Kişiyi kısa zamanda istenmeyen kilolarından kurtaracak mucize diyet veya ürün olmadığını belirten uzmanlara göre birinci ve temel kural; düzenli, dengeli ve zamanında beslenmek.

Yaz ayları yaklaştıkça fazla kilosu olanlarda kilo verme telaşı başlar. Aynaya bakınca kendini beğenme psikolojisiyle harekete geçen kişi önce öğün sayısını düşürür ki; diyet uzmanlarına göre bu, yapılan en büyük hatadır. Çünkü vücudun çalışması için gerekli olan besin aynı zamanda yakıt kaynağıdır.

Sağlık ve Yaşam dergisine konuşan Diyetisyen Müge Aksu, uzun süre aç kalmanın metabolizma hızını düşürdüğünü ve kilo vermeyi zorlaştırdığını belirtti. Çok eskilerden bilinen‘Kahvaltıyı kral gibi, öğle yemeğini prens gibi ve akşam yemeğini fakir gibi yiyin’ sözünün geçerliliğini koruduğunu belirten Aksu şunları söyledi:

“Zayıflamak isteyen kişi önce kendini açlığa mahkûm eder. Zanneder ki aç kalırsam ya da öğün atlarsam daha çabuk zayıflarım. Oysa öğün atlandığında metabolizma yavaşlar. Uzun süre aç kalmış hücreler, açlık sinyallerini vererek koruma kalkanlarını oluşturur ve yenilenler yağ olarak depolamaya başlar. Vücudun çalışması yavaşladığı için kilo verme hızı düşer. Bir süre sonra tamamen durur. Uzun aralıklarla beslenme kan şekerinde dengesizlikler oluşturup iniş–çıkışlara sebep olur. Özellikle tek öğün akşam yemeği ise, sıkıntı biraz daha artar. Akşam metabolizma hızı ve aktivitesi azalacağı için sindirme oranı da azalır. Uzun vadede kas kayıpları görülür. Bilinçli kilo vermek için güne mutlaka güzel bir kahvaltı ile başlanmalıdır.”

BİLİNÇLİ KİLO VERMENİN SIRRI

Yiyeceklerin vücutta depolanma süresi 4-5 saat kadardır. Kişi ne kadar yemiş olursa olsun en fazla 5 saat sonra depoları boşalır ve acıkır. Kilo vermenin sırrının az, sık ve her şeyden kararınca yemek olduğunu vurgulayan Müge Aksu sözlerine şöyle devam etti: “Vücut ihtiyacı olan enerjiyi kas hücrelerinden karşılamaya çalışır. Diyetisyenler tarafından günde 4-6 öğün yenmesi önerilir. Son ara öğün yatmadan 2 saat önce tüketilmelidir. Ara öğünler, tokluk hissini uzatarak metabolizmayı hızlandırır. Böylece sonraki öğünde porsiyon kontrolü sağlanır. Aç kalmak demek; yağ hücrelerinin artması ve kilo vermenin yavaşlamasıdır. Uygun besini, gerekli miktar ve doğru zamanda yemek esas alınmalıdır. Dengeli beslenmenin temel kuralı, gün içinde her besin grubundan tüketmeye çalışmaktır. Et, süt, ekmek, sebze ve meyve gruplarını porsiyon miktarlarına dikkat ederek yemelidir. Doğru kilo kaybı için ihtiyaç altında beslenmemek şart olmalıdır. Azı karar, çoğu zarar mantığı ile hiçbir besini sınırsız yemek doğru olmadığı gibi tamamen günlük beslenmemizden çıkarmak da doğru olmayacaktır.”

SAĞLIKLI ZAYIFLAMANIN GÖSTERGESİ: YAĞ KAYBI

Kilo azalması, gerçek zayıflamanın göstergesi sayılmıyor. Gerçek zayıflama vücuttaki yağ oranının azalması olarak kabul ediliyor. Diyetisyen Müge Aksu, “ Kilo sudan ya da kaslardan verilmiş olabilir; örneğin bel çevresi aynı ölçülerde ise bu gerçek anlamda kilo vermenin göstergesi değildir. Hızlı verilen kilolar genelde kas ve su kayıplarına neden olduğu için kesinlikle önerilmez. Normal yaşantıya dönüldüğünde de verilen kilolar fazlası ile geri gelir. Bu nedenle mutlaka yavaş yavaş ve kişiye özgü bir programla kilo verilmelidir.” dedi.

5 GÜNDE 5 KİLO VERMEK MÜMKÜN MÜ?

Yaza girerken aynalarla barışmak için kiloların acele verilmek istendiğini belirten Aksu dünyada yaklaşık 22bin çeşit diyet olduğunu, İsveç, Dukan, Kan Grubu, Karpuz Diyeti veya ‘5 günde 5 kg’ gibi şok diyetlerle kilo vermenin mümkün olmadığını hatırlattı ve şunları söyledi:

“Şok Diyetler adı üstünde şok etki yapabilir. Çok düşük kalorili diyetler; metabolizma hızınızın altında kalacak ve kilo vermeye çalışırken vücut çalışma hızınızın azalmasına neden olacaktır. Yağı kesilmiş bir diyet de uzun vadede kötü sonuçlar doğurur. Yağda eriyen vitaminlerin ‘A-D-E-K’ emilimi azalır. Doku hasarları, gözde gece körlüğü – körlüğe kadar giden kusurlar, kemiklerde yumuşama gibi hastalıklara sebep olabilir. Yüksek protein içeren diyetlerde; gut, kan yağlarında artış, böbrek fonksiyonlarında bozulma, kabızlık gibi sorunlarla karşılaşılabilir.”

KİLO VERİRKEN NE ZAMAN DESTEK ÜRÜN ALINMALIDIR?

Diyet tedavisinde esas amaç yaşam tarzı değişikliği yaratmaktır. Egzersiz, tedavinin diğer ayağıdır. Dünya Sağlık Örgütü sağlıklı bir bireyin günde 10 bin adım atmasını ön görüyor. Zor kilo veren kişilerin de olduğunu söyleyen Müge Aksu, “Yeşil çay, kırmızıbiber, yaban mersini, brüksel lahanası, çilek, kiraz, mısır püskülü, defne veya avakoda yaprağı kilo vermeye yardımcı besinlerdir. Son yapılan klinik çalışmalarda kaktüs ve yosunun da bu özelliği açıklandı. Klinik çalışmalarla desteklenmiş ürünler doktor ve/veya diyetisyen kontrolünde tedaviye destek olarak kullanılabilir. İçeriği bilinmeyen ürünleri kullanmak vücut için zararlı olabilir. Sonuçlar maalesef ölüme yol açabilir. Hiçbir beslenme desteğinin mucizevi etki yapmayacağı ve tek başına zayıflatma etkisinin olmadığı bilinmelidir” dedi.

KAKTÜS VE YOSUNUN KİLO VERMEDE ROLÜ VAR MI?

ABD ve Avrupa ülkelerinde yapılan klinik çalışmalarda yosun ve kaktüs ikilisinin özellikle göbek, basen ve kalçadaki yağ dokusunun erimesinde aktif rolünün tespit edildiğini belirten Diyetisyen Müge Aksu, bu konuyla ilgili olarak da şunları söyledi:

“Kaktüsün yağ tutucu özelliği ile yosunun metabolizma hızını artırması kilo vermede yardımcı olabilir. Kaktüs, lif özelliği ile yağın vücuttan atılmasını sağlayarak kilo yönetimine yardımcı olur. Yapılan klinik çalışmalarda kaktüsün alerjiye yol açmadığı, GDO içermediği ve zayıflamada etkin olduğu belirlendi. Yenilebilir kahverengi deniz yosunu ise yağ yakma potansiyeliyle bilinen doğal bir moleküldür. Metabolizma hızını arttırarak vücutta birikmiş yağların yakılmasını sağladığı özellikle bel, kalça ve basenlerdeki bölgesel fazla kilolardan kurtulmaya yardımcı olduğu klinik çalışmalarla desteklenmiştir.”