Her 100 kişiden 5’inde görülen uyku apnesi tedavi edilmezse kalp krizinden inmeye, diyabetten cinsel soğukluğa birçok hastalığı tetikleyebilir.
ÜÇ TEMEL BELİRTİSİ VAR
Şiddetli horlama, nefes durması, gündüz aşırı uyku hali… Doç. Dr. Sadık Ardıç, Uyku Apne Sendromu’nun en temel belirtisinin şiddetli horlama olduğuna dikkat çekiyor. Horlama daralmış hava yollarında vücudun aşırı çaba harcayarak nefes almaya çalışmasından kaynaklanıyor. Uykudan boğularak uyanma ve uykuda nefesin zaman zaman kesilmesi de diğer önemli belirtilerinden. Apneler gece boyunca onlarca kez tekrarlayabiliyor. Bu şekilde her gece birçok kez uyanan hastalar sık uyku bölünmeleri nedeniyle dinlendirici derin uyku evrelerine geçemiyor. Bunun sonucunda gündüz uyuklama hali ve çok çabuk uykuya dalma sorunundan da şikayet ediyor. Bunların yanı sıra sabahları gergin uyanma ve baş ağrıları, çabuk sinirlenme, unutkanlık, anksiyete, konsantrasyon bozukluğu ve cinsel yaşama karşı isteksiz görülebiliyor. Belirtilerden özellikle nefesin durması, horlama ve gündüz aşırı uyku hali varsa, bu durum hastada yüzde 90 olasılıkla Uyku Apnesi Sendromu olduğuna işaret ediyor. Kesin tanı ‘polisomnografi’ adı verilen uyku testi ile konuyor.
UYKU APNESİ’NİN TETİKLEDİĞİ 7 HASTALIK
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sadık Ardıç, Uyku Apne Sendromu’nun tedavi edilmediğinde uzun dönemde hangi hastalıklara yol açabileceğini şöyle sıralıyor:
1. İnme: Oksidatif stres vücuttaki tüm damarlarda sertliğin gelişmesine neden oluyor. Bunun sonucunda da beyinde yaşamı tehdit eden dolaşım bozuklukları gelişiyor. Kişi ya yaşamını yitiriyor ya da hayatına felçli olarak devam ediyor.
2. Kalp krizi: Yapılan araştırmalar kalp krizi geçiren hastaların yüzde 35-65’inde Uyku Apne Sendromu olduğunu tespit etti. Özellikle genç yaşta hayatını kaybeden ve ‘hiçbir yaşta hastalığı yoktu’ denilen hastaların çoğunun ölüm nedeni aslında Uyku Apne Sendromu oluyor.
3. Yüksek tansiyon: Yapılan çalışmalar Uyku Apne Sendromu olan hastaların yarısından çoğunda hipertansiyon olduğunu ortaya koydu. Hastaların kan basıncı uykuda apnelere bağlı gelişen sempatik aktivitenin artışına, kan oksijen değerinin düşmesine bağlanıyor. Bu hastaların gece ve gün boyu tansiyonları yüksek olabiliyor. Bazı hastalar ise düzenli ilaç tedavisi almalarına rağmen yüksek tansiyonlarının kontrol altına alınamadığından şikayet ediyor. Bu hastaların kontrolünün Uyku Apne Sendromu tedavisinden sonra kolaylaştığı biliniyor.
4. Pulmoner Hipertansiyon: Akciğer damarlarında sempatik aktivite artışı ve oksidatif stres nedeniyle damar cidarında yapı bozukluğu oluşup, tansiyonunun yükselmesi durumudur. Uyku Apne Sendromu tedavisi ile düzeliyor. Ancak tedavi olmayan hastalarda, tedavisi çok zor olan nefes darlığıyla kendisini gösteriyor.
7. Erkeklerde empotans, kadınlarda cinsel isteksizlik: Libido kaybına neden olarak aynı zamanda cinsel yaşamı da olumsuz etkiliyor. Örneğin erkeklerde empotansa (iktidarsızlık) neden olurken, kadınlarda ise cinsel isteksizlik ve orgazm güçlüğüne yol açabiliyor. Uyku apnesinin cinsel ilişkide sorun yaratmasının diğer bir önemli nedeni, hastaların uykuya eğilimleri nedeniyle cinsel ilişkiyi sürdürememeleri.
“TEDAVİDE BASINÇLI HAVA AVANTAJLI”
Doç. Dr. Sadık Ardıç, Uyku Apnesi Sendromu’nda hangi tedavi yönteminin uygulanacağına hastalığa yol açan nedenler ve sorunun şiddeti göz önüne alınarak karar verildiğini söylüyor. Ardıç, Uyku Apnesi Sendromu için günümüzde birçok tedavi seçeneği olduğunu belirterek şu bilgileri veriyor:
“Tedavi, tıkanıklığa yol açan nedenin ortadan kaldırılmasıyla sağlanıyor. Örneğin hasta eğer kiloluysa uzman eşliğinde diyet yaparak ideal kiloya ulaşması isteniyor. Ameliyat dışı yöntemler arasında en etkili tedavi ise burundan basınçla hava üfleyen ve hastanın yatarken yüzüne taktığı maske aracılığıyla etkili olan CPAP-BiPAP (devamlı pozitif basınçlı hava) cihazıdır. CPAP daralan hava yollarında basınçlı hava girmesini sağlayarak, kullanıldığı süre boyunca uyku Apne Sendromu’nu tedavi edebiliyor. Üst solunum yollarında tıkanıklığa neden olan daralmalar varsa, bunlar da operasyonla düzeltilebiliyor. Örneğin ileri derecede burun tıkanıklığı yapan burun etleri, radyofrekans yöntemiyle küçültülerek burundaki tıkanıklık ortadan kaldırılabiliyor.
Acaba ?