Kategori: Diyet

  • Sağlıklı kilo vermenin yolları

    Sağlıklı kilo vermenin yolları

    Kilo vermeyi aklınızdan geçirdiğiniz yani düşündüğünüz zaman birden işe koyulmak zor olabilir. Öncelikle sağlıklı bir şekilde kilo verme çabasında alışkanlıklarınızı değiştirirken bu çabanın size getireceği avantaj ve dezavantajları kendinize sormak yararlı olacaktır. Avantajlar ağır basarsa ilerlemeniz kolaylaşabilir.

    Sağlıklı kilo vermenin yolları

    1.yol: 

    Fiziksel Aktivite

    Avantajlar

    □ Beni daha sağlıklı yapar.

    □ Ciddi sağlık sorunlarına yakalanma riskimi düşürür.

    □ Eğlencelidir.

    □ Bana kendimle baş başa olacak bir zaman sağlar.

    □ Başkalarıyla zaman geçirmemi sağlar.

    □ Bana daha fazla enerji verir.

    □ Rahatlamamı sağlar.

    □ Sağlıklı bir kiloda kalmamı sağlar.

    □ Başkalarının gözünde örnek alınacak kişi olmamı sağlar.

    Dezavantajlar

    □ Çok zaman alıyor.

    □ Çok sıkıcıdır.

    □ Yorgun hissettirir.

    □ Çok zordur.

    □ Pahalıdır.

    □ Beni içine kapanık hale getirir.

    □ Pek beceremediğim bir iştir.

    □ Nasıl yapıldığını bilmediğim bir şeydir.

    □ Tek başıma yapması güç bir şeydir.

    □ Benden daha sağlıklı ve fit insanlara göredir.

    Sağlıklı Besinler

    Avantajlar

    □ Daha enerjik hissetmeme yardım ediyor.

    □ Beni daha sağlıklı yapar.

    □ Sağlık problemleri yaşama riskimi düşürür.

    □ Kilo vermeme yardımcı olur.

    □ Sağlıklı bir kiloda kalmamı sağlar.

    □ Kendimle gurur duymamı sağlar.

    □ Keşfetmesi eğlencelidir.

    □ Arkadaşlarım ve ailem için bir örnek teşkil eder.

    □ Lezzetlidir

    Dezavatajlar

    □ Çok pahalı

    □ Tatları güzel değildir

    □ Sevdiğim yemeklerden vazgeçmek demektir

    □ İş ya da aile ortamından kopmama sebep olur

    □ Hazırlaması kafa karıştırıcı şeylerdir

    □ Bulup satın alması zor ürünlerdir

    □ Benim için pek kolay ulaşılabilir değildir

    □ Çok ciddi irade gerektirir

    □ Önemsizdir

    Size uygun olan ifadeleri işaretleyin.

    2. yol:

    Eğer kilo vermenin getirdiği avantajlar dezavantajlardan fazlaysa kilo vermek için hazır olma aşamasına geçebilirsiniz.

    Eğer kilo vermek için yaptığınız değişimin dezavantajları fazlaysa sorun yok. Unutmayın, kendi hızınıza göre ilerlemek en doğrusudur. Kilo verirken değişimin getirdiği sorunları çözmeye odaklanın. Çözümleriniz mükemmel olmak zorunda değil. Ancak ne kadar zor olursa olsun engelleri aşmanın bir yolu olduğuna inanmalısınız.

    Kilo verirken fiziksel aktivitenin ya da sağlıklı beslenmenin faydalarını kişisel hayatınızla ilişkilendirin. Mesela kan basıncınızın biraz yüksek olduğunu ve birinci derece akrabalarınızda kalp hastalığı olduğunu düşünün. Bu durumda sizde kalp hastalığı oluşma riski yüksek olur. Sağlıklı beslenmenin ve aktif olmanın kalp hastalığına yakalanmada bir hayat sürmenizi sağlayabilmesini düşünmek bunları yapmanızı kolaylaştırabilir. Çünkü kilo verme yolundaki çabalarınız anlam bulacaktır.

    İkinci evre hazırlık evresindeyseniz harekete geçmenize ramak kaldı demektir. Kilo vermek için atacağınız adım küçük bir adım olabilir. Küçük adımlar büyük değişimlerin işaretidir. Kendinizi değişime hazırlarken kilo verme çabasında;

    Kendinize zaman ayırın.

    Arkadaşlarınızdan ve ailenizden destek isteyin.

    Bir plan geliştirin.

    Küçük hedefler ve ödüller belirleyin.

    Kilo verirken değişikliklerinizi not edin. Bir besin günlüğü, fiziksel aktivite kaydı tutun. Duygu ve düşüncelerinizi, ne hissettiğinizi yazın.

    3. yol:

    Hedefinize ulaşmak için verdiğiniz emeğin sonuçlarını aldığınız evredir. Kilo vermek için değiştirdiğiniz alışkanlıklara sadık kaldığınız, başarısızlıkların üstesinden geldiğiniz, çalışkanlığınız karşılığında kendinizi ödüllendirdiğiniz dönemdir. Bu dönemde gelişiminizi yazıya dökmek çok önemlidir. Hataları yakalamanızı, odaklanmanızı ve yaptıklarınızı hatırlamayı sağlayacaktır. Günlük tutmak, kilo verirken hedefe ulaşmaya ne kadar yaklaştığınızı görmede çok iyi yoldur.

    Kilo verirken engelleri aşmak için farklı yollar bulun. Mesela, eğer işten sonra fiziksel aktivite yapamayacağınızı biliyorsanız öğlen yürüyüşe çıkın ya da sabah internetten, cd’den egzersiz videosu açın. Güne egzersizle başlayın. Televizyon karşısında farkında olmadan bir şeyler atıştırıyorsanız, bunun yerine kendinize sıcak bir bitki çayı hazırlamayı deneyin.

    Eylem aşamasında motive kalmak için kendinize küçük ödüller belirleyin. Yeni bir kitap, yeni bir spor eşyası, sevdiğiniz bir sinema ya da tiyatro bileti almak gibi.

    4. yol:

    Sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite hayatınızın bir parçası olmuştur. Programınıza çeşitlilik katarak, kararlı motivasyonunuzu artırabilirsiniz.

    Kilo verme çabasında beklenmeyen durumlar karşınıza çıkabilir. Kötü hava koşulları, sakatlanma, zaman darlığı gibi durumlarda bile aktiviteler düşünün. Dışarıda yemeniz gerektiğinde, yolculuğa çıktığınızda bile sağlıklı beslenmenin yollarını bulun. Mesela yola giderken sağlıklı atıştırmalıklar hazırlayı ya da yemek yerken yemeğinizi arkadaşınızla paylaşın.

    Hedeflerinizi gözden geçirin, hedeflerinizi büyütün. Kendinize meydan okuyun.

  • Neden sürekli acıkıyorum?

    Neden sürekli acıkıyorum?

    Açlık hissinin en belirgin nedeni bir sonraki öğün saatine yaklaşıyor olmanız olsa bile, bu hissin nedenleri birkaç değişik durum yüzünden de oluşabilir. Düzenli bir şekilde yemek yiyor ve hala açlık hissinizin kaybolmadığını veya sık sık acıktığınızı hissediyor iseniz, vücudunuz ihtiyaç dışında daha fazla yiyebilmek için size sinyaller yolluyor olabilir.

    Eğer diyetiniz organik yiyecekler, tam tahıllar, yada tüm renkleri kapsayacak meyve ve sebzeleri içermiyorsa, elbette açlığınızın nedeni bu olabilir. Çünkü vücudunuz tok hissetmek için vitamin, mineral, protein ve sağlıklı yağlara ihtiyaç duyar.

    DUYGUSAL AÇLIK

    Birçok kişi için yemek yemek duygusal bir faaliyet kabul edilir. Bazıları bunu stres, üzüntü, öfke ve sinirlilik durumlarına cevaben yapar. Yemek yemek başlangıçta bu duyguları yatıştırıyor gibi görünebilirken, en derinde çözümün bu olmadığını hepimiz çok iyi bilmekteyizdir.

    Eğer duygusal açlığa sahip olduğunu düşünen biriyseniz, yeme dürtüsü oluştuğunda ne hissettiğinizin bir günlüğünü oluşturarak, duygularınız ve yeme arasındaki bağlantının derinlerine inmenize yardımcı olabilirsiniz. Eğer kendi davranış biçimlerinizin farkına varırsanız, duygusal açlık atakları geldiğinde abur cuburlara saldırmak yerine stresi hafifletmek için meditasyon dersleri almak gibi asıl meselenin çözümüne yönelik adımlar atabilirsiniz.

    Uyku Eksikliği

    Açlık ataklarının bir diğer nedeni ise yeterli uyku almamaktır. Yeterli miktarda uyku elde etmediğiniz zaman, vücut açlığı tetikleyen bir hormon olan ghrelin’i yüksek seviyelerde üretmeye başlar. Uyku eksikliği aynı zamanda şekerli ve tuzlu atıştırmalıklara yönelmek gibi yeme isteklerini harekete geçirmekle bağlantılıdır.

    Su Kaybı

    Bazı kişiler açlık hissini susuzluk hissiyle karıştırarak hata yapar. Her gün 8 ile 10 bardak su içtiğinizden emin olmalısınız. Çünkü su kaybı yaşamanız, açlık hissinizin artmasına neden olabilir. Su dışındaki içeceklerin su kaybını artırma eğilimi olmasından dolayı, eğer gün içinde kahve, çay ve meyve suyu gibi içecekleri fazlaca tüketiyorsanız, daha fazla su içerek bunu telefi etmelisiniz

    Asitli İçecekler

    Asitli içecekleri sürekli tüketiyorsanız, en iyi yol onlardan vazgeçmektir. Asitli içecekler daha fazla yeme isteği oluşturmayı sağlayacak şekilde vücudun tokluk mekanizmasını etkileyecek çeşitli maddeleri içerir, mesela yüksek fruktoz miktarına sahip mısır şurubu gibi. Tüm bunların yanında aynı zamanda yüksek su kaybı yaşatacak etkiye sahiptir. Asitli içeceklerin diyet olanları hiçbir şekilde daha iyi bir çözüm değildir çünkü yapay tatlandırıcılar da aynı şekilde aç hissetmenizi sağlar.

    Gluten İntoleransı

    Normal bir şekilde besleniyor olmanıza rağmen yine de ani açlık sancılarıyla baş ediyorsanız bunun nedeni gluten hassasiyeti, hatta tanısı konmamış çölyak hastalığına sahip olmanız olabilir. Gluten bazı bireylerde, besinlerin emilimini engelleyerek vücut fonksiyonlarının çalışması için ihtiyacı olanı alamamasına neden olur. Açlık ataklarının gluten hassasiyeti semptomlarıyla bağlantılı olabileceği belgelenmiştir.

    Parazitler veya Hormonal Dengesizlikler

    Eğer besleyici özellikte bir diyet uyguluyor, yukarıdaki faktörlerin dışında kalıyor ve hala açlık atakları yaşıyorsanız, doyumsuz açlık belirtilerine neden olabilecek parazitler ve hormonal dengesizliklere sahip olup olmadığınızı anlamak ve bu durumu ekarte etmek için bir sağlık profesyoneline görünmelisiniz. Mideniz size bir şeyler anlatmaya çalışıyor olabilir.

    Dyt. Eliza GÖZÜYILMAZ tarafından yazılmıştır.

  • Turbo Detoks

    Turbo Detoks

    Umay Villa ikinci kitabı ‘Turbo Detoks’ta yer verdiği 1, 2, 3 ve 5 günlük detokslarla yağlarınızda kurtulmanıza yardım ediyor.

    Akşam’da yer alan habere göre işte kitaptan bir günde 0,5-1,5 kilo vermenizi sağlayacak bir günlük detoks diyeti…

    SABAH UYANINCA

    * Bir bardak limonlu su.

    KAHVALTI

    Chia tohumlu gojiberry için…

    * 1 çay bardağı laktozsuz süt ya da badem sütü

    * 1 yemek kaşığı chia tohumu

    * Akşamdan sütle chia tohumunu karıştırıp buzdolabına koyun ki şişsin. Sabah üzerine gojiberry’yi ekleyip yiyin.

    ARA ÖĞÜN

    * 5 yemek kaşığı yoğurt

    * 1 adet dilimlenmiş kivi

    Her ikisini karıştırıp yiyin.

    ÖĞLE YEMEĞİ

    Pancarlı detoks çorbası…

    * 1 adet kırmızı pancar

    * 2 adet havuç

    * 2 adet arpacık soğanı

    * 1 adet yer elması

    * 1 çay kaşığı karabiber

    * 1 çay kaşığı muskat

    * 1 yemek kaşığı sızma zeytinyağı

    Sebzeleri haşlayıp süzün. Ardından bir tencereye zeytinyağını koyup kavurun. Haşlanmış sebzeleri ekleyip biraz çevirin. Baharatları da ekledikten sonra blender’dan geçirin.

    ARA ÖĞÜN

    * Yeşil detoks içeceği

    * 2 adet tam ceviz

    Yeşil detoks için…

    * 1 adet yeşil elma

    * 1 adet salatalık

    * 1 ince dilim zencefil

    * 5 dal nane

    * 10 dal maydanoz

    Malzemelerin hepsini blender’a atıp karıştırın.

    AKŞAM YEMEĞİNDEN ÖNCE

    * 90 dakika tempolu yürüyüş veya 45 dakika interval kardiyo yapın. Kardiyo boyunca 0,5 litre suyu aralıklarla için.

    AKŞAM YEMEĞİ

    * 1 orta boy kâse brokoli veya karnabahar üzerine bir yemek kaşığı tane susam serpin

    * 12 kaşık yağsız yoğurt

    UYUMADAN ÖNCE

    * Bir bardak ılık limonlu su (Düşük tansiyonu olanlar limon suyunu ya az kullansınlar ya da hiç kullanmasınlar)

    GÜN BOYU İÇİLECEKLER

    1 litre zencefil suyu, 0,5 litre çubuk tarçınlı su, 1,5 litre normal su, 2 fincan beyaz çay, 2 fincan Türk kahvesi, rezene, adaçayı, papatya çayı tüketebilirsiniz.

    KİMLER DETOKS YAPMASIN?

    * Emzirenler

    * MS hastası olanlar

    * Aşırı zayıflar

    * Aşırı şişmanlar

    * Tansiyon problemi olanlar

    * Mide küçültme ameliyatı olanlar doktor onayı ile yapabilir

    * Kanser hastaları

    * Organ yetmezliği olanlar

    * Tip 1 şeker hastaları

  • Elma sirkesi kilo verdirir mi?

    Elma sirkesi kilo verdirir mi?

    Birçok diyet kilo verdirmek için günde 1 ya da 2 defa sade veya su ile karıştırılarak elma sirkesi tüketimi önermektedir.

    Birkaç çalışmayla bilimsel kanıtları var mı yok mu bakalım;

    Kilo vermede sirkenin etkilerine yönelik küçük çalışmalar vardır. “International Journal of Obesity” dergisinde yayınlanan bir çalışmada sirkenin lezzet ve tolerasyonuna bakılmıştır. 20-42 yaşları arasında 16-14 kişilik rastgele iki gruba ayrılan sağlıklı bireyde yapılmıştır. Bu bireylere 1-2 yemek kaşığı sirke yemek öncesi direkt olarak verildiğinde güçlü bir iştahsızlık oluşturmuş ve bulantı oluşmuştur. Araştırmacılar doğal bir iştah bastırıcı olan sirkenin önerilmesinin uygunsuz olacağı sonucuna varmıştır.

    Elma sirkesi kilo verdirir mi?
    Elma sirkesi kilo verdirir mi?

    Bioscince dergisinde yayınlanan 12 haftalık çalışmada vücut yağ kütlesi, vücut ağırlığı ve trigliserid düzeyleri üzerine sirkenin etkileri araştırılmıştır. 25-60 yaş arasındaki bireyler üç gruba ayrılmıştır. Obez olan bireylere 0, 15, 30 ml sirke içeren 500 ml içecek verilmiştir. Her grup 58 ya da 59 kişiden oluşmaktadır. Sirke tüketen grupla tüketmeyen gruba göre vücut ağırlığında, organ çevresi yağlanmada (visseral yağlanma) bel çevresi ve trigliserid düzeyinde önemli ölçüde düşüş sağlanmıştır. Araştırmaya katılan bireylerin katılımının az olmasına rağmen 15 ml sirkenin kilo vermede yararlı olabileceği sonucuna varılmıştır.

    Peki biz diyetisyenler elma sirkesini önerecek miyiz?

    Normal elma sirkesi tüketiminin (15 ml) hiçbir yan etkisi yoktur. Ayrıca elma sirkesi doğal pektin, potasyum, fosfor, kalsiyum minerallerini az miktarda da olsa içermektedir. Biz diyetisyenler danışanlara başarılı kilo kaybının olması için diyette porsiyon kontrolü, sağlıklı pişirme yöntemleri, sağlıklı atıştırmalıklara odaklanarak ayrıca danışanların besin etiketlerini okumaya yönlenditrebilirler. Elma sirkesinin tadı pek hoş olmadığı için ve bulantıya sebep olabileceği için salata sosu ya da marinelerde kullanılması ile de kilo vermedeki olumlu etkilerinden faydalanılabilir.

     

    Dyt. Yeter ÇELİK tarafından yazılmıştır.

  • Seyahatte kilonuzu kontrol altında tutun

    Seyahatte kilonuzu kontrol altında tutun

    İster iş seyahati, ister yeni yerler keşfetmek için yapılan geziler olsun; kilosunu sabit tutmak ve sağlıklı olmak isteyenler için bu seyahatler bir kabus haline gelir. Her seferinde yeniden başlanan ve iki güne kalmadan bırakılan diyetler kişinin kilo verebileceğine dair inancını zayıflatır. Dengeli beslenmek kendinle ve hayatla barışık olmak iç dengeniz için üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Fazla yemek, sağlığınız için geri dönülemeyecek problemlere yol açabilir. Ya da seyahatte aldığı kilolarından kurtulup, bir an önce zayıflamak isteyen insanlar bazen sağlığını tehlikeye atma pahasına yo-yo diyetlerle sağlıklarını bozabilirler. California Rice Commission verilerine göre Amerikalı kadınların %50’si sürekli kilo alıp vererek yo-yo diyet yapmaktadır. Doktor tavsiyesi olmadan kullanılan tıbbi olmayan yöntemlerle ve en düşük kalorili diyetler ile zayıflasalar bile iş seyahati, gezi gibi araya giren durumlarda eski kilolarına yeniden geri dönüyorlar.

    Her gittiği seyahatten birkaç kilo alarak dönmek yerine, oluşturulan özel program ile fazla kilolarınızdan kurtulabilir daha aktif bir hayat biçimi edinebilirsiniz. Özellikle seyahatler de aktiviteyi arttırıp yiyecek tercihlerinizde doğru seçim yaparak seyahatinizden keyif alabilir ve kilo almadan eve dönebilirsiniz. Fazla besin tüketerek mideyi doldurmak çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Pişirme ve hazırlama yöntemlerine dikkat etmeniz çoğunlukla yeterli olacaktır.

    Kaçınmanız Gereken Pişirme Yöntemleri Ve Besinler:

    Fastfood, kızartmalar, hamur tatlıları, tuzlu, şekerli, yağlı hazır besinler, salam, sucuk, sosis, kavurma, sakatatlar.

    Seyahat Öncesi Yediklerinize Dikkat Edin:

    Seyahatte tatilin tadına varmak daha rahat olabilmek için 1 hafta önceden yediklerinize dikkat etmek tatilinizi sorunsuz geçirmeyi sağlar. Tatilden 1 hafta önce vücuttaki ödemi atabilmek için bazı kurallara uymak yeterli olacaktır.

    Günde 2 litre su için

    Çay, kahve gibi kafein içeriği yüksek olan içeceklerden uzak durun

    Asitli içecekleri tüketmeyin

    Tuz tüketiminizi çok azaltın

    Günde yarım saat tempolu yürüyüş yapın

    Günlük olarak ıhlamur, adaçayı ve rezene gibi bitki çaylarından 2-3 fincan tüketmeye çalışın.

    Kızartma ve yağlı besinlerden uzak durun.

    Tatlı tüketiminizi azaltın.

    Gittiğiniz yerdeki yeni Tatları Iskalamayın:

    Seyahatte beslenme düzeninizi sabahtan itibaren ayarlamalısınız. Eğer akşam besin tüketiminiz fazla olacak diye gün boyu tüm öğünlerinizi geçiştirirseniz akşam yemeklerinde üzerinizdeki kıyafetin sizi çok rahatsız ettiğini hisseder, istediğiniz gibi eğlenemezsiniz.

    Mutlaka sabah hafif bir kahvaltı yapın. Ara öğünlerde süt, yoğurt, meyve gibi besinler tüketebilirsiniz. Gün boyu tatlı tüketmeyin. Bu hakkınızı gece kullanırsınız. Sabah kahvaltısı ve ara öğünden sonra mutlaka hafif bir öğlen yemeği yiyin. Bu öğlen yemeği ½ porsiyon sebze, 1-2 kaşık pilav, 1 çay bardağı yoğurt ve bol salatadan oluşabilir. Öğle yemeği ile akşam yemeği arasında hafif bir kahvaltı yerleştirin. Bu sizin gezerken çok aç olarak masaya oturmanızı ve gereksiz yere, çok hızlı besin tüketmenizi engeller. Bu ara öğün çok önemlidir. Burada 1 tost ve ayran tüketebilirsiniz. Akşam yemeği için gittiğiniz yerdeki yöresel tatları kaçırmamalısınız bu kadarına hakkınız var.

    Açık Büfe Menü:

    Otellerin açık büfe mönüleri çok çeşitlidir. Bu menülerde yer alan bütün besinleri aynı miktarlarda tüketebilmeniz mümkün değildir. Açık büfe yapacağınız besin tercihlerinizi, et; sebze-meyve; süt-yoğurt; ekmek; yağ-şeker grupları olarak belirleyin.

    Açık büfe menüsünde bu sayılan besin gruplarının her birinden 1 çeşit birer porsiyon veya 2 şer çeşit yarım porsiyon şeklinde tercih yapabilirsiniz. Mesela 3 çeşit et yemeği varsa ve siz bunların hepsinden tatmak istiyorsanız o zaman 1 porsiyon et grubu hakkınızı 3’e bölerek yine bir porsiyon et grubuna tamamlayabilirsiniz. Aynı düzenlemeyi diğer besin grupları içinde gerçekleştirebilirsiniz. Öğle veya akşam yemeğinde yiyeceğiniz bir porsiyon pirinç pilavı, seyahat esnasında ihtiyacınız olan enerjiyi karşılamanıza yardımcı olacaktır. Pirinç, yoğun çalışma temposundaki sporcuların temel besin kaynaklarındandır.

    Besin gurupları için tercihlerinizi kullanırken seçtiğiniz besinleri kızartma ve yağlı olmamasına çok özen gösterin.

    Süt grubundan seçeceğiniz besinlerin içeriğinde mayonez ve fazladan yağ katılmamış olmasına dikkat edin. Meze seçimlerinizi yoğurtlu mezelerden yana kullanabilirsiniz.

    Tabağınızın yarısını mutlaka sebzeler, zeytinyağlılar ve salatalarla doldurmalısınız. Yine bu besin grubunu seçerken de çok yağlı soslar eklenmiş veya kızartılmış olanları tercih etmeyin.

    Tatlı olarak kesinlikle sütlü tatlı tercih etmelisiniz. Pirinçli muhallebi midenizi yormayacak tatlıların başında gelir.

    Hazımsızlık ve şişkinliğin önlenmesi için yemekleri yavaş yavaş yiyerek çok iyi çiğneyin.

    Yatmadan 1 saat önce besin tüketiminizi mutlaka sonlandırın.

    Seyahat Dönüşü:

    Seyahat dönüşü tüketilen besin miktarları ve çeşitleri çok fazla olduğundan kilo almamak için ertesi gün fiziksel aktivite artırılmalı, su tüketimine çok dikkat edilmeli, tuz tüketimi azaltılmalıdır. Gezi dönüşü ertesi günü kesinlikle düşük kalorili bir diyet uygulamayın. Normal beslenmenize devam edin. Sadece aktivitenizi artırmaya çalışın. Aktivitenizi artırmak kan şekerinizi kontrol altına alacak ve bir hafta önce fazla yüklenmenize rağmen yağlanmanızı önleyecektir.

    Dyt. Nesrin ERİŞ tarafından yazılmıştır.

  • Zayıflığın Önlenmesi ve Düzeltilmesi

    Zayıflığın Önlenmesi ve Düzeltilmesi

    Zayıflık, vücut ağırlığının boy uzunluğuna oranla az olmasıdır. Bu durum uzun süren enerji dengesizliği sonucu oluşur.

    Zayıflığın Nedenleri:

    Diyetle alınan enerjinin harcanandan daha az olması veya alınan besinlerin vücut tarafından kullanılamamasıdır. Harcanan kadar enerji alınamaması, diyetin kalite ve miktar yönünden yetersiz oluşundan ileri geldiği gibi, sindirim bozuklukları, dolaşım bozuklukları, enfeksiyon ve parazitler gibi nedenlerle, alınan besinlerin vücutta kullanılmasının engellenmesi sonucu da olabilir. Ayrıca hormonal problemler de enerji harcamasını hızlandırır.
    Diyetin kalite ve miktar yönünden yetersiz oluşunun birçok nedeni vardır. Bilgisizlik yüzünden yetersiz ve dengesiz beslenme, okul çağı çocuklarının okulda besin değeri düşük şeyler alarak beslenmesi, yoksulluk, hastalık durumunda artan gereksinimin bilgisizlik ve yanlış inançlar nedeniyle karşılanamaması, ailede yetersiz ve dengesiz beslenme alışkanlığının olması sık sık ve yanlış uygulanan zayıflama rejimleri, fiziksel aktivitenin fazlalığıdır.
    Zararları: Çocukluk ve gençlik yıllarında büyümeyi etkiler, çalışma verimini düşürür, emzikli kadınlarda süt verimini azaltır, vücudun dış etkilere karşı direncini azaltır, hastalıklar ağır seyreder, vücut ısısının denetimi güç olur ve şişmanlıkta olduğu gibi kişinin yaşam süresi kısalır.

    Zayıflığın Önlenmesi ve Düzeltilmesi:

    Öncelikle zayıflığın nedeni bulunmalıdır. Eğer zayıflık, besinlerin vücutta kullanılması ile ilgili bir bozukluktan meydana geliyor ise diyetten bir sonuç alınamaz. Önce bu bozukluk tedavi edilmelidir. Eğer zayıflığın nedeni diyet enerjisinin yetersizliği ise bu durum diyetle düzeltilir. Bunun için önce kişinin aktivite düzeyine göre alması gereken enerji belirlenir. Diyetin kalorisi ilk 1-2 hafta alması gereken enerjiden daha düşük verilir. Giderek diyetin kalori içeriği arttırılır. Böylece alması gereken enerjiyi tolere ederek vermiş oluruz. Diyette özellikle enerji değeri yüksek kolay sindirilen besinlere yer verilmelidir. Alınacak besin hacim yönünden az, enerji ve besin öğeleri yönünden yoğun olmalıdır. Yemekler görünüş yönünden iştah açıcı bir etki yaratmalıdir. Yemek sırasında sıvı alınmamalıdır. Zira kusmayı kolaylaştırır. Aşırı yağlı besinler midede tokluk hissi yarattığından diyetle sınırlandırılmalıdır. Kilo almak kilo vermekten daha zordur ve daha uzun sürer. Sabırlı olunmalıdır.

    CHECK-UP

    Kilo Alma Programına Başlamadan Önce Uygulanacak Tahliller;

    Hormon Testi(T3,T4,TSH)
    Tam Kan Sayımı
    Sedimantasyon
    Gaitada Parazit Testi
    Akciğer Grafisi

    Dyt. Nesrin ERİŞ tarafından yazılmıştır.

  • Keten tohumu ve yeşil çay

    Keten tohumu ve yeşil çay

    Keten tohumu ve yeşil çay

    Keten Tohumu:

    Keten bitkisinden elde edilir.

    Keten tohumunun yararları

    Mide-bağırsak sorunlarına karşı iyi gelir

    Özellikle menopoz döneminde kullanımı kemikleri güçlendirir ve menopoza bağlı şikayetleri azaltır

    Bağışıklık sistemini güçlendirir

    Kalp-damar hastalıklarından korur ve kolesterol düzeyini dengeler

    Sinir sistemini ve hafızayı güçlendirir

    Keten tohumu;Omega-3, Omega-6 ve Omega-9 yağ asitleri , yüksek oranda çözünür ve çözünmez lif, protein, kansere karşı etkili maddeler içerir

    Günde 1-1.5 çorba kaşığı keten tohumu sağlıklı kalmak açısından yeterlidir. Dozunu kaçırmamakta yarar var.

    yesil_cay

    Yeşil Çay:

    Bağışıklık sitemi zayıf olanlar, herhangi bir kronik rahatsızlığı olanlar doktoruna danışmadan yeşil çay kullanmamalıdır. Örneğin Troid hastaları yeşil çay kullanımında kendi iradeleri ile hareket etmemelidir. Kesin olan bir şey varsa o da yeşil çayın doğru hazırlanıp tüketildiği takdirde sağlığa son derece faydalı olacağıdır. Yeşil çayda kateşinler, epigallokateşin gallat (EGCG) gibi flavonoidler, polifenoller vardır. E vitamini açısından zengindir. Krom, manganez, selenyum, C vitamini bulunur. Güçlü bir antioksidandır. İiçerek tüketmenin dışında yaralanmış bölgeye tampon yapabilirsiniz. Yeşilçay anti bakteriyel ve antiviral özelliğinden dolayı bir çok alanda kullanılmaktadır .

    Yeşil çayın zengin içeriği nedeni ile diyet yaparken 1-2 fincan tüketilmesi faydalıdır. Kalp hastalıklarında, Parkinson ve Alzheimer gibi hastalıklarda kullanımı olumlu sonuçlar verir. Yeşil çayın Kansere faydası olduğu tespit edilmiştir. Bakteriyel ve viral hastalıklara karşı direnç sağlar. Kemik- mineral yoğunluğunu arttırır. Bağışıklık sistemini geliştirmeye yardımcı olur. Diyet yaparken zindelik verir.Migreni hafifletir. Ağız kokusunu giderir.

    Yeşil çayın faydalarının yanında bazı zararlarını da olduğunu unutmamak gerekir. Sık idrara çıkma, bulantı, kusma, uykusuzluk gibi zararlar söz konusu olabilir. Kafeine hassasiyeti olanlar içmemelidir. Kalp hastalıklarına iyi geldiği bilinse bile mutlaka doktora danışarak kullanılmalıdır. Hamileler ve emziklilerin tüketimi çok sınırlanmalıdır. Troit hastalarının da kafalarına göre yeşil çay tüketmesi doğru değildir.

    Dyt. Nesrin ERİŞ tarafından yazılmıştır.

  • Düğünden sonra beslenme önerileri

    Düğünden sonra beslenme önerileri

    Evet düğün bitti. Artık evlisiniz ve yeni bir hayatınız var. Yeni bir sosyal hayat, yeni bir çevre, yeni bir düzen. Düğünden önce her gelin gibi formunuza ve fiziğinize çok önem verdiniz, vücut ve cilt bakımlarının yanı sıra diyetler yaptınız. Her şey o büyük önemli gün içindi???… Peki ya şimdi!!!…

    Genellikle yeni evlenen çiftler evliliğin ilk aylarında hızla kilo almaya başlarlar. Evlenmeden önce çiftleri kendi beslenme alışkanlıkları, düzeni olduğu için birdenbire bu düzen değişir. Özellikle akşam yemeklerinden sonra otururken tüketilen abur cubur miktarı artar. Evliliğin ilk aylarında dışarıda yemeğe çıkma daha fazla olur. Eğer ikisi de çalışıyorsa daha pratik , lezzetli ve kalorili besin tüketimi artar. Önemli olan birlikte güzel vakit geçirerek, güzel lezzetler tatmaktır. Davetler evliliğin ilk aylarında çok fazladır. Aslında her bir davet genellikle bir ziyafet olarak karşımıza çıkar. Kadın özellikle eşine daha şirin gözükebilmek, onun beğenisini daha fazla kazanabilmek için sürekli olarak lezzetli yemek pişirmek telaşı içine girer. İşin içine çiftlerin aileleri faktörü de girince olay biraz daha karmaşıklaşır.

    İşte bu yüzden formunuzu korumanın ne kadar önemli olduğunu çok geç olmadan anlamak için aşağıdaki önerilerimize bir göz atmalısınız.

    Özellikle evliliğin ilk aylarında eşinizi daha fazla tanımak, mutlu etmek, yemek yeme zevkine, alışkanlıklarına hitap etmek, ortak noktalarınızı artırmak isterken ne olduğunu anlamadan düğün fotoğraflarınızdaki kızla aranızda uçurumlar oluşabilir.

    dugunden_sonra_beslenme

    Öncelikle eşinizin beslenme kültürü, alışkanlıkları ve yeme zevkini mutlaka araştırıp inceleyin. Böylece ona hoş sürprizler yaparak değişik bir gizem yaratabilirsiniz. Bu gizemi yaratırken eşinizin çok sevdiği yemeği daha sağlıklı ve düşük kalorili nasıl tüketebileceğinizi araştırın.

    Sizin yeme kültürünüz ve alışkanlıklarınızla arasındaki farkı en kısa zamanda anlamaya çalışın. Bu sizin yeni hayatınıza uyum sağlamanızı kolaylaştıracaktır.

    Kendi alışkanlıklarımız ve yeme zevkinizi eşinizinki ile birleştirerek yeni yemek tarifleri geliştirip, sadece ikinize ait sağlıklı bir yemek zevki oluşturabilirsiniz.

    Market alışverişi yaparken özellikle abur cubur ürünler almamaya dikkat edin. Akşam otururken bu abur cuburlar çok işe yarıyor ama daha sonra bir de bakıyorsunuz kilo almışsınız.

    Akşam yemeği hazırlarken masada sadece almanız gereken miktarda yemek bulundurun. Çok fazla çeşitte ve miktarda yemeği masaya koyarsanız yemek zorunda kalacaksınız. Çükü evde iki kişi olduğunuz için sizden başka yiyecek kimse olmayacak. Ziyan olması yiyelim bari diye diye kilolar artacak.

    Yemekleri iki kişilik pişirin!!!!!!!. Gereğinden fazla yemek hazırlamayın

    Yemek tabaklarınızı küçük salata tabağınızı büyük seçin.

    Porsiyon ölçülerinize dikkat edin. Tabağınızın hep yarısına kadar doldurun.

    Eşinizin ailesinin sizi ısrardan hoşlanmayan biri olarak tanımalarını sağlayın. En baştan ısrarlara boyun eğerseniz ileride itiraz ettiğinizde daha fazla sorun olur.

    Düğünden sonra fiziksel aktivitenize dikkat edin. Hiç yapmıyorsanız bile günde yarım saat yürüyüş yapmaya çalışın. Unutmayın aktivite arttıkça kilolar azalır.

    Eşinizle hafta sonlarında doğa yürüyüşlerine çıkabilirsiniz. Bu konuda eşinizi teşvik edebilirsiniz.

    Hemen olmasa bile birkaç yıl içinde bir bebek sahibi olacaksınız. Hamileliğinize kadar ideal kilonuzu korursanız hem hamileliğiniz çok daha rahat geçecek hem de doğumdan sonra çok fazla kilo problemi yaşamayacaksınız. Bunun için evliliğinizin başında önlemlerinizi almalısınız.

    Evlenince ister istemez vaktinizin büyük bir kısmını eşiniz alacak. Evlilik süresi ilerledikçe de sorumluluklarınız arttığı için kendinize ayıracağınız vakit giderek kısalacak. Belli bir süre sonra bu sizi, eşinizi ve evliliğinizi olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle evliliğinizin başında eşinizle konuşarak kendinize ait zaman ve bütçe ayırın. Bununda büyük bir kısmını formunuzu korumak için kullanın.

    Çalışan bir bayansanız evlenince kendinize düzenli ve iyi bir program çıkartmanız gerekiyor. Bunu yapmazsanız, fast-food yemekler, haftanın beş günü lokanta yemekleri, sağlıksız beslenme hayatı ve beraberinde getirdikleri!!! Sizi bekliyor demektir.

    Beslenme konusunda bilinçlenmeniz; ilerisi için sizin, eşinizin, çocuğunuzun sağlığı için çok önemli. Bu konuda bir diyetisyenden profesyonel yardım alabilirsiniz.

    Unutmayın; sağlıklı ve dengeli beslenmeyi öğrenmek her yönden sağlığınızı çok olumlu etkileyeceği için, stres, yaşam koşulları ile zamanla evlilik üzerine düşebilecek olan monotonluğu azaltabilirsiniz.

    En önemlisi bütün bunarlı eşinizle konuşup, uzlaşarak birlikte uyumlu bir aile içi beslenme sağlık programı çıkarabilirsiniz.

    SONSUZ MUTLULUKLAR

    Dyt. Nesrin ERİŞ tarafından yazılmıştır.

  • Zayıflamak için ameliyat olsak mı?

    Zayıflamak için ameliyat olsak mı?

    Son dönemin en çok konuşulan konusu ve bana en çok sorulan sorusu şu: Zayıflamak için ameliyat olsak mı? Yıllardır kilo yönetimi üzerine çalışan bir diyetisyen olarak, kilo kaybı için tüm sebepleri araştırmadan yola çıkmadım hiçbir zaman. Endokrin uzmanı hekim görmeden, beslenme öyküsünü ayrıntılı taramadan, psikolojik değerlendirmeyi atlarsan olmaz. Bazı insanlar daha kolay çözebilirler bu sorunları. Bazen de fark eder, tedavi başlar ama bir türlü başaramaz. Hayatındaki sorunlar, stresle baş etme yöntemleri, travmalar, kronikleşmeye varan depresyonlar zayıflama sürecini etkiler.

    Habertürk’den Güneş Aksüs’ün yazısı…
    Peki, ameliyat ne zaman akla gelir? Yıllarca diyet yapmış ama başarılı olamamış birini düşünün. Spor yapmıyor veya artık yapamayacak kadar kilolu. Metabolik olarak da bu tablodan çok olumlu bir sonuç çıkmaz genelde. Eskiden özellikle BKİ (beden kütle indeksi) 40 ve üzeri olanlara ameliyat öneriliyordu. Şu an bu biraz daha aşağıya çekildi. Sonuç alamayan ve zayıflama sürecini yönetemeyen kişilerin aklına artık “Mide ameliyatı mı olsam?” sorusu geliyor. “Acaba böyle daha mı kolay? Zaten ameliyattan sonra istesen de yiyemiyormuşsun” diyorlar.
    Obezite cerrahisi bir seçenek ama kolay bir yöntem değil. İlk seçeneklerden biri de değil. En az 1 yıl diyet, spor ve ilaç tedavisiyle takip edildiniz ve olmadıysa, iyice değerlendirildiyseniz, psikolojik olarak taramalardan geçtiyseniz ve geriye sadece bu yöntem kaldıysa siz bilirsiniz. Kendi bedeniniz ve sizin kararınız. Ben kalıcı çözümlerden yanayım. Ameliyatın kolay verilebilecek bir karar olduğunu düşünmüyorum. Kafanızda böyle bir düşünce varsa bu konuda iyi olan bir hekim bulun, çok ameliyat yapmış mı araştırın, ekibiyle tanışın ve tüm kontrollerde aklınıza takılan her şeyi sorun.

    ‘Çocuğum Ne Yesin?’ tüm kitapçılarda!

    Yaklaşık 2 yıldır üzerine çalıştığım, satır satır bilgi ve en önemlisi tecrübe aktardığım notlar kitaba dönüştü! Çok mutluyum! Hayatta en sevdiğim şey yazmak ve insanlarla duygularımı, bildiklerimi paylaşmak. Okuduğum, karıştırdığım çok kitap oldu. Şunu çok rahat söyleyebilirim ki annelerle ve babalarla dertleşecek, halden anlayacak ve size pozitif çözümler sunacak bir kitap oldu.
    Çocuk beslenmesi çok önemli bir konu. Yarını kurtarmak, obeziteye çözüm bulmak, o çok korktuğumuz hastalıklardan korunmak istiyorsak çocuklarımıza ne yiyeceklerini, nasıl yiyeceklerini, neden yiyeceklerini, sağlıklı beslenme adına bilinmesi gerekenleri öğretmeliyiz. Kitabı okurken çocuğunuz başucunuzda olacak. Onunla bu konuları tatlı bir oyun şeklinde konuşmaya başlayacaksınız. Belki mutfağınız değişecek, sorunlara farklı çözümler keşfedeceksiniz.
    Sevgili eşim Seren Aksüs’ten zor zahmet kopardığım ‘Yeni Babadan Yeni Babaya Mektup’ da var kitapta. Tüm babalara bu kısım okutulmalı. Hamile olduğunuzu öğrendiğiniz an, bu sayfayı açıp koyun eşinizin önüne! Ne demek istediğimi okuyunca anlayacaksınız. İçinde harika tarifler var. Hepsi bizim evde oğlum Sanat için pişen hatta beraber pişirdiğimiz tarifler. Şimdiden hepinize keyifli okumalar diliyorum.

    Burgerseverler buluştu!

    Artık her hafta bir festival var. Coffee Fest, Makarna Festivali, BurgerFest derken her gün yenileri ekleniyor. Biz de 5 yıldır Diyet Şenliği yapan bir ekip olarak seviniyoruz. Her konunun kendine özel etkinliklerinin olması hoşumuza gidiyor. Demek insanlar da beğeniyor, istiyor ki böyle etkinlikler artıyor.
    Geçtiğimiz hafta sonu Zorlu’da düzenlenen BurgerFest’e gittik. Ortam gayet iyiydi. Merak ettiğiniz, denemek istediğiniz lezzetleri, farklı burgerleri tadabiliyorsunuz. Ben her tadımda minik ısırıklarla günü kurtardım. Her birinden tam porsiyon yiyen kişileri düşünemiyorum! Neyse, afiyet olsun… Sonuçta herkes tatmak için oradaydı ve mutluydu.
    Bu arada ben burgerle ilgili yazınca, “Ama diyette olur mu ki?” diye sorular geliyor. Olur olmasına da dikkat etmeniz gereken bazı noktalar var. İşte o noktalar:
    1. Burgerinizi kaliteli, düzgün bir restoran- burgercide yemelisiniz.
    2. Hangi markaları kullanıyorlar, kullandıkları etler nereden geliyor öğrenmelisin.
    3. Diyet yapıyorsan burgerin en sossuz, klasik olanını seçmelisin.
    4. Yanında patates yok! İsterseniz yeşillikle birlikte tüketebilirsiniz.
    5. İçecek olarak yanında ayran çok iyi olur. Festivalde yoktu, bence kesinlikle olmalı. “Burgerin yanına illa gazlı içecek yakışır” diyorsanız şekersiz olanlarını tercih edebilirsiniz.

    Annelerin içi rahatlayacak

    BEBEKLERİMİZİ emzirirken her şey güzel ama 6. aydan sonra ek besinlere başladığımızda işler değişiyor. Yemeğini hazırla, yanında taşı, gittiğin restoranda mama sandalyesi iste ve gerçekleri gör! Ülkemizdeki restoran ve kafelerde çocuklara göre hiçbir şey yok. Varsa da sorunlu! Bugüne kadar tertemiz bir mama sandalyesi görmedim. Ya çok pis, ya üzerinde yemek kalıntıları kalmış, ya kırık ya da yırtık..
    Geçen hafta bir lansmana katıldım. Fidan Duman patentini aldığı bir ürün geliştirmiş adına da ‘mamaped’ demiş. Mama sandalyesi bulduğunuzda hemen üzerine kılıfı geçiriyor ve bebeğinizi gönül rahatlığıyla oturtuyorsunuz. Bebekler de aileler de mutlu mutlu yemeklerini yesin, stres olmasın

  • Hatalı zayıflama yöntemleri

    Hatalı zayıflama yöntemleri

    Hatalı zayıflama yöntemleri İKİ dakikada pratik bilgiler almayı seviyoruz biz. “Bana bir liste verir misiniz?” diye mail atanlar var. Yeni tanıştığım kişiler arasında “Ne yapalım? Bize iki dakika söyler misiniz?” diyenler çok oluyor. Ne diyeceğimi şaşırıp “Ee…” diyorum sadece. “Nasıl anlatayım? Nereden başlayayım?” diye düşünürken iki dakikam doluyor.
    Geçenlerde mağazada bir kız “Ne yiyelim ya da ne yemeyelim?” dedi. “Az yiyin” desem olmaz, “Dikkat edin” desem olmaz. “Okuyun” diyorum. Evet! Gazetede yazıyorum, okuyun. En çok merak ettiğiniz soruların cevapları burada. Bugün zayıflamak için yapılan en büyük hatalardan söz edeceğim mesela. Bu yazıda asla yapmamanız gerekenler var. Bu büyük hataları yapmayın!

    Habertürk’den Güneş Aksüs’ün yazısı…

    KARBONHİDRAT YÜKLEMESİ
    Bu saydığım mönü size çok tanıdık geliyorsa kilo almanız da çok kolay demektir. Çorba, yanında pilav, yanında patatesli et yemeği ve üzerine hamurlu bir tatlı… Bu mönüyü yedikten sonra masa başına geçip uyuyabilirsiniz. Çünkü tek öğünde karbonhidrata bu kadar yüklenmek hem enerjinizi düşürür, uykunuzu getirir hem de kilo almanızı kolaylaştırır. Aynı öğünde çorba- pilav-makarna-patates-unlu yemek (beşamel soslu sebze) tüketmeyin.

    NASIL OLSA DOYUYORUM
    Et severlerin tabağına baktığımızda et, köfte, balık, yanında pilav, makarna, ekmek veya çorba ve yanında da şekerli bir içecek görebiliriz. Izgara etler ve aynı tabakta bolca pilav ve patates kızartması… Bu mönü sizi doyurabilir ama vücudunuz bundan çok mutlu olmayacaktır. Çünkü etin yanında yediğiniz pilav ve patates kızartması yine sizin kilo almanızı kolaylaştırır. Ya sadece birini seçin ya da en iyisi onları iptal edip yanında en azından içinden yağ almayacağınız güzel bir ekmek tercih edin. Et yediğinizde çabuk doyarsınız. “Nasıl olsa doyuyorum” diyerek sebze ve salata yemiyorsanız, bu da bir hata! Etin yanında sebze ve bol salata isteyin.

    AÇ KALARAK ZAYIFLAMAK
    Sıklıkla duyduğum şey bu. Biri diğerine hemen öneriveriyor: Aç kalacaksın! Yeme, tut ağzını, bak nasıl zayıflıyorsun! Aman haa! Bu yöntemi sakın ama sakın denemeyin! Aç kalarak zayıflamaya çalışanlar veya çok düşük kalorili diyet yapanlar, sonra çok daha hızlı kilo alıyorlar ve artık bu işkencelerden sonra normal bir diyet yapsalar da kilo vermeleri çok zor oluyor. Vücudumuzda inanılmaz güzel bir denge var. Böyle oyunlarla bu güzel dengeyi bozmayın.

    ARA ÖĞÜN OLMASA OLMAZ MI?
    Ara öğün yapmak metabolizmayı çalıştırır. Acıkmanızı önlemek, ana öğünde daha az yiyebilmek ve kan şekerinizi dengelemek için ara öğün olan diyetleri yapın. Diyet yapmıyorsanız bile, gün içinde kendinizi daha enerjik hissetmek için mutlaka ara öğün yapın. Ara öğünlerde kurabiye, kek gibi kalorisi yüksek besinler yerine, kepekli veya tam buğday unundan yapılmış kurabiye, kraker ve kuruyemişler veya sütlü bir kahve tercih edebilirsiniz. Hiçbir şey yemeye vaktiniz yoksa en güzel ara öğün 1 bardak ayrandır.

    ABUR CUBURSUZ DURAMIYORUM
    Benim çok sıkı diyetlere karşı olduğumu herkes bilir. Bu nedenle de “Arada bir pizza ye, lahmacun ye, azıcık tatlı kaçamağı yap” diyen biriyim. Ama bu cümlelerin sonuna hep şöyle bir uyarı cümlesi yazarım: Tabii ki miktarına ve sıklığına dikkat ederek! Tüm gün sokakta olduğunuz için sürekli ekmek arası bir şeyler veya hamur işi yiyor ama zayıflamaya çalışıyorsanız işiniz biraz daha zor. Bunları az yeseniz de zayıflayabilirsiniz ama bu yeterince sağlıklı olduğunuz anlamına gelmez. Bu kadar kuru gıdayla kabızlık, gaz problemleri, sık sık hastalanma ve güçsüz hissetme gibi şikâyetleriniz olabilir. Unutkanlık problemi de yaşayabilirsiniz. Mutlaka bir öğünde en azından sebze yemeği (zeytinyağlı) ve yoğurt yiyin.

     

    Kaynak: haberturk.com

    Güneş Aksüs