Kategori: Anne – Çocuk

  • Cep telefonu çocuğa nasıl verilir?

    Cep telefonu çocuğa nasıl verilir?

    Amerikalı Janell Burley Hofmann, 13 yaşındaki oğlu Gregory’ye iPhone 5 aldı. Fakat telefonu oğluna vermeden önce “kullanım şartları” için bir sözleşme hazırladı. Şartları kabul eden Gregory sözleşmeyi imzaladı. Eğer kurallara uymazsa annesi telefonu elinden alacak.

    Geçtiğimiz hafta Amerika’nın sosyal medya profesyonelleri bir konu hakkında hem çok eğlendiler hem de o kadar çok paylaşıldı ki konu, bir anneyi alkışlayıp önünde şapka çıkarmak durumunda kaldılar.

    Konu dijital hayatın muamması, hepimizin yaşadığı klasik bir aile konusu. Çocukların kendi akıllı telefonlarına sahip olma arzuları, bitmeyen istekleri ve sizin bu konuda alacağınız tavır.

    5 çocuk annesi Janell Burley Hofmann buna bir çözüm buldu.

    Çok eğlendim okurken, çünkü son 3-4 yıldır benim büyük oğlumla yaptığım bildiğiniz ev içi sözleşmelerden birini 13 yaşındaki oğluna yeni yıl hediyesi olarak verdiği iPhone’un kullanımı için yapmış, şartlarını ve kuralları açık açık yazmış ve imzalatmıştı.

    Bakın bu cidden çocuklarda çok işe yarıyor. Bizim birkaç yıl önce yaz günleri havuza giriş kurallarını belirlemek için yaptığımız ve işe yaradığında sözleşme uygulamalarına devam ettiğimiz bir durum bu. Çocuk annenin kurallarını iyi algılıyor, cezalar ve sonuçlar net yazılınca geri dönüşü kalmıyor. Eğer anne kurallara uyar, kendisi attığı adımdan geri dönmezse çocuk bu işin öneminin olduğunun farkına varıyor.

    Oğlum bu konuda o kadar uzman oldu ki artık ev içi sözleşmelerimizi tekrar tekrar okuyor, kendi şartlarını ekliyor. Hukukçu arkadaşlarım Hakan Hanlı ve Mustafa Duman’ı baştan çıkaran bu çocukça taleplerinin karşısında biz yetişkinler inanılmaz eğleniyoruz. Aynı zamanda şaşırıyoruz da… Algıları, dünyaları ve bakış açıları öyle farklı ve haklarını korumaya da öyle hevesliler ki…

    Bir konu olduğunda “Bunu Hakan Abi’ye sormam lazım o dünyanın en iyi 10 avukatından biri” diyerek bizimle de dalga geçiyor. Ama haklarını biliyor. Çünkü kurallara uymazsa başına gelecekleri de biliyor.

    cep_telefonu_cocuga_vermek

    BİR ANNENİN NELER YAPABİLECEĞİNİ GÖRÜN

    Bizim evin de daimi gündeminde olan ve büyüyünce kendilerine vermek üzere sakladığım hem komik hem de şahane anıları hatırlatan bu anne & çocuk sözleşmelerimizi anımsattığı için çok mutlu oldum Janell Burley Hofmann’ın oğluyla yaptığı iPhone sözleşmesine. Ayrıca bana mutluluk veren diğer konu da şu oldu: Bu mektup ve sözleşme o kadar gündeme geldi ki ve o kadar çok profesyonel paylaştı ve konuya değindi ki…

    Bir annenin eğer isterse neler yapabileceğinin örneğidir bu, dünyaya farklılık kazandırmak için etkisidir. Mashable sitesinin de ayrı takdiri hak ettiğini söylemek isterim, bu konulara gösterdiği hassasiyet nedeniyle…

    İşte Amerikalı annenin oğluyla yaptığı sözleşme:

    Mutlu Noeller!

    Seninle gurur duyuyorum çünkü artık iPhone sahibisin. Ne harika! Sen tüm iyi ve sorumlu 13 yaşındaki çocuklar gibi bu hediyeyi hak ettin. Ancak bu hediye sana kurallar ve bazı sorumluluklarla geliyor.

    Aşağıdaki sözleşmeyi lütfen dikkatlice oku. Benim senin gibi sağlıklı bir genç adamı kontrol edilemez bir dünya olan teknoloji içine belirli bir düzen içinde koymam lazım. Bunu anlayacağını umuyorum.

    Aşağıdaki listedeki kurallara uyulmaması iPhone’u kaybetmene neden olur. Lütfen bunu da unutma. Seni deli gibi seviyorum ve önümüzdeki günlerde seninle birkaç milyon SMS ile yazışmak için büyük sabırsızlık duyuyorum…

    İşte Janell’ın oğlu Gregory’ye akıllı telefon kullanımı için şart koyduğu kurallar:

    ‘ŞİFRENİ DAİMA BİLECEĞİM’

    * Bu benin telefonum. Ben satın aldım. Ben ödedim. Sadece sana kullanman için veriyorum. Şifreni daima bileceğim.

    * Eğer çalarsa cevap vereceksin. Merhaba diyeceksin, konuşacaksın. Eğer ben veya baban ararsa yani ekranda “anne” veya “baba” yazısını gördüğünde telefonu asla açmamazlık yapmayacaksın. Asla.

    * Bu telefonu hafta içi okul günleri akşam saat 19.30’da hafta sonu ise akşam saat 21.00’de kapatıp bana veya babana vereceksin. Sabah 07.30’a kadar kapalı kalacak. Telefon tüm gece kapalı kalacak. Arkadaşlarını da bu saatler dışında aramayacak veya mesaj göndermeyeceksin. Çünkü bizim kurallarımız gibi başka ailelerin kurallarına da saygı göstermelisin.

    * Telefon seninle okula gitmeyecek. Yarım günler, geziler ve özel okul aktivitelerinde bu karar değişebilir. Bunu da önce konuşacağız.

    * Eğer bu telefon tuvalete düşerse, yerde ezilirse, havuza düşerse, başına bir şey gelirse yapımı, tamiri ve yeniden satın alınması senin sorumluluğundadır. Doğum günü paraların, kardeşlerine bakıp bizden kazandığın paralar tümü senden kesilecektir.

    ‘ASLA PORNO İZLEMEK YOK’

    * Bir insanın yüzüne karşı söyleyemeyeceğin hiçbir şeyi mesaj olarak yazma, e-posta olarak gönderme veya telefonda böyle konuşmalar yapma.

    * Asla porno yok. Bir şey arıyorsan, bizimle konuş, bize sor. Sosyal ortamlarda, halk arasında telefonu kapat, sesini kıs. Özellikle restoranlar, sinemalar, tiyatrolar ve konuşma yapılan yerlerde. Sen kibar bir insansın ve telefonunun bunu değiştirmesine izin verme.

    * Asla vücudunun özel bölgelerinin resimlerini birilerine gönderme. Asla. Ve kimseden böyle resimler alma. Bu tarz resimlere gülme. Gün gelir bazıları da sana güler sakın bunu yapma. Bu aynı zamanda senin gibi ergenler, okullar ve yetişkinler için de çok riskli bir durum. Kötü bir fikir, çok kötü bir fikir. Daima da kötü olarak kalacak.

    * Milyarlarca fotoğraf ve video çekme. Her şeyi kayıt altına almak zorunda değilsin. Tecrübelerini ve anı yaşa.

    * Telefonunu bazı zamanlar bırak ve ondan uzaklaş. Sürekli yanında olmasın çünkü onsuz da nasıl yaşanacağını bilmen, öğrenmen gerekiyor. Telefonun bedeninin bir parçası değil öyle olmasına izin verme.

    ‘TELEFON DÜNYAN DEĞİL’

    * Gözlerini açık tut, çevrene bak, dünyayı gözle, neler olduğunun farkında ol. Çevrende olan biteni gör. Kuşları dinle, çevrene bak, tanımadığın yanından geçen insanlara “Merhaba” de, gülümse. Hayat sadece Google’da arama yapmak değil. Telefon dünyan değil. Olmamalı.

    * Bu kuralları bozabilirsin. O zaman telefonunu elinden alırım. Birlikte oturur konuşuruz. Tekrar başlarız. Sen de ben de daima birlikte öğreniriz. Ben senin takım arkadaşınım, karşında değilim. Bu işte birlikteyiz, taraf değiliz, yalnız değilsin.

    * Umuyorum bu kuralları güzelce halledebiliriz. Buradaki birçok madde sadece telefonun için değil, senin tüm hayatınla ilgili. Çok hızlı büyüyorsun ve dünya çok büyük hızla değişiyor. Bu çok heyecan verici ama korkutucu da. Eline geçen her şansı değerlendir. Kendine ve gücüne inan çünkü hiçbir makinenin sahip olamayacağı kadar kocaman bir kalbe sahipsin. Seni çok seviyorum ve hediyenin seni eğlendirmesini diliyorum…

    ANNEN

     

    Kaynak: (haberturk.com, Pınar Reyhan Özyiğit, 08 Ocak 2013)
    Fotoğraf: http://www.brankovukelic.com/2016/04/best-time-buy-cellphone-children/

  • Yeni anneler için bebek bakım rehberi

    Yeni anneler için bebek bakım rehberi

    Çocuk Hastalıkları ve Yenidoğan Uzmanı Dr. Mustafa Yücel Kızıltan yeni annelere önerilerde bulunuyor. İşte yeni anneler için bebek bakımı rehberi

    Aylarca devam eden sabırsız bekleyişin ardından, bebeğinizi ilk kucağınıza aldığınız an, dünyanın en büyük mucizelerinden birine de sahip olursunuz. Bundan böyle hayatınıza bir “Anne” olarak devam edeceğiniz gerçeği mutlu bir heyecanın yanı sıra, getirdiği sorumluluk duygusu nedeniyle endişe kaynağı olabilir. Anneler bebek bakımıyla ilgili ne kadar Kitap okuyup öğüt dinlese de birçok konuda endişelenir. Bebeğin ağlaması ya da uykusuzluğu annelerde panik yaratabilir.  Çocuk Hastalıkları ve Yenidoğan Uzmanı Dr. Mustafa Yücel Kızıltan yeni annelere önerilerde bulunuyor.

    Yeni anneler için bebek bakım rehberi

    Bir saat içinde içinde emzirilmeli

    Sütün artması için doğumdan sonra, en geç bir saat içinde bebek anne göğsüne yatırılmalı. Bebek emmese dahi, ilk 4 saat boyunca, her saat başı annenin memesine koyulmalı. Sonraki günlerde ise, günde 10-12 kez emzirmek faydalı olur. Süt rahatlıkla geliyorsa, beslenmeyi bebeğin kendisi yönetmeli. Bebek acıktığında zaten anneye gerekli uyarıları ağlayarak yapacağından zorlamalara gerek yoktur.

    Gaz sancısı sağlığın işareti

    Ağlamak bebeklerin dış ortamla iletişim kurmak için en sık başvurdukları yoldur. Hastalıkların yanı sıra; gaz sancısı, aşırı sıcak ortam, açlık veya bebeği sıkabilecek fazla giyim bebeğin başlıca ağlama nedenleri arasındadır. Örneğin gaz sancısı olan bebekler kilo alımları iyi ve sağlıklı bebeklerdir.

    Genellikle doğumdan 2-3 hafta sonra, özellikle akşamları ortaya çıkan ağlama nöbetlerine sebep olan bu sancılar giderek sıklaşır. Bebek 6-8 haftalık olduğunda en yoğun şekilde kendini gösteren gaz sancıları yaklaşık olarak 3’üncü ayda kesilir. Bu süre içerisinde ağlama krizlerini azaltabilmek için birçok ilaç ve davranış metodu denenmiş olsa da; bunların hiçbirinin bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmamıştır.

    Göbeğin çevresini temiz ve kuru tutun

    Göbeğin ve çevresinin temiz ve kuru olması gerekir. Göbeği bezin dışında bırakmaya dikkat edin. Göbek 7-14 gün içerisinde düşer. Düştükten sonra yerinde hafif bir kanama olması normaldir. Bu durumda Alkol ile silebilirsiniz.

    Banyo, uyuma rutininin parçası olmalı

    Bebeğinizi her gün yıkamanız gerekmez. Banyo yaptırmanızın nedeni bebeğinizi temiz tutmanın yanı sıra banyonun uyku vakti rutininin bir parçası oluşudur. Bebeğin banyoyu akşam rutininin bir parçası olarak algılanmasını sağlamak önemli. Bebeğinizi hergün yıkamak zorunlu olmamakla birlikte faydalıdır.

    Kremler isilik yapabilir

    Her banyo sonrası krem veya yağ sürmek gerekmez. Krem ve yağlar sürerek cildin terlemesi önlenirse, ufak sivilceler ve ve isilik tarzında döküntüler ortaya çıkabilir. Eğer cildi kurur ve çatlaklar gelişire, bir bebek losyonu veya nemlendiricisini günde 2kere sürebilirsiniz.

    Haftada bir kez kaka normal

    Anne sütü ile beslenen bebek, kakasını haftada bir kez fakat yumuşak kıvamda yapıyorsa kabızlıktan endişelenmeye gerek yoktur; çünkü anne sütünün hemen hemen tamamına yakını bağırsaklardan emilir. Bu da dışkılama sıklığının az olmasını açıklayan bir durumdur. Öte yandan, bebeğin ıkınması ve bu sırada yüzünün kızarması da olağan bir durumdur ve kabızlık olarak algılanmamalı. Anne sütü ile beslenen sağlıklı bir bebeğin 3-4 günde bir, hatta bazı durumlarda haftada bir dışkı yapması bebeğin kabız olduğu anlamına gelmez.

    Sizden bir kat fazla giyinsin

    Yeni doğan bebeklerde terleme görülmez; bu nedenle fazla giydirdiğiniz zaman sıcaklık fazlalığının yarattığı sıkıntıyı ağlayarak ifade etmeye çalışacaktır. Ayrıca fazla sıcak olan ortamlarda bebeğin burnu tıkanır. Bebeğin elleri ve ayakları soğuk ise, üşüyüp üşümediği ensesi kontrol edilerek anlaşılabilir. Öte yandan, oda sıcaklığının 22-23 derece olduğu zamanlarda, bebeğiniz sizden sadece 1 kat fazla giyinmesi yeterli olacaktır.

    Uyurken yastık kullanmayın

    Yeni doğan bebeklerin yatırıldığı yerde yastık olmamalı. Sağlıklı bir uyku adına, bebeğin yatacağı zemin için fazla yumuşak olmayan, şekil değiştirmeyecek sertlikte olan pamuklu kumaştan yapılmış bir şilte seçilmesi önerilir. Bebek sırt üstü pozisyonda, hafif eğimli dik bir düzeyde yatırılmalı.

  • Çocukların internetteki faaliyetleri

    Çocukların internetteki faaliyetleri

    Çocukların internetteki faaliyetleri aileleri tarafından takip edilmiyor ..Uzmanlar, ebeveynleri çocuklarının internetteki faaliyetleri konusunda uyarırken online araştırma şirketi DORinsight tarafından yapılan araştırma, konuya ilişkin olarak Türkiye’deki bilinç düzeyinin de durumunu gözler önüne serdi.

    Son günlerde uzmanların, ebeveynleri çocuklarının sosyal medya kullanım alışkanlıkları konusunda uyarıları artarken online araştırma şirketi DORinsight tarafından yapılan araştırma Türkiye’deki bilinç düzeyini ortaya koydu.

    Hitay Holding firmalarından Türkiye’nin ilk ve en büyük izinli veritabanına sahip online araştırma şirketi DORinsight tarafından Nisan ayı içerisinde “Teknoloji ve Çocuk Araştırması”  gerçekleştirildi. 6-16 yaş arası çocuğu olan 1.576 anne ve babayı kapsayan araştırmada ebeveynlere çocuklarının teknoloji kullanımı ve güvenlikleri ile ilgili sorular yöneltildi.

    Çocukların çoğunun tableti varken ebeveynler çocuklarının internetteki faaliyetlerini takip etmiyor

    Ankete katılan ebeveynlerin çocuklarının yüzde 79’u tablet, yüzde 50’si dizüstü bilgisayar, yüzde 49’u telefon, yüzde 37’si masaüstü bilgisayar, yüzde 21’i oyun konsolu sahibi iken hiçbir teknolojik cihazı olmayan çocukların oranı ise yüzde 4.

    Çocuklarının internetteki faaliyetleri  “gizli yazılımlar” ile takip altında tutarak, kontrollerini sağlayan ebeveynlerin oranı yüzde 39’da kalırken bu yönde bir kontrol yapmadıklarını ifade edenlerin oranı ise yüzde 61 oldu.

    Araştırmada çocuklarının internetteki faaliyetlerini takip etmeyenlerin, söz konusu telefon olunca daha dikkatli davrandıkları görüldü. “Çocuğunuzun akıllı telefonundaki içerikleri takip ediyor musunuz?” sorusuna “Evet” diyenlerin oranı yüzde 63 olurken “Hayır” diyenlerin oranı yüzde 37 oldu.

    Çocukların en çok kullandığı sosyal medya sitesi Facebook

    Ebeveynlerin yüzde 58’i çocuklarının sosyal medya hesabı olduğunu belirtirken, yüzde 42’si çocuklarının hesabı olmadığını ifade etti. “Çocuğunuz hangi sosyal medya hesaplarını kullanmaktadır?” sorusuna verilen yanıtlara göre ortaya çıkan sıralama şu şekilde oldu:  Facebook yüzde 96,  Twitter yüzde 24, Instagram yüzde 34, Snapchat yüzde 10 ve Swarm yüzde 5.

    Çocuklar bilgisayar oyunu oynamayı çok seviyor

    Ankette ebeveynlere oyunlar ile ilgili sorularda yöneltildi. Ortaya çıkan sonuçlara göre ebeveynlerin yüzde 77’si çocuklarının bilgisayar oyunu oynamasına izin verirken, yüzde 23’ü bu izni vermediklerini kaydetti. Yine çocuklarının bilgisayar oyunu oynamayı sevdiklerini belirten ebeveynlerin oranı yüzde 82’ye kadar çıkarken, yüzde 18’i çocuklarının video oyunu oynamayı sevmediğini ifade etti.

    Ebeveynler internetin çocuk gelişimine katkı sağladığını düşünüyor

    Anket sonucuna göre internetin çocuklarının gelişimine faydası olduğuna inanan ebeveynlerin oranı yüzde 79 olurken, yüzde 21’i bu yönde bir faydası olduğunu düşünmüyor.

    Çocuklarının bilgisayar başında günde 30 dakika ila 1 saat arası zaman harcadığını belirtenlerin oranı yüzde 47 ile ilk sırada yer alırken yüzde 4’ü çocuklarının bilgisayar başında hiç zaman harcamadığını ifade etti.

  • Bebek gelişimi ve suyun önemi

    Bebek gelişimi ve suyun önemi

    Yüzmenin çok yararlı bir spor olduğunu hepimiz biliriz. Fakat neden çok yararlı olduğu konusunda net bir cevap veremeyebiliriz. Anne olarak, bebeklerimiz büyürken diğer bebeklerin gelişimi ile kendi bebeğimizin gelişimini karşılaştırmaya çalışırız. Yapmakta geç kaldığı fiziksel hareketleri, neden zamanında yapamadığı konusunda araştırmalar yaparız. Yaşı kaç olursa olsun, çocuğunuzun her yönden gelişebileceği bir yer olsaydı götürmek istemez miydiniz?

    Bebeklerin gelişiminde suyun nasıl bir rol oynadığını öğrenmeye ne dersiniz? :)

    Rusya’ da yapılan bir araştırmaya göre; yeni doğmuş bir bebek, suda yaptığı aktivitelerde yer çekimi etkisi olmadığı için karada yaptığı hareketlere kıyasla kendini 3 farklı şekilde geliştirebileceğini öne sürer.

    1- Vücudunu ve beynini geliştirir.
    2- Suda serbest bir şekilde hareket ederken çevresini araştırır ve farklı deneyimler edinir.
    3- Yeni sorun çözme yeteneği ve görevi yerine getirme ile ilgili beyin fonksiyonlarını geliştirir.

    bebek_gelisimi_ve_suyun_onemi

    Beyin gelişimi doğumdan çok daha önce başladığı ve doğumdan sonra devam ettiği bilinmektedir. Yeni doğan bebekler çok fazla miktarda bilgi alma becerisine sahiptir. Doğumdan itibaren bebekler, çevresindeki dünya ile ilgili çok şey öğrenirler.

    Bebekler 3 ay dan itibaren sağa sola dönebilirler. 6 aydan itibaren oturmaya başlayabilirler. 8 aydan sonra emeklemeye başlayabilirler. Su içinde yeni doğmuş bir bebek karada aylarca kullanamayacağı kasların tümünü suda kullanabilir. Bebek doğduğunda neredeyse tüm kas lifleri olmasına rağmen bunlar henüz tam olarak gelişmemiştir; lifler küçüktür. Büyüme 18. aya kadar çok hızlı olur, iskeletle birlikte kafadan aşağıya doğru gelişerek uzar ve kalınlaşır. Aynı zamanda lifler içten dışa doğru genişler ve büyür.

    Fiziksel aktivite, kuvvet ve koordinasyon gelişimine yardımcı olur. Bu sayede motor gelişimi meydana gelir. Bebek daha hareketli olmaya başladığında kas gelişimi artar.
    Suda egzersiz yapabilmeleri kas simetrilerinin gelişimine yardımcı olur.
    Bebek ve okul öncesi yüzme eğitimi, bebeklerin vücudunun her iki tarafındaki kasların simetrik olarak geliştirmesini sağlamak üzere fizyoterapi ve osteopatiyi bir araya getirerek bebeği güçlendirir.

    Ayrıca yetişkinlerde olduğu gibi yüzmek, bebeklerin kalp, solunum sistemi ve genel sağlık durumunu geliştirir.
    Engelli bebekler suda serbest şekilde hareket edebilme imkanı bulurlar. Bebek yüzme eğitimi özellikle prematüre bebekler için faydalıdır çünkü yüzme prematüre bebeklerin motor gelişimini yeniden elde etmesine yardımcı olur.

    Bebeğin hayata gelmesi bir mucize olduğu gibi, Suyun da bu evren üzerinde sayısız mucizeleri vardır. 9 ay Su içinde oluştuktan sonra, suya olan bağlılığımızı doğduktan sonra devam ettirdiğimiz sürece sağlığımıza kattığı yararları görebiliriz.

    Yaşadığınız bölgede bulunan sertifikalı ve uluslararası kuruluşlarda bebeklerinize yüzme dersi aldırabilirsiniz. Bu sayede sizlerde bebeğinize doğru yüzme tekniklerini öğretebilmek için temel bilgiye sahip olabilirsiniz.

    Böylelikle çevremizde kolaylıkla bulabileceğimiz Suyu sağlığımız için kullanmaya başlamaya ne dersiniz?

    Bir sonraki yazımda size psikolojik ve sosyolojik açıdan suyun mucizelerinden bahsedeceğim.

    Haydi suda buluşalım :)

    Yasemin Yücesoy
    Master Bebek yüzme Eğitmeni

    Kaynak: kidolindo.com

  • Rahat doğum için öneriler

    Rahat doğum için öneriler

    Rahat doğum için.. Doğumun 40 haftalık hamilelik serüveninin bir ödülü olarak düşünüldüğünü kaydeden Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, “Özellikle ilk doğumda rahat olmak önemlidir. Bazı kadınlar, olumsuz bir doğum deneyiminden sonra, ikinci çocuk için cesaretlerini kaybetmektedirler.

    Bu durumun oluşmaması ve rahat bir doğum için psikolojik olarak hazır olmak önemlidir. Doğum öncesi hamileler genel olarak kaygılıdırlar. Bu doğal bir durumdur. Daha önce hiç doğum yapmamış bir kadın bilmediği bu durum için kaygılanır ya da korkar.” diye konuştu.

    Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, doğumda rahat hissetmek için, öncesinde yapılması gereken 15 öneri hakkında şu bilgileri verdi:

    Rahat doğum için öneriler

    rahat_Dogum

    1. Doğum için bir hastane seçin: Doğumdan önce, doğum yapacağınız hastaneyi ziyaret etmek önemlidir. Bu sayede doğuma giderken kaygınız daha az olur.

    Bilmediğimiz yerler, kaygılarımızı artırabilir. Doğum yapacağınız hastanenin yakın olması sizi daha da rahatlatacaktır.

    2. Doğumla ilgili kurslara gidin: Doğumla ilgili kurslara gitmek bir anlamda prova yapmanızı sağlayacaktır.

    Böylece eğer doğumu zihninizde büyütmüşseniz, endişelerinizi azaltacaktır.

    3. Eşin doğuma katılmasını sağlayın: Günümüzde birçok hastane bu konuda hassas davranmaktadır. Eşinizle bu konuyu konuşun.

    Eğer kaygınız çoksa; eşinizin yanınızda olması hem orayı daha az yadırgamanıza engel olur, hem de sizi psikolojik açıdan rahat ve güvende hissettirir.

    4. Doğumla ilgili okuyun: Doğumla ilgili yazılan kitaplar okuyun. Birçok kişi bunu internetten araştırıyor, ancak internette doğru bilgiler olduğu gibi, kirli bilgiler de mevcuttur.

    Bunu unutmayın. Okumak ve bilgilenmek sizi kaygı ve korkularınızdan uzaklaştıracaktır.

    Doğum Öyküleri için Tıklayınız!

    rahat_dogum_icin

    5. Annenizle kendi doğumunuzu konuşun: Anneler, doğum konusunda deneyimlerinden dolayı rahatlatıcıdırlar. Annenizle kendi doğumunuzu konuşarak bilgi alabilirsiniz.

    Ayrıca sizinle ilgili bilmediğiniz, mutlu anıları öğrenmek sizi iyi hissettirecektir.

    6. Doktorunuzla doğumla ilgili kaygılarınızı paylaşın: Bazı durumlarda Kadın doğum hekimiyle konuşmak için yeterli zaman olmaz. Buna rağmen zaman yaratın ve kaygılarınızı konuşun.

    Böylece hekimin sizin kaygı düzeyini anlaması daha kolay olur ve sizi rahatlatacak bilgiyi ondan alabilirsiniz. Doğumdan önce soru işaretlerinizi mutlaka azaltın.

    7. Doğumdan sonra kucağınıza alacağınız çocuğun hayalini kurun: Hamilelik süresince; doğum sonrası çocuğunuzla ilk karşılaşma sahnesinin hayalini kurmak, hem hamileliğin hem de doğumun kolay geçmesini sağlar.

    İmajinasyon çalışması denilen bu hayal kurma çalışması birçok psikolojik sıkıntıda işe yaramaktadır. Doğumda da kuşkusuz işe yarayacaktır.

    8. Gebelikte yoga ve gevşeme egzersizleri yapın: Hamilelik süresince, eğer imkânınız varsa yoga sizi oldukça rahatlatacaktır.

    Bunun yanı sıra nefes egzersizleri sıkıntılı durumlarla baş etmenizi kolaylaştıracaktır. Ancak bunlara hamileliğin mümkünse erken dönemlerinde başlamalısınız. Böylece bu egzersizleri uygulamanız, deneyiminizin fazla olmasından dolayı daha kolay olacaktır.

    Rahat doğum için öneriler
    Rahat doğum için öneriler

    9. Gebeliğin ve doğumun sağlıklı bir süreç olduğunu unutmayın: Günümüzde bilgi arttıkça ne yazık ki korkular da artmıştır.

    Oysaki ilk çağdan bu yana kadın, doğurur. Bu kadının doğasında olan bir durumdur. Hatta profesyonel yardım almadan doğurur. Siz de farklı değilsiniz. Bu gerçeği gözden kaçırmayın.

    10. Hamilelik döneminde hekiminizle konuşarak, önerdiği egzersizleri yapın: Egzersiz yapmak; doğumda kaslarınızı daha rahat çalıştırdığı gibi, strese karşı dayanıklılığınızı da artıracaktır

    Gebelik süresince hekiminizin önerilerini de dikkate alarak, mutlaka egzersiz yapın. Yürüyüş bile, tek başına vücudumuzda olumlu hissettirecek hormonların salgılanmasını artırır.

    11. Sürekli doğum hikâyeleri dinlemeyin: Eğer hassas bir yapıya sahipseniz, etrafınızdaki kişilerden doğum hikâyeleri dinlemeyin.

    Çünkü kişiler olumlu hikâyeler anlatabileceği gibi olumsuz hikâyeler de anlatabilir. Bunu daha önceden bilme şansınız olmayabilir. Karşı taraf iyi niyetli olsa dahi, sizin hassasiyetinizden dolayı keyfiniz kaçabilir.

    Rahat doğum için öneriler
    Rahat doğum için öneriler

    12. Doğum öncesi güncel yaşantınıza devam edin: Hayatınızın normalini bozmayın. Doktorunuz bir öneride bulunmamışsa, normal yaşantınızı doğuma kadar devam ettirin.

    Kendinizi aşırı sakınmaya kalkarsanız, doğal bir durum olan doğum; sizin zihninizde giderek daha büyüyecektir. Yaşam alışkanlıklarınızı doğum boyunca devam ettirin. Tabi ki alkol sigara gibi alışkanlıklar hariç.

    13. Doğumdan önce maddi konularda eşinizle konuşun: Doğumdan önce, hem hastane masrafları hem de bir süre çalışmayacağınız için birikimlerinizi eşinizle gerçekçi bir şekilde değerlendirin.

    Masraflar konusunda hekiminizden ve hastaneden bilgi alın. Doğum sürecinde bir de bunları düşünmek durumunda kalmayın.

    14. Tokofobi (doğum yapma korkusu) varsa, ihmal etmeyin: Tokofobi(doğum yapmaktan korkma) esasen her 9-10 kadından birinde görülebilmektedir. Kişi doğum yapmakla ilgili aşırı kaygı duyar.

    Tedavi edilebilir bir durumdur. Tedavide psikoterapi ve hipnoz kullanılmaktadır. Böyle bir durumunuz varsa mutlaka bir psikiyatriste/psikoloğa başvurun.

    rahat_dogum_icin_tavsiyeler

    15. Psikolojik ya da psikiyatrik bir sorununuz varsa, bu durumu kadın doğum hekiminizle paylaşın:Eğer psikiyatrik bir sorununuz varsa ya da daha önce geçirdiğiniz bir rahatsızlığınız varsa hamilelik döneminde mutlaka psikiyatrist/psikologdan yardım alın.

    Doğum öncesi sorun daha fazla artabilir. Riske girmeyin.”

    Kaynak: sabah.com.tr

  • Sosyal medyada bir çocuğun neleri yayınlanmaz ?

    Sosyal medyada bir çocuğun neleri yayınlanmaz ?

    Günümüz anne babası sosyal medyada sadece kendi fotoğraflarını değil çocuklarının da fotoğraflarını paylaşıyorlar. Doğum günü partileri, okul gösterileri, oyunlar, özel anlar gibi bir çok an’ı dostları arkadaşları görsün istiyorlar. Keyifle yapılan bu paylaşımlar bazen çocuklarının utancı, bazen de bir sapığın hedefi olabiliyor. Bu konuda çoğu ebeveyn davranışlarının farkında değil. Ayrıca bir çok kişi yayınladıklarını kimlerin görüp kimlerin göremeyeceği konusunda sosyal medya gizlilik ayarları konusunda gerçekten bilinçli değil. İnternet üzerinde bir çocuğun nelerinin paylaşılmasından kaçınmak gerekir?

    Sosyal medyada bir çocuğun neleri yayınlanmaz ?

    1. Banyo, Deniz, Havuz Fotoğrafları
    Çocuğunuzun banyo yaparken, denize girerken çıplak fotoğraflarını paylaşmayın. Normal biri için son derece normal, masum, eğlenceli olan bu fotoğraf çocuk pornocuları için malzeme olabilir. Çocuğunuz ileriki yaşlara geldiğinde bu fotoğraflar onu utandırabilir. Unutmayın eklediğiniz bir fotoğraf siz silseniz bile sonsuza kadar bir yerlerde kalır.

    2. Hasta Halleri
    Aslında çoğumuz kötü anlarımızı başkalarının görmesini istemeyiz. Çocuğunuzun hasta, yaralanmış, mutsuz hallerini sosyal medyada yayınlayıp başkalarının dikkatini çeken anne baba kendisini sorgulamalıdır. Farkında olmadan çocuğu üzerinden ilgi çekmeye çalışıyor olabilir. Çocuğunun hasta halinin fotoğrafını yayınlamak yerine, gerçekten gerekli ise kısa bir bilgilendirme çok daha nezaketli olabilir.

    3. Çocuğunun Sorunlu Davranışlarını Paylaşmak
    Günümüz akran zorbalığı daha çok sosyal medya üzerinden yapılıyor. Bazı anne babalar bilerek yada bilmeyerek çocuklarını gülünç duruma düşürecek yada alay konusu olmasına “online utandırmaya” yol açacak paylaşımlarda bulunabilirler. Aile içi gizliliği, mahremiyeti, çocuğun kişisel sınırlarını bozacak anılar paylaşılmamalıdır.

    4. Bebeklik
    Şu anda bebek bile olsa ileride büyüyecek, çocuk, genç ve yetişkin olacak. İleride utanmasına yol açacak örneğin çiş yaptığı anlar gibi yayınlardan kaçınılmalıdır. Tuvalette iken çekilmiş fotoğrafları varsa sosyal medyada yayınlamak yerine kendi özel albümünüzde tutabilirsiniz.

    5. Çocuk Hakkında Özel Bilgiler
    Kötü amaçlı kişilerin kullanabileceği bilgileri paylaşmamak gerekir. Örneğin “Evde tek başına bizi bekleyebiliyor”, “okuldan eve yürüyerek tek başına gelebiliyor”, “aferin oğluma kardeşine biz yokken bakıyor” gibi bilgileri kimlerin kötü niyetle kullanabileceğini bilemezsiniz. Kurumsal sayfalar hariç özel telefonunuz, adresiniz gibi bilgiler başınıza olmadık sorunlar açabilir.

    6. Başkalarının Fotoğrafları
    Başkasının çocuğunun fotoğrafını yayınlamadan önce düşünmek gerekir. Onun ailesi buna izin verip vermeyeceği, rahatsız olup olmayacağı iyi düşünülmelidir.

    7. Akran Zorbalığına Maruz Kalan Çocuk
    Eğer çocuğunuz başka çocukların zorbalığına maruz kalıyorsa bir kriz planı yapın. O çocukların ebeveynleri, okul yetkilileri ve gerekirse yasal mercilere ulaşmaya çalışın ve hemen önlemenin yolunu bulun. Bu konuda çocuğunuzu suçlayarak zaman harcamayın.

    8. Nasıl Algılanıyor?
    Bazı ebeveynler, öğretmenler bir çocuk için normal, doğal davranış ancak yetişkin gözüyle komik olan görüntüleri yayınlıyorlar. İzleyenler için komik, eğlenceli gelen bu haller çocuk için şimdi yada gelecekte kabus olabilir. Buradaki ölçüt, görüntünün nasıl algılanacağını iyi süzmenizdir. Çocuğun, doğaya, insanlığa, yaşama dair olumlu değerleri sunan görüntü ve mesajlarda sorun yoktur. Sorun, yanlış anlaşılabilecek, alay konusu olabilecek, tartışmaya yol açabilecek mesajları içeren paylaşımlardır.

    Eskiden “nazar değer” diye kaçınılan bir çok durum günümüzde övünülen bir durum olarak algılanabiliyor. Aslında yılların süzgecinden geçerek gelen ve çocuğun korunmasına dönük olan bir çok tutum vardı. Günümüz online yaşamın verdiği, özgürlük ve rahatlığın getirdiği riskleri iyi bilmek gerekir. Unutmayın, resimler, videolar ve sözler her çeşit insan tarafından görülüyor.

    Şenel Karaman
    Uzman Psikolog

    Alıntı: kidolindo.com

  • Emziklilik döneminde beslenme

    Emziklilik döneminde beslenme

    Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, “Hamilelik döneminde beslenme bebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesi için ne derece önemli ise, emziklilik döneminde beslenme de o derece önemlidir. Bir bebeğin büyüme ve gelişme döneminde alması gereken en önemli besin anne sütüdür ve annenin yeterli miktarda ve nitelikte süt üretebilmek için beslenme düzenine dikkat etmesi gerekir” dedi.

    Emziklilik döneminde beslenme

    Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, bebek beslenmesinde yeri doldurulamayan bir doğa harikası olan anne sütünün daha besleyici olması için tüketebilmesi gereken en iyi 15 besini şöyle sıraladı:
    Yoğurt: İçeriğindeki mükemmel kalsiyum, fosfor oranı ile vazgeçilmez bir besin yoğurt. Hem annenin bebeği ile paylaştığı mineral depolarını doldururken hem de bebeğin kemik ve diş sağlığı için son derece önemli bir rol oynuyor. Annenin enerji ihtiyacına göre günde 2 veya 3 bardak mutlaka yoğurt tüketmesi gerekiyor.
    Yumurta: Yumurta içeriğindeki zengin A, C ve E vitamini; iyot, fosfor ve çinko gibi mineralleriyle en önemli, en kaliteli protein kaynaklarından biri. Bebeğinizin beyin gelişimine katkıda bulunan, sütünüzün kalitesine destek çıkan en değerli besin!
    Emziklilik_donemi
    Emziklilik döneminde beslenme
    Yulaf Ezmesi: Bu kompleks karbonhidrat daha enerjik hissetmenizi sağlar ve süt miktarınızı artırır. Bitkisel protein ve posadan zengin olan yulaf ezmesi sindirim sistemini düzenler. Bebeğini sakin sakin emzirmek isteyen anneler, akşam yemeğinden sonra yoğurt ile tüketebilirsiniz!
    Süt / Ayran: Anne sütünü artırmanın ilk yolu sıvı tüketimini artırmaktır. Bu sıvıların başında da önemli protein kaynağı olan ve kalsiyumdan zengin süt ve ayran gelir. Sütü yağsız, ayranı ise yağsız ve tuzsuz tercih edin.
    Ton Balığı / Somon: Ton balığı ve somon omega 3 ve proteinin iyi kaynaklarıdır. Bebeğinizin beyin gelişimini destekler, sizin ise emziklilik döneminde stres yönetiminize destek çıkar.
    Maş Fasulyesi / Börülce: B grubu vitaminleri ve posadan zengin olan bu besinler; sindirim sistemini düzenler, kan şekeri kontrolünü sağlar ve bol miktarda bitkisel protein içerir. Haşlayıp koyu yeşil yapraklı sebzelerle karıştırıp salata şeklinde tüketebilirsiniz.
     emziren_anne_beslenme
    Karabuğday / Buğday: Bu besinler düşük glisemik indeks değerine ve yüksek posa oranına sahiptir. Kan şekeri kontrolü sağlar, sindirim sistemi fonksiyonlarını iyileştirir. Karabuğdayı sebze yemeklerinde, salatalarınızda veya pilav olarak tüketin. Buğdayı ise süt ile pişirip içine 1 tatlı kaşığı bal koyarak tatlı ihtiyacınızı giderin, sütünüzü artırın.
    Yağlı tohumlar: Fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar zengin yağ asidi, vitamin ve mineral bileşimi ile ön plana çıkıyor. Annenin beslenmesinde yağ asidi bileşimine önem vermesi sütün daha kaliteli salgılanmasına ve bebeğin sinirsel gelişimine destek oluyor.
    Ispanak / Pazı / Dereotu: Emzirme süresince ikinize de gerekli olan demir, kalsiyum ve folik asit içerirler. Çiğ veya az pişmiş olarak tercih edin, yemeklerin içinde de mutlaka kullanın.
    Çemen Tohumu: Tavuk ve et yemeklerinize lezzet katan bu besin aynı zamanda sütünüze de bolluk katacaktır.
    Rezene: Hormon değişikliklerine yol açan maddelerce zengin olan rezene, anne sütü salınımı için gerekli olan östrojen ve prolaktin hormonlarının üretimini artırır. Hem bebeğinizi hem de sizi rahatlatır.
    Sarımsak / Soğan: Anne sütü artıran en iyi besinler arasında yer alırlar. Süt üretimine yardımcı bileşikler vardır. Yemeklerinizde ve salatalarınızda bol bol kullanın.
    Kuşkonmaz: Kuşkonmazda, emziren annelerin süt üretimi için, gerekli hormonlar vardır. A vitamini, potasyum ve posadan zengin olan kuşkonmazı sebze yemeklerinde, ızgara etlerin yanında kullanın.
    Balkabağı: Zengin beta karoten içeriğiyle sütünüzü artıran balkabağını, tatlı olarak tüketmeniz hem tatlı isteğini azaltacak, hem de sütünü artıracaktır.
    emzirme_donemi
    Emziklilik döneminde beslenme
    Su – Maden Suyu: Emzirme döneminde olan anne, sütünü artırmak için 2,5-3 litre su içmelidir. Emzirirken terleyerek kaybettiğiniz elektrolitlerinizi ise günde 1 tane maden suyu ile tamamlayın.”  İHA – trthaber.com
  • Bebeğin Anne Karnında Ters Durması

    Bebeğin Anne Karnında Ters Durması

    Bebeğin Anne Karnında Ters Durması… Özellikle hamileliğin son evrelerinde ve doğumun yaklaştığı zamanlarda her şey tahmin ettiğiniz gibi gitmeyebilir. Çünkü gelişmekte olan bebek anne karnında sürekli aktif bir hareket hali alabilir. Doğum öncesinde ya da nişan gelmesi olduktan sonra ultrason yardımıyla bebeğin pozisyonu tespit edilebilir. Böylece ters durup durmadığı ve bunun doğum sırasında getireceği etkenler doktorunuz tarafından tespit edebilir. Özellikle anne adayını psikolojik ve ruhsal açıdan dengesizleştirecek bu durum mutlaka takip edilmesi gereken önemli bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır.

    Bebeğin son şeklinin ters olma ihtimali nedir?

    Gebeliğin son zamanlarında artık doğum pozisyonunu alan bebekler herhangi bir sorun çıkarmazlar. Bu pozisyon baş tarafı rahim ağzında ayakları yukarıda olacak şekildedir. Ve genelde bebeklerin böyle doğma oranı % 95 civarlarındadır. Ancak bazen bunun tam tersi de olabilir. Çok seyrek bir şekilde gözükse de baş kısmının yukarıda, ayaklarının rahim ağzında olduğu da görülebilmektedir. Bu doğum esnasında daha fazla acı ve ağrı demektir. Aynı zamanda bebeğin dünyaya gelmesi için pek de istenilen bir pozisyon değildir. Bu tip ters durma pozisyonlarına da tıbbi anlamda makat geliş pozisyonu adının verildiğini de belirtmek isteriz.

    Peki, bebeğin ters dönme durumu neden kaynaklanır?

    Özellikle hamileliğin kalan 3 aylık döneminde fiziksel olarak tahminlerin çok ötesinde bir bebek gelişimi görülür. Bulunduğu sıvı içerisinde daha rahat bir pozisyonu bulmak adına bebeklerin sürekli hareket ettiği ve bunun neticesinde bazen baş kısmının karın bölgesinde ayaklarının da rahme doğru yönelmesi söz konusu olabilir. Genellikle makat geliş özelliğine sahip doğumlarda sebep olarak bebeklerin ikiz olması ya da prematüre şekilde doğdukları saptanmıştır. Ancak çok düşük ihtimal de olsa normal bebekler içinde bu ters durma pozisyonu ile karşılaşabilmek mümkündür. Bunun için doğru duruş almalarını sağlamak adına yapılabilecek herhangi bir çalışma da söz konusu değildir. Yani bu tamamen bebeğin rahat pozisyon alma içgüdüsü ile kendine bulduğu yer olarak da nitelendirilebilir.

    Ters durma durumu gebe için tehlike arz eder mi?

    Hamileliğinizin henüz orta dönemlerindeyseniz sıvı içerisinde şekil alma dolayından ötürü bebeğiniz ters durabilir ve bunda herhangi bir sıkıntı yoktur. Çünkü gelişimi sürdükçe pozisyon bilgisini ve duruşunu değiştirecek. Özellikle doğum esnasında rahim kanalına olması gerektiği gibi gelecektir. Bu ters durma olasılığı gebeliğinizin 36. Ya da 37. Haftalarına kadar sürebilir. Bu tip ultrason çekimlerinizde bebeğinizin ters durma ihtimali siz de asla bir panik havası yaratmamalı, sakinliğinizi korumalısınız. Çünkü yüksek ihtimal başı rahim kanalında ayakları karnınızda olacak şekilde pozisyona geçecektir. Eğer normal bir doğum yapacaksanız ve artık zamanınız geldiyse, buna rağmen bebeğiniz ters duruyorsa bir takım sıkıntılar ve tehlikeler arz edebilir. Bunun için daha güvenilir doğum yöntemi olan sezaryen desteği almanızın da sizler için en doğru seçim olacağı güvencesini vermek isteriz. 

    Sezaryen doğum ters duran her bebek için geçerli midir? 

    Eğer doğum yapmak için son 1 hafta 10 güne kadar geldiyseniz ve hala bebeğiniz ters duruyorsa kesinlikle sorun yaşamamak, hem kendi sağlığınızın hem de bebeğinizin yaşamı için sezaryen doğum ile bu olumsuzluktan kurtulabilirsiniz. Sizin için kesinlikle faydası olacak ilk yöntemin bu olması gerektiğini de belirtmeliyiz.

  • Astımlı bebekler için öneriler

    Astımlı bebekler için öneriler

    Astımlı bebekler için öneriler… Astım yalnızca yetişkilenlerde ya da çocuklarda görülmüyor. Araştırmalara göre prematüre bebeklerde de bu risk oldukça yüksek…

    Astım yalnızca yetişkilenlerde ya da çocuklarda görülmüyor. Araştırmalara göre prematüre bebeklerde bu riskin arttığını söyleyen Doç. Dr. Nermin Tansuğ, erken doğan bebeklerde astım riskini engellemede anne sütünün önemine değindi.

    Doç. Dr. Tansuğ sigara kullanımının hem erken doğum riskini hem de bebeklerde astım riskini arttırdığını söyledi.

    Tekrarlayan öksürük, nefes darlığı ve hışıltı atakları ile seyreden kronik bir solunum yolları hastalığı olan astım yetişkinlerin yanı sıra bebek ve çocukları da etkiliyor.

    Bir çocukta viral enfeksiyon, egzersiz ve allerjen ile karşılaşma sonucu tekrarlayıcı özellikte hışıltı ve/veya öksürük ortaya çıkıyorsa astım düşünülmelidir.

    Çocuklarda astım daha çok geceleri veya sabaha karşı ortaya çıkan öksürük atakları ile seyreder. Efor ve egzersiz atakların ortaya çıkmasını kolaylaştır. Göğüste sıkışma hissi veya nefes darlığı daha az rastlanan bulgulardır.

    Astımın görülme sıklığının ülkeden ülkeye, hatta bölgeden bölgeye değiştiğini söyleyen Dr. Tansuğ, yapılan çalışmaları göre Türkiye’de bu oranın yüzde 8 ile 12 arasında değiştiğini belirtti.

    Astımın görülme sıklığının yaşam koşulları, çevre ve hava kirliliği, sigara dumanı ve genetik faktörlerle ilişkili olduğunu dile getiren Dr. Tansuğ, son yıllarda yaşam koşullarının değişmesi ile birlikte astımın görülme sıklığının arttığını belirtti.

    Erken doğum ile dünyaya gelen bebeklerin akciğerleri tam olarak gelişmemiş olduğu için astıma daha meyilli olduklarını söyleyen Dr. Tansuğ,

    “Erken doğum sonrası solunum sıkıntısı ile yenidoğan yoğun bakımda yatırılarak akciğerleri geliştirici özel ilaçlar verilen ve solunum cihazına bağlanan bebeklerin ilk yaşlarında geçirilen enfeksiyonlar sırasında solunum sıkıntısı yineleyebiliyor.

    Çünkü bu bebeklerin akciğerleri tam olarak gelişmemiş olduğundan yenidoğan döneminde hasarlanan akciğer dokusu daha hassas oluyor” dedi.

    Anne sütü ile beslenen bebeklerin enfeksiyonlardan korunduğunu ve daha az hastalandıklarını belirten Dr. Tansuğ, erken doğan bebeklerde anne sütünün çok önemli olduğunu söyledi.

    Anne sütünün ilk 3 yaşta hışıltıdan koruduğuna dair çalışmalar olduğuna değinen Dr. Tansuğ, “Hışıltılı çocuklarda daha sonraki dönemlerde astım görülebileceğinden anne sütünün ilk altı ayda yoğun olarak verilmesi koruyuculuk açısından önemlidir.

    Sigara astım gelişmesinde son derece önemli olumsuz çevre faktörlerinden biridir. Hem gebelik sırasında hem de sonrasında sigaraya maruz kalmak astım görülme oranını artırmaktadır.

    Aynı zamanda sigara erken doğumu da tetiklemektedir. Sonuç olarak hem gebelikte hem de sonrasında sigaradan uzak kalınmalıdır.” diye konuştu.


    ASTIMLI BEBEĞİ OLAN ANNELERE ÖNERİLER

    Astımlı çocuklar erken tedavi edilmeli ve korunmalıdır.

    Gebelik sırasında annenin öncesinde, doğumdan sonra da bebeğin sigara dumanına maruz kalması akciğer fonksiyonlarında bozulma ve astıma neden olmaktadır. Özellikle ailede astım öyküsü var ise sigara dumanından kaçınılmalıdır.

    Anneler, sigaranın yanı sıra aşırı kalabalık, kötü havalandırma, uygunsuz ısınma, nem gibi çevresel risk faktörlerinin astımı şiddetlendirdiğini unutmamalıdır.

    Astımın gelişmesinde allerji çok önemli bir rol oynamaktadır. Saptanan bir allerjen varsa bundan kaçınılmalı ve koruyucu önlemler dikkatle uygulanmalıdır.

    Ev tozuna duyarlı çocuklara özel yatak kılıfları, nem giderici ve havalandırmayı artırıcı önlemler önerilebilir.

    Kaynak: HaberTürk

  • Çocuklarda alerjik rinit tedavisi

    Çocuklarda alerjik rinit tedavisi

    Alerjik rinitin ortalama başlangıç yaşı 10… Çocukluk çağında en çok ise erkeklerde görülüyor

    İnsana yaşam enerjisi veren bahar ayları, polen alerjisi olan kişilerin hayatını kabusa çevirebiliyor. Alerjik rinitin ortalama başlangıç yaşının 10 olduğunu belirten Uzm. Dr. Sevin Karalar, çocukluk çağında erkeklerde kızlara göre daha sık görüldüğünü söyledi.

    Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan doktortakvimi.com üyelerinden Uzm. Dr. Sevin Karalar, çocukluk çağında erkeklerde kızlara göre daha sık görülen alerjinin, erişkinlerde görülme oranının her iki cinste de aynı olduğunu belirtti. Karalar, alerjisi olan kişilerin sık sık duş almaları ve açık ortamlardan uzak durmaları gerektiğini ifade etti.

    Dr. Sevin Karalar, “Bahar aylarıyla birlikte alerji mevsimi de açıldı. Dünya nüfusunun neredeyse yüzde 40’ını etkileyen bahar alerjileri tedavi edilmediğinde astıma dönüşebiliyor. Değişen yaşam koşulları, çevre ve hava kirliliği, çocukluk döneminde geçirilen enfeksiyonların bahar alerjilerinin görülme oranlarının artmasına neden ouyor. Ayrıca kapalı ortamlarda daha uzun süre kalınmasının sigara, genetik faktörler ve diyet alışkanlıklarındaki değişikliklerin de hastalığa kapı aralar.” diye konuştu.

    Ailesinde yoğun sigara içen çocuklarda hastalık riskinin daha yüksek olduğunu söyleyen Karalar, sözlerine şöyle devam etti: “Eforla tıkanma, çocuklarda koşunca öksürük gibi dikkat çekmeyen belirtiler astımın erken bulguları arasında. Mevsimsel olan bu sendromlar bir süre sonra düzeldiği için hastalığın tanısı gecikebiliyor. Bu belirtiler iki polen mevsiminde de tekrarlarsa mutlaka bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurmak gerekiyor.”

    ERKEK ÇOCUKLARINI KIZLARA GÖRE DAHA ÇOK ETKİLİYOR

    Alerjik rinitin ortalama başlangıç yaşının 10 olduğunu belirten Dr. Sevin Karalar, çocukluk çağında erkeklerde kızlara göre daha sık görülürken, erişkinlerde sıklık oranının her iki cinste aynı olduğunu söyledi. Karalar, ayrıca hastalığın yaşam kalitesini ciddi oranda etkilediğine dikkat çekerek, günde en az bir saat süre ile art arda hapşırık, burun kaşıntısı akıntısı ve tıkanıklığı yaşayan erişkinlerinin mutlaka doktora başvurmaları gerektiğini vurguladı.

    SİGARA ORTAMINA MARUZ KALAN ÇOCUKLARDA HASTALIK RİSKİ DAHA YÜKSEK

    Doğru teşhisin çok önemli olduğuna da dikkat çeken Karalar, hastanın neye alerjisi olduğunu belirlemek için bazı testler yapmak gerektiğini söyledi. Dr. Karalar alerji hastalarının polen mevsiminde dikkat etmesi gereken hususları ise şöyle sıraladı:

    •* Polen mevsiminde hastalar açık havada bulunmamalı.
    •* Açık havada bulunulması durumunda yeşillik ve ağaçlık yerler tercih edilmemeli.
    * Piknik yapmaktan kaçınılmalı.
    •* Dışarı çıktığında yapılabiliyorsa maske, güneş gözlüğü kullanılmalı.
    •* Açık ortamdan eve gelindiğinde hemen duş alınmalı ve giysiler değiştirilmeli. Ya da en azından saçlar yıkanmalı.

    Habertürk