Etiket: aile içi tecavüz

  • Tecavüz ve vajinismus

    Tecavüz ve vajinismus

    Aile içi cinsel tacizler “ensest” olarak bilinir. Malesef vajinismus sorununda en dirençli olgular ensest sonrası gelişmektedir.

    Cinsel taciz, tecavüz, çocukluk dönemindeki cinsel istismarlar, şiddet görme, ensest ilişkiler vajinismusa neden olabilmektedir. Bu tür cinsel travmalar, vajinismus haricinde cinsel isteksizlik, ağrılı cinsel ilişki ve orgazm olamama gibi cinsel sorunlarına da neden olabilir. Tecavüz; gönülsüz olan bir kişiyle, şiddet uygulayarak ve aşağılayarak yapılan cinsel ilişki kurma eylemidir. Tecavüz eden erkekle kadın arasında temel etkileşim, fiziksel egemenlik ve boyun eğdirme ilişkisidir. Tecavüz sırasında tecavüzcü, cinsel olarak bazen yetersiz olmakta bu durumda şiddetini daha fazla arttırmaktadır. Tecavüzcülerin neredeyse tümü erkek ve mağdurların tümüne yakın bir kısmı kadındır. Hem tecavüz hem de cinsel tacize uğrayan kadınların tipik tepkileri aşağılanma, yetersizlik hissi, sıkıntı hissi, utanç, öfke, depresyon ve korkudur. Tecavüze uğrayan kadınların büyük bir kısmı, yaşadıkları durumdan kendilerinin sorumlu olup olmadığını ve saldırıyı bir şekilde kendilerinin davet edip etmediklerini sorgulamaktadırlar.

    Etkileri: Yaşanılan tecavüzün tekrar yaşanıyormuş gibi olması, kendini kirletilmiş hissetme, izlenme korkusu, kabuslar, uykusuzluk, yeme alışkanlıklarındaki değişimler, baş ağrıları, bulantı ve kusma, cinsel ilişkiye girmekten kaçınma veya başta vajinismus olmak üzere bazı cinsel sorunlar gelişebilir. Aile içi tecavüz, eş tecavüzü de oldukça yaygın gözükmektedir ve kadınlarda cinsel problemler yaratmaktadır.

    Hera Kadın Sağlığı Merkezinden Op. Dr. Süleyman Eserdağ a göre; Tecavüzlerin % 50 sinden fazlası yetkililere bildirilmemekte ve bu göz önüne alındığında mağdur olan kadınların tedavi görmedikleri öngörülmektedir.
    Fakat yukarıda bahsedilen etkiler tedavi edilmediği taktirde kişiyi depresyona sokarak yaşam boyu silinmeyen izler bırakacak ruhsal sorun halini alabilmektedir.

    Sayın Eserdağ; “Vajinismus hastalarının pek çoğu cinsel ilişkiyi hiç yaşayamazken bazıları zor ve ağrılı şekilde ilişkiye girebilmektedir. Cinsel ilişki başında veya sırasında ağrı, acı, yanma, batma hissetme kaygısı kişinin, kendisini kasmasına neden olabilmektedir. Kasılma derin ise hazzın azalmasıyla vajinal kuruluk ve bunun sonucunda daha fazla acıya yol açarak kişiyi kısır döngüye sokabilmektedir. Bu kısır döngünün sürekliliği de cinsel ilişkiden soğutarak zamanla kişinin cinsellikten uzaklaşmasına yol açabilir. Sizin bu konudaki önerileriniz nelerdir?”.

    ‘’Cinsel travma sonrası vajinismus ve diğer cinsel problemleri yaşayanların mutlaka cinsel terapi almalarını öneriyoruz. Vajinismus rahatsızlığının kesin çözümü bilimsel, etik ve modern tedavi yöntemlerinden geçer. Tedavisi % 100 mümkün olan vajinismusun dört ayrı derecesi vardır: Bir pozitif en hafifi, dört pozitif en ağırı tarif eder. Dört pozitif vajinismuslu hastalarda tedaviye hipnoterapi ile başlanabilir. Diğer durumlarda ise sistematik duyarsızlaştırma tekniği ile bilişsel-davranışçı yaklaşımlar ve gevşeme egzersizleri yeterli olabilmektedir.’’

    ‘’ Unutmayın ki tedaviye karar vermek ve yalnızca adım atmak bile başarmanın yarısıdır.’’

  • Tepki Sizsiniz ! Kadına Yönelik Şiddet !

    Tepki Sizsiniz ! Kadına Yönelik Şiddet !

    Şiddet

    -Türkiye’de son 7 yılda öldürülen kadın sayısı yüzde 1400 arttı.
    -2002 yılında kayıtlara geçen ölüm sayısı 66 iken bu sayı 2007 yılında 1077 oldu.
    -Çalışan kadınların %40.7’si, çalışmayanların %46.9’u eşinden fiziksel şiddet görüyor.
    -kadınların %67.4’ü eşi tarafından sözlü şiddete maruz kalıyor.
    -Sadece 2012 Ağustos ayında 16 kadın öldürüldü, 18’i tecavüze uğradı, 11’i cinsel istismara uğradı.
    -İçişleri Bakanlığının verilerine göre 2011’de yaşanan 95 bin 743 vakada 98 kadın öldü.
    -Her 10 kadından 1’i gebeliğinde sürekli dayak yiyor.
    -Her dört kadından biri fiziksel şiddet görüyor.

    Adı kağıtlara geçmeyen, geçtiği halde sokaklarda kendisini deliler gibi seven(!) adam tarafından öldürülen, şikayetçi olamayan kadınları unutmamak gerek.

    Cinsel Saldırı/ Taciz

    -Tecavüz ve tacizde son beş yılda %30 artış var.
    -2006 yılında 582, 2007’de 473, 2008’de 557, 2009’da 624 cinsel taciz kayıtlara geçmiştir.
    -2005-2010 yılları arasında 100 binin üstünde kadın cinsel saldırıya uğramıştır. Bu kadınların %40’ı hiç şikayetçi olmamıştır.
    -Yapılan araştırmalara göre son bir yılda cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı 7000’in üzerinde. %85’i kız, %15’i erkek. 8-11 yaşındaki çocuklar daha fazla tacize uğruyor. Şimdi kanınızı donduracak rakamlar geliyor. Tacizcilerin %57’si ne yazık ki çocukların babaları, %4’ü ağabey, %13’ü yakın akraba, %26’sı ikinci dereceden akraba.
    – 24 bin cinsel saldırının %70’i çocuklara yönelik.
    2009’da 13 bin 812
    1010’da 17 bin 241
    2011’de 18 bin 334 olay kayıtlara geçmiştir.
    – 7 bin 610 sanık 15 yaşın altındaki çocuğa tecavüz, 4 bin 903 sanık çocuğa cinsel istismar, 1759 sanık reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan yargılanıyor.
    -Geçen yıl 18 bini aşkın cinsel saldırı davası açıldı. Aileler genellikle olayı örtmek istiyor.
    -Son on yılda cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı 250 bin.

    Z.K, B.Ç, N.Ç, Ö,C… bu kısaltmaların açılımı; yıkılan hayaller, acıyan bedenler, utanan aileler, bedenlerden büyük bedeller…

    Kadın bu ülkede tecavüzün hem suçlusu hem mağdurudur.
    “O saatte orada işi neymiş?”
    “O eve neden gitmiş?”
    “O eteği giymeseymiş.”
    “Sesli gülmeseymiş.”
    “Topuklu ayakkabı giyilir mi hiç?”
    “Kesin kaşınmıştır, zaten hafif bir kadın.”
    “Başına geleceği bilmeliydi.”
    .
    .
    .
    .
    Bunları sizi bunaltacak kadar çoğaltabilirim. Unutmayalım ki tecavüz ve taciz için tahrik unsuruna ihtiyaç yoktur. Daha dün bir ördeğe tecavüz edildi bu ülkede. “O da yürürken poposunu sallamasaymış.” mı diyelim? Ördekler, köpekler, bebekler, çocuklar, kadınlar… Sapıklığa kılıf bulanların, tecavüzü adi suç olarak görenlerin, onlara kucak açıp yüreklendirenlerin önümüze sürdüğü bahaneler asla kabul edilemez.

    Kadına Yönelik Şiddete Hayır’ konulu ‘Sheddeath’ başlıklı sergiye 50’ye yakın ünlü kadın destek verdi.

     

    Tepki Sizsiniz!

  • Şiddet gören kadınların yapması gerekenler

    Şiddet gören kadınların yapması gerekenler

    Evde şiddet gören kadın, eğer şiddet gördüğünü ispat etmek zorunda kalacaksa nüfus kağıdını, kendisi ile ilgili bilgileri, bir kap çamaşırı ve çocukların nüfus cüzdanını dışarıda kocasının bilmediği bir yerde saklaması iyi olur. Ayrıca evin içerisinde kesici delici aletlerin bulunduğu yerde bulunmamalı ve kendisine şiddet uygulandığında susup oturmalı, utanmamalı, çünkü şiddet uygulayanın utanması gereken bir durum bu. Avaz avaz bağırıp kendisine şiddet uygulandığını herkese haberdar etmelidir ki gerekirse tanıklık yapabilsinler onun için. Ayrıca evde şiddete maruz kalan bir kadın, şiddeti hiçbir şekilde maruz görmemeli. Yani “bir tokattan bir şey olmaz” şeklinde düşünmemeli. O bir tokan ondan sonraki dönemlerde artabilir.

    Eşinden şiddet gören bayanlar polise başvurmalıdır. Poliste şiddet gördüğünü anlatıp, tutanak tutturup tutturduğu tutanağın bir kopyasını mutlaka almalıdır. Veya savcılığa başvurabilir. Savcılık şiddeti uygulayan kişinin ifadesine başvuracaktır. Kanunen bunları yapabilir veya bir kadın kuruluşuna giderek kadın kuruluşu ona yol gösterir. Herhangi bir hükümet tabibinden rapor alınmalıdır ve o aldığı raporu mutlaka saklanmalıdır. Mahkemede kanıt istenebilir. Kanıt olarak onu sunması çok doğru olur. Kişinin şiddet gördüğüne şahit olan bireyler var ise bunlarda mahkemede oldukça önemli rol oynar.

    İlgili Konular ;

    – Evde şiddet gören kadın ne gibi önlemler alabilir?
    – Evde şiddet gördüğümü nasıl kanıtlayabilirim?
    – Eşimden şiddet görüyorum, nereye başvurabilirim?
    – Kocam beni dövüyor, ne yapabilirim?
    – Komşum şiddet görüyor, ben şikayetçi olabilir miyim?