Uzay çağını yaşadığımız ve kitle iletişim araçlarının en yüksek kullanımda olduğu bu dönemde, çiftlerin ve dolayısıyla çocukların en büyük sorunu cinsel eğitim olmaya devam ediyor. Çiftlerin henüz kendilerine bile söyleyemedikleri cinsel arzuları ve iletişimsizlikten ortaya çıkan cinsel sorunları, çocukların cinselliği doğru bir şekilde algılayamamasına neden olmaktadır. Kitle iletişim araçlarında ayıp ve yasak olmaktan çıkan cinsel yaşam, ebeveynlerin kendi iç dünyalarında hala aynı kalmaya devam ediyor. Ancak çocukları leylek masallarıyla kandırmak artık pek mümkün görülmüyor.

ARTIK DEVİR DEĞİŞTİ…

“Biz küçükken hiç böyle şeyler konuşulmazdı. Biz cinsellikle ilgili her şeyi evlendikten sonra kendi kendimize öğrendik. TV kanallarında öpüşme sahnesi çıktığı zaman babam hep değiştirirdi. Biz de, elimizle gözümüzü kaptırdık…” gibi yaşanmışlıkların ardından çocuklara cinsel bilgi vermek ebeveynler için hiç de kolay olmuyor. Fakat artık, 3–4 yaşındaki çocuklar; “Anne neden benim pipim yok?”, “Babamla öpüşünce karnında bebek olacak mı?”, “Bebekler nereden doğar?” tarzındaki soruları rahatlıkla sorabiliyor ve bu soruları sormaları çok doğal. Ebeveynler çocuklarının sordukları sorulara anlayabilecekleri bir şekilde doğru cevapları vermezse, onlar TV kanallarından, arkadaşlarından ya da internetten görüp öğrendikleri yalan yanlış bilgilerle büyüyecekler. Her şeyin gözler önüne serildiği bu çağda yapılabilecek en büyük hata saklamak, geçiştirmek ve örtbas etmektir. Öğrenme çağında olan çocuklar ebeveynler istemese de cinsellikle hakkında yanlış bilgiler edinecek ve belki de, bu yanlış bilgiler ileride karşılarına cinsel sorunlar olarak çıkacaktır.

3–4 YAŞ CİNSEL MERAK YAŞI…

Doğumla başlayan cinsel eğitim çocukluk döneminde de devam ediyor. Çocuklarda 3 yaşa kadar temeli atılan cinsel kimlikle, kız ya da erkek olduklarının bilincine varıyorlar ve cinsiyetlerine özgü davranışlarını toplumun belirlediği örneklerle öğrenmeye başlıyorlar. Dolayısıyla, meraklarını giderebilmek için cinsellik hakkında birbiri ardına sorular sormaya devam ediyorlar.

SORUNUN YÖNELTİLDİĞİ EBEVEYN CEVAP VERMELİ…

Özellikle kız çocuklarının babalarıyla cinsellik hakkında konuşmaları toplumumuzca hoş karşılanmaması ya da zor olması nedeniyle çoğunlukla cevaplar aynı cinsten gelmektedir. Bazen ise prensip olarak, ailede çocuğa en yakın olan birey cinsellik hakkında bilgi vermektedir. Bu yanlış olmamakla birlikte aslında yapılması gereken en doğru davranış, çocuğun soru yönelttiği bireyin direk cevap vermesi olacaktır. Tek ebeveynli çocuklardaysa, çocuğun birlikte kaldığı ebeveyn bilgi vermelidir. Sorunun yöneltildiği ebeveynin çocuğunu diğer ebeveyne ya da ailenin başka bir ferdine yönlendirmesi çocuğun cinsellikle ilgili algılarını olumsuz yönde değiştireceğinden cinselliğin ebeveynlerin sadece biriyle konuşulacak, yasak, kötü ya da gizli bir şey olduğunu düşünmesine neden olacaktır. Çocuklukta edinilmiş bu bilgi, çocukta cinselliğin gizli bir şey olduğu imajını yaratacak ve belki de, ileride cinsel sorunlara neden olacaktır. Şayet, anne ve babanın cinsellik konusundaki bilgileri yetersiz ya da bu konu hakkında konuşmakta kendini rahatsız hissediyorsa konu ile ilgili bir uzmandan yardım alarak çocuğu bilgilendirmesi gerekmektedir.

SORU DOĞRU ALGILANMALI VE ÇOCUĞUN ANLAYACAĞI DİLDE YANIT VERİLMELİ…

Cinsel bilgi, çocuğun bu yaşta öğrenmesi gereken bir kuralmış gibi ebeveynlerin karşısına alıp ders verirmişçesine anlatması gereken bir konu değildir. Çocuğun soru sormasını beklemek bilgi aktarımı ve gelişimi için oldukça önemlidir. Ancak önemli olan çocuğun soru sorabileceği sevgi dolu bir aile ortamını yaratmaktır. Ayrıca cevap verirken sormadığı konuyla ilgili ya da sorduğundan daha fazla bilgi verilmemelidir. Ayrıca bilgi vermeden önce çocuğun ne sorduğunu yani tam olarak ne öğrenmek istediğinin anlaşılıp anlaşılmadığından emin olmak gerekmektedir.

ÇOCUĞA MAHREMİYET ÖĞRETİLMELİ…

Cinsel kimlik gelişiminde mahremiyet duygusunun aşılanması gerekmektedir. Mahremiyet duygusu çocuğun kendini tacizden korumasına da yardımcı olacaktır. Bu duyguyu edinebilmeleri için çocuklar 2 yaşından itibaren evde çıplak dolaştırılmamalıdır.