Kategori: Diyet

  • Verilen kiloyu korumak

    Verilen kiloyu korumak

    Kilo verebilmek önemli ama daha da önemlisi verilen kiloyu koruyabilmek, bir daha eski hale dönmemek, peki nasıl?

    Kilo probleminiz var, defalarca diyet yaptınız, evet kilo verebildiniz ama ne yazık ki her seferinde geri aldınız hem de fazlasıyla, neden olmuyor? Neden koruyamıyorsunuz verdiğiniz kiloları?

    En önemli etken tabi ki de davranış değişikliği yapamamaktan kaynaklanıyor. Yani hatalı beslenme davranışlarınızı, doğru beslenme davranışlarıyla değiştiremiyorsunuz. Ya da başka bir deyişle diyet yaptığınız dönemde ki beslenme şeklinizi yaşam standardı haline getiremiyorsunuz. Sadece diyet yaparken değil, tüm hayatınız boyunca sürdürebileceğiniz sağlıklı bir yaşam tarzına odaklanmanız gerekiyor. Yani diyeti bir dönem gibi değil yaşam biçimi olarak benimsemelisiniz. Tabi diyetinizde yaşam şekli olarak kabul edilecek ölçü de yeterli ve dengeli, her besin öğesini barındıran bir biçimde olmalıdır.

    Vücudunuzda birkaç kilo fazla taşımak, sürekli kilo alıp vermekten daha az zararlı olabilir! Kilo kontrolü gibi uzun bir süreci kapsayan durumlarda sürekli kilo alıp verme döngüsü içinde olmanız işinizi daha da zorlaştırabilir. Bazal metabolik hızınızın yavaşlamasına, yeme bozukluklarına ve zayıf bir öz güvene neden olabilir. Yapılan bazı çalışmalar, sürekli kilo alıp verme döngüsünün kalp hastalığı gibi sağlık problemleri olan kişilerde olumsuz sonuçlar yarattığını göstermiştir. Bunların yanı sıra kaybedilen kilonun tekrar geri kazanılması moral bozukluğu ve başarısızlık duygularına neden olabilmektedir.

    Uzun süre kilo ile mücadelede başarı, diyet ve egzersiz tedavisine ek olarak hastanın davranış değiştirmede ki becerisine bağlıdır.

    Obezitenin davranış değişikliği tedavisi; obeziteye neden olan yemek yeme ve fiziksel aktiviteyle ilgili istenmeyen davranışları, istenen davranışlarla değiştirmek veya istenmeyen davranışları azaltmak ayrıca istenen davranışları pekiştirerek ‘yaşam tarzı’ haline gelmesini sağlamak amacıyla uygulanan tedavi şeklidir. Davranış değişikliği tedavisinde amaç; yaşam boyu sürecek davranış değişikliğini oluşturmak ve böylece diyet döneminde sağlanan ağırlık kaybının korunmasını sağlamaktır.

    Uzm. Dyt. Özgecan ASTARLI

  • Bölgesel zayıflama için “Balık diyeti”

    Bölgesel zayıflama için “Balık diyeti”

    Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Safiye Taş, özellikle kış aylarında diyete girip yaz aylarında ince görünmek isteyenlere haftada en az üç gün balık yemelerini önerdi.

    Uzmanlar, ince bir bele, sağlıklı bir bedene ve hastalıklardan uzak kalmak için dengeli beslenmenin önemine vurgu yapıyor. Ortalama bir insanın ömrü boyunca balık, kırmızı et, tavuk, süt ve süt ürünleri, yumurta, kuru baklagiller, sebze, meyve, ekmek ve tahıl gruplarının tümünden vücudun günlük gereksinimi kadar tüketmesi önerilirken, fazla kilolardan kurtulmak için ise haftada en az üç gün balık tavsiye ediliyor.

    Bölgesel zayıflama için “Balık diyeti”

    Ortalama olarak kilogram başına günde 1 gram protein alınmasının şart olduğunu ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Safiye Taş, hayvansal protein içeren besinlerin çoğunun doymuş yağ bakımından oldukça zengin olduğunu, kişinin herhangi bir sağlık problemi olmasa dahi çok fazla tüketimden kaçınmalarını önerdi.

    Bel ve kalça çevresi inceliyor

    İstisnai olarak 100 gram pişmiş levreğin içerisinde 2 gram doymamış yağ içerdiğini, aynı oranda dana etinde ise 21 gram gibi oldukça yüksek bir değerde yağ bulundurduğuna dikkat çeken Taş, “Bu sebeple kırmızı et tüketimi haftada 1-2 kez, balık tüketimi ise en az 2-3 kez olması kan yağlarının regüle edilmesi, kilo kontrolünün sağlanması için olduğu gibi birçok hastalığın önüne geçmek için gereklidir.

    Balık içerisinde, yağ olarak vücut tarafından sindirilemeyen, ancak insan hayati fonksiyonların devamı için gerekli olan, bir diğer adıyla alfalinolenik asit olarak bilinen Omega 3 yağ asitleri bulunduğundan özellikle bel ve kalça bölgesindeki yağlanmaları engellemiş olacağız. Balığın insan sağlığı için onlarca faydasından birisi de bu” dedi.

    Öte yandan, yapılan son araştırmalara göre, 100 gram pişmiş levrek 97 kalori, 18 gram protein, 2 gram yağ, 53 mg kolesterol içerirken, 100 gram pişmiş dana etinin 305 kalori, 25 gram protein, 21 gram yağ, 110 mg kolesterol içerdiği saptandı.

    balik_diyet_listesi
    Balık diyeti

    Uygun fiyata kaliteli balık

    Yaş sınırı tanımadan sağlıklı bir beden için herkesin balık tüketmesinin gerektiğinin altını çizen Kılıç Deniz İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Sinan Kızıltan da, özellikle Ege sularından çıkarılan levrek ve çipura balığının bol bol tüketilmesine dikkat edilmesini tavsiye etti. Balığın lezzeti ve besleyici özelliği sayesinde haftada en az 3 gün tüketilmesinin oldukça keyifli olduğunu ifade eden Kızıltan, “Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde önemli bir balık rezervi var. Bu nedenle kaliteli balığa en uygun fiyata erişebiliyoruz. Sağlıklı nesiller için elimizde bulunan balık üretimi büyük bir şans” diye konuştu.

  • Vücudun Bölgelerine Göre Bölgesel Diyet

    Vücudun Bölgelerine Göre Bölgesel Diyet

    Vücudun Bölgelerine Göre Bölgesel Diyet Vücudumuz su, kemik, kas ve yağ dokusundan oluşur. Organizma ise her bedende farklı olacak şekilde oluşur. Organizmadaki bu oluşumu sağlayan dokuların dağılımı insan bedeninin estetik açıdan birbirinden farklı olmasını sağlar.

    Kadınlarda kalıcı yağlar kalça ve basen bölgelerinde

    Vücudumuzda 3 farklı yağ tabakası vardır. İlki derimizin hemen altında biriken ‘Deri altı yağları’; ikincisi vücudumuzun içinde organlarımızın çevresine ve karın kaslarımızın altına yerleşen ‘İç organ yağları’; sonuncusu ise kasların içinde ve çevresinde bulunan ‘Kas içi yağlar’ olarak adlandırılır. Bu 3 farklı yağ tabakasından en kalıcı olanı deri altı yağlarıdır. Bayanlardaki deri altı yağların en kalıcı ve yakılmasının zor olduğu kısım kalça ve basen bölgesinde birikenlerdir. Erkeklerde yakılması en zor yağların bulunduğu kısım ise karın bölgesidir.

    Vücudun Bölgelerine Göre Bölgesel Diyet

    Bölgesel yağlanmada genetik ve hormonal faktörler etkilidir. Bel çevresi kalın olanlarda çoğunlukla insülin hormonu yüksekliği görülür. Bel çevresi kalınlaşmaya başladıkça insülin hormonu, şekeri hücre içine sokmakta zorlanır ve vücut insülin miktarını yükseltir. Bunların sonucunda da iştah açılır ve yağlanma artmaya başlar. Basen çevresi geniş olanlarda ise, çoğunlukla östrojen dengesizliği görülür. Bunun sonucunda adet düzensizliği görülebilir. Bazı kişilerde ise ense ve üst gövdede şişmanlama görülür. Bu durumdan sorumlu olan ise kortizol hormonunun yüksekliğidir. Yüzde yuvarlaklaşma, kızarıklık, gövdede menekşe rengi çatlaklar ve tansiyon yüksekliği oluşabilir.

    Vücuttaki yağ dokunun oranı kadınlarda %25, erkeklerde %30’u geçmemelidir. Karın-bel çevresinde fazla yağın bulunması kalp damar hastalıkları, felç, Tip2 diyabet riskini artırır. Yapılan bazı araştırmalarda ise bel çevresindeki yağlanmanın unutkanlık (demans), osteoporoz, Alzheimer, diyabet, kolon kanseri ile ilişkisinin olduğu bulunmuştur.

    Türk kadınlarının %65’i armut tipi vücut yapısına sahip

    Araştırmalarda Türk kadınlarının %65’inin armut tipi vücut yapısına sahip olduğunu bulmuştur. Genlerimiz vücudumuzda yağ dağılımının nerede olacağında etkilidir; ancak dengeli beslenme ile kontrolü sağlamak bizim elimizde. Dengeli bir diyet programı sayesinde vücuttaki yağ hücreleri azalır ve kilo verilebilir. Sağlıklı bir diyette hedef yağ hücreleridir. Sorunlu olan bölgelerde daha fazla yağ hücresi biriktiği için bu bölgelerden yağ kaybı daha fazla olacaktır.

    Dengeli beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak bölgesel zayıflama yöntemleri arasında en etkili olanıdır. Bölgesel zayıflamada en önemli etkenlerden biri de öğünlerin düzenli yapılmasıdır. Uygulanan diyet programındaki en önemli unsur diyetin kişiye özgü hazırlanmasıdır. Her bireyin yaş, kilo, boy ve yaşam şekline göre vücut gereksinimleri farklıdır. Ancak bu gereksinimler karşılandıktan sonra bireyin sağlıklı kilo vermesi mümkündür. Diyetteki amacınız kas ve su kaybı ile kilo vermek değil, yağ kaybı ile incelmek olmalıdır.

    Diyet programında tükettiğimiz besinlerin miktarı kadar çeşitleri de önemlidir. Ancak sadece bel-karın bölgesindeki ya da basen bölgesindeki yağları eritmeye yönelik mucizevi besinler bulunmamakta. Bunların yerine metabolizma hızını arttıran besinler, yağ içeriği daha düşük besinler tüketilebilir.

    Yapılan bazı çalışmalarda daha çok bel ve karın çevresinin yağlanmasında etkili olan besinlerin olduğu bulunmuştur. Bu çalışmaların sonuçlarını saymak gerekirse;

    •Alkol ve şekerli içeceklerin bel-karın bölgesindeki yağlanmayı tetiklediği, alkolün doygunluk hissini düzenleyen hormonlara etki ederek açlık hissini arttırdığı bulunmuştur.

    •Margarin, pastane ürünleri, kurabiye ve kızarmış yiyeceklerde bulunan trans yağ asitlerinin bel-karın çevresindeki yağlanmayı arttırdığı ve vücudun diğer bölgelerine oranla yağ hücrelerinin bel çevresine dağılımında etkili olduğu bulunmuştur.

    •Kalori ve yağ içeriği yüksek olan fast-food ürünlerinin bel çevresinde yağlanmaya neden olduğu bulunmuştur.

    Bazı besinler ise metabolizma hızını arttırdığı ve tok tuttukları için daha sık tercih edilebilir. Yapılan çalışmalarda yeşil çayın içinde bulunan kateşinler sayesinde vücutta kalori yıkımının arttığı ve bel çevresindeki yağların azaldığı; yaban mersini tüketen bireylerin bel bölgesinin daha az yağlı olduğu bulunmuştur.

    Alınan kalorinin azaltılması ve egzersiz yapılmasının bel çevresini inceltmekte en iyi yol olduğu unutulmamalıdır. Yapılan birçok araştırma; meyve, sebze, tam tahıl, düşük yağlı süt ürünleri, kurubaklagil, yağlı tohumlar, yağsız et, balık, yumurta ile tüm besin öğelerini karşılayan dengeli bir diyet ve haftada 3-4 gün yapılan egzersiz ile bel çevresinin azaltılabileceğini ortaya çıkartmıştır.

    Bel bölgesini incelten 7 besin

    Yoğurt, ananas, badem, yeşil çay, hindi eti,kabak ve ıspanak özellikle karın bölgesinde incelme yapar. Bu besinleri özellikle beslenmelerine sık sık eklemeliler.

    Kalça bölgesi yağlanması için

    Protein ağırlıklı beslenme planı uygulanmalı ama yine yeterli ve dengeli beslenilmelidir. Günde en az 120 gram tavuk veya balık veya yağsız kırmızı et tüketilmelidir. Kalça bölgesi için özellikle spora ağırlık verilmelidir.Haftada 5 kez 40 dakikalık yürüyüşler kalça bölgesinde gözle görülür incelme sağlayacaktır.

    Dyt. Ayşe Tuğba Şengel
    Cebinizdeki Uzman, Diyetisyen

  • Detoks denilince akla gelen besinler nelerdir?

    Detoks denilince akla gelen besinler nelerdir?

    Detoks denilince akla gelen besinler nelerdir?

    KIRMIZI KAPYA BİBER

    İçerdiği C vitaminiyle turunçgilleri geride bırakan kırmızı kapya biber vücuttaki toksinlerin atılmasına da yardımcıdır. Detoks programlarında güvenle tercih edilebilir.

    CEVİZ
    Ceviz denilince akla gelen ilk şey omega-3 tür. Omega-3 yağ asitleri hücrelerin detoksla birlikte daha kolay yenilenmesini sağlar.

    FINDIK
    Yüksek selenyum ve E vitamini içerdiği için karaciğerin toksinleri giderme yeteneğini artırır. Aynı zamanda kan kolesterol seviyelerinin düşmesine yardımcıdır.

    ZERDEÇAL
    Arınmayı artırmak için karaciğer fonksiyonlarını teşvik eder ve idrarda biriken zararlı maddeleri temizler.

    SOĞAN-SARIMSAK
    Sülfür içeriği nedeniyle karaciğerin temizlenmesine yardımcı olur. Antibiyotik benzeri etkisiyle mikroplara karşı bağışıklık sistemini destekler.

    PANCAR
    Magnezyum, demir, çinko ve kalsiyum açısından zengin olan pancar vücuttan toksinlerin atılmasını kolaylaştırmaktadır. Kanserle mücadelede çok etkili olan betasiyanin açısından da oldukça zengindir.

    ANANAS
    Hazmı kolaylaştıran ve barsak temizliği sağlayan bromelain enzimi nedeniyle vücuttan zararlı maddelerin uzaklaştırılmasını sağlar.

    AVOKADO
    Suda eriyen ve suda erimeyen lifler içerdiğinden barsak temizliğine yardımcı olur, romatizmal hastalıklara karşı koruyucu ve iyileştirici etkisi vardır.

    SALATALIK

    Zararlı maddeleri vücuttan atarken vücudu alkalize eder.

    REZENE

    Yoğun lif içeriği sayesinde barsaklardan zararlı maddelerin atılımını hızlandırır sindirim sistemini rahatlatır.

    TARÇIN

    Demir, kalsiyum ve manganazdan zengindir. Yağ asitlerinin parçalanmasını kolaylaştırırken şeker metabolizmasını da düzenleyerek karaciğerin yükünü azaltır.

    MAYDANOZ
    Karaciğerin metabolizmasını hızlandırarak toksinlerin atılmasını kolaylaştırır. Böbreklerin çalışmasını arttırıcı etkisi vardır. A, C ve K vitaminlerinden çok zengindir.

    Dyt. Zülal YALÇIN

  • Kilo vermeniz durduysa dikkat!

    Kilo vermeniz durduysa dikkat!

    Zayıflamak  ve istenilen beden ölçülerine kavuşmak herkesin hayali. Düzenli beslenme ve spor ile bu hayali gerçeğe dönüştürmek mümkün olsa da bazı dönemlerde kilo verme konusunda duraklama yaşanabiliyor.

    Düzenli olarak spor yapıyor ve sağlıklı besleniyor ancak kilo veremiyorsanız bu pratik önerilere mutlaka göz atın…

    Kilo vermek isteyenleri motivasyon kaybına ve endişeye sürükleyen bu olay bazı pratik önerilere dikkat edilerek çözülebilir. İşte kilo veremeyenlerin dikkat etmesi gerekenler:
    1. KAHVALTIYI SAĞLIKLI BESİNLER EŞLİĞİNDE YAPMAYA ÖZEN GÖSTERİN

    Kahvaltı etmek sağlıklı beslenmenin de zayıflamanın da ilk kuralı. Bu kuralı ne olursa olsun ihmal etmeyin. Uyandıktan sonra en geç iki saat içerisinde kahvaltı yapmak metabolizmanın hızlanması açısından çok faydalı. Kilo vermenizi yeniden hızlandırmak için kahvaltınızı yumurta, salatalık ve bir dilim peynirle yapın. “Yok ben bunlara vakit ayıramam” diyorsanız, yağsız bir bardak süt ve yulaf ezmesi de yeterli. Dilerseniz az miktarda bal ve reçelle kahvaltınızı tatlandırabilirsiniz. Kahvaltı sizin yağ yakma hızınızı artıracaktır.
    2. ÜÇ ANA ÖĞÜN ÖNCESİ SU İÇEREK FAZLA YEMEYİ ÖNLEYİN

    Yemekten hemen önce içeceğiniz bir bardak suyun yarattığı mucizeye inanamayacaksınız. Birincisi, su sizi tok tutar. İkincisi, metabolizmanızı hızlandırır. Günde 2 litre su içmek sağlıklı zayıflayabilmenizin ‘olmazsa olmaz’ şartı.

    “Ben bir türlü su içemiyorum” diyenlerdenseniz, sizin için de bir formülümüz var: Suyunuza mevyve dilimleri katın. Mevsimine göre elma, armut, limon, çilek gibi… Böylece suyunuzun tadı değişecektir. Kimbilir belki siz de ‘su sevenler’den olabilirsiniz.

    3. ANA ÖĞÜNLERİNİZE ÇORBA EKLEYİN

    Türk mutfağının geleneksel yiyeceklerinden biri olan çorbanın zayıflama konusunda nasıl etkili olduğuna inanamazsınız. Bir kere, çorba içildiği andan itibaren açlık hissini ortadan kaldırıyor. Böylesi sizin az yemek yemenize yardımcı oluyor. Kurubaklagillerden ya da sebzelerden yapılmış çorbaları öneririz. Çünkü bu çorbaların besleyici yönü kuvvetli. Lif yönünden zengin olduğu için sizi uzun süre tok da tutuyor. Önerimiz, her akşam mutlaka bir kase çorba içmeniz.

    4. ARA ÖĞÜNLERİ  ASLA İHMAL ETMEYİN

    Diyet yaparken vücudu uzun süre besinsiz bırakmak çok zararlı. Ara öğünler bu noktada imdadınıza yetişiyor. Kuruyemiş, orta boy meyve ve bir kase yağsız yoğurt gibi hafif atıştırmalıklar hem besin ihtiyacınızı karşılıyor hem de metabolizmanızıın verimli çalışmasına katkı sağlıyor. Yanında domates ve salatalıkla beraber simit-ayranın da bir atıştırmalık olduğunu unutmayın. Bu atıştırmalıklar sizi tok tutar. Böylece ana öğünlerde yediğiniz yemek miktarı azalır ve fazla kalori almanız da engellenir.

    Unutmayın, diyet yapmak önemli ama sağılınız çok daha önemli!

     

    Kaynak: posta.com.tr

  • Karışık Tek Besin Diyeti

    Karışık Tek Besin Diyeti

    5 günde 3 kiloya kadar vermek için bir tek gıda diyeti
    Hedef: 5 günde ortalama 2-3 kilo.
    Günlük kalori: 500 – 900 Kcal

    Diyetimde belli bir noktaya gelip dayandım ve malesef tartılar artık bir gram bile oynamıyor. Konuyla ilgili görüş aldığım diyet uzmanları böyle durumlarda “Tek Gıda Diyeti”, “Tek Besin Diyeti” veya “Tek Gıda Rejimi” olarak adlandırılan tip diyetleri uygulamamı önerdi.

    Bu tarz diyetler aslında son derece sağlıksız ve sadece bir kereye mahsus olarak uygulanması öneriliyor. O da ancak belli durumlarda. İnternette araştırınca Tek Gıda Diyeti’nin tek bir diyet olmayıp, çeşitli yaklaşımları olduğunu öğrendim. Bunların en belli başlı olanları ekmek diyeti, meyve ve sebze diyeti, çorba diyeti ve karışık tek gıda diyeti. Her bir diyet içinden internetten bulduklarım birbine çok benzer olduğundan aralarından bir tanesini olduğu gibi yazıyorum.

    Başarılar!

    EKMEK DİYETİ .
    Bu rejim tek gıda diyet grubuna giren ve en fazla 3 gün süreyle yapılması tavsiye olunan bir diyettir. Yeniden başlamak için aradan en az 4 günlük bir süre geçmesi gerekir.

    3 gün boyunca günde 10-12 dilim kızarmış ekmek yenilen bu diyette ekmeklere çok az tereyağı sürebilirsiniz.

    Tek bıçak hareketi ile sürülebildiği kadar 10-12 dilim ekmek gün boyunca istendikçe de yenebilir ancak öğün düzenine uyulması daha doğru olur. Ancak aralarda da sayıyı aşmamak kaydıyla yiyebilirsiniz. Tek gıda rejimi olduğu için sağlık açısından sakıncalı bir diyet olup bir kereden fazla uygulanmaması kuvvetle önerilir.

    Bu diyette istediğiniz kadar şekersiz çay veya kahve içebilirsiniz. Ayrıca bol su içmenizi ve akşam 7’den sonra bir şey yememenizi öneririm.

    Bu diyetin günlük mönüleri:
    3 GÜN boyunca yapılması önerilen bu diyetin günlük mönüsü aşağıdaki gibidir:

    Sabah: 2-3 dilim ekmek.
    Öğle: 3-4 dilim ekmek.
    Akşam: 3-4 dilim ekmek.

    İyi diyetler!

    MEYVE ve SEBZE DİYETİ .
    Hedef: Bir haftada 3-4 kilo.
    Günlük kalori: 1000 Kcal

    Bu diyet “tek gıda rejimi” adı verilen diyetlerden olup, hergün, en az 4 bardak soda ya da su tüketilmesi tavsiye edilir. Yemeklerinize, çesitli bitki ve baharatlar ile, tuz, acı biber ve sirke ekleyebilirsiniz. En fazla 7 gün uygulanmalıdır

    Bu diyetin günlük mönüleri:

    1. GÜN
    Muz hariç gün boyunca istediğiniz kadar meyve

    2.GÜN
    Gün boyunca sadece istediğiniz kadar sebze yemeği patates hariç

    3.GÜN
    İstediğiniz kadar meyve ve sebze yemeği patates ve muz hariç

    4.GÜN
    5 muz, 5 bardak süt

    5.GÜN
    Haşlanmış sebze, ızgarada pişmiş bir parça biftek, tavuk veya balık

    6.GÜN
    2 parça ızgara biftek , çiğ sebze, havuç, kereviz, domates, lahana vs

    7.GÜN
    Haşlanmış sebze, ızgarada pişmiş bir parça biftek, tavuk veya balık

    İyi diyetler!

    ÇORBA DİYETİ .

    Öncelikle tek tip bir çorba diyeti olmadığını belirtmem lazım. Değişik çorba diyetlerini de sizlerle paylaşıyor olacağım. Ama burada genel olarak çorba diyetlerinin uygulanması için aşağıda bir liste önerim var. Soğan Çorbası Diyeti, Lahana Çorbası Diyeti gibi dilediğiniz kalorisi düşük fakat besleyici değeri mümkün olduğunca yüksek bir çorba seçip bu diyeti o çorbayı kullanarak uygulayabilirsiniz.

    Bu arada, içindeki katkı maddelerinden dolayı hazır çorbaların çorba diyeti için pek de işe yaramayacağını söylemem lazım. İçeriğini sizin belirlediğiniz herhangi bir sebze çorbası bu diyet için yeterlidir.

    Aşağıdaki mönüyü veriyor olmama rağmen aslında beyaz peynir gibi bütün ekstralardan vazgeçip gün içinde istediğiniz kadar çorba içebilirsiniz. Şekersiz olmak koşuluyla çay ve kahve serbest. Tabi tüm diğer diyetlerde olduğu gibi akşam yediden sonra bir şey yemiyor ve gün boyunca bol su içiyoruz.

    Bu diyetin günlük mönüleri:

    1.GÜN
    Sabah : Sabah: 50 gr. beyaz peynir, çay şekersiz
    Öğle : İstenildiği kadar meyve + çorba
    Akşam : İstenildiği kadar meyve + çorba

    2.GÜN
    Sabah : İstenildiği kadar meyve + çorba
    Öğle : İstenildiği kadar meyve + çorba
    Akşam : İstenildiği kadar et + çorba

    3.GÜN
    Sabah : İstenildiği kadar meyve + çorba
    Öğle : İstenildiği kadar meyve + çorba
    Akşam : Pirinç lapası, meyve muz, üzüm hariç + çorba

    İyi diyetler!

    KARIŞIK TEK GIDA DİYETİ .

    Tüm tek gıda diyetleri içerisinde bu diyet bence diğerlerinden çok daha sağlıklı. Tabi ki tek gıda diyetleri genel olarak uygulanmaması gereken, uygulanırsa da ancak belli koşullarda tercih edilen diyetler. Bu diyetin diğer tek gıda diyetlerinden farkı, gün içinde hep aynı şeyi yiyiyor olsak bile her gün bu tercihimizi değiştirme üzerine kurulu. Sizler kendi diyetinizi kendiniz yaratabilirsiniz ama benim önerim aşağıda.

    Bu arada dilediğinizce çay ve kahvenin, tabi ki şekersiz olmak üzere, serbest olduğunu bilmem hatırlatmama gerek var mı? Ve gene tüm diğer diyetlerimizde olduğu gibi akşam 7’den sonra yemiyoruz.

    Bu diyetin günlük mönüleri:

    1. GÜN
    Muz gibi çok yüksek kalorili meyveler hariç, dilediğiniz kadar meyve.

    2. GÜN
    Dilediğiniz kadar çiğ sebze. Tabi ki bu güne özel patates gibi nişastalı sebzelerden uzak duruyoruz.

    3. GÜN
    Dilediğiniz kadar haşlanmış patates. Çok az tuz ve bol yağsız yoğurtla tatlandırabilirsiniz ama diyetisyenlerin önerisi sadece papatese sadık kalmanız.

    4. GÜN
    Seçtiğiniz, evde yapılmış sebze çorbası. Gene dilediğiniz kadar.

    5. GÜN
    Her öğün ızgara et. Tercihen yağsız tavuk göğsü.

    İyi diyetler!

    İlgili konular ;
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
    Dukan Diyeti
    Anti Selülit Diyeti
    Atkins Diyeti
    Akdeniz Diyeti
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Hipotiroid Diyeti
    Bikini Diyeti
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Fast Food Diyeti Listesi

  • İki kat kalori yakmanın yolları

    İki kat kalori yakmanın yolları

    Vücudun daha fazla kalori yakması için 10 farklı beslenme ve sağlıklı yaşam tüyosu…

    Sabah’ta yer alan habere göre İngiliz Daily Mail gazetesi, sağlık uzmanlarına dayandırdığı haberinde vücudun daha fazla kalori yakması için 10 farklı beslenme ve sağlıklı yaşam tüyosunu paylaştı…

    1-Diyet yapmayın

    Dr. Marilyn Glenwille’e göre yemeği çok kısıtlayan diyetler yapmak ve kalori sağlamak vücudun strese girmesine ve açlık moduna girerek yağ depolamasına neden oluyor.

    2-Sık ve az yemek

    Her üç saatte bir sağlıklı bir şeyler yiyerek kan şekerini ve enerji seviyesini sabit tutmak gerekiyor.

    3-Kahvaltıyı atlamayın

    Kahvaltıyı atlamak vücudu kıtlık moduna sokarak yağ depolanmasına yol açıyor. Bu nedenle sadece kilo vermek isteyenler değil sağlığını korumak isteyenlerin de günün en önemli öğünü kahvaltıyı atlamaması gerekiyor.

    4-Şeker ve rafine gıdalardan uzak durun

    Pankreas tarafından üretilen kan şekerini çabuk yükselten şeker ve rafine gıdalardan uzak durun. Tam tahıllı ürünleri tüketmeye özen gösterin.

    5-Her öğüne protein ekleyin

    Bitkisel ya da hayvansal kaynaklı protein, midenin yemeği ve karbonhidratı yavaş sindirmesini sağlıyor. Bu sayede kan şekeriniz daha iyi dengelenir ve kilo verme süreci kolaylaşıyor.

    6-Temel yağları tüketin

    Zeytinyağı, yağlı balıklar, fıstıklar, fındık ve tohumlarda bulunan yağ asitlerini düzenli bir şekilde tüketmek metabolizmanızı hızlandırıyor.

    7-Önemli besinleri listenize ekleyin

    Karbonhidratı yağa değil enerjiye çeviren yeşil çay özü, B vitamini, çinko, magnezyum, krom, koenzim Q-10 ve alfa lipoik asit içeren besinleri ihmal etmeyin.

    8-Egzersizi unutma

    Birçok sağlık uzmanı gibi beslenme uzmanı Shona Wilkinson da kas geliştirmenin ve egzersiz yapmanın metabolizmayı hızlandırdığını söylüyor. Ne kadar kasınız varsa o kadar kalori yakacak ve fazla yağlarınızdan kurtulacaksınız.

    9-Somon balığı tok tutar

    Somon balığı metabolizmayı hızlandıran omega 3 yağ asitleri açısından zengin. Beslenme uzmanı Lily Soutter somon balığının uzun süre tok tuttuğunu vurgulıyor. Somon balığının balık çiftliklerinde değil doğal ortamda yetişmiş olmasına dikkat edin.

    10-Hindistan cevizi metabolizmayı hızlandırıyor

    Hindistan cevizi yağı bolca üç yağ asidinden oluşan orta zincirli trigliserit içerir. Bu nedenle bu yağ vücut tarafından depolanmaz enerji olarak kullanılıyor. Bakteriler, virüsler ve mantarların üremesini engelleyen Hindistan cevizi yağı yemek pişirmekte kullanılabiliyor.

  • Verilen kiloyu korumak için neler yapılmalı?

    Verilen kiloyu korumak için neler yapılmalı?

    Kilo verebilmek önemli ama daha da önemlisi verilen kiloyu koruyabilmek, bir daha eski hale dönmemek, peki nasıl?

    Kilo probleminiz var, defalarca diyet yaptınız, evet kilo verebildiniz ama ne yazık ki her seferinde geri aldınız hem de fazlasıyla, neden olmuyor? Neden koruyamıyorsunuz verdiğiniz kiloları?

    En önemli etken tabi ki de davranış değişikliği yapamamaktan kaynaklanıyor. Yani hatalı beslenme davranışlarınızı, doğru beslenme davranışlarıyla değiştiremiyorsunuz. Ya da başka bir deyişle diyet yaptığınız dönemde ki beslenme şeklinizi yaşam standardı haline getiremiyorsunuz. Sadece diyet yaparken değil, tüm hayatınız boyunca sürdürebileceğiniz sağlıklı bir yaşam tarzına odaklanmanız gerekiyor. Yani diyeti bir dönem gibi değil yaşam biçimi olarak benimsemelisiniz. Tabi diyetinizde yaşam şekli olarak kabul edilecek ölçü de yeterli ve dengeli, her besin öğesini barındıran bir biçimde olmalıdır.

    Vücudunuzda birkaç kilo fazla taşımak, sürekli kilo alıp vermekten daha az zararlı olabilir! Kilo kontrolü gibi uzun bir süreci kapsayan durumlarda sürekli kilo alıp verme döngüsü içinde olmanız işinizi daha da zorlaştırabilir. Bazal metabolik hızınızın yavaşlamasına, yeme bozukluklarına ve zayıf bir öz güvene neden olabilir. Yapılan bazı çalışmalar, sürekli kilo alıp verme döngüsünün kalp hastalığı gibi sağlık problemleri olan kişilerde olumsuz sonuçlar yarattığını göstermiştir. Bunların yanı sıra kaybedilen kilonun tekrar geri kazanılması moral bozukluğu ve başarısızlık duygularına neden olabilmektedir.

    Uzun süre kilo ile mücadelede başarı, diyet ve egzersiz tedavisine ek olarak hastanın davranış değiştirmede ki becerisine bağlıdır.

    Obezitenin davranış değişikliği tedavisi; obeziteye neden olan yemek yeme ve fiziksel aktiviteyle ilgili istenmeyen davranışları, istenen davranışlarla değiştirmek veya istenmeyen davranışları azaltmak ayrıca istenen davranışları pekiştirerek ‘yaşam tarzı’ haline gelmesini sağlamak amacıyla uygulanan tedavi şeklidir. Davranış değişikliği tedavisinde amaç; yaşam boyu sürecek davranış değişikliğini oluşturmak ve böylece diyet döneminde sağlanan ağırlık kaybının korunmasını sağlamaktır.

    Uzm. Dyt. Özgecan ASTARLI

  • Vücutta detoks etkisi yaratan 15 besin

    Vücutta detoks etkisi yaratan 15 besin

    Detoks Nedir?

    Modern yaşam içerisinde farkında olarak ya da olmayarak bedenimize aşırı yükleniriz, soluduğumuz hava, içtiğimiz su, yediğimiz işlenmiş gıdalar, yaşadığımız stres vücudumuzda kolay atamayacağımız toksik birikim oluşturur. Hastalıklardan korunmak, gençlik enerjimizi ve görünümümüzü uzun yıllar devam ettirebilmek için bedenimizdeki bu toksik birikimi dışarı atmamız gerekir. Bu toksik maddelerin atımına yardımcı besinler;

    1-Turp Yaprağı

    Antioksidan ve sülfür içermektedir. Bu maddeler de detoksifiye enzimleri harekete geçirir ve düzenler.

    2-Kırmızı Biber;

    Portakaldan 3 kat daha fazla C vitamini içerir, C vitamini, toksinleri sindirilebilir materyallere çevirir.

    3-Turunçgiller;

    Yüksek C vitamini içerikleri vardır.

    4-Soya Fasulyesi;

    Bu kolay sindirilebilir fasulye, bağırsak duvarlarındaki toksin kalıntılarının emilimini sağlar.

    5-Ceviz;

    Detoksa yardımcı olmak amacıyla, omega-3 yağ asitlerinin vücuda nüfuz etmesini sağlar.

    6-Ay çekirdeği;

    Yüksek selenyum ve E vitamini içeriği, karaciğerin detoksifiye olma kapasitesini artırır.Aynı zamanda kolesterol gelişimini önler.

    7-Su Teresi;

    Serbest radikalleri hücrelerden uzak tutar, karaciğerdeki arındırıcı enzimleri harekete geçirir ve doğal bir diüretiktir.

    8-Zerdeçal;

    Arınmayı artırmak için karaciğer fonksiyonlarını teşvik eder.

    9-Tam Tahıllar;

    Çözünemeyen lif bakımından oldukça fazladırlar ve vücudu düzene sokarlar, bu da detoksun en önemli unsurudur.

    10-Enginar;

    Sinarin maddesi ile doludur, bu da safra üretimi ve sindirimin düzgün yapılmasını sağlar.

    11-Mercimek;

    Mercimekler, toksinlerin kolayca elimine olmasını sağlar, kolesterolü düşürür ve kan şekerini düzenler.

    12-Sarımsak;

    En iyi dektoks etkisi için, karaciğerin temizlemesine yardımcı olur.

    13-Brokoli;

    Vücudu toksinlerden arındırıp temizlerken, aynı zamanda bir çok vitamini de beraberinde getirir.

    14-Greyfurt;

    Kolesterolü düşürür, böbrek taşı riskini önler ve sindirim sistemini onarır.

    15-Salatalık;

    % 95’i su içerdiği için, toksinleri vücuttan atar ve vücudu alkalize eder.

    Dyt. Eliza GÖZÜYILMAZ

  • Çok su içen çok kilo verir…!

    Çok su içen çok kilo verir…!

    Kilo vermek istiyorsunuz, deniyorsunuz ancak her seferinde açlık krizleri yaşıyor ve açlığınıza yeniliyorsanız dikkat!…

    Akşam’dan Nil Şahin Gürhan’ın yazısı…

    Kilo vermek istiyorsunuz, deniyorsunuz ancak her seferinde açlık krizleri yaşıyor ve açlığınıza yeniliyorsanız önerilerimi okumanızı tavsiye ederim.

    SAĞLIKLI ATIŞTIRMALIK YİYİN

    Sabah uyandıktan sonra bir saat içinde ya kahvaltı yapın ya da küçük bir parça sağlıklı atıştırmalık alın. Yani yarım ya da bir su bardağı süt veya yoğurdun yanında bir avuç ceviz ya da badem gibi yağlı kuruyemişleri tercih edebilirsiniz.

    Ya da bir dilim peynirle bir dilim ekmek tüketebilirsiniz. Böylece akşamdan itibaren enerji almayan metabolizmanıza enerji vererek hem aşırı açlık oluşmasını önlemiş hem de metabolizmanızı bir an önce çalıştırmaya başlamış oluruz.

    ARA ÖĞÜNLERİ UNUTMAYIN!

    Yemekler arasındaki öğünleri de atlamamaya dikkat edin. Ana öğünle ara öğünleriniz arası 2–3 saat olsun. Maksimum 4 saat enerji almadan kalmalısınız. Yemek yedikten sonra 4. saatte sindirim tamamlanır ve vücudumuzda metabolik havuz dediğimiz enerji havuzuna enerji akışı durur. Ancak metabolik havuzdan enerji kullanımı devam eder, enerji ihtiyacı buradan sağlanır. Sağlıklı, dengeli, yeterli ve düzenli beslenirseniz metabolik havuzunuza enerji akışını sürekli ve kaliteli sağlamış olursunuz. Böylece metabolizmanız maksimum düzeyde çalışabilir. İşte sürekli bir şeyler yiyip zayıf kalanların sırrı bunda gizlidir.

    ÇOK SU İÇEN ÇOK KİLO VERİR

    Gün içinde sürekli su için çünkü su, midemizi doldurarak kısa süreli tokluk oluşturmakta etkilidir. Ayrıca yeterli su alımı, kan ve lenf dolaşımını sağladığı için daha dinç ve enerjik olmanızı sağlar. Ne kadar çok ve sürekli su içerseniz kilo vermeniz o kadar kolay, fazladan kilo almanız da o kadar zor olur.

    Taze sebze mutlaka olmalı

    Sabah, öğlen ve akşam ana öğünlerinizde taze sebze veya taze meyve mutlaka olsun. Böylece ana öğünlerde metabolizmanızı güçlendirici enzim ve taze vitamin almış olursunuz. Mevsiminde tüketilen taze sebze ve meyveler vücudumuzun iklime uyumunu sağlar. Aynı zamanda enerjimizi yükseltir.

    Her şeyden önemlisi yemeğinizi yavaş yiyin ve iyi çiğneyin, amacınız lezzete odaklanmak olsun.

    (NİL ŞAHİN GÜRHAN / AKŞAM)