Etiket: anjin

  • ‘Boğaz ağrısıdır, geçer’ demeyin “Anjin”

    ‘Boğaz ağrısıdır, geçer’ demeyin “Anjin”

    Ebeveynler bazen basit grip ilaçları bazen de bitki çaylarıyla bu şikayetlerin önüne geçmeye çalışıyor. Fakat anjin olarak adlandırılan ve büyük özen gerektiren bu rahatsızlık, müdahale edilmediğinde ateşli romatizmal hastalıklar gibi ciddi sağlık problemleriyle sonuçlanabiliyor. Central Hospital’dan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Hasan Ünlütürk, iyice soğuyan havayla birlikte görülme sıklığı da artan anjin hastalığı konusunda uyarıyor.

    Toplum içinde “bademcik iltihaplanması” olarak adlandırılan anjin, genel olarak değerlendirildiğinde tedavisi kolay bir hastalık türü olarak sınıflandırılıyor. Fakat ihmal edilen ve tedavisi aksatılan anjin, çocukların ciddi sağlık sorunları yaşamalarına neden olabiliyor. Zamanında müdahale edilmeyen anjin, uzun vadede çocukların ateşli romatizmal hastalıklar gibi önemli rahatsızlıklar yaşamalarına yol açabiliyor.

    Anjin bademciklerin iltihaplanmasıyla oluşuyor

    Tıpta tonsillit olarak adlandırılan anjin, dış çevreden alınan bakteri ve virüslerin bademciklerde oluşturduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Vücuda alınan enfeksiyonlar, boğazda konumlanan bademciklerin kızarmasına, şişmesine ve üst kısımlarının beyaz lezyonlarla kaplanmasına neden olur. Bademciklerin iltihaplanması sonucu da anjin ortaya çıkar. Sonrasında ise hastalığa boğaz ağrısı ve yüksek ateş eşlik eder. Ancak genellikle ateş, hastalığın 3. veya 4. gününde normale döner. Anjin hastalığı, çoğunlukla 5 ile 15 yaş aralığındaki çocuklarda görülür.

    Bademcik şişmesi ve ses değişikliğinde anjinden şüphelenilmeli

    Boğazda acı ve ağrının karakterize olduğu anjin hastalığının en belirgin özelliği, bademcikler üzerinde oluşan beyaz lezyonlar, bademciklerin şişmesi ve kızarmasıdır. Anjin hastalığında nadiren boyun tutulabilirken, boyundaki lenf bezleri şişebilir. Bunların yanı sıra yutkunurken acı hissedilebileceği gibi ateş, baş ağrısı ve ses değişikliği gibi belirtiler de görülebilir. Ayrıca, kulaklarda ağrıyla da karşılaşılabilir.

    Bakteri sebepli anjinler daha ciddi seyrediyor

    Anjin hastalığı akut, subakut ve kronik olmak üzere 3 farklı şekilde oluşabilir. Akut anjinler, bakteri ve virüslerle bulaşarak kendini gösterirken, bu anjinler daha ciddi seyreder. Genellikle çocuklarda görülen bakteri sebepli anjinlerin, halsizlik, iştahsızlık, huzursuzluk gibi etkileri vardır. Bu anjin ayrıca, sıklıkla yüksek ateş, baş ağrısı, eklem ağrıları ve öksürüğe neden olur. Çocukları olumsuz etkileyen anjin için mutlaka gerekli tedaviye başlanmalıdır. Anjin hastalığı yaşayan çocuklar ayrıca, istirahat ve iyi beslenmeye teşvik edilmelidir.

    Anjin, ateşli romatizmal hastalıklara zemin hazırlayabilir

    Anjin, beta hemolitik streptokok enfeksiyonlar sonucu oluşmuş ise ekstra bir özen gerektirir.
    Tedavi edilmediğinde ateşli romatizmal hastalık şeklinde ağır bir form alabilir. Bu nedenle uygun tedavi ve yöntemler acilen tespit edilmeli ve en kısa sürede tedaviye başlanmalıdır.

    Anjin bulaşıcıdır, dikkat

    Anjin tedavisinde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Yatak istirahati, yumuşak ve sulu gıdalarla beslenme ve bol sıvı tüketiminin sağlanması bunların başında gelir. Bakteriyel anjinde ise hızlıca uygun antibiyotik tedavisine başlanmalı, bu tedavi 7-10 gün devam ettirilmelidir. Anjin tedavi edilmediği durumlarda, okulda diğer çocuklar arasında ve aile içinde bulaşarak yayılabilir. Uygun antibiyotik tedavisi 24 saat içinde bulaşıcılığı engelleyecektir.

    Anjini bulunan çocukların başkalarıyla teması önlenmeli

    Bazı unsurlara dikkat edildiğinde anjinin yayılma riskini azaltmak mümkün olabiliyor. Bunlardan en önemlileri, gerekli hijyen önlemlerinin alınması, anjini bulunan çocukların başkalarıyla yakın temasının önlenmesi ve okul döneminde yaşanan anjinlerde çocuğun okula gönderilmemesidir. Ayrıca anjin hastalığı yaşayan çocukların bardak ve biberon gibi kişisel eşyalarının ve oyuncaklarının sağlıklı çocuklarla temas ettirilmemesi alınacak diğer önlemler arasındadır.

  • Anjin Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

    Anjin Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

    Anjin, tonsilit diğer adıyla bademcik iltihabı bakteri ve virüslerin bademciklerde iltihaba neden olmasıyla ortaya çıkar.Anjin nedir, nasıl tedavi edilir? makalemizde bademcik iltihabı ile ilgili bilgiler verdik. Bu hastalığın en önemli belirtileri; boğaz ağrısı, yutkunmakta zorluk, baş ağrısı, ateş ve bedende kırgınlık, halsizliktir.
    Bademcik iltihabı nasıl geçer?
    Bağışıklık sistemini güçlendirin.
    İmmune sisteminiz yani bağışıklığınız zayıfsa tıbbi adı tonsillit, anjin olan bademcik iltihabı olma ihtimaliniz artar.
    Bağışıklık sistemini güçlendiren yiyecekleri tüketmek, erken yatıp erken kalkmak, spor yapmaya devam etmek, sizi bu hastalıktan koruyacaktır.

    Kötü alışkanlıklarınızdan vazgeçin!
    Sigara, alkol gibi zararlı bağımlılıklar bademcik iltihabını tetikleyen faktörlerdendir.
    Bunlardan vazgeçmek başta zor gelebilir, fakat kendinize yapabileceğiniz en büyük iyilik bunları terk etmek olacaktır.anjin_nedir (1)

    Antibiyotik Kullanın
    Bademcik iltihabını geçiren en etkili yöntemlerden biri de antibiyotik kullanmaktır.
    Doktorunuza danışıp, sizin için uygun olan antibiyotiği belirleyin.
    Elma sirkesi ile gargara yapmak da boğaz iltihabını rahatlatacaktır.

    anjin_nedir (2)

    Sık sık gargara yapın
    Tuzlu su ile gargara yapmak bu bölgedeki bakterileri öldürür ve bademcik iltihabına şifa olacaktır. Fakat boğazınız kötü durumdaysa tuzlu su bölgeyi daha çok tahriş eder.

    Ağız Bakımı ve Hijyeni
    Bademcik iltihabını önlemek için böylece dişlerinizi temiz tutmanız, ağız bakımı yaptırmanız önemlidir.
    Düzenli olarak diş hekiminizi ziyaret edin ve sağlıklı beslenin.anjin_nedir (3)

    Ameliyat
    Sık sık bademcik iltihabıyla karşılaşıyorsanız ve ne yaparsanız yapın bundan kurtulamıyorsanız, doktorunuza danışıp bademciklerinizi aldırabilirsiniz.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

     

  • Loğusa Humması ve Korunma Yolları

    Loğusa Humması ve Korunma Yolları

    Halk arasında albastı olarak da bilinen loğusa humması, bazı loğusalarda görülen ciddi bir hastalıktır. Üreme organı yollarında iltihaplanma, doğum esnasında temizliğe yeteri kadar önem verilmemesi veya idrar yollarının iltihaplanma gibi hijyenik nedenlerle ortaya çıkar.

    Doğumdan 3 veya 7 gün sonra ateş yükselir. Karnın alt bölümünde yumuşaklık hissedilir. Akıntı fazlalaşır ve loğusa genel bitkinlikten şikayet eder. Hemen doktora başvurmak gerekir. Doğumdan sonra gerekli temizliğe dikkat edilmezse, vücuda giren mikroplar cinsiyet organları üzerinde bir hastalık meydana getirirler. Bu hastalığa loğusa humması adı verilir. Loğusa hummasının sebebi çeşitli bakterilerdir ve artık bu hastalığın tedavisi de mümkündür.

    Kadın cinsiyet organı, karın zarı (periton) boşluğuna kadar uzanan bir kanal biçimindedir. Bu organın çeşitli bölümlerinde mikroplara karşı, hormonlarla veya biyolojik özelliklerle savunma setleri bulunmaktadır. Ancak bu setler çeşitli sebeplerle ve özelliklerle savunma setleri bulunmaktadır. Ancak bu setler çeşitli sebeplerle ve özellikle doğum sırasındaki yaralanmalarla yıkılırsa mikroplar kolaylıkla buralara yerleşir ve hastalık ortaya çıkar. Doğumdan sonra görülen akıntı birçok mikrobu dışarıya sürükler. Bu setlerin sağlam kalması halinde hastalığın meydana gelmesi için herhangi bir sebep kalmaz.

    Loğusa Hummasının Başlıca Sebepleri

    Loğusa hummasının meydana gelmesine yani korunma secilerinin yıkılmasına yol açan başlıca sebepler şöyle sıralanabilir:

    – Doğum ya da loğusalık sırasında geçirilen zatürree, anjin ve grip gibi ağır hastalıklar
    – Loğusanın ellerinin kirli ve dolayısı ile mikroplu olması
    – Doğuma yardım edenlerin dikkatsizlikleri ve bu arada kirli ellerle bebeğin doğumunun yapılması
    – Loğusalık sırasında tam banyo almak
    – Altı hafta geçmesini beklemeden cinsi münasebette bulunmak
    – Loğusa humması çeşitli özellikler gösterebileceği gibi, hastaya verdiği zararlar da farklıdır. Bu hastalığın tedavisinde de değişik usuller kullanılır. Loğusa hummasını meydana getiren mikroplar kan ve lenf yolu ile bütün vücuda yayılabilirler. Buna tıp dilinde sepsis adı verilir.

    Bir ya da iki gün süren bir devreden sonra hastada baş ağrısı ve kırıklık görülür. Ateş yavaş yavaş ya da birden bire yükselir. Hastalık sırasında ateş yüksek derecede devam edebileceği gibi sabahlan düşüp akşamlan yeniden yükselebilir. Bu sırada hastada titremeler de görülür. Titremeler geldiği zaman hastanın rengi solar, parmak uçlan ve tırnaklar morarır, nabız hızlı atmaya başlar. Şiddetli baş ağrısının yanı sıra uykusuzluk ve huysuzluk belirir. Loğusa humması tedavisinde, antibiyotiklerin rastgele kullanılması mikropta direnç yaratır. Bu bakımdan mikrobun hangi antibiyotiğe karşı dayanıksız olduğunun tespit edilmesi ve ona göre ilacın kullanılması şarttır.

    Loğusa Hummasına Karşı Alınabilecek Tedbirler

    Hastalığın önlenmesi için alınacak tedbirlerin başında doğum sırasında çok temiz çalışılmak gerek. Bu arada doğumdan önce de rastgele kişilerin hastayı muayene etmeleri sakıncalıdır. Dış cinsiyet organları ile döl yatağında yara meydana gelirse, bunların vakit geçirilmeden tedavi edilmesi gereklidir. Özellikle son aylarda tam banyodan ve cinsi münasebetten kesinlikle kaçınılmalıdır. Doğum sırasında ateşi yükselenlere ve bebeği koruyan su kesesi erken patlayanlara antibiyotik yapılmalıdır. Doğuma yardım eden kişilerin herhangi bir hastalıktan rahatsız olmamalarına dikkat edilmelidir.

    Gerekli tedbirler alınmazsa, ortaya çıkan hastalığın önlenmesi ve annenin hayatının kurtarılması eldeki ilaçlar yardımı ile mümkün olabilir. Ancak, hastalığın anne vücudunda bıraktığı etkiler sonucu üretim ile sağlık durumunun düzelmesi imkansızlaşacağı gibi, kısırlık ve müzmin iltihaplar da görülebilir.