Alkali diyet; genel anlamda et, süt, tuz, yağ, deniz ürünleri ve paketli yiyeceklerin tüketimini azaltarak , bunun yerine yapısı alkali olan meyve ve sebzelerin miktarını diyette artıran bir diyettir. Amacı , vücut ph ‘ını alkali yaparak zayıflamaya destek olmaktır.
Öncelikle şunu söylemek gerekir ki; siz ne yerseniz yiyin vücudunuzun bazik veya alkali olmasını yediklerinizle ayarlayamazsınız. Vücut tüm organlarıyla ve sistemiyle bir bütün haldedir. Kan ph’ını dengede tutmak için vücudun bir tamponlama sistemi vardır.Fazla asidik veya fazla alkalik olma durumunda organizma bu sistemini kullanır. Örneğin; böbreklerin fazla asidik veya alkalik olan üreyi kanda toplayarak dışarı atılacak idrara dönüştürmesi vb.
Alkali diyet mucizesi
Yiyeceklerin içerisindeki asit veya alkali yapan mineraller birbirlerini dengelerler . Örneğin bir et yemeği yediğinizde (asidik yapı) yanında yediğiniz bol yeşillikli bir salata (alkali yapı) beslenmeniz için doğru bir seçimdir. Üzerinde durulması gereken ve unutulmaması gereken bir nokta; siz ister alkali isterse asidik beslenin , midenizde bütün besinler asidiktir ve ince barsaklarda pankreas salgılarıyla birlikte de bazik olurlar.
HER METABOLİK OLAY SONRASI ASİT OLUŞUR..
Her metobolik olay (yürüme, konuşma, düşünme, görme vb), beslenme yoluyla alınan besin değerlerinin kan yoluyla hücrelere taşınması ve besin değerlerinin, hücrede bir tür yanma yoluyla kimyasal reaksiyona girmesi sonucu çıkan enerjinin bıraktığı atık yine asittir. Yani siz istediğiniz kadar alkali diyet beslenirseniz beslenin vücudunuzun ürettiği enerji sonucunda ürettiği enerji atığı yine asidiktir.
ALKALİ DİYET VÜCUDUNUZUN PROTEİN İÇERİĞİNİ YETERİNCE KARŞILAMAZ…
Alkali diyetin temelinde meyve ve sebze ağırlıklı beslenip et ve süt ürünlerini ortadan kaldırmak amaçlanır.Unutmamak gerekir ki vücudumuzdaki tüm dokuların temeli proteindir. Eksik protein vitamin ve mineral kayıplarının yanı sıra , ilerleyen dönemde kas yıkımlarının sebebidir. Hızlı ağırlık kaybı yaşanır fakat hızlı kilo kaybı özellikle vücutta suyun da azalmasına sebep olur.
HELİKOBAKTER PİLORİ: KANSER SEBEBİ
Yanlış beslenmeye dayalı bir yaşam tarzı bir mide enfeksiyonu olan ve ilerleyen dönemde mide kanserine yol açabilen bir halk sağlığı sorunudur.
Helikobakter pilori , (midenin son bölümüne yerleşir ve burada çok sayıda koloniler yapar. Helikobakter pilori kendisini midenin zararlı asitlerinden korumak için ortamı alkali yapmak suretiyle sürekli olarak amonyak üretir.
Siz alkali bir su içtiğinizde, buna karşılık bazik ortamı asidik yapmak için asit salgısını daha da artırır. Bu da gastrit , reflü gibi hastalıkların temelini oluşturur. Kısacası midenin dengesini bozar ve yorarsınız.
ASİT-BAZ DENGESİNİN BOZULMASI BEYNE ZARAR VERİR…
Asit baz dengesinin vücutta bozulması özellikle sinir iletiminde aksamalara sebep olarak ilerleyen dönemlerde demans, alzehimer gibi hastalıkları tetikler…
VE DİĞER HASTALIKLAR…
Organizmanın yapısını değiştirmeye çalışmak, zorlamak, sıvı-elektrolit dengesinde bozukluğunun yanı sıra; hiperürisemi ve gut hastalıkları ilerleyen dönemde böbrek taşları ve kronik böbrek yetmezliğine kadar ilerleyen tablolarla bizi karşı karşıya bırakır. Doku proteinlerinin korunamaması bir diğer yandan myokard atrofisi ile sonuçlanan tablolar doğurur.
VİTAMİN VE MİNERAL KAYBINA DİKKAT!!
Bu diyetin uzun süre kullanımı vücutta demir, kalsiyum ve B12 gibi önemli minerallerin eksikliğine sebep olur. Özellikle midede B12’ nin emilimi gerçekleştiği için midedeki herhangi bir bozukluk ciddi B 12 kayıplarına yol açar. İstediğiniz kadar takviye dışardan mineral ve vitamin destekleri yapılsa bile besinlerden alınan vitamin ve minerallerin emilimleri bozulacağı için uzun süren bir alkali diyette vücudun yaşayacağı travma kaçınılmazdır. Vitamin ve mineral kayıpları bizim için birçok hastalığın göstergesidir.
PEKİ NE YAPMAK GEREKİR?
VÜCUDUNUZUN DOĞASINI BOZMAYIN!!…
Alkali diyet mucizesi yerine yeterli ve dengeli beslenmek kilo kaybının en püf noktasıdır. Unutmayalım ki alkali diyetin herhangi bir bilimsel dayanağı yoktur, bu tür popüler hale gelmiş magazinsel bilgilere inanmamanızı tavsiye ediyoruz…
Dyt. Gizem TAŞKIN tarafından yazılmıştır.
Kadınlar Kulübü Son Yorumlar