Etiket: alerji

  • Bebeklerde Alerjik Egzama Nedir, Nasıl Geçer?

    Bebeklerde Alerjik Egzama Nedir, Nasıl Geçer?

    Bebeklerde oluşan alerjik egzama, dışarıdan gelmekte olan etkenler sebebiyle ortaya çıkmaktadır. Bebeklik çağında en fazla görülmekte olan egzama türü, atopik dermatit olarak adlandırılmaktadır. Genellikle 2-3 aylık bebeklerde ve katı mamaya başlayan 4-5 aylık bebeklerde daha sık görülmekte olan alerjik egzama, dış faktörler ve özellikle de gıdaların sebep olduğu alerjenler neticesinde ortaya çıkmaktadır. Çocukların büyümesiyle birlikte kendiliğinden iyileşebilen atopik dermatit, alerjenleri tetikleyen unsurların fazlalığı sebebiyle rahatsız edici boyutlara ulaşabilir.

    Atopik Dermatit Nedir?

    Bebeklerde görülen egzama, atopik dermatit olarak adlandırılmaktadır. Uzmanlar tarafından kesin sebepleri araştırılmakta olan alerjik egzama, genel manada belirli alerjenlerin tetiklemesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Genel olarak bebeklerin kafa derilerinde, yanaklarında, kollarında ve bacaklarında görülmekte olan atopik egzama, alerjenlerin ortadan kalkması ve egzamayı azaltacak faktörlere dikkat edilmesi sonucu, kendiliğinden geçmektedir. Atopik dermatiti bulunan çocukların ve bebeklerin genelinde, gıdaya veya süte karşı alerji bulunmaktadır. Her çocuğa göre değişim göstermesine karşın, bebeklerde egzamaya sebep olan yiyecekler genel manada; süt, yumurta, yer fıstığı, buğday ve deniz tuzu olarak sıralanabilir. Bebekler bu besinler tüketmiyor olsa da annesinin tüketmesi sonucu, sütle birlikte bu besinleri vücutlarına almaktadırlar.

    Bebeklerde Alerjik Egzama Nedir, Nasıl Geçer? | 1

    Bebeklerdeki Alerjik Egzamanın Tedavisi

    Bebek egzamasının tedavisinde, annenin egzamaya iyi gelen yiyecekler tüketmesi ve egzamayı azaltacak uygulamaları bebeği için düzenli şekilde yerine getirmesi gerekir. Doktorun tavsiyelerine harfiyen uyulduğu takdirde, bebek egzamasının kısa süre içerisinde azaldığını gözlemlemek mümkündür. Tedavi için yapılması gerekenler şu şekilde sıralanabilir:

    • Bebeklerde egzamayı tetikleyen yiyeceklerin anne tarafından tüketilmemesi gerekmektedir. Eğer bebek katı gıdaya geçiş yapmışsa, egzamayı tetikleyen yiyeceklerden uzak tutulmalıdır. Egzamayı tetikleyen yiyecekler; yumurta, süt, peynir, yer fıstığı, buğday vb. ürünlerdir.
    • Bebeklerde tahriş oluşumuna sebep olacak kumaşlardaki kıyafetler tercih edilmemelidir. Özellikle yünlü ve sentetik olan tüm ürünler, bebeklerden uzak tutulmalı, sadece pamuklu ürünler tercih edilmelidir.
    • Bebeklerin kıyafetleri nötr yani doğal deterjanlarla yıkanmalıdır.
    • Ev sürekli havalandırılmalıdır.
    • Evin temizliği düzenli olarak yapılmalı, evde herhangi bir toz bulunmamalıdır. Elektrik süpürgesinin çekim gücü fazla olmalı, makinede de filtre bulunmalıdır.
    • Sürekli banyo yaptırılmamalı, banyo sonrası tüm vücut narince kurulanmalı ve vücuda nemlendirici sürülmelidir.
    • Bebeğe yeterli miktarda su içirilmelidir. Bebeğin bulunduğu ortam her daim serin olmalı, nem dengesi ayarlanmalıdır.

    Bebeklerde Atopik Dermatit ( Alerjik egzama) Tıklayın !

    Bebeklerde Egzama Doğal Tedavisi Tıklayın !

    Bebeklerde Egzama Nasıl Geçer? Tıklayın !

  • Rimel Alerjisi Nasıl Geçer? Belirtileri, Tedavisi

    Rimel Alerjisi Nasıl Geçer? Belirtileri, Tedavisi

    Rimel alerjisi tedavisi en sağlıklı ve doğru bir şekilde doktor kontrolü ile yapılmalıdır. Ancak doktor kontrolüne gitmeden öncelikle iltihaplanma semptomlarını gidermek için bazı uygulamaları yapmak mümkün olmaktadır. Semptomların giderilmesi için yapılması gerekenler;

    • Gözlerin duru su ile bolca yıkanması gerekir.
    • Talimata uygun olarak antihistaminik tablet ilaç kullanmak gerekir. Bir tablet alımından sonra semptomların geçtiği görülmektedir.
    • Ciltte meydana gelen tahriş tablet alımından sonra devam ediyor ise alerji semptomlarını ortadan kaldırmaya yardımcı olacak kremlerden kullanılması gerekir.

    Rimel Alerjisi Nasıl Geçer? Belirtileri, Tedavisi | 2

    Alerjik Durumlarda Kozmetik Ürünlerin Önemi

    Yağsız Ve Su Bazlı Ürünlerin tercih edilmesi oldukça hassas bir bölge olan gözlerde ve göz çevresinde kozmetik ürünlerin sebep olduğu alerjiyi engellemeye yardımcı olmaktadır. Yoğun yağ içerikli kozmetik ürünlerden uzak durmak ve alerji yapmayan rimel kullanmak alerjiye engel olan önemli etkenlerdir.

    Alerjik durumlara sebebiyet vermemek için yatmadan önce yüzdeki ve özellikle göz bölgesindeki makyajların temizlenmesi ve rimel ve benzeri kozmetik ürünlerin son kullanım tarihlerine dikkat edilmesi gerekir. Bitkisel içerikli kozmetik seçimleri ve zararsız rimel kullanımları göz alerjisi durumlarına karşı korunmanıza yardımcı olacaktır.

    Rimel Alerjisi Nasıl Geçer? Belirtileri, Tedavisi | 3

    Bitkisel Rimel Marka Tercihlerinin Önemi

    Kişilerde meydana gelen rimel alerjileri kozmetik ürün kullanılırken yapılan tercihlerle alakalı olabilir. Her kozmetik ürünün kullanan kişilerin cildindeki etkileri farklı olmaktadır. Kullandığınız kozmetikler cildinizde alerjiye sebep oluyorsa ürün seçimlerini daha dikkatli yapmalı ve bitkisel rimel markaları kullanmayı tercih etmelisiniz. Oldukça hassas olan göz bölgesinde yapılan makyajlar koruyucu nitelikte olmalı ve göz makyajları uzun süre bekletilmeden su ve nötr temizleyiciler kullanarak çıkarılmalıdır.

    Rimel alerjisi Olanlar Tıklayın !

    Makyaj Alerjisi Nasıl Geçer? Tıklayın !

    Makyaj yapamıyorum Gözlerimde alerji var Diyorsanız Tıklayın !

  • Makyaj Alerjisi Nasıl Geçer? Yüz Alerjisine İyi Gelen Bitkiler Hangileridir?

    Makyaj Alerjisi Nasıl Geçer? Yüz Alerjisine İyi Gelen Bitkiler Hangileridir?

    Makyaj alerjisi tedavisi için belirtilerin uzun sürmesi durumunda dermatologla görüşmek gerekir. Makyaj alerjisi belirtileri yaşayan kişilerin dikkat etmesi gereken konular;

    • Göz makyajları için Antialerjik göz makyaj ürünleri tercih edilmelidir.
    • Islak mendil ve tonik kullanımlarından uzak durmak gerekir.
    • Kortizonlu kremlerin kullanılması sakıncalı olduğu için önerilmemektedir. Bu kremlerin kullanımında deri dokularında zayıflama görülmektedir.
    • Makyajı üzün süre cilt üzerinde kalması sakıncalıdır. Uzun süre makyajlı olarak kalmaktan kaçınmak gerekir.
    • Makyajlı yüzler su temizleyici ürünler kullanarak güzel bir şekilde silinip temizlenerek makyajdan arındırılmalıdır.

    Makyaj Alerjisi Nasıl Geçer? Yüz Alerjisine İyi Gelen Bitkiler Hangileridir? | 4

    Yüz Alerjisine İyi Gelen Bitkiler Hangileridir?

    Makyaj alerjilerinden korunmak için kozmetiklerin son kullanma tarihlerine dikkat edilmeli ve cilde uygun olan bileşenlerin bulunduğu ürünler tercih edilmelidir. Yüz alerjisi bitkisel tedavi yöntemleri arasında uygulanabilecek olan bazı ürünler bulunmaktadır. Kolaylıkla bulunarak uygulanabilecek ürünler;

    • Salatalık,
    • Aloe vera,
    • Papatya,
    • Havuç,
    • Muz,
    • Pancar olarak sıralanabilir.

    Yukarıda sıralanmış olan ürünlerden tercih ederek yüz alerjisi tedavilerinde güvenle kullanabilirsiniz. Bu bitkileri alerji sürecine dahil eden kişiler bitkisel tedavi yöntemlerinin olumlu etkisini göreceklerdir.

    Deri Alerjileri Nelerdir?

    Deri alerji çeşitleri ve belirtilerini özetlemek gerekirse;

    • İki çeşitten oluşan deri alerjilerinden ilki kurdeşen, ikincisi ise anjiyo ödemdir.
    • Kurdeşen alerjisi vücudun çeşitli yerlerinde görülebilir ve kırmızı ve pembe kabarcıklar halinde oluşur. Kişilerde kaşıntı ve batmalara sebebiyet veren alerjinin oluşum nedeni besinlerin içerisinde bulunan bazı kimyasal maddelerden kaynaklanır. Kurdeşen alerjisi kişilerin dudak ve göz çevrelerinde de şişliklere neden olmaktadır. 24 saat içerisinde geçmeyen durumlarda doktora görünmek gerekir.
    • Anjio ödem alerjisi deri altında oluşur kaşıntı ve şişliklere neden olur. Yüz çevresinde, genital bölgelerde, kollarda ve bacaklarda görülen alerji oldukça ciddi sorunların yaşanmasına sebebiyet verebilir. Bu alerjiyi yaşayan kişilerin en kısa sürede sağlık kuruluşlarına giderek tevdi olmaları gerekir.

    İmmunoloji – Allerji ve Bağışıklık Hastalıkları Tıklayın !

    Cilt lekeleri ve takı alerjisi Tıklayın !

  • Damak Kaşıntısına Doğal Bitkisel Çözümler

    Damak Kaşıntısına Doğal Bitkisel Çözümler

    Damağım kaşınıyor ve diyorsanız ve herhangi başka bir belirti olmadan damak kaşıntısı hissediyorsanız, tahriş veya hafif bir alerji bu duruma sebep oluyor demektir. Damak kaşıntısı damaktan başlayarak, boğaz kısmına doğru ilerleyebilen ve rahatsızlık verici bir hastalıktır. Damak yumuşak bir dokuya sahip olduğu için çabuk tahriş olabilmektedir. Damakta tahrişe sebep olabilecek unsurlar şu şekilde sıralanabilmektedir;

    • Çok sıcak gıdalar
    • Patates cipsi, balık kılçığı gibi damağın çizilmesine sebep olabilecek gıdalar
    • Alkol veya tütün ürünleri
    • Aşırı baharatlı gıdalar
    • Asitli içecekler
    • Reflü sonrası ağıza gelen mide asidi

    Damakta hafif alerjiye sebep olabilecek unsurlar ise şu şekilde sıralanmaktadır;

    • Hayvan kılları
    • Sakız
    • Sigara kullanımı
    • Vücudun alerjik tepki gösterebileceği besinler

    Damak Kaşıntısına Doğal Bitkisel Çözümler | 5

    Damak Kaşıntısı Nasıl Geçer? Ne İyi Gelir ?

    Damak kaşıntısını ne geçirir merak ediyorsanız; doğal çözümler tercih edebilir ve evde uygulayacağınız yöntemlerle rahatsızlığınızı giderebilirsiniz. Damak kaşıntınızın geçmesi için uygulayabileceğiniz yöntemler şu şekildedir;

    • Bir bardak ılık su ile gargara yaparak, ağız içinde yer alan alerjik partiküllerden arındırın.
    • Gün içerisinde bol su tüketin.
    • Adaçayı, ıhlamur veya kuşburnu bitkilerinin çaylarından tüketerek doğal bir çözüm elde edebilirsiniz.
    • Ilık sütün içerisine bir miktar bal ekleyerek tüketin.
    • Dondurma tüketmeniz, ağız içinde yapacağı soğuk nedeniyle kaşıntınızı anında kesecektir.

    Damak Kaşıntısına Doğal Bitkisel Çözümler | 6

    Bu yöntemleri uyguladıktan sonra damak kaşıntısı şikâyetiniz hala geçmiyorsa, mutlaka bir kulak burun boğaz doktoruna giderek tedavi olmanız gerekmektedir. Ağız içerisinde pamukçuk hastalığı bulunuyorsa, ilaç kullanmanız faydalı olacaktır. Damak kaşıntınızın geçmesi için doktorunuzun verdiği damak kaşıntısı ilacı düzeli kullanıldığında rahatlamanızı sağlayacaktır.

    Damak kaşıntınız alerjik bir durumdan kaynaklanıyorsa, alerji yapan gıdadan uzak durmanız gerekmektedir. Alerjiye bağlı olarak damağınız kaşınıyorsa, doktorunuz tarafından antialerjik bir tedavi uygulanacaktır. Bu tarz durumlarda genellikle sprey veya antialerjik ilaçlar verilmektedir.

     

  • Böcek Sokmalarında İlk Yapılması Gerekenler

    Böcek Sokmalarında İlk Yapılması Gerekenler

    BÖCEK SOKMALARI VE YAPILMASI GEREKENLER

    Özellikle bahar ve yaz aylarında toprakta çalışan işçiler yada piknik yapan kişiler böcek sokmaları ile karşılaşır. Hatta bazen evimizin balkonunda otururken yada yolda yürürken bile böcek ısırması ile yüz yüze kalabiliriz. Bu nedenle ne yapmamız gerektiğini bilmeliyiz. İlk yapmamız gereken sakin olmak ve panik yapmamaktır. Eğer çok büyük bir alerjiniz yokda böcek sokması çokta tehlikeli bir olay değildir.

    Böcek sokmalarının alerjik belirtileri:

    Böcek sokması olan bölgeden uzakta şişme, kızartı, ürtiker, kaşıntı, kolik şeklinde karın ağrısı, kusma, ishal, göğüste sıkışma hissi, nefes almada zorluk, hırıltılı solunum, at sesi (larinks ödemi bulgusu), dilde şişme olabilir. Bu bulgular, ciddi alerjik reaksiyon ve anafilaksi bulgularıdır ve birkaç dakika içinde ortaya çıkar. Nabzın alınamaması ve kan basıncının düşmesi, bilinç bulanıklığı ve kalp durması yaşamı tehdit eden bulgulardır.

    Böcek sokmalarında ilk yardım bilgileri:

    Arı sokması :
    Arının iğnesinin steril bir iğne ile çıkarılması gerekir. İğne çıkarıldıktan sonra buz tatbik edilebilir.

    Akrep sokması:
    Zehirin gücü akrebin kuyruğundaki boğum sayısı ile doğru orantılıdır. Zehir sinir sistemini ve kalbi etkiler. Tükrük salgısı artar. Kaslar kasılır. İdrar kaçırma ve felç görülebilir. Sokulan bölgede ağrı, yanma ve uyuşukluk olur. Bu durumda yara kesinlikle emilmez. Ufak bir turnike ve amonyak uygulanır. Kişiye alkol verilmemeli ve yara dağlanmamalıdır.

    Örümcek sokması:
    Zehirli örümcekler kum saati şeklinde küçük ve siyah olurlar. Ayrıca kafalarında kırmızı benek olur. Isırdıklarında sinir sistemini etkilerler. Karın kısmında ağrı görülür. Yara oynatılmamalıdır. Yaranın üzeri bez veya eşarpla sıkılmalı ve buz uygulanmalıdır.

    Köpek ısırması:
    Kuduz köpeklerin ağızları salyalıdır ve göz bebeklerinde simetri yoktur. Sudan korkarlar ve kuyrukları bacaklarının arasında gezerler. Isırma durumunda yara bol su ile yıkanmalı ve kapatılarak pansuman için hemen hastahaneye gidilmelidir. Tetanoz ve kuduz aşısı olunmalıdır. Köpeğin yakalanması ve 10 gün karantinada kalması gerekir.

    Yılan ısırması:
    Yarada diş izi bırakır. Zehirli yılanlar kısa, kuyrukları yuvarlak ve kafaları üçgen şeklinde olanlardır. Üzerlerindeki pullar daha küçük ve daha fazladır. Çok parlak ve canlı renklerde olurlar. Isırma durumunda kan pıhtılaşmakta zorlanır, aşırı kan kaybı olur. Yanma hissi ve ağrı vardır. Şişlik ve morluk görülebilir. Sinir sistemini ve kalbi etkiler. Kusma, uyuklama ve bulantı görülebilir. Yara öncelikle iki dişizi arası çizilerek kanatılır, emilmez. Isırılan bölgenin üstü bir bezle sıkılır.

    Kene yapışması:
    Üzerine yağ damlatılarak, bir cımbızla saat yönünün tersine çevrilir.

    Sülük yapışması:
    Sülükler kirli kanı emdiklerinden yararlıdırlar. Sigara veya herhangi bir ısı kaynağı ile uzaklaştırılırlar.

    Böcek Sokmaları Tedavi Yönetmler:
    Lokal reaksiyon- Böcek sokması lokal bir reaksiyona neden oldukysa, yani böceğin soktuğu yerde küçük bir şişlik oluştuysa buzla kompres yapmak, sabunlu suyla yıkamak veya antihistaminik bir pomat sürmek yeterlidir.

    Genel reaksiyon- Eğer sokulan bölgenin çevresinde daha geniş bir tepki oluşursa (örneğin tüm kolun veya bacağın şişmesi gibi) ya da yaygın kaşıntı görülürse yine normal reaksiyondaki tedavi uygulanabilir. Ağızdan alınan bazı ilaçlar da şikayetleri giderebilir. Ancak bu ilaçları bir doktorun vermesi gerekir.

    Toksik reaksiyon- Sokulan bölgeden uzakta şişme, karın ağrısı, ishal, nefes alma zorluğu, göğüste sıkışma hissi, hırıltılı solunum, dilde şişme; birkaç dakika içinde ortaya çıkan ciddi alerjik reaksiyon ve anafilaksi bulgularıdır. Bilinç bulanıklığı ve kalp durması yaşamı tehdit eder. Bu durumda bir sağlık merkezinde acil madahele yapılmalı; tedavi sonrasında ise kan tahlili ve uygun testlerle alerji saptanmalıdır. Riskli kişiler aşılanır.
    Arı sokmasına karşı aşırı duyarlılığı olan kişiler, doktorun verdiği ilaçları mutlaka yanında bulundurmalıdır.

    Böcek sokmaları için bitkisel öneriler:

    – Adaçayı yapraklarından yapılan merhem, sivrisinek, arı sokmasında acıyı dindirir, kaşıntıyı önler.

    – Andız otu yaprakları veya kökünün hayvan ısırma ve sokmalarında enfeksiyon oluşumunu önleyici etkileri vardır. Çok miktarda andız otu mide bulantısına neden olur.

    – Çalı kavağı (ezilmiş) arı sokmalarında sokulan yere sarılırsa etkili olur. Zeytinyağı ile karıştırılarak elde edilen merhem yanıklara sürülürse şifa verir.

    – Deve tabanı yaprakları ezilip merhem haline getirilerek yaraların, çıbanları, şişen ayakların ve böcek sokan yerlerin üzerine sarılırsa çabuk iyileşmelerini sağlar.

    – Maydanoz tohumlarının ve yapraklarının kaynatılması ile elde edilen saf maydanoz suyu, arı ve haşarat sokmasında, sokulan yere sürüldüğünde ağrısını geçirir.

    – Sarımsak rendelenmiş olarak yara, çıban ve zehirli hayvanların soktuğu bölgelere sarıldığında iyileştirici olur.

    İlgili Konular ;
    Sivrisinek Kaşıntısı Nasıl Geçer?

    – Hangi Böcek Isırığı Nasıl Olur? Tıklayın !

  • Bahar alerjisine üzerlik tohumu ile evde çözüm

    Bahar alerjisine üzerlik tohumu ile evde çözüm

    Polen alerjisi, saman nezlesi yada genel adıyla bahar nezlesine üzerlik tohumu ile evde bitkisel çözüm sağlayabilirsiniz. Doğal yollardan bahar alerjisine çözüm bulmak için okumaya devam edin.

    Bahar alerjisine üzerlik tohumu ile evde çözüm

    Bahar alerjisi bazen geçici bazen de kronik olarak devam eden bir durumdur. Gözlerde yaşlanma, burun akıntısı ve sinirlilik gibi sorunlar yaratan bu alerjiyle başa çıkabilmek için ilk yapmanız gereken uzman doktordan alerjinizin neye karşı olduğunu öğrenmek olmalıdır. Daha sonrasında ise bitkisel yollardan yani alternatif tıptan faydalanabilirsiniz. Üzerlik tohumu bahar alerjisine iyi gelen bir bitkidir.

    Üzerlik tohumu ayrıca anadoluda nazardan korunmak için tütsü olarakta kullanılır.

    Bahar alerjisine üzerlik tohumu ile evde çözüm | 7

    Üzerlik Tohumu Faydaları

    Balgam Söktürür,

    Cinsel gücü arttırıcı özellikleri vardır,

    Ruhsal açıdan sakinleştirici etkisi vardır,

    Bir çok kanser türünün tedavisinde kullanılır,

    Regl söktürücü özelliği vardır,

    Hemoraide iyi gelir,

    Alerjik rahatsızlıklarda kullanılır.

    Dr. İbrahim Saraçoğlu üzerlik tohumunun nasıl kullanılması gerektiği hakkında bilgi veriyor.

    Hazırlanışı

    2 bardak kaynar su

    3-4 yemek kaşığı üzerlik tohumu

    Suyun içerisine üzerlik tohumunu atın ve yüzünüzü yaklaştırıp solumaya başlayın. Oluşan bu karışımı kesinlikle içmeyin. Üzerlik tohumunun çay olarak tüketilmesi önerilen bir durum değildir.

    Alerjik durumunuz olduğu için doktorunuza danışmadan uygulamayın.

  • Evcil hayvanlara alerjisi olanlara güzel haber!

    Evcil hayvanlara alerjisi olanlara güzel haber!

    Uludağ Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Sapan, evcil hayvan alerjisine sahip olanlara, hayvanlarını evden uzaklaştırmak yerine aşı yaptırmayı tavsiye etti.

    Akşam’da yer alan habere göre aşının bu sorunu çözeceğini söyleyen Prof. Dr. Sapan, “Alerjiye karşı hayvanın yatak odasına alınmaması, çok iyi temizlenmesi yani taranması, yıkanması ve fırçalanması” dedi.

    Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nihat Sapan, evcil hayvan alerjisinin modern toplumda görülen yaygın bir hastalık haline geldiğini belirterek, “Hayvan alerjisine sahip olanlar hayvanlarını evden uzaklaştırmak yerine aşı yaptırarak sorunu daha kolay çözebilir” dedi.

    Çocuk Alerji ve Astım Akademisi Derneği Başkanı da olan Sapan, yaptığı açıklamada, kış döneminde insanların daha çok kapalı ortamda vakit geçirdiklerini, ev tozu akarlarının da etkili olduğu alerjik astım ile kendisini hapşırma, burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve baş ağrısıyla belli eden alerjik rinite yakalandığını söyledi.

    Sapan, yine kış döneminde evinde kedi ve köpek gibi ev hayvanı besleyen kişilerin daha çok evcil hayvan alerjisine yakalandığını, en etkili alerjenlerin evcil hayvan alerjenleri olduğunu ifade etti.

    YATAK ODANIZA ALMAYIN

    Alerjinin, genel olarak vücudun başkalarına zarar vermeyen ve zehirleyici olmayan bazı maddelere karşı aşırı duyarlılık göstermesi olduğunu dile getiren Sapan, toz, küf, hayvan tüyleri, polenler, akarlar, deterjanlar, lateks, böcek ısırıkları, penisilinler ve çeşitli yiyeceklerin, insanlarda sıklıkla alerjiye neden olan maddeler arasında yer aldığını aktardı.

    Sapan, ev hayvanlarının neden olduğu alerjiye karşı hayvanın yatak odasına alınmaması, çok iyi temizlenmesi yani taranması, yıkanması ve fırçalanması gibi önlemlerin alınabileceğini şu sözlerle ifade etti:

    “Dil altından damla olarak uygulanan bu alerji aşılarının uygulanması ortaya çıkan problemi çok daha rahat ve ilaçsız olarak çözer. Bu noktada evcil hayvanlarımızın da evimizin birer canlısı olduğunu ve bize karşı alerji geliştirmesi sırasında ortaya çıkan bulguların ortadan kalkmasını sağlamaya yönelik böyle bir aşı tedavisi bulunduğunu unutmayalım.”

  • Ödemin tedavisi nasıl olur?

    Ödemin tedavisi nasıl olur?

    Ödem normalden fazla sıvının hücreler arasındaki boşluklarda ya da dolaşım sisteminde birikmesi sonucu oluşur. Bu hacim artışının sonucunda vücudun pek çok yerinde şişme meydana gelir.

    Ayaklarımız, kollarımız, ellerimiz, yüzümüz, bacaklarımız ve karın çevresinde ödem kendini gösterir.

    Pek çok ciddi hastalıktan kaynaklanabileceği gibi yetersiz ya da kötü beslenme sonucunda da kendini gösterebilir.

    Ödemin tedavisi nasıl olur?

    Ödemin tedavisinde öncelikle altında yatan neden bilinmelidir.  Örneğin ödeminiz alerjik bir reaksiyondan kaynaklanıyorsa öncelikle alerjinize yönelik tedavi yapılmalıdır. Ya da ödeminiz fazla kilolardan kaynaklanıyorsa kilo vermeniz tedavi için gereklidir. Ödemde nedene yönelik ilaç ve beslenme tedavisi uygulanmalıdır.

    Ödemin başlıca nedenleri

    – Kalp hastalıkları
    – Karaciğer hastalıkları
    – Böbrek hastalıkları
    – Dolaşım sisteminde tıkanmalar
    – Alerjik reaksiyonlar
    – Protein yetersizlikleri
    – Gebelik
    – Hipotiroid
    – Adet öncesi sendromu
    – Obezite
    – Hareketsiz yaşam
    – İlaçlar
    – Stres, uykusuzluk
    – Aşırı tuzlu beslenme ve az su içme
    – Aşırı karbonhidratlı beslenme

    Ödem seviyeniz yüksekse beslenmenize dikkat etmelisiniz. Aşırı tuzlu besinlerden kaçının.  Tuz alımınız arttıkça, sodyumun su tutucu özelliğinden dolayı vücudunuzda sıvı birikimi de artıyor. Çok fazla tuzlu peynir, zeytin ve turşu gibi besinlerden tüketmemeye çalışın.

    Bol bol su için. Yetersiz su içmeniz vücudunuzda sodyum birikimine ve bununla birliktesıvı birikimine yol açar. Günde en az 8-10 bardak su tüketin.İşlenmiş paketli ürünler, fazla miktarda sodyum içerir. Bu yüzden, pasta, çikolata, kraker, cips, hazır soslar, konserve gıdalar, işlenmiş etler den ve gazlı içeceklerden mümkün olduğunca uzak durun.

    Aşırı karbonhidrat ve şeker tüketmek de vücutta sıvı tutumuna neden olur. Bu yüzden karbonhidrat ihtiyacınızı kompleks karbonhidratlardan karşılamaya özen gösterin. Tam tahıllar, meyve ve sebzeler örnek kompleks karbonhidrat kaynaklarıdır.Harekete geçin. Hareketsizlik sonucu dolaşımımız yavaşlar, kaslarımız zayıflar ve bunun sonucunda vücudumuzdan atılamayan su birikir. Uzun süre boyunca ayakta sabit durmaktan kaçının. Böyle durumlarda ayaklarınızın şişmesini önlemek için ayaklarınızı uzatmanız gerekir.Bol bol sebze tüketin, sebzelerdeki potasyum içeriği vücudunuzdaki sodyumu dengeler.Yüksek miktarlarda alkol ve kafein tüketmeyin. Bu içecekler vücudunuzun
    fazla su tutmasına sebep olur.

    Öğün ve uyku düzeninizi iyi ayarlamanız ödem oluşumunu engeller. Uzun süre aç kalmayacak şekilde öğünlerinizi ayarlayın ve mutlaka yeterli ölçüde uyuyun. Fazla kiloluysanız, fazla kilolarınızı vermelisiniz ki dolaşım için hücrelerinizde yer açılsın. Fazla ödeminiz atılabilsin.

    (NİL ŞAHİN GÜRHAN / AKŞAM)

  • Hapşırık nedeni alerjik rinit mi?

    Hapşırık nedeni alerjik rinit mi?

    Gün içerisinde sürekli hapşırıyor ve çevrenizden “Çok yaşa” cümlesini sık işitiyorsanız, uzmanlara göre, alerjik rinit kontrolünden geçmenizde fayda var.

    Stres ve sigara kullanımı gibi birçok nedenin yol açtığı alerjik rinit, dikkat edilmediği takdirde alerjik sinüzit ve astımla birlikte tehlikeli boyutlara varabiliyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Yelda Turgut Çelen, alerjik hastalıkların çeşitleri ve tedavisi hakkında şu bilgileri verdi:

    “Alerjik rinit, ortamda bulunan alerjenin nefes alma esnasında burun iç yüzeyine yapışması sonucu duyarlılığı olan kişilerde; hapşırma, burun akıntısı, burun ve genizde kaşıntı, burun tıkanıklığı ve damakta kaşıntıya neden olan bir hastalıktır. Burun akıntısı devam ettiği için hasta geceleri geniz akıntısı ve öksürük ataklarından yakınır; gündüz ise sürekli geniz temizleme ihtiyacı olur. Alerjik rinit hayatı tehdit etme özelliği olmayan; ancak hastanın günlük aktivitelerini etkileyerek yaşam kalitesini belirgin şekilde bozan bir hastalıktır. Alerjik yakınmalar bu hastalarda; baş ağrısı, burun kanaması, uyku bozuklukları, konsantrasyon bozuklukları ve performans düşüklüğüne neden olur. Konsantrasyon bozukluğu nedeniyle hasta çocuk ise okul başarısı, erişkinse iş başarısı düşer. Bunlar da uzun vadede ruhsal bozuklukların çıkmasına neden olabilir.

    HALIDAN, EVCİL HAYVANA PEK ÇOK ETKEN NEDEN OLABİLİR
    Alerjik rinit 3 ayrı kategoride incelenebilir. Bunlardan bir tanesi, yıl boyu süren alerjik rinit yani; ev tozu akarı, mantar, ülkemizde seyrek olan hamam böceği, kedi, köpek, kuş gibi evcil hayvanlar ve bitki polenlerine bağlı olarak görülebilir. Mevsimsel alerjik rinit yani; ağaç, ot, yabani ot, hububat polenine bağlı oluşan alerjidir. Yıl boyu süren ancak mevsimsel artışlar gösteren alerjik rinit ise sorumlu alerjenler yani; “mite”lar ve polenlerdir.

    ALERJİK ASTIM RİSKİNİ 8 KAT YÜKSELTİYOR
    Alerjik rinit, genellikle alerjik konjonktivit (göz nezlesi), alerjik sinüzit veya astımla birliktelik gösterir. Alerjik konjonktivit eşlik ettiğinde gözlerde yanma, batma, kaşınma, sulanma gibi bulgular da görülebilir. Yine bu hastalarda eğer alerjik sinüzit varsa; geniz akıntısı, baş ağrısı, gece gelen öksürük nöbetleri olabilir. Ayrıca alerjik rinit, kronik (müzmin) sinüzit ve orta kulak iltihabının en sık saptanan nedenidir. Alerjik rinitli hastalarda bronş alerjisi yani alerjik astım sıklığı ve riski çok daha yüksektir (2-8 kat). Alerjik rinitlilerdeki alerjik astım sıklığı ortalama % 25-30`dur. Ayrıca alerjik astımlı hastaların yüzde 70`inde alerjik rinit öyküsü vardır. Bu nedenle alerjik rinit tanısı konan çocuk ve genç erişkinler alerjik astım açısından da değerlendirilmeli ve izlenmelidir. Astımın da birlikte görüldüğü hastalarda, nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma hissi, öksürük gibi bulgular olabilir.

    STRES, HAVA KİRLİLİĞİ VE SİGARA TETİKLER
    Solunum yolu alerjisine yol açan alerjenler haricinde; stres, hava kirliliği, sigara dumanı, deterjan ve parfüm gibi kimyasal maddeler de alerjik yakınmaların ortaya çıkmasında ya da artmasında tetikleyici rol oynar. Tanı için muayene ve birtakım tanı testleri yapılmalıdır. Kişinin şikâyetlerinin hangi alerjene bağlı olarak ortaya çıktığını saptamak için, alerji deri testleri` uygulanabilir. Tedavide temel yöntem, tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi alerjenden korunmaktır. Alerjik rinit tanısı kesinleştirildikten sonra tedavi için izlenecek yol, alerjilerden kaçınma ve korunma, ilaç tedavisi ve seçilmiş hastalarda aşı tedavisi uygulanması şeklindedir.”

    Kaynak: ntv.com.tr

  • Çocuklarda her kaşıntı alerji midir?

    Çocuklarda her kaşıntı alerji midir?

    Çocuklarda her kaşıntı alerji midir? Pek çok anne “ne şikayetiniz var ?” sorusuna “çocuğun alerjisi var” cevabını vermektedir. Ancak derideki kaşıntılı durumların hepsi alerjik değildir. Annede, babada veya her ikisinde alerjik bir hastalık olması, sarı veya kızıl saç rengi, mavi-yeşil göz rengi, beyaz tenli olmak alerjik durumlara yatkınlık oluşturur. Alerjik bir deri hastalığının tanısı lezyonların yerleşim yeri ve tekrarlayıcı vasıfta olması ile konulmaktadır. Çocukluk çağı alerjik deri hastalıklarının en önemlisi “atopik dermatit”’tir. Atopik dermatit bebeklik döneminde özellikle yaşamın ilk iki ayından sonra yanaklarda kızarıklık ve sulantılı döküntüler olarak başlar ve bir yaşa kadar yılda en az üç kez tekrar eder. Çocukluk çağında ise deri döküntüleri kolların dış kısmı ve bacakların ön yüzüne yerleşmektedir. Erken büyüme döneminde ise kolların iç kısmında ve bacak arka yüzlerinde daha kuru, kaşıntılı ve deride çatlaklara yol açan bir durum alır. Ancak ellerde ve ayaklarda sık tekrarlayan ekzemalar, göz ve ağız çevresinde yara ve çatlaklar da atopik dermatit bulgularındandır. Ayrıca dışarıdan temas eden maddelerle de deride döküntüler gelişebilmektedir. Bu tarz deri döküntüleri çoğunlukla tahriş yoluyla oluşur. Örneğin; temizleme mendilleri, sıvı el sabunları, sentetik ve naylon giyecekler, çamaşırların iç kısmındaki etiketler, boyalar ve oyun hamurları gibi. Bu malzemeler ile meydana gelen deri ekzemaları alerjik de olabilirler. Tanı için “deri yama testleri” denilen alerji testleri yapılmaktadır. Bu testler alerjenlere gereksiz duyarlılığa neden olacağından hızlı yayılım gösteren, tedaviye cevap vermeyen ve alınan tedbirlere rağmen tekrar eden durumlarda yapılmalıdır. 6 yaştan önce ise yapılmamalıdır. Yiyeceklerle meydana gelen alerjiler ise “deri prick testleri” ile tespit edilmektedir. Gereksiz alerjik duyarlılığa neden olabileceğinden 3 yaştan önce yapılmamalıdır. Bu nedenle annenin gözlemi çok önemlidir. Nefes darlığı, solunum güçlüğü, dil ve dudakta şişlik gibi bulgulara eşlik eden deri döküntülerinin alerjik olma ihtimali yüksektir ve mutlaka hekime başvurulmalıdır.

    Deri döküntülerine ateş eşlik ediyorsa viral veya bakteriyel enfeksiyona bağlı olabileceğinden annelerin bu konuda dikkatli olması gereklidir. Çocukluk çağında kaşıntıya neden olan diğer önemli nedenler ise bit, pire ve uyuza bağlı parazitik enfeksiyonlardır. Kaşıntı ve döküntünün çok kısa sürede ortaya çıkması ve aile öyküsünün olması tanıyı düşündürür.