Kategori: Cinsellik

  • İyi bir cinsellik için vajina estetiği

    İyi bir cinsellik için vajina estetiği

    Çoğu kadın cinsel organının zamanla deforme olmasından dolayı cinsel hazzı yaşayamıyor. Oysa yeni tıbbi uygulamalarla kadın cinsel organının şekli düzeltiliyor, küçültülüyor, vajina yolu daraltılıyor hatta yeni bir vajina bile yaratılıyor!

    Sevişmekten kaçınan veya cinsel ilişkiden yeterince haz alamadığından yakınan kadınların sorunlarının altında yatan en önemli nedenlerden biri, cinsel organlarıyla ilgili estetik kaygıların olması.

    Özellikle doğum sonrası genişleyen vajina, hem kadınların hem de partnerlerinin cinsel ilişki sırasında yeterince haz almalarını engelliyor. Üstelik sorun sadece bununla da kalmıyor; kadınlar, genişleyen vajinaları yüzünden idrar kaçırma gibi sağlık problemleriyle de karşı karşıya kalabiliyor. Kadınların cinsel organlarıyla ilgili en çok yakındıkları bir başka sorun ise iç dudakların sarkık ve büyük olması. Bu görüntüyü estetik bulmayan kadınlar bikini veya dar pantolon giymekten kaçındıkları gibi partnerlerine de çıplak görünmek istemiyor. Hal böyle olunca da zamanla cinsel ilişkiden soğuma, hatta takıntı veya anksiyete gibi ciddi sorunlar da ortaya çıkmaya başlıyor. Oysa sağlıklı ve mutlu bir birlikteliğin yolu, öncelikle insanın kendine duyduğu özgüvenden geçiyor. Partneri tarafından beğenildiğini hissetmek de cinsel yaşamda önemi bir rol oynuyor. İşte tüm bu nedenlerden dolayı günümüzün modern kadını artık cinsel yaşamda aktif bir rol almak için utansa da sıkılsa da hekimlerden yardım alacak kadar kararlı görünüyor. Son sürat gelişen estetik cerrahi de yeni uygulamalarla daha estetik bir görüntüye kavuşmak isteyen kadınların yüzünü güldürüyor! Biz de Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Kuran ile Marmara Üniversitesi’nden Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Tezel’e günümüzde kadınlara özel uygulanan tüm yöntemleri tek tek sorduk. Operasyonların ücretleri konusunda bilgi almayı da ihmal etmedik!

    Geniş vajina

    Vajina bölgesinin geniş olması kadının yapısından kaynaklanabildiği gibi ilerleyen yaş ve normal doğuma bağlı olarak da gelişebiliyor. Vajina kaslarının gevşemesi, cinsel ilişki sırasında önemli bir sorun haline gelebiliyor. Özellikle doğumdan sonra düzgün onarılmayan yırtıklar nedeniyle genişleyen vajina, kadın ile partnerinin cinsel ilişkiden haz almasını engelliyor. Bunun sonucunda kadın zamanla özgüvenini yitirebiliyor ve cinsel yaşamdan uzaklaşabiliyor. Oysa günümüzde vajina daraltmaya yönelik operasyonlar sayesinde kadının cinsel ilişkiden yeniden haz alması sağlanabiliyor. Ayrıca operasyon sonrasında yaşla birlikte daha sık rastlanan bir şikayet haline gelen idrar kaçırma sorunu da ortadan kalkabiliyor. Bunun yanı sıra epizyotomi, yani doğum sırasında rastgele yırtılmayı engellemek için cerrahi olarak yapılan kesi işleminden sonra kabarık ya da kötü görünümlü izler oluşabiliyor. Günümüzde bu izlerin düzeltilmesi için yararlanılan çeşitli tekniklerden oldukça başarılı sonuçlar alınabiliyor.

    Ne yapılıyor? Basit bir cerrahi girişim olduğu için genel veya lokal anestezi ile sedasyon adı verilen iki uygulamanın bir arada kullanılmasıyla gerçekleştiriliyor. Ameliyatla vajinal kanalın daraltılması ve vajinanın gevşemesi sonucu oluşan (estetik) görünümün düzeltilmesi hedefleniyor. Yaklaşık bir saat süren operasyonda vajinanın arka duvarına sıkılaştırıcı işlem yapılıyor. Operasyon sonrasında dikişlerin alınmasına gerek duyulmuyor.

    Nelere dikkat etmeli? Vajinanın tam anlamıyla iyileşmesi iki-üç haftayı buluyor. Bu süreç içerisinde enfeksiyon gelişmemesi için kadının hijyen kurallarına özen göstermesi, yani tuvalet sonrası temizliğini vajinadan anüse doğru yapması ve cinsel ilişkiden kaçınması yeterli oluyor.

    Büyük dudaklar

    İç dudaklar (labia minör), klitorisin üst kısmından vajina girişinin altına kadar uzanan kıvrımlı yapıları oluşturuyor. Bazı kadınlarda iç dudakların dış dudaklardan biraz taşması doğal olarak kabul ediliyor. Ancak dış dudaklardan sarkacak şekilde uzun olması tıbben önemli bir sorun yaratmasa da estetik görüntüyü bozarak kadını çözüm arayışına itiyor. Doğuştan var olan ya da doğum sonrasında gelişen bu şekil bozukluğu, kadının cinsel hayatını adeta kabusa dönüştürebiliyor. Vajinasını estetik bulmayan kadın özgüvenini yitirerek partnerine çıplak görünmek istemeyebiliyor. İç dudaklar aşırı sarkık olduklarında cinsel ilişki sırasında araya girerek kadının acı duymasına da neden olabiliyor. Ayrıca vulvada, yani kadının cinsel organında terleme sonucunda oluşan salgıların bu bölgede birikmesi sonucu kötü kokulu mantar enfeksiyonları da gelişebiliyor. Tüm bu sorunlar da kadının zamanla özgüvenini yitirmesine, cinsel yaşamdan soğumasına, hatta orgazm güçlüğü çekmesine yol açabiliyor.

    Ne yapılıyor? Lokal anestezi altında uygulanan basit bir operasyonla iç dudakların kesilerek dış dudakların içinde kalması sağlanabiliyor. Yaklaşık 30 – 40 dakika süren işlemde eriyen dikişler kullanıldığı için dikiş alma sorunu da yaşanmıyor. Kadın operasyondan sonra aynı gün normal yaşantısına dönebiliyor, bir hafta sonra da cinsel ilişkiye girebiliyor.

    Nelere dikkat etmeli? İşlem sonrasındaki ilk iki gün iç dudakların olduğu bölümde şişlik oluşabiliyor. Bu nedenle antibakteriyel pomatla günlük pansuman gerekebiliyor. Kadının hijyen kurallarına özen göstermesi yeterli oluyor.

     

    Ameliyatsız vajinal gençleştirme

    Vajinal Operasyonlar Nelerdir?

  • Aldatıldığınızı Önceden Fark Edebilirsiniz!

    Aldatıldığınızı Önceden Fark Edebilirsiniz!

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “TEHLİKE ÇANLARI İLİŞKİNİZ İÇİN ÇALIYOR OLABİLİR!”

    Sevgililerin, aynı evi paylaşanların, sözlülerin, nişanlıların, evlilerin, hemen hemen herkesin aldatılmak ve aldanmak gibi korkuları olabiliyor. İnsanlar sezgilerine göre partnerlerinin kendilerini aldatıp aldatmadıklarına karar veriyorlar, bu nedenle bazen yanılıyorlar ve pişman oluyorlar, bazen de doğru karar alıp uygulayamıyorlar. Bu iki ayrı kararın ortak bir sonucu oluyor; hayal kırıklığı. Bu tür bir hayal kırıklığı yaşanmaması için CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, aldatma eyleminin en belirgin özelliklerini sıraladı…

    TEHLİKE ÇANLARI İLİŞKİNİZ İÇİN ÇALIYOR OLABİLİR!

    Aldatmanın önceden tahmin edilebilir bir durum olduğuna dikkat çeken CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Araştırmalar kadınların aşk arayışı,erkeklerin ise daha çok cinsel doyumsuzluk nedeniyle eşlerini aldattığını ortaya koyuyor. Ancak neden ne olursa olsun çift devekuşu gibi kafasını kuma gömmediğinde ilişkilerinde yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu fark edebilir ve tehlike çanlarının sesini duyabilir.” dedi ve aldatmaya dair tehlike çanlarının hangi koşullarda çalmaya başladığı konusunda şu bilgileri verdi:

    • – “Her seferinde dışarı çıkmak için bahaneler uyduruyorsa eve geç geliyorsa,
    • – Cep telefonuna, tabletine veya bilgisayarına şifre koyduysa ve bunları sizden gizliyorsa,
    • – Facebook, Twitter, MSN gibi sosyal paylaşım ağlarında daha çok vakit geçirmeye başladıysa,
    • – Sık sık seyahate çıkıyorsa,
    • – Ara sıra ona ulaşamıyorsanız ve cep telefonunu açmıyorsa,
    • – Sizinle birlikte olmasının yaşamını ve işini engellediğini düşünüyorsa,
    • – Durup dururken spora başlayıp, kendine, kıyafetlerine ve iç çamaşırlarına daha önce göstermediği bir özen gösteriyorsa,
    • – Kredi kartı harcamalarında bir artış varsa,
    • – Birebir konuşmalarınızda başka şeylerle uğraşıyor ve gözünüzün içine bakmıyorsa,
    • – Size soğuk ve ukalâ bir şekilde davranıyorsa,
    • – ‘Bana hükmetmeye mi çalışıyorsun?’ diye tepki göstermeye başladıysa,
    • – Size şefkatli davranmayı bıraktıysa,
    • – Sizinle birlikte duş almıyorsa,
    • – Yatarken artık size sarılmıyor, hatta sizinle aynı yatakta yatmamak için TV karşısında uyumaya başladıysa ya da partnerinizde uykusuzluk sorunu başladıysa,
    • – Cinsel hayatınız nedensiz bir şekilde bitmişse,
    • – Sorumluluklarını art arda unutmaya başladıysa,
    • – Her seferinde, yalnız kaldığınızda ve yapacak bir işiniz olmadığında siz yokmuşsunuz gibi davranıyorsa,tehlike çanları çalmaya başlamış demektir.”

    EVLİLİK TERAPİSİ İŞE YARAYABİLİR…

    Uzun yıllar süren tecrübeler sonucu yukarıda sıralanan maddelerin aşkın bittiğini gösteren birer işaret olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyleyenDr. Keçe; “Bu nedenle çiftler ilişkilerinde açıkça görünen bu gerçekleri örtbas ederek görmezden gelmeye çalışmamalıdır. Bu maddelerdenen az 7‘i fark edildiğinde, sevgiliden, ilişkiden ya da yuvadan olunmak istenmiyorsa, çok gecikmeden bir evlilik terapistinden randevu almak gerekiyor.” dedi.

  • Ülkemizde Her On Kadından Biri Vajinismus Sorunu Yaşıyor!

    Ülkemizde Her On Kadından Biri Vajinismus Sorunu Yaşıyor!

    CİSED GENEL SEKRETERİ PSİKOLOG SERAP GÜNGÖR: “EVLİ BAKİRE OLMAK ARTIK KADER DEĞİL!”

     Bir kaçınma ve erteleme durumu olan vajinismus, ülkemizde cinsel hayatı olan her on kadından birinin kabusu haline geldi. Halk arasında “Evli Bakirler” olarak da bilinen vajinismuslu kadınlar ve eşleri için yeni bir vajinismus tedavi kitabı çıktı: “Mühürlü Beden” Vajinismusa son verebilmek için resimli cinsel terapi el kitabıolan Mühürlü Beden; Türkiye’nin en ünlü cinsel terapistlerinden biri olan Dr. Cem KEÇE ve Jinekolog Dr. Yasemin YILDIZ tarafından, dostça ve yalın bir üslupla kaleme alındı. Cinsel bilgilenme ve kendi kendine yardım kitabı olanMühürlü Beden‘i kamuoyuna tanıtan ve tavsiye eden Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri,vajinismus ve evli bakirelerle ilgili çiftlerin cinsel bilinçlenmesi ve farkındalığı için yararlanabilecekleri bilgileri gözden geçirdi…

    BEDENİNİZDEKİ MÜHRÜ SÖKÜP ATACAKSINIZ!

    Vajinismus tedavilerindeki bilimsel ve farklı yaklaşımların önemine değinen CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Evli olmanıza rağmen hala bakire misiniz? Evli ve mühürlü bir bedene mi sahipsiniz? Bir kaçınma ve erteleme durumu olan vajinismusla ilgili doğru bilinen yanlışları merak mı ediyorsunuz? İlk gece ve kızlık zarına dair hurafeler veya cinsellikle ilgili uydurmalar hayatınızı mı karartıyor? Evlilik veya çift ilişkilerinizde sağlıklı ve mutlu bir şekilde seks yapabilmek ve korkmadan cinselliği arzulamak mı istiyorsunuz? Ağrı ve acı duymadan seks yapabilmek için neler mi vermezdiniz?Cinsel hayatınız kıpırtısını mı kaybetti? ‘Mühürlü Beden‘ adlı bu kitap sizin için yazıldı. Vajinismus, ilk gece, cinsellik, evlilik ve yakın ilişkiler üzerine bilimsel gerçekleri ve önerileri ele alan bu kitabı okuduktan sonra hurafelerinizden kurtulacaksınız, seksten, ilişkilerinizden ve partnerinizle olan iletişiminizden daha fazla keyif alacak ve bedeninizdeki mührü söküp atacaksınız. Çünkü evli bakire olmak artık kader değil!” dedi.

    CİNSEL BİLGİLENME VE KENDİ KENDİNE YARDIM KİTABI: “MÜHÜRLÜ BEDEN”

    Kamuoyunu bilgilendirmek için daha çok vajinismus tedavi kitabının yazılmasının önemine değinen CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan; “Vajinismusun tanısından nedenlerine, tiplerinden tedavi seçeneklerine kadar, vajinismusla ilgili merak edilen her konuda, en bilimsel ve en güncel bilgileri aktaran Mühürlü Beden,vajinismus için cinsel bilgilenme ve kendi kendine yardım kitabı olarak, cinsel hayatı ebeveynlerinin ve toplumun değer yargılarının etkisinde, hatta kontrolü altında olan gençlere ve yetişkinlere bekledikleri yardım elini uzatıyor. Vajinismusla ilgili yaygın yanlış bilgileri düzeltmeyi, ilk gece ve kızlık zarı kanaması gibi sorunları kolayca aşmak için destek olmayı, korkmadan seks yapabilmek için en yeni cinsel terapi yöntemlerini anlatmayı amaçlayanMühürlü Beden kitabını, cinsellik ve ilişkiler konusunda kendini yeterli, iyi veya normal kabul edenler de dâhil olmak üzere herkese tavsiye ediyoruz. Çünkü bu kitaptan öğreneceğiniz çok şey var. Okuyunca bu tavsiyeye hak vereceksiniz.” dedi.

  • Histerektomi ve menopoz (Rahim Alınması)

    Histerektomi ve menopoz (Rahim Alınması)

    Doğurganlık simgesi olan rahim her kadın için son derece önemli bir organ. Ancak bazı hastalıklar var ki bu durumda tek çözüm rahmin operasyonla alınması olabiliyor. İşte bu noktada her kadın şu endişeye kapılıyor: Rahmin alınması menopoza yol açar mı?

    Kas dokusundan zengin bir yapıya sahip olan rahim, hamile olunmayan dönemde armut şeklinde 8-9 santim uzunluğunda ve 60 gram ağırlığında oluyor. Hamilelik döneminde bebeği taşıyacak şekilde büyüyor ve doğum eylemi başladığında kaslarının kasılması ve rahim ağzının da gevşeyerek açılmasıyla bebeğin dünyaya gelmesi sağlanıyor. Rahim bu doğurganlık özelliğinden dolayı her kadın için son derece önem taşıyan bir organ. Ancak bazı sağlık sorunlarında rahmin histerektomi adı verilen operasyonla alınması gerekebiliyor. İşte bu noktada her kadının zihnine şu soru takılıyor: Rahmin alınması menopoza girmeme neden olur mu? Acıbadem Fulya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Hüsnü Görgen menopozun yumurtalıklarda bulunan yumurta hücrelerinin azalması ve hormon üretmemesiyle ilgili bir durum olduğunu belirterek bu soruya şöyle yanıt veriyor: Menopozu belirleyen, yumurtalıklardan salgılanan östrojen ve progesteron hormonlarıdır. Rahim yumurtalıklarda üretilen hormonlara cevap vererek gebeliğe hazırlık yapıyor. Kadın yumurtalığında olgunlaşmamış yumurta hücrelerinin bitmesi ile de adet kanamaları sona eriyor ve menopoz dönemi başlıyor. Dolayısıyla ameliyat sırasında yumurtalıkları alınmayan ve menopozu başlamamış, yani halen hormon üretimi olan yumurtalığa sahip kadınlar menopoza girmiyor. Ancak rahmin alınması sırasında yumurtalıkları da birlikte alınan kadınlarda ise menopoza girmek kaçınılmaz oluyor.

    Rahmin alınması cinsel hazzı etkiliyor mu?

    Rahmin alınması sonrası cinsel yaşamın kalitesinin her hastaya göre değiştiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Hüsnü Görgen şunları söylüyor: Histerektomi sonrası cinsel hazzı etkileyen faktörler arasında histerektomi nedeni ve ameliyat öncesi var olan ağrılı cinsel ilişki ile kasık ağrısı gibi nedenler yer alıyor. Rahim alındığında, ameliyattan önce var olan kasık ağrısı gibi cinsel ilişkiyi olumsuz etkileyen faktörler ortadan kalkıyor. Hastalarda rahim alındığı için cinsel ilişikide orgazm sırasında rahmin kontraksiyonları olmamasına rağmen, bazı hastalar cinsel ilişkiden daha fazla zevk almaya başlıyor. Bunun bir başka nedeni de kanamalarının olmaması ve gebe kalma endişesinin yaşanmaması. Ayrıca rahmin tamamının veya üst kısmının cerrahi olarak alınması ile rahim ağzının bırakılmasının cinsel açıdan bir fark yaratmadığı saptanmış.

    Rahmin alınmasına hangi sorunlarda karar veriliyor?

    Kadınlarda en sık karşılaşılan iyi huylu tümörler olan miyomlar şikayete yol açmazlarsa sadece takip etmek yeterli geliyor. Ancak bazıları büyüyerek düzensiz veya aşırı kanamalar, kansızlık, kasık ağrısı, sancılı ve bol adet görme ya da mesane gibi komşu organlarda bası şeklinde yakınmalara yol açabiliyor. Bunun sonucunda ameliyat gereksinimi doğuyor. Çocuk isteyen veya rahminin alınmasını istemeyen hastalarda sadece miyomlar çıkarılıyor ve rahim dikilerek, alınmıyor. Rahim içine doğru büyüyen ve kanama yapan miyomlar histeroskopi ile alınabiliyor. Rahim alınmasında sorun olmayan ve çocuk sahibi olmak istemeyen kadınlarda miyom için histerektomi ameliyatı yapılıyor. Hastalarda ağrı ve infertilide şikayetlerine neden olan endometriozis genellikle laaproskopik cerrahi ve ilaç tedavisi ile rahim ve yumurtalıklar alınmadan tedavi ediliyor. Ancak çocuk yapma isteği olmayan ve ağrıları fazla olan hastalarda histerektomi yapılabiliyor. Rahim sarkmasında hastanın şikayetine bağlı olarak ameliyat kararı veriliyor. Rahim ve yumurtalık kanseri ile kronik kasık ağrılarında da rahmin alınması gerekebiliyor.

    Kaç tip histerektomi ameliyatı var?

    Rahim alma ameliyatı karından (Abdominal Histerektomi), vaginal yoldan (Vaginal Histerektomi) ve Laparoskopi (Kapalı Ameliyat) ile yapılabiliyor. Ameliyatta alınan rahim kısımlarına göre şöyle adlandırılıyor:

    *** Total histerketomi: Rahmin tamamı cerrahi olarak alınıyor.

    *** Subtotal histerektomi: Rahmin üst kısmı cerrahi olarak alınıyor, serviks (rahmin boynu ve ağzı) bırakılıyor.

    *** Histerektomi ve Bilateral Salpingooferektomi: Rahim ile birlikte tuba ve yumurtalıklarda birlikte çıkarılıyor.

    Acıbadem Fulya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Hüsnü Görgen, histeroktemi ameliyatlarını şöyle anlatıyor:

    Vaginal Histerektomi: Cerrahi açıdan uygunsa histerektomi yapmak için en uygun yol, rahmin vajinal olarak alınması. Bu ameliyatta rahim vajnal olarak yapılan kesiler ile alınıyor. Karından herhangi bir ameliyat yapılmasına gerek kalmıyor. Karından kesi olmadığı için de hastanın iyileşme süreci daha rahat ve hızlı oluyor. Ayrıca hasta daha az ağrı çekiyor. Ancak her hasta vajinal histerektomi yapılmaya uygun olmayabiliyor. Rahmin sarkması, miyomlara bağlı rahmin büyüklüğü ve daha önce geçirilmiş ameliyatlara bağlı yapışıklıklar vajinal histerektomi için karar verdiriyor.

    Abdominal Histerektomi: Karın üzerine yapılan bir kesi ile karın boşluğu açılarak yapılıyor. Sezaryen ameliyatlarında yapıldığı gibi kesi alt karın bölgesinden uygulanıyor. Bazen bu ameliyat göbek altından (bazen üstüne de) aşağıya doğru dik olarak yapılan bir kesi ile uygulanıyor. Bu tür kesiler ile yapılan ameliyatlarda iyileşme süresi daha uzun oluyor.

    Laparoskopik Histerektomi: Kapalı ameliyatlar olarak adlandırılan bu ameliyatlarda, karın içerisine trokar adı verilen 5-10 milimetre çapında, ortası boş, küçük boruların yerleştirilmesi ve bu trokarlardan başta içeriyi görmek için kamera ve diğer cerrahi aletlerin girmesi ile yapılıyor. Cerrahi işlem ekrana kameradan ulaşan görüntü ile gerçekleştiriliyor. Esas amacı, karın üzerine yapılan kesinin olmaması. Böylece iyileşme süresi kısalıyor, hasta daha az ağrı duyuyor ve çalışma hayatına daha kısa sürede dönüyor. Karın içerisinde yapılan cerrahi işlem abdominal olarak yapılan histerektomi ile benzer özellik sergiliyor. Burada da rahim tamamen veya tüp ile yumurtalıklarla birlikte alınabiliyor ya da rahmin sadece üst kısmının alınıyor. Uygun kanser olguları da bu yolla ameliyat edilebiliyor. Robotik Cerrahi de laparoskopun günümüzdeki uygulanan bir yöntemi. Laparoskopideki gibi trokarlar kullanılarak karın içine ulaşılıyor. Burada ameliyatı yapan cerrah robot olarak adlandırılan konsol yardımı ile cerrahi aletleri kumanda ediyor ve operasyon laparoskopik yöntemlere benzer olarak yapılıyor.

    En çok hangi yöntem tercih ediliyor?

    Vaginal olarak yapılabilecek bir histerektomiyi vaginal olarak yapmak en iyisi. Ancak vaiinal olarak uterusun alınması uygun değilse, diğer yöntemler uygulanıyor. Cerrahın tecrübesi hangi tip ameliyat yönteminde fazla ise o yöntemi benimsiyebiliyor. Eğer şartlar uygunsa, laparoskopik cerrahi tercih ediliyor. Laparoskopinin esas amacı karın üzerine yapılan kesinin olmaması. Bu sayede iyileşme süresi kısalıyor, daha az ağrı duyuluyor ve çalışma hayatına daha kısa sürede dönülüyor. Uygun kanser olguları da bu yolla ameliyat edilebiliyor. Robotik cerrahi de laparoskopun günümüzdeki uygulanan gelişmiş bir yöntemi olarak artık sıkça tercih ediliyor. Bu yöntemde laparoskopideki gibi trokarlar kullanılarak karın içine ulaşılıyor. Ameliyatı yapan cerrah robot olarak adlandırılan konsol yardımıyla cerrahi aletleri kumanda ediyor ve operasyon laparoskopik yöntemlere benzer olarak yapılıyor. Sonuç olarak hastanın şartları ve cerrahın tecrübesi ile her hasta tam olarak değerlendirildikten sonra yöntem konusunda karar veriliyor.

  • Yatakta Herkes Kendi Tatmininden Sorumludur !

    Yatakta Herkes Kendi Tatmininden Sorumludur !

    CİSED: “HERKES KENDİ CİNSEL TATMİNİNDEN SORUMLUDUR!”

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “KİMSE KİMSEYİ YATAKTA TATMİN ETMEK ZORUNDA DEĞİL!”

    Beslenmek, su içmek ve nefes almak yaşamın, seks yapmak ise ilişkinin bir gerekliliğidir. Seks, görev veya mecburiyet değildir. Bu nedenle, zoraki yapılmamalı, istekle ve bazen kendiliğinden olmalıdır. Uzun süreli ilişkilerde cinsel tutkuyu sürdürmenin şifresi, duygusal açıdan karşıdaki insanla bütünleşirken kendin olarak kalabilme yeteneğidir. Bunun için kişinin kendini bir şey yapmaya mecbur hissetmemesi ve performansıyla ilgili endişe duymaması gerekir. “Çift birbirini tatmin etmek zorunda mı?”, “Cinsel hayatın monotonlaşması kader mi?”, “Çiftin başaramama korkusundan kurtulmasının bir yolu var mı?” veya “Pasif kalma modeli ile sorumluluk alma modelinin farkı nedir?” Bu sorulara yanıt Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistlerinden geldi…İşte, aldatmayı önleyecek, yetersizlik ve tatmin edememe korkusuyla monotonlaşan ve tutkusunu kaybeden çiftin, aşk ve seks hayatını yeniden hareketlendirecek ve ilişkilerindeki tutkuyu canlandıracak altın değerinde tavsiyeler…

    KİMSE KİMSEYİ YATAKTA TATMİN ETMEK ZORUNDA DEĞİL!

    “Başaramama korkusu” adı verilen performans anksiyetesinin önemine değinen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Çiftin ilişkisinde kıvılcım ve cinsel tutkunun yok olmasının en önemli nedenlerinden biri başaramama, tatmin edememe, yetersiz kalma gibi düşünce ve duygulara yol açabilen performans anksiyetesidir. Birbirini tatmin etmeye çalışan veya yeterince tatmin edemediğini düşünen çift zamanla ilişkisinin sıkıcı olduğunu düşünmeye, cinsellikten soğumaya ve zamanla erken boşalma, iktidarsızlık, cinsel isteksizlik, orgazm olamama, uyarılma bozuklukları gibi cinsel işlev bozuklukları yaşamaya başlayabilir. Bunları yaşamamanın tek yolu, cinselliği görev ve baskı aracı olarak görmemektir. Çünkü cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır. Bu nedenle, kimse kimseyi yatakta tatmin etmek zorunda değildir. Herkes kendi cinsel tatmininden sorumludur. Buna sorumluluk alma modeli denir, bunun zıttı pasif kalma modelidir. Herkesin cinsel istek, uyarılma ve tatmin olma konusunda kendisine yardımcı olan kendisine özgü birşartlar zinciri vardır. Herkesin şartlarını talep etme ve isteme hakkı vardır; ancak çoğu kişi kendisini, partnerinin cinsel olarak uyarması gerektiğine ve tatmin olmasının partnerinin elinde olduğuna ve istediği şekilde uyarılmazsa veya tatmin olmazsa hem kendinin hem de partnerinin eksik olduğuna inanır. Cinsel terapistler olarak, kişiyi cinsel olarak harekete geçiren kuvvetin bilinçli veya değil, kendisi olduğunu vurguluyoruz. Böylece, kişi istek ve arzularını ifade etmek ile bunları bastırmak arasında bir seçimde bir tercihte bulunabilir, kendine odaklanıp ortaya koyduğu cinsellikten zevk alabilir ve ayrıca partnerinin ve kendinin bilincine varabilir. Diğer bir değişle, kişinin içinde cinsel istek uyandırmak partnerinin değil, onun kendi görevidir. Kişi partnerinin hissetmek istediği cinsel arzuyu hissedebilmesi için ancak ona destek olabilir. Bunu ise, ruhunu ve bedenini bir armağan olarak sunarak ve onun isteklerini gerçekleştirmeyi seçerek yapabilir. İç çamaşırlar, mumlar ve hoş sözler güzeldir; ancak ilk aşama bunlar olmamalıdır. Öncelik, kişinin kendisidir. Bunlar ise daha sonra gelir. Bu bakış açısı, cinsel isteğin sorumluluğunu olması gerektiği yere, yani kişinin kendi omuzlarına yükler ve kontrolünün partnerinin elinde olmadığını anlamasına yardımcı olur. Çünkü kontrolü kaybetme duygusu bilinçdışı düzeyde çok korkutucudur. Pasif kalma modeli, kişinin partnerini veya ilişkisini suçlamasına neden olur. Sorumluluk alma modeli ise kişinin ilişkisinden zevk almasın, var olan sorunların üstesinden gelmesini sağlar ve çiftin birbirini aldatmasını engeller” dedi .

    KADININ ZAMANI GELDİĞİNDE KENDİNİ KASMASI GEREKİYOR…

    Sorumluluk alma modeli nin önemine değinen CİSED Başkanı Dr. Cebrail Kısa; “Erkek, kadınla sevişirken ruhunu ve bedenini koşulsuz bir armağan olarak ona sunar. Kadın, bu armağanı kabul eder. Bundan sonrası kadının işidir. Kadın reddedilmeyi ve başarısız olmayı göze alarak erkekten, kendini cinsel açıdan uyaracak davranışlarda bulunmasını ister. Kadının talep etme, erkeğinde reddetme hakkı vardır. Erkek kadının taleplerini gerçekleştirmek isterse yapar ama bunu yapmak zorunda da değildir. Kadın, orgazm olmayı kolaylaştırmak için erkeğin bedenini kullanmasından, klitorisini sürtmesinden, fantezi kurmasından ya da kendini kasmasından yine kendi sorumludur. Dolayısıyla, cinsel tatmininden de yine kendi sorumlu olur. Erkek kadını boşaltmak, orgazma ulaştırmak veya tatmin etmek zorunda değildir. Kadının boşalması için sadece penise ihtiyaç yoktur. Bu değişik şekillerde başarılabilir. Sorumluluk alma modeli, kadına sorumluluk yüklerken erkeği özgürleştirir ve böylece çift olarak tatminkâr bir cinsellik yaşanmış olur” dedi.

    ERKEĞİN AŞK KASLARINI GEVŞEK TUTMASI GEREKİYOR…

    Pasif kalma modeli nin cinsel işlev bozukluklarına yol açabildiğine değinen CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Kadın, erkeğe sevişirken ruhunu ve bedenini koşulsuz bir armağan olarak sunar ve erkek de bunu kabul eder. Bundan sonrası erkeğin işidir. Erkek reddedilmeyi ve başarısız olmayı göze alarak kadından kendini uyaracak şeyleri ister. Erkeğin talep etme, kadının da reddetme hakkı vardır ve kadın bunları yapmak isterse yapar ama zorunlu değildir. Erkek kadının bedenini kullanarak, penisini sürterek veya vajinaya sokarak, zamanı gelince daha çok haz alabilmek adına boşalması denetleyerek, aşk kaslarını boşalana kadar gevşek tutarak, kendi boşalmasından, orgazmından ve cinsel tatmininden kendi sorumlu olur. Kadın, erkeği boşaltmak, orgazma ulaştırmak veya tatmin etmek zorunda değildir. Erkeğin boşalması için sadece vajinaya ihtiyacı yoktur. Bu değişik şekillerde de başarılabilir. Sorumluluk alma modeli, erkeğe sorumluluk yüklerken kadını özgürleştirir ve böylece çift olarak tatminkâr bir cinsellik yaşanmış olur” dedi.

  • İçeride neler oluyor ?

    İçeride neler oluyor ?

    Cinsel sorunların çözümünde terapi kelimesi her zaman geçer. Peki birçok sorunda olduğu gibi cinsel sorunlarda da etkili olan terapiler sırasında kapalı kapılar ardında neler konuşulduğunu merak ediyor musunuz? Cevabı, yazımızda gizli…

    Cinsel sorunların tedavisinde sıklıkla duyduğumuz cinsel terapi kelimesi kulağa aşina gelse de içeriğinde neler olduğunu birçoğumuz merak ediyor. Cinsel terapi kiminle, nasıl yapılıyor, cinsel sorunların tedavi edilmesi için verilen ödevler arasında neler bulunuyor gibi soruların cevabını siz de merak ediyorsanız cinsel terapist Doç. Dr. Ercan Özmen’in anlattıklarını dikkatle okumanızı tavsiye ediyoruz.

    CİNSEL TERAPİ KİMLERE UYGULANIYOR?
    Doç. Dr. Ercan Özmen cinsel terapinin cinsel sorunları tedavi etmeye yönelik olduğunu ve ilaç yerine davranış terapilerinin etkili olduğu bir yöntemin esas alındığını belirtiyor. Cinsel terapilerin en iyi yanı, kısa süre içinde etkili sonuçlar alınabilmesi. Terapi yapılmasının nedeni ise cinsel sorunların aslında tek kişinin sorunu olmaması ve karşı tarafın cinsel yaşamını da etkilemesi olarak açıklanıyor. Cinsel sorunlar erkeğin ya da kadının sorunu olarak görülmüyor. Doç. Dr. Ercan Özmen, “Hastalar bireysel olarak gelseler de düzenli bir partnerleri varsa onlarla da görüşülmesi gerekiyor. Çünkü cinsel sorunların büyük bir çoğunluğunun altında psikolojik kökenli nedenler olabiliyor. Yanlış öğrenilmiş birtakım düşünceler ve hatalı beklentiler de cinsel yaşamı olumsuz yönde etkiliyor. Terapide öncelikli olarak yanlış bilgiler düzeltiliyor. Doğru bilgiler veriliyor. Bu bilgilerin içinde karşı cins ile iletişimin nasıl kurulacağı ya da anatomik, fizyolojik ve davranışsal bilgiler de oluyor” diyor.

    İletişim cinsellikte de önemli
    Çiftler arasındaki iletişim sorunu cinsel hayatı da olumsuz yönde etkileyebiliyor. Terapilerin en önemli yanı ise çiftlere iletişim sorunlarını aşmaları için destek olmak oluyor. Çünkü cinsel sorun yaşayan kişi bir süre sonra cinselliği haz veren bir birleşme değil zorunluluk olarak görmeye başlıyor. Cinsel isteksizlik, erken boşalma ve vajinismus gibi çok sık görülen sorunlar için cinsel terapiler oldukça etkili. Bu terapilerde verilen ev ödevleri ise çiftlerin cinsel hayatlarını canlandırmaya yönelik oluyor.

    VAJİNİSMUS
    Vajinismus; vajinadaki istemsiz kasılmalar anlamına geliyor ve dolayısıyla cinsel birleşmeyi engelleyen bir durum olarak ortaya çıkıyor. Vajinismus daha çok katı bir ailede yetişen, yanlış bilgilerle büyüyen (cinsel birleşmenin acı vereceği gibi) kişilerde görülüyor. Bilinçaltındaki bu kaygılar da cinsel birleşme sırasında istemsiz kasılmalara yol açıyor. Bu tür sorun yaşayan hastalara verilen ödevler için Doç. Dr. Ercan Özmen şöyle diyor: “Öncelikle bu düşüncelerin yanlış olduğunu göstermek için örnekler veriyoruz: Vajinanın ne kadar esnek olduğunu balona benzeterek anlatma gibi… Aynı zamanda vajinanın içine girecek şeylerin endişeye yol açmaması gerektiği de öğretiliyor. Bunun için ise verilen egzersizler arasında kendi parmağını vajinaya sokma gibi ödevler bulunuyor. Bu durumun kötü bir şey olmadığıyla kişinin yüzleşmesi gerekiyor. Vajinismus sorunu için yapılan tedavilerden iki ay yani dört görüşmeden sonra sonuç alınabiliyor” diyor. Bu ödevlerle sadece vajinismus çözülmüyor aynı zamanda korktuğu için yıllarca cinsel birleşmeden uzak kalan kadının zevk alması için sevişme ödevleri, masaj ödevleri de veriliyor.

    CİNSEL İSTEKSİZLİK
    İstek sorunu genellikle zevk alamamanın bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bu sorunun altında ise genelde uyarılma ve orgazmla ilgili sebepler oluyor. Doç. Dr. Ercan Özmen, “Cinsel isteksizlik sorununun altında depresyon gibi başka nedenler yoksa kişiye yine anatomik bilgiler, resimler gösterilerek kendi kendini uyarma ödevleri veriliyor. Çiftlerin bu ödevleri önce tek başlarına, sonra da partnerleriyle yapmaları öneriliyor. Çiftler zevk almaya başladıkları andan itibaren istekleri de geri geliyor. Önce haz almak öğretiliyor, istek ise hazzın peşinden geliyor” diyor.

    ÖNCE DOKUNMA ÖĞRENİLMELİ
    Cinsel terapilerde önemli olan cinsel ilişkiyi kısıtlayıcı düşünceleri ortadan kaldırmak oluyor. Cinsel birleşme olmadan da insanlar haz alabiliyorlar. Burada dokunma ve sevişme devreye giriyor. El teması özellikle kadınlar için çok önemli. Terapilerde dokunmanın öğrenilmesi için masaj ödevleri de veriliyor.

    Erken boşalma
    Erken boşalma sorunu için yapılan terapilerde erkeğin boşalmayı kontrol etmesi öğretiliyor. Boşalmayı engellemek için birçok egzersiz yaptırılıyor. Doç. Dr. Ercan Özmen, uyarılmayı kontrol edebilmek mastürbasyonun önemli bir egzersiz olduğunu belirtiyor.

    Partner olmaması
    Cinsel terapilerde görülen en büyük sorunlardan biri de kişinin partnerinin olmaması. Cinsel sorunu yüzünden ilişkiden kaçınan kişinin sorunlarının düzeltilmesi daha zor olabiliyor. Partner olmayınca aslında terapi de olmuyor. Bu durumda sadece bireysel yapılabilecek egzersizler veriliyor.

    Pornografi bağımlılığı
    Pornografi bağımlılığı da cinsel terapi ile tedavi edilebiliyor. Pornografi bağımlısı olan bir kişi aslında alkol bağımlısı gibi tüm gününü bu uğraşla geçiriyor ve sosyal, mesleki hayatı bu sorun nedeniyle sekteye uğruyor. Pornografi bağımlılığının temel sebeplerinden bir tanesi pornografinin uyarıcı olması oluyor. Pornografi bağımlılığı dürtü bağımlılığı olarak da düşünülebilir. Terapide pornografi bağımlısı olan kişinin en çok uyarıldığı öğeler belirlenerek partneriyle bu öğeler paylaşılıyor. Rol-play denilen bazı fanteziler gerçek hayata uygulanabiliyor.

    BU NOKTALARA DİKKAT
    Doç. Dr. Özmen, vücutta erojen bölgeler bulunduğunu söylüyor ve “Kadınlarda göğüsler, bacak, boyun, omuz gibi bölgeler erkeklerde ise genital bölgeler olabilir” diyor. Fakat her bireyin farklı erojen bölgeleri olabiliyor. Bunların öğrenilmesi, araştırılması ise terapi sürecinin bir parçası. Sadece o bölgelerin bulunması değil, ne tür dokunuşlarla uyarıldığı da önemli. Bazıları okşayarak bazıları bastırarak, masaj tarzında uyarılmaya yatkın olabiliyor. Çiftlere terapilerde önce vücutlarına sonra birbirlerine dokunmaları öğretiliyor. Özellikle erkekler için görsellik ön planda oluyor. Uyarıcı ve görsel unsurların belirlenmesi de gerekiyor. Tütsü, parfüm gibi bazı kokular da uyarıcı olabiliyor. Bunların da konuşulması cinsel hayatı etkiliyor. Fanteziler uyarıcı olduğu için etkili bir şekilde kullanılması gerekiyor. Bazen de çiftlere cinselliği öğrenmeleri için kitap tavsiye edilebiliyor” diyor.

    formsante

  • Unutmayın Çocuklarımızın da Hakları Var!

    Unutmayın Çocuklarımızın da Hakları Var!

    Kanunen ve ahlaki olarak dünyadaki tüm çocukların doğuştan sahip oldukları barınma ve eğitim hakkı, fiziksel, psikolojik ve cinsel sömürüye karşı korunma hakları vardır. Bunların hepsini tanımlamak için kullanılan ve her yıl 20 Kasım’da Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanan günde Cinsel Sağlık Enstitü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, “çocuk yaşta yaptırılan evliliklere” dikkat çekti…

    İNTİHAR EDİYORLAR!

    Erken yaşta yaptırılan evliliklerin ülkemizin en önemli toplumsal sorunlarından biri olduğuna değinen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Ülkemizde bazen dedesi yaşındaki adamlara para için satılan, bazen ikinci ya da üçüncü eş olarak alınan, bazen de yaşça olgun adamların fiziksel ve cinsel şiddetine maruz kalan ve daha kendisi çocukken çocuk sahibi olan gelinler var… Anlaşıldığı üzere kız çocuklarını ekonomik yük olarak gören ve bu zihniyete sahip olan aileler, bu durumu ayrıca kendi geçim sıkıntılarına karşı bir çözüm yolu olarak da görebiliyor. Erken yaşta evlendirilen kız çocuklarının yaşamsal birçok hakkının elinden alınmasıyla birlikte, küçük yaşta yaşamak zorunda kaldıkları cinsellik nedeniyle, daha henüz cinsel yaşamın ne demek olduğunu bile bilmeden cinsellikten soğuyorlar, cinselliği bir görev olarak görüyorlar ve cinsel işlev bozuklukları yaşıyorlar. Hatta yaşadıkları büyük travmayı atlatamayan pek çok kız çocuğu intihar ediyor.” dedi.

    HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR!

    Zihinlere yerleşmiş köklü gelenek kodlarının değiştirilebilmesi için erken evliliklerin yapıldığı bölgelerde çok yönlü reformlar gerçekleştirilmesi gerektiğini savunan CİSED Genel Başkanı Dr. Cebrail Kısa; “Gelenek diye kabul ettirilmeye çalışılan ve nesillerce devam ettirilen erken yaştaki kız çocuklarına yaptırılan evlilikler ülkemizde çok büyük hasara sebep olmakta, ülkenin ve toplum gelişememesine neden olmaktadır. CİSED olarak Çocuk Hakları Bildirisi’ndeki hakların hayata geçirilmesi için başta Milli Eğitim Bakanlığı ve değerli medyamız olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlara görevler düştüğüne inanıyoruz.” dedi.

  • Sönen Ateşinizi Yeniden Alevlendirmek Mümkün

    Sönen Ateşinizi Yeniden Alevlendirmek Mümkün

    CİSED: “KÜLLENEN SEKS HAYATINIZI YENİDEN ALEVLENDİRMEK MÜMKÜN!”

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR: CEM KEÇE: “SEKS EVLİLİĞİN BİR GEREĞİ HAYATIN BİR GERÇEKLİĞİDİR!”

    İlişkinin ilk zamanları, her zaman daha tutkulu, eğlenceli ve heyecanlıdır. İki insan çift olmaya karar verdiğinde, aşkın ve cinsel heyecanın baş döndürücü olduğu günlerin sonsuza dek süreceği beklentisiyle dolup taşar. Ancak zamanla pembe gözlükler çıkartılır, çift birbirine alışır, ilişkilerinde belli bir rahatlığa kavuşur ve hayatları hareketsiz bir rutine oturabilir. Ve bir gün monoton ve rutin bir şekilde paylaşılan yaşamın sorumlulukları katlanılamaz bir hal alabilir. Partnerlerden biri ya da her ikisi de ilişkilerindeki kıvılcımın ve tutkunun yok olduğunu ve ilişkilerinin sıkıcı olduğunu düşünmeye başlayabilir. Çünkü uzun süreli ilişkilerde cinsellik zamanla monotonlaşabiliyor ve çiftin birbirlerine karşı olan tutkuları azalabiliyor. Cinsel hayatın monotonlaşması kader mi?“, “Çiftlerin cinsel tutkusunu yeniden arttırmanın bir yolu yok mu?” Bu sorulara yanıt Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistlerinden geldi… İşte monotonlaşan ve tutkusunu kaybeden çiftlerin aşk ve seks hayatlarını hareketlendirmek ve ilişkilerindeki tutkuyu yeniden canlandırmak için bazı tavsiyeler…

    TUTKUYU YENİDEN ORTAYA ÇIKARMANIN ŞİFRESİ!

    Beslenmek, su içmek ve nefes almanın yaşamın bir gerekliliği, seks yapmanın ise evliliğin bir gerekliliği olduğunu ifade eden CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Bunlar görev veya bir mecburiyet değildir, zoraki yapılmamalıdır, istekle ve bazen kendiliğinden olmalıdır. Seks evliliğin bir gereği, hayatın bir gerçekliğidir. Sabır, sadakat, koşulsuz sevmek, samimiyet, tutku ve saygı olursa mutlu bir birliktelik ve sağlıklı bir seks hayatı olur. Uzun süreli ilişkilerde cinsel tutkuyu sürdürmenin şifresi, duygusal açıdan karşıdaki insanla bütünleşirken kendin olarak kalabilme yeteneğidir. Bu tür bir kendini geliştirmenin dört ana bileşeni oluyor, bunlar; “açık iletişim kurma, partnere dokunma, suçlamak yerine sorumluluk alma ve endişelerin üzerine gitme şeklinde sıralanabiliyor.” dedi.

     

    AÇIK İLETİŞİM KURMAK ŞART!

    Açık iletişim kurmanın kendini özgürce ifade edebilmek anlamına geldiğini söyleyen CİSED Genel Başkanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Yani kişinin ne istediğini doğrudan söyleyerek kendini ortaya koyması, sorulara dürüstçe yanıtlar vermesi, cinsel açıdan aynı yoğunlukta olmasa bile bunu partnerinden saklamaması ve onu engellemesi demektir.Flört etmek, konuşmak, rolleri netleştirmek, aradakileri çıkartmakortak zevklerin peşinden koşmak ve yatak odasını kutsamak açık bir iletişimle mümkündür. Kişi böylece kimlik sınırlarını netleştirir ve kendi seçtiği şekilde davranabilir. Çünkü kendin olma duygusunu kaybetme ve kendini başkalarının tepkilerine göre ifade etme eğilimiduygusal kaynaşma olarak adlandırılır. Duygusal kaynaşma nedeniyle kimlik sınırları belirsizleşir ve karşıdan gelen basınca veya anlaşmazlığa karşı direnç azalır. Karşıdakinin duyguları, düşünceleri, ihtiyaçları ve endişeleri tarafından istila edilmek; kendi seçmediği şekilde davranmak, karşıdakine odaklanmak, kendini ifade etmekten kaçınmak ve zorunlu bir uzlaşma aramak anlamına gelir. Duygusal açıdan kaynaşmış bir çift içsel deneyimlerini tek bir gerçeklik halinde birleştirmek ister. Sonuçta her birinin hissettiği mutluluk düzeyi, kaçınılmaz şekilde karşısındakinin deneyim ve isteklerine bağlı olur. Bu bağımlılık durumu cinsel tutkuyu azaltır. Bu nedenlebağımlılığın olduğu duygusal kaynaşma yerine gönülden bağlılığın olduğu ayrışma gerekirAyrışma; kaynaşmanın zıttıdır ve duygusal açıdan karşıdakiyle bütünleşmişken kimliğini özgürce ifade etmeyi sürdürebilme yeteneğidir. Ayrışma düzeyi arttıkça benlik duygusu esnekleşir. Benlik duygusu kaybedilmediğinde, ilişkide ortaya çıkan doğal streslerle baş etme kapasitesi ve kişinin kendi davranışını seçme gücü artar. Ayrışma kişiyi başkalarından farklı kılan ve özgün kimliğini ortaya çıkaran düşünceler, duygular, değerler, duyarlılıklar, güçler, arzular, fanteziler ve erotizmin ifadesidir. İyi düzeyde ayrışan bir kişi çok sayıda, farklı ve eşit ağırlıkta gerçekliklere hoşgörüyle bakabilir, başkalarıyla birlikteyken kendisi olabilir ve başkalarının da kendisi gibi olmasını kabul edebilir.” dedi.

    PARTNERE DOKUNMAK GEREKİYOR…

    Yakın olma nın kendin olmayı kaybetme endişesini doğurduğunu, uzaklaşmanın ise karşıdakini kaybetme endişesi duyulmasına yol açtığını ifade eden CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Eğer kişi kendi olma konusunda bir sorun yaşıyorsa, onun için ayrılmak zorlaşır ve karşıdaki insana cinsel, duygusal ya da entelektüel açıdan giriş izni vermeye karşı doğal bir direnç geliştirebilir. Ayrışmamış insanlar cinsel ilişkilerindeki baskılarla baş etmek için ya ısrarlı taleplerde bulunurlar ya acı çekerler ya da seks istemekten kaçınırlar. Bu nedenle, boyun eğme yani kendini görünmez kılmaya çalışma, baskı kurma yani karşıdakini görünmez kılmaya çalışma ve mesafe koyma yani karşındakiyle olan ilişkiyi görünmez kılmaya çalışma şeklinde çeşitli savunmalar devreye sokarlar. Bu savunmaların alternatifi kişinin kendinin ve partnerinin görünür olmasına izin vermesidir. Kişi yanlış anlaşılma, hayal kırıklığı, kabullenmeme, çatışma, reddedilme ya da kaybetme gibi yoğun duygulara eşlik eden risklerle baş edebilecek kadar katı olduğunda görünür olmak mümkündür. Aramaya, sevmeye ya da tutkuları riske atmaya devam edebilmek için kişinin kendisini ve kendisi için önemli olan kişiyi bir parça endişe içinde tutması gerekir. Bunun tek yoluher şeyi göze alarak partnere dokunmak ve onun dokunuşlarına izin vermektir. Beraber banyo yapmak, beraber yatıp beraber kalkmak, öpüşmek, ellemek, sarılmak, kucağına yatırıp saçlarını okşamak, el ele dolaşmak, erotik mesaj yapmak gibi dokunma eylemleri, hem huzur ve şifa verir hem de çiftin kendisini güvende hissetmesine yol açar.” dedi.

    SUÇLAMAK YERİNE SORUMLULUK ALMAK VE SEÇİM YAPABİLMEK GEREKİYOR…

    Tepkisel olmanın çiftin ilişkisini yıprattığına dikkat çeken CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan; “Kaynaşmanın doğal sonucu tepkiselliktir yani duygular herhangi bir düşünsel işleme tabi tutulmadan tepkisel olarak dışa vurulur. Bu yaklaşımın tersi tepkisel bir şekilde suçlamak yerine sorumluluk almaktır. Yani kişinin kendini gözlemleyebilme, uygulamak zorunda hissetmeden duygularını yaşayabilme ve risk ya da endişe içeren seçimler yapabilmesidir. Aklın yansıtıcılığı ve seçim yapma duygusu ifade edilen davranışın doğasından çok ayrışmanın kritik belirtileridir. Bu nedenle kişi kendini ortaya koyma ve ne istediğini ya da neden korktuğunu söyleme hususunda cesaretli olmalı, tepki göstermeden düşünmeye dayalı seçimlerde bulunmalıdır. Bu durum kişinin kendi üzerinde kontrol sağlama duygusunu güçlendirir. Başarısızlıkla karşılaşma riskini almaya karar verildiğinde, kişi kendini çok daha güçlü ve başarılı bulabilir.” dedi.

    ENDİŞELERİN ÜZERİNE GİTMEK GEREKİYOR…

    Endişe nin bedensel belirtilerin eşlik ettiği normal dışı bir tedirginlik ve korku hali olduğunu ifade edenCİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Gülüm Bacanak; “Endişeyi anksiyetekaygı, sıkıntı veya bunaltı olarak da adlandırabiliriz. Endişe yaşayan kişi bu durumu kötü bir şey olacakmış hissihoş olmayan bir kaygı hali ya danedensiz bir korku şeklinde ifade edebilir. Genellikle birbirlerinin yerine kullanılsalar da, endişe ve korku farklıdır. Korku nesnel bir tehlike karşısında, kendini korumak için ortaya çıkan bir duygudur. Endişe isebilinçdışı ve tanınmayan tehlikeye karşı hissedilen bir duygudur. Endişe, normalde her insanda görülen, bir çeşit hayata uyum sağlama yeteneğidir. Kişi isteklerini dile getirdiği takdirde eleştirileceği, reddedileceği veya terk edileceğine ilişkin endişe yaşayabilir ve bu endişeler nedeniyle ne istediğini bilemez bir duruma gelebilir. Zamanla kişi endişelerinden ve bunun meydana getirdiği gerginliklerden kurtulmak için partnerini suçlar ve davranışlarını ona acı verecek şekilde değiştirir. Oysa endişeden kaçınmak işe yaramaz daha çok endişeye neden olur. Bu nedenle kişi ilişkisindeki tutkuyu arttırmak ve gelişebilmek için endişelerinin üzerine gitmelidir. Yani kişi mahrem cinsel deneyimlerin yarattığı endişeleri durdurmak ya da onlardan uzaklaşmak yerine, endişelerinin üzerine gitmelidir. Kendini açığa vurma endişesi ile baş edebilmek esneklik sağlar, erotizmi ve cinsel tutkuyu ortaya çıkartır. Çünkü endişelerin üzerine gitmek, cinsel sınırları genişletmek ve engelleri aşmak cinsel heyecan ve tutkuyu oluşturur.” dedi.

  • Cinsel hayatı geliştirmenin sırları

    Cinsel hayatı geliştirmenin sırları

    Dr. Sari Locker, seksi olmanın yollarını ve bunları geliştirmenin sırlarını anlatıyor.

    Muhteşem bir cinselliğe ulaşmanın en kısa yolu, muhteşem seks isteyen bir partnere sahip olmaktır. Dr. Sari Locker, Türkiye’de ‘O Kitaplar’dan çıkan ‘Muhteşem Seks’ adlı kitabında, şöyle diyor: “Bekarsanız, araştırmaya bir partner bularak ve sizin için neyin iyi olduğunu dikkate alarak başlayın. Eğer bir ilişkiniz varsa, partnerinizle sahip olmayı istediğiniz seks hayatını yaratabilirsiniz.

    Mahmure’deki habere göre, uzun süreli bir seks partneri bulmak her zaman kolay değildir. Bazen, ilk başta sizi çeken, harika bir seks partneri olabileceğini düşündüğünüz kişinin aslında bir fiyasko olduğu ortaya çıkabilir.

    Seksi sizin için nelerin zevkli hale getirdiğini öğrenmek ve bir partneri, sizin için nelerin iyi kıldığını bilmek biraz zaman ve çaba gerektirir.

    Uyumlu bir cinsel partnerle birlikte olmak, daha ciddi bir ilişkinin ve muhteşem seksin yolunu açabilir.”

    ‘İdeal sevgili’ bulmak

    Dr. Sari Locker, bekar insanlardan duyduğu en büyük şikayeti aktarırken, “Hepsi kendileri için doğru olan birisini bulamamaktan yakınıyor. Bir partner bulmak kolay değildir.

    Tek tesellinin çikolata olduğu, kederli, yalnız gecelerden herkes kendi payına düşeni alır. Ama umudunuzu kaybetmeyin. Dışarıda bir yerlerde sizin için (yeterince) doğru birileri var.

    Yalnızca bakmaya devam edin. Uyumlu partner arayışınızda, zamana ve çaba sarf etmeye ihtiyacınız var. Mümkün olduğunca çok insanla tanışarak işe başlayın” diyor.

    Nasıl tanışabilirsiniz?

    – Lise ya da üniversitede

    – İş yerinde

    – Arkadaşlar ya da aile aracılığıyla

    – Bir kulüpte, spor faaliyetinde ya da etkinlikte

    – İnternet, kişisel ilan ya da çöpçatan servisi aracılığıyla

    – Bir barda ya da partide

    – Tesadüf eseri

    8 konuya dikkat edin

    Zeka: Birbiriniz için yeterince zeki olmanız gerekir.

    Duygu: Hakkında aynı değerlere sahip olmanız gerekir.

    İş: Benzer iş ahlakına sahip olmalısınız.

    Aile: Birbirinizin ailesini kabul etmeli ve gelecekte nasıl bir aileye sahip olmak istediğiniz konusunda benzer fikirlere sahip olmak ilişkinin önünü açabilir.

    Yaşam: Ne kadar ve nasıl sosyalleşmek istediğiniz konusunda benzer görüşlere sahip olmanız gerekir.

    Para: Bu konuda aynı değerleri paylaşmalısınız.

    Seks: Cinsel olarak aynı şeyleri sevmeli ve birbirinizle seks yapmaktan hoşlanmalısınız.

  • Disparöni nedir ? Disparöni ve vajinismus arasındaki bağlantı nedir ?

    Disparöni nedir ? Disparöni ve vajinismus arasındaki bağlantı nedir ?

    Genel seks acısı olan disparöni, vajinanın istemsiz sıkılığından kaynaklanan seks acısı ve giriş sorunu olan vajinismusu tetikleyebilir.

    Disparöni
    Disparöni basitçe ‘acılı cinsel birleşme’ anlamına gelen tıbbi bir terimdir. Her türlü cinsel acıyı tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir. Giriş sırasında, cinsel birleşme sırasında ve/veya cinsel birleşme sonrasında cinsel acı hissedilebilir. Klitoris, labia ya da vajina vb. gibi kadının cinsel organının herhangi bir yerinde acı hissedilebilir. Hissedilen acı, keskin, batan, yanan, vuran, kramplar şeklinde ya da başka şekillerde tanımlanabilir.

    Disparöni ve vajinismus arasındaki bağlantı
    Cinsel acının (disparöni) birçok nedeni vardır ve vajinismus da bunlardan biridir. Vajinismus özel olarak, vajinanın pubococcygeus (PC) kaslarından ötürü istemsiz sıkılığı olarak nitelendirilir. Cinsel birleşme çabalarında, vajinal sıkılık cinsel rahatsızlığa, yanma, sıkılık, acı ya da giriş yapamamak gibi rahatsızlıklara neden olabilir.

    Vajinismus disparöninin bütün diğer formlarıyla da yakından bağlantılıdır çünkü herhangi bir genel seks acısı vajinismusu tetikleyebilir. Bu durumlarda vajinismus özgün acı sorununa ek olarak komplikasyon yaratan bir rahatsızlık ve acı durumu haline gelir ve özgün sorun çözümlense ya da kontrol altına alınsa da tipik olarak devam eder. Hatta bir kadın, özgün sorunun hâlâ çözülmediğine inanarak vajinismusun devam eden sorununu özgün acı sorunuyla karıştırabilir.

    “Vajinismus devam eden ve hiçbir fiziksel nedeni yok gibi gözüken her türlü cinsel acının var olduğu durumda buna katkıda bulunması mümkün olan sorun ya da belki de bunun ana nedeni olarak düşünülmelidir.”

    Vajinismustan ötürü örtüşen komplikasyonlar olduğunda cinsel acıyı teşhis ve tedavi etmek epey zor olabilir. Bu durum hem doktorları, hem de hastaları sıkıntıya düşürebilir. Örneğin, geçici bir enfeksiyonun (bir disparöni biçimi) vajinismusu tetiklediği bir kadını düşünelim. Belki de kadın doktora gittiğinde enfeksiyon yok olmuştu ama vajinismus devam ediyordu. Hasta artık özgün enfeksiyondan değil, vajinismustan ötürü acı duymaya devam ettiğinden, doktor acının nedenini keşfetmeye çalıştığında, görünürde hiçbir fiziksel neden olmayabilir. Ayrıca aslında farklı zamanlarda iki tane acıya neden olan sorun olduğundan kadının acıyı tanımlaması kafa karıştırıcı gözükebilir.

    Aynı zamanda iki değişik cinsel acı var olduğunda ve ikincisi de vajinismus olduğunda, uzmanların çoğu özgün tıbbi sorunun çözülmesini ve ondan sonra da vajinismusu tedavi etmek için gerekli adımların atılmasını önerir.

    Dikkat: Aslında durum hiçbir invasif prosedür olmadan çözümlenecek basit bir vajinismus durumu olduğu halde, doktorlar ve hastaları ameliyatlar ve tıbbi prosedürlerin gerekli olduğunu düşünmüşlerdir. Özellikle de, invasif ameliyat bir tedavi seçeneği olarak sunulduğunda hastaların kadınların cinsel acı rahatsızlıklarını tedavi etmekte deneyimli doktorlardan ikinci bir görüş almaları gerekir. Vajinismus tedavisi normalde ameliyat içermez.

    Acı veren seksin olası nedenleri (disparöni)
    Seksin acı vermesinin birçok nedeni vardır:

    – Vulvodini/Vestubulodini (Vulvar Vestibulitis ya da Vestibulitis)
    – Pelvik Enflamasyon Hastalığı (PID)
    – Jenital ya da Pelvik Tümörler
    – Yumurtalık Kistleri
    – İdrar yolu iltihabı
    – İdrar Yolu Enfeksiyonu
    – İnterstisyel Sistit
    – Vajinal Atrofi (atrofik vaginit)
    – Vajinal Kuruluk
    – Yetersiz vajinal kayganlaştırıcı
    – Doğum Travması (doğumdan sonra)
    – Vulva Kanseri
    – Radyasyon Terapisi
    – Vajinal Enfeksiyonlar/Tahriş ediciler Maya ya da bakteriyel, bazı cinsel yolla bulaşan hastalıklar, vb.
    – Cilt Hastalıkları – Liken Skleroz, Liken Planus, Egzama, Psoriyaz
    – Bazı ilaçların yan etkisi
    – Pelvik/Jenital bölgede zedelenme
    – Menopoz ve/veya yaşlanmayla bağlantılı olan yaşla ilgili belirtiler
    – Giysiler, kondomlar, doğum kontrolü köpükleri ve/veya sperm öldüren ilaçlara alerjik tepkiler
    – Acı veren pelvik muayeneler
    – Cinsel saldırıdan ötürü yaşanan travma
    – Kadın Sünneti (FGM)
    – Bartholin Kisti
    – Endometriyoz
    – Vajinismusun yukarıdaki durumlarla birlikte var olabileceğine ve bunlar çözümlendikten ya da kontrol altına – alındıktan sonra da varlığını sürdürebileceğine dikkat etmek önemlidir.