Kadınların pek çoğu kadın kimliğinden şikayetçi. Bu kimliğin yüklediği rollerin ağırlığı altında ezilenlerin ortak cümlesi: “kadın olmak ne kadar zor.” Kadınlığın güzelliğini fark etmek için eğitim alanlar, hayata daha pozitif ve üretken bakıyor…
Ev hayatında dırdırcı, iş hayatında mükemmeliyetçi, temizlik konusunda takıntılı, başkalarının düşüncelerine gereğinden fazla değer veren kadınlar zihinsel iyileşme eğitimi sonrasında aslında kadın olmanın angaryalarla değil, keyifle dolu olduğunu öğreniyor…
Kadınlardaki bazı rahatsızlıklar kadın kimliğinden memnun olmamaktan kaynaklanıyor…
Ana-Dolu Kadın ve Hamile Holistik Sağlık Akademisi yöneticisi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ayşe Duman “Kadın kimliğinden memnun olmayan kadının şikayetleri bedeninde öncelikle kadınlığını temsil eden bedensel fonksiyonlarında, cinsel fonksiyon bozukluğu, adet düzensizliği veya infertilite olarak ortaya çıkmakta. Sonrasında annelik, eşlik, gelin veya kaynana olma rolünde sorunlarla kendini göstermekte. Bu rahatsızlarla kendini ifade eden ruh-beden ayrışması, sonrasında daha büyük hastalıklara hatta kansere bile yol açabiliyor” şeklinde konuştu.
Kadınlar sürekli kendileri ile kavga halinde…
İnsan olmanın gereği, cinsel kimliğimizle barışık bir şekilde yaşamak. Fakat maalesef günümüzde her kesimden, her eğitim seviyesinden kadının kadınlığı ile bir kavgası var. Ve bu kavga zamanla kadın bedeninde ve ruhunda derin yaralar açıyor. Kadın ruhunun incelikleri yok sayılıp bedeni üzerinden yapılan planlar ruhun zorlanmalarını, ardından da bu kavgaları kaçınılmaz kılıyor.
Dr. Ayşe Duman, “Kadının bilinçaltına yerleştirilen değersizlik inancı, sonrasında eğitim ve kariyer planlaması sırasında “başkaları ne der” cümlesiyle başlayan kendi tercihlerini öteleme davranışı, derken, üzerine alınan ve gittikçe ağırlaşan yükler, kadını kendi ruhundan, kendi kimliğinden uzaklaştırıyor. Kadınlar, kadınlıklarından şikayet ederken aslında, bilinç altında yatan ve toplum tarafından yerleştirilen hipnozlardan şikayet ediyor” şeklinde konuşurken, “bu olumsuz hipnozları silmek için yenine olumlu-bilinçli anlayışı yerleştirmek gerekir” dedi.
Değersizlik inancı kansere kadar götürüyor…
Dr. Ayşe Duman, kadının aile ve toplum için çok değerli olduğunun altını çizerken değersizlik inancının bilinçaltından temizlenmesi gerektiğini de ifade etti “Değersizlik inancı temizlenmedikçe, kadın insanlığına ve kendi ruhuna kavuşmadıkça günlük çareler işe yaramıyor. Artan değersizlik inancını kadının öfkesi de artıyor. Kadın öfkesini bazen çocuğundan çıkartıyor, bazen incir çekirdeğini doldurmayan şeylerden büyüyen kavgalar kıskançlık krizlerine dönüyor, kendini ve partnerini cezalandırmak için cinsel sorunlara yol açıyor. İşte bir türlü doğru şekilde dindirilemeyen, bilinçaltından atılamayan bu öfke devam ederse kadını kronik hastalıklara, depresyona, son noktada kansere sürüklüyor…”
Kadınlığın ne olduğu yeniden öğreniliyor…
Ev hayatında dırdırcı, iş hayatında mükemmeliyetçi, temizlik konusunda takıntılı, başkalarının düşüncelerine gereğinden fazla değer veren ve tüm bunlara kadın olduğu için mecbur hisseden kadınlar zihinsel iyileşme eğitimi sonrasında aslında kadın olmanın angaryalarla değil, keyifle dolu olduğunu öğreniyor…
Dr. Ayşe Duman, “Kadının zihnindeki sıkışmış duygular, geçmeyen iltihaplar olarak akmaya çalışır. Kronik hastalıkların çoğunda olduğu gibi nedeni bilinmeyen kısırlıklar, erken menopoz, düzensiz adetler, endometriozis gibi hastalıklarda, zihin-beden bütünlüğünde çatlamalar görmekteyiz. Zihni ve duyguları rahatlayan kadın, bedenindeki iyileşmeyi de kısa zaman içinde görebiliyor. Bizim eğitimlerimizde sadece hipnoz ya da EFT yok. Grup içinde öncelikle kadın olmanın aslında güzel olduğunu, güzellikler barındırdığını konuşup bunları fark etmelerini sağlıyoruz.” dedi.
Sadece kadın için değil…
“Zaman içinde kadını ruhundan uzaklaştıracak süreçler, söylemler sadece kadında değil aynı zamanda aile ve toplumda da kapanmayan yaralara yol açar” diyen Dr. Ayşe Duman, “İşte kadın, bu eğitimlerle kendi kimliğini yeniden tanıyıp sevmeyi öğrenirken, sadece kendisi için değil ailesi ve toplum için de önemli bir adım atar. Ailenin ve dolayısıyla toplumun temel direği olan kadın, değersizlik inancından kurtulmadığı sürece birilerinin maşası, bir diğerinin kölesi, bazılarının tatmin noktası olarak kalır. Kadın ruhen ve bedenen sağlıklı ise, mutlu bir aile içinde sağlıklı çocuklar yetiştirebilir, kendini iyi ifade edebilir, insan olarak değerini fark edebilir” şeklinde konuştu.
Kadınlar Kulübü Son Yorumlar