Ten uyumu denen şey bir efsaneden mi ibaret, uzmanına sorduk öğrendik!
Cinselliğin iki kişi arasında mükemmel şekilde yaşanabilmesi için en gerekli şey ne desek, çoğunuzun cevabı hazırdır: Ten uyumu! Peki gerçekten böyle bir şey var mı yoksa bir efsaneden mi ibaret ten uyumu denen şey? Uzmanına sorduk…
Uyumun beyinde, yaşamda, cildin altındaki damarlardan geçen kanda ve sinirlerde olduğunu söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı-Cinsel Terapist Gökçen Erdoğan, “Bütün bunların bir araya gelmesi gerçekten zor ama geldiyse de tepeden tırnağa bütün hücrelerinizi yerinden oynatacak kadar güçlü, aklınızı başınızdan alacak kadar sarsıcı olur.
Dünya sizin etrafınızda döner, her taraf toz pembe görünür, yüreğiniz artık sizin olmaktan çıkar” diyor ve ekliyor: “Mükemmel ilişkide uyum hem cinsel hem ruhsal hem de fiziksel olmalı. Biri eksik olursa topallama başlar. İlişki bir yerden fire verir ve yakalamak için diğer denizlere yelken açar.”
Nedir ten uyumu? Mıknatıs gibi bir şey mi?
Dokunmaya karşı koyamaz hale getiren ve karşındakinin cinsel anlayışına hitap eden bir iletişim şekli aslında. Sadece cinsellik olarak tanımlansa da bunun dışında kalan boyutları da var. Çekicilik, büyü, hayal, tutku, zevk alma ve verme, gözlerdeki hayat ışığı, hayattan soyutlanma, her daim yeşil ışığın yanması gibi.
Peki olmazsa olmaz mı?
Öyle bir katiyet yok tabii, ama olsa iyi olur. Eğer ilişkinin mükemmelini istiyorsan girizgah önemlidir. Mükemmel ilişkide uyum hem cinsel hem ruhsal hem de fiziksel olmalıdır. Bu üçlünün toplamı ise ten uyumudur. Bu üçünden biri eksik olursa tam olarak uyum yaşanmaz ve topallama başlar. Bütün sorumluluğu üstlenen ikili bir yerden fire verir ve yakalamak için diğer denizlere yelken açılır.
Ten uyumu yoksa aşk da yok mu?
Ten uyumu olmadan da aşk olur tabii, aşkın sadece bir koludur, onunla güçlenir, onsuz zayıflar. Aşkta bağımlılık yaratan kısımdır. Etrafımızda aşk yaşayanların sadece yüzde 10’u ten uyumu içindedir. Günümüzde evli çoğu erkek ve kadın, eşiyle değil de farklı biriyle tensel uyum yaşıyor. Cinsellik dünyası diye bir dünya var ve bu dünya ayıp, günah ve yasak barındırmıyor. Radar gibi her daim arıyor ve hedefe kilitlenip bulduğunda da maalesef tam ortadan vuruyor. O dönemde yer, mekan, kişi ya da mantık barındıran hiçbir faktör olmuyor. Sonradan mantık devreye girse dahi iş işten geçmiş olabiliyor. Ten uyumunda durmak yok, her daim ileriye prensibi vardır. Eşler arasında yaşanırsa da ‘Bal dök yala’ kıvamında bir ilişkiye zemin hazırlar.
Ünlü Alman filozof Arthur Schopenhauer “Genetik yapının uyuşmadığı birine cinsel çekim hissetmezsin” diyor…
Ben de diyorum ki, cinsel çekim o kadar yoğun bir duygudur ki genetiği bile değiştirir! Tabii ki genetik bizim kodumuz, genetik her şeyin şifresi ama bu kadar minimalize etmemek lazım. Ben inanmıyorum, bilimsel bir veri değil bu. Ona bakarsak Alfred Louis Charles de Musset de diyor ki:
“Baldırıma dolanmış beyaz bir baldır
Alevli bir bakış,
Düşünce fışkırıyor içinden.
Hele şu iki meme yok mu?
Tanrısal bir elin yuvarlaklaştırdığı
o aşk meyveleri
Göğüs üstünde ikisi aynı anda titreşen
Kavradığımda ellerime
kocaman kocaman gelen!
Erkekseniz ve bu şekilde bir kadını gördüyseniz genetiğiniz ne olursa olsun kromozomunuz 23 bile olsa içinizde bir kıpırdanma hissedersiniz. O zaman genetik menetik hak getire!
Ten uyumunu yakalamak kolay mı, zor mu?
Zor ama zaten zor olan güzel değil mi? Uyum beyindedir, uyum yaşamdadır, uyum cildimizin altındaki damarlardan geçen kanda ve sinirlerdedir. Bunu yakalayabilirsek ne mutlu. Bu kombinasyonların bir araya gelmesi gerçekten zor ama geldi mi de tepeden tırnağa her bir hücrenizi yerinden oynatacak kadar güçlü, aklınızı başınızdan alacak kadar sarsıcı olur. Dünya sizin etrafınızda döner, trafik durur sadece siz yürürsünüz, her taraf toz pembedir, sürekli gülümsersiniz, Polyanna en yakın arkadaşınız olur, yüreğiniz artık sizin olmaktan çıkar.
Peki ten uyuşmazlığı ayrılık nedeni olabilir mi?
Olabiliyor maalesef. Fakat ten uyumuna gelene kadar ilişkide başka özellikler de tükenmiş oluyor. Ten uyumu da bunu depreştiriyor. Eğer ilişki başarısızlıkla sonlanmışsa önce sebep anlaşılamaz. Tüm oklar hemen ten uyumuna çevrilir. Bu bir kaçış yoludur. İlişkiyi en son ten uyumu bırakır. Sevgi, saygı, anlayış, şefkat çifti terk etmişse artık ten uyumu orada barınamaz. Bunu tutku, şehvet, çekicilik, hayal ve ışık takip eder.
Kadınların orgazm olamamasıyla ten uyumu arasında bağlantı var mı?
Kadının ten uyumunu orgazm olmakla eş olarak nitelendirmek yanlış olur. Uyumun size vaat ettiği en güzel hediye orgazmdır. Her şey tamamsa bu duygu ya da his yaşanabilir. Fiziksel, kimyasal, biyolojik, ruhi gibi uzatabiliriz. Orgazm olamamanın onlarca sebebinden sadece biridir ten uyumsuzluğu. Orgazma giden kısa yollardan biri olsa da, olmaması bu sonuca ulaşılamaz anlamına gelmez.
İngiliz seks terapisti Andrew G. Marshall, yatak odasında mutluluk için çiftlere sevişmenin ortasında ara verip bir bardak çay içmelerini önerdi… Ne diyorsunuz?
Birkaç saniye içinde olabilecek olan senaryoyu size yavaşlatılmış olarak çizeyim. Çay alacaksınız, yanınızda kim varsa ona da çay içip içmeyeceğini sordunuz. İlk sözsel temas oldu. Çayları koydunuz ve ona çayı verirken eliniz eline dokundu ve tensel teması yakaladınız. Çayı verirken gözlerine de bakmışsınızdır. Gözsel temas oldu, teninin kokusu her zaman olduğu gibi içinizi gıcıklattı, missel temas yakalandı. Size teşekkür etmiştir, bir kere daha sözsel temas oldu. Tensel teması oluşturabilecek en dayanıklı veriler oluşturuldu. Bundan sonraki aşama duygusal temasın oluşması. Uygun bir ortam yakalayabilirseniz yavaş yavaş tüylerde bir kıpırdanma, kan akımında artış, kalbin basıp gitmesi ve birlikte o ana aynı anlamın yüklenmesi. Ve nihai son: Cinsel temas. Bir çay nelere kadir görüyorsunuz!
Peki partnerimizle ten uyuşmazlığımız var diyelim. Uyumu zamanla yakalayabilir miyiz?
Bu grip ya da nezle değil ki bir hap verelim geçsin. Sonradan kazandırılması çok zordur ama ilişkiyi kesip atmamak için denenebilir. Ten uyumu olan kişilerde vücuttan salgılanan çeşitli maddeler bulunur. Bu maddeler hava yoluyla alınıp beyne iletilir. Bu da kişinin duygusunu, davranışını, ruhi tavrını belirler. Bir sonraki hamle artık etkileşimin olmasıdır. Bu maddelerin birçok görevi vardır. Kadınların tam olarak gebe kalma dönemlerinde de yaydıkları bu maddeler erkekler tarafından algılanır ve erkekler kadını daha çekici hisseder. Bu maddelerin salgılanmasını değiştiremeyiz ama nitelikli bir beraberlik yaşanması için çaba sarf edilir. İkiliye aşk ve ilişki konusunda aynı kelimelerle konuşmayı, duygulara aynı anlamı yüklemeyi öğretiriz.
Neler yapmak gerekir?
Öncelikle beyni, ruhu, bedeni bir kenara alırız. İçlerindeki ilişkiyle ilgili tüm bilgileri değiştiririz. Uzun ve meşakkatli bir dönem tabii. Bunu terapilerle ya da hipnozla yapabiliyoruz. Partneriyle açık olması gerekir ve bunu yüz yüze, göz göze konuşarak yapmalı. Hayatında küçük değişiklikler planlamalı. Bunların çok pahalı olması gerekmiyor. Gelirken bahçeden bir tane papatya koparıp benim için özelsin demeli mesela. Yemek yerken, birden kalkıp eşinin boynuna bir buse kondurabilir, dokunmanın aslında ne kadar büyülü bir durum olduğunu anlamalı ve anlatmalı. Erkeklerin haz almaktan hoşlandığı kulak arkası, sırt, kol ve boyun, kadınlarda boyun, kalça, bacak ve ayak kredinin asla bitmeyeceği alanlar olabilir. Bu aslında aşk ve ilişkinin devamı için sihirli anahtardır. Değer vermeli ve değer almalısınız, bir noktada hemfikir olmalısınız. Aynı telden çalmıyorsanız hele de cinsellikte bu kötü işte.
Ten uyumunun olup olmadığını anlamak için ille de sevişmek mi gerekiyor?
Ruhunuz ya da içiniz bir tuhaf olur, tüm damarlarınızın attığını hissedersiniz, genital bölgenizde bir hareketlenme olur, kalbiniz çarpar, dudaklar kurur ve kelimeler aklınızla saklambaç oynar, onları yakalayamazsınız. Dokunmak istersiniz, onu yaşamak istersiniz. Zamanı durdurup, kelimeleri kullanmadan, ona bakışlarla bir şeyleri ifade etmek istersiniz. Bu aşama ten uyumu aşamasıdır. Cinsel ilişkinin öncesinde ya da onunla eş zamanlı yaşanabilir. İlle de sevişmek gerekmiyor yani.
Kadınlar Kulübü Son Yorumlar