Etiket: alzheimer

  • Alzheimer Hastasının Ölüm Belirtileri

    Alzheimer Hastasının Ölüm Belirtileri

    Alzheimer hastalarının ölüm göstergeleri aslında hastalığın son evreye girmesiyle beraber ortaya çıkar. Son TUİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre ülkemizde 500 bin Alzheimer hastası bulunmakta ve son beş yılda Alzheimer hastalığı nedeniyle oluşan ölümlerin iki kat arttığı belirtilmekte.

    Alzheimer Hastaları Kaç Yıl Yaşar?

    Alzheimer hastaların ömrü hastalık tanısı konduktan itibaren tanı konan evreye göre değişiklik göstermektedir. Alzheimer hastalığının hangi evresinde olduğuna göre yaşam süreleri tanı konduktan sonra 3 yıl ile 20 yıl arasında değişmektedir. Tabi belirttiğimiz bu durumlar hastanın başka bir hastalığa sahip olmadığı durumlar için geçerlidir.

    Alzheimer Hastasının Ölüm Belirtileri | 1
    Alzheimer ölüm

    Hastalığın Son Evresi

    Alzheimer hastalığının son evresinde bulunan hastalar günlük ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelir ve bu ihtiyaçlarını karşılamak için desteğe ihtiyaç duyarlar. Hastalığın son evresinde hasta tamamen bakıma muhtaç hale gelir. Sık sık fiziksel problemler yaşayan hasta yatağa bağımlı hale gelebilir. Bu dönemde hasta yürüme, oturma ve yutma gibi fiziksel yetenekleri unutmaya başlar. Özellikle iletişim kurmakta oldukça zorlanan hastalar gülümseme yeteneklerini bile kaybedebilmektedir. Bu dönemde hastalar ilaçlarını almaya devam etmelidir. Artık hastalığın tedavisi imkansız olsa da hastalığın etkilerinin azaltılmasında etkilidir.

    Alzheimer hastalarıyla yaşam Tıklayın !

    5 dakikada 5 soruyla Alzheimer testi Tıklayın !

    Alzheimer…Bilgi ve paylaşım alanı… Tıklayın !

  • Alzheimer doğal tedavisi

    Alzheimer doğal tedavisi

    Alzheimer doğal tedavisi … İlerleyen yaşlarda belirgin olarak ortaya çıkan Alzheimer beraberinde birçok sorunu da getiriyor. Uzmanlar, patlıcan ve üzümün bu rahatsızlığa karşı etkili olduğunu belirtiyor..

    Yaz mevsimi sofralara birbirinden güzel sebze ve meyveleri de sunuyor. Bunların her birinin sağlık için de önemli bir yeri bulunuyor. Bu mevsimde en çok tüketilen meyvelerden olan üzüm ve sebzelerden patlıcan modern çağın hastalığı olan Alzheimer başta olmak üzere birçok rahatsızlığa karşı etkin rol üstleniyor. Serbest radikallerin çoğalmasını engelliyor. Kanser ve kalp-damar hastalıklarına karşı ilaç görevi görüyor. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan araştırmalar ışığında üzüm ve patlıcanın faydaları şu şekilde sıralanıyor:

    Alzheimer doğal tedavisi

    BEYİN İLE KALP SAĞLIĞINI KORUR
    Beyin sağlığını korur: Patlıcan beyinde meydana gelen hasarlı hücrelerin onarımına ve hücrelerin korunmasına yardımcı oluyor. Bunun bir sonucu olarak hafızanın fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde yerine getirmesine katkı sağlıyor.

    Kalp: Kolesterol düzeyini büyük ölçüde dengeliyor. İçerdiği potasyum sayesinde kan basıncını sağlıklı seviyede tutuyor. Bu özelliği ayrıca patlıcana kalp sağlığını koruma noktasında yardımcı oluyor.

    Demir üretimi : Vücutta demir seviyesinin düşük olması bir çok hastalığa ve sağlık problemine neden olabiliyor. Bunun yanında vücutta demir miktarının çok fazla olması da sağlık sorunlarına neden oluyor. İşte bu yüzden patlıcanın içerdiği nasunin vücutta fazla demirin emilimini sağlıyor. Serbest radikallerin hareket kabiliyetini kısıtlıyor.

    Sindirim sistemine yar dımcı olur: Bol miktarda lif içeren patlıcan kolon kanserine yakalanma riskini azaltıyor. Kabızlık sorunlarını ortadan kaldırıyor. Ayrıca mideyi güçlendirir.

    Antioksidan ve anti-bakteriyel : Patlıcanın diğer önemli bir özelliği de anti bakteriyel ve antioksidan özelliğidir. Bu sayede bünyede birçok hastalılara neden olan serbest radikaller ve virüslere karşı savunma sistemini kuvvetlendiriyor. Bol miktarda C vitamini içermesi bu özelliğini güçlendiriyor.

    Alzheimer doğal tedavisi
    Alzheimer doğal tedavisi

    MEME KANSERİNİ VE MİGRENİ ÖNLÜYOR
    Alzheimer: Üzüm, bu hastalıktan muzdarip olanlar amiloid-beta peptit seviyelerinin azaltılmasında yardımcı olur. Aynı zamanda beyin sağlığının korunmasında ve görevini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesine katkıda bulunuyor.

    Migren: Halk arasında yaygın olarak görülen bu rahatsızlık yaşam standartlarını kısıtlıyor. Üzüm yardımıyla migrenin iyileştirilebileceğini belirten uzmanlar, üzüm suyunu migren tedavisinde etkili olduğunu söylüyor.

    Meme kanseri : Yapılan çalışmalarda, üzümün meme kanserine iyi geldiği belirtiliyor. Günlük olarak içilen üzüm suyunun meme kanseri tümörlerini engellediği saptanmıştır.

    Böbrek: Böbrekler üzerindeki baskının azaltılması gerekli olan ürik asiti bol miktarda içeren üzüm böbrek sağlığını koruyor.

    Mikropları öldürür: Kırmızı üzümün anti-bakteriyel ve antiviral özellikleri bulunuyor. Bu, enfeksiyonlara karşı kalkan oluyor. Özellikle çocuk felci virüsüne karşı etkilidir. Virüs ve mikropların neden olduğu hastalıkları da önlüyor.

    Astım: Üzüm akciğerlerdeki nem düzeyini artırıyor. Astım ataklarının şiddetini düşürüyor.

    Alzheimer_dogal_careler

    GÖZLERİ KORUR
    Üzüm, en belirgin olarak göz ve görme sağlığını koruyor. Lutein ve zeaksantin bakımından zengin olan bu meyve, yaşlanmaya bağlı göz hastalıklarını azaltıyor.

    Kolesterol: İçeriğindeki etkin minareller sayesinde kolesterolü sağlıklı bir seviyede tutuyor.

    Kaynak: takvim.com.tr

  • Unutkanlığa Çözüm

    Unutkanlığa Çözüm

    Unutkanlık çoğumuzun muzdarip olduğu bir durum. Unutkanlığı gideren yiyecekler makalemiz unutkanlığa çözüm olmak için hazırlanmıştır. Hafızayı güçlendiren bitkileri tüketerek güçlü bir belleğe sahip olabilirsiniz.
    Belli besinler hafızanızı kuvvetlendirir, zihin yorgunluğunu giderirler.
    Beynimiz için faydalı olan bu besinler şu şekildedir.

    Unutkanlığa Çözüm

    Unutkanlığı Gideren Yiyecekler
    Unutkanlığı Gideren Yiyecekler

    Ciğer: Beyin ve sinir hücrelerini besler. Bunamaya karşı etkilidir.Unukanlığa çözüm yollarındandır.
    Ceviz: Omega 3 yağ asidinden yüksek miktarda içerir. Kuvvetli bir bellek için günde 3 tane ceviz yiyin.

    Unutkanlığı Gideren Yiyecekler
    Unutkanlığı Gideren Yiyecekler

    Üzüm: Kuru üzüm hafıza için birebirdir. Zihni kuvvetlendirir, unutkanlığı giderir.
    Balık: Omega 3 zenginidir. Alzheimerla savaşır. Haftada 2 kez yenmesi tavsiye olunur.

    unutkanlığa çözüm
    unutkanlığa çözüm

    Ahududu: Zihin yorgunluğu giderir, zihni açar.
    Kereviz: Asabi yorgunluğu giderir, unutkanlığı geçirir.

    unutkanlığa çözüm
    unutkanlığa çözüm

    Bitter Çikolata: Flavon içeriği ile beyindeki kan akışını hızlandırır, beyin hücrelerini yeniler.
    Karanfil Çay: Hafızayı güçlendirir, unutkanlığı giderir.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Kolayı bırakmanız için sebepler…

    Kolayı bırakmanız için sebepler…

    İçerken tadına doyamadığımız gazlı içecekler aslında birçok hastalığa davetiye çıkarıyor.

    Ünlü yazar Karen Hill, ‘Yeteeerr! Artık Diyet Yapmak İstemiyorum’ adlı kitabında bu içeceklerin neden olduğu 12 hastalığı anlattı.

    Karen Hill, insanların kolaya olan düşkünlüğüne değinerek, ‘Türkiye’de adeta bir kola bağımlılığı var’ dedi.

    Günde bir-iki litreyi geçiyor adeta su yerine kola tüketiyoruz.

    Öncelikle kola korkunç bir bağımlılık yaratan içecektir. Uyuşturucuyu bırakmak kadar zahmetlidir.

    İnsanların kolayı bırakmakta çok güçlük çektiğine değinen Hill, Bırakmaya karar verdikleri ilk gün korkunç migren ağrıları, titremeler, asabilik ve uykusuzluk yaşıyorlar.

    Fakat iki günü atlattıktan sonra bomba gibi oluyorlar.

    İşte bırakmanız için en önemli 12 sebep…

    1- Fazla kilo ve yağlanma

    2- Karaciğer hasarı

    3- Diş çürümesi

    4- Böbrek taşları ve Kronik böbrek hastalığı

    5- Şeker hastalığı

    6- Asit reflü

    7- Kemik erimesi

    8- Hipertansiyon

    9- Kalp hastalığı

    10- Sindirim bozukluğu

    11- Alzheimer (hafıza kaybı)

    12- Kanser

  • Alzheimer’a karşı Akdeniz diyeti

    Alzheimer’a karşı Akdeniz diyeti

    İngiltere , alzheimer ile savaşta taktik değiştirmeyi tartışıyor. Ülkenin saygın bilim kurumlarından Genel Pratisyenler Kraliyet Koleji ve Ulusal Obezite Forumu’nun iki lideri, Dr. Clare Gerada ve Dr. Davis Haslam İngiltere Sağlık Bakanlığı’na açık mektup yazdı. İkili, Alzheimer ile mücadelenin birincil yöntemi olan ilaçla tedavinin yerine, hastalara Akdeniz diyetinin teşvik edilmesini öneriyor.

    Mektupta, taze meyve ve sebzenin yanında, zeytinyağı ve balıkla beslenenlerin, bu şekilde beslenmeyenlere oranla ‘bunama’ rahatsızlığından daha nadiren mustarip olduğu ifade ediliyor. Konu hakkında onlarca araştırma yapıldığını, ne var ki devletin bunları görmezden geldiğini belirten araştırmacılar, Londra ’da gerçekleşecek G8 Demans Zirvesi’nden ilaç firmalarının menfaatine kararların çıkacağını söylüyor. İlaçla tedavi yerine tüm jenerasyonun, özellikle çocukların, diyet ve sağlıklı beslenme konusunda eğitildikleri takdirde, uzun vadede alzheimer ve demans gibi hastalıkların önünün alınabileceği belirtiliyor.

    Akdeniz diyeti nedir?
    Kalp-damar hastalıklarının Akdeniz Bölgesi insanlarında daha az görülmesi, bilim insanlarının Akdenizlilerin beslenme şekline eğilmesine yol açtı. ‘Akdeniz Diyeti’ adı verilen bu beslenme şeklinde, taze meyve, sebze, balık ve zeytinyağı ağırlıklı olarak tüketiliyor.

    Akdeniz Diyeti için tıklayın !

  • Fazla temizlik Alzheimer riskini artırıyor

    Fazla temizlik Alzheimer riskini artırıyor

    İngiltere’nin Cambridge Üniversitesi’nde görevli bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre, aşırı temizlik ve hijyen Alzheimer riskini artırıyor.

    Bilim insanları 192 ülkenin istatistiklerini inceledi ve şu sonuca ulaştı: Hijyen sorunlarını çözmüş, enfeksiyon riski düşük, başka deyişle gelişmiş ülkelerde Alzheimer hastası sayısı daha yüksek! Sonuçlara göre, temiz içme suyu kaynağı olan ülkelerdeki Alzheimerlı sayısı, diğer ülkelere oranla yüzde 9 fazla. Enfeksiyon ve bulaşıcı hastalıkların daha az görüldüğü ülkelerde ise bu oran yüzde 12. Araştırma ekibinin başındaki Dr Molly Fox’un açıklaması şöyle:

    Bağışıklık dengesini bozuyor
    “Bir ulusun temizlik ve hijyen karnesinin Azlheimer ile olan ilişkisini saptadık. Örnek vermek gerekirse, İngilizlerin hastalığa yakalanma riski, Kenya, Kamboçya gibi temiz içme suyu, kanalizasyon altyapısında sorun yaşayan, salgın hastalıkların kol gezdiği ülkelere göre daha yüksek. Modern, mikroplardan mümkün olduğu kadar arındırılmış kent yaşamının yaygın olduğu ülkelerde risk yüksek.” Fox, aşırı temiz, bakteriden arınmış ortamda yaşamanın bağışıklık sisteminin dengesini bozduğunu, geçmişte, alerji, astım ve egzamayla ilintisinin de saptandığını anımsattı.

    Alzheimer’a Karşı Havuç Kürü için tıklayın !

    65 yaşını geçen her 3 İngiliz’den 1’inin bunama tehlikesiyle karşı karşıya olduğunun da altını çizdi. Alzheimer Birliği ise araştırmanın sonuçlarını “İlginç” olarak nitelerken “hastalığın sadece hijyenik ortamla ilgili olduğunu düşünmek hatalı olur” dedi.

  • Bir testle unutkanlığın nedenini öğrenin

    Bir testle unutkanlığın nedenini öğrenin

    Günlük yaşamın koşuşturması içinde önemsenmeyip, tedavisi geciktirilen unutkanlık, bunama hastalığına ya da depresyona işaret ediyor olabilir.

    Psikoloji Uzmanı Psikolog Sevda Sevimli Yurtseven, unutkanlık nedenleri, tedavi yöntemleri ve nöropsikolojik testler hakkında bilgi verdi.

    DEPRESYONLA BİRLİKTE UNUTKANLIK ORTAYA ÇIKABİLİR

    Depresyon, derin bir üzüntü hali içinde olup, sıkıntı, ağlamalar, uyku bozukluğu, fiziksel durgunluk, hiçbir şeyden zevk alamama, unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü gibi belirtilerden oluşan bir tablodur. Depresyondaki kişi; kendi hayatı, gelecek, diğer kişiler ve olaylar ile ilgili olumsuz kavramları zihninde geliştirmeye yatkındır. Bir olaydan genelleme yaparak her şeyin olumsuz ve kötü gittiğine dair çıkarımlarda bulunabilir.

    Depresyonla beraber; iş performansında düşme, algılama sorunları, eşyaların yerini unutma, yeni bilgileri daha önceki performansından düşük şekilde öğrenebilme ve odaklanamama gibi sorunlar sıklıkla görülmektedir.

    BUNAMA İLERİ YAŞLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

    Yaşlı bir kişinin unutkanlıkla ilgili şikayetleri varsa, çevre tarafından oldukça normal karşılanabilir. Normal yaşlılık unutkanlığında kişi, günlük yaşamında tümüyle bağımsızdır. Kendi işlerini halledip, planlama yapabilmektedir. Ancak çağımızın hastalığı olan bunama(demans), yaşam süresinin uzamasıyla beraber insanı tehdit eder duruma gelmiştir.

    Özellikle “Alzehimer Tipi Demans” yaşlılık öncesi ve yaşlılıkta en çok görülen bunama nedenidir. Bu hastalığın başlangıç döneminde tanı koymak oldukça güç olduğundan, gerçek sıklığı saptamak çok mümkün görünmemektedir.

    Alzheimer’a karşı Havuç kürü için tıklayın !

    Genel olarak 65 yaşın üstündeki nüfusta yüzde 2-4 arasında görülür ve 75 yaş üstü sıklık artmaktadır. Hafif demanslı kişilerde işte ve ev dışında bağımsızlık bozulmaya başlamaktadır.

    Orta demanslılarda bağımlılık artar, kişi yaşamı ve kendi bakımında sorunlar yaşar. Ağır demanslı hastalarda ise sürekli bakım gerekir ve kişi tümüyle çevresine bağımlı hale gelmiştir.

    HASTANIN GÜNLÜK YAŞANTISINI OLUMSUZ ETKİLİYOR

    Hafif evredeki demanslı hasta çalışıyorsa işinde verimliliğini yitirir. Yakın geçmişe ait olayların hatırlanmasında güçlük çekme, aynı soruların tekrarlanması ve kelime bulma güçlükleri hastanın yakınlarının dikkatini çeken başlıca özellikler arasında yer almaktadır. Hasta kendi bildiği mekanları dolaşabilse de, yabancı mekanlarda kaybolabilir. Yeni telefon numaralarını öğrenememe, yemek yaparken malzemeleri unutma ve uyku kalitesinde bozulma görülmektedir. Bu bozukluklarla beraber depresyon da tabloya eşlik edebilir.

    UNUTKANLIĞINIZIN NEDENİ DEPRESYON MU? BUNAMA MI?

    Unutkanlıkla ilgili durumlarda nöropsikolojik değerlendirme, nörolojide yardımcı muayene yöntemlerinden biridir. Bu muayene beyin-davranış ilişkisi temeline oturan nöropsikolojik testlerle gerçekleştirilmektedir. Alzheimer hastalığının erken dönemlerinde beynin hareket ve duyu sistemleri dışında kalan bölgeler de etkilenmektedir. Beyin bölgelerinin aracılık ettiği mental işlevleri değerlendiren ve bunlardaki bozulmaları gösteren nöropsikolojik testlerdir.

    Klinik olarak özellikle ayırt edilmesi zor olan depresyon ve bunamanın ayırt edici tanısında nöropsikoloji yardımcı olmaktadır. Bu tip testlerle; hastanın basit dikkat, dikkati sürdürme, bellek, soyutlama, planlama, görsel mekansal algı ve yapılandırma özelliklerine bakılıp unutkanlığın neye bağlı olduğuna dair fikir oluşturulabilmektedir.

  • Anoreksiya Nervoza Hastalığı Nedir

    Anoreksiya Nervoza Hastalığı Nedir

    Anoreksiya Nervoza bir psikolojik hastalıktır. Genelde genç yaştaki ve zayıflama tutkunu bayanlardan görülen Anoreksiya Nervoza hastalığı tedavi edilmemesi durumunda ölümle sonuçlanabilir. Anoreksiya Nervoza hastalığına yakalananlar yemek yemezler, uyku sorunları vardır ve bunlara rağmen sürekli enerjik dururlar. Bu durum metabolizmanın çalışmasını tamamıyla etkileyen bir durumdur. Anoreksiya Nervoza hastalığına yakalanan bir kaşı istediği kadar zayıf ve ideal kiloda olsun mevcut kilosunu asla kabul etmez ve sürekli zayıflamak ister. Bir deri bir kemik dahi kalsa bu kilosunun hala çok olduğunu düşünür ve bu duruma kendini inandırır. Eğer sizlerinde bu tarz sorunlarınız varsa hiç vakit kaybetmeden uzman bir doktorla görüşünüz. Hepinize sağlık kokan uzun bir yaşam dileriz.

    Anoreksiya Nervoza Belirtileri Nelerdir

    Anoreksiya Nervoza hastalığına yakalananlarda görülen başlıca belirtileri siz değerli takipçilerimizle paylaşmak istiyoruz. Bu belirtileri kendinizde de gözlemliyorsanız en kısa zaman içerisinde uzman bir doktora görününüz.

    Anoreksiya Nervoza Hastalık Belirtileri ;

    – Aşırı derecede ve fiziki olarak da kendisini gösteren kilo kayıpları yaşanır.
    – Kişi içine kapanık hale gelir ve sosyal çevresinden kopar.
    – Kendisini spora verir ve hiç yorulmuyormuş gibi egzersiz yapar.
    – Şişmanlamaktan korkar ve bu bir psikolojik sorun haline gelir.
    – Kişi aşırı derecede yorgunluk çeker ama bunu belli etmemeye çalışır.
    – Kişi sürekli üşür
    – Kendisini herkül gibi güçlü zanneder fakat kaslarda güçsüzlük görülür.
    – Yemek yememek için sürekli bahane bulur ve bu bahanelere kendisini inandırır.
    – Kişi çok zayıftır fakat sürekli çok şişmanladım der.
    – Başkaları için yemek pişirir ama kendisi asla yemez.
    – Kişi yemek yediği için utanır ve kendisini suçlu hisseder.
    – Bu hastalığa yakalanan kişi bayansa düzensiz adet görür.
    – Ten rengi beyazlaşır ve soluk bir hal alır.
    Hepinize sağlık kokan uzun bir yaşam dileriz. Bu belirtiler sizde varsa en kısa zaman içerisinde uzman bir doktora görününüz.

    “Eğer hastalık tedavi edilmezse kansızlık, vücut sıvı ve elektrolit dengesizlikleri, saç dökülmesi, kemik erimesi, bağırsak tıkanması, kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği ve sonuçta ölüm görülebilir. Unutmayalım ki A.N. psikiyatrinin tek ölümcül hastalığıdır. Bu hastalığa tutulan her 100 hastadan 5’i ne yazık ki kaybedilmektedir.”

  • 7’den 70’e Taş devri diyeti Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan

    7’den 70’e Taş devri diyeti Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan | 2Prof. Dr. Ahmet Aydın’dan hastalıklara karşı korunma kalkanı!

    7’den 70’e
    Taş devri diyeti

    Dünyada hiçbir gerçek saklı kalmaz. Üstü ne kadar örtülürse örtülsün, halkın kolayca ulaşabileceği, ucuz ve basit tedavilerin kimi zaman servet harcanan pahalı ve karmaşık tedavilerden etkili olabildiği gerçeği gibi…
    Hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde besin unsurlarını kullandığım Taş Devri Diyeti kitabımın gördüğü büyük ilgi artık “statükocu tıp masalları” yerine gerçekleri duymak istediğimizin ispatı. Ne de olsa Taş Devri Diyeti’ni tabiat ana yazmış, diyet diktatörleri değil!

    Ben akşam başımı yastığa koyduğumda huzurla uyuyabilmek için bilgimle ve vicdanımla elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Yeni konu başlıklarıyla genişleterek yeniden kaleme aldığım 7’den 70’e Taş Devri Diyeti kitabının tıp öğrencilerinden diyetisyenlere, hastalardan hekimlere birçok insanın başvuru kaynağı olmasını umuyorum.

    Böyle diyor Ahmet Aydın, sağlıklı beslenmenin başucu kitabında.

    7’den 70’e Taş Devri Diyeti, Aydın’ın 30 yılı aşan hekimlik hayatının bir meyvesi, beslenmeyle ilgili tartışmalara koyulan bir ‘son nokta’ aslında. Kitap, doğru ve sağlıklı beslenerek hastalıklarından korunmanın mümkün olduğunu, yüzlerce bilimsel araştırma ekseninde gözler önüne seriyor. Türk halkının en çok muzdarip olduğu hastalıklara tek tek değiniyor, reklâmlarla pompalanan birçok yararsız hatta zararlı yiyeceği mercek altına alıyor. Bu janjanlı gıdaların bizleri nasıl hasta ettiğini cesurca belgeliyor. Beslenme-hastalık ilişkisini 67 farklı başlıkta inceleyen 504 sayfalık bu dev kitap, bu kapsam ve bütüncüllüğüyle Türkiye ve dünyada da bir ilki temsil ediyor.

    Hamileler, bebek büyütenler, sporcular… Şişmanlar ve depresyondakiler… Kanser, kısırlık, astım, reflü, hipertansiyon, Alzheimer gibi onlarca hastalıktan kurtulmak isteyenler… Özetle yaşlı genç herkes… 7’den 70’e Taş Devri Diyeti hepimiz için en güvenilir başvuru kaynağı!

    KİTABIN İÇİNDE NE VAR ?

    1. Tarih içinde besinlerimizin değişimi ve kronik hastalıklar
    2. Şekerin tarihi
    3. Mısır şurubu, tatlandırıcılar
    4. Gazlı içecekler, enerji içecekleri, kutu meyve suları
    5. Ekmek
    6. Yağların insan sağlığındaki önemi
    7. Sıvı yağlar
    8. Zeytinyağı
    9. Kanola yağı
    10. Kızartma yağları
    11. Tağşiş yağ
    12. Margarin
    13. Balıkyağı
    14. Süt, yoğurt
    15. Yoğurttaki süt proteini yüzdesinin azaltılması
    16. Yoğurtlar niye ekşimiyor?
    17. Süt tozu
    18. Süt, enfeksiyon, kaymaklı yoğurt
    19. Meyveli yoğurtlar
    20. Soya
    21. Et, vejetaryen beslenme
    22. Tavuk
    23. Probiyotikler
    24. Su
    25. Tuz
    26. Beslenme ve fiziksel özellikler
    27. Uyku
    28. Nefes almak
    29. Isıtma kapları, pişirme şekilleri
    30. Tarım ilaçları, Yeşil Devrim
    31. Genleriyle oynanmış tohumlar
    32. Doğal gıda ve organik gıda
    33. Mono sodyum glutamat (MSG)
    34. Beslenme faciası, reklâmlar
    35. Hamilelik öncesi ve hamilelikte beslenme
    36. Süt çocuğu beslenmesi I: 0–6 ay arasındaki beslenme
    37. Süt çocuğu beslenmesi II: Ek gıdalar
    38. Sporcu beslenmesi
    39. Şişmanlık, metabolik sendrom (insülin direnci)
    40. Gut
    41. Kolesterol, kalp-damar hastalıkları
    42. Hipertansiyon
    43. Kanserden korunma
    44. Reflü (göğüs yanması)
    45. Çölyak hastalığı
    46. Sivilceler
    47. Menopoz
    48. Kısırlık
    49. Prostat hastalıkları
    50. Böbrek taşı
    51. Osteoporoz (kemik erimesi)
    52. Romatizmal ve diğer iltihabi (enflamatuar) hastalıklar
    53. Diş sağlığı
    54. Enfeksiyon hastalıkları ve beslenme
    55. Alerjik hastalıklar
    56. Astım
    57. Kistik fibroz
    58. Depresyon
    59. Hiperaktivite, yaygın gelişimsel bozukluk, otizm
    60. Mültipl skleroz
    61. Unutkanlık, bunama, Alzheimer
    62. Baş ağrısı
    63. Doğumsal metabolizma hastalıkları
    64. Ne yapmalı?

    Ek I: Sağlıklı beslenmenin temel ilkeleri (Modifiye Taş Devri Diyeti)
    Ek II: Taş Devri Diyeti’ne yapılan eleştiriler, çok sorulan sorular
    Ek III: Temel beslenme bilgileri

    PROF. DR. AHMET AYDIN KİMDİR?

    1953 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Hobyarlı Ahmet Paşa İlkokulu, Samsun Anadolu Lisesi ve Ankara Fen Lisesi mezunu.
    1977 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi. 1982 yılında aynı Fakülte’nin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nde uzmanlığını tamamladı. 1982-1986 yılları arasında Çorlu’da askerlik ve Eskişehir’de zorunlu hizmet görevini yerine getirdi. Tekrar döndüğü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 1988 yılında doçent, 1993 yılında Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı başkanı ve 1994 yılında da profesör oldu.
    Son yıllarını beslenme ile kronik hastalıklar arasındaki ilişkiye yoğunlaştıran Aydın’ın bu konuda halka bilgi veren www.beslenmebulteni.com isimli bir sitesi var.
    Evli ve bir çocuk sahibi olan Aydın’ın çeşitli konularda yazdığı 10 kitabı ve yerli ve yabancı çok sayıda makalesi mevcut.