Uzmanlar uyarıyor: Vajinismus veya erken boşalma gibi en sık görülen cinsel işlev bozukluklarının kökeninde, cinsellik üzerinde kara bulutlar gibi dolaşan “cinsel hurafeler yani cinsel mitler” var.

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED), Türk toplumunda kulaktan kulağa dolaşan en popüler 10 cinsel hurafeyi belirledi.

CİSED’e gerek telefonlarla, gerekse e-mail aracılığı ile son bir ayda yapılan 6000’den fazla başvurudan elde edilen veriler ışığında ortaya çıkan sonuçlarsa oldukça düşündürücü. Çünkü toplumda oldukça yaygın olan bu cinsel hurafeler, aslında sağlıklı bir cinselliğin en büyük düşmanı.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe, hurafelerin ciddi cinsel sorunlara yol açtığı kaydetti. Cinsel hurafelerin kadınlarda cinsel isteksizlikten vajinismusa, erkeklerde ise erken boşalmadan iktidarsızlığa kadar birçok cinsel işlev bozukluğuna ve cinsel sapkınlıklara neden olduğuna dikkat çeken Dr. Keçe, cinsel sorunlara yol açabilen cinsel hurafelerin bundan dolayı çatışmalı evlilik ilişkilerine de yol açtığının altını çizdi. Mutsuz evliliğin, mutsuz toplum anlamına geldiğini belirten Dr. Keçe’ye göre, mutsuz evlilikler ve aileler, geleceğe ve hayata güvensiz insanlar yetiştiriyor.

Dr. Keçe’nin cinsel hurafelere yönelik tespitleri hayli çarpıcı:

“CİNSEL HURAFELER CİNSEL SAPKINLIKLARA YOL AÇABİLİYOR”

“Ne yazık ki biz cinsel hurafeleri duymaktan bıktık ama toplum onlara inanmaktan bir türlü vazgeçmiyor. Hurafeler, yeni hurafelerin de meydana gelmesine yol açıyor. Hurafeleri doğru kabul eden gençlikte cinsel özgürlük adına sapkınlıklar ve cinsel eylemde bulunma zorlantıları ortaya çıkabiliyor. Cinsel hurafeler yüzünden cinsellik hem yanlış algılanıyor, hem de geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin tamamen çarpık ve bozuk bir cinsel hayata yönlendiriliyor. CİSED olarak biz toplum için bu kadar tehlikeli olan cinsel hurafeleri etkisiz kılmak adına elimizden gelen çabayı göstermekte ve kamuoyu yaratmakta kararlıyız.”

İşte Türk toplumunda hayli yaygın olan 10 cinsel hurafe ve uzmanların görüşü:

1-Erkekler cinsel ilişkiye her zaman hazırdır.

Erkek de etten kemikten yaratılmış bir varlıktır. Cinsellik mekanik bir şekilde yaşanılacak bir süreç değildir. Cinsel yaşamı etkileyebilecek stres, eş sorunu, iş hayatında var olabilecek sorunlar, geçirilen hastalıklar gibi hayatın getirdiği olumsuzluklar ve sayılabilecek birçok faktör karşısında kadın veya erkek tüm canlıların cinsel yaşantısı negatif etkilerle karşılaşabilir.

2-Tüm fiziksel yakınlaşmalar sevişme ile sonuçlanmalıdır.

Cinsel birleşme, sevişmenin, partnerlerin karşılıklı keyif almalarını sağlayan yönlerinden biridir. Ama keyif almanın tek yolu değildir. Cinsel birleşme dışındaki, karşılıklı keyif alınabilecek diğer yönlerinin ihmal edilmesi, cinsel ilişkide yakınlık, sıcaklık gibi duygusal yönlere daha çok gereksinim duyan kadını hayal kırıklığına uğratabilir ve cinsel ilişkiye katılımını ve zevk almasını engelleyebilir. Fiziksel yakınlık; dokunmak, sarılmak, öpmek sadece cinsel ilişki isteğinin, sevişmenin değil aynı zamanda sevgi, güven saygı şefkat ve ifadesidir.

3-İyi bir sevişme orgazm ile sonlanmalıdır.

İyi sevişme, eşlerin, istekle başlayarak karşılıklı haz alabilmelerine dayanır. Bununla birlikte orgazm yaşanır ya da yaşanmaz. Orgazmın yaşanmaması o ilişkiden haz alınmadığı, tatmin olunmadığı anlamına gelmez. Bu hurafe partnerlerin ilişkinin başından itibaren orgazmın yaşanıp yaşanmayacağına odaklanmalarına, bu da yaşanan hazzın sürdürülememesine dolayısıyla orgazmın ulaşılamaz hale gelmesine neden olabilir.

4-Cinsellik hakkında konuşmak ve düşünmek ayıptır.

Toplumsal olarak cinselliğe yüklenilen olumsuz duygu ve düşünceler ve cinselliği ayıp yasak ve günah üçgeninde yaşamak cinselliğin konuşulmasına engeldir. Oysaki çiftlerin cinsellikten beklentilerini konuşmaları, cinsellik ile ilgili duygu ve düşüncelerini paylaşmaları şart. Bu da yaşanılacak cinselliği olumlu yönde etkileyecek bir unsurdur. Ayrıca cinsel kimliğin oluştuğu dönemde önce aileden sonra okullardan alınacak doğru cinsel eğitim, bireylerin kendi bedenlerini, kendi cinselliklerini sağlıklı bir şekilde tanımalarını sağlayacağı için ileride yaşayacakları cinselliğe olumlu katkılar sağlar.

5-Sevişmenin sonunda iki tarafın da aynı anda orgazm olması gerekir.

Orgazm, uzun süreli cinsel uyarı sonucunda ulaşılan ve kişiye zevk veren fizyolojik ve psikolojik durumdur. Kadının ve erkeğin cinsel yanıtlarının fizyolojik farklılığı nedeniyle çiftler orgazm olacakları anı tam olarak belirleyemezler. Birbirlerinin yanıtlarını tam olarak ve anında bilememeleri gibi birçok nedenle de çiftler aynı anda orgazm olamazlar. Birlikte orgazm olmak, iyi bir cinsel ilişki için zorunlu ya da daha çok zevk almak için gerekli de değildir. Aynı anda orgazm olmanın mutlaka gerekli olduğu düşüncesi, kadın ve erkeğin yaşayacağı cinsel yaşamda beklenti düzeyini artırmakta ve o an yaşayacakları hazları kaçırmalarına neden olmakta.

6-Erkekte cinsel organın boyutu çok önemlidir.

Erkek tarafından en çok takıntı yapılan konulardan biri penis boyutudur. Penis boyu ortalama 14 santimetre olmakla beraber 10-18 santimetre arası olanlar normal boyutlarda kabul edilmektedir. Sanıldığının aksine, penis boyuyla cinsel performans arasında doğrudan bir ilişki yoktur. Ayrıca vajinal uyarı vajinanın 1/3 kısmında yoğunlaşır. Bu da penis boyuna yönelik takıntıları temelden yıkmaktadır. Buradan yola çıkarak söylenebilinir ki, mutlu ve tatmin edici bir cinsel yaşam için penis boyu tek kriter olamaz. Çiftlerin birbiriyle açık ve samimi bir iletişim kurmaları, birbirilerinin arzu, istek ve beklentilerine değer vermeleri doyurucu ve sağlıklı bir cinsel yaşam için oldukça önemlidir.

7-İlk cinsel ilişki kadına çok ağrı verir ve kanama olur. İlk ilişkide kanama olmazsa kadın bakire değildir.

Cinsel ilişki ağrı ve acı yapmaz. Kadının cinsel ilişki sırasında uyarılması, sulanması olmuş ve kendini kasmaz ise ne ilk ilişkide ne de sonraki ilişkilerinde ağrı acı olmaz. Vajinanın görevi penisi içine almak ve neslin devamını sağlamaktır. Vücudumuzdaki diğer organlar görevlerini yerine getirirken nasıl ki ağrı ya da acı yaşanmıyorsa, vajina da haz alıp-verme olan görevini yerine getirirken ağrıya ve acıya neden olmaz. Kızlık zarı vajina girişinin hemen yakınında, doğuştan delik olan, esnek bir yapıdır ve ilk ilişki sırasında kızlık zarında hafif bir açılma olur. Aslında kanama olmaması normalde beklenen bir durumdur. Normal şartlar altında, normal bir kızlık zarı ister ilk gece olsun ister yüzüncü gece olsun, kanamaz, delinmez, patlamaz, yırtılmaz. İlk cinsel ilişki sırasında penis vajinaya girdiğinde kızlık zarında hafif bir açılma olur. Bu noktada kadın rahat ve kendini kasmazsa, sulanması olmuşsa bu girişi hissetmez. Kızlık zarının açılması denilen olgu giyinilen ince çorabın bir yere takılması ve kaçması gibidir. Ayrıca kızlık zarından gelen kan, parmağın kanaması gibi değil, belli belirsiz bir sıvıdır. Bu da kadın rahatsa, kendini kasmazsa, sulanması tam olmuşsa ve erkek acele etmezse hiç fark edilmez bile.

8-Mastürbasyon ile kızlık zarı bozulabilir.

Kişinin kendi kendini cinsel doyuma ulaştırması durumu olan mastürbasyon, aşırıya kaçılmadığı ve normal bir cinsel ilişkiye tercih edilmeği sürece zararlı bir şey değildir. Tamamen kişisel bir seçimdir. Genç kızlar, kızlık zarları etkilenmesin diye genellikle mastürbasyon sırasında dış cinsel organlarını ve özellikle de klitorislerini uyarırlar. Vajinaya parmak veya başka bir cisim sokmadan yapılan mastürbasyon kızlık zarına zarar vermez.

9-Adet döneminde ve gebelikte cinsel ilişkiye girilmez.

Çift karşılıklı olarak istiyorsa ve rahatsız olmuyorlarsa adet dönemlerinde cinsel ilişkiye girmekte çoğu zaman bir sakınca yoktur. Enfeksiyon riskine karşı prezervatif kullanmak önemlidir. Kanama ya da düşük riski taşımıyorsanız, hamileyken de eşinizle cinsel ilişkiye girilmesin bir sakınca yoktur. Normal bir hamilelik sırasında seks yapmak çocuk sağlığını olumsuz etkilemez. Ayrıca hamilelik dönemi, kadının hem bedensel hem de psikolojik olarak oldukça hassas olduğu bir dönemdir. Bu dönemde eşinden her zamankinden fazla destek görmeye, sevildiğini, arzulandığını ve bu haliyle de beğenildiğini duymaya ihtiyacı olan kadın bu yaklaşımla rahatlayabilir ve güven duygularını pekiştirebilir.

10-Mastürbasyon cinsel isteği ve gücü azaltır.

En geçerli ve en yaygın cinsel eylem olan mastürbasyon, Türk toplumunda her nedense zararlı ve günah olarak vurgulanır. Kişinin rahatlamasına ve kimseye zarar vermeden cinselliği yaşamasına yardımcı olduğu içinde doğaldır. Mastürbasyonun cinsel gücü azalttığına dair söylenenler ise yanlıştır. Zaralı olan mastürbasyon değil ona eşlik eden ayıp, günah veya zararlı gibi olumsuz inançlardır. Mastürbasyon kişinin kendisiyle barışık olduğunun temel göstergelerindendir. Mastürbasyon doğru yapıldığı takdirde kişinin cinselliğine olumlu katkılar sağlayan bir süreç meydana getirir. Ancak yakalanma korkusuyla ve günah işliyorum duygusuyla yapıldığında erkeği erken boşalmaya programlayabilir, suçluluk duygusu ileride sertleşme sorunlarına ve cinsel isteksizliğe yol açabilir.

“CİNSEL HURAFELER TOPLUMUN YANLIŞ DOĞRULARIDIR”

CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör’e göre, hurafelerin altında yatan sebep, cinsel bilgilenmedeki yetersizlik. Cinsel konularda toplumun genelince doğru kabul edilen, kadınların ve erkeklerin birbirine aktarmasıyla yayılan, abartılı yalan yanlış inanışların cinsel hurafelere neden olduğunu vurgulayan Psikolog Güngör şunları kaydetti:

“İnsanlar bilmedikleri, yaşamadıkları, anlam veremedikleri soyut kavramlarla ilgili konularda hurafeler oluşturmaktadırlar. Cinsellik 7’den 70’e hemen her bireyin hayatının önemli bir parçasıdır. Birçok yönüyle de somut olan bir konu olmasına rağmen cinsel hurafeler cinsellikte oldukça yaygındır. Cinsellikle ilgili hurafelerin oluşmasının en önemli nedeni, tarih boyunca tüm toplumlarda cinselliğin toplumun değer yargılarıyla yaşanmasıdır. Oysaki cinsellik doğuştan getirdiğimiz dürtülerimizdir. Toplumun cinsellikle ilgili konuları açıktan konuşmaması, tartışmaması, cinselliği yasaklar ayıplar ve günahlar üçgeninde yaşıyor olması, cinselliğin kulaktan dolma bilgilerle bilinmesine neden olmaktadır. Tüm bunlara cinsel eğitim yetersizliği de eklenince var olan cinsel hurafeler, toplumun yanlış doğruları olarak algılanmakta ve cinsel yaşantıyı olumsuz yönde şekillendirmektedir.”