Etiket: alerji

  • Klima Kullanımında Önemli 5 Nokta ve Sağlık Riskleri

    Klima Kullanımında Önemli 5 Nokta ve Sağlık Riskleri

    Klima kullanımı sırasında dikkat edilmesi gereken 5 önemli noktayı ve sağlık risklerini öğrenin. İdeal iç ortamı sağlayarak sağlığınızı koruyun!

    Yaz aylarının bunaltıcı sıcaklarında serinlemek için klimalara oldukça ihtiyaç duyuyoruz. Fakat bu serinlik peşinde bazı sağlık risklerini de göze almamalıyız. Bakımsız klimalar, grip gibi basit hastalıklardan yüz felci gibi ciddi sağlık sorunlarına kadar uzanan bir yelpazede problemlere yol açabilir.

    Bu yazıda, klima kullanırken dikkat etmemiz gereken önemli noktaları ve bilinmesi gereken sağlık risklerini ele alacağız. Doğru klima kullanımı ile hem konforlu bir ortam sağlayabilir hem de sağlıklı kalabiliriz. Hazırsanız, klimaların serin dünyasına adım atalım!

    Klima Kullanımında Önemli Noktalar ve Sağlık Riskleri

    Klima kullanımı, konforlu bir ortam sağlamanın yanı sıra bazı sağlık risklerini de beraberinde getirebilir. Bakımı ihmal edilen veya uygun şekilde temizlenmeyen klimalar, grip gibi yaygın hastalıklardan yüz felci gibi ciddi durumlara kadar çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu yazıda, klima kullanırken dikkat edilmesi gereken önemli noktaları ele alacağız.

    Klima Kullanımı
    Klima Kullanımı
    1. Isı Ayarını Doğru Yapın: Klimaların çok düşük ısıda uzun süre çalıştırılması, vücutta ani ısı değişikliklerine neden olabilir. Bu durum, direncin düşmesine ve bakterilerin çoğalmasına yol açabilir. Bu yüzden klimanın ısı ayarlarını dengeli tutmak ve aşırı düşük sıcaklıklarda çalıştırmaktan kaçınmak önemlidir.
    2. Yüz Felci Riskini Göz Ardı Etmeyin: Özellikle çocuklar, yaşlılar ve solunum yolu rahatsızlığı olan bireyler, klimalardan çıkan soğuk hava akımına maruz kaldıklarında yüz felci riskiyle karşı karşıya olabilirler. Soğuk hava, yüzdeki sinir kılıflarını etkileyebilir ve ödem veya yüz felci gibi ciddi sorunlara yol açabilir.

      Forum: Soğuk hava yüz felci riskini artırıyor! Tıklayın!

    3. Alerjik Rahatsızlıklara Dikkat Edin: Klimaların üflediği hava, ortama toz
      ve kir yayabilir, bu da özellikle alerjik bireyler için sorun olabilir. Alerjisi olan kişiler, klimaların neden olduğu ani ısı değişimlerinden kaçınmalı ve çok soğuk ortamlardan uzak durmalıdır.
    4. Zatürre Riskine Karşı Bilinçli Olun: Klimaların sebep olduğu hastalıklar arasında en ciddi olanı, havalandırma sistemlerinden kaynaklanan zatürredir. Bu tür zatürre, tipik semptomlar göstermeyebilir ve tanıması zor olabilir. Özellikle büyük otellerde çalışanlar ve sağlık sektöründe çalışanlar bu riski göz önünde bulundurmalı ve gerekli önlemleri almalıdır.
    5. Sigara Kullanımından Kaçının: Sigara içenler, zatürre gibi hastalıklara karşı daha büyük bir risk altındadır. Bu nedenle sigara içenler, özellikle risk altındaki gruplardaysa, klima kullanımı konusunda daha dikkatli olmalı ve sigara içmekten kaçınmalıdır.

    Klima kullanırken bu önlemlere dikkat etmek, sağlıklı bir iç ortam sağlamanın yanı sıra çeşitli sağlık sorunlarının önüne geçmek açısından önemlidir. Unutmayın, doğru kullanım ile klima konforunuzu artırabilir ve sağlığınızı koruyabilirsiniz.

    Oku: Klima Temizliği Nasıl Yapılır? Tıklayın!

  • Sezaryen Doğum Alerji ve Astım Riski Artıyor mu?

    Sezaryen Doğum Alerji ve Astım Riski Artıyor mu?

    Sezaryen doğum alerji ve astım riskini %80’e kadar artırabilir! Bu yazıda sezaryenin bağışıklık sistemini nasıl etkilediğini ve alerjik hastalık riskini nasıl yükselttiğini keşfedin.

    Son yıllarda alerji hastalıklarının artışı, modern tıbbın doğum yöntemleriyle ilişkilendirilmeye başladı. Özellikle sezaryen doğumların artmasıyla birlikte alerji ve astım gibi kronik hastalıklara yakalanma riskinin de arttığı gözlemleniyor. Bu makalede, sezaryen doğumun alerji ve astım ile olan bağlantısını ve bu durumun nasıl gerçekleştiğini derinlemesine inceleyeceğiz.

    Günümüzde alerji hastalıklarının artışı, modern tıbbın doğum yöntemleriyle ilişkilendirilmektedir. Özellikle sezaryen doğumların artmasıyla birlikte alerji ve astım gibi hastalıklara yakalanma riskinin de arttığı gözlemlenmektedir. Bu makalede, sezaryen doğumun alerji ve astım ile olan bağlantısını ve bu durumun nasıl gerçekleştiğini inceleyeceğiz.

    Bebeklerin Bağışıklık Sistemi ve Alerjiye Eğilimi

    Bebekler doğduktan sonra, bağışıklık sistemleri tam olarak gelişmemiş olduğundan alerjilere karşı daha hassastır. Vücudumuz, mikroplara karşı savaşan ve alerjik reaksiyonları tetikleyen iki farklı bağışıklık sistemine sahiptir:

    • Doğal Bağışıklık Sistemi: Anne karnındayken ve doğum sırasında anneden alınan mikroplarla temas, bu sistemin gelişmesine yardımcı olur. Bu sistem, mikroplara karşı direnç oluşturarak bağışıklık sistemini güçlendirir ve alerji riskini azaltır.
    • Kazanılmış Bağışıklık Sistemi: Doğumdan sonra çevreden gelen mikroplarla temas, bu sistemin gelişmesini sağlar. Bu sistem, alerjenlere karşı duyarlılık geliştirerek alerjik reaksiyonlara yol açabilir.

    Sezaryen Doğum Alerji Riski

    Sezaryen Doğum Alerji
    Sezaryen Doğum Alerji

    Sezaryen doğumlarda bebekler, anneden alınan mikroplarla temas edemezler. Bu durum, doğal bağışıklık sisteminin gelişmesini olumsuz etkileyerek alerjiye eğilimi artırır. Yapılan çalışmalar, sezaryen doğumun çocuklarda alerjik hastalık riskini %20-80 oranında artırdığını göstermektedir.

    Sezaryen Doğum ve Astım

    Astım, hava yollarının daraldığı ve nefes almayı zorlaştıran bir hastalıktır. Alerjik astım, alerjik reaksiyonlara bağlı olarak gelişen bir astım türüdür. Sezaryen doğum, alerji riskini artırdığı için astım riskini de artırır. Özellikle ailede alerjik geçmişi olan ve doğum sırasında mikroplarla teması az olan bebeklerde astım gelişme olasılığı daha yüksektir.

    Öneriler ve Sonuç

    Sezaryen doğumun alerji ve astım riskini artırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu nedenle, anne adaylarının mümkün olduğunca normal doğum yapmaya teşvik edilmesi önemlidir. Normal doğum, bebeklerin doğal bağışıklık sisteminin gelişmesine yardımcı olarak alerji ve astım gibi hastalıklara karşı korunmalarını sağlar.

    Ancak, tıbbi nedenlerden dolayı sezaryen doğum gerekliyse, anne adaylarının doğum sonrası bebeklerinin bağışıklık sistemini güçlendirmek için aşağıdakileri yapabileceklerini unutmamaları gerekir:

    • Bebeği anne sütü ile beslemek
    • Bebeğin cildiyle temas kurmak
    • Bebeği evcil hayvanlardan ve sigaradan uzak tutmak
    • Bebeği mikroplarla kontrollü bir şekilde tanıştırmak

    Alerji ve astım gibi kronik hastalıkların tedavisi ve yönetimi de oldukça önemlidir. Bu hastalıkları olan çocukların düzenli olarak doktor kontrolünden geçmesi ve gerekli tedavileri alması gerekir.

    ALEX Alerji Testi Nedir? 3 Adımda Nasıl Yapılır?

  • Sezaryan Doğum Alerji ve Astım İlişkisi

    Sezaryan Doğum Alerji ve Astım İlişkisi

    Sezaryan doğum alerji ve astım riskini artırabilir. Mikroplardan yoksun doğum, bağışıklığı etkileyerek alerjiye yatkınlığı artırabilir.

    Alerji ve astım, günümüzde giderek artan sağlık sorunları arasında önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle çocuklarda görülen bu rahatsızlıkların ortaya çıkma riskini etkileyen faktörler arasında, doğum yöntemi de önemli bir rol oynamaktadır. Son yıllarda yaygınlaşan sezaryan doğumların, çocuklarda alerji ve astım riskini artırıcı bir etkisi olabileceği üzerine yapılan araştırmalar, bu konuda dikkat çekici sonuçlar ortaya koymaktadır. Bu yazıda, sezaryan doğumun alerji ve astım üzerindeki potansiyel etkilerini anlamaya ve bu konuda bilinçlenmeye odaklanacağız. İnsan sağlığını etkileyen bu önemli konuyu keşfetmek için, alerji ve astımın doğum yöntemi ile olan ilişkisini detaylı bir şekilde ele alacağız.

    Günümüzde alerjik hastalıkların artışıyla birlikte, sezaryan doğumun bu artış üzerindeki etkileri merak konusu olmaktadır. Sezaryan doğumlarının sayısı geçmiş yıllara kıyasla belirgin bir şekilde artmıştır. Bu durum, alerjik hastalıkların ortaya çıkma riskini artırabilir.

    Sezaryan Doğum Alerji ve Astım İlişkisi

    Doğum sonrasında her bebek, belirli bir ölçüde alerjiye eğilimlidir. İnsan vücudu, mikroplara karşı bağışıklık sistemine ek olarak alerjiye eğilim artıran bir sistemle de donatılmıştır. Yeni doğan bir bebeğin bağışıklık sistemi, hafif düzeyde alerji eğilimlidir ve mikroplarla karşılaştıkça bu sistem güçlenir, dolayısıyla alerjiye eğilim azalır. Ancak mikroplarla karşılaşma azalırsa, alerjiye olan eğilim artabilir ve bu da alerjik hastalıkların ortaya çıkmasına yol açabilir.

    Sezaryan Doğum Alerji ve Astım İlişkisi
    Sezaryan Doğum Alerji ve Astım İlişkisi

    Normal doğumda, bebek vajinal flora ile doğar, yani annenin vajinasındaki doğal mikroplarla temas eder. Bu durum, bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir ve alerjik hastalıkların riskini azaltır. Ancak, sezaryan doğumda bebek steril bir ortamda doğar ve mikroplarla temas olmaz. Bu durumda, alerjiye eğilim artabilir. Özellikle genetik faktörlerle alerji riski daha yüksekse ve mikroplarla temas miktarı düşükse, alerjik hastalıkların ortaya çıkma olasılığı artar.

    Yapılan araştırmalar, sezaryan doğumunun çocuklarda alerjik hastalık riskini artırdığını göstermektedir.

    Astım, hava yollarının daraldığı ve nefes almayı zorlaştıran, öksürük, hırıltılı solunum ve nefes darlığı gibi belirtilerle karakterize edilen bir durumdur. Astım tedavi edilemez, ancak semptomları kontrol altına alınabilir. Alerjiler ve astım sıklıkla bir arada görülür. Astım belirtileri, astımı olan kişinin solunum yollarındaki daralmadan kaynaklanır.

    Astımın belirtileri arasında nefes darlığı, hırıltı, öksürük ve göğüste sıkışma bulunmaktadır. Bu belirtiler, astımın şiddeti ve sıklığına bağlı olarak değişebilir. Astım, özellikle çocuklarda sık görülen bir kronik hastalıktır. Tedavi edilmez veya yetersiz tedavi edilirse, astım potansiyel akciğer fonksiyonu kaybına, egzersiz kısıtlamalarına, uyku zorluklarına ve yaşam kalitesinde önemli düşüşlere neden olabilir.

    Sonuç olarak, doğum yönteminin, özellikle sezaryan doğumunun, alerji ve astım riskini etkileyebileceği görülmektedir. Bu nedenle, gebelik sürecinde ve doğum anında alınacak önlemler, çocuk sağlığı açısından önem taşımaktadır.

  • Oda Kokularının Zararları Nelerdir?

    Oda Kokularının Zararları Nelerdir?

    Oda kokularının zararları solunum sorunlarına, alerjik reaksiyonlara, çocuk sağlığı risklerine ve hormonal etkilere neden olabilir. Sağlığınız için bilinçli tercihler yapın.

    Evlerimizi güzel kokularla donatmak, hoş bir atmosfer yaratmanın yanı sıra, içeriğinde bulunan kimyasallar nedeniyle sağlığımız üzerinde de belirgin bir etki yapabilir. Oda kokuları, mumlar, parfümler ve tütsülerin güzel kokuları, özellikle çocuklar için potansiyel riskler barındırabilir. Bu makalede, oda kokularının sağlığımıza olan etkilerini inceleyerek, özellikle koku alerjisi ve hassasiyeti konularına odaklanacağız. Evlerimizi güzelleştirmenin yanı sıra, sağlığımızı koruma konusunda da bilinçli adımlar atmamızın önemini vurgulayacağız.

    Evlerimizi güzelleştirmek ve ferahlatmak için kullandığımız oda kokuları, mumlar, parfümler ve tütsüler güzel kokularıyla bilinse de, sağlığımız üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Özellikle küçük çocuklar için bu kokuların potansiyel riskleri göz ardı edilmemelidir.

    Oda Kokularının Zararları

    Oda kokuları ve benzeri ürünlerin içinde bulunan kimyasallar, hem havaya yayılır hem de yüzeylere yerleşir. Emekleyen ve oyun oynayan çocuklar, ellerini ağızlarına götürdüklerinde bu kimyasallara maruz kalabilirler. Bu durum, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, evin düzenli havalandırılmaması durumunda, bu maddeler eşyaların üzerinde birikir ve insanlara zarar verebilir.

    Oda Kokularının Zararları
    Oda Kokularının Zararları
    1. Solunum Yolu Sorunları: Oda kokularındaki kimyasallar, solunum yollarına zarar verebilir ve uzun süreli maruziyet, solunum problemlerine neden olabilir.
    2. Alerjik Reaksiyonlar: Oda kokuları, içerdikleri alerjenler nedeniyle alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Kaşıntı, kızarıklık, göz tahrişi gibi belirtiler görülebilir.
    3. Çocukların Sağlığı Üzerindeki Etkiler: Emekleyen veya oyun oynayan çocuklar, ellerini yüzlerine götürdüklerinde oda kokularının içerdiği maddelere maruz kalabilir, bu da sağlık sorunlarına neden olabilir.
    4. Kimyasal Birikim: Evler düzenli havalandırılmadığında, oda kokularının içerdiği kimyasallar eşyaların yüzeylerinde birikebilir, bu da uzun vadeli sağlık sorunlarına davetiye çıkarabilir.
    5. Migren ve Baş Ağrısı: Kimyasal kokular, bazı kişilerde migren veya baş ağrısını tetikleyebilir. Bu durum özellikle koku hassasiyeti olan bireylerde daha belirgin olabilir.
    6. Güvenlik Endişeleri: Bazı oda kokuları, içerdikleri kimyasallar nedeniyle yangın riski taşıyabilir. Ayrıca, açık alevle temas etmeleri durumunda tehlikeli olabilirler.
    7. Kimyasal Zehirlenme Riski: Oda kokularındaki bazı kimyasallar, uzun süreli maruziyet durumunda vücutta birikerek toksik etkiler yaratabilir ve hatta kimyasal zehirlenmeye yol açabilir.
    8. Hormonal Etkiler: Bazı kokuların içinde bulunan kimyasalların hormonal sistem üzerinde etkisi olabilir ve hormonal dengeyi bozabilir.
    9. Çevresel Etkiler: Oda kokularının üretimi ve kullanımı çevresel etkilere neden olabilir. Ambalaj malzemeleri ve üretim süreçleri, çevresel sürdürülebilirlik açısından endişe yaratabilir.
    10. Çocuk Gelişimi Üzerindeki Potansiyel Etkiler: Çocukların sürekli maruz kaldığı kimyasallar, uzun vadeli gelişimleri üzerinde olumsuz etkiler yapabilir. Bu nedenle, özellikle çocukların bulunduğu ortamlarda dikkatli olunmalıdır.

    Koku Alerjisi Nedir?

    Koku alerjisi, alerjen içeren bir parfüme maruz kalındığında ortaya çıkan alerjik reaksiyonu ifade eder. Bu reaksiyon, parfüm sıvısına dokunmak, sıkmak veya solumak sonucu ortaya çıkabilir. Alerjik reaksiyonlar genellikle kaşıntı, kızarıklık, göz etrafında kaşıntı, ciltte döküntü gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu reaksiyonlar, immün sistemin parfümdeki bazı bileşenlere karşı tepki vermesi sonucunda ortaya çıkar.

    Parfüm Alerjisi ve Belirtileri

    Parfüm alerjisi, kaşıntı, kızarıklık, göz etrafında kaşıntı, pullu veya kuru cilt, kabarcıklar, kurdeşen gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu belirtiler, parfüme maruz kalındıktan hemen sonra ortaya çıkabilir ve haftalarca sürebilir. Parfüm alerjisinin ciddi belirtileri arasında ise güneş ışığına duyarlılık ve derin cilt sorunları yer alabilir.

    Koku Hassasiyeti ve Belirtileri

    Daha yaygın olan koku hassasiyeti, vücudun belirli bir kokuya karşı tahriş olması durumunu ifade eder. Bu durumda, hapşırma, burun kaşıntısı, akma, öksürük, baş ağrısı gibi hafif belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler genellikle birkaç saat içinde kendiliğinden geçer.

    Çubuklu Oda kokusu sağlıklı mı?

    Çubuklu oda kokuları, genellikle evlerimizi hoş bir kokuyla doldurmak için kullanılan popüler ürünlerdir. Ancak, sağlıklı olup olmadıkları kişiden kişiye değişebilir. Bu tür ürünlerdeki kokular, içerdikleri kimyasallar ve parfüm bileşenleri nedeniyle bazı hassas bireylerde solunum yolu sorunlarına veya alerjik reaksiyonlara yol açabilir.

    Kokuların içeriği markadan markaya farklılık gösterir, bu nedenle ürün etiketlerini dikkatlice incelemek önemlidir. Bazı çubuklu oda kokuları doğal ve organik içeriklere sahip olabilir, bu da genellikle daha sağlıklı bir seçenek olabilir. Alerji veya hassasiyet sorunları olan kişiler, kokuların içeriğini kontrol etmeli ve mümkünse duyarsızlaştırıcı içermeyen ürünleri tercih etmelidir.

    Ayrıca, evi düzenli havalandırmak ve kullanılan ürünleri belirli bir süre sonra değiştirmek, potansiyel sağlık risklerini azaltmaya yardımcı olabilir. Eğer belirli bir sağlık durumunuz varsa veya hassasiyetiniz varsa, önceden bir sağlık profesyoneli ile görüşmek faydalı olabilir.

    Evin güzel kokması için doğal olarak ne yapmak gerekir?

    Evinizi doğal yollarla güzel kokulu yapmak için birkaç strateji deneyebilirsiniz:

    1. Taze Çiçekler ve Bitkiler: Evinizde taze çiçekler ve bitkiler bulundurmak, doğal ve hoş bir koku sağlar. Lavanta, nane, biberiye gibi aromatik bitkiler tercih edilebilir.
    2. Meyve Kabukları: Limon, portakal veya diğer aromatik meyvelerin kabuklarından oluşan bir potpourri hazırlayarak evinizi taze bir kokuyla doldurabilirsiniz.
    3. Baharatlar ve Otlar: Tarçın çubukları, vanilya çekirdekleri, taze nane veya kekik gibi baharatlar ve otlar, evinize doğal bir koku katacaktır.
    4. Esansiyel Yağlar: Esansiyel yağlar, su dolu bir difüzörde kullanılarak evinize hoş bir koku verebilir. Lavanta, nane, portakal gibi yağlar tercih edilebilir.
    5. Temizlik Malzemeleri Seçimi: Doğal temizlik malzemeleri kullanarak temizlik yapmak, evinize kimyasal kokulardan arındırılmış bir ortam sağlar.
    6. Evin Düzenli Havalandırılması: Evinizi düzenli olarak havalandırmak, taze hava almanın yanı sıra evdeki kötü kokuların da dağılmasına yardımcı olur.
    7. Kahve Telvesi: Kuru kahve telvesi, evinizi kahve aromasıyla doldurabilir. Kuru telvesi bir kaba koyup odanın köşesine bırakabilirsiniz.
    8. Odun veya Kurutulmuş Çiçekler: Odunun veya kurutulmuş çiçeklerin bulunduğu dekoratif ürünler kullanarak hem güzel bir görüntü hem de hoş bir koku elde edebilirsiniz.

    Doğal kokular sadece evinizi güzelleştirmekle kalmaz, aynı zamanda sağlığınıza da olumlu etkiler sağlar.

    Ev Kokusunu Canlandırmanın Doğal Yolu: Limonlu Su Kaynatma

    Limon kullanımının ardından, limon kabuklarını çöpe atmak yerine evinizi hoş bir kokuyla doldurmanın harika bir yolu var! Geniş bir tencereye limon kabuklarını yerleştirin ve üzerine su ekleyin. Ardından, tencereyi ocakta hafif ateşte yaklaşık yarım saat boyunca kaynatın. Bu basit adım, çöpe gitmeyecek bir malzemeden elde edilen etkileyici bir koku deneyimi sunar. Doğal ve ekonomik, evinizi ferahlatmanın pratik bir yoludur. Limonlu su kaynatma, odanızın havasını değiştirirken sizi taze bir narenciye aromasıyla karşılar. Yenileyici ve çevre dostu bir ev kokusu için bu yöntemi deneyin!

    Sonuç

    Evlerimizi güzelleştirmek adına kullanılan oda kokuları ve benzeri ürünlerin içeriğine dikkat etmek, özellikle çocuklar için sağlıklı bir ortam yaratmak açısından önemlidir. Ayrıca, kişisel alerji veya hassasiyet durumlarına karşı dikkatli olunmalı ve uygun önlemler alınmalıdır. Evimizi güzel kokularla donatırken, sağlığımızı da göz önünde bulundurmak her zaman önemlidir.

    Doğal Oda Kokusu Tarifleri

  • Ağız Alerjisi Nedir? 4 Belirtisi ve Etkili Tedavi Yöntemleri

    Ağız Alerjisi Nedir? 4 Belirtisi ve Etkili Tedavi Yöntemleri

    Ağız alerjisi’nin kaşıntı, yanma, şişme ve nefes darlığı gibi 4 belirtisi vardır. Etkili tedavi yöntemleri hakkında bilgi alın. Sağlıklı bir yaşam için önemli ipuçları!

    Ağız alerjisi, birçok insanın günlük yaşantısını etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur. Bu alerji türü, belirli gıdalara karşı vücudun aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkar ve genellikle ağız içinde çeşitli belirtilerle kendini gösterir. Ağız alerjisinin başlıca belirtileri arasında kaşıntı, yanma, dil ve dudaklarda şişme, ve nefes darlığı yer alır.

    Bu yazıda, ağız alerjisinin 4 temel belirtisi üzerinde duracak ve etkili tedavi yöntemleri hakkında bilgi vereceğiz. Ağız alerjisinin günlük yaşamı nasıl etkilediğini anlamak ve bu sorunla başa çıkmanın yollarını öğrenmek için okumaya devam edin.

    Ağız alerjisi, genellikle yiyeceklerle temas sonrasında ortaya çıkan bir alerjik reaksiyondur. Vücut, belirli bir maddeye karşı aşırı duyarlılık geliştirir ve bu maddeyle temas ettiğinde immün sistemi hemen tepki verir. Ağız alerjisi, dil, dudaklar, ağız içi ve boğazda çeşitli semptomlara neden olabilir.

    Ağız Alerjisi Nedir?

    Şeftali tüyleri, kiraza dokunamama ve kavun tüketimiyle birlikte ortaya çıkan kaşıntı hissi; besinlere karşı duyulan hassasiyet nedeniyle gelişen bir alerji belirtisi olabilir. Ağız alerjisi olarak bilinen ve toplum arasında sıkça görülen bu alerji, çeşitli önemli sağlık sorunlarına neden olabilir.

    Polen alerji sendromu, saman nezlesi olan bireylerde çeşitli meyve ve sebzelerle ağız içinde alerjik reaksiyon gelişmesi olarak bilinir. Huş ağacı veya ot polenlerine karşı alerjisi olan hastaların yaklaşık %40’ında bu duruma rastlanmıştır. Polenlerdeki alerjenlerin, bazı gıdalardaki alerjenlerle benzerlik göstermesi, bu durumun ana sebeplerinden biridir. Genellikle, büyük çocuklar ve yetişkinlerde daha sık görülen bir durumdur.

    Ağız Alerjisi Tetikleyicileri

    Ağız Alerjisi
    Ağız Alerjisi

    Alerji tetikleyicileri arasında bulunan besinler şunlardır:

    Huş Ağacı Alerjisi:

    • Kivi
    • Elma
    • Armut
    • Şeftali
    • Nektarin
    • Kayısı
    • Kiraz
    • Erik
    • Kereviz
    • Havuç
    • Maydanoz
    • Patates
    • Domates
    • Biber
    • Mercimek
    • Fasulye
    • Kişniş
    • Rezene
    • Erik
    • Fındık
    • Fıstık
    • Badem
    • Ay çekirdeği

    Çimen Poleni Alerjisi:

    • Kavun
    • Karpuz
    • Kivi
    • Portakal
    • Domates

    Pelin Otu Alerjisi:

    • Kereviz
    • Havuç
    • Kavun
    • Karpuz
    • Elma

    Bu besinler, huş ağacı, çimen poleni ve pelin otu gibi alerjenlere karşı hassasiyet geliştiren bireylerde çeşitli alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Ayrıca, pelin otu alerjisi durumunda, kereviz, havuç, kavun, karpuz ve elma tüketimi oral alerji sendromunu tetikleyebilir.

    Oku: Alerjiyi Tetikleyen Gıdalar Tıklayın!

    Bu besinler, vücudun belirli alerjenlere karşı tepkisini tetikleyerek alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu sebeple, söz konusu besinlere karşı alerji testleri yaptırmak ve bir sağlık uzmanına danışmak, sağlıklı bir yaşam için önemlidir.

    Ağız Alerjisi Belirtileri Nelerdir?

    Kaşıntı ve Yanma:

    Alerjik reaksiyon genellikle dil ve dudaklarda kaşıntı veya yanma hissiyle başlar.

    Dudak ve Dil Şişmesi:

    Dudaklar ve dil alerjiye karşı tepki olarak şişebilir, bu da konuşmayı veya yemek yemeyi zorlaştırabilir.

    Ağız Çevresinde Kızarıklık:

    Ağız çevresinde kızarıklık ve cilt renginde değişiklikler görülebilir.

    Nefes Darlığı:

    Alerjik reaksiyon şiddetli ise, nefes darlığı ve boğulma hissi olabilir.

    Ağız Alerjisi Tedavisi

    Ağız alerjisinin etkili bir şekilde tedavi edilmesi için çeşitli yöntemler bulunmaktadır:

    1. Antihistaminik İlaçlar:
      • Alerjik belirtileri hafifletmek için antihistaminik ilaçlar kullanılabilir.
    2. Epinefrin İğnesi:
      • Şiddetli alerjik reaksiyonlara karşı acil durumda kullanılan epinefrin iğnesi, hayat kurtarıcı olabilir.
    3. Alerjen İmmünoterapisi:
      • Belirli alerjenlere karşı vücudun direncini artıran bir tedavi yöntemidir.

    Ağız Alerjisi İle Başa Çıkma Yöntemleri

    Şu anda bu durumu engelleyecek bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Alerjiye neden olan besinleri tüketmekten kaçınmak veya pişirilmiş halde tüketmek, alınabilecek en kritik önlemler arasında yer alır. Bazı durumlarda ise meyvelerin kabuklarını soymak etkili olabilir.

    • Alerjenlerden Kaçınma:
      • Alerjen maddelerden mümkün olduğunca kaçınmak, alerjiyi önlemek adına önemlidir.
    • Acil Durum Planı Oluşturma:
      • Şiddetli reaksiyonlara karşı acil durum bir plan oluşturmak, hızlı müdahale için önemlidir.

    Ağız alerjisi, hayat kalitesini olumsuz etkileyebilecek bir durumdur. Ancak doğru tedavi yöntemleri ve önlemlerle, bu alerjik reaksiyonlar kontrol altına alınabilir. Eğer ağız alerjisi belirtileri yaşıyorsanız, derhal bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçmek önemlidir.

    Damak Kaşıntısına Doğal Bitkisel Çözümler

  • ALEX Alerji Testi Nedir? 3 Adımda Nasıl Yapılır?

    ALEX Alerji Testi Nedir? 3 Adımda Nasıl Yapılır?

    ALEX Alerji Testi, moleküler düzeyde alerjenleri belirlemek için kullanılır. 3 adımda: kan örneği, laboratuvar analizi, detaylı alerji profili elde edilir.

    Alex moleküler alerji testleri, geleneksel alerji testlerine kıyasla daha spesifik ve hassas sonuçlar sağlayan yenilikçi bir yöntemdir. Bu testler, vücuttaki bağışıklık sistemini etkileyen moleküler düzeydeki tepkileri inceleyerek, belirli alerjenlere karşı hassasiyeti belirler.

    ALEX Moleküler Alerji Testi Nedir?

    ALEX Moleküler Alerji Testi, son yıllarda popülerlik kazanan bu tür testlerden biridir. Adını “Antikorlarla Elementer Bağlanma” (Antibodies Linked to Elemental X) kelimelerinin baş harflerinden alan bu test, bir dizi moleküler alerjeni analiz ederek kişinin alerji profiline dair detaylı bilgiler sağlar.

    ALEX Alerji Testi Nedir?
    ALEX Alerji Testi Nedir?

    Alex Alerji Testi Nasıl Yapılır?

    1. Numune Alımı: ALEX testi için gerekli olan numune genellikle bir kan örneğidir. Bu kan örneği laboratuvara gönderilir ve uzmanlar tarafından incelenir.
    2. Moleküler Analiz: Laboratuvarda, kan örneği üzerinde belirli alerjenlere karşı oluşan antikorları belirlemek için moleküler analizler yapılır. Bu, kişinin vücudunun hangi moleküllere karşı tepki verdiğini belirlemek için kullanılır.
    3. Sonuçlar ve Yorumlama: Test sonuçları, genellikle bir rapor halinde hastaya sunulur. Bu raporda, kişinin hangi alerjenlere karşı duyarlılık gösterdiği, belirli gıda veya çevresel maddelere karşı reaksiyonlarının şiddeti gibi detaylar yer alır.

    Avantajları

    • Yüksek Hassasiyet: Moleküler düzeydeki analizler, daha yüksek hassasiyet ve spesifiklik sağlar.
    • Çeşitli Alerjenleri Kapsar: ALEX testi, gıda alerjilerinden çevresel alerjilere kadar geniş bir yelpazedeki alerjenlere karşı duyarlılığı inceleyebilir.
    • Bireyselleştirilmiş Tedavi Planları: Elde edilen bilgiler, kişiselleştirilmiş alerji tedavi planları oluşturmak için kullanılabilir.

    ALEX Alerji Testi Fiyatları

    Alerji testlerinin maliyeti, testin tipine, kapsamına ve uygulandığı sağlık kuruluşuna bağlı olarak değişiklik göstermektedir. ALEX Alerji Testi, geniş kapsamı nedeniyle diğer standart alerji testlerine göre biraz daha yüksek bir fiyatla gelebilir. Ancak, ALEX Testi’nin sunduğu detaylı bilgiler ve geniş kapsamı göz önüne alındığında, bu testin maliyetinin değerli olduğunu söylemek mümkündür. Test, birçok farklı alerjen türünü kapsayarak hastaların potansiyel tüm alerjenleri belirleme yeteneği sunar. Bu durum, teşhis ve tedavi sürecini hızlandırır ve hastaların alerjilerini daha etkili bir şekilde yönetmelerine yardımcı olur.

    Alerjik hastalıkların tanısında ALEX Alerji Testi, hassasiyeti ve geniş kapsamlı sonuçları ile dikkat çeker. Ena Lab işbirliğiyle yürütülen bu testler, alerjenleri belirleme konusunda yüksek bir güvenilirlik sağlar. Fiyatlandırma konusunda şeffaf olan bu yöntem, hastaların bütçelerini sarsmadan alerji kaynaklarını bulmalarına yardımcı olur. Kısacası, ALEX Alerji Testi; alerjik hastalıkların tanısında, tedavi sürecinin doğru yönetilmesi açısından son derece önemli ve güvenilir bir yöntemdir.

    Alex Testi’nin maliyeti konusunda kesin bir rakam vermek doğru olmayabilir çünkü fiyatlar laboratuvar politikalarına, test kapsamına ve hastanın ihtiyaçlarına bağlı olarak değişebilir. Ancak, genellikle sağlık sigortaları alerji testlerini kapsar ve bu da maliyeti azaltabilir.

    Moleküler Alerji Testi Kimlere Yapılabilir?

    Moleküler alerji testi, aşağıdaki durumlarda düşünülebilir:

    1. Alerji Şüphesi Olanlar: Alerji belirtileri gösteren herkes, moleküler alerji testi yaptırabilir. Bu test, alerjilerin daha detaylı bir şekilde belirlenmesine yardımcı olabilir.
    2. Standart Testlerde Alerjen Belirlenemeyenler: Standart alerji testlerinde alerjiye neden olan alerjen tespit edilemeyen çocuklar ve yetişkinler için, moleküler alerji testi nadir alerjenleri belirlemek için uygundur.
    3. Çapraz Reaksiyonları Ekarte Etmek İsteyenler: Deri testi veya standart kan testlerinde birden çok alerjen çıkması durumunda, moleküler alerji testi, gerçek alerjenleri belirleyerek çapraz reaksiyonları ekarte etmek için kullanılabilir.
    4. Oral Alerji Sendromu Olanlar: Ağız ve dudak çevresinde kendini gösteren oral alerji sendromu olan hastalar, bu durumlarının nedenini belirlemek için moleküler alerji testi yaptırabilir.
    5. Etkili Alerji Aşısı İçin: Alerji aşısının bileşenlerine dayalı olarak daha etkili bir aşı yapılması amacıyla moleküler alerji testi uygulanabilir.
    6. Çoklu Gıda Alerjisi Olanlar: Çoklu gıda alerjisi olan bireyler, moleküler alerji testi ile besin alerjilerinin daha detaylı bir şekilde belirlenmesi için bu teste başvurabilir.
    7. Besin Alerjisi Olan Çocuklar: Besin alerjisi olan çocuklarda, moleküler alerji testi ile besinlerin içindeki bileşenler saptanarak çapraz reaksiyonların ve alerjinin süresinin anlaşılması hedeflenir. Ayrıca, besinlerin fırınlanmaya duyarlı olup olmadığı da belirlenebilir.
    8. Alerjik Şok Geçirenler: Alerjik şok geçiren çocuk ve yetişkinlerde nedenin belirlenmesi amacıyla moleküler alerji testi uygulanabilir.

    Unutmayın, bu testlerin uygulanması öncesinde bir sağlık profesyoneli ile görüşmek her zaman önemlidir.

    Moleküler Alerji Testi ile Belirlenebilen Alerjenler

    1. Solunum Alerjenleri:

      • Ev tozu akarı
      • Polenler
      • Evcil hayvanlar
      • Arılar
    2. Besin Alerjenleri:

      • Geniş kapsamlı besin alerjileri, özellikle çeşitli gıdaların içinde bulunan alerjenlerin tespiti
    3. Alerjik Maddelerin Bileşenleri (Moleküler):

      • Alerjenik maddelerin moleküler düzeyde incelenmesi, yaklaşık 300 farklı alerjen maddeye odaklanarak (117 özüt, 178 molekül, CCD ve 4 kontrol) bireyin alerji profiline detaylı bir bakış sunar.
    4. IgE Seviyeleri:

      • Test aynı zamanda vücudun alerjik reaksiyonlarını değerlendirmek adına IgE seviyelerini ölçer.

    ALEX2 Moleküler Alerji Testi, bu çeşitli alerjenleri ve bileşenleri kapsayan, çok detaylı bir multiplex alerji testidir. Bu sayede bireyin alerji durumu daha kapsamlı ve spesifik bir şekilde belirlenebilir.

    Sonuç

    Bu yeni geliştirilen, kapsamlı bir alerji testidir. Kandaki nano teknoloji ile gerçekleştirilen bu test, tek bir uygulama ile bireyin tüm alerjilerini detaylı bir şekilde belirlemektedir. Ayrıca, çapraz reaksiyonlara neden olan maddeleri ortadan kaldırarak doğru ve güvenilir bir alerji testi sunar.

    Gerçek alerjileri ve çapraz reaksiyon yapan maddeleri saptayarak daha etkili bir alerji aşısı yapılmasına olanak tanır. Alerjinin şiddeti, ne kadar süre devam edeceği, fırınlamaya karşı duyarlılık düzeyi ve moleküler yayılma gibi faktörleri belirleyerek alerjinin ciddiyeti ve alerji aşısının etkisi hakkında önemli bilgiler sunar.

    Ayrıca, alerjen bileşenlerine karşı olası reaksiyonları belirleyerek hangi besinlere çapraz reaksiyon yapabileceği ve fırınlama işlemiyle alerjinin hafifleyip hafifleyemeyeceği konusunda bilgi sağlar. Test aynı zamanda, hangi alerjik maddelerden oluşması gerektiğini belirleyerek alerji aşısının daha etkili olmasına yardımcı olur. Bu nedenle, alerjinin teşhisi ve tedavisi için önemli bir rol oynayan yeni nesil bir alerji testidir.

    ALEX Moleküler Alerji Testi, geleneksel alerji testlerine göre daha detaylı ve spesifik bir analiz sunarak kişinin alerji profili hakkında değerli bilgiler sağlar. Ancak, test sonuçlarının yorumlanması ve tedavi planının oluşturulması konusunda uzman bir sağlık profesyoneli ile çalışmak her zaman önemlidir.

    Forum: oğluma yapılan alerji testi 149 çıktı, bu nedemek kızlar?

  • Çocuklarda Polen Alerjisi Neden Olur, Nasıl Geçer?

    Çocuklarda Polen Alerjisi Neden Olur, Nasıl Geçer?

    Çocuklarda bahar alerjisi‘nin ana sebebi, bahar döneminde ortaya çıkan polenlerdir. İlkbahar aylarında ortaya çıkan polenler sebebiyle, çocuklarda burun kaşıntısı, burun tıkanıklığı, nezle, hapşırık gibi alerjik nezleler görülmeye başlar.

    Ayrıca gözlerde sulanma, kaşıntı gibi durumlar sonucunda da göz alerjisi belirtileri görülmektedir. Bu tipteki semptomlar, çocuklarda polen alerjisi belirtileri olarak değerlendirilmektedir. Özellikle alerjik yatkınlığa sahip olan çocuklarda, bahar dönemlerinin gelmesiyle ortaya çıkan polenler, bağışıklık sisteminin harekete geçirerek, solunum yolunu etkilemektedir. Böylece çocuklarda göz ve burun iltihaplanmaları oluşmaktadır.

    Çocuklarda Polen Alerjisi Başlangıcı

    Çocuklarda polen alerjilerinin belirtileri, genel olarak bahar mevsiminin ilk ayı olarak nitelendirilen mart ayında ortaya çıkmaya başlar. İlk olarak ağaç polenlerinin ortaya çıkmasıyla kendisini belli eden polen alerjisi, özellikle çocuklar için ciddi riskler doğurabilmektedir.

    Polenler sebebiyle oluşmakta olan alerjik göz nezlesi, çocuk yaşlarda kendisini belli etmeye başlamaktadır. Polenler sebebiyle gözlerde kızarıklık ve sulanma gibi şikayetlerin oluşumu erken teşhis edilmezse, çocukların gözlerini kaybetmesine sebep olabilir. Bu kadar ciddi sonuçlara uzanan rahatsızlık, polen alerjisi ilaçları sayesinde tedavi edilmektedir.

    Çocuklarda Polen Alerjisi Neden Olur, Nasıl Geçer? | 1

    Çocuklarda Polen Alerjisi Tedavisi

    Çocuklarda bahar alerjisinin tedavisi için derhal bir uzmandan yardım almak gerekir. Çocuk ve bebeklerde bahar alerjisi belirtilerinden herhangi birisine rastlanıldığı zaman, mümkünse alerji tedavileri konusunda uzmanlaşmış bir hekim tercih edilmelidir. Çünkü alerjik rahatsızlıkların tedavisi, oldukça zahmetli ve uzun bir süreçten geçmektedir. Çocuklarda polen alerjisinin tedavisi için, bağışıklık destekleyicileri kullanmanın pek faydası yoktur.

    Hastane tarafından yapılacak cilt testleri, kan analizleri ve solunum testleri gibi işlemler sonucunda, alerjinin türü belirlenmelidir. Daha sonrasında ise antihistaminik ilaçlar, kremler ve diğer tedavi yöntemleriyle alerji kontrol altına alınmaya çalışılır. Bebeklerde polen alerjisi belirtileriyle karşılaşmamak adına, erkenden polen alerjisi aşısını yaptırmak akıllıca bir tedbir olacaktır.

    Çocuklarda Bahar Alerjisi

    Çocuklarda bahar alerjisi ilkbahar aylarına girilmesi ile beraber baş göstermeye başlar. Polenlerin havaya yayılması bunun başlıca sebeplerindendir. Burun kaşıntısı, burun tıkanıklığı, nezle, hapşırma, gözlerde sulanma, gözlerde kaşınma gibi belirtiler ile bahar alerjisi ortaya çıkar. Çiçekli bitkilerden ziyade çiçeksiz bitkiler rüzgar yolu ile daha çok polen yaydığından bahar alerjisi için daha tehlikelidirler.

    çocuklarda bahar alerjisi
    çocuklarda bahar alerjisi

    Bahar Alerjisi Tanısı Nasıl Koyulur?

    Öncelikle bahar alerjisi olan bir çocuğun göstermesi gereken çeşitli belirtilerden bazıları şunlardır:

    • Bahar aylarında sık sık nezle olunması
    • Sık sık hapşırma durumu
    • Nefes darlığı gibi astım belirtilerinin görülmeye başlanması
    • Sık sık burun kanaması
    • Göz alerjisinin belirtilerinin görülmesi
    • Burunda ve kulakta kaşıntı olması
    • Verimsiz uyku uyunduğu için sürekli yorgunluk ve halsizlik hissedilmesi

    Bu belirtilen görülen çocuğa bir an önce tanı konması gereklidir. Çünkü tanı konmadığı ve tedavisine başlanmadığı sürece bahar alerjisi; gözde, burunda ve akciğerlerde hasarlar oluşturmaktadır. Tanı ise alerji testi yapılarak koyulur. Bu testler cilt üzerinden yapılmaktadır. Her yaşa göre yapılacak test değişmektedir. Fakat alerji testi yenidoğandan başlamak üzere, her yaş grubundan kişinin yaptırabileceği bir testtir.

    Bahar Alerjisinin Tedavisi Nasıldır?

    Öncelikle bahar alerjisi olan bir çocuğunun alerjisi olmasını engelleyebilmek için alerjeni ortadan kaldırmak gereklidir. Dolayısı ile alerji testi sonucunda alerjisinin olduğu saptanan alerjenden uzak durmalıdır. Buna ek olarak ilaç tedavisi veya aşı tedavisi de görebilir.

    İlgili Konular;

    Alerjik Çocuklarda Grip Nasıl Geçer? Tıklayın !

    Bebeklerde Alerji Nasıl Önlenir? Tıklayın !

    Bebeklerde Alerji Yapan Besinler Nelerdir? Tıklayınız

    Bebeklerde Gıda Alerjisi Nedir? Nasıl Tedavi Edilir? Tıklayınız

    Çocuklarda Grip Nasıl Geçer? Tıklayın !

  • Süt Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?

    Süt Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?

    Süt alerjisi; süt proteinlerine karşı alerji antikorlarının üretilmesi ve iltihap hücrelerinin aktif hale gelmesi sonucu vücudun reaksiyon göstermesidir. Bağışıklık sisteminin devreye girmesi ile ortaya çıkar. İnek sütünün içerisinde toplamda 25’ten fazla alerjiye neden olabilecek protein vardır. Süt alerjisi olanların vücudu, bu proteinlerin birine veya birden fazlasına karşı reaksiyon göstermektedir.

    Süt Alerjisinin Belirtileri Nelerdir?

    Süt alerjisinin belirtileri kişiden kişiye göre değişkenlik göstermektedir. Fakat en çok görülen belirtiler şunlardır:

    • Mide ve bağırsak rahatsızlıklarının görülmesi
    • Ağız ve boğazda kaşıntı olması
    • Solunum rahatsızlıklarının ortaya çıkması ve mukozada şişkinlik
    • Küçük çocuklarda kurdeşen veya egzama alevlenmesi

    Tanı koymayı güçleştirecek geç belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler 7 ile 10 gün gibi bir süre içerisinde ortaya çıkar ve karın ağrısı, şişkinlik, geğirti, hırıltı, kabartı, kızartı, döküntü gibi belirtilerdir.

    Süt Alerjisinden Kimler Etkilenir?

    Süt alerjisinden en çok etkilenenler küçük çocuklardır. Norveç’te yapılan bir araştırmaya göre 0-3 yaş arası çocukların yaklaşık %2’sinde süt alerjisi vardır.

    süt alerjisi nedir
    süt alerjisi

    İnek Sütü Proteini Alerjisi Nedir?

    İnek sütü, özellikle çocuklarda en önemli ve en yaygın alerjik besin türüdür, çünkü inek sütü çocuklarda diyette birincil besindir. İnek sütü proteinleri bazı bireylerde deride, sindirim ve solunum sisteminde hassasiyet reaksiyonlarına neden olabilmektedir. Bu durum; inek sütü intoleransı veya inek sütüne karşı aşırı duyarlılık olarak da isimlendirilmektedir.

    İnek Sütü Alerjisi Genelde Hangi Yaş Grubunda Görülür?

    İnek sütü proteini alerjisi çoğunlukla bebeklerde ve çocuklarda görülmektedir. İnek sütü proteinlerine bağlı alerjik reaksiyonlar yaşamın ilk haftalarında, ortalama 3. ayda başlamakta ve bağırsağın fonksiyonel ve morfolojik yapısının gelişmesi sonucu 2-3 yaşlarında ortadan kalkmakta ve şikayetler git gide azalmaktadır. Yeni doğan bebeklerde sıklıkla görülmesine karşın, son dönemlerde yapılan çalışmalar süte karşı duyarlılığın yetişkinlerde de oldukça yaygın olduğunu göstermektedir.

    İnek sütü proteini alerjisi laktoz intoleransı ile karıştırılmamalıdır. Süte karşı reaksiyon iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Bunlar:

    1-) Laktoz intoleransı yani; laktaz enziminin eksikliğinden (veya yokluğunda) ileri gelen duyarlılık,
    2-) Süt proteini intoleransı gibi immünolojik mekanizma tarafından oluşturulan süt duyarlılığıdır.

    Laktoz intoleransı kısaca nedir?

    Laktoz intoleransı; laktaz enzimi yetersizliği veya yokluğu nedeniyle laktozun sindirilememesi nedeniyle süt tüketiminin ardından kişide karın bölgesinde ağrı, şişkinlik, bulantı ve ishal gibi gastrointestinal semptomların görülmesidir. Laktozsuz süt tüketilebilir.

    Çocuğumun İnek Sütüne Alerjisi Olduğu Nasıl Anlarım?

    Sağlıklı olan bir bebekte inek sütü verilmeye başlandıktan sonra ishal ve kusma gözlenirse, bazen dışkısında kan varsa ve çocukta huzursuzluk ve ağlama varsa ilk olarak inek sütü alerjisi akla gelmelidir. İnek sütü alerjisinde ailesel geçmişin de önemli rolü vardır.

    Yapılan birçok çalışmada; inek sütü proteinine intolerans (duyarlılık) gösteren birçok bebekte soyaya, buğdaya ve yumurta proteinlerine de duyarlılık gelişebildiği görülmüştür. Bu noktaya önemle dikkat edilmelidir.

    Çocukta büyüme ve gelişmeyi engellemeden tanının konması çok önemlidir.
    Bebeğinizin / çocuğunuzun inek sütü proteini alerjisi olduğunu düşünüyorsanız hemen doktorunuza ve diyetisyeninize başvurun.

    İnet Sütü Yerine Ne Kullanılabilir?

    Anne sütü ile beslenen bebeklerde annenin tükettiği süt ve süt ürünleri emzirme yolu ile bebeğe geçerek alerjiye yol açmaktadır. Bu durumda anne sütü ile beslenmeye devam edilmesi, ancak annenin diyetinden süt ve süt ürünlerinin tamamen çıkarılması önerilmektedir. Anneyi kalsiyum eksikliğinden korumak için medikal destek önerilmeli ve diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenmelidir.

    Bebeklerde Süt Alerjisi Olanlar Ne Kullanabilir?

    İnek sütü alerjisi olan bebeklerde soya proteini ve keçi sütü alerjisi de birlikte olabileceğinden annenin diyetinden bu grup ürünlerde çıkarılmalıdır. Tereyağı ve margarin yerine bitkisel yağlar tercih edilmeli, krema, süt tozu, sütlü bisküviler, sütlü makarnalardan kaçınılmalıdır. Pirinç sütü, yulaf sütü ve hindistancevizi sütü, inek sütü yerine kullanılabilir.

    Süt Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? | 2
    İnek Sütü Alerjisi

    Bebeklerde Süt Alerjisi Ne Zaman Geçer?

    İnek sütü alerjisi saptanan bir bebeğe 12-18 ay süre ile inek sütü içeren gıdalar ve inek sütü bazlı mamalar verilmez, özel mamalar ile beslenmesi desteklenir. Bu sürenin sonunda tekrar inek sütü verilmeye başlanarak belirtilerin ortaya çıkıp çıkmadığı gözlenir. İnek sütünü tolere etmeye başlama süresi bebekten bebeğe değişiklik göstermektedir. Çocukların %56’ sında 1 yılda, %77’ sinde 2 yılda, %87’ sinde 3 yılda inek sütüne tolerans gelişmektedir.

    Alerji saptadığımız bir bebekte inek sütünü diyetten ne kadar elimine edebilir ve bebeği bu alerjen maddeden ne kadar çok koruyabilirsek, tolerans gelişmesi ve iyileşme süreci de o kadar çabuk olacaktır.

    Süt ile İlgili Konular;

  • Alerjik Çocuklarda Nelere Dikkat Edilmelidir?

    Alerjik Çocuklarda Nelere Dikkat Edilmelidir?

    Alerjik çocuklarda önemli olan noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Özellikle bahar aylarında meydana çıkan polenlerle birlikte alerjik reaksiyonlar göstermeye başlayan çocuklar, ailelerin sıkı gözetimi altında tedavi edilmek zorundadır. Çocukların birçok dış etken sonucu hastalanması sebebiyle, akıllara alerji olan çocuğa ne yapmalı türünde sorular belirmektedir. Diğer çocuklara nazaran daha hassas bir bünyeye sahip olan alerjik çocuklar, ailelerin ihmali ve doktorların direkt olarak antibiyotik tedavisi uygulaması sonucu, daha kötü durumlara düşmekte, daha zorlu hastalıklarla karşı karşıya kalmaktadır.

    Çocuklarda Neden Alerji Oluşur?

    Çocukların alerjik olmasının asıl sebebi, bağışıklık sisteminde meydana gelen zayıflıklardır. Çocukların alerjen bir yapıya sahip olmasında, genetik yatkınlık önemli bir etken sayılmaktadır. Bunların haricinde;

    • Çocuğun bulunduğu ortamdaki hava kirliliği,
    • Ortamdaki toz yoğunluğu,
    • Doğadan uzak kalmak,
    • Nemli hava,
    • Ek gıdaların normal zamanından erken ya da geç verilmeye başlanması, çocukların alerjen etkiler uyandırmaktadır.

    Alerjik Çocuklarda Nelere Dikkat Edilmelidir? | 3

    Alerjik Çocuklarda Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

    Alerjik çocukların tedavisinde dikkat edilmesi gereken çeşitli noktalar bulunmaktadır. Bu noktalara dikkat edilmesi sonucu, çocuklarda görülen alerjik reaksiyonlar azalmaya başlayacaktır. Alerjik çocukların iyileşmesi adına dikkat edilmesi gereken noktalar şu şekilde sıralanabilir:

    • Evdeki Nem Seviyesi: Alerjik çocukların bulunduğu ortamdaki nem seviyesini azaltmak için önlemler alınmalıdır. Fazla nem alerjik etmenleri tetikleyebilir.
    • Halılar: Özellikle ev tozu alerjisine sahip olan çocukların odasında, kesinlikle halı bulunmamalıdır. Ayrıca odada yer alan fazla eşyalar, büyük kıyafet dolapları ve yüklü kitapların varlığı, çocuğun alerjisini tetikleyecektir.
    • Evcil Hayvanlar: Hayvanlara ve hayvan tüylerine karşı alerjisi bulunan çocukların, evcil hayvanlardan özellikle de alerjisini tetikleyen hayvanlardan uzak tutulması gerekmektedir. Mümkünse evde hiçbir evcil hayvan bulundurulmamalıdır.
    • Hazır Gıdalar: İçerisinde katkı maddelerini barındıran yiyecekler, çocukların alerjilerini daha da fazlalaştıracaktır. Bağışıklık sistemiyle doğrudan alakalı olan alerji, bağışıklıkta meydana gelen her zayıflıkta ortaya çıkacaktır. Çocuklar İçin Bağışıklık Sistemi Güçlendiren Özel Karışımlar İçin Tıklayın !
    • Sigara: Sigara dumanı, tüm alerjileri tetiklemekte olan tehlikeli bir maddedir. Sadece alerjisi olan çocukların değil, tüm çocuk ve bebeklerin bulunduğu ortamda sigara içmekten kaçınılmalıdır.

    Çocuklarda Polen Alerjisi Neden Olur, Nasıl Geçer? Tıklayın !

    Alerjik Çocuklarda Grip Nasıl Geçer? Tıklayın !

    Bebeklerde Alerjik Egzama Nedir, Nasıl Geçer? Tıklayın !

    Bebeklerde Alerji Yapan Besinler Nelerdir? Tıklayınız

    Bebeklerde Gıda Alerjisi Nedir? Nasıl Tedavi Edilir? Tıklayınız

  • Alerjik Çocuklarda Grip Nasıl Geçer?

    Alerjik Çocuklarda Grip Nasıl Geçer?

    Alerjik çocukların grip olması normal çocuklara göre daha büyük olasılıktadır. Uzmanların görüşüne göre, alerjik olan çocukların solunum yolu enfeksiyonuna yakalanma risklerinin, normal çocuklara göre daha fazla olduğu belirtilmektedir. Aynı şekilde alerjik çocuklar normal çocuklara göre daha çabuk grip olmaktadır. Gribin alerjileri tetiklemesi sebebiyle, grip olan alerjik çocuklar aynı zamanda alerjiye de yakalanmaktadır. Bu durum çocuğun savunma sistemini zayıflatmaktadır. Alerjik çocuklarda görülmekte olan gripte yüksek ateş ve nezle gibi bulgularla karşılaşılabilir. Yapılması gereken ilk şey, çocuğun savunma sistemini güçlendirecek besinler ve karışımlarla, çocuğun beslenmesini sağlamak ve grip olma riskini azaltmaktır.

    Alerjik Çocuklarda Grip Aşısının Önem

    Alerjik çocuklarda için grip aşısı, normal çocuklardan daha önemli bir noktada yer almaktadır. Özellikle solunum yolu alerjisini bulunan çocukların, mutlaka grip aşısı olması gerekmektedir. Çocuklarda grip ve soğuk algınlığı ilaçlarının etkisi bir yere kadar yetmektedir. Grip aşısı, gribin yayılmasını önlemek, ağır komplikasyonlar sebebiyle ölümlerin önüne geçmek, grip salgının uzun süreyle devam etmesi sonucu oluşacak grip mutasyonlarını, hastaneye yatma ve yoğun bakma girme ihtiyacını azaltmak, çocukların okula devamlılığını sağlamak ve alerjik sebeplerden dolayı gribin daha da zorlu geçmesini önlemek için oldukça önemlidir. Ancak yumurta ve tavuğa alerjisi bulunan çocukların, kesinlikle grip aşısı olmaması gerekmektedir.

    Alerjik Çocuklarda Grip Nasıl Geçer? | 4

    Çocuklarda Grip Aşısı Ne Zaman Yapılmalıdır?

    Alerjik çocuklara grip aşısının mutlaka salgın başlamadan önce yapılması gerekmektedir. Grip aşısının etkisinin ortaya çıkması adına, en az 2-3 hafta kuluçka dönemi geçirmelidir. Bu sebeple sonbaharda özellikle de ekim ayında aşının yapılması gerektiği, doktorlar tarafından belirtilmektedir. Alerjik çocuklarda gribe iyi gelen karışımlar kullanılabilir, ayrıca şu yöntemlerin uygulanmasıyla gribin başlaması engellenebilir:

    • Grip olmuş kişilerle çocuğun yakın temas etmesinin önlemek
    • Çocuğun evde dinlenmesini sağlamak
    • Çocuğa maske takmak
    • Çocuğun ellerini sürekli yıkamak

    Bebeklerde Alerji Nasıl Önlenir? Tıklayın !

    Bebeklerde Alerji Yapan Besinler Nelerdir? Tıklayınız

    Bebeklerde Gıda Alerjisi Nedir? Nasıl Tedavi Edilir? Tıklayınız

    Çocuklarda Grip Nasıl Geçer? Tıklayın !