Öpüşme solunum (boğaz-burun) sekresyonları ( salgıları) ile direk fiziksel temasın olduğu bir durumdur.
Her iki taraf için de salgıların fiziksel transferi söz konusudur. Öpüşme ile enfekte salgılar yoğun bir şekilde karşı tarafa aktarılabilir. Temas sonucu bulaşan bu sekresyonlarda yoğun üreyebilen veya bulunabilen mikroorganizmalar risk oluşturmaktadırlar. Bu hastalıklar bazen basit bir soğuk algınlığından, daha ciddi veya kronik (müzmin) hastalıklara kadar değişebilmektedir.
Öpüşme ile sık bulaşan hastalıklardan örnekler;
– Soğuk algınlığı
– Grip
– Grup A beta hemolitik streptokoklar
– Çocukluk çağı döküntülü hastalıklar ı(kızamık, kabakulak, suçiçeği, enteroviruslar gibi)
– İnfeksiyöz mononükleoz (Öpüşme hastalığı)
– Tüberküloz
– Herpes (uçuk)
Bilinenin aksine Hepatit B, Hepatit C, AIDS gibi hastalık etkenleri tükrükte bulunabilmekle birlikte tükrükte çok düşük miktarlarda bulunduklarından bu yolla bulaş yok ya da diğer bulaş yollarına göre daha az kabul edilmektedir. Travmatik olmayan yani kanla temasın söz konusu olmadığı öpüşmeler bu hastalıklar için bulaştırıcı değildir.
Soğuk algınlığı: Soğuk algınlığı çeşitli viruslar tarafından oluşan ve üst solunum yolu infeksiyonu bulgu ve belirtileri ile seyreden bir hastalık tablosudur. Hafif seyirlidir. 200’e yakın virus çeşidi tarafından oluşabilir. Soğuk algınlığı dünyadaki en yaygın hastalıklardan birisidir. Özellikle okulların açılması ile eş zamanlı olarak başlar. Daha çok sonbahar ve ilkbahar aylarında görülürken, soğuk hava, virusların burun mukazasında üremesini kolaylaştırır ve infekte olmasına katkıda bulunur. Viruslar yakın temas ile rahatlıkla bulaşabilmektedir. Öpüşme ile de bu risk oldukça artmakta ve yoğun bir şekilde virus alımı olmaktadır.
Virus, kontamine yüzeylerde saatlerce kalabilmektedir. Bu yüzeylere temastan sonra da viruslar rahatlıkla buruna ve gözlere transfer olabilir. Bunu engellemek için el hijyenine dikkat edilmeli ve yakın temastan, buna öpüşme de dahil, kaçınılmalıdır.
Grip (influenza): Ateş, öksürük, baş ağrısı, halsizlik ve kas ağrısı ile seyreden akut viral bir infeksiyondur. Epidemi (ülke/şehir/kurum çapında) veya pandemi (dünyada) gibi geniş çapta salgınlar yapabilmesi ve akciğerle ilgili komplikasyonlarının özellikle bazı hasta gruplarında öldürücü olması nedeniyle, diğer akut solunum sistemi infeksiyonlarından ayrılır.
Kuluçka süresi etkenin konağa yerleşen dozuna bağlı olarak 18-72 saattir. Virüs solunum sekresyonları olan burun, boğaz çalkantı suyu, balgamdan izole edilebilir. Bulaşma virüs içeren küçük partiküllerin solunması ve solunum sekresyonlarının fiziksel transferi ile bulaşır. Öpüşme ile de rahatlıkla geçebilir.
Korunmada aşı ve infekte kişilerle yakın temastan kaçınmak önemlidir.
A grubu B- hemolitik streptokoklar: Bu grup bakteriler toplumda %5-25 oranında bulunabilmektedir. Sıklıkla hava yolu ve öpüşme dahil yakın temas ile bulaşır. Ayrıca deri lezyonları ile de bulaşabilmektedir. Aile içinde, kışla, kreş gibi toplu yaşam yerlerinde bulaşabilir. Genellikle kış aylarında daha fazla görülmektedir. Bu hastalıkta farinks ve tonsillerdeki infeksiyonlar dışında kalp ve eklem komplikasyonları açısından da önemlidir. Öpüşme ile infekte olan kişilerden bu bakteriler rahatlıkla direk transfer olabilir
Çocukluk çağı döküntülü hastalıklar: Bu hastalıkların hemen hemen hepsi oral sekresyonlarda bulunduğu için rahatlıkla öpüşme dahil yakın temasla ve damlacık yoluyla bulaşır.
Kızamık: İnfekte kişiler prodrom dönemde döküntü ortaya çıkmadan önce hastalığı bulaştırmaya başlarlar ve bulaşıcılık döküntü başladıktan sonrada devam eder. Hastada virus ağız içinde bulunduğu için boğaz çalkantı suyundan izole edilebilir.
Kızamıkçık: Hastaların solunum salgıları ile bulaşır. Döküntüden itibaren iki hafta daha bulaşıcılığı devam eder. Döküntü öncesinde 5-7 günlük ateş, halsizlik, baş ağrısı şeklinde prodrom dönemi olabilir. Bu virüste ağız içinde bulunduğu için boğaz çalkantı suyundan izole edilebilir.
Kabakulak: Damlacık infeksiyon ile bulaşır. Tükürük bezlerini enfekte eden bir viral hastalıktır. Virüs tükürük bezlerinden tükürük kanalları yoluyla ağızdan direk temas ile de bulaşır.
Enteroviruslar: Yaz aylarında ateş döküntü ile seyreden bir hastalıktır. Ağız içinde bulunan virüs, boğaz çalkantı suyunda izole edilebilir.
Su çiçeği: Ateş ve deri döküntüsü ile seyreden çok bulaşıcı bir çocukluk hastalığıdır. Erişkinlerde oldukça ağır seyreder. Kuluçka dönemi 2-3 haftadır. Daha çok ilkbahar, sonbahar aylarında görülür. Virüs trakea ve bronş epitel hücrelerine yerleşir. Solunum yolu ve yakın temas ile bulaşır. Yüzde, gövdede döküntü ve ağız içinde ve saçlı. deride veziküller vardır. Bağışıklık sistemi bozuk olanlarda hastalık ağır seyreder.
Herpes virüsler (HSV-I): HSV-1 ile birincil infeksiyon genellikle farinks ve ağız mukozasında oluşur. Bulaşma vezikül tarzındaki cilt lezyonu ile direk temas sonucudur. Kuluçka süresi 2-12 gündür. Hastalık birincil infeksiyondan sonra latent (sessiz) kalıp daha sonra bağışıklık sistemi baskılandığında yeniden reaktive olur ve yineleyen infeksiyonlara neden olur. Bunların başında “uçuk” adı verilen tablo gelmektedir.
Çocukluk çağında birincil infeksiyon geçirilmezse daha ileri yaşlarda gelişmediği görülür. Çünkü erişkinlerin ağız epitel hücreleri kalın ve dayanıklıdır. Bununla birlikte bu tür bireylerin herhangi bir nedenle bağışıklıklarının bozulduğu veya sağlık personeli gibi HSV ile yoğun karşılaşmaya bağlı olarak erişkin dönemde de birincil infeksiyon geçirdikleri görülür. Erişkinlerin %70- 90’ında HSV- 1 antikorları yani infeksiyonun geçirildiğine dair kanıt bulunmaktadır. Genellikle çocukluk yaş grubunda yakın temas ile duyarlı kişilerin deri ve mukozalarındaki çatlak veya sıyrıklardan etkenin girmesi ile bulaşır. HSV -1 infeksiyonu genellikle orofarenks ile sınırlıdır ve bu tür olgularda virüs çevreye infekte aerosoller veya tükürük ile bulaşır. Orofarengeal hastalık daha çok 1-5 yaş arası çocuklarda görülür. Ağız mukozası, dil, dudak, damak ve farinkste küçük veziküller ve ülserasyonlara neden olur. Bu tablonun veya uçuk adı verilen tekrarlamaya bağlı lezyonların bulaşında öpüşme önemli rol oynamaktadır.
İnfeksiyöz mononükleoz(öpüşme hastalığı, ukte humması): Her iki cinste, yılın her mevsiminde eşit sıklıkta görülür. Hafif bulaşıcı infeksiyon kabul edilir. Virüs insandan insana sıklıkla orofarinks salgıları ile yakın temas sonucu bulaşır. Nadiren damlacık infeksiyonu şeklinde bulaşır. Duyarlı konağın orofarinks epiteline girerek buradaki hücreleri infekte eder. Genç erişkinde akut infeksiyon; yüksek ateş boğaz ağrısı, lenf bezi büyümesi ile karakterize bir tabloya neden olur. Hastalar en sık boğaz ağrısı yakınması ile başvurur.
Tüberküloz: Kişiden kişiye geçiş başlıca solunum yolu ile olur. Tüberküloz hava yolu ile geçen infeksiyonlara klasik bir örnektir. Kaynak vakaların birçok solunumsal manevrası (öksürme, hapşırma vb..) ile bulaşır. Bu manevralar sırasında üst solunum yollarından yüksek hava akım hızları oluşur. Hava yolu mukozasını kaplayan sıvıdan ve akciğerlerdeki infeksiyon odaklarından çok sayıda sekresyon damlacıkları ile tüberkülozlu hastalardan sağlam kişilere geçişi olmaktadır.
Ancak buluşta aktif özellikle öksürük ve balgam çıkarımının eşlik ettiği akciğer tüberkulozu geçiren kişilerle öpüşme dahil yakın temas, tedavi başlanana kadar bulaş açısından risklidir. Akciğer dışı yerleşim gösteren tüberküloz, tedavi başlanmış ve tedavinin üzerinden 2 hafta geçmiş olgular bulaştırıcı kabul edilmemektedir.
Yukarıda öpüşme ile sık bulaşan belli başlı hastalıklardan söz edilmiştir. Ancak infeksiyom etkenlerinin pek çoğunun giriş bölgesinin boğaz- burun olduğu, etkenin ve hastalığın özelliğine göre burada kısa yada uzun bir çoğalma süreci geçirdikleri düşünüldüğünde öpüşmenin çok sayıda etkenin bulaşında önemli rol oynadığı öngörülebilir.
Bu nedenle özellikle kış aylarında ve özellikle infeksiyon bulguları olan kişilerle öpüşmekten kaçınılması ve kalp hastaları, küçük bebekler, bağışıklık sistemi baskılanmış kanser hastaları ve önemli ameliyatlar geçirmiş kişilerin nekahet döneminde tümüyle öpüşmekten kaçınmaları kuvvetle önerilmektedir.
Kadınlar Kulübü Son Yorumlar