Etiket: aşk

  • Erkekler Neden Seviyorum Demez?

    Erkekler Neden Seviyorum Demez?

    Erkekleri anlamak kadınları çözmekten daha zordur.Kadınlar gibi duygularına yenik düşmeyen erkekler daha çok mantıklarıyla hareket ederler.Peki Neden sevdiklerine sık sık seni seviyorum demezler?

    Her kadın sevgilisinin aklından geçenleri bilmek ister. Ne var ki, erkekler için kalplerini bir kadına açıp, içindekileri dile getirmek bir hayli uzun sürer.
    Bir erkeği duygusallaştırmak istiyorsanız, doğru zamanı ve doğru yeri seçmeniz çok önemli. Eğer sevgiliniz yorgunsa; başka bir işe konsantreyse ve rahatlamak istiyorsa, ona sorularla yaklaşmanız sonuç vermeyecektir.
    Misafir beklediğiniz ya da sevgilinizin rahatlamak istediği zamanları sohbet için seçmemelisiniz. Birlikte bir aktive yaptığınız zaman konuşmayı deneyin.
    Onu sorgulamayın
    Kadınların sıkça düştükleri bir hata var. Sevgililerine peş peşe sorular sorarken, aynı zamanda ses tonlarını da ayarlamayı beceremiyorlar.
    Öyle kibir sohbet havasında geçmesi gereken konuşmalar, sohbetten çok bir sorguya benziyor ve erkekler kalplerini açmak yerine kaçmayı tercih ediyor.
    Erkekler duygularını kolay kolay dile getirmez, onlardan öyle bir şey istediğinizde ürkmeleri normal. Eski tecrübelerinizden, gelecek planlarınızdan bahsedin.
    Erkekler gelecek ideallerinden bahsetmeyi severler, onlara özel sorular sormak istediğinizde o havayı vererek sorun. Eğer ona açılıyorsanız, güvenini kazanırsınız ve o da size açılır. Ondan bunu istiyorsanız, ilk önce siz açık ve samimi konuşun.
    Durmanız gerektiğinde durun
    Belki anlamsız gibi gelecek ama bir erkeği konuşturmanın en iyi yolu bazen susmaktır. Kadınlar sevdikleri erkek hakkında en ufak ayrıntıyı bilmek ister. Çoğu zaman bu bir takıntı haline gelir.
    Sürekli kurcalamak yerine, olayların kendiliğinden gelişmesini bekleyin. Arka planda kalmayı bir deneyin, göreceksiniz ki bilgiler daha fazla gelmeye başlayacak.

  • Aşk varsa seks harika

    Aşk varsa seks harika

    Prof. Dr. Mehmet Sungur, romantik bir aşkın cinsel arzuları da artırdığını söylüyor.

    Aşkın cinsellikten haz almanın garantisi olduğunu belirten Sungur, ekliyor: “Aşkla yapılan seks ziyafet gibidir. Aşksız olanı ise sıradan bir yemektir.”

    Bugünlerde çok satanlar listelerinde hızla yükselen ‘Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey, Şeytan Üçgeni: Aşk-Evlilik, Sadakatsizlik’ adlı kitabıyla adından sıkça söz ettiren Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Sungur, aşkı sıradanlığa bir başkaldırış olarak nitelendiriyor.

    Aşık olan kişi için yaşamın monotonluğunun kaybolduğunu ve sıradan olayların bile olumlu anlamlar kazandığını belirten Prof. Dr. Sungur, ekliyor: “Aşık olduğunuzda daha anlayışlı, daha sabırlı, daha cömert ve daha sevecen olduğumuzu fark ederiz. Bu haliyle aşk, çoğu insanın derinde kendisine sakladığı iyi ve sevecen yönlerini ortaya çıkaran özellikler taşır. Aşkı böylesine arzulanır kılan bir başka neden de sayısız sahteliklerin yaşandığı dünyada eşsiz bir içtenliği simgeliyor olmasıdır.”

    Şehvetle başlar
    Birbirinden çok etkilenen iki insan arasında kıvılcımlanan duygularla ilgili bir sıralama yapıldığında önce şehvetin, sonra aşkın, en son sırada ise sevginin ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Sungur, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Her şehvet aşka, her aşk da sevgiye dönüşmeyebiliyor. Şehvet cinsel doyum sağlamaya yönelik doğal bir aşerme halidir. Aşk ise, şehvetin belirli bir zaman diliminde idealize edilen bir partnere odaklanmasıdır. Şehvetin özel bir kişiye odaklanabilmesi için cinsel dürtülerin de o kişiye yönelik olarak artmış olması beklenir. Bu bağlamda, aşkın cinsel arzuyu artırması şaşılacak bir durum değildir.”

    Bir ziyafet gibi
    Biyokimyasal açıdan ise, aşık olma sürecinde artan dopaminin, testosteronu da artırdığını belirten Sungur, şöyle devam ediyor: “Testosteron, cinsel arzunun belirleyicisidir. Romantik aşkta salgılanan dopaminin testosteronu artırması, romantik aşkın cinsel arzuyu da artırabildiğine kanıt olarak düşünülebilir. Bu nedenle aşk, cinselliğin haz garantisidir. Aşk içeren cinsellikle, içermeyen cinsellik arasındaki fark; sıradan bir yemekle, ziyafet sofrası arasındaki gibidir.”

    Engeller ve zorluklar aşıklarda ‘Romeo-Juliet’ etkisi yaratır
    Aşkın önündeki engellerin duyguları yoğunlaştırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Sungur, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Aşık olunan kişinin evli olması, okyanusun diğer tarafında yaşaması, farklı bir dil konuşması, farklı etnik gruplardan gelmesi ya da farklı dini inanışlara sahip olması romantik duyguları azaltmaz. Aşk, ayrılık ve güçlüklerle karşılaşınca daha çok beslenir. Belki de bu yüzden, anne ve babalar çocuklarının aşık olduğu kişiyi benimsemediklerinde ve engellemeye kalkıştıklarında, onları istemeden de olsa uygun görmedikleri kişilere daha da yaklaştırmış olur. Buna; ‘Romeo-Juliet etkisi’ de diyebiliriz. Bu; olumsuz koşulların duyguları kamçılaması halidir.”

    Mutlu evliliğin sırrı aşk değil
    Prof. Dr. Sungur, mutlu evliliğin sırrının kesinlikle aşk olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Mutlu bir evlilik için aşk asla yetmez. Evliliğin sağlıklı bir biçimde devam edebilmesi, çiftlerin evliliği romantik bir rüyanın devamı olarak algılamalarını değiştirmeleri ile mümkündür. Evlilik, birbirlerinden farklı geçmişleri, beklentileri, ihtiyaçları, tepkileri ve duyarlılıkları olan iki ayrı bireyin, rutin seyreden bir ilişki içinde uyumla yaşayabilmeleri sanatıdır. Aşk bir görme kusuru, evlilik ise görme kusurunun istem dışı tedavisidir. Aşk ‘ben’leri yok etmek pahasına ‘biz’ olmak, sınırları iyi çizilmiş bir evlilik ise ‘ben’leri koruyarak ‘biz’ olmaktır. Sadakatsizlik ise; ‘biz’i yok etme riskini göze almak demektir.”

    Aşk bir görme kusurudur
    Aşkın bir görme kusuru olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Sungur, ekliyor: “Çeşitli düzeylerde görme kusuru içeren aşkı yaşayan kişiler, aşık olunanda ihtiyaç duyulan her şeyin var olduğuna inanır. Aşıklar bu yüzden birbirlerine, ‘Birbirimiz için yaratılmışız’ veya ‘Sen benim ruh ikizimsin’ gibi sözler söyler. Sanki elmanın iki yarısı uzun zamandır birbirlerini aramış ve nihayet bir araya gelerek bir bütün oluşturmuştur. Hatta öyle bir beraberlikleri vardır ki; bu beraberlikte dış dünyaya duyulan ihtiyaç giderek azalır. Ne var ki ihtiyaçlardan kaynaklanan görme kusuru nedeniyle idealize edilen bu kaynaşma hali, uzun sürmez. Zamanla görme kusuru düzelmeye başlar ve her şeyi olmasını istediğimiz gibi görmekten vazgeçip, olduğu gibi görmeye başlarız. Aşk, hayal edilenle gerçek arasındaki değişiklik fark edilinceye kadar geçen zaman dilimidir.”

  • Bir Erkeğin Evlilik Teklif Edeceğini Nasıl Anlarsınız ?

    Bir Erkeğin Evlilik Teklif Edeceğini Nasıl Anlarsınız ?

    Erkek arkadaşınız son günlerde biraz garip mi davranıyor ? Evini değiştiriyor, harcamalarına dikkat ediyor ya da yüzüğünüz ortalarda yoksa evlilik teklifi yakın demektir.

    Sevdiğiniz adamın size evlilik teklifi edeceği günü iple çekiyorsanız; işte size o günün geldiğini gösteren işaretlerden bazıları…

    YAŞADIĞI YERİ DEĞİŞTİRMESİ
    Tek başına yaşıyorsa, evini artık bekar evi değilde, yetişkin insanların yaşayabileceği şekilde değiştiriyorsa bu en önemli işaretlerden biridir. Buna göre demekki artık evini başkalarınında yaşayabileceği şekilde hazırlıyorsa, sizi bu yaşama dahil edecektir.

    HARCAMALARINA DİKKAT EDİYORSA
    Erkek arkadaşınızın harcama alışkanlıklarına dikkat edin. Bekar bir erkek, istediği an istediği şeye bütçesinin el verdiği kadar harcama yapar. Ama bu harcamalarda bir kısıntı dikkatinizi çekiyorsa ve size sürekli para biriktirme konusunda konuşuyorsa, tek taş için para biriktiriyor olabilir.

    YÜZÜĞÜNÜ BULAMIYORSA
    Sürekli taktığınız yüzüklerinizden biri yoksa, şüphelenmeye başlayabilirsiniz. Büyük ihtimalle parmak ölçünüzü almak için birkaç günlüğüne el koymuş olabilir.

    EVLİLİKLE İLGİLİ FARKLI DÜŞÜNCELER
    Eskiden evliliğin gereksiz olduğunu düşünen ve bu konuda konuşmayan erkek arkadaşınıza bir haller oldu. Evlilik hakkında konuşuyor, hatta düğünler gitmekten keyif duyduğunu belirtiyorsa, hazır olun!

  • En kötü evlenme nedenleri

    En kötü evlenme nedenleri

    Aşk evliliği birlikteliklerin en güzelidir diye düşünülür. Kendimizi kandırmayalım, insanlar günbegün aşk dışında nedenlerle de dünya evine giriyor. Aşağıda saydıklarımıza göz gezdirdikten sonra, hâlâ fırsatınız varken tekrar düşünün. Düğün davetiyelerini bastırmış olsanız bile. Yıllarca sürecek mutsuzluk ağır bir bedeldir.

    Ebeveynleri mutlu etmek
    Yanında birisinin olduğunu, artık düzenli bir hayat sürdüğünü bilmeleri annenle babanı rahatlatacaktır elbette. Gerçekçi ol; onların asıl düşündüğü torun sahibi olmak.

    Eşcinsel olmadığını kanıtlamak
    Cinsel tercihini ister kendine ister başkalarına kanıtlamak amacıyla olsun, bu yüzden evlenmek büyük bir hatadır.

    Hamileyim
    Hamile kaldığını öğrenmek ürkütücüdür. Tek başınayken hamile olmak daha da ürkütücüdür. Ama bu durumdayken alelacele adım atılan evlilikler hemen her zaman kötü sonuçlanmıştır.

    Analı babalı büyüsün
    Çocuğunun sevgi dolu iki ebeveynli bir ailede yetişmesini istemek doğal bir istektir. Lakin karşına doğru partner çıkana kadar beklemek en doğrusu.

    Çok uzun süredir birliktesin
    Biriyle çıkıyorsun ve ilişkiniz fena gitmiyor. Seni sevdiğini de söylüyor. Peki bu adamla evlenip onunla birlikte yeni bir düzen kurmak kötü bir fikir mi? Eğer bunu tüm kalbinle istemiyorsan, muhtemelen öyledir.

    Borçtan kurtulmak
    Birikmiş kredi kartı borçları, sonu gelmeyen taksitler, icra memurlarının kapıya dayanacak olması… Paralı bir erkekle evlenmek, bataktan kurtulmanın en kısa yolu gibi görünebilir. Ama mutluluğun parayla satın alınamadığı gerçeği günümüzde hâlâ geçerli.

    Baba ocağından kurtulmak
    Evlilik, ebeveyn baskısından ve ev hapishanesinden çıkış bileti değildir. Eğer anne babanla yaşamaya daha fazla katlanamıyorsan, ortaklaşa bir eve çıkabileceğin birilerini bul.

    Yapman gereken buymuş
    Genç kızlar eninde sonunda evlenmeleri gerektiği bilgisiyle yetiştirilir. Boşver bunları. Yetişkin bir kadınsın, ne istiyorsan onu yap.

    Kariyer desteği
    Evli olmak bazı meslek kariyerlerinde aranan bir özelliktir. Yine de, imzayı atmadan önce tekrar düşün: Boşanmak durumunda kaldığında, acaba söz konusu kariyerin nasıl etkilenecek.

    Herkes evleniyor
    Tüm arkadaşların dünya evine girdi, geriye stepne gibi bir tek sen kaldın. Baskıya diren ve kendi yolundan git. Doğru zamanı geldiğinde aşk karşına çıkacaktır.

    Masallardaki düğün
    Şaşaalı bir düğünün merkezinde olmak, gelinlik giymek kuşkusuz çekici bir düşünce. Ama arkasından ömür boyu aşk ve mutluluk gelmeyecekse, neye yarar? Kim Kardashian’a bir sor istersen.

    Bebek yapmak
    Geleneksel sıralamayı izleyecek olursak, önce aşk gelir. Sonra evlilik, ardından da bebek. Belki de sen geleneksel türden bir insan değilsindir.

    Habertürk

  • Sosyal Medyada Aşk Başkadır

    Sosyal Medyada Aşk Başkadır

    Sosyal medyadan tanıdığınız birinin dikkatini nasıl çekersiniz, size karşı olan davranışlarını nasıl yorumlanabilirsiniz? İşte yanıtları…

    Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte birçok alanda davranışlarımız değişti. İnternet ve sosyal medya hayatımızda o kadar önemli bir hale geldi ki, neredeyse tüm gün başından ayrılmadığımız, hayatımızı anlattığımız, yorumladığımız bir yer olan paylaşım siteleri hayatımıza anlam katmakla kalmayıp, en büyük dostlukları, en büyük aşkları başlatan yerler haline geldi.

    Yüzünü görmediğimiz insanlarla bu kadar çok fazla şey paylaşmak ne derece doğru tartışıla dursun bugün size, “sosyal medyada aşk nasıldır‘ı anlatacağız.

    Sosyal medyada gerçek hayatta tanıyor olun ya da olmayın sıkı takip ettiğiniz, daha yakın olmak istediğiniz birinin dikkatini nasıl çekersiniz, size karşı olan davranışlarını nasıl yorumlanabilirsiniz? İşte yanıtları…

    Sürekli sizin yazdıklarınızı beğeniyor ama iletilerinize fazla yorum yapmıyorsa?

    Sizin yazdıklarınızı okuduğunu, onayladığını ve takip ettiğini belli etmek istiyor, fakat daha fazla ileri gitmekten çekiniyor olabilir. Ya da farklı bir çevrede yer aldığı için etrafındaki kişilere size karşı olan ilgisini belli etmek istemiyordur. Bu tip kişilik için çekingen ve duygusal biri diyebiliriz. Aşk oyununda sizin dominant olmanız gerekebilir.

    Sizinle sürekli tartışıyor ama takip etmekten vazgeçemiyorsa?

    Eğer bu kişiyle aranızda duygusal bir yakınlaşma olduğuna yemin edebilirseniz, bu tavrı ile ya size görüş farklılıklarınızı göstererek sizi yönlendirmek istiyordur, ya da sizi kızdırıp tartışmaya davet ediyordur. Bu tip kişilik için rekabetçi ve zorlayıcı diyebiliriz. Aşk oyununda her türlü savaşa hazırlıklı olun.

    İletilerinde hep birilerine göndermeler yapıyorsa?

    Sizin ya da bir başkasının dikkatini çekmeye en azından birilerini meraklandırmayı amaçladığına emin olabilirsiniz! Bunun siz olup olmadığını anlamak için cesaret gerektiren yöntemler denebilirsiniz. Bu tip kişilik için kinci ve asabi biri diyebiliriz. Sözlerini gereken kişiye doğruca söyleyemiyorsa, kendine güvensiz biri olabilir. Aşk oyununda sizi yorabilir. Mücadele hazırlıklı olun.

    Size özel mesaj yazıyor ama fazla konuşmuyorsa?

    Sizinle ikili bir sohbet gerçekleştirmeyi istiyor demektir. Konuşmaları kısa kesiyor ise ısrarcı davranmak istemiyorsa, duygularını göstermekten çekiniyor diyebiliriz. Eğer onunla samimiyeti ilerletmek istiyorsanız cesaret verici davranışlarda bulunabilirsiniz. Bu tip kişilik için romantik ama yorucu biri diyebiliriz. Aşk oyununda sizi uzun süre test edebilir. Eğer sabırlı olabilirseniz, güzel bir aşka yelken açabilirsiniz.

    Size özel mesaj yazıyor ve çok fazla konuşuyorsa?

    Sizinle ikili bir sohbet gerçekleştirmeyi istiyor da diyebiliriz, sadece birileriyle sohbet etmeye ihtiyacı var da diyebiliriz. Bunu anlamak için kendinizden bol bol bahsedin, eğer dinliyorsa konuşmak istediği sizsinizdir. Kaçıyorsa, sizinle sadece gevezelik yapmak istiyordur. Bu tip kişilik için bencil biri diyebiliriz. Aşk oyununda sizi her türlü hayal kırıklığını yaşatabilir.

    İlginizi çeken konular hakkında iletiler giriyorsa?

    Eğer bu kişi sizinle benzer görüş ve meraklara sahip biri değilse, o zaman sadece sizden hoşlandığı için bu şekilde davranıyor diyebiliriz. Sizin ilginizi çekecek konular açması size değer verdiği anlamına gelir. Bu tip kişilik için uyumlu ve yapıcı biri diyebiliriz. Aşk oyununda size mutluluğu getirebilir.

  • Hangi Burç Nerede Yaşamalı?

    Hangi Burç Nerede Yaşamalı?

    Hangi Burç Nerede Yaşamalı?

    KOÇ: Aktivitenin yüksek olduğu, sıcak iklime sahip şehirler Koç burçları için uygun. Yaşayacakları bölgede açık hava sporları yapacakları yerler olması önemli.

    Nevşehir ve Eskişehir’de yaşamayı deneyebilirler. Havada nem oranı yüksek olan yerlerde hastalanabilirler, Antalya örneğin. Yurtdışı için İrlanda, Şili, Kenya, Malezya, Singapur, Yunanistan ve Meksika uygundur.

    BOĞA

    Boğalar yerleşik yaşamı sever ve değişiklikten fazla hoşlanmaz. Yer değiştirme kararını iyi düşünerek vermeliler. Bitki örtüsü ve suyun bol olduğu ılıman iklimdeki nemli şehirler onlar için uygundur.

    Çanakkale, Balıkesir veya Antalya gibi. Yurtdışı seyahatleri için de Arjantin, Güney Afrika ve soğuk olsa bile Norveç ile Japonya.

    İKİZLER

    Metropol insanları İkizler, sıkıcı olmayan şehirleri tercih etmeli. İstanbul örneğin bir Terazi burcu şehri olmasına rağmen Ay’ı İkizler burcunda olduğundan İkizler ruhuna hitap eder.

    İzlanda, Mısır, Norveç, İtalya, Brezilya ve Finlandiya seyahatlerinden haz duyabilirler. Gün içindeki küçük turlara katılmak , başka insanlarla tanışmak ve vilgi edinmek temel aktiviteleridir.

    YENGEÇ

    Yengeçler kendilerini nerede güvende hissederlerse aslında orada mutludur . Yaşadıkları yerleri radikal kararla pek değiştirmezler.

    Uyum ve öğrenme yetenekleri vardır. İçgüdüsel olarak nemli ve sulu alanlarda, yerel olarak geleneklerine, inançlarına yakın olan insanların yoğunlukta olduğu şehir ve bölgelerde mutlu olurlar.

    Doğu illerini sevebilirler. Bahama Adaları, Filipinler, Romanya ve özellikle Amerika onları mutlu hissettirecek ülkeler. Yerel yemekleri öğrenmek, tekne turu deniz aktiviteleri uygundur.

    ASLAN

    Aslanlar sosyal yaşamı ve aktivitesi yüksek olan, lüks ve konforlu yerleri tercih etmeliler. Yüksek nemli yerler sağlıklarını olumsuz etkiler Antalya gibi. Doğu illerinde özellikle iş açısından parlama şansları yüksektir .

    Adana, Diyarbakır, Malatya gibi. Hollanda, İngiltere, İsviçre, İtalya ve Almanya tatil açısından mutlu eder. Sinema, tiyatro ve animasyonlar genel aktiviteleridir. Birçok Aslan oyunculuk yeteneğini tatil sırasında rahatça açığa çıkarır.

    BAŞAK

    Başak burçları değer yargılarına çok önem verir. Bu yüzden marjinal kültürlerin bulunduğu yerlerde kendilerini mutsuz hissederler. Birçok Başak aslında doğduğu yerden daha uzak yerlerde yaşamak ister. Özellikle kültür ve değer yargılarına sahip insan yoğunluğuna coğrafyadan ve iklimden daha çok dikkat etmeleri gerekir.

    İtalya ve Fransa hariç tüm Avrupa ülkeleri tatil veya seyahat için çok uygundur. Özellikle İngiltere’de mutlu hissedebilirler. Birçok Başak araştırma yapmayı tercih etse de onları en çok mutlu edebilecek aktivite aslında doğa düzenlemeleri ile ilgili olabilir.

    TERAZİ

    Terazi burçları için coğrafyadan çok orada yaşayan insanlar önceliklidir. Anlaşabileceği, yaşamın güzelliklerini paylaşabileceği ve yalnız kalmayacağı metropoller. Terazi’yi mutlu eder.

    İstanbul Terazi burçları için gene Terazi burcu olan bir şehirdir. Çin, Malezya, Rusya ve özellikle Singapur’da akla gelebilecek her türlü aktiviteyi mutlulukla gerçekleştirebilirler.

    AKREP

    Derin bilginin ve dedektiflerin burcu Akrepler, ilginç neresi varsa sevebilirler. Doğayı ve insanları yakından tanıdıkları için korkmadan her yerde yaşama şansına sahipler, özellikle Türkiye ’nin her şehri uygundur.

    Denizin ya da bir su havzasının olmadığı bir yerde mutlu olamazlar. Güney Afrika, Hindistan, Macaristan, Avusturya ve Japonya ilgilerini çekebilir.

    YAY

    Özgür insanlar olan Yaylara karavan ya da teknede yaşamalarını önerebiliriz. Sıcak , yüksek binalarla dolmamış ve yeşil alanı bol minik şehirler önerilebilir. Adalara bayılırlar. Çoğu aslında yurtdışında yaşamayı tercih edebilir.

    Avustralya, Finlandiya, Amerika , İsveç ve Peru ruhlarına hitap eder. Yaylar yurtdışında her aktiviteyekatılır ve dolu dolu dönerler. Tabii dönmek isterlerse.

    OĞLAK

    Doğanın vahşi yanını seven, dağcı ve trekking tutkunu Oğlaklar için evlerinden dağ manzaralı şehirler çok uygundur . Birçok Oğlak araziden taş yada fosil toplamayı, toprakla ilgili gizemleri çözmeyi çok sever.

    Venezüella, Romanya, Avustralya, Yeni Zelanda ya da el değmemiş doğası , yürüyüş yolları olan dağlık ülkeler uygundur .

    KOVA

    Sıradışı, orijinal veya bilimsel anlamda çekiciliği olan yerler Kovalar için uygundur . Bilime, kültür farklılıklarına , özgürlüğe ve hoşgörüye sahip, insancıl olan her yerde rahatlıkla yaşayabilirler.

    İzmir ya da Çanakkale Kovalar için çok uygundur. Dünya üzerinde Amerika , İsviçre, Norveç, sveç ve Avustralya’yı önerebiliriz.

    BALIK

    İyimser oldukları için her yere uyum sağlayabilirler ama su kenarı olmazsa olmazlarıdır. Metropoller onları mutlu etmez çünkü metropollerde fazlaca bulunan bencillik morallerini bozar. Çoğu emekliliğinde balıkçılık yapma, bir tekneyle dünyayı dolaşma hayali kurar.

    İzmir, Çanakkale gibi kıyı kentlerini önermek mümkün. Amerika ve Avustralya başta olmak üzere, Tibet, Hindistan ve Sharm El-Sheikh tatil için çok uygun. Dalış, bilimsel ve kültürel turlar ile rahatlatıcı spa ya da masaj seansları Balıkları deşarj eder.

  • Karşı Cinsi Tanıma Rehberi

    Karşı Cinsi Tanıma Rehberi

    İlişkilerinizi yürütemiyor musunuz? Hatayı karşı tarafa yüklemeyi bırakıp, geçmişi silin ve kendiniz için bir adım atın. İşe karşı cinsi tanımakla başlayın. Kaşı cinsi tanıyarak ve durum değerlendirmesi yaparak ileride yaşanacak sorunların önüne geçecek ve aşkta hep bir adım önde olabileceksiniz…

    Bir ilişkiyi yürütebilmek sağduyu ve güven gerektirdiği gibi çoğu zaman karşı cinsi tanımak ve biraz oyunu kurallarına göre oynamayı gerektiriyor. Gerçek hayatta bu oyunları oynamak daha kolayken sohbet odaları üzerinden arkadaş arayan kişiler için durum biraz daha zor olabilir.

    Gazeteci – Yazar Sinan Akyüz erkeklerin ve kadınların beklentilerinden yola çıkarak karşı cinsi genel olarak daha iyi tanımanın faydalı olacağını söylüyor. Genel geçer doğrular, bu oyunun kurallarını belirleyen etkenler aslında. Örneğin “evlilik teklifi tek taş pırlanta yüzük ile yapılır” gibi bazı kurallar tüm kadınların kalbine giden yolu açar.

    Oyunun kurallarını biliyorsanız hata yapma riskiniz azalır. İyi bir oyuncunun mutluluğu yakalama şansı oldukça yüksektir!

    Erkekler için konuyu ele alacak olursak kadınları tanımak biraz zaman ve bolca sabır gerektiren bir iştir. Bayan arkadaş olarak nitelendirdiğiniz kişinin yaptıklarını çok fazla düşünmeyin. Ciddi ilişki düşündüğünüz arkadaşınızla evlilik planlıyorsanız her şeyden önce unutmayın ki bir kızla evlenirken onun ailesi, çevresi ve geçmişiyle de evlenirsiniz. Bu konularda evlenmeden önce anlaşmaya varmak gerekiyor.

    Kadın her yaşadığı ilişkiyi bohça yapıp bir sonraki ilişkiye taşıyor” diyor Sinan Akyüz. Evlilik veya ciddi ilişki öncesi bu tip konularda çıkabilecek sorunları baştan çözmekte fayda var.

    Erkekler evlenecekleri kadına “çocuğuma annelik yapacak kadın” gözüyle bakıyor ve buna rağmen önce güzelliğe ardından zekayı önemsiyorlar. Bilinenin aksine erkekler zeki kadını seçiyorlar ancak Sinan Akyüz’e göre onları yıpratan zeki kadının “dırdırı”! Ayrıca erkekler kadınlardan farklı olarak geçmişlerini yanlarında taşımıyor.

    Erkekler bir ilişkiden diğerine geçerken kolay elde ettikleri, hemen teslim olan kadınları fazla tercih etmiyor. İlişkiler bir oyunsa, bu oyunu kuralına göre oynamak gerekiyor. Çünkü bu oyunda her zaman “zor kadın” kazanıyor.

  • İyi Günde ve Kötü Günde Birlikte Olmak

    İyi Günde ve Kötü Günde Birlikte Olmak

    Sabır, sadakat, koşulsuz sevmek, samimiyet, tutku ve saygı olursa mutlu bir birliktelik ve sağlıklı bir seks hayatı olur.

    Sevgi, saygı, paylaşma ve hoşgörü ile yürütülen aile ve evlilik ilişkilerinde, düzenli beslenme, düzenli seks yapma, uyum gösterme yeteneği ve aile sıcaklığı insan ömrünü uzatan en önemli faktörlerin başında geliyor. Evli olmanın avantajları arasında sayılabilecek stresin paylaşılması, düzenli seks hayatı ve mutlu aile tablosu sonucu artan endorfin hormonunun ömrü uzattığı da bir gerçektir. Bu nedenle 40 yaşına evli girmek ömür uzatabilirken, bekârlık ve yalnızlık erken ölüm riskini artırabiliyor.

    DUYGUSAL PAYLAŞIMLAR STRESİ AZALTIYOR…

    Ömrü uzatabilmek için yalnızca bedensel sağlığa odaklanmak yetmez. Bunun yanında, duygusal ve zihinsel sağlığımıza da önem vermek gerekir. Duygusal ve fiziksel bağların en güçlü olduğu evlilik kurumu, yaşam kalitesi ve süresi üzerinde oldukça etkili bir faktördür. Diğer bir değişle, evli olmak ve evli olmamak yaşam kalitesini derinden etkilemektedir. Nikâh masasına oturulduğu zaman sorulan ve “İyi günde ve kötü günde…” cümlesiyle başlayan o klişeleşmiş söz yabana atılmamalıdır. Kucaklaşmak, öpüşmek, eşin omuzda gözyaşı dökmek, hayatın stresini paylaşmak, her şeye birlikte göğüs germek, baş sıkıştığında ya da hasta olunduğunuzda eşin yanında olduğunu ve dışarıdan gelindiğinde evde bekleyen bir eşin ya da çocukların varlığını bilmek ve aşk, insanoğlu için paha biçilmez bir servettir.

    YAŞAM KALİTENİZİ VE SÜRENİZİ UZATIN!

    Evliliğin bir diğer avantajı da düzenli hayattır. Kişi eve geldiğinde huzurlu bir ortam buluyorsa, düzenli bir cinsel yaşamı varsa ve her akşam yatağına yattığında sarılıp uyuyabileceği, her sabah uyandığında yanağına bir buse kondurabileceği bir eşi varsa, bu güzel anları uzun süre daha yaşayacağından emin olabilir. Çünkü düzenli aile ve seks hayatı sonucu vücudun salgıladığı endorfin hormonu (mutluluk hormonu) ömre ömür katar. Kalbin, dolayısıyla yaşam kalitesi ve süresinin en büyük düşmanı olan stres, uykusuzluk, yalnızlık, anksiyete ve depresyona karşı bağışıklık sistemini güçlendiren endorfin hormonunu artırmak varken, yaş kemale erdiğinde hala bekâr gezmek neden?

    BEKÂRLIK BAŞA BELA…

    Bekâr olmak, tatmin edilmemiş bütünleşme ihtiyacıyla kişinin kötümserleşmesine, bunalım ve sıkıntıya düşmesine, kronik yalnızlık yaşamasına, depresyon haline girmesine, sigara ve alkol kullanımını arttırmasına, düzensiz bir yaşam sürmesine ve kilolu olmasına yol açabiliyor. Tüm bu faktörler de teorik olarak yaşamı ve yaşam süresi olumsuz etkileyebiliyor.

  • İlişkileri Sarsan Kötü Alışkanlıklar

    İlişkileri Sarsan Kötü Alışkanlıklar

    Farkında olmadığımız alışkanlıklarımız ilişkilerimizi zedeliyor. İşte dikkat edilmesi gereken davranışlar… İşte bir ilişkiyi kötü yöne sürükleyecek alışkanlıklar

    Yüzleşme korkusu
    Bazen rahatsız olduğumuz şeyleri dile getirmek yerine susmayı, karşı taraf tarafından sıkıntımızı dile getirmeden anlaşılmayı bekleriz. Bu yüzleşme korkusu aslında ilişkinin daha kötüye gideceği korkusundan oluşur. Halbuki gereksiz alınganlıklar iletişim kopukluğuna ve ilişkinin sonlanmasına neden olabilir. Tavsiyemiz, ilişkiniz sarpa sarmadan yüzleşin!

    Mutlu-mükemmel ilişki baskısı
    Bazen ilişkimizde olmasını istediğimiz ama olmayan şeyler için mutsuz olur tartışırız. Her ilişkinin ruhu farklıdır. Bir başka ilişkiye benzemek zorunda değildir. Tavsiyemiz, ilişkinizi olması gerektiğine takılmadan yaşayın, kendiniz olun.

    Tartışmak için doğru zamanı seçin

    Bazen çiftlerden birisi, bir konuya takılıp kalır ve o konuyu karşısındaki çözüme ulaştırmak istemediği halde uzatır. Oysa bu ilişkide bıkkınlığa yol açar. Tavsiyemiz, eleştirilerinizi yumuşatın ve doğru zamanı bekleyin.

    Sevgilinizi küçümsemeyin
    Kadın ya da erkek bazen eşine çok iyi yaptığı ya da kolaylıkla başa çıkabileceği işleri nasıl yapması gerektiğini anlatır. Ona çocuk gibi davranır. Oysa bu ilişkiyi zehirleyen olaylardan birisidir. Karşı tarafın ya sinirlenmesini ya da gerçekten tüm sorumlulukları üstünden atmasını sağlar. Tavsiyemiz, onu rencide etmeden yönlendirin.

    Kendinize özen gösterin
    Özellikle ilişkinin ya da evliliğin ileri safhalarında, bazen bir taraf dış görünüşüne özen göstermeyi bırakır. Tavsiyemiz, her zaman bakımlı ve özenli olun.

    Kendinize özen gösterin: Özellikle ilişkinin ya da evliliğin ileri safhalarında, bazen bir taraf dış görünüşüne özen göstermeyi bırakır. Tavsiyemiz, her zaman bakımlı ve özenli olun.

    Hatalıyken özür dileyin
    Hatalıyken özür dilememek bir ilişkide en çok rastlanan kötü alışkanlıklar arasındadır. İlişkide güveni zedeler. Karşı tarafı yıpratır. Tavsiyemiz, fazla geç kalmadan özür dileyin.

    Onu dinleyin
    Karşısındakini dinlememek, sözlerine değer vermemek, hep kendi sözünü geçirmeye çalışmak ya da haklı olduğunu tekrarlamak, karşınızdakini aşağılamak anlamına gelir. Tavsiyemiz, ilişkiyi bir monolog gibi yaşamayın, ona da söz hakkı verin.

    Bağımsız davranmayın
    Çiftlerden biri sadece kendi zevklerine hitap eden aktiviteler yapma konusunda ısrarlı olursa, o ilişkinin zinciri bir gün elbet kopacaktır. Tavsiyemiz, ortak zevkleri keşfedin ve bu aktivitelere ağırlık verin.

  • Erkekler Ve Kadınlar Neden Tartışır?

    Erkekler Ve Kadınlar Neden Tartışır?

    Hayalinizdeki insanı bulup hayatı paylaşmaya başladığınızda bambaşka bir dünyaya adım atarsınız. Daha mutlu, sağlıklı bir insan olur, ilişkinin sayısız güzelliklerini tadarsınız. Bir süre sonra belli konularda tartışmalar başlayınca iki tarafında tadı kaçar. Ancak, konular genelde bellidir ve göreceksiniz aslında tartışmaya değmeyecek kadar da önemsizdir.

    İşte erkekler ve kadınların en çok tartıştıkları konular:

    Para meseleleri: Günümüzün olmazsa olmazı para, zaman zaman ilişkiyi sıkıntıya sokabiliyor. Bu konuda anlaşma sağlamak kimilerini zorlasa da diyalogla çözüm üretmek elbette mümkün.

    Boş zamanlar: Bu konuda hiç tartışılır mı demeyin. Çiftlerin en çok tartıştığı konu, günlük işler bittikten sonra ne yapılacağıdır. Biri evde dinlenip maç izlemek isterken diğeri dışarı çıkıp deniz kenarında bir kahve içmek ister. Bunun çözümü de bazen beraber, bazen ayrı ayrı geçirilen zamanlar olduğunu kabul edip boşlukları ona göre değerlendirmektir.

    Kıskançlık: İki tarafın zaman zaman kapıldığı bu duygu tartışmaların çoğuna sebep olur. İçinizden gelen bu duyguyu kontrol etmek zor olsa da konuşarak ve yersiz tepkileri dizginleyerek bunun önüne geçebilirsiniz.

    İş bölümü: Anlatmaya gerek yok, hepimiz biliyoruz. Söz konusu ev işleri olunca tüm yükün sizde olduğunu düşünüyorsanız, sakin ve mantıklı bir konuşma yaparak yardım isteyebilirsiniz. Tartışma ise sorununuzu çözmeyecektir. Aksine sinirleriniz daha çok bozulur.

    Din : İlişki ciddileşmeden bu konuyu konuşmakta fayda var. Böylece ileride tahmin etmeyeceğiniz sorunlarla karşılaşmazsınız.
    Politika: Politika öyle birşeydir ki aynı görüşe sahipken bile tartışabilirsiniz. Burada önemli olan karşınızdakini dinleyip fikrine saygı duymaktır. Size de aynısı yapıldığında büyük tartışmalara girmeden seviyeli ve ufkunuzu genişletici bir aktiviteye dönüşebilir. Ancak, birbirinizin farklı görüşlerine tahammül edemiyorsanız, biraz daha büyük bir sorununuz var demektir.

    Ev hayvanları: Ciddi anlaşmazlıklara sebep olabilen ev hayvanları söz konusu olduğunda, sahibini tercih yapmaya zorlamak işi iyice yokuşa sürer. Ancak çareler tükenmez, konuşarak ortak bir noktada anlaşılabilir.

    Stres: Hiç tartışmanın ortasında durup başlangıç noktasını hatırlayamadığınız zamanlar oldu mu? Yoğun bir günün sonunda normalde etkilenmeyeceğiniz şeylerin sizi sinirlendirdiğini, tahmmülünüzün düştüğünü farkedersiniz. Böyle anlarda çıkan tartışmaların elle tutulur bir sebebi olmasa da kontrolü de zordur, engelleyemezsiniz. Eğer sebepsiz yere tartıştığınızı farkedip tatlıya bağlarsanız size faydası bile olabilir. Biraz sinir atmış olursunuz.