Etiket: aşk

  • Aşk kurabiyesi tarifi

    Aşk kurabiyesi tarifi

    Aşk kurabiyesi nasıl yapılır ? Aşk kurabiyesi malzemeleri nelerdir ? Aşk kurabiyesi tarifi…

    Malzemeler:
    – 1 paket margarin yada tereyağ (250 gr)
    – 9 kahve fincanı un
    – 3 kahve fincanı pudra şekeri
    – 1 paket vanilya
    – 1 adet yumurta
    – 1 paket kakao
    Hazırlanışı :
    Yağ, un, pudra şekeri,yumurta,vanilya ve kakaoyu güzelce yoğurup bir hamur elde edin. 15 dakika kadar buzdolabında üzerini strech filmle kaplayıp dinlendirin Daha sonra kalp kalıp yardımıyla şekil verin. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilip 170 derecede pişirin. Pişen kurabiyeleri dilediğiniz gibi süsleyebilirsiniz.

  • Evlendikten sonra değişir demeyin!

    Evlendikten sonra değişir demeyin!

    Evlilik kararı, insan hayatının belki en önemli kararlardan biri. Peki “evet” demeden önce nelere dikkat etmek gerekiyor? Psikolog Burcu Atatür, evleneceğiniz kişiyi tanımak için neler gerektiğini anlattı.

    Eş seçimi, kişinin kalan ömrünü kiminle paylaşmak istediğiyle alakalı. Dolayısıyla sadece bir “eş” değil, onu meydana getiren kavramlar ve değerler dünyası mevzu bahis. En basit kişisel zevklerden tutun da bireyin varoluşuna verdiği anlama kadar uzanan kocaman bir paket bu. Ömür dendiği zaman, hem sonsuzluk kadar uzun hem de bir göz açıp kapama süresi kadar kısa zaman dilimi gelir akla ve burada izafiyet eş seçimiyle birebir alakalı. İyi bir eş ve mutlu bir evliliğe sahip olmak, ömrü uzatmıyor belki ama yaşanan, paylaşılan her anı keyifli hale getirip, hayata anlam katıyor.

    Evleneceğiniz insanı tanımak için neler gerekiyor?

    Eş adayını seçmeden önce kişiye ilk gereken kendine ait farkındalık. İlk bakışta kolay gibi görünen bu madde eğer tam olarak yerine getirilmezse ilişkilerde en büyük çatışmalara sebep oluyor. Kendini bilmeyen, tanımayan, kimliği ve benliği üzerinde kafa yormayan insan korku ve kaygılarından da habersiz oluyor. Hayal, emel ve beklentilerini de netleştirmediğinden hayattaki yerini ve duruşunu doğru değerlendiremiyor, yanlış ilişkiler kurmaktan kurtulamıyor.

    Özellikle dayatmaların, yönlendirmelerin, aile-mahalle baskısının egemen olduğu toplumlarda kişiler istedikleri için değil “uygun” görüldüğü birtakım sosyo-ekonomik kriterler veya statüler ön plana alındığı için, uyumdan çok menfaatlerin gözetilmesi doğrultusunda eş adayına yöneliyor. Oysa ruh, sadece dengini bulduğunda kanatlanan ve tüm engelleri aşabilen cesur ve pervasız bir yapıda. Herkesçe en ideal görünen eş, evlilik için doğru eş anlamına gelmiyor. Kişinin kimi hayatına alacağına karar verebilmesi, kendisinin kim olduğundan geçiyor. Varlığını tek ve bütün olarak tanımlayamıyor, ayakları üzerinde duramayıp aile ve ortamından sağlıklı şekilde ayrışamıyor, birey olamıyorsa başkasını tanımaya yeltenmek, hayatta aynaya bakmadan el yordamıyla şeklini keşfetmekten öteye gitmiyor.

    Kendini tanıyan, günah ve sevaplarıyla kabullenen, kusursuz olamayacağına ikna olan ve doğal haliyle de sevilebileceğine kanaat getiren kişi, işin zorlu kısmını aşmış oluyor. Bundan sonraki ilk gösterge, yanında olabildiği kadar kendi olduğu insanları fark etmek. Eğer eş adayı olarak gördüğü kişinin yanında hala maskelere ihtiyaç duyuyor, kalkanlarını indiremiyor, kendini açıkça ortaya koyamıyor ve tüm bunların evlendikten sonra bir anda yoluna gireceğini düşünüyorsa ilerleyen günlerin tatsız sürprizlere gebe olduğunu söylenebilir.

    En büyük eksik samimiyet!

    Günümüz insanının en büyük eksiği samimiyet. Güvenemiyor, kimseye kolay inanmıyor, her an tetikte ve doğal davranamıyor. Rollerine kendini her zamankinden fazla kaptırmış durumda ve işin kötüsü bir müddet sonra kendi yalanına kendi de inanmaya başlıyor. İçtenlikten uzaklaştıkça benliğinden de uzaklaşan bireyler ömür boyu taktik uygulayıp rol yapabileceklerine inanıyorlar. Ancak ilişkilerin en fazla ilk üç senesinde ak koyun kara koyun ortaya çıkıyor. Çünkü insanları bir araya getiren ve yuva kurma hayalleri aşılayan en büyük etken olan romantik aşk, ilk üç sene içerisinde değişime uğrayarak yerini daha akıllı ve dengeli bir aşka bırakıyor. Eşini seçerken maskelerini ve kalkanlarını indirmemiş, gereken rolleri başarıyla yerine getirmiş ama gerçek istek ve dürtülerini bastırmış olan kişiler aşkın ikinci evresinde rollerine devam edebilecek içsel enerji ve motivasyonu bulmakta zorlanıyorlar. Eninde sonunda çatlaklar büyüyor ve çift onları görmezden geldikçe ilişki parçalanarak kopmaktan kurtulamıyor.

    Hiç kimseyle olunmasa da eş adayının yanında doğal olabilmenin önemi büyük. Ev ortamı, kişiler rahatça nefes alabildikleri ve kendileri olabildikleri oranda yuva halini alıyor. Orada kalkanlara ihtiyaç yok. Çift sırtını rahatça birbirine dayayabilmeli, kendini korumak zorunda kalmamalı, bireyselliğini ve özgünlüğü yaşayabildiği, birbirine saygı duyabildiği kadar; beraberlik, uyum ve hoşgörüyü de öne çıkarabilmeli.

    Evlendikten sonra değişir demeyin!

    Evlenmeden önce yapılan en büyük yanlış ise eş adayının o an istenen özellikleri tam olarak taşımamasına rağmen evlendikten sonra kişinin gösterilen yönde değişebileceğinin düşünülmesi. Değişimin kaçınılmaz olduğu ve herkesin başına geldiği bir gerçek. Yaşamanın bir bakıma anlamı bu. Amacı ise değişimi fark etmek, onu kabullenmek, bundan maksimum keyif alıp, fayda sağlamak. Buraya kadar sorun yok, yalnız tüm bu farklılaşmayı evliliğe bağlamak hatta öncesini dikkate almayarak sonrasından mucize ummak pek gerçekçi sayılmaz.

    Herhangi birinde bir değişime sebep olunacaksa bu en iyi ihtimalle kişinin kendisi olabiliyor. Zaten gerçekte farklılık eşte değil onu algılama ve anlamlandırmada meydana geliyor. Kişiler eşlerinin artık tanıdıkları, bildikleri, seçtikleri insan olmadığını ve hatta yanlış eş seçimi yaptıklarını düşünmeye başlasalar da hedefe karşı tarafı oturtmadan önce dönüp kendilerine yeniden bakmaları gerekiyor. Çoğu zaman başta sevilen ve tercih edilen özellikler sonradan problem haline gelebiliyor.

    Muhtemelen iki taraf da kendince bir başkalaşım geçirmesine rağmen sadece eşindeki değişiklikleri fark ediyor. Eğer okları hemen dışarı yöneltmekten, suçlu aramaktan, kendini temize çıkarma ihtiyacından bir an bile kurtulabilirse, eşler uzun zamandır ihmal ettikleri bireyselliklerini tekrar fark edip kendilerinin de yerinde saymadıklarını görebiliyorlar.

  • Ofis aşkının yeşerdiği 5 meslek!

    Ofis aşkının yeşerdiği 5 meslek!

    Bu mesleği seçenler hayatının aşkını buluyor…

    Yapılan araştırmalara göre aşk; sevgilisi olmayan çalışanlar için düşündüklerinden daha yakın.

    İş hayatında olan insanların neredeyse % 40’ı hayatlarında bir kere ofis ortamında aşk yaşamıştır.

    Yapılan son araştırmalara göre, partnerlerin hayatını kazanmak için hangi işi yaptığı ilişkilerinde oldukça belirleyici bir faktördür.

    Araştırmalara katılanların % 6’sı, partneri çok fazla çalıştığı için partnerinden ayrıldığını, yeterince para kazanamadığı için terk ettiğini ya da partnerinin mesleğini beğenmediğini açıklamıştır.

    Aynı meslekte olmak, işle ilgili problemleriniz olduğunda her zaman bunları paylaşacak biri olması anlamına gelir.

    Eğer iyi bir kimyanız varsa, grup halinde çalışmak iyi olabilir hatta bazı işlerde birbirinizi tamamlayabilirsiniz.

    Ofis aşklarının büyük çoğunluğu, sosyal ortamlarda başlamaktadır.

    İş dışında karşılaşmalar, öğlen yemekleri, ofis partileri, çalışanların birlikteliğine zemin hazırlamaktadır.

    Bütün bunlar ofisteki uzun ve zor gününüzü kolaylaştıracak artılar.

    Bazı meslek gruplarında, diğerlerine göre çalışanlar arasında aşk ilişkisi yaşanması daha olası.

    İşte bunlardan ilk beşi:

    1-Eğlence & Konaklama

    2- Bilgi Teknolojileri

    3- Finans

    4-Sağlık

    5-Profesyonel Hizmetler

  • Çapkın Erkeği Tanımanın Yolları

    Çapkın Erkeği Tanımanın Yolları

    Sevgiliniz ya da hoşlandığınız erkeğin çapkın olup olmadığını anlamak için yazımızı okuyun.

    – Çapkın erkekler genelde cool takılırlar

    – Hiçbir şey, hiç kimse umurunda değilmiş, onlarla asla işi olmazmış gibi davranırlar.

    – Ama bir kızı elde etmek istiyorlarsa ufak ufak iletişim kurmaya başlarlar. Eğer kız onun ilgisine yanıt vermiyorsa fazla uğraşmazlar, tabir-i caizse yeni avlarına doğru yola çıkarlar.

    – Çapkın olan erkekler her gördüğü kızla ilgilenmezler

    – Etrafta gördüğünüz her kızla flört etmeye çalışan tipler genelde hiç bir kızı elde edemeyen erkeklerdir. Onlar zararsızdır.

    – Çapkın erkekeler ağzı laf yapan, kısa hikayeleri olan erkeklerdir. Yer yer bilgisiyle kadınları etkilerler.

    – Çapkın erkekeler ağzı laf yapan, kısa hikayeleri olan erkeklerdir. Yer yer bilgisiyle kadınları etkilerler.

    – Çapkın erkekler kendileriyle asla övünmezler

    – Ama kendilerine güvenleri her zaman tamdır. Karşısındakini özgüvenleriyle etkilerler.

    – Çapkın erkekler; kadınların kalbine giden yolu çok iyi bilirler

    – Önce karşısındaki kadın hakkında fikir edinir, sonra uygulamaya geçerler. Yani nabza göre şerbet verirler. Karşısındaki kadını nasıl etkileyeceğini her zaman bilirler.

  • Ona aşık olup olmadığınıza karar veremiyor musunuz?

    Ona aşık olup olmadığınıza karar veremiyor musunuz?

    Ona aşık olup olmadığınıza karar veremiyor musunuz? Bu hareketlere engel olamıyorsanız, artık emin olabilirsiniz…

    Onu gördüğünüzde heyecanlanıyorsunuz. Eliniz ayağınız karışıyor. Ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. Zaman zaman salıncakta gözünüz kapalı sallanır gibi oluyorsunuz. O halde kesin aşıksınız…

    Bir dakika, aslında aşık değil misiniz? Anlaşıldı siz karar veremiyorsunuz. O halde aşık olup olmadığınız konusunda size yardım edelim…

    Her konuşmada onun adı geçiyorsa,

    Konuştuğu her kadını çok yakın arkadaşım dediği halde kıskanıyorsanız,

    Burcunu öğrenip uyumlu olup olmadığınızı araştırdıysanız,

    Türlü bahaneler yaratıp onu görmeye gidiyorsanız, ya da planlı olarak karşılaşıyorsanız,

    Onu ummadığınız bir zamanda gördüğünüzde bayılacak gibi oluyorsanız,

    Anlaşılmaz bir biçimde Johnny Depp hayranlığınız sona erdiyse,

    Onun dokunduğu her hangi bir eşyayı devamlı yanınızda taşıyorsanız,

    Geceleri yatakta hep onu düşünüyorsanız,

    Size dokunduğu zaman kalbiniz yerinden çıkacak gibi oluyorsa, Evet siz kesinlikle aşıksınız!

  • İşyerindeki Kıskançlığa Son Verin

    İşyerindeki Kıskançlığa Son Verin

    Kıskançlık doğal bir duygudur ve kendimizi etrafımızdakilerle kıyasladığımızda ortaya çıkar. Ancak sınırları olmayan kıskançlık iş yaşamını cehenneme çevirebilir.

    Bazı insanların kıskançlıklarını yüzlerinden okumak mümkündür. Sizi üzmek için yollar arayan, agresif yaklaşan ve arkanızdan iş çeviren kişilerden kendinizi korumak sağlıklı bir çalışma hayatı için önemlidir.

    Peki, kıskançlıklardan nasıl uzak durabilirsiniz?

    Kendinizi açıklamaya çalışmayın

    Kendinizle ilgili bilim kurgu filmlerini aratmayan hikayeler duymuş olabilirsiniz. Bir köşede ağlamayın veya herkese kendinizi açıklamaya çalışmayın. Bu tavrınız sadece sizi kıskanan kişinin mutlu olmasına neden olacaktır.

    Kendinizle ilgili fazla bilgi vermeyin

    Sevinçlerinizi ve üzüntülerinizi günün büyük bölümünü geçirdiğiniz kişilerle paylaşma isteği anlaşılabilir. Ancak kıskanç olduğunu düşündüğünüz kişilerle özelinizi paylaşmamanız sorunları kökünden çözecektir. Sizin başarılarınızı veya sevincinizi bilmeyen birisi bu duruma balta vuramaz.

    Flört etmekten kaçının

    Kimden hoşlanırsanız hoşlanın asla belli etmeyin. Özellikle hoşlandığınız kişi sayısı birden fazlaysa! Aksi takdirde ofisteki kadınların yarısını kendinize düşman edebilirsiniz.

  • Aşkın Kimyası Çözüldü

    Aşkın Kimyası Çözüldü

    Duygusal yönelimler hoşlanma, aşk, sevda ve kara sevda gibi hafiften şiddetliye doğru farklı şekillerde hayatımızdaki yerlerini alıyor. Aşkla birbirine karıştırılabilen ve depresif duygu durumlarının da eşlik edebildiği kara sevda, kişilik özelliklerine bağlı olarak şekilleniyor .Beynin fonksiyonlarında önemli değişiklikler yapabilen kara sevda, kişilerin yaşamını özellikle de psikolojik açıdan büyük ölçüde etkiliyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.

    Aşk ve kara sevda arasındaki farklılıklar

    Aşk insanlara karşı olabileceği gibi doğaya veya herhangi bir başka nesneye karşı da gelişebilir. Aşkta kişinin çevresiyle olan ilişkileri bozulmaz ve sosyal hayatı devam eder. Bu durum genellikle iş hayatını da olumsuz etkilemez, kişinin kendi ve çevresiyle alakalı kontrolü ve değerlendirmeleri bozulmaz.

    Kara sevdada ise, kişi kontrolünü kaybeder. Kendisini sosyal hayattan soyutlar, tamamen sevdasına odaklanır. Kara sevdada kişi bulunduğunu andadır, duygu çıkmazına girebilir. Aşkta genellikle duygular karşılıklıdır. Kara sevdada ise, genellikle tek taraflıdır.

    Bazen kişinin kendisine sevdalanıldığından haberi bile olmayabilir. Aşk da psikolojik belirtiler gösterir. Duygu yoğunluğu ve saplantılı sevgi hali, sosyal normların dışına çıkmaz. Halbuki kara sevdada fizyolojik unsurlar da vardır. Kişi yemeden içmeden kesilir, zayıflar ve stres hormonlarının da etkisiyle vücut savunması düşer. Çeşitli hastalıklar baş gösterebilir, kişinin saçları beyazlayabilir.

    AŞK NEDİR? AŞK VAR MIDIR?

    Kara sevdada prefrontal korteks ve amigdala bozulur

    Kara sevdada beynimizde psikolojik hayatımıza yön veren sol prefrontal korteksin fonksiyonları aksar.

    Ayrıca korku duyusunu kontrol eden amigdalanın çalışma karekteri de bozulur. Böylece kişi korkusuzca davranabilir. Prefrontal korteksin de bozulması ile kişi, sosyal normların dışında davranışlar sergileyebilir. Kişi servetini ve kariyerini bu uğurda terk etme davranışı da gösterebilir.

    Kara sevdada hormonal aktiviteler

    Kara sevda esnasında birçok nöronal aktivite ve hormonal mekanizma söz konusudur. Aşk ve sevda esnasında dopamin, serotonin, oksitosin, noradrenalin, feniletilamin ve vazopressin gibi hormonal aktiviteler çeşitli duygusal ve bedensel değişmelere neden olur.Dopamin tutku ve saplantıdan sorumludur, coşku da verebilir. Kara sevdada aşırı dopamin varlığı, kişiyi akıl sınırlarının dışına çıkarabilir ve deliliğe doğru gidiş söz konusu olabilir. Kara sevdada da delilik söz konusudur. Serotonin mutluluktan sorumludur, ancak kara sevdada normale göre en az %40 serotonin azlığı söz konusudur.

    Bu durumda kişi depresyona yatkın hale gelir. Oksitosin, şefkatten ve hoşgörüden sorumludur. Kişiye, karşısıdakine çabuk inanan ve güvenen empatik bir ruh hali sağlar. Noradrenalin; heyecan, kalpte hızlanma, terleme, yüzde kızarma gibi belirtiler verir, iştahı keser ve zayıflamaya neden olur. Feniletilamin bir dopamin türevi olup, enerji ve keyiften sorumludur. Vazopressin de şefkat duygusu veren bir hormondur, ama asıl görevi vücuttan su atılmasıdır.

    Kara sevdada MRI bulguları

    Kadınlar ve erkekler üzerinde fonksiyonel MRI kullanılarak yapılan çalışmalar, kara sevdadan muzdarip erkeklerde beynin bir bölgesinde, kadınlarda ise üç bölgesinde yoğun aktivite varlığı tespit edilmiştir.

    Bu bulgu göstermektedir ki, psikolojik ve duygusal bilanço kadınlarda daha yoğundur. Fonksiyonel MRI ve PET scan kullanılarak yapılan bilimsel çalışmalar, kara sevdadaki bulguların, örneğin ellerini 100 defa yıkama gibi takıntı davranışları gösteren OKB hastalarınınki ile büyük benzerlik gösterdiği sonucunu vermiştir. Dolayısıyla gerek aşk gerekse kara sevda psikolojik bir takıntı hastalığıdır diyebiliriz.

    Hormon seviyelerindeki değişimler, aşk ve kara sevdaya yatkınlığı etkiliyor

    Olağanüstü doğa manzaları gibi hayranlık ve beğeni uyandıran durumlarda ya da doğal felaketler gibi travma oluşturan zamanlarda dopamin, noradrenalin, oksitosin ve noradrenalin seviyelerinde anormal yükselmeler olduğu için, bu durumlarda kişinin aşık olması ya da sevdaya tutulması daha kolaydır.

    Bu yüzden eşinden ya da sevgilisinden ayrılmış ve travma yaşayan kişinin ilk günleri aşık olma açısından en kritik zamanlardır. Yapılan bilimsel çalışmalar kalbimiz çarptığı için aşık olduğumuzu göstermektedir. Burada noradrenalinin işlevi büyüktür.

    Kara sevda tedavisi

    Kara sevda tedavisi, profesyonel bir yaklaşım gerektirir. Kara sevda tedavisinde davranışcı bilişsel terapiler işe yarayabilir.

    Mevcut ve muhtemel serotonin eksikliğine karşı antidepresan ilaçlar sonuç verebilir. Yine noradrenalin aktivitesini düşürücü ilaçlar da denenebilir. Bir diğer yöntem ise, beynin prefrontal korteksini ve sosyal hafızayı resetleyen TMS tedavisidir. TMS tedavisi tek başına uygulanabildiği gibi, ilaç tedavisiyle ya da terapiyle beraber de uygulanabilir.

    Spor aktiviteleri serotonin düzeyini artırdığından, kişi spor aktivitelerine de yönlendirilir. Çeşitli hobiler edinilmeye çalışılması da aşk travmasını hafifletebilir.

  • Kadınlar Nasıl Evlenmeye Karar Verir?

    Kadınlar Nasıl Evlenmeye Karar Verir?

    30’una gelmiş ya da 30’unu aşmış, hatta neredeyse tüm arkadaşları evlenip bir de çocuk sahibi olmaya başlamış kadınlardan bazıları, bu gelişmeleri uzaktan izlemeyi tercih ediyor.

    Güzel bir kariyeriniz var. Her gün işinize gidip geliyorsunuz. Ofisten çıkınca arkadaşlarınızla bir yerde buluşup akşam yemeği yiyebiliyor ya da en sevdiğiniz barda eğlencenin tadına varıyorsunuz. Bazen yanınızda sevgiliniz oluyor, bazense bekar takılmayı tercih ediyorsunuz. Çünkü birisiyle birlikte olmak ya da olmamak konusundaki kararı da siz veriyorsunuz. Yani bazen sevgiliniz olmadığı için üzülürken, bir dönem de kafanızı dinlemek istiyorsunuz. Yine de arada sırada tabii ki bazı erkeklerle görüşüyorsunuz ama hiçbir zaman üzerinizde evlilik baskısı hissetmiyorsunuz. Arkadaşlarınızın düğünlerine, yeni bebeklerini tebriğe gitseniz de evliliğe karşı bakış açınız pek değişmiyor. “Kim konfor alanından çıkmak ister” ki diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Ama bazı durumlar içinizdeki “gelin olma isteğini” hortlatabiliyor. Onların tanıdık geleceğinden eminiz.

    Ailesiyle yaşayan kadınlar

    Ailenizle yaşadığınız evde keyfiniz ne kadar yerinde olsa da (daima masada hazır bir yemek, hep temiz ve ütülü çamaşırlar, hiçbir zaman dağılmayan bir oda) zaman zaman sizi isyana sürükleyebilecek olaylar yaşayabilirsiniz. Annenizle hayatınızla ilgili her türlü detayı paylaşsanız, paraya sıkıştığınız her zaman babanızdan borç isteyebilecek olsanız da, bir evde herhangi biriyle birlikte yaşamak bile beraberinde bazı sorumluluklar getiriyor. Bir gece arkadaşlarınızla dışarıda eğlendikten sonra, ertesi gün başka bir grup arkadaşınızla yemek programı çıkabiliyor. Ya da üst üste pek çok akşam spora gittiğinizden dolayı akşam ailece oturulan yemeği kaçırabiliyorsunuz. Bu gibi durumlarda, aileniz tepkisini gösterip, o evin otel olmadığını dile getirebiliyor. Bunu direkt olarak söylemeseler de, bazen sizinle zaman geçirmek istediklerini laf arasına sıkıştırabiliyor ya da ima edebiliyorlar.

    Özellikle yaz mevsiminin gelmesiyle kendinizi daha çok dışarıda bulurken, aileniz sizin eve hep geç gelmenizden dolayı rahatsızlık duyabiliyor. Siz de kendinizi sorumlu hissedip, canınız her zamankinden çok dışarıda sevgilinizle olmak istese de, sırf ailenizin gönlü olsun diye evde oturuyorsunuz. Böyle zamanlarda, “Keşke evli olsaydım da, eşimle dışarı çıkarken hesap vermem gereken kimse olmasaydı” dediğiniz mutlaka oluyordur.

    Arkadaş faktörü

    Evli ya da çocuk sahibi arkadaşlarınızla görüşmenin zorluklarını tüm bekar kadınlar yaşıyor. Ne kadar yakın arkadaşınız olsa da, görüşme ayarlamak bile yeterince zor. Çünkü ilk önce eşleriyle konuşup gün belirleyebiliyor ya da eğer çocukları varsa onun uyuma saatine kadar evde olması gerekebiliyor. Daha da kötüsü, çocuklarından ya da evlilik hayatlarından başka bir konuyla ilgisi olmayan arkadaşlar…

    Evli arkadaşları bir kenara koyarsak, sahneyi sevgilisi olanlar devralıyor. Onlar da, tüm boş zamanlarını sevgililerine ayırmaktan dolayı sizi ihmal ediyor. Doğal tabii… Bir de, sizin sevgiliniz olmadan sizinle görüşmeyi akıllarına getirmeyen arkadaşlar var. Onlar ancak çiftler halinde gezmekten hoşlanan arkadaşlar olarak tanımlanabiliyor. Siz de dolayısıyla bir sevgiliniz olana kadar o arkadaş grubuna dahil olmuyorsunuz. Kendisini dışlanmış hisseden bazı kadınlar ise, bir an önce evlenip toplum tarafından kabul edilebilir bir sıfata kavuşmak isteyebiliyor.

    Gelecek korkusu

    Etrafınızda sevdiğiniz arkadaşlarınız ve ailenizin olduğu bir dünyada, herkes hayatından son derece memnunken gelecek hakkında tasalanmak çok uzak bir düşünce gibi gözüküyor. Ama yaş ilerledikçe ve arkadaşlarınızın çocuklarının da ilkokula geldiklerini gördükçe bazılarımız hayatlarını sorgulamaya başlıyor. Her zaman anne ve babamızın yanımızda olmayacağı ya da artık bir aile kuran arkadaşlarımızın bize eskisi kadar zaman ayıramadıklarını anladığımızda her zaman bizimle olacak bir erkeğin hayalini kurmaya başlayabiliyoruz. Yaşımız ilerlediğinde ve etrafımızda kimse kalmadığında yanımızda olan bu kişiye ise Türk toplumunda “can yoldaşı” adının verilmesi ise aslında çok şeyi özetliyor.

    Cinsel hastalıklar

    Düzenli ilişkisi olmayan kadın sevişmeyecek gibi bir durumu, hiçbir Cosmo kadını kabul edemez. Hayattan zevk almanın bir diğer yolu da seksten geçtiğinden dolayı, bazen tek gecelik ilişkiler yaşayabiliyor, ya da uzun süreceğini düşündüğümüz bir ilişkiyi kısa sürede sonlandırabiliyoruz. Bu kısa zaman diliminde yaşananlar ise bazen cinsel yolla bulaşan hastalıkları beraberinde getirebiliyor. Yanınızda olup, sizinle birlikte jinekoloğa gelecek ve tedaviniz esnasında size destek çıkacak erkek arkadaşınız (ya da eşiniz) olmadığında tüm bunların üstesinden tek başınıza gelmeniz gerekebiliyor. Arkadaşlarınızla bile paylaşamayacağınız bazı durumlarda ise “belki de bir sevgilim olsaydı bunları yaşamazdım” diyorsunuz. Ya da evlendiğiniz takdirde eşinizden hastalık kapma olasılığınızın minimuma ineceğini düşünüyorsunuz.

    Bekar Kadınlar Nasıl Evlenmeye Karar Verir?

    Evlenmenizi hızlandıracak bunca faktörün ışığında yine de tavsiyemiz, ani kararlar vermemeniz yönünde. Sadece hayatınızda biri olacak diye, karşınıza çıkan ilk erkeğe kapılmamanız sizin yararınıza. Bu sizin hayatınız. Nasıl yaşayacağınız ise size kalmış. Sırf evlenmiş olmak için yapılan bir evlilik sizi olduğunuzdan daha mutlu yapmayacaktır.

    Cosmopolitan

  • İsminiz Aşk Hayatınızı Etkiliyor

    İsminiz Aşk Hayatınızı Etkiliyor

    Uzmanlara göre kişinin ismi o kişinin karakterini yansıtıyor. İsminizin ilk harfi ise aşk hayatınızın yönünü etkiliyor.

    A

    Romantizmi çok aradığı söylenemez. Daha çok macerayı sever. Hareket lazım size, hareket. Üstelik uğraştığınız her şeyde. Flört edecek kadar sabırlı değilsiniz. Ama dobralığınıza söyleyecek hiçbir şey yok. Eşiniz her yönden çekici olmalı. Şehvet düşkünü olarak siz buna çok önem veriyorsunuz.
    B

    Duygusallık ve romantizm tam size göre. Mum ışığında yemek, ay ışığında yürümek sizin için ideal. Sevgiliniz size hediye almak zorunda çünkü bunlardan hoşlanıyorsunuz. Özellikle cinsellik konusunda iradeniz çok kuvvetli. Sevginizi iyi ifade ediyorsunuz.
    C – Ç

    Sosyallik ve flört tam size göre. Sevgiliniz yandı her an yanınızda olmak zorunda. Tamam, duygulu ve duyarlısınız ama cinsellik de önemli değil mi? Biraz bencilsiniz, ne ayıp, sanki eşiniz, sevgiliniz size tapmak zorunda!
    D

    İmkânsızı bile elde edersiniz Kolay kolay vazgeçmezsiniz. Yardımseverliğin bu kadarı da fazla. Popülerliğinizin kaynağı da bu. Size en uygun kelimeler; sadık, kıskanç ve bencil.
    E

    İş, stres, para, dış etkenler özel hayatınızı olumsuz yönde kolayca etkileyebiliyor. Ama her şeye rağmen asla duygunuzu tamamen kaybetmiyorsunuz. İlgiyi seviyorsunuz.
    F

    İdeal sevgili, ideal romantik. Sevgilinizi el üstünde tutuyorsunuz. Dışarıdan gösteriş düşkünü olarak görülebilirsiniz ama içinizde sıcak ve romantik bir insan var. Peşinde koştuğunuz ideal sevgiliye çabuk ulaşırsınız.
    G

    Ayrıntıya çok düşkünsünüz. Biraz özentisiniz. Statüsü sizden yüksek insanlarla ilişki kurmaya bayılıyorsunuz. Ayrıca bir özelliğiniz daha var, erotizmin zirvesine nasıl ulaşabileceğinizi iyi biliyorsunuz. Siz işinizin en iyisini bilirsiniz.
    H

    Sizi her yönden zenginleştirecek bir partneri ararsınız. Onun için her şeyi yapabilirsiniz. Ama bunu yatırım gözüyle yapmanız iyi değil. İtiraf edin bazen yapıyorsunuz!
    I – İ

    Sevilmek tam size göre bir kelime. Sevgilinizin size tapması için her şeyi yapabilirsiniz. Ama unuttuğunuz bir şey var her şeyi hep ondan bekliyorsunuz. Bu kadar çabuk kırılmanızın nedeni bu. Güven sizin için çok önemli.
    J

    Fiziksel enerjiniz süper. İlişkide hiçbir güç sizi durduramaz. Partnerinizin yorulması hariç! Sizin için karşı cinsle ilişki bir meydan okuma. Baştan çıkarma sizin en büyük hedefiniz. İdeal aşka inanıyorsunuz.
    K

    Utangaç gibi görünseniz de son derece şehvetli ve duyarlı bir insansınız. Ama bunu kimseye çaktırmıyorsunuz. Ticari kabiliyetleriniz süper. Bu işin bütün ayrıntılarına hâkimsiniz. Ciddiyet sizin için çok önemli. Aldatmaktan ve aldatılmaktan nefret edersiniz.
    L

    Aşk eşittir tutku. Sevilmekten çok sevmeye önem veriyorsunuz. Birine bağlanmak sizin için çok değerli. Her alanda başarıyı elde edersiniz.Bu yüzden biraz maymun iştahlısınız. Yeni tatlar deneme potansiyeline sahipsiniz. Tuzlu mu, tatlı mı, ekşi mi? Partneriniz size ayak uydurmak zorunda!
    M

    Duygusalsınız. Bir ilişkiye girdiğinizde tüm benliğiniz eriyip gidiyor. Cisenl özgürlüğe inanıyor gibi görünseniz de, lafta, doğru değil.Bazı konularda ketumsunuz. Birlikte olduğunuz insanı çocuk gibi koruyup, kolluyorsunuz. Bazen onu sıkıyorsunuz.
    N

    Masum ve çekingensiniz. Bu sadece dış görünüşünüz. Herkesi kolaylıkla aldatabiliyorsunuz. Mükemelliyetçisiniz. Bu yüzden de sizin standartlarınıza uygun birini bulmanız biraz zor oluyor.
    O – Ö

    Biraz çekingensiniz. Enerjinizi başka alanlara yönlendirmeniz bu yüzden. Para ve güç sizin için çıkış yolu. Düşkün olmanıza rağmen cinselliği ciddi bir iş gibi görüyorsunuz. Bazen bu konuda zor anlar yaşıyorsunuz.
    P

    Sizin için sosyal statü çok önemli. Biriyle birlikte olabilmeniz zor. Çünkü eli yüzü düzgün olmayan biri sizin statünüzü düşürür.Üstelik çok da zeki olmalı çünkü siz tartışmadan duramazsınız. Bu sizin için çok önemli!
    R

    Sizin için en mükemmel insan sizsiniz. Çünkü sizin tıpkı kendiniz gibi birine ihtiyacınız var: Entelektüel ve zeki. Akil sizin için fiziksel güzellikten daha önemli.
    S – Ş

    Konuşmak sizin için çok önemli. Eşiniz dinlemekten hoşlanmıyorsa yandınız. Çünkü konuşmak sizin için bir ihtiyaç. Hayatınızdaki her şey derli toplu olmalı. Uyumsuzluk ve karmaşadan hoşlanmıyorsunuz. Siz her şeyi kontrol etmek istiyorsunuz.Flörtü seviyorsunuz. Sizin için flört cinsellikten önemli. Ama bir kere kalbinizi kaptırmaya görün, dünyanın en sadık insani oluverirsiniz. Size uygun eş bulamazsanız, iyi bir kitapla da idare edebilirsiniz.
    T

    Romantik ve aşk insanısınız. Flört için ideal bir tipsiniz. Âşık olduğunuzda romantiksiniz ve bu yüzden de kırılgansınız. Ufak bir aksilik durumunda bu durumu düzeltmek için her şeyi yapabilirsiniz. Ama unuttuğunuz bir şey var; ayaklarınızın yere sağlam basar ve realistsiniz.
    U – Ü

    Âşık olduğunda gerçekçi, aşık olmadan duygusudur. Cinsellik ise sadece doyurulması gereken bir ihtiyaç! Bazen aşka âşık bir tip. Her zaman değer verecek birini arar. Sevmek için yaratılmıştır. Sevgilisini her şeyin üzerinde tutar.
    V

    Özgürlüğünüze düşkün ve maceraperestsiniz. Gizemli insanlar ilginizi çeker, sizi büyüler.Ya yaşça büyük ya da küçük insanların peşinde koşarsınız. Bu yüzden bütün ilişkileriniz heyecanlı ve tehlikelidir.
    Y

    Bağımsızlığınıza düşkünsünüz. Biriyle beraberlik yaşamanız zor oluyor. Her zaman kendinizi ispatlamak zorundasınız. Özellikle sevgilinize karşı. Ya o da kendini ispatlamaya kalkarsa? Açık yürekli ve çekici bir insansınız. Birlikteliğe önem veriyorsunuz. Ama para daha önemli.
    Z

    Samimi, hassas, duygusal ve hayalperestsiniz. Başı dertte olan insanlar için, siz bir kurtarıcısınız. Üstelik her zaman da sevgilinizin de süpermenisiniz. Ama paylaşmaktan çok hoşlanmıyorsunuz.Özel hayatınızı, sırlarınızı kendinize saklıyorsunuz.

  • Bu erkeklerden uzak durun!

    Bu erkeklerden uzak durun!

    Sancılı bir ilişkinin içine düşmemek için baştan doğru seçim yapmanız önemli. Birlikte olacağınız erkeğin kişiliğini irdeleyin. Bu özelliklerden birini taşıyorsa dikkatli olmanızı tavsiye ederiz.

    Tanımadığınız arkadaşları olan bir erkek

    Sizin tanımadığınız arkadaşlarıyla buluşmak için sürekli çekip giden, onlarla mesajlaşan bir erkek her zaman şüphe uyandırır. Sizi aldatmıyor olsa bile bu arkadaşlarla sizi tanıştırmamış olması düzgün bir ilişkiye hazır olmadığını gösteriyor olabilir.

    İşini sizden önde tutan bir erkek

    İş yüzünden planlarınızı erteleyen veya plan yapmak için fazla yorgun ya da meşgul olan biriyle ilişki yürütmek oldukça zordur. Sizinleyken bile kafasında işini düşünen birisi sizi gerçekten ne kadar dinleyebilir ki…

    Gece hayatı yoğun bir erkek

    Eğlenmeyi herkes sever ancak, birlikte olduğunuz erkek bir bahaneyle her akşamı dışarda geçiriyorsa bu tempoyla birlikte bir ilişki yürütmeniz sizin için zor olacaktır.

    İşinden nefret eden bir erkek

    Vaktinin çoğunu sevmediği bir işi yaparak geçiren bir erkeğin huzursuzluğu ilişkisine de yansır. Mutsuz olduğu bir işe saplanmış ve bunu değiştiremiyen birisiyle birlikte olmak istemezsiniz.

    Annesine takıntılı bir erkek

    Aile bağları güçlü bir erkekten bahsetmiyoruz. Ailesine ve özellikle annesine saygı gösteren bir erkek size de saygı gösterir. Ancak anneye karşı aşırı ilgi, ya da tam tersi anneye karşı öfke duyan bir erkek ilişki adına tehlikeli olabilir. Üç kişilik bir ilişki yaşamak istemezsiniz.

    Sürekli pohpohlanmak isteyen bir erkek

    Sizden sürekli ne kadar akıllı, yakışıklı, başarılı ve çekici olduğunu duymak isteyen ve hatta yalnızca sizden değil etrafındaki herkesten ilgi görmeye çalışan bir erkek, direkt olarak çapkınlık yapmasa bile etrafındaki kadınların kendisine hayranlık duymalarını sağlamak için sizi rahatsız edecek hareketlerde bulunabilir.