Etiket: aile

  • Kadınlarda erkeklerin bayıldığı davranışlar

    Kadınlarda erkeklerin bayıldığı davranışlar

    Bazı tuhaf davranışlar erkeklerin arkalarına bile bakmadan kaçmalarına sebep olabilir. Ancak bazı tuhaflıkları da çekici buluyorlar!

    Kadınlarda erkeklerin bayıldığı davranışlar

    Yüksek sesle gülmek

    Çok yüksek sesle güldüğünüz için utanıyor olabilirsiniz; ancak gerçek şu ki yüksek sese rağmen, gerçek bir kahkaha hayli çekici olabiliyor. Kişinin duygusal halleri bulaşıcıdır. Bir erkek, gerçekten eğlenen ve harika bir mizah anlayışı olan bir kadının yanındayken ister istemez iyi hissetmeye başlar. Erkekler olumlu bir şekilde desteklenmeyi severler. Komik olduğunu düşünüyorsanız basın kahkahayı!

    Düşünürken dudağı ısırmak

    Bir proje üzerinde düşünüyor, metroda yolunuzu bulmaya çalışıyor ya da ilk randevu gerginliği yaşıyorsunuz ve o anda kendinizi dudağınızı ısırmaktan alamıyorsunuz – tırnak yemekten iyidir! Kahvaltıda alt dudağınızı yiyor gibi görünmek istemiyor olabilirsiniz; ancak bu alışkanlığınızı hoşlandığınız çocuktan saklamanıza hiç gerek yok, çünkü onun çok hoşuna gidiyor!Tatlıya olan düşkünlüğünüz

    Kek, çikolata, dondurma… Eğer içinde şeker varsa, her an her yerde yiyebilirsiniz. Dengesiz beslenme düzeniniz yüzünden annenizden sıklıkla azar işitiyorsunuz; ancak şekerli gıdalara direnme konusundaki yeteneksizliğiniz erkeklere çekici ve sevimli geliyor.

    Ciddi bir saplantınız ya da koleksiyonunuzun olması

    Sürekli Harry Potter filmleri izlemekten kendinizi alamıyor ya da en sevdiğiniz klasik şiirlerden alıntılar mı yapıyorsunuz? Eski dergilerle dolu kutularınız mı var? Takıntılarınızı gizli tutmanıza gerek yok! Birçok erkek içten içe popüler kültürün en sevdikleri parçalarına olan hayranlıklarını paylaşabilecekleri bir kız arkadaş için can atar. İlgi alanlarınız farklı bile olsa hevesinize saygı duyacaktır.

    Sürekli şarkı söylemek

    Hislerinizi şarkı söyleyerek dillendiriyorsunuz – bazen mırıldanarak bazense tüm gücünüzle haykırarak. Erkekler mutlu kızları severler; huysuz ve karamsar olanları değil. Şarkı söylediğiniz sürece başının dertte olmadığını bilir. Ancak ne söylediğinize dikkat etmelisiniz; çünkü şarkı sözleri bilinçaltınızdaki düşünceleri ortaya dökebilir.

    Sinirlendiğinizde burnunuzu buruşturmak

    Aynı şarkı söyleme gibi, burun buruşturma da herhangi bir ortamı neşelendirebilir. Evet, en çekici görüntünüz olmayabilir; ancak dergilerdeki kırışıksız, mükemmel şekilli manken burunlarına aldanmayın – erkekler sinirlendiklerinde burunlarını buruşturan kadınlara bayılırlar.

    Kolaylıkla utanıp kızarmak

    Evet, yüz kızarması bir yük haline gelebilir. Hoşlandığınız çocuğa bakarken yakalandığınızda soğukkanlılığınızı korumanızı neredeyse imkânsız bir hale getirir, pembeye boyanmış gibi görünmeden iltifat almanız mümkün değildir. Yine de bu utanç ve heyecan işareti erkeklerin gözünde hayli çekici olabilir.

    Kaynak: posta.com.tr

  • Çok Çocuklu Ailelerde Eşit Sevgi

    Çok Çocuklu Ailelerde Eşit Sevgi

    Kardeş sevgisi küçük yaşlarda kendiliğinden aşılanır. Aynı karnı paylaşmanın, aynı genetikten doğmanın ve aynı evde büyümenin verdiği, birliktelik duygusu ile yaşam boyu bağlantılı şekilde devam eder.

    Fakat ebeveynlerin, çocukları arasında sevgi ayrımcılığı yapmamaları en önemli faktördür. Kıyaslamalar, birine diğerinden daha çok değer, sevgi veya maddiyat sunmak, çocuklar arasında eşit ve adil şekilde sevgi paylaşımı yapmamak, kardeş sevgisinin oluşmasına engel olurken, olumsuz duyguların oluşmasına ve yaşam süresince devam etmesine olanak sunar.

    Çok Çocuklu Ailelerde Eşit Sevgi | 1

    Kaç Çocuk Yapılmalıdır?

    Sevme kapasiteniz sınırlıysa ya da severken, ayrım yapabiliyorsanız, tek çocuk yapın. Geleceğinizi hazırlayabiliyor, kaygısız bir yaşam dizayn edebiliyorsanız ve her bir çocuğunuza aynı özen, şefkat ve sevgiyi gösterebileceğinizden emin iseniz çok çocuk yapabilirsiniz.

    Bu tamamen ebeveynlerle alakalı bir durum olup, sosyo- ekonomik şartları, hayat standartları ve sevebilme kapasiteleriyle doğrudan alakalıdır. Bu dünyaya gelen her çocuğun hakkı, mutlu olmaktır.

    Her şeyden çok aile sevgisi, kardeş sevgisi ve anne- babaların verdiği güven onların mutlu bireyler olarak yetişmesini sağlar.

    Kaç yaş arayla kaç çocuk olmalı? Tıklayın !

    Kardeş Kıskançlığında Nasıl Davranmalı? Tıklayın !

    Çocuk disiplini ‘nde 40 altın kural Tıklayın !

    Anne baba tutumları Tıklayın !

  • Anne Olmak İçin En İdeal Yaş

    Anne Olmak İçin En İdeal Yaş

    Anne olmak için en ideal yaş 20 ila 35 arası olduğu belirtiliyor. 35 yaş sonrası kadınların yumurta sayılarında azalma olduğunu belirten uzmanlar, ileri yaşlarda yumurta kalitesinin bozulduğunu da belirtiyor.

    Normal yollardan hamile kalamayan kadınlar için 35 sonrasında genellikle tüp bebek tedavisi öneriliyor ve uygulanıyor. Fakat bu sadece yaşla alakalı olmayıp, daha erken yaşlarda da tüp bebek yapılabiliyor.

    Anne Olmak İçin En İdeal Yaş | 2

    Annelik İçin Yaş Faktörü

    Her kadın ilk doğduğunda yani henüz bir kız çocuğu iken, doğurganlık faktörü tamamlanmış şekildedir. Kız çocuklar doğduğu anda 100 ila 150 bin arasında yumurta taşır ve ileride anne olmasını sağlayacak genetik ile doğar.

    Ergenlik dönemi başlayan her kız çocuğunda, yumurtaların yaklaşık olarak 50 tanesi her ay atılır. En kalitelileri belirlenerek, vücut tarafından atılır.

    Fakat ergenliğe girilmesi her kız çocuğunun bir anne adayı olduğu anlamına gelmiyor. Bilimsel olarak tüm gelişimin sağlanması için anneliğe hazırlanma yaşının 20 olduğu belirtiliyor. Annelik sadece fiziksel olarak değil, mental olarak da hazır olunması gereken bir dönüşümdür.

    Vücuttaki bazı hormonlar mental ve duygusal değişim- dönüşümlerle yani kişiler geliştikçe sağlanır. Ergenliğin kız çocuklarda 22- 23 yaşına kadar devam ettiği bilimsel olarak sunulan bilgiler arasındadır.

    Ayrıca erken yaş gebeliklerinde çeşitli riskler bulunmaktadır. Erken anne olmak ve geç anne olmak, ideal yaşta bebeği kucağa almanın keyfini farklı kılabilir.

    Anket: Anne Olmak İçin İdeal Yaş Tıklayın !

    Genç Yaşta Anne Olmanın Avantajları Tıklayın !

    Yeni anne baba olmak Tıklayın !

    İdeal evlilik yaşı ve ideal doğum yaşı Tıklayın !

    Anne olmanın en uygun yaşı Tıklayın !

     

     

     

  • Eşim Beni Aldatıyor Ne Yapmalıyım?

    Eşim Beni Aldatıyor Ne Yapmalıyım?

    Aldatılmak hiçbir insanın kabul edemeyeceği bir durumdur. Ancak araya çocuklar girdiğinde eşim beni aldatıyor ama boşanmak istemiyorum diye düşünen kadınların sayısı oldukça fazla. Yargılamadan önce anlamaya çalışmak gerekiyor. Genellikle böyle düşünen kişilerin özgüvenleri düşüktür. Başka bir hayata başlama cesaretleri olmayan kişiler aldatılmayı kabul eder ve hayat standartlarını değiştirmek istemez.

    Eşim Beni Aldatıyor

    Eşleri tarafından aldatılan kişilerin yapması gereken birçok insana göre boşanmak. Eşim beni aldatıyor ama inkar ediyor diyorsanız boşanmamak adına bahanelere sığınıyorsunuz demektir. Karşınızdaki kişinin aldattığına eminseniz kanıtlara ya da delillere ihtiyacınız olmamalı. Şüphe ile yaşamak oldukça zordur. Güven duymadığınız bir kişi ile hayatınızı uzun bir süre devam ettiremezsiniz.

    Bir Derdim Var Diyorsanız Tıklayın !

    Eşim Beni Aldatıyor Ne Yapmalıyım? | 3

    Evli olan kişiler aldatıldıklarında erkeği kendine bağlamanın yolları nelerdir gibi birtakım soru işaretleri ile yaşar. Eğer karşınızdaki kişi sizi aldatıyor ise bağlamanız için çaba göstermeniz boşa bir uğraş olacak.

    Mutlu bir evlilik için neler yapılmalı daha doğru bir sorudur. Evliliğinizi kurtarmak adına küçük kavgaları büyük sorunlar haline getirmekten uzak durmalısınız. Karşınızdaki kişide hata aramak en büyük yanlıştır.  Unutmamanız gerekiyor ki kimse kusursuz değil. Küçük sorunlar güçlü bir iletişim sayesinde halledilebilir. Ancak aldatmak gibi büyük bir sorun ile başa çıkmak oldukça zordur. Bu durumda kendinize güvenmelisiniz. Aldatıldığınızı hissettiğinizde bunu karşınızdaki kişiye söylemeli ve yapılması gerekenler hakkında konuşmalısınız.

    Aldatma Belirtileri İhanetin 30 Alameti Tıklayın !

    Aldatma hakkında sorular ve cevapları Tıklayın !

    Mutlu evlilik ve kuralları Tıklayın !

    Mutlu Evliliğin Sırları Tıklayın !

  • Görümce ile iyi geçinme yolları

    Görümce ile iyi geçinme yolları

    Görümceniz ile aranızdan su sızmaması için bu yazıyı mutlaka okuyun. Görümce ile iyi geçinme yolları nelerdir. Görümcenize kendinizi sevdirmek için neler yapmalısınız.

    Görümce ile iyi geçinme yolları

    Görümce evlenidiğiniz kişinin ablası yada kız kardeşidir ancak bununla sınırlı değil belki kız kardeşi yok ama kız kardeşi gibi gördüğü kuzenide olabilir. Sevginizin ya da eşinizin hayatına ilk girdiğiniz günden itibaren sizi merak eden bazende aranızda tatlı bir çekişme olabilen görümcenizi anlamanın ve kendinizi sevdirmenin yolları nelerdir.

    Görümce ile iyi geçinme yolları | 4

    İlk olarak karşınızdaki kişi kadın olduğu için onunla empati yapabilmelisiniz. Onun her zaman kardeşine yada abisine karşı koruma içgüdüsü beslediğini unutmayın. En büyük korkusu kardeşinin üzülmesi olur.

    Eşinizi çok sevdiğinizi ona anlatın ve davranışlarınızla belli edin. Sizden en büyük beklentisi bu olacaktır. Kardeşi mutluysa o da mutlu olacaktır.

    Aranızdaki yaş farkı fazlaysa kesinlikle saygıda kusur etmeyin. Saygı görmek onunda size saygı göstermesine hatta sevmesine yardımcı olabilir.

    Görümce ile bir derdiniz var ise paylaşmak için tıklayınız!

    Yaş farkınız az ise onunla zaman geçirmeye çalışın. Bırakın sizi tanısın sizin hakkınızda bilgi edinmesi, varsa sizle alakalı ön yargılarını kıracaktır.

    Evet sizi sevmiş olabilir ama unutmamanız gereken kardeşini her zaman daha çok sevecektir. Kardeşini ona şikayet etmeyin. Ortada ciddi bir durum varsa anlatın ama kesinlikle damat bey hakkında ağır eleştirilerde bulunmayın.

    Fikirlerine önem verin. Kaç yaşında olursa olsun sizinle çok sevdiği kardeşini sizle paylaşacağı için hassas davranabilir. Sevgilinizle evlenme adımı atarken nişan yada düğün gibi konularda onunda fikrini alın.

    İltifat etme yolunu deneyebilirsiniz. Aşırıya kaçmadan yada yapmacık olmadan ona iltifatlarda bulunabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken iltifatlar konusunda doğal davranın.

    Görümce ile iyi geçinme yolları | 5

    Kaynanayla iyi geçinmenin yolları İçin Tıklayın!

    Görümceniz evli ise ona  bu konudaki tecrübelerini sorun. Size destek verdiğini hissetmek kendisinin önemsendiği düşündürecektir.

    Sizin onun yeni edindiği kız kardeş olacağı izlenimini verin ama kesinlikle bunu abartılı bir biçimde yapmayın.

    Kayınvalidenizin evinde işler konusunda yardımcı olun ama kesinlikle kendinizi her işe atmayın. Evin asıl kızının o olduğunu her zaman hissetmelidir.

    Görümceniz ile iyi geçinmek için yukarıdaki önerilerden yararlanabilirsiniz. Ona sizi tanıması için fırsat verin ve anlayışlı olun.

  • Kardeş Kıskançlığı ve Çözümü

    Kardeş Kıskançlığı ve Çözümü

    Çocuklar her ailenin gözbebeğidir ve bunun farkındadırlar. Aileye yeni bir birey katıldığında çocuğun sevinebileceği gibi kardeş kıskançlığı yaşamasıda mümkündür. Bu oldukça doğal ve sağlıklı bir süreçtir. Bu süreçte çocuğun yaşı ailenin ona yaklaşımı ve çocuğun karakteri oldukça etkilidir.İlk duydukları anda yada doğumdan sonra baş gösteren kardeş kıskançlığıyla ilgili her anne babanın imdanına yetişebilecek çözüm önerileri sunuyoruz.

    Kardeş Kıskançlığı ve Çözümü

    Hamile olduğunuzu öğrendiğiniz anda ona bunu nasıl söyleyebileceğinize dair bir konuşma hazırlamanız gerekebilir. Anne ve baba bu konuşmada çocuğa bu durumu onun yaşına göre bir açıklama ile yapması çok önemlidir. Çocuk hayatında herşeyin aynı kalacağını bilmeli ve kendini güvende hissetmelidir.

    Kardeş Kıskançlığı ve Çözümü | 6

    Hamilelikle alakalı tebrikleri alırken yada doğacak kardeş için alışveriş yaparken onun fikrini alabilirsiniz. Bu çocukta fikirlerine saygı duyulduğu ve önemsendiği izlenimini yaratacaktır.

    Anne babanın varsa kardeşleriyle olan anılarında aşırıya kaçmamak kaydıyla bahsedilebilir.

    Çocuk oda paylaşımı konusunda istekli olmayabilir,zorlamadan kendisinin istemesi için zaman ayırın,

    Çevrenizi çocuğun yanında hassas olduğu konuyla alakalı üstüne gidilmemesi konusunda uyarabilirsiniz.

    Doğumdan sonra kardeşini sevmesi için zorlamayın, sadece sevmesi için fırsat yaratın.

    Kardeşi geldikten sonra çok yoğun bile olsanız ona zaman ayırın. Dinleyin, ilgilenin.

    Kardeşinin onun rakibi olmadığını birbirlerine destekçi olduklarınız uygun bir dille açıklayın.

    Tüm bu yöntemler işe yaramadıysa

    Çocukta içine kapanma yada aşırı hırçanlaşma,

    Kekemelik,

    Altına kaçırma, gibi durumlar varsa vakit kaybetmeden uzman bir pedagog ile görüşebilirsiniz.

  • Çocukların Annelerinin Yanında Daha “Kötü” Olmalarının Gerçek Sebebi

    Çocukların Annelerinin Yanında Daha “Kötü” Olmalarının Gerçek Sebebi

    “Bütün gün benimle gayet iyilerdi, ama seni gördükleri andan itibaren kendilerini kaybettiler! Neden böyle oluyor anlamıyorum!” der eşim bana sürekli.

    Geçtiğimiz günlerde şöyle bir makale yayınlandı: “Araştırma: Çocuklar anneleriyle aynı yerde olduklarında yüzde 800 daha ‘kötü’ oluyorlar”. Elbette gerçek olmayan bir araştırma ve komik bir makaleydi bu. Başlığı okuduğumda gülmekten kırıldım. Makale gerçek olmasa da bence ana fikir gayet doğruydu! Çocuklar kesinlikle annelerinin yanında normalde olduklarından yüzde 800 daha ‘kötü’ oluyorlar. Peki ama neden?

    Çünkü sen, sevgili anne, onların güvenli bölgesisin. Sen, onların bütün problemleriyle birlikte gelebilecekleri tek yersin. Eğer sen bir şeyleri iyileştiremezsen, başka kim yapabilir bunu?

    Sen, sevgili anne, hoşa gitmeyen duyguların bir çöp öğütücüsüsün.

    Eğer bir çocuk, hoş olmayan bir takım durumlarda, bütün gün kendini tuttuysa, sizi gördüğü andan itibaren, en sonunda kendini bırakabileceği zamanın geldiğini bilir.

    Bu, içinde her ne biriktirdiyse onu tamamen bırakmaktır… ağlama…sızlanma…hatta bağırsakları. Dışarıda güzel bir gün geçirip eğlendikten sonra ya da işte eve yorgun döndüğünüzde en son uğraşmak isteyeceğiniz şey budur. Ama biz annelere kalır bu: Duyguların bütün yoğunluğuyla sınırsızca ifade edilişi ve yüzümüze inen şaplaklar. Kapıdan adımımızı attığımız andan itibaren hem de.

    Eğer kapıda ağlamalar, sızlanmalar ve çığlıklarla karşılanıyorsanız, çocuklarınızı şımartmadınız. Hayır, sakın kimsenin size bunu söylemesine izin vermeyin.

    Aslında siz, çocuğunuzun doğal olmasına izin verecek kadar güvenli bir alan yaratmışsınız.

    Ve bu arada… Çocukların duygularıyla ve bedensel işlevleriyle tamamen doğal olabilmeleri çok ama çok önemlidir. Büyüdüklerinde çocuklarımızın duygusal zekalarının ve beden farkındalıklarının gelişmiş olmasını istiyoruz değil mi?

    O yüzden bunu iyi bir işaret olarak görün. Çocuklarınızın sizi sevdiğinin bir göstergesi olarak ele alın. Ve sizi anladığımı bilin, çünkü çok ama çok zor, biliyorum.

    Çeviren ve paylaşan: egitimpedia.com

    Alıntı: http://www.popsugar.com/…/Why-Kids-Behave-Badly-When-Mom-Ar…

  • Tek çocuk sendromu nedir?

    Tek çocuk sendromu nedir?

    Tek çocuk sendromu nedir? Tek çocuk olmanın olumlu taraflarının yanında olumsuz tarafları, çocuğun bilişsel bütünlüğüne ve kişilik gelişimine etki etmektedir. Belki de kardeşli çocuklar üzerine anlatılacaklardan daha fazla konuşulması gereken bir konu da tek çocukların yaşadıkları gelişim süreçleridir ya da olumsuz yanıyla bakarsak sendromlarıdır!

    Tek çocuklar şımarık mıdır?

    Bilindiğinin aksine toplumda genel bir algı olarak tek çocukların şımarık ve kural tanımaz olduğu söylenmektedir. Bu düşünceyi reddetmenin en basit yolu literatürde tek çocukların şımarık olduğuna veya kural tanımaz olarak nitelendirildiklerine dair bir araştırma veya kanıtın olmamasıdır. Öte yandan, “şımarık” etiketi, şımarık olmayan bir çocuğa takıldığında bile etiketin taşıdığı anlama bürünen çocuk, bu etiketi yapıştıran kişileri haklı çıkartır, yani artık şımarık olur. Fakat şımarıklık olarak adlandırılan davranışlar -ki bu bazı durumlarda dürtü bozuklukları ve hiperaktivite gibi patolojik durumlardan da kaynaklanabilir – ailenin çocuğuna yaklaşımı ile ilgilidir. Özetle, iki çocuğu olan bir aile de hatalı yaklaşımlarıyla kural ve otorite tanımaz bir birey yetiştirebilirler.

    Paylaşmayı gerçekten bilmiyor mu?

    Okuyucuların hayatlarında en az bir kez aslanlarla ilgili belgesel izlediğini farz edersek tek çocukların aslanların davranış modelleri açısından pek de farklı olmadıklarını anlamaları zor olmaz. Kendi sahasında kurduğu otoritenin tehdit altında olduğunu gören aslan, saldırıya veya savunmaya geçer, nitekim odasına girmiş yaşıt bir akranının oyuncaklarına yönelmesi tek çocukta, tıpkı aslanda olduğu gibi tepkisel olarak pasif saldırgan veya savunmacı davranışların gözlenmesi çok doğaldır. Daha öncede belirtildiği gibi, ebeveynlerin yaklaşımları belirleyici etkenler olabilmektedir. Bu bağlamda, çocuğun paylaşma davranışını öğrenmemesinin en büyük sebebi, anne ve babanın paylaşma davranışını öğretmemiş olmasındandır. Durum böyleyken, tek çocuğun paylaşmayı isteyip istememesi, ailesinin paylaşmasını isteyip istememesine veya paylaştırma pratiklerine bağlı olmasıyla ilişkilidir.

    Kardeşli çocukların ebeveynlerin gerek telkinleri gerek emirleri ile paylaşmak zorunda kaldıkları değerleri varken, tek çocukların paylaşmaya gerek bırakılacak durumları pek yoktur. Öte yandan yukarıda bahsedildiği gibi paylaşma davranışı, davranış modellerinin oluşturulup pratiğe dökülmesiyle oluşmaya başlar. Ancak belirtilmesi gerekir ki çok kardeşli çocuklar, aile içi gelişim ortamında değerlerini (Ör. Para, oda, yemek, anne-baba vb.) sürekli paylaşmak zorunda kaldıklarından dolayı, bağımsız bireyler olduklarında tam tersi olarak tepkisel bir şekilde paylaşma konusunda daha çekimser durabilirler. Öte yandan, ilgi ve sevgi düzeyinde, kardeşli çocuklarda anne ve babanın çocuklar arasında paylaşılması ile tek çocuklardaki iki ebeveynin de sadece bir çocuğa ait olması unutulmamalıdır. Bir çocuk için en değerli varlıklar olan anne ve babanın paylaşılmaya gerek kalınmaması, sevgi ve ilginin yanı sıra finansal konularda da tek çocuğu odak haline getirmektedir. Fakat bu yoğun odak tek çocuklar büyük bir yük olarak da hissedilebilir. Bu ise bu tür çocuklar için kaçınılmaz bir durumdur. Benlik algısı, suçluluk duygusu, sosyal ilişkilerindeki konum ve benzer nitelikteki gelişimsel dinamikler bu merkeziyetçilik üzerinde büyüyerek gelişirken, tek çocuklar bazen bu büyüklük altında ezilebilirler.

    Çok geniş bir yelpaze ile ele alınması gereken bu özel çocuklar diğer çocuklardan gözle görülür, birbirilerine benzer yaygın kalıp davranışlar gösterebilirler. Her ne kadar olumlu yanlarının olduğu bilinse de olumsuz yanlarının da varlığının unutulmaması gerekir.

    Alkım Seven Uzman Psikolog

  • Neden kardeş gerekli? Ailede tek çocuk olmanın yükü…

    Neden kardeş gerekli? Ailede tek çocuk olmanın yükü…

    Neden Kardeş Gerekli? Ailede tek çocuk olmanın yükü… Günümüzde sosyo ekonomik şartlar değişirken aile yapıları da değişiyor. Artık çiftlerin çoğu tek çocukla kalmayı tercih ediyorlar. Anne babaların tek çocuk yapıp onu mükemmel yetiştirmek en önemli amaçları oluyor. Tek çocuk olunca bütün umitler o çocuğa bağlanıyor. O çocuğun başarısız olma, hata yapma ve hatta seçim yapma hakkı bile yok. Çünkü ailede ikinci bir çocuk daha olmadığı için anne baba tüm ümidini, ilgisini ve enerjisini o çocuğa yoğulaştırıyor.

    Bebeklik dönemiyle birlikte anne baba çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmasında aşırı bir titizlik gösteriyor. Anne babalar bebekleri büyürken ise onun bir kaç saniye bile ağlamasına izin vermediklerinden çocuk zamanla ağlayarak anne babaya her istediğini yaptırabildiğini öğreniyor. 2-3 yaş civarında ise bu durum inatlaşma boyutunu alıyor ve çocuk anne baba otoritesini kabul etmiyor ve “Hayır”ı bilmiyorlar. Bu şekilde büyüyen çocuklar everinde kesinlikle hayal kırıklıkları yaşamadıkları için kurallarla karşılaştıkları sosyal çevrede yani okulda uyum ve davranış problemleri yaşıyorlar.

    Çocuğunuzun kendine güven, mutlu bir birey olarak yetişmesi için çocuğunuza 0-6 yaşta bilinçli yaklaşın ve çocuğunuzun kişilik gelişimini olumsuz etkileyecek aşırı ilgili ve korumacı yaklaşımdan kaçının. Çocuğunuza erken çocukluk döneminde dengeli ve tutarlı bir disiplinle yaklaşım sergileyerek “hayır”ı da öğretin. Çocuğunuzun sağlıklı gelişimi için yaşına uygun sorumluluklar alması ve başarması için motive edin. Çocuğunuz birşeyleri başarmak için uğraşırken hemen yardımına koşmak yerine kendi başına yaşına uygun sorumlulukları yerine getirmesi için motive edin.

    Kısacası çocuğunuz tek olduğu için ona aşırı ilgili davranarak öz güveni azaltmayın. Onu başarıya programlanmış bir robot gibi görmeyin ve onu adına kararlar almayın ve çocuğunuzun yaşına uygun beklentileriniz olsun. Çocuğunuza ölçülü sevgi ve ilgi gösterin.

    Çocuğunuza tutarlı davranmanız dileğiyle,

  • Sağlıklı bir evlilik nasıl olmalıdır?

    Sağlıklı bir evlilik nasıl olmalıdır?

    Evlilik iki kişinin bir ömür birlikte yaşaması için hayatlarını birleştirmeleridir. Her ne kadar hayat boyu bir birliktelik planlanmış olsa da evliliklerde bir çok sorun yaşanabilir ve bu sorunların çözümlenememesinden dolayı evlilikler kesintisiz birliktelikle sonuçlanmayabilir. Yapılan araştırmalara göre de ülkemizde geçmiş yıllara nazaran boşanmaların arttığı gözlenmektedir.

    Evliliklerde birçok sorun yaşanmasının ve evliliklerin boşanmayla sonuçlanmasına neden olan başlıca sorunları şöyle sıralayabiliriz;

    – Ekonomik nedenler

    – Kültür farklılıkları

    – Ailelerin evlilik anlayışları

    – Eşlerin birbirine olan saygısızlığı ve ön yargılar

    – İletişim problemleri

    – Cinsel problemler

    – İkili ilişkilerde çitflerin tecrubesi

    Evliliklerin sağlıklı olabilmesi için sağlam temellere oturtulması gerekmekdir. Bu temellerin oluşmasındaki ilk kural kişi önce kendine yapılmasını istemediği birşeyi karşısındakine yapmamalıdır yani saygılı olmalıdır. İkinci kural güven ve üçünsü ise sevgidir. Kişiler birbirlerine saygılı değillerse her türlü sorunla karşılaşmak mümkündür. Saygı yoksa güvende oluşmaz, güven oluşmadığı gibi tek başına sevgi de bir ilişkinin devamlılığı için yeterli değildir. Sağlıklı bir evlilik kurmak için yukarıda belirttiğim gibi sağlam bir temele oturtulmalı sorun yaşadığında profesyonel destek alınmalıdır.

    Psk. Semih DEMİRCİ