysa “seni seviyorum”, “özür dilerim”, “seni anlıyorum”, “haklısın”, “çok güzelsin”, “sana ihtiyacım var”, “teşekkür ederim” gibi sihirli sözleri daha sık kullanarak daha güzel bir ilişki yaratabilirsiniz. Mutlu bir ilişki ve evliliğin sırrı ne biliyor musunuz? Hepimizin bildiği, kullanmayı unuttuğu bu güzel sözler…

    3. Seks hayatınızı canlandırın

    İlişkinizde seks hayatınız eskisi gibi değilse karamsar olmayın, yapabileceğiniz şeyler var… İşe yatak odanızın şeklini ya da mobilyalarını değiştirerek başlayabilirsiniz. Seks tekniklerini anlatan bir kitap alıp yeni sevişme pozisyonlarını deneyebilirsiniz. Eşinize onu ne kadar arzuladığınızı anlatan mesajlar göndererek, flört zamanlarındaki gibi kaçamak sevişmeler yaşayarak küçük oyunlar oynayabilirsiniz. Ama her şeyden önemlisi seks hakkında konuşmaktan çekinmeyin ve nelerden hoşlandığınızı açıkça belirtin. İlişkinizde ya da seks hayatınızda çözemediğiniz bir sorun varsa uzman desteği almaktan kaçınmayın.

    4. Doğru tartışmayı öğrenin

    Evliliklerin sağlıklı olabilmesi için çiftlerin tartışmaya da ihtiyacı var. Çatışmadan korkmadan, birbirinize değil konuya odaklanarak, saygıyla dinleyerek, yumuşak konuşarak, bazı şeyleri kabul ederek, barışa şans vererek dostça tartışma becerinizi geliştirin. Göreceksiniz, tartışmalar daha sakin geçecek ve konuşup anlaşarak aranızdaki sorunları çözeceksiniz.

    5. Dürüst olun

    Yalan söylemek bazen kavgaları önler ama uzun vadede evliliğe zarar verir. Sağlıklı bir evlilik dürüstlük üzerine kurulur. Örneğin, ortak aile bütçenizden eşinizden habersiz size düşen paydan fazlasını harcadıysanız, arkadaşınıza borç verdiğiniz yalanını söylemek yerine dürüstçe alışveriş yaptığınızı söyleyin. Ne zaman nerede olduğunuz konusunda eşinize yalan söylemeyin. Her yalanın birgün ortaya çıktığını unutmayın. Her zaman dürüst ve açık olun. Böylece hem eşinizin size olan güveni sağlam olur hem de kendinizi daha iyi hissedersiniz.

    6. Affetmeyi ve unutmayı deneyin

    Eşiniz bir hata yaptığında ve özür dilediğinde affetmeyi deneyin. İçinizde kin tutmayın ve bağışlayıcı olun. Bu hem sizi rahatlatacak hem de eşinize yaptığı hatayı düşündürecektir. Aynı zamanda unutmayı da deneyin. Ancak bu “unutmak”, sadece eşinizle aranız iyi olduğunda geçerli olmamalı. Unutmanız gereken mesele her ne ise, yeni bir tartışmada bir silah olarak su yüzüne çıkmasına izin vermeden geçmişin derinliklerine gömün onu.

    7. Kendinize iyi bakın

    Bugüne kadar kendinize ne kadar baktınız, şimdi farklı bir gözle bunu görmeye çalışın. Aile hayatının telaşı ve koşuşturmacası içinde kendi sağlığınızı düşünmek, sağlıklı yiyecekler yemek, manikürünüzü yaptırmak, saçınızı yenilemek, düzenli spor yapmak ne zor, değil mi? Ama bir karar verin ve bunların hepsi için zaman ve bir miktar para ayırın. Bu çabaya değer doğrusu!

    8. Kendinizi geliştirin

    İlişkinin monotonlaştığı, artık konuşacak bir şeylerin kalmamasından anlaşılır. Anlatacak yeni hikayelerinizin olması da ancak kendinizi yenilemenizle mümkün. Yeni hobiler edinerek, gönüllü yardım faaliyetlerinde bulunarak farklı ortamlara girebilir, farklı deneyimler edinebilirsiniz. Eşinizle bunları paylaşacağınız sohbetleriniz ne kadar zevkli olur, düşünsenize…

    9. Evliliği mahveden sözleri hayatınızdan çıkarın

    Bir karar verin ve “ben demiştim”, “keşke”, “onun kocası böyle yapmıyor ama”, “sen beceremezsin, ver ben yapayım”, “sen zaten hep böylesin”, “ona da böyle yapıyor muydun”, “ben senin için yapmıştım”, “bugün canım istemiyor”, sözlerini hayatınızdan tamamen çıkarın. Böylelikle bu ‘erkek savar’ ifadelerin altında yatan, ilişkinizle ilgili sorunları da çözme konusunda bir adım atmış olursunuz.

    10. Onun arkadaşlarıyla arkadaş olun

    Kadınlar eşlerinin erkek arkadaşlarıyla anlaşamazlarsa, erkeklerin 20 yıllık erkek arkadaşlarıyla bile birliktelikleri zorlaşıyor. Bu da onları mutsuz kılıyor. Dolayısıyla işe, eşinizin yakın arkadaşlarını evinize davet edip güzel bir akşam yemeği hazırlamakla başlayın. Sonrası için de eşiniz ve onun arkadaşlarıyla dışarıda birlikte zaman geçirme konusunda eşinize teklifte bulunarak onu şaşırtın.

    İlgili Konular ;
    Kocam Beni Aldatıyor mu?
    Dudaklardan Kişilik Testi Yapın
    İlişkide Tehlikeli Sözler
    Erkeklerin Aldatma İşaretleri

  • İlişkide Tehlikeli Sözler

    İlişkide Tehlikeli Sözler

    Bu kelimeler ve cümleler mutlu bir birlikteliğin büyüsünü bozma gücüne sahipler; sarf etmeden önce bir daha düşünün!

    Evliliğinizde her şey çok iyi giderken, bu cümleleri kullandığınızda her şeyi mahvedebilirsiniz. Çünkü bu ‘erkeksavar’ ifadelerin altında yatan, ilişkinizle ilgili çok büyük sorunlar var demektir.

    “Ben demiştim”

    Aslında bu cümleyi sadece evliliğinizde değil, tüm ilişkilerinizde sarf etmemelisiniz. Evet, siz bir şey öngörüp karşınızdakini uyarmış olabilirsiniz ve karşınızdaki sizi dinlememiş, aynen öngördüğünüz duruma düşmüş olabilir. Konu her ne olursa olsun, “Ben demiştim” veya “Ben bunu sana söylemiştim” gibi cümleleri kullanmayın. İtici güce sahip bu tip ibareler (ifade edilmediği zaman da bakışlar) mutlu bir evliliği bir savaş alanına dönüştürebilir.

    “Keşke…”

    ‘Keşke’ geçmişte yaptığımız bir şeyle ilgili duyduğumuz pişmanlığın en net ifadesidir. Kendimizi pozitif hissetmemiz için bu kelimeyi kullanmamız doğru olmadığı gibi, eşimizle ve ilişkimizle ilgili konularda bu kelimeyi sıklıkla dile getirmemiz sağlıklı olmayacaktır. Hele ki ‘keşke’yi eşinizin fiziki özellikleriyle ilgili cümle içinde kullanırsanız (“Keşke daha az tüyün olsaydı” veya “Keşke daha kaslı olsaydın” gibi) ilişkiniz pek de iyiye gitmeyecek demektir.

    “Onun kocası böyle yapmıyor ama”

    Partnerinizi Brad Pitt’le de karşılaştırsanız, çevrenizdekilerin eşleriyle de karşılaştırsanız; karşılaştırma karşılaştırmadır! Ve karşınızdaki için oldukça moral ve sinir bozucu bir durumdur. Çünkü birini biriyle karşılaştırmanız demek, ona karşı memnuniyetsizliğiniz şeklinde algılanır ve ilişkiye ciddi zararlar verebilir.

    “Sen beceremezsin, ver, ben yapayım”

    Hele ki konu bir vidayı sökmek veya televizyonun kablosunu bağlamaksa… Bu cümleyi asla kullanmayın. Erkeklerin kendileriyle en çok övündüğü konulardan biri de el becerileri, tamirat işleridir. Siz de yapabiliyorsunuzdur belki, ama bu seferlik tutun kendinizi. Bırakın tamirat çantası onun olsun; siz de yatın koltuğa, uzatın ayaklarınızı!

    “Sen zaten şöylesin, sen böylesin”

    Bir insanın kişiliğine dair konuşmak, kime yapılsa yanlış bir harekettir. Hele ki bir tartışma esnasında “Sen zaten kötü bir adamsın” veya “Sen çok bencilsin” gibi kişiliğe dair sert ifadeler kullanmak, ilişkinizde kolay kolay iyileşemeyecek yaralara yol açabilir. Unutmayın, eşinizin kişilik ve karakteri üzerine değil de; sizi üzen, sinirlendiren hareketleri, eylemleri üzerine konuşmanız çok daha sağlıklı olacaktır.

    “Ona da böyle yapıyor muydun?”

    Kıskançlık, hele ki eski defterleri açtıran bir kıskançlık, ilişkiyi en olumsuz etkileyen şeylerden birisidir. Kıskançlığın aslında bir kişilik bozukluğu olduğunu hatırlayıp hala bir şeyleri sorgulamakta kendinizi durduramıyorsanız, bir de şunu düşünün: adı üstünde ‘eski’ ilişki bitmiştir ki siz bir ilişki yaşıyorsunuzdur.

    “Niye?”

    ‘Niye’ yerinde ve dozunda kullanıldığında çok normal bir soru ifadesidir. Ama çok sık kullanılmaya başlandığında rahatsız edici boyuta, hatta karşınızdakini çıldırtma boyutuna kadar gelebilir. “Niye bugün benimle ilgilenmiyorsun”, “Niye saçımı fark etmedin” gibi ardı ardına gelen soru cümleleri bir erkeği o ortamdan rahatlıkla kaçırabilir.

    “Ben senin için yapmıştım…”

    İyilik, fedakarlık… Tabi karşılığını gördüğünüzde daha da keyifli bir hal alır, ama temelinde bu eylemler karşılıksız olarak düşünülmelidir. Eğer karşılığını hiç göremediğiniz bir durum varsa, partnerinizi karşınıza alıp konuşmanız en doğrusu olacaktır. En yanlış olan ise “Ben senin için yapmıştım ama…” gibi başlayan cümleler kurmak olacaktır.

    “Bugün canım istemiyor”

    Yanlış yatak cümlelerinden birincisi… Elbet her zaman aynı tutkuyu ve şehveti yakalamak mümkün değil biliyoruz, biz de size sürekli istekli olun demiyoruz zaten! Ama “Bugün canım istemiyor”, “Çok başım ağrıyor, başka zaman” gibi yatak cümlelerinin sürekli kullanımının evliliğinizi kötü etkileyeceğini unutmayın. Çünkü cinsel sorunlar, evlilik problemlerinde en çok karşılaşılan konudur.

    “Kredi kartını ödünç verebilir misin?”

    Eşinizi evden kaçırmak istiyorsanız işte ona bu soruyu sorabilirsiniz. Şaka bir yana, bu soru da erkekleri oldukça korkutabilir. Kadınların alışverişe düşkünlüğü tartışılamaz. Bu nedenle bir erkeğin eşine ödünç vereceği kredi kartı, ay sonu gelecek yüklü bir faturanın da ayak sesleridir.

    Bunlar bizim bulduğumuz cümleler… Sizin eklemek istedikleriniz varsa aşağıdaki yorum bölümüne kendi “erkeksavar” cümlelerinizi bırakabilirsiniz…

  • Ateşli bir seks hayatı için 5 gün

    Ateşli bir seks hayatı için 5 gün

    Herkesin seks hayatı mükemmel değil kuşkusuz. Ya da zaman zaman iniş çıkışlar yaşaması olası… Zamanla bir rutinin içine girmesi de… Deneyin Bakalım, sonuçtan memnun kalacak mısınız?

    1. gün: Sadece “evet” deyin
    Uzun bir iş günü… Kontrol eilmesi gereken onlarca mail var… İş yerinde sürekli birileri sizi çağırıyor, sizden bir şeyler istiyor… Uğraşmanız gereken onlarca mesele varken seks aklınızdaki son şeydir herhalde. Hal böyleyken, bu gece sevişmek isteyen partnerinize “sakın aklından bile geçirme” mesajı vermek en kolay cevap.

    Ama siz bu beş günlük çalışmanın ilk adımı olarak, her ne kadar “hayır” demeye meyilli de olsanız bugün “evet” demelisiniz. Ev ödeviniz olan “evet”i uygulayın ve bakın neler oluyor… Belki kendinizi partnerinizin elbiselerini yırtacak kadar ateşli hissedeceksiniz. Göreceksiniz, aranızda gelişen yakınlık, sizi seks yapma moduna yaklaştıracak. Elbette size, partneriniz her seks yapmak istediğinde ona “evet” karşılığını verin, demiyoruz. Fakat zaman zaman bedeniniz “hayır” demeye zorlarken siz “evet” derseniz, zihninizi seks yapma fikrine açarsınız.

    2. gün: Rutini kırın
    Bugün, kendinizi kabuğunuzdan çıkmak için zorlayın. Her sevişmenizde aynı şeyleri yapıyor, aynı pozisyonları uyguluyorsanız, bu defa rutininizden çıkın ve tatlandırmayı istediğiniz sevişmelerinizin nasıl değiştiğini gözlemleyin.

    Yatak odanızda sıkıcılığa son vermeniz için uygulayabileceğiniz bazı eğlenceli ve kolay yolları bir araya getirdik:

    Onu seksle şaşırtın. Her zaman yatak aktivitesini ilk başlatan kişi eşinizse bu defa onun beklemediği biçimde siz başlatın sevişmeyi.

    Duruma uygun giyinin. Her zaman sevişmeye başlamak sizin için kitabınızı bırakmayı, gözlüğünüzü ve pijamanızı çıkarmayı gerektiriyorsa bu defa kıyafetinizde bir değişikliğe gidin ve seksi bir şey giyin üstünüze. Bunu “eşiniz için seksi bir kıyafet giyin” anlamında söylemiyoruz. Kendiniz için giyin. Seksi kıyafetle kendinizi daha seksi hissedersiniz çünkü.

    3. gün: Hızla kucaklaşın
    Mükemmel olan yavaş ve duygusal yapılan sekstir. Ama tatilde değilseniz bu kadar zamanınız olmayabilir, öyle değil mi? Zaman darlığında hiç seks yapmamaktansa, bu işi hızlandırabilirsiniz.

    İkiniz de aynı moddaysanız, kısa süre içinde bir sevişme neden gerçekleşmesin? Elbette ağır bir yemek sonrası ya da stres dolu bir iş gününden sonrasını kast etmiyoruz. Güne yeni başlarken, henüz işe gitmenize vakit varken deneyebilirsiniz. Aklınızın bir köşesinde işe geç kalmamak için acele etmeniz gerektiği fikri varken, daha kolay sonuca odaklanabilirsiniz. Ya da bir akşam arkadaşlarla dışarıda buluşmanızdan önce hızlı bir kucaklaşma, güzel de bir fantezidir aynı zamanda. Sizi arayıp “Hadi nerede kaldınız?” dediklerinde, üreteceğiniz eğlenceli bahaneleri düşünün sadece!

    4. gün: Yeni malzemeler ekleyin
    Bu belki sizin için uygulaması en zor madde olabilir. Çünkü seks hayatınıza seks oyuncakları, fanteziler, seks oyunları katmaktan söz ediyoruz. Ama inanın, bu yenilikleri dahil etmek, seks hayatınızın fitilini ateşlemek için en iyi ve en hızlı yoldur. Seks oyuncağı seçme işi sizi utandırabilir. Ama unutmayın, seks shop’lar sadece bu amaç için kurulmuş yerler olduklarından, siz oraya girdiğinizde kimse sizi yadırgamayacaktır. Rahat olun!

    5. gün: Birbirinizi kutlayın
    Seks; tutku, yakınlık, duygusal boşalma ve eşinizle daha yakın olma yoludur. Seksin bir diğer anlamı da birlikte sahip olduklarınız için birbirinizi kutlamak, birbirinize minnetinizi göstermektir. Yeterince seks yapıyor musunuz, seks hayatınız heyecanlı mı, eşiniz mutlu mu, siz mutlu musunuz? Tüm bunları düşünmek bile sizi çıldırtabilir.

    Kafanızı meşgul eden bu tarz düşünceleri, seksin ilişkinizin temel parçalarından biri olduğunu ve bağlılığınızın devamlılığını destekleyen mükemmel bir yol olduğunu düşünerek kafanızdan atın. Kucaklaşın ve birlikte sahip olduğunuz hayat için birbirinize minnettarlığınızı gösterin.

  • Kocam Beni Aldatıyor mu?

    Kocam Beni Aldatıyor mu?

    Birlikte olduğunuz sevgiliniz ya da bir hayatı paylaştığınızı sandığını eşiniz sizi aldatıyor mu? Peki nasıl anlayacaksınız? kesin olmamakla beraber İşte yolları…

    1- Sevgiliniz içindeki suçluluk duygusunu bastırmak için sizin isteklerinize her zamankinden fazla duyarlılık gösterir. Özellikle diğer ilişkisinin ilk dönemlerinde…

    2- Böyle bir alışkanlığı olmasa bile size sık sık hediye almaya başlar. Bu davranışının dikkat çekmemesi için de her hediye

    3- Günlük hayatındaki alışkanlıklarını değiştirir ya da yeni hobiler edinir.

    4- Yaşadığı duygusal karışıklık nedeniyle olur olmaz nedenlerden kavga çıkarabilir.

    5- Ona daha şefkatli yaklaşmanız için sadece sizin yanınızda depresif bir tavır takınabilir.

    6- Sizinle çeşitli bahanelerle daha az konuşmaya ve zaman geçirmeye başlar. Bu sayede daha az açık vereceğini düşünür.

    7- Uykusunda sık sık kabus görebilir. Bir çok geceyi bu nedenle uykusuz geçirebilir.

    8- Müzik, sinema gibi alanlarda zevkleri değişebilir. Daha önce nefret ettiği türleri beğenerek takip edebilir. Bu seçimlerden yeni ilişkisinin zevkleri hakkında fikir verir.

    9- Kendisini birden çok beğenmeye başlayabilir. Zamanını eskiye göre daha çok ayna karşısında geçirir.

    10- Sizi ya da ilişkinizi başkalarıyla kıyaslayabilir. Bu artık sizin tek olmadığınızı düşündüğünü gösterir.

    11- Artık hiçbir eleştiriye tahammülü kalmayabilir. Sürekli kendini savunma tavrını takınabilir.

    12- Eve geç gelmeye başlar. Evdeki sorumluluklarını ya da eskiden düzen konusunda önem verdiği konuları atlayabilir.

    13- Sizin nasıl göründüğünüzle artık daha az ilgilenir. Saçınız ya da kıyafetlerinizle ilgili yorum yapmaz.

    14- ‘Seni seviyorum’ demeyi bırakır.

    15- Sizin ona yaptığınız sürprizler karşısında eskisi gibi coşkuyla tepki vermez. Bu içinde suçluluk duygusundan kaynaklanır.

    16- Kendisini başkalarıyla kıyaslaması da size olan ilgisini kaybetmeye başladığını gösterir.

    17- Telefonunda arama listesi ve mesaj kutusunu sürekli boş tutmak gibi önlemler alabilir.

    18- Birden bire arkadaşlarıyla her zamankinden daha fazla vakit geçirmeye başlar

    19- Saçınızı okşamak gibi şefkat gösterilerini bırakır.

    20- İlişkinizin geleceği hakkında evlilik, ev alma gibi planlar hakkında konuşmamaya başlar.

    21- Birden bire kişisel uğraşlara vakit ayırmaya başlar. Kitap okur, film izler…

    22- Aranıza yatak odanızda da mesafe koyar ve bunun için bahaneler sıralar.

    23- Yaptığı şakalar sizi güldürmekten çok kırmaya başlayabilir, eski hoş sohbet tavrı kalmaz.

    24- Çiftlerin yapışık ikizler olmadığını öne sürerek kendi özel sınırlarını korumak adı altında sizden uzaklaşır.

    25- Rüyasında başka isimler sayıklayabilir.

    26- Yakın çevrenizden sürekli ilişkiniz hakkında uyarı alıyor musunuz? Sizdeki değişim en iyi dışardan bakan objektif gözler tarafından görülür.

    27- Sizin artık kendisiyle ilgili sorular sormanıza tahammülü kalmaz. Neredesin sorusu onu bir anda sinirlendirmeye yeterli olur.

    28- Sabah uyandığında kimin yanında olduğunu anlamak için bir süre etrafına bakar.

    29- Ev içinde kapıları kapalı tutmaya başlar. Özellikle bilgisayar başındayken rahatsız edilmek istemez.

  • Erkeklerin Aldatma İşaretleri

    Erkeklerin Aldatma İşaretleri

    Erkeklerin aldatacaklarını haber veren bazı önemli noktalar var!. İşte onlar…

    Şimdi size aktaracağımız bazı işaretler beraber olduğunuz erkeğin sizi yüzde yüz aldattığını/aldatacağını göstermez. Fakat bunları beraberliğinizin kötüye gittiğinin işareti olarak algılamanızı öneriyoruz.

    ‘BEN BUNU ASLA YAPMAM!’

    İşte tehlikeli bir cümle. Erkeğin bu rahatlatıcı sözlerle ‘sevgi dolu ve sadık’ bir eş portresi çiziyor.

    Ne yapmalı?

    Bu zararsız cümle sadakat ve bağlılık konusunda bir sohbet başlatmak için iyi bir başlangıç olabilir. Size: ‘Ben bunu asla yapmam’ dediğinde ona ‘Ben de. Fakat eğer bir gün içimizden biri birisine ilgi duyarsa bunu birbirimize anlatabilir miyiz?’ şeklinde bir soru sorabilirsiniz.

    ‘BİR PSİKOLOĞA GÖRÜNSEN İYİ OLACAK’

    Erkeklerin neredeyse hepsinin eşlerine depresyonda olduklarını söylüyor ‘Kadınları depresyona iten gücün kendileri olduklarının farkında bile değiller. Böyle birşey söyleterek onu başkalarına iten kişinin siz olduğunu düşünmenizi sağlıyorlar’.

    Ne yapmalı?

    Eşinizden böyle bir yorum duyarsanız duymamazlıktan gelmeyin. Ona ‘Kendimi çok yorgun ve stres altında hissediyorum. Neden bana depresyondasın diyorsun?’ deyin ve profesyonel yardım almanız konusunda ısrar ediyorsa birlikte bir evlilik terapistine gidebileceğinizi söyleyin.

    ‘BENİ ANLAMIYORSUN’

    Böyle bir cümle kuran bir erkek ayrı yönlere doğru ilerlediğinizi ima eder. Bu cümleyi duyan kadın erkeğe sert bir yanıt verirse tartışma erkeğin tarafına döner. ‘Sizin mantıksız ve sevimsiz konuşmalarınız yüzünden ev dışında zaman geçirdiğini söyleyecek böylelilke sizi suçlayarak daha az suçluluk hissedecektir’.

    Ne yapmalı?

    ‘Yaşasın! Sizinle konuşuyor! Hem de hisleri hakkında. Tek yapmanız gereken tepki vermeden onu dinlemeye çalışmak. Bunun da ötesinde onu daha çok konuşmaya teşvik etmek’.

    ‘SANA SÜREKLİ SÖYLEDİM AMA DİNLEMEDİN’

    Çalışan bir kadındınız fakat bebeğiniz olunca bir süre onunla evde vakit geçirmeye karar verdiniz. Çalışmaya alışık olduğunuzdan sürekli evin içinde olmak sizi sıkmaya başladı. Bu arada eşiniz de sürekli ‘spora git, kursa git’ gibi önerilerde bulunuyordu. Siz evde oturmaya devam ettiniz. Sonuç: boşandınız

    Bu konuda eşinizin asıl söylemek istediği şey: ‘Ben açık fikirli bir insanım ve eşimin sıkıcı bir ev kadını olmasını istemiyorum’. Eşinizin önceden verdiği bazı işaretleri görme şansınız olsaydı onun gerçek hislerine göre hareket edebilirdiniz öyle değil mi?

    Ne yapmalı?

    Onun gerçekten ne söylemeye çalıştığını anlamak için kendisini anlatmasını istemeniz gerekiyor. ‘Ona sorular sorun. Böylelikle kafasından geçenleri anlayabilirsiniz’.

  • Kadınların cinsel fantezileri

    Kadınların cinsel fantezileri

    Cinsellik, kadınlar için daha gizli kalması gereken bir konu olduğu için, genel kanı, fantezilerin erkeklere özgü bir şey olduğu yönünde. Oysa şu bir gerçek ki kadınlar da en az erkekler kadar, hatta onlardan daha fazla fanteziye sahipler. Ancak, kadınlar için fantezileri açıklamak sanıldığı kadar kolay bir durum değil.

    İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre kadınlar, seks fantezilerini daha çok seks sırasında havaya girmek, bir anlamda kendilerini erotize etmek için kullandıklarını itiraf etmişler.

    Fanteziler cinsel hayatı canlandırmak için çok önemli. Her an, her yerde ve her koşulda sevişmeye hazır olmamız mümkün olmadığına göre, işe yaradığı sürece fantezilerimizi devreye sokmamızda bir sakınca yok. En yaygın kadın fantezileri neler mi?

    İdealize karakterle sevişme
    Kadınlar film ya da dizi karakterleri ya da gerçek hayatta uzaktan tanıdıkları ve idealize ettikleri bir erkekle sevişme fantezisi kurarlar. Bu, hayali bir karakter olduğu için, fantezi, hayal gücünün gidebildiği yere kadar gider. Ancak, burada idealize karaktere fazla kapılmamak, gerçekliğine inanma noktasına gelmemek önemli. Bir de gerçek partnerle karşılaştırma ve hayali karakterin sahip olduğu mükemmel özellikleri onda arama seviyesine gelmemeye dikkat etmek gerekiyor.

    Başka birini düşünmek
    Kadınların bir diğer fantezisi, eşleriyle sevişirken bir başkasıyla seviştiğini düşünmektir. Bu, başka biriyle ilişkiye girme isteği anlamına gelmiyor tabii… Sadece heyecan verici bir hayal olarak fanteziler dünyasındaki yerini alıyor.

    Arkadaşla sevişme hayali
    Arkadaş olarak çok sevdiği bir erkekle seviştiğini hayal edebilir kadınlar. Aslında bu beynin küçük bir oyunudur. Çünkü duygusal yakınlık fiziksel temas da gerektirdiğinden, beyin bunu bazen seks olarak algılayabiliyor.

    Kadınla seks yapma
    Kadınların kadınlarla sevişme fantezileri de oldukça yaygın olmasına karşın, çoğu kadının kendine bile itiraf edemediği bir gerçektir. Böyle bir fantezi, kendisinin eşcinsel olabileceği endişesini de getireceğinden, çoğu kadın için korkutucu bir fantezidir. Ama kadınlar da sevişen iki kadının görüntüsünden en az erkekler kadar tahrik olurlar aslında. Dolayısıyla bir kadınla seviştiğini hayal etmek, kadınların isteklerini artırabiliyor.

    Teatral fanteziler
    Kendini eşinin sevgilisi olarak hayal etme, doktor ile hemşirenin sevişmeleri, ofis ortamında sevişme hayalleri gibi fanteziler de var. Ancak bunların ne kadarı doğru, ne kadarı film karelerinden esinlenme, karar vermek güç… “Rol” yaparken seksten daha fazla zevk alabiliyor kadınlar…

    Sado-mazoşist fanteziler
    Fanteziler her zaman bu kadar masum ve zararsız olmayabilir. Bazı fanteziler, sado-mazoşist eğilimler taşıyabilir. Zira seks, aslında tamamıyla duygusal ve romantik bir eylem değil, içinde bazı şiddet eğilimleri de taşır. Sado-mazoşist fanteziler, çoğu insan için anlaşılması güç gibi gözükse de başka bir pencereden bakıldığında, seksteki şiddet eğiliminin daha fazla ve somutlaşmış halidir. Acı çekme ve acı verme fantezisi, seks esnasında adeta bir cinsel organa dönüşen derinin, sert şekilde okşanması isteğinin uzantısıdır.