Etiket: aile

  • Evlilik Kavgalarında Hürrem Sultan Örnek Alınmalı

    Evlilik Kavgalarında Hürrem Sultan Örnek Alınmalı

    Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan’ın, çatışmalı evlilik yaşayan çiftler için örnek alınabilecek davranışları olduğunu kaydederek, “Hürrem Sultan gibi, eşler evlilikte yaşanan sorunları çözmek için sürekli çatışmaya girmek yerine karşı tarafın olumsuz özelliklerini bir kenara bırakıp olumlu özelliklerine odaklanmalı ve duygularına hitap etmelidir” önerisinde bulundu…

    “Muhteşem Yüzyıl” dizisiyle Türkiye’de en çok konuşulan tarihi karakterlerden olan Hürrem Sultan, bilim insanlarının da gündeminde.

    Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan, evliliğin insan hayatını etkileyen en önemli kararlardan biri olduğunu belirtti.

    “Akıllı Davranmak Kadına Düşüyor”

    Evlilikte doğru ilişkiyi bulmak kadar evliliğe nasıl bir anlam yüklendiği ve beklentilerin de son derece önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tarhan, sürekli çatışma yaşayan ancak çözüm üretemeyen çok sayıda çiftin olduğuna dikkati çekti.

    Tarhan, “Böyle durumlarda iki tarafın da tutumunu değiştirmemesi daha da büyük çatışmalara hatta boşanmalara kadar gidebiliyor. Sürekli tekrarlanan çatışmaların önüne geçmek için taraflardan birinin yöntem değiştirmesi, durumu çözüme kavuşturur. Gerek kültürel yapımız gerekse aile içindeki rol dağılımı bu konuda akıllı davranmayı kadına yüklüyor” ifadelerini kullandı.

    Çatışmalı Evliliklerde “Hürrem Sultan” Modeli

    Çatışmalı evlilikte, Osmanlı tarihinin önemli kişiliklerinden Hürrem Sultan’ın yaklaşımına işaret eden Prof. Dr. Tarhan, şunları kaydetti:

    “Siyasi sonuçlarını bir kenara bırakırsak Kanuni Sultan Süleyman gibi padişahı avucunun içine alabilen Hürrem Sultan, alttan alarak erkeğini yönetmeyi ve yönlendirmeyi başarabilmiş bir kadındır. Tarihteki bazı kaynaklara göre Kanuni, kendisine isyan eden Hürrem Sultan’ın oğullarından birinin idam edilmesine karar verir. Hürrem Sultan oğlunu kurtarmak için Kanuni’ye ‘Sen ne biçim babasın, oğlunu nasıl öldürmeyi düşünürsün?’ demek yerine, ‘Yüksek ruhlarda kin barınmaz, sen yüksek ruhlu bir insansın, affet oğlunu’ demiş, Kanuni de bu sözlerden etkilenerek oğlunu affetmiştir. Burada Hürrem Sultan, Kanuni’nin olumlu özelliklerini ön plana çıkararak beklenmedik bir şekilde onun kararını değiştirmeyi başarmıştır.“

    Birçok sorunu çözmek için güzel söz söylemenin bile yeterli olduğunu anlatan Nevzat Tarhan, “Tıpkı Hürrem Sultan gibi, eşler evlilikte yaşanan sorunları çözmek için sürekli çatışmaya girmek yerine karşı tarafın olumsuz özelliklerini bir kenara bırakıp olumlu özelliklerine odaklanmalı ve duygularına hitap etmelidir. Güzel söz sevgiyi artırır. Güzel konuşmak için de insanın önce güzel görmesi gerekir. Güzel sözler ise iyi ilişkiler kurar, pozitif çekim oluşturur” ifadelerini kullandı.

  • Ailelerin Onaylamadığı Evliliklerin Ömrü

    Ailelerin Onaylamadığı Evliliklerin Ömrü

    Evleneceğiniz insanın ailesini ya da kendi ailenizi silip atamazsınız. Ancak onların da görüşünü alarak mutlu ve huzurlu bir evlilik yapabilirsiniz. Mutlu bir evlilik için evlenecek kişilerin anlaşması kadar ailelerinin onayı da önemli. “Biz anlaştık, ailelerin ne dediği önemli değil!” diyerek evlenen çiftler, hayat şartlarının acımasızlığı ve beklentilerin karşılanmaması yüzünden kısa sürede ayrılıyor.

    Ailelerin rızasını almadan veya yok sayarak gerçekleştirilen evliliklerin ömrünün çok kısa olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, aile rızası olmadan gerçekleştirilen evliliklerin yarıdan fazlasının ilk bir yıl içinde boşanmayla sonuçlandığını bildiriyor.

    Erciyes Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Yıldız Özkan Dereli, ailelerden biri veya ikisinin evlenme kararına karşı çıkması sonrasında yeni evliler için önü alınamayacak sorunların başladığına dikkat çekti. Aile ve çocukların birbirlerini anlayıp dinlemeye çalışmaları gerektiğinin altını çizen Dereli, aksi takdirde evlilikten kısa bir zaman sonra aile içi şiddet ve geçimsizlikle boşanmaların yaşandığını söyledi.

    Evlilikte doğru eş seçiminin çok önemli olduğunu dile getiren Dereli, “Bireyler yalnız yaşamaya göre değil, topluluk içinde diğer insanlarla birlikte yaşamaya uygun şekilde programlanmıştır. İnsanların kendi cinsleriyle kurdukları ilişkilerin yanında karşı cinsle ilişki kurmaya da ihtiyacı vardır. Beraberliklerin daha kabul görmesi için, din ve toplum tarafından onaylanan bir hale gelmesi için evlilikte bazı kurallara uyulması gerekir.” dedi.

    Kişinin ne aradığını bilmeden, neyin kendisi için önemli olduğunu düşünmeden eş seçimine karar vermesinin durumu şansa bırakmak anlamına geleceğini anlatan Dr. Dereli, kişilerin kendini çok iyi tanıması ve evleneceği kişide aradığı özellikleri belirlemesi gerektiğini kaydetti. Mutlu ve uzun ömürlü bir evlilik için kişi kendine öncelikle şu soruları sorup cevaplarını alabilmeli:

    “Ben kimim? Nasıl bir hayat istiyorum? Hayatımda neler yapmak istiyorum? Güçlü ve zayıf yönlerim neler? Hayatta benim için önceliği olan şeyler nelerdir? Neler beni mutlu ediyor? Nelerden hoşlanıyorum? İnsanlarda aradığım özellikler neler? Bunlar benim için neden önem taşıyor? Hangi tür özellikleri olan insanlarla daha iyi anlaşıyorum? Hangi tür özellikleri olan insanlarla anlaşamıyorum veya tahammül edemiyorum?”

    Kişinin evlenmeyi düşündüğü kişiye ilişkin duygu ve düşüncelerini birlikte ve ayrı iken değerlendirmesinde de çok büyük fayda var. Evlenilecek kişinin fiziksel özelliklerini nasıl bulduğu, beğenip beğenmediği önemli. Özellikle bu durum erkekler tarafından vazgeçilmez bir öncelik olarak algılanıyor.

    Benzer veya yakın eğitim düzeyine sahip olmak ve karşılıklı sosyo-ekonomik düzey de anlaşma ve uyum için önemli. İnsanlar yıllarca içinde yaşadıkları, kişiliklerinin temel taşlarını oluşturan ailelerinden kazandıkları izleri, evlilik yaşantılarında da devam ettirmek isterler. Bu nedenle benzer ailelere sahip eşler daha kolay anlaşabiliyor. Evlenecek kişilerin dinî inancı ve siyasi görüşlerindeki farklılık özellikle karşı görüşlere karşı hoşgörüsüz katı bir tutum da varsa sorun yaşama ihtimali oldukça yükseliyor.

  • Geleceğiniz hakkında iyimser misiniz?

    Geleceğiniz hakkında iyimser misiniz?

    İyi düşünmek, olumsuz düşünceleri savmak ve duygularınızla deneyimleriniz sayesinde baş etmek… Tüm bunları yaparken, geleceğiniz konusunda ne kadar iyimser olduğunuzu ölçmeye ne dersiniz?

    1- Bir iş arkadaşınız size bir aile partisi için çok heyecanlandığını söyledi, ne düşünürsünüz?
    ★ Benimle böyle heyecanlı şeyleri paylaşması çok hoş.
    ● Neyi kanıtladığını sanıyor?
    ▲ Bu akşam bizim de bir akşam yemeğimiz var! İyi ki söyledin.
    ■ Bana bunları niye anlatıyor, ben onların hiçbirini tanımıyorum…

    2- Çalıştığınız şirketin pek de kolay olmayan bir lokasyonuna transfer olduğunuzu öğrendiniz. Ne dersiniz?
    ▲ Bu gidişle işten ayrılacağım.
    ● Bu çok saçma bir fikir, olduğum yerde iyiyim.
    ■ Bu çok ilginç bir değişiklik olabilir.
    ★ Ofisimi yeniden organize ederim!

    3- Boş bir akşamınız var; siz:
    ★ İşten erken çıkıp partnerinizle buluşursunuz.
    ● Sessiz bir akşam olması için plan yaparsınız.
    ■ Hemen bir arkadaşınızla program yaparsınız.
    ▲ Boş bir vaktiniz olduğu için mutlu olur, epeydir beklediğiniz dinlenme fırsatını değerlendirirsiniz.

    4- Bir arkadaşınızın randevusu var ve o çok gergin, ne yaparsınız?
    ★ Rahatlaması için mekan değişikliğine ikna edersiniz.
    ● Hiç ümitlendirmezsiniz çünkü zaten her zamanki gibi sıradan bir randevu olacak.
    ▲ Onu son dakikaya kadar rahatlatmaya çalışırsınız.
    ■ Ondan daha fazla heyecanlanırsınız.

    5- Doktorunuza gittiniz, tam içeri girerken sizin gibi henüz gelen birileri olduğunu gördünüz ve içeride bir boş sandalye var:
    ● Bu kadar insan burada ne yapıyor diye merak edersiniz.
    ★ Oturacak bir yer olduğuna çok sevinirsiniz.
    ▲ Çok beklememeyi umut edersiniz.
    ■ Ayrılır, sonra gelecek şekilde randevu alırsınız.

    6- Tam da özel bir randevunuz varken, çok uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaşınız buluşmak için sizi aradı. Siz:
    ● Niye daha önce haber vermediğini merak edersiniz.
    ▲ Önce biriyle görüşüp sonra diğeri için zaman kazanıp kazanamayacağınızı hesap edersiniz.
    ■ “Harika sürpriz!” dersiniz.
    ★ Uzun zaman sonra görüşeceğiniz için heyecanlanırsınız.

    7- Ailenizi akşam yemeğine davet ettiniz ve anneniz yemekten hemen sonra bulaşıkları yıkamaya başladı. Siz:
    ▲ Ona kendinizin yapabileceğini anlatırsınız.
    ● Asıl sorun, neyin nereye konacağını bilmiyor olması diye düşünürsünüz.
    ★ Bir taraftan konuşurken siz de kurulamaya yardım edersiniz.
    Annenizin mutfağa girmesine ve bulaşıkları yıkamasına izin verirsiniz.

    8- Günün en güzel anı hangisiydi?
    ● Bu sabah, alarm çalmadan hemen önce.
    ▲ Bu akşam, eve geldiğinizde.
    ★ Önemli bir görüşmede, iş yerinde.
    ■ İş için kısa bir seyahatiniz olacağının size bildirildiği an.

    9- Partnerinizle tanışmanızın yıldönümü. Siz:
    ■ Kutlama için bir şeyler organize edersiniz.
    ▲ Gerçekten böyle bir şey isteyip istemeyeceğinizi düşünürsünüz.
    ★ Planladığınız akşamı dört gözle beklersiniz.
    ● Partnerinizin unutacağını düşünürsünüz.

    10- Bir arkadaşınız kır evinde vakit geçirmek için sizi davet ediyor. Siz:
    ■ Kibarca şehirde olmayacağınız için sıkılacağınızı söylersiniz.
    ★ Memnuniyetle kabul edersiniz.
    ▲ Huzursuzluğunuzu saklayarak kabul edersiniz.
    ● Bir bahane bulup reddedersiniz.

    11- Arkadaşlarınız hakkında genel olarak ne düşünüyorsunuz?
    ★ Hepsini seviyorsunuz.
    ● Sizi anlamadıklarını düşünüyorsunuz.
    ■ Aynı moddasınız.
    ▲ Onlar sizin hakkınızda gerçekten ne düşündüklerini hiçbir zaman söylemezler.

    12- Yarın sabah bir uçuşunuz var, bavulunuzu ne zaman toplarsınız?
    ■ Yarın sabah.
    ▲ Hiçbir şeyi unutmamak için hemen toplarsınız
    ★ Akşam yemeğinden önce, acele etmeden.
    ● Ne koyacağınıza havanın nasıl olduğunu bilmediğiniz için hemen karar vermezsiniz.

    13- Arkadaşınızdaki akşam yemeğinden dönüşte merdivenden iniyorsunuz. Siz:
    ★ Bu anların tadını çıkarırsınız.
    ● Hemen eğlenceli bir şeyler hatırlayıp komik bir hava yaratırsınız.
    ▲ Merdiven yerine asansör olup olmadığını sorarsınız.
    ■ Üşendiğinizden eve dönmezsiniz.

    14- Bir arkadaşınıza çok ciddi bir hastalık teşhisi konulduğunu öğrendiniz. Siz:
    ★ Gidip onu görürsünüz.
    ▲ Onun öleceğini düşünürsünüz.
    ■ Şoka girersiniz.
    ● Bu kadar bahtsız olmasına inanamazsınız.

    15- Önemli bir proje hakkında görüşlerinizi almak istiyorlar. Siz:
    ● Ekstra bir çalışma yaparsınız.
    ■ Birçok iş konusunda size bir şey sorulması hoşunuza gider.
    ★ Ötekilerin de fikirlerini alırsınız.
    ▲ Aklınızı burada kullanıp kullanamayacağınızı (ne katacağınızı) düşünürsünüz.

    Değerlendirme
    İşte skorunuzun sizin hakkınızda söyledikleri:
    ● DAİRELER ÇOĞUNLUKTAYSA:
    Mutluluk konusunda kuşkucusunuz

    Gerçek sizin için çok incitici ve acı verici. Sürekli hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Birçok şeyin yanlış gittiğini düşünüyorsunuz. Ama ne zaman bu konuda arkadaşlarınıza yakınsanız, sürekli şikayet eden biri olduğunuzu düşünüyorlar, kısacası sizi anlamadıklarını biliyorsunuz.

    Önerimiz: Artık kendinize yarayacak doğru ve olumlu şeyleri düşünmelisiniz. Kendi hatalarınızın kurbanı olmayın, yeni bir çerçeveden hayata bakın.

    ■ KARELER ÇOĞUNLUKTAYSA:
    Mutluluk için macera arıyorsunuz

    Sizin için arkadaşlarla olmaktan daha keyifli bir şey yok! Varsa yoksa onlar… Hele birlikte yaptıklarınızı anımsamaksa büyük bir keyif. Çünkü bunca kalabalık ve etrafınızdaki hareketlilik size yaşadığınızı ve canlı olduğunuzu hatırlatıyor. Rutinden nefret ediyorsunuz ve bu olmasın diye elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuz. Aslında siz hep düzenli bir değişimden yanasınız, bu yüzden de hayatınız çok çarpıcı görünüyor.

    Önerimiz: Mutluluğun anlamı sizin için çarpıcı olmakla eşdeğer. Bu şekilde mutlu olmak kendinizi daha büyük ve güçlü hissetmenizi sağlıyor. Ama normalde olması gereken bu mu? Mutlu olmak için sürekli bir maceraya atılmanın bir anlamı yok. Hiçbir yere gitmeden de olduğunuz sadelikle mutlu olmanız mümkün. Küçük şeylerle de keyifli olmayı, mutlu kalabilmeyi öğrenmelisiniz.

     

    ▲ ÜÇGENLER ÇOĞUNLUKTAYSA:
    Mutluluğu düşünemeyecek kadar meşgulsünüz

    Hareketleriniz şüpheli, kendinize güveniniz yok ve en önemlisi de kendinize karşı dürüst değilsiniz. Bir şeyin gelip bütün planlarınızı alt üst etmesinden çok korkuyorsunuz. Bu da mutlu olmanızı engelliyor ve daha küçük şeyleri kontrol ederek meşgul olup duruyorsunuz.

    Önerimiz: Her zaman kontrol halinde yaşayan bir organizma olduğunuz için beklenmedik olaylara karşı savunmasız kalıyorsunuz. Birçok şey için artık endişelenmekten vazgeçin, sonunda işlerin olacağına varacağını çoktan öğrenmiş olmalısınız. Rahatlayın ve olayları akışına bırakarak olacakları izleyin.

    ★ YILDIZLAR ÇOĞUNLUKTAYSA:
    Anında mutluluğu yaşıyorsunuz

    Küçük keyifleri başkalarıyla ve anında paylaşmayı çok seviyorsunuz. Günden zevk almayı ve kötü şeyleri düşünmemeyi bu sayede günü huzurlu geçirmeyi öğrenmişsiniz. Gerçeklerle her zaman yüz yüze gelmeye cesaretli olduğunuz için beklenmedik olaylar sizi yıpratmıyor ve kontrolünüzü hemen kaybetmiyorsunuz. Günün güzel yanlarının tadını çıkarırken zor taraflarının da olduğu gerçeği aklınızın bir köşesinde her zaman oluyor.

    Önerimiz: Hayatın her anından keyif almaya kendinizi şartlandırmışsınız. Ünlü psikoterapist Roger Vittoz, ister isteyelim ister reddedelim, iyi ya da kötü içimizdeki enerjinin dışarı çıkmasının daha doğru olduğunun altını çiziyor. Böylece olumlu düşüncelerinizi dünyayla paylaşarak hem insanlara hem de diğer canlılara enerjinizi verebilirsiniz. Her şeyi kendinize saklamayın, paylaşımcı olun.

  • Boşanma Kararı Çocuğa Nasıl Açıklanmalı?

    Boşanma Kararı Çocuğa Nasıl Açıklanmalı?

    Çocuğunuzun boşanma kararınızından en az şekilde etkilenmesini istiyorsanız, bunlara dikkat edin…

    Günümüzde birçok anne ve baba boşanmaya karar verdikten sonra bu durumu çocuğuna nasıl açıklayacağını bilemediğinden yanlış sonuçlara yol açabiliyor. İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil, boşanmaya karar veren ebeveynlerin bu süreçte çocuklarıyla ilgili nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda öneriler verdi.

    Boşanmaya karar veren çiftler, bu kararlarını çocuklarına nasıl açıklamalı? Bu süreçte nasıl hareket etmeli, hangi davranışlarına dikkat etmeliler? İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil, anne ve babalara bu konuda tavsiyelerde bulundu.

    Ortak bir dil ve dürüstlük

    Çiftlerin boşanmaya karar verdikten sonra bunu çocuğa birlikte anlatmaları gerektiğini söyleyen İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil; “Eğer ayrı ayrı konuşarak açıklamaları gerekiyorsa da ortak bir dil kullanmalı ve en önemlisi dürüst olmalılar. Dürüst olmak için boşanmanın bütün detaylarını çocuğa anlatmak gerekmez. Özellikle küçük yaşlardaki çocuklara boşanmayı anlatırken, onların anlamlandırabileceğinden daha detaylı bilgiler vermek kafalarının karışmasına sebep olur. Anne ve baba birlikte “Artık eskisi kadar iyi anlaşamıyoruz” şeklinde bir açıklama yapabilir.” dedi.

    “Anne ve babalar boşanma kararlarını açıkladıklarında, çocuk bu durumun onun hayatında nasıl bir değişikliğe yol açacağını bilmek ister.” diyen Sevil; “Belirsizlik, çocuklarda kaygı, korku ve endişe uyandırır. Anne babalar, onun hayatında nelerin aynı kalacağını, nelerde nasıl bir değişiklik olacağını somut örneklerle çocuğa açıklamalıdır.” diye konuştu.

    Çocuğu mesaj iletmek için kullanmayın!

    Özden Sevil, anne ve babaların çocuklarına yapacakları açıklamayla ilgili olarak şu önerileri ekledi: “Birbirlerini suçlamadan açıklama yapmalı ve çocuğu taraf tutmak durumunda bırakmamalıdırlar. Anne ya da baba karşı tarafı suçladığında ya da “annen/baban beni artık sevmiyor”, “annen/baban ayrılmak istedi” gibi açıklamalar yaptıklarında çocuklar ister istemez bir tarafı tutmak zorunda kalırlar ve her çocuk için bu ağır bir yüktür. Ayrılık sonrası görüşmelerde anne ve baba çocuğu arada laf taşıyan bir konuma düşürmemeli, çocuk aracılığı ile diğer ebeveyne mesaj iletmemelidirler.”

    Çocuğun her detaydan haberi olmamalı

    Boşanmanın çocuk açısından en önemli sonuçlarından biri de kuşkusuz velayet konusu. Velayetle ilgili karar sürecinde çocuğa, kimde kalmak istediği gibi bir soru sorulmaması gerektiğini söyleyen İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil; “Bu kararın sorumluluğu anne ve baba olarak yetişkinlere aittir. Hiçbir çocuk anne ya da babası arasında bir tercih yapmaya zorlanmamalıdır. Okul öncesi ya da ilkokul dönemindeki çocuklara onların anlamlandırabileceği şekilde açıklama yapılmalıdır. Örneğin; “Okula gittiğin günlerde annenin/babanın yanında kalacaksın. Okulun tatil olduğu günlerde benim yanımda kalacaksın” gibi. Ergenlik dönemindeki çocuklar, velayetin ne demek olduğunu merak edebilir ve sorular sorabilirler. Anne-babalar bunun yasal öncelikle ilgili olduğunu, anne ve babalık olarak bir değişiklik anlamına gelmediğini ve yetişkin olarak, bu konuyla ilgilendiklerini söyleyebilirler.” dedi.

    Özden Sevil velayet konusu ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Velayetin anne ya da babada olması halinde, diğer ebeveynle çocuğun görüşmesi düzenli aralıklarla ilerlemelidir. Eğer belirlenen günde çocuğu görmeye gelemeyecekse anne/baba bunu önceden haber vermelidir. Anne ya da baba şehir dışındaysa ya da uzakta yaşıyorsa internetten görüntülü konuşma, telefon gibi araçlarla iletişim devam ettirilmelidir. Eğer anne ya da babanın yeni bir ilişkisi söz konusuysa, çocuğa anne/babanın birlikte olduğu partneri ile ilgili sorular sorulmamalı, çocuk arada bırakılmamalıdır.”

    Anneyi ve babayı sıklıkla görmeli

    Çocuğun sağlıklı gelişimi için hem annesi hem de babası ile olan ilişkisini sürdürmesinin önemli olduğunu söyleyen Sevil; “Çocuğun, ebeveynlerden biri tarafından ihmali, istismarı gibi bir durum yoksa, ikisi ile düzenli görüşmeye devam etmelidir. Çocuğun her iki evde de rutin bir düzeni olmalıdır. Eğer çocuk babası ile sadece hafta sonları görüşüyorsa, iki gün sadece eğlenceli aktivitelere ayrılmamalı, hafta içi uygulanan düzenin devamı şeklinde olmalıdır. Aksi durumlarda, anne çocuğun ödevlerine yardımcı olmak, okulla işbirliği kurmak, fiziksel bakımını sağlamak gibi sorumlulukları üstlenirken, baba sadece hafta sonu eğlencelerini, tatilleri üstlenmiş olabiliyor. Anne-babalar, çocukla ilgili konularda bir araya gelip ortak kararlar alabildiklerinde, çocuk boşanma sonrası sürece daha kolay uyum sağlayabilir.” dedi.

    Olumsuz iletişimden uzak tutun

    “Çiftler ayrılmaya karar verdikten sonraki süreç anne, baba ve çocuklardan daha fazlasını kapsayabiliyor. Özellikle bizim kültürümüzde çiftlerin kendi aileleri de sürece dahil olabiliyorlar. Çocuklar anne babalarından olmasa da diğer akrabalardan anne ya da babayı suçlayıcı açıklamalar duyabiliyorlar.” diyen Özden Sevil; bu nedenle çiftlerin diğer aile üyelerinin çocukla iletişimini yakından gözlemlemesi ve gerektiğinde müdahale etmesi gerektiğini söyledi. Ya da süreci yönetebilecek, “onlar senin annen ve baban ve hep öyle olacaklar ve seni hep çok sevecekler” dilini koruyabilecek akrabalardan da destek isteyebileceklerini belirtti.

    Olumlu iletişim kuran kişilerle konuşmalı

    Boşanma sürecinin çiftler için de zorlayıcı bir süreç olduğunu ve anne ve/veya baba için bu süreci yönetmenin kolay olmayabileceğini söyleyen İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil; “Bu durumda kendileri bir uzmandan destek alabilirler. Okulla işbirliği yapmak, çocuğun arkadaşlarıyla vakit geçirmesini sağlamak, çocukla olumlu iletişimi olan aile üyelerini devreye sokmak da önemli koruyucu faktörlerdir.” dedi.

  • Anlaşmalı Boşanma için Dilekçe Örneği

    Anlaşmalı Boşanma için Dilekçe Örneği

    Anlaşmalı Boşanma için Dilekçe örneği
    Anlaşmalı Boşanma Dilekçesi

    AİLE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
    ÜSKÜDAR

    DAVACI_______:…………. Adres

    DAVALI_______ :…………Adres

    DAVA KONUSU_:Şiddetli geçimsizlik nedeni ile Anlaşmalı boşanma talep ve davası.

    DAVA TARİHİ:../…/…

    İZAHI :
    1-Davacı (İsim) ile davalı eşi(İsim) ../../….tarihinden beri evli bulunmaktadır.
    2-Ancak eşler evlendikleri günden bu güne kadar birbirine uyum sağlayamamışmüşterek hayat çekilmez hale gelmiştir. Bu nedenle bir arada yaşayarak evlilik birliğini devam ettirmeleri mümkün görünmemektedir.
    3- Davalı eş#8217;de boşanmayı kabül etmektedir.Eşler arasında ../../….tarihli bir protokol yapılarak mali sonuçları hakkında anlaşmaya varılmıştır.
    Bu protokol dilekçemize ekli bulunmaktadır.Bu itibar ile Medeni Kanunumuzun ilgili maddesi uyarınca tarafların anlaşmalı boşanmalarını talep etmek zaruretimiz hasıl olmuştur.

    SONUÇ VE İSTEK :
    Davalı eş#8217;de boşanmayı kabül ettiğinden ../../….tarihli prokol de göz önünde tutularak tarafların boşanmalarına
    Duruşma gününün tarafımıza bildirilmesine dair iş bu dilekçemin kabulünü arz ve talep ederiz. …/…./2006

    DAVALI DAVACI

    2. dilekçe……………………………………. …………………………………

    AİLE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA ÜMRANİYE
    BOŞANMA PROTOKOLÜ

    TARİH :

    DAVACI: İsim ve adres
    DAVALI: isim ve adres
    HÜKÜMLER :
    1- BOŞANMA HUSUSU : Her iki taraf da karşılıklı olarak boşanmayı kabul etmişlerdir. Evlilik birliğinin sona erdirilmesi konusunda her iki taraf da mutabıktırlar.
    2- NAFAKA VE TAZMİNAT HUSUSU: Tarafların karşılıklı olarak Nafaka ve tazminat talebi yoktur. Bu husustaki taleplerden bu dosya için ve ileriye yönelik olarak açılacak olan davalardan vazgeçmişlerdir.
    3- EŞYALAR HUSUSU: Taraflar tüm ev eşyaları ve zihnet (altıntakılar) konusunda da anlaşmışlardır ve paylaşmışlardır.Karşılıklı birbirlerinden eşyalar ve takılar konusunda hiçbir talepleri yoktur. 4- MAHKEME MASRAFLARI KONUSU : Taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden mahkeme masrafları ve ücretler ile ilgili ücret talep etmeyeceklerdir. Tüm masraflar ortak pay edilecektir.

    SONUÇ : Yukarıda açıklanan tüm hususlar üzerinde taraflar mutabakata varmış olup işbu protokol mahkeme dosyasına sunulmak üzere karşılıklı teati sonucu tanzim ve imza olunmuştur.

    DAVACI DAVALI

     

    Şiddetli Geçimsizlik Boşanma Dilekçesi Örneği

  • Aile İçi Tartışmaların En Yaygın Olan Sebepleri

    Aile İçi Tartışmaların En Yaygın Olan Sebepleri

    Hepimizin zaman zaman evlilik hayatında irili,ufaklı tartışmalarımız olmuştur muhakkak ama bunun sebeplerini bilirsek ve ona göre davranırsak bu tür kavga ve tartışmaları daha aza indirebilir yada tamamen ortadan kaldırabiliriz. İşte arkadaşlar evlilik hayatınıza yardımcı olabileceğini düşündüğüm bu yazıyı okumanızı tavsiye ediyorum…

    Karakter farklılıkları: Bazen aranızdaki farklılıklar kavga etmenize neden olabilir. Karakterimiz yirmili yaşlarımızda oluşmuş olur. Sonuç olarak, dünyayı ve çevremizi farklı algılayabiliriz.

    Çözümlenmemiş ailevi sorunlar: Daha önceden gördüğümüz gibi dışsal baskılar birbirinize tepkilerinizi etkileyebilir.

    Esnek olamama ve ben-merkezcilik: Bütün evli çiftler kendilerini bazen birarada yaşamanın rutinine kaptırabilirler. Bu da esnekliği kaybetmeyle sonuçlanıp bencilliğe neden olabilir.

    Güdü eksikliği: Sıkıntı, doyumsuzluğa ve kavgalara neden olabilir.

    Sorumluluk stresi: Kişisel sorumlulukla ilgili sorunlar, evin sorumluluğunu alma, para kazanma ve ev işleri yapma gibi, kolaylıkla tartışma ortamı yaratabilir.

    Çiftlerin kendi hayatlarını yaşamaları: Bazen kendiniz bile farkında olmadan aynı evde duygusal ve ruhsal olarak ayrı odalarda yaşamaya başlayabilirsiniz.

    Çiftlerin birbirinin duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelmesi: Kendi duygularınızı hatırlamanız çok kolaydır. Oysa eşinizinkileri takip etmeniz o kadar kolay değildir.

    Çiftlerin birbirlerini çantada keklik görmeleri: Birkaç yıl evli kaldıktan sonra klasikleşen bu duygunun ortaya çıkması, yıllardan beri birlikteyseniz ya da birlikte yaşıyorsanız sizi şaşırtmamalı. Duygusal olarak her an vermeye hazır olmasanız bile kendi ihtiyaçlarınızı dikkate almanız ve eşinizin koşulsuz sevgisine ve ilgisine güvenmeniz oldukça kolaydır.

    Duygusuzluk: Siz ve eşiniz birbirinize hiçbir şey hissetmemeye başladığınızda sorunlar er ya da geç kapınızı çalacaktır.

    İletişimsizlik: Kavgalar ve tartışmalar iletişimsizlikle başlayıp sona erebilir. Eşinizle, sorun ilk sinyalini verdiğinde iletişime geçemediğiniz takdirde büyük sorunlar doğacaktır.

    Para: Para, sizi ve eşinizi cendereye sokma gücüne sahiptir. Sorun ne olabilir? Siz adlandırın: Müşterek hesaplar, ayrı hesaplar, kıskançlık, çok az para kazanmak, çok fazla para harcamak, tasarruf etmemek, iki yakayı biraraya getirememek, cimrilik, bütçeyi ayarlayamarnak, çok savurgan ya da pinti olmak, eşinin mirasını har vurup harman savurmak, ödünç para almak, kredi kartı borcu yapmak, vergileri ödemeyi unutmak, faturaları ödememek, çok önemli bir malı almadan önce eşine danışmamak. Bu liste böyle uzayıp gider.

    Akrabalar: Potansiyel para sorunları listesi gibi akrabalarla ilgili sorunların da listesi uzayıp gidecektir. Siz onlardan nefret edersiniz, kocanız sever; kocanız onlardan nefret eder, siz kararsız kalırsınız; çok fazla ziyaretinize gelirler; çok uzun zaman kalırlar; anlayışsız davranırlar; sizi aşağılarlar; siz onları aşağılarsınız. Bu da uzun bir listedir.

    Çoğu sorunun temelinde şu nedenler yatabilir:

    “Kocamı süt almaya yolladım. Yol üzerindeki bir bara uğramış. Eve birkaç saat sonra geldi ve elinde süt yoktu.”

    “Bizim ilk kavgamız yatağın hangi tarafında kim yatacak kadar basit bir nedenle yaşanmıştı.”

    Bu listeye ev işlerini, kirli çorapları, iç çamaşırlarını, çamaşırları, yemekten sonra masayı kimin toplayacağını ve yemek pişirmeyi ekleyebiliriz. Bu liste, ayrıca, eşine fazla zaman ayırmamayı, eski arkadaşlarla görüşmeyi tercih etmeyi, gece çok geç yatmayı, bencilliği, kıskançlığı, sorumlulukları paylaşmamayı da içerir.

    Seks: Eşlerden biri diğerinin yatakta çok bencil olduğunu, çok istekli ya da çok isteksiz olduğunu düşünebilir.

    İş: Eşlerden biri çalışır, diğeri hep gezer. Eşlerden biri çalışmaz, diğerinden az para kazanır ve hep onun parasını yer.

    Ciddi sorunlar: İstismar, taciz ve sadakatsizlik gibi nedenler kavgaların önemli nedenlerinden bazılarıdır.

  • Şiddetli Geçimsizlik Boşanma Dilekçesi Örneği

    Şiddetli Geçimsizlik Boşanma Dilekçesi Örneği

    ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI

    GENEL BİLGİLER

    • Dava eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer aile mahkemesinde açılır.
    • Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
    • Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.
    • Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
    • Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir.
    • Boşanmaya hükmedilebilmesi için geçimsizlik veya anlaşmazlığın evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede ciddi ve şiddetli olması gerekir.
    • Ortak hayatın eşlerden sadece biri için çekilmez hale gelmiş olması yeterlidir.
    • Davacı eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı eşe nazaran daha fazla kusurlu olduğu kanıtlanırsa dava reddedilir. Hakim kusur konusunda takdir yetkisini kullanarak karar verir.
    • Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.
    • Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tabidir:

    1. Hakim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz.
    2. Hakim, bu olgular hakkında gerek resen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez.
    3. Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hakimi bağlamaz.
    4. Hakim, kanıtları serbestçe takdir eder.
    5. Boşanma veya ayrılığın fer’i sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz.
    6. Hakim, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir.

     

    Şiddetli Geçimsizlik Boşanma Dilekçesi Örneği

    ……..AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE
    …………….

    DAVACI :
    VEKİLİ :

    DAVALI :

    DAVA KONUSU :

    1) Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Tarafların Boşanmalarına;

    2) Müşterek çocuğun velayetinin Müvekkile verilmesine;

    3)Müvekkilin yanında olan müşterek çocuğu için 500,00 TL TEDBİR NAFAKASI olarak, kararın kesinleşme sonrası için ise her ay iştirak nafakası olarak davalıdan tahsiline;

    4) Müvekkile için, davalı aleyhine 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi istemidir.

    AÇIKLAMALAR :

    1. Taraflar, …./…./……… tarihinde evlilik yapmışlardır. Bu birlikteliklerinden …….. isimli çocukları olmuştur.

    2. Müvekkil, bir eş olarak üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirmesine rağmen, evlilik sonrası davalının müvekkile karşı olumsuz kişiliği ortaya çıkmıştır. Kültür farklılığı, mizaç uyumsuzluğu baş göstermiştir. Davalı asabi ve geçimsiz bir kişiliği vardır. En küçük sorunları bile büyütmüş, kavga ve tartışma ortamı yaratmaya başlamıştır. Müvekkile karlı hiçbir saygı göstermemiş, müvekkilin kişiliğine ve saygınlığına karşı ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulunmuştur. Bu tür küfür ve hakaretlere toplum içerisinde de sürdürmüştür. Davalının müvekkile hakaret ettiğini bir çok kişi duymuştur.

    3. Davalı bu hareketlerini yalnızca müvekkile karşı değil, müvekkilin dost ve akrabalarına karşı da sürdürmüş, onlara karşı tavır takınmıştır, müvekkili toplum içinde rencide ve küçük düşürmüştür.

    4. Müvekkili zor durumda bırakması, çocuğa ve kendisine karşı ilgisizliği hatta çocuğun kirli hazır bezlerini bazen çöpe atmaktan bile imtina ederek yatak odasında bir köşeye atması… İşi olmadığı halde bazen eve geç saatlerde gelmesi, birkaç kez eve uğramaması ve nerede olduğu konusunda bilgi dahi vermemesi, yatakta dahi cinsel anlamda müvekkile olumlu yanıtlar vermemeye başlaması, bu ve benzeri nedenlere rağmen evlilik birliğini çevrenin telkiniyle ve ileride düzelir umuduyla devam ettirme sabrını müvekkil göstermeye çalışmıştır.

    5. Davalı, en son olarak kişisel eşyalarını da alarak müşterek konutu terk etmiş ve anne– babasının evine gitmiştir. Araya giren dost ve akrabaların teşebbüslerine rağmen müşterek konuta dönmemiştir.

    6. Davalı evliliği süresince müşterek çocukla ilgilenmemiştir. Evi terk ederken de müşterek çocuğu komşuya bırakmıştır. Çocuğun velayetinin müvekkile verilmesi, çocuğun yararına olacaktır.

    7. Küçüğün bakım, iaşe, giyim ve her tür gideri için davalının da katkı sunması gerektiği yasa gereğidir. Müvekkilin yanında olan müşterek çocukları ……. için 350,00 YTL TEDBİR NAFAKASI olarak, kararın kesinleşme sonrası için ise her ay iştirak nafakası olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ediyoruz.

    8. Müvekkil davalı ile evlenirken büyük bir mutluluk duyarak evlenmiş, eşine büyük bir değer vermiş ve evliliğinin bir ömür boyu mutlu ve huzurlu bir biçimde süreceği inancı ve hayalini beslemiştir. Ancak davalının yapmış olduğu olumsuz hareketler, müvekkilin hakaretlere maruz kalması ve toplum içersinde küçük düşürülmesi, müvekkilin tüm gayretlerine karşın davalının habersiz ve sebepsiz olarak evi terki, müvekkilde büyük bir hayal kırıklığına neden olmuş, müvekkil üzüntü içinde psikolojik çöküntüye girmiştir. Davalı tarafından oluşturulan ve müvekkilde oluşan manevi keder, üzüntü, moral bozukluğunu kısmen de hafifletmesi amacıyla tamamen kusurlu olan davalıdan 20.000,00 YTL manevi tazminat talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur.

    HUKUKİ NEDENLER : İlgili mevzuat hükümleri
    DELİLLER : Nüfus kayıtları, Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması, Tanık beyanları ve her tür kanıt.

    SONUÇ : Açıklanan nedenler, göz önüne alınacak ve oluşacak durumlar ışığında ;

    1) Müvekkilin evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığından Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Tarafların BOŞANMALARINA;

    2) Müşterek çocuk ………………….’ın velayetinin Müvekkile verilmesine;

    3) Müvekkilin yanında olan müşterek çocukları ……………… için her ay 500,00 TL TEDBİR NAFAKASI olarak, kararın kesinleşme sonrası için ise her ay iştirak nafakası olarak davalıdan tahsiline;

    4) Müvekkil için, davalı aleyhine 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine;

    5) Yargılama giderleriyle, Avukatlık ücretinin dahi davalıya yükletilmesine karar verilmesini davacı vekili olarak talep eder, saygılar sunarım. …/…./……

    Davacı Vekili
    Av………………………..

    Ekler:
    1)Vekaletname
    2) Nüfus kayıtları

     

    Anlaşmalı Boşanma için Dilekçe Örneği

  • Kürtaj (Küretaj) Nedir?

    Kürtaj (Küretaj) Nedir?

    1. Kürtaj neden olunur?

    Kürtaj, belki de kadınların hayatları boyunca hatırlamak istemediği bir durumdur. İsteyerek ya da istemeyerek yaptırılan bu işlem sosyal, kültürel, çevresel, dini, ekonomik birçok sebep barındırabilir.

    – Yeni evlenmiştir; daha evine, eşine hatta cinselliğe alışmadan bir çocuk sahibi olmak istemez çiftler ve kürtaj olmak için gelirler.

    – Bazı ailelerin istedikleri kadar çocukları vardır, bu bebeğin fazla gelecektir yükü, diğerleri gibi büyütemeyeceklerdir ve istemeyerek vazgeçerler gebelikten.

    – Yeni gebelik yaşanmıştır bir süre önce ailede, korunulmamış ve tekrar gebe kalınmıştır, gebeliğini sonlandırmak isterler çünkü erken olduğunu düşünürler.

    – Bazı çiftler nişan yapmıştır kendi aralarında, evleneceklerdir ilerde, bu yüzden cinselliği de yaşamak isterler ateşle barut misali. Fakat oldubittiye gelip korunmamışlardır ve sonuç iki çizgi… Kendileri için sorun değildir ama çevre ve aileleri ne diyecektir, sonlandırmak isterler. Korunmamalarının ya da iyi korunamamalarının kurbanı olmuşlardır.

    – Belki de alışmamış bir bünye ve içilen içkiler arka arkaya geldiğinde bir gecelik kaçamağın sonucudur gebelik, bu yüzden hemen ve kimse duymadan bu işlemin gerçekleşmesi gerekmektedir.

    – Daha birçok sebep bulunabilir kürtaj olmak için.

    2. Kürtaj nedir?

    Kürtaj (Küretaj) küret aleti kullanılarak yapılan rahimden parça alınmasıdır. Bu alınan gebelik ürünü yani bebek olabileceği gibi rahim iç dokusu da olabilir, fakat halk dilinde kürtaj işlemi sadece gebelik sonlandırılması olarak düşünülür.

    3. Kürtaj için yasal sınır nedir?

    Ülkemizde bu işlemin yasal sınırı son adet tarihinin başlangıcından itibaren 10 haftadır. Yani iki buçuk ay. Genellikle çiftlerin gebelik haftası hesaplamaları yanlış olur. Onlar ilişkiden sonraki günleri hesaplarlar. Yapılması gereken son adet tarihinin ilk gününden itibaren saymaktır. Bu yüzden yasal sınırı geçiren ve istemedikleri gebeliği yaşamak zorunda olan çiftler vardır.

    Eğer gebeliğin devamı anne açısından risk teşkil ediyorsa (annede tansiyon yüksekliği, kalp hastalığı, böbrek hastalığı) ya da anne gebeliği etkileyecek bir ilaç kullanmış ise annenin sağlığı için gebelik haftasına bakılmaksızın gebelik sonlandırılabilir ki bu da resmi bir kurumdan alınan bir rapor ile gerçekleştirilebilir.

    4. Kürtaj tanı koymak için de yapılır!

    Gebe olmayan bir kadına tanı koymak amacıyla ya da tedavi amaçlı kürtaj işlemi yapılabilir.

    – Cinsel olarak aktif bir kadının adetleri çok fazla oluyorsa düzensizse ya da uzun sürüyorsa kürtaj işlemi uygulanır çıkan materyal patolojiye gönderilir.

    – Ultrasonda rahim içinde normal olmayan bir görüntü saptanmışsa küretaj işlemi uygulanabilir.

    – Menopoza girmiş bir kadında bir süre sonra (kesildikten 1yıldan sonra) kanama olmuşsa ya da rahim içi olması gerekenden daha kalın ise kürtaj yapılır.

    – Düşük yapan kadınlarda eğer bebek ile ilgili parçaların bir kısmı rahim içerisinde kalmışsa içeriyi temizlemek amacıyla da bu işlem yapılabilir.

    – Bu kürtaj işlemi ister gebelik için ister hastalık için yapılsın lokal anestezi ile ya da genel anesteziyle yapılabilir.

    – Lokal anestezide sadece rahim ağzı uyuşturulur. Bu işlem için anestezi doktoruna gerek yoktur. Kürtajı yapan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bunu gerçekleştirir. Her ne kadar anestezi uygulansa da bir miktar ağrı hissedilir.

    – Özellikle işlem esnasında kasıklarda adet ağrısı gibi bir ağrı duyulur.

    Genel anestezi ise hastanın tamamen uyutulduğu bir anestezi şeklidir. Kürtajın ismi dahi ürperti verir, zor karar verilir ve sonuçta doktora gelinir. Zaten zor olan bu durum bir de ağrıyla perçenlemek istenmez. Sonuçta İşlem olur ve biter, çoğu kadın hayatında bu saatleri yaşanmamış sayar ve bu yüzden genellikle genel anesteziyi tercih etmektedir.

    Anestezi doktoru hastayı sorguladıktan sonra gerekli bilgileri verir ve hastaya koldan bir ilaç yapar yavaş yavaş hasta kendinden geçer, işlem bitene kadar birşey hissetmez. Kadın doğum uzmanı işlemi bitirdikten sonra hasta uyandırılır.

    Ortalama 10-15 dakika sürer ama bu süre gebeliğin büyüklüğüne göre de değişebilir. Uyandıktan sonra doktor işlem hakkında bilgi verir. Bir süre masada dinlendirildikten sonra hasta kendini iyi hissettiği anda bir süre oturtulduktan sonra kaldırılır. Hemşire yanında durur. Kanama olabileceği düşünülerek hastaya ped verilir. Üstünü giyerken yardımcı olunur.

    Kürtaj işlemi küret denilen keskin aletlerle yapılabileceği gibi vakum yardımıyla da yapılabilir. Bazı doktorlar ikisini birden tercih edebilirler..İşlem sonrasında problem çıkmaması için kürtaj işlemi titizlikle ve dikkatli bir şekilde yapılır. Yapılan yerin, aletlerin ve yapan doktorun bunda payı vardır. İşlemin gerçekleştiği yer temiz, aletler steril ya da tek kullanımlık olması tercih edilir. Kürtaj sonrasında en sık karşılaşılan problem rahim içinde parça kalmasıdır. Bunun için dikkatli bir şekilde içeri temizlenir.
    Günümüzde daha çok vakum yöntemi tercih edilmektedir.

    İşlem bittikten sonra hasta kasıklarında biraz ağrı hisseder. Fakat duyulan ağrı zaman geçtikçe hafifler.15 dakika sonra kasıklarda sadece bir sızı olur. İşlemden ortalama 1saat sonra hasta evine gönderilir. Yemek yiyebilir, içebilir. Çıkarken muhakkak kolundan biri tutmalı her an düşebileceği unutulmamalıdır.

    5. Kürtaj sonrasında yaşananlar ve yapılması gerekenler

    Kürtaj sonrasında 3-4 gün lekelenme tarzı kanama olabilir. Bu süre 10 güne kadar uzayabilir. Hijyene dikkat edilmeli, antibiotik başlanmışsa bu düzenli alınmalıdır. Bazen antibiotiğe gerek duyulmayabilir. Havuz ya da jakuziye girilmesi enfeksiyon açısından uygun değildir. Fakat duş alınabilir. Dikkat edilmesi gereken duşun çok sıcak olmamasıdır. Çünkü bir miktar kanama olmuş belki halsiz kalınmıştır. Sıcakla karşılaşıldığında baş dönebilir ve bayılma olabilir. Bu yüzden ılık duş en doğrusudur.

    Sonrasında muhakkak 1 hafta-10 gün sonra kontrole çağrılır. Ultrasonda rahim içi kontrol edilir.
    Titizlikle çalışılan bir ortamda, işinin ehli bir doktor tarafından yapılan kürtajda çok fazla problemle karşılaşılmaz.

    Fakat bazen…

    Rahim içinde parça kalabilir ki bu kendini fazla miktarda kanama ve ağrıyla gösterir, Bazen büyük parçalar düşürebilir, bu düşerken ağrı hissedilebilir. Kontrolde bu görüldüğünde antibiotik tedavisine başlanır ve içerdeki parça alınır.

    4-5 gün sonra ağrı kasıklarda dayanılmayacak şekilde olursa enfeksiyon gelişmiş olabilir. Bu sağlıksız koşullarda yapılan kürtajlarda, önerilere uyulmadığında ya da antibiotik düzgün kullanmadığında olabilir. Tedavide daha kuvvetli antibiotikler başlanır.

    Rahim içi fazla kazınmışsa içeride yapışıklıklar olabilir, bu genellikle vakum yöntemiyle yapılan kürtajda değil küretlerle yapılan kürtajlarda sıktır. Sonrasında 1-1.5 ayda adet görecekken adet görülmemesine ya da rahimin içinde yapışıklıklara sebep olabilir. Tedavisinde hormonal ilaçlar kullanılabilir, spiral takılabilir ya da optik aletlerle rahim yapışıklıkları açılabilir.

    Eğer 5 hafta ve daha küçük gebelikse tam olarak kürtaj gerçekleşmemiş gebelik kesesi rahimin içinde kalmış olabilir. Kontrol edildiğinde ultrasonda görülerek tekrar kürtaj yapılır.

    Gebe rahim normale göre yumuşaktır. Bu yüzden kürtajda çok dikkatli davranılır. Ani bir hareketle ve metal aletler kullanıldığında ya da gebelik biraz iri ise rahim yırtılabilir. Delik küçük ise rahim kendiliğinden bunu kapatır. Eğer büyük olursa muhakkak operasyon gerekir.

    Sonuç olarak kürtaj için karar verdiyseniz;

    – Steril bir ortam,
    – Steril ve tek kullanımlık aletler,
    – İşinin ehli bir doktor olması sağlığınız açısından çok önemlidir.

    Kürtaj nasıl yapılır ve riskleri nelerdir?

    Jinekoloji

  • Kıl Kurdu Hastalığının Nedenleri ve Tedavisi

    Kıl Kurdu Hastalığının Nedenleri ve Tedavisi

    Kıl Kurdu Hastalığının Nedenleri ve Kıl Kurdu Hastalığının Tedavisi

    Kıl kurdu hastalığı, özellikle çocuklarda rastlanan bir parazit türüdür. Dişileri 10, erkekleri 3 mm boyunda olan ve Enterobius vermicularis adı verilen bağırsak parazitlerinin nematotlar sınıfından olan parazit, insanda kör bağırsak, apandisit ve diğer kalın bağırsak kısımlarının içyüzüne başlarıyla tutunarak yaşar…

    Hamile dişiler geceleri makat civarına doğru hareket edip, bu bölgedeki deriye ortalama 10.000 yumurta bırakır ve ölürler. Her yumurta bir embriyon ihtiva eder ve birkaç saat içinde larva haline geçer.

    Yumurtaların makattan alınıp ağza götürülmesiyle bağırsaklara tekrar yüzlerce yumurta gelir ve bunlardan hemen larvalar çıkar ve birkaç ay geçmeden bu yeni larvalar da yumurtlayacak hale gelirler ve aşağıya hareket edip makat derisi civarına yumurtalarını bırakırlar.

    Kıl kurdu hastalığı bulaşıcıdır

    Çamaşır ve yataklara da dökülen yumurtalar dış ortamda da canlılıklarını koruduklarından ailenin bir üyesinde kıl kurdu bulunması bütün fertlerde de bulunduğu manasını taşır. Bu yüzden tedavi bütün aileye yapılır.

    Kıl kurdu hastalığının belirtileri

    Kıl kurdu hastalığının belirtileri arasında en dikkat çekici olanı özellikle geceleri olan makat kaşınmasıdır. Bunun sebebi yumurtalarını bırakmak için olgun dişi parazitlerin aşağılara doğru hareket etmeleridir.

    Huzursuzluk, uykusuzluk, yatağını ıslatma diğer şikâyetlerdir. Kaşınma neticesinde makat bölgesinde egzama ve iltihabi yaralar teşekkül edebilir. Sabahları ağızdan su akıp yastığı ıslatır.

    Kıl kurdunun tedavisi

    Tedavisi için bütün aile bireyleri ele alınmalıdır. Yemeklerden önce ve tuvaletten çıkınca elleri sabunla iyice yıkamalıdır.

    Çocukların makatlarını kaşıyıp, ellerini ağızlarına götürmeleri engellenmeli, tırnakları iyice kesilmelidir.

    Kıl kurdu hastalığının tedavisi

    İlaç olarak pyrantel pamoat, kilo başına 11 miligram şeklinde tek doz olarak verilir. On beş gün sonra tekrar edilir. Mebendazol (Vermox, Vermazol, Versid), pyrivinium pamoate (Pirok, piramon), piperazine citrate (Siropar, Hemicid, Pipor) müessir olan diğer ilaçlardır.

  • Evlilik ve İlişkilerde Terapi Gerektirebilecek Durumlara Dikkat!

    Evlilik ve İlişkilerde Terapi Gerektirebilecek Durumlara Dikkat!

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “YOKTAN YERE ÇIKAN TARTIŞMALAR BÜYÜYÜP ÇİRKİNLEŞTİRMEYİN!”

    Evliliğiniz ya da beraberliğinizdeki sorunları birlikte çözemiyor musunuz? Devamlı kavga mı ediyorsunuz? Tartışmalarınız en ufak anlaşmazlıkta bile bağırış çağırışlara, kontrol edilemeyen saldırgan hareketlere mi dönüşüyor? “Aramızdaki saygıyı kaybettik, artık partnerime kin besliyorum!” diye mi düşünüyorsunuz? Eşinizi başkalarıyla kıyaslar duruma mı geldiniz? Artık partnerinizle konuşacak bir şeyinizin kalmadı mı? Kıskançlıklar kontrolden çıktı mı? Cinsellikten haz alamadığınızı mı düşünüyorsunuz? Ona artık güvenmiyor musunuz? Evliliğiniz ya da ilişkiniz çıkılmaz bir hal mi aldı? Sorunlarınızın üstesinden tek başınıza gelemiyor musunuz? O zaman bize kulak verin! İlişkinizin gidişatına yön verebilmek için ihtiyacınız olan tek şey profesyonel bir yardım.

    Cinsel Sağlık Enstitü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, çiftlerin problemlerini çözmek adına gidecekleri bir evlilik terapistinin, yaşadıkları sorunların temeline inebileceğine ve altında yatan nedenleri irdeleyerek, çiftlere düşündüğünüzden daha çok yardımcı olabileceklerine değindi. Peki, bu problemlerin evlilik terapisti aracılığıyla çözülebilecek sorunlar olduğuna nasıl karar verilecek? Cinsel Sağlık Enstitü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri,terapi gerektiren 7 durumu açıklıyor 

    YOKTAN YERE ÇIKAN TARTIŞMALARI BÜYÜYÜP ÇİRKİNLEŞTİRİYORSANIZ!

    CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, “Elbette, “kavga” her ilişkinin tuzu biberidir. Fakat birbirinizi görmeye tahammül bile edemeyecek düzeyde, nefes alır gibi tartışıyor, kendinizi her daim gergin, mutsuz ve saldırgan hissediyor ve partnerinize bağırmak bile sizi rahatlatmaya yetmiyorsa, ilişkinizin evlilik terapistine ihtiyacı var demektir. Uzlaşmada bir hayli zorluk çektiğiniz baş başa yapığınız tartışmaları, bir evlilik terapistinin yardımıyla sonuca ulaştırabilirsiniz.” dedi.

    BİRBİRİNİZE OLAN SAYGINIZI YİTİRDİYSENİZ!

    CİSED Genel Başkanı Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cebrail Kısa ; “Her hangi bir konuda, partnerinizden hiç beklemediğiniz bir tepki almış ve bu konuda onu bir türlü affedemiyor olabilirsiniz. Sürekli bunları size nasıl yaptığı konusunda içiniz içinizi yiyor olabilir. Bazı durumlarda affetmeyi bilmek, öğrenmek ve uygulayabilmek gerekir. Elbette, affedilemeyecek durumlarda vardır. Bu konuda en iyi kararı bir evlilik terapistiyle birlikte verebilirsiniz.” dedi.

    BİRBİRİNİZİ BAŞKALARIYLA KIYASLIYORSANIZ!

    CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör ; “Düzgün bir ilişkide olmaması gereken belki de en önemli şey çiftlerin birbirlerini eski sevgilileriyle ya da çevresindeki kişilerle kıyaslamasıdır. Böyle bir sonunuz varsa ve beraberliğinizin devamlılığı adına bir şeyler yapmak istiyorsanız , hiç vakit kaybetmeden bir evlilik terapistine gitmenizde fayda var.” dedi.

    BİRBİRİNİZE ARTIK GÜVENMİYORSANIZ!

    CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan ; “Güven bir ilişkinin temelini oluşturur. Eğer ilişkinizde güven yoksa kıskançlıklar, kısıtlamalar, karşılıklı şüpheler peşinizi bırakmaz ve her an “Acaba yanlış anlaşılacak mı?” düşüncesi ve kişinin kendisini devamlı savunmaya alması sizi ve sevginizi yer bitirir. Evlilik terapisti bu güvensizliğin altında yatan nedenleri fark edebilmenizi kolaylaştırarak, ilişkinizin sağlıklı ilerlemesine yardımcı olacaktır. ” dedi

    BİRBİRİNİZLE NEREDEYSE HİÇ KONUŞMUYORSANIZ!

    CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör ; “Bazı ilişkilerde, yoktan yere çıkan tartışmaların büyüyüp sesli olarak ifade edilmesinin yerini, sessizlik alabilir. Susmak eylemini iyi bir cevap olarak görüyor olabilirsiniz. Bazen susmak gerçekten işe yarayabiliyor fakat bu süreklilik kazanırsa, ilişkilerde kalıcı ve yıpratıcı etkiler bırakabilir. Sağlıklı bir ilişki kurabilmek, anlaşamadığınız noktalar üzerinde oturup konuşmak ve sonuca varabilmek için sağlıklı iletişim kurabilmek çok önemlidir. Bu sessizliği bozmak, duygularınızı ve düşüncelerinizi rahatlıkla ifade edebilmek için evlilik terapistini aracı kullanmak en mantıklı çözüm olabilir.” dedi.

    KISKANÇLIĞINIZI KONTROL EDEMİYORSANIZ!

    CİSED Genel Başkanı Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cebrail Kısa ; “Kıskançlık eyleminin en büyük nedeni; çiftlerin birbirini tam anlamıyla tanıyamamasından kaynaklanan güvensizlik sorunudur. Çiftlerin birbirlerini tanıyamamasının nedeni ise iletişim eksikliğidir ki, bu da aslında en büyük sorundur. Eğer bir ilişkide, çiftler birbiriyle samimi bir şekilde konuşamıyorsa büyük bir problem var demektir. Sizi bu çıkmazdan çıkarabilecek tek kişi evlilik terapisti olabilir.” dedi.

    CİNSELLİKTEN HAZ ALMIYORSANIZ!

    CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe ; “Partnerinizi ne kadar severseniz sevin iş cinselliğe geldiğinde isteksizleşiyor ya da orgazm olamıyorsanız, sorun sadece partnerinizde olmayabilir. Bunu öğrenebilmek için yorganın altında ne olup ne bittiğine bakmak lazım. Bu problemi partnerinizle birlikte çözemiyorsanız, sorunun siz, partneriniz ya da dış çevreden mi kaynaklandığını cinsel terapi tekniklerine hakim bir evlilik terapisti yardımıyla açıklığa kavuşturabilirsiniz.” diye açıkladı.