Öfkenin işaretleri olarak sinirden kıpkırmızı olmuş yüzleri, en yüksek perdeden gelen bağırışları, sertçe çarpılan kapıları görürüz. Ancak öfke çok başka işaretlerle de kendisini belli eder. İnsan öfkeli olduğunun farkına varmadığı ya da anlasa da kabul etmek istemediği zamanlarda içinde biriken öfke, uyuşukluğa ve sonrasında cinsel isteksizliğe dönüşür.

Öfkemizi Neden İfade Edemeyiz ?

Partnerimize kızgın olduğumuzda, bu kızgınlık sonucu uyuşuk ve melankolik bir ruh haline kapılır ve onunla seks yapmak istemeyiz. Öfkemizi görmezden gelmeyi yeğlememizin de 2 nedeni vardır.

1-) İlk olarak bizi sinirlendiren olaylar biz daha onların farkına varmadan, son derece hareketli ve kaotik ortamlarda (kahvaltı sırasında, çocukları okula gönderme telaşında vs.) o kadar çabuk gerçekleşir ki öfkemizin nedenini tam olarak belirleyip onu ifade etmeyi başaramayız. Ok yayından çıkıp bizi yaralamıştır bir kere ancak okun zırhımızı tam olarak nasıl ve ne zaman deldiğini saptamak için gerekli verileri ve bağlamı zihnimizde yeniden oluşturamayız.

2-) İkinci neden ise öfkemizin farkında olduğumuz zamanlarda bile onu ifade etmekten genellikle kaçınmamızdır. Bizi yaralamış olan şeyler gözümüze o kadar küçük, önemsiz ve saçma görünür ki onları dile getirdiğimizde karşımızdakinin bize gülmekten kendisini alamayacağını düşünürüz.

Sessiz Savaşın Kaybedeni İlişki Olur

Sakin geçen bir hafta boyunca bir taraf ötekinin attığı o küçük oklardan düzinelercesine hedef olur ve kendisi de bunlardan karşı tarafa düzinelerce atar, hem de ne oklara hedef olduğunun, ne de kendisinin ok fırlattığının farkına vararak. Bu yaraların izleri, çiftin arasına giren o belli belirsiz soğuklukta görülür; zaman içinde bu soğukluk çiftin seks yapma isteğini öldürür, çünkü seks keyifsiz olduğumuzda, özellikle de bunun farkında bile olmadığımızda karşımızdakine vermekten kolaylıkla vazgeçtiğimiz bir hediyedir. Bu durum sık sık daha da kötüleşip içinden çıkılmaz bir hal alır. Partnerini istemeden yaralamış olan taraf, seks yapma isteği reddedilerek cezalandırılır. Bu da reddedilen tarafın daha da üstü kapalı oklar atmasına neden olur. Oklara hedef olan taraf ise aldığı yaraların farkına varamaz, varlıklarını bile bilmediği bu yaraları tedavi etmek için de çaba harcamaz. Bir türlü kapanmayan bu yaralardan dolayı kendini geri çeker ve saldırır, ancak bunları neden yaptığını ne kendisi ne de partneri bilir.

”Bugün Havamda Değilim”

Güvenilir bir iş arkadaşı, sevgi dolu bir dost ve topluma yararlı bir birey olarak görülen iyi niyetli ve mantıklı kişilerin arasında bile aşağıdaki gibi bir patlama yaşanır:

CEM: Sen aslında benimle hiç sevişmek istemiyorsun, öyle değil mi?

FUNDA: Hayır istiyorum tabii de, bugün havamda değilim.

CEM: Hep aynı şeyi söylüyorsun.

FUNDA: Hayır, söylemiyorum. Kendimi buna mecbur hissetmek istemiyorum sadece.

CEM: Ben seni hiçbir şeye mecbur etmiyorum!

FUNDA: Baksana şu haline. Tabii ki ediyorsun.

CEM: Acaba frijit misin diye düşünüyorum bazen.

FUNDA: Ben de senin iğrenç bir adam olduğunu düşünüyorum.

CEM: Ben salonda yatacağım.

FUNDA: Umurumda değil, nerede istiyorsan orada yat.

Dünyanın her yerinde her an yüzlerce belki de binlerce bu tür konuşmalar yapılır. Zaman kaybına ve ruhsal sorunlara neden olan bu konuşmalar aslında son derece gereksizdir; çünkü birbirlerine şu an ne kadar hakaret ediyor gibi görünseler de her iki taraf da birbirini gerçekten sevip kibar olmayı bilen kişilerdir, ancak bunu yeniden anımsamaları için öfkelerinin nedenlerini saptamaları gerekir.

Günümüzde, çiftlerin birbirlerine neden ok attıklarını ve ilişkilerin neden sona erdiğini bilecek kadar insan denen varlığı tanımış durumdayız. İlişkilerin sona ermesinin nedenleri, psikoloji kitaplarında duygusuz ve net bir dille açıklanmıştır. İstediğimiz bütün bilgiler o kitaplarda durur, ancak bir kurnazlık yapıp kriz anlarında bize bir türlü yardımcı olmaz. Böyle kriz anlarında önerilerini dinleyeceğimiz, nesnel gözlemcilere ve zihnimize iyi düşüncelerin yerleşmesini sağlayacak mantralara gereksinim duyarız. Bunu şüphesiz daha düzgün işleyen bir DÜNYA, çiftlerin birbirleriyle savaşlarına bir son vererek, onları sessiz bir odaya davet ederek yapacaktır. Dünyanın, en azından ülkemizin bu seviyeye gelmesi zaman alabilir. Siz bir şeyler yapmak isterseniz evlilik terapisi deneyimi bu ihtiyacınızı fazlasıyla karşılayacak, özleminizi duyduğunuz ilişki için size mentörlük edecektir.

Sevgiyle Kalın

Uzm.Psk.Dan.Eyüp SARI

Cinsel Terapist & Çift Terapisti