Kategori: Diyet

  • Masa başı çalışanlar için zayıflama ipuçları

    Masa başı çalışanlar için zayıflama ipuçları

    Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, bir çoğumuzun masa başında çalışmaktan şikayetçi olduğunu belirterek, günde sekiz, haftada kırk saatinizi masa başında çalışarak geçirenler ve sağlıklı beslenmek, kilonuzu korumak isteyenler için önemli ipuçları verdi.

    Gece boyunca bir şey tüketilmediği için uzun süren açlık nedeniyle metabolizma hızının yavaşladığını belirten Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, “Sabahları uyandıktan sonra metabolizmanızı canlandırmak için en fazla 1 saat içerisinde ve sağlıklı besinlerden oluşan bir kahvaltı gerekmektedir. Eğer sabahları kahvaltı etmeden güne başlanırsa geçen her süre metabolizmanızın daha da yavaşlamasına sebep olmaktadır. Fakat kilo problemi yaşayan kişilerin enerji harcama sorunları olmasından dolayı zayıf olan kişilere göre daha yoğun bir kahvaltı yapmaları zayıflamayı kolaylaştırmak yerine zorlaştırmaktadır. Yapılan araştırmalar şişman kişilerin kahvaltıyı geç ve oldukça yoğun yaptığını göstermektedir.

    Gün içerisinde kendinizi sürekli halsiz veya yorgun hissediyorsanız su tüketiminizi kontrol etmeyi unutmayın! Ayrıca, böbrek fonksiyonları, vücut ısı dengesi, kan dolaşımı, atık maddelerin atılması ve besinlerin taşınması için su tüketimi çok önemlidir” dedi.

    Çay ve kahve tüketimine dikkat

    Çay ve kahve tüketimine dikkat edilmesini öneren Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, daha sonra şunları söyledi; “Gün içerisinde kendimizi daha zinde hissetmek için çay ve kahve tüketimini arttırırız. Fakat çay ve kahvenin aşırı tüketilmesi; bazı vitamin ve mineral emilimlerini bozmaktadır. Özellikle antioksidan vitaminler (A, C, E) hassas olduklarından kahve ve çaydaki tanen ve kafeinden negatif etkilenirler. İçecek olarak yeşil çay, beyaz çay veya diğer bitki çaylarını tercih edebilirsiniz.

    Ara öğünler özellikle uzun süre aç kalmayı engelleyerek kan şekerinin düzenlenmesini, o esnada vücut için gerekli enerjinin sağlanmasını ve metabolizma hızının yükselmesini sağlar. Böylece gün içerisinde daha dinç, daha zinde bir vücuda kavuşarak, konsantrasyon bozukluğu, uyku, yorgunluk gibi problemler engellenmiş olur. İş yerinizde tüketebileceğiniz minik atıştırmalar: Kuru kayısı ve ceviz; yaban mersini ve fındık; süt ve 1 adet meyve; beyaz peynir ve ekmek ile minik bir sandviç olabilir.

    Gün içerisinde yapacağınız düzenli egzersiz ile kalori yakımını fazlasıyla arttırılabilir; metabolizmanızın aktif ve sürekli olarak çalışmasını sağlayabilirsiniz. Spor yapmak için vaktiniz yoksa gün içerisindeki hareketinizi asansör kullanmak yerine merdivenleri tercih ederek, yürüyerek idilebilecek noktalara araçsız giderek arttırabileceğinizi unutmayın.

    Bazı besinler çalışma sırasında hem dikkatinizi toparlamaya hem de sizi daha hızlı düşünmeye sevk edecek bir etkiye sahiptir. Eğer bir konuya odaklanmak istiyorsanız ceviz, fındık veya yer fıstığı tüketebilirsiniz fakat miktarı göz ardı etmeyin! Hafızanızı kuvvetlendiren havuç aynı zamanda beyin metabolizmasını etkilemektedir. Sadece yarım avokado tüketerek hafıza ve konsantrasyonunuzu arttırabileceğinizi unutmayın.”

     

    Kaynak: trthaber.com

  • 33 Gün Diyeti

    33 Gün Diyeti

    Kilo vermeye ya da ideal kilonuza ulaşmaya çalışırken sağlığınızı tehlikeye atmayacak bir diyet arayışındaysanız 33 Gün Diyeti sizi baştan yaratacak!

    33 Gün Diyeti kişinin bedensel ihtiyaçlarını tanımlayabilmesi için oluşturulmuş bir beslenme süreci… Temelinde Eliminasyon Diyeti olarak bilinen ve özellikle batıda Functional Nutritionist ve Functional Medicine profesyonellerinin sıkça kullandıkları bir metot. 21 gün boyunca, kişinin beslenmesinden beş ana alerjen çıkartılıyor. Diyetin yaratıcısı Aslı Osma Kender, 33 Gün Diyeti hakkında merak ettiğimiz soruları detaylarıyla yanıtladı.

    33 GÜN DİYETİ NEDİR?
    Gluten, soya, mısır, hayvansal süt ürünü ve işlenmiş şeker… Bunları 21 gün boyunca hayatınızdan çıkardığınızı düşünün. 22’nci gün itibarıyla bu alerjenler teker teker günlük beslenmeye dahil ediliyor. Her biri dahil edildikten sonra iki gün bekleniyor ve vücudun tepkileri takip ediliyor. Bu şekilde devam ederek beş alerjeni denememiz toplamda 33 gün sürüyor. İlk 21 gün boyunca sistem rahatlıyor, temizleniyor, diğer bir deyişle kuvvetli bir detoksifikasyon sağlanıyor. Bu esnada kişinin eklem ağrıları, romatizmal ağrılar, migreni, fibromiyalji ağrıları, yorgunluk, şişkinlik şikayetleri ve dermatolojik semptomlarının azalmasına yardımcı oluyor. Tabii bu esnada oldukça sağlıklı beslenildiği için kilo da veriliyor. Sonrasında tek tek alerjen gıdaları ekleyerek yok olmuş semptomların hangi gıdalar tarafından tetiklendiği keşfedilebiliyor.

    DİYETE BAŞLAMADAN ÖNCE UYULMASI GEREKEN BİR HAZIRLIK SÜRECİ VAR MI?
    Diyete başlamadan önce yapılması gereken tek hazırlık, organize olmak. Yani bir gün ayırıp, gerekli haftalık alışveriş, pişirme ve saklama sistemi ile diyetin yapımını kolaylaştırmak.

    DİĞER DİYET UYGULAMALARINDAN FARKI NEDİR?
    Diğer diyetlerden en büyük farkı sadece geçici bir süre ve sadece zayıflamak için formüle edilmiş olmaması… Bedenimizi tanıyabilmemizi sağlayan bu diyet, kilo verirken bir yandan da olumsuz semptomlardan arınabilmemizi sağlıyor.

    “Masada yemek yiyin. Yemek yerken televizyon seyretmek ve kitap okumak gibi başka aktiviteler yapmayın. Küçük lokmalar alın ve çok çiğneyin. Tuzlu, tatlı, ekşi, acı ve kıvam özelliklerinin farkına varmaya çalışın.”

    diyet_listesi_2016

    33 GÜN DIYETI’NDE MUTFAĞIMIZDA HANGI BESINLER OLMAZSA OLMAZLARDAN, NEDEN?
    33 Gün Diyeti’nde mutfağımızda olması gereken en önemli besin grubu sebzeler, meyveler, sızma zeytinyağı, et, tavuk, yumurta ve balık gibi proteinlerden oluşuyor. Smoothie yapımına girmek şart değil ama istediğiniz takdirde kuvvetli bir blender bu işi görüyor. Tabii bunlara ek olarak farklı yağlar, proteinler, çekirdekler ve kuruyemiş eklenebilir ama olmazsa olmaz değil. Mesela ayçekirdeği, badem, kaju, Hindistan cevizi yağı ve sütü, chia tohumu ve kinoa gibi ama şart değil. Ayrıca özel bir pişirme tekniği veya tarzı da gerekmiyor. Türk mutfağının zeytinyağlıları, tencere yemekleri, Ege’nin otları ve deniz ürünleri, dolmalarımız bile bu diyeti yapmak için yeterli.

    BU SİSTEMİ SİZ KENDİ ÜZERİNİZDE DE DENEDİNİZ, NELER FARK ETTİNİZ?
    Bu diyeti denediğimde ilk olarak bayağı bir ödem attığımı fark ettim. Devam ettikçe daha fazla enerjik hissetmeye başladım, uyku kalitemin iyileştiğini gördüm. Cildimin daha ışıltılı görünmeye başladığını gözlemledim. Özellikle karın bölgesinden 4-5 kg verdim ve baş parmaklarımda uzunca bir süredir devam eden romatizmal ağrıların yok olduğunu fark ettim.

    KİMLER BU DİYETİ UYGULAMALI YA DA UYGULAMAMALI? RİSKLİ BİR GRUPTAN BAHSEDİLEBİLİR Mİ?
    Diyabet hastalarından kalp hastalarına, kilo veremeyenlerden fertilite problemi yaşayanlara ve özellikle de romatizmal artrit, Hashimoto, Lupus ve MS gibi otoimmün özelliği taşıyan hastalıklara ek destek arayan kişiler yapabilir. Çoğu zaman uzun süre devam edildiğinde, bahsettiğim kronik hastalıklarda alınan ilaçların dozajları bile zamanla doktor kontrolü altında minimuma indirilebiliyor. Hatta bazen tamamen bırakılabiliyor. Ancak bu uzun zaman ve disiplin gerektiren bir süreç. 33 gün sonunda hangi besinlerin size dokunduğunu tespit ediyorsunuz ama sonrasında uzun bir süre o besinlerden bir ufak lokma bile yemeden devam etmeniz gerekiyor.

    DİYET SÜRESİ BİTTİĞİNDE KİŞİ HAYAT TARZINDA NASIL BİR YOL İZLEMELİ?
    33 gün bittiği zaman kişi hangi besin grubunun vücuduna zarar verdiğini ve sistemi zorladığını tespit ettiği için onları artık yemeyerek ve dolayısıyla zamanla beden, metabolizma ve bağışıklığını kuvvetlendirerek daha sağlıklı olabiliyor. Fazla kilolardan kurtulmak ise bu sürecin tatlı ve hoş olan bir yan tesiri.

    33_gun_diyeti

    33 Gün Diyeti Beslenme Programı

    1. Gün

    Sabah: 

    • 2 adet yumurta, 1 adet domates, 1 adet biber, 2-3 çorba kaşığı sızma zeytinyağı ile hazırlanmış menemen

    Öğle: 

    • 200 g somon balığı

    • Bol koyu yeşil yapraklı salata, zeytinyağı ve limonlu

    • 5 yemek kaşığı patates salatası (1/2 su bardağı limon ve zeytinyağı ilaveli)

    Ara Öğün: 

    • 1 adet şeftali

    • 5 adet ceviz

    Akşam: 

    • 1 kase Gazpacho çorba

    • 3 adet köfte (ekmek içi yerine toz badem ve yumurta)

    2. Gün

    Sabah: 

    • 2 adet katı veya rafadan yumurta

    • 8-10 adet zeytin

    • Domates, salatalık, biber (kekik ve zeytinyağı ilaveli)

    Öğle: 

    • Tavuk, pose veya ızgara veya buğulama (1 bütün but)

    • Bol koyu yeşil yapraklı salata, zeytinyağı ve limonlu

    Ara Öğün: 

    • 1 kase ton balığı, maydanoz, fesleğen ve dereotlu karışım (limon ve zeytinyağı ilaveli)

    • 1 adet glütensiz kraker

    Akşam: 

    • 6 yemek kaşığı ızgara sebze

    3. Gün

    Sabah: 

    • Hindistan cevizi sütünde pişmiş beyaz kinoa içine 1 tatlı kaşığı bal, 4-5 ceviz, 5 adet yaban mersini

    Öğle: 

    • 1 su bardağı dolusu yaprak veya 2 adet etli biber dolması

    • Bol koyu yeşil yapraklı salata (zeytinyağı ve limon ilaveli)

    Ara Öğün: 

    • 2 dilim ananas, üzerine 1 çorba kaşığı chia tohumu, 1 çay kaşığı tarçın

    Akşam: 

    • 150 g ızgara et

    • 4 yemek kaşığı zeytinyağlı bezelye

    • 1 kase çoban salata

    4. Gün

    Sabah: 

    • 2 adet yumurta (sahanda, zeytinyağında pişmiş)

    • Domates, zeytin, salatalık (limon ve zeytinyağı ilaveli)

    Öğle: 

    • 100 g somon füme

    • Bol koyu yeşil yapraklı salata, zeytinyağı ve limonlu

    • 2 yemek kaşığı patates salatası

    Ara Öğün: 

    • Rende elma, tarçın, vanilya (biraz su ile pişirilmiş, soğutulduktan sonra yaban mersini ve ceviz ilaveli)

    Akşam: 

    • 180 g ızgara bonfile

    • 1 kase çoban salatası

    • 1 adet zeytinyağlı enginar

    5. Gün

    Sabah: 

    • Kırık veya rende cevizle karıştırılmış zeytin ezmesi

    • Glütensiz 2 adet kraker veya ekmek (içeriğinde mısır olmamalı)

    • Domates, salatalık, biber (kekik ve zeytinyağı ilaveli)

    Öğle: 

    • 3-4 çorba kaşığı mercimek

    • 2 çorba kaşığı pilav

    • Ev yapımı lakto-fermente lahana turşusu

    Ara Öğün: 

    • 2 dilim çekirdek ve chia tohumlu gevrek

    Akşam: 

    • Tavuk suyuna tavuk etli ve sebzeli tavuk çorbası (havuç, kereviz sapı ve ıspanak)

    GAZPACHO (İSPANYOL USULÜ SOĞUK ÇORBA) 

    2 kişilik 

    Malzemeler: 

    • 3 adet büyük domates

    • 2 adet salatalık

    • 1 adet tatlı kırmızı biber

    • 1 diş sarımsak

    • 1 çay bardağı sızma zeytinyağı

    • 1-2 çorba kaşığı balzamik sirke

    • 1 adet ince ve küp küp doğranmış katı yumurta

    • Bir tutam deniz tuzu ve taze çekilmiş karabiber

    Hazırlanışı: 

    Yumurta hariç tüm malzemeyi kuvvetli bir blender’da karıştırın. İster pürüzsüz ister hafif taneli olarak kıvamını ayarlayabilirsiniz. Buzdolabında iyice soğumaya bırakın. Yiyeceğiniz zaman üzerine yumurta parçacıklarını serpiştirin.

    ÇEKİRDEK VE CHIA TOHUMLU GEVREK 

    2 kişilik 

    Malzemeler: 

    • 150 g ayçekirdeği içi

    • 150 kabak çekirdeği içi

    • 150 g chia tohumu

    • 50 g susam

    • 1 çay kaşığı toz zencefil

    • 1 çay kaşığı toz tarçın

    • 1/2 su bardağı bal veya akçaağaç şurubu

    Hazırlanışı: 

    Tüm malzemeyi bir kasede karıştırın. Hafif yağlanmış ve pişirme kağıdı ile döşenmiş bir dikdörtgen fırın kabına yayın. 170 derecede önceden ısıttığınız fırında 30 dakika, üzeri hafif pembeleşene kadar pişirin. Fırından çıkartın, soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra kağıtların kenarından tutarak tepsiden alın ve kare dilimler olarak kesin. Kavanozda bir haftaya kadar saklayabilirsiniz.

    IZGARA SEBZE TABAĞI 

    2 kişilik 

    Malzemeler: 

    • 1 adet brokoli

    • 1/2 patlıcan

    • 1/2 kabak

    • 1/2 kırmızı kapya biber

    • Zeytinyağı, balzamik sirke

    • Tuz, karabiber

    Hazırlanışı: 

    Fırını 200 derecede ısıtın. Brokoli, patlıcan, kabak, kırmızı biberi fırın tepsisine dizin. Biraz deniz tuzu, taze çekilmiş karabiber ve sızma zeytinyağı ile karıştırıp 25 dakika pişirin. Fırından çıkarınca üzerine balzamik sirke ve biraz daha zeytinyağı ekleyin.

    Formsanté 2016- Temmuz sayısı
    Elif Gürsoy

  • Yaz diyetini kendin yarat

    Yaz diyetini kendin yarat

    Kış sezonu boyunca diyet ve egzersiz yaptınız, bol su içtiniz ve sonunda istediğiniz bedene ve ruh haline kavuştunuz. Tebrikler! Şimdi her şeyi kendi kontrolünüze geçirip, kendi yaz diyetinizi ve sağlıklı yaşam sırlarınızı yaratma zamanı…

    Uzun süredir bir uzman tarafından kilo verme ve sağlığınıza kavuşma çalışmaları yürütüyor olabilirsiniz. Sonunda ipi göğüslemiş, hayalini kurduğunuz kiloya ve fitliğe kavuştuğunuzu varsayalım. Harika bir iş çıkardınız, o zaman devam! Yaz mevsiminde uygulayacağınız pratik bilgilerle kendi diyetinizi ve sağlıklı beslenme rutininizi kendiniz yaratabilir, yeni alışkanlıklar edinerek yenilenebilirsiniz. Hava mis gibi, güneşli. Güzel meyve ve sebzeler de var. İhtiyacınız olan şey güçlü bir irade!

    MEVSİMİNDE GÜZEL
    Yaz mevsimi beraberinde tadına doyamadığımız meyve ve sebzeleri de getiriyor. Akşam saat yediyi geçmeyecek şekilde ara öğünlerinizde meyve tüketebilir, dilerseniz kendi meyveli yoğurdunuzu kendiniz yapabilirsiniz. Bir kase yağsız yoğurt içine bir kaşık yulaf ve çilek püresi koyarak mükemmel bir sağlıklı atıştırmalık yaratmış olursunuz. Belki kavunun ya da karpuzun sadece suyunu içmeyi seviyorsunuzdur. O da kabul… O halde gelsin rengarenk smoothie’ler!

    KÜÇÜK TABAKLAR
    Sıcak nedeniyle aslında canınız çok bir şey yemek istemiyor olabilir. Zaten hafif ve ağır olmayan gıdalar tüketmeniz de lehinize olacak. Kilo vermeye çalışanların çoğu kilo kaybetmenin ya da kontrolünü sağlamanın sırrının porsiyonları küçültmek olduğunu bilir. O halde siz de yazın bunaltıcı sıcağını bahane ederek, daha enerjik ve fit olmak adına çok yemekten kaçının. 10 kaşık yediğiniz bir yemeği altı kaşığa düşürün. İki bardak içtiğiniz bir içeceği bir bardakta kesin. İnanın böyle daha az yorgun ve daha hareketli olacaksınız. Aynı zamanda midenize de iyilik yapmış olacaksınız.

    UZUN GECELERE DİKKAT
    Yaz uzun, geceleri de uzun. Tüm gün boyunca işinizden gücünüzden ana öğünleriniz dışında başka şeyler yemeye fırsat olmayabilir. Ama bunun acısını gece çıkarmayın. Saat yedi ya da en geç sekiz itibarıyla buzdolabı ile olan ilişkinizi sadece soğuk suyla sınırlandırın ve başka hiçbir şey yemeyin. Evet, belki arkadaşlarınız sizi sahilde yürüyüş yapmaya çağırmış olabilir. Ama cezbeden tehlikelere karşı gelmesini bilin. Sahil boyu abur cubur satan kişi ve yerlerden uzak durun. Dondurmaya bir bakış atın ve geçin. Çekirdek mi? Bu saatte asla deyin. Kendi diyetinizi kendiniz yaratıyorsanız, bu risklere de kendiniz karşı geleceksiniz.

    EVDE DURMUYORSANIZ
    İşinizden ya da başka bir nedenden evde çok vakit geçirmiyorsunuz. Sürekli dışarıda durmak, yemeğinizin de dışarda yenileceğini işaret ediyor. Ev dışında sağlıklı alternatifler bulabileceğiniz gibi kendi yemeğinizi evde hazırlayıp, kaplarına koyup çantanıza atabilirsiniz. Hem böylece ne yediğinizden emin olursunuz.

    Sıcak ve nem oranının fazla olduğu günlerde su tüketiminizde daha dikkatli olmanız gerekiyor. Meşrubat, çay, kahve gibi sıvıların asla yerine geçemeyeceği su, yaz aylarında kaybedilen sıvı kaybının karşılığını almak amacıyla günde 2,5-3 litre civarında tüketilmeli. 

    BARBEKÜ PARTİSİ
    Hem arkadaşlarınızla birlikte hoşça vakit geçirip hem de ızgara lezzetlerin doruğuna çıkmaya ne dersiniz? Barbekü fikri ilk başta korkutucu gelebilir ama panik yok, onun da sağlıklı bir yolu var. O zaman hemen bir barbekü alın ve bahçesi barbekü partisine uygun olan bir arkadaşınızın evinin yolunu tutun. Böyle bir arkadaşınız yoksa üzülmeyin, çöplerinizi işiniz bittiğinde toplayacağınıza ve yangın riski oluşturmayacağınıza özen göstereceğiniz takdirde park ve bahçeler sizin. Dışarda yediğiniz ızgaraların hangi yağ ve soslarla marine edildiği hakkında bir fikriniz yoksa siz de kendi etinizi kendiniz yapın. Dilediğiniz baharatları kullanın ya da yağsız pişirin. Pişirdiğiniz etlere arkadaş da getirin. Mesela domates, çarliston biber, patlıcan, soğan… Salata mı? O zaten masanızın olmazsa olmazı olsun!

    KIZGIN KUMLARDAN SERİN SULARA
    Beklediğimiz yaz sonunda geldiğine göre artık kendimizi suya atabiliriz! Üstelik yaz boyunca kendinize yüzecek bir yer bulabildiğiniz sürece egzersiz planınızı havuzda ya da denizde gerçekleştirebilirsiniz. Isınma ve esneme hareketleriyle desteklediğinizde işlem tamam. Sağlıklı beslenme rutininize yüzmeyi ekleyerek, hem yazın keyfini çıkarırken serinleyebilir hem de tüm kas gruplarınızı aynı anda çalıştırarak fit görünümünüzü devam ettirebilirsiniz. ‘’İlla ki bir spor ya da yüzme kulübüne üye olmamız mı gerekiyor, ben karşılayamam ki!’’ diyebilirsiniz, haklısınız da. Havuz için olumsuzsanız, tercihinizi İstanbul’a yakın ve tesis haline getirilmiş plajlardan yana kullanabilirsiniz. Unutmadan, dalgalı denizlere dikkat!

    BUZ GİBİ İÇECEKLER
    Çok sıcak değil mi? Bunaldınız ve klimalar da artık işe yaramıyor… Kaleyi içten fethedin ve yaz meyveleriyle hazırladığınız buz gibi içeceklerle serinlemenin farklı bir yolunu keşfedin. Üstelik seçenek de bol. Sulu meyveler bu içecekleri hazırlamak için ideal. Karpuz, üzüm, kivi muhteşem bir üçlü olabilir. İçine biraz da kırık buz koyarak yaz sıcağına karşı gelecek serinliği yakalayabilirsiniz. Çilek, şeftali, kayısı da seçenekleriniz arasında olsun. Bir de yumuşaklarsa işiniz daha kolaylaşacak.

    Şeftalili smoothie: 

    Malzemeler: 

    • 1 büyük şeftali

    • 1/2 su bardağı süt

    • 2 yemek kaşığı yoğurt

    • 1 tatlı kaşığı bal

    • Yarım top vanilyalı dondurma

    • 1 çay kaşığı tarçın

    • Buz kırıntıları

    Hazırlanışı: Tüm malzemeleri blender’dan geçirin. Ardından buz kırıntılarını ekleyin. Dilerseniz çubuk tarçın ve birkaç yaprak nane ile süsleyin.

    Formsante 2016 – Haziran sayısı
    Elif Gürsoy

  • Etkili Diyet Püf Noktaları

    Etkili Diyet Püf Noktaları

    Formda kalma uğraşları nasıl gidiyor? Biz kadınlar için ince ve kusursuz bir fiziğe sahip olmak büyük önem taşır… Spor ve egzersizlerle, diyetlerle ve pek tabi ki sağlıklı yaşam kurallarına uyarak da formumuzu korumak için birçok uğraş veriyoruz. Hele ki aylardan Ağustos ise! Plaj mevsimi devam ederken her zamankinden bir tık daha fazla dikkatli olabiliyoruz. Ancak bazen çabalarımızın karşılığını alamadığımız oluyor. Bu noktada ise Kadınlar Kulübü’nün etkili diyet püf noktaları devreye girecek… Ayrıntılara birlikte göz atalım mı?

    İşte uğraşlarınızı boşa çıkarmayacak o etkili diyet püf noktaları

    Fındık tüketimine dikkat edin:

    fındık

    Birçok diyetisyenin öneri listesinde yer alan fındık metabolizmayı hızlı çalıştırmakta bize bir hayli yardımcı J Ancak kararında tüketmek işin püf noktası… Çünkü fındıktaki iyi yağlar yağ yakım oranınızı hızlandırırken çok fazla tüketildiği takdirde tam tersi bir etki yaratabiliyor. Diyetisyeninizin önerisi üzerine tükettiğiniz fındık miktarı ise fazla kilolarınızdan kurtulmanızda size yardımcı olacak!

    Hem karbonhidrat hem yağı birlikte tüketmeyin:

    karbonhidrat

    Vücudumuza enerji veren aynı zamanda çok daha kolay sindirebildiğimiz karbonhidratlar yağlı gıdalar ile birlikte tüketildiğinde, yağlı gıdaların yağının depolanmasına neden olur…

    Kahvaltı alışkanlığı:

    kahvaltı

    Yapılan birçok araştırma sonucu ve uzman bilgisi aynı noktaya parmak basıyor : Kahvaltı alışkanlığı olmayanlar kahvaltı alışkanlığı olanlara nazaran daha kilolu! Güne nasıl başladığınız çok önemli. İyi bir kahvaltı metabolizmanızın gün içinde çok daha hızlı ve sağlıklı çalışmasını sağlar.. Metabolizmanızın iyi çalışması da fazla kilolarla vedalaşmak demektir… Haydi o zaman kahvaltıya!

    Protein alıyor musunuz?

    protein

    Birçok sporcu ya da modelle yapılmış röportajlardan çıkan sonuç aynı! Protein tüketiminize dikkat etmek. Çünkü protein tüketmek vücuttaki kas oranının artmasına neden oluyor. Bu da yağlı bir görüntüden uzaklaşmanız demek. Gün içinde mutlaka protein içeren besinleri tercih etmelisiniz.

    Her gün kaç kalori?

    kalori

    Öğünleriniz arasında mutlaka bir denge olmalı… Bir gün aç kalıp ertesi gün abartarak yemek yemek metabolizmanıza zarar verir… Yapılan birçok araştırma her gün aynı kaloriyi alan insanların daha sağlıklı olduğunu ortaya koyuyor. Siz de diyetisyeninize danışarak günde kaç kalori almanız gerektiği öğrenip, öğünler arası dengeyi daha sağlıklı kurabilirsiniz.

    Etkili Diyet Püf Noktalarını hayata geçirmek için daha fazla beklemeyin! Ne dersiniz?

    BONUS: Düzenli uyku, bol su tüketmek, vitamin değeri yüksek besinleri tüketmek ve tabi ki spor ve egzersizler de formda bir fiziğin altın kuralları!

  • Detoksla Nasıl Kilo Verilir?

    Detoksla Nasıl Kilo Verilir?

    Detoks; vücuttaki toksinleri atarak, enerji seviyesini yükseltmeyi hedefleyen kısa süreli bir programdır. Özellikle mevsim geçişlerinde sıkça görülen yorgunluk, halsizlik gibi sıkıntılar yaşıyorsanız, son zamanlarda şekerli ve yağlı besin veya alkol, sigara tüketimini arttırmışsanız, vücudunuzu arındırmak için kısa süreli detoks programlarından yararlanabilirsiniz. Detoks programlarını yılda 2 veya 3 kez uygulayabilirsiniz.

    Herhangi bir rahatsızlığı olmayan, 20-60 yaş arası bireyler detoks programları uygulayabilirler. Hamileler, emziren kadınlar, çocuklar, büyüme ve gelişme çağındaki gençler, yaşlılar, kronik rahatsızlığı olan bireyler ve daha önce ciddi bir sağlık problemi geçirmiş olan kişiler kesinlikle detoks programı uygulamamalı ve diyetisyenlerine, doktorlarına danışmalıdırlar.

    Detoks; vücudun temizlenmesini hedefleyerek, vücuttaki zararlı maddelerin atılmasını ve vücudun yenilenmesini destekliyor. Böylece düzensiz beslenmenin veya çevresel etkenlerin vücudunuzda biriktirdiği kötü anılardan kurtulmuş oluyor ve enerjinizi yükseltiyorsunuz.

    Detoks programı, beslenmenizde aldığınız kalorinin daha azını içerdiği için, programı uyguladıktan sonra kilo kaybı yaşayabilirsiniz. Ancak bu programları kesinlikle bir zayıflama yöntemi olarak kullanmamalı ve önerilen süreyi aşmamalısınız.

    Detoks programları sınırlı besin ve kalori içerdiği için, uzun süreli kullanımlarında beslenme yetersizlikleri ve sindirim sorunları gibi sıkıntılar yaşayabilir ve program sonunda daha fazla besin tüketmeye ihtiyaç duyabilirsiniz. Bu durum uzun süreli program sonrası daha fazla kilo alınmasına sebep olabilir.

    Yağ kaybı, sağlıklı ve düzenli beslenmeyle beraber gerçekleştirebileceğiniz bir başarı. Detoks ise; daha çok vücudunuzdaki şişliklerden kurtulabileceğiniz, su ve toksin atımına dayalı bir program.

    Uyguladığınız detoks programlarının işe yarayabilmesi için; detoks sonrasında beslenmenize kesinlikle dikkat etmeniz gerekiyor. Detoks programıyla beraber kazandığınız enerjinizi yüksek tutabilmek için düzenli ve sağlıklı beslenme tarzını benimsemeniz ve alkol, sigara tüketimini de mümkün olduğunca sınırlamanız gerekiyor.

    Detoks programlarının; sadece su, çay ve sebze-meyve sularını içeren total oruç, asitli besinleri tüketmemeye yönelik olan bazik oruç, sadece pişmemiş gıdalar ile beslenmeyi destekleyen tek yönlü program ve haftanın bir günü hiçbir katı yiyeceği içermeyen program olmak üzere 4 farklı çeşidi mevcut. Şu an ulaşabileceğiniz birçok detoks programı da bu 4 çeşitten yararlanılarak hazırlanmış programlar.

    Detoks programları kısıtlı kalori içerdiğinden kişiler kesinlikle kendi başına detoks programı uygulamamalı ve mutlaka diyetisyenlerine,doktorlarına danışmalıdırlar. Kendi başınıza yapabileceğiniz en güzel detoks, hayat boyu sürdüreceğiniz sağlıklı ve dengeli beslenme programıdır.

    Detoks programlarında; sıvı diyetler, katı diyetler veya her ikisini birden içeren diyetler mevcuttur. Bu diyetler genellikle; yeşil yapraklı sebzeleri ve şeker oranı düşük meyve ve sebzeleri içermektedir. Bunun sebebi bu sebzelerin ve meyvelerin kan şekerinde yaratabilecekleri ani yükseliş ve düşüşleri engellemektir.

    Uzm. Dyt. Merve TIĞLI ÇINAR

    Kaynak: mahmure.com

  • Ara öğün seçenekleri

    Ara öğün seçenekleri

    Ara öğün seçenekleri

    Öğünler arasındaki sürenin çok uzun olması gün içinde enerjimizin ve moral seviyemizin düşmesine neden olur. Öğün aralarında yapılabilecek 2-3 minik ara öğünlerle vücudun çalışma temposu düşmeden kilo kontrolü sağlanabilir.

    • 1 fincan sade Trük kahvesi + 6 adet tuzsuz badem

    • 2 adet wasa + 1dilim az yağlı beyaz peynir

    • ¼ simit + 1 bardak ayran

    • 1 fincan yeşil çay + 1 küçük çay bardağı leblebi

    • 2-3 adet kuru hurma + 2 ceviz

    • 1 porsiyon taze mevsim meyvesi + tarçın

    • 1 küçük kase yoğurt + 2 yemek kaşığı sade yulaf ezmesi

    • 1 fincan sütlü kahve + 4-5 adet form kraker

    • 2-3 adet gün kurusu kayısı veya kuru erik + 6 adet çiğ fındık

    • 1 adet kepekli galeta + 1 az yağlı karper peynir

    • 1 su bardağı patlamış mısır

    • 1 kutu activia yoğurt

    • 1 fincan sade Türk kahvesi + 2 küp bitter çikolata

    Ara öğün denince “sürekli bir şeyler yeme halinde olmak” akla gelebilir. Bu yanlış bir düşüncedir. Ara öğünlerin amacı öğünler arasındaki zamanı uzatmamak, dolayısı ile kan şekerini dengede tutarak, aşırı açlık hissetmeden gün tamamlamaktır.

    Ara öğünlerin saati, sayısı ve içeriği bireyin günlük yaşantısına bağlı olarak değişebilir. Ana öğünlerin arası 3-4 saatten fazla olduğunda kan şekeri düşer ve kişi çok açlık hissetmeye başlar, doygunluk hissi azalır, çok miktarda ve kontrolsüz yemek yemeye eğilim artar. Bu duruma engel olmak için 2,5-3 saate bir öğün düzeni olacak şekilde ana ve ara öğünler ayarlanır.

    Diyetisyen ve Yaşam Koçu Fazile Yılmaz

    Kaynak: saglikaktuel.com

  • Düşük karbonhidratlı diyet zararlı mı?

    Düşük karbonhidratlı diyet zararlı mı?

    Hızlı ve sağlıklı şekilde zayıflamak için uygulanan diyetlerde, düşük karbonhidratlı beslenme tercih ediliyor. Ancak bilinçsizce uygulanan bu tarz diyetler, kilo vermek bir yana birçok sağlık problemine de yol açabiliyor.

    Düşük karbonhidratlı beslenme; meyve, sebze, ekmek ve türevi tahıllar, şeker gibi karbonhidrattan zengin besinlerin sınırlandırıldığı; yanı sıra et, tavuk, balık, süt ve süt ürünleri, yağlı tohumlar gibi protein ve yağdan zengin besinlerin sıklıkla tüketildiği bir programı içeriyor. Bu diyetle kısa zamanda hızlı kilo kaybı hedefleniyor.

    Uzmanlar, düşük karbonhidratlı diyetin birçok faydası olduğunun araştırmalarla kanıtlandığını söylüyor. Doğru uygulanan düşük karbonhidratlı diyetin epilepsi hastalığının hafiflemesinde, tip-2 diyabetli obez bireylerin glükoz ve insülin direncinin azalmasında etkili olduğu belirtiliyor. Düşük karbonhidratlı diyet, metabolik sendrom ve diyabet hastalığı ile ilgili komplikasyonları da azaltabiliyor. Farklı bir araştırma ise bu tür diyetlerin iç organların çevresindeki yağlanmayı azaltmada, kan trigliserid değerlerini ve metabolik sendrom belirtilerini hafifletmede yardımcı olduğunu ortaya koyuyor.

    BİLİNÇSİZCE DİYETLER TİROİDİN ÇALIŞMASINI ETKİLER

    Düşük karbonhidratlı diyetler ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi veren Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Özışık ve Uzman Diyetisyen Işınsu Köksal‘a göre, biliçsizce yapılan çok düşük karbonhidratlı beslenmenin yarardan çok zararı olabiliyor. Çok düşük karbonhidratlı beslenme; kan şekerinin kritik sınırlara inmesine, tiroit bezindeki hormon üretim dengesinin bozulmasına ve T3 hormonu üretimi azalırken reverse-T3 adı verilen hormonun artmasına kısacası üretimin “aktif” hormondan “inaktif” hormon olarak değişmesine neden oluyor. Bu da hipotiroidi adı verilen tiroit tembelliğinin oluşmasına yol açabiliyor.

    KRONİK YORGUNLUK GÖRÜLEBİLİR

    Yanlış uygulanan diyetler stres hormonu olarak bilinen kortizol hormonunun da artmasına yol açıyor. Yaşamsal fonksiyonlar için bir numaralı enerji kaynağı olan karbonhidrat girişinin kısıtlanması, beyin tarafından “yaşamı tehdit eden bir durum” olarak algılanıyor. Kortizol artınca vücut kötü gün için yağ depolamaya başlıyor, sindirim yavaşlıyor ve halsizlik ortaya çıkıyor. Kortizole olan talebin artması hipotalamus, hipofi, böbreküstü bezleri arasındaki hormonal dengenin aşırı zorlanmasına, bu da kronik adrenal yorgunluk sendromu adı verilen tabloya yol açabiliyor.

    YARARLI BAKTERİLER AZALIR, ZARARLI BAKTERİLER ARTAR

    Meyve ve sebzelerin eklenmediği bilinçsizce yapılan bir diyet disbiozise; yani bağırsaktaki yararlı bakterilerin azalıp zararlı bakterilerin artmasına neden oluyor. Bu da protein, vitamin, mineraller gibi besin öğelerinin sindirilememesi, sindirimin yavaşlamasına yol açıyor. Bunun aksine belirli oranlarda sebze ve meyve ile dengelenmiş bir diyet bağırsak sağlığını koruyarak sindirime yardımcı yararlı bakterilerin yani probiyotiklerin artmasını sağlıyor.

    BİLİŞSEL VE FİZİKSEL FONKSİYONLAR ZAYIFLAYABİLİR

    Çok düşük karbonhidratlı diyetler bilişsel fonksiyonların zayıflamasına neden olabiliyor. Beyin hücrelerinin bazıları yağlardan sentezlenen keton cisimcikleri yerine sadece glikozdan enerji ihtiyaçlarını karşılıyor. Yetersiz ve bilinçsiz beslenme, glikoz kaynaklarının azalmasına neden olup halsizlik hatta fiziksel performansta da zayıflamaya yol açabiliyor.

    HORMON DENGESİNİ BOZABİLİR

    Yanlış uygulanan çok düşük karbonhidratlı diyetler kadınlarda progesteron, östrojen, LH ve FSH gibi cinsiyet hormonların salgısını azaltıp adet düzensizliğine neden olabiliyor ve gebe kalmayı zorlaştırabiliyor. Aynı zamanda yapılan çalışmalar düşük karbonhidratlı diyetleri kısa dönemde düşük yağlı diyetlere göre daha fazla kilo verdirdiği fakat uzun dönemde ise verilen kiloların hatta bazen fazlasıyla geri alındığını gösteriyor.

    SAĞLIKLI KİLO VEREBİLMEK İÇİN…

    Düşük karbonhidrat diyetinin doğru uygulanması için bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor. Kişiye özel olarak hazırlanan bu beslenme planı; karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineraller gibi tüm makro ve mikro besin öğelerini içermeli. Belirli besinlere karşı hassasiyet yoksa özellikle insülin direncini azaltan ve glisemik indeksi düşük mevsim sebze ve meyvelerinin; çavdar ekmeği, tam buğday, yulaf kepeği, kinoa gibi tam tahıl kaynaklarının belirli miktarlarda beslenme programına eklenmesi gerekiyor. Glisemik indeksi yüksek şekerli içecekler, hazır meyve suları, yoğun şeker içeren tatlılar ve yüksek düzeyde alkol gibi beslenme alışkanlıkları bırakılmalı. Sağlıklı kilo kaybı sağlanıp kalıcı bir beslenme alışkanlığı oluşturulmalı.

    NTV

  • Yeni diyet trendi: Çok uyku, az kilo

    Yeni diyet trendi: Çok uyku, az kilo

    Bu diyette tek ihtiyacınız bir yatak. Uyuyun ve kilolardan kurtulun! Bunu biz değil, araştırmalar söylüyor. Hiç zorlanmadan, yorulmadan, stres yapmadan kilo vermek, forma girmek, enerji, toplamak ve mutlu olmak mümkün.

    Hayatta duyduğumuz en dertsiz, en harika diyet bu. Çünkü uyuyarak kilo vermenin mümkün olduğunu savunuyor. Öyle bir anda kocaman yasaklar, yemeyi kesmeler filan yok. İyi uyuyacaksınız, gün boyu enerji seviyenizi dengede tutan yiyecekler yemeyi de ihmal etmeyeceksiniz, hepsi sadece bu!

    Uyku bozuklukları konusunda uzman olan Dr. Michae Breus, daha çok uyuyarak daha çok kilo verilebileceği tezini öne sürdü ve bu konudaki araştırmaları sonucunda bir kitap yazdı (The Sleep Doctor’s Diet Plan: Lose Weight Through Better Sleep).

    Breus, yapılan araştırmaların obez insanların normal kilodaki insanlara göre daha az uyuduğunu gösterdiğini söylüyor. Eğer altı saatten az uyursanız, iştahınız ve şeker ihtiyacınız sabah kalktığınızda artıyor. Ayrıca, erken uyuyamayan ve yorgun olan insanlar, günde 220 kalori daha fazla alıyor. Ve sağlıklı yiyeceklerle, ekerli atıştırmalıklar arasında, genellikle tercihlerini şekerli yiyeceklerden yana kullanmaları da kilolara tuz biber ekiyor.

    Uyku miktarınızın kilonuzu etkilemesi kadar, ne yediğiniz de uykunuzu ve enerji seviyenizi etkileyebiliyor. Doğru yiyecekleri yemek ve yanlış olanlardan uzak durmak, uykuya dalmanızı ve uykuda kalmanızı kolaylaştırıyor. Spor eğitmeni James Duigan, konuya farklı bir açıdan yaklaşıyor. Az uykunun neden olduğu kiloların, spesifik yağ blokları oluşturduğunu söylüyor; özellikle mide, kalça ve bacaklarda toplandığı tezini öne sürüyor. Öyleyse, ne yapıyoruz? Daha çok uyuyor, daha çok enerji veren yiyecekleri yiyor ve kurallara uyuyoruz.

    Uyku kuralları

    • Kendinize düzenli ir uyku programı hazırlayın. Her gün aynı saatte uyuyup aynı saatte uyanmaya çalışın. Ortalama yedi saat uyumalısınız. Yapılan çalışmalar, kilo vermeye çalışan insanların 6-8 saat uyumaları gerektiğini gösteriyor.
    • Öğlen ikiden sonra kafein almayın. Sabahları en sert kahvenizi içebilirsiniz ama öğleden sonra mümkünse sadece su için.
    • Eğer geç saatte spor yaparsanız, uyumakta güçlük çekebilirsiniz. Egzersizi daha erkene alın.
    • Uyumadan üç saat öncesine kadar alkol almayın, uykunuzu kaçırabilir. Bu özellikle de kadınlar için geçerli. Michigan Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, akşam alkol alan kadınların alkol alan erkeklere nazaran daha sık uykularının bölündüğü ortaya çıkmış.
    • Her sabah 15 dakika güneş ışığından faydalanın. Bu sadece uyku hormonlarının şalterini kapatmaz, melatonin hormonunu ve uyku saatinizi de düzenler. Bir yandan D vitamini ihtiyacınızın bir kısmını da karşılarsınız. Böylece daha az yorulur, daha çok kilo verirsiniz.

    Yeme kuralları

    • Daima kahvaltı yapın. Bolca protein içermesine de dikkat edin. Beyazlardan ise uzak durun. Beyaz ekmek ve mısır gevreği, şeker seviyenizi aniden arttırarak enerji seviyenizi düşürür. Sabahları 5 gr protein (örneğin bir avuç içi kadar fındık) almak ise, uyanık kalmanızı sağlayan hormonları düzenler.
    • Günde üç ya da dört öğün yemek yiyin. Porsiyonlarınız küçük olsun. Ancak son öğününüzü asla akşam 7’den sonraya bırakmayın.
    • Eğer akşam mide gurultularından rahatsız olursanız ve acıkma krizine girerseniz, akşam 7 kuralını unutun. Yatmadan bir saat önce bir bardak süt ve iki yulaflı kek yiyin.
    • Demirden zengin yiyecekler tüketin. Diyet yapanlar genellikle demiri az alırlar, fakat enerji için demir şart. (yüksek demir içeren yiyecekler; biftek, kuzu eti, kuru meyve, balık, yumurta)
    • Akşam son yemeğiniz, az karbonhidratlı olmalı. Protein ve kalsiyum içeren yiyecekleri de tercih edin.

    Diyet planı:

    Enerji veren kahvaltılıklar
    1. İki yumurta; haşlanmış ya da omlet olabilir. Bir dilim tahıllı ekmek ve domates ile birlikte yiyin.
    2. İki dilim yulaflı ekmeğin üzerine az yağlı bir dilim peynir koyun. Yanında da bir şeftali ve armut ya da elma yiyebilirsiniz.
    3. 125 gr. Az yağlı vanilyalı yoğurt, biraz süt ve bir de muz ile yapılmış smoothir hazırlayın. Yanında 15 gr. Badem yiyebilirsiniz.

    Motive eden öğle yemekleri
    1. 150 gr dilimlenmiş biftek; yanına ıspanak yaprakları, salatalık, domates ve bir avokadonun dörtte birini ekleyin.
    2. 3 dilim yulaflı ekmeği 50 gr az yağlı peynir ile yiyin. Yanında bir avuç üzüm ve bir elma yeme hakkınız var.
    3. Lavaş dürümün üzerine salsa sosu sürün. İçine 75 gr tavuk, 50 gr avokado, dilimlenmiş domates, biraz yeşillik ve soğan koyun.

    ‘İyi uykular’ mönüleri
    1. 75 gr kuskus üzerine 100 gr nohut, iki adet kuru kayısı, ıspanak yaprakları ve domates ekleyin.
    2. Küçük bir pizza hamuru hazırlayın (75 gr), üzerine bir yemek kaşığı domates püresi sürün, 50 gr mozarella peyniri ve biraz karamalize soğan ekleyin. Ispanaklı ve balsamik salata ile servis edin.
    3. 75 gr ızgara etin yanında kırmızı lahana, soğan ve 200 gr patates ve biraz süt ile yapılmış püre yiyebilirsiniz.

    Zinde tutan mini öğünler
    *Az yağlı bir kap yoğurt ile bir şeftali
    25 gr fındık, ceviz ya da badem
    8 tane kuru kayısı
    1 yumurta
    Bitter çikolata
    Bir avuç kabak çekirdeği ve biraz üzüm

    Kaynak: Elele

  • Yağlarınızı ‘dondurarak’ incelin!…

    Yağlarınızı ‘dondurarak’ incelin!…

    Ağrısız ve acısız, üstelik sadece 1-3 uygulamayla bölgesel fazlalıklardan kurtulmak istemez miydiniz? Doktor Gönül Ateşsaçan, hayalini kurduğunuz şekilli vücuda kavuşmanın formülünü anlattı.

    Akşam’da yer alan habere göre bölgesel fazlalıklar, ideal kiloda olanları dahi rahatsız eden ve çözüm bulmakta en çok zorlandığımız sıkıntılarımızdan. Bu inatçı yağlardan kurtulmak artık mümkün… Doktor Gönül Ateşsaçan, Kriyo-Ice yöntemiyle, karın, bel, basen gibi bölgelerdeki inatçı yağları eritmenin formülünü anlattı.

    KrIyo- Ice nedir?

    Tedavi cerrahisiz olarak yağ hücrelerinin dondurularak o bölgeden atılmasını sağlıyor. Kristalize olan yağ hücreleri istenilen bölgeden uzaklaştırılıyor.

    Bölgesel yağlanma olan tüm bölgelerde uygulanabilir. Karın, kalça, bel bölgesi, bacaklar, çene altı, kollar, sırt bölgesi.

    Etkisi 2. haftadan itibaren başlar ve 3. ayın sonunda hasta tam sonuç alır.

    Bölgesel olarak yüzde 20-30 yağ hücreleri azalır.

    2-6 cm incelme sağlanır.

    Kriyo-ice ile hiçbir ilaç ve cerrahi müdahale olmaksızın cildin altındaki yağ hücrelerine ulaşılır. Uygulama sırasında ve sonrasında hasta bir ağrı ve acı hissetmez.

    Morluk oluşmaz, çevre dokular ve iç organlar zarar görmez.

    KRİYO-ICE KİMLERE UYGULANIR?

    Dr. Gönül Ateşsaçan, yöntemin öncelikle kilosu normal olup, bölgesel fazlalığı olanlarda uygulandığını belirtirken, bununla birlikte normal kilosundan 10-15 kilo fazlası olanlarda da kriyo-ice ile incelme sağlamanın mümkün olduğunu söyledi. Dr. Ateşsaçan, özellikle 40 yaş üstü kadınlarda eritilemeyen bölgesel yağlarda, doğum ve menopoz sonrasında, düzenli spor yapıp beslenmelerine dikkat etseler bile karın-bel bölgelerindeki simit şeklinde yağlanma olan erkekler ve kadınlarda yöntemin etkili olduğuna dikkat çekti.

    KAÇ SEANS UYGULANIR?

    Kriyo-ice’ın 1-3 seans uygulandığını açıklayan Dr. Gönül Ateşsaçan, her uygulamanın yağ dokusunun kalınlığına göre 40-60 dakika sürdüğünü, seansların 15-30 gün ara ile uygulandığını belirtti. Kriyo- ice ile elde edilen sonuçların kalıcı olduğunu da belirten Dr. Ateşsaçan, “Diğer bölgesel uygulamalardan farklı olarak, yağ hücreleri tamamen yok olur, sarkmada olmaz” dedi.

    HOLLYWOOD YILDIZLARININ İNCELME SIRRI

    Victoria’s Secret mankenlerinin defilelerden önce uyguladıkları yöntem artık elinizde. Doktor Gönül Ateşsaçan, ‘4 Boyutlu radyo frekans’ uygulamasıyla zayıflama ve incelmenin ayrıntılarını da anlattı.

    Özellikle Hollywood yıldızları ve mankenlerin hızla incelmek için kullandıkları 4 boyutlu radyofrekans yöntemi Türkiye’de de uygulanıyor. Yöntemin vücutta zayıflama, sıkılaşma ve ameliyatsız bir şekilde vücut biçimlendirmesinde ileri bir teknoloji olduğunu anlatan Doktor Gönül Ateşsaçan, bölgesel zayıflamada bir çığır açıldığını ifade etti. “Multi-Polar RF, farklı derinlikteki cilt tabakalarında benzersiz klinik sonuçlar veren hızlı, ağrısız ve homojen bir ısıtma oluşturur. Pulse Manyetik Alanlar Teknolojisi geleneksel tıpta on yıllardır kullanılmaktadır ve rejenere edici özellikleri bilimsel olarak kanıtlanmıştır” diyen Doktor Ateşsaçan, “Vari-Pulse daha derine ulaşılmasını sağlayan ve lenf drenaj oluşturan, aynı zamanda, dolaşım sistemini uyaran ayarlanabilir pulse vakum olanağı sağlar. Cerrahi olmayan vücut biçimlendirmeyle yüz güldüren sonuçlar sağlamak mümkün” diye konuştu.

    Dr. Ateşsaçan bu yöntemle, selülit tedavisi, bölgesel incelme, cilt sıkılaştırmasında etkili sonuçlar alındığını belirtirken, ilk seanstan itibaren6-12cm’lik incelmeyle kalça, basen, göbek gibi bölgelerde küçülme sağlanabildiğini söyledi.

  • Limon suyu yağ yakar mı?

    Limon suyu yağ yakar mı?

    Limon suyu yağ yakar mı? Hemen hemen herkesin mutfaklarında yerini alan, sıklıkla tükettiğimiz limon suyunun faydalarının saymakla bitmediğini söyleyen Diyetisyen Melis Destereci, “Hiçbir besin mucize değildir, yağ yakmaz fakat bazı besinler vücuda yüksek derecede fayda sağlayarak ‘süper besin’ adını alır.

    Bunlardan bir tanesi de limon suyudur. Limon suyu içmek tüm vücudu alkalileştirir ve vücudun pH seviyesini dengeler. İçeriğindeki C vitamini sayesinde bağışıklığımızı kuvvetlendirerek vücuda direnç sağlar. 1 adet limonun suyu bile günlük C vitamini ihtiyacımızın yarısı karşılamaktadır. Kalp ve damar sağlığına karşı koruyucudur. Karaciğer dostudur, karaciğerde bulunan sindirim enzimlerini uyarır. İçerdiği antioksidanlarla kansere karşı koruyucudur” dedi.

    Sindirim için soda limon

    Yemeklerden sonra yaşanan sindirim problemlerini ortadan kaldırmak için sade maden suyunun içine 1-2 limon dilimi ekleyerek sindirim sisteminin rahatlatılabileceğini anlatan Diyetisyen Melis Destereci, “Limon suyunda bulunan antioksidanlar eklemlerde iltihap birikmesi olan artritin neden olduğu eklem iltihaplanması ve eklem bölgelerindeki şişliği azaltmak için kullanılabilir.

    Günümüzde daha çok yaşlılarda görülen, halsizlik, diş eti kanaması, geriye çekilen diş etlerinin sebebi ve askorbik asit eksikliği ile karekterize bir hastalık olan skorbüt tedavisinde C vitamini deposu olan limon suyunu tüketmek etkili bir çözüm olacaktır. İçerisinde bulunan C vitamini sayesinde dokulara esneklik sağlayan kollajen üretimini uyararak damar sertleşmesini önüne geçer.

    İçerdiği antioksidanlar sayesinde damarlarda biriken, tıkanıklığa yol açan, zayıflığa sebep olan serbest radikalleri uzaklaştırarak kalp krizi ve felç riskini azaltır. Yanık, kesik, her türlü cilt hastalığına karşı etkili olup yaraların iyileşme süresini kısaltır” diye konuştu.

    limon_suyu_yag_yakma

    Kas, kemik ve böbreklere faydalı 

    California Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada “sitrat” içeren limon suyunun böbreklerde kalsiyum birikmesini önlediği ve böbreklerdeki aşırı yükü azalttığı sonuçlarına varıldığını kaydeden Diyetisyen Melis Destereci, “Limon suyunun içerdiği fosfor minerali kemik sağlığını da olumlu yönde etkiler. spor yapanlar için yaşanabilecek kas ağrılarını hafifletmek ve vücuda kaybedilen vitamin ve minerali geri kazandırmak için spor sonrasında içeceklerin içine katılabilir ya da salatalarınıza rahatlıkla ekleyebilirsiniz” dedi.

    Kimler limon tüketmemeli?

    Diyetisyen Melis Destereci, limon tüketirken bazı noktalarda dikkatli olmakta fayda olduğunu dile getirerek şunları söyledi;

    “Mide yanması, ülser ve reflü şikayeti olan hastalarda limonun asit özelliğinden dolayı tüketilmemelidir. İdrar söktürücü özelliğinden dolayı vücuttan su atımına sebep olur bu nedenle beraberinde tükettiğimiz günlük su miktarına da dikkat etmeliyiz.

    Peki limon suyu yağ yakar mı?

    Araştırmacılar, bireylerin C vitaminini tüketimi ile vücut kitle indeksi arasında bir bağlantı olduğunu, yeterli miktarda C vitamini alanlarda daha düşük vücut kitle indeksi görülebildiğini söylüyor. Altını çizmemiz gereken konu şudur: C vitami içeren limon suyunun tek başına zayıflatıcı ve yağ yakıcı etkisi yoktur.

    Ancak egzersiz ile birlikte tüketilen C vitamini yağ yakma metabolizmasını uyararak yağ oranımızda düşüş sağlayabilmektedir. Sonuç olarak yağlarımızdan kurtulmak istiyorsak düzenli egzersizi yaşam tarzı haline getirmeliyiz çünkü hiçbir besin tek başına bir çözüm değildir.”

    Kaynak: milliyet.com.tr /pembenar