İstanbul Medipol Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, diyette doğal beslenmek gerektiğini ifade ederek, “Biz diyetisyenler, organiği oynanmış ve hormonlu besinlere kesinlikle karşıyız. Bu besinler yerine tamamen doğal beslenmeyi tavsiye ediyoruz” dedi.

Garipağaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, diyetisyenlerin, sağlıklı ve doğal beslenmeden yana olduklarını kaydetti.

Güvenli besin konusunun sık sık tartışıldığını dile getiren Garipağaoğlu, şöyle konuştu:

“Biz diyetisyenler, organiği oynanmış ve hormonlu besinlere kesinlikle karşıyız. Bu besinler yerine tamamen doğal beslenmeyi tavsiye ediyoruz. Elma yiyeceğiz, ama hangi elmayı? Doğal elmayı mı, yoksa üzerinde pestisit (zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde) olan elmayı mı seçeceğiz? Domates her gün masamıza geliyor. Yemek istiyoruz ama ne kadar güvenebiliriz? Son yıllarda en fazla tartışılan konulardan biri, hormonlu veya pestisitli besinler. Bu besinler, insan sağlığına zarar veriyor. Anne karnındaki bebeğe bile zarar veriyor. Kız çocuklar, erken ergenliğe giriyor. Erkek çocuklarda, jinekomasti denilen meme büyümesi meydana geliyor. Kısırlık oranı artıyor.”

“Hamileler, balıkta cıva olup olmadığına dikkat etmeli”

Organik besinlerin güvenilir olduğunu kaydeden Muazzez Garipağaoğlu, özellikle gebeliğin kritik bir dönem olduğunu ve gebelikte kadınların daha dikkatli beslenmesi gerektiğini söyledi.

Hamile kadınların, katkı maddeli, boyalı, genetiği değiştirilmiş ve pestisitli besinlerden uzak durması gerektiğine vurgu yapan Garipağaoğlu, özellikle hamilelerin, denizdeki balıkta cıva olup olmadığına bile dikkat etmesi gerektiğini aktardı.

Organik besinin Türkiye’de yeterince yaygın olmadığını ve pahalı olduğunu kaydeden Garipağaoğlu, “Organik besin, tohumdan başlar. Organik besinde, güvenilir tohum kullanılır, toprağı temiz ve ilaçsızdır. Gönül istiyor ki, bütün besinler organik ve güvenilir olsun” diye konuştu.

Besinlerin genetiği ile oynanmasının nedeni olarak, dünya nüfusundaki artış ile besin maddelerinin ihtiyacı karşılamamasının gösterildiğini anlatan Garipağaoğlu, “Oraya harcanacak enerji, doğal tarıma ya da organik tarıma harcansa hiç sorun kalmayacak. Bunu, daha ucuza ve doğal olmayana doğru bir kaçış olarak görüyorum. Böylesi sağlıklı değil. Gıda üreticilerinin bu konuya çok dikkat etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, Türkiye’de özellikle mevsimi dışında bulunan, domates, patlıcan, patates, kabak, salatalık, üzüm, elma, çilek, kavun, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve çeltikte hormona rastlamanın mümkün olduğunu savundu.