Kategori: Diyet

  • Metabolizmanızı kışa hazırlayın..!

    Metabolizmanızı kışa hazırlayın..!

    Havaların soğumasıyla birlikte kış kendini göstermeye başlıyor. Peki siz hem kışın beraberinde getirdiği hastalıklardan korunmak, hem de formda bir kış geçirmek için gerekli önlemleri aldınız mı? Cevabınız ” Hayır” ise mutlaka bu yazıyı başucunuzda muhafaza ediniz.

    1-Soğuk algınlığı ve gribe karşı; antioksidan içeriği yüksek olan ıspanak, roka, tere, maydanoz, dereotu gibi yeşil yapraklı sebzeleri sofranızdan eksik etmeyin.

    2-Meyve suyu yerine meyvenin kendisini tüketin. Unutmayın ki lifi içerisinde, vitamini ise kabuğuna yakın yerde en fazladır. Günlük 4-5 porsiyon meyve tüketimi yeterlidir.

    3-Savunma mekanizmamızı güçlendirmek için de A ve C vitamininden destek almalıyız. Kış sebzeleri ve meyveleri de bu konuda bize yeterli oranda A ve C vitamini sağlıyor.
    Narenciye ( portakal, mandalina, greyfurt ) , havuç, kivi, nar, lahanagiller ( karnabahar,, brokoli, Brüksel lahanası ) , yeşil yapraklı sebzeler (maydanoz, tere, ıspanak ) A ve C vitamininden zengin besinlerdir.

    4- Kış akşamlarında tercih edebileceğiniz en masum ve faydalı içecek; bitki çayları. Tabi hangisini seçtiğiniz de önemli. C vitamini deposu kuşburnunu ve bağışıklık sisteminizi kuvvetlendiren ekinazyayı mutlaka tüketin. Ihlamur, rezene, anason ve kekik çayları da diğer alternatifler.

    5- Magnezyum, selenyum ve çinko da bağışıklık sistemimizde etkili minerallerdir. Magnezyum ve çinko buğdayın embriyo kısmında bol miktarda bulunur. Bu nedenle günlük menünüze tam taneli ekmekleri ve buğday ruşeymini ilave etmekte fayda var. Ayrıca çinko ve selenyumdan zengin olan balığa soframızda sıkça yer vermek gerek.

    6-Fındık, ceviz, kaju gibi yağlı tohumları tüketmek hem omega-3 kaynağı hem de antioksidan mineraller acısından zenginliği açısından beslenmemizde yer almalı.

    7-Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz probiyotik ürünler; bağırsaktaki mikrobiyal dengeyi düzenleyen yararlı bakteriler içerir. Ve bu ürünlerin bağışıklık sistemini destekleyici etkileri var. Günde bir porsiyon süt, yoğurt, kefir gibi probiyotik ürünler tüketmek ya da tabletler kullanmak da bağışıklık sisteminin desteklenmesinde ve form tutmamızda yardımcı olur.

    8-Yemeğe lezzeti veren tuz değil baharatlardır. Bol baharat kullanmanız kanın temizlenmesi ve bağışıklığın kuvvetlenmesi için önemli.

    9-Proteini ihmal etmeyin! Proteinin yapı taşı olduğunu ve eksik protein alımında vücut dokularınızın yenilenmeyeceğini unutmayın. Mutlaka bir öğünde et grubu tüketmeye dikkat edin. Et grubunu tercih etmeyenler için; yumurta, peynir ve kurubaklagiller iyi bir alternatif olabilir.

    10-Kış aylarında hava ısısının düşmesine bağlı olarak metabolizma kendisini koruma altına alır ve daha yavaş çalışmaya başlar. Kışın yeme ihtiyacı artan kişi çok fazla karbonhidratlı yiyecekler yeme ihtiyacı duyar. Bu yüzden bu dönemde dikkat edilmezse kilo artışı kaçınılmaz hale gelir.

    11-Artan karbonhidrat ihtiyacını glisemik indeksi düşük olan kepekli ve tam buğday unundan elde edilen ürünler ile karşılamak kilo kontrolünüzü sağlamanıza yardımcı olur. Ayrıca tatlı ihtiyacınız için ise; kuru meyveler ve sütlü tatlılar daha sağlıklı seçeneklerdir.

    12-Uzun kış gecelerinde atıştırmak hepimiz için keyifli. Fakat doğru seçimler yapmak gerek. Mesela hamur işleri veya paketli ürünler yerine kuru ve yaş meyveler, fındık, badem gibi yağlı tohumlar tercih edilmeli. içecek tercihimiz ise; sıçak çikolata, kremalı kahveler değil, bitki çayları olmalı.

    13-Yoğun iş temposu öğün atlamanıza bahane olmasın. Miktarı az da olsa mutlaka 3 ana öğün tüketmeliyiz.

    14-En önemli noktalardan biriside fiziksel aktivite. Kışın azalan hareketimiz de kilo artışımızın en önemli sebeplerinden birisi. Hem D vitamini ihtiyacımızı karşılamak, hemde gün içerisinde enerji harcamak için güneşli günlerde yürüyüşe çıkmayı ihmal etmeyin.

    Ama herseyden önemlisi pozitif olun, bol bol gülümseyin. Hepinize sağlıklı ve formda bir kış diliyorum…

     

    Dyt. Buket ADANÇ

  • Göbek eriten süper 4’lü!

    Göbek eriten süper 4’lü!

    Göbek yağları genellikle erkek tipi kilo almayla özdeşleştirilir; ancak göbek bölgesi ve bel çevresi hem erkek hem de kadınlar için kilo kaybedilmesi en zor bölgelerin başında gelir. Göbek yağlarından kurtulmak sadece daha güzel görünen bir beden için değil daha sağlıklı olmak için de son derece önemli. Bazı besinler ise göbek eritmede yardımcı oluyor. Kimisi yağları yakıyor kimisi şeker ihtiyacınızı karşılıyor. İşte o besinler…

    Göbek eriten süper 4’lü!

    1-KARALAHANA

    Karalahana İnsan vücudundaki zararlı maddelerin atılmasında yardımcıdır. İştah açıcılığının yanında idrar söktürücü ve kabızlık önleyicidir. Bu sebze A, C ve K vitaminleri içermesinin yanı sıra aynı zamanda kalsiyum ve potasyum için de müthiş bir kaynak.

    gobek_eriten_limon

    2- LİMON

    Limon Karaciğere detoks uygulanması göbek eritme açısından çok önemlidir. çünkü yorgun bir karaciğer yağları etkili bir şekilde yakamaz ve bel çevresinde depolanmasına neden olur. Sabahları bir bardak limonlu su içerek güne başlamak bedeninizi toksinlerden arındırıp size sağlık ve enerji verir.

    3-MUZ

    Muz, yüksek miktarda potasyum içerir. Potasyum, vücudun doğal mineral dengesinin düzeltilmesine ve fazla sıvının atılmasına yardım eder. Diyetinizde çok fazla sodyum alıp çok az potasyum aldığınızda bu iki mineralin dengesi bozulur ve su toplanması yaşanır. Fazla sodyum, vücudunuza aşırı sıvı birikmesi sonucunu getirir. Oysa özellikle muz yemeniz, günlük 4 bin 700 mg’lık potasyum ihtiyacınızı karşılamanızı sağlar.

    4-ANANAS

    Ananas diyetlerde her mevsim uygulanabilen ve lezzetli bir meyvedir. Ananasta bulunan lifler hem uzun süre tok tutar hem de mide ve bağırsakları çalıştırarak ekstra kalori harcanmasına olanak sağlar. Ananas, hem karnınızın düz kalmasına yardım eder hem de şeker ihtiyacınızı karşılar.

    Kaynak: posta.com.tr

  • G String diyeti

    G String diyeti

    G String diyeti ve G String diyet listesi sizlerle… Amerikalı ünlülerin gözdesi haline gelen bu diyeti uygulamak oldukça basit. Yapacağınız tek şey aktar ya da büyük marketlerden malzemeyi temin edip, bir an önce başlamak.

    Hareketsizlik ve yanlış beslenme sonucu vücudun alt tarafında toplanan yağlardan kurtulmak için çok özel bir diyete ihtiyaç var. Uygulayacağınız bu diyet her yerde kolayca bulup tüketeceğiniz gıdalardan oluşuyor. En önemlisi de oldukça ekonomik oluşu.

    Diyetin birinci dereceden etkilediği bölüm kalça ve basen, ardından da bacaklar geliyor. Kalça ve diz kapağı bölgesinde fazla kilo problemi olan kişiler, 6 hafta içinde etkili çözüme kavuşabiliyor. Diyet kayısı ve badem müslisi olarak tanımlanıyor.

    SİHİRLİ KARIŞIM

    Hazırlayacağınız müslinin tadı oldukça leziz. İçeriğinde badem, kurutulmuş meyvalar ve tahıl gibi pek çok vücuda faydalı gıdalar bulunuyor. Hepsi bir araya getirildiğinde kalça bölgenizdeki yağları hızla eritip, sizi istediğiniz görünüme kavuşturuyor.

     

    G String diyeti
    G String diyeti

    G String diyet listesi

    ANA ÖĞÜNLER

    Pazartesi: Bir parça tavuk kanat ya da göğüs ızgara, yeşil salata ve bir meyve.

    Salı: İki yumurtalı omlet, domates ve rendelenmiş havuçla tüketilecek.

    Çarşamba: Bir çay fincanı büyüklüğünde yer tutan Spagetti ve bir meyve.

    Perşembe: İnce dilimlenmiş bir tavuk göğsü. Haşlanmış havuçla servis yapılacak. Dilerseniz yanına haşlanmış brokoli de alabilirsiniz. Bir meyve.

    Cuma: Ton balıklı yeşil salata. Bir adet katı pişmiş yumurta. Bir meyve.

    Cumartesi: Bir parça hindi göğsü, mısırla karışık yeşil salata. Bir meyve.

    Pazar: 3 dilim rosto edilmiş biftek, havuçlu brokoli salatası ve iki adet haşlanmış patates. Bir meyve.

    G String diyet listesi
    G String diyet listesi
    GÜNLÜK PROGRAM

    Kahvaltı: Bir porsiyon hazırladığınız müsli, bir fincan süt ve dilimlenmiş muz. Saat 11.00: Bir elma.

    Öğlen: Bir porsiyon müsli ve yarım muz. Öğleden sonra: Bir avuç kuru üzüm

    Ana öğün: Meyve ve temel gıdalar. Yatmadan önce: Bir portakal. Meyveler: Elma, kayısı, iki kurutulmuş erik, bir mango

    Kaynak: posta.com.tr

  • Proteini yüksek diyet

    Proteini yüksek diyet

    Karbonhidratları daha az tüketmek kilo vermek isteyenlerin genelde ilk aklına gelen çözümdür. Son yıllarda da düşük karbonhidratlı diyet modası bu noktada gittikçe popüler hale geliyor. Ancak dengeli beslenme programı içinde protein kadar karbonhidrat ve yağ da vücudumuz için çok önemli.

    Proteini yüksek diyetler daha rahat kilo vermeye yardımcı olabiliyor ancak diyetin genel planı içinde çok dengeli bir planlama gerekiyor. Çünkü proteinler aynı zamanda yağ ve kolesterolde içeriyor. Kilo vermeye çalışırken böbrek karaciğer ve damarlarınızın daha fazla zarar görmesi riskiyle karşı karşıya kalmamalısınız.

    Protein seçiminde yağsız olanlarını seçmek çok önemli. En iyi protein kaynakları balık, yağsız süt ürünleri, yağsız etler olarak sıralanabilir. Ancak bu besinleri kızartıyorsanız lezzet ile beraber yağ oranını da çok arttırmış oluyorsunuz.

    Proteini çok yüksek diyetler ile ilgili yapılan çalışmalarda çelişkili sonuçlar var. Yapılan bir çalışmada günlük alınan kalorinin %60 ‘ı yağsız proteinlerden sağlandığında ( ki bu önerilenden çok fazla) tansiyon, LDL (kötü) kolesterolü ve trigliserit değerlerinde düşme saptanmış ancak diğer araştırmalarda proteini yüksek diyetlerin uzun süre uygulanması halinde karaciğer sağlığı ve kemik erimesi açısından riskli olabileceği de öngörülüyor.

    Protein ile kilo vermek neden daha kolay?

    Bedenimiz yüksek proteinli yemekleri sindirmek, metabolize etmek ve kullanmak için daha fazla çaba harcar. Bu da daha fazla kalorileri yanmasını sağlar. Ayrıca, midenizi terk etmek için daha uzun zamana ihtiyaç duyarlar, böylece daha uzun süre kendinizi tok hissedersiniz.

    Bir dergisinde yayınlanan bir makalede, beslenme programlarında protein alımını % 30 arttırarak diyet yapan kimselerin, günde yaklaşık 450 kalori daha az tükettikleri görülmüştür ancak yine de sadece protein ile kilo vermek hala tartışılan bir yöntemdir.

    Protein Miktarı ne olmalı?

    Sağlıklı ve dengeli beslenmek için her bireyin vücut ağırlığının her bir kilogramı için 0.8 ile 1.1 gram arasında protein tüketmesi gerekir. 70 kg olan bir kadın için, 60 -70 gram arasında protein alması gerekir. Ancak yüksek proteinli diyetlerde bu miktar 120 -130 grama kadar çıkabiliyor. Ancak aşırı protein alındığında ve birey iyi egzersiz yapmadığında tabi ki proteinin fazlası da vücutta yağa dönüşüyor. Her öğün için 27 -30 gramdan daha fazla protein alınmaması gerekiyor.

    Ancak her protein eşit yaratılmamıştır. Fındıklar, tam tahıllılar, ve sebzeler de teknik olarak protein içerir ama yağsız kasları yapabilmek için bedende gerekli olan 9 amino asidin hepsini içermezler. Bunu yapanlar- tam protein olarak bilinenler- tipik olarak hayvansal ürünlerde bulunur. Bunlar da, tavuk ya da hindi, deniz ürünleri, az yağlı süt ürünleri, yağsız biftek oluyor.

     

    Dyt. Eliza GÖZÜYILMAZ

  • Alkali diyet koruyor mu zarar mı veriyor?

    Alkali diyet koruyor mu zarar mı veriyor?

    Beslenme konusunda sürekli moda şeklinde furyalar oluyor. Taş devrinden Dukan’a, detokstan alkaliye uzanan çeşitler acaba sağlıklı mı?  Bu diyetler metabolizmamızı nasıl etkiliyor?
    Her gün limonlu sularla güne başlamak bizi zayıflatıyor mu? Zayıflarken sağlığımızdan mı oluyoruz? Bu diyetlerin bilimsel temelleri var mı? Uzm. Diyetisyen Banu Salman alkali diyet konusunda sorularımı yanıtladı.
    Alkali diyet nedir? 
    “Alkali Diyet” çılgınlığı ortalığı kasıp kavurmaya başladı. Alkali diyetin ya da alkali olarak önerilen besinlerin zayıflatıp zayıflatmadığına ya da kanserden koruyup korumadığına dair onlaca soru alyorum. Cevabımsa hep aynı,  eğer biri size bazı besin, içecek ya da ilaçların kanınız ve midenizin asidik oranını değiştirdiğini söylüyorsa o kişi beslenmeden ve metabolizmadan anlamıyordur.
    Alkali diyeti önerenlerin arkasındaki teori; et, süt, şeker, kafein, alkol, yapay ve işlenmiş yiyecekleri yemekten kaçınmak, daha fazla taze sebze, meyve ve kuruyemiş tüketerek vücudun pH seviyesini dengede tutmaktır. Bu diyeti uygulayacak kişiler kesinlikle rafine şeker tüketmemeleri konusunda uyarılır.
    Gerçekten anlamıyorlar mı? Neden? 
    Evet gerçekten de anlamıyorlar beslenmeden de besinlerin vücuttaki işlevlerinden de. Toplum ise, hep yeni, ilginç bilgilerin peşinde, özellikle de medya. Eğer bir haber ezber bozuyorsa ve ilgi çekiyorsa doğru olup olmadığının hiçbir önemi yok. Popüleritesi varsa iyidir. Örneğin ben bugün çıkıp “ şekerin zayıflatıcı etkisi ortaya çıktı”  ya da “ sigara kansere karşı bir numaralı koruyucudur!” desem inanılmaz medyatik olur ve bunun doğruluğunu sorgulamayan binlerce kişinin ilgisini çekebilirdim.
    Alkali diyet de bence aynen böyle. Fazlası var azı yok. Herşeyden önce kanımızı ya da midemizi asidik ya da alkalik (bazik) yapan şeyler, besinler değil, vücudun kendisidir. Yani vücut yediklerinizin asit oranını ayarlayarak vücudunuza uygun hale getirir. Düşünün ki mide asit oranı oldukça yüksek bir organımızdir ( pH :1-2)  ve zaten aldığınız besinler otomatik olarak asidik olacaklardır. Bu durumda ise vücudun dengesini korumak için pankreas devreye girer ve salgıladığı hormon ve kimyasallarla dengeyi kurar.
    Alkali diyette verilen öneriler bilimsel ve etik mi?
    Alkali diyet ile ilgili yapılmış ve bu diyetin yararlarını kanıtlayıp uzun süre uygulanmasını destekleyen hiçbir bilimsel veri ve çalışma yok. Bu sistem vücudu güya nötr, asit ve baz yapan yiyeceklerin gruplarını uygulayıcılarına öğretmek ister. Nötr yapanların şeker, yağ, çay, kahve, nişasta; asit yapanların et, yumurta, peynir, tahıllar, erik, armut; alkali yapanların süt, sebze, meyve ve yağlı tohumlar olduğunu anlatır.
    Alkali beslenme diye anlatılan beslenme önerilerinin hem bilime hem de etiğe uymadığını en basit şekliyle açıklamak gerekirse ; evet pH dengesi vücut için önemlidir ve bunu vücut her ne koşulda olursa olsun zaten kendi kontrol sistemi ile denetler. Vücudumuzdaki hücrelerin çalışması nötr ortamlarda olur. Ancak vücudumuz bu sıvıların nötr ortamda tutulması için hiçbir şeyden etkilenmeyen bir denetim mekanizması bulunur.
    Bu denetim mekanizmasında ise, yaşlanma, çok yeme, az uyuma, çok asitli yeme gibi etkenler vücudun asit-baz dengesini değiştirmez. Vücut sadece açlık grevi gibi özel durumlar dışında bu dengeyi asla bozmaz ki “alkali diyet yapıyorum” diye metabolik açlığa (vücudun yaşamsal fonksiyonlarını yerine getiremeyecek kadar kötü beslenmesi) girmiş onlarca insan tanıyorum. Bu nedenle yeterli ve dengeli beslenme öğretilerinin saptırılarak anlatılması ve uygulamaya alınması son derece yanlış ve sağlıksız. Bizler toplumu doğru bilgilendirmeli ve bilimin ışığından uzaklaşmadan önerilerde bulunmalıyız.
    Alkali su içmek işe yarar mı?
    Unutulmaması gereken en önemli nokta şudur; “Tüm yiyecekler ağızdan alındıktan sonra midede asidiktir ve barsakda pankreas salgılarıyla bazik olur !“
    Bu kural değişmez ve vücudun otokontrolü halindedir. Siz ne yerseniz yiyin. Yiyeceklerin içerisindeki asit veya alkali yapan mineraller birbirlerini dengeleyerek ya da metabolizma sonucu oluşan asitlerle birleşerek bir denge içerisinde vücut sıvısının nötr ortamda kalmasını sağlar. Bu tıbbi kural  hiç değişmez ve özel yiyeceklere, alkali su gibi bir içeceğe de gereksinim duymadan ömür boyunca düzenli çalışmasına devam eder. Beslenmemizin asit veya baz oluşturan yiyeceklerden zengin oluşu kanın nötr durumda kalmasını asla etkilemez.
    Diyetinizde çok fazla asit veya baz oluşturan yiyecek bulunsa dahi kanın asit veya alkaliye dönüşme durumu diye bir şey söz konusu dahi değildir.
    Alkali diyetin zararı var mı?
    Alkali diyetin uzun süre kullanımı özellikle demir, çinko ve kalsiyum eksikliğine sebep olur. Bu mineraller ise kadınlar için hayati önemi olan minerallerdir. Bazı önemli vitaminleri saymıyorum bile.
    Ekmek ve tahıl grubu besinlerden aldığımız B grubu vitaminleri ve etten aldığımız B 12 gibi ve maalesef bu tür vitamin ve mineralleri ilaç olarak dışardan tamamlamaya çalışsanız bile, araştırmalar göstermiş ki vücut için yeterli olamıyor. Tüm bu besin ögelerinin eksikliği sonucunda metabolizmada dönüşü olmayan travmalar oluşabiliyor. Demir eksikliğine bağlı anemi, çinko eksikliğine bağlı cilt, deri ve saçlarda sağlık sorunları, B 12 yetersizliğine bağlı unutkanlık, Alzheimer, kalsiyum eksikliğine bağlı kalp rahatsızlıkları, diş ve kemik problemler gibi bir çok sağlık problemi ve dahası bu durum için örnek verilebilir.
    İlginç olan ise; bu vitamin ve minerallerin eksikliğinde oluşabilecek hastalık ve tedavilerine ilişkin milyonlarca bilimsel yayın ve makale varken, alkali diyet diye tarama yaptığınızda bilimsel bir araştırma ne yazık ki bulamıyorsunuz.
    Sizi et, süt, pek çok meyve ve tahıldan uzaklaştıran, çiğ sebze ve bazı meyvelerle ile çok kısıtlı bir kaç tahıl türevini yemenize izin veren bu beslenme modeli de diğer tüm moda diyetler gibi modası geçmeye mahkum olacaktır.
    Peki ne yapmalı ?
    Yeterli ve dengeli beslenmenin formülü oldukça açık. Buna popüler tanımlamalar yapmaya hiç ama hiç gerek yok.
    Günlük aldığınız enerjinin yüzde 50-60’ını karbonhidratlardan kilolu iseniz bu miktar azaltılabilir, yüzde 25-30’unu  yağlardan  ve yüzde 15-20’sini de proteinlerden almalısınız. Karbonhidrat seçeneklerinizi daha çok posalı olanlardan yani tam tahıllı ekmek, makarna, yulaf , meyve, sebze gibi, protein seceneklerinizi az yağlı olanlardan yani yarım yağlı süt, yoğurt ve et ürünleri ile kuru baklagiller gibi ve yağ seceneklerinizi de  daha çok doymamış yağlardan  zeytinyağı, ayçicek ve mızırözü karışımları ile badem, fındık ceviz gibi  yaptığınız sürece sorun yok demektir.
    Bir de size müthiş bir içecek ! Hem zayıflatıyor hem, hastalıklara karşı koruyucu ve yaşlanmayı geciktiriyor. Tam da duymak istediğiniz şu zayıflatan mucize iksirlerden !! Ne mi? Tabiiki su! Bol bol içiniz . Alkali falan değil, bildiğiniz su.
    Amerikayı yeniden keşfetmenin bir anlamı yok. Yeni çalışmalar ve bilimsel yenilikler elbette var ancak adı üstünde: Bilimsel.
    Yazar: Esra Öz
    Kaynak: milliyet.com.tr
  • Kilo Verdiren Kivi Diyeti!

    Kilo Verdiren Kivi Diyeti!

    Hızlı bir kilo verme arayışındaysanız bu yazı tam size göre.

    Fazla kilolar her zaman rahatsız eder. Bir an önce kurtulmak ve fit bir vücuda kavuşmayı kim istemez ki.. İşte kilo verdiren kivi diyetiyle istediğiniz forma kavuşmak belki de hayal olmaktan çıkar gerçek olur. Hem sağlıklı hem de hızlı kilo verdiren bu diyet listesine bir göz atın deriz.

    Bu diyeti uyguladığınızda inanamayacaksınız ama 4 günde 2 kilo kadar verebilirsiniz. Ama harfiyen uymak şartıyla.

    kilo-verdiren-kivi-diyeti-1

    4 günde 2 kilo verdiren diyet listesinden bakalım neler varmış:

    Kahvaltı listesi

    *1 adet kivi

    *1 su bardağı kadar yağsız yoğurt

    *1 dilim çavdarlı tost ekmeği

    Ara öğün listesi

    *1 adet kivi

    Öğlen yemeği listesi

    *Sebze çorbası

    *Sınırsız kivi

    Ara öğün listesi

    *1 adet kivi

    Akşam yemeği listesi

    *1 adet kivi

    *2 adet haşlanmış yumurta

    *1 tabak sebze yemeği ya da 100 gram et

    Yemekten sonra isteğe göre yeşilçay ve papatya çayı içebilirsiniz. Böylece rahat bir uyku da geçirmiş olursunuz.

    Bu diyette önemli olan nokta şekersiz çay, su dışında sıvı tüketmemeniz ve bu diyeti 4 günden fazla uygulamamanız. Tekrar uygulamak isteyenler aradan 4 günün geçmesini beklemelidirler.  Bu diyeti uygulamak isteyenler için en sağlıklı yol diyetisyeninize danışarak uygulamanız.

  • Karın yağlarını eritme yolları

    Karın yağlarını eritme yolları

    Göbek bölgesinde biriken yağlar hepimizin başının belasıdır. Peki bu yağlardan nasıl kurtulabiliriz?

     Sağlıklı ve düzenli yapılan ara öğünlerle, metabolizma hızlanır. Metabolizma hızlanınca vücuttaki yağ dokusunun erimesine yardımcı olur. Beslenmemizde yaptığımız ufak ara dokunuşlar öğün öncesinde porsiyon kontrolü sağlar ve fazla besin tüketimini engeller. Bu sayede mevcut depolar enerji üretimi için kullanılır. İlk olarak da vücudun depoladığı bölgelerden yağ kaybı gerçekleşir.

     Günlük tüketilen kalsiyum miktarı göbek bölgesindeki yağlardan kurtulmaya yardımcıdır. Çünkü gün içinde tükettiğimiz yoğurt, süt, ayran, peynir, koyu yeşil yapraklı sebzeler kalsiyum deposudur. Kalsiyum besinlerle alınan fazla yağın emilmeden bağırsaklardan atılmasına yardımcı olmaktadır.

     Tüketilen lifli gıdalara ağırlık vermek karın içi yağlanmanın daha az olmasına yardımcı olmaktadır.

     İşlenmiş karbonhidratlardan kaçınmak gerekmektedir. çünkü tüketilen beyaz ekmek, şeker veya pirinç gibi rafine karbonhidratlar vücutta yağ olarak depolanırken karın bölgesinde de ödem oluşturur. Besin tüketiminde karbonhidrat tercihimizi yulaf, tam tahıllı ekmek, bulgur gibi kompleks karbonhidrattan zengin besinlerden seçmeliyiz.

     Gece saat 21.00den sonra olan besin tüketimlerinden kaçarak düz bir karına sahip olunabilir.

     C vitamini, beta karoten ve antioksidan içerikleri yüksek lifli gıdaları tüketmek uzun süre tokluk sağlarken karın içi yağlanmayı azaltır.

     Selenyum ve antioksidan içeriği yüksek besinlerin yetersiz tüketilmesi bel çevresinde yağlanmaya sebep olmaktadır.

     Yapılan çalışmalar günlük 2 fincan yeşil çay tüketiminin bel çevresinde yağlanmayı azalttığını göstermiştir.

     Su tüketimi yağ yakımı sırasında ortaya çıkan zararlı maddelerin ortamdan uzaklaştırılmasına yardımcı olur ve metabolizmayı çalıştırır.

     Egzersizin önemini unutmamak gerekir. Özellikle karın bölgesindeki yağların azaltılması ve şekillenmesi için yapılan karın egzersizlerinin inanılmaz etkisi vardır.

     

    Dyt. Zülal YALÇIN

  • Bel İncelten Detoks

    Bel İncelten Detoks

    Bel İncelten ve Tok Tutan Detoks İçecek

    Bel İncelten Detoks

    Malzemeler

    1/2 şeftali
    2 dilim karpuz
    1 adet salatalık
    2 dilim kivi
    1 fındık büyüklüğünde zencefil
    1 tatlı kaşığı bal
    1 çay kaşığı kimyon

    Hazırlanışı

    Malzemeleri blenderdan geçirin, 3 gün boyunca kahvaltı yerine düzenli olarak tüketebilirsiniz.

     

    Kaynak: aysetugbasengel.com

  • Yağ yakan pancarlı yoğurt kürü

    Yağ yakan pancarlı yoğurt kürü

    Karın incelten bir yoğurt kürü Kırmızı pancar ıspanak ailesine ait yer altında yetişen bir kök sebzesidir. Kırmızı pancara kırmızı rengini veren içindeki antioksidan maddelerdir. Antioksidan maddeler vücudumuzu toksin maddelerden arındırırlar. Bir nevi vücudumuzun temizlik işçileri gibidirler.

    Pancar şeker içerdiği için tüketimine dikkat edilmesi gereken bir sebzedir. Ayrıca daha çok çiğ olarak tüketilmesi önerilir. Çünkü ısı ile besin değerini kaybedebilir.

    Sporcular Kırmızı Pancar Suyu İçiyor

    Bazı çalışmalarda kırmızı pancar içerdiği nitrat sayesinde spor esnasında vücudun oksijen ihtiyacını azalttığı için spor süresini uzattığı ve dayanıklılığı artırdığı yönünde sonuçlar elde etmişlerdir.

    Kırmızı Pancarın Diğer Faydaları

    -Yüksek tansiyona iyi geldiği ve dengelediği,
    -Kalp hastalıklarına karşı koruyucu olduğu,
    -Kan ve karaciğeri temizlediği,
    -İltihap giderici olduğu,
    -İçerdiği antioksidanlar ile kansere karşı koruyucu olduğu bilinmketedir.

    Yağ Yakan Pancarlı Yoğurt Kürü

    Malzemeler:
    1 kase yarım yağlı yoğurt
    ½  adet küçük rendelenmiş çiğ kırmızı pancar
    1 baş parmağı büyüklüğü kadar rendelenmiş taze zencefil
    1 tatlı kaşığı taze limon suyu

    Malzemeleri sırasına göre karıştırıp akşam yemeği yerine 1 hafta boyunca tüketebilirsiniz.

    Dyt. Ayşe Tuğba Şengel

  • Süper besin chia tohumu

    Süper besin chia tohumu

    Chia tohumları son bir iki yıldır günün süper gıdası olarak kabul edilmektedir.
    Tüm dünyada fonksiyonel besin olarak tüketilmeye başlanan birçok besin arasında chia da yer almaktadır. Tropikal iklimde yetişen bu tohumun en dikkat çekici özelliği içerdiği yüksek omega 3 yağ asitleri ,yüksek antioksidan , protein ,kalsiyum ve yüksek life sahip olmasıdır. Nötr bir tadı olmasından dolayı her besin grubuyla rahatlıkla tüketilebilir. Kalorisi düşük ,besin içeriği ile çok zengindir.

    Vücutta üretilemeyen dışardan besinlerle aldığımız esansiyel yağ asitlerinden olan alfa-linolenik asit (ALA) içeriği yüksektir. İçerisindeki esansiyel yağ asiti içeriği ile kolesterol düşürücüdür (LDL, total kolesterol, trigliserid). İçerisindeki omega 3 ‘denile kalp damar sağlığını korur.Somon balığından daha fazla omega 3 içermektedir. Antioksidan içeriği yüksektir. Kalsiyum, mangan, fosfor ve B grubu vitaminlerden zengindir. Kaliteli bitkisel protein içerdiğinden vücutta emilimi ve kullanımı yüksektir.

    Su ile birleştiğinde suyu emerek jelimsi bir yapı kazanarak puding kıvamı alır.Bu şekilde midede uzun süre kalarak tokluk yaratır, iştahı baskılar. Lif içeriği çok yüksek olduğu için sindirimi yavaştır. Bu yüzden diyabet ve insülin direnci bulunan bireylerde kaliteli karbonhidrat kaynağı olarak kullanılabilir. Besin alerjisi ve intoleransı olan kişilerde glüten içermediği için rahatlıkla kullanılabilir. 1 yemek kaşığı chia tohumu 50 kcal, ,1,5 gram protein, 4 gram karbonhidrat ve 4 gram lif bulunmaktadır.

     

    Dyt. Zülal YALÇIN