Etiket: ağız sağlığı

  • İmplant

    İmplant

    İmplant (diş ekme), eksik olan dişlerin işlev ve estetiğini tekrar sağlamak için çene kemiğine yerleştirilen ve uygun malzemeden yapılan yapay diş köküdür. Geleneksel kaplama, köprü ve damak protezlerine göre çok daha güvenli, işlevsel alternatif tedavi şeklidir.

    İmplant uygulamasının faydaları nelerdir?

    İmplant uygulaması rahat, sağlam ve güvenilir bir tedavidir. İmplant üzerine yapılan protezler, gerçek dişlerin yerini alırken doğal bir yapı oluşturmaktadır. Eksik dişlerin tamamlanması sırasında, sağlıklı dişlere dokunulmamakta ve tüm protezlere oranla çok daha uzun ömürlü olur.
    Hissettirdiği güven sayesinde diş eksikliğinin olumsuz psikolojik etkilerini de ortadan kaldırmaktadır.

    İmplant (Diş Ekleme) çeşitleri var mıdır?

    Seri kullanıma girdikten sonra değişik implant tipleri üretilmiştir. Ancak bunlardan en popüler diş estetiği uygulaması “vida” şekilli implantlardır.

    İmplant | 1

    İmplant tedavisi uzun ömürlü müdür?

    Güvenli bir implant ortaya çıkarmak için yapılan çalışmalar 1800’lü yılların başından beri devam etmektedir. Günümüzde piyasada mükemmele çok yakın, 35-40 yıllık klinik takipleri bulunan implantlar bulunmaktadır. Bu konuda daha detaylı bilgiyi diş hekiminiz İlker ERDOĞAN size verecektir.

    İmplantlar hangi durumlarda kullanılabilir?

    Tek diş veya duruma göre birden fazla diş eksikliğinde, eğer implant yerleştirmeye uygun miktarda kemik varsa, her durum için implant tedavisi uygulanabilmektedir.

    İmplant tedavisi her hasta için uygulanabilir mi?

    İmplant vidaları belirli bir kalınlığı ve genişliği olan yapılardır. Bu nedenle implant yerleştirilmesi öngörülen bölgede, çene kemiğinin, bu implant vidasını kabul edecek yükseklik ve genişliğe sahip olması gerekir. Mevcut kemiğin yapısı implantın uygulanabilirliğini etkileyen faktörlerden biridir. Ayrıca tedaviden önce ve implant ağızda kaldığı zaman zarfında dişetlerinin tamamen sağlıklı olmalıdır. Genel sağlık durumu iyi olan herkese implant uygulanabilir ve hastanın genel sağlık durumu iyi olduğu sürece implant uygulamasına engel teşkil edebilecek herhangi bir üst yaş sınırı yoktur. Ancak kemik gelişimi henüz tamamlanmamış çok genç hastalara uygulanması çoğu zaman tercih edilmemektedir.

    Tedavi ne kadar bir sürede tamamlanır?

    İmplant operasyonlarının günümüzde sadece 10 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanması bile mümkün olmaktadır. Diş ve kemik yapınıza göre belirlenen operasyon şekline göre toplam süre değişebilir. Genelde birinci operasyondan sonraki ikinci ayda tedavi sona erer. Bu süre boyunca geçici protezlerle günlük yaşantınıza devam edebilirsiniz.

    İmplantlar yerleştirildikten hemen sonra protezlerim takılır mı?

    İmplant’ların kemik ile tam birleşmesini (Osteointegration) sağlamak amacıyla ilk 2-3 ay süresince implant üstüne gelen yüklerin en aza indirilmesi gerekmektedir. Doktorunuz bu iyileşme süresi boyunca size uygun geçici bir protez yaparak sizi dişsiz bırakmayacaktır. Daha sonra kalıcı dişler implantlarınızın üzerine eklenerek tedavi sona erdirilecektir.

    İmplantların temizliği ne derece önemlidir?

    İmplantların ağız içindeki yabancı cisimler olduğu düşünülürse temizliklerinin en az kendi dişleriniz kadar hatta daha da önemli olduğunu bilinmelidir. İmplant temizliği normal dişlerin temizliğinden pek de farklı yoktur. Temizlik yöntemleri konusunda diş hekiminiz size detaylı bilgiler verecektir. Unutmamanız gereken tek şey, bu tip bir uygulamanın başarılı olması için gerekli en önemli etkenin düzenli ağız bakımıdır.

    İmplant üzerine uygulanacak protezler nasıldır?

    İmplant üzerine yapılacak protezler vak’anın özelliğine göre değişik tiplerde olabilir. Bunlar, kolayca temizlenmesi için hasta tarafından çıkartılabilecek şekilde olabileceği gibi diş hekimi tarafından çıkartılabilecek şekilde de uygulanabilir. Her iki uygulama şeklininde artı ve eksileri bulunmaktadır ve size en uygun olan tasarımı hekiminiz tedaviniz başlamadan önce belirtecektir.

    Eksik Olan Bütün Dişler İçin İmplant Gerekli midir?

    Eğer eksik diş sayısı birden fazla ise implant uygulanacak bölgeye bağlı olarak tek bir implant, iki ya da üç dişin yerini alabilmektedir.

    İmplant Vidası Kemik ile Kaynaşmaması Durumunda (osseointegre olmaması durumunda) Neler Olabilir?

    Uygun implant ve uygun bir yöntem kullanılmasıyla böyle bir ihtimal yok denecek kadar aza iner. Bu tip bir başarısızlık genellikle cerrahi operasyonu takip eden ilk 3 ay içinde ortaya çıkmakta ve bu şekildeki bir durumda diş çekimi kadar kolay bir işlem ile implant yerinden çıkarılmalıdır. Bu bölgedeki kemiğin iyileşmesini takiben yeni bir implant monte edilebileceği gibi, klasik tip protezlerden birisi de tercih edilebilir. Ancak, genellikle, ikiden fazla implant konulan vak’alarda arta kalan implantlar protezin de yeniden tasarlanmasıyla işlevselliğini korumaktadır.

    İmplant Tedavisi Pahalı Bir Uygulama mıdır?

    Bakıldığında elde edilen sonuçla kıyaslandığında yapılan harcamanın fazla olamadığı söylenebilse de ülkemiz insanının gelir düzeyine göre iyi bir bütçe ayrılması gerekebilir. Uygulamada kullanılan tüm malzemenin ithal olması ve sağlıklı implant üretimi için çok yüksek teknolojiye ihtiyaç duyulması tedavinin fiyatını belirlemektedir. Ancak kesin fiyat uzman hekimlerimizin sizi muayene edip, bu tedavi şekli ve istediğiniz protez tipine göre değişmektedir. İmplant monteleme işleminin karmaşıklığı hastanın ağız içi durumu ve ihtiyaçlarına bağlı olarak değişir ve 350 hastaya implant yerleştirildikten sonra yapılan bir ankette, hastaların yaptıkları harcamadan memnun kaldıkları ve gerekirse tekrar memnuniyetle yapacakları sonucu ortaya koyulmuştur.

    İmplant nasıl uygulanır?

    Bu şekildeki bir tedaviye başlamadan önce yeterli ve doğru bilgi almanız, her şeyden önce, kendi sağlığınız için gereklidir. Bu konuda, doktorlarımız sizlere sunulması gereken bütün bilgi birikimine sahiptir. Bunun dışında diş hekimliği fakülteleri de doğru bilgilendirilebileceğiniz kuruluşlar arasındadır. İmplant tedavisi, doğru seçilen vaka’larda ve usulüne uygun yapıldığında, hastaların yaşam kalitesini arttıran ve yüz gülümseten bir uygulama yöntemidir. Bu kadar başarılı bir tedavi yönteminden tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki hastaların da faydalanması gerektiğine inandığımızdan dolayı, implant tedavisiyle ilgili bilgi edinmek amacıyla yaptığınız başvurulardan herhangi bir ücret talep edilmemektedir. Bu tedavi süresince tedaviye uygun bir hasta olup olmadığınızın ortaya çıkması için implantları monte edecek, üzerinin protezini yapacak ve daha sonraki periyodik dişeti bakımını üstlenecek diş hekimlerinin sizi muayene etmesi en doğru bir yöntemdir. Bu muayene sırasında sizden genel sağlık durumunuzla ilgili bilgiler alınacak ve gerekli görüldü takdirde bir takım tahlilleri yaptırmanız istenebilecektir. Bu aşamada çeşitli röntgen incelemeleri ve ağzınızın modellerinin elde edilmesi gerekebilmektedir.

    İmplant Tedavisin Riskleri Nelerdir?

    Ağız içi ya da diğer cerrahi tedavilerde karşılaşılabilecek risklerin dışında bir risk söz konusu bile değildir. Bunlar erken dönemde enfeksiyon ve alerji, protezlerin tamamlanmasından sonraki geç dönemde ise yetersiz ağız temizliğine bağlı iltihaplanmalar şeklinde ortaya çıkabilir ve özellikle erken dönem sırasında sigara kullanmak enfeksiyon riskini artırabilmektedir.

    İmplant Tedavisi Hangi Durumlardaki Hastalara Nasıl Avantajlar Sunar?

    a) Alt çenedeki bütün dişlerini kaybetmiş ve protez takılı hastalar: Bu hastalar protezin hareketine bağlı olarak sürekli ağrıdan (vuruk) ve iyi çiğneyememekten şikayet etmektedirler. Bu şikayetler zaman içinde proteze destek olan kemik dokusunun erimesiyle birlikte daha da artabilmektedir. Bu tip hastalarda implant tedavisi, yukarıdaki tüm şikayetleri ortadan kaldırabildiği gibi kemiğin erimesini de durdurmaktadır.

    b) Üst çenedeki bütün dişlerini kaybetmiş ve protezli hastalar: Üst protezler alt çene protezlerine oranla daha stabil olsalar da protezin damağı kapatan tasarımı tat alma duygusunu azaltıp mide bulantısına yol açabilmektedir.

    c) Alt veya üst çenedeki dişlerinin bir kısmını kaybetmiş hastalar: Bu şekil şikayeti olan hastaların, kancalarla tutunan protezin çirkin görünümü kaldırılabilmesi veya köprü yapılabilmesi için sağlıklı dişlerini kestirme zorunluluğu olabilmektedir.

    d) Tek dişini kaybetmiş olan hastalar: Klasik tedavi şekillerinde, bir dişin tedavisi için en az iki komşu dişi feda etmesi gerekmektedir. Bu durumlarda tek bir implant’ın monte edilecek komşu dişler kurtarıldığı gibi daha estetik diş yapısı ve işlevsel sonuçların yakalanması sağlanır.

    İmplant | 2

    İmplant uygulamasının dezavantajları nelerdir?

    • Klasik sistemlere göre biraz daha masraflı olmasıdır.
    • Düzgün ve doğru bir ağız bakımı gerektirmesidir.

    İmplant uygulamasının avantajları nelerdir?

    • Daha sağlıklı ve estetik diş görünümü kazanılır.
    • Daha iyi çiğneme ve her istediğini yiyebilmeye kavuşulur.
    • Özgüvenin kazanılmasıyla daha mutlu bir sosyal hayata kavuşulur.
    • Her şeyi yiyebilmeye bağlı olarak daha sağlıklı ve dengeli beslenmeye geçilir.

    Bütün İmplantlardan Başarılı Sonuç Elde Edilir Mi?

    İmplant yerleştirme kararı alınırken göz önünde bulundurulması gereken bir çok etken vardı. Tedavi olacak hastanın sağlığı yerinde ve hastanın iyileşme gücü yeterli olmalıdır. Örnek vermek gerekirse hasta, kontrol edilmeyen şeker hastası ise yarı iyileşme komplikasyon yaratabilir. Ayrıca hasta muayene edilmeli, hastaya uygun implant ve implantı monte etme şekli özenle belirlenmelidir. Hasta implant temizliğini ve bakımını iyi yapmadığı takdirde komplikasyonlar meydana gelebilir. Bunların yanı sıra sigara ve fazla alkol tüketen hastalarda implantların başarısı olumsuz sonuçlanabilmektedir.

    İmplantların ortalama ömürleri ne kadardır?

    İmplantların yerleştirildikten sonra ağızda tam otuz yıl boyunca problemsiz olarak kaldığı belirlenmiştir. İmplantın ömrü bir çok faktöre bağlı olabilmektedir. Hastanın sağlığı ve implantların bakımı bunlardan bazılarıdır. Gerekli bakım ve temizlik yapılıp, hijyen koşulları sağlandığı takdirde implantlar bir ömür boyunca kullanılabilmektedir. İmplantların ömrüne etki eden bir çok faktörü ve sizin risklerinizi diş doktorunuz sizlere açıklayacaktır.

    İmplant tedavisi için yaş önemli midir?

    Sağlık yaştan çok daha önemli bir etkendir. Yetmiş ve seksenlerindeki birçok hastanın cerrahi riskleri daha genç fakat sağlık problemi olan hastalardan daha düşüktür. Hatta yaşlı hastaların implanta ihtiyacı gençlerin ihtiyaçlarına oranla daha fazladır. Çünkü yaşı yüksek hastalarda daha fazla diş kaybı olmuştur.

    Vücudun İmplantları Reddetme İhtimali Nedir?

    İmplantların organizmaya herhangi bir yan etkisi olmayacak maddelerden yapılmıştır ve yıllardır süre gelen araştırmalara tabi tutulmuştur. Bu maddeler herhangi bir canlı bir organizmanın parçası değildir. Vücudun bunlara karşı antijen salgılayıp kalp ve böbrek transplantlarında gözlemlendiği gibi reddetmesi durumu söz konusu bile değildir.

    İmplantlar Kansere Yol Açabilir Mi?

    Tıbbi araştırmlarda ve deneylerde, implantların kansere sebebiyet gösterdiği hiç bir bulgu gözlemlenmemiştir.

    İmplant Tedavisi Kozmetik Amacıyla Uygulanabilir Mi?

    İmplantlar nadiren kozmetik amaçlar doğrultusunda kullanılmaktadır. İmplantların kullanılmasındaki asıl gaye, protez dişlere destek sağlanmasıdır. Protez dişler kullanarak kozmetik düzenlemeler yapılabilinir. Ancak bu tarz bir tedaviye başlamadan önce beklentilerinizle ilgili olarak diş hekiminizi bilgilendirmelisiniz.

    İmplant Tedavisinde Yüzde Yüz Başarı Garanti Edilebilir Mi?

    İmplant tedavisinde uygulanan yöntemler son derece gelişmiş olmakla beraber, bir çok nadir durumda başarısız olabilmektedir. Bu durumlarda ilk olarak sorunun çözüme kavuşturulmasına yönelik operasyonlar ile tedaviye başlanması gerekmektedir. Hastaya implantının bakımı hakkında gerekli bilgileri verebilir, gerekli durumda da muayene edebiliriz. Bizler implantların başarılı olması için elimizden gelen gerekli özveriyi göstereceğiz. Ancak sizlerinde aynı özveriyi göstermeniz gerekmektedir.

    İmplantların yerleştirilmesi süresi ortalama olarak nedir?

    Bu süre, sağlık durumunuz, ihtiyaçlarınız ve yapılacak tedavi şekliyle orantılıdır. Bir tek operasyon 10 dakika ile bir kaç saat arası sürebilmektedir. Bütün bir tedavi, sadece bir operasyonla da sonuçlandırılabilir, bir dizi operasyon ve randevu da gerektirebilir. Tam olarak sağlıklı duruma gelmeniz 3-4 ay sürebilmektedir.

    Tedavi için iş yerinden kaç gün izin almalıyım?

    Çoğunlukla operasyon günü ve takiben bir iki gün dinlenmenizi öneriyoruz. Operasyon bölgesinde şişlik, ağrı ve morarma olabilir ve şunu da tekrar belirtmek gerekir ki, tedavi süresi zarfınca hiç bir zaman dişsiz kalmayacaksınız. Çoğu durumda bütün bu uygulamalar için bir gün veya hafta sonu yeterli bir zaman dilimi olacaktır.

    İmplant kimler için uygundur ?

    Belli kriterlere sahip olan her hastaya implant uygulanabilir. Bunlardan biri eksik diş, diğeri ise dişlerin bulunduğu alandaki kemiğin durumudur. İmplantın sağlıklı olarak monte edilip tutunabilmesi için bu alandaki kemik yeterli olması gerekmektedir. Ayrıca hastanın ağız bakımı iyi derecede olmalı, dişeti problemi ve iyileşmeyi olumsuz etki gösterebilecke bir hastalığı olmamalıdır. Dental implant tedavileri için herhangi bir üst yaş sınırı bulunmamaktadır. Alt yaş sınırı ise büyüme ve gelişimin tamamlandığı yıllara tekabül etmektedir.

    Ayrıca bazı anatomik oluşumların implant yerleştirilmesini engelleyici şekilde olmaması gerekmektedir (İlgili bölgenin implant monte edilmesine uygun hale getirilmesi için uygulanan rejeneratif ve rekonstüktif, ileri implantoloji teknikleri ile ilgili doktorlarımızdan detaylı bilgi edinebilirsiniz).

    İmplant tedavisi yapılacak hastanın ağız temizliği konusundaki alışkanlıklarının iyi derecede olması, ağızda dişeti hastalığının olmaması, şayet var ise tedavi edilmiş olması, kontrol altında olmayan herhangi bir sistemik hastalığının bulunmaması şarttır.

    İmplant | 3

    İlgili konular ;
    Implant Tedavisi Diş Bakımı

  • Lingual Tedavi : Görünmeyen diş telleri hayatı özgürleştiriyor

    Lingual Tedavi : Görünmeyen diş telleri hayatı özgürleştiriyor

    Diş sağlığı ve estetiği konusundaki uygulamalar gün geçtikçe gelişiyor. Artık hastalar tedaviye değil, tedaviler hastaya ayak uyduruyor. Çapraşık diş tedavisindeki “görünmeyen diş telleri tedavisi / Lingual Tedavi” kişilerin tedavi sırasında özgürce yaşamına devam etmesini sağlıyor.

    Bugüne kadar diş telleriyle yapılan tedavinin önemli bir handikapı vardı. O da bu tellerin görünmesi ve görünen bu tellerle uzunca bir dönem birlikte yaşanması.
    Özellikle iş dünyasında sürekli toplantılarda ya da göz önünde olan kişiler bu nedenden dolayı tedaviye yanaşmıyor ya da erteliyordu. Görünmeyen diş telleri ve braketler dişin ön kısmına değil arka kısmına uygulanıyor. Böylece estetik açıdan hiç bir sorun yaşanmıyor.

    Kelime anlamı olarak “Lingual” dişlerin dil tarafı anlamına gelmektedir. Lingual ortodontide adından da anlaşılacağı üzere, dişlere kuvvet uygulayan tellerin bağlandığı braketlerin dişlerin dudak tarafındaki ön yüzeyleri yerine, dil tarafındaki arka yüzeylerine yerleştirildiği tekniktir. Bu yaklaşım özellikle ortodontik tedavi görürken braketlerin görünmesini istemeyen estetik kaygılara sahip hastalar için idealdir. Hastalar düzgün dişler ve mükemmel bir gülüşe sahip olabilmek için ortodontistlere başvurmakta ancak çoğu zaman bu sonuca ulaşmalarını sağlayacak olan ortodontik aygıtları estetik kaygılarından dolayı taktırmak istememektedirler.

    Lingual

    1980’li yıllardan itibaren dişlerin dış yüzeylerinde metal braketler yerine diş rengine yakın seramik braketlerin kullanılması yetişkin hastalar arasında ortodontik tedaviye olan ilgiyi bir miktar arttırsa da, kullanılan tellerinin metalik görüntüsü ve braketlerin zaman içerisinde renk değişikliğine uğraması yetişkinler için diş telleri ile ilgili estetik kaygıları tam olarak ortadan kaldıramamıştır.

    Son 10 yıl içerisinde estetik ortodonti alanında meydana gelen teknolojik gelişmeler ortodontistlere hastalarına başkaları tarafından fark edilmeyecek ve konuşma zorluğu oluşturmayacak şekilde tasarlanmış tedavi yöntemleri sunma olanağı sağlamıştır. Artık günümüzde estetik sabit ortodontik tedavi denilince akla braket ve tellerinin dişlerin arka yüzeylerine yerleştirildiği görünmez diş telleri olarak bilinen lingual ortodontik tedavi gelmektedir.

    Başkaları tarafından fark edilmesi imkansız olan bu teknik sayesinde estetik kaygıları yüksek hasta grupları dış görünüşlerinden ödün vermeden dişlerindeki düzelmeyi daha tedavi başından itibaren adım adım izleyebilmekte, bir yandan düzgün dişlere sahip olurken diğer taraftan da tedavi sırasında özgürce gülümseyebilmekte ve hayatlarına devam edebilmektedir.

  • Hamilelikte oluşan dişeti hastalıkları

    Hamilelikte oluşan dişeti hastalıkları

    Hamilelikte oluşan dişeti hastalıkları

    1) Hamilelikte meydana gelen dişeti problemleri nelerdir?

    Hamilelikte hormon seviyeleri belirgin bir şekilde artmaktadır. Progesteron seviyesi mensturasyon siklusundaki seviyesinden 10 kat, östrojen seviyesi ise 30 kat daha yüksek seviyelerde seyretmektedir. Hamilelikte gözlenen hormon seviyelerindeki bu değişime bağlı olarak dişeti problemlerinin oluşma riski de artmaktadır. Bu dönemde, ağız hijyen eksikliğine bağlı olarak meydana gelen plak birikiminin ve buna bağlı gelişen dişeti iltihabının yani gingivitislerin hamilelerde, hamile olmayan bireylere göre daha şiddetli seyrettiği görülmektedir. Yapılan çalışmalarda hamilelikte gingivitis görülme sıklığının %50 ila %100 arasında değiştiği bildirilmiştir. Bu dönemde dişetlerinde fırçalama esnasında veya kendiliğinden kanama, renk değişikliği yani kızarıklık, şişlik, yumuşama ve hatta hamilelik epulisi olarak adlandırılan lokal dişeti büyümeleri meydana gelebilmektedir.

    2) Hamilelikte meydana gelen dişeti problemleri nasıl önlenir?

    Bilindiği gibi, etkili ve yeterli plak kontrolü tüm bireyler için büyük önem taşımaktadır. Ancak hamilelikte bu konuda çok daha dikkatli olunmalı ve ağız hijyeni işlemlerine ve maksimum plak kontrolüne özen gösterilmelidir. Doğru, etkili ve yeterli diş fırçalamanın yanısıra diş ipi ve ara yüz fırçası kullanılarak sadece görülen yüzeylerin değil ara yüzlerde biriken plağın da uzaklaştırılması gerekmektedir. Ayrıca hamilelik öncesinde periodontal değerlendirme yapılmalı ve dişeti hastalığı mevcut ise kesinlikle tedavi edilmelidir.

    3) Hamilelikte meydana gelen dişeti problemleri nasıl tedavi edilir? Antibiyotik ve ağrı kesiciler kullanılabilir mi?

    Hamilelikte meydana gelen dişeti iltihabı, başlangıç periodontal tedavisi denilen ağız hijyeni eğitimi, diştaşı temizliği ve profesyonel cila işlemlerinin uygulanmasıyla birlikte kontol altına alınabilmektedir. Bu söz konusu işlemler baslangıç halindeki dişeti iltihabının tedavisinde yeterli olacaktır. Ancak hamilelik epulisi dediğimiz lokalize dişeti büyümesi varsa ve bu hastanın çiğneme veya yemek yeme fonksiyonlarını engelliyorsa cerrahi olarak uzaklaştırılması gerekmektedir. Bu işlemler hastanın ağrı duymaması için lokal anestezi uygulaması ile yapılır. Hamilelikte de lokal anestezik maddeler güvenle kullanılabilmektedir. Ayrıca hastalara cerrahi işlemler sonrasında veya mevcut problemin tedavisine destek olmak amacıyla penisilin, sefalosporin ve eritromisin türevi antibiyotikler; parasetamol türevi ağrı kesiciler güvenle reçete edilebilir.
    Hamilelikte tetrasiklin, siprofloksasin ve aminoglikozidler hem bebeğin dişlerinde hem de diğer organlarında harabiyete neden olabileceğinden kesinlikle tercih edilmez.

    4) Tedavi edilmeyen dişeti hastalıkları hamilelikte ne gibi problemler yaratabilir?

    Tedavi edilmeyen periodontal hastalıkların hamile bireylerde ciddi bir erken doğum riski oluşturduğu (37 haftadan önce doğumun gerçekleşebileceği) ve düşük doğum ağırlığında bebeklerin (2,5 kg’dan az) dünyaya gelebilme riskinin bulunduğu ortaya konmuştur. Periodontal hastalığa sahip hamilelerde periodontal açıdan sağlıklı bireylere nazaran düşük doğum ağırlıklı bebeklerin dünyaya gelme riski 7,5 kat daha fazladır. Yine periodontal açıdan sağlıklı bireylere nazaran periodontitisli hamilelerde 5 kat daha fazla 35 haftadan önce ve 7 kat daha fazla 32 haftadan önce erken doğum riski olduğu bildirilmiştir.

    5) Hamilelerde dental tedaviler hangi dönemde yapılmalıdır?

    Diş çürüklerinin tedavisi (dolgu uygulaması) şeklindeki kısa süreli dental uygulamalar hamileliğin her döneminde yapılabilir. Ancak daha uzun süreli işlemler (operasyon, diş çekimi) 14. haftadan sonra yapılmalıdır. Çünkü ilk trimesterde (hamileliğin ilk 3 ayı) bebeğin organlarının gelişimi söz konusudur. Son trimesterde (hamileliğin son 3 ayı) ise vena cava kompresyonu sendromuna bağlı olarak ana damarlar üzerine baskı olması sonucu hastada senkop gelişerek erken doğum gerçekleşebilir, çünkü bu dönemde uterus dış uyaranlara karşı oldukça hassastır. Bu nedenle uzun süreli tüm dental işlemler 2. trimesterde (3-6. aylar arasında) daha güvenle uygulanabilmektedir.

    6) Hamilelerde diş çekimi yapılabilir mi?

    Evet diğer tüm bireylerde olduğu gibi diş çekimi de hamilelikte güvenle yapılabilir. Diş çekimi dolguya göre daha invaziv bir işlem olduğundan genellikle 2. trimesterde yapılması önerilmektedir.

    7) Radyografi alınabilir mi?

    Hamilelikte de normal bireylerde olduğu gibi radyografi alınabilmektedir. Ancak klinik pratikte zorunlu olmadıkça radyografi alınması tercih edilmemektedir. Radyografi alınması gerekiyorsa 2. trimesterde kurşun önlük koruyucu giydirildikten sonra alınması daha güvenlidir. Alınacak radyografilerin panoromik filmlerden ziyade problemli bölgeye yönelik lokal periapikal radyografiler şeklinde olması daha uygun olacaktır. Yine, az dozda radyasyon alınması için bu periapikallerin dijital olarak alınması eğer dijital imkanı yoksa hızlı filmlerle düşük dozda poz alınarak analog görüntüleme yapılması uygundur.

  • Sensodyne Hassas dişlerin rahatlaması için sadece 60 saniye yeterli

    Sıcak içecekler kabusunuz olmasın
    Hassas dişlerin rahatlaması için sadece 60 saniye yeterli
    Sensodyne Hızlı Rahatlama & Uzun Süreli Koruma, sadece 60 saniye içerisinde etkisini gösteriyor, diş hassasiyetine karşı uzun süreli koruma sağlıyor.
    Sensodyne Hızlı Rahatlama & Uzun Süreli Koruma sayesinde soğuk kış günlerinde ısınmak için içilen sıcacık çorbalar, çay, salep gibi içecekler, rahatlıkla tüketilebiliyor. Sıcak içecekler dişleri sızlatan bir kabus olmaktan çıkıyor.

    Diş hassasiyeti günümüzde her 3 kişiden 1’inin yaşadığı bir problem. Kış boyu tüketilen sıcak içecekler, hassas diş sorunu yaşayan kişilerin daha da acı duymasına sebep oluyor. Hassas dişlerde, sert diş minesinin altındaki daha yumuşak dentin tabakası açığa çıkıyor, bu tabaka sıcakla temas ettiğinde keskin bir ağrı oluşuyor. Problemin en pratik tedavi yöntemi ise hassas dişlere uygun bir diş macunu kullanımı.

    Sensodyne Hassas dişlerin rahatlaması için sadece 60 saniye yeterli | 4

    Sadece 60 saniyede rahatlama

    GlaxoSmithKline (GSK) Tüketici Sağlığı ürünlerinden Sensodyne Hızlı Rahatlama & Uzun Süreli Koruma’yı 10 diş hekiminden 9’u öneriyor. Tüketicilerin hassas diş problemine en pratik çözümü sağlayan Sensodyne Hızlı Rahatlama & Uzun Süreli Koruma, hassas dişlerin tetikleyicilerine karşı fiziksel bir koruma oluşturuyor. Diş macunu uyaranların dentin tabakasını aşarak sinire ulaşmasını engelleyerek, hassas dişlerin rahatlamasına olanak veriyor.

    Sensodyne Hızlı Rahatlama & Uzun Süreli Koruma, parmağın ucuna az miktarda sıkılıyor ve hassas olan dişlerin dişeti ile birleştiği kısma 60 saniye boyunca masaj yapılarak sürülüyor. Masajın ardından hızlı rahatlama etkisi hemen hissediliyor. Dişleri temizleyen, ferahlık veren ve diş minesinin güçlenmesini sağlayan ürün, günde iki kez kullanıldığında da hassas dişler için uzun süreli koruma sağlıyor.

    GSK Hakkında
    130’dan fazla ülkede faaliyet gösteren GSK Consumer Healthcare, bilimsel ağız sağlığı ürünleri konusunda lider konumda. Dünya çapında her gün 200 milyondan fazla insan GlaxoSmithKline (GSK) markalı diş macunlarını ve diş fırçalarını kullanıyor. GSK komple ağız sağlığı ürün yelpazesini tüketicilere sunuyor (diş macunu, diş fırçası, ağız bakım gargarası ve protez bakım ürünleri).
    GSK Consumer Healthcare bünyesindeki Sensodyne; Florürlü, Tam Koruma ve Beyazlatıcı, Ferah Nefes, Beyazlatıcı, Naneli, Tam Koruma, Jel ve iso-active (Çoklu Etki, Beyazlatıcı), Hızlı Rahatlama olmak üzere 10 çeşidiyle, hassas dişlerin bakımını sağlıyor.

  • Hamilelikte Ağız ve Diş Bakımı Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar…

    “Her doğumda bir diş kaybedilir” düşüncesi şehir efsanesi mi ?

    Ağız ve diş sağlığı konusunda farkında olmadan yaptığımız hatalar, kimi zaman telafisi çok güç sonuçlar doğurabiliyor. Buna rağmen, toplumumuzda her konuda olduğu gibi diş bakımı konusunda da kulaktan dolma bilgilerle hareket etmek oldukça yaygın. Ağız sağlına özellikle dikkat edilmesi gereken bir dönemde yani hamilelikte başvurulan yanlış yöntemler sebebiyle bazen sağlıklı dişler bile kaybedilebiliyor.Her hamilelik bir diş kaybettirir’ düşüncesi yüzünden çürük dişe razı gelmek, hamileyken diş taşı temizliği yaptırmamak, ağrı yapsa bile çürük dişi tedavi ettirmemek, gebelikte ağız gargarası yapmamak hamilelik döneminde ağız ve diş bakımında yaygın olarak yapılan hataların başında geliyor

    Dişhekimine ne zaman gitmelidir ?

    Hamilelik planlanıyorsa veya hamile olunduğundan şüpheleniliyorsa dişhekimi ziyaret edilmelidir. Ilk 3 aylık dönemin sonunda temizlik yapılması uygundur. Dişhekimi hamileliğin kalan dönemi için bir tedavi takvimi hazırlayacaktır. İkinci 3 ayda da ağız dokularında meydana gelen değişikliklerin ve ağız bakımının etkinliğinin değerlendirilmesi ile birlikte tekrar temizlik önerilebilir. Duruma göre üçüncü 3 aylık dönemde de tekrar randevu verilebilir fakat tüm bu seanslar mümkün olduğunca kısa süreli olmalıdır.

    Hamilelik sırasında yapılmaması gereken işlemler var mıdır?

    Genellikle acil olmayan işlemler de hamilelik sürecinde yapılabilir. Ancak herhangi bir diş tedavisi için en uygun zaman 4. Ve 6. aylar arasıdır. Şiddetli ağrının eşlik ettiği acil durumlarda tedavi hamileliğin herhangi bir döneminde yapılabilir. Anestezi ve ilaç verilmesini gerektiren durumlarda jinekolog ile irtibat kurulmalıdır. Ertelenebilecek işlemler doğumdan sonraya bırakılmalıdır.

    Hamilelik döneminde diş röntgeni zararlı mıdır ?

    Bu dönemde tedavi için çok gerekli degil ise pek rontgen çekılmemelidir.Ancak zorunlu durumlard ağız içinden 1-2 film alınabilir.Her ne kadar dişhekimliğinde çekilen röntgenlerde verilen radyasyon miktarı çok az ve karın bölgesine çok yakın değilse de gelişmekte olan bebeğin ışın almasını önlemek için mutlaka kurşun önlük kullanılması gerekir.Yine de ilk üç ay film çekilmesinden kaçınmak gerekir.

    Dişler hamilelik sırasında daha çabuk mu çürür ?

    Daha öncede de belirtildiği gibi “hamilelik döneminde annenin dişlerinden kalsiyum çekildiği ve bu nedenle her bebeğin anneye bir diş kaybettireceği” inancı kesinlikle doğru değildir. Hamilelik döneminde vücuttaki dengenin bozulması dişlerin çabuk çürümesine uygun bir ortam yaratır. Bu dönemde dişlerin daha çabuk çürümelerinin nedenleri şunlardır;

    Bebek beklenen dönemde tatlıya, aburcubura aşırı istek belirir ve bunlar yendikten sonra diş fırçalama ihmal edilir

    İlk aylarda görülen kusmalardan sonra anne ağız bakımına yeterince özen göstermeyebilir.

    Gebelik hormonlarının (östrojen, progestron) etkisi ile dişetleri daha çabuk kanayan anne, dişlerini fırçalamaktan kaçınır. İşte bu nedenlerden ötürü bu dönemde diş sağlığına daha özen göstermek gerekir.

    Bebeğin diş sağlığı için alınması gereken önlemler var mıdır ?

    Bebeğin diş gelişimi anne karnında başlar. Bu dönemde anne hem kendi sağlığı hem de bebeğinin diş gelişimi için dengeli beslenmeye dikkat etmelidir. Diş sağlığı için protein,Avitamini (et, süt, yumurta, sarı sebze ve meyveler) C vitamini (narenciye, domates, çilek), D vitamini (et, süt, yumurta, balık) ve kalsiyum (süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler) dan zengin gıdaların yeterince alınması gerekir. Bunun yanısıra bilinçsiz ilaç kullanımından kaçınılmalıdır. Kullanılan ilaçlar bebeğin diş sağlığının yanısıra genel vücut gelişimini de olumsuz yönde etkileyebilecektir. Bebeğin diş sağlığı konusunda bilgili olmak,çocuğunuzun ömür boyu sağlıklı dişlere sahip olmasında ilk basamaktır. Bebeğin diş bakımı ve beslenmesi ile ilgili bilgi edininiz.

    “Hamileyken antibiyotik kullandım” bebeğimin dişleri etkilenir mi?

    Bu dönemde bilinçsiz ilaç kullanımından kaçınılması gerektiğini belirtmiştik. Ancak kullanılan her antibiyotiğin bebeğin dişlerinde lekelenmelere neden olduğu kanısı yanlıştır. Dişlerde renklenmelere neden olan antibiyotik grubu “tetrasiklinler”dir. Bunun dışındaki antibiyotiklerin renklenme yaptığı kanıtlanamamıştır.

    Dt.Beno Bunyamın Çukran